16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS1993 CUMA DIZI YAŞAYANALEVILIK ULUĞBEY'DE BÎR İLKOKUL KAPISINDA YAZJ -v . >JL i,\ZiblNlMK.nANINDAATATÜRKVE İ NÖNtTNÜN KABARTMA RESMİ YER ALIYOR. ULUĞBEY'DE VELİBABA'NINTÜRBESt,BAŞMEZAR GÜLBABAYA AİT OLARAK DÜŞÜNÜLMÜŞ. (FOTOĞRAFLAR GARBİS ÖZATAY) Lspaıtalı Veli Baba'nın kerameti / sparta, Lluğbe) kasabasının tümü AJevi-Bektaşi ınançlı ınsanlardan oluşuyor. Kasa- banın bağlı olduğu Senir- kent'te de Aleviler var, ama azınlıkta. Geçmişte Senırkent'm de tümü Aleviymış. Ama bugün sayılan az. Yaşlılann anlattıklanna gore; 1500 yıllannda Aleviler, çocuklan okusun dıye 3-4 kişıyi Konya'ya medrese tah- silı görmeye göndermışler Çocuklar 10-15 yıl okuyup döndükten sonra tamamen Ehl-ı Sünnet fikirlenni, yani Sünnı Islam'ı, Osmanlı Sunnih- ppı savunagelmişler. Derken süreç içinde Senırkent Sünnileşmiş. Üstelik bu olguyu yaşlı Sünnı Senırkentliler de bıliyor ve anlatıyorlar Velı Baba Sultan 1600 yıllannda Uluğbe) 'de yaşa>an, saygmlığı ile ta- runan, yörenın sevilen postnışin dedelenndenmış. Uluğbey'in o za- manki adı da "Uluköy"müş. Sohbetı- mızı emekli öğretmen Mustafa Kara- türk, Belediye Başkanı Ali Esin ve bır grup Uluebeylı ıle sürdurûrken çok ılgınç şey ler oğremyonız I'Bu adam bizimle galiba alay ediyor' Osmanlı padışahı 4. Murat, Bağ- dat sefenne çıkıyormuş Ordu ılerle- miş; Aydın, Isparta, Konya vs derken Isparta-UInboriu'} a gelmişler. Ordu- nun başında haikın Murtaza Zor Paşa dedığı paşa varmış. Ordu, Ulu- borlu'da konaklamak ıstemiş Belde- nın ılen gelenlennı çağınp yiyecek ve konaklama durumunu sormuşlar. Eşraf orduyu konaklatamayacak- lannı, çünkü çok yoksul olduklannı söylemişler. Orduyu Veü Baba'ya göndermişler. Paşa, ilgıli adamlaıi, Uluğbey'dekı Veli Baba'ya göndermış. Veli Baba'- nın köyü çok daha küçük olduğu hal- de hemen kabul etmiş. "Hay hay" de- mış. Komutanlar anlamamış ve şa- şırmışlar "Hadi başla bakalıtn. bu işi nasıl yapacaksın?" demışler. Veli Ba- ba; hemen asker ıçın bır gıiveç pilav, atlar ıçın bır torba saman ve bir tas arpa alıp gelmiş Komutanlar "Bu adam biziınle galiba alay ediyor" dıye fena halde bozulup kızmışlar, hatta öldürmeve kalkmışlar. Velı Baba bınbırzorlukla alay etmedığine komutanlan ıkna edıp konaklatmış. Asker, pilavı'ye- meye başlamış Ne pilav bitmiş, ne arpa nede saman... Mustafa Zor Paşa, bu keramet karşısında şaşırmış kalmış. Veli Ba- ba'nın elinı öpmüş, nıyaz etmış, Bağ- dat Sefen için hayır duasını istemiş. '"Dile benden. ne dilersen"' demiş. Veli Baba da, baba ve dedelen ile aıte efradının mezarlannı göstererek, bu- raya bu kullıyeyı yaptırtmış. Isparta Beyi külliyenin yarunda bir de cami yaptırmış Paşa Bağdat'ta ölunce külliye yanm kalmış. sonra tamam- lanmış. "Veli Baba Kûlli>esi"nın yapılması bu olaya dayanır. Külliye'- de 8 mezar var. 9 mezar boş. Bu boş mezar. şu anda Macaristan Budın'de türbesı olan Gül Baba için aynlmış Asıl adı. Cafer Baba olan Gül Baba. Velı Baba'nın amcasıdır. Uluğbey. yörede en çok yüksek tahsil yaptıran köy sayılıyonnuş. Köyde kadınh-erkeklı haikın oturdu- ğu kafeteryanın adı "Erenler Gazino- su". Gazinoda kaç göç yok. Büyük şehırlerde bıle bulunan "'Aileye mah- sustur" diye tabelalar da yok. Kadın erkek aynı masada oturuyor, yiye- ceğini yiyor, ıçeceğını içiyor. Hıç ra- hatsızlık duymadan... Köye ılk ilkokulu ımece ıle. devlet- ten bir kuruş para almaksızın, 1935 yılmda halk kendisı yapmış. Hem de 30 gunde. İlkokulun onıinde adeta kuisal bir yermış gibı. ıki kitabe yer alıyor. Bınncı kıtabcnın yanında Mustafa Kemal ıle İsmet Paşa'nın kabartma fotoğraflan da var; üzerinde şunlar yanlı: "Tut elimden geri kaldım Gücümle Kabemi aldım" tkincı kitabe daha da anlamlı: "Seni otuz gfinde yaptık Kaçıyordun alıp kaptık Bizi kurtar nur ocağı Kabemizsin sana tapfık" I Ondört profesörün I yetiştiği köy Bu okul hala hızmet veriyor. Ge- çen yıl, okulu yıktınp yenne yenısinı yaptırmak ısteyen Mıllı Eğıtım Mü- dürlüğüne karşı, halk ayaklanrrfiş "O okulu biz yaptık. Yıktırmayız. Eskımışse restore etmek de bıze dü- şer" demişler. JJluğbey 'de tutku dü- zeyinde algılanan eğium, köye bu alanda olağanüstü bir standart ka- zandırmış Yaşlılar sohbette, yerle- rinde oturarak tüm beldenin nüfus sayımıru yaparcasına. şu ana kadar köyden, 14 tane profesör. 40 tane dok- tor, 50-60 miihendis, miraar vs. yetişti- ğini beîırttıler Dığer mesleklenn sayiM da az değil. Her evden en az 1 ünıversıte mezunu olan Uluğbey'in bu durumunu örnek almamak olası değıl .Türkıye'deprofesörçıkarama- >an onlarca il merkezı varken... Uluğbey halkının bu bırlık ve daya- nışma geleneğı bugün de canlı bır şe- kilde sürüyor. Köyün, yanı beldenin ortalama beş bın nüfusu var. Ama bunun yiizde 75"ı belde dışında yaşı- yor. Çoğunluğu da Avrupa'da işçı. Ama Uluğbeyhler her ağustos ayının ilk haftası kasabalanna geüyorlar ve Velı Baba'nın pıla\ kazanı kaynı- yor... Rafet Yavaş: Ali Esin: Siyasiler dine öclüıı üstüne ödün verdikçe laikliğiıı temelleri dinamitlenecektir Bizim buranın Alevilerikesinlikle camiyekarşı değildirC. ŞENER - Btırada Alevi-Sünni flişkileri nasıl? Köyier arası olsun, kentte olsun... R. YAVAŞ - Bu Gedız havzasmdakı Ale- vı köylennde, Alevılık geleneklen eskisı gıbı yürütülmuyor. Ekonomık ilişkiler daha on plana çıkmış durumda. Ancak tabıi SalıhL'- de 20 cıvannda Alevı köyu var Alevilenn sorunian olarak değerlendırirsek, Alevıliğın dıştaki sorunlan, içtekı sorunian.. Dıştakı sorunian dışa karşı. Devlet ile olan ilişkiler, Sünni kesimle olan ilişkiler. Devletin ve Sünnı kesım ya da bizim dışımızdaki inanç gruplannın bize bakışı.. Şımdi maium. Tür- kiye nüfusunun üçte bıri Alevı Türkıye'de toplanan vergılenn üçte bıri Alevılerden alıruyor ve Alevıler devlete karşı her türlü yükümlülüidenni en az Sünnıler kadar, ben- ce Sünnılerden daha fazla yerine getırdikleri halde, hızmet paylaşımında aynı oranda ya- rarlanamıyorlar. Öncehkle devletin ve Sun- ni kesimin Alevilere bakışı değışmeli Eğer devletin laik olduğu sa»unuluvorsa; zorunlu din dersieri, din eğiri- mi şeklinde değil de, din öğre- timi şeklinde verilmeli. Yani dinlerin tanınması açtsından eğidrnde yer almalı din konu- ları. Bunun dışında, Diyanet tşleri Başkardığı'nın kurul- masının amacı. aydın din adamı U'tiştirmck \e dini ger- cek NÖnleriyle insanlara be- nimsetmek obnalı. Zaten Ata- tiirk. Diyanet İşleri Baş- kanlığı'nı kurarken böyle dü- şünmiiş. Fakat bugünkü geldi- ğimiz uoktada durum çok farklı... Ben bundan 15 gün önce, buranın müftüsü ıle bu Sıvas olaylanndan sonra git- tim görüştüm, ne düşünüyor- sunuz diye I'Cumhuriyetin imam'ı Çeşıtli konuşmalanmızın arasında, Sıvas'taki olayları çıkaran dini gruplann kendi- leriyle ilgisi olmadığuu ve kendılerinın bu tür gruplan deneüeyemediğinı. bu gruplann kendilennı "cumhu- ritetin imam"ı olmakla suçlayıp arkasında namaz bıle kıbnmayacak kımseler olduklan suçlamasında buiunduklannı, kısacası bu dini gruplann kendilennin ve dev letın dene- timi dışında olduğunu söyledı. Ben o zaman şunusordum. Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye'de aydın din adamı yetiştinp dınsel eğıtimi ver- mekle yükümlü olduğuna göre ve şu anda da sizin açıkladığınız gibi, devletin ve Diya- net'ın denetimi dışındaki gruplar bulundu- ğuna göre, Diyanet İşleri Başkanlığı, görevı- nı yerine getiremiyor, görevini yapamıyor demektir Bu durumda, asıl görevlenni yapamayan bir kurum olduğuna göre ve sa- dece imamlara maaş veren bır kurum olma durumunda kaldıgına göre Diyanet fşleri Başkanlığı'nın feshedilmesı daha uygun ol- maz mı, dedığimde bana. eğer Dıyaneı fes- hedıürse bu tür gruplann daha da azgınlaşa- cağını söyledi.. Ben de pekı. dedim, bu insanlar, bu dini gruplar. nereden güç alıyor° Müftü bu dını gruplann siyasetçılerden güç aldığını; özel- likle sağdakı siyası partilenn. çeşıtli mevkile- re aday olan sıyasetçılerin bu işe atıbnadan önce k'endi seçım bolgelenndeki dmı lı'der konumunda olan bır tarikat şeyhinın gidıp eteğinı, elıni dptuğünü ve bundan aldığı 'ıca- zet'le sıyasete gırdiğıni; tabii o şekılde siyase- te gırdiğinde de. sonuç itibanyla ona bağımlı hale geldığinı; ıcazet aldığı şeyhe ters bir ta- vir takmirsa, bir dahakı seçimde seçilme du- rumunun tehlikeye gıreceğınden o dönem boyunca ona sadık kalmayı sürdürdüğünü beürttı. Ve bu tür olaylarda da etkısıai orta- ya koyamıyor. Ömeğın. benım bır düşün- cemşu. Bugün DYP'nın ve ANAP'ın büyük bır çoğunluğu bırtakım Sünnı tarikatlara daya- nan kişilerden destek ahyorlar. Ömeğin Sıvas olavlannın hemen arkasından. dileri kumıalılar ve istedikleri şekilde ibadet ermeliler. Devlet, din işlerini yönlendirme de- ğil de denetleme konumunda olmalı. Bir dini grup, suç >asfı taşıyacak herhangi bir eyleme gırdiğinde, de\lctin görevi orada başlamalı ve görevini o şekilde yerine getirmeü. Bır de benım aİdıma takılan şu: Cumhuri- yet öncesmı bir yana bırakırsak. cumhuriyet sonrasında, az önce de belirttiğım gıbı, Tür- kiye'de üç kışıden birisi Alevi. Ve devletın üç Iırasmdan bir lırası da Alevilerin parası.. Bu zamana kadar Sünni kesim, devlet imkan- lanndan en iyı şekılde yararlanarak camile- rinı, çeşıtli ıbadethanelerini. ilahıyat fakülte- lenni, çeşitlı Kuran kurslannı, yurtlannı oluşturmuşlardır. Yanı Sünnı kesım, dını gereklerini yürüt- melen açısmdan, altyapısını tamamlamıştır ve bunu tamamlarken, devletin bunlara sağ- ladığı ımkanlann üçte bın de bizim pa- ramızdır * Ben şunu özeüikle son zamanlarda sa- Bu sohbetı ülkemıze 14 profesör, 40 dok- tor,60mimarnıünendis,2hakiın,2kaynıa- kam, yiizlerce öğretmen vs. kazandırmış bır Alevı köyıi olan Uluğbey'de; Belediye Baş- ,.. î. , . u - J u kanı Ali Esın'ın. erneklı öğretmen Mustafa CİOnum Dir Dagl Varai, DUnU Karatürkün,köyündedelenndenHalılÖz- satlVOr. B u p a r a İle d e h d D d ' diğ l k l r •Kara MUStaia haCCÜ giderken 10 Büyük Birlık Partısrnın Başkanı Muhsn Yazcıoğlu, Adıyaman Menzıl'deki Nakşi- bendi şeyhinın gıttı, ebni falan öptü. Bun- dan önce, zamanında, Sayin Curnhurbaş- kam'nın da bu şekilde şeyhlerin elıni öptü- ğünü veya Saidi Nursi'nin mevlidme mesaj gönderdiğini, bu tür şeyleri duyuyomz Bu, sol partilerde pek olmuyor. Daha doğrusu belkı buna ihtıyaç duyulmuyor ama, sağ partıler genellikle Sünni din adamlanndan bir hayli yararlaruyorlar. Tabıi yararlan- malar da daha ziyade karşılıkh oluyor. Bu arada olan Alevi insanlara, demokratik in- sanlara oluyor. Bunu çözümlemek ıçın din ile sıyasetin, daha doğrusu dınin siyasete alet edılmesi olgusunun ortadan kaldınlması ge- rekıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı feshedilmeli bana göre. Ve dini gruplar kendi cemaatlerini kendileri oluşturup kendi ibadet yerlerini ken- vunuyorum: Devlet, Alevi kesiminde dini gereklerin ye- rine getirilebilmesi ve dini gereksinmelerin karşilanabilmesi için gerekli altyapıyı oluştu- racak maddi bir kaynak yaratmalıdır. Biz bu zamana kadar imamın maaşuıı ödemişsek, imamm aldığı üç liradan bir lirası benimse; de>lerin y apacağı şey de, artık, bir dini hizmet verilen v apı, bina veya cami >eyahut kültiir si- tesi şeklinde olur \e\ a dinler fakultesi şeklin- deolur. Buralara yapüan yatırımlardan her üç lira- dan bir lirası benimse. benim de bundan sonra kuracağım eemevi, ensritü veyahut da buna benzer kunımlann oluşumunda detlet bana bütceden gerekli parayı ayırmalı... SÜRECEK damar Dede'nın ve diğer canlann kaülımı ıle yaptık. I"UIuğbeylüerin kabesi eğitim" C. ŞENER - Ali Bey, dikkarimizi hemen çeken bir şey şu: Lluğbe) bir Alevi beldesi ama, minareli bir cami de var. Onun hakkt- nda biraz aydınlatıcı bilgi verir misiniz? ALİ ESİN - Bu konuda bılgıyı sıze ıster- senız Mustafa Karatürk Hocam versın. Türbe 1630 yılında yapılmış. Murtaza Zor Paşa zamanında inşa edilmiş Cami kısmı (Mustafa Karatürk'e dönerek) hocam tür- beden once mı, sonra mı9 MUSTAFA KARA- TÜRK - Cami türbe ıle be- raber yapılmış. Temelı aynı zamanda atılmış. Ama cami olarak yapı- lmamış. Aşevi olarak, der- gahta taliplerin ders gör- duğü bır yer olarak yapılmış aslında C. ŞENER - Cami haK- ne dönüşrürülmesi ne za- man olmuş? MLSTAFA KARA- TÜRK - Cami halıne dön- dürülme zamanı. miladi 1858 tanhlenne dayanı- yor. Türbe yapılırken, cami olarak kullanılan kısmın da aynı yıl içinde te- melı atılmış 1630'da.. O za- man Bağdat Sefen vardı ya. Bağdat'a seferine gi- derken Murtaza Zor Pa- şa'nın emnyle bu ış yapılı- yor Valide Sultan'ın sağlığında. Valıde Sultan 97 yaşındayken. Murtaza Zor Paşa Bağdat'ta şehit olunca Isparta Mütesellı- mi bu binanın ınşaatım yanda bırakıyor. Bu cami olarak kullanılan kısım, gidiyor. Hac'da ölüyor. atandı camiye? MUSTAFA KARATÜRK - Bizim ço- cukluğumuzdan ben mahalli ımamlar vardı Köy halkı tarafından vazıfelendıril- miş, eski yazı bilen kişıler... Onlar sadece vakit ezanını okuyorlardı C. ŞENER - Benim dikkarimı çeken Alevi köyü, ama cami. Cami ile Alevi kövümin iliş- kisi nasıl? MUSTAFA KARATÜRK - Sanıyoruz tekke ve zaviyelenn kapatıiması sırasında beri yaşadığımız olay bu. Camiye gjdeni tenkıt etmemışler. Camiye gıden de bizi ten- kıt etmemış. Yanı o kadar toleranslı dav- ranılmış. Şımdı bızım pederden ışıttiğım bir şey var, kitabede de yaayor Kara Mustafa ısmındeki bir şahıs hacca giderken, şurada köy önünde 10 dönüm bır bağı var, bunu satıyor. Bu para ıle de hacca gidiyor. Ha*'- da ölüyor. O para ile bu mınareyı yapıyor- lar. Bizim ikı kısım var. Aşağı Hacılar ve Yukan Hacılar dıye Minarede, o zaman elektrik falan yok Işığını sen yakacaksın. ben yakacağım dıye problemkr-vardı. Ba- bam, minare yapıldıktan sonra camiye do- nüştürdüler derdı. MUSTAFA KARATÜRK - Ehmızdela eski resmı kayıüara göre, türbe ile cami kısmının temelinın aynı tanhteaüJdığj belü, yani yapısından belli Fakat bundan evvel Veli Baba Sultan zamanında dergah varmış. Dergah ne demek? Demşlerin yiyıp ıçip, ULUĞBEY'DE VELİ BABAININ HUZURUNDA SOHBET EDERKEN (SOL BAŞTA. MUS- TAFA KARATÜRK, ALİ ESİN SAĞ BAŞTA CEMAL ŞENER.) orada halk tarafından mahalli imkanlarla, bu dağlardan odun. ok, direk geürmek su- retiyle kara örtü olarak örtülüyor Bu yakın zamana kadar, 1976 senelerine kadar kara örtü ıdi. Yıkılacak, göçecek hale geldı. Biz kurmuş olduğumuz koruma derneğı ile Vakıflar Genel Müdürluğü'ne defalarca müracaat ettık. O müracaatımız sonunda da Vakıflar Genel Müdürlüğü kara örtüyü kaldırdı, çatıya aldı. İlk çatı böyle güzel. sacla kaplı güzel bır çatı idi O çatıyı rüzgar attı. îkinci defa yapılışı kiremit şeklinde, yılı 1982 olacak . Minarenin kitabesinde şöyle diyor- "Sahabül hayrat ve hasenat Rama- zan Bın Halil Derviş mahdumu Hacı Mus- tafa ruhuna fatıha". (Tanhi, hicn 1278, mi- ladi 1858.) Yapılalı 278 sene mi oluyor, işte öyle. C. ŞENER - İmam ne zamandan beri ya da o tarihten sonra camiye dönüştürül- müş olsa gerek. C. ŞENER - Isparta yöresinde Sünni nü- fus yoğun. V örede, göninmeyen bir baskıdan dolavı mı camiye dönüştürme gereği duyul- du?". ALİ ESİN - Burada medresenın oluşu dönemınde burada yeüşenler var, halihaa- rda bizim tanıdıklanmız. Benim kayınpeder müezzinmiş. Babamgıl bizim çocufcluğu- muzda ramazan orucunu da tutardı. Cu- malan da çoğu gıderdı camiye. Bu, baskı- dan ayade, bır görgü durumu zanneder- sem. Bizim buranın Alevileri, kesınkes ca- miye karşı değıl. Mutedil. İlişkiler daha yu- muşak. Çünkü biz her ıki taraftan da kız alıp vermişız. Yani boyle bir katı ayınm yok. Hoşgörü ıçensinde olan bir olay benim kanaatıme göre. Bızım çocukluğumuzdan yaüp kalktığı, ders verdıği yer demek. Bura- da dergah olduğuna göre, Veli Baba Sultan Cezayir'de şehit olup kaldıktan sonra bu cami, daha doğrusu türbesı yapıldıktan sonra şimdı cami olarak kullanılan kısimda dervişlenn yatıp kalktığı, aş pişirdıği kazan- lan var, kepçeleri vardı. Eşyalan vardı, şamdanlan vardı Bunlan nerede kullaru- yorlardı? Burası cami idi de. Bu kazanlarla nerede aş pişıriyorlardı? Kımler yıyordu bu- rada pişen aşı 9 Mutlaka dennşler yiyordu. Buranın ılk adının Işıklar Köyü olduğuna daır kayıtlar da var Sonra Aşıklar Köyü'ne çevnlmiş. Ondan sonra Ulugün. Uluköy ve en sonunda U'uğbey olmuş. Eldeki kayı- tlar, ilk yapılışı mıhrap da olsa, bir dergah olarak kullanıld^ı kanaatinı veriyor. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle