Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11TEMMUZ1993 PAZAR CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
GÜNDEMDEKİ SANATÇI KUDSI ERGÜNER
ONAT KUTLAR
"Bağışlayan. yargılayan tannnm
adıvla başlanm.
Dinle, bu ney nasıl şjkavet ediyor
Nasıl anlatıyor ayrılıkları!..."
Durgun ve akşam giineşiyle kan
rengine dönüşmüş anılar göiünden
bır yapayalnız kamış. >akın ölümlere
giderek tenhalaşan dost bahçesinde
ayrıhklardan şikayet ediyor. Ben
Asım'a yakın bir nesildenim ve bugün
sabah Nesimi'nin ateşle yandığını öğ-
rendim.
Umutsuz bir avunma isteğiyle ta
çocukluk. ılk gençlik yıllanna dön-
düm.
Kayacık tepesinin. yüksek duvarlı
Ermeni evleri arasından çıkarak K o
lej meydanına ulaştım. Köşeleri bir
san keymıh bir tuğja. almaşıklı örül-
müş iki büyük binadan oluşan Ame-
rikan misyon merkezınin önüne gel-
dim. Binalardan biri eski Amerikan
Koleji idi. Şimdi içinde Mr.Isely ve
kana oturuyorlardı. Öbürü ise
çalıştınlmakta olan Amerikan Has-
tanesi. Meydanda sınıf arkadaşım.
o.
Dinle Neydentışıyor muyuz?
Hayır.
Belki birbirimızı doğramaktan.
böyle şeylere vakit bulamıyoruz.
Kudsi Erguner'in Bruno Caıllat iie
birlikte gerçekleştırdıkleri İstanbul
Festivali kapsamındakı "Doğaçlama-
lar" konserine bu duygular ıçınde git-
tim. Çoğunluğunu gençlenn oluştur-
duğu tıklım tıklım dolu bır salonda,
bir buçuk saat süren nefis bir miizik
şölenine konuk oldum. Bir buçuk
saat süreyle o içi boş ve yapayalnız
kamıştan bir ateş rüzgannın çıkardığı
harikulade sesleri; kudüm'ü. tef i Do-
ğu'nun aksak ve derin ritmleriyle bir
yürek atışı gibi derinden duyurarak
çalan bir yaratıcının şaşmaz vuruş-
lannı dinlcdim.
Bir umut ışığjyla çıktım konserden.
"Hep bunu diişündiirn Kudsi Bey"
diyorum. karşımda oturan mütevazı
tavirlı. orta boylu. sakallı genç sa-
natçıya, "Siz bu düşü gerçekleştiren-
"Ben çok şanslı bır dönemde gittim
Paris'e. Mımarlık eğitimi görmek
için. 68 olayları yenı yatışmıştı. En
azından gençlik, Avrupa'nın artık
dünyanın merkezi olmadığını bilıyor-
du. Yabancı kültürleri aşağılamış
olan eski kuşaklarla anlaşamıyordu.
Başka ülkelerde, uzak uygarlıklarda
önemli değerler ve hareketler oldujğu
bilıniyordu artık. Ben de İstanbul gibi
bir kültürel merkezde, çok eski bir ge-
leneğe sahip Mevlevi müziği çevresin-
de büy ümüş. ney gibi çok zengın tını-
lara sahip bir enstriimanı çalan bir
müzisyendim. Yanj ortarn her bakım-
dan hazırdı.
Ama benım. Paris'teki miizik dün-
yasına gırişim çok tuhaf bir rast-
lantıyla oldu. Benim ıçin biraz umut-
suz ve karanlık bır dönemde..."
Kudsi Erguner'in vüzü bir an çelişık
duygularla gölgelendi.
"Babamı o sırada kaybetmiştik.
Aılemin mali durumu epeyce sarsıntı-
Kabul ettim.
Mme Salzman'ın evı. büyük bır vi]-
laydı. Hepsinin seçkin insanlarolduk-
iannı sezdiğim kalabalık bir davetli
topluluğu içın o akşam ney çaldım.
Çok beğenildi. Benim de moralim bi-
raz düzeldi. Ama gecenin en önemli
armağanı bu alkışîar değil, aynlırken
Mme Salzman'ın şık bır zaif içinde
bana sunduğu 500 franktı. O geceki
sevıncimi unutamam."
Peter Brook'un ünlü "The Man
Who Knows Too Much" fılminin
kahramanı. Gunciyefin kansının.
Kudsi Erguner'in yaşamında oyna-
dığı rol. bununla bitmedı. O akşam
konuklar arasında bulunan ORTF'in
France Musique yayınının yöneticisi
ve bır plak şırketinin yöneticisi Er-
güner'e hemen önerilerde bulundular.
Sonrası bir çorap söküğü gibi geldi.
"Beylik bır sorudur ama" diyo-
rum...
"Evet!" diyor gene sempatik bir gü-
içi boş ve
yapayalnız kamıştan bir
ateş rüzgannın çıkardığı
harikulade sesleri;
kudüm'ü, tefi Doğu'nun
aksak ve derin ritmleriyle
bir yürek atışı gibi
derinden duyarak çalan
bir yaratıcının şaşmaz
vuruşlannı dinledim.
akrabam Ergin Taşçıoğlu ile buluş-
tum. Karşıda bir sokağa girdik. Gene
yüksek duvarlı, büyük konaklardan
birinın kapısını çaldık
Bınnci Dünya Savaşı öncesinde
/stanbul'da. Dr.Suphi Ezgi vc Mûnir
Nureddin'ın arkadaşı ve Eyüp Mevle-
vi Tekkesi postnişınlerinden birinin
müridi ıken savaşa katılan, çölde
İngilizlere esir düşüp sonra Amerika
Bırleşik Devletleri'nde tıp öğrenimi
görerek Antep'e dönen neyzen ve bes-
teci Or.Emin Kılıc'ın eviydi bu. Kafası
usturayla kazınmış. yaz kış frenk
gömleğjyle dolaşan. güreşçi yapıb bu
ilginç adam, benim de Ergin'in de ba-
balanmızın arkadaşıydı. Konser-
vatuar- E)ergah Jranşımı evinde. mev-
levi müziği dersleri veriyordu ve her-
kes gibi biz de bu çok ilginç ortamı
merak ediyorduk.
Her bıri. şehrin ileri gelenlerinden
olan coğu orta yaşlı adamlann ney,
keman. kemençe, kudüm ile Ham-
parsum notalanndan eski ayinler
meşkettikleri. Tevrat, İncil, Kuran
şerhedip Mesnevi okuduklan bu tu-
haf ortamda altı ay süreyle uzun bir
kamıştan ses çıkarmaya çalıştım.
Bunu pek başardığım söylenemez
ama Hamparsum notasını öğrendim,
usul ve makama aşinaiık edındim.
Aynı yıllarda lisede müzik öğretme-
nim Ferit Bey. klasik Batı müziğinin
pionnier'lennden biri olarak, bizi,
Bach'ın. Beethoven'ın, Cbopin'in dün-
yasına alıştırmaya çalışıyordu. Ben,
bazı arkadaşlanm gibi bir iç çelişki
yaşamaksıan, Meraga'lı ve Abdülka-
dir'i ve Bach'ı ayru zamanda sevmeye
çaba gösterdim. Büyük sanatçılann
evreni tektir.
Sonraki yıllarda bir soru hep ka-
famı kurcaladı durdu. Theodorakis,
Nenıda'nın Canto General'inden ye-
rel renkJerle bir müzik destanı yaratır-
ken, Sitar ustası Hintli Rari Shankar
McLaglen'le nefis parçalar yaparken
Amerikalı zenci caz ustalan Latin
müziğiyle yepyeni bileşimler oluştu-
rurken bizde rieden olmuyordu bu?
Bütün uygar ülkelerde olduğu gibi
bu topraklarda da üç eş fanatik kun-
dakçı hayyanın ilkelliğine indirgeye-
meyeceğimiz zengin bir kültür geçmişi
yaşandı. N'için evrenselleşemiyoruz?
Zülfii'den Necdet Yaşar'a, Niyazi
Sayın'dan Lğurtan Aksel'e. Saygun'-
dan Idil Biret'e, konuşmak oİanağj
bulduğum bir çok değerli müasyene
yeri geldikçe bu soruyu sordum. Kuş-
kusuz her birinin ayn ayn değerli
yanıtlan var. Ama bunu yeterince tar-
(Fotoğraf: FILIZ KUTLAR)
terden birisiniz. Mahabharata'ya
yaptığınız müziği. bazı CD'lennizi
hayranlıkla dinledim. Bu noktaya
nasıl geldiniz? Bu düşünceye?"
Çok doğal kanşıhyor soruyu Sanki
çok bilinen bir şeymiş gibi. "Zaten
öyle olması gerekmez miydi?" diyor.
"Büyük bir müzik geçmişimız var.
Ben o geleneğin içinde büyüdüm. Ba-
bam Uhi Erguner hep söylerdi bunu.
Onun düşünceleri. Hep anlatırdı:
Trakya böigesindeki Türk halkı Yu-
nan radyosu dinliyor. Demek ki çok
derin noktalar var. Bosna-Hersek'-
teki müzikle Osmanlı müziği arası-
ndaki ilişkileri duşünün. Ya da Tu-
nus'ta hala tambun Cemil Bey'in
plaklanrun dinlendığini. Evrensel
müzik ortamına bütün bu bırikimle
katıJmamamız için hiç bir neden
yok..."
Gene de bir noktadan başlanmış ol-
mah, diye düşünüyorum.
Aklımdangeçenlerianlamışgibi bir
kahkaha atıyor:
daydı. Benim de param yoktu. Ce-
bimdc 180 frankla. karanlık düşün-
celer içinde evden dışan çıkmadan
oturuyordum. Tam o sırada annem-
den bir mektup aldım. Durumumu
tam kestiremeyen annem, benden,
İstanbul'da buİamadığı bır düdüklü
tencereıstiyordu. ,
Bir mağazadan fiyatını sordum:
J50 frank. Bana sadece otuz frank
kalıyordu. Annem üzülmesin dıye pa-
ram var diyordum. Bu yüzden tence-
reyi aldım. akşam eve geldim. Kara
kara düşünürken telefon çaldı. Ma-
dam Salzman adında bir hanımdı
aravan. Ünlü Kafkasvalı düsünür ve
bılge Gurcuyefin kansı olduğunu
söyledi. Sovyet devriminden sonra. ko-
casıyla birlikte istanbul'da bir süre
kaldıklannı. o kısa sürede Galata
Mevlevihanesi'nde bir ayine katıJıp
çok etkılendiklerini anlattı. Benım
neyzen olduğumu birdostundan duy-
muştu ve evinde vereceği özel bir kon-
ser içın beni davet ettiğıni bildirdı.
lüşle. "Müziğe nasıl başladım... Pek
olağanüstülük yok. Dedem Süleyman
Ergiiner de babam VM Ergüner de
Mevlevi ve neyzen idiler. Çocuklu-
ğum Eyüp'te. Üsküdar Ozbekler
Tekkesi'nde. Ömer Nasuhi Bey ve Ke-
nan Rufai Bev'ın dergahlannda ve
evde ney dınleyerek geçtı. Kısa sürede
ney üflemeyi öğrendim. Hiç unut-
mam. 1961 yılıydı. Radyo'da Çocuk
Saati Yöneticisi Nadkte Ercao baba-
ma. benim çocuk programında ney
çalmamı önermiş. Çok sevındim. Ba-
bam bana. dedemin ünlü bestesi olan
"Ömrün şu biten neş'esi tam olsun
erenler' şarkısını iyice öğretti. Radyo-
evınde tam girip çalacağım sırada bir
adam gelip beni stüdyodan dışan
çıkardı. Tarikat müziğinin yasak ol-
duğunu söylemış. Bu olay benim için
ılk konser hcyecanı ve ilk hayal
kınklığı oldu. Sonra. ertesi yıl Kon-
ya'ya 'Beyati Ayin'de ney üflemek
üzere çağnldım. 11 yaşındaydım.
Oraya gidemedim ama. Şan Sine-
ması'nda Mevlana'yı anma konserine
solist olarak katıldım. Sonra konser-
ler devam etti."
Kudsi Ergüner. 1973-80 arasında
Pans'te ve dünyanın çeşitli merkezle-
rinde yüzlerce konser verdı. Ama onu
en çok heyecanlandıran davet, bu yıl
İstanbullu müzikseverlere nefis birzi-
yafet veren, modern müzik dün-
yasının büyük ustalanndan Pferre
Boulez'den geldi... Boulez'in, klarnet,
çello ve ney için düzenlediği ünlü 'Di-
alogue'unda ney çaldı Kudsi Ergü-
ner.
Gecen ytrrnı yıl içinde. Kudsi Ergu-
ner'in müzik çahşmalannı özetlemek
bile bu yazının sınırlannı aşar. 40'a
yakın CD, sayısız konser, George
Aperhis'le ortak çalışma, Peter Bro-
ok'un Mahabharata'sından Femeri,
Scorcese gjbi ünlü yönetmenlerin
fılmlerine kadar yanm düzine film
müziği, cazdünyasının tanınmış isım-
leri Peter Gabriel, Didier Lockwood,
Jean-Marc Padov ani ile ortak çalışma
vs.vs...
Ama önemli gerçek şu ki Kudsi Er-
güner, olağanüstü icrası. derin müzik
bilgısı ve kültürel binkimi ile hem
kendi düşlerini. hem de bizim düşleri-
mizi gerçekleştirdi. Doğu'nun sufi ge-
leneğinin derinlikleri, Mevlana gele-
neğınin zenginliği, evrensellıği, her
biri birer müzik mimarisi başyapıtı
olan ayinlerin mükemmelliği. neyin
sonsuz ses imkanlan ile dünyayı bu-
luşturdu.
Buluşturmaya da devam ediyor.
Bir çok görüşme, randevu vs. arası-
nda onunla konuşabildiğimiz kısa
süre içinde anlatabildiği projelenn
kapsamı bile baş. döndüriicü. En
yakın etkinlik 9-10 temmuzda
Fransız Senfoni Orkestrası eşliğinde
Yvon Cassar tarafından kendjsi için
bestelenen "Ney Konçertosu"nda so-
listlik.
Sonra 20-30 temmuz tarihlen arası-
nda Uluslararası Barselona Müzik
Festivali (GREC)'inde üç etkinlik.
Rr
oğu nun
sufi geleneğinin
derinlikleri, Mevlana
geleneğinin zenginliği,
evrenselliği, ayinlerin
mükemmeliği,
neyin sonsuz ses
imkanlan ile dünyayı
buluşturdu.
Ayin-i Cem. Bosna'da Osmanlı
Müziği ve Boşnakça Mevlüt. Ekimde
danışmaru olduğu Lille Festivali'nde
Orient-Express konseri. Sonra Mont-
pellier'de "Les Femmes D'Istanbul-
Musique de Harem" konserinin do-
kuz kadından oluşan korosunu yö-
netmck.
Böylece gidiy or.
Taksim alanındaki Cafe'nin kol-
tuklannda, İtalyan kahvelerimizi yu-
dumlayarak bir an sustuk. Alan gü-
rültülüydü. etraf kalabalık. ikimizde
aynı anda. içinde yuvarlarup gittiğj-
miz kan ve ateşle dolu günlenn aala-
nna garkolmuş gibiydik.
Ve o anda çok uzaktan, derin bir
rüzgann bir kamışın içinden geçerken
çıkardığı sesi duyduk. Şikayeti. bilge
bir ses:
"Ahmaklıktan yakınsızük doğar"
diyordu, "Bu çeşit adam yelle dolu
doğarcıya benzer.
Her an ön saftan geri kalır. Saf ola-
rak neyi varsa köpü gibi tortulanır.
Eziyctı her an artar, daha beter bir
hale gelir. Her zaman biraz daha çir-
kin. biraz daha kötü bir hal alır.
O kapıdan sürülen kişi, cehenneme
doğru gider.
Işin bu raddeye varmadan, gaflet.
sana perde ve bağ olmadan Halil gibi
aslına var, yıldızdan ve illetlı gökyü-
zünden vazgeç.
Çan suyunu can denizine dök de
uçsuz bucaksız bir deniz kesil..."
Böylece, Mesnevi'nin son beyitle-
riyle sohbetin ve günün kitabını ka-
pattık.
Bilmem ki kim okur. kım dinler?
Uçarer'in tepkisi
Christie's müzayedesinde Mikelanj sürprizi
Mikelanjeskizirekorkırdı FIKRET KIZILOK• Mikelanj'ın oldukça yıpranmış durumda-
ki 'Kutsal Aile' eskizinin rekor kırarak yak-
laşık 70 milyar liraya alıcı bulması sanat uz-
manlannca sürpriz olarak nitelendirildi.
Kültür Senisi - Oldukça yıp-
ranmış bir Mikelanj eskızi. geç-
tiğimiz hafta içinde Londra'-
dakj ünlü muzayede kuruluşu
Christie's tarafından gerçekleş-
tirilen müzeyedede. bugüne dek
hiçbir rönesans dönemı us-
tasınm ulaşamadığı bir fiyata,
4.18 milyon pounda (yaklaşık
70 milyar lira) alıcı bularak re-
kor kırdı.
Kimliği belirsiz bir İngilız ko-
leksiyoncunun satışa sunduğu
"Kutsal Aile" eskizinı. Malı-
bu'da bulunan J. Paul Gett>
Vfiizesi salın aldı. Mikelanj'ın
İncil'den yola çıkarak kutsal ai-
lenin Mısır'a kaçışını betimledi-
ği eskizin bu denli yüksek fiyata
altcı bulması sanat uzmanlan-
nca "sürpriz" olarak nitelendi-
rildi.
Uluslararası sanat pazannda
Rönesans ustalannın sözkonu-
su Mikelanj eskizi gibi büyük
boyutlu çizimlennc çok ender
rastlanmasına karşın. eskizin
kötü durumda olmasının
satışını cngellcmcmiş olmast
dikkat çckiyor. Mikelanj'ın fi-
gürler üzerinde yaptığı düzelt-
meler ve yılların gclırdığı yıp-
ranmışlığa rağmen bu satış-
Christie's'ın "şansı" olarak ni-
telendinldi' Müzayededen önce
iki müze. ne olursa olsun bir
"Mikelanj' almayı zaten akıl-
larına koymuşlardı.
Getty Müzesi'nde Rönesans
ustalan bölümünün küratörü
George Goldner'ın Münihlı ko-
leksıyoncu Katrin Bellinger ile
önce karşı karşıya göründüğü.
ardından ikısinin de aynı ku-
rum için eskizin peşıne düştüğü
anlaşıian müzayedede. sahte
birheyecan yaşandi.
Eskız, Katrin Bellmger'in
elınde kaldı. satıştan bir süre
sonra Bellinger'ın yapıtı Getty
içın satın aldığını açıklaması.
sanat çevrelerindc, "Sanat pa-
zannda her zamanki oyunlar
dönüyor" yorumuna neden
oldu.
/fiJ
V
"/zılok
Jİnden fikr
/t kazılok no
deftert
fikret kısılok
I not defterl»den
flkret kıralok no
k not deft
en fikr«t
not defte
kı
KALAN
MUZIK
VAPIM
not defterimden
İ.M.Ç. 6. Blok No. 6512 • Unkapanı/İSTANBUL Tel: 512 35 13 Fax: 528 11 34
Kültür ServisH -Aziz Nesin Sahnesi'nin kapatılmasına
sanat. tiyatroçevrelerinden ve demokratik kitle
örgütlerinden gelen tepkiler sürüyor. Tiyatro eleştirmeni
Dikmen Gürün Uçarer de tepkisini şöyle dile
getirdi:"2000"li yıllara ramak kaldı ve biz hala ortaçağ
bağnazlığıyla boğuşuyoruz. Sanat vesanatçı düşmanı olup
da ne yazık ki bu kentin, bu ülkenin çeşitli kadrolannda yer
alan beyler kendilerinde bir kültür evine. birtivatro
salonuna fütursuzca el atma cesaretini bulabiliyorlar.
Bugün Aziz Nesin Sahnesi. Ya yann? Ne acı bir gerçek! bu
beylerin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki sanat-tiyatro
partidlerin işi değildir. Keyfi tiyatro salonu kapaulamaz.
Eğer bu gerçeği bilmiyorlarsa bizim desuskunluğu
bırakarak hep birlikte anlatmamız gerekmez mi?"
MineSanat GalerisVnde Sergi
Kültür Servisi - Mine Sanat Galerisi sezonun kapandığı şu
dönemdeetkinliklerini yaz boyunca sürdürecek. Y'az
sergisi Mine sanat galerisinde "93 eyiüJ sonuna kadar
sürecek. Sergıde Özdemir Altan, Gökhan Anlağan, Koray
Ariş, Mustafa Ata. Tomur Atagök, Bedri Bay kam, Adoan
Çoker, Ergin İnan, Balkan Naci İslimyeli, Nur Koçak,
Hüsamettin Koçan, Zekai Ormancı ve Yusuf Taktak'ın
yapıtlanyeralıyor.
Melisa Gürpınar \ arımca 22. Kultiir Sanat Festivali'nde.
Yarımca 22. Kültür ve Sanat
Festivali'ndebugün
Kültür Senisi- Eski adıyla Yanmca. yeni adıvla Körfez
Belediyesi tarafından diizenlenen geleneksel Yanmca 22.
Altın Kiraz Kültür ve Sanat Festivali devam ediyor.
Festival kapsamında bugün saat 21.00'dc Bulgaristan halk
danslan Topluluğu'nun göstensi duzenlenecek. Ücretsiz
olarak gerçekleştirilecek konser Açıkhava Tiyatrosu'nda
ızlcnebilecek. Festıvaldeyann "Şiirsohbetakşamr
düzenleniyor. Türk Kahvesi kasnndaki etkinliğin başiama
saatı 17.(XX Şaırleı' Sunay Akın ve Melisa Gflrpmar'ın
katılacaklantoplantıdagitar eşliğinde şiirlerokunacak.
Yazarlar aynca kitaplannı imzalayacaklar. Şiirakşamında
» aynca önceden düzenlenen şiiryanşmasının ödülleri de
sahıplerineverilecek. Yanşmaya 300'eyakın şiırin katıldığı
açıklandı.
Devlet Tiyatroları 1993-1994
repertuvarı ;T^~
Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolannın 1993-1994 tiyatro
mevsimi repertuvannın, Genel Müdür Yücel Erten
tarafından yann bir basın toplantısı ile açıklanacağı
bildirildi. Konuyla ilgili yapılan açıklamaya göre Genel
Müdür Yücel Erten, Atatürk Kültür Merkezi'nde
duzenlenecek toplantıda. geçen sezon yapılan etkinlikler
hakkında da bilgi verecek. Toplantıya. Theatrer an der
Ruhr'un yöneticisi RobertoCiulH'ninde katılacağı
kaydedildi. Öte yandan. Avrupa Tiyatro Oy un Yazım
Yanşması'nda ülkemizı temsil edecek olan Tnncer
Cücenoğlu'nun "Helikopter" adlı oyununun, Yunancaya
çev nldığı bildıriidı. Tiyatro ve Yazarlar Derneği'nden
yapılan açıklamaya göre bürokrat-siyasetçi çatışmasının
anlatıldığı oyun, Panayot Abacı tarafından Yunancaya
çevrildi.
Warner Bros 'tanyenifilmler
KültürSenisi - Warner
Brosyeni sinema
sezonunda
sinemaseverlere ilginç
filmlersunmaya
hazırlanıyor. Bunlar
arasında Michael
Douglas'ın "Temel
İçgüdü'den sonra, şiddeti
ışleyişi açısından
tartışmalara yol açan filmi
"Sonun Başlangıcı"ile
Clint EastHood'un "gözü
yaşlı bir ajanı"
canlandırdığı "Ateş
Hattında"adlı filmi de
bulunuyor. '"Sonun
Başlangıcf'nı Joel
Schumaer yönetmiş,
filmde Douglas'a Robert
DuvallveBarbara
Hershey eşlik ediyor.
y ^ ^
adlı filmde ise Eastvvood'un yanısıra John Malkovich ve
Rene Russo oynuyor. Harold Ramis'ın yöncttıği Bill
Murra.v, Andie McDowell ve Chris EUiot'ın oynadığı
"Groundhog Day". Richard Benjaminın yönettiği.
UTıoopi Goldberg, Ted Danson ve Will SnHth'in oynadığı
"Son Muhteşem Kahraman". Nick Castie'ın yönettiği
Walter Vlattbeau ile Mason Ganıbfeın oynadığı "Afacan
Dennis". Jon Amiel'ın y önettiği Richard Gere ile Jodie
Foster'ın oynadığı "Sommersby " yeni sezonda
izlenebilecek ilginç filmlerden.
Pandora'da temmuz kitapları
Kültür Senisi- Beyoğlu'nda bulunan Pandora kitabevinin
v ıtrinlerinde temmuz ayında gezi temasının işlendiği
kitaplarla seyahatnamelerbuîunacak. 18 temmuzadek
vitrinde görülecek olan ve son yüzyıhn bütün coğrafyasını
içeren kitaplar. Evliya Çeiebi'den Piri Reis'e. Falih Rıfkı
Atay'dan Fikret Otyama. Ahmet Hamdi Tanpınar'dan
Buket Uzuner'e uzanıyor.
İpekyolu Festivalisona eriyor
Kültür Senisi- Kültür BakanlığVnca düzenlenen 1993
İpekyolu Festivali Bursa programı bugün sona eriyor.
Bugünkü etkinlikler 10.00'da Bursa Hanlanve
Kapalıçarşı'nın gezilmesiyle başlayacak. 15.00'te Bursa
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde duzenlenecek panel
"Bursa"da İpck ve İpekçiliğin Dünü ve Bugünü" başhğmı
taşıyor. 18.00'deiseOrhangazi parkında mehterve
Kılıç-kalkan ekipleri Bursa folklorundan halk oyunu
örneklcri sunacaklar. 5 temmuz pazartesi gününden
buyana sürmckte olan İpekyolu Festivali Bursa programı
bugün saat 22.00'de Küİtürpark'ta yapılacak havai fişek
göstensıylc sona crecek.