Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7MAYIS1993CUMA
14 DIZIYAZI
Halkıntrilyonlukkıutıılıışprojesi
O
ren, Gökova nın
kıyısında bin 800 nüfuslu
şirin bir belde. örenliler,
Kemerköy de tamam-
landıktan sonra Gökova
Termık Santralleriyle ıç
içe yaşamaya mahkumlar. Ören Bod-
rum'a da yanm saat, kırk dakika me-
safede. Yenıköy Termik Santrali
Ören'den 27 kilometre uzakhkta. Ka-
sımda bitecek Gökova (Kemerköv)
Termik Santrali ise sadece 7 kilometre
ötede yükseliyor. Daha 1 yıl kadar ön-
ce Gökova'yı kurtarma harekatının
üssü olarak kullarulan Ören'de şimdi
kırgınhk, küskünlük ve sessizlik ha-
kim. "Geldiler. konuştular, söz verdi-
ler de ne oldu?" diye sitem ediyor yöre
halkı.
Anlattığına göre. hayal kınkhğı
ören'in genç belediye başkanına parti
değiştirmiş. Kazım Turan, "Kannca-
dan medet umar hale geldik" diyor.
ama hiçkimseden umudu kalmadığı
konuşmasından anlaşıhyor. Seçimi
SHP'den kazanan, ancak 5 aydır
CHPb olan Ören Belediye Başkanı.
Gökova'yı •kurtarma kampanyası sı-
rasında İzmir Fuan'nda toplanan im-
zalan Başbakan Demırelegönderme-
ye bile gerek görmemış. Toplanan 165
bin imzanın 65 binı odasındaki dola-
bında duruyor. "Zamanı gelince ven-
riz" dıyor. Başkan Kazım Turan. di-
ğer 100 bin imzayı ise. o günlerde Hür-
nyet Gazetesi'run ekonomı servisi yö-
netmeniyken Gökova'yı kurtarma ça-
balannın öncülerinden olan İnters-
tar'ın yorumcusu Menç Köyatası'nın
sakladığını söyledi.
Lojmana mühür
Ören Belediye Başkanı Gökova
Termik Santraîinin inşaatını rtıhsatı
olmadığı gerekçesiyle durdurup
durduramayacaklan konusunda
Bayındırkk Bakanlığı'ndangörüş iste-
diklerini, bakanbğın "Termik santrale
_ ökova'da 2 termik santralleyaşamaya mahkum >
edilen Ören beldesinin halkı,1 yılönceki kurtarıcılann
bugün ortadagörünmemesinedeniyle suskun ve küskün.
Belediye Başkanı sözünde durmayanpartisi SHP'yi
bırakıp CHP'yegeçmiş. Gökova'yı kurtarmak için
toplanan onbinlerce imzayı Başbakan 'agöndermeye bile
gerek görmüyor. Tavukçulukla uğraşan Milas Çevre
Derneği Başkanıyöre halkı ile belediyelerden 1 trilyon lira
toplayıp santrali satın almaktan sözediyor.
Adı neredeyse'Termikköy'-
'e çıkan şırin tunstik belde
Ören'de halk, Gökova'yı kur-
tarmak için her yolu düşü-
nüyor. Bu çö'zümler ıçınde
Gökova Termik Santrali'nı
devletten satın almak da var.
kanşamazsınız, ama lojmanlar için
ruhsat ısteyebilirsiniz" şekbnde yol
gösterdiğıni anlattı Kaam Turan bu-
nun üzerine projesinde sadece sosyal
tesis gözüken santralin 267 villasını
mühürlediklerini ve 1 milyar lirarun
üzerinde ceza kestiklerini ifade etti.
Turan. TEK'in bu cezaya itıraz davası
açtığını ve geçen süre içinde faizleriyle
bırlikte cezarun 2,5 milyar liraya yak-
laştığını ifade etti.
Çevre Bakanı istifa
Termik santral gezı grubu Gökova'-
ya yönelik duyarsızlığı protesto
amaciyla Çevre Bakanı Doğancan
Akyürek'i istifaya çağıran bir de kam-
panya başlattı. Kampanya'ya da ilk
imzayı Ören Belediye Başkanı Kazım
Turan attı. Milas ve Yatağan da, Gö-
kova Şey tan Üçgeni'nin etki alanı için-
de olduklan halde. belki de sönen
umutlann etkisiyle her iki beldenin be-
lediye başkanıyla da görüşülemedi.
Vatandaşın hayali
Milas Çevre Koruma ve Ge-
lıştirme.. Derneğj Başkanı
İsmet Özkan, hükümete bu
konuda bir teklifte bulunacak-
lannı anlaüyor. İsmet Özkan,
yörede büyûk toprak sahiplen
ile termik santralden olumsuz
etkilenecek bölgedeki tunstik
tesis sahiplerinin gerekli pa-
rayı biraraya getirebileceğini
iddia ediyor. 37 büyük toprak
sahibinden söz aldıklannı söy-
leyen dernek başkanı, Milas,
Yatağan ve Ören Belediyele-
ri'run de oluşturulacak fona
katılacaklanru,
aynca yabancı
çevrecı kuruluş-
lar yardımıyla
da yurt dışından
fınansal destek
sağlanabileceği-
ni ileri sürüyor.
Yöre halkının
aralannda top-
lamayı plan-
ladığı para bu-
günün rakam-
lanyla tam I trilyon lira.
Üstelik santralin kesin
mab>eu de belli deği].
Başbakan Demirel"in
Rıo'dakı Çovre Zirvesi'-
nde Gökova'ya harca-
nacak parayı 7-8 trilyon
lira olarak ifade ettiğı ri-
vayet olunuyor. Bir de
yapımcı fırmayla yapı-
lan sözleşmede, inşaatın
durdurulması halinde
tazmmat ödenmesi yo-
lunda hüküm bulundu-
ğu ileri sürülüyor. Bu
tazminatın miktan da
inBeJe-
di>e Başkanı Kazım Turan toplanan imzalan
Başbakan'a göndermeyi gereksiz buiuyor.
Gökova Santrahnı 1 trilyon liraya devletten
satm almayı öneren Milas Çevre Koruma Çerne-
ği Başkanı İsmet özkan tavukçulukla uğraşıyor.
Santralin fıyatı daha da yükseliyor.
İşte halkın böylesine büyük bir parayı
biraraya getırip devletle pazarlığa
oturması oldukça uzak bir ihtımal ola-
rak ortada duruyor. Üstelik Gökova'-
yı kurtarmak için 1 trilyon lira topla-
ma iddiasında olan Milas Çevre Ko-
ruma Ve Geliştirme Derneği Başkanı'-
nın kendi halinde tavukçulukla uğra-
şan bir kışi olduğunu öğrenivoruz. Bu
da Termik Santralin halk tarafından
satın alınmak suretiyle kurtanlması
ihtimaliru daha da zayıflatıyor. Ter-
mik santral gezısıne İcatılan herkes,
•'Bu ışı daha geruş bir kıtle örgütünün
üstlenmesı ve organize etmesi gerekli"
görüşünde hemfıkirEge'nin mavisi ile Göko>a'mn yeşilinin birleştiği Ören sahilinde, kı>ıya birkaç yüz metre mesafede kunılan Kemerkö> Termik Santrairnın, kö- sır perdesinin arkasında
raür ihtivacını tepeleri aşan yüriiyen bantla 20 kilometre ötedeki rezenden sağlayacağı beiirtiliyor. Kıjıda inşa edilen linıan da, daha sonraki kalan konulardan biri.
>iflar için ithal kömüre kapı açmış olacak. Ören Betediyesi'nin gücü ancak kıyıdaki TEK viUalaruıı mühürlemeye yetti. Santral inşaatı için mah- Böyle bir hükmün
keme karan gerekiyor. varlığı gerçekse, Termik YARIN: D e v l e t n e y a p i y o r ?
Neıııuduseninleayıuduygularıpaylaşanlara
O N B I N L E R
İÇİN YAZP1
Alışamayacağım. Onlarseni
katîetmeyı başardılar. Biz bunu
engellemeyi başaramadık.
Buna çok üzülüyorum. Ama
laik, çağdaş özgûr Türkiye için
herkesin kenetlenmesı ve
bunun senin bedensel ölümün
gibi çok acı bır olayla olsa bile
gerçekleşmesi içimdeki ümidin
kuvvetlenmesini sağladı.
Dürûst, inançh, laik, demokrat
ve çağdaş bir insan olarak
daima cesaretle her türlü kötü
ve karanlık güce karşı
mücadele ettin. Bunun için
provokasyonu. mevkini,
meclısi, polisi. entnkayı, üç
kâğıtçılığı, uyanıklığı, dini,
mafyayı kullanmadan sadece
kaleminle, düşüncelerinle
yaptın. Hepirnize ışık verdin,
aydınlık verdin. inanç verdin.
Her şeyin bütün değerlerin
çıkarlar uğruna çok kısa bir
zamanda bu kadar dejenere
edildiği, dürüstlüğüne,
çalışkanlığın, ahlaklı. onurlu
olmanın bu kadar aşağılandığı
bir ortamda aslında ne kadar
güçlü olduğunu gösterdin.
Keşke bu satırlan hıç
yazmasaydık. Ama emin ol her
zaman açtığın yolda
Atatürkçülüğü laikliği
korumak için savaşacağım.
Yemin ediyorum. O alçak
yaratıklan bütün kalbimle
lanetliyorum!
A.Gür
öldüriilüşün, hâlâ senin
düşüncelerine sahip insan
sellen arkanda. Katillerin
bulunması için çok yoğun
çalışmalar sürdürülüyor. Eğer
bu katiller bulunmazsa devlet
aciz kalacak, fakat bizim aamız
sensizlik olacak. Bunun hıncını
biz Atatürkçü aydınlar
demokratik yollardan hesabını
soracağız. Rahat uyu.
Mustafa Yasak
Söylenecek çok sözüm var
yazılacak çok ve çeşitb
duygularla doluyum; hepsi
düğum duğüm olup dızıliyorlar.
Bugün dünyada sevgıliler günü
olarak kutlanmakta...
Sevgaü Atatürk aşığı,
insansevgisiyle dolu M umcu her
yazın ve aydınlattığın insan bugün
daha da ıyi anlaşümaktadır.
dilerim senin gibi son semboller
henüz hayatta iken anlaşılırlar.
GürkanKöse
Seninle hepımizin bir parçası öldü.
Cesareün. dürüstlüğün,
fedakârlığın bizimle yaşayacak.
Ne mutlu senin a\nı duygulan
pav las^nlara.
Birol Özbay
Ne yazacağımı bılmiyorum, ama
çok üzgünüm.
Berkant Dişçigûl
SÜRECEK
SİZE SİZ
24 Ocak 1993;
Bevnimizin konuşan yanı eyvah,
Seni tek hedefmi bıraktık,
Boğalarla güreşirken arenalarda.
Biz ne yaptık, nasıl kıydık sana,
Gövden çelik mi sandık ne.
Nasıl unuttuk, mertlık bozulmuştu ya,
Er meydanlarında.
Meydan mı kalmiftı ki,
Köroğlundan bu yana
Labirentler kurulmadı mı oralarda.
Dev ateşler tutuştufup mumlarınla,
Eritmezsek labirentlerin duvarlannı
Düştüğün toprakta biten karanfıllerden
Köprüler kurmazsak Mustafa Kemal'e
Sevgili Uğur Mumcu
Sakın affetme bızi.
Mûnire Sema Tihsüz
Şehitler, Kuvay-i Milliye şehitleri
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvay-i Milliye şehitleri
Sakarya da Inönü de, Afyon 'dakiler
Dumlupınar aakiler de elbet
Ve de Aydın 'da, Antep te vurulup düşenler,
Siz toprak altmda ulu köklerimizsiniz
yatarstnız alkanlar içinde.
Şehitler, Kuvay-i Milliyeşehitleri,
Siz toprak altmda derin uykudayken
düşmam çağırdılar
Satddık, uyanın
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
Kalkıp uyandırın bizi,
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvay-i Milliyeşehitleri
mezardan çıkmanın vaktidir!
Jale Demir-Naile Tokdemir-
Fatma Dmmuş
ÇALIŞANL ARIN SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL
1987 yılı ocak ayından başlayarak özel bir şirkette
çaltştım. Sigorta primlerim I. dereceden düzenü olarak
ödendi. Primlerimin ödenmesinde en ufak bir aksama ol-
raadı. 1987 > ılında çıkan 3395 sayılı yasa uyaruıca emekli
olabilmek için 28 ocak 1993 tarihinde Sosyal Sigortalar
Kunımu'na başvurarak emekliliğimi istedim. (Daha önce
yazdığınız gibi y aşanın yayunlandığı tarihte değil de sene-
nin tamamlanmasinı bekledim.)
Emekli olmak için gerekli şartları yerine getirmişrim.
25 v ıllık sigortalılık süresi içinde 5.000 iş günü prim öde-
miş \e 55 >aşın üstünde bir sigortalı olarak emekli ounaya
hak kazanmıştım.
1987 y ılında yayımlanan 3395 sayılı yasaya güvenerek.
1993 y ılında emekli olmak için başvurdum.
Ancak, şu sıralarda ilgililerden >e gazetelerden o kadar
değişik bilgi alıyoruz ki, bizim durumumuzda olanların,
iist göstergeden mi, alt göstergeden mi işlem görecekieri
bir sorun haline geldi.
1994 yılında emekli olacaklar için 6 yıl,
1995 vılında emekli olacaklar icin son 7 vıl vb ortala-
maJar almacak deniliyor.Ancak 1993 yılı içinde emekli
olancaklar için bir bilgi yok.
3395 sayılı yasanın yürürlüğe ginüği tenunuz 1987 ayı-
ndan 1993 yılı ocak ayuıa kadar 1. dereceden prim öde-
yenler hangi göstergeden \e hangi yasaya uygun olarak
emekli olacaklar?
A.K.
YANIT: 1993 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık
ayhğı almak için başvuranlar, özel seköreait bir işyennden emek-
li oluyorlarsa. 1 ocak 1988 ile 31 aralık 1992 arasında geçen 5 tak-
vim yılının (1.800 gün) sigorta prirrune esas kazanç ortalamasına
göre. kamu sektörüne aıt bir işyennden emekli olanlara ise 15
ocak 1988 ile 14 ocak 1993 arasırîda geçen 5tamyılın(1.8OOgün)
sıgorta primıne esas kazanç ortalamasına göre yaşlılık aylığı bağ-
lanmaktadır.
Sosyal Sigortalar Kurumu'nca yaşlılık aybklan, iki ayn göster-
ge tablosundan bağlanır. Bunlardan bınncisi. 1136 gösterge
sayısı ile başla>ıp, 1696 gösterge sayısında son bulan ve 12 derece
içinde 141 göstergenin yer aldığı alt gösterge tablosudur.
İkıncisi ise 3395 sa>ılı yasa ile getınlen, Cst GöstergeTablosu'-
dur. Üst gösterge tablosu da, 1700 gösterge sayısından başlar ve
6650 gösterge sa> ısında son bulur. U st Gösterge Tablosu 10 dere-
ce içinde yer alan 100 göstergeden oluşur.
Özel sektörden emekli olanlara, 1 Ocak 1988 ile 31 aralık arası-
nda 5 yılın kazanç ortalaması. 3 mılyon 504 bin 240 taban kazanç
ile 24 milyon 68 bin 160 lira tavan kazanç arasındaki. 241 değişik
kazanç ortalamalanna göre yaşlılık aybklan hesaplanır.
Kamu sektöründen emekli olanlara ise 15 ocak 1988 ile 14 ocak
1993 arasında geçen son be yılın kazanç ortalaması, 3 milyon 572
bin 214 taban kazanç ile 24 milyon 465 bin 77 lira tavan kazanç
arasında yine, 141'i alt gösterge tablosunda. 100'deüsttablosun-
da olmak üzere, 241 değişik kazanç ortalamalanna göre 241 ayn
göstergeden yaşbbk aybğı hesaplanır.
1993 yılında, özel sektörden emekli olanlardan, 1 ocak 1988 ile
31 arabk 1992 arasında geen 5 yılın (1.800 gün) sigorta primine
esas kazanç ortalaması 24 milyon 68 bin 160 lira olanlara. en yük-
sek gösterge olan 6.650 göstergeden yaşbbk aybğı bağlanır. Yu-
kanda değindiğimiz gibi. 241 ayn kazanca görfe, 241 ayn gösterge
uygulanmaktadır. Kazanç ortalamınızı belirtseydiniz hangi gös-
terge tablosundan. hangi derece ve kademeden emekli olduğunu-
zu saptr ve 241 göstergenin hangısinden aylığmızın hesapla-
cağınıa size aktanrdık.
ANKARA/ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Başka Çare Yok...
Müziksiz Evin Insanlan'nı izledim geçen akşam. Tiyat-
rokare oyuncularını selamladım. Uzun yıllardan sonra
Macide Tanır'a kavuşmanın mutluluğunu yaşadım. Acı
birıkimlerle kabuklanmış yüreği, katı, sevgisiz bir baba-
anne! Geride nazizm var. Almanya'dan kaçış. ABD'de
yeni yaşam koşullarırıa uyum savaşı var. Dükkânında
sattığı dondurmaiardan daha soğuk esintiler var evinde!
Müziksiz bir yaşam! Ama oyun yerelden evrensele uza-
nan bir çınlama yapıyor. Yahudi kökenli babaanne kesta-
ne türü bir kişi bence. Yaşama savaşıyla sert kabuğu,
dikenleri var. özünü saklıyor, oğulları, torunlarıyla yaşa-
nan olaylarla kabuğu yırtılıyor giderek, müziksiz ev ses-
leniyor birden.
Müziksiz bir evde ya da ülkede yaşamak kolay değil.
Çevremde kestane türü kişiler de çoğalıyor giderek. Sev-
gisizlik, yozluk, kir-pas nedeniyle bezginlik, küskünlük
sarıyor dort bır yanı, umutsuzluk, karamsarlık. Geçen
hafta mesleğimde kırk üç yıla ulaşmanın sevincini kutla-
dım. Bu sevinci daha kaç yıl yaşarım bilmem, ama mes-
lek dalımızda yaşanan serüvenlerin sona erdiğini gar-
meyi diliyorum. Kırk üç yıla karşın özlem dinmedi henûz,
dinmesini umut ederek yaşıyorum, inişlerden sonra çı-
kışları.tırmanışları görmek umuduyla
Kimi dostlarım ele$tirir beni, bunca yıl sonra hâlâ iyim-
ser olmamı yadırgar. Oysa karamsarlığı mesleğime de
ters buluyorum ben.
örneğin Sayın Demirel'in cumhurbaşkanlığına adayh-
ğı kesinleştikten sonra soru yağmuruna tutuldum, DYP'-
de yaşanan olaylar, SHP'de yaşanan olaylar, SHP Genel
Başkanı Erdal Inönü'nün değişik konuşmaları, kimi kişi-
lerde, çevrelerde hayli tepki yarattı. Inönü'yü çelişik bu-
lanlar, düş kınklığına uğrayanlar var. Çankaya'ya giden
yolda Demirel'e yeşil ışık yakmasını, bu ışıkla ülkenin
geleceğını kararttığını öne sürenler.. Giderek Inönü'nün
özüne ters düştüğünü söyleyenler...
Uzun yılların birikimiyle öğrendiğim bir gerçek var. Po-
litika ya da başka alanda özünü aşmak çok önemli bir
olay. özünü asamayanların saplantılarıyla hayli darbo-
ğazlar yaşandı ülkemizde. Özünü öne alarak, özçıkarına
oncelik vererek gide gide arpa boyu kadar da yol alama-
dık!
Sayın Demirel'in Çankaya'ya çıkmak için izlediği yön-
tem uzun yılların birikimiyle bağdaşmıyor, şık bir olay
değil, dahası Çankaya yolunu gölgeleyen, orada otura-
cak kişiyi yıpratan bir olay. Bu yıpranmayı durdurmak
gerekir her şeyden önce. Giysileri ne olursa olsun, koa-
lisyon dışı partilerin çıplak gerçeğı ortada. Bir gerçek
daha var ortada, halkımız kavgadan değil uzlaşmadan
yana, barıştan yana, koşullar olumsuz da olsa barışçı
ürünler bekliyor, SHP-DYP koalisyonunun sürmesini dili-
yor. Protokolde yer alan konuların yaşama geçmesini
istiyor.
•
Sayın Demirel'i dinlerken 1977 seçimleri öncesinde bir
körıuşma çınlıyor kulağımda. Adalet Partisi Genel Baş-
kanı, seçim sonu ne olursa olsun "bitli yorganla yatağa
girmeyeceğini" söylüyor. Meclis korıdorunda yapılan
konuşmanın tanıkları da anımsar bu sözleri. Ancak o
sözler havada kaldı seçimlerden sonra. "Ülke hükümet-
siz* kalmaz" gerekçesiyle ikinci MC hükümetini kurdu
Sayın Demirel. Üçüncü MC'nin kurulmasını önlemek
şimdi herkesin görevi sanırım. Sayın Inönü'nün davranı-
şını da bu görev doğrultusunda yorumluyorum. özünü
aşıyor bir yerde... öte yandan yeni başbakan kim olacak
sorusu, adaylar, yarışlar da anlamsız biraz. Kişiler de,
kuruluşlar da gerçekleri yaşayarak öğreniyor toplumu-
muzda. özçıkarları aşmadan ülke çıkarlanna yönelme-
nin güçlüğünü de yeteri kadar öğrenmiş olmamız gereki-
yor. Yaşadığımız koşullarda SHP-DYP koalisyonundan
başka çözüm var mı? O koalisyonda yaşanan güçlükler,
sürtüşmeler iyı değerlendirilirse yeni biryapı oluşabilir.
Daha başarılı çalışmalar olabilir. Güç koşullar itici güç
yaratabilir. Darboğazları aşmak için başka çozûm yokT
Yoksa çıkmazlara sapmak tehlikesi var değil mi? Ülke içi
sorunlar da ülke dışı koşullar da darboğazları aşmayı
gerektiriyor.
Belki dileklerim doğrultusunda konuşuyorum, ama
özünü aşmak, yeni yapılanmalara hazır olmak yolu da
açık şimdi Doruğa çıkan yolda yapay tıkanmaları gider-
mek DYP için kaçınılmaz bir görev bugün. Demokratik
yaşamda yokuşlar aşan, geniş tabanlı bir partinin de-
mokratik, çağ^daş kadrolardan yoksun olması düşünüle-
mez. Sayın Cındoruk güzel bir örnek buna, adaylık öykü-
sünde yeni boyutlar kattı saygınhğına. Örgütte, tabanda
yol bulunca boy verecek kişiler de var elbet. Yoksa yaşa-
ma gücünü, soluğunu yitirmekten kaçınamaz. Yalnız
DYP için değil tüm siyasal kuruluşlar için geçerli bu umu-
dum. Bu umut nedeniyle de karamsar yorumlar yapmı-
yorum olaylara. Toplumdaki duyarlığa güveniyorum,
beklentilere. O duyarlığa yanıt vererek aydınlanacak ya-
rınlar. Mesleğimize de bu nedenle umutla bakıyorum
doğrusu.
Yozluk, karanlık yadsınamaz ama karanlığı delen ışık
da var değil mi? O ışık giderek sele dönüşecek, başka
çare yok! işte gazetemiz de kuruluşunun 70. yılını kutlu-
yor bugün.
O sevinci tüm okurlarımla paylaşıyorum.
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9
1/ Ahmet Muhip Dıra-
nas'ın bir tiyatro yapıtı.
2/ Tanmda kullarulan
azotlu gübre... Kolyos,
uskumru, sardalye gibi
balıklann ufağı. 3/ As-
ker, ordu... Boru sesi. 4/
Şöhret... Yumurtadan
yeni çıkmış ve henüz 6
ayaklan oluşmamış yav- j
ru kurbağa. 5/ Eğreti
mal... Soyundan gelinen 8
kimse. 6/ Uskumrugüler- g
den bir balık... Doğu
Anadolu'da bir göl. 7/ Çıplak top-
rak... Cennet ile cehennem arasın-
da bulunduğuna inarulan yer. 8/
İsiliğe verilen bir başka ad. 9/ İs-
panya'da Bask bölgesinin bağım-
sızlığı için savaşım veren gizli ör-
güt... Bir motorun dönme hareke-
tinı çeşitli organlara aktaran dönel
parça.
VUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Umbeıto Eco'nun, sınemaya da
aktanlmış ünlü romanı. 2/ Edre-
mit Körfezi'nde tunstik bir yöre... Cam, çini, topraktan yapıl-
mış derince çanak. 3/ Kokmuş hayvan ölüsü... Eski Türklerde
doğum tannsı. 4/ tcar... Eski Mısır'da güneş tannsı. 5/ Dört
yaşına kadar olan dişi manda... Gümüşün simgesi. 6/ Küçük
bir maymun cinsi... Kolun dirsekten parmaklara kadar olan
bölümü. 7/ Hayvanlara vurulan damga... Anadolu'nun kırsal
kesiminde erkekler arasında düzenlenen yaren toplantılanna
verilen ad. 8/ Saatte binlerce baskı yapabilen basım makinesı.
9/ Şanlı. yüce... Bılgisiz ve kültürsüz kimse.
SAHİBİNDEN
Selimpaşa Araptepe'de 191 m
2
denize yakın VİLLA
arsası satılıktır.
Akşam 20.00'den sonra Te<: 230 89 61