Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1TEMMUZ1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Avrupa
tam
abtnyor
• Avrupa Konseyi-
Parlamenterler Meclisi,
Türklerin önerisine
karşın yabana
düşmanlığını acil
gündemine almayınca,
konunun
Türkiye-Almanya
çekişmesine
dönüşmesini önlemek
isteyen Türk
parjamenterler öneriyi
geri çekti.
STRASBOURG(AA)-
Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisı'nin,
Türk milletvekilleri tarafından
getirilen öneriye sıcak
bakmaması. yabancı
düşmanhğı konusunu acil
gündemine sokmayı ve
tarüşmayı reddetmesi
eleşiiriliyor.
Türk Heyeti Başkanı DYP
Ankara MılletvekiliSait
Kemal Mimaroğlu. Solıngen
olaylannınveırkçılık
konusunun aciller gündemine
sokulması yönündeki talebin
gerialindığmı belirtirken
şunlan söyledı:
"TeklifkabuledilmedT
"Mölln olaylanndan sonra
Solingen vahşeti yaşanınca,
Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi
Başkanf na yazdım ve
konunun gündeme alınmasını
ıstedim. Grup liderleriylede
temas kurdum. Strasbourg'a
gelince ırkçılık meselesinin
aciller gündemine alınmasını
ıstedik.Buteklifkabul
edılmedı. Konuyla ilgılı
tartışma yapılabileceğj, ancak
aciller gündemi çerçevesinde
somut bir kararçıkmayacağı
anlaşıldı. Sonuçsuz
tartışmalara girerek olayın
Almanya ıle Türkiye arasında
birçekişmehalinde
görülmesinı engellemek ıçin
önerimizi geri çektik.
AKPM'nin eylül avındakı
toplantılannda ırkçılık konusu
geniş kapsamlı bir rapor
çerçevesinde ele alınacakür."
"Biz bu konuya Almanya ile
Türkiye arasında bir rnesele
olarak bakmıyoruz" diyen
Mimaroğlu. "Yabana
düşmanlığını küresel bir
sorun olarak görüyoruz.
Almanya'yı değil, ırkçılık
akımını mahkum etmek
istiyoruz. Irkçıhğa. kime ve
nerede yapıürsa yapılsın karşı
çıkıyoruz" şeklinde konuştu.
/ Mimaroğlu. Türk heyeıi adına
AKPM huzurunda yaptığı
konuşmada yabana
düşmanlığına yönelikegılımle-
rin artarak yayıldığına dikkat
çekerek bunun ınsan
haklannın ihlali olduğunu.
tepki göstermek. somut
önlemler öngörmek gereküğj-
ni vurguladı. Türk milletvekil-
leri, AKPM'nin eylül ayı
toplantılannda konunun
geniş kapsamlı incelenmesi
umudunda olduklannı
belirttiler
Eleştiriler
Türk önerisinin AKPM'de
gereken ilgi>i görmemesini
eleştiren basın mensuplan ve
gözlemciler. Avrupa
Konseyi'nin insan haklannı
savunan bir organ olarak
tanıtıldığını. ırkçılık ve
yabancı düşmanlığmın ise
insan haklannın en bariz ihlali
olduğunu hatırlatarak
"Solıngen olaylanndan sonra
somut bir tepki göstermekten
kaçınan AKPM'nin itibar
kaybetmeyi sürdürdüğünü"
savunuyorlar.
• Strasbourg'da,Türk
önerisinin geri çevrilmesive
ırkçılık konusunun gündem
dışı bırakılması yönünde
yoğun caba harcayan Alman
parlamenterler ise kendilenne
yönelik eleşürilen yanıtlarken
"Irkçılık sorununun sadece
Almanya'da kaynak
bulmadığıru" savunuyor,
Mölln ve Solingen isımlerinin
* ömekgöstenlereksüreklı
gündemde kalmasına karşı
çıktıklannı belirtıyorlar.
Irkçılık ve yabana düşmanhğı
konulan Avrupa Konseyi'nde
ön ümüzdeki cuma günü
başlavacak bir panel çerçeve-
sinde tartışılacak.
OZGURLEŞME
EYLEMİ: KÖY
ENSTİTÜLERİ
Mehmet Başaran
30.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağt
CaeL 39-41 Cağaloğlu-htanbul
Ödemefi gÖBderiunez.
Nulus cuzdanımı kd>bemm
Hukıınısuzdur.
CEMILE MELTEM
CÖYMEN
Taleplerine olumlu yanıt verilmezse, elçilikteki üç diplomatımızm dokunulmazlığının kaldınlacağı açıklandı
Isviçre'den dokıuııılıııazlık telıdidiANKARA/BERN (Cumhuriyef)- İsviçre
Hükümetı. Bern büyükelçilık görevlilerinın
silahlannı teslim etmeleri ve olaylarla ilpili
bilgı vermeleri konusunda. Türk Hükümetı'
nin olumlu bir yanıt vermemesı halınde elçı
liktebulunanüçdıplomaündokunulmazlık-
lannın 48 saat içinde kaldınlmasını istedı.
Dışışlen Bakanlığı'ndan yapılan açıklama-
da konunun değerlendirilmekte olduğu be-
lirtilirken. elçilik önündeki polis ablukasının
dün kaldınldığı bildirildi.
İsviçre Bakanlar Kurulu toplantısının ar-
dından dün bir basın toplantısı düzenleyen
Hükümet Sözcüsü Achille Kazanova. Tür-
kiye'den, İsviçre Hükümeıi taleplcnne
olumlu yanıt verilmemesi durumunda Bern
Büyükelçilığindeki üç diplomatının doku-
nulmazlıklannın 48 saat içinde kaldınlması-
nın istendığını açıkladı.
Örgüt üyelerine engel
Sözcü, İsviçre Hükümetı"nin bundan sonra
PKK'nın faalıyetlerinın daha yakından iz-
lenmesiyle. PKK, Dev-Sol ve Dev-Yol gibi
örgütlenn liderler ve üyelerinin İsviçre'ye gi-
riş çıkışlannın engellenmesi karan aldığını
bildirdı. Sözcü aynca İsviçredeki Türk ve
Kürtlenn silah almasının ve taşımasının 1
temmuzdan itibaren yasaklanmasınıa da
kararlaştınldığmı kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan konuyla ilgili
olarak yapılan açıklamada da İsviçre Hükü-
meti'nın üç Türk diplomatının dokunulmaz-
lığının kaldınlmasını istediği doğrulanırken.
konunun değerlerdığildiği belırtıldi Bakan-
lık açıklamasında İsviçre Hükümeti tarafın-
dan Bern Büyükelçüiğine giriş-çtkışlardaki
kontrollenn tamamen kaldınldığının iletil-
dığı kaydedildi.
Açıklamada şöyle denildi:
"Ola\ı gerçek boyutlanyla saptamak de-
ğerlendirme yapmak ve talimat almak ama-
cıyla Bern'deki hevetimizin Başkanı 29 Ha-
ziran 1993'de Ankara'ya gelmiştir*
Bugün (dün) İsviçre Dışişlen Bakanlığı.
Ankara ve Bçrn'de yaptığı eşzamanlı giri-
şımlerle teröre karşı alınmakta olan diğer
önlemlerle birlikte Büyükelçiliğe giri-çıkış-
lardakı konrollerin tamamen kaldınloığını
belirtmişlerdır. Aynca Bern Büyükelçiliğİ-
mizdeki üç görevlinin yargı bağışıklığının
kaldınlmasını istemişlerdir. Konu değerlen-
dirilmektedir"
Vural: Her seçeneğe açığız
Dışişlen Bakanlığı sözcüsü VoJkan Vural,
Büyükelçi Kaya Toperî nin geri çağnlması
ve lsviçre'ye karşı bir misillemenin söz konu-
su olup olmadığı yolundaki bir soru üzerine
"Hiçbir seçeneği dışlamıyoruz" yanıtını ver-
di. Türkiye'nin isviçre ile ilışkılere önem ver-
diğinı belırten Vural. ancak hukuk kurallan
çerçevesinde Türkiye'nin haklannı koruma-
ya devam edeceğinin de altmı çizdı.
İlk bulgulann. "Havaya ateş açma sırasın-
da kurşunlardan birinin sekerek bir kişinın
kazayla ölümüne yol açtığı" doğrultusunda
olduğunu kaydeden Vural, İsviçre polisinin
büyükelçilik giriş ve çıkışlannı kontrol etm'e-
sinin Viyana sözleşmesine aykın bir tutum
olduğunu da belirtti.
Vural. Almanya'daki PKK teröristleri ve
sempatizanlannın yine geçen hafta çeşitli
Türk temsilciliklerine giriştikleri eylemler
nedenıyle Tûrkiye'ye iadeleri içın girişimle-
rinsürdüğünü söyledi.
Bonn Büyükelçisi OnurÖymen'in, ön'ceki
gün Alman Dışişlen BakanlığVna giderek,
birnota verdiğini bildiren Dışişlen Bakanlığı
Sözcüsü Volkan Vural, Başbakan Tansu
Çiller'in de birkaç gün önce Almanya Baş-
bakanı Helmut Kohl'e bir mektup gönder-
diğını söyledi.
Naziler 3kentte Türklere saldırdı
Köln ve Nürnberg'te iki apartman dairesi, Mannheirrf da birbakkal dükkanı ateşe verildi
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Türkler, ırkçı sakünlann
hedefı olmaya devam ediyor. Öncekı
gece Almanya"nin üç ayn yerindekı
kundaklama olaylannda şans eseri ölen
olmadı, ikı kişi yaralandı.
Köln'ün Mülhelm ilçesindeki yangın.
dört kath bir binanın üçüncü katında.
bir Türk ailenin oturduğu dairede çıktı.
Gece saat ıki buçuk sulannda dumanla
uyanan 43 yaşındaki baba. 18 yaşındaki
oğlunu. 19 yaşındaki kızını ve küçük
çocuğunu alarak evden kaçmayı ba-
şardı. Daıre yangından ve itfaiye sön-
dürme çalışmalan sırasında tamamen
tahrip oldu. Olay yerinde incelemede
bulunan Köln polisi. yangının oturma
odasında çıktığını saptadı. Evin önün-
deki bahçede. boş bir benzin bidonu bu-
lundu. Kundakçılar hakkında henüz
hiçbir ıpucuyok.
Benzine bulanmış bez
Mannheim yakınlanndaki Ludvvigs-
hafen'de ise, bir Türk bakkal dükkanı
kundaklandı. Gece saat 00.30'da cam
kınlma sesine uyanıp pencereden bakan
bir Alman kadın, karşı bınadaki dük-
kanın önünde, elinde yanıa bir madde
tutan iki kışi gördü ve hemen polisi ara-
dı. Bır dakıka sonra olay yenne gelen
devriye arabası. kundakçıların bır oto-
mobıİe binip kaçtıklannı saptadı. ama
faillen yakalayamadı. Yangın yayıl-
madan söndürüldüğü içın. cüzı bir
maddi hasar oluştu. Dükkanda kimse
bulunmadığından. yaralanan olmadı.
Polıs ilk incelemeler sonucu. yangının
benzine bulanmış bir bezle çıkartıldığmı
saptadı Failler
hakkında yine
hiçbir ipucu yok.
Üçüncü olay
ise Nürnberge 70
kilometre uzaklı-
ktaki Erbendorf
Köyü'nde mey-
dana geldi. Saat
gece iki buçuk
sulannda. on dai-
reli bir apartmanın gınş kalmda yangın
çıktı Dairedcki yatak odasında. her iki-
si de 29 yaşındaki Türk bır kan- kocay-
la. 5 ve 6 yaşlanndaki iki çocuğu uy>ı-
maktaydı. Dumanı hıssedıp uyanan
baba. çocuklanyla kansının zehırlen-
mesını önlemek içın pencere camlannı
kırdı ve bu arada hafıf yaralandı. Türk-
ler kaçıp kurtulurken. karşı daırede bu-
lunan 22 yaşındaki hamıle bir Alman
kadtn. şok geçirdı. Hastaneye kaldınlan
kadının. erken doğum yapması beklenı-
yor. Soruşturmayı üstlenen Bavyera
Eyaleti Ağır Ceza Dairesi yetkilileri. bu-
rada da failler hakkında bir ipucu bu-
lunmadığını. y angının muhtemelen içen
fırlatılan bir mololof kokleylıyie
çıkartıldığmı bıldırdiler.
Aynı gece üç yerde bırden Türklerin
saldınya uğraması. olaylannkoordineh
olarak gerçekleş-
tirildiğinı akla ge-
tiriyor. Alman
polisinin clindeki
verilere göre,
Neo-Nazıler ülke
çapında gizlı bir
telefon ağıyla bil-
gi alışverişinde
bulunuyor ve ey-
lemlerini koordi-
ne edıyorlar. Gızlı numaralara bağla-
nan telesckrcterler yoluyla mesaj alış-
venşi sağlanıyor.
Türklere suçlama
29 kasımdakı Mölln olayından sonra.
Türklere saldınlar uzun kısa fasılalarla
sürerken. bazı kundaklama olaylannı
Türklerin kendısının çıkarttığı söylcnti-
sı yayıldı. Hatıingen'de 5 haziranda.
ürk aileler ölümden
şans eseri kurtuldular.
Kundakçılar hakkında
ipucu yok
Yaşar Cnver'e aıt bir evde yangın
çıkmış, kocası gece vardiyastnda olduğu
için beş çocuğuyla evde yalnız kalan
kansı. yangından kurtulmayı ba-
şarmıştı. Savalık olaydan on gün sonra.
evın kadın tarafından ateşe verildiğini
iddia etmişti. Savalığın ağır suçlaması
üzenne bütün şehır. Türk ailenin aleyhı-
ne döndü. Yaşar Ünver. çocuklannı
okula gönderemez. kansıyla sokağa çı-
kamaz oldu.
Naziler mahkûm oldu
Aimanya'nın Lübcck kentindc. ırkçı
saldınlarda bulunduklan içın yargıla-
nan bin kadın 10 Neonazi genç çeşitli
hapis cezalanna çarptınldılar. Mölln
vahşetmden kısa bir süre önce geçen yı-
lın eylül ayında Gudon ve Kullovv kasa-
balanndakı sığınmacı yurtlanna saldır-
dıklan ve molotofkokteyli atarak
kundaklamaya teşebbüs ettikleri iddia-
sıyla yargılanan Alman Naziler. 16 ay
ile 3 yıl arasında hapıs cezalan aldılar.
Mölln davası ise dün de devam etti.
Dünkü duruşmada, saldırganlan teşhıs
eden. olayın sürpriz tanığı 9 yaşındaki
Alman kız çocuğunun tanıklığı tartışıl-
dı. Mahkeme heyeti tartışmalardan
sonra tanıem şahitbğini kabul etti.
Ellerindeki zincirle
sırtlarına vuruyorlar
Şiiler
Hüseyîn'e
ağladılar
• Kerbela'nın, Hazreti
Hüseyinile71 yakmının
öldürülüşünün 1353.
yıldönümünde
Zeynebiyecamii tören
için günler öncesinden
hazırlanmış.
İstanbul Haber Servisi- Çok
değil, C ağaloğlu'na yirmibeş ki-
lometre uzaklıktalar. Yani İs-
tanbul'dalar ama farklı bir za-
mana, farklı bir ülkeye götü-
rüyorlar sizi. Fantastik bir fil-
min figüranları gibjkr. Kadınlar
baştan aşağı sivaha bürünmüş-
ler. Erkekler de öyle. Başlannda
arapça, türkce yazıiı bantlar...
Ya Hüseyn... Ya Zehra... Bütün
alan ölüm kokuyor.
Şüler'in vas günü bugün. Ker-
bela'nın, Hazreti Hüseyin ile
yetmişbir yakınmın öldürülüşü-
nün 1353. yıklömimü. Halkalı'-
da Zeynebiye Camü'nin vakını-
ndaki alan y as töreni için günler
öncesinden hazırlanm«ş."AH
battlefıelds are Karbala /All
months are muharram/ All days
are ashura" jazılı pankart
alanın gözalıcı noktasına verleş-
tirilmiş. Her yer Kerbeia, ber yer
muharrem, her gün aşura...
İngilizce pankartlar
İngilizce pankartlar, havala-
nan ya da inen ucaklar. bir de
biucin markalan tarihi bugüne
taşıyor. Zeynebiye Camü'nden
dağılanların kadın-erkek ayn
güzergâhlarda alana yürümesiy-
le başlıyor tören. Sol elin altı-
ndaki, sağ elin göğüse \iınıl-
masıyla çıkan ses. ilahilere, dua-
lara kanşıyor. Alana önce kadı-
nlar giriyor. Yaşlan beşten baş-
layıp yetmişlere uzanan kadınlar
"Hazreti Zeynep Desdesi" altı-
nda toplanıyor. Ilahiler kesilmi-
yor. "Elem kara'' geldi, Hüseyin
yaralı geldi"...
Zeynep Beyazıt > irmibeşinde,
genç bir kadın. Vanında beş
yaşındaki kızı Sara. İkisi de si-
yah çarşafiar içinde. Kocası da
erkekler bölümünde. On beş gün
önceden tören merasimlerine
hazırlandıklarını anlatıyor Zey-
nep. İnançlarına göre daha eİIi
gün eğlenmeyecek, gülmeyecek-
ler. Evlenmelere de kalktşmaya-
caklar. Meydanm girişine bı-
rakılan, Hüseyin'in yeğeni, Ha-
san'ın oğlu, Kasım'ın damatlık
odası da işte bu nedenle boş. Ker-
bela'da Yezid'in adamlannca öl-
düriilen Kasım'ın bu simgesel
Kerbela'nm, Hazreti Hüseyin ile 71 yakınını öldürülüşünün
1353. yıldönümünde Zeynebiye camii önündeki tören önce yaş-
lan beşten başlayıp yetmişlere uzanan kadınlar.ardından da er-
kekler giriyor. Kerbela'nm temsili canlandırılması sırasında bin-
lerce kişinin yası, gözyaşına dönüşüyor.
(Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
damatlık odasına kadınlar, ku-
maşlar adıyorlar. Tören bittiğin-
dc- bu kumaşlar yoksullara
dağıtılacak.
Aşura ve aşure
Aşura'yla aşure kanştınlma-
malı. Aşura. Arapça'da onuncu
gün demek. Aşure ise sünnilerin
Nuh'un gemisi'nde ilk yenilen
yemek adına yine Muharrem
ayınm onuncu gününde yaptı-
kları yedi çeşit yiyecekten olu-
şan bir tatlı. İki güniin denk düş-
mesinin, bir de isimlerde tek har-
fin dışında uyumun anlamı ne
ola? Tören Komitcsi'nin basın
sözcüsü Adalet Çıngıl, "Hü-
seyin'in katlinin insanlann bey-
ninden silinmesi için egemen sis-
temin bir oyumı" diye yanıtlıyor-
busoruyu.
Üzerine ok saplı, akan kan
süsü verilmiş beyaz örtü atılmış
bir at meydana giriyor. Genç
ölümleri anlatan. lilizlendirilmiş
buğdayın etrafuıda mumlar
yakıbnış. Büyük bir pano güneşi
simgeliyor. Merkezde Imam
Hüseyin. Hakikatten şefkate,
adaletten özgürlüğe, cesaretten
cömertliğe herşeyi taşıyor bün-
yesinde.
Simgelerle yüklü meydanda
sıra zincir >urmaya geüyor.
Karşılıklı dizilmiş gençler oku-
nan duanın eşliğinde ellerindeki
zinciri bir sağ, bir sol omuz-
larının üstünden sırtlarına indiri-
yorlar. Kızaran, kabaran sırtla-
ra, kısa süreli duraklamalarda
pudra sürülüyor. Zincir >ur-
manın amacı, Hüseyin'in ya-
şadığı acılann hiç oûnazsa bi-
razını yaşabilmek. Ama sırtlan
kızaran, inceden kanamay a baş-
layan yüzlerde acıdan eser yok.
Zincirin her \urusunda tenden
çıkan ses. vücudun kokusuna
kanşıp daha da ağıriaşıyor.
Yüzlerde acı yok
Hüccet'ül İslam. Şeyh Sela-
haddin Özgündüz'ün konuş-
masına geliyor sıra. Irak. Ne-
certe eğitim görmüş, Türkiye1
-
deki Şüler'in temsilcisi, kendi
deyimleriyle "büyük kardeş"
Özgündüz, Kerbela'yı, Hüse-
yin'i ve kıyamı anlatıyor. Lze-
rinden yüzlerce yıl gecnıesine
karşın hala Hüseyin'e yas tut-
malarını anlamayanlara çatı-
yor. Konuşması sık sık tekbirler-
İe, "Lebbeyk Hüseyin" sesleniş-
leri\le kesilivor.
Kerbela'nın temsili canlan-
dınlması sırasında binlerce kişi-
nin yası. gözyaşına dönüşüyor.
Abbas'ın. Kasım'ın öldürüldüğü
sahnelerdeki ağlamalar, Hüse-
yin'in altı aylık oğluna geldiğin-
de hıçkırıklara dönüşüyor. Hü-
seyin'in eline kafası kesilmeden
önce mikrofon tutulması. mizan-
seni gerçeklikten uzaklaştırsa
da kimse farkında değil. Ağla-
malar artıyor.
Hüseyin'in ardından yapılan
duayı. yeniden zincir vurulması
izliyor. Derilerden kan sızıyor
ama yine yüzlerde acı yok. Bu
kez Zeynebiye Cemaati yalnız
değil. İstanbul'un değişik semt-
lerinden katılanlar onlara eşlik
ediyor. Sine vurma ya da eza-
darlık denilen bu eylemle tören
sona eriyor.
Facialan
KohlhazırladıGÜNTER WALLRAF
Hayat. olağan akışına geç-
meden önce -basında, medya-
da korkunç facialann zaman
aşımına uğraması birkaç hafta
sürer ki- Solingen olaylannın
siyasi ve kışisel sonuçlan üze-
rinde durmaya çalışacağım.
Hoyersvverda. Rostock.
Mölln ve Solingen olaylannın
toplumsal koşullannı haarla-
yan kimlerdir. 1989 yıhnda
Berlın duvannın yıkılmasın-
dan hemen sonra televızyon
kameralanna "Ülkemızde ya-
şayan Türklerin sayısı çok
yüksektir, bu sayının düşürül-
mesi gerekir" diyen Başbakan
Helmut Kohl değil miydi?
Bayern Eyaleti Başbakanı
Stoiber'in başını çektiğı Ger-
menlik havarilerinin eskilcr-
den kalmış nasyonal sosyalist
savlarla san ırkın üstün oldu-
ğunu söylemelerinin üzerinden
ne geçti ki? Güya hoşgörü kal-
dınnayacak boyutta bir ırk
kanşımı ortaya çılanış gibi
Iricçı şiddetin gelişip boy saldı-
ğı temeller böyle atılmış oldu.
Abes açıklama
Almanya Başbakanı, Solin-
gen cinayetlen konusunda ka-
muoyuna bir açıklama ya-
pabihnek için birkaç gün dü-
şünmek zorunda kaldı. Bu
"toplum dışı bir şiddettır".
ama Almanya, yabanalara
karşı ızleyeceğı ılımlı politıkay-
la açık bir ülke olmaya devam
edecektir.
Çok abes bir açıklama. Bu
şekilde işlenen cinayetlerin
vahşıliği yalnız küçümsenmek-
le kalmıyor. aynı zamanda da
onaylanmış
oluyor. Baş-
bakanın Köln'-
de düzenlenen
anma törenine
katılmaya bile
tenezzül etme-
mesine sevin-
mek gerekiyor.
Bari ikiyüzlülü-
ğünü görmek-
ten kurtulmuş
olduk.
M
Eylemlerin
etkisi
İnsanlık var
olalı beri. ey-
lemlerin etkisi-
ni, Almanya'da ideolojilerde
ve mücadele haykınşlannda
hissettik. Bağnaz politikaalar
ve yardakçılan mülteci dalga-
lannın önüne bir set çekmek
gerektiğini 'Kassandra' çığlı-
klanyla haykırarak zihinsel
kundakçılık delisi işlevi görü-
yorlar. Bayern devlet avukat-
lanndan Manfred Ritter mese-
leye 'çekırge sürüsü' dıye bir
yaklaşımda bulunurken
kışkırtıcıhktan başka bir şey
yapmamaktadır kanımca. Ke-
limesi kelimesine alıyorum:
"Her şeyi ve herkesi çökerten,
toplumumuzu çöle dönüştü-
ren birçekirge sürüsünden söz
etmek, böylc bir karşılaştırma
yapmak hıç de' abartılı sayı-
lmaz. Bu işin tek bir çözümü
vardır: Cçüncü Dünya ülkele-
nnden gelen ınsan akınına
karşı Avrupa'hın önüne mut-
lak bir perde çekmek."
Kibirlı, refah azmanı, sosyal
refah devletimiz, özünde ken-
dini beğenmişlik kuruntusuna
kapılan üstün Alman esasına
dayanır. Birkaç yıl önce Türk
işçisi kılığında bir kahvede mil-
liyetçi Alman ayyaşlara bura-
ya göç etmiş. vergilerini öde-
yen biz Türkler olmadan 21.
yüzyıla doğru soyu tükenen,
çocuk düşmanı. ıhtiyarlamış
bir ulus olacaklannı ve bunun
sonucu olarak da Almanya'-
nın biz yabanalara (onlara de-
ğil) kalacağı yönünde bir he-
sap yaptığımda az kaldı angar
çıkacaktı.
Solingen'dc hayatlannı yiti-
rcn insanlar için düzenlenen
torenlerde korkuya kapılmış.
kaygı dolu Türk gençlen. defa-
larca bana endişelerinı dile ge-
tırdiler. Çocukluklanndan
beri nasıl muamele gördükleri-
nı. ışlerinde. devlet dairelerin-
de dış görünümlerinden ve ku-
lağa egzotik gelen isimlerindcn
ötürü nelerle karşılaştıklannı
anlalülar. Uzun yıllar bunu si-
neyeçekmek zorunda kaldılar.
Yıllann horgörülmüşlüğünün
izlerini taşıyorlar. Yapılan bir
kamuoy u yoklaması sonuçlan
Almanya'da yaşayan Türkle-
rin % 10'undan küçük bır kesi-
minin Almanlarla dostluk iliş-
kıleri içinde olduğunu gösier-
mıştır.
İflasetti
Yabana hemşerilerimizin
% 60'hk bir kesimi lOyılı aşkın
bır süredir. bir çeyreğı ise yir-
mibeş yılı aşkın süredir Al-
manya'da yaşamaktadır. Bu-
güne kadar sürdürülen ya-
bancılar politikası iflas etmiş-
tir. Artık somut yasal önlemle-
rin alınmâsı gerekmcktedır.
Hangi partiden olurlarsa ol-
sunlar, bütün banşcı ve sağdu-
yulu vatandaşlar Solingen'i
yeni bir dönemin başlangıa
olarak görmck zorundadırlar.
Hangi bıçımde olursa olsun. işi
oluruna bırakmanın her türlü-
sü aşın sağo leröristlere ödün
vermek anlamına gelecektir.
Artık yabanalann da biz Al-
manlar gibi aynı insan haklan-
na ve vatandaşlık haklanna sa-
hip olmalannın zamanı gel-
miştir. O hakie:
1. Yıllardan beri fülen bir
göç ülkesi olan Almanya, bu
konuda gerekli yasal dayanaği
yaratmalı ve bu işlerden so-
rumlu bakanlığı kurmahdır.
2. İlk başta Almanya'da do-
ğanlar olmak
üzere, ülke-
mizde yaşa-
yan yabancı-
lara çifte va-
tandaşlık
hakkı tanı-
nmalıdır.
3. Şimdi-
den beş yıldır
Alman top-
raklannda
yaşayan ya-
banalara
önce -pasif ve
aktif- yerel
seçimlerde
seçme hakkı
verilmeli, ile-
riki aşamada
ise bunu eyalet parlamento se-
çimleri ve ulusal parlamento
seçimlerinde verilecek pasif ve
aktif seçme hakkı izlemelidir.
4. Şımdıden ana okullannda
ve ilkokullarda. çocuklann et-
nik azınlıklara karşı hoşgörühl
olma temelinde eğitilmesi ge-
rekmektedir.
5. Yabanalar sorunu, olum-
suz düzlemde ve savunmaya
geçilerek değil. ama yeni, in-
sanal ve gerçek çok kültürlü
bır toplumun her alanına katı-
lımlannı sağlamak için onlann
da görüşü alınarak irdelenme-
lidir.
Zehra Çırak'tan alıntı
1963 yılından ben. iki yaşın-
dan bu yana Federal Alman-
yftda yaşayan Türk kökenli
şair Zehra Çırak'tan bir alıntı
yapıyorum: "Gönlüme kalsa
İapon geleneklerince bü-
yümek isterdim. bir hasır üs-
tündc, saydam-kamış kapılar
ardında. Ve ardından bir Çinli
gibi kannca kadar çahşkan,
işime gitmek için, bir İngiliz gj-
bi kahvaltı etmek isterdim.
Gönlüme kalsa bir Fransız gi-
bi yiyip içim ferah, bir Romah
gibi hamam sefası sürmek is-
terdim.
Gezintıyi Bayergeleneğinde,
dansı Afrikalı gibi yapmak is-
terim. Bir Amerikalı gibi para
kazanmamak uğruna, Rus
sabın için neler vermezdim ki,
Hindistanlı gibi uyuyup fıl
sırtında bir kuş misali durur-
ken Türk gibi Boğaziçi'ni düş-
lerdim."
Harika bır düş. size de tavâ-
yc ederim.
ölln ve
Solingen olaylannın
toplumsal koşullannı
hazırlayan kimler?
1989yılındaBerlin
Duvan'nın
yıkılmasından hemen
sonra 'Ülkemizde
yaşayan Türklerin
sayısı çok yüksek,
düşürülmesi gerekir'
diyen Kohl değil mi?