Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15HAZİRAN1993SALI * • * • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 13
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafi 1. Sayfada
yol açan, elli beş dakika süreli ikili görüşme başladı.
Cumhurbaşkanı olmadan önce Demirel, tam yedi kez
günün cumhurbaşkanından başbakanlığa görevlendi-
ren yazı almış. Deneyimli. Görev veren kâğıtla birlikte
başbakan adayına bir cumhurbaşkanının nasıl davrana-
cağını elbette çok iyi biliyor. hem de bütün yönleriyle.
Kısacası "hükümet tevdi işindeki incelikleh biliyor".
ûyle ki, bu işlem bir saatten az oldu mu: "dışarda olma-
dık söylentllerin dolaşacağını" deneyleriyle saptamış.
Oysa, dün "dışarda'' deneyimsız gazeteciler, TV spi-
kerleri görüşmenin uzamasını "kotuye yorumluyorlar"-
dı.
Tabii, pekçok zaman olduğu gibi, yine yanılıyorlardı.
j, Cumhurbaşkanı Demirel'le Başbakan adayı Çiller ara-
stndaki görüşmede -DYP genel başkanının daha sonra
basın toplantısında ifade ettiği gibi- "devletin önündeki
öncelikli konularla sorunlar" gözden geçirildi.
Bu sorunlarla konularda "hükümetin nasıl davranaca-
ğına ilışkin fikır alışverişi yapıldı". Neydi bunlar? Tah-
min edildiği gibi, öncelikle Güneydoğu sorunu ve ardın-
dan Çekiç Güç gibi... Dışa ve içe dayalı çeşitli sorunlarla
konularelealındı.
Çankaya Köşkü'ndeki ikili görüşmede "kiminle ve na-
sıl bir hükümetkonusuna"par\\ adı vererekdeğinildiğini
gösteren bilgiler alınamadı ama; Köşk'le Başbakanlık
arasında "başka içerikli koalisyon hükümetine" fazla
olasılık tanımayan temel bir fikir oluştu, denilebilir.
Düzenlediği basın toplantısında, Demirel'e her za-
manki sıcak ifadelerle değinen Çiller'in de söylediği gi-
bi, uyum konusunda herhangi bir çelişkiden söz edile-
mezdi.
Doğrusu dersine iyi çalışmış Çiller Görevi almıştı, ne
çare tüzük gereği parti GİK'inin de "yetki vermesi gere-
kiyor'du ve ancak, ondan sonra -önce- SHP'ye gidecek-
ti. Oradan olumlu yanıt alırsa, öteki muhalefet partileriy-
le birliktelik aramaya gerek kalmayacaktı.
Ya protokol?
Zaten, SHP'de Çiller'le koalisyona girmeye karşı çı-
kan yoktu. Olamazdı da. Nedenleri çok açık. SHP, yerel
-bir ölçüde erken genel- seçimlere iktidardayken gitme-
yi yeğliyor, hükümette olmanın azımsanmayacak olum-
lu payını sürekli göz önünde tutuyordu. O kadar ki, bir
zamanlar MHPsağcılığıylasuçladığı AyvazGökdemir-
in bakanlıklardan birine, hatta Milli Eğitim'e atanmasına
karşı çıkmayacak gibi bir izlenim veriyor.
Ne var ki; SHP'nin, üzerinde özenle durduğu bir iki
nokta var. Birincisi, Demirel'le imzalanan koalisyon pro-
tokolüne Çiller'in hangi ölçülerde sahip çıkacağını araş-
tırıyor. Bu protokolün "değiştirilme girişimlerine soğuk
bakıyor". Hatta hükümette olup olmamayı bir yerde bu
konuya bağlıyor.
ikincisi, hükümette SHP'li bakan sayısının değişme-
mesi.
Çiller den bir iki ifade dikkatleri çekiyor. Başbakan
adayı, dünkü basın toplantısında "koalisyonprotokolün-
de karşılıklı olarak -yani iki partinin- üzerinde duracağı
noktalar olabileceğini" söylüyor. Kuşkusuz, söylediği
bir olasılık. Ancak, bu olasılık gerçek aşamasına gelirse
asil hedefle pekçok konuyu karıştırabilir.
örneğin bu protokolde Çiller'in inancının tersine PTT
ve PETKİM gibi kurumların özelleştirilemeyeceği yazılı.
Çiller bunların değiştirilmesini isterse ne olacak?
Projokol sorunundaki kimi başka dokundurmaları es
geçmek de olanaksız. örneğin, hükümet kuruluşuna de-
ğinirken, paragraf aralarında "protokole bakarız, prog-
ramıhazırlarız''gibi, şimdilikyumuşak amasonrası için
önemli ifadeler yer alıyor.
Bir başka varsayıma şöyle bir değinirsek, örneğin Çil-
ler'le Onur Kumbaracıbaşı'nın hazırladığı özelleştir-
meyle ilgili TÖYÖK niçin yaşama geçirilmesin? Herhal-
de bu, beşyüz bin işçiyi kapı önüne koymaktan daha iyi,
daha mantıklı birdavranış.
Çiller, bugün Inönü ile görüşebilir.
Ya inönü hükümette görev alacak mı?
Alabilir de almayabilir de... Sürpriz kararlar açıklama-
yaalışıktır inönü.
OLAYLARIN
ARDESDAKI
"GERÇEK.
M Baştarafi 1. Sayfada
"*1si, çalkantıyı biraz daha artı-
rabilir. Yine de görüntülere,
tepkilere, öfkelere, sert de-
meçlere aldanmak, işi oldu-
ğundan çok büyütmektir.
Tansu Çiller, büyük hatalar
yapmazsa, büyük fırsatı ya-
kalamıştır; dış desteklerinin
de içerıdekinden daha az ola-
cağını sanmıyoruz.
Bu, olayın bir yüzüdür.
Olayın ikinci yüzünde daha
başka görüntüler ortaya çıkı-
yor; bunlar "teror, enflasyon
ve demokratizasyon" olarak
vurgulanıyor. Bugün med-
vayla birlikte pompalanan
lyimserliğin bir süre sonra
karamsarlığa dönüşebilece-
.^ğini şimdiden düşünmekte,
saymakla bitmez yararlar
vardır.
Tansu Çiller'i kongre salo-
nunda çiçek yağmuruna tu-
tan DYP delegeleri, Ankara-
dan ayrılıp yerlerine döndük-
ten sonra, yeni genel başkan
Meclis grubuyla karşı karşıya
kalacaktır.
Koalisyon hükümetinin de-
mokratikleşme programında
Demirel'e karşı koyan DYP
Meclis Grubu, Tansu Çiller'e
"evet" diyecek midir? Ya da
bir buçuk yıldan beri ağzın-
dan alevler saçan enflasyon
canavarı, birdenbire ehlile-
şecek midir?
Belki bu sorular zamansız
ve erkendir; daha önce sorul-
ması gereken şudur: DYP-
SHP ortaklığı sürecek midir?
Şimdilik "kongre zateri"-
nin sıcaklığı geçmediği için
daha kimsenin ayakları suya
ermedi.
Evet, Çiller'in arkasında
TÜSİAD (Türkiye Sanayici ve
Işadamları Derneği) ile
TOBB (Türkiye Odalar Bor-
salar Birliği) ve daha başka
güç odaklarmın yığınakları
var.
Ancak Türkiye'nin ağır sc-
runlarınm yiğınağı da Çiller'-
in karşısındadır. 1994'ün
martına kadar zamanla yarı-
şacaktır Çiller...
Çünkü bundan sonra yapa-
cakları. geçmiş bir buçuk
senede yaptıklarına benzer-
se, bugünkü balayı havası
çabucak son bulmuş olur...
• • •
'Moruk' dedi, evlatlıktan
• Baştarafi 1. Sayfada
nene gerek evknmek' dedığini
bildirdi.
Davacı baba, bu gerekçelerle
evlathk ilişkisinin kaldınlması-
çı istedı. Mahkeme babanın is-
feminı yerinde bulmadı ve ev-
latlık üşkisinin sürdürülmesine
karar verdi. Karar, Yargjtay'da
temyiz edildi. İkinci Hukuk
Dairesı, yerel mahkemenin ka-
•Cannı bozarken evlatlıklann
kendierini evlathk edınenlere
karşı saygıb olmalan, üçüncü
kışileıden gelen olumsuzlukla-
ra desek olmamalan gerektiği-
oe ditkat çekti. Kararda, evlat-
bklarn kendilerini evlathk edi-
nenle-e gerekü inanç ve güveni
vermtkle yükümlü olduklan
hatırlauldı.
Yargıtay'ın evlatlığın kaldı-
nlması yönündeki karanna
karşın yerel mahkeme eski ka-
rarında direnince konu hukuk
genel kurulunda ele alındı. Ka-
rarda, direnmenin yanhşhğına
değinilirken şöyle denildi:
"Davalı kendısinin saygıh ol-
masının yaru sıra evlat edinenin
yanında olup kocasmın hare-
ketlerini de durdurma çabası
ıçınde jlması gerekirdi. Evlat
edinilen evlat edinene karşı say-
gı göstermek, üçüncü kişilerden
gelecek olumsuzluklara destek
olmamak. gerekli inanç ve gü-
veni vermekle yükümlüdür.
Aksı halde evlatlıkla ilişkisinin
kaldınlmasına karar verilir."
Çiller: Hiçbir grubun malı olmam
• Baştarafi 1. Sayfada
bunlan vapmak lazım" dedi.
Bunun gibi bırtakım şevlen an-
lattı Erdal İnönü"ye anlattıkla-
nnı bana da tekrar etü ve hükü-
mete >ardımcı bir konumda ve
tabii çok büyük bir tarafsızlık
örneği gösterdı. Doiayısıvla her
şey çokiyigıdiyor
ekonominin de başındadır. Bu-
na hiç şüphe yok. ekonominin
başındayım.
- Sayın Toptan ve Sezgin'e gö-
rev verecek misiniz?
ÇİLLER: Birtanesi ağabeyı-
mız. öbürii kardeşımız. kendıle-
rinden panimiz büvük hizmet
beklıvor.
'Memuru ezdirmem' 1994'teçiftesandık
- Memur zammı sizin imzamzı
taşıyacak. Çalışanlara mesajınız
olur mu?
ÇİLLER. Daha o noktaya
gelmedik, adım adım gıtmeye
çahşıyorum. çok ıleriye şu anda
bakmam mümkün değil. An-
cak memuru enflasyona ezdir-
meme sözüm her zaman gecer-
lidir. ama işın gereği neyse o da
yapılacaktır. Yalnız herkes hu-
zurlu olsun, hıç kimse rahatsız
olmasın. Yapılacak şeylerin
hepsi Türkiye için ve herkesin
iyiliğine olacaktır. Hükümet
kurulsun. ilk etapta bunu ele
alacağz.
- KJTIerdeki büyük açığu bu-
radaki 500 bin kişiyi mağdur
etmeden nasıl kapatacaksımz?
ÇİLLER: KİT açıklan çok
fazla. Türkiye bu KİT kambu-
runu kaldıramaz. Burada çalı-
şanlar. elbette bizım güvence-
miz altındaki işçiler ve memur-
lar. Ancak Türkiye bunlan
taşıyamaz. Türkiye'nin bunlan
taşıması dunımunda enflasyo-
nu bir kenara bırakır, ıç borç-
lanma bir patlamaya gjder. Her
bir lirahk açık. ıkı liralık açık
anlamına geliyor. Bugün en az
70 trilyon üraük bir açık söz ko-
nusu ve işin gereği neyse yapa-
cağız.
- Ekonomiyi kendiniz bizzat
mı yönlendireceksiniz? Oraya
getireceğiniz bakanlara mı vere-
ceksiniz?
ÇİLLER: Başbakan tabii
- 1994'de çift sandıklı bir seci-
me sıcak baktığınız söyleniyor?
ÇİLLER. Bugün buna karar
vermem mümkün değil. Partım
ve ben beraber karar vereceğiz.
Zaten sadece biz değil. TBMM
karan gerekli. Koalisyon orta-
ğımızın karan da önemli. Böyle
bir şey var demiyorum ama
önümüzdeki günlerde tartışıla-
bilecek bir konudur bu. Ama
konuşulması, böyle bir karar
kafamda var anlamı taşımıyor.
- İlk kjmkr kutladı?
ÇİLLER: \Varren Christop-
herdan (ABD Dışişleri Baka-
nı) geldı ilk tebrik. Sonra bayan
Thatcher aradı. Ama bana tav-
siyesi fılanolmadı. Bana başan
dileyıp. kutladı beni.
- Sayın Çağlar da sizi kutladı
mı? ÇİLLER: Sağolsunlar.
Gerçekten Türkiye'de büyük
bir beraberlik vaşanıyor. Bu-
nun kıymetini herkes bilsin,
tabıı en çok da ben biliyorum.
- DYFde MHP kanadının
çok ağırlık kazandığı ileri sürii-
löyor?
ÇİLLER: Hayır, şu veya bu-
nun ağırlığı olmaz. Hiçbir gru-
bun mah olamam. Herkes bana
aynı şekilde yakındır. Herkes
çok rahat olsun. ben herkese
aynı yakınhktayım. Memleke-
tin ihtiyaçlan, işin gereği neyse
onlar yapılacaktır.
- Başbakanlık konutuna ne
zaman taşınacaksınız?
ÇİLLER: Daha başbakan
falan olmadım . Sadece bana
görev verildi. Hele bir başba-
kan olahm, ondan sonra düşü-
nürüz. Bilemiyorum. inceleme-
dim dahi. zaten nefes bile ala-
mıyorum daha.
- Bazı bûrokratların istifaya
hazıriandığı söyleniyor. Sayın
Saracoğlu'nun mesela. Bunlar
nasıl bir noktaya gider?
ÇİLLER: Ben bunlan şimdı
duyuyorum. Henüz ortada ba-
kanlar yok. Bunlan konuşmak
için çok erken.
- Bürokraside isimleriniz hazır
mı? Başbakanlık Müsteşarlığı'-
na kimi gctireceksiniz? Milli
Savunma Bakanınız kim ola-
cak?
ÇİLLER: Şu anda hiçbir şey
yok. Sadece çok değerli arka-
daşlanmız var. Bu kıymetli ar-
kadaşlann hepsini bir araya
getirerek iyi bir ekip kuracağız.
Kimsenin, özellikle vatandaşın
kuşkusu olmasın. İşin ehli olan-
lan getireceğiz görevlerin başı-
na.
- Radyolar açılsın mı?
ÇİLLER: Henüz başbakan
olmadım. Bakacağım bu konu-
ya.
DYP'nin yeni Genel Başkanı Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Demirel'den hükümeti kurma göre-
vini aldıktan sonra parti genel merkezinde özellikle kadınlar tarafından büyük ilgiyle karşdandı.
Aralannda' başbakan'ın yanağından Tnakas' alanlar da oldu. (Fotoğraf: AA)
Çiller'in gündemi koalisyon
ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu) - DYP'nin yeni Genel
Başkanı Tansu Çiller, Cumhur-
başkanı Sülevman Demirel ta-
rafından dün hükümeti kur-
makla görevlendinldi. Cum-
hurbaşkanı ile bir saat görüşen
Çiller, ""Sayın Cumhurbaşkanı
bitaraflığını sürdürerek hür ira-
denin ortaya çıkmasında bü-
yük etken oldu" dedi. Dün
akşam DYP GİK'i toplayan
Çiller. hükümeı kurma çahş-
malanna bugün grupta yapıla-
cak görüşmeden sonra başlaya-
cağını açıkladı. Başbakan
Vekih Erdal İnönü de dün sa-
bah Cumhurbaşkanı Demirel
ile Çiller'den hemen önce 30 da-
kika süren bir görüşme yaptı.
Tansu Çiller dün sabah saat
09.30'a kadar Or-An'daki ko-
nutunda çahşu. Çiller sabah
yalnızca TOBB Başkanı Yahm
Erez ile bir saat süren bir görüş-
me yaptı. Bu sırada, Çiller'in
konutuna birbirinden habersiz
gelen çok sayıda güvenlik gö-
revlisi dikkati çekti. Görevlile-
rin hepsi de "Tansu Hanım'ın
korunması için emir aldıklan-
ru" söylediler. Ancak Başba-
kanhk'tan koruma poüslerinin
gelmesı ile sorun çözüldü.
Çiller saat 10.30'da Çankaya
Köşkü'nde Cumhurbaşkanı
Demirel tarafından kabul edil-
dı. Gazetecilerin, başlangıcına
da alınmadığı Demırel-Çiller
görüşmesi 1 saat sürdü. Görüş-
me sırasında Demirel DYP'nin
yeni genel başkanı Çiller'i hü-
kümeti kurmakla görevlendir-
di. Çiller görüşmeden sonra
bugüne kadarki uygulamalann
tersine Çankaya Köşkü'nün çı-
kışında bekteyen gazetecilere
hiçbir açıklama yapmadan ye-
niden evine döndü.
Çiller, daha sonra saat 13.
30'da DYP Genel Merkezi'nde
bir basın toplantısı düzenledi.
DYP'hlerin "Demokrasi Mah-
zeni" diye adlandırdıklan sa-
londa düzenlen ve çok sayıda
basın mensubunun yanı sıra ço-
ğunluğunu bayanlann oluştur-
duğu partililerin de izlediği ba-
sın toplantısında Çiller, 'erken
seçim' için konuşmarun 'erken"
olduğunu söyledi. Çiller, 'ilk te-
ması' koalisyon ortaklan olan
SHP ile yapacaklanna da işaret
ederek "Eğer onlardan da
olumlu cevap ahrsak hükümet
programını önümüze koyaca-
ğız, hükümeti kurma işi ise
bundan sonra gelir'" dedi.
Tansu Çiller,"Koalisyon
protokolünün değişmesi gün-
demde mi" sorusunu ise "Koa-
lisyon protokolünde karşılıklı
olarak üzerinde durulabilecek
noktalar olabilir" diye yanıtla-
dı.
SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Vekili Erdal İnönü ise
dün sabah Cumhurbaşkanı
Demirel'le yaptığı görüşmeden
sonra gazetecilere, yeni hükü-
met oluşturuluncaya kadar
hükümetin görevine devam
edeceğini belirtti.
İnönü, "Yeni kabine kuru-
lurken SHP'h bakanlarda deği-
şiklik olacak mı" sorusuna da
"Tüm bu sorular. hükümetin
kurulması çahşmalan başladık-
tan sonra. başbakan adayının
bizimle yapacağı görüşmelerde
ortaya çıkacak sonuçlar. bunla-
n daha evvelden bilemeyiz"
karşıhğını verdi ve "Böyle soru-
lar sorarsanız karşıhğını ala-
mazsımz"' dedi.
DYFden tam yetki
Çiller, GİK toplantısını açar-
ken yaptığı konuşmada. Cum-
hurbaşkanı Demirel'ın. "önle-
rindeki taşlan temizleyerek,
uyum içinde çahşma ve Tür-
kiye'nin önüne yeni bir fırsat
koyma imkânı sağlayacağmı"
vurguladı.
Toplantıda. Teşkilat Başkanı
Mehmet Gölhan, hükümet
kurması için genel başkana
GİK tarafından yetki verilme-
sine ilişkin DYP tüzüğünün 80.
maddesıni okudu. Genel Baş-
kan Yardımcılanndan Seçim
İşleri Başkanı Hasan Ekıncı de
teamül gereği genel başkana
yetki verilmesinin GİK'te tar-
uşmaya açıldığını ve oylamaya
sunulduğunu anlatu. Bunun
üzerine yapılan oylamada "hü-
kümeti kurma görevi dahil her
konuda" Çiller'e "oybirhği" ile
tam yetki verildi.
PKK ve AjM>, Nazi saldırısından memnun
Çüler'e
barışçağnsı
Haber Merkezi - Uluslararası
Af Örgütü (AI), hükümeti kur-
makla görevlendırilen Tansu
Çiller ve PKK hderine bir çagn-
da bulunarak Güneydoğu'da-
şiddet, can kaybının ve insan
haklan ihlallerinin önlenmesi
için her türlü çabanın gösteril-
mesini istedi.
Merkezi Londra'da bulunan
Af örgütü'nce yapılan açıkla-
mada 1984 yıhndan bu yana
Güneydoğu'da süren çatışma-
lann. insan haklan ihlallerinin
yoğunlaşması için ortam oluş-
turduğu belirtilerek bu tür ih-
lallerden hem PKK hem de gü-
venlik kuvvetlerini sorumlu tut-
fu.
Türk Silahh Kuvveüeri'nin
PKK'ya karşı yürüttüğü hare-
kâta ABD'nin tam destek ver-
diğı bildirildi. ABD Dışişleri
Bakanı Warren Christopher ın
Ankara'da Türk yetkiülerle
yaptığı görüşmelerde konunun
gündeme geldiği ve Christop-
her'in sivillere zarar verilmeden
PKK'ya karşı yürütülen askeri
harekâa desteklediklerini söyle-
diği belirtildi.
MÜNtH (Cumhuriyet) - Haf-
tahk Alman 'Focus' dergisi
dünkü nüşhasında, PKK Uderi
Abdullan Öcalan'la Bekaa vadi-
sinde yapılmış bir söyleşi ya-
>ımladı. Münih'te yayımlanan
dergiye göre Öcalan mülakaün-
da "Almanya'daki Türklere
yapılan saldınlan memnuniyet-
le karjıladığını" söyledi. Söyle-
şide Ocalan bütün Türkiye'yi
"savaş bölgesi" ilan ediyor ve
amacının Alman turistlerin ge-
lişini baltalamak olduğunu söy-
lüyor Öcalan mülakatta, "Bo-
tan'da dört Alman gerilla eğiti-
mi yapıyor, aramızdaki
Ahnanlann sayısı artacakür"
diyor. Kürd-Ha yetkilileri ise
demecin çarpıtıldığını sövledi-
ler.
'Focus' dergisi adına Bekaa
vadisine giden Alman gazetecı
VVUhelm Dietl, Öcalanın venı
Mercedes marka arabasırun
plakasının Suriye gizli servisine
ait '14' rakamıyla bittiğini yaz-
dı. Dergi bundan yola çıkarak
Öcalan'ın "Suriye Başkanhk
Sarayı'yla iyı ilişkiler içinde ol-
duğunu" iddia etti.
'Focus'ta "Yeni terör hedef-
leri" başhğıyla yayımlanan söy-
leşinin tam metni şöyle:
- PKK'nın gücü bugün ne-
dir?
ÖCALAN: Milyonlarca
sempatizanımız, on binlerce
destekleyenimiz. 10 bini aşkın
gerülamız ve yüzden fazla öncü
kadromuz var.
- Almanya'ya nasıl bakıyor-
sunuz?
ÖCALAN: Türklerin Kürt-
lere karşı yaptıklanndan Al-
manya da sorumludur. Bonn.
Kürtlerin imha edilmesinde ol-
dukça önemli rol oynuyor.
Almanya, Kürdistan'ın nüfu-
sunun eksilühnesinde pay sahi-
bidir. Almanya'daki birçok
Kürt çocuğu ve genci, gerillaya
katılmasınlar diye kirli işlerin
içineçekikniştir. Bingölcivann-
dan 3 bin Kürt genci Ham-
burg'da oturuyor ve uyuşturu-
cu ışiyle uğraşıyor. Bu onlan
bağımsızlık mücadelesinden
alıkoyuyor. Geniş bölgeler terk
edildi, insanlar Almanya'ya gö-
türüldü. Her gün yüzlerce
Kürt, insan tüccarlan tarafın-
dan Almanya'ya kaçınlıyor.
- Son zamanlarda Almanya"-
da Almanlar tarafından Türk-
lere çok sayıda saldın bulunul-
du.
ÖCALAN: Alman halkının
bu tepkisini normal karşılıyo-
rum. Bu insanlann büyük ço-
ğunluğu vatanına geri dönmeh-
dir. Yabancı düşmanı Alman-
Bir sınavda 7 birinci 9 ikinci
• Baştarafi I. Sayfada
ilgilendirmez. O yüzden" di-
yor.
Gönlünde yatan okul Robert
Lisesi, sonra da işletme. Hangi
üniversitede? "Şimdi Bılkent
diye düşünüyorum, ama o sıra-
da hangi üniversite iyiyse ora-
da" Pekj daha sonra? Yanıt tek
sözcük: "Borsa."
İstanbul'un öteki birinasi
Şınna Tunalı. İlhamı Ahmet
Örnekal İlkokulu'nun süper
öğrencilerinden bin. Sırma, il-
kokul 4. sınıftan bu yana hafta-
sonlannı dershanede geçirmesi-
ne karşın sportif ve sosyal et-
kinlikleri asla ihmal etmemiş.
Yüzme, buz patenı, tenıs, sıne-
ma, tiyatro, televizyondaki ya-
nşma programlan. kitap oku-
ma, şiir ve kompozisvon yazma
hobileri. Kendisini "dışa dö-
nük" olarak nitelendiren Sırma
da sınav sistemini pek beğenmi-
yor, "Başannın tek bir sınavla
ölçülebileceğine ınanmıyorum"
di>or.
Sırma, Tansu Çiller'in başba-
kanhğına en az kendi birinciliği
kadar sevinmiş, "Göğsüm ka-
bardı Ben deinşallah Türkiye'-
nin ikinci kadın başbakanı ola-
cağım"' diye konuşuyor
Diğer sınav birincisi Anka-
ra Kavakhdere İlkokulu öğren-
asi Bahadır Güler, "Robert
Kolej'de okumayı"" ıstiyor an-
cak ailesinin Ankara'da olması
nedeniyle henüz karar vereme-
diğını belirtiyor.
"Aslında tembel bir öğrend-
yim. sınavlardan hoşlanmışo-
rum" diyen Güler, smava da
öyle "hanl hanl" hazırlanmadı-
ğını söylüyor.
Okul, sınıf birincihklen Gü-
ler'in her yıl yaşadığı olaylar.
Henüz 11 yaşında olmasına
karşın, politikaya "aşın ılgı"
duyduğunu belirten Bahadır
Güler'ın gelccektekı tek hedefı
de "politikacf" olmak.
Özel okullar sınavında birin-
ciliği paylaşan öğrencilerden
Burak Özoğuztan, Gözde Soy-
kan ye Bora Yahmer Bursa
Özel İnal Ertekin İlkokulu'nun
lann Türklere karşı eylemlerini
memnuniyetle karşıhyorum.
Çünkü Türklerin Almanya'da
sınırsız serbest dolaşabilmeleri-
ni iyi bulmuyorum.
- Türkiye'ye bir ateşkes öner-
mminiz. Ne oldu?
ÖCALAN: Bizim tek tarafh
olarak başlattığımız ateşkes ta-
nınmadı, hatta karşı tarafça
bizi imha etmek için kullanıldı.
Bu siyasi aşama artık ardımız-
da kalmıştır. Geniş kapsamh
gelişmeler beklenmelidir.
- Hangi tarzda?
ÖCALAN: Her alanda, her
bölgede saldınlar. Turisük te-
sisler de buna hedef olabilir.
Türk-Alman kunıluşlan buna
hedef olabilir. Bütün Türkiye'yi
savaş alanı ilan ediyorum. Al-
manya Türkiye'ye karşı turizm
politikasını dondurmalıdır.
Eğer insanlar tesadüfen ya da
kazara hayatını kaybederse
bundan biz sorumlu olmayız.
Öcalan'ın bu demecıni Kürd-
Ha yalanladı. Kürd-Ha yetkili-
leri. "Demeç çarpıükmş, aynn-
tılı açıklama yapacağız" dedi-
ler. Focus dergisi yetkililen ise
röportajın tümüyle doğru oldu-
ğunu, Ocalan'ın tekzibi varsa
bunu kendilerine göndermesi
gerektiğini söylediler.
öğrencileri.
Taban puanlan 19
haziranda
Özel okullann tercih taban
puanlan 19 haziran cumartesi
günü duyurulacak. Veliler, ter-
cih formlannı 30 haziran ve 1-2
temmuz günlerinde doldurarak
okullara teslim edecekler. Ter-
cihlere göre hazırlanan okulla-
nn asil ve yedek listeleri 8 tem-
muzda okullarda ilan edilecek.
Asil listeden kazanan öğrencıle-
rin kayıtlan 9 Temmuz Cuma
ve 12 Temmuz Pazartesi saat
17.00"ye kadar vapılacak.
UĞUR MUMCU
Baştarafi 1. Sayfada
diliğinden ışıktutuyor.
"Serxwebun" PKK'nın Almanya'nın Köln kentinde
yayımlanan yayın organının adıdır.
PKK'nın HEP'e nasıl baktığını bu gazetenin 1992 yılı
haziran sayısında yer alan "Gerillanın yoğun saldırı-
larıyla savaş şiddetlenerek büyüyor" başlıklı haber-yo-
rumdan öğreniyoruz.
Okuyalım:
- Haziran ayında yapılan belediye seçimlerinde HEP'-
in desteklediği bağımsız adayların başarılı olmaması
basmda yoğun çarpıtmalı yorum ve haberlerle işlendi.
Bu durum, PKK'nın başansı olarak göstehldi. HEP'in
PKK lı olması mümkün değil. HEP, yasal bir örgütlenme
iken, PKK topyekûn bir ulusal ve aynı zamanda sınıfsal
bir kurtuluş hareketidir. HEP, demokratik açılımları ba-
şardığı ölçüde partimizce de desteklenebilir bir oluşum-
dur. (Serxwebun, Haziran 1992, s:2, sütun 3, paragraf 2)
PKK parti, ERNK cephe örgütü ve ARGK da PKK'nın
silahlı gücüdür. PKK, "öncü parti'' olduğunu ileri sürüp
bütün eylemleri ve siyasal akımları kendisi yönetmek is-
tiyor.
PKK'ya göre HEP, bir öncü parti değildir. HEP, demok-
ratik açılımları -yani PKK'nın amaçlarını savunduğu öl-
çüde- desteklenebilir bir siyasal partidir.
PKK bu amaçla "HEP, demokratik açılımları başardığı
oranda partimizce desteklenebilir oluşumdur" diyor.
PKK ile HEP arasındaki ilişkileri, görüldüğü gibi HEP'-
in tutumu belirlemektedir.
HEP, PKK yörüngesine girdiği ölçüde desteklenecektir.
Bunu da açık açık yazıyorlar.
PKK, nasıl bir yol ve yöntem izliyor?
Bu sorunun yanıtını da PKK'nın 25-31 Aralık 1990 günü
toplanan 4. Kongre'ye sunulan "Politik Rapor'u okuya-
rak öğreniyoruz.
Bu "Politik Rapor" Almanya'da kitap olarak basılmış.
Kitabın 148. sayfasını açıp birlikte okuyalım:
- ..Partinin temel eylem taktiği zora dayalı siyasal mü-
cadele ve bunun da yoğunlaşmış biçimi olarak silahlı
savaşımdır. Partinin zor anlayışında sadece silahlı zor
yer almaz. Bunun en önemli yanı da halkın zorudur. Hal-
kın siyasal zoru dediğimiz halk ayaklanması da taktiğin
önemli bir parçasıdır. Halkın ayaklanması, halkın göste-
rileri ve halkın düzeni zorlaması da bir şiddet olayıdır ve
zoru simgeler Silahlı şiddet kadar siyasal şiddet de
devrimmizde önemli bir rol oynayacaktır. Bu, daha şim-
diden kanıtlanmıştır. Bunlardan biri gerilla diğeri de
halkın cephesel çıkışıdır. Silahlı olana gerilla, silahsız
olana da siyasal zor diyoruz. Dolayısiyle bizim baştan
beri gündemleştirdiğimiz, zora dayalı bir devrim anlayı-
şıdır. (s: 148-149)
Bu ayaklanmada öncü PKK'dır. PKK, cephe taktiği
içinde bazı örgütler kurar ya da kurulmuş örgütlerle ey-
lem birliğine girer.
PKK halk ayaklanmasını sağlamak için nasıl bir taktik
izliyor?
Bunu da doğrudan doğruya PKK'nın kitap halinde ya-
yımlanan "Politik Rapor"una bakarak yanıtlayalım:
» - PKK 'nın şu andaki örgütlenmesi ve donanımı, ani-
den vurma-kaçma, pusuya düşürme ve geriye çekilme
düzenine göre hazırlanmıştır, özü budur. (s: 154)
Olaylara bu açıdan bakarsanız, olup bitenlere hiç şa-
şırmazsınız.
PKK, hem Nevruz olaylarında hem Şırnak'ta "aniden
vurup kaçma" taktiği ile güvenlik güçlerini halk ile karşı
karşıya bırakıp kaçmıştır.
PKK Almanya'daki yayın organlarında "Ulusal Mec-
lis" ve "Savaş Hükümeti" kurmaktan ve "ayaklanma"-
dan söz ediyor. Bu amaçla siyasal etkinliğini arttırmaya
ve cepheyi genişletmeye, HEP'İ de cephe içindeki kuru-
luşlardan biri oiarak kullanmaya çalışıyor.
Çoğulcu demokraside şiddete ve zora başvurmamak
koşutu ile bütün siyasal düşüncelere söz ve örgütlenme
hakkı verilir.
HEP'de bu hak ve özgürlüklerden öteki partiler gibi
yararlanması gereken bir yasal kuruluştur.
PKK, şiddete ve zora başvuran, savaş ve ayaklanma
taktiklerini de kongresine sunduğu raporla açıklayan ve
1992 yılında ayaklanma başlatacağını yayın organların-
da açık açık duyuran bir şiddet örgütüdür.
HEP'in yasal konumundan çıkıp çıkmayacağı, PKK'-
nın yörüngesine girip girmeyeceği, PKK ile özdeşleşip
özdeşleşmeyeceği ve PKK'dan emir ve talimat alıp al-
mayacağı, HEP'in dün seçilen yeni yöneticilerinin tu-
tumlarına bağlıdır.
Muavenetşehidine
3.5 milyar tazminat
ANKARA(Cumhuriyet BÛ-
rosu) - ABD. Saratoga uçak ge-
misinden atılan Sea Sparrow
füzelerinin Muavenet muhribi-
ne isabet etmesi sonrasmda. ya-
şanunı yitırerek şehit olan Teğ-
men Aİper Tunga Akan'ın eşi
Betül Akan'a 325 bin dolar (3
milyar 423 milyon 875 bin Türk
Lirası) tazminat ödeyecek.
Milli Savunma Bakanı Nev-
zat Ayaz. şehit Teğmen Tunga
Akan'ın eşi Betül Akan dışında
ABD hükümeüyle tazminat
konusunda bugüne kadar baş-
ka anlaşanın olmadığını bildi-
rerek, Muavenet muhribinin
toplam 310 personeünden 301 '-
inin. maddi ve manevi tazminat
görüşmelerini yürütmek üzere.
ABD'deki bir avukatlık bürosu
ile sözleşme imzaladığuu belirt-
ti.
Olaydaki 18 yarah personel-
den, 17'sinin de bu büroyla an-
laştığını, yalnızca Üsteğmen
İlter Özdil'in sözleşme yapma-
dığını kaydeden Bakan Ayaz.
ABD hükümeti nezdindeki gi-
rişimleri Dışişleri Bakanlığı'nıri
da takip ettiğini söyledi.
Bilindiği gibi ekim ayı başın-
da, Ege'nin uluslararası sula-
nnda devam etmekte olan
NATO tatkikaünm "aüşsu
safhasında", ABD'nin Sarato-
ga uçak gemisinden ateşlenen
Sea Sparrow füzeleriyle Mua-
venet muhribi ağır hasar görür-
ken, olayda 5 muhrip personeli
şehit olmuş. 18'i de
yaralanmıştı.
PKK ev bastı: 4çocuk öldü
• Baştarafi 1. Sayfada
Rasün Köse (Giresun'Görele)
olay yerinde şehit oldu
Mazgirt'in Dankent buca-
ğında önceki gün 2 vutandaşı
öldürerek kaçan PKK militan-
lan ile güvenlik güçleri arasında
çaüşma çıktı. 7 PKK militanı
öldürülürken janadarma er İs-
mail Başaran şehit oldu.
Elazığ'ın Ancak ilçesi Görese
Dağı bölgesinde güvenlik güç-
lerince yürütülen çahşmalar sı-
rasında 4 PKK'lı mıhtan öldürül-
dü Mardin'de merkeze bağlı
Yaylacık köyüne bir grup PKK
militanı tarafından baskm dü-
zenlendi Roketatar ve uzun
namlulu silahlarla bir evi hedef
alan saldında Hikmet Serin
(50). Selüıa Serin (22). SeKme
Serin (14), Abdülmecit Serin
(12), Meral Serin (4) ve Berivan
Serin (1) hayatını kaybetti.
Olayda M. Sait Hçi ile Hûseyin
Demiroğlu da yaralandı.
Iğdır'ın Karakoyunlu ilçesi
Kerimbeyli ve Boranh köyü il-
kokullan, PKK militanlan ta-
rafından benzin dökülerek
yakıldı.
Amasya-Tokat karayolu
üzerinde bulunan Çengelköy
Jandarma Karakolu, TKPML-
TİKKO örgütüne üye olduğu
bildirilen 10 kişinin saldınsına
uğradı.
Bu sırada Saralan köyüne
ulaşan silahh kişiler, köy elekt-
rik trafosunu tahrip ettiler. yol-
dan geçen bir minibüsü de si-
lahla taradılar. Minibüs şoförü
Murat Görün (25) açılan ateş
sonucu öldü.
Kars'ın Kağızman ilçesi Di-
bek köyü lcırsal kesiminde gü-
venlik güçleriyle çatışmaya gi-
ren 1 PKK militanı öldürüldü.
Diyarbakır'da gazete bayiliği
yapan Haşim Yaşar, dün saat
07.30 sıralannda kimliği belir-
siz kişi veya kişilerin silahh sal-
dınsı sonucu öldürüldü.