Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya
• Genel Yayın Damşmanı Orhan Erinç
• Yazıişleri Müdûrü: Cefal Başbngıç • Ha-
ber Merkezi Müdürü: Mustafa Balbav
Gorsel Yönetmen .41i Acar #Düzen!enre Mustafa Sağlsmer Ankara Temsilcisı Cüneyt Arcayârek • Haber Mudürlen: Işık Kansu, HakJu Erdem
• Istanbul Haberlen Cevber Kantara • Dış Haberler Ergun B»lcı AcatürkBıdvanNo 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 Hat). Telex
• îş - Ekonomı: Dinç Tajanç »Yurt Haberlen: Metanef Saraç 42344, Fax:(4)4195027 • tzmır Temsılcısı SenUr Kmk, H.Zıya Blv 1352S2 3Tel
• Makaleler Sami Karaören »Spor Abdütkadir Yücefanan »Dû- 831230Telex: 52359, Fax (51)895360 •AdanaTemsılasrÇetia Yiğenoihı Inönü Cd
zeltme: AbdıriUh Yaacı
I 1 9 S N o
! Kaf l.Tel.522550-522601-522492 Telex-62l55.Fax.(7|)522570
Mûessese Müdürir Erol Erkırt •Koordinaı
Ahmec Koruban • Muhasebe Büent Ye
• Idare- Hüseyin Gürer • tşletme önder Çı
• BıJgJ-lşlem Nail tnaJ • öıigısayar Sıste
Mürüvet Çiler • Reklam. Reba I$tonan
YirwİJ.v»ııveB*s*n: Yenı Gün HaberAjansı. Basın \e Y avıncıhk A Ş
TürkocağıCad 39 41 Cagaloğlu34334Ist PK 246 Isunbul TeJ 512O5O5Teiex 2224* Fav (1)5138595 2 AĞUSTOS 1993 İmsak:4.08 Güneş: 5.53 Öğle:13 15 İkındi. 17.09 <\kşam 20 27 Yatsı. 22 04
akapyakrt
pompalan
• ANKARA/TEKtRDAĞ
(UBA)-Elektronik
teknolojisindeki yenı
gelişmeler akaryakıt
istasyonlannda da yerini
aldı. Konuşan akaryakıt
pompalan, artık Türkiye'de
de "hoşgeldiniz" demeve
başladı. Konuşan
pombalann 3.5-4 milyon
liraya malolduğunu belirten
PetrosanÇorlu Bayii
İbrahim Gür, Türkiye'de
konuşan pompalann henüz
yaygmlaşmadığını.
bunJardan yalnızca üç tane
takıldığını belirtti.
Marifetleri arasında aracıyla
yaklaşana "hoşgeldiniz'*
demek de yer alan akaryakıt
pompası, alınacak yakılin
litrefiyatını belirtiyor. Daha
sonra alınan yakıtın toplam
fiyatını bildiren pornpa,
"emniyet kemerinizi takın,
yağinızı kontrol edin"
uyanlannda bulunduktan
sonra "hoşcakalın" sözü ile
uğurluyor.
İzmir Fuan'na
THYindirimi
• İZMİR(AA)-8eyIülde
açılacak olan 62.
UlusJararası İzmir Fuan'na
katılmak üzere havayoluyla
Izmir'e gelen yerli veyabancı
işadamlanna Türk
Havayollan (TH Y), yüzde
50 indirim uygulayacak.
İzmir Fuaralık Hızmetleri
Kültür Sanat Etkınliklen
(İZFAŞ) yönetımı, konuya
ılişkin olarak Ulaştırma
Bakanfığı'ndan onay
alındığını bildirdi. İZFAŞ
yetkilileri, fuar süresince
Izmir'in hava trafiğinin daha
fazla uluslararası
taşımacılığa açılması
yolunda gırişirnlerin de
sürdüğünü belirttiler.
Yetkililer, fuann
çalışmalannın son hızla
sürdürüldüğünü belirterek
pavyonlann ve standlann I
eylül tarihinde katılımalara
eksiksiz teslim edileceğini
kaydettiler. Bu arada fuara
giriş ücretlen, geçen yıl
olduğu gibi tam 2 bin,
ö'ğrenci bın lira olarak
belirlendı.
Gözün derttıalî
geldi
• ANKARA (UBA)-
Herhangı bir nedenle gözünü
kaybeden ve fiziksel
rahatsızlık duyanlan
sevindırecek ithalat yapıldı.
Böylece takma gözler
piyasaya verildi. Başta
büyük şehirler olmak üzere
eczanelerde satılmaya
başlanan takma gözlenn
fiyatının 1 milyon 150 bin lıra
olduğu belirlendı. Takma
gözlenn. herhangi bir
nedenle gözûnün lamamını
kaybeden vefizikselolarak
rahatsızlık duyanlara yönelık
olduğu dahatırlatıldı. Bu
konuda bilgi veren eczaa
Çağla Gökçe, gözü
olmayanlann takma gözden
alarak görünümlenni
düzeltebileceklerini ve takma
gözlenn istenildiğinde taküıp
çıkartılabildiğini söyledi.
PTT'denyeni
masallap
•ANKARA (UBA)-
PTT'nin eğitim ve kültür
hizmeti olarak sunduğu 166
Müzik Masal Servisı
bugünden itibaren yeni
masallaranlatacak. PTT
Genel Müdürlüğü'nden
verilen bilgiye göre yanrun
büyükleri olan okul öncesi ve
okul çağındaki çocuklann
milli eğitim ilkelerine uygun
olarak masal, ö'ykü ve
hikayelerleeğitilmesi ve
eğlendırilmesi amaayla 1986
yılında uygulamaya İconulan
166 Müzik Masal Servısi
gıiçlendirildi. Bu servisde
kullanılmak üzere ihale
yoluyla 15 çeşit yeni masal
kaseti yaptınldı ve müzik
masal yayını yapan 70 i1
merkezinegönderildi. Yeni
kasetler ağustosun 2'sinden
itibaren dinletilecek.
Buay gökyözû
şenlenecek
•ANKARA (UBA) - Yaz
me\'sıminin son ayı ağustosta
gökyüzündeşenlik var. Bilim
adamlan, ağustos ayında,
gökyüzünde ilginç ve ilginç
olduğu kadar da bırbirinden
güzel gök cısimlerinin
gö'rülebileceğini bildirdıler.
Gökbilimciler tarafından
yapılan biraraştırmada.
ağustos ayı içerisinde
samanyolu, "M 22 yıldızlar
kümesi", "büyükay yıldız
bulutu . "lagun bulutu" gibi
yıldız kümeıennin, normal
birdürbünle ızlenebileceğı
belirlendı.
Radyasyonluçay kâbusubitivor
1986 yılında Çernobil'deki nükleer kazadan sonra, yetkililerin saklamaya çalıştığı radyasyonlu
çaydan nihayet kurtuluyoruz. Bugüne kadar 58 tonun 52 tonu gömülmüş durumda. Ankara El-
madağ'da depolarda bekletilen 6 bin ton çaym gömülmesi için çalışmalar yann başlıyor.
ŞEBNEM GÜNGÖR
ANKARA - Çernobil NükJeer
Santrali'ndeki patlama sonrasında
yayılan radyasyondan etkilenen
1986 ürünü yaklaşık 58 bin ton rad-
yasyonlu çayın, 52 bin tonu toprağa
gömüldü. Türkiye Atom Enerjisı
Kurumu Radyasypn Dairesı Başka-
nı özer özerdem, İstanbul ve Anka-
ra Elmadağ'daki Çaykur depolann-
da tutulan 6 bın ton çayın da toprağa
gömülmesiyle, Türlcıye'nin "radyas-
yonlu çay beiasudaa" kurtulacagmı
söyledi. Gömme işleminin, tümüyle
bihmsel bir ekip tarafından ve Batı
standartlanna uygun olarak gerçek-
leştirildiğinı kaydeden Özerdem. El-
madağ'daki çaylann, Çaykur loj-
manlanmn bahçesine gömülme ka-
rannın çevre sakinlerinin tepkisiyle
karşılandığının anımsatılması üzeri-
ne. "Kimse tedirgin obnasın. Gömme
işlemi, çatlaruı depolarda saJdanma-
sından daha sağlıklı. Kaidı ki, 1986
yılındajı IMI vana çaylar, açık birşekil-
de depolarda tutuluyordu. Gömme,
depoda saklamadan milyonlarca kez
daha sağlıklı" dıye konuştu.
Karadeniz bölgesindeki Çaykur
depolannda bulunan radyasyonlu
çaylann gömülme işlemi tamamlan-
ma aşamasına gelirken, Ankara ve
fstanburdakı depolarda bulunan
çaylann da, buyıl sonuna kadar top-
rak altına gömülmesi için çalışmalar
yoğunlaştınldı DahaönceSarayköy
ve Kınkkale'de toprağa gömülmeic
istenen. ancak yerel yöneticilerin
karşı çıkması üzerine, bugüne kadar
Çaykur paketleme fabnkası depo-
sunda saklanan Elmadağ'daki 3 bin
ton radyasyonlu çayın. fabrikanın
lojmanında yer alan futbol sahasına
gömüleceği öğrenildi. Lojman sakin-
lerinin büyük tepkisini çeken bu ka-
rarla ilgili olarak Cumhuriyet'in so-
rulanru yarutlayan TAEK Radyas-
yon Dairesı Başkanı Özerdem, "Rad-
yasjonlu çaylar, bugüne kadar hicbir
önJem alınmayan depolarda bekletil-
di. \ atandaşlar tedirgin olmasınlar,
gömülmesi, depoda beidetilmesinden
binterce kez daha güvenli ve sağlık
açtsından ividir" dedi.
TAEK olarak, gömme iznini, an-
cak yapılan ölçümler sonucunda
toprağin radyasyon geçirgenliğinin
olmadığının saptanması üzenne ver-
diklerini vurgulayan Özerdem, şöyle
devam etti:
'Depolama vöntemi yarüış'
''Gömme işlemleri için tamamen
uygun topraklar seçümiştir. Toprak
rad>oaktif maddeyı tutma özclliğinde
ise, inn veri\oruz. Rad>asyoniu mad-
de, eğer toprakla bir bağ oluştıınnu-
yorsa, o zaman veraltı sulanna karışt-
yor. Mutlaka killi toprak olması
lazım. Eğer bölge killi bir topraksa,
ora> a istediğiniz kadar sezyum göme-
bilirstniz. Elmadağ'daki toprak bize
vüzde 80 oranında cevap verdi. letki-
kini yaptık. ona göre gömme işlemini
yapacağız. Çaylardaki akrivite de
bahsediJdiği kadar yüksek değil El-
madağ'da. 10-12 bin bekerel ortalama
akti>itesi var. Bu, içilebilecek düzey-
dedir. Fakat daha az aktiviteü varken,
nive halka radyasyonlu çay içireüm
dedik. Betonlama da yapdacak. An-
cak, sadece toprağin yikılmasını önle-
mek için yapılnor betonlama. Yani
sanüdığı gibi akti>iteyi tutmak için
yapdmıyor. Herkes, aktiviteyi beto-
nun tuttuğunu zannediyor oysa."
Çaylann bugüne kadar depolarda
tutulmasının yanlış bir uygulama oi-
duğunu ıfade eden Özerdem, "Bugü-
ne kadar bu işin uzamaması gerekj-
yordu. Ama malesef kamuoyunun
tepkisi nedeniyle bu işler zaman kay-
betti. Yer buluyorsun, verel jönetici
mahallinden bir doktonınu alıyor, bi-
limsel oünayan bir komis>on kuruyor,
burası uygun degildir diyor. Bu yan-
lış" dı>ekonuştu.
IZIŞIÇERI
GİRMEYİNİZ
Elmadağ'daki deponun kaptsı.
Adalar, fstanbul'un yanı başında ki ideaJ tatil mekanı ounanm hazzım yaşatıyor. Haftasonlan yaşanan kaUbalığa rağmen...
PrensAdalan'nda bir günHaber Merkezi- Uzun ve sıcak yaz
mevsımi boyunca İstanbul'u gezmeye ve
tanımaya çaiışan turistler, şehre bir saat-
lik bir vapur yolculuğu kadar yakm me-
safede bir cennet olduğunu bilmeden
aynhrlar çoğu kez. Boğazdan 32 kilomet-
re uzaklıkta bulunan bu cennet, yabancı-
lann "Princes Islands" (Prens Adalan)
olarak tanıdığı adalanmız. Intemational
Herald Tribune gazetesi. "İstanbuTdan
Kaçış" başhğıyla yayımlanan yazıda, İs-
tanbul'un ıncisi adalara geniş yer ayırdı.
John Brunton adındaki serbest muhabir
yazısında, bu küçük adalann herşeye rağ-
men şiirselliklerini günümüze kadar ko-
rumayı başarmış oldukiannı belirterek
şöyle diyor:
"Sıcak, hava kirliliği, şehrin kalabalığı
ve trafik kargaşasından bunalmışdurumda
İstanbul'un tarihi ve doğal eüzelliklerini
tanımaya çaiışan turistler, Istanbul'a bu
denli yâkın ounasına karşın bu denli farklı
kaunayı başarabilmiş adalan bilmez ge-
nellikle. Issız plajlar ve mis kokulu çam
orraaniarıyla bezenmiş bu adalarda motor-
lu araçkullanonı yasak, bu nedenle gürûltü
olarak, ulaşun için kullanılan faytonlan
çeken atlann nallaruun çıkardığı sesleri
duyarsınız valnızca. Şehir sıcaktan buna-
urken, denizden gelen bir esinri adaları hep
serin tutar."
Brunton, yaasında Prens Adalan'nm
hiç bozulmadan bugüne dek gelmeyi ba-
şarrnış mimarisine de dikkat çekiyor ve
sokak kenarlannda yan yana dizümiş 19.
/
ntenıational Herald
Tribüne gazetesinin
muhabiri İstanbul'un
yaru başmdaki 'cenneti'
okuyuculanna aktanrken,
yörenin şiirselliğini
yitirmediğini yazdı.
yüzyıldan kalma ahşap köşklerin, "Rüz-
gar Gibi Geçti" fılmindekiler gibi ABD'-
nin güney eyaletlerijıde bulunan eski
konaklan anımsatüğını yazıyor.
Yazıda, Prens Adalan'run adını, Bi-
zans döneminde bu adalara sürülen soy-
lulardan aldığı anlatılıyor. Istanbul'a
yakm olması adalan. o dönemJerde sorun
pkaran bir rakibi geçici olarak sürgün
edebileceklen en uygun yer haüne getiri-
yordu. Adalann esas 17 yüzyıl sonlann-
da varlıkh İstanbullu tüccarlann ve ya-
bana diplomatlann buralarda göz
kamaştıncı köşkler yaptırmaya başlama-
lanyia popüler hale geldiğinin anlaüldığı
yazıda Brunton. adalan şöyle tamtıyor:
"Burgaz ve Heybeliada acelesi olmayan
turistler tarafından zevkle gezilecek yerler
ohnalanna karşın kalınabilecek en iyi ve
en güzel ada. aynı zamanda içlerinde en
büyiiğü olan Büvükada. Adanın en belirgin
özelliği çam ağaçlanyla kaplı iki büyök te-
pe. Vapur, adaya yanaşırken bu tepelerin
yamaçlanna kurulmuş köşkJeri de seçme-
ye başlarsınız.
Adanın limanında, lüks yatların ve sürat
motorlannın yanı sıra basit balıkçı tekne-
leri de demiriidir. Kıyı boyunca iki beyaz
kubbe ve Splendid Oteli'nin parlak kırmı-
ZKI gözünüze çarpar. Nice'de 1920lerde
inşa edilmiş bir oteün ahşap kopyası olan
bu eski otel adada kalınabilecek en iyi yer-
dir. Mimari tarzı Arap raimarisi ve Art
Deco'nun benzeri görünnemiş kartşmu
olan bu otel. insanda aslında cami otmalıy-
mış izJenimi uyandmyor.
Çankaya Caddesi. serin bir kemer oluş-
turan ağaçları ve her iki yanındaki V iktor-
ya dönemi minıarisinin izlerini koruyan
ahşap köşkleriyle adanın en büyük cadde-
si. Bu evlerin geniş tropikal bahçeleri de en
az evlerin kendileri kadar nefes kesici. 55
nolu ev, caddedeki daha az gösterişli evler-
detı büi. Ancak tarihi önemi bakımından
adanın en değerii yaptsı. Adaya sürgüne
gönderilen en son liderier olan Leon
Troçki'nin 5 yıl süreyle bu evde yaşadığı
biliniyor. 1929'dan 1933'e kadar burada
kalan Troçki, 'Rus Devrimi'nin Tarihi' ad-
lı kitabmı burada yazdı." Brunton, adanın
geleneksel ulaşım aracının faytonlar ol-
duğunu vurgulayarak haklannda aynntı-
lı bilgi veriyor ve son olarak işlerinden
dönen ada sakinlerinin yığınlar haünde
vapurlardan sökün ettiğı akşam saatle-
rinden kaçınılması gerektiğini ifade edi-
yor.
AsbestK gemî
ABD'ye geri gîtsin
İstanbul Haber Senisi- Greenpeace (Yeşil-
banş). asbestü SS Unıted States gemisinı yeni-
lemek için armatör Kahraman Sadıkoğlu'nun
Türk hükümetınden talep ettıği 3 trilyon lıralık
kredinın verilmesine karşı çıkıyor. Örgüt. bu
atığin Türkiye'ye kabulünün. uluslararası atık
ve tehlikeli madde ticaretinı de yasallaştıracağını
savunuyor. Yeşilbanş örgütü, "Türk Hükümeti
asbeste bağlı tehlikeleri gözardı eder ve projeye
maddi destek verirse, bu çok ciddi sonuçlara yol
açacaktır. Hükümet, Türk halkı te çevresini kalı-
cı biçimde etkilevebilecek ABD kaynaklı bu
ölümcül tehdidi kabul etmiş olacaktır" diyor.
Armatör Kahraman Sadıkoğlu'aun ABD'-
den getirdiği as-
bestli gemı içın 3
trilyon liralık
yaünm teşviki
talep etmesi üze-
rine Greenpeace
bir açıkiama
yapü. "Tûrk hü-
kümeti asbestli
geminin yenilen-
mesini finanse
etroemelidir"
başlıgı altında
yapılan açıkla-
mada. yeni Çev-
re Bakanı Rıza
Akçalıdan. as-
bestli geminin
Türkiye'ye so-
kulmasına engel
olması istendi.
Yeni Çevre Ba-
kanı Akçalı şu
konularda da
uyanldı: "1951'-
de ABD hükü-
meti tarafından
yapnrdan bu
gemi, kolayca
askeribirgemiye
dönüştürülebile-
cek biçimde tasarlanmış ve bu nedenle asbestle
doldurulmuştur. Kapılar. duvarlar, tavanlar ve
döşemeler, fıavalandırma kanalları Ue kaplama-
ları, strükrürel taşıvicılar, panellcr. hatta iskemle
ve battaniyeler bile asbestle vapılmtştır. Şu andaki
sahiplerinin ifadesiyle gemide 300 bin metrekare
asbest bulunmaktadır. Şubat avında, o zamanki
Çevre Bakanı Doğancan .4kyürek, işçilerin Tür-
kiye'de SS United States gemisinden asbest bo-
şaltmalarma izin vermeveceğini sövlenıişti. Bu
karar. henüz Çevre Bakanlığı tarafından geri
alınmadı. Anladığımıza göre yeni Çevre Bakanı
Rıza Akçalı, bu asbesfin Türkiye'ye sokulmasına
engel olmak niyetindedir. Biz de kendisinden bunu
beküyoruz. Asbest geldiği yere, ABD'ye geri gjt-
melidir"
Greenpeace, Türk hükümetinin asbestli tran-
satlantiğe çok yiiklü bir maddı destek vermeye
çalışmasını eleştirirken örgüt üvesı Roberto Fer-
rigno da, "ABD yasalarına uygun çalışıldığında,
yalnızca asbestin sökölüp uzaklaştırılması işi biie,
Marmara Marine şirketinin Türk bûkümetinden
tüm iş için talep eftiği toplam para olan 273 mil-
yon dolann üçte büinden daha fazlasına mal ola-
caktır" görüşünü sav undu.
Ferrigno aynca. "ÇevTe konusunda kendisin-
den önceki yönetimden daha duyarlı olduğunu id-
dia eden Cİinton vönetiminin taşıması gereken
"kendi atıkiarını halletme sorumluluğu'. Türk hü-
kümeti tarafından büyük ölçüde hafifietilmiş ola-
caktır. Üzücü olan da budur" dedı. Clmton'u.
uluslararası çevre konulanyla ilgili olarak açı-
kladığı ınanç ve yükümlülüklerini ortaya koy-
mak fçin olaya el koymaya çağırdı.
Greenpeace'e göre asbestin tehlikelen ABD,
Kanada, Japonya ve AT ülkelerinde çok iyi bili-
niyor. Bütün bu ülkeler asbest kullanımını ya-
saklamak ya
da çok sıkı bi-
çimde sımrla-
mak için ön-
lemJer almış
durumda. Fa-
kat yine bu ül-
kelere ait fir-
malar. dün-
yanın geri ka-
lan bölgelenn-
de, genellikle
kısıtlama ya da
önlemler olma-
dan asbest
ürünlerinin pa-
zarlanması ve
kullanılması
işıne aktif ola-
rak kaülıyor.
Yeşilbanş.
"ABD ve Ka-
nada hükümet-
leri Ue Dünya
Bankası, as-
bestli ürünlerin
tehlikeli ticare-
tini onayladığı
dahi obnuştur"
diyor.
Oysa asbes-
tin tıbbi ve yasal yönlerim araştıran Barry Cast-
leman'a göre asbest, dünyada mesleğe bağlı kan-
ser vakalannın bilinen en büyük nedeni. SS Uni-
ted States'ın ilk yolculuğunda, Deniz Kuvvetleri
avukatı ve mühendis subayı olarak bulunan Le-
onard Jaques ise, "Bu gemi, gelmiş geçmiş her-
hangi bir ticari gemiden daha fazla asbest içer-
mektedir. Bugüne kadar yüzdüriilen hiçbir gemi,
denizcilerde bundan daha fazla asbest hastauğma
yol açmamıştır" dıye konuşu>or.
Armatör Sadıkoğlu ise bu transatlantiği turis-
tik amaçlı bir gemi haüne getirmek üzere Türk
hükümetinden 3 trilyon lira yaünm teşviki isti-
vor. Ancak, bu talep Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşarlığı Yabana Sermaye Genel Müdürlüğü ile
Çevre Bakanlığı arasında tartışmalara yol açtı.
Hazine, teşviki vermeyi kabul ederken Çevre
Bakanlığj itiraz etti. daha sonra da koşullu ola-
rak kabul edeceğıni bildirdi. Sadıkoğlu, teşviki
bekliyor, pekı neden onlarca ınsanın ve çevrenin
sağlığı pahasına, bu asbestli gemiyi Türkiye'de
yenilemek yerine daha küçük çapta başka bir
gemiyle yetinmeyi hiç düşünemiyor?
rmatör Kahraman Sadıkoğlu'nun
ABD'den getirdiği asbestli gemi
için 3 trilyon liralık yatınm teşviki
talep etmesi üzerine Greenpeace Türk
hükümetini uyardı.
Kötüııiyetkapısına anahtar uymuyor
Ortodoks kilisesinde hem pazar, hem de ay başı
FÎGENYANIK
Kiliseye gelenler arasında Müslümanlar da var. IAYDINTLRNA)
"tyi ayiar", "Kalos mina"...
Ortodoks Vefa Kilisesi (Pana-
yia) ve Ayazması, bu sıcak pa-
zar gününde, normal günlerden
çok daha kalabalık. Başörtülü
başörtüsüz kadınlar. erkekler,
genç kızlar, çocuklar küçük ki-
lisenin içinde sessizce dua edip
mum yakıyor.
Kilise, bu pazar daha kala-
balık, çünkü bugün avın birind
günü. Inanışa göre, kiliseye
yapılan ziyaretle, giriştekj gö-
revliden alacağınız 'dilek anah-
tan' yalnızca ayın birinde verilı-
yor. Öncelikle bütün bir aym iyi
gecmesi isteniyor: İyi aylar.
Anahtarcık, bildiğiniz, iş-
portada satılan asma kilit anah-
tanndan farksız. Bir torbanın
içinde yüzlercesi var. Bu dılek
anahtarlanndan beş bin lira
karşılığında istediğiniz kadar
alabiliyorsunuz; dileginiz ol-
duğu zaman iade etmek koşu-
luyla.
Ve yine ayın birinde, halk
tarafından, aziz ya da azizelerin
gözyaşlanyla oluştuğuna inanı-
lan kutsal su. papaza okutula-
rak şifa niyetine abnıyor. AJt
kattaki musluklann önündeki
kuyruklar çok uzun. Ziyaretçi-
ler ellerindekı küçük şişelere bu
sudan doldunıyor.
Kilisenın kapısında genç bir
Müslüman kız, yaşlıca bir Rum
kadına, buraya ilk kez geldiğini
söylüyor ve nasıl dua etmesi ge-
rektiğini soruyor. Kadın da el-
lerini vukanya doğru kaldıra-
rak 'Içinden ne geliyorsa omı
söyle" divor. "Önemli olan ni-
yetin, ne için, ne hissederek bu-
raya geldiğin.''
Kapıdakı görevliye üç anah-
tar verip yeniden üç anahtar
alan genç bir kadın, mumlannı
yakıp duasını ettikten sonra
yanına yaklaşıp, neden böyle
bir ziyaret yaptığınj ve dınini
soruyoruz. Müslüman oldu-
ğunu ve üç yıldır her ay başında
buraya gelmeyi alışkanhk edin-
diğini söylüyor. Evi Moda'-
daymış. "Benim için bütün din-
ler birdir" diyor, "Her ayın bi-
rinde mutlaka gelip dileğimi
anahtarımı değiştiriyorum.
Yalnız bir şeve dikkat ettûn;
kötü düekJerin hiçbiri olmuyor.
Aşağıdan aldığun toprağı cüzda-
nımdan çıkarmıyonun. Param
hiç eksümiyor."
Gözyaşlan mumlann alevle-
nne kanşırken ziyaretçilerin,
biz de kiliseden aynlıyoruz.
# • •
Kötü durumdaMer îç/n
fler değişim iyiye. doğrudur. w Shakespeare,