23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27TEMMUZ1993SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Pancara 500 Nra • POLATLI (AA) - Pancar alım fıyatlan Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse tarafından Ankara'nın Polatb ilçesine bağb Çokören köyûnde açıklandı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Köse, bu yıl pancar çiftçisine kilogram başına 500 lira ödeneceğini bildirdi. Geçen yıl, ûreticiye 330 lira ödenmişti, Alım fiyatında geçen yıla göre yüzde 51.5 oranında artış sağlandı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Köse, bu yıl toplam pancar iireüminin 16 milyon ton, şeker üretiminin ise 2 milyon ton olarak tahmin edildiğini söyledi. Köse, üreticilere ödenecek 7.4 trilyon liranın 1 triyon 100 milyar lirasının üretim aşamasında ayni ve nakdi avans olarak ödendiğini hatırlattı. Dinçmen, Gûmrûk mûsteşan oluyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu}- Cenevre'deki BM Bürosu Türk Daimi Temsilciliği'nde orta elçisi olarak görev yapan Yener Dinçmen'in Gümrûk MüsteşarlığYna atandığı öğrenildi. Atamayla ilgili kararnamenin önümüzdeki günlerde Resmi Gazete'de yayımlanacağı öğrenildi. Dinçmen'in, Başbakan Tansu Çiller'in beğendiği bûrokratlar arasında olduğu, ve atamastna ilişkin kararnamenin imzalandığı öğrenildi. Dinçmen'in önûmüzdeki ayın ilk haftasında Ankara'ya geleceği belirtildi. Dinçmen'in daha önce de Hazine Müsteşar Yardımcılığı ve Dış Ekonomik Ilişkiler Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunduğu bildiriliyor. İzmir'desıkı vergi denetimi • İZMİR(AA)-İzmir DefterdarlığYna bağh denetim ekipleri, vergi mûkelleflerini kontrol çahşmalannı yoğun olarak sürdürüyorlar. Defterdar Kemal Sağ, sezon itibanyla turizme yönelik hizmet veren işyerlerindeki denetimlere ağırbk verdiklerini. özellikle Kordon'daki restoranlan ve ağırbkla gece çahşan eğlence yerleri. bar ve tavernalan akı biçimde denetleyip günlük hasılat tespiti yaptıklanru belirtti. Çay Kanunu değiştiriliyop • RİZE(AA)-Çay İşletrneleri (Çay-Kur) Genel Müdürü Tuncer Ergüven, çay sektörünün sağbklı bir yapıya kavuşması için çalışmalar yapüklanru kaydederek "3092 sayılı Çay Kanunu'nu değiştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz" dedi. Ergûven, şunlan söyledi: "Hazırladığımız teklif, çay akm ve üreümini yapacak olan kişileri, çay işletmeciliği yapabilmek için ruhsat alma zorunluluğu getiriyor. Aynca yaş çay yaprağı bedellerinin ahmdan itibaren 3 ay içinde ödenmesi de öngörülüyor." Tanntsa! destekteme • ADANA (AA) - TMMOB Zirat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Gürbüz, ülkemizde tanma aynlan desteklerin ileri sürüldüğü gibi olağanüstü boyutlarda olmadığını belirtti ve desteklemeuygulamalannın bütünüyle gözden geçirilmesiııi istedi. Oda Başkanı Gûrbûz, "Tanmda desteklemeuygulamalan " konusundayaptığı bir araştırmadı, bugünkü uygulamaknn yeniden gözden geçrilmesinin, Türk tanmı için \arariı olacağı görûşünü sıvundu. Rndıkta hazıHık • TRABZON(AA)-1993 ürünü fındicta olgunlaşma dönemi sor günlerini sürdürürkea sahil kesimlerinde ürünün toplanmasna havalann elverişli gitnesi halinde 15 gün sonra başlanabilecek. Havalann dverişii gitmesi nedeniyle fndıkta haşlanma tehlikesi ya^nmadı. Çiller, işçi, memur ve emeklinin 4 yuva birikimlerine' göz dikti 25 trilyön liralık kavgaOSMAN AYTX)ĞAN ANKARA - İşçi, memur ve emeklilerin konut edinmelerini sağlamak amaayla I987yıbndan bu yana toplanan yaklaşık 25 tril- yon liranın. Başbakan Tansu Çil- ler ve ekibi tarafından kontrol altına alınmak istenmesine, hükümetin SHPkanadı ve SHP- li Devlet Bakanı Erman Şahin'e bağlı Toplu Konut İdaresi (TKİ) karşı cıkıyor. Çiller'in en yakın adamı ve uy- gulamaya geçirilmek istenen for- mûlün yaratıası Başbakanbk Mûsteşan Yücel Edil. baa bü: rokratlan "elçi' göndererek. TKİ yöneticilerini iknaya çabşıyor. Hükümet içinde de TKÎ'nin uyansı üzerine formüle karşı gkan SHP'b bakanlann ikna edilmeye çabşıldığı belirtibyor. SHP'liler, çıkanlınak istenen ka- ramamenin yasaya tamamen aykın olduğunu bebrterek bü- rokratlannın Çiller'i eksik bilgi- lendirdiğini söylediler. 6yülıkbirikim Konut edindirme yardımı he- saplannda, faizleriyle birbkte, 6 yıldır biriken yaklaşık 25 trilyon liranın Başbakan Çiller ve ekibi tarafından Emlak Bankası yo- luyla kontrol altına abnmak ıs- tenmesi. SHP iJe DYP arasında tartışmalara yol açtı. "ucuz konut kredisi" adıyla sunulan ve Ba- kanlar Kunılu karan abnarak yaşama geçirilmek istenen for- mul üzerindeSHP'nin itirazlannı gidermek için Çiller ekibi hareke- te geçti. Yiğit Gülöksüz • İşçi, memur ve emeklilere konut edindirme amacıyla 1987 yılından bu yana toplanan yaklaşık 25 trilyon liranın. Çiller ve ekibi tarafından kontrol altına alınmak istenmesine SHP ve Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz karşı çıkıyor. • SHP'li Devlet Bakanı Erman Şahin'e bağlı olan TKFdeki trilyonlarca liranın kendisine bağlı Emlakbank tarafından kulanılmasmı sağlamayı amaçlayan Çiller'e TKİ'nin uyansı üzerine cephe alan SHPIi bakanlar da hükümet içinde iknaya çalışılıyor. Uygulanmak istenen for- mülün. dar gebrb kesimin kolay ve ucuz konut edinmesini sağla- mayacağı ve yasalara aykın oldu- ğu gerekçesıvle Başbakan Yardıması Erdal İnönü ve Dev- let Bakanı Erman Şahin'e bilgi veren TKİ Başkanı Yiğit Gülök- süz; ekonomıyle ilgili ban üst dü- zey bürokratlann kendileriyle görüştüklerinı doğruJadı. Çiller'- in istediği formülün miman olan en yakın adamı Yücel Edil'in de etkisi olduğu ifade edilen görüş- meye, Kamu Finansmanı Genel Müdürü Ayfer Yılmaz. Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardım- ası Nermin Berki ve Başbakanbk Müşavıri Aykuf Eksen'in katıldı- klan öğrenildi. Çiller ekibi görüşmede Bakan- lar Kurulu karar taslağı üzarinde bilgi vererek. amacının "dargelir- li kesime düşük faizli ucuz kredi verihnesi olduğunu" söylediler. Gülöksüz de \ asa içinde, uygu- lanmak istenen formülün yolu bulunduğunu bebrterek. "Ferdi kredi mi açmak istivorsunuz? Fer- di kredivi yırva kredisi olarak aç- mak gerekir. Bu zaten 1,5 yıldır uygulanıyor. Neden Bakanlar Ku- rulu karan çıkanlmak isteniyor" diye sordu. Dığer TKİ yetkiîileri de bunun Emlak Bankası ebyle ve getirilen uygulama şekliyle ya- salara ayın olduğunu söyleyerek 3320 Savdı Yasa'da değişiklik yapılarak TKİ eliyle yapılması- nın uygun olduğu görüşünü di- le getirdiler. TKİ yetkiîileri, Konut Edin- dirme Yardımı (KEY) hesapla- nnda binken paranın sağbkb kul- lanımının ancak, yasada yapıla- cak değişiklikle sağlanabileceğıni belirterek "UyguJamayla valnızca paranın netnasından yararlaml- ması söz konusu. Sistemin işleyi- şine ilişkin kavgıfannuz var. Uygulama yasava aykın olacak. Bizim sonımluluklanmız var bu yfizden karşı çıkıvoruz. Ülkenin konut potitikalannı beiirleyen ve uygulayan bir kurum varken, özei- leştirilmesi söz konusu oian bir bankanın yetkilendirilmesi düşün- dürücü. Biz zaten Emlakbank'la çaltşıyoruz. Ama paranın kamu adına tasamıf yetkisi TKİ'de. Bumı yasayla bankaya >eririerse bir şey denmez. Ama mevcut du- rumda biz karşı çıkanz" dediler. Çiller ne istiyor? Çiller'in uygulamak istediği ve SHP'li Devlet Bakanı Şahin'e bağlı TKİ'nin tasarrufunda bulu- nan 25 trilyonu DYP'nin kontro- lüne veren kararname çabşması- nda. yaklaşık 15 trilyon ürası bankada bulunan paranın faizle- n yuva edindirme kredisi altında toplanıyor. Ana para bankanın kullanımında dururken, valnızca faizinden tüketicilerin yarar- landınlması planlanıyor. Kalkı- nmada oncebkb bölgelere yüzde 20, diğer bölgelere yüzde 35 faizle verilmesi amaçlanan krediden, yararlanmak istemeyen dar gelir- blerin paralannı çektiklerinde hıçbir faiz alamayacaklan ve mağdur olacaklan bebrtildi. Uygulamanın Emlakbank ebyle yapılmasmın hedef kitle olan dargelirlilere yardımı ol- mayacağı endişesıni dile getiren TKİ Başkanı Yiğit Gülöksüz. konut edindirme yardımıyla ilgli yasanm işlerbği olmadığinı belir- terek, şunlan söyledi: "Biz bununla ilgili olarak bir yıl önce vasa teklifî hazıriadık ve bağlı olduğumuz bakan Ennan Şahin'e >erdik. Bu \asanın değişti- rflmesi gerekli, ama hükütnetten gecmedi. Sanırun, saym Şahin, o zaman Çiller'e vermiş," Yüda 3 trilyon Yasanm içinde pek çok kısıtla- ma nedeniyle işletilemediğini ve kredinin az olması nedeniyle tale- bin de az olduğunu söyleyen Gü- löksüz, "Talep az, ama yıüık 3 trilyon lira para giriyor" dedi. Gülöksüz şöyle konuşru: "Onlar bir Bakanlar Kurulu karan çıkarmak isriyorlar. Bu ba- kanlar kurulu karan hakkında bi- zimle konuşrular. Değişmiş olabi- ürler. Bizim gördüğümfiz şekliyle 3320 Sayılı Yasa'va aykmdır. Onun için bizim önerimiz > asanın değişmesidir. Yasa değişmeden bunu Bakanlar Kurulu karanyla yapmak doğru dcğildir. Çünkü ya- saya aykın bir karar çıkanlamaz. Böyle bir karar imzava sunulma- mabdır diye dûşumiyorum." Izmit'e 7.7 trilyonlıık Thames suyuEkoDomi Senisi - Türkiye- deki yabancı sermaye içinde en düşük paya sahip olan İngibz- ler, paylannj artürmak amacıy- la yeni projeler üstlenmeye baş- ladılar. İngiltere Ticaret Bakanı Richard Needham'ın çok sayı- da İngiliz işadamıyla birlikte, geçen hafta Türkiye'de yapüğı görüşmeler sonucunda 7 tril- yon 700 milyar TL'lik 'su proje- si'yle ilgili anlaşma imzalandı. ingiliz Thames Water Şir- keti'nin önderliğindeki konsor- siyumun projesi; yanm.kalmış bir barajın tamamlanmasını. İzmit'in su gereksiniminin tü- münün sağlanmasını ve îstan- bul'a kadar döşenecek yaklaşık 100 kilometrelik boru hatunın Tekstilciler kurtuluşu çok ortaklı ihracat şirketlerinde görüyor Nekadarortak, okadardövizİZMİR (Cumhuriyet Ege Bû- rosu)-Özellikle tekstil ihra- catının gerek nicel gerekse nitel yönden gebştınlmesı amaoyla, çok ortaklı ihracat şirketleri ku- rulması öngörülüyor. Sektörde- ki şirketlerin büyük çoğunluğu- nun küçük ya da orta ölçekli ol- ması yüzünden, dış pazarlarda rekabet olanağı bulamadıklan- nı belirten yetkıh'ler, çok ortaklı ihracat şirketlerinin soruna çö- züm getireceği inananda. Küçûkler büyfiyecek İhracat Genel Müdürü Os- man Doğangü, çok ortakb şir- ketlenn kurulmasının tekstilde- ki konumu güçlendireceğini söyledi. İzmir'de kurulu 99 or- taİdı Ege Gi>im Sanayicileri ve Dış Ticaret Aş Genel Müdürü Hasan Turiian da tekstil ve konfeksiyon sektöründe küçük ve orta ölçekli şirketlerin yoğunlukta olduğunu anımsatu. Turhan, çok ortaklı şirketlerin özellikle bu tür işletmelerin kredi, dış bağ- lantı ve gjrdi sağjamalannda büyük yarar sağlayacağı görüşünde. Tekstil sanayicilerini oluşturan kuruluş- lann genelde İcüçük ve orta ölçekli kuru- luşlar olduğunu vurgulayan Turhan, kon- feksiyonda bu durumun daha da belirgjn olarak görüldüğünü söyledi. Turhan, "Bir- takrnı sonınlarm çözumünde bu yüzden sıknrtı yaşanıyor. Pazarlama. kavnak bulmada bir takan yetersizlikler yaşanıyor. Bugüne kadar geliştirilen dış ticaret mode- linde genelde şirketler her türlü işleri yaptık- lan için ihtisaslaşamadılar ve tüm sektör- Jerde imalatçılannıızın bekledikleri sonın- ların çözümlerini bulamadılar" dedi. Hasan Turhan, ticari sorunlann sektör bazında karşılaşılan t-n ciddi sıkıntı oldu- ğunu vurgulayan Turhan "Drç pazarlarda elde edilen bilgiler ortaklara aktarılacak ve dtş piyasada gelişmelerden haberdar olma- ları sağlanacaktn*. Sadece iç piyasadan mal edinmek suretiy- le dışarıdaki rekabete avak uydurmak ol- dukça zor. Girdi rnaliyctlerini düşürebilmek bakımından hammadeleri, ara maddelleri edinme şansımız var. Ortaklanmızın dtş pa- zarlan tarayarak en kaliteli ve marjinal mallan sağlamalan mümkun degil. EGS bu konuda da çalışmalar yapacaktır" diye ko- nuştu. yapımını ongoruyor. Izmit Belediye Başkanı. Sefa Sirmen ile Thames VVater yö- neticileri arasında imzalanan anlaşma, tesislerin 15 yıl süreyle İngiliz şirketi tarafından işletil- mesini de kapsıyor. Thames'in, Türk ortaklan Gama ve Güriş ile birlikte yü- rüteceği çabşma; 1997 yıbna ka- dar barajın tamamlamasını, iki pompalama istasyonu kur- masını ve 100 kilometreden uzun ana boru hattı döşemesini öngörüyor. Vanlan anlaş- manın borçlanma şartlan ve Hazine garantıleri konusuntia>- ki aynntılar belirsiz kalrnakla birlikte; Hazine Ve Dış Ticaret Müsteşarlığj'nı vekaleten yürü- ten Osman Ünsal'ın imzalama töreninde bulunması, devletin bu projeyi garanti alüna aldığı şekbnde yorumlandı. Yap-işlet-devret modeliyle gerçeİcleştirilecek olan ve 700 milyon sterline (yaklaşık7 tril- yon 700 milyon TL) mal olacak yaünm, 15 yıl Thames tarafın- dan işletilecek ve İzmit beledi- yesi bu süre boyunca suyunu Thames'tan satın alacak. Karmaşık fınansman Finansmanı İngiliz ve Japon bankalan tarafından. Japon yardım fonlan. ihraç kredileri, ticari borçlar ve konsorsiyum ortaklan tarafından ortala ko- nulacak yüzde 15'lik sermaye ile sağlanacak projede, İngilız- lerin payı 264 milyar TL. Projenin fınans danışmanü- ğını Chase Manhattan bankası yapıyor. Türkiye'nin üretim performansı 1980-91 döneminde yükseldi Dünya16/lığma 'terfi ettîk' ANKARA (AA) - Ulusal toplam üretimi gösteren gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) artışı sıralamasında 1970-1980 döne- minde dünya ül- keleri arasında 26. sırada yer alan Türkiye, 1980-1991 döne- minde 16. sıraya yükseldi. Dünya Ban- kası verilerine dayanılarak yapılan hesapla- malara göre Tür- kiye'de GSYİH- nın yıllık ortala- ma artış oranı 1970-1980 döne- minde yüzde 5.9. 1980-1981 döne- minde ise yüzde 5.0 olarak kayde- dildi. Orta ve yüksek gelir dü- zeyindeki çok sayıda ülkede 1980-1990 döne- minde bir önceki 10 yılbk döneme göre gözlenen nispeten düşük büyüme perfor- manslanna rağmen, Türkiye. toplam üretimınde 1970-1980 döneminde yakaladığı çizgiyi 1 Ülke Botsvvana GörteyKore Çin Tayîand Umman Bftutan Hong Kong >tauritius Singapur Pakistan Malezya Endomizya Cad iesothö5 Hindistan Törkiye Ağırlıkh ortalamalar Düşük gelir Ortagefir Yüksek gelir EKîrtya GSYtH'de yıllık artış (%) 90-91 9.8 9.6 94 7.9 79 7.6 | 69 6.? 66 6.1 57 . 5.6 55 " 5.5 54 5.0 6.0 2.3 29 3.0 puanın altında kayıpla ikinci 10 yılbk dönemde de korudu ve üst sı- ralara tırmandı. Dünya toplam üretiminde ikinci 10 yılhk dönemde gözlenen perfor- mans düşüklüğü verilerde de göze çarpıyor. Dünya genebnde veri te- mın edilebilen 100'den fazla ül- keye bakıldığm- da. GSYİH'nın dünya ülkeleri ge- nebnde ağırbkb ortalaması 1970- 1980 döneminde yılbk ortalama yüzde 3.5 ora- nında artarken. artış oranı 1980- 1991 döneminde ise yüzde 3.0'a ge- riledi. Ülkelerin gelir düzeylerine göre bir araya toplandığı grup- lar itibanyla bakıldığında ise Türkiye'nin de yer aldığı orta-gebr grubunda 1980-1991 döneminde söz ko- nusu ülkelerin ağırbkb ortalama GSYİH'lannın ortalama artışı yüzde 2.3 olarak kavdedildı. Borusan 35 yaşındaMagazin/TV Senisi- Türk sanayiinde 35. yıbnı kutlayan Borusan Holding'e 10 ile 35 yıl arasında hizmet veren çalışanlara şükran plaketleri önceki gece Kuruçeşme Divan Tesisleri'nde düzenlenen törenle dağıtıldı. Mehmet Ali Erbil'in esprileriyle renİdenen gecede aynca Nilûfer de bir konser verdi. Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Asun Kocabıyık plaket dağıtımından önce yaptığı konuşmada babası Ahmet Kocabıyık tarafından 1944yıbnda İstikbal Ticaret adıyla kurulan şirketin günümuze kadar yaşadığı geb'şmeleri anlattı. Önceleri tanm ürünleri ihraç eden şirketin, daha sonra demir-çelik boru imalatına yöneldiğini anımsatan Kocabıyık, Borusan denılınce akıllara 1984 yılından beri Türkiye'de mümessilliğini yaptıklan BMW'nin geldiğini vurgulayarak "Bu gfizel bir şey. Ama biz valnızca BMVV'den ibaret değiliz" dedi. 1950'deki iktidar değişikliğiyle birlikte Türkiye'de yeni bir ekonomik dönemin başladığını anımsatan Kocabıyık, bugüne kadar sanayiden kazandıklan geliri yine sanayide kullandıklannı belirtti ve böylelikle Türk sanayisine katkıda bulunduklanm söyledi. Daha sonra gerçekleştirilen törende ise Borusan Grubu şirketlerine 10,15,20.25,30 ve 35 yıl hizmet verenlere birer şükran plaketi sunuldu. 35 yıllıklararasmdaki Asım Kocabıyık'a plaketi Borusan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. oğlu Ahmet Kocabıyık tarafından verildi. Daha sonra sahneye gelen Mehmet Ali Erbil ise yaptığı esprilerin yanı sıra Borusan çabşanlan arasında düzenlediği "En güzel bacaklı erkek" yanşmasıyla davetbleri eâlendirdı. (Fotoğraf: MLHARREM AYDIN) IŞÇEMN EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Yalnızlaşma Dün öğlen saatlerinde 600 bin kamu işçisinin toplusözleş- me uyuşmazlığı için uzlaşma çabalan öne çıkmıştı. Sız bu satırları okurken anlaşmaya vanlmış ya da yeniden gerginlik artmış olabilir. Günlük gelişim ne kadar ıki zıtdoğrultudaolur- sa olsun ilgili sendıkal ve siyasal çevreler sonucu biliyor. Ûc- ret artış oranında uzlaşma noktasırta beş aşağı beş yukarı gelinmiş, iş güvencesi, özelleştirme, taşeronlaştırma konu- larında hükümetten bir jest bekleniyor. Görüntüyü kurtaracak bir jest olabilir, ancak anlamlı bir jest gelmesi söz konusu değil. Tansu Çiller'in katı politikasında çok kararlı olması ile bizce hıç ilgisi yok. Sorun Çiller'in inadı- nda değil, sorun işçi, sendıka cephesinde. Kamuoyunun du- yarsızlığında, inanç, coşkudan eser olmayıp hareketin yal- nızlaşmasında. "600 bin kamu işçisi bu yaz sıcağında sokağa dökülmüş. Bunun neresinde yalnızlık, inançsızlık" diye de düşünebilirsi- niz. Aynı işçılerin iki sözleşme dönemi öncesi yaptıklan bahar eylemleri, bir dönem öncesi yaz direnişlerını, havasını bir anımsar mısınız lütfen. O havadan eser var mı? öncelikle bahar eylemleri patlamasını büyük bir birikimin yaratbğmı unutmamalıyız. 12 Eylül sürecınde sürekli enflas- yonun çok altında kalan ücret artışları ile yoksullaşan işçinin ücret ortalaması nerede ise asgari ücrete yaklaşan bir alt dü- zeye ınmişti. O zaman da sendıkacıya rağmen patlayan ışçiyi herkes destekliyordu. Ozal bi/e teslim olmak ve politikalannı değıştırmek zorunda kalmışt. Bahar eylemleri, büyük madenci dırenışı, yaz eylemleri, belediyelerde imzalanan sözleşmelerde izlenen sosyal politi- kalar, seçim tavizleri.. Bir bütün olarak 12 Eylül sürecinın işçi kayıplannı tümü ile geri getirmedi. İşçi ücretlerinde gözlenen bu iyileşme ne yazık kl beraberinde de kitleden kopmayı, yalnızlaştırmayı geliştirdı. Sorumsuz, ilkesiz sendikacılık görüntüyü kurtaran topliH sözleşmelerin ötesinde hiçbir şeyle ilgilenmemişti. Masada verilenler, katlanan işçi çıkarmaları, taşeronlaştırma uygula- maları ile geri alınıyordu. Toplusözleşme hakkından yararlanmak, sonrasında işini kaybetmemiş olmak işçi için önemlı bir ayrıcalık haline geldi. Sendikal haklarını kullanabılen işçiler giderek azınlık oldular, yalnızlaştılar. Sendikal örgütlenmeyi geliştirmek şöyle dur- sun, üyelerinin sendikal haklan yüzünden işlerinden olma- larına karşı duramayan sendikalar, sonunda toplusözleşme masalarında bir çıkmazın içine düştüler. Sendikal örgüte gü- ven, sendikal haklann korunabileceğine olan inanç lyice yıti- rildi. Kamu çalışanının hiç degilse işten atılma tehdidı çok yaygın değildi. Şimdi özelleştirme çok daha can yakıcı, korkutucu bir tehdit olarak karşılarında duruyor. Yalnızlaşma, işıni kaybet- me korkusunun çok ciddi. sosyal bir hastalık haline geldiğini sosyal araştırmacılar, psıkıyatristler yapılan birkaç araştır- manın çarpıcı sonuçları ile birlikte dile getiriyorlar. Ûzelleş- tirmenın gündemde olduğu işyerlerinin işçileri, hep ışsiz kal- ma korkusu altında hastalandıklannı anlatıyorlar. Yine de 7 ay gecikmiş sözleşmeler, enflasyonla aşınmış ücretler ağır basıyor-600 bin kamu işçisi sendika yönetimleri- ni zorfarken hükümet uyarmak üzere sokağa dökülüyor. An- cak bu kez dikkatler ücret artışlarında çok fazla yoğunlasamı- yor. Özelleştirme, işten çıkarma, taşeronlaştırma tehditlerini azaltabılecek önlemler istemi ağır basıyor. Hükümet ve Türk- Iş yönetimi için ücretlerde anlaşma noktasına ulaşmak kolay- laşıyor. İşçinin can damarı haline gelen ve ilk kez sözleşme- lerde öne çıkan diğer konularda ise ne hükümetin taviz verme eğilimi var. Ne de sendika lıderleri ısrarcı olabilme aiışkanlı- ğında. İşçi de nasıl sağlanabıleceği konusunda bir bilinci, ka- rarlılığı henüz edinebilmiş değil. Parlak olmayan ücretartışlan ve geçiştirilebilecek güvence maddeleri ile bu yılın kamu sözleşmelerini noktalamak kolay- laşıyor. Sendikacılık, Türk-İş yönetimi, gerçek bir çöküş döne- minde, güven bunalımında Çiller Hükümeti'ne yakalanmış bulunuyor. • • • işin bir başka acıklı boyutu, sokağa dökülen, yan yana yürü- yen işçiler kendi koşulları içinde dahi birbirlerinden koptuk- iarını görüyorlar. Birlikte kaderdaş olarak yürüyen, aynı kı- demdeki kamu işçılerınin bir grubunun bugünkü ücret ortala- ması brüt 3.5 milyonda dururken bir diğerininki 5-6-9 mılyona kadar farklıbk gösterebiliyor. 12 Eylül düzeni ile gelen yüzdeli zam sistemi, 12 Eylül öncesinde de var ofan haksız ücret farklılıklarını, her yeni sözleşme ile biraz daha arttırmış, uçu- rumu büyütmüş bulunuyor. Ne Hükümet ne de sendika cep- hesinde ciddiyetten eser olmadığından, bu farklılık yeni söz- leşmeler ile daha da hızla büyümüş, haksızlıklar gelişmiş, iş- çiler aralarında daha derin bölünmüş, yalnızlaşmış olacak. İşçinin çok büyük çoğunluğunun sendikal haklan gaspedi- lerek, sendikal haklarını kullanabilenler yalnızlaştınlarak, azınlığa getirilerek bugün yaratılmış tabloda, imzalanan ya da imzalanacak olan kamu sözleşmeleri ış barışı anlamında artik bir değer taşımıyor. Çiller Hükümeti için de, sendikacıbk hareketi için de asıl ondan sonrası gelişmeler büyük önem ve anlam kazanıyor. özelleştirme, taşeronlaştırma uygulama- ları, işçi çıkarmaları, sendikacılığın içine düştuğü güven bu- nalımı ile de çakışınca önûmüzdeki günler büyük sosyal pat- lamalara gebe görünüyor. Dış ticarette Amerika ve Almanya yerlerini koruyor Büyük ortaklarda değişiklik yok ANKARA (AA) - Türkiye'- nin en fazla abşveriş yaptığı ül- keler olan Ahiıanya ve ABD bu yılın ilk 5 aybk döneminde de yerlerini korudular. Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşarbgVnın verilerine göre, bu yıl ocak-mayıs döneminde Türkiye ile Almanya arasın- daki dış ticaret hacmi 3 milyar 129.6 rnilyon dolara yükseldi. 1992 yılmın aynı döneminde iki ülke arasındaki ticaret hac- mi 2 milyar 764.6 milyon dolar düzeyindeydi. Almanya başı çekiyor Bu yıl 5 ayda geçen yıbn ay- m dönemine göre Almanya'ya yüzde 23.5 oranında arüşla 1 milyar 473.3 milyon dolarlık mal satıldı. Geçen yıl aynı dö- nemde Almanya'ya yapılan ihracat tutan 1 milyar 400.5 milyon dolar idi. Almanya'dan yapılan itha- lat için ise bu ,\ıl 5 ayda I mil- yar 656.2 milyon dolar tutan- nda döviz ödendi. 1992yılının aynı döneminde Amanya'dan gerçekleştirilen ithalat 1 mil- yar 364 milyon dolar idi. Böy- iece söz konusu dönemler iti- banyla Almanya'dan yapılan ithalata ödenen döviz miktan yüzde 14.6 oranında artış gös- terdi. Türkiye'nin dış ticaretinde ikinci sırayı alan ABD ile ara- sındaki ticaret hacmi ise bu yıl ocak-mayıs döneminde yû'de 11.1 artışla 1 milyar 958.7 mil- yon dolara ulaştı. Geçen yıl söz konusu dönemde bu ra- kam 1 milyar 390 milyon dolar düzeyindeydi. Bu yıl 5 ayda ABD'ye 416.8 milyon dolarlık ihracat yapı- lırken bu ülkeden 1 rrulyar 541.9 milyon dolarlık mal alındı. Geçen yıl 5a>da ihracat 375.6 milyon dolar. ithalat ise 1 milyar 14.4 miJyon dolar ol- muştu. Bu veriler çerçevesinde bu yıl 5 ayda geçen yıbn aynı dö- nemine göre Türkiye'nin ABD'ye ihracatı yüzde 6.6, it- halatı.ise yüzde 13.6 oranında arttı. Öte yandan Türkiye'nin dış ticaretinde Almanya ve ABD'nin ardından İtalya, İn- giltere ve Fransa gibi diğer •Batıh ülkeler ilk sıralarda yer ahyorlar. Bu yıl ocak-mayıs dönemin- de. 909.9 milyon dolan ithalat, 286.3 milyon dolan da ihracat olmak üzere Türiye île ttalya arasındaki ticaret hacmi 1 mil- yar 196 milyon dolar oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle