Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 26HAZİRAN1993CUMARTESİ
HABERLER
Insan Hakları
Komisyonu'nun
çalışmaları
• HaberMerkezi-TBMM
tnsan Haklan
Komis>anu'na geçen nisan
ayı içerisinde vapılan 84
başvunıdan 44'ü hakkında
işlem yapıldığı. 40
başvurununda
değerlendirilmek üzere
sırada beklediği belirlendi.
Komisyon Başkanı Kırşehir
Milletvekıli Sabri Yavuz'un
verdiği bilgiye göre
komisyonda değerlendinlen
44 başvunıdan 24"ü
hakkında ışlemler
tamamlanarak başvuru
sahiplerine bilgi verildi. 20
başvuru hakkında ise yapılan
ilk değerlendirmelerden
sonra ilgili kurum ve
kunıluşlarla yazışmalar ve
incelemeler sürdürülüyor.
Politikaya atılan
gazetecilerin
albûmû
Haber Vlerkezi - Türkiye
Gazele Sahipleri Sendikası
(TGSS). basın camiasından
atılarak senatör, milletvekili
ve Temsilciler Meclisine
seçılen gazetecileri konu alan
biralbüm haarlauyor.
Albümde. Meşruüyeı'in
ilanından günümuze kadarki
sürede politikaya atılan
gazetecilerin fotoğraflan,
kısa özgecmişleri ve
yaptıklan hizmetler yer
. alacak. Albümü. 50 yıh aşkın
bir süre basmda hizmet
verdikten sonra Anadolu
Ajansı İç Haberler
Müdürlüğünden emekliye
aynlan Mahmut Erhan
hazırlıyor.
'KaraSes'e
büyükdarbe• İSTANBUL(AA)-
Almanya'da şeriata dayah
bir örgüt kurarak "Anadolu
Federe İslam Devleü" adını
veren "Kara Ses' Cemalettin
Kaplan'ın, İstanbul'a
yönetici olarak gönderdiği
bazı kişilerin yakalandığı ve
operasyonlann
şürdürüldüğü bildirildi.
Istanbul Terörle Mücadele
Şubesi'nin yürüttüğü
operasyonlar sonucu
yakalanan lOkadarsanıkla
birlikte, 3 kamyon dolusu
yasakyayın ele geçirildi.
Yakalananlar arasında
Kaplan'ın İstanbul'a 'vali' ve
'emniyet müdürü' olarak
görevlendirdiği kişilerde
yeralıyor.
ANAP, RP ve CHP, kabine dışı kalanmilletvekillerinin sorunyaratacağınıiddiaetti:
Çiller'inseçîmhükümeti
UZlin SÜPCİİ değİI Ekrem Pakdemirli, Çiller kabinesinin uzun
süreli program hükümeti görünümünde olmadığını söyledi.
Pakdemirli, hükümetin seçime gitme amacıyla kurulduğunu
savundu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Muhalefet partileri
ANAP, RP ve CHP, Tansu Çil-
ler hûkümetinin oluşumu nede-
niyle DYP ve SHP içinde ba-
kanlık bekleyen pek çok millet-
vekilinin sorun yaratacağını ile-
ri sürdüler. ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı Ekrem Pakde-
mirli. bakanlar kurulunun uzun
süreli program hükümeti görü-
nümünde olmadığını belirterek
kısa dönemli ve seçime gitme
amacıyla kurulduğunu söyledi.
RP Grup Başkanvekili Şevket
Kazan, "Yeni hükümetin olu-
şumu iki parti içinde de kıya-
metkre neden olacak" dedı.
CHP Grup Başkanvekili Ali
Dinçer, hükümetin oluşumu-
nun güvenoyu almasında sorun
yaratabileceğini söyledi.
SHP-DYP koalisyon hûkü-
metinin yeni oluşumu konu-
sunda en olumlu yaklaşan ana
l
Soriin ÇlkaCSk
1
Ali Dinçer, hükümetin oluşumunun
güvenoyu almasında sorun yaratabileceğini söyledi. Şevket
Kazan, "Yeni hükümetin oluşumu iki parti içinde de
kıyametlere neden olacak" dedi.
DYP'de îbakan dışmda tama-
mının yeni isimler olduğunu
söyleyen Pakdemirli, "Demek
ki, hükümetin DYP kanadı ba-
şanlı değilmiş. Bu, onu gösteri-
yor" dedi. Pakdemirli, Çiller
hükümetine başan düediğini
belirterek yeni hükümetin gü-
venoyu almasının ise her iki
partinin iç dengeleri sonucu
gerçekleşeceğini ifade etti. Ersin
Taranoğhı da hükümette deği-
şen bir şey olmadığını belirterek
"Baba gitti, kızı geldi. Şapka
gitti, fular geldi" diye konuştu.
Çiller'etepki
Şevket Kazan
muhalefet partisi ANAP oldu.
ANAP Genel Başkan Yardım-
ası Ekrem Pakdemirii, daha
önce ismi geçmeyen 12 kişi bu-
lunduğunu belirterek "Tansu
Ali Dinçer
Hanım sürpriz yaptı" dedi. Hü-
kümet yapısmın uzun vadeli bir
program hükümeti olarak gö-
rünmediği söyleyen Pakdemir-
li, "Kısa dönemli ve seçime git-
Ekrem Pakdemirli
meye yönelik bir hükümet
yapısı var" diye konuştu. Erdal
Inönü'nün, SHP'nin başanlı bir
hükümet görevi yaptığmı belir-
terek değiştirmediğini, ancak
Yargıtay'danAl-Baraka'yaret
4. HukukDairesi'Cumhuriyetgazetesininbenimsediği
ükelerdoğrultusundayayınyaptığma'karar verdi
İstanbu) Haber Servisi - Al
Baraka Türk Özel Finans Ku-
rumu'nun bir haber nedeniyle
gazetemiz aleyhine açtığı bir
milyar liralık tazminat istemini
reddeden Istanbul 5. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nin karan
Yargıtay'ca onandı. Mahke-
menin verdiği ret karannın 'ge-
rekcesini' değiştiren Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi "Cumhuriyet
gazetesinin benimsediği ilkeler
doğrultusunda yayın yaptığı-
na" karar verdi.
4 Ocak 1990 günü yayımla-
nan 'Tarikatlar Devlete Sızdı'
ve 'Orduda trtica Soruşturma-
sı' başlıklı haberler nedeniyle Al
Baraka Türk Özel Finans Ku-
rumu, 1 milyar lira tazminat is-
temiyle dava açmıştı. Al Ba-
raka'nın avukatlan. kuruluşla-
nnın finans sektöründe yeni bir
müessese olduğunu, tiddi, ağır-
hkh bir kurum olduğunu beür-
• îstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin
Al-Baraka'nın 'Tarikatlar devlete sızdf başlıklı
haberimizle ilgili olarak gazetemize açtığı 1
milyarhk davayı ret karannı Yargıtay da onadı.
terek haberde kurum hakkında
haksız suçlamalarda bulunul-
duğunu öne sürmüşlerdi.
Gazetemiz avukatlan Fikret
İlkiz. Gûlçin Çaykgfl ve Öznür
Gundoğdu tarafından mahke-
meye verilen yanıt dilekçesinde
ise haberin Missouri Üniversi-
tesi Politika Büimi Bölümü'nde
görevli Dr Birol Ali Yeşflada-
mn "tslam. Dolar ve Politika-
lar: Türkiye'de Suudi Arabis-
tan Sermayesinin Politik Eko-
nomisi" başlıklı raporundan
alınblarla yazüdığuıı açıklamı-
şlardı. Bu raporun. Geocay
Şaylan ve Uğur Mumcu'nun ki-
taplanndan yararlanarak ha-
zırlandığının belirtildiği yanıt
dilekçesinde şöyle denilmişü:
"Cumhuriyet gazetesi kurul-
duğundan bu yana Atatürk il-
kelerini, laikliği savunan, irtica
tehlikesine karşı halkı uyarma-
yı, şeriat düzenine karşı olmayı
görev bilen bir gazetedır. Bu ni-
telikteki bir gazete için Tür-
kiye'ye girmiş Arap sermayesi-
nin ekonomik, politik, dini bo-
yutlannı inceleyen, bu sermaye-
nin Türkiye için tehlike oluştu-
rabilecek yönlerini açıklayan
bir rapordan özetler ahp yayı-
tnlamak, sadece ve sadece bir
gazetecilik görevidir."
Asliye Hukuk Mahkemesi.
verdiği kararda "istemin huku-
ka aykın olduğu" gerekçesiyle
Al Baraka Türk özel Finans
Kurümu'nun 1 milyar liralık
tazminat istemini reddetti.
Mahkeme karannda, haberin
içeriğinin, Arap Suudi serma-
yesinin Türkiye'de Nakşibendi
Tarikaü'na mensup şahıslarla
birlikte ortaklık kurmalan ol-
duğunu belirtti. Haberde, fi-
nans kurumlanna ANAP ikti-
dannın kolaylık gösterdiginin
açıklandığının bildirildiği ka-
rarda şöyle denildi:
"Yayımlanan yazıda, İslam
sermayesiyle güçlenen Nakşi-
bendilerin eskıden riskli bul-
duklan laikliğe saldınyı artık
doğrudan yürütebildikleri, eği-
tim sahasına imam hatip okul-
lanmn sayısınm artünlmak su-
retiyle gereksinme fazlası me-
zunlann doktor, avukat. mü-
hendis mesleklerine tarikatlar
ile organik bağ oluşturduklan
belirtilmektedir."
Refah Partisi TBMM Grup
Başkanvekili Şevket Kazan ise
yeni hükümet oluşumunun
SHP ve DYP içinde 'kıyametle-
re' neden olacağını ileri sürdü.
Kazan, DYP'de bakan olama-
yanlann Çiller'e tepki göstere-
cegini ve "SHP bakanlannı de-
ğiştirmedi, siz neden değiştir-
diniz?" diyeceğini ileri sürerek
SHP kanadında, "DYP bakan-
lannı degiştirdi, siz neden değiş-
tirmediniz?" tepkilerininortaya
çıkacağını söyledi. Bu duru-
mun SHP ve DYP içinde kavga
çıkaracağını öne süren Kazan.
"Bir kargaşa çıkacak. Bu gö-
rüntü ortaya çıkıyor" dedi. Hü-
kümet oluşumunun, TBMM'-
de yapılacak güvenoylaması-
nda da büyük sorun yarata-
cağını söyleyen Kazan, "Her iki
partiden de bakanbk bekleyen
çok kişi vardı. Bu bekl«ntilerin
suya düşmüş olması güvenoy-
lamasında kendini gösterecek-
tir. Güvenoyu alamama duru-
mu ortaya çıkabilir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali
Dinçer de hükümet yapılanma-
sında DYP ve SHP gruplannın
tam anlamıyla göz önünde tu-
tulmadığını söyledi ve "Her iki
parti grubunun da kavranma-
dığını görüyoruz. Koalisyo-
nun, DYP ve SHP gruplannı
arkasına alarak güveonyu alma
sıkmtısı ortaya çıkabilir" diye
konııştu. Çiller'in, uygulamak
istediği programı Reagan ve
Thatcher'in 'vahşi kapitatizm'
modeli olduğunu belirten Din-
çer. bu programın Türkiye'de
başanlı olamayacağmı söyledi.
AVRUPA'DAN
EDİP EMİL ÖYMEN
Bosna'da Son Perde
Bosna'da "son" aylar önce yaşandı. Şimdi yaşanan,
"uzatmalar." Iş.olacağına vardı. Tabii.başkalarınınfelake-
ti hakkında' böyle konuşmak kolay. işin içine duygular gir-
meyince, bir işin, olacağına nasıl varacağı hakkında fikir
kolay yürütülür. Onu bir de orada yaşayanlara sormak ge-
rek. Sormak da yetmez, yaşamak gerek. Ama dünyanın her
yerindeki felaketleri bizzat yaşamak mümkün değil. Bunla-
ra Bosna da dahil.
Sırplar, artık Büyük Sırbistan'larına sahip oluyorlar. Ce-
nevre'de Boşnaklar ne derse desin, onların değil; Sırp ve
Hırvatlann dedikleri olacak. Boşnaklara Batı'nın yardım
edeceği yok. Bu zaten en başında belliydi. Ama basın, ister
Batı'da ister hele Türkiye'de olsun, maytap alevi gibi parla-
yıp tutuşup sonra sönüveren ipuçları ile yaşar. Yine öyle
oldu. Bat'nın Bosna siyaseti hakkında en olmadık çözüm
önerileri ûzerinde en olmadık senaryolar üretildi. Hele Tür-
kiye'de hala üretiliyor. Türk askerlerinin Bosna'ya gitmesi
gibi hiç ama hiç olmayacak safsatalara sütunlar ve demeç-
leraynldı. Haladaayrılıyor. Olmayacak duayaamindeme-
nin alemi yoktu. Ama içimizden öyle geldi ve dedik. Havaya
yazılan senaryolar hava çıkınca da kırıldık, bozulduk. Oysa
bölgedeki gelişmelere iyice baksak biz ne dersek diyelim,
ne kadar şahin kesilsek de hiçbir dediğimizin gerçekleşme
olasılığı bulunmadığını anlamamız gerekirdi.
Komşumuz Yunanistan hiç olmazsa soruna taraf olanla-
n, sonuçsuz kalacağı besbelli de olsa, bir masa etratına
toplayacak diplomasi becerisini gösterdı. Mitsotakis, hiç
olmazsa kısa bir süre için dahı olsa Balkanlar'da 'barış ara-
yan adam' rolünü oynayabildi. Biz ise oyuna alınmayan
çocukların burukluğu içinde nerenin nasıl bombalanacağı-
nı Batılılara anlatmaya çalıştık. Onların, bu konuda hiç mi
hiç umurları olmadığını anlamadan.
Türkler, haklılıklarını hiçbir zaman Batılılara anlatama-
mıştır. Çünkü bunu yapacakolanların, fenni birhalklailişki-
ler alışkanlıklan yoktur. Kıbns davasından Bosna'ya varın-
caya kadar hep kem-küm-kem. Medyayı kullanamamak,
doğru düzgün yabancı dille meramını anlatamamak. Batılı
demagoglarla başedecek kadar Batı'yı tanımamak, bilme-
mek ve tabıi iş dönüp dolaşıp yine meramını anlatamama-
ya gelip dayanıyor. Medyayı iyi kullanan "merhum" da ne
yazık ki dil özürlüydü. En hassas konularda en olmadık laf-
ları edebilecek anları yaratıyor. bu anları kullanıyordu. Ka-
fasını gözünü yararak ise olmuyordu bu işler. Oysa devir,
artık medyayı kullanma ve mesajı hızla, doğru ve tam he-
defe iletme devri.
Sırplar şimdi en fenni halkla ilişkiler faaliyeti içindeler.
Ruh hekimi Karadzic, tıp fakültesinde okuduğu tüm ruhbi-
lim yöntemlerini dünya kamuoyunun gözünü boyamak için
belki de artık son kez kullanıyor. Hiç usanmadan, bıkma-
dan, bezmeden, Bosna-Hersek haritası önünde Ingiliz, Ital-
yan, Fransızdemeden hertelevizyon ekibine Yeni Bosna'yı
anlatyor. Ve hepsine hemen aynı şeyi anlatıyor. Gözünü
kırpmadan. Boşnaklara nasıl toprakların yüzde 30unun ka-
lacağını, nasıl kuzeyde Sava, güneyde Adriyatik kıyısına
uzanabıleceklerını, Saraybosna'ya nasıl sahip olacaklarmı
anlatıyor. Buna karşılık Boşnaklar, Doğu Bosna'da birkaç
kasabadan vazgeçsınler ne çıkar? Zaten olan olmuş biten
bitmiş. O yanmış yıkılmış virane kasabalara artık hangi
Boşnak döner?
*Karadzic'in aynı senaryoyu, her önüne gelen televizyon
ekibine nasıl aynı jest ve mimiklerle, aynı el kol hareketle-
riyle anlattığını evvelki gece Hırvat televızyonu gösterdi.
Sunucu, yüzünde hem alaylı hem de takdir dolu bir ifadeyle
Karadzic "şov'u ekrana getirdı. Sırplar, meramlarını, Batı'-
ya, Bat'nın anlayacağı biçimde anlatıyorlardı. Hoş Batı za-
ten bu olayda hangi tarafta duracağını seçmişti. Ama olsun.
Karadzic, Batı'nın dilini ve frekansinı kullandı hep. Hala da
öyle.
İKİNCİ KOALİSYON PROTOKOLÜNÜN TAM METNİ
Aııayasaıuııtanıdığısıııırakadardemokratikleşıne
Anayasa degişikükleri gerçekleştirilinceye de-
ğin; varolan temel rejim yasalan bugünkü anaya-
sanın tanıdığı son sınıra kadar demokraukleştiri-
lecektir.
Bu çerçevede aşağıdaki yasalar yeniden düzen-
lenecektir:
- Siyasal Partfler Yasası
-Seçim yasası
- İş, sendikalar, Toplusözleşme ve Grev Yasa-
lan
- Yerei Yönetimlerie îlgfli Yasalar
- Basınla İlgili Düzenlemeler
- Ünıversıteler Yasası
- Dernekler Yasası
- Toplanü ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası
-TRT Yasası
- Sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal Yasalan
- Terörie Mücadele Yasası
- Pasaport Yasası
- PoKs Vafife ve Selahiyederi Yasası
Demokratik parlamenterrejimimizinbugün te-
mel darboğazlanndan birini, yasama çalışma-
lannın çok yavaş yürümesi oluşturmaktadır. Bu-
nun aşılması için Meclis içtüzüğünde gerekli dü-
zenlemeler yapılacakür.
49'uncu hükümetin bugün değin TBMM'ne
göndermiş buhmduğu yasalann bir an önce yasa-
laşması için çaba harcanacaktır.
Insan haklannm daha güçlü bir biçimde konın-
ması amacıyla yeni yasal düzenlemeler ve kurum-
laşmalar yapılacaktır.
Düşünceyi yayma özgürlüğü genişletilecek, ki-
tap toplama, yasaklama ve ağır cezalar uygulama
gibi kısıtlamalar. cağdaş demokrasilerdekı stan-
dartlara ulaşünlacakür.
12 Eylül doneminde çeşitli mağduriyetlere uğ-
ramış kişi, kuruluş ve örgüüerin mağduriyetleri
hızla giderilecektir.
Güvenlik soruşturması, istisnai durumlar
dışında kaldınlacakür.
Adaletin hızlandınlması, bağımsızlığın pekişti-
rilmesi ve savunma hakkının güçlendirilmmesi yo-
lunda başlatılmış bulunan "adli reform" çabşma-
lan hızlandınlarak sürdürülecektir. Adaletin ken-
dine yakışır çahşma ortamında ve yeterli maddi
olanaklarla donatılarak gerçekleştirilebilmesi için
bütçe payı zaman içinde artünlacaktır.
Devlet personel rejimi, kamu çalışanlannın sen-
dikal haklannın sağlanması ve geliştirilmesi de gö-
zetilerek yeniden düzenlenecektir. Devlet, istih-
dam sorununu aşmanın bir araa olarak değil; et-
kin, ekonomik, demokratik ve hakça işleyen bir
hizmet birimiolarak görülecektir. Devletim buyur-
gan, kanşmacı, bürokratik, merkeziyetçi, doğru-
dan işletmeci ve yürütüçü nitelikleri anndınlacak,
demokratik ve sosyal nitelikleri güçlendirilecektir.
Devlet, her kademesinde temel tercihleri belir-
leyen, yönlendiren, denetleyen; daha saydam,
daha sosyal daha demokratik ve daha etkin bir
devlet haline getirilecektir.
Hükümetimizin temel hedeflerinden biri olan
açık ve dürüst yönetim anlayışını gerçekleştirebil-
mek için devlet işlerinde ve ihalelerinde her türlü
• İnsan haklannın korunması amaaylayasal • Kamuçalışanlannın sendikal haklan
düzenlemeler ve kunımlaşmalar yapılacaktır. Kitap düzenlenecektir. Devlet personel rejimi, istihdam
toplama, yasaklama ve ağır cezalar uygulama gibi sorununu aşmanın bir aracı olarak değil; etkin,
kısıtlamalar; çağdaş demokrasilerdeki standartlara ekonomik, demokratik ve hakça işleyen bir hizmet
ulaştmlacaktır. birimi olarak görülecektir.
yolsuzluğu önleyici, yeni ve kalıa düzenlemeler
yapılacakür. Devlet denetim organlan yeniden
düzenlenerek daha etkili ve bağımsız bir hale geti-
rilecektir. Yolsuzluklardan hesap soruhnasına de-
vam edilecektir.
GUNEYDOfiU, GÜVENLİK VE İÇ BARIŞ
Terörle. bütün olanaklar ve büyük bir kararhlık
içinde mücadeleye devam edilecektir. Ancak her
koşulda hukuk devleti ilkelerine ve insan haklan-
na saygı gösterilecektir. Hükümeti oluşturan par.-
tilerin; tüm halkımıza saygı, sevgi ve insan haklan
anlayışı ile yaklaştığı ve hep böyle yaklaşacağı ko-
nusunda kimsenin kuşkusu olmamahdır.
"Olağanüstü Hal" rejimi. yetki boşluğu yarat-
mayacak yeni yasal düzenlemelerin yapılmasıyla
birükte, yürürlükten kaldınlacakür. Koruculuk
sisteminin tasfıye ilke olarak benimsenmektedir.
Ancak bunun yaratacağı istihdam ve güvenlik so-
runlan zaman içinde çözülerek, bu hedefe vanla-
caktır.
Hükümetimiz, yurttaşlanmızın etnik, kültürel
ve dile ilişkin kimlik özelliklerinin özgürce ifade-
sinde, konınmasında ve geliştirilmesinde karşı-
laşüklan yasal ve fıili eksiklik, engel ve sınırlama-
lan Türkiye'nin de imza koyduğu Pariş Şartı'na
uygun bir biçimde ve ulusal bütünlük içinde gide-
recektir. Türkiye'nin üniter yapısı içinde çeşitli et-
nik, kültürel. dil ve inanca ilişkin kimlik özellikle-
n özgurce ıtade edılebılecek. özenle konınabilecek
ve rahatça gelişürilebilecektir. Hükümetimiz bun-
lan toplumumuz için bir zenginlik saymaktadır.
Bölgenin kalkınması, yaşam koşullannın iyileşti-
rilmesi, bozulan dengeleria düzeltilmesi, haksızh-
klann önlenmesi, istihdamın arttınlması Güney-
doğu politikalannın vazgeçilmez temelini oluştu-
racaktır. Bu amaçla sağlam kaynaklara bağ-
lanmış bir bölge planlaması hızla yürürlüğe ko-
nulacaktır.
HONOMİ
Ekonomi yönetiminde Maüye, Hazine. DPT ve
Merkez Bankaa'nın tam bir uyum içinde çalışma-
lanru sürdürecek ortam ve koşullar mutlaka sağ-
lanacakür.
Türk ekonomisi bugün kabuğuna sığmamak-
tadır. Dünyadaki geüşmeler, ekonominin geldiği
nokta çok daha süratle hareket etmemizi gerek-
mektedir. Bunun için de kararh çözümlere ve farklı
yaklaşımlara ıhüyaç vardır. Halkımızı başka türlü
refaha kavuşturmak imkânı yoktur. Amaç, devleti
aslı görevlerinde etkinleştirmektir.
Dünya ekonomisi ile entegrasyonda Türk eko-
nomisinin makro dengeler yönünden önemli so-
runlan vardır. Yaptsal özellık arzeden bu sorun-
lar kamu kesiminde yoğunlaşmaktadır. Bu so-
runlar kamu ekonomik kesiminde küçülerek ye-
niden yapılandırma ve reform programı ile çö-
zümlenecektir. Bu kapsamda KITreformu,özel-
leştirme, vergi reformu öncelikle ele alınacak ko-
nulardır.
KrT reformu programı yaygın ve hızlı bir özel-
leştirme programı ile birlikte yürürlüğe konula-
cakür. Ozelleştirme, 2000'li yıllarda Türkiye'yi
KTT yükünden kurtaracak şekilde uygulana-
caktır. ÖzeUeştirme, halkın öncelikleri öne aluıa-
rak ve sağlam kaynaklara ulaşmak amaayla uy-
gulanacaktjr. Bu konuda gereken yasal değişik-
Ukler kararlıhkla yapılacakür. Özelleştinneden
sağlanacak kaynaklarla iç borçlar azalülarak faiz
yükü düşürülecektir. Aynca bu kaynaklar küçük
ve orta boy işleünelere. esnaf ve zanaatkâra, çiftçi-
lere ek kredi imkânı saglayacak ve onlann ek istih-
dam yaraünalanna katkada bulunacakur.
Özelleştirme, büyük zararlara yol açan ve saüşı
mümkün olmayan kunüuşlann tasfiyesi ve ka-
gaülması uygulaması ile birlikte yürütülecektir.
Özelleştirme gerçek bedel üzerinden ve saydam
yöntemlerle gerçekleştirilecekur. ÖzeUeşürmede
mülkiyet elden geldiğjnce yaygınlaşünlacak ve
rekabetin korunması ve sağlanması ilkelerine
uyulacakür.
KİT reformu ve özelleştirme nedeniyle işsiz ka-
lan işçiler için pilot işsizlik sigortası başlaülarak;
böylece mağduriyetler önlenecektir.
KİT açıklan aslında halkın cebinden alınan pa-
ralardır. Bunlar enflasyonun da önemli bir nede-
nidir. 21'inci yüzyila girerken halkın sırtındaki bu
haksız yükü kaldırmak zorundayız. 2000'li yülara
girerken toplum için gerekli istisnalar dışında
KİT kalmamasını amaçlıyonız.
Tanm ve kredi kooperatiflerinin çiftçiye gerekli
desteği verebilmeleri ve esas amaçlan dışmdaki ti-
can ve sınaı faaliyetlerden anndınhnalan sağla-
nacakur.
Yerel yönetimlerin temel görevleri dışında
açmış olduklan ve karb yürütemedikleri tican ve
sınai kuruluşlardan kurtulabilmeleri için gerekli
ozendırmeler yapılacaktır.
Yeralü kaynaklannın özelleştirilmesine imkân
verecek düzenlemeler yürürlüğe konulacakur.
Kamu kurum ve kuruluşlannın taşınmaz-
lannın sağhklı bir envanterinin yapüarak halka
saüşma imkan veren düzenlemeler kısa sürede
yapılacakür.
Vergi yükünün vatandaşlar arasında adaleüi ve
dengeli dağjbmına özen gösterilecek ve gelir
dağılımı bu yoldan da düzeltilecekür. Bu çerçeve-
de vergi oranlan yeniden gözden geçirilecek ve
vergi kaçak ve kayıplan önlenecekür. Kayıt dışı
sektör denetim aluna almacaktır. Böylece, sosyal
devletin gerektirdiğj harcamalan karşüayacak
sağlam kaynağa dayah gelir arüşlan sağlana-
caktır.
Yeniden yapılanma ve reform programı uygu-
laması sonucunda kamu açığı küçültülerek mali
denge sağlanacak, enflasyon ve ona baglı olarak
faizler düşürülecektir. Bu konunun üzerine cesa-
retle gidilecektir: çünkü başka çare yoktur.
Finans kesimi ve sermaye piyasası reformlan,
dünyadaki geüşmeler paralebnde sürdürülecek,
böylece sermayenin tabana yayılması. gelir
dağılımındaki dengesizliğin giderilmesi sağlana-
cak; bu yolla da para ve sermaye piyasalan derin-
lık kazanacakür. Buna bağli olarak Îstanbul,
dünyanın sayıh finans ve ticaret merkezlerinden
birisi haline getirilecektir.
Ülkemizin önündeki 20 yü içinde nüfusu 85
milyona yaklaşu-ken, millı geliri 3-4 kat arta-
cakür. Bunun yaratacağı altyapı ihtiyaçlannın
karşjlanması için özellikle enerji üretimi, havaa-
lanı, liman ve ulaşım gibi altyapı alanlannda
"mega projeler" gündeme gelecektir. Verimhlik il-
kesi de dikkate ahnarak bu projekrin yurt sathı-
nda dağılımına özen gösterilecektir. Bu amaçla
"yap-işkt-devret" vb. yeni fmansman saglayacak
yöntemler geliştirilecektir.
Bölgesel entegrasyonlan, uluslararası serbest ti-
caret ortamının yaratılması için bir geçiş uygula-
ması olarak görüyor ve benimsiyoruz. Bu çerçe-
vede ülkemiz, bir yandan çok yönlü ticaretin geüş-
tirilmesine gerekli katkıyı sağlamayı sürdürürken;
öte yandan da bölgesel entegrasyonlardan en üst
düzeyde yararlanmaya çaba gösterecektir.
Bu perspektifte, Türkiye'nin ATna üyelik baş-
v'urusu çerçevesinde başlattığı hazırUk ve uyum
çalışmalan önem kazanmaktadır. "Gümrük Bir-
hği"ni oluşturma süreci ve topluluk hukuk düzeni
ve vergi yapısı ile Türk hukuk düzeninin ve vergi
yapıanın uyumlaşünlması çalışmalan hı-
zlandınlacaktır.
Türk sanayici ve ihracatçısına uluslararası re-
kabet gücüne sahip mal ve hizmet üretimi için ge-
rekli koşullar sağlanacak ve bu amaçla dünya fi-
yatlannda girdi saglayacak özendirme mekaniz-
malan işletilecektir.
Türk müteşebbislerinin ve yabana ortaklannm
Orta Asya Cumhuriyetleri'nde yaünm yapmalan
teşvik edilecektir. Bu çerçevede, Türk müteşebbis-
lerinin ve müteahhiüerinin ülke riski konusunda
Eximbank Risk Sigortası uygulaması ön planda
tutulacakür.
Türk denizcilik sektörü, Türkiye'nin coğrafı
konumu da dikkate alınarak özellikle teşvik edile-
cektir.
Turizm sektörü, ödemeler dengesi içinde
önemli bir yere sahıptir. Altyapı projeteri yoluyla
da bu sektör teşvik edilecektir. Turizm faaliyetle-
rinin dünya ile bütünleşmedeki rolü de dikkate
alınarak, bunlar çeşitlendirilecektir.
Tam istihdama ulaşmak, orta vadeli bir hedef-
ür. Buna, ekonomik istikrar hedefıne ulaşıldıktan
ve gerekli kurumsal düzenlemeler yapıldıktan
sonra kalıa, sürekli ve yüksek büyüme hızına an-
cak sanayileşme ve bilgi toplumunun gerekleri ye-
rine getinlerek ulaşılabilecegine inanmaktayız.
DEĞİŞİM VE REFORM POÜTİKALARI
Türkiye'de hayaü her yönüyle olumlu olarak
degiştirecek, kolaylaşüracak, dünyadaki degişim
rüzgânm yakalamayı ve dünya ile bütünleşmeyi
saglayacak degişimler gerçekleştirmek başhca
amacımız olacakür. Bu konuda toplumun her
kesimine görev düşmektedir. Reformlarda sûrek-
lilik esastr. Hükümet her alanda degişim ve re-
formlan yürütmek ve yenilerini başlatmak ka-
rarlılığı içindedir. Şüphesiz bunlann neüceleri bu-'
günden yanna ahnamaz.
Sosyo-ekonomik istikrar ve uzlaşma ortamı
büyük öneme sahiptir. Bu amaçla Baü'daki ör-
neklerine paralel olarak bir "Ekonomik ve Sosyal
Konsey" kurulacakür.
Devletin ekonomideki rolünün değişmesi doğ-
rultusunda planlamanın yapısında ve yaklaşunı-
nda değişiklik yapılacaktır. Buna göre Devlet
Planlama Teşkilaü, bilgi ve beyin merkezi haline
dönüştürülecek, uluslararası kunıluşlarla iletişim
içinde çahşacak; ileriye dönük stratejileri geliştire-
rek, ufku olan politikalar belirlenmesinde öncü-
hlk edecekür. DPT uygulamayı yönlendiren dina-
mik bir yapıya kavuşturulacakür. Planlar, kaülan
ve uzlaşma ile gerçekleştirilecek ve özel kesim için
orta ve uzun vadeli belirsizlikleri giderici genel bir
yönlendinne görevini üstlenecektir.
Yerel yöneümlere idari ve mali özerklik ka-
zandınlacakür. Kamu yönetiminin aynlmaz par-
çası olan yerel yönetimlerie ilgili mali reformun
amacına ıılaşması için bu reform, idari reformla
birlikte ele ahnacakür. Yeni ve sağhkh kentleşme
modeli uygulanacaktır. Belediye sınırlan içindeki
kamuya ait arazi ve arsalar projelendirilmek sure-
tiyle halka saülacakür. Konut sorunu kentleşme
olgusu ile birh'kte ve arsa/altyapı/konut bütünlü-
ğünü gözeten bir yaklaşımla çözülecek ve bu
amaçla gerekli kaynaklar aynlacaktır.
Belediyelerin fmansman sorunlanna sağhklı ve
kalıa çözümler bulmak amaayla gelirleri yeni dü-
zenlemelerle artınlacakür.
Demokratikleşme sürecinin aynlmaz bir par-
çası olan özel televizyon ve radyolar kurulması
halkın açık arzusudur. Hükümet bu yönde ka-
rarlıdır. Bunun için hazırlanan yasa da hızla çı-
karülacaktır.
SÜRECEK