27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR Dünyanın en 'tehlikeli 'topluluğu Medyanın yarattığı karizmaAFŞÎNAKIN 26 mayıs çarşamba günü Brian M»y Baod ve Guns N'Roses'ın İnönü Stad- yumu"nda verecekleri konseri izlemek üzere stada girdiğımizde ilk dikkatimi- zi çeken şey, tribünlerin dolu olmayı- şıydı. Konserin başlamasına az bir za- man kalmasına rağmen böyle bir gö- riintünün oluşması seyirciler arastnda "Türkiye'de hangi stat konseri yapılı- rsa yapılsın izleyici potansiyeli fazla olamaz. Çünkü Guns N'Roses bile bu stadı tam olarak dolduramıyorsa bu bir gerçektir" ya da "Biletler pahalı, o yüzden siat lam dolmadı", "Hayır, bu adamlan seven olduğu kadar, bir o ka- dar da sinir olan var, onun için az se- yirci var" gibi diyaloglann doğmasına nedcn oluyordu. Daha.sonraki hafta- larda yapılan Ehon John konserinde oluşan izleyici kalabalığı ise kafalarda oluşan karmaşaya biraz olsun açıklık getirdi. Stat tılca basa doluydu. Gerçi Elton John ve Guns N'Roses'ın yaptı- klan müzik türdeş değildi, ama fana- tik olmayan bütün müzikseverleı, stat konserlerine, çalan kim olursa olsun gidiyor ve yıllardır beklediği ve özle- rnini duyduğu havayı soluyordu. Bun- laıia birlikte ortaya çıkan gerçek ise Guns N'Roses'ın ülkemizde sevildiği kadar nefretleri de ûzerinde top- ladığıydı. Acaba tûm dünyayı kapsayan tur- neleriyle milyonlarca izleyiciye çalan, albûmJeri onlarca milyon satan, 'No- vember Rain', Don't Cry\ Patience\ Svreet ChUd OTVthıe ve 'Wekome to The Jungte* gibi hit parçalar üreten bu topluluk sevgiyi ve nefreti ne derece hakediyor? Adımlannı attıklan her yerde mut- laka olay çıkartan ve huzursuzluk ya- ratan topluluk üyelerinin sağladıklan ilgi, müzikal bir başanrun sonucunda gerçekleşmeyen, tamamen medyanın şişirmesi ve tipik Amerikan emperya- lizminin iyi ışlerliği sonucunda oluştu. (Bu görüşe göre ilgi çeken ve sansasyo- nel olan her şey sonunda çok fazla para getirebilecek olan bir potansiyel- dir.) Guns N'Roses da buna en iyi ör- neklerden biridir. Hiçbir müzikal eğatimi bulunma- yan. hatta oldukça başanlı bir sokak eğitiminden (!) geçen Axl Rose ve ar- kadaşlannın şu ana kadar yaptıklan- run onda birini bir fngiliz topluluğu yapsaydı 40 kere tefe konurlar ve bir daha sahneye çıkacak yüzleri kalmaz- dı. Peki nedir bu kadar sansasyonel ol- malannasebep? Daha 16 yaşına gelmeden uyuşturu- cu ve içki ile sıkı dost olan, okuldan sürekli kaçan ve sokaklarda sürekli kavga eden Axl Rose, 1985 yılından beri buhınduğu G N'R'da en ilgi çe- ken kişi konumunda. Asi göriintüsü ile kızlann çok çekici bulduklan bir tip. Ancak son derece küfürbaz. aksi, kompleksli ve sürekli sarhoş olduğu için bulunduğu ortamlarda huzursuz- luk odağı haline geliyor. Bunu İstan- bul konserinde de gözlemledik. Bir sa- rtatçının (!) konsere küfürle başlaması hangi manük ve estetik kurallar dahi- lindedir, bunu anlamakta güçlük çeki- yorum. Paranın getirdiği güç ve kendi- ne güven olmasaydı, acaba Axl Rose atlayıp, el kamerasıyla konseri çeken bir hayranını dövmez ve hele hele 60 yaşındaki yaşlı bayan komşusunun kafasında şarap şişesi kınp onu hasta- nelik etmezdi. Belki de Axl. yıllar bo- yunca ezilmişliğinin. parasızlığının ve yediği dayaklann acısını çıkartıyordu. Aslında yeni davulculan Matt Sorum hariç diğer elemanlann da Axl Rose'- dan kalır yanlan yok. Özellikle DufT McKagan, alkol ve uyuşturucunun ar- vi virtüöz (!) gitaristidir. Tüm bu an- latılanlann sonucunda ortaya çıkan il- gınç bir gerçek var ki. o da bu kadar antipatik yaprya sahip olan bir toplu- luğun sağladığı ilginin müzikal bir ba- şanya dayanmadığı. Demek ki değer- ler ve dengeler artık farklı formlar al- mava başlamış. Çoğu Amerikan fil- minde olduğu gibi. Tüm vizyona giren Amerikan fılmleri nitelikli imiş gibi lanse edilir. tüm medva olanaklan kul- rock topluluğu. Ancak kanzmatik ya- pılanna ve tüm bu olumsuz yönlerine rağmen tutulmalan çok ilgınç. Que- ensryche'ın solisti GeofTTate bakın ne diyor: 'Guns N'Roses gibi gruplar için üzülüyorum. Çok kısa zaman içerisin- de birden ünlü oluyorlar ve buna alış- mak zorunda kahyorlar. Bu durum- daki insanlann uyuşturucu ve alkol bağımhsı olduklannı görmek aslında pek şaşırtıcı değil." AxJ Rose bir rörlü dunılmuyor. Slash, ise konserlere, gitannı amplifıkatöre bağlamayı unutacak kadar sarhoş çıkıvor. konser sonunda mikrofonu bütün gü- cüyle -hiç sebep olabileceği kazayi dü- şünmeden- fırlatabilir miydi? Hiç sanmıyorum, çünkü Axl Rose'da o duyarİıhk olsaydı gazetecileri yum- ruklayıp makinelerini kırmaz, sahne- de izleyicileri taşkmlık yapmaya tah- rik etmez, sahneden seyircilerin üstüne tık daha iyisini kullanabildıği için çok mutlu. Ama 'zencUer, göçmenlerve po- lister' onun en büyük 'zaaff. OÎiarist Slash'ın da ayık dolaştığını hiç"gören yok. Ama onun için bunun önemi az. Konsere geç çıksa da nasıl olsa izleyici bekler, çünkü onlar artık 'Guns N'- Roses'dır. O da bu topluluğun efsane- lanılarak reklamlan yapılır. ama fılmı ızlersınız, karşımzda 'The. Bodyguard" gibi, bizim şarkıcılı türküculü filmleri- mizin çok üstün bir prodüksiyonla yapılmış halini görürsünüz. Sonuç olarak Guns N'Roses. tama- men Aerosmith'i taklit etmesine rağ- men yine de etkıleyici müzik yapan bir Müzisyen ya da gerçek anlamında sanatçılann ıçlerindşkj duygulan, kişi- likleri ile özdeşleşmîşür. Eserleri aynı zamanda bu insanlann iç dünyalannı ve kişiliklerini yansıtırlar. Ama Guns N'Roses örneğindeki gibi bir çelişki söz konusuysa, birileri bu işten haksız kazanç sağlıyor demektir. BATI DAYENI ALBÜMLER PETE TOWNSHEND ' PsychoderelictAn Experwnce" AIR SUPPLY "The Vantshing Race" JAN HAMMER "Bevond The Minds Eye" BILLY RAY CYRUS "// Won't Be The Last" STEVE MILLER BAND "tVıde River" NEIL YOUNG "Unplugged" JAMESINGRAM "Always You" NATALIE COLE "Take A Look" BARBRA STREISAND "Back To Broadway" MARC COHN "The Rainv Season" JEFF BECK "Crazv Legs" BULLETBOYS "Zo-Za' TINA TURNER "Whafs Love Got To With It" PAT BENATAR "Gravity's Rainbow" THE VVATERBOYS "Dream Harder" LLTHER VANDROSS "Never Let Me Go " TEARSFORFEARS "Elemental" O.M.D. "Liberator" PAUL RODGERS "A Tribute To Mudtfy Walers" AL DI MEOLA WORLD SLNFONU "Heart OfThe İmmaigrants" ERIC MÂRIENTHAL "One Touch" DONALD FAGEN "Kamakiriad" IAMIROQUAI "Emergencv On Planet Earth" DAVID CROSBY "Thousand Roads" HOLGAR CZÜKAY "Mormg Pktures" DAVT: GRUSIN "Homage To Duke" BRANFORD MARSALIS "Bloomington" VAN MORRISON "Too l^ong In Exik" BILLY IDOL "Cvberpunk" BRIAN ENO "Neroli" STE\E HACKETT "Guîıar Noir" HELLOVVEEN "Chameleon" W1NGER -Putr WY^TO\ MARSALIS "Resolutum To Swing" 'The Velvet Underground' orijinal kadrosuyla yıllar sonra yeniden bir arada 21 yü sonra gelenrandevu...Mayıs ayı sonlanndan beri müzik basırun en çok ilgilendiği konulann başında rock müziginin en "yaşlı" ve en "underground" topluluklanndan The Vehet Underground'un yeniden orijinal kadrosuyla toplarup konserler vermeye başlaması geliyor. Yaşıtlannm bir çoğu evde anılannı yazmaya koyulmu§ken birden bire or- taya çıkıveren bu dörtlü, gerçekten de herkesi bir anda şaşırtu ve ilgi odağı du- nımuna geldi. Özellikle Londra ve Pa- ris'te verdikleri konserlerde The Velvet Underground ruhunu hâlâ koruduklan. enerjilerinden bir şey yitirmedikleri için dikkat çekici aynnuyı oluşturuyordu. Lou Reed, John Cale, Steriing Morrison ve Mo Tucker dörtlüsü, tam 21 yıl sonra gelen bu birlikleHğin sonrasında, bir al- büm çalışmasının hayranlanrun istekle- ri doğrultusunda kaçırulmaz olduğunu ve bir an önce bu kaydı gerçekleşüre- ceklerini acıkladılar. Bu açıklama on- lann sadece konser vermek için top- landıklannı sanan hayTanlannı da bir hayli şaşırttı. The Velvet Underground'un kuruluş öyküsü tam 28 yıl önceye dayanıyor. Lou Reed, o zamanlar avangard klasik müzik kompozisyonu öğrencisi John Cale üe birlikte müzik yapmaya karar verir. İkili, yolda bulduklan açık saçık bir derginin isminin ilginçliği doğrultusun- da The Velvet Underground ismiyle Sterling Morrison ve Angus McLfie'ı da gnıba dahil ederek çabşmaya başlarlar. 1966 yıhnda ünlü pop-art sanatçısı Andy Warhol'un ilgisini çekerler. Daha sonra Warhol. gerçekleştireceği bir multi medya sanat olayına topluluğu katmak ister. Ancak bu dörtlüye Nico adlı bir bayan şarkıcı apayn bir hava verir ve beş, kişi olarak ilk albümlerini 1967 yıhnda Verve plak şirketıyle "The John Cale, Mo Tucker, Lou Reed ve Sterling Morrison'dan oluşan toplu- luk, geçen haftalarda Avrupa'nuı çeşitli kentierinde konserler verdi. Velvet Lnderground And Nico" adı altı- davulcu Mo Tucker da vardır. 1968 nda gerçekleştirirler yıhnda Nico topluluğu terk edıııce, . Bu albümde, davulda kadronun çe- dörtlü olarak "VVhite Light/White kırdeğini oluşturan isimlerden bayan Heat"albümünü gerçekleştirirler. Ash- nda topluluk uzun süre anlaşilamaz. Şok yaratan sound'lan. soğuk görüntü- leri. yan konuşma biçimiyle söylenen parçalar, izleyiciyi tam anlamıyla mem- nun edemez. Daha doğrusu tam an- lamıyla arvlaşılamazlar. "The Velvet Lnderground" (1969) yıhnda piyasaya çıktığında John Cale'in yerine Doug Youle albümde yer almak- tadır. İmajlan tamamen Andy Warhol tarafındaa bıçimlendirilen topluluğun parçalanndaki yoğun sis tabakası aşın dozunmarifetidir. Aslında topluluk"an- latım" olarak hayli sürreaUst bir yolu dener, karanhk. aşın gerçekçi, ölümcül ve sert olmayı da ihmal etmez. "Loa- ded" albümleri de isminden de anlaşıla- cağı gibi oldukça "yüklü"dür. 1970 yıhnda yapılan bu albüm aslı- nda onlann belki de en i>i albümüydü. Avnı yılın ağustos ayında Lou Reed. solo çalışmalar yapmak bahanesıyle. topluluk demokrasisini kabulleneme- yip topluluğu terk edince bu efsane sona ermiş olur. Daha sonra bütün eleman- lar solo çalışmalara yönelirler. The Velvet Underground, fazla plak yapmamasma ve hatta geniş kitlelerce anlaşılamaz müzik yapmasına rağmen, dağıldıktan yıllar sonra ilgi görmeye başladı. Aslında onlar oldukça ileridey- diler ancak dinleyici ve sanatsal du- jarlıhğa sahip çevreler onlan henüz an- layabildi. Bugün yaşlan 50'nin üstünde olma- Ianna rağmen hâlâ sahneyeçıkıpkonser vermek ya da albüm kaydı yapmak dü- şüncelenne sahifflerse bu. akla hemen iki konuyu getiriyor. Birinasi Reed. Cale. Morrison ve Tucker dörtiüsünün daha anlatacak çok şeyleri var ve bunu bir görev olarak benimsiyorlar. İkincısi ise yaşamlannı sürdürmek için gereken paralan bitmiş ya da azalı- vor olabilir. MÜZİK DÜNYASINDAN KISA KISA • Ülkemizdeki rock topluluk- lanna en çok destek sağlayan fır- malardan Uzdü, Fethi Taner ve Toplama Adamlar ve Mavi Sa- kal'dan sonra Kesmeşeker'in yeni albümünü yayımlamak üzere. K.esmeşeker'in bu albümünün temmuz ayında yayımlamasırun ardından, Samsurdu rock toplu- luğu Objektif de yeni albümleri- nin basılmasını bekJeyccek. Uzel- li fırmasının en büyük sürpnzı ise iki albüm yayımladıktan sonn'. ortalıkta I98Ö yılından beri h;ç görülmeyen Hardal adlı rock topluluğunun "Best OT'unu yayımlamak olacak. • Pop müziğın en önemli si- malanndan Bee Gees yeni albüm çalışmalannı tamamladı. Henüz adı bellı olmayan bu stüdyo çalı- şmasının yaz ortasında yaymlan- ması bekleniyor. • Rock müziğin prestiji yük- sek topluluğu Chicago, Güney Amerika'yı kapsayan bir turneye çıktı. • \ew Order, bu yılkı Reading Festival'de "headline" topluluk olarak >er alacak. • Avusrralya'dan çıkan en iyi topluluklardan birisi olarak gös- terilen Crowded House-yeni al- büm çalışmalanna devam ediyor. Albüm büyük bir olasıhkla son- baharda pıyasa>a çıkacak. • • Yaşayan en iyi reggae mü- zisyenlerinden kurulu Black ITıuru, yeni albümü "Mystical Touch" ile tekrar gündeme geldi. • Hard-rock'ın en iyi toplu- luklanndan Mr. Big'in yeni al- bümü önümüzdekı ay sonuna doğru yayınlanacak. • Bir süredır onalıkta dolaşan "Eurv-thmics tekrar stüdyoda" dedikodulan nihayet açıklığa ka- vuştu. Dave Stewart'ın stüdyoya ka- panıp eski Eurythmks şarkılannı yeniden kayıt etmeye başlaması da bu dedikodulann doğmasına volaçmıştı. Annie Lenno\"un böyle bir şeyc ni>eti olmadığını açıklaması ise dedikodulara açıklık getirmiş oldu. Ancak Stevvart'ın neden stüdyoda eski Eurythmics parça- lannı kaydettiği ise bilinmiyor. • Peari Jam, yeni albüm için kolları sıvadı. San Francisco'da çalışmalara başlayan topluluk önümüzdekı günlerde Neil Yo- ung ile Iskandinavya U2 ile İtalya ve Ispanya'da alt grup olarak ça- lacak. • Dire Straits'in başanlı gita- rist vokalisti Mark Knopfler, Newcastte Üniversitesi'nde fahri doktora unvanı aldı. Bunun bü- yük bir onur olduğunu sövleyen Mark Knopfler için daha önce bu üniversitede tutulan rap>or ise işin bir diğer ilginç tarafı. Çünkü bu raporda Mark Knopflerin uçan. dağınık ve kafasına csen her şeyi yapan bir yapıda olduğu- na dair aynntrtar yer almak- la\mış. MUZIKMARKET Jean Mıchel Jarre Fransızlann "dâhi müzisyeni Jean Michel Jarre'ın yeni stüd- yo çalışması "Chronologie", ül- kemizde fazla gecikmeye maruz kalmadan piyasaya sürüldü. Her birinin adı "Chronologie" olan ve 8 bölümden oluşan bu albüm, yine JMJ hayranlannı tatmin edebilecek düzeyde gö- rünüyor. Sanatçı. "Chronologie"de 17 adet farklı synth enstrüman kullanmış. Açılış parçası "Part 1", 10 dakika 50 saniye süren ve yine JMJ' vâri, birbirinden ilginç efektlerle dolu bir parça. Ozel- likle yapay vokal sesleri çıkar- tan "Vocalist" adlı aleti JMJ. çok iyi kullanmış. Aynca bu parçada senfonik bir anlatım da söz konusu. "Part II". bana biraz "Zoolook" albümünü anımsattı. Ardından gelen "Part III". son derece duygusal bir parça. adeta "ağıt" diyebi- leceğimiz bu parçada sanatçıya gitanyla, Fransızlann en önemli isimlerinden Patrick Rondat eşlik etmiş. "Part IV" ise piyasaya single olarak sürülen "club" tara bir parça. Camouflage ve De- ptcht Mode ritmlerini andıran bu parça, "Part 6" ile birlikte al- bümün geneliyle ters düşmekte. Ancak kategorisi dahilinde tü- rün en iyi örneklerinden sayılabilir. Aynca Part "V", "VII" ve "VIH" tipik J M J parçalan. Albümün bir diğer aynntısına gelince... Albümlerindc genel- lıkle başka keyboardçudan kaçınan sanatçıya "Chronologie"de Donünknıe Perricr, Michel Geiss ve Francis Rimbert isimü klav- yeciler eşlik etmiş. "Chronologie"yi kulaklıkla vc biraz da yük- sek volümle dinlerseniz JMJ sizi başka boyutlara götürecektir, bundan hiç kuşkunuz olmasın. "Chronologie" (Dreyfusl Polydor, Yoncaj "FateOfNarions" (FontanalYonca) Robert Plant 4 hafta önce kendisinden uzun bir bıçimde bahsettiğimiz efsanevi Led Zeppelin toplulu- ğunun sesi Robert Plant'in yeni stüdyo albümü artık müzik marketlerin vitrinlerini süsle- meye başladı. Fate Of Nations, "Robert Plant"in yedinci solo albümü. Albümde ilk göze çarpan, bü- yük bir ustalıkla yapılmış olan kapak dizaynı çalışması. Direkt olarak çevre sorunlanyla bağ- daştınlmış olan bu çalışma bü- tünüyle mükemmele yakın. Albüm. belki de bu çalışma- daki en sert parça olan "Calling To You" ile açıbyor. Oryantal motifler içeren bu parçada Plant'e, kemanıyla Nigel Ken- nedy eşlik ediyor. Keskin armo- nik tınılarla Kennedy'nin bu parçaya estetik bir değer kazan- dırdığını gözlemliyoruz. Ardından gelen "Down To The Sea^de de oryantal etkilere rastlamak mümkün. "Come To My Life" ve "I Believe" adlı düzeyli iki rock parçadan sonra gelen "29 Palms"v albümün en güzel parçalanndan. Aynı zamanda albü- mün ilk single'ı olma özelliğini de taşıyan bu parçayla güne baş-- Iarsanız günboyu enerjık ve yaşam dolu olacağınıza kefılim. Ardından gelen "Memory Song" ve "If I VV'ere A Carpenter'a akustık gıtaria eşlik eden Kevin Scott Macmichaerm katkısı bü- yük. "Cotours Of 4 Shade" ve özellikle "Network News" ise söz- leriyle ilgi çeken parçahrdan. Toplam 12 parçadan oluşan "Fate Of Nations". her yönüyle düzeyli ve övgüye değer bir albüm. Gerek çevTeci mesajlar içer- mesi gerekse müzikal zenginliği ile kalburüstü bir rock albümü. Eros Ramazzottı Evrensel pop müziğin ana di- li olarak îngjlizceye o kadar alışmışız ki diğer dilde sözlü müzik yapan ya da yapmayan sanatçılann uluslararası başan sağlamalan çok garip bir olay- mış gibi geliyor insana. Geçen hafta İngikere listelennde ilk kez yaşanan bir olay gerçekleş- ti. İtalyanlann en önemli pop starlanndan Eros Ramazzotti, yeni albümü "Tutte Storie" ile birden 1 numaraya yükseliver- di. Avrupa'nın diğer ülkelerin- de de tanınan, ancak hiçbir za- man bu kadar ilgi görmeyen bu Romalı çocuk. aslında hiç de küçümsenmemesi gereken bir pop duygusuna ve kulağına sa- hip. 1985 yılından bu yana "Cu- ori Agiati". "Nuovi Eroi" (1986). "In Certi Momenti" (1987). "MusicaE" (1988), "In Ogni Segno" (1990), "Eros In Concert (1991) gibi solo albüm- leriyîe İtalya'da çok sevilejı Ramazzotti, bu albümle belki de İtalyanca sözlü ve evrensel pop altyapılı müziğin dünyada daha fazla dinlenmesine katkıda bulunacak. Çünkü albümün detay- lanna bakuğımda ufak bir şaşkınlık yaşadım. Steve Ferrone, Tony Levin, Steve Farris, Phil Palmer ve Brandon Fields gibi dünyaca ünlü isimler bu albümde kendisine eşlik etmiş. "Cose Della Vita" adlı rock parçayla açılan albüm. bir iki tane "San Remo" tarzı parça olmasına rağmen sağlam orkestrasyo- nu ve Eros Ramazzotti'nin vokal tarzıyla değer kazanıyor. Özellikle "Favola", "Nostabong" ve "Siher E Messe", albümün en güzel parçalan. "Tutte Storie" (DDDjMMY) "Blues" (Roadrunner!Hades) Glenn Hughes Rock tarihinm en önemli topluluklanndan Deep Purple'ın bas gitarist ve solistlerinden Glenn Hnghes'un bu solo albümü geçen hafta piyasaya sürüldü. * 1969 yıhnda ilk olarak Trapeze adlı toplulukla dört albüm çalı- şması yapan İngiliz müzisyen, 1973 yıhnda Roger Glover'm ayn- Imasıyla birlikte Deep Purple'ın kadrosuna dahil olmuştu. Daha sonra topluluktan aynlan Hughes, uzun bir süre Asia ile çalışan Pat Thrail ile ikili kurup müzik yaşamına devam etmişti. Daha önce L.A. Blues Autharity Volume I adı altında yayımlanan serinin ikinci- si, Glenn Hughes adı altında yapılmış. Kendisine bu albümde John Norum (Dokken ve Europe). Mick Mars(Motley Crüe), RicKie Kot- zen (Poison) ve Mark Kendall (Great Whıte) gibi ünlüier eşlik etmiş. Albüm geneldc klasik blues kokuyor. Kendisine eşlik eden sanatçılar sayesinde zaman zaman sert ve agresif gitar sololanyla süslenen bu albüm. hem sert rock tutkunlan hem de blues severteri tatmin edecck düzeyde...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle