Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 27TEMMUZ1993SALI
KULTUR
'Sevdalı Bulut'un 'tekerlemeci kız'ı Jülide Kural, umutlu ve yeni arayışlann peşinde
Birgünistediğimgibitiyatroyapacağım
Ben yapı olarak, çok utangaç, duygulannı bastıran birivim. Tiyatro bunu aşabilmenin bir yolu gibi geldi bana. Bir gün her şeyi anlatacağım bir tiyatro ortamı yaratacağun.
NİLGÜNTOPTAŞ
"Ben bugüne kadar >apmak istediğim
tiyatroyu tam olarak yapmış. söylemek
istediğim şeyi tam olarak söjlemiş, deği-
lim. ne bugünlerde vaşayan bir sanatçı.
bir oyuncu olarak ne de Jülide olarak.
Ama bunu yapacağım. Yani bir gün yap-
mak istediğim o tiyatroyu yapacağım, ve
orda da söylemek istediklerimi. mutsuz-
luklarımı, çığlığımı, öfkemi, acımı. her
şeyi anlatacağım bir tiyatro ortamı ya-
ratacağmı."
Bu umut ve ınanç dolu sözler Tıirk tı-
yatrosunun son yıllarda parlayan yıldı-
zlanndan Jülide Kural'ın.
İ.Ü. Devlet Konservatuvan'ndaki
oyunculuk eğtırninden sonra çeşıtli pro-
fesvonel tiyatro topluluklanyla calışan
Kural'ın adı. I987'de kazandığı Avnı
Dillıgil en iyı yardıma kadın o>uncu
ödülüyle daha geniş çevrelerde duyuldu.
Jülide Kural en büyük 'süksesini' Dost-
lar Tiyatrosu sahnelediğj "Sevdalı Bu-
luf'ta üstlendıği 'tekerlemeci kız" ro-
lüyle yaptı. 1992'de de L'lvı Uraz en iyi
oyuncu ödülünü kazanan Jülide Kural
iyi oyunculuğunun yanısıra gerek ülke
sorunlanna gerekse Türk tiyatrosunun
sorunlanna duyarhhkla yaklaşan ve
kendince çabalar gösteren bir ınsan.
- Sizmle yapılan bir soyleşide *Yaşam
dolu bir insan değilim' demişsiniz oysa ge-
rek oyunlarınızda gerekse özel ya-
şanhnızda. yaşam dolu biri izlenimi bı-
rakıyorsunuz.
Öyle söylemem yaşadığım dünyayla
kurduğum ılişkiyle bağlantılı. 1993'te
Türkiye'yi yaşıyoruz ve şöyle bir
baktığımızda. bir tüketim tophımunun
içinde bulunduğumuzu. tüm değerlenn
alt-üst olduğunu. savaşlann biçım de-
ğiştirerek varlığını sürdürdüğünü, asıl
öncmli savaşm ınsanlar arasında sürdü-
ğünü ve daha da önemlisi msanın kendi-
ne karşı bir yabancılaşma döneminı ya-
şadığım dünyada kendımi özgür hisse-
demiyorum Çunkü öy le birdönem yaşı-
yoruz ki. yunı kapitalızm öylesine güçlü
bir bıçımd'e her tarafımızı sarmış durum-
da ki. bırakın sistemin direkt bana da-
yauıklunnı, bcnım kendime dayattı-
klanmdan kurtulabilmem çok zor. Ken-
dime aıt oto - sansüniimü en çok ortadan
kaldırabıldiğim ve ozgürlüğe birazcık
yaklaşabıldığim tek yer tiyatro sahnesi.
Ve eğer ben. bu acılan. bu vevinçleri. bu
coşkuyu. bu hassasiyeti göstermcsem
nüanslan yaşayamam. oysa tıyJtro ve
oyunculuk nüanslarla ilgili birşeydir,
yani aynntılarda saklıdır. yaşatabilece-
ğımiz. ortaya koyabıleceğımızşeyler
- Düny a göriişiinüz ya da polin'k görüş-
kriniz doğnıltusunda idealinb.deki tiyat-
ronedir?
Görüşlenm. benım tiyatro bıçımımde
çok temel bir malzeme olacak. Biçim ko-
nusuna gelıncc. bugüne kadar Türkiye'-
de denenmiş tiyatro biçimlerini çok
dışına cıkmak istiyorum. Yani deneysel.
avangard tıyatroya daha büyük
yatkmlık gösterivorum. Kcndi
sınirlanmın. kcndi olanaklanmın dışına
çıkmak istiyorum. Bugüne kadar bana
verilen ya da Türkıyc'dc yapılan tiyatro
Biz öncelikle \ücut dilini kullanan bir
anlatım düşünüyoruz. Çünkü. dil artık
bıze yabancılaşmış bir kavram haline
geldi. Beckett'in de HaveTin de parmak
bastığı bir konu bu. dilın yaşantımızdaki
karşılığı. önccden bir iletişim aracı iken
şimdi artık bir iletışimsizlik aracı haline
geldi. Bu noktada doğal olan bırşey var
oda\ucudumuz.
Bız de dıyoruz ki doğayla direkt ilişkı-
si olan bu vücumuzu. yani \ücut dilini
kullanarak. ifadelcrimızi \ücudumuzLı
anlatalım. Belki biz burada. doğal olan
ve dılın oyapaylığına inaı. hıç bilmediği-
miz tarzda bir şeye ulaşacağız. Kendı ıç
dünyamıza yolculuk yapmaya çahşa-
cağız. Yani butün bu bastınlmışduygu-
lanmıza. bize verilmış olan değerlerc
karşın. bız kend/ içimizde. kendı özü-
müzde belkı birkaç nüve. birkaç ven.
malzeme bulacağız ve ondan yola çıka-
rak bunu vücut dilmizi kullanarak an-
lataeağız.
- Bu anlayışa uygun tiyatro metinlerini
nereden bulacaksinız?
Yaklaşık beş aydır Türkiye'de yayı-
nlanmış bütün tiyatro metinlerini oku-
dum. araştırdım ve karşıma böyle bir
metin çıkmadı. \'arolan da denenmişti.
yardım tabi ki gerekli. ama bu sürekli
kendıni tekrar eden gruplara yardımla
obnaz. Bence bu kadar büyük yardımlar
yerine. Kültür Bakanlığı deneysel tiyat-
ro yapmak ısteyen ıxnç tiyatroculara
burs sağlasa, bu Türk tiyatrosunun gc-
leceğı açısından çok daha sağlıklı ola-
caktır
- Tiy atroda insanı çeken nedir, kılıktan
kıfığa. kimlikten kimliğe bürünmek mi.
olamayacağırnız. asla ulaşamayacağımız
yaşantılara girmek mi. başkalarının dene-
yimlerini, yasamlarını y&şamak mı?
Ben tıyalroya çok bılınçlı olarak bas-
lamadım. İnsanı çeken oncehkle o görsel
yani, farklı kımliklere bürtınme olayı.
Ancak bellı bir deneyimden sonra bir bi-
lınç kazanıp o soruyu sormaya başlıyo-
ruz. Ben yapı olarak. çok utangaç. duy-
gulannı bastıran bıriyım. Tiyatro bunu
üşabilmenin bir yolu gibi geld'ı bana.
Çünkü orda bır saklanma \ar. Çünkü
orada Jülide olarak oynamıyorum.
Marşa olarak oynuyorum. "tekerle-
mecı kız' olarak. ya da Lcopold'un sev-
gılisı olarak oynuyorum. Ben o
bastırdığım, hatta. belkı farkına
vardığım. ama hiçbırzaman kendimeiti-
raf edemediğim duyguları yaşama şansı-
TJLürl
ürkiye'de
bugüne
kadar denenmiş tiyatro
biçimlerinin çok dışına
çıkmak istiyorum.
Deneysel, avangard
tiyatroya daha büyük
yatkınlık gösteriyorum.
Kendi sınırlanmı,
olanaklanmı aşmak
istiyorum.
şandığını görüyoruz. Her gün kayıp in-
sanlann olduğu. yargısız infazlann
yapıldığı, insanlann ışkenceden geçinl-
dıği bir toplumda yaşadığımızı görünce.
heîe bir de Gûneydoğu olaylannı düşü-
nünce içler acısı. tüyler ürpertici bir du-
rumla karşı karşıya kahyorum. Bu du-
rumda benim sabahlevin kalkıp da
'aman bugün en güzel bir gün. herşeye
de gülebilirim' demem mümkünsüz bır
hale geliyor. Ama tabi ki ben sonuç ola-
rak bütün bunlara karşı duyarhkk göste-
ren ve karşı çıkan biriyim, bunlara karşı
olurken de yapacağım tek şey. herşeye
rağmen gülmekten, coşkudan ve tüm
sevgilerden uzak kalmamak olabilir. Sa-
natın içinde biri olarak ben ölümler. aa-
lar, sevinçler kanşasında duyarljğımı
yitiremem. bunlan yitirdiğım an ben de
ortadan kalkanm.
- Bu duyarlüığunzı ve dfinyayı. olaylan
algüayış biçiminiz sanatıruza da yansıtı-
yor...
Elbette. Ben yaşadığım toplumda, ya-
bir oyuncu olarak si/e birşey kattı mı?
Bana çok şey kattı. Başlangıçta benim
ıçin çok zor oldu. Çünku müthiş "dışı" bır
kadındı ve bense özellikle odönemde di-
şiliği hiç önde olmayan biriydım vc bu,
hcm kcndi ıç dünyamda böyle biryenili-
ğe açılmam hem de farkında olmadığım
ancak bende varolduğunu bildiğim o
duygulara ulaşmak açısındançok önem-
hydı
Bır başka önemlı yani da. sevgisıyle
se\gilısını boğan bır kımliktı oyundaki
karakter kı ben kendi yaşamımda da
bunu yapıyordum. Belkı buna kendim-
ce. "sevgi için. dürüstlük için, bu ılışkinın
daha iyı bir yere gelmesı ıçin' gibi açıkla-
malar buluyordum ama sonuçta
yaptığım aynı şeydı. Oyundan bu an-
İamda çok yararlandım. bir laf vardır,
"cehenncmin yollan lyinıyet taşlanyla
döşenmiştir'. Kendi içımde bir tartışma
yarattı ve bu son derece öncmliydı. ama
bugüne geldiğirnizde. gcrçekten tama-
miylc başarabildim mı. yani ben artık
sevgisiy le sevgilisini boğmayan. ona öz-
gürlük tanıyan. bunun önemirun bılın-
cinde olan biri mıyım? Bu soruyu kendi-
me sürekli soruyorum. hala becermış
değilim. ama..
- TV dizilerinde \e bir sinema fîlminde
rol almışsınız. Bunun size ne gibi katkılan
oldu ya da oidu mu?
TV dizısinde oynamayı hem o sıralar-
dakı ekonomik sorunumu çözmek hem
de kamera deneyimi kazanmak için seç-
E
Farklı kimliklere bürünmck. söy leyemediklerimi degişik kimlikJeri çinde ha> kırabümek müthiş keyif Veriyor.
bıçimlenr.n dışmda yeni bir arayışın
içindey ıın şu anda. Çok yeni bır biçimi
elımdekı bu özle. makemeyîe birleştir-
mek istiyorum.
- Zaten böyle bir arayış Türk tiyatro-
sunda bir süredir var. Bu \ıl da festivalde
'öteki tiyatro' adlı bir bölüm oltışturuldu,
genç deneysel tiyatro «ruplan için. Sizin
için bu konuda somutla^an bir şeyler var
mı?
Bu istek ve yöneliş de karşılıklı bir
yönlcndirnıeyı gctinyor. Biz somut ola-
rak şöyle bir adım attık Derya Alabora
ilebirlikte. Böyle düşünen birarayış için-
de olan arkadaşlar var. bunlarla belli or-
ganik bağlar kuralım ve benim 'a' dedi-
ğim şeye birisi "b". birisi "c" diyecek ve so-
nuçta belki çok farklı bir 'd'ye. bir Tye
ulaşacağız.' Bir yandan somut olarak
proje ararken bir yandan da bu projeyi
oluşturacak, farklı biçim arayışlan için-
deyiz.
- öteki tiyatro oluşumu içinde olan
gruplar, 'tiyatroda yenilik" konusunda de-
ğişik arayişlardalar ve degişik görüşler
öneriyoriar. Sizin yeni anlayışınız, ya da
önerdiğiniz nedir?
Biz de şöyle düşûndük. bu bir tiyatro
metni olmayabilir, bu sadece bir tema.
bir roman.bir şiir hatta bir dize olabilir,
bundan doğaçlamalar yoluyla ve vücut
dilini kullanarak biz bir metin oluştura-
bıliriz. Bunun ötesinde, bir roman olabi-
lir, bir şiir olabilir. bir tek dize olabilir.
bütün bir şiir kitabı olabilir. Bu konuda
kendimizi çok özgik bırakıyoruz. tiyat-
ro metnıyle sınırlamıyoruz ama bir yan-
dan da bugüne kadar çevrilmemiş. Tür-
kiye'de bilinmeyen, absürd, farklı, bizim
biçim anlayışımıza uygun metinleri
araştınyoruz.
• Bu çalısmalannnda khnlerin dene-
yimlerinden yararlanabilirsiniz?
Biz bıldiğimız popülantesi olan in-
sanlan gözönünde bulundurmuyoruz şu
aşamada, daha çok kimsenin tanı-
madığı. ortalıkta olmayan ama kendi
içinde tiyatroya kafa yoran ınsanlara yö-
neldik. Batı'nın deneyimlerinden yarar-
lanmayı çok isterdik. Bizim sahip oldu-
ğumuz koşullarla yurtdışından ınsanlan
getirip, onlann deneyimlerinden yarar-
lanmamız çok zor. Kültür Bakanlığı ti-
yatro yardımı dağıtıyor. tiyatroya
na sahip oluyorum. Yani birincil olarak
kendi kendime müthiş bir maceraya gin-
yorum. O farklı kımliklere bürünmek.
söyleyemediklerini degişik kımlikler
içinde haykırabilmek de müthiş bir keyif
veriyor.
- Tiyatro oyunlan sonuçta yasanmış
deneyimler, yaşanmış olaylar. Bunlar bir
oyuncu y a da insan olarak sizin icin eğiti-
ci, öğretki olabiliyor mu?
Olması lazım tabi. Ama ben bir tiyat-
rocu olarak içinde bulunduğum çevreye
baktığımda. tiyatroculara baktığımda
bunu göremiyorum. O insanlar ki Çe-
hov'lan, Beckett'leri, Pinter'lan oy-
namıştır, oyundan çıkarlar ve kaldıklan
yerden. eskisi gjbi yaşamaya devam
ederler.
Ben kendi adıma bunun uğraşısını ve-
riyorum, sancısını taşıyorum. Her oy-
nadığım oyunun, içinde bulunduğum bu
üretim sürecinin beni bir yerlere taşıması
ve kendi değerlerime. doğru bulduğumu
baa şeylere yeniden. kuşkuyia bakmamı
sağlaması için uğraş veriyorum.
- Bunık Ezgi'de 'soisiyie sevgilisini
boğan bir kadtn'ı oynamtşsınız. Bu oyun
^konomik
sorunumu çözmek ve
kamera deneyimi
kazanmak için TV
dizisinde oynamayı
seçtim. Çünkü en çok
istediğim şey, ilerde
bîr gün, mutlaka bir
sinema projesinin
içinde bulunmak ve
kalıcı olmak.
tım. Çünkü cn çok istediğim şey. ilerde
hırgun. mutlaka bir sınema projesinin
içinde bulunmak.
- Neden?
Çünkü sınemanın öncelikle kalıcılık
gibi bir özelhği var. Yaptığın şey elli yıl
sonra da y uz yıl sonra da ızlenıyor. Bir
de sinemada kendini seyretme. yaptığın
şeyi görme şansı var.
- Sinetnayı bu kadar setdiğiııize göre,
beyazperdede canlandırmayı istediğiniz
bir karakter oldu mu?
Rosa Luxseml)urg'u oynamayı çok ıs-
temiştim. keşke oynayabüseydım diye
düşündüğüm rollerden binydi. Ya da
Antonioni'ınin "Yolcu'sunda o kızı oy-
namayı çok isterdim. Türkiye şartlannı
düşünürsek, kesinlikle kalıteli. yani dü-
rüst olduğuna inadığım bir fılmde oyna-
mak isterim.
Bunun dışında atmosferi beni herza-
man çok etkilemiş yönetmenler var. Es-
kilerden Metin Erksan. yenilerden Ömer
Kavur. filmlenni merak ve heyecanla
beklediğim ve seyrettiğim zaman bana
heyecan veren isimler. Sinemada sevdi-.
ğim atmosfer Bergman'ın fılmlenndeki
atmosferdir. Oynamak istediğim karak-
ter de. "hayat karşısında bir tür anarşist
tavır alan. kendi dünyası içinde gidip ge-
len. ama bu dünyayto olan iiişıkisini de
hiçbir zaman koparmayan. kendi içine
kapalı ve bir o kadar da dışa dönük, ikı
yani da olan, yani çok duygusal ama
duygulannı hiç göstermeyen' bır kışilik.
1960'larm efsanevi müzikali 'Hair' 25 yıl sonra eylülde İngiltere'de tekrar sahnelenecek
Saçlann yenidenuzamazamanı geldi mi? Galt
•Hair ' müzikalinin üç yazan; Jim Rado. Gerome Ragni M3ffiî^£SÎ5üuSf
Ve Galt McDermOt mÜZİkalİ yazdlklan dönemde hİÇ de ağızlanna hiç uyuşturucu koymamışlar
uyuşturucu kullanmamışlar ve hippi yaşamı yaşamamışlar.
Kültür Servisi - 1960'lann efsanevi müzi-
kali "Hair" Eylül ayında, İngiltere'de yeni-
den sahnelenecek. Ancak, hippi felsefesini
anlatan, uyuşturucu ve özgür seksi yücel-
ten bu müzikal. güniimüzdeki AİDS kor-
kusu vc uyuşturucuya karşı oluşan bilinç-
lcnme \ üziinden. değiştiriîerck gelecek se-
yırci karşışına
Bunca yıl sonra neden şimdı Hair müzi-
kalinin yeniden sahnelendiği sorusu sosyo-
loglar için ilginç bir araştırma konusu o.'a-
bilir. Ama müzikalin üç yazanndan bin
olan ve 1968 yılında Broadvvay'deki ilk
sahnclenişindc başrolü üstlenen Jim Ra-
do'nun çnk daha basit bır açıklaması ' ur'
•^etmişlfrin sonunda ve seksenlcrdc. hem
\merika'da hem A\rupa'da herkes kısa
saçlıydı. Şimdi saçlar yeniden uzamaya
başlıvor gibi, demek zamanı geldi" Ancak
gelipçatan zaman artık farklı bir zaman ve
bu yüzden " kokain, eroin, opium" diye bır
dizi sert uyuşturucu adını peş peşe sıra-
layan şarkı sözleri. bu yeni Hair'de daha
hafıf uyoışturuculann. herkes tarafından
anlaşılamayacak .ırgo İMmlerine bırakıni
1
}
yennı. Jim Rado y aptıkları bu dcğişiklıkle-
ri şöyle açıklıyor: "" lyuştunıcularla ilgili
şarkıları yazdığımı/da bu konuda bemen he-
men hiçbir şey bilmiyorduk. O yüzden şimdi
daha hiafıf uyuşturucular kullandık, zaten
hippilerin otantik uyuşturucuları da bun-
lardı." Bu yanıt. gerek filmını gerekse mü-
/ıkalını seyretmıs ya da albümlerinden
şarkılannı dinlemış olan dünyadakı mıl-
yonlarca Hair hayranını hayal kınklığına
uğratacak. Dahası sadece Rado değil Ha-
yazdıklarınıız araştırmalarımızdan ögren-
diklerimize dayanıyordu. Araştırma konu-
sunda başardıydık doğrusu."
Hair'den bu yana geçen 25 yıl içinde üç
sanatçı da başka hiç bir müzikal yazmamı-
şlar. Ragni ıki sene önce kanserden ölcnc
kadar aralanndakı bağı koparmayan ve
bırlikte bır sürü bestc yapan üç kafadarlar
yınedeorıaya somut birşey koyamamışlar.
"Hair'in başansnun yükü omu/larımıza
çoktü" diye açıklıyor Rado bu durumu.
Şimdi McDermot ve Rado bunca yıl sonra
ilk kez bir müzikal üzerinde çalışıyorlar
ama bu da vine ilk müzikalleri Hair. Çaiış-
nıalannın ilk scfcrkı kadar başarılı olup ol-
mayacjğı. Haır'ın bu yeni yumujatılmış
versiyonunun ılgı görüp görrneyeceği gibi
sorular ise ancak eylül ayından sonra ce-
vap bulabilecek.
AkdenizOrkestmsı
Kültür Senisi- 14-26ya$,l.ın arasında olan Akdcniz
ülkclerinden 107müzisyen.temmuzayıboyunca Fransave
Fas'ıa konserler veny or. 17 ülkeden gelen gençler, çeşitli
müzikokullan vekonservatuvarlardaokuyoriar. Toplam
on ikı konser verecek olan Akdeniz Orkestrası'nın
konserlen ağustos ayı başında sona crecek. Orkestra'nın
konser repertuannda Beethoven, Berlioz, V\agner, Paul
Dukas \ c lannis Xenakis'in eserlen y er alıy or.
Ressam Martin Barreöldii
Kültür Senisi- Soy ut resmin Fransa'da önde gelen
isimlennden Martin Barre. geçen günlerdeyakalandığı
kanser hastalığından kurtulamavarak 68 yaşında Paris'te
oldu. Anaütik soyutlamanın usta ısımlerinden kabul edılen
Barre'nin bu anlayışı gcnçlik yıllanndan itibaren belırmeye
başlamıştı. 1979 yılında Modern Sanat Müzesi'nde bır
sergı açan Barre. 1988 yılında da lirik soyutlamayla
geometnk soy utlama arasında gelıştırdıği anlayış
nedenıyle L'lusal Resim Ödülü'nedeğergörülmüştü.
Sanatı Mondrian'a yakın. kımı zaman Reinhardt veMoris
Louis'yı çağnştınyordu. Bu yıl içersinde Parıs'ieaçtığı
sergıde Barre. yeni eserlerini sergileyerek büyük ılgi
görmüştü.
'Sürgün', Philadelphia Film
FestivalVnde
KüJtür Servisi - \Iehmet Tannsever'in yönetmenliğini
yaptığı "Sürgün"adlı film Phıladeiphıa Film Festivali'ne
katıldı Bu yıl 2 !-24temmuztarihlen arasında yapılan 16.
LJIuslararası Phıledelphıa Film Festıvali. "market' ve
•yarışnıairolmak üzereiki bölümden oluşuyor. 16.
Üluslararası Phıledelphıa Film Festıvalfnebuyıl tüm
kategorilerde 20 ülkeden 120 film başv urdu. Sürgün filmi.
uzun metrajlı film dalında ilk sekize gırerek büyük bir
başan sağladı ve fınale kaldı "Sürgün" daha önce 5-1 ekim
92 tarihınde İtalya'da yapılan 45. Salerno Film
Festıvali'ndc en iyi ıkincı film ve İtalya Cumhurbaşkanlığı
Gümüş Plaket ödülü. ardından 8-15 ekim tarihleri
arasında yapılanÖzbekısıan 11.Taşkent Film
Feştivali'ndeeniyiikıncı tilm seçılerek. "GümüşSimurg"
ve İlk Filmini Çeken En İyı Yönetmenödullerinı almıştı.
Yıldız Kenter 'Euromusicale'de
ANKAR A (ANKA) - İsıanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve
tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter, AT Komisy onu Başkanı ve
Münıh Belcdiyesi'ninkatkılanylailk kczdüzenlenecekolan
"Euromusicale"(Avrupa Müzikali)'ndeTürkiye'yi temsil
edecek. İstanbul Devlet Senfoni Orkesırası
Müdürlüğu'ndenedinılen bılgıyegöre. AT Komisyonu
Başkanı Jacgues Deleros hımayesınde ve Münih
Belcdiyesı'nin katkılanyla bu yıl ilk kezdüzenlenecek olan
Av rupa Müzikali'ne, 31 Av rupa ülkesınden tanınmış 32
orkestranın davet edildiği bildırildi. Munıh kentınde
gerçekleştirilecek oian Av rupa Müzikali çerçevesinde
orkestralar, 1-31 ekim tarihlen arasında konserler verecek.
Her ülkenın kendi eserlennı seslendirmesınin zorunlu
olduğu Avrupa Müzikali'nde. İstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası; Adnan Saygun, L'lvi Cemal Erkin ve Ferit
Tüzün'ün eserlenni seslendırecek. Aynca Avrupa
Müzikali'ne davet edilen sanatçı Yıldız Kenter, "Avnıpa
Kültürü Türk Kültürüne Ne Verdi? Türk Kültürü \vrupa
Kültürüne Ne Verdi" konulu bır konuşma yapacak. İstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası'nın konseri ile sanatçı Yıldız
Kenter'ın konuşması 17ekimdegereckleştirilecek. Avrupa
Müzıkali'nin her üç yılda bir degişik bir ülkede yapılması
planlanıy or.
Sherlock Holmes Doğan
Kardeş'te
Kültür Senisi - Ayiık çocuk dergisi Doğan Kardeş'in
temmuzsayısında. Sherlock Holmes'un maceralanyer
alıyor "Bohemya'da Skandal" başlığını taşıyan yazıyı
Cem Akaş hazırlamış ve Şahin Erkoçak resimlemiş.
Dergınm. 'Bızı \'aşatan Doğa" bölümünde "Dennliklerin
SakınCanavarlan"başlığıylaköpekbalıklannın degişik
türlen ve özelliklen anlatılıyor. "Gezerken" bölümünde ise
Portekiz'ın tanhi anlatılıyor ve ülkenin doğal, tanhi ve
turistik güzellikleri tanıtılıyor. '"Nabukodinozor".
"'Haylaz'ın Serüvenlerı". "Vampi" ve "Tımoti". Doğan
Kardeş'tebulabıleceğinizçizgıromanlar. Aynca. "Ne.
N'edır, NJMI.', Bızdenonermesi.Türkçenınoyunlan.
Bulmaca. Sizin çizdıkleriniz ve Mektup arkadaşı" köşeleri
ıle Gızli E\r
adlı öyküyü de Doğan Kardeş'ın temmuz
sayısında okuyabilirsiniz.