19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS1993 CUMARTESİ HABERLER Baykal Robertlilerle • İstanbul Haber Senisi - Robert Kokj Mezunlan Derneği'nin Bizim Tepe'de düzenlediği "Politika Sohbetleri"nin bu ayki konuğu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykaldı Derneğın2. Başkanı Sema Özsoy tarafından, kendisine Türkiye'nin sorunlannı dert edinmişpolitik şahsiyetlerden biri olarak sunulan Baykal, uzun uzun Türkiye'nin 'dertlerinden' sözetti. Baykal, son on yıl içindedünyanın ve Türkiye'nin büyük değişiklikler geçirdiğini, ancak insani değerler pahasma, kolektif çıkarlar pahasma, çevre vedoğa pahasına bireyin yüceltildığini söyleyerek. "Türkiye 20001i yı1lara doğru bu uç noktadan kurtulmalı ve toplumsal yeni bir etikle dengelenen döneme girmelidir" dedi. DİSK'tenNarin'e tepki • İstanbul Haber Senisi - DİSK Yönetim Kurulu Üyesi veÖrgütenme Dairesi Başkanı Ömer Çiftçi. Halit Narin'in ücretlerin artmaya devam etmesi halinde Uzakdoğu ülkelerinden işçi ithal edilebileceğı doğrultusunda verdiği, demecı yanıtlayarak, "İşsiz sayısı 7 milyonu bulan bir ülkede ucuz işgücü ithalinden söz etmek emeğe ve insanımıza saygısızlıktır" dedi. Işçi ücretlerinin yüksek olduğu gibi bir savın sermaye çevrelerinde bile ciddiye alınmadığını behrten Çiftçi, "Narin, ve onun gjbi düşünen herkes bilmelidir ki işçi sınıfı, emeğini, onurunu koruyacak ve yükseltecekür" dedi.' Belediye işçisine destek ziyareti • İstanbul Haber Senisi - ANAP Fatih ılçe teşküaü, alacaklan için ış durduran Fatih Belediyesi işçilerini Edirnekapı'daki Fen İşleri binasında zıyareı ederek. eylemlerini desteklediklerini bildirdi. ANAP fatih Ilçe Başkaro'Pajih Küçük, Yön,etını &uryju üyefen, ANAP'lı Belediye mşclis üyeleri, 16 bağımsız belediye meclis üyesi ve partililerin kaüldığı ziyarette, yönetim kurulu üyeleri bir açıklama yaparak " Yerel yönetimlerde iktidara gelirken önce insan diyen SHP'li belediye başkanlan suç üstü yakalandı. bütün olanaklan ellerinde bulundurmalanna rağmen, emeğe karşı olan tavırlanyla gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır" dedi. Sevinç İnönü Fatih'te • İstanbul Haber Senisi - Devlet Bakanı Türkan Akyol ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal tnönü'nün eşi Sevinç İnönü, AnnelerGünü'nde Fatih Belediyesi'nin düzenlediği etkinliğekatılacak. Belediye Başkanı Yusuf Günavdın ın 9 Mayıs pazar günü Anneler Günü kapsamında hizmete açacağı Zeki Çilingir Kreşinde düzenlenecek olan etkinliğe. Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen.'SHP istanbul İl Başkanı Yûksel Çengel. sanatçılar Emel Müfrüoğlu ile Fatflı Ktsaparmak da katılacak. Sözleşmeliye yüzde 28.5 zam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanhğa bağh kurumlarda çahşan sözleşmeli personelin yılın ilk yansı için belirlenen ücret artış oranının yüzde 28.5'e çıkanlmasına ilişkin kararname, Bakanlar Kurulu'nda kabul edıldi. Başbakan Süleyman Demirel başkanlığında önceki gece saat 21.00'de toplanan Bakanlar Kurulu'nda, Başbakanhğa bağh kuruluşlarda çahşan sözleşmeli personelin ücret artışının, yıhn ilk yansı için yüzde 28.5'e ulaşûnlmasına ilişkin kararname de ele alındı. Bakanlar Kurulu'nun önceki gece yaklaşık saat 01,00'e doğru sona eren toplantısında "ilke olarak" kabul edilen kararnameye son şeklini vermek üzere, Devlet Bakanlan Tansu Çiller ve Şerif Ercan ile Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral görevlendirildi. 1972 yılında Kızıldere'de başladı, 12 Eylül'le giderek hız kazandı Olü ele geçirmenin altuıdevri Yargısız infaz dosyası HALİL NEBİLER Anayasımız, daha doğrusu 1982 Anayasası. yani generalle- rin haarlattığı anayasa, 17. maddesınde yaşama hakkının dokunulmazlığını kabul edi- yor. Ancak şarth bir kabul bu. Çünkü yaşama hakkının doku- nulmazlığını kayıtsız şartsız ka- bul edecek yerde, bunun isüs- nalannı sayıyor. Yani insan- lann öldürülebileceği durumla- n sırahyor. Bu ma,dde. kimi devlet görev- lilerine. kımi koşullarda adam öldürme yetkisi tanıyor ve böy- le bir eylemden ötürü yargılan- mayacaklan hükmünü getiri- yor. Maddenin hükmü şöyle: "Yakalama ve tutuklama ka- rarlannın yerine getirilmesi, bir tutuklu ya da hükümlünün kaçmasmınönlenmesi... Sıkıyönetim ya da olağanüs- tü hallerde yetkılı merciin verdi- ği emirlerin uygulanması sı- rasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öl- dürme fiillen. birinci fıkra hük- mü dışındadır." Yani, bir tutuklu ya da hü- kümlünün kaçmasının önlen- mesi (!) sırasında, sıkıyönetim ve olağanüstü durumlarda da yetkili makamın verdiği emirler üzerine kolluk görevlileri silah kullanabilecek ve adam öldüre- bilecek, bu öldürme suçundan dolayı kendılerine bir ceza veri- lemeyecek... Çağdaş 'anayasalar' Çağdaş anayasalarda böyle bir hükme rastlamak mümkün değil. Sıkıyönetimde ve olağa- nüstü durumlarda, (yani Gü- neydoğu'da) adam öldürebilme yetkisi veren bir anayasa... İyi de son dönemde "yargısız in- faz" kuşkusu bulunan olaylann çok büyük çoğunluğu İstanbul ve Ankara'da yapıldı. İkı şık var. Ya anayasanın bu geri hü- kümlerinin sağladığı öldürme yetkisi İstanbuîve Ankara poli- sine yeterü gelmiyor, ya da bu kentlerde ilan edilmemiş bir sı- kıyönetim veya olağanüstü hal durumu var. Anayasanın bu yaklaşımı dı- şında, hukukçulann bir bölü- mü 12 Nisan 1991 tarih ve 3713 sayıh Terörle Mücadele Ya- sası'nı ve Polis Vazıfe ve Selahi- yetleri Yasasfnı "yargısız in- faz" olaylannın sorumlu yasal düzenlemeleri olarak görüyor- lar. Hukukçulara göre Anti- Vundnuışum Mç sorgusuzyargısız "Çarest Vundacaktı, Buyruk kesindi, Gayrigözlerini kör sürüngenler Yüreğîni leş kuşları yesindi..." "Vurulmuşum Dağlarm kuytuluk bir boğazında Vakiûerden bir sabah namazında Yatarım Kanlı. upuzun... Vurulmuşum Düşüm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıknıa: Canun alırlar ecelst Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmufum hiç sorgusuz, yargısız.' "Ölüm buyruğunu uyguladılar, Mavi dağ dumanını ve uyur uyanık seher yelini Kanlara Buladılar " Ahrred Arif Terör Yasası'nın, bu tür eylem- leri gerçekleştiren güvenlik güç- leri mensuplannın yargılanma- lannı zorlaştırdığıru vurgulu- yorlar. Yasanın ilk halinde tutuksuz yargılama zorunluluğu getirili- yordu. Bu hüküm. hakimin takdir yetkisine müdahale an- lamına geliyordu ve Anayasa Mahkemesi tarafın- dan iptal edildi. Tutuklu veya tu- tuksuz^ bu önemli değil. Önemli olan, bu tür faaliyetleri yapan güvenlik güç- leri mensuplannın adil yargı önüne çı- kanlması. İştebura- da da bir engel yar. 1913 tarihinde İtti- hat ve Terakki dö- neminde çıkanlan Memurin Muhake- maü-Kanunu, han- gi devlet görevlisi- nin ne zaman yargı- lanacağına karar verme yetkisini il ve ilçe idare kurullan- na veriyor. Bu kurullar, o devlet görevlisinin yargılanmasına ka- rar vermezse, kişi yargılanamıyor. Bütün bunlara bir de idarenin güven- lik kadrolanru de- netleme konusun- daki isteksizhğini eklemek gere- kiyor. Ne zaman bir olay hakkında "yargısız infaz" savı getirilse, devlet yöneticileri bunu şiddetle reddediyorlar: savlan dile geti- renleri suçluyorlar. Yargısız in- faz olayı yeru bir kavram değil. En tarihsel örnek, Van'da sının pasaportsuz geçtiklen ıçın 33 köylünün yargı karan veya hu- kuki başka bir dayanağı olma- dan kurşunlanarak öldürülme- lerj.olayıdır. Öldürme emrini veren Gene- ral Mustafa Muğlalı, 1950 yıhnda 20 yıl hapis cezasına çarpünldı. Aynı yıl çıkanlan birgenel af- tan yararlandı ve serbest bıra- kıldı. Polislere ödül Son operasyonlardan ikisine kaülan polislerin İçişleri Ba- kanı tarafından 2.5 milyon li- rayla odüllendirilmeleri de pek farkh bir olay sayıhnasa gerek. "Muğlah Olayı" veya '33 Kur- şun Olayı' olarak bilinen Van"- daki olaydan sonra yargısız in- fazlar yeniden. 12 Mart 1971 döneminde ortaya çıktı. Bunun en önemh örneği ise Mahir Çayan ve arkadaşlannın Kızıldere'de "ölü ele geçirilme- leri"oldu. 12 Eylül 1980 döne- minde hız kazandı. En belirgin hale de son iki yılda ulaştı. 12 Mart döneminden bu ya- na yargısız infaz olaylan sık sık görülüyor. Aynı dönemden iti- baren de özellikle sol siyasal gruplann yandaşlan acıh bir türkü söylüyorlar "Vurulduk ey halkım. unut- ma bizi". SÜRECEK TKEP önderiyle birlikte aralannda iki çocuğun da bulunduğu 5 kişi gözaltına alındı Tesliııı Töre, 20 yıl sonrayakalandı • TKEP'in önderlerinden Teslim Töre, Üsküdar'da 20 yıl sonra yakalandı. Töre ile birlikte 5 arkadaşı da gözaltına alındı. Gözaltına ahnanlar içinde bulunan 2 ve 10 yaşındaki çocuklar hakkında hiçbir bilgi alınamadı. İstanbul Haber Senisi - Tür- kiye Komunıst Emek Partisi'- nin (TKEP) 20 >ıldır aranan önderlerinden Teslinı Töre'nin Üsküdar'da bir evde yakalan- dığı bildirildi. AA'nın Emnıyet yetkililerinden aldığı bilgiye gö- rrTöre, be§ arkadaşjyla birlikte , sahıe pasaportuyla gözaltına ahndı. Aynca gözalunda bulu- nanlar arasında 2 ve 10 yaşla- nnda iki de çocuk bulunuyor. Terörle Mücadele Şubesi'nin, Üsküdar Örnek Mahallesi'nde bir eve yaptığı operasyonda Teshm Töre, ev sahibi Hüseyin Bakır (37) ve eşi Muazzez Yücel (31). 2 ve 10 yaşlanndaki ço- cuklan ile evde misafır olarak bulunan Murat Toprak (32) gözaltına ahndılar. Murat Top- rak'ın verdiği ifadeler doğrultu- sunda bın başka eve yapılan operasyonda kimligi gçıklan- mayan 2 kişi daha gözaltına alındı. 1 Polis açıklamasına göre Töre ve 5 arkadaşıyla birlikte çok sa- yıda silah, örgütsel doküman ve eylem planlannm ele geçirildiği ileri sürüldü. Uzun süre Su- riye'de yaşayan Töre ve öteki sanıklann sorgulannın devam ettiğini behrten emniyet yetkilı- leri, geniş açıklamamn daha sonra yapılacağını söylediler. İHD'den yapılan açıklama- da Teslim Töre'nin oğlu Hasan Töre'nin dünkü Meydan gaze- tesinden babasmın gözaltına almdığını öğrenerek İHD'ye başvurduğu bildirildi. İHD'nin yaptığı başvuruda Terörle Mü- cadele Şubesi'nin Teshm Töre için "Burada yok" jdediğj öğre- nildi. İH.D açıklamasında Mey- dan gazetesiyle de görüşüldüğü belirtilerek söyledenildi: "Mey- dan gazetesiyle yaptığımız gö- rüşmede haberi hazırlayan Ahmet Akpakın 'şube muhabi- ri' olduğu ve çıkan haberin po- lis kaynakh ve pohs dırektifıyle çıktığı ifade edildi." Teslim Töre kimdir? 1939 yılında Malatya'da do- ğan Teslim Töre, 1960 sonrası kurulan Türkiye İşçi Partisi'- nde politik çalışmalara kaüldı. 1965-66 yıllannda Türkiye İşçi Partisi (TİP) Malatya örgütün- de çahşmalar yaptığı sıralarda ön plana çıkü. 1966 TİP Kurul- tayı sırasında ortaya çıkan Milli Demokratik Devrimciler (MDD) ve Sosyalisf Devrimci- ler tartışmalannda MDD/ Aydınhk-Türk Solu etrafında toplanan grupla birlikte dav- randı. Töre daha sonra Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan. Sinan Cemgil, Yusuf Aslan önderh- YAZARLARIN EVİ Anılannızı Meyhanemizde yaşayın her gün FASIL Osmanbey 246 44 18 'Yavgısız infaz'a tepki Kadıkö\'deki operasyonda Şengül Yüdıran ve Üğur \'aşar Kılıç'ın polis tarafından öldü- rübnesini protesto eden bir gnıp, İçişleri Bakanı tsmet Sezgin'e telgraf çekerek, işti- faya davet erri. Marmara Öz- güder'li aileler, Sağük-Sen Ge- nel Başkanı Songül Aytimur, BELSEN Hukuk Sekreteri Muzaffer Paçacı, Yüdıran ve Kılıç'ın aileleri ile Almanya'- dan gelen bir heyet dûn İstan- bul Adliyesi postahanesinden İçişleri Bakanı Sezgin'e pro- testo telgrafı çekti. (Fotoğ- rafGARBİSÖZATAY) ğinde oluştunılan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nda (THKO) kır gerillasırun hazır- lanması ve oluşturulmasında sorumluluk aldı. THKO'daki siyasi aynşma- lardan sonra THKO/Mücadele Birhği'ni oluşturdu. 1 Mayıs 1980'de kurulan Türkiye Ko- münist Emek Partisi Genel Sekreterliği'ne seçildi. Teshm Töre ile birlikte ya- kalanarak gözaltına alınan kişi- lerin ailelerinin başvurulanna polis yetkililerinin hıcbU:. yan^t vermediğı bildirildi. Hüseyin Bakır ve Muazzez Yücel'in 2 ve 10 yaşlanndaki çocuklannm da babaannelerine teslim edilrne- diği öğrenildi. Gözalunda bulu- nanlann aileleri, dün İnsan Haklan Derneği'nde yaptıklan açıklamada, 5 mayıs tarihinde Üsküdar Örnek Mahallesi'nde- ki Hüseyin Bakır'ın evine poh- sin yapağı operasyonda Töre ile birlikte Hüseyin Bakır (37), Muazzez Yücel (31), 2 ve 10 ya- şındaki çocuklan ve evde misa- fır bulunan Murat Toprak'ın (32) gözaltına alındığını bildir- diler. Açıklamada aynca Mu- rat Toprak'ın evinin basılarak arandığı. eşi Hatice Toprak'a polisin "Murat'ı iki arkadaşıyla birlikte yakalayıp emniyet mü- dürlüğüne götürdük" dediği ifade edildi. Hüseyin Bakır ve_ Murat Toprak'ın yakınlan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne, Gay- rettepe'de bulunan Siyasi Şube'ye, ve Örnek Mahallesi karakoluna başvurulanna "Bizde yok" yanıünı aldıklannı belirterek "Bizler aileler olarak yakınlanmızın nerede ve nasıl olduklannı merak ediyoruz" diye konuştular. AVRUPA'DAN EDtPEMİLÖYMEN Bosna'da Uyuz, SomaH'de Aslan... Bosnalı Sırplar, Vance-Owen Barış Planı'nı niçin ka- bul etsinler? Büyük Sırbistan yaratmaya uğraşırken, yok azınlık haklarıymış, yok etnik dengeymiş, yok tekil dev- letmiş gibi fasafiso ile mi uğraşacaklardı? Zaten o plan, Birleşmiş Milletler ile Avrupa Topluluğu'nun zar zor bir araya getirdiği, kötüler arasında az kötü sayılacak bir yasaksavma. Batılılar, plana amentü gibi sarıldılar. Sanki uygulan- ma şansı vardı da. Şansı olsa bile sanki adil ve kalıcı bir barış sağlayacaktı da... Ama olsun, bir şeyler yapıyor gözükmek gerekiyordu. Hem sonra, her iş diplomatik yoldan çözülmeli, değil mi? Ne de olsa, Birinci Dünya ül- kesiydi Yugoslavya-Sırbistan Başa çıkmak kolay mı? Buraya gönderilen BM Barışgücü de kasrth olarak yetki- siz ve iktidarsızdı. Dört büyükler öyle uygun görmüştü. Güvenlik Konseyi'nin dönüşümlü takıntıları da "dört bü- yükler"e uymuştu çaresiz. Ama aynı iktidarsız Birleşmiş Milletler, Somali'ye öyle bir Barışgücü gönderdi ve BM tarihinde görülmedik öyle yetkilerle de donattı ki. Türk askeri, vatan-millet-sakarya edebiyatından bizim gözü- mûz ne kadarını gördü acaba bunun? Birkaç dış politika yazarının belki fikri oldu o kadar. Evet, Bosna'da iktidarsız BM, kuruluş yasasının 7. maddesini Somali için hatırladı. Bu madde uyarınca BM Barışgücü bütün ülkede denetim sağlayacak, icabında görevini kuvvete başvurarak, yani Türkçesi silah kufla- narakyapacak. BM Barışgücü, Somali'deulusalorduve polis kuvveti kurulmasına da yardımcı olacak. Güvenliği tehdit eden ve şiddete başvuran her unsuru etkisiz kıla- cak. Bütün limanları, havaalanlarını, haberleşme şebe- kesini denetleyecek ve güvenlik altına alacak. Yerlerin- den edilenlerin geri dönmelerini de sağlayacak. Bütün bu işler için 6 ay süreyle çıkartılan bütçesi 832 milyon dolar. Görev süresi 31 ekimde yeniden uzatı- lacak nasıl olsa. Bu yeni Barışgücü geçenlerde görevi, aralık 1992'de Somali'ye çıkarma yapan Amerikan kuv- vetinden devraldı. Korgeneral Çevik Bir komutasındaki yeni Barışgücü, komutanının törendeki sözleriyle, "Bir- leşmiş Milletler'in bundan sonraki operasyonları için bir örnek oluşturuyor, yeni bir görüş getiriyor. Yeni Barışgücü Somali için de yeni bir hayatın kilo- metre taşlarını dizmeye başlayacaktır." iş Somali oldu mu Birleşmiş Milletler aslan kesilir. Vizyon mu istersi- niz? Var. Sert yetkiler mi istersiniz? O da var. Silah kul- lanmaktan, ülkeyi yeniden imara kadar yok yok. Hem de bu işlerin başında bir Türk general. Hem de 30 bin kişilik yeni Barışgücü'nde 3 bine yakın Amerikalı asker de ilk kez böyle bir görevde bir yabancı komutanın emrinde. Olacak iş değil, ama oluyor. Ama bir yere kadar... Her şeyin bir haddi var. Somali için astığı astık kestiği kestik BM Barışgücü'nün bir benzerini acaba Bosna-Hersek için rica etsek, mümkün mü? Değil mi? Eh tabii kolay de- ğil. Kara Afrika'nın yoksul ve altyapısız. üstyapısız, hiç- yapısız bir köşesinıje 19. yüzyılcılık oynamak başka, Av- rupa'nın arka bahçesinde Birinci Dünya temsilcisi Yu- goslavya-Sırbistan gibi dişli bir saldırganla başa çıkma- ya çalışmak başka. Bosna için ara sıra kınama açıkla- rrtaları yapılır, boş laf ve içi kof ifadelerin bildiri haline getirilmesi için saatler harcanır. Bu arada Bosna'da öten ölür, temizlenen temizlenir, sürineh sürülür. Sırplara v da zor KUnânmamak için akla karayı seçer Batılılar. işin acı tarafı Somali artık medya gündeminde değil. Batı, oraya "düzen" getiriyor. Nasıl yapıyor bunu, artık ilgilenen yok. Kara Afrika'nın bu kö- şesi artık "haber" değil çünkü. Bosna ise medyanın gündeminde sürekli. Fena halde "haber." Ama oraya Batı, sadece "düzensizlik" getiriyor hâlâ. Ve haber bül- tenlerinde birinci konu, bu düzensizliğin o gün hangi aşamaya geldiğinden ibaret... Avukata saldmyaprotesto NECATtAYGlN İZMİR - İzrhir Barosu'na kayıtlı bir gurup avukat Buca Cezaevi'nde meslektaşlanna»yönelik saldınlann önlenmesi için İzmir Barosu yönetimine başvurarak yardım istedi. Avukatlar yapüklan ortak açıklamada, Buca Cezaevi'nde müvekkilleriyle yapüklan görüşme sırasında jnfaz koruma memurlannın itrp kakmalanyla saldınya uğradıklannı belirterek, "Cezaevinde savarun emri geçmiyor" dediler. Avukatlar. İsmail Kavak, Ahmet Önerge, Mehtnet Yatar ve Sevgi Binbir, Buca Cezaevi'nde savunmaya yönelik engel- lemelerin son buhnası amaayla İzmir Baro BaşkanlığTna başvurdular. Başvuruda baro tarafından oluşturulacak bir heyetin sorumlulan saptayarak haklannda hukuki işlem ya- pıknası için zaman gecirilmeden girişimde bulunuhnasını is- tediler. Avukat İsmail Kavak ve arkadaşlan Baro Baş- kanhğı'na yapüklan yazıh başvunıda sorunlannı şöyle dile getirdiler:Yapüklan yazıh başvurunun sonucunu bekledik- lerini söyleyen avukatlar. gerekirse olayı Adalet Bakanı'na götüreceklerini söylediler. tdaın edilişlerinin yirmi birinci yılında darağacında üç fıdan... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan Her zamangenç, her zamandevrimci BERATGÜNÇIKAN Hem delifışek, hem çocuk... Hem yürekli bir adam. hem bir önder... 1921 İtalya'sım ya da İspanya Iç Savaşı'nı anlatırkcn bir kadırun seksapelliğini araya sıkıştınverecek kadar yaşamdan yana. "•Mavra"lan. dört duvaria çevriü avlulara, hücrelere. kısacık zamanlarda sığdınlmış. Tam bağımsız. sömürüsüz. demokra- tik ve sosyahzm yolunda bir Tür- kiye'nin üniversitelere. fabrikala- ra. kırlara sindirilmiş kokusu. Ve bir gün, tam da 6 Mayıs'ta. bir ıpin ucunda ağız dolusu gülmele- rin susturulması... "Bir gün. bir yürüyüşte, Ça- ğaloğluyokuşundan iniyoruz. İki turist beni çevirdi. Dil de bilmem. Ne diyorlar, anlamadım. Deniz. biraz anlar İngilizceden. 'Bak' dedim, "Ne soruyor bu ..neler'. Deniz, başladı konuşmaya, 'The most important revolutioner is Mao Zedung'. 'Ne dedin?" diye sordum. 'Dünyanın en büyük devrimcisi Mao Zedung'tur de- dim' dedi. Epey gülmüştük." Bozkurt Nuhoğlu. idam edilı- şinin yirmi birinci yılında Deniz Geımiş'le ilgili anıtan anlatmak- ta. Yer, 68'liler Vakfı binası. Kırlaşmış saçlan, "Nerede kalmıştık"h bakışlan. kravatın bir türlü yakıştınlamadığı giysi- leriyle bir avuç adam. Onlar ko- nuşacak. Ve yaşlan. onar yıl arah Vatafta aima Bozkurt Nuhoğlu, idam edilişinin yirmi birinci yılında Deniz Gezmiş'le ilgili anılan anlatmakta. Yer, 68'üler Vakfı binası. Kırlaşmış saçlan, "Nerede kalmıştık"lı bakışlan, kravatın bir türlü yakıştınlamadığı giysileriyle bir avuç adam. Onlar konuşacak. Ve yaşlan, onar yıl aralı darbelere denk düşmüş. birbirinin uzantısı olmaya cabalayanlar dinleyecek. darbelere denk düşmüş, birbiri- nin uzantısı olmaya çabalayanlar dinleyecek. 68 ruhu nedir'' Kim- dir, Deıüz Gezmiş. Yusuf Aslan. Hüseyin İnan? Kimisinin sol yumruğunu ha- vaya kaldırdığı, kimisinin zafer işareti yapüğı bir dakikahk saygı duruşundan sonra eski TEP Baş- kanı Mihri Belli"nin anılan başlı- yor. Bugün demokrasi diye man- galda kül bırakmayanlann idam- lardaki onayını anımsatıyor Bel- Bozkurt Nuhoğlu 68'liler Vakfında Gezmiş'le ilgiU andarmı düe getirdi. (HATİCE TUNCER) li. Kim mi Gezmiş, İnan ve As- lan? Yüreği en derin anlamıyla vatan sevgisiyle dolu, tam bağımsızhğı, gerçek demokrasiyi ve sosyalizmi hedefleyen genç in- sanlar. Birey değiller. yığınlan tcmsil ediyorlar. ABD donan- ması 6. Filo'nun Dolmabahcehe- zimetinden ancak iki darbe sonra Turkiye'ye girebiliyorsa bu on- lann başansıdır. "Onlar hiç yaşlanmayacak" diyor Hacı Tonak. "Saçlan ağar- mayacak, klasik aile babası ol- mayacak, asla teslim ahnamaya- caklar". Edebiyatı, yaşamayı, gü- zellikleri seven insanlar onlar. Nurhak dağlannda sıcak ölüm- den. Ankara cezaevinde de idam- dan dönen Hacı Tonak için, De- niz, eylemci, kararh, militan, kitle önderi. şakacı, olaylann gülünç yanlannı bulan, onu da günlük yaşamına sokan bir kentli. Yu- suf, daha az kentli. Dindar, Çer- Kez öır aılenın çocuğu. En sert tu- tumunda bile bir mahcubiyet, özür dileme gizli. O kuşağın en ağır işkencelerini yaşayan o. İlk clektrik ona verildi. '"Erkekliğine birşey oldu mu" sorulannı o ya- nıtladı. Hüseyin ise, "'ciddiye ab- nan devrimcüerin" başındaki adam. Bütün eylcmlerin isimsiz adamı, Dede. Bir başka anı. Sultanahmet Cezaevi. Bozkurt Nuhoğlu ile DenizGezmiş aynı koğuşta. Gez- miş, ırza geçmek dahil bir sürü adi suçtan hükümlüyle diyaloğu koyulaştınyor. Nuhoğlu kızgın, "Bu lümpenle ne konuşur bu adamT" "Ses çıkarma, örgütlü- yorum" diye kendini savunuyor Gezmiş. Bir gün, Nuhoğlu'naya- naşıyor lümpen, "Bu Deniz, bana bugüne kadar hep pis işler yapün diye kızıyor. Bundan son- ra onurlu işler yapmamı öğütlü- yor". "İyi ya'' diyor Nuhoğlu, "Nasıl işler yapacakmışsrn'"? "Ben de bunu anlamaya çahşıyo- rum işte" diye yanıtlıyor lümpen, "Amerikan fılosunu kaçırahm is- tiyor. Benim de aklıma yattı. Me- raklandığım şu, fıloyu kacıra- cağız da kime satacağız?" THKO kuruculanndan Tun- cer Sümer. bir kır eğitimi sıra- sında bannılan kulübede bulduk- lan esrar ve morfini anımsaüyor. Bu arada "Vietnam kasabı" diye adlandınlan ABD Büyükelçisi Kommer'in arabasının yakı- lmasını da anımsamah. Anlatmaiann arkası kesilmi- yor. 90 kuşağı merakta. Soldaki bu bölünmelerin nedeni ne? Dr. Kıvıknnlı, 68 kuşağını nasıl et- kiledi? Soruyorlar. Öcalan'ın açı- klamalan gündeme geliyor. Türk aydını, Kürt aydını nerede? 68'liler Vakfının bulunduğu bi- nanm camlan açık. Tramvayın raylar üzerinde akışımn sesi du- yuluyor. Nuhoğlu. kendisinden yedi yaş küçük Gezmiş'e sesle- niyor: "Haklıymışsın. Biz gittik, sen kaldın..." Demokrasi Partisi kuruldu ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) - Demokrasi Partisi (DEP), İçişleri Bakanlığı'na yapılan başvuruyla resmen kuruldu. HEP'ten aynlan mil- letvekilleri Mahmut Alınak ve Muzaffer Demir'in de kurucu- lan arasında bulunduğu par- tinin genel başkanı Özgür Gündem Gazetesi Sahibi Ya- şar Kaya, partinin Kürt soru- nunu demokrasi içinde çöz- meyi amaçladığını bildirdi. İçişleri Bakanhğı'na, Ah- nak ve Demir ile birlikte 55 kurucunun imzası bulunan düekçeyle, parti programı ve tüzûğûnü tesüm eden Yaşar Kaya, HEP'in kendilerine ka- üknası konusunda bilgisi ol- madığını söyledi. Partilerinin bir Kürt partisi olarak tanın- masının yanlış olduğunu ifade eden Kaya, "DEP, Kürt ve ' Türk halkının devrimci ve de- mokratlannın partisidir. Tür- kiyeli bir partidir. Diğer parti- •lerden farkh tarafi, demokra- siyi, hedeflemiş ohnası ve demokrasinin önündeki en önemli sorun olan Kürt soru- nunu demokrasi içinde çözû- mü önüne koymuş obnaadır" diye konuştu. Simge olarak ceylanı seçen DEP'in ambleminde. mavi ze- min üzerine bordo renkli bir ceylan resmi bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle