Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAİRAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
GÜNCEL
CİNEYT ABCAYÜREK
• hştarafi 1. Sayfada
bşlar; övgüler, övgülerle desteklenir. Ancak baş-
ladıjı gibi biter m'ı, geçmişte henüz böylesi olası bir so-
nucı kanıtlayan bir siyasal olay yok.
Kışkusuz Çiller, henüz sevinç dalgalarının, mutluluk
aşılıyan gösterilerin etkisi altında. Henüz kabineyi kur-
maa, henüz devlet denilen dev çarkın dişlileri arasında
görsv yapmaya, çalışmaya başlamadı.
Kmgreden sonra kongreden çok ayn bir dünya ve
varlK olan DYP Meclis grubuna kendini kabul ettirme,
dahı şimdiden olası karşı çıktşlan, aynlıklan, gruplaş-
malırı önlemeye çaba gösteren bir tutum içınde.
G\ıptaki irdelemelerini başka biçimde yorumlamak
olaraksız. Konuşmayabirlikçağrısıylabaşlaması, birlik
çağisıyla sona erdirmesi bu nedenden.
Ns var ki, grup salonunu dolduran, Demirel başbakan
iker "tezahürat yapmalarını istemediği" izleyicilerin
herren her cümle sonunda Çiller'i alkışlamalarına kar-
şın OYP milletvekilterinin önemli bölümü sessizdi, kimi-
leririn alkışlara kerhen katıldıkları gözleniyordu.
Osa-Çiller'egöre-Türkiye'yi 21. yüzyılınçağdaşlığı-
na taşıyacak olan DYP'deki birlik abidesiydi'. Üstelik
-Çiller öyle inanıyordu- sadece DYP'de değil, genel baş-
karvğa seçilmesinden sonra artık "bütün Türkiye'de
birli< havası es/yor"du.
D
V
P, Çiller'le 'köydenşehreiniyor'du. "Kıratşahakal-
kıycr"du. 21. yüzyılda "dünyaya sesimızi Müslüman ve
Türi olarak duyuracağımıza inanılmasmı istiyor'öu.
Yük
Tekşeyegereksiniyordu: Uzlaşmaya, birliğeve-tabii,
elindeki tek silah- "her birine uzanmaya çalışacağını"
söylediği milletvekillerinin desteğine!
Kuşku yok; Çiller hükümeti, DYP grubundan güveno-
yu alacak. Ama, bu güvenoyu ne zamana kadar geçerli
olacak, hangi önemli sorunda destek fireverecek, lastik
patlayacak ya da hava kaçırmaya başlayacak.
Çiller'i dinlerken bir ara gülmek zorunda kaldık. Baş-
bakan adayı "50 gramlık birkâğıtla büyük sorumluluklar
yükieyen başbakanlığa atandığını" söylüyordu.
Bubenzetmeyi 1965 yılında Demirel, ilkkez başbakan
olduğu sırada, Cumhurbaşkanı Gürsel'den görev kâğı-
dını aldıktan hemen sonra gelip konuştuğu Adalet Parti-
si grubunda kullanmıştı.
Ya Çiller, önceki gün Çankaya'da Demirel'den bu söz-
leri dinlemişti ya da öyküyü kitaplarda okumuştu.
Pek çok sözü, Demirel'i anımsatıyor. Ne var ki Çiller,
"Baba" Demirel kadar siyaselte kıvrak, becerili ve yer
yer başarılı olabilecek mi? Göreceğiz.
Şimdi, hükümet sorunu kapıda. Çiller, belki bugün inö-
nü ile görüşecek. SHP lideri, zaten dün grubunda Çil-
ler'eyeşil ışıkyaktı.
Büyük bir pürüz çıkmayacağı sanılıyor. Çünkü, SHP'-
de, hem bakanlık sayısının aynı kalacağına hem de pro-
tokolde önemli değişiklikler olmayacağına dair kimi
inançlar var. Belki de güvenceler alınmış.
Çiller'in dün şöyle değinerek geçtiğine göre Cumhur-
başkanı Demirel, hükümetin 'bir an önce kurulmasını'
istemiş.
Demirel, Çiller'i dinledikten sonra "hevesli göründü-
ğünü ve gördüğünü" çevresine söylemiş.
ANAP, kimi verilere dayanarak çıkar yol erken genel
seçimden söz ediyor.
DYP'de, -örneğin Mehmet ryMfln 0lh>
Râ k ldkler Çiller'le "Rüzgân arkamıza aldık. Genelseçim olabi-
lir" demeye başladı. Çiller de Nursun Erel'e verdiği de-
meçte yadsımıyor erken seçimı. "Şimdi zamanı değil"
diye geçiştiriyor.
Peki, ya DYP grubu? Hazır mı? Istekli mi?
Demirel'in sık sık yinelediği belli başlı irdelemeleri
dün Çiller de yineledi.
hk aşama, cumhurbaşkanını secmekti, seçildi. ikinci
aşama, DYP'den bir genel başkan çıkmasıydı, çıktı. Şim-
di üçüncü aşamadayız, hükümet kurulacak.
O da bugün yarın... Ve sonra? Çiller, alacak Türkiye'yi
omuzlarına, 21. yüzyıla taşıyacak.
Inşallah!
OLAYLAREN
ARDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
rak müdahale edilemeye-
cek... Sendikalarla diyalog
içine girilecek ve işbirliği ya-
pılacak.
Inönü'nün genelgesi me-
murların sendika kurma ve
örgütlenme çalışmalarına bir
soluk getiriyor.
Ancak memur kitlesinin de-
mokratik ve sendikal bilinci
hangi düzeydedir? Memur
2P00 yılına doğru "Kapıkulu
j)hniyeti"ni aşabilmiş midir?
ralnız maaşlarının azltğın-
jan yakınan ve durumunun
jüzelmesini yukarı katlardan
Dekleyen eziklik içinde mi-
jir? Yoksa durumunu kendi
ijzgür iradesiyle düzeltmek
yolunda örgütlenmeyi amaç-
ıayan bilinçli bir kişi midir?
Memur Türkiye'de inşa edil-
mesi gereken katılımcı de-
mokrasideki rolünü üstlene-
iek midir?
Bingöl baskının ardından son 15 günün ölüm bilançosu:
178PKK'h, 40er, 26sivilHaber Merkezi - Kısmi afTın
gündeme getinldiğı sırada
PKK'nın Elaağ-Bingöl kara-
yolunda 24 maşısia pusu kura-
rak 33 er ve 5 sivili öldürmesin-
den sonra bölgede meydana ge-
len olaylar tırmanı>or.
Son 15 günde Güneydoğu'da
meydana gelen olavlarda 178
PKK mılıtanı öldürüldü. 40 er
şehit oldu. 26 sivıl yurttaş da
havatını kaybetti En fazla
ola>. Bingöl, Elazığ. Diyarba-
kır. Mardin, Van. Eruzurum,
Erzincan, Kars, Siirt. Tunceli il-
lerinde meydana geldi.
Elazığ-Bingöl karayolunda
pusu kurarak 33 erin şehit edil-
mesi ve 5 sivilin öldürülmesiyle
Güneydoğu Anadolu'da yeni-
den başlayan olaylann geüşimi
şöyle:
27 Mayts: Bingöl'ün merkeze
bağlı Dallıtepe ve Ortaçanak
kövlerindeki güvenlik güçleriy-
le PKK mıhtanlan arasında çı-
kan çatışmada 5, Silvan ve Ha-
nı'deki operasyonda da 6 kişi
olmak üzere toplam 11 PKK
mılıtanı öldürüldü.
30 Mayıs: Silopi Çahşkan
Köyü kırsal bölgedekı çatışma-
da, 7 PKK mıltanı hayatını
kaybetti
31 Mayıs: Bingöl Karacehen-
nem Ormanı"nda 15. Bıths'in
Bölükyaa bölgesinde 2 kişi ol-
mak üzere toplam 17 PKK mı-
litanı öldürüldü. 2 er de şehit
oldu.
1 Haziran:. Olağanüstü Hal
Bölge Valisi Ünal Erkan. yaptı-
ğı açıklamada 33 er ve 5 sivilin
öldürülmesinden sonra bölgede
başlaulan operasyonlarda 68
PKK militanının öldürüldüğü-
nü, 8"inin de sağ olarak ele geçı-
rildiğini belirtti.
4 Haziran: Bingöl. Hakkâri
ve Mardin'de üç köyü uzun
namlulu silahlarla basan PKK
militanlan 1 anne, 2 çocuk ve 4
korucuyu öldürdü. 25 kişiyi ya-
raladı. Aynı gün Diyarbakır
Silvan'da düzenlenen operas-
>onlarda 6 PKK'h öldürüldü. 4
korucu da şehit oldu.
5 Haziran: PKK militanlan-
nın Şırnak'a saldınsında 4 kişi
yaralandı. Ayru gün Van'ın
Başkale ilçesıne saldın düzenle-
yen PKK'lılar, 2 eri şerut etti.
6 Haziran: Bingöl" ün Genç il-
çesiyle Diyarbakır'ın Silvan il-
çesinde PKK militanlanyla gü-
venlik güçleri arasında çıkan
çatışmada. 21 PKK militanı öl-
dürüldü. 2 güvenlik görevlisi de
şehit oldu.
8 Haziran: Iğdır"a baskın dü-
zenleyen PKK militanlan, 10
kişiyi kaçırdı, 5 sivil yurttaşı öl-
dürdü. Güvenlik gücleriyle
PKK militanlan arasında çıkan
çatışmada 9 PKK'lı öldürüldü.
10 Haziran: Erzurum-Erzin-
can karayolunda 2 PKK'lı öl-
dürüldü. PKK'nın, Bingöî'ün
Solhan ilçesıne saldınsında da-
bır sivil yurttaş yaşamını kay-
betti.
12 Haziran: PKK militanla-
nnca Diyarbakır'ın Buçaktepe
Köyü'nde 2 bayan öğretmen
şehit edildi. Bu arada, güvenlik
güçlerince Erzurum-Erzincan
operasyonlannda 20 PKK"-
Lnın öldürüldüğü bıldirildi.
14 Haziran: Şırnak'ın Ulude-
re ilçesinde 6. Diyarbakır'ın
Hani ilçesi kırsal kesiminde 9,
Elazığ ve Siirt'te 2, Tunceli'de
10 olmak üzere toplam 27 PKK
militanı öldürüldü, 3 er şehit ol-
du.
Ortaasya'da Türk modeliııi tercih ederim
ARZU ÇAKIR
KÜRŞATAKYOL
Inönü'nün genelgesi me-
mura sendikal gelişmesi yo-
lunda destek sağlıyor; ancak
bundan sonrası memurun
kendisine kalmış bir iştir.
Demokrasi yukarıdan aşa-
ğıya kurulamıyor.
Bunu yakın tarihimızde de-
nedik; toplum, 27 Mayıs dev-
rimiyle düzenlenen 1961
Anayasası'nın sağladığı hak-
lan koruyamadı ve kullana-
madı. Aradan 32 yıl geçmiş-
tir. Bugün memurun aşağı-
dan yukarıya doğru yükselen
bir eylemle sendikasını oluş-
turması gerekıyor.
Demokrasi ulusal gelirin
hakça paylaşımına olanakta-
nıyan özgürlükler ve haklar
rejiminin adıdır.
Memur artık yakınmaya-
cak, talep edecek.
Bunu tek başına yapamaz,
örgütlenmeden gündeme ge-
tiremez. Gazetelere yollanan
memur mektupları da değişi-
yor, memur, maaşının artmâ-
sını istiyor; ama sendikal hak
olarak bu talebi ileri sürebil-
mesi başka şey, "ulûfe" gibi
ıstemesi başka şey...
• • •
Rusya Federasyonu Parla-
mentosu Başkanı Ruslan Has-
bulatov Ortaasya'da İran'a
karşı Türkiye'nin laik ve de-
mokratik modelini tercih ettiği-
ni söyledi. Karadeniz Ekono-
mik İşbirliği (KEİB) Parlamen-
ter Asamblesi toplantısı için
İstanbul'a gelen Rusya Parla-
mentosu Başkanı Hasbulatov'-
la yaptığınuz görüşme şöyle:
- Sizce KElB'in önemi nedir?
Toplantıya katılan çoğu ülke-
nin birbiriyle kavgalı olduğunu
biliyoruz. Türkiye'nin böyle bir
toplantıya başkanlık etmesinde
ne gjbi rolü olabilir?
- KEİB'in fıkri zaten bana ve
Sayın Hüsamettin Cindoruk'a
aittir. Diğer ülkeleri parlamen-
to seviyesinde birleştirmekti
amacımız. Geçen >ıl da kendi-
siyle bu konuda görüştük. He-
pimizin Türkiye'de buluşması
çok önemlidir ve aynı zamanda
Türkiye'nin bu süreçte oynadı-
ğı önemli rolün bir göstergesi-
dir. Burada amaamız işbirliği
yapmak ve ortadaki kavgayı
kaldırmayı sağlamak. Ekono-
rnik entegrasvon her şeyden
önce bölgesel alanda gelişrneyle
başlıyor. Bu nedenle eminim ki
Türkiye'nin inisiyatifı tesadüf
değil, olağanchr: Türktye. yaşa-
dığı siyasi ve ekonomik istikrar-
h süreç sayesinde bu inisiyatifı
kullanmıştır. Aynı zamanda bu
hem bölgede hem dünyamızda
artmakta olan Türkiye rolünün
işaretidir.
- Türkiye'nin Kafkasya'da
oynadığı rolü nasıl değerlendi-
riyorsunuz?
-Olumlu bir şekilde değerlen-
diriyorum. Siyaseti ve diploma-
siyi dikkatle izliyorum. Tür-
kiye'nin rolünün yapıcı oldu-
ğundan eminim.
'Bakü'yü destekliyorum
- Ortaasva'da laık Türkiye
modelini İran'a karşı tercih etti-
ğinizi söyleyebilir misiniz?
Rusya Federasvonu Parlamento Başkanı Ruslan Hasbulatov. arkadaşmuz Arzu Çakır'a Orta-
asya ve Kafkasyla'daki durumla ilgili görüşlerini açıkladı. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
- Tabii. Bu konuda tarafsız değerlendinlmesin. Şu anda
önemlideğilim. Çünkü hatırlatmak is-
terim ki aynı zamanda tüm
BDT ülkelerinın parlamentola-
nnın da başkanıyım. Ben bu
bakımdan yalnızca Rusya'yı
değil. başka'BDT ülkelerini de
temsil ediyorum. Tabii ki Tür-
kiye'yi tercih ediyorum bu ko-
nuda. Demokratik ve dinamik
bir şekilde gelişmekte olan Tür-
kiye'yi terciKediyorum.
- Rusya, Kafkasya'da banşın
sağlanması açısından önemli
bir role sahip. Türkiye'nin bu-
rada Azerbaycan'ı destekleme-
sını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu konu her şevden önce
çok nazik ve hassas bir konu.
Bu problemın halledilmesine
ben de katkıda bulunmak isti-
yorum. Kısa bir süre önce hem
Bakü'yü hem Erivan'ı zıyaret
ettim. Buralarda ve Moskova"-
da görüşmelerde bulundum.
Şimdi meslektaşlanm İstan-
bul'a gelecek. burada da görüş-
melerde bulunacağız. Tabii ki
Azerbaycan'ı desteklemek la-
zım. Ama şunu belirtmek iste-
nm ki başka taraftan kendisine
yöneltilen bir hareket olarak
Memura sendikal destek
• Baştarafi L Sayfada
dahale ederek, engellemeJeri-
ni sürdürdüklerine dikkat çekil-
di. Kamu görevlilerinin sendi-
ka kurma ve sendikal etkinhkte
bulunmalannı engelleyicı dav-
ranışlann "hukuka aykın" ol-
duğunun yargı organlannın ka-
ranyla hükme bağlandığına
dikkat çekilen genelgede.Danış-
tay Birinci Dairesi'nın 22 Nı-
san 1992 tarihli karanndaki
"Anayasa bütünü ile incelendi-
ğinde. kamu görevlilerinin sen-
dika ve üst kuruluş kurma
hakkının anayasal bir hak ola-
rak yer almadığı, ancak buna
karşın bunu yasaklayan bir
hükmün de bulunmadığı"nm
belirtildiğj vurgulandı. Içişleri
Bakanlığı'nın 28 Şubat 1991 ta-
rihinde yayımlanan genelgesi-
nin, Danıştay 10. Dairesi'nin 10
Kasım 1992 tarihinde verdiği
kararla iptal edildiğine de ışaret
edildi. Danıştay 10. Dairesi'nin
iptal karannda, anayasada
kamu personelinin sendikalaş-
ma hakkını kullanımını engel-
leyen bir hükme yer verilmedi-
ğinin vurgulandığının ak-
tanldığı genelgede. "Hukuku-
muzda şırketler dışındaki sen-
dika. dernek gibi özel hukuk tü-
zel kışiliklerinin oluşumunun
ızin koşuluna bağlanmadığı,
sendikalann kuruluş belgeleri-
nin ılgih mercie verilmesiyle tü-
zelkişilik kazandığı, idarenin
anılan tüzelkişiliklerin kuruluş
faahyetlerine müdahale etme-
olan silahlarla konuş-
masınlar. Diyalogla çözümle-
meye çalışsınlar. Eminim ki
Türkiye kendi nüfuzunu bu
problemin halledilmesı için kul-
lanıyor.
Paralı Rus askerleri
- Azerilerin Ermenistan'la
olan çaüşmalannda Ermenile-
rin Moskova'dan destek aldık-
lanna ilişkin iddialan var.
-Ben de duydum. Parlamen-
toda bir araştırma yaptırdım.
Şunu tespit ettik ki hem Erme-
nistan'da hem Azerbaycan'da
paralı Rus askerleri var. Bili-
yorsunuz Rusya'daki durum
kanşık. Eski Sovyet ordusu
parçalandı, silahlardağıldı. Pa-
ralı askerler için bu tür imkân-
lar doğdu.
- Azerbaycan'da son zaman-
larda yaşanan iç kanşıkhğa iliş-
kin ABD. demokratik seçimle
işbaşına gelmiş Cumhurbaşka-
nı Ebulfez Elçibey'i destekledı-
ğini açıkladı. Bu konuda
Rusya'nın tavn nedir?
-Elçibey. Azerbaycan'ın
rarası dayanaklan olan "İnsan
Haklan Evrensel Bildirgesı, İn-
san Haklan ve Temel Özgür-
lükler Avrupa Sözleşmesi, Av-
rupa Sosyal Şartı, Örgütlenme
ve Toplu Pazarlık Hakkının
Korunmasına İlişkin 98 Sayılı
Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO) Sözleşmesi. Sendika Öz-
gürlüğüne ve Örgütlenme Hak-
kının Korunmasına İlişkin 87
Sayılı ILO Sözleşmesi, Kamu
Hizmetinde Örgütlenme Hak-
kının Korunması ve İstıhdam
Koşullannın Belirlenmesi Yön-mesi esasının benimsendiği ve
anılan tüzelkişiliklerin kuruluş temlerine ilişkin 151 Savılı ILO
ve faaliyetlerine idarenin genel Sözleşmesi" nin Türkiye tara-
fından onaylandığı vurgulandı.
Anayasanın 90. maddesıne
göre yürürlüğe giren uluslara-
rası sözleşmelerin "kanun hük-
münde" olduklannın altının çı-
zildiği genelgede, bu sözleş-
melerin iç hukukla bütünleşe-
kolluk yetkisini kullanmak su-
retiyle müdahalesinin mümkün
olmadığf'nın açıkça belirtildiği
kaydedildi.
Uluslararası davanaklar
Genelgede, sendika ve toplu
pazarlık haklannı kamu görev-
lilerini de kapsayacak biçimde
güvcnceye alan haklann ulusla-
rizmine dazlak darbesi
Yurt Haberleri Servisi - Al-
manya'da yaşanan aşın ırkçı
eylemlerin. Türk turizmini
Oİumsuz yönde etkilediği, ken-
İilerine "misilleme"de bulunu-
lacağı korkusu yaşayan Al-
öıanlann. Türkiye'ye tatile
titmekten vazgeçtikleri bildiri-
lîyor. Almanya'da bazı kesim-
lprce, halka "Türkiye'ye gitme-
yin. Can güvenliği yok" çağnla-
n yapılırken Türk Nekker-
tnann fı>Tnasının haftalık
bağlantılannda yüzde 35'e va-
ran azalma kaydedildiği öğre-
nildi. Öger Tur'un rezervasyon-
lannda da geçen cuma günü
495 yatak iptal edildi.
] Solingen olayının ardından
^şın ırkçı eylemlerin giderek ya-
yılması. Türkiye'ye tatile gel-
^nek ısteyen Alman vatandaşla-
pnda •"misilleme" korkusu
doğurdu Son günlerde Al-
inan>a'dan dönen bazı turizm-
cıler. çeşitli kentlerde PKK'lılar
ve ırkçılar tarafından halka
broşürler dağıtılarak "Tür-
kiye'ye gitmeyin. orada can
güvenliğiniz yok. Türkler size
saldırabilir" denildiğini belirtti-
yorlar.
Arkadaşımız Yusuf Özkan'ın
bildirdiğjne göre Türk turizmi-
nin önemli merkezlerinden
olan Antalya bölgesinde. rezer-
vasyon iptali söylentileri dolaş-
maya başladı. TÜRSAB Akde-
niz Bölgesel Yürütme Kurulu
Sekreteri Abdullah Tekin, söy-
lentilenn kendilerine de ulaştı-
de yapan Güzel Antalya Tu-
rizm Şırketi Rezervasvon Bölü-
mü Şefı Fatih Çorumlu, kendile-
rine geçen hafta içinde 495
rezervasyon iptali geldiğini söy-
ledi. Solingen olaylan sırasın-
da, turizmin olumsuz etkilene-
ceğini tahmin etmediklerini
söyledi.
Alanya Turistikîşletmeciİer
Derneği (ALTİD) Başkanı Hü-
seyin Hacıkadiroğlu da belirli
sayıda rezervasyon ıptalleri ya-
şandığını doğruladı. Hacıkadi-
roğlu, •'Nekkarmann'ın hafta-
lık satışlan geçen yıla oranla
ğını belirterek "Alman ırkçılan yüzde 35 civannda azalmış. A>-
ile PKK'lılann böyle bir girişim nca, münferit bazı iptaller de
geliyor. Satışlann düşmesini
Almanya'da yaşanan olaylara
bağlıyoruz" diye konuştu.
Mandalın Turizm Satış Mü-
dürü Gaye Doğanoğlu ise fır-
başlatmalan söz konusu olabi-
lir" dedı. Tekin, Türkiye karşıtı
propagandalann eylül-ekim
aylannda Türkiye'ye gelecek
turistlen etkılemesinden kaygı
duyduğunu açıkladı.
Öger Turizm'in temsilciliğinı
malanna şu ana kadar iptal
gelmediğini vurgulayarak, söy-
lentilenn Tunus kaynakh oldu-
ğunu öne sürdü.
Bu arada, Manavgat Club
Alibey Tatıl Köyü'nde ve Club
Hotel Serada çok sayıda iptal
olduğu öğrenildi. Ancak Club
Hotel Sera yetkilileri söylentiyi
doğrulamadılar.
Profesyonel Otel Yönetıcileri
Demeği (POYD) Genel Sekre-
teri Avni Aker, satışlarda şu
anda belirli oranda bir durakla-
ma gözlendiğini ifade ederek.
"Ancak bu durgunluk hemen
her yıl yaşanır. İçinde bulundu-
ğumuz aylann belirli bir özelli-
ğidir. Her yıl haziranın 2. ve 3.
haftalannda bu telaş yaşanır"
dedi.Akdeniz Turistık Otel İş-
letmeciler Bırliğı (AKTOB)
Genel Sekreteri Turga> Alp,
bölgede kesınlikle rezervasyan
iptali olmadığını belirterek ya-
şanan durgunluğu doğal olarak
değerlendirdi.
rek bağlayıcılık kazandığı belir-
tildı. İnönü, genelgede, Danış-
tay 10. Daıresi'nın karannda
yer alan "İnsan Haklan Avru-
pa Sözleşmesi'nın yasayla usu-
lüne göre onaylanması nede-
niyle iç hukuka intikal etmiş ol-
duğu" hükmüne atıfta bulu-
nuldu-
İnsan haklarına saygı
Anayasaya göre Türkıye
Cumhuriveti'nin "insan hakla-
nna saygılı", "demokratik".
"sosyal bir hukuk devleti" ol-
duğuna dikkat çeken İnönü.
"değiştırilemez'" olan bu ilkele-
rin. "Yasama. yürütme, yargı
organlannı, idare makam-
lannı, dığer kuruluş ve kişilen
bağlayan temel hukuk kural-
lan" olduğunu belirtti. 87.98 ve
151 sayılı ILO sözleşmelerinin
"kanun hükmünde" değer
cumhurbaşkarudır, kendisine
savgjlıyız. Bu soruyu sormanı-
za biraz şaşırdım. Niye biz ken-
disinin demokratik bir cumhur-
başkanı olduğuna itiraz edelim.
Bunu açıkça belirtmemiz ge-
rektiğine inanmıyorum. Bu
Azerbaycan'ın iç sorunudur.
Elçibey, çoğunluk tarafından
seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır.
Azerbaycan'da polıtıkacılar
bu sorunun üstesinden gelebil-
mek için çaba sarf ediyorlar.
İnşallah başaracaklar. Bizim
tek istediğimiz bu kavgalann ve
savaşlann bir an önce sona er-
mesidir. Biz de gerekli çabayı
göstermek istiyoruz, bu savaş-
lann bitmesi için. Bu konuda
biz Türkiye ile temkınli bir iş-
birliği içinde bulunuyoruz.
- Kafkaslar'da çatışmalann
çıkmasını Sovyetler'in dağılma-
sına bağlayabilir misiniz?
- Tabii. Eski rejım. Dağlık
Karabağ sorununu halledeme-
di. Bıliyorsunuz eski Sovyetler
Birlıği topraklannda ilk kavga
Karabağ bölgesinde çıktı. Bu
problemı zamanında halletmek
imkânı vardı.
ilkesi gereğince idare makamla-
nnı da bağladığını" belirtti.
Sendikal özgürlük
İnönü, genelgede şöyle dedi:
"İşçilerden başka kamu gö-
revlilenne de sendika kurma ve
sendikal etkinliklerde bulunma
ile başka sendikal hak ve gü-
venceler tanıyan bu sözleşmele-
rin idare makamlannca doğru-
dan doğruya uygulanması. aynı
zamanda 'hukuk devleti' ılkesi-
nin de bir gereğidir. Hükümeti-
mız, kamu görevlilerinin sendi-
kal haklannı bu sözleşmeler
çerçevesinde düzenlemeyi
amaçlayan hazırlık ve çalışma-
lannı hızla sürdürmektedir.
Ancak. tüm kamu yetkilileri-
nin. bu çalışmalann sonuçlannı
beklemeksizin. kamu görevlile-
rinin sendika kurma. sendika-
lara üye olma. sendikal etkin-
liklerde bulunma yolundaki
başvuru gırişimlerini engelle-
memesi; sendikalann genel ku-
nıl yapma, kendilerini ve çalış-
malannı tanıtıcı yayınlar çıkar-
ma, çeşitli toplantılar düzenle-
me. kültürel ve sanatsal etkin-
liklerde bulunmalannı kısıtla-
yıp yasaklamaması; sendika
vönetici ve üyelerine sendikal
çalışmalan nedeniylc disiplin
cezalan uvgulanması yoluna
gitmemesi; sendikalann kuru-
luş ve etkinliklerine genel kol-
luk yetkisini kullanarak müda-
hale etmemesi; sendikalarla di-
yalog içine girerek işbirliği yap-
ması. görüş ve önerilerini al-
ması, hem anayasamızda yer
alan insan haklanna saygı ve
sos> alhukuk dev leti ılkelerinin.
hem deonayladığımız uluslara-
rası sözleşmeler ile adli ve ıdari
yargı organlanmızca vcrilen
kararlann bir gereğidir. Hükü-
metimizce üzerinde önemle
taşıdığını ve "iç hukukun par-
çası" olduğunu da belirten Inö- durduğumuz bu konuda. her
nü. ILO sözleşmeleri ile İnsan kademedeki yetkilınin kendile-
Haklan Avrupa Sözleşmesi'ni nnden beklenen sorumluluk
"insan haklan belgelen" olarak duygusu ile gerekli tıtızlık ve
nıtelendirerek, "bu belgelerin duyarlılığı gostermesını nca
'insan haklanna saygılı devlet
1 e <
te
n r n
GÖZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
Bu yoğun ilginin, Sovyetler Birliği'nin dağılması ve
bağımsızlıklarına kavuşan Türk cumhuriyetlerinin Tür-
kiye Cumhuriyeti ile ilişki kurmaya başladıklan döneme
rastlaması ilgi çekiyor.
Kırklı yıllarda Alman hükümeti, Türkiye'deki Pan-Tür-
kist' siyasal akımları desteklemişti. Bu desteğin amacı,
Batum ve BaKü petrollerinin ele geçirilmesiydi. Alman
hükümetinin bu amacının, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Dr. Ernst VVoermen'in 17 Eylül 1941 gün ve 'U
St S. Pol No: 88' ve 27 eylül sayılı gizli yazılarında açıkça
ifade edildiğini görüyoruz:
-Türkiye'nin Pan-Turancı düşüncelerinin sadece Al-
manya ile federaf/f bir ilişkide gerçekleşebileceği açık-
tır. Bu nedenle Pan-Turancı bir Türkiye, zorunlu olarak
A/manya taraftan bir Türkiye olmalıdtr. (..) Batum ve Ba-
kü bölgelerinin Türkiye'ye bırakılması kesınlikle söz ko-
nusu olamaz. (..) Sovyetler'in yıkılmasından sonra eski
imparatorluğun geniş topraklan yabancıların değil, Al-
manlarm etkisine girmelidir. Trans-Kafkasya ve Ural-
Volga arasında politikalardaki tutumlarda halen bütün
güçlehn bağlı olduğu Türkiye'ye bağlı olacak devletle-
rin kurulması bizim çıkarlanmıza uygun değildir.
O günden bugüne değişmedi. O günden bugüne
'Garp cephesinde yeni bir şey yok!'
Sovyetler Birliği'ndeki Türk cumhuriyetleri, İkinci
Dünya Savaşı sonrasında da soğuk savaşın ilgi odakla-
rından biri oldu.
Soğuk savaş yıllarında bütün anti-komünizm propa-
ganda silahları, Sovyetler Birliği'ndeki Türk ve Müslü-
man cumhuriyetlere yöneltildi.
Bu savaştan sonuç da alındı.
Şimdi Asya cumhuriyetleri, Batı kapitalizminin açık
pazarıdır.
Bu pazarda şimdi birçok Batılı işadamı ile ülkücü' adı
verilen eski MHP militanları hep birlikte cirit atıyorlar.
Türkiye, Asya'daki Türk ve Müslüman cumhuriyetler-
le ekonomik, kültürel, eğitim ve teknik alanlarda işbirliği
yapmak üzere TlKA'yı (Türk işbirliği ve Kalkmma Ajan-
sı) kurdu.
Amaç, Türk dilinin konuşulduğu ülkelerin kalkınmala-
rına yardımcı olmak; ekonomik, ticari. teknik, sosyal,
kültürel ve eğitim alanlarında işbirliğini geliştirmek. Tür-
kiye'nin bu ülkelerle ikili, bölgesel ve küresel ilişkilerini
yönlendirmek ve bütün bu işlerde eşgüdümü saglamak-
tır.
TİKA, geçen yılın ocak ayında 480 sayılı yasa gücünde
kararname ile kuruldu.
Bu kurutuşun ayrı bir tüzel kişiliği ve özerk büteesi var.
TİKA Başkanı, görev alanını ilgilendiren etkinlik ve iş-
lemlerinden dolayı Dışişleri Bakanı'na sorumlu.
TİKA, Türk cumhuriyetlerinden gelen on bin öğrenci-
nin giderlerinden tutun da Azerbaycan televizyonunun
ivedi gereksinmelerine, Arnavutluk'a gazete kâğıdı
gönderilmesıne, Kırgızistan'a tarım ilacı yardımına, Öz-
bekistan'ın alfabe değişimi, Taşkent'e bankacılık eğitim
merkezi ve bu ülkelerde Latin hartlerle baskı yapacak
matbaalara kadar binbir türlü iş ile görevlendirilmiş.
Başbakanın emriyle de bu ülkelerde 'Turk İşbirliği ve
Kalkmma Merkezleri'n'ın kurulması çalışmalan da baş-
latıldı.
TİKA bütçesi, Dışişleri Bakanlığı bütçesine konulan
ödenekle oluşuyor. TİKA'nın görev alanına giren işler
için 3 trilyonluk ödenek aerekıyor.
Bu yılın bütçesinde TİKA ya ne kadar ödenek ayrıl-
mış?
20 milyar!..
Geçen yıl TİKA'ya 109 milyar ödenek sağlandı. Bu yıl
Plan ve Bütçe Komisyonu, TİKA'ya 886 mılyarlık ödenek
ayrılması ile ilgili önergeyi bir oyla reddetti.
TBMM Genel Kurulu'nda Dışişleri ve Maliye Bakanlığı
bütçeleri görüşülürken ödenek aktarması yapılmazsa
TİKA, hiçbir çalışma yapamayacak.
Türk cumhuriyetleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında
ekonomik ve kültürel ilişkilerin kurulmaması için açık ya
da gizli yollarla bu yakınlaşmayı ve bu bütünleşmeyi ön-
lemeye çalışanlar var.
Türkiye, bu bütünleşmeyi TİKA aracılığt ile yapmazsa,
bu alan, Batılı işadamları ile ülkücü veTurancı siyasetle-
rini Türk cumhuriyetlerinde bol kazançlı ticarete dönüş-
türenlerin ellerine bırakılacak.
Belki istenendebu...
PKK, yaktı, öldürdü, kaçırdı
Haber Merkezi - Güney-
doğu'da PKK militanlan dün-
kü saldınlannda aralannda bir
köy imamı ve bir sağlık memu-
runun da bulunduğu 10 kişiyi
öldürdüler. 5 vatandaşı yarala-
dılar, 3 v atandaşı kaçınp 3 ilko-
kulu yakular. Operasyonlarda
1 PKK militanı öldürüldü.
Sürt'in Şırvan ilçesıne bağlı
Gözlüce Köyü'ne önceki gece
bir grup PKK'lı militan tarafın-
dan baskın düzenlendi.
Saldında aynı aıleden Halit,
Reşat. Şevket, Asiye, Mahfuz
ve Nurettin Kalkan ile Nesibe
Dicle PKK'lı militanlarca öldü-
rüldü. Saldında 4 vatandaş da
yaralandı.
Siirt-Eruh karayolunu kesen
ve kimlik kontrolü yapan bir
grup PKK'lı militan. sağlık me-
muru Mesut Yılda'ı öldürdü.
Daha sonra olay yenne gelen
güvenlik güçlenyle PKK'hlar
arasında çatışma çıktı. Çatış-
mada 1 militan öldürüldü.
Bingöl'ün lhcalar nahıyesi
Üçpınar köyüne saldın düzen-
leyen PKK'Ular. bir vatandaşı
öldürdüler, bir vatandaşı da ya-
raladılar. Militanlar bir köy
korucusu ile 2 vatandaşı kaçır-
dılar.
Tunceli'nın merkeze bağlı
Bağlarbaşı Köyü. gece PKK
militanlan tarafından başıldı.
PKK'hlar köy imamı Ömer
Baş'ı evınden alarak kurşuna
dizdiler, ardından da köy ilko-
kulunu ateşe verdiler. Daha
sonra Güleç Köyü'ne gıden mi-
litanlar. bu köydeki ilkokulu da
ateşe verdiler.
Ağn'nın Doğubeyazıt ilçesi
Aşağıtelçeker Kö>oi sayılan
100 kadar olduğu bildirilen
PKK mihtanlannca basıldı.
Köy halkını meydana toplayan
PKK'lı militanlar. ilkokulda
kalan 2 öğretmeni de dışan çı-
kardılar. Köyde bölücü propa-
ganda yapan militanlar, daha
sonra ilkokul binasını ateşe ver-
diler.
Radyolarm sesi, ÇiDer'in nefesi
• Baştarafi 1. Sayfada
mühür kıran, yasal çerçevele-
ri zorlayan ve yeni başba-
kanımızı hükümetin güvenoyu
almasında ve kendisinın fıili
olarak başbakanlık kudretini.
erkini kullanma noktasına gel-
mesinden önce bir emrivaki
yapılmasına çok sıcak bak-
mıyoruz" dedi.
Ösman Ataman, konuş-
masını şöyle sürdürdü:
"Sayın Çiller diğer siyasi par-
tilere çağnda bulunacaklar ve
oluşan konsensusun Meclis'ten
en hızlı biçimde çıkması için
son bir kez daha gayret göstere-
cekler. Biz o tarihe kadar bir ol-
dubitti ile ve bir emrivakiyle bir
iiLicsduıid suıebi tanımadan bir
zorlama yapmayı doğru bul-
muyoruz. Ancak buna rağmen
tahammül sınırlannı aşmış.
artık bekleşecek gücü kal-
mamış çeşitli radyocu arkadaş-
lanmız Anadolu'da yayına geç-
tiler.
Bizim onlan durdurmak,
başlamış yaymlanna son ver-
dinnek gibi bir çabamız da ola-
maz. Sadece teîkin ve tavsiye-
lerde bulunuyoruz. Genel ola-
rak İstanbul radyolannın ço-
ğunluğu. Ankara ve İzmir rad-
yolannın tümü. bir anlamda
Türkiye'deki 700'e yakın rad-
yonun 500'ü aşkını bizim bu or-
tak karanmıza uymuş durum-
dadır.
RTSYD Başkanı Ataman
hükümetten beklentilerini şu
sözlerle dıle getirdi:
"Eğer Sayın Çiller, güvenoyla-
ması öncesi ya da sonrasında
bu konuyu Meclis gündemine
getirirse bir sonuç alınır görü-
şündeyiz. Biz bu aşamada en
ciddi fırsatın güvenoylaması sı-
rasında ele geçirileceğini düşü-
nüyor ve bu doğrultuda bir açık-
lama bekliyoruz."