Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27TEMMUZ1993SALI CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Fransa'run anarşişt ozanı, şarkıcısı, müzisyeni Leo Ferre, hep nihilist, antimilitarist ve genç kaldı
Başkaldınmn ve umudun şairiydiKûltür Servisi - Fransa'nın anarşıst
şarkıası Leo Ferre"nın. ülkesinin ulu-
sal bajram günü olan 14 temmuzda
ölmesi, yaşamdaki sayısız küçük ironi-
lerden biriydi. Belkı de ailesinin cu-
martesı sabahına kadar bu haben gizli
tutmasının nedeni de buydu. Başkan
Mitterand'ın. Ferre"nin şiddetle eleş-
tırdığı General Morillon'a Legıon d'-
Honneur nişanı takuğı gün, bu asi
adamın ölümünü duyurmak yersiz ge-
lebilirdi. Zira Kroptekin'in bu parlak
takipçisi ıster diru. ister laik olsun her
türlü devlete karşıydı.
İspanyol İç Savaşı'nda Franco'ya
karşı yürütülen anarşişt mücadelenın
ateşli bir savunucusu olmuştu ve gü-
nümüzde "dıanson" sanatının en sevilen
klasikleri arasında yer alan tutkulu ve
ölümsuz protest şarkılar bestelemıştı.
Küçfikyaştan isyankar
Bırçok ısvankar ruh gibi Ferre'de
sa>gın bır burjuva ailesinin çocuğu
olarak dünyaya gelmışti. Sıkı bir Hı-
ristıyan eğiümi alan Ferre, daha o yaş-
ta isyankarhğını ortaya koyarak ev-
den kaçtı. Bir süre Paris Hukuk Fa-
kultesı'ne, daha sonra da Siyasal Bi-
limler Fakültesi'ne devam etti. Anar-
şişt arkadaşlanndan bin, onun içın bu
konuda şunlan söylüyon
"Siyasal Bilımler okuması onun
içın çok yararlı olmuştu. Ekonomik ve
sosyal bır hareket olarak anarşizmi
tam anlamıyla bilen ülkedeki tek sa-
nalçıydı".
Eğıumine devam ettığj yıllarda mü-
zik aşkı çokıan içinde yer etmışti. Ço-
cukken gizlice kendı kendine pıyano
çalmayı öğrenen Ferre, Paris"e geldi-
ğınde besteler yapmaya başiamışü bi-
le Profesyonel müzık kariyeri Monte
Carlo Radyosu"na piyanist ve sunucu
olarak girmesiyle başladı. Bu radyoda
"La Chambre" (oda) \e "La Chanson
du scaphandrier" (Derin Deniz
Dalgıcının Şarkısı) gibi şarkılanyla
parlak bır çıkış yaptı.
l nlü şairlerden besteler
Ferre, yaşamı boyunca sözleri de
kendine ait olan yaklaşık 350 şarkı
besteledı. Ama daha da önemlısı Bau-
delaire, Rimbaud, Apollinaire, Aragon
Villon ve Verlaine gıbı şaırlerin şıırle-
rinden yaptığı bestelerdı. Bu şairlere
içgüdüsel bir kardeşlık bağıyla
bağlıydı ve onlann aşk. ölüm, umut-
suzluk temalannı işlemek içın kullandığı
e\Tensel dılı. kusursuz bir yorum ve
'Zamanla her şey geçip gider, gidcr uzaklara / Tutkular ve sesler unutulur..."
Rimbaud. Apollinaire gıbı şairlerin
her dizesıni, nefes almaksızın dınleme-
lennı sağlıyabılırdi. Ama o. bunu ba-
şarmış ve izleyiciler konserden sonra
kafelere koşturmak yerine. kitapçı-
lann yolunu tutar olmuşlardı.
Enerjisini hiç yitirmedi
Leo Ferre'nın "Ne tann, ne efendi"
dızelenyle özetlediğı anarşizmi öze!
yaşamında da kolaylıkla gözlenebih-
yordu. Hemen hemen kımseyle geçı-
nemezdı. Hatta köpeklerle ınsanlar-
dan çok daha iyı anlaştığı bıle söyle-
nirdi. Köpeklere olan bu sevgisı 6O'lı
yıllann sonlannda şarkılanna da
yansımış ve "Le Chien"(köpek)ı beste-
lemıştı. Bir gün bir röportajda Jean
Paul Sartre içın şunlan söylemıştı: "
Bütün şarkıcılar Sartre'm ardından gi-
derek ulaşacaklannı sandıklan kınlgan
bir geçmişin önünde kuyruğa girmişri.
Sartre, yüzy ılımızm kuşkusuz en önem-
li aydınlarmdan birhdi ama yazdık-
iannın çoğu anlaşılmaz şe\ lerdi, ö> le ki
kendi de dönüp okuduğunda hiçbir şey
anlamıvordu. Zaten şiirden de hoşlan-
mazdı" Julıtte Greco'nun da
şarkıcılığını, doğru kışılerle kurduğu
ilişkılere bağlayarak "İnsanlan mum
gibi kullanır, bır \akar bir söndürür-
dü." demışti.Ferre, enerjisini hiçbırza-
man yıtırmedı. 70"li yaşlara geldığinde
bozulan sağlığına rağmen, sahnenin
ortasına kadar başkalannın kollan-
nda gelip, bir anda tıpkı eski günlerin-
deki gibi 3 saat, bir barikat gibi sahne-
de dıkilerek. seyircıleri büvülerdi
alışılmadık guçlülüktekı bestelenyle
adeta tamarr.lıyordu.
Leo Ferre, fkinci Dünya Savaşı yı-
llannda evlendi ve savaş bitene kadar
Monaco'da kaldı. Paris'e döndüğün-
de başta Jean Cocteau v e Aodre Breton
olmak üzere sürreahstlenn uğrak yen
olan kabarelerde şarkı söylemeye baş-
ladı. Bu kabarelerde Louis Aragon \e
eşi Elsa Triolet, Jacques Prevert, beste-
ci Joseph Kosma ve Jean Genet'in ünlii
şiiri "Le condamne a mort"'u bestele-
yip söyleyen Helene Martin \e Juliette
Greco gıbı gerek sanat v aşamını, gerk-
se özel yaşamını dennden etkileyen ki-
şilerle tanıştı. Greco, bir röportajda
Ferre'nin nasıl izleyicılerinin üzennde
büyülü ve cinsel biretki bıraktığını an-
latmıştı: "Sanki sesini, varlığının en de-
rin noktalanndajı çekip çıkarıyordu.
Toplumu eleştiren, kiliseve. orduya, hü-
kümetin ikiyüzlülüğüne karşı öfkesini
anlatan anarşişt şarkılardan. yumuşak
aşk şarkılanna geçerken ses tonunda
oluşan fark, dramatik bir etki ya-
ratırdı" Ferre'nın etkısini tam olarak
anlamak içın onu sahnede izlemek ge-
rekirdi.
Sahnedeki etki gücü
Siyah gömleğı ve sıyah pantolonuy-
la bacaklannı açarak sahnede duru-
şuyla. basit yumuşak melodilerin
arasında sesiyle, sert çıkışlar yap-
masıyla, televizyon veya albümlerinde
anlaşılması olanaksız bir eıkileme
gücü yaratırdı Sıra, adıyla özdeşleşen
"Avec le temps tout s'en va"( Zamanla
her şey geçıp gider)adlı şarkısına geldı-
ğinde yavaşça sahneden uzaklaşır ve
seyirciler ölüm sessizliği içerisinde,
çoğu zaman gözyaşlannı tutamaz-
lardı "Zamanla her şey geçip gider'
Tutkular ve sesler unutulur' Size alçak
sesle "geç kalma ve sakm üşütme' di-
ven zavallı ınsanlann sözcükleri unu-
tulur..."
Ferre'nın şarkı sözlen gencllikle ba-
sıt kelımelerden oluşurdu. Ama per-
formanslannda bunlar şıırsel bir özel-
iiğe bürünürlerdi. Bu alçakgönüllü
sozler. ancak usta şairlerin yapabilece-
ğı oranda duygulan altüst ederdı. Fer-
re, tüm ıyı şairler gibi kendi sesine uy-
gun şiırler yazar ve kelımeleri müzık
kadar çok severdı. Bu sayede şarkılan
zorlamasız yoğunluklanvla tam bir
büyü etkisi yaratırdı. Popüler şarkıcı-
lann pek azı, edebiyaıla ilgilenmeyen
bir izlevici kitlesının. Baudelaıre,
ChansorTun bir ustası daha
Ferre. sonunda Fransa'nın onu ha-
yal kınklığına uğrattığına karar vere-
rek kansı ve üç çocuğuyla İtalya'ya
yerleşti. Burada Donrinque Lacout.
Ferre'nın bir biyografisini yazarak
1991 >ılında vavımladı.
Ünlü şarkısındadediğı gibi vZaraan-
la her şey geçip gider, gider uzaklara"
Ferre'de artık uzaklarda Ancak giden
valnız bir şarkıcı değil. 14 temmuz
akşamı kimi zaman sevgiyi, kimı za-
man isyanı, anlatan Fransız chanso-
nundan bir şeyler koptu. Kısacası Tre-
net. Brassens, Brel, Gainsbourg'la bir-
hkte Fransız chanson bir ustası
daha kaybedıldi. San Casciano'da
ölen Leo Ferre, 77 yaşındaydı. Neyse
ki gıderken ardında. o ender bulunur
sesini. gün geçtikçe daha zor bulunur
anarşişt görüşlerini unutmayahm
diye. yüzlerce şarkı bıraktı.
yakın şarkısını seslendiren Catherine Sauvagej/;e_göre ana başlıklarla Leo Ferre
KûHür Senisi- Uzun yıllardan beri
Ferre ıle çalışan ve 100 e yakın şarkjsını
seslendiren Catherine Sauvage. Ferre'-
nın hayatını ve dünya görüşünü başb-
klarla anlatıyor
Trenet. Trenet ıle Ferre arasında bir-
çok alanda paraleilık kuruyorum. Sözle-
ri kullanmalan, müzikal anlamda aynı
şeylerden esinlenmelen... Ancak müzi-
kal açıdan Leo'nun çok daha güçlü ve
gebşmış bir yapıda olduğuna inanıyo-
rum Melodilerinın lirik bir anlamı var-
dı. Her ikisi de kehmelerle ustaca oyna-
mayı çok iyi bibyorlar. Ancak Ferre'de
temalar çok daha zor ve ustacadır. Tre-
net ilk çılüşını 18 yaşmda mutluluk te-
malannı ıçeren şarkılanyla avangard bir
çizgide gerçekleştirmiştı. Leo ise Saint
Germaın'e geldığinde 31 yaşındaydı. O
yuvarlak gözlükleriyle hıç de genç gös-
termıyordu.
Gaiasbourg: Başından beri Leo'nun
izlediği yol çok klastk ve tutarbydı. Serge
gerçekten başyapıtlar ortaya çıkardı.
Ancak kimi zaman moda akımlara uy-
du. Leo ise hiçbir zaman modayı izleme-
dı. Leo sürekb olarak marjinal kaldı.
Serge de onun marjinallığıni kimi zaman
kullandı
Sahnede: Her zaman o keskın ve sert
gözleriyle seyırciyi soğuk bir şekilde
karşılardı. O zamanlar şarkıcılar genel-
likk duygusal aşk şarkılanna yönelirdi.
Onda ise dışavunımcu bir yan vardı. Ge-
nellikle endışeb yüzünü buruşturan bir
ifadeyle seyircinin beklentilerinı yanıtsız
bırakırdı Profesv onel anlamda tam be-
nim hayatimın adamıydı. 100 şarkısını
kaydettım. 100'den fazla şarkısını söyle-
dim. Bütun yazdıklannı öncebkle bana
gösterirdi "Bak burada bir şey var. Gö-
receksin çok iyi vapacaksın'derdi.
Başlarda: İlk başlarda kitlelerin ken-
disini tanımayacaklan endışesini taşı-
yordu. Şarkıcılann bestelerinı seslendır-
meyeceklerinden korkuyordu. Her za-
man ne olduğunun bılıncınde, değerini
çok iyı bilen biriydi. Edith'e bırçok beste
önerdi. O ise yalruzca "Les Amants de
Paris"i aldı. O dönemde daha çok
çarpıcı sözler yazıyordu "Monsieur tout
bfaınc", "Regardez-ks defiler"
Ses: Piyanoyu bıraktığı zaman (Tıpkı
Brel'in gitan gibi) yorumculuğa başladı.
Piyanoyu bırakmasıyla sesi başlarda ol-
mayan bir yoğunluk kazandı.
Zaman ve Değişini Yeni şarkılannı
"Avec le temps". ve "Sur la scene"a ka-
dar seslendırdim. Büyük orkestrasıyla
olağanüstü lırik parçalar yapmışü. An-
cak bunlann bana uygun olmadığını dü-
şünüyordum. Eskılerle devam etmeye
karar verdim. Hatta bazı şarküannı on-
dan daha fazla söyledim. O da hep "Işte
bu Sauvage (>ahşi)" derdi.
Metinler. Bana en zoru şarkı metinleri
geliyordu. Şarkılannın pek aanda doğ-
rusal bir çizgiye rastlarsınız. Kıtalar
arasında belli bir bütünselüği göremezsi-
niz. Birinci kıtayla . ıkinci kıta arasında
peşi sıra gelme zorunluluğu yoktu.
Brecht ya da Aragon'da olduğu gibi bır
kelime diğer kelimevı çağınnazdı. Hızlı
parçalar: Genellikle hızb parçalannı se-
viyorum. Şarkılan söylerken kimi za-
man çok zorluklarla karşılaşıyordum.
Bazen şarkılan yorumlamam onun yo-
rumlanndan bir dakika az olabibyordu.
Orkestra: Her zaman klasik bir or-
kestrayı yönetmek hayalinde>di. Raioer
onu "Chanson du mal aime "de yönettıği
zaman sevinçten deliye dönmüştü.
Kongre Sara>ı'nda şarkı söylerken aynı
zamanda sırtıyla orkestrayı yönetmış'ti.
Tam hayatimınadamıydı'
Catherine Sauvage, Leo Ferre'nin her zaman klasik bir orkestra yönetmek hayalinde olduğunu belirtiyor.
NE DEDİLER?
Romantizrniyle, anarşizmiyleklasikohnasınıhildi-François Mhterand: Fransa,
chansonunu en üst düzeye çı-
kartmış bir yaratıasını ve sa-
natçısını kaybetti. O herkesten
çok, ortaçağdan beri şiıri, mü-
ziği, halk sevgisini bir araya ge-
tirerek, bir geleneğin temsilcisi
olmuştu
-Jactroes Toubon (Fransa
Kûltür Bakanı): Romantizrniy-
le, anarşizmiyle. her alandaki
duyarlıhğıyla klasik olmasını
bilmişti. Hiçbir zaman ilkgün-
kü düşüncelerinden, keskınli-
ğinden, ve müzikalitesinden
ödün vermedi. Onun sayesinde
Rutebeuf, Haudelaire, Verlaine.
Rimbaud. Aragon, Apollinaire
genış kitleler tarafından tanın-
dı.
- Jack Lang (Fransa eski Kül-
tûr Bakanı): Sevecen ve isyan-
kar... Leo Ferre. başkaldırüan-
mızın sembolü, umutlanmızın
şaınydi. Seslen ve dizeleri taklit
edilemez bir şekilde altüst eder-
di. Her zaman genç kalmayı ba-
şarmış Ferre'nin, bu dünyada
yerinın kolay kolay dolduru-
Leo Ferre, çocukluk yıllarının geçtiği Monaco'da ailesiyle (solda), sahnede (ortada) ve 1950'de ünlü Fransız oyuncu Jean Gabinie kayıt sırasında (sağda).
labileceğini sanrruyorum.
lam olsun sana dost Leo...
-Maurice Frot (eski arkada-
şı): Her zaman anarşişt galalar-
da konserler veriyordu. Daya-
Se- nışma ve yardım gecelenne en 200'e yakın şarkıyı beraber ger- mazdı Hatta çoğu zaman Piaf çıkıyordu. lş konusunda ilişı-
fazla katılan sanatçılardan bı- çekleştırdik. Benle çabşüğı za- dışındakilere saldınrdı. Bir plak mizi dengede tutmaya çalışı-
riydi
-Eddie Barclay(1958-74 ta-
rihleri arasında yayımcısı):
manlar kesinlikle şarkılannı
kesmemı ıstemezdi. Bu arada
şirkeünin. her türden grupla ça-
lışması gerektığini savunuyor-
popüler sanatçılardan hoşlan- dum. O ise buna şiddetle karşı
yorduk. Onun dışında aşk,
anarşi, sevgi gibi konularda fel-
sefı tartışmalar yapıyorduk.
Ütopyacı bireycilik
ALPAY KABACALI
Defıne merakı...Simya, astroloji ve benzerleri...Dua ve ke-
ramet...Prof. Sabri F.Ülgener'e göre (İktisadi Çözülmenin
Ahlak ve Zıhniyet Dünyası. 2.bas.. İst., 1981) bunlar, geçmi-
şin "hayal ve hile mahsulû kazançlarTdır Ulgener. bunlan
"Herbirinde. normal iktisadi imkanlan kavra\ama\arak başı-
boş bıraktıkları kazanç güdüsü önüne insan zekasının sağdan
soldan de>şirip serdiği do\um araçları, adeta yan kapılan zor-
lajarak açtığı değişik macera ülkelerf" olarak niteler. "İlk de-
fa anormal görünen, vadırganan kazançlar zamanla tekrarlan-
dıkça, normal hale gelecek, kendilerine göre örf >e adetleri,
mesleki kural ve yasalan, hatta bir nevi hukuk statfileri oluşa-
caktı"der Bu tür kazançlann kuramlaşacağını belınır.
Ekonomik çözülme dönemlerinde rastlanan bir çeşit top-
lumsal hastalıktır bu...
Günümüzdeki karşılığı, hıç çaba harcamadan milyonlar
kazanmak, "köşeyi dönmek"...
Bu ideoloji, son dönemlerde "arabesk" müakle örtüşüyor.
Arabesk. "kadere krsmete" en seçkin yeri veriyor: Evet, kader
böyle, kahpe felek alınlara parasızlığı ya^zmış, elden bir şev
gelmez...Gazetelerde. sınemalarda, televozyonlarda görülen,
görülüp imrenılen "lükshayat" talıhli kişiler içın...
Yine de "fetek"ten umut kesilmiyor. "Talih kuşu"na da
inanılıyor: Bir Milli Piyango bileti almakla ya da "kazımak-
bı", Spor Toto ya da Loto oynamakla, kupon bırikürmekle
avunuluyor. Ola ki çıkıverir, baht rüzgan tersine esıvenr
Hani. masallardakı gibi.
Buna paralel olarak son yıllarda "900'lü tdefonlar" eklen-
di. Televizyon kanallan aracılığıyla yaygınlaşan lotaryaya (ve
hile-ı şeriyeye) dayab yanşmalar, günümüzde milyonlar ka-
zanma hayalinin kurumlandır. Gerçekte milyonlan, PTTnin
"özelleştirinnek" istenen T'sı ile "Alo" şirketleri ve televizyon
kanallan kazanıyor. TRTde içlerinde...
Demek ki şu anda devlet de, PTTnin Tsi ve TRTnin T\r
-
si ile lotaryanın içinde Telefon hizmetlerinin özelleştınlme-
siyle özel sektörün kazana büsbütün artacak.
Yeni Radyo ve Televizyon Yasası tasansında, televizyon
kanallannın bu lotaryaya aracıhk etmesini önleyecek bır hük-
mün yer alması olumlu bir gelişme. Bakalım bu hüküm yasal-
laşacak mı?
Unutmayahm ki, lotaryacılığı körükleyen, kitle iletişım
araçlannın bu yolda kullanılmasma "öncöhık" eden "renkli
basın" oidu.
Ekonomik koşullann vanı sıra. 12 Eylül sonrasının kuni
yönetıcileri de "köşe dönücülüğü'" özendirdi.
Kısacası, bedava, çahşmadan, karşılığıru ödemeden de bir-
takım şeyler elde edilebileceği inanışı her geçen gün yaygın-
laşünldı.
Buna 12 Eylül sonrasındaki "depolitizasyon" eklendi.
adamsendecilik eklendi...
Sonunda toplumun azımsanamayacak bır kesimi "ütopya-
a bireycilik ideolojisTnın çengeline takıldı!
Böyle olmasaydı, 37 kışinin Sıvas'ta ortaçağ ateşine atılma-
sı karşısında suskun kalır mıydı?
'Korku Burnu*gösterimde
ANKARA(AA)-
Sinema
seyircisinin en
fazla ılgi
gösterdiği 7
* filmın. iki hafta
süreyle Ankara
Megapol
Sineması'nda
yeniden
gösterime
gıreceğibelirtildi.
Megapol Kûltür
Sanat Sitesı'nde
30 temmuz ve 5
ağustosta"ölüm
KadınaYaktşır",
31 temmuz ve 6
ağustosta "Uzak
Lfuklar",lve8
ağustosta "Korku
Burnu", 2 ve 7
ağustosta
"Frankie ve
Johnny",3vel0
ağustosta "Dur
Yoksa Annem
AteşEdecek",4
ve 12 ağustosta
"Kadın Kokusu", 9 ve 11 ağustosta "Berlin in Berlin"
fılmleri gösterilecek.
Körfez Ülkelerinde Plastik
Sanatlar Sergisi
Kültür Servisi - İslam Tarih Sanat Kûltür Araştırma
Merkezi (IRCICA) ile Körfez İşbırliğj Konseyi'nın Sanat
Dostlan Cemiyeti (Doha-katar) ortaklaşa "Körfez
İşbırliği Teşkilaü Üye Ülkelerinde Plastik Sanatlar" adb
bir sergi düzenliyor. Yann saat 17.30'da Atatürk Kültür
Merkezi Setaltı Sanat Galensi'nde acılacak sergide
Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirbklen. Suudi
Arabistan, Bahreyn ve Umman gibi çeşitlı körfez
ülkelerinden 16 sanatçınm 60cjvannda^apıtı sergılenecek.
Ekim 1985'de kurulan Körfez Işbirliği Ulkeleri Sanat
Dostlan Cemiyeti, üye ülkelerde plastik sanatlann
gelişmesini ve dünyaya açılmasını sağlamayi
amaçlamakta. Cemıyetin hedefleri arasında üye ülkelenn
sanatçılan ve dığer sanatçılar arasındaki ılişkileri
geliştınnek: sanat çalışmalannı zengınleştirmek, yapıa
diyalog ve periyodik toplantılarla bu çabşmalann
gelişmesini vegüçlenmesıni sağlamak, Körfez
ülkelerindeki plastik sanaünı bütün dünyada tanıtmak gibi
çeşitli konular bulunuyor
Enka kültür sanat etkinlikleri
Kültür Servisi - Enka Vakfı'nca düzenlenen 1993 yaz
dönemi kültür programı kapsammda gerçekleştirilen sanat
etkinlikleri ve film gösterileri sürüyor. Ağustos ay ı sonuna
dek sürecek fıkn gösterim programı çerçevesinde. bugün
Michael Mann'ın yönetügi Daniel Day Lewis ve Maddeüne
Stowe"un başrolünde oynadığı "Son \Iohikan". cumartesi
günü de başrollerini Tom Cnuise. Demi Moore ve Jack
Nicholson'ın paylaştığı"Birkaç İyi Adam" göstenlecek. 3
ağustos sab günü Stephan Fears'ın "Zoraki Kahraman", 14
ağustos cumartesi günü Tim Burton'ın "BaOnan Dönüyor",
17 ağustos sab günü Barbet Schroder'in "Genç Bekar
Bayan Aranryor", 21 ağustos cumartesi James Ivory'nin
"Howards End", 24 ağustos salı günü Phil Joanou'nun
"Gerçegi Arayış". 28 ağustos cumartesi Clint East»ood'un
" Affedilmeyen" ve 31 ağustos salı günü de Ste*e Miner'm
"Forever Young" adb filmleri izlenebilecek. Film
gösterimleri Sadi Gülçelik Spor Tesisleri'nde saat 21.15'te
yapılacak.
Dergilerde temmuz sayıları
Kültür Servisi - "Satranç Dergisi" 9. sayısını temmuz
ayında çıkardı. Türkiye'nin ilk bayan uluslararası ustası
Nilüfer İpek'ı kapak konusu yapan dergide ünlü usta Garri
Kasparov 'un planlannı anlatan bir yaa yer abyor. Viktor
Kortschnoy bu ayki zirvedeki yıldızlar köşesinin konuğu.
Dergide aynca çeşitli turnuyalardan haberler ve çeşitli
oyun taktikleri yer ahyor. Öte yandan ayük sıyasi kültürel
dergi"Sos> al Demokrat dergisi"nin temmuz sayısında
sosyal demokrasinin içinde bulunduğu sorunlar
tartışıbyor. Bu ayın dosyasını SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü'nün başkanbktan aynlma karan ve SHP'de yeni
dönem oluşturuyor.