Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 HAZİRAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Dünyanın en 'tehlikeli 'topluluğu
Medyanın yarattığı karizmaAFŞÎNAKIN
26 mayıs çarşamba günü Brian M»y
Baod ve Guns N'Roses'ın İnönü Stad-
yumu"nda verecekleri konseri izlemek
üzere stada girdiğımizde ilk dikkatimi-
zi çeken şey, tribünlerin dolu olmayı-
şıydı. Konserin başlamasına az bir za-
man kalmasına rağmen böyle bir gö-
riintünün oluşması seyirciler arastnda
"Türkiye'de hangi stat konseri yapılı-
rsa yapılsın izleyici potansiyeli fazla
olamaz. Çünkü Guns N'Roses bile bu
stadı tam olarak dolduramıyorsa bu
bir gerçektir" ya da "Biletler pahalı, o
yüzden siat lam dolmadı", "Hayır, bu
adamlan seven olduğu kadar, bir o ka-
dar da sinir olan var, onun için az se-
yirci var" gibi diyaloglann doğmasına
nedcn oluyordu. Daha.sonraki hafta-
larda yapılan Ehon John konserinde
oluşan izleyici kalabalığı ise kafalarda
oluşan karmaşaya biraz olsun açıklık
getirdi. Stat tılca basa doluydu. Gerçi
Elton John ve Guns N'Roses'ın yaptı-
klan müzik türdeş değildi, ama fana-
tik olmayan bütün müzikseverleı, stat
konserlerine, çalan kim olursa olsun
gidiyor ve yıllardır beklediği ve özle-
rnini duyduğu havayı soluyordu. Bun-
laıia birlikte ortaya çıkan gerçek ise
Guns N'Roses'ın ülkemizde sevildiği
kadar nefretleri de ûzerinde top-
ladığıydı.
Acaba tûm dünyayı kapsayan tur-
neleriyle milyonlarca izleyiciye çalan,
albûmJeri onlarca milyon satan, 'No-
vember Rain', Don't Cry\ Patience\
Svreet ChUd OTVthıe ve 'Wekome to
The Jungte* gibi hit parçalar üreten bu
topluluk sevgiyi ve nefreti ne derece
hakediyor?
Adımlannı attıklan her yerde mut-
laka olay çıkartan ve huzursuzluk ya-
ratan topluluk üyelerinin sağladıklan
ilgi, müzikal bir başanrun sonucunda
gerçekleşmeyen, tamamen medyanın
şişirmesi ve tipik Amerikan emperya-
lizminin iyi ışlerliği sonucunda oluştu.
(Bu görüşe göre ilgi çeken ve sansasyo-
nel olan her şey sonunda çok fazla
para getirebilecek olan bir potansiyel-
dir.) Guns N'Roses da buna en iyi ör-
neklerden biridir.
Hiçbir müzikal eğatimi bulunma-
yan. hatta oldukça başanlı bir sokak
eğitiminden (!) geçen Axl Rose ve ar-
kadaşlannın şu ana kadar yaptıklan-
run onda birini bir fngiliz topluluğu
yapsaydı 40 kere tefe konurlar ve bir
daha sahneye çıkacak yüzleri kalmaz-
dı. Peki nedir bu kadar sansasyonel ol-
malannasebep?
Daha 16 yaşına gelmeden uyuşturu-
cu ve içki ile sıkı dost olan, okuldan
sürekli kaçan ve sokaklarda sürekli
kavga eden Axl Rose, 1985 yılından
beri buhınduğu G N'R'da en ilgi çe-
ken kişi konumunda. Asi göriintüsü
ile kızlann çok çekici bulduklan bir
tip. Ancak son derece küfürbaz. aksi,
kompleksli ve sürekli sarhoş olduğu
için bulunduğu ortamlarda huzursuz-
luk odağı haline geliyor. Bunu İstan-
bul konserinde de gözlemledik. Bir sa-
rtatçının (!) konsere küfürle başlaması
hangi manük ve estetik kurallar dahi-
lindedir, bunu anlamakta güçlük çeki-
yorum. Paranın getirdiği güç ve kendi-
ne güven olmasaydı, acaba Axl Rose
atlayıp, el kamerasıyla konseri çeken
bir hayranını dövmez ve hele hele 60
yaşındaki yaşlı bayan komşusunun
kafasında şarap şişesi kınp onu hasta-
nelik etmezdi. Belki de Axl. yıllar bo-
yunca ezilmişliğinin. parasızlığının ve
yediği dayaklann acısını çıkartıyordu.
Aslında yeni davulculan Matt Sorum
hariç diğer elemanlann da Axl Rose'-
dan kalır yanlan yok. Özellikle DufT
McKagan, alkol ve uyuşturucunun ar-
vi virtüöz (!) gitaristidir. Tüm bu an-
latılanlann sonucunda ortaya çıkan il-
gınç bir gerçek var ki. o da bu kadar
antipatik yaprya sahip olan bir toplu-
luğun sağladığı ilginin müzikal bir ba-
şanya dayanmadığı. Demek ki değer-
ler ve dengeler artık farklı formlar al-
mava başlamış. Çoğu Amerikan fil-
minde olduğu gibi. Tüm vizyona giren
Amerikan fılmleri nitelikli imiş gibi
lanse edilir. tüm medva olanaklan kul-
rock topluluğu. Ancak kanzmatik ya-
pılanna ve tüm bu olumsuz yönlerine
rağmen tutulmalan çok ilgınç. Que-
ensryche'ın solisti GeofTTate bakın ne
diyor: 'Guns N'Roses gibi gruplar için
üzülüyorum. Çok kısa zaman içerisin-
de birden ünlü oluyorlar ve buna alış-
mak zorunda kahyorlar. Bu durum-
daki insanlann uyuşturucu ve alkol
bağımhsı olduklannı görmek aslında
pek şaşırtıcı değil."
AxJ Rose bir rörlü dunılmuyor. Slash, ise konserlere, gitannı amplifıkatöre bağlamayı unutacak kadar sarhoş çıkıvor.
konser sonunda mikrofonu bütün gü-
cüyle -hiç sebep olabileceği kazayi dü-
şünmeden- fırlatabilir miydi? Hiç
sanmıyorum, çünkü Axl Rose'da o
duyarİıhk olsaydı gazetecileri yum-
ruklayıp makinelerini kırmaz, sahne-
de izleyicileri taşkmlık yapmaya tah-
rik etmez, sahneden seyircilerin üstüne
tık daha iyisini kullanabildıği için çok
mutlu. Ama 'zencUer, göçmenlerve po-
lister' onun en büyük 'zaaff. OÎiarist
Slash'ın da ayık dolaştığını hiç"gören
yok. Ama onun için bunun önemi az.
Konsere geç çıksa da nasıl olsa izleyici
bekler, çünkü onlar artık 'Guns N'-
Roses'dır. O da bu topluluğun efsane-
lanılarak reklamlan yapılır. ama fılmı
ızlersınız, karşımzda 'The. Bodyguard"
gibi, bizim şarkıcılı türküculü filmleri-
mizin çok üstün bir prodüksiyonla
yapılmış halini görürsünüz.
Sonuç olarak Guns N'Roses. tama-
men Aerosmith'i taklit etmesine rağ-
men yine de etkıleyici müzik yapan bir
Müzisyen ya da gerçek anlamında
sanatçılann ıçlerindşkj duygulan, kişi-
likleri ile özdeşleşmîşür. Eserleri aynı
zamanda bu insanlann iç dünyalannı
ve kişiliklerini yansıtırlar. Ama Guns
N'Roses örneğindeki gibi bir çelişki
söz konusuysa, birileri bu işten haksız
kazanç sağlıyor demektir.
BATI DAYENI
ALBÜMLER
PETE TOWNSHEND
' PsychoderelictAn
Experwnce"
AIR SUPPLY
"The Vantshing Race"
JAN HAMMER
"Bevond The Minds Eye"
BILLY RAY CYRUS
"// Won't Be The Last"
STEVE MILLER BAND
"tVıde River"
NEIL YOUNG
"Unplugged"
JAMESINGRAM
"Always You"
NATALIE COLE
"Take A Look"
BARBRA STREISAND
"Back To Broadway"
MARC COHN
"The Rainv Season"
JEFF BECK
"Crazv Legs"
BULLETBOYS
"Zo-Za'
TINA TURNER
"Whafs Love Got To With It"
PAT BENATAR
"Gravity's Rainbow"
THE VVATERBOYS
"Dream Harder"
LLTHER VANDROSS
"Never Let Me Go "
TEARSFORFEARS
"Elemental"
O.M.D.
"Liberator"
PAUL RODGERS
"A Tribute To Mudtfy
Walers"
AL DI MEOLA WORLD
SLNFONU
"Heart OfThe İmmaigrants"
ERIC MÂRIENTHAL
"One Touch"
DONALD FAGEN
"Kamakiriad"
IAMIROQUAI
"Emergencv On Planet Earth"
DAVID CROSBY
"Thousand Roads"
HOLGAR CZÜKAY
"Mormg Pktures"
DAVT: GRUSIN
"Homage To Duke"
BRANFORD MARSALIS
"Bloomington"
VAN MORRISON
"Too l^ong In Exik"
BILLY IDOL
"Cvberpunk"
BRIAN ENO
"Neroli"
STE\E HACKETT
"Guîıar Noir"
HELLOVVEEN
"Chameleon"
W1NGER
-Putr
WY^TO\ MARSALIS
"Resolutum To Swing"
'The Velvet Underground' orijinal kadrosuyla yıllar sonra yeniden bir arada
21 yü sonra gelenrandevu...Mayıs ayı sonlanndan beri müzik
basırun en çok ilgilendiği konulann
başında rock müziginin en "yaşlı" ve en
"underground" topluluklanndan The
Vehet Underground'un yeniden orijinal
kadrosuyla toplarup konserler vermeye
başlaması geliyor.
Yaşıtlannm bir çoğu evde anılannı
yazmaya koyulmu§ken birden bire or-
taya çıkıveren bu dörtlü, gerçekten de
herkesi bir anda şaşırtu ve ilgi odağı du-
nımuna geldi. Özellikle Londra ve Pa-
ris'te verdikleri konserlerde The Velvet
Underground ruhunu hâlâ koruduklan.
enerjilerinden bir şey yitirmedikleri için
dikkat çekici aynnuyı oluşturuyordu.
Lou Reed, John Cale, Steriing Morrison
ve Mo Tucker dörtlüsü, tam 21 yıl sonra
gelen bu birlikleHğin sonrasında, bir al-
büm çalışmasının hayranlanrun istekle-
ri doğrultusunda kaçırulmaz olduğunu
ve bir an önce bu kaydı gerçekleşüre-
ceklerini acıkladılar. Bu açıklama on-
lann sadece konser vermek için top-
landıklannı sanan hayTanlannı da bir
hayli şaşırttı.
The Velvet Underground'un kuruluş
öyküsü tam 28 yıl önceye dayanıyor.
Lou Reed, o zamanlar avangard klasik
müzik kompozisyonu öğrencisi John
Cale üe birlikte müzik yapmaya karar
verir.
İkili, yolda bulduklan açık saçık bir
derginin isminin ilginçliği doğrultusun-
da The Velvet Underground ismiyle
Sterling Morrison ve Angus McLfie'ı da
gnıba dahil ederek çabşmaya başlarlar.
1966 yıhnda ünlü pop-art sanatçısı
Andy Warhol'un ilgisini çekerler. Daha
sonra Warhol. gerçekleştireceği bir
multi medya sanat olayına topluluğu
katmak ister. Ancak bu dörtlüye Nico
adlı bir bayan şarkıcı apayn bir hava
verir ve beş, kişi olarak ilk albümlerini
1967 yıhnda Verve plak şirketıyle "The
John Cale, Mo Tucker, Lou Reed ve Sterling Morrison'dan oluşan toplu-
luk, geçen haftalarda Avrupa'nuı çeşitli kentierinde konserler verdi.
Velvet Lnderground And Nico" adı altı- davulcu Mo Tucker da vardır. 1968
nda gerçekleştirirler yıhnda Nico topluluğu terk edıııce,
. Bu albümde, davulda kadronun çe- dörtlü olarak "VVhite Light/White
kırdeğini oluşturan isimlerden bayan Heat"albümünü gerçekleştirirler. Ash-
nda topluluk uzun süre anlaşilamaz.
Şok yaratan sound'lan. soğuk görüntü-
leri. yan konuşma biçimiyle söylenen
parçalar, izleyiciyi tam anlamıyla mem-
nun edemez. Daha doğrusu tam an-
lamıyla arvlaşılamazlar.
"The Velvet Lnderground" (1969)
yıhnda piyasaya çıktığında John Cale'in
yerine Doug Youle albümde yer almak-
tadır. İmajlan tamamen Andy Warhol
tarafındaa bıçimlendirilen topluluğun
parçalanndaki yoğun sis tabakası aşın
dozunmarifetidir. Aslında topluluk"an-
latım" olarak hayli sürreaUst bir yolu
dener, karanhk. aşın gerçekçi, ölümcül
ve sert olmayı da ihmal etmez. "Loa-
ded" albümleri de isminden de anlaşıla-
cağı gibi oldukça "yüklü"dür.
1970 yıhnda yapılan bu albüm aslı-
nda onlann belki de en i>i albümüydü.
Avnı yılın ağustos ayında Lou Reed.
solo çalışmalar yapmak bahanesıyle.
topluluk demokrasisini kabulleneme-
yip topluluğu terk edince bu efsane sona
ermiş olur. Daha sonra bütün eleman-
lar solo çalışmalara yönelirler.
The Velvet Underground, fazla plak
yapmamasma ve hatta geniş kitlelerce
anlaşılamaz müzik yapmasına rağmen,
dağıldıktan yıllar sonra ilgi görmeye
başladı. Aslında onlar oldukça ileridey-
diler ancak dinleyici ve sanatsal du-
jarlıhğa sahip çevreler onlan henüz an-
layabildi.
Bugün yaşlan 50'nin üstünde olma-
Ianna rağmen hâlâ sahneyeçıkıpkonser
vermek ya da albüm kaydı yapmak dü-
şüncelenne sahifflerse bu. akla hemen
iki konuyu getiriyor. Birinasi Reed.
Cale. Morrison ve Tucker dörtiüsünün
daha anlatacak çok şeyleri var ve bunu
bir görev olarak benimsiyorlar.
İkincısi ise yaşamlannı sürdürmek
için gereken paralan bitmiş ya da azalı-
vor olabilir.
MÜZİK DÜNYASINDAN KISA KISA
• Ülkemizdeki rock topluluk-
lanna en çok destek sağlayan fır-
malardan Uzdü, Fethi Taner ve
Toplama Adamlar ve Mavi Sa-
kal'dan sonra Kesmeşeker'in yeni
albümünü yayımlamak üzere.
K.esmeşeker'in bu albümünün
temmuz ayında yayımlamasırun
ardından, Samsurdu rock toplu-
luğu Objektif de yeni albümleri-
nin basılmasını bekJeyccek. Uzel-
li fırmasının en büyük sürpnzı ise
iki albüm yayımladıktan sonn'.
ortalıkta I98Ö yılından beri h;ç
görülmeyen Hardal adlı rock
topluluğunun "Best OT'unu
yayımlamak olacak.
• Pop müziğın en önemli si-
malanndan Bee Gees yeni albüm
çalışmalannı tamamladı. Henüz
adı bellı olmayan bu stüdyo çalı-
şmasının yaz ortasında yaymlan-
ması bekleniyor.
• Rock müziğin prestiji yük-
sek topluluğu Chicago, Güney
Amerika'yı kapsayan bir turneye
çıktı.
• \ew Order, bu yılkı Reading
Festival'de "headline" topluluk
olarak >er alacak.
• Avusrralya'dan çıkan en iyi
topluluklardan birisi olarak gös-
terilen Crowded House-yeni al-
büm çalışmalanna devam ediyor.
Albüm büyük bir olasıhkla son-
baharda pıyasa>a çıkacak. •
• Yaşayan en iyi reggae mü-
zisyenlerinden kurulu Black
ITıuru, yeni albümü "Mystical
Touch" ile tekrar gündeme geldi.
• Hard-rock'ın en iyi toplu-
luklanndan Mr. Big'in yeni al-
bümü önümüzdekı ay sonuna
doğru yayınlanacak.
• Bir süredır onalıkta dolaşan
"Eurv-thmics tekrar stüdyoda"
dedikodulan nihayet açıklığa ka-
vuştu.
Dave Stewart'ın stüdyoya ka-
panıp eski Eurythmks şarkılannı
yeniden kayıt etmeye başlaması
da bu dedikodulann doğmasına
volaçmıştı.
Annie Lenno\"un böyle bir
şeyc ni>eti olmadığını açıklaması
ise dedikodulara açıklık getirmiş
oldu. Ancak Stevvart'ın neden
stüdyoda eski Eurythmics parça-
lannı kaydettiği ise bilinmiyor.
• Peari Jam, yeni albüm için
kolları sıvadı. San Francisco'da
çalışmalara başlayan topluluk
önümüzdekı günlerde Neil Yo-
ung ile Iskandinavya U2 ile İtalya
ve Ispanya'da alt grup olarak ça-
lacak.
• Dire Straits'in başanlı gita-
rist vokalisti Mark Knopfler,
Newcastte Üniversitesi'nde fahri
doktora unvanı aldı. Bunun bü-
yük bir onur olduğunu sövleyen
Mark Knopfler için daha önce
bu üniversitede tutulan rap>or ise
işin bir diğer ilginç tarafı. Çünkü
bu raporda Mark Knopflerin
uçan. dağınık ve kafasına csen
her şeyi yapan bir yapıda olduğu-
na dair aynntrtar yer almak-
la\mış.
MUZIKMARKET
Jean Mıchel Jarre
Fransızlann "dâhi müzisyeni
Jean Michel Jarre'ın yeni stüd-
yo çalışması "Chronologie", ül-
kemizde fazla gecikmeye maruz
kalmadan piyasaya sürüldü.
Her birinin adı "Chronologie"
olan ve 8 bölümden oluşan bu
albüm, yine JMJ hayranlannı
tatmin edebilecek düzeyde gö-
rünüyor.
Sanatçı. "Chronologie"de 17
adet farklı synth enstrüman
kullanmış. Açılış parçası "Part
1", 10 dakika 50 saniye süren ve
yine JMJ' vâri, birbirinden ilginç
efektlerle dolu bir parça. Ozel-
likle yapay vokal sesleri çıkar-
tan "Vocalist" adlı aleti JMJ.
çok iyi kullanmış. Aynca bu
parçada senfonik bir anlatım
da söz konusu. "Part II". bana
biraz "Zoolook" albümünü
anımsattı. Ardından gelen
"Part III". son derece duygusal
bir parça. adeta "ağıt" diyebi-
leceğimiz bu parçada sanatçıya gitanyla, Fransızlann en önemli
isimlerinden Patrick Rondat eşlik etmiş. "Part IV" ise piyasaya
single olarak sürülen "club" tara bir parça. Camouflage ve De-
ptcht Mode ritmlerini andıran bu parça, "Part 6" ile birlikte al-
bümün geneliyle ters düşmekte. Ancak kategorisi dahilinde tü-
rün en iyi örneklerinden sayılabilir. Aynca Part "V", "VII" ve
"VIH" tipik J M J parçalan.
Albümün bir diğer aynntısına gelince... Albümlerindc genel-
lıkle başka keyboardçudan kaçınan sanatçıya "Chronologie"de
Donünknıe Perricr, Michel Geiss ve Francis Rimbert isimü klav-
yeciler eşlik etmiş. "Chronologie"yi kulaklıkla vc biraz da yük-
sek volümle dinlerseniz JMJ sizi başka boyutlara götürecektir,
bundan hiç kuşkunuz olmasın.
"Chronologie"
(Dreyfusl Polydor, Yoncaj
"FateOfNarions"
(FontanalYonca)
Robert Plant
4 hafta önce kendisinden
uzun bir bıçimde bahsettiğimiz
efsanevi Led Zeppelin toplulu-
ğunun sesi Robert Plant'in yeni
stüdyo albümü artık müzik
marketlerin vitrinlerini süsle-
meye başladı.
Fate Of Nations, "Robert
Plant"in yedinci solo albümü.
Albümde ilk göze çarpan, bü-
yük bir ustalıkla yapılmış olan
kapak dizaynı çalışması. Direkt
olarak çevre sorunlanyla bağ-
daştınlmış olan bu çalışma bü-
tünüyle mükemmele yakın.
Albüm. belki de bu çalışma-
daki en sert parça olan "Calling
To You" ile açıbyor. Oryantal
motifler içeren bu parçada
Plant'e, kemanıyla Nigel Ken-
nedy eşlik ediyor. Keskin armo-
nik tınılarla Kennedy'nin bu
parçaya estetik bir değer kazan-
dırdığını gözlemliyoruz. Ardından gelen "Down To The Sea^de
de oryantal etkilere rastlamak mümkün. "Come To My Life" ve
"I Believe" adlı düzeyli iki rock parçadan sonra gelen "29
Palms"v
albümün en güzel parçalanndan. Aynı zamanda albü-
mün ilk single'ı olma özelliğini de taşıyan bu parçayla güne baş--
Iarsanız günboyu enerjık ve yaşam dolu olacağınıza kefılim.
Ardından gelen "Memory Song" ve "If I VV'ere A Carpenter'a
akustık gıtaria eşlik eden Kevin Scott Macmichaerm katkısı bü-
yük. "Cotours Of 4 Shade" ve özellikle "Network News" ise söz-
leriyle ilgi çeken parçahrdan.
Toplam 12 parçadan oluşan "Fate Of Nations". her yönüyle
düzeyli ve övgüye değer bir albüm. Gerek çevTeci mesajlar içer-
mesi gerekse müzikal zenginliği ile kalburüstü bir rock albümü.
Eros Ramazzottı
Evrensel pop müziğin ana di-
li olarak îngjlizceye o kadar
alışmışız ki diğer dilde sözlü
müzik yapan ya da yapmayan
sanatçılann uluslararası başan
sağlamalan çok garip bir olay-
mış gibi geliyor insana. Geçen
hafta İngikere listelennde ilk
kez yaşanan bir olay gerçekleş-
ti. İtalyanlann en önemli pop
starlanndan Eros Ramazzotti,
yeni albümü "Tutte Storie" ile
birden 1 numaraya yükseliver-
di. Avrupa'nın diğer ülkelerin-
de de tanınan, ancak hiçbir za-
man bu kadar ilgi görmeyen bu
Romalı çocuk. aslında hiç de
küçümsenmemesi gereken bir
pop duygusuna ve kulağına sa-
hip. 1985 yılından bu yana "Cu-
ori Agiati". "Nuovi Eroi"
(1986). "In Certi Momenti"
(1987). "MusicaE" (1988), "In
Ogni Segno" (1990), "Eros In Concert (1991) gibi solo albüm-
leriyîe İtalya'da çok sevilejı Ramazzotti, bu albümle belki de
İtalyanca sözlü ve evrensel pop altyapılı müziğin dünyada daha
fazla dinlenmesine katkıda bulunacak. Çünkü albümün detay-
lanna bakuğımda ufak bir şaşkınlık yaşadım. Steve Ferrone,
Tony Levin, Steve Farris, Phil Palmer ve Brandon Fields gibi
dünyaca ünlü isimler bu albümde kendisine eşlik etmiş.
"Cose Della Vita" adlı rock parçayla açılan albüm. bir iki tane
"San Remo" tarzı parça olmasına rağmen sağlam orkestrasyo-
nu ve Eros Ramazzotti'nin vokal tarzıyla değer kazanıyor.
Özellikle "Favola", "Nostabong" ve "Siher E Messe", albümün
en güzel parçalan.
"Tutte Storie"
(DDDjMMY)
"Blues" (Roadrunner!Hades)
Glenn Hughes
Rock tarihinm en önemli topluluklanndan Deep Purple'ın bas
gitarist ve solistlerinden Glenn Hnghes'un bu solo albümü geçen
hafta piyasaya sürüldü. *
1969 yıhnda ilk olarak Trapeze adlı toplulukla dört albüm çalı-
şması yapan İngiliz müzisyen, 1973 yıhnda Roger Glover'm ayn-
Imasıyla birlikte Deep Purple'ın kadrosuna dahil olmuştu. Daha
sonra topluluktan aynlan Hughes, uzun bir süre Asia ile çalışan Pat
Thrail ile ikili kurup müzik yaşamına devam etmişti. Daha önce
L.A. Blues Autharity Volume I adı altında yayımlanan serinin ikinci-
si, Glenn Hughes adı altında yapılmış. Kendisine bu albümde John
Norum (Dokken ve Europe). Mick Mars(Motley Crüe), RicKie Kot-
zen (Poison) ve Mark Kendall (Great Whıte) gibi ünlüier eşlik etmiş.
Albüm geneldc klasik blues kokuyor. Kendisine eşlik eden
sanatçılar sayesinde zaman zaman sert ve agresif gitar sololanyla
süslenen bu albüm. hem sert rock tutkunlan hem de blues severteri
tatmin edecck düzeyde...