19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 15HAZİRAN1993SALI KULTUR Bir aileye ait Fransız empresyonistlerinin yüz yıllık tablolan Londra'da açık arttırmada satılacak EmpresyonistrcssamlaryerridenrevaçtaKültür Servisi- Fransız empresyo- nistlerinin, tarihleri sanat akımırun başlangıana dek giden yüz yıldan yaşh tablolanndan oluşan özel bir ko- leksiyonun Sotheby's'de (Londra) yapılacak bir açık arttırmada 4.6 mil- yon ile 6 milyon pound arasında bir fı- yata alıa bulması bekleniyor. Kolek- siyon 1991 yıhnda Paris'te 94 yaşında ölen Madame Marie- Louise D'Ala- yer'e ait. D'AJayer, empresyonistlerin 1886"da New York'ta başanya ulaş- madan önceki 15 yıllık karanhk dö^ nemlerinde onlan destekleyen galeri sahibi Paul Durand-RueTin tonınu. Toplam 145 çizim, resim ve heykel- cikten oluşan koleksiyondaki par- çalar arasında D'Alayer'in 1898'de he- nüz bir bebekken Renoir tarafından ve 191 l'de ergenlik çağında Mary Cassat tarafından yapılmış iki tablosu da bu- lunuyor. Koleksiyonda bulunan par- çalardan pek çoğu kamuoyunda çok az biliniyor. llk etapta 22 parçanın satışa sunulacağı. dâha sonra kalan 123 parçanın da ertesi gün ve yıl bo- yunca diğer artürmalarda satışa sunu- lacağı bildiriliyor. Tablolar piyasada bir canlanmanın yaşandığı, ulusla- rarası koleksiyonculann empresyonist yapıtlarla yeniden ilgilenmeye baş- ladıklan bir dönemde arttırmaya su- nuluyor. Sotheby's'in Fransız emp- resyonistleri bölümünde uzman Mfc- hel Strauss tablolar hakkında şöyle konuşuyor:"Büyük yapıtlar arttırma- da çok kolay alıa buluyorlar. Son saüş- lar da bu yapıtlann özel alıalannın olduğunu gösteriyor. Bu oldukça he- yecan verici bir olay olacak. Saüştan çok, bir aile öyküsüne benziyor". Paul Durand Ruel (1831-1922) ba- basının Paris'teki galerisini 1865 yılına devraldı. Monet ve Pisarro'ya Lond- Açık arttırmada Renotr'ın 'Otiarm üzerine uzanmtş güzel dilber' adlı y ağlıboya taMosunun 1 ile 1.5 milyon pound arasında aucıbulması bekleniyor. ra'da rastlayan Ruel, savaştan sonra ülkelerine dönen genç ressamlar araalığıyla Renoir ve SisJey'le tanıştı. Bu ressamlardan etkilenerek sayısız yapıtlannı satın alan Ruel, onlann pa- zarlayıası oldu. Ruel, resimleri sa- tamamasına ve 15 yılda iki iflas yaşa- masma karşın ressamlan destekleme- ye devam etti. Son çare olarak New York'ta düzenlenen 300 tablodan olu- şan bir sergi ressamlann adlannı du- yurmalannı sağladı. Yüzyıbn başmda Ruel'in Paris'teki dairesinde 361 tab- loluk bir koleksiyon bulunuyordu. Arttırmada Madame D'Alayer'in en sevdiği Renoir'ın "Jeune Femme au Chapeau Noir" adlı yağlıboya tablosu da satışa sunuluyor. Tablonun 1 ile 1.5 milyon pound arasında bir fiyata alıa bulması beklenivor. Avrupa Sineması Enfazla üretenülke Fransa Kûltûr Senisi- Avrupa Toplu- luğu'nun Media programı kapsamın- da yapılan araştırmanın sonuçlan 'Avrupa Sinemasında Anahtar Sayı- ,1ar' başhğıyla yayınlandı. 1989-1991 yıllan arasında 17 Avrupa ülkesinde yapılan araştırma, yapım maliyetle- rinden bilet fıyatianna kadar yayılan geniş bir yelpazede bulgular elde edilmesini sağladı. Araştırma sonucunda Fransa'nın en fazla film üreten ülke olduğu an- laşüdı. 156 yapım ve ortak prodüksi- yonun yapıldığı Fransa'da, 108 füm de Fransızlann inisiyatifınde gerçek- leştirildi. Bu fılmlerin toplam mabye- tinin 3.5 milyar Fransız Frangı oldu- ğu açıklandı. Bu arada Amerikan si- nemasının Avrupa'daki etkileri de bu araştirmayla belirlenmiş oldu. Buna göre Holywood filmlerinin Avrupa piyasasında en fazla paya sahip olduğu ülke Hollanda. Hollan- da'da Amerikan fılmleri, gösterime giren filmlerin yüzde 92.5'ini oluş- turuyor. Bu oranın trlanda'da yüzde 91.5, Yunanistan'da ise yüzde 88 ol- duğu belirlendi. Amerikan fılmleri- nin en az tüketildiği ülke ise Fransa. 1992 yüında Amerikan fümkrinin Fransa film piyasasındaki genel payı yüzde 35. Gözlemcüer bu rakamın bir önceki yıl yüzde 30.1 olmasına dikkatçekiyorlar. Öte yandan genel seyirci sayısında Fransa'da bir düşüş trendi gözleni- yor. Fransa'da seyirci sayısında üç yıl içerisinde yüzde 3.3lük bir düşüş yaşanmış. Diğer ülkeler ise bu konu- da ohımlu tablolar ciziyorlar. Bu dö- nemde İngiltere'de yüzde 7.4, Al- manya'da ise yüzde 18.2'lik bir seyir- ci artışı saptandı. Bu artışlar özellilde iki ülkenin sinema salonlan sayısın- da da belli bir artışı beraberinde ge- tirdi. Bu iki ülkede 3 yıllık dönemde yaklaşık yüzde 15'lik salon artışına rastlanıyor. Fransa, bir düşüşün gözlenmesine rağmen ülke çapında- ki 4441 salonla halen bu konudaki Avrupa liderliğjni devam ettiriyor. Bu arada Paris'te bulunan Grand Rex sineması, 2750 koltukla Avru- pa'nın en büyük sineması olma özel- liğini sürdürüyor. 'Bir rock'n roll orkestrasındaki en iyi sese sahip'olarak nitelendirilen Rod Stewart: 'Sesime sankiçocukmuş gjbi bakıyorum' Kültür Servisi - Paul McCartney, Eric Clapton ve Bruce Springsteen'in ardından Rod Stewart'ın da video ka- nahMTVtarafındanhazırlanan"LJnp- lugged" adlı seri programda çaldığı parçalan bir araya getiren "Rod Ste- wart, Unplugged... and Seated" albü- mü çıktı. Rod Stevvart albümün tanıtım gece- sinde aynı Unplugged programında olduğu gibi küçük fakat gürültülü bir davetli topluluğunun karşısında "Hot- legs", "Tonight's the night", "Maggie may", "Reason to believe" gibi parça- lannı seslendirdi. Yıllarca uzun ba- caklı manken eşleri ve sahnedeki hare- ketli performansıyla "Hello" başta ol- mak üzere magazin dergilerine konu olan Stewart. eleştirmenlere göre aslında bir rock'n roll orkestrasında karşılaşılabilecek gelmiş geçmiş en iyi sese sahip. Bu nedenle de Stewart ünhl pop şarkıalann elektrikü müzik alet- lerinden yararlanmadan parçalannı seslendirdikleri "UnpluggecTdaki performansıyla çok başanb bulunu- yor. Unplugged'da birkaç akustik alet eşliğinde en çok sevdiği parçalan ses- lendiren Rod Stewart da sesi konusun- da eleştirmenleri doğrularcasına şöyle kbnuşuyor: "Sesimin şimdi her zamankinden daha iyi olduğunu hissediyorum. Daha kalın, daha yuvarlak ve daha ge- niş bir aralıkta söyleyebiliyorum. Za- naatınızı gebşürmek zorundasımz. Ben 20 yıldır bu işi yapıyorum ve hala muziğe başladığı zamandan beri sesin- de hiçbir gelişme olmayan Roger Daltry'ye benzeseydim kendimden nefret ederdim. Sesime sanki bir ço- cukmuş gibi bakıyorum. Hele turne- deyken nemlendiricüerle sanlmış ka- palı odalarda, konuşması yasaklanmış sesinin mahkümu bir adam gibi hisse- diyorum. Kendime yasaklamadığım tek şey içki. Çünkü hiçbir zaman u>ıış- turucu İcullanmamış, sigara içmemiş olduğum halde içkiyi çok seviyorum, ondan vazgeçemiyorum. Ve bu da se- siniz için çok zararlı. Eskiden konsere çıkmadan önce Bacardi ve kola içer- dim. Sonra konserde neden sesimin çıkmadığını merak ederdim." Stevvart bu yıl sonuna doğru "Unp- lugged" şovuyla Amerika'da turneye çıkacak. Sanatcı Dylan ve Van Morri- son'la sahneye çıkacağını söylüyor: "Bu da bana Max Miller gibi bir ko- medyen olma şansı verecek. Çünkü her zaman kenduni Max Miller'mışım Rod Stewart, 'Unphıgged'daki performansıyla çok başarüı bulunuyor. gibi hayal ettim." Şarkılannın hemen hepsinin akustik düzene uygun olduğunu söyleyen Ste- wart "Do you think I am sexy" adh parçası anımsatıldığmda şöyle ko- nuşuyon Bu beni rahatsız eden tek şarkım. Tekrar gün ışığına çıkabilece- ğini hiç sanmıyorum. İyi bir şarkıydı, söylemekten de hoşlanıyordum. fakat herkes şarkıda kendimi anlatüğımı düşünüyordu. Oysa sözler üçüncü şahsın ağzından çıkıyor." Genç sinemacılar Türk sinemasının yaşadığı krizi 'dinamizmle' aşabilmek amacıyla bir araya geldi GençSinemacılarPktformu kurulduKültür Servisi - Türk sinemasının yaşadığı krizden en çok genç sinemaa- lann etkilendiğine inanan ve yaşanan krizin ancak gençlerin dinamizmiyle aşılacağını savunan bir grup genç sine- macı, "Genç Sinemaalar Platformu" adı ahında bu araya geldi. Sinemaa gençlerin Türk sine- masının dinamık kesiminin biraraya gelerek başta kendi sorunlan olmak üzere sinemayla ilgili her türlü konu- nun özgürce tartışüabileceği bir zemin oluşturmayı amaçlayan Genç Sine- maalar Platformu'na sinemayla ilgili her daldan genç insanın yanı sıra sine- ma yazarlan, kısa film, televizyon, vi- deo gibi alanlardan gençler ve üniver- sitelerin sinema kulübü üyeleri de katı- labiliyor. Sinematek Derneği Yönetim Kuru- lu Başkanı ressam Meh- met Gülerjüzün çağnsıyla biraraya ge- len Genç Sinemacılar Platformu Girişimciler Kurulu'nda senaryo ya- zan Cemal Şan, oyuncu Fikret Kuşkan, ışık şefı Mehmet An' Gündoğdu, yapımcı Feza Sınar, İFSAK Kısa Film Birimi yöneticisi Yusuf Fakoğlu, reji asistanı Değer tskender. reji asistanı Veli Çelik, Boğa- ziçi Üniversitesi Sinema Kulübü Yö- netim Kurulu üyesi Bülent Görücü, İs- tanbul Üniversitesi Sinema Kulübü üyesi Aslı Ertürk. TV programlan yö- netmeni Taner Çelik, sinema yazan Tamer Baran. Sinematek Derneği Yö- netim Kurulu Başkanı Mehmet Güler- inemayla ilgili her türlü konunun özgürce tartışüabileceği bir zemin oluşturmayı amaçlayan Genç Sinemacılar Platformu'nun sloganı: 'Yannın Sineması İçin' yüz, sinema yazan Hûlya Arslanbay, Turkish Daily News gazetesi kültür servisi muhabin Konuralp Sunar, çizgi film yapıması Dursun Selim. Sinema- tek üyesi Evşen Kayabek, montajcı Özlem Yenihnez ve yapımcı Metin Övfin kaühyor. Platformun oluşumu- na öncülük eden Mehmet Güleryüz, platformu, "Sinemayla ilgili her ke- simden insanın katılacağı, başta kendi sorunlan olmak üzere her şeyi Ö2gürce, hiçbir kısıtlama olmadan tartışabile- ceği bir organ" olarak unımhyor: "İşlevıni, sınırlannı Platform kendisi belirleyecek. Biz yalnızca girişimciyiz. Her kesimden genç arkadaşa, "gelin birlikte toplanahm, tartışabm, sorun- lanmızı çözmeye çahşahm, birlikte ha- reket edelim" diyoruz. Şu anda tek be- brlenen bu. Görüştüğümüz, Plat- form'a kaülacağmı belirten her arka- daşın yapılacak çahşmalarla ilgili öne- rileri var. Ancak tüm bunlan Platform olarak tartışıp, birlikte karara vardı- ktan sonra uygulamaya geçirmek istı- yoruz. Kendi başımıza ortaya çıkıp, bir çalışma yapıp, 'hadi gelen gelsin' demiyoruz. Onernli olan kaülımm mümkün olduğunca yüksek olması, mümkün olabilen en fazla sayıda in- sanı bir araya toplamak." Güleryüz, sloganlannı da "Yannın Sineması İçin" diyeaçıklıyor. Genç Si- nemaalar Platformu'nun ilk top- lantısı, 19 haziranda Sinematek Der- neği'nde gerçekleştirilecek. Toplantı- ya Türk sinemasma uzun yıllar emek vermiş, dene>imli sinemacılann yanı sıra konuyla ilgili kurum yetkililerinin de katılması bekleniyor. Albümde yer almayan bir başka parça da "Sailing". Stevvart "Sailing"- in albümde yer almamasının, parçayı sıkıa bulmasmdan kaynaklan- madığını söylüyor. Sailing tümüyle İngilizlere özgü bir şeyleri anlattığı için bu ülke dışında hiçbir şey ifade etmi- yor. Albümde Stewart'ın gözyaşlanna engel olamadığı Van Morrison'ın "Have I told you" adlı parçası da yer alıyor. "Sözler çok içtendi. Koca Ko^ai gözyaşlanmı tutamadım. Şarta birîliş- kiyi anlatmasına karşın bana çocuğu- mu ve kanmı anımsatan bir dize var." Stewart sesi için kendine Sam Coo- ke'un, Ottis Redding'in ve Bobby Wo- macks'ın sesini model olarak aldığını söylüyor. Son zamanlarda Aretna Franklin'le de birlikte söyleyen sanatçı yapuklan şov hakkında şunlan söylü- yor:"Şovumuza 'düetler' adını verdik. Elton John. ben, Gloria Estefan ve bir de Bonnie Raitt. Her birimiz Aretha'- yla ikişer parça çabştık. Bizim birhkte söylediğimiz parçalar 'People get re- ady' ve 'This old heart of mine'. Aret- ha'nın koca cüssesini biliyorsunuz, yi- ne de şovu sahnenin bir ucundan diğe- rine hareket ederek götürüyordu". Sahnedeki sıçrayışlanyla ünlü Rod Stevvart'ı şovda bir mikrofona bağlı hareket edemez görmek oldukça tuhaf kaçıyor. "Sesimden daha fazla taklit edilen bir şey varsa o da mikrofonla birlikte sahnenin her köşesinde koşup hareket etmemdi. Ammsadığım ka- danyla ilk kez 60'b yıllann ortasında Manchester'da Long John Baldry'nin orkestrasıyla söylerken mikrofonla birlikte sahnede hareket etmeye baş- lamıştım. Bir keresinde anımsıyorum The Faces'la çalıyordum, mikrofonu attım ve ıak donanımına takıldı. Or- kestra hâla cahyordu ve ben çok aptal gözüküyordum." "The Faces çok kötü bir orkest- raydı. Kayıt yapamıyorsunuz, "pub'ın dışında çalamıyorsunuz. The Faces'la turnede olmak her akşam Noel yaşa- mak gibi bir şeydi. O günlerde sesimi bozan çiçek polenlerinden dolayı ya- an turneye çıkamıyordum. The Fa- ces'la her zaman Noel gösterilerine çı- kıyorduk". Müzik otoriteleri Stewart'ı bir ko- medyen, boyalı basmın çok sevdiği bir pop sanatçısı mı yoksa bir rock orkest- rasında söyleyen bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi sese sahip bir şarkıa mı olarak değerlendireceklerini bilemi- yorlar. İFAD'da hazivanprogramı Kültür Senisi - İFAD'ın (İçel Fotoğraf Amatörleri Derneği) haziran programı çerçevesinde seminer, saydam gösteri ve ayın fotoğrafı secimi bulunuyor. Bu kapsamda perşembe günü 19.15'tedernek salonunda C. Gatenyo'nun "Filtreler" konulu semineri izlenebilecek. 24 haziran perşembe günü ise R. Demir'in "İzlenimler" başhkb saydam gösterisı yer alacak. Demir. 19.15'teki gösteri sonrasında izleyicilerle söyleşe<xk. 25 haziran cuma günü "ayın gösterisi" bölümünde, Ö, Özgenal. "Serbest" konulu saydam gösterisini sunacak. Gösteri 18.30'da Belediye Mecbs Salonu'nda yapılacak. tstanbulÖğretmenleriŞenliği Kültür Servisi - "Istanbul Öğretmenleri 11. Kültür ve Sanat Şenbği". 20-27 haziran tarihleri arasında yapılacak. Adile Sultan Kasn Öğretmen Evi ve Kültür Merkezi'nde yapılacak şenük kapsamında sergiler, panel ve konferanslar. müzik dinletileri, şiir günü ve gezi gibi etkinbkler yer abyor. Şenlik 2 haziran günü saat 14.00'te Müzik Öğretmenleri Türk Halk ve Sanat Müziği korolannın konserlenyle başlayacak. 15.30'daki defileden sonra 17.30'da sergilerin açılişı yapılacak, daha sonra ise Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü'nün kpnseri yer alacak. 21 haziran pazarteşi günü "Eğitim ve öğretim" konulu panel ve İstanbul Öğretmenleri Türk Halk Müziği Korosu'nun konseri dinlenebilecek. 22 haziran sab günü, 15.00'teki şiir gününde şiir ve hikaye yanşması ödülleri verilecek, ardından İstanbul Öğretmenleri Türk Sanat Müziği korosonun konseri yer alacak. Şenbk 27 hazirana değin çeşitli etkinbklerle sürecek. Hsk ve kaset satışlannda artış LONDRA (AA) - Uluslararası Müzik Endüstrileri Federasvonu (IFPI) tarafından yayımlanan raporda, 1992'de dünya genebnde 1.55 milyar kaset ile 1.15 milyar kompakt disk saüldığı kaydedilerek, satışlarda bir önceki yıla göre yüzde 9.3"lük bir büyüme sağlandığı bildirildi. Dünyada disk saüşlannın, geçen yıla göre yüzde 18 ve kaset saüşlannın da yüzde 2.8 oranında arttığı bebrtilen raporda. bunun yanında uzunçalarlann satışında yüzde 19.5'bkbirdüşüşgözlendiğibelirtildi.Türkiye'dedel992 yibnda müzik piyasasında önemü gebşme gözlenirken, kaset ve kompakt disk saüşlannın bir önceki yıla göre arttığı açıklandı. Türkiye'de geçen yıl 58.7 milyon kaset ile 900.000 kompakt disk saüldığı ve saüşlarda yıllık yüzde 0.9'luk bir büyüme gözlendiğj belirtildi. IFPI raporunda, bu alanda en fazla satışın yapıldığı ülkelerin başında 8.86 milyar disk ve kaset ile ABD'nin geldiği, bunu 4.328 milyarbk sauşla Japonya ve 2.63 milyarbk saüşla da Abnanya'mntakıpettiğikaydedildi. Öte yandan, Yunanistan'ın 1992 yılında kompakt disk ve kaset sauşlannda yüzde 26.3'lük gerilemeyle Türkiye'nin çok gerisinde kaldığı açıklandı. Bosna-Hersekfotoğrafları İSTANBUL (A.\) - İslam Tarih Sanat ve Kültür Araşürma Merkezi (IRCICA) ve Kültür Bakanlığj'nın katkılanyla gerçekleştirilen Bosna-Hersek konulu fotoğraf sergisi, Yıldız Sarayı Çit Kasn'nda açıldı. IRCICA Genel Direktörü Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, serginin açılışında yaptığı konuşmada, demokrasinin beşiğj Avrupa'nın ortasında bir yıldan beri devam eden savaşın, tarihin en karanbk perdelerinden biri olduğunu ifade etti. Prof. İhsanoğlu, Bosna-Hersek'in insani, milb ve kültürel varbğının Sırplar tarafından yok edilmesi faciasının durdurubnasında milletlerarası camianın aciz kabnasının, dünyada banşın sağlanması için beslenen ümitleri zayıfiatüğını söyledi. Bosna-Hersek'in Ankara Büyükelçısi HairudinSoman da, Sırplann amacının Bosna'daki tarihi mirası, anıtlan yakıp yıkmak ve Müslümanlan yok etmek olduğunu belirtti. Somun. Bosna-Hersek'teki katliama Sırp fanatiklerinin yanı sıra Hırvatlar'm da kaüldığını, Mastar'da çok büyük facialaryaşandığjnı ifade etti. Bosna-Hersek İslam Mimarisi Koruma Projesi sorumlusu Prof.Dr. Amir Pasiç de, katbamın esas amaanın Müslümanlann anıt ve kitaplannın teker teker yok edilmesi olduğunu vurguladı. 18 hazirana kadar açık kalacak sergide. Bosna-Hersek'in önceki ve şimdiki durumunugösterenfotoğraflar yer abyor. Açıbştabirde slayt gösterisi yapıldı. 7.Ahm Koza 17eylülde ADANA(CumhııriyetGüneynieriBürosu>-7. Alun Koza Kültür ve Sanat Festivali, 17 eylül-10 ekim tarihleri arasmda sinema ağırbkb olarak gerçekleştirilecek. Fesüvalde, uzun metrajb ulusal Türk fibnleri, öğrenci fılmleri, bir fotoğraf bir fıbn öyküsü ve şiir dallannda yanşma yapılacak. Anakent Belediye Başkanı ve Festival Yürütme Kurulu Başkanı Selahattm Çolak, gerekli bağlanülar yapüdıktan sonra tarihlenn kesinleştirileceğini. festival kapsamında müzik, tiyatro. söyleşi, forum ve panel gibi etkinbklerin de yer alacağını bildirdi. Bu arada. yanşmalardan ikisine ihşkin yönetmelikler yayımlandı. Yıfanaz Güney anısına düzenlenen bir fotoğraf bir fıbn öyküsü yanşmasında, birinciye 10, ikinciye 7, üçüncüye 5 milyon bra, iki mansiyona da plaket verileceğj, başvurulann 2 ağustosa kadar yapılabileceği kaydedildi. Şiir yanşmasında ise birinciye 10, ikinciye 5, üçüncüye de 2 milyon lira ödül verüeceği, katıbnak isteyenlerin 15 ağustosa dek başvurması gerekuği belirtildi. Başvurulann Koza Kültür Sanat ve Turizm Hizmetleri AŞ Atatürk Cad. 113 Sk. Güven Apt. No: 1 ;9 posta kodu: 01120 adresine gönderileceği açıklandı. Aydın Üstüntaş,Kıyı'da Kültür Seryisi - Trabzon'da yayımlanan ayhk kültür ve sanat dergisi, haziran sayısında "Anadolu'da bir tiyatro öncüsü" başbğında Aydın Üstüntaş'a yer vermiş. tbrahim Dizman'ın, kırkbeşyıhru tiyatroya adamış Aydın Üstüntaş'la yaptığı söyleşide, sanatçının tiyatro serüveni anlatıbyor. Dergide yer alan diğer yazılarsa şöyle, Gündoğdu Sanmer'den "Ordu'da bir sanat yeb", Nazif Evren'den "Macide öğretmenin mektubundan alınülar", Tuğrul Asi Balkar'dan "Öznesini yitiren şiir", thsan Topçudan •RamisDara'yayarut".AhmetÖzer-Arslan Pulathaneli'den "İlkler", Ayhan Hünalp'ten "Salah Birsel'in dört kitabı üzerine". Mehmet Güler'den "Çağdaş. Nasrettın Hoca: Aziz Nesin", Nazım Hikmet'ten "Menueketimi Seviyorum" şüri, Ayhan Can'dan Enver Gökçe". Nilgün Süzen ile Mehmet Uslu'nun öyküleri de Kıyı'da okunabıbr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle