16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'20 AĞUSTOS1993 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mehmet Altınsoy ANAP'a dönüyor • ANKARA (ANKA)- Özalcılarlahareketederek. partiden istifa eden Mehmet Altmsoy, beraberinde bın kışi ile birlikte ANAP'a girecek. Pazar günü yapılacak törene Mesut Yılmaz da katılacak. ANAP kuruculanndan Ankara Büyûkşehir eski Belediye Başkanı Mehmet Alünsoy diğer arkadaşlan gibi ANAP'a dönmeyi tercih etli. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın isteği üzerin epartiden istifa eden ve bir süre Özalcılann parti kurma çalışmalanna katılan Mehmet Altınsoy'un beraberinde bin kişiyi de partiye getıreceği belirtildi. Mehmet Altınsoy'un dönüşü dolayısıyla pazar günü ANAP genel merkezinde bir tören yapılacak. Mesut Yılmaz'ın da katılacağı törende partiye girenlere üye kartlan venlecek. Erbakan'm temeli tartışılıyor • KAHRAM ANMARAŞ (UBA)- RPGenel Başkanı Nectnettin Erbakan'ın Kahramanmaraş'ta attığı cami temeli, ortalığı kanştırdı. ANAP Kahramanmaş İl Başkanı Hacı Ali özal, konuyu "dine ' siyaset kanşürmak" olarak ' değerlendirirken, RP'lı Belediye Başkanı Ali Sezal ise "Onun attığı temelden şerefduymak lazım"dedi. Tartışmalarla ilgıli olarak bılgi verirken, belediye başkanlannın yaptığı hızmetlerin temelini genel başkanlara attırmanın doğal bir olay olmadığım söyleyen Ali Sezal, caminin temelini atan Yahudi veya Hınştiyan değil İslam ortak pazannı kurmak ıçın çahşan, Müslümanlan bıraraya toplamaya çahşan bir insandır. Onun attığı temelden şerefdumak lazım" dedi. uyansı • ANKARA (ANKA) - ANAP Büyük kongresine katılacak delege ve konuklara salona silahsız gelmeleri konusunda uyan yapıldı. Kongrerun ışleyişine kolaylık kazandırmak için ; hazırlanan kıtapçıkta ' herşey aynnü ıle yer aldı. kitabın uyan bölümünde salona silah ahnmayacağı, , sılahlı gelenlerin girişte emnıyet görevlilenne teslim jtmeleri gerektiği bildirildi. pigara yasağının uygulanacağı kongrede yiyeceklerin de salona ahnmayacağı belirtildi. Kitapçıkta Ankara'da gerekli önemli telefonlar ile hastanelenn isim ve telefonlanna da yer verildi. 22 ayn sandıkta oy kullanılacaİc olan kongre için danışma merkezi. emniyet irtibat merkezi, sağlık merkezi, basm merkezi, PTT hızrnet merkezi, mescid, kafetarya, organizasyon danıjma merkezi. kumanya dağıum merkezi oluşturuldu. MesutYılmaz'ın anketine tepki • ANKARA (ANKA) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılrraz başkanlığında yapılan il başkanîan toplaıtısında MKYK adajlannı behrlemeye yöncik anket tepkilere neden oldu Denizli Milletvekili Muaffer Ancı uygulamayı ."BiDİrine düşürme modeli" olarak nitelendirirkenl 'Geıel Başkan ısteseydi M KVK kontenjanını 10'dan 2O~y çıkarabilirdik" dedi. An'c. çarşaf hste ile MKYK yyekrinın belirlenmesinin kari'laştmldığı büyük konp-ejöncesinde anketle isimiaptanmasına yöntem olank karşı çıktı. Ancı "Viıletvekilerinden kimin a&a; olup olmadığj belli degıken böyle bir anket yapaak doğru değil. Aynca ıstaıbulİl Başkanı dabir oy si\ılıyor. Bingöl İl Başianı da bir oy sayılıyor. Peisge bazında baktığında bınnn3dığerinin 133 deleşesı var. Anket ıle fsİTnenöneçıkan arlüdaşlar >aya kalabilir " d DGM Başsavcısı Demiral, hazırlanan fezlekelerin incelemeye ahndığını söyledi IşıklaradavalıazuhğıGÖKSELPOLAT ANKARA - Devlet Güvenhk Mahkemesi (DGM) Başsavcısı Nusret Demiral. Anayasa Mahkemesi'nin HEP'in kapaülmasıyla ilgili karannda. "eylem ve sözkriyle partinin kapatılmasuıa sebebiyet verdiği" beh'rtilen ve bu nedenle milletvekilliği düşen Fehmi Işıklar'la ilgili. daha önce hazırladıklan fezlekeleri incelediklerini söyledi. Demiral, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. "Eylem vesözleri nedeniyle HEP kapatıldı ama. hareketi suç teşkil ettiği için hakkında daha önce düzenlemiş oktuğumuz fezlekeleri incelemey e aldık. Işıklar. şu anda sadece SHP'nin üyesidir. Inceleme sonunda. hakkında dava açılabilir" dedi. Demiral. Işıklar'ın ey lem ve sözlennin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında değerlendirileceğini ve davanın da bu yasa hükümleri çerçevesinde açılabıleceğini belirtti. DGM Başsavcıhğı, Fehmi Işıklar'la ilgili daha önce hazırladığı fezlekelerde. "bölücülük propagandasT yaptığı gerekçesiyle dokunuhnazhğının kaldınlması isteminde bulunmuştu. Demiral. PKK milıtanı olduğu ileri sürülen Abdulvahap Kandemir'i evinde banndırdığı, sahtenüfuscüzdanı hazırladığı ve oğlu adına tedavisini yaptırdığısavıylasuçlanan DEPŞırnak Mılletvekili Orhan Doğan'la ilgili fezlekenin de hazırlanarak Adalet Bakanlığı'na aöndenldiğıni söyledi. Fezlekede,DoğanınTCK'ın l'25. maddesi uyannca yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldınlması istendı. Cindoruk, karan tebliğ etti TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk ise Anayasa Mahkemesi'nin ka- rannı dün Fehmi Işıklar'a tebliğ etti. Cindoruk imzasıyla Işıklar'a gönderilen yazı şöyle: "Daha evvel genel başkanı bu- Itınduğunuz Halkın Emek Partisi'nin ka- patılması ile ilgili olarak Yargıtay Cum- huriyet Başsavcılığı'nca Anayasa Mah- kemesi'ne açılan dava hakkında Anaya- sa Mahkemesi'nin vermiş olduğu gerek- çeli karar. 18.8.1993 tarihli Resmi Ga- zete'de yayımlanmıştır. Söz konusu ka- rarın bir örneği de TBMM BaşkanuğTna tebliğ edilmiştir. Gerekceli kararın yayunlandığı Resmi Gazete ile daha önce Anayasa Mahke- mesi Başkanlığı'nın 15. 7.1993 tarih ve 871 sayılı yazısı ile Başkanlığımıza gön- dermiş olduğu kararın hüküm bölümü- nün bir ömeği ilginiz nedeniyle ilişikte gönderilmiştir." Karayalçın Erzurum'da Kiûisonmu yöreseldeğil Türkiye'mn birsorunu ŞEBNEM GÜNGÖR ERZURUM - SHP'nin genel başkan adayi Murat Kara- yalcm, solda birleşmeyı sağla- manın oldukça zor olduğunu, ancak kendisinin "sohı birleşti- ren adam" lakabını almak ıste- diğini belirtti. Karayalçın, "Kürt sonınunun" da yöresel değil. Türkiye'nin sorunu oldu- ğunu bildırdi. Adayhğını açıkladıktan son- ra ilk bölge toplantısmı önceki gün Erzurum'da yapan Kara- yalçın. dün sabah gazetecilerle sohbet etti ve sorulannı yanı- tladı. Erzurum'da düzenlediği ilk bölge toplantısmı nasıl de- ğerlendirdiğine ilişkin bır soru üzerine de Karayalçın, Erzu- rum'da kendisine gösterilen ilgi ve sevgiden memnun kaldığını söyledi. Toplumsal Dönüşüm Proje- si Kampanya Bildirgesi'nde Kürt sorununa geniş yer ver- mesine karşın yaptığı konuş- malarda bu konuya neden de- ğinmedığine ilişkin soruya ise Karayalçın şu yanıtı verdı: "Kürt sorunu yalnızca doğuda dile getirilen bir sorun olmamah. Kürt sorunu eşzamanh olarak bir Tiirk sorunu, Türkiye soru- nu. Bu konuyu sadece Kürt yurt- taşlarımızm tartışmasını, savun- masını istemiyonım. Çünkü bu sorun sadece bölgesel değil, hepi- mizin sorunu. Bu nedenle kam- panya gezilerimde Kürt sorunu- nu doğuda değil. Karadeniz'de, Ege'de. Trakya'da yapacağım konuşmalarda dile getirmeyi uy- gun buldum." Karay alçın, Aydın Güven Gürkan ile yaptığı görüşmede de karşıhkh olarak bu konuyu ele aldıklannı ve partı bırlikteli- ğine büyük önem verdiklerini söyledi. Bakanlara ziyaret Genel başkanhk kampanya- sım Erzurum'da başlatan Mu- rat Karay alçın, Ankara'ya dönüşünde SHP'li bakanlar Mehmet Kahraman, Tahir Köse ve Abdülkadir Ateş'i makamla- nnda ziyaret ederek yakJaşık l'er saat görüştü. İlk olarak İnsan Haklann- dan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahraman'ı ziyaret eden Karayalçın, burada genel merkezin 4 ilde bölge toplantısı yapma karanndan yakındı. Karayalçın, bu konudaki tepki- sini Kahraman'a, "Kurultaya 25 gün kaldı. Benim toplantıla- rm 15 gün sürecek. Geriye kalı- yor 9 gün. Bunun da 4 günü genel merkezin toplantüanyla geçer- se, bana gün kalmıyor. Kurulta- yi kaybedersem sorumlusu bu olacak" şekhnde espn yaparak aktardı. T i i r h î i n « i 7 L a H ı n v n n p f i r i ANAP'tan transferolan Dr. Filiz Ergün'ü Genel Başkan Erbakan partilere takdim 1 U 1 U 4 I D U KdUUl yuııcııv.1 e tti ve kutladı. Sağlık ocagınmaçılışındabirRP'li, başı açık kadınların yöneticiolması- tabanda y aratacağı tepki için şunları söyledi: "Y anltş bir imaj yerleşti. Sanki saçı başı açık kadınlar RP'li olamazmış gibi. Bazı tepkiler gelecektir belki, ama önemli değil. Bu partiyi üç beş tane sarıklı \e cübbelinin tekeline bırakmay E " dedi. Güngören Belediyesi meclis üyesi Dr. Filiz Ergün başörtüyü reddediyor RP'de değişimrüzgarları • RP'lilerinde doğruladığı gibi partide bir imaj değişikliğine gidilerek seçmen yelpazesini genişletme çalışmalan yapıîıyor. MEHMET DEMİRKAYA Değişim rüzgarlan sonun- da RP'yi de iyice sardı. Deği- şimin önemü bir belirtisı. RP Genel Başkanı Necmettin Er- bakan'ın geçenlerde İstanbul Güngörende acıhşını yapüğı sağlık ocağında yaşandı. Sağlık ocagının açıhşı için düzenlenen törene, Genel Başkan Erbakan'ın yanı sıra RP'li milletvekilleri de kaülrmşü. Tören normal sey- rinde devam ediyordu. Ko- nuşmalar bittikten sonra töre- ni yöneten kışi, mikrofondan "Şimdi de ANAP'tan istifa eden ve aramıza katılan beledi- ye meclisi üyesi doktor FUiz Ergün'e RP rozetini genel baş- başkamnuz takacak" dedi. rjazeteciler. kameramanlar Erbakan'ın etrafını sara- rak beklemeye başladı. Kalabahk bir anda ikiye yanlıp gelen mechs üyesine yol verdi- ğinde herkes çok büyük bir şaşkınhk yaşı- yordu. Gelen meclis üyesi RP toplanülannda şimdiye kadar görülen kadınlann aksine başı açık, permah san saçh, modern gi- yimh genç bir kadındı... Böyle bir şey nasıl olurdu? RP kendi saflanna katılan bu meclis üyesi kadını gjydirmeye vakit mi bulamamıştı? Yoksa Refah Partisi'nde de tabanın dayatmasıyla bir değişim rüzgân mı yaşanıyordu... Dikkat çekici bir diğer olay da Erba- kan'ın diş hekirni Filiz Ergün'e elini uzata- rak tokalaşmasıydı. Herkes pür dikkat kesıldi. İslam kurallanna göre. "Bir erke- ğin bir kadınla tokalaşması günah değil Erbakan'm 'RP'nin ÇiUeri dediği dişhekimi Ergün her türlü baskıva karşı başını örtmeyeceğini söy lüvor. miydi?" Erbakan Hocanın bir kadınla to- kalaşüğını kaç defa görmüştünüz... Üste- lik Erbakan meclis üyesiyle tokalaşırken gazetecılere. kameramanlara pozda verdi. Erbakan o gün yaptığı tapu dağıüm toplantısında da sanşın güzel diş doktoru Filiz Ergün'ü törene katılanlara tanıttı. 'Bizim Çillerimiz' Kara çarşaflara bürünmüş diğer kadın- lar, uzaktaki bir inşaattın üstünden RP'- nin bayrağını sallarken, Erbakan, "Işte bizim ÇUlerimiz" dedi ve ekledi: "Bizim her ilçede bir ÇiUerimiz var. Ama arada bir fark var. DYP'nin Çiller'i ABD'- ye hizmet ederken bizim ÇHIerlerimiz halka hizmet edecek." Erbakan, 1994yerelsecimlerindehedef- lennin bın belediye başkanhğı kazanmak olduğunu söyledi. Daha sonra görüştüğü- müz RP'liIerin de doğruladığı gibi partide bir imaj değişikli- ğine gidilerek secmen yelpaze- sini genişletme çalışmalan yapüıyordu. Erbakan'ın, sanşın güzel meclis üyesi ile gazetecilerin önünde tokalaş- ması bu amaçla yapılmıştı. Filiz Ergün, istanbul Üni- versitesi Diş Hekimliği Fakül- tesi'ni 1981 'de bitirmiş bir diş hekimi. 33 yaşındakı Filiz Ergün, geçen yıl ANAP sat- lannda siyasete atıldı ve Gün- gören Belediye Meclisi üyesi seçildi. Belediyenin tek kadın belediye meclisi üyesi. Dokuz yaşında bir kızı olan Filiz Er- gün'ün eşi elektrik mühendisi. Filiz Ergün ile Güngören Belediyesi'nin karşısında bu- lunan muayenehanesinde gö- rüştük. Muayenehanesinın duvannda modern resımler ve Beyoğlu Rotary Kulübü'nün flaması asılı. Yine kendisi gibi bir sekreten ve kitaphk raf- lannda çeşitli magazin dergi- leri var. fşyerinde bu tür şeyle- bulunmasında şimdilik bir sakınca görmüyor. Filiz Ergün, RP'ye katılmasını kısaca "daha dürüst bir yönetim" şekhnde açıklı- yor. Gelecek olan her türlü baskılara İcarşın başını bağlamayacağını söyleyen Filiz Ergün, "İnanç insaıun kalbinde ve ka- fasındaki düşüncededir' 1 diyor. Ergun, şek- len inanç sahıbıymiş gibi görünmenin dü- rüst bir davranış olmadığına inandığını, bu inancının da RP'nin büyük çoğunluğu tarafından kabul edildiğini belirtiyor. Adını vermek istemeyen bir RP'lı deği- şimle ilgili, artık bazı tabulann yıkılması gerektigini söyledi. Kuran'ın herkesin kendi dilinde okunmasını savunan RP'li, "Kur'an Peygambere değil, onun şahsında tüm insanlığa inmiştir. Artık insanlar Ku- ranı Türkçe okuyarak, okuduklannı aıua- malıdırlar. Bazı tabular vıkılmalıdır.'" dedi. nn POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET CETEVKAYA İkiyüzlü Maskarabr... Bugün Nadir Nadi'nin ölümünün 2. yıldönümü... Cumhuriyet, Nadir Nadi'nin dürüstlük öğretisiyle ayakta kalmayı başarmış bir gazete olarak Atatürk dev- rim ve ilkelerinin savunuculuğunu yapmayı sürdürüyor. Cumhuriyet, Kemalizmin horlandığı ve neredeyse suç sayıldığı bir dönemde laik Türkiye Cumhuriyeti'nin, de- mokrasi ve insan haklarının vazgeçilmezliğı ilkesiyle gazetecilik yapmaya çalışıyor. işte Cumhuriyet bu yüzden şeriatçıların, Türkiye'yi Or- taçağ'ın karanlığına götürmek isteyen güçlerin, işbirlik- çilerin, Atatürk ve laik cumhuriyet düşmanlarınınsaldırı- sına uğruyor. Suudi ve Amerikancı bir gazetenin köse başlarını tutmuş 'kaniçicilerçetesi'Türkiye Cumhuriyeti ile aynı yaşta olan Cumhuriyet'in gericiliğe ve yobazlığa karşı savaşımından tedirgin oluyor. Bu ödlek, maskara ve zavallıiardan ne dün korkuyor- duk ne de bugün korkuyoruz. Yaşamımız boyunca kaniçiciler çetesi'nin kirli yüzle- rini, aşağılık yanlarını sergiledik. Türkiye'nin çağdaş bir hukuk devleti olması gerektigini; demokrasi ve insan haklarının, sendikal hak ve özgürlüklerinin, din ve vic- dan özgürlüğünün bir yaşam biçimine dönüşmesinin gerekliliğini yazıp çizdik. Nadir Nadi gazeteciliği, dürüstlük vesaygınlık demek- ti. Biz tüm bunları Nadir Nadı'den öğrendik... Iki yıldır Nadi Nadi yok aramızda. Ama bizlerin ve okurların yüreginde yaşıyor. O'nun sevgisi kimi zaman coşkulu bir ırmak oluyor, kimi zaman anlatılması güç duyguları taşıyor kafamızda ve yüreğimizde. Şeriatçılar, ümmetçiler, ayakları Suudi Arabistan'da ve Amerika'da olan şaklabanlar, Allahları dolar' pey- gamberleri 'mar/f'olansahteMüslümanlarörümcekleş- miş kafalarında, kararmış yüreklerinde Cumhuriyet'e saldırıyorlar. Tüm gün Atatürk devrim ve ilkelerıne, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne küfür ediyorlar. Ve diyorlar ki: "Cumhuriyet Müslümanlan hedef alıyor..." Oysa biliyorlar ki bizim gerçek Müslümanlara sözü- müz yok. Bizim sözümüz sahtekarlara, bizim sözümüz; üçkağıtçılara, şeriatçılara, yarasalara, 'Komik Fehmı'- lere, halkın kanını emenlere. Günlerdir panik içındeler. Korkularından geceleri uy- ku girmiyor gözlerine. Tıpkı şaşkın ördek gibi, tersine dalıp şaşırıp kahyorlar. Her adım atışta Cumhuriyet'in deyrimci duvarına çarpıyorlar. Ümmetçi, şeriatçı, Komik Fehmi bu şaşkınlardan biri- si. Yine 'bohçacı kadın'dedikoduculuğunu sürdürüyor. Diyor ki "ANAP'ın ust düzeyinden şaşırtıcı isimlerin de işin içinde olduğunu göreceğiz. Cumhuriyet'e hortumla pa- ra akıtıldığı oğrenildi, 29 gazeteciye ek maaş bağlandığı da..." İşte bu aşağılık, maskara, şeriatçı, ümmetçi ve Ameri- kancı 'bohçacı kadın'a yanıt veriyorum: "Cumhuriyet Gazetesi'ne İSKİ'den parasal destek gelmemiştir. Hürriyet, Sabah, Milliyet gazetelerıne veri- len ılan, reklam ile Cumhuriyet'e verilen ilan ve reklam- ları, değerlerini birinci sayfamıza bakarsan göreceksin. İSKİ'den avanta alan 29 gazeteci kimlerse araştır ve bul. Ben araştırıyorum. Anladın mı, gençliği Nur kamplann- da ve Bahri Baba Parkı'nda geçen Komik Fehmi, Cum-- huriyet düşmanı karayobaz..." Başından beri soruyoruz- "Rüşveti alan belli, verenler kim?" işte orası belli değil. Belli olmadtğı için de her kağıt parçası' belge oluyor, işin içine 29 gazetecinin adı karı- şıyor. Ama adları yok! Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Necmi Tanyolaç bu ne- denle cumhuriyet savcılığına başvuruyor. Baktyoruz ga- zetelerde bir küçük haber: "Haber yalan. İSKİ'den rüşvet alan gazeteci yok..." İSKİ'deki yolsuzluk olayı ve Ergun Göknelin açıkla- maları SHP'yi sarsıyor. Erdal İnönü nün olayı önceden duyduğu haberini dün Ankara'da okurken kendi kendi- mize soruyoruz: "Acaba doğru mu?" Öğreniyoruz ki Inönü'nün önceden haberi yok... Düzen üçkağıtçıların, aşağılıkların, maskaraların. Devletten 300-500 milyar vuranlar ortalıkta. Ayakları Su- udi Arabistan'da ve Amerika'da olan maskaralar, şe- riatçılar, işbirlikçiler Cumhuriyet'e çamur atma yarışın- da. Ama yağma yok! Kolay değil bu kadar bu ışler Cumhuriyet 70 yıldır ayakta. Dürüst ve onurlu bir yaşamı var bu gazetenin. Bu gazetenin ve çalışanların boğazından 'birkuruş' ha- ram para geçmedi. Ya siz ikiyüzlü, aşağılık şeriatçılar, maskaralar ya siz işbirlikçi aşağılıklar, köşe dönücüler.. Daha dün Sümerbank tan ayakkabı giyiyordunuz, bu- gün ise yalılarda yaşıyorsunuz. Nereden buldunuz, nereden? Söyler misiniz? Inönü ile MYK ters düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP'nin genel başkan adaylan Murat Karay alçın ıle Aydın Güven Gürkan arasında başlayan ve genel merkez yönetimıni de ıçıne alan bölge toplantılan konusu, Erdal İnönü ile SHP MYK'nın ters düşmesine neden oldu. Gürkan kanadının genel merkezin bölge toplantılan düzenlemesi isteği, bölge toplantılanna başlayan Karayalçın tarafından reddedilmişti. Genel merkezin de Gürkan'ın isteği doğrultusunda bölge toplantısı düzenleme konusunda bastırması Inönü'nün tepkisine neden oldu. İnönü, bölge toplantılan düzenlenmesine karşı olduğunu bildirdi. Trabzon'da bir grup öğretim üyesi, sendikaa, hukukçu ve meslek odalan temsilcisi aydın bildiri yayımladı Herkesimdeki çürüme, toplumsalbarışıbozar AHMET ŞEFİK TRABZON - İçlerinde öğre- tim üyesi. öğrenci, sendikaa, işçi, hukukçu ve diğer meslek gruplanndan insanlann da bu- lunduğu bir grup. Trabzon'da yayımladıklan bildirgede, top- lumun her kesiminde bir çürü- me yaşandığını, bu çürümenin önüne geçilememesi halinde toplumsal banşın bozulabilece- ği uyansında bulundular. 'Kamuoyuna' başhğı altında kaleme ahnan bildirgede, Tür- kiye'yi yönetenlerin halkla bü- yük ölçüde yabancılaştığı öne sürüldü ve ekonomik, sosyal, siyasal, kültür, sanat, eğitim ve benzeri alanlarda Anadolu in- sanının gözünün ıçıne bakıla- rak çaresizüği ile alay edildiği savunuldu. Toplumdaki olum- suz gidışın birinci derece so- rumluluğunun sisteme bağlı ol- duğu behrtilen bildirgede bu gi- dişe dur demeyenlerin de aynı sorumluluğu paylaşacağı vur- gulandı. Bildirgede özetle şu görüşlere yer verildi: - Müsebbipleri arasında yer alan bir kurumun, İstanbul Ti- caret Odası'nın ağzından ifade edildiği üzere. Türkiye'deki bin civannda rant gelirleri üzerinde otunıp halkın gelir kaynaklan- nı yutan sermayedar sırufı ve onlann devlet bürokrasisini yö- neten kalbur üstü adamlar, on- larca milyara mal olan ve gör- güsüzlük örneği davraruşlann sergilendiği düğünler yapmak- tadırlar. İşçi ve kamu çahşanla- nnın toplusözleşmeleri, ücretle- • 'Kamuoyuna' başlığı altında kaleme ahnan bildirgede, Türkiye'yi yönetenlerin halktan koptuğu, insanlann çaresizliğiyle alay edildiği belirtildi. Aynca emeği ile geçinenlerin baskı altında tutulduğu, teokratik sistem özlemcilerinin korunduğu bir Türkiye yaratıldığı öne sürüldü. n gündeme geldiğinde de bir borazan haline çevirdikleri TV ve basm yoluyla 'bütçede ne var ki ne verefim' demektedirler. KİT'leri arpalık ve bankalan batık kredi kaynaklan olarak kullanan bu güçler, halkın bun- lardan haberi yokmuş gibi gre- ve gitmek isteyen işçi ve emekçi- leri referandum ile tehdit etme cesaretini gösterebihnektedir- ler. - Iç ve diş borçlanma yoluyla tekellerin sorunlarını çözmek için her türlü işbirlikçiliği miibah sayan hükümetler, üretici konu- mundaki köylünün, işçi veemek- çilerin sorunlan karşısında ise ya oyalama taktiğini ya da her türlü zor yöntemini kullanmak- tan çekinmemcktedir. Bu zor kullanma yöntemi öyle bir aşa- maya geuniştir ki, Zonguldak, Paşababçe ve Kağıthane beledi- ye grevlerinde Pir Sultan Şen- liği'ni katliama dönüştüren Sı- vas olaylarında. sokak infaziarı- nın yaşandığı kentlerde ve yüz- lerce yerleşün birimlerine varan Kürtlerin yaşadıkları köylerin boşaltılmasında Anadolu in- sanmı bunları kanıksar bir ruh haline sokmak hedeflenmiştir. En tehlikeli gelişme de budur. Çünkü insanın afyonlaştırılma- sından başka bir anlama gehne- mektedir. - Türkıye'de 3 yıldır büyük bir uyanış ve örgütlenme süre- cini başlatan tüm kamu çalışan- lannın kurduklan sendıkalara yüzlerce kez söz verilmesine karşın yasal bir zemın kazandı- rılmasından özenle kaçınan hü- kümetler, işten çıkarmayı he- defleyen özelleştirme ve taşe- ronlaştırma politikalannı hızla uygulamaya koymaktadırlar, Diğer yandan da ABD ile bü- tünleşen politikalar çerçevesin- de işçi ve emekçilerin cebinden kesilen vergilerle 'Kobra'lar. bombalar alınıp Kürtlerin başı- na yağdınlmaktadır. - TBMM'de yaşanan olay lar ve tekellerin desteklediği partile- rin konumları itibarıyla büyük bir yozlaşma >e çaresizlik ya- şanmaktadır. Bizzat Meclis Başkam'nın açıklamalan ve uz- manlann araştırmaları bunu her gün teyit etmektedir. Bu duruma bağlı olarak Türkiye'yi Ameri- kancı prensierden ve feslilerden oluşan yüksek kurullar yönet- mektedir. Halkın nabzuıı'Mec- lis'e, kamuoyuna yansıtmaya çahşan politikacılar. basın yaym organları, demokratik kitle ör- gütleri, sendikalar ve aydınlar ise her türlü tehditte susturuhnak istenmektedjr. - Politıka bihneyen ve yönet- me gücünü militarist kurumlar- dan alan egemen güçler, Ana- dolu insanını oluşturan kültürel mozaiğin zenginliğini suni ay- nmlar yaratarak düşmanlığa dönüştürmek istemektedir. Bu amaçla din. mezhep farkhlıkla- nnı özellikle kullanmaktadır- lar. Diğer yandan bölgemiz Ka- radeniz'i her gün biraz daha tehdit eden fuhuş, kültürel yoz- laşma ve göç olgulan karşısın- da egemen güçler kâr ve tıcaret- ten başka bir şey düşünmemek- tedirler. Bu yozlaşmadan çıkan yeni olumsuzluklan bile para kaynağı olarak kullanmanın yoîlannı aramaktadırlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle