Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26HAZİRAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ILO'nııngündemineyerleştik
Türkiye ILO'da hesap vermekten kurtulamadı. Türk-İş barajlar konusunda işçi grubu ve batılı sendikacılarla
karşı karşıya kaldı. Ancak Türkiye'yi yasa değişikliğine zorlayan sonuç karannı engelleyemedi.
ŞÜKRANKETENCİ
ILO'nun genel kurul çahşmalan
kapsamında, 98 sayıh ILO sözleşmesi
ihlalinden yapılan Türkiye görüşmesi-
nin sonuçlan yayınlanarak onaylandı.
Türkiye'nin uzun tartışmalara konu
olan çiftebarajlar da dâhil, 98 sayıh
sözleşme ilkelerine aykın bütün yasa
ve uygulamalannı ortadan kaldırması
gerektiği sonuç karan çıkü.
Türkiye'nin başta 87 yeni önemli
ILO sözleşmelerini kabul etmiş olma-
sı, Türkiye lehine olumlu puan olarak
kayda geçerken, ILO'da hesap ver-
mek konumunda olduğu komilarda,
gerekli yasa değişikliklerini yapmadan
kurtulamayacağı, ILO gündeminden
çıkamayacağı göriildü. Türkiye, önü-
müzdeki yıllarda yeni imzaladığı söz-
leşme hükümJeri ile birlikte çok daha
da ciddi olarak gündeme girmeye
aday ülkeler arasına girdi. Anayasa ve
sendikal yasalardaki yasakh düzenin
değıştirilrnesi kaçırulmaz bir noklaya
gelindi.
ILO'nun uzmanlık komitesı Apli-
kasyon'daki Türkiye görüşmesinin
tutanaklan, Türk-İş açısından da ta-
lihsiz bir tabloyu ortaya koyuyor.
Türk-İş hükümeti çok serteleştiren, 12
Eylül hukukunun ortadan kaldınlma-
sını isteyen görüşlerine rağmen. tartış-
ma konusu~98 sayıh ILO sözleşmesi
ilkelerine aykın olarak çıfte barajlan
savunup hükümetin yanında yer alın-
ca, işçi grubunun tümü ile, hatta işve-
ren grubu sözcüleri ile çelişkiye düştü.
Türk-İş'in istemine aykın olarak, ağır-
lıkh olarak çiftebarajlar sorunu ve kal-
dınlması gereği üzerinde duruldu.
Üstehk sonuç kararda da Türk-İş'in.
kabul etmiş olması yeterli görülmeye-
rek hükümetin barajlan kaldırma
konusundakı taahhüdünü yenne ge-
tirmesi ıstendi. Aplikasyon Komitesı'-
nın sonuç karanndan hükümeti gele-
cek uygulamalannda bağlayan şu
önemli saptamalara yer verildi:
Komite 98 sayılı sözleşme ilkelerine
aykın "zorunlu tahkim, çıfte barajlar
ve kamu çahşanlannın sendikalaşma
haklan önündeki engeller" olmak üze-
re üç önemli sorunun bulunduğuna
ışaretetti.
Zorunlu tahkim, grev yasaklama
yetkisinin hükümet tarafından ancak
istisnai hallerde kullanıldığı yolundaki
hükümet açıklamasını not etti. Türk-
İş, geçen yıllarda çok yaygın uygula-
ma olan grev yasaklama nitehğindeki
grev erteleme ve oylamalanru günde-
me getirdiği halde, karann hükümet
lehine "istisnai uygulama" olarak tu-
tanağa geçirilmesini engelleyemedi.
Yabana sendikaalann, Türk-İş'e
rağmen üzerinde tiüzlikle durduklan
çıfte barajlar konusunda. hükümetin
"Türk-Iş ve TISK'le" sosyal taraflar
olarak konsensüs ("uzlaşma") fçinde
olduğu savunması sonuç kararda tu-
tanağa geçti. Ancak uzlaşmanın gere-
ken değişikliğin yapılması zorunlulu-
ğunu ortadan kaldırmadığı ifadelerine
de yer verildi. Hükümetin uygun deği-
şıkliği gerçekleştirme girişiminde bu-
lunacağı yolundaki beyanı, taahhüdü,
anımsaüİarak kayda geçirildi.
Kamu görevlilerinin toplu pazarhk
hakkının tanınmasına ilişkin gecikme-
yî, hükümet sözcüsü, 87 sayılı sözleş-
menin imzalanamış olması ve bununla
da bağlantılı daha geniş gereken yasal
değişikliğin yapılacağı şekhnde açıkla-
dı. Hükümetin bu açıklamasına sonuç
kararda da yer verilerek konunun bu
sözleşme çerçevesinde ilerde görüşül-
mesi kayda geçirildi. ILO ölçülerinde,
kamu çahşanlanna sendikal haklar
verilmesinde bu yıhn geçirilmiş olma-
sı, gelecek yıl 98'in yanında 87 sayıh
sözleşme kapsammda da, daha ciddi
bir sorumlulukla ele alınması anla-
mında değerlendirildi.
Daha sonra da 98 sayılı sözleşmeye
aykın her üç konuda, hükümetlerin
geçrniş yıllarda taahhütlerde bulunup
yerine getirmerniş olduğu saptaması
yapıldı. ILO için devletin devamhlığı
esas ahndığından, geçmiş hükümetle-
rin, yerine getirmemek üzere verdiği
sözlenn sorumluluğu dile getirildi. O
tarihlerde, konu ile ilgıli Türk hukuk
kural ve uygulamalannda değişiklik
yapılması istemlerinin bildirilmiş bu-
lunduğu anımsaüldı. "Bu sebeple
komite; hükümetten, sözleşmeden
kaynaklanan yükümlülüklerle Tûr-
kiye'de yasa ve uygulama arasında
mevcut her çelişkinin ortadan kaldınl-
masını sağlamasını ve ILO ve uzman-
lar komitesini tüm gelişmelerden, tüm
aynntısı ile haberdar etmesini talep et-
miştir" denildt.
En büyük iş merkezi
PERPA'da yaşam
bir türlü başlaımyor
• PERPA neden cankmanuyor? Bu konuda
şimdiyekadar bir çokşey söylendiama
kooperatifüyesi Mehmet Ali Sivashoğlu'nun
iddiası oldukça ilginç.
İstanbul Haber Servisi- Dün-
yanın en büyük iş merkezi ola-
rak da adlandınlan ve büyük
umuüann bağlandığı PERPA,
bir türlü hayat bulamıyor.
1989'da 110 milyar liraya 'mal
olan ve bugünkü değerinin beş
trilyon hraya ulaştığı belirtilen
PERPA'nın Genel Kurulu bu-
gün yapılıyor.
Açıhşım Turgırt Özal'ın yap-
üğı ve 1992'de başbakan olan
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mireFin de ziyaret ettiği PER-
PA neden canlanamıyor? Bu
konuda şimdiye kadar bir çok
şey söylendi ama kooperatif
üyesi Mehmet Ali Sivaslıoğlu'-
nun iddiası oldukça ilginç. Si-
vashoğlu'na göre PERPA'nın
canlanmasını kooperatif yöne-
timı istemiyor.
PERPA'mn canlanamama-
sına, kooperatif yönetiminin
sürekli Sözen'i "Bahane" gös-
SIVASLIOĞLU-Yöııetinı PER-
PA'nın dobnasını tstemiyor.
terdjğjni belirten Sivashoğlu,
gerçeği yeni fark ettiğini söyle-
di. Kooperatif yönetiminin,
elindeki olanaklan yaranna
kullanmış olsaydı PERPA'nın,
" şimdi avıl avıl kaynayan bir
ış yeri olacakü" diyen Sivaslı-
oğlu'nun iddiası şöyle:
"Kooperatif yönetimindeki-
ler de bizim gibi yer sahibiydi.
Hatta bizimkinden çok daha
güzel ve çok büyük işyerlen
vardı. Onlar da PERPA'nın
boş olmasından dolayı zarar
görüyorlardı ama yine de dol-
masını istemiyorlardı. Bunun
nedenini bir türlü anlayarruyor-
dum, yakm tarihe kadar. Bu
koca inşaaü yapıp da doyma-
yacak, kınnülara mı tenezzül
edeceklerdı diye düşünüyor-
durn. Bir takım şeylerin neden-
lerini soran benım gibi üyelerin
üstüne geliyorlardı.
1985 yıh olağan genel kurul
toplantısı 24.5.1986'da yapıldı.
Toplanüya 900 ortaktan, 595
ortak asaleten ve 19 ortak da
vekalaten olmak üzere 614 or-
tak iştirak etmiştı. Bu kurul
toplantısının altıncı gündem
maddesi 'Dilekler ve temennı-
ler' bölümüydü. Burada. cami
yaptırma, belediye başkaruna
şilt verrne ve Darülaceze'ye yar-
dım gibi şeyler sayılırken arada
'üstün gayretleri nedeniyle ku-
rucu üyelere diledikleri dükka-
nı, kuraya tabi olmaksızın seç-
me hakkı verilmesine oy birliği
ile karar verildi' deniyor.
Şimdi, bu karar temenniler
bölümünde alınmıştı. Acaba
geçerh mi? Bu karardan kimler
ve kaç kişi yararlandı? Murakıp
üyelerde yararlandı mı? Bu hak
işin "başında tarundığına göre.
ıstismar edilerek, plan ve proje
safhasında özel dükkanlar tez-
gahlandı mı? Büyüklük sınırla-
ması var mıydı? Yoksa isteyen
ıstediği yerden ve istediği mik-
tarda dükkan alabilecek miydi?
Bu yolla sağlanan menfaat çok
büyük müydü? Bu şekilde sağ-
lanan menfaat verilen hizmetle
orantıh mıydı? Nihayet. bütün
bunlar mevcut yasalara uygun
muydu?
İşte bu yüzden, PERPA'nın
dohnası ve faaliyeıe geçmesi
yönetimce istenmiyordu. Çün-
kü, o zaman karşımıza çok da-
ha büyük rakamlar çıkacak, bu
durumu gören ve karşı çıkanlar
çoğalacak, mal da yönetim de
riske girecekti. Bütün gayeleri.
PERPA dolmadan, kimse gör-
meden tapuyu ahp kooperatıfı
fesh etmek olsa gerek. Çünkü.
yöneüm her şeyı bir yana bıra-
kıp sadece tapu düşünüyordu."
Mehmet Ali Sivashoğlu, avu-
kat Sahir Bafra'nın kaleme al-
dığı "İhtarname"yi, Çakıl Ga-
zinosu'nda yapılacak olan ge-
nel kurula sunacak. Kooperatif
yönetiminin antidemokraük
uygulamalar içinde olduğunu
beürten Sivashoğlu, genel kuru-
la önerge niteliğınde sunacağı
ihtarnamesinde, yönetimin,
özellikle menfaat saglayan ve
ihmah olan sorumlular hak-
kında hukuksal ve cezai takibat
yapıhnası konusunun görüşü-
lerek oylanmasını istiyor. Ge-
nel kurullann yaz aylanna özel-
likle denk getirildiğine dikkat
çeken Sivashoğlu, PERPA'nın
canlanmasını isteyen her üye-
nin genel kurul toplantısına gel-
mesi çağnsında bulundu.
Sivashoğlu, Perşembe Paza-
nn'da, yıîolacağı gerekçesiyle
boşalulan işyerlerinin bekdiye ta-
rafından yıkılmadığını iddia
ederek, "Tersane Caddesinin
Haliç tarafında kalan binalann
bir çoğu boşaltıhnıştı. Belediye
binalan zamanında yıkmayın-
ca bosaltıhnış olanlar da yeni-
den dohnaya başladı" dedi.
Eylülde buhişmak üzere...İstanbul Haber Servisi - "Biraz" geç de
olsasonunda tatil geldi. İnatla 25
haziranı bekle>cn az sayıda öğrenci dün
son kez okullaruıa gitti.
Okulun son gününde, karneler alındı.
sevinç >e yas çığlıkları atıldı, "Eylül'de
buhişmak üzere" denilerek vedalaşıldı.
vumurta ve un savaşlan ise ne yazıkki
yapdamadı.
Tatil beklentisi, hiçbir zaman bu yılki
kadar obnamıştı. Öğretim yılı bir türlü
bitmek bilmedi. Birçok okulda ders
programlan uzun bir süre önce
bittiğinden öğrencileri tatilin dayanıhnaz
çekiciliğinden korumak amacıyla geziler,
şenlikler düzenlendi ama yetmedi. Hem
velikr, hem öğrenciler, hem de
öğrermenler, iç sıkıcı günlcr geçirdiler.
"înce kum, mavi deniz. ver elini Bodrum
v
senaryolan artık her an gerçekleşebilir.
Kamede zay ıflar mı var? Eh, o da işin
tuzubiberi.
Nasdsa artık kalmak da yok. Güzel bir
tatil tüm öğrencüerin hakkı.
Gazeteci Halil Tuncer, en iyi mankenier Ebru ile Berke'nin (kûçük fotoğraflar) başanlannı görüntüleyemedi(Fotoğraf:İBRAHtM GÜNEL)
Tehlike, gazetedninyoldaşıTürkiye'nin en iyimankenlerinin seçildiğiyarışmada, sahneplatformunun çökmesisonucu
yaralanm ve bacağı kırüan gazetecilerden bazısı, uzun bir süregörevlerinden uzak kcdacak
Magarin/TV Servisi-Geçen çarşamba
akşamı Silivri Klassis Otel'de duzenlenen
"Best Model ofTurkey" (Türkiye'nin en iyi
mankeni) yanşması fınahnde havuzun
üzerindeki platformun çökmesiyle meydana
gelen kazanın ihalesı. görevli gazetecilenn
üzerinde kaldı. Kanal 6 televizyonunca
duzenlenen yanşmanın ucuz denecek bır
kazayla atlatılması, düzenkmede bazı
aksaklıklar olduğunu ortaya koyuyor.
Klassis yetkilileri, olayın sorumluluğunun
kendilerine ait ohnadığını belirtirken. Kanal
6'dan yapılan açıklamalarda,muhabırlerin,
uyanhnalanna karşın tehhkeh bölgede
dolaşüklan öne sürülüyor. Muhabirler ise
buna karşı çıkarak. "Mankenlik
yanşmasmda tehhkeh' bölge diye bir şey olur
mu?" djyorlar. Kanal öyapımalanndan
AlbuzÜnal'ın sözleri ise şöyle: "Olayda
teknık hata yok. Sonuç, izdihamdan
kaynaklandı. Yıkılan noktada eksik olan bir
şey görülmüyor..."
Öte yandan, Klassis Otel yöneticileri,
yapüklan yaah acıklamada, kaza
sonrasında olayı görüntülemeye çahşan
basın mensuplannı engelleyen kişilerin,
iddia edildiği gibi otelin güvenhk görevhleri
olmadığını \Tirguladilar.
Ancak, ortada bir gerçek de var ki, görevini
yapmaya çahşan gazetecilerden HaHl
Tuncer. sol uyluk kemiğindeki kınk
nedeniyle. bugün Intemational Hospital'da
amehyata ahnacak. Ban gazeteciler de,
çeşıth kemik çatlamalan ve yaralanmalar
nedeniyle. uzun süre görevlennin başına
dönemeyecekler. Aynca, hastane
masraflan, Kanal 6*nın sahibi Ahmet Özal
tarafından karşılanan bu gazeteciler, davacı
ohnayacaklannı açakladılar.
6
Tecavüz9
saııığımüdürkaybolduOkul muhasebesinde görevli muhasebe memuresine tecavüz ettiği iddiasıyla açığa
alınarak hakkında soruşturma açüan Göztepe Pansiyonlu İlkokulu müdürii Mustafa
Karadayı her yerde aranı> or.Karadayı'nın Göztepe Pansiyonlu
Ilkokulu'nda 1988'de de M.Ç isimli bayan memura sarkıntılık ettiği, M.Ç'nin şikayeti
üzerine başka bir okula sürüldüğü bildirildi. T.Y isimli bir öğrenci velisi de aynı yıl
Karadayı'yı kendisine sarkınülıkta bulunmakla suçladığı ortaya çıktı.
İstanbul Haber Servisi- Göztepe Pansiyonlu
tlkokulu'nun, muhasebede gorevü bayan memura
tecavüz ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma
acılan müdürü Mustafa Karadayı aranıyor.
Olayın ortaya cıkmasından sonra kaçan Müdür
Karadayı'nın 1988 yılında da yine aynı okulda çalı-
şan bir memura ve öğrenci vehlerine sarkıntıhk et-
tiği öne sürüldü. Süresiz olarak açığa alınan Kara-
dayı'nın emeklilik işlemlen içın Milh Eğitim Mü-
dürlüğü"ne başvurduktan sonra ortadan kaybol-
duğu öğrenildi.
Göztepe Pansiyonlu İlkokulu'nun muhasebe-
sinde görevlendirilmek üzere şubat aymda ışe ah-
nan A.K., okul müdürü Mustafa Karadayı'nm ışe
almmasına karşıhk kendisine ılışki teklifinde bu-
lunduğunu açıklamıştı.
Teklifı kabul etmemesıne karşıhk, Müdür Kara-
dayı'run tecavüzüne uğradığını da beürten A.K'-
nın açıklamasından sonra Milli Eğitim Müdürlü-
ğü. müdürü açığa almışü. A.K. Fatih Cumhunyet
Savahğı'na da başvurarak Müdür Karadâyı
hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Okulun misafirhanesinde oturan Müdür Kara-
dayı, olayın ortaya cıkmasından sonra kaçtı. Ka-
radayı"nın emeklilik dilekçesini verdikten sonra or-
tadan kaybolduğunu söyleyen Milli Eğitim Müdü-
rü Nurdoğan İlgün, vehlerin ve okul öğretmenleri-
nin "Olay kapatılacak" yolundaki endişelerinin
yersiz olduğunu bildirdi.
Bu arada Müdür Karadayı'nın Göztepe Pansi-
yonlu îlkokulu'nda göreve başladığı 1988 yıhnda
da M.Ç isirah bır bayan memura da sarkıntıhk etti-
ği öne surüldü. Tez-Koop İş'ın işyeri temsilcısi de
olan M.Ç'nin şikayetleri üzerine soruşturma
yapıldığı. soruşturma sonunda da başka bir okula
sürüldüğü bildirildi.
T.Y isimli bir öğrenci velisi de aynı yıl Milli Eği-
tim Müdürlüğü'ne başvurarak Müdür Karadayı'-
nın kendisine sarkınülıkta bulunmakla suçladı.
Söz konusu yılda yaşananlarla son olayda Milli
Eğitim Müdürlüğü'nün görevlendirdıği müfettişle-
rin aynı olduğunu behnen vehlerve okul öğretmen-
leri suç duyurulannı bakanhk müfettışlerinin
araştırmasını istediler.
Milh Eğıtimden sorumlu Vali Yardıması Feh-
mı Kahya ise iki olayı sonışturan müfettişlerin aynı
ohnadığını beürterek Karadayı'nın süresız olarak
görevden ahndığını açıkladı.
Vali Yardımcısı Kahya, "Soruşturma sürüyor.
Savahğa da suç duyurusunda bulunuldu. Tutukla-
nabih'r. Ya öğretmen olarak görevini sürdürür
ya da ihraç edilir" dedi.
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Degişim...
• Kürsüde genç ve dinamik bir konuşmacı. Aslında bi-
raz da "hamasi." Rahmetlı Behçet Kemal'in Atatürk şiir-
leri okumasına benziyor konuşma biçimi. Konu, "Deği-
şim." Türkiye için üç öneri getiriyor. "KlT'ler hızla özel-
leştirilmeli", "Başkanlık rejimine geçmeli", "Yerel
yönetimlerin ağırlığı arttırılmah ve bir tür yumuşak eya-
let yönetimine geçmeli."
Bunlar yapılırsa Türkiye'nin toplumsal ve ekonomik
sorunları çözümlenirmış. Dinleyiciler de memnun. Al-
kış, kıyamet...
Şimdi, "Bu konuşmacı kim ve nerede konuşuyor?" di-
ye soracaksınız. Söylediklerine bakınca "özal'ın mürit-
lerinden biri" olsa gerek diye düşünüyorsunuz herhal-
de. Değil. Konuştuğu yer bir parti toplantısı ama, bu parti
ANAP ya da DYP değil, SHP. Konuşan da gönlünde ge-
nel başkanlık yatan ve yazılı basının bir kısmı tarafından
ilginç bir biçimde "pompalanan", genç bir siyasetçi.
Isim vermek istemiyorum ama, eğer bir ülkede sosyal
demokrasinin liderliğine soyunanlar, Özal'ın kötü bir
özenti ve kopyası olmaktan ileri gidemiyorlarsa çok işi-
miz var demektir. Ve eğer bu (bence) "zırvaları" sosya!
demokrasi adına hararetle alkışlayanlar varsa işimiz
cok zor demektir.
Geçenlerde, Sosyal Demokrasi Platformu diye bir top-
lantıya gittim. Sosyal demokrat liderleri de çağırmışlar.
inönü ve Baykal geldi Ecevit reddetmiş ve çok da iyi et-
miş. Zaten memlekette akıllı adam çok. Ismi yazılı olan-
lardan çoğu gelmemişti.
Bu platformu düzenteyen gençler, "Türkiye'de Sos-
yal Demokrasinin Gelecegi" konulu bir de yarışma dü-
zenlemişler. Odül verecekler. Yarışma jürisini gördü-
ğüm zaman tuzağı anladım ama, iş işten geçmişti.
Kendim, meğer Türkiye'de sosyal demokrasinin
önündeki en önemli engel, "resmi tarînTmiz" ve ikide bir
demokrasiye müdahale eden "ordu" imiş. En itibar gö-
ren düşünce bu. Sömürü, örgütlenme, düşünce özgürlü-
ğü falan, ilk aşamada akla gelmiyor.
"irtica-laiklik" çatışmasını öne çıkarırsak işin "sınıf
boyutunu" unuturmuşuz ve hayatta sosyal demokrasiye
geçemezmişiz. Türkiye'de bürokrasi, yağma düzeninin
temeli ve ana suçlusuymuş (Zaten tüm yüksek bürokrat-
laremekliliklerinde Karungibi zengindirler ve Boğaziçi-
nde yalılarda yaşarlar...).
Biraz yumuşatarak da olsa, bu arkadaşlara gereken
yanıo tabii verdim. "Burada ANAP Gençlik Kollarının ya
da DYP'nin toplantısı olsaydı, sizden farklı ne söylerler-
di" diye sordum Sosyal demokrasinin tarihsel çizgisini
ve Kemalizmin ilerici niteliğini, on beş-yirmi dakikada
ne kadar olabilirse özetledim ve "Liberalist olmak ayıp
değildir. Ama liberalizmi savunup buna sosyal demok-
rasi diyemezsiniz. Bunu yapan ya bilmiyordur, cahildir;
ya da bile bile yapıyordur, sahtekârdır" diye sözü bağla-
dım.
Bu gençlerin büyük bır bölümününün iyiniyetinden,
yurtseverliğinden kuşku duymuyorum. İyi yetişmiş
gençler. Ülke sorunlarına ilgi duyuyor ve çözüm yolları
afiyordu. Çoğu iyi okullarda okuyor; bir ya da birkaç ya-
bancı dil biliyorlar, "Peki" dedim, "Nedir bunları bu yol-
lara iten?"
Bu gençler 1980 yılında sekiz-on yaşlarındaydılar. 12
Eylül'le birlikte öylesine ters, sapnrılmış ve bıktırıcı bir
Atatürkçülük bombardımanıyla karşılaştılar ki; Atatü/k,
ad&ruduyunca irkilir oldular. 12 Eylül yönetimi "ülke,,ç»p
karları" bahanesiyle yaptığı tüm çirkinlikleri, Atatürkçü
düşünceyle açıklamaya çalışt. Insanları Atatürk'ten
uzaklaştırdı.
Turgut özal ve ANAP, "Sivil bir izlenim" verdiği için
1983 seçimlerini kazandı Aslında bu da oyunun bir baş-
ka parçasıydı. Sayın Özal'ın "Atatürkçü yanı"nı eşi
Semra Özal temsil ediyordu. Semra özal bir dergide
"mankenlik" yapınca, Ozallar'ın Atatürkçülüğü onandı!
(Bu olay üzerine on altı manken mesleği bırakmış, bır
manken defazla miktarda uyku hapı alarak intihar girişi-
minde bulunmuştu.)
Derken medya hızla gelişti. Renkli TV kanalları yaşan-
tiyı alt-üst ettiler. Yazılı basın holdinglereteslim oldu. Ve
yeni kavramlartüredi. Vizyon, mega, globalleşme, deği-
şim vb. gibi.
Ve bu kavramlar arasında en çok turulan "değişim"
oldu. Değişimden yanaysan "ilericisin", değişime kar-
şıysan "çağdışı", "dinozor" ya da bunlara benzer bir
şeysin. Her şey değişmeliydi. Tarih, bağımsızlık kavra-
mı,toplumsalyapı, vs., vs.
Oysa ki değişim ileriye doğru olursa "ilericidir." Kimi
zaman (kısa süre için de olsa) değişim geriye doğru ola-
bilir. Bunun ölçüsü, halkın her türlü "katılımı"dır. Katılım
genişletiliyorsa ilerici bir hareket söz konusudur. Katı-
lım daralıyorsa en âlâsından gericilik ortaya çıkar.
Şah rejımini deviren Humeyni hareketi, katılımı artır-
dığı için ileriye doğru bir harekettir. Ama laik Atatürk
Türkiyesi'ni, Humeyni hareketine doğru değiştırmek ıs-
terseniz, bu gericiliktir. Değişim adına bunu savunmak
da şaşkınlıktır.
Leningrad'da parti kodamanları çirkin görünüyordu,
ama St. Petersburg'da kara sakallı Ortodoks papazları
çok daha çirkin görünüyor.
Türk-lş'in araştıpması
• ANKAR.\ (Cumhuriv et Bürosu) - Asgari ücret. maksimum
12 günde bitiyor. Asgari ücret dört kişiUk bir ailenin aylık gıda
harcamasırun ancak yüzde 40'ını karşılayabiliyor. Türk-İş
Araşürma Merkezi'mn verilerine göre dört kişılik bir ailenin
aylık gıda harcaması, fıyat artışlan nedeniyle aile gehnnı
aşındırdı. Araştırmada, haziran 1993'te meydana gelen yüzde
3.4 oramndaki artışın, aile bütçesıne, bir öncekı aya göre 75 bin
lira ek harcama getirdiği kaydedildi. Yıhn ilk yansında
meydana gelen artış oranı yüzde 25.5'e ulaşırİcen son on iki ay
iribanyla69.1 olarak gerçekleşti.
Kadını evden kaçırıp öldürdüler
• İSTANBUL (A.4) - Bahçelıevler'de Fatma Keyfadlı kadm,
evinden silah zoruyla alınarak götürüldüğü birevde
bıçaklanarak öldürüldü. Polisten ahnan bilgiye göre, Soğanh
Mustafa Kemalpaşa Caddesi'nde oturan Keyf, önceki gün
silahh üç kişi tarafından evinden zorla alınarak yine aynı ilçe
smırlan içinde Yasemin Şahin'e ait eve getirildi. Burada henüz
behrlenemeyen bir nedenle bıçaklanan 38 yaşındâki Keyf,
kaldınldığı İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde öldü. Olayla
ilgih olarak Yasemin Şahin'in de aralannda bulunduğu üç
kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Topçu'nun açıklaması
• Eski Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu gazetemizde dün
yaymlanan "Koltuk bana, radyo size" başlıkh haberle ilgih
olarak yaptığı acıklamada, "Bazı bilgiler gazetenize yanlış
aktanlmış. Ben "koltuk bana. radyo size' diye bircümle
kullanmadım. Söz konusu radyo yöneticilerini de Ankara'ya
ben çağınnadım" dedi
TV'de Değişiklik
Magazin /TV Servisi- Bu akşam HBB'de saat 22.00'de İspanya
Kupası futbol fınal maçında Real Madrid-Saragosa ve TV-1 'de
saat 21,45'te Türkiye-Cezayir futbol karşılaşması ekrana
geleceğınden yayın akışı değışmiştir. Show TV'de ise Avrupa
Listeleri isimli programın ertelenmesi üzerine 'Erkek Dediğin
Böyle Olur' isimh Türk fılmı yayına girecek. Yönetmenhğinı
Volkan Kayhan'ın yapüğı fıhnde öztürk Serengil ve Emel
Özden başrolde.