Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS1993 CUMA
DIZI
YAŞAYANALEVILIK
ULUĞBEY'DE BÎR İLKOKUL KAPISINDA YAZJ -v . >JL i,\ZiblNlMK.nANINDAATATÜRKVE
İ NÖNtTNÜN KABARTMA RESMİ YER ALIYOR.
ULUĞBEY'DE VELİBABA'NINTÜRBESt,BAŞMEZAR GÜLBABAYA AİT OLARAK DÜŞÜNÜLMÜŞ.
(FOTOĞRAFLAR GARBİS ÖZATAY)
Lspaıtalı Veli Baba'nın kerameti
/
sparta, Lluğbe) kasabasının
tümü AJevi-Bektaşi ınançlı
ınsanlardan oluşuyor. Kasa-
banın bağlı olduğu Senir-
kent'te de Aleviler var, ama
azınlıkta.
Geçmişte Senırkent'm de tümü
Aleviymış. Ama bugün sayılan az.
Yaşlılann anlattıklanna gore; 1500
yıllannda Aleviler, çocuklan okusun
dıye 3-4 kişıyi Konya'ya medrese tah-
silı görmeye göndermışler Çocuklar
10-15 yıl okuyup döndükten sonra
tamamen Ehl-ı Sünnet fikirlenni,
yani Sünnı Islam'ı, Osmanlı Sunnih-
ppı savunagelmişler. Derken süreç
içinde Senırkent Sünnileşmiş. Üstelik
bu olguyu yaşlı Sünnı Senırkentliler
de bıliyor ve anlatıyorlar
Velı Baba Sultan 1600 yıllannda
Uluğbe) 'de yaşa>an, saygmlığı ile ta-
runan, yörenın sevilen postnışin
dedelenndenmış. Uluğbey'in o za-
manki adı da "Uluköy"müş. Sohbetı-
mızı emekli öğretmen Mustafa Kara-
türk, Belediye Başkanı Ali Esin ve bır
grup Uluebeylı ıle sürdurûrken çok
ılgınç şey ler oğremyonız
I'Bu adam bizimle galiba
alay ediyor'
Osmanlı padışahı 4. Murat, Bağ-
dat sefenne çıkıyormuş Ordu ılerle-
miş; Aydın, Isparta, Konya vs derken
Isparta-UInboriu'} a gelmişler. Ordu-
nun başında haikın Murtaza Zor
Paşa dedığı paşa varmış. Ordu, Ulu-
borlu'da konaklamak ıstemiş Belde-
nın ılen gelenlennı çağınp yiyecek ve
konaklama durumunu sormuşlar.
Eşraf orduyu konaklatamayacak-
lannı, çünkü çok yoksul olduklannı
söylemişler. Orduyu Veü Baba'ya
göndermişler.
Paşa, ilgıli adamlaıi, Uluğbey'dekı
Veli Baba'ya göndermış. Veli Baba'-
nın köyü çok daha küçük olduğu hal-
de hemen kabul etmiş. "Hay hay" de-
mış. Komutanlar anlamamış ve şa-
şırmışlar "Hadi başla bakalıtn. bu işi
nasıl yapacaksın?" demışler. Veli Ba-
ba; hemen asker ıçın bır gıiveç pilav,
atlar ıçın bır torba saman ve bir tas
arpa alıp gelmiş
Komutanlar "Bu adam biziınle
galiba alay ediyor" dıye fena halde
bozulup kızmışlar, hatta öldürmeve
kalkmışlar. Velı Baba bınbırzorlukla
alay etmedığine komutanlan ıkna
edıp konaklatmış. Asker, pilavı'ye-
meye başlamış Ne pilav bitmiş, ne
arpa nede saman...
Mustafa Zor Paşa, bu keramet
karşısında şaşırmış kalmış. Veli Ba-
ba'nın elinı öpmüş, nıyaz etmış, Bağ-
dat Sefen için hayır duasını istemiş.
'"Dile benden. ne dilersen"' demiş.
Veli Baba da, baba ve dedelen ile aıte
efradının mezarlannı göstererek, bu-
raya bu kullıyeyı yaptırtmış. Isparta
Beyi külliyenin yarunda bir de cami
yaptırmış Paşa Bağdat'ta ölunce
külliye yanm kalmış. sonra tamam-
lanmış. "Veli Baba Kûlli>esi"nın
yapılması bu olaya dayanır. Külliye'-
de 8 mezar var. 9 mezar boş. Bu boş
mezar. şu anda Macaristan Budın'de
türbesı olan Gül Baba için aynlmış
Asıl adı. Cafer Baba olan Gül Baba.
Velı Baba'nın amcasıdır.
Uluğbey. yörede en çok yüksek
tahsil yaptıran köy sayılıyonnuş.
Köyde kadınh-erkeklı haikın oturdu-
ğu kafeteryanın adı "Erenler Gazino-
su". Gazinoda kaç göç yok. Büyük
şehırlerde bıle bulunan "'Aileye mah-
sustur" diye tabelalar da yok. Kadın
erkek aynı masada oturuyor, yiye-
ceğini yiyor, ıçeceğını içiyor. Hıç ra-
hatsızlık duymadan...
Köye ılk ilkokulu ımece ıle. devlet-
ten bir kuruş para almaksızın, 1935
yılmda halk kendisı yapmış. Hem de
30 gunde. İlkokulun onıinde adeta
kuisal bir yermış gibı. ıki kitabe yer
alıyor.
Bınncı kıtabcnın yanında Mustafa
Kemal ıle İsmet Paşa'nın kabartma
fotoğraflan da var; üzerinde şunlar
yanlı:
"Tut elimden geri kaldım
Gücümle Kabemi aldım"
tkincı kitabe daha da anlamlı:
"Seni otuz gfinde yaptık
Kaçıyordun alıp kaptık
Bizi kurtar nur ocağı
Kabemizsin sana tapfık"
I Ondört profesörün
I yetiştiği köy
Bu okul hala hızmet veriyor. Ge-
çen yıl, okulu yıktınp yenne yenısinı
yaptırmak ısteyen Mıllı Eğıtım Mü-
dürlüğüne karşı, halk ayaklanrrfiş
"O okulu biz yaptık. Yıktırmayız.
Eskımışse restore etmek de bıze dü-
şer" demişler. JJluğbey 'de tutku dü-
zeyinde algılanan eğium, köye bu
alanda olağanüstü bir standart ka-
zandırmış Yaşlılar sohbette, yerle-
rinde oturarak tüm beldenin nüfus
sayımıru yaparcasına. şu ana kadar
köyden, 14 tane profesör. 40 tane dok-
tor, 50-60 miihendis, miraar vs. yetişti-
ğini beîırttıler Dığer mesleklenn
sayiM da az değil. Her evden en az 1
ünıversıte mezunu olan Uluğbey'in
bu durumunu örnek almamak olası
değıl .Türkıye'deprofesörçıkarama-
>an onlarca il merkezı varken...
Uluğbey halkının bu bırlık ve daya-
nışma geleneğı bugün de canlı bır şe-
kilde sürüyor. Köyün, yanı beldenin
ortalama beş bın nüfusu var. Ama
bunun yiizde 75"ı belde dışında yaşı-
yor. Çoğunluğu da Avrupa'da işçı.
Ama Uluğbeyhler her ağustos ayının
ilk haftası kasabalanna geüyorlar ve
Velı Baba'nın pıla\ kazanı kaynı-
yor...
Rafet Yavaş: Ali Esin:
Siyasiler dine öclüıı üstüne ödün verdikçe
laikliğiıı temelleri dinamitlenecektir
Bizim buranın Alevilerikesinlikle
camiyekarşı değildirC. ŞENER - Btırada Alevi-Sünni flişkileri
nasıl? Köyier arası olsun, kentte olsun...
R. YAVAŞ - Bu Gedız havzasmdakı Ale-
vı köylennde, Alevılık geleneklen eskisı gıbı
yürütülmuyor. Ekonomık ilişkiler daha on
plana çıkmış durumda. Ancak tabıi SalıhL'-
de 20 cıvannda Alevı köyu var Alevilenn
sorunian olarak değerlendırirsek, Alevıliğın
dıştaki sorunlan, içtekı sorunian.. Dıştakı
sorunian dışa karşı. Devlet ile olan ilişkiler,
Sünni kesimle olan ilişkiler. Devletin ve
Sünnı kesım ya da bizim dışımızdaki inanç
gruplannın bize bakışı.. Şımdi maium. Tür-
kiye nüfusunun üçte bıri Alevı Türkıye'de
toplanan vergılenn üçte bıri Alevılerden
alıruyor ve Alevıler devlete karşı her türlü
yükümlülüidenni en az Sünnıler kadar, ben-
ce Sünnılerden daha fazla yerine getırdikleri
halde, hızmet paylaşımında aynı oranda ya-
rarlanamıyorlar. Öncehkle devletin ve Sun-
ni kesimin Alevilere bakışı değışmeli
Eğer devletin laik olduğu sa»unuluvorsa;
zorunlu din dersieri, din eğiri-
mi şeklinde değil de, din öğre-
timi şeklinde verilmeli. Yani
dinlerin tanınması açtsından
eğidrnde yer almalı din konu-
ları. Bunun dışında, Diyanet
tşleri Başkardığı'nın kurul-
masının amacı. aydın din
adamı U'tiştirmck \e dini ger-
cek NÖnleriyle insanlara be-
nimsetmek obnalı. Zaten Ata-
tiirk. Diyanet İşleri Baş-
kanlığı'nı kurarken böyle dü-
şünmiiş. Fakat bugünkü geldi-
ğimiz uoktada durum çok
farklı... Ben bundan 15 gün
önce, buranın müftüsü ıle bu
Sıvas olaylanndan sonra git-
tim görüştüm, ne düşünüyor-
sunuz diye
I'Cumhuriyetin
imam'ı
Çeşıtli konuşmalanmızın
arasında, Sıvas'taki olayları
çıkaran dini gruplann kendi-
leriyle ilgisi olmadığuu ve
kendılerinın bu tür gruplan
deneüeyemediğinı. bu
gruplann kendilennı "cumhu-
ritetin imam"ı olmakla suçlayıp arkasında
namaz bıle kıbnmayacak kımseler olduklan
suçlamasında buiunduklannı, kısacası bu
dini gruplann kendilennin ve dev letın dene-
timi dışında olduğunu söyledı. Ben o zaman
şunusordum.
Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye'de
aydın din adamı yetiştinp dınsel eğıtimi ver-
mekle yükümlü olduğuna göre ve şu anda
da sizin açıkladığınız gibi, devletin ve Diya-
net'ın denetimi dışındaki gruplar bulundu-
ğuna göre, Diyanet İşleri Başkanlığı, görevı-
nı yerine getiremiyor, görevini yapamıyor
demektir Bu durumda, asıl görevlenni
yapamayan bir kurum olduğuna göre ve sa-
dece imamlara maaş veren bır kurum olma
durumunda kaldıgına göre Diyanet fşleri
Başkanlığı'nın feshedilmesı daha uygun ol-
maz mı, dedığimde bana. eğer Dıyaneı fes-
hedıürse bu tür gruplann daha da azgınlaşa-
cağını söyledi..
Ben de pekı. dedim, bu insanlar, bu dini
gruplar. nereden güç alıyor° Müftü bu dını
gruplann siyasetçılerden güç aldığını; özel-
likle sağdakı siyası partilenn. çeşıtli mevkile-
re aday olan sıyasetçılerin bu işe atıbnadan
önce k'endi seçım bolgelenndeki dmı lı'der
konumunda olan bır tarikat şeyhinın gidıp
eteğinı, elıni dptuğünü ve bundan aldığı 'ıca-
zet'le sıyasete gırdiğıni; tabii o şekılde siyase-
te gırdiğinde de. sonuç itibanyla ona bağımlı
hale geldığinı; ıcazet aldığı şeyhe ters bir ta-
vir takmirsa, bir dahakı seçimde seçilme du-
rumunun tehlikeye gıreceğınden o dönem
boyunca ona sadık kalmayı sürdürdüğünü
beürttı. Ve bu tür olaylarda da etkısıai orta-
ya koyamıyor. Ömeğın. benım bır düşün-
cemşu.
Bugün DYP'nın ve ANAP'ın büyük bır
çoğunluğu bırtakım Sünnı tarikatlara daya-
nan kişilerden destek ahyorlar. Ömeğin
Sıvas olavlannın hemen arkasından.
dileri kumıalılar ve istedikleri şekilde ibadet
ermeliler. Devlet, din işlerini yönlendirme de-
ğil de denetleme konumunda olmalı. Bir dini
grup, suç >asfı taşıyacak herhangi bir eyleme
gırdiğinde, de\lctin görevi orada başlamalı ve
görevini o şekilde yerine getirmeü.
Bır de benım aİdıma takılan şu: Cumhuri-
yet öncesmı bir yana bırakırsak. cumhuriyet
sonrasında, az önce de belirttiğım gıbı, Tür-
kiye'de üç kışıden birisi Alevi. Ve devletın üç
Iırasmdan bir lırası da Alevilerin parası.. Bu
zamana kadar Sünni kesim, devlet imkan-
lanndan en iyı şekılde yararlanarak camile-
rinı, çeşıtli ıbadethanelerini. ilahıyat fakülte-
lenni, çeşitlı Kuran kurslannı, yurtlannı
oluşturmuşlardır.
Yanı Sünnı kesım, dını gereklerini yürüt-
melen açısmdan, altyapısını tamamlamıştır
ve bunu tamamlarken, devletin bunlara sağ-
ladığı ımkanlann üçte bın de bizim pa-
ramızdır *
Ben şunu özeüikle son zamanlarda sa-
Bu sohbetı ülkemıze 14 profesör, 40 dok-
tor,60mimarnıünendis,2hakiın,2kaynıa-
kam, yiizlerce öğretmen vs. kazandırmış bır
Alevı köyıi olan Uluğbey'de; Belediye Baş- ,.. î. , . u - J u
kanı Ali Esın'ın. erneklı öğretmen Mustafa CİOnum Dir Dagl Varai, DUnU
Karatürkün,köyündedelenndenHalılÖz- satlVOr. B u p a r a İle d e h
d D d ' diğ l k l r
•Kara MUStaia
haCCÜ giderken 10
Büyük Birlık Partısrnın Başkanı Muhsn
Yazcıoğlu, Adıyaman Menzıl'deki Nakşi-
bendi şeyhinın gıttı, ebni falan öptü. Bun-
dan önce, zamanında, Sayin Curnhurbaş-
kam'nın da bu şekilde şeyhlerin elıni öptü-
ğünü veya Saidi Nursi'nin mevlidme mesaj
gönderdiğini, bu tür şeyleri duyuyomz Bu,
sol partilerde pek olmuyor. Daha doğrusu
belkı buna ihtıyaç duyulmuyor ama, sağ
partıler genellikle Sünni din adamlanndan
bir hayli yararlaruyorlar. Tabıi yararlan-
malar da daha ziyade karşılıkh oluyor. Bu
arada olan Alevi insanlara, demokratik in-
sanlara oluyor. Bunu çözümlemek ıçın din
ile sıyasetin, daha doğrusu dınin siyasete alet
edılmesi olgusunun ortadan kaldınlması ge-
rekıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı feshedilmeli
bana göre. Ve dini gruplar kendi cemaatlerini
kendileri oluşturup kendi ibadet yerlerini ken-
vunuyorum:
Devlet, Alevi kesiminde dini gereklerin ye-
rine getirilebilmesi ve dini gereksinmelerin
karşilanabilmesi için gerekli altyapıyı oluştu-
racak maddi bir kaynak yaratmalıdır. Biz bu
zamana kadar imamın maaşuıı ödemişsek,
imamm aldığı üç liradan bir lirası benimse;
de>lerin y apacağı şey de, artık, bir dini hizmet
verilen v apı, bina veya cami >eyahut kültiir si-
tesi şeklinde olur \e\ a dinler fakultesi şeklin-
deolur.
Buralara yapüan yatırımlardan her üç lira-
dan bir lirası benimse. benim de bundan sonra
kuracağım eemevi, ensritü veyahut da buna
benzer kunımlann oluşumunda detlet bana
bütceden gerekli parayı ayırmalı...
SÜRECEK
damar Dede'nın ve diğer canlann kaülımı
ıle yaptık.
I"UIuğbeylüerin
kabesi eğitim"
C. ŞENER - Ali Bey, dikkarimizi hemen
çeken bir şey şu: Lluğbe) bir Alevi beldesi
ama, minareli bir cami de var. Onun hakkt-
nda biraz aydınlatıcı bilgi verir misiniz?
ALİ ESİN - Bu konuda bılgıyı sıze ıster-
senız Mustafa Karatürk Hocam versın.
Türbe 1630 yılında yapılmış. Murtaza Zor
Paşa zamanında inşa edilmiş Cami kısmı
(Mustafa Karatürk'e dönerek) hocam tür-
beden once mı, sonra mı9
MUSTAFA KARA-
TÜRK - Cami türbe ıle be-
raber yapılmış. Temelı
aynı zamanda atılmış.
Ama cami olarak yapı-
lmamış. Aşevi olarak, der-
gahta taliplerin ders gör-
duğü bır yer olarak
yapılmış aslında
C. ŞENER - Cami haK-
ne dönüşrürülmesi ne za-
man olmuş?
MLSTAFA KARA-
TÜRK - Cami halıne dön-
dürülme zamanı. miladi
1858 tanhlenne dayanı-
yor. Türbe yapılırken,
cami olarak kullanılan
kısmın da aynı yıl içinde te-
melı atılmış 1630'da.. O za-
man Bağdat Sefen vardı
ya. Bağdat'a seferine gi-
derken Murtaza Zor Pa-
şa'nın emnyle bu ış yapılı-
yor Valide Sultan'ın
sağlığında. Valıde Sultan
97 yaşındayken. Murtaza
Zor Paşa Bağdat'ta şehit
olunca Isparta Mütesellı-
mi bu binanın ınşaatım
yanda bırakıyor. Bu cami
olarak kullanılan kısım,
gidiyor. Hac'da ölüyor.
atandı camiye?
MUSTAFA KARATÜRK - Bizim ço-
cukluğumuzdan ben mahalli ımamlar
vardı Köy halkı tarafından vazıfelendıril-
miş, eski yazı bilen kişıler... Onlar sadece
vakit ezanını okuyorlardı
C. ŞENER - Benim dikkarimı çeken Alevi
köyü, ama cami. Cami ile Alevi kövümin iliş-
kisi nasıl?
MUSTAFA KARATÜRK - Sanıyoruz
tekke ve zaviyelenn kapatıiması sırasında
beri yaşadığımız olay bu. Camiye gjdeni
tenkıt etmemışler. Camiye gıden de bizi ten-
kıt etmemış. Yanı o kadar toleranslı dav-
ranılmış. Şımdı bızım pederden ışıttiğım bir
şey var, kitabede de yaayor Kara Mustafa
ısmındeki bir şahıs hacca giderken, şurada
köy önünde 10 dönüm bır bağı var, bunu
satıyor. Bu para ıle de hacca gidiyor. Ha*'-
da ölüyor. O para ile bu mınareyı yapıyor-
lar. Bizim ikı kısım var. Aşağı Hacılar ve
Yukan Hacılar dıye Minarede, o zaman
elektrik falan yok Işığını sen yakacaksın.
ben yakacağım dıye problemkr-vardı. Ba-
bam, minare yapıldıktan sonra camiye do-
nüştürdüler derdı.
MUSTAFA KARATÜRK - Ehmızdela
eski resmı kayıüara göre, türbe ile cami
kısmının temelinın aynı tanhteaüJdığj belü,
yani yapısından belli Fakat bundan evvel
Veli Baba Sultan zamanında dergah varmış.
Dergah ne demek? Demşlerin yiyıp ıçip,
ULUĞBEY'DE VELİ BABAININ HUZURUNDA SOHBET EDERKEN (SOL BAŞTA. MUS-
TAFA KARATÜRK, ALİ ESİN SAĞ BAŞTA CEMAL ŞENER.)
orada halk tarafından mahalli imkanlarla,
bu dağlardan odun. ok, direk geürmek su-
retiyle kara örtü olarak örtülüyor Bu yakın
zamana kadar, 1976 senelerine kadar kara
örtü ıdi. Yıkılacak, göçecek hale geldı. Biz
kurmuş olduğumuz koruma derneğı ile
Vakıflar Genel Müdürluğü'ne defalarca
müracaat ettık. O müracaatımız sonunda
da Vakıflar Genel Müdürlüğü kara örtüyü
kaldırdı, çatıya aldı. İlk çatı böyle güzel.
sacla kaplı güzel bır çatı idi O çatıyı rüzgar
attı. îkinci defa yapılışı kiremit şeklinde, yılı
1982 olacak . Minarenin kitabesinde şöyle
diyor- "Sahabül hayrat ve hasenat Rama-
zan Bın Halil Derviş mahdumu Hacı Mus-
tafa ruhuna fatıha". (Tanhi, hicn 1278, mi-
ladi 1858.) Yapılalı 278 sene mi oluyor, işte
öyle.
C. ŞENER - İmam ne zamandan beri
ya da o tarihten sonra camiye dönüştürül-
müş olsa gerek.
C. ŞENER - Isparta yöresinde Sünni nü-
fus yoğun. V örede, göninmeyen bir baskıdan
dolavı mı camiye dönüştürme gereği duyul-
du?".
ALİ ESİN - Burada medresenın oluşu
dönemınde burada yeüşenler var, halihaa-
rda bizim tanıdıklanmız. Benim kayınpeder
müezzinmiş. Babamgıl bizim çocufcluğu-
muzda ramazan orucunu da tutardı. Cu-
malan da çoğu gıderdı camiye. Bu, baskı-
dan ayade, bır görgü durumu zanneder-
sem. Bizim buranın Alevileri, kesınkes ca-
miye karşı değıl. Mutedil. İlişkiler daha yu-
muşak. Çünkü biz her ıki taraftan da kız
alıp vermişız. Yani boyle bir katı ayınm
yok. Hoşgörü ıçensinde olan bir olay benim
kanaatıme göre. Bızım çocukluğumuzdan
yaüp kalktığı, ders verdıği yer demek. Bura-
da dergah olduğuna göre, Veli Baba Sultan
Cezayir'de şehit olup kaldıktan sonra bu
cami, daha doğrusu türbesı yapıldıktan
sonra şimdı cami olarak kullanılan kısimda
dervişlenn yatıp kalktığı, aş pişirdıği kazan-
lan var, kepçeleri vardı. Eşyalan vardı,
şamdanlan vardı Bunlan nerede kullaru-
yorlardı? Burası cami idi de. Bu kazanlarla
nerede aş pişıriyorlardı? Kımler yıyordu bu-
rada pişen aşı
9
Mutlaka dennşler yiyordu.
Buranın ılk adının Işıklar Köyü olduğuna
daır kayıtlar da var Sonra Aşıklar Köyü'ne
çevnlmiş. Ondan sonra Ulugün. Uluköy ve
en sonunda U'uğbey olmuş. Eldeki kayı-
tlar, ilk yapılışı mıhrap da olsa, bir dergah
olarak kullanıld^ı kanaatinı veriyor.
SÜRECEK