Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5NtSAN1993PAZARTESİ
8 DUNYADA GEÇEN HAFTA
Batı'ııın yeni düşmanı Islaııı mı?
DfLEKZAPTÇIOĞLU
BERLİN - İslam Batı'nın yeni
düşnıanı halıne mi geldi? Almanya'nın
sa\ g:n gazetesı "Die Zeit" geçen hafta
dört >ayfasını bu konuya ayırdı.
Gazete, "İslamiyetdünyayı tehdit
ıni ediyor?" başlığı altında on iki
uzmünı tartıştırdı. Aralannda eski
sosyal demokrat Almanya Başbakanı
Helnut Schmidt; Paris'tcn gelen
Cczayirlı İslam Profesörü Muhammed
Arkoun; Alman Türkoloji Profesörü
Petra Kappert; Ortadoğu uzmaru
gazcteci Peter SchoII-Latour ve Alman
Dışişleri Bakanlığı Sıyasi İşlerDaircsi
Müdürü Reinhard Schlagumeit verdi.
Müsiüman profesör Arkoun dışında
hepsı Batı'nın görüşlerini özetliyordu.
Tartışmadan tek bır sonuç çıkmadı,
ama özellikle Helmut Schmidt'in,
gazeteci Scholl-Latour'un ve Alman
dışişleri görevlisinin öne sürdükleri
tezler Türkiye kamuoyu açısmdan da
sonderc^eılgınçtı.
UzmanLr, Sovyetler Birliği'nin
çöküşünden sonra Batı'nın "yeni bir
düşman" aradığında ve Islam'ı bu role
yakıştırmanın yalnız teorik açıdan
değil, siyasi açıdan da yanlış
olduğunda birleştiler. Gazeteci
Scholl-Latour, ABD'de özellikle
ordunun üst kademelerinde Islam'a
karşı cephe mantalıtesi gebştiğini ve
Ruslann da Amerikalılarla bu
yaklaşımı paylaştığım savunuyor.
Eski
iki süper gûcün İslam'a karşı ortak
olumsuz yaklaşımının Avrupalılar
tarafından benimsenmesini çok
tehlikeli buluyor gazeteci. Diğer
uzmanlar da Islamiyet'in örneğin eski
Almanya
SSCBgibibirdevlet,bir
"enternasyonal" olmadığını ve
ulus-devletlere bölündüğünü
vurguluyorlar. Batı'nın poliükasını bu
gerçeğe uygun geliştirmesini
savunuyorlar.
Alman dışişleri görevlisi
Schlaginweit, islam ülkelerinin bir
birlik oluşturmadığını vurguladıktan
sonra ABD'nin Irak'a karşı gınştiği
Körfez Savaşını eleştiriyor ve savaşın
Ortadoğu'da radikal Islamcı güçlere
büyük ivme verdiğini söylüyor.
Parçalanan SSCB'deki
cumhuriyetlerde İslam'ın etkisini
tartışan uzmanlar konuyu Türkiye'ye
ve Türkiye'nın dünyadaki yeni rolüne
de getirdiler. Türkolog Kappert'e göre
Türkiye çağdaş ve laik biralternatif
olduğu ıçin Orta Asya cumhuriyetleri
kendılenne Iran'ı, Suudi Arabistan'ı
ya da Afganistan'ı değil Türkiye'yi
örnek alıyor. Gazeteci Scholl-Latour,
Türkiye'nin bu rolünü uzun süre
sürdüremeyeceğine; eger Bosna'daki,
Bulgaristan'daki, Azerbaycan'daki
Müslümanlara yardım edemezse
prestij kaybedeceğine dikkat çekiyor.
Buna göre Orta Asy a'dakiler de bir
gün ulusal devletlerin çıkış y olu
oluşturmadığı ve "tek çarenın
ümmetten geçtiği" görüşüne
saplanabilirler.
Türkiye'nin "modern Batı ile İslam
arasında başanlı bir sentez"
oluşturduğu savı ortaya aülınca AT
üyeliği de gündeme geldi. Ve bu
noktada eski Başbakan, sosyal
demokrat Helmut Schmidt karşı çıkma
ihtiyacı duydu. Schmidt'egöreAT'nın
Türkiye'yi üye kabul edip
Ortadoğu'ya açılması ne siyasi ne de
ekonomik açıdaş gerekli. Sosyal
demokrat Schmidt'in Türkiye'nin AT
üyeliğine karşı öne sürdüğü baş sav
"serbest dolaşım." Eski Başbakan
on beş yıl kadar önceki bir Ankara
ziyaretinde yine başbakan olan
Demirerieşöylebirkonuşma
yaptığını anlatıyor Buna göre
Demirel zamanın Almanya
başbakanına, "Yüzyıhn sonuna
kadar daha on beş milyon Türkü
Almanya'ya ıhraç etmek zorundayız"
demiş. Schmidt'in Demirel'e "Buna
kesinlikle izin vermeyiz" dediğini,
Demirel'den şu cevabı aldığını
belirtiyor: "Siz izin vermeseniz de
mecbur kalacaksınız. Bizçocuklan
doğuracağız.siz Jcabul edeceksiniz."
Hastaiktidar
365. gününde
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA-Geçen yıl bu
hafia. Muhafazakar Parti
iktidandördüncü kez
kazanmıştı. Şimdi bu 365 günü
değerlendiriliyor. Gazetelerde
radyo ve televizy onlarda aynı
soru: Başbakan John Major, bu
işi götürcbüccek mi? Muhalefet
partileri, "365 gün yeter. üstü
kalsın" dcmedi henüz ve her
halde demeyccekler de ama
basında zehır zemberek
yorumlar yayımlandı.
Margareth Thatcher'ın
ardından Major. tıpkı mideye
oturan. hazmı güç ağır bir
yemek ardından haşlama
lahana kadar tatsız tuzsuzdu.
Kimse Thatcher'a
benzeyemezdi tabıi. Fırtınagıbı
üfürmüş, aslan gibi kükremış.
derebeyi gibi esip köpürmüştü.
Ama sonuç? Milyonlarca işsiz,
sosyal devlctin ıflası, bencil ve
benmerkezci bir kuşak,
dökülen kamu hizmetleri,
"görünmez kalemlere", yani
bankaabk, sigortacılık, turizm,
hizmet sektörü gibi işlemlere
bel bağlamış dibi delik, kör
topal bır ekonomi. Ana
muhalefet İşçi Partisi, hiçbir
derde deva olacak gibi
görülmcdiği halde. I979'dan
beri süren Muhafazakar
İktıdan alaşağı edecek yıne de
tek çare gibiydi. Ya da basın
tarafından öylepompalandı. O
kadar dargörüşlüydüler ki
daha iktidan kazanmadan,
Amerikanvari kampanya
ingiltere
gösterileri yapıp "Kazandık"
diyorlardı. Bugünkü durum:
İngiliz Sterlini. Avrupa para
birimleri sepetinden çıkmış
durumda. Ortalıkta sahnıyor.
İşsizsayısı3milyonadayandı.
Bu, kayıtlı işsiz sayısı çalışan
nüfusun yüzde lO'u. Madenler
kapatılıyor. Kamu hizmeüen
dökülmeye devam ediyor.
Avrupa'nın hasta adamı geçen
yüzyıl bu sıralarda
Osmanlılarmış, şimdi İngiltere.
Hatta skandallar beşiği Italya
bile değil. Çünkü orada hiç
olmazsa çözüm aranıyor. Halk
tepki gösteriyor, tartışıyor.
İngiltere, üzerine ölü toprağı
serpilmişgibi. Sessiz, için için
y anıp tükenip kül olmakla
meşgul. Çünkü iktıdann
değişmesıne daha 4 koca yıl
var. Halk, apolitık. Hem
şikayetcı hem de bunu
değişürecek "medeni
cesaret"ten yoksun, pısınk ve
sünepe. Kamuoyu
yoklamalan, her 5 kişiden
4'ünün, iktidardan hoşnut
olmadığını gösterdi geçen
hafta. "Times" gazetesinin
yoklamasnun sonuçlan:
Halkm sadece yüzde l Tsi
Major'ı "yetenekli bir lider" '
olarak görüyor. Yüzde 8'i,
"sağduyusunu güvenilir"
buluyor. Oysa geçen yıl bu
hafta seçmen şöyle dcmişti:
"Major'ı sectim. çünkü
beğendim. İşçileri seçmedim
çünkü beğenmedim."
Demirkafes içindebiryırtıcı kuş.
Peru'da yöaetime karşı savaşım \eren Maocu gerilla örgütü
/A^djajjk Yol'un lideri AbimaeJ Guzn&n geçen yü yakayı ele
veraikten sonra demir kafeslcrden bir türlii kurtuiamadı.
Peru hükümeti \ akalamak için onca uğraş > erdiği Guzman'ı
elinden kaçırmamak için "gö/ü gibi koruyor." Nitekim
hükümet Peru açıklanndaki dağlık. ıssız bir adayı yeterince
güvenükli bulmamış olacak ki Guzman'ı yeni bir
haptshaneye taşımavı düşündü. Sonucta Aydmlık Yol'un
lideri geçen cumartesi günü gerçekleştirilen bir operasyonla
başkent LJma'nm hemen kuzeyindeki Caflao kentkıde
buluıum bir deniz üssünegötürüldü. Bugüne dek turulduğu
ıssızadadanahnarakö^komanfobirUği'eşiiğınaV ı
donaıunav a ait bir savaş gemisine bindirilen Guzman
yolculuğunu bir demir kafes içinde geçirdi.
Gerilla lideri hapiscezasmıbundan böyle deniz
üssündeki bir yeraltı hapishanesindesurdurecek,
tabii Peru hükömeti daha dagüvenlfldi bir yer
bulana dek.
Kızgın baba askeri mahkemeyi bastı
TUGAYYALIN
ATİNA - Yunanistan'da, son bir
buçuk yıldan bu yana olduğu gibi
geçen hafta içinde de Makedonya
Cumhuriyeti'yle arasındaki isim
anlaşmazliğı tartışıldı. Tartışma. bu
kez Yunan parlamentosunda
doruklaştı. Yunan siyasi parti
liderleri, Makedonya
Cumhuriyeti'rün BM'nin önerdiği
gibi geçıci olarak "Eski Yugoslav
Makedon Cumhuriyeti' ismiyle
tanınıp tanınmaması konusunda
görüşbirliği sağlayamayınca. ana
muhalefet sosyalist PASOK'un
lideri Andreas Papandreu gensoru
önergesı sundu. Onerge ile ilgili
yapılan oylamada iklidardaki Yeni
Demokrası Partisi 152
milletvckilinin de desteğiyle
güvenoyu almayı başardı ve bu
cumhuriyetin geçici ismiyle
tarunmasını öngören BM önerisini
kabul etti.
Ancak Yunan hükümeti bu
cumhuriyetin geçici olarak
tanınması durumunda bile Büyük
tskender'in amblemi olarak kabul
edilen ve Yunanistan'da Vergina
yıldızı olarak tanınan 16 ışınlı bir
güneşten oluşan bayrağmın BM'nin
gönderineçekilmesine asla izin
vermeyeceğini açıkladı. ABD ve
AT'nin baskılanna karşın Atina ile
Üsküp arasındaki anlaşmazlıklar bir
süre daha süreceğe benzıyor.
Bu arada Kuzey Yunanistan'da
Yunanîstan
Slavca konuşanlannın Makedon
azınlığı olarak kabul edilmesi için
siyasi bir mücadele veren Hristos
Stdiropulos. aşırı sağcılann dava
açması üzerine "bölücülük" şuçuyla
yargılandı ve 5 ay hapis cezası
hükmü gıydi. Yunanistan kendi
sınırian içinde yalnız Batı Trakya'da
yaşayan Müsiüman Türk azınlığını
kabul ediyor, ama bunlann da
kendılenne "Türk".demelerine izin
vermiyor.
Yunanistan hükümeti geçen hafta
içinde yeni bir karar alarak 1994'te
yapılacak milletvekili ve Av rupa
Parlamentosu seçimlerine y üzde 3
oranında baraj koydu. Bu baraj,
Batı Trakya azınlığmın bağımsız
milletvekili Dr. Sadık Ahmet'in
Avrupa Parlamentosuna bağımsız
olarak gjrmesine engel olacak. Ama
Sadık Ahmet ile ikinci bağımsız aday
Ahmet Faikoğlu ilk kez Yunan
TV'sinın bir açıkoturum
programına davet edilerek azınlık
sorunlannı dile getırdiler.
Geçen hafta Atina'da en çok
konuşulan olay ise kuşkusuz. gözü
dönen bir babanın mahkeme
salonunun ortasında tabancasını
çekerek iki yıl önce trafik kazasında
ölen oğlunun intikamını alması oldu.
Kazayı yapan Dknirris Kurupis
subay olduğu için davası askeri
mahkemede görülürken
savunmasını üstlenen iki avukaünın
ve bir görgü tanığının sanığın suçsuz
olduğunu kanıtlamaya çalışmalan
baba Athanasios Druzos'u çilcden
çıkartmaya yetti. Druzos silah
tehdidiyle ılk önce sanığı. iki
avukaünı ve görgü tanığını kıskıvrak
bağlattırdı ve sonra ateş etti.
Hedefıne ulaştığmı sanınca kendisi
de inüharetti. Bilanço, kendisi dahil
üç ölü, ikisi hakim biri polis 6 yarah.
Yaralılann arasında sanık subay
Kurupisdevardı.
Yunan hava kuvvetleri geçen
hafta içinde 30 yıldan bu yana
hizmet gören F-104 savaş uçaklanna
veda etti. Yunanistan, bu uçaklan
kızağa çekerken ABD'den 62 adet
A-7 tipi savaş uçağı aldı.
Arbk keıııer sıkma
zanıanıgeldi arkadaşlar!
MİŞELPERLMAN
PARİS-"Arkadaşlar. kemerleri
sıkmanın zamanı geldi!"
Fransa'nınt
çiçeğı burnunda yeni
Başbakanı İzmirlı Eduard Balladur'un
ekibine verdiği talımatı, üç aşağı beş
yukan, böyle özetlemek yanlış olmaz.
Uzun süren bir sosyalist yönetımden
sonra, kasalar, iddia edildiği gibi
gerçekten tamtakır mı? Bunun resmi ve
kesin yanıtı beklenedursun, çok simgesel
bir önlemi uygulamaya soktu bile Sayın
Balladur. Haber bolluğu içinde
kaybolmuş olabileceği kaygısıyla. söz
konusu önlemi yineliyoruz burada: Evet
efendim, bundan böyle, bakanlar
GLAM uçaklanndanistedikleri gibi
yararlanamayacak. Savunma Bakanı
Francois Leotar'm dışında elbette.
Kısa adı GLAM plan bu birlik,
"Bakanlık Hava İrtibatı Grubu"ndan
başka bir şey değil. Yönetimi de
Savunma Bakanlığı'nın yetkisi içinde.
Uzun lafın kısası, hükümet üyelenne.
ivedi birgereksinim olmadıkça,
GLAM'dan vazgeçmeleri, normal uçak
seferleriyle treni yeğlemeleri salık
veriliyor.
İşte, böylesine bir simgesel önlemden
sonra, gerisini sizdüşünün. Örneğin
ülkenin önde gelen gazetelerinden Le
Monde, geçen cuma günkü ilk bakanlar
kurulu toplantısı öncesi, Sayın
Balladur'dan, hükümet üyelerinden,
butçede 20 milyar frank tutannda "yeni
birdağılım"a gidilmesini istemişti. Dile
kolay! Selefın, harcamalan bol keseden
Fransa
tutsun. tercihleri ona göre saptasın,
ondan sonra sen gel kemerlerin
sıkılmasını iste... Hem de "nisan
sonundan önce." Bu arada bütçe açığını
azaltmanın bu yıl gerçekleştirilemeyeceği
de kesinlik kazandı bile.
Her ne hal ise yeni Fransız
başbakanmdan beklenenler de az değil
doğrusu. Kimilerinin, ülkenin sosyalist
yönetim döneminde "'şaşkına döndüğü"
iddiası gerçekten, çok abartümış da olsa,
öne sürülen reform gereksinimini
tartışan da pek yok gibi.
Başbakanın. karşısında bulacağı
söylenen "potansiyel zorluklar"
arasındaki problemler, L'Express
dergisine göre Avrupa, güvenlik,
savunma, sağlık ve yabana kaçak işçiler
konulan. Ancak "dev" problem.
Almanya'dan franga tam birdestek ile
faiz hadlerinin indirimını sağlamak.
Allah kolayhk versin!
Yeni sağ ittifak iktidanna not vermek
için 2 yıl beklemenin gerektiğini öne
süren Fransızlar, istatistikfcre göre
Meclis'te, karşılannda ortalama 2.37
çocuk babası, 52 yaşında, erkek, çoğu
işveren veya doktor olan serbest meslek
sahibi milletvekılleri bulmuşoluyor.
Gitti sosyalist öğretmenler, geldi sağcı
patron ile serbest meslek sahibi. 1988'de
sayılan 33 olan bayan parlamenterler ise
bu kez, tüm partilerin gösterdiği
"büyük(!) gayret" sayesinde, 35'i buldu.
Haydihayırlısı...
Guatemala'da öğrencüer yiirüdü % S
ter, yönetimi protesto etmek amacıyla düzenledikleri yürüyüşün çete üyesi gençlerce sabote edilmesi-
ne izin vermediler. Korteji korumakla göre>li elleri sopalı ve maskeli öğrencikr çete üyelerini
yahuzca külofJanyla bırakıp yürüyüşe katdmaya zoıiayarak cezalandırdıiar. Öğrenciler her yıl dü-
zenledikleri bu geleneksel yüriiyüşte genel olarak ülkedeki siyasi duzeni, orduyu ve hükümeti kma-
yan sloganlar atıyorlar.
AJNILAR-KAMLAR
ECMELBARUTCU
Hangisi Doğra Olur?
Geçen gün Dedeman Oteli'ne uğradım.
Eski CHP'li dostum salonun bir köşesinde oturmuş
gazetesini okuyordu
Yanına gittim.
"Ne okuyorsun öyle" diye sordum.
Başını kaldırdı. Beni görünce,
"Geldiğine memnun oldum. Ben de aklımdan seni ge-
çiriyordum. Sana bir şey soracaktım" dedi.
"Sen ilk önce benim sorduğuma cevap ver' dedim.
"özel radyoların kapatılmasını okuyordum" diyen
dostum devam etti:
"Özel radyoların kapatılması iyi olmadı. Böyle bitme-
meliydi bu iş. Elbette yasalara aykırı bir durum tasvip
edilmez. Ama bir yıl göz yumduktan sonra böyle adım
atılmasını doğrusu yadırgadım. Çağa ayak uydurmak
lazım. Bu konuda süratle düzenleyici biryasaçıkarılma-
iıdır.
Ve sanki özel dünyasına girmişim gibi içini döktü:
"Yaşımız geçti, insan etrafta artık biraz sükunet istf-
yor, onun için belki garibine gidecek, ama Türk hafif
müziğinden büyük zevk almaya başladım. Evde hep
'Şov Radyo'yu dinliyordum. Her gün sabahtan akşama
kadar Türk hafif müziği ağırlıklı ne güzel program sunu-
yordu. Nilüfer, Yonca, Aşkın Nur Yengi, Sertap, Aylin,
Izel gibi pop müziğinin sevilen seslerini zevkle dinliyor-
dum" dedi.
"Şimdi TRT'yi dinlersin" dedim.
Sanki bam teline basmışım gibi,
"TRTnin" dedi, "yayını yeterli olsaydı özel radyolar
zaten ortaya çıkmazdı."
Kendisini görmek isteyişimin nedeni olan konuya
geçmek istedim.
"Ben senrnle bugün sosyal demokratların birleşmesi
konusunu görüşmek istiyordum."
. "önce sen benim soruma cevap ver" dedi ve devam
etti:
"Basında okudum. Birleşmiş Milletler Genel Sekrete-
ri Butros Gali, işlerinin yoğunluğu nedeniyle Kıbrıs Türk
ve Kıbrıs Rum liderleri arasındaki ikili görüşmelerde
devamlı bulunamayacağı için bu görüşmelerde kendisi-
ni temsil etmek üzere uluslararası üne sahip birini an-
yormuş. Adaylar arasında eski Almanya Dışişleri Baka-
nı Dietrich Genscher, eski Belçika Dışişleri Bakanı Leo
Tindemans ve eski İngiliz Dışişleri Bakanı Geoffrey
Howe'un ısimleri geçıyormuş. Hangisi doğru olurdersi-
niz?"
"Bence hiçbiri olmaz."
Dostum sebebini sorunca,
"Bu üç ülke de" dedim, "AT üyesidir. AT ise Kıbrıs
meselesinde taraf tutmaktadır. AT, Yunanistan'ın ısrarı
üzerine Kıbrıs meselesinin AT-Türkiye ilişkilerini etkile-
diğini hükme bağlarken bu ülkelerin üçü de buna katıl-
mıştır.
Bu adayları kişisel olarak ele alsak bile yine sakıncalı
bulurum. Genscher, Dışişleri Bakanlığının son döne-
minde Türkiye'ye yapılan Alman askeri yardımına
ambargo koydurmuştur. Dışişleri Bakanlığından aynl-
njasının Türkiye'de nasıl memnunlukla karşılandığını
hatırlayacaksın. Basın, 'Türk milletinin ahı tuttu' diye
başlık atmıştı.
Aynca AT'nin biraz önce bahsettiğim resmi tutumuyla
sonuçlanan gelişmeleri ilk başlatan da Genscher ol-
muştur." . . _
- - Sözümü kesen dostum, **#•#*••-.•*• '''
''" "Almanya bizimkadimdostumuzdur, onukırmakdoğ—
ru olmaz, onun için Genscher olsun derlerse ne olur"
diye sordu.
"O zaman bile bile lades olur ki buna ihtimal vermiyo-
rum" dedim.
"ötekiler için ne diyorsun?"
"Tindemans" dedim, Türkiye'nin dostu olarak tanın-
mıştır, ama onun da, işlemediği herkesçe bilinen Bel-
çika'daki iki toplumlu sisteme hayran ofduğu bilinir. O
da bize bunu satmaya çalışır. Bir ara Belçika'da kimse-
nin memnun olmadığı sistemden esinlenerek Kıbrıs için
bir anayasa yazmaya bile kalkmıştı.
Hovve'a nelince, o hiç olmaz. Çünkü İngiltere Kıbrıs
meselesinde garantör devletlerden biridir."
"Peki, kim olabilir" diyen dostuma,
"Slovak biri olabilir" dedim.
Gülmeye başladı, ne demek istediğimi anlamışn.
Sonra ayağa kalktı,
"Birine dedi, telefon edip hemen döneceğim. Beni
bekle, dönünce bahsettiğin konuyu görüşürüz '
Herkes erken
seçiııı îstiyor
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - Herkes
erken seçim istiyor, evet,
başbakan dışında! Hükümetin
günlerce süren tarüşmalardan
sonra, sosyal demokratlarla
ışsızlik sigortası ödentisi
konusunda anlaşmaya
varamaması üzerine, gerek orta
ve sağ liberal kesim, gerekse de
sol muhalefet ve basın, artık
erken seçimden başka bir
seçenek kalmadığında görüş
birliğjne vardı. Ülkenin en
büyük gazetesi Expressen (sağ
liberal), "Bize erken seçim ver!"
sürmanşetiyle birinci sayfadan
Başbakan Carl Bfldt'e seslendi.
Gazetenin başyazısında,
"Dünkü (çıkmaza giren)
görüşmelerden sonra hükümet
ve sosyal demokratlar tümüyle
geriye dönüş yapmazlarsa,
yalnızca birerken secım, İsveç
halkını bu berbat
parlamentodan kurtarabilir"
saptaması yer aldı.
Gazetenin en önemli rakibi,
sosyal demokrat Aftonbladet,
"Politikaalar, akluuzı başımza
alın!" şeklinde sürmanşet
atarak
birçok tanınmış Isveçlinin,
ülkenin yaşadığı ekonomik ve
politik çıkmazdan kurtulması
için bir an önce bloklar arası
ışbirliğine gidilmesini istediğini
yazdı. Ayru günkü başyazıda,
hükümetin bir kez daha Yeni
Demokrasi Partisi'nin eline
düştüğü ve parlamentonun, bu
isvec
"sirk partisi" nedeniyle
işleyemez hale geldiği
vurgulandı.
İsveç'in en büyük sabah
gazetesi Dagens Nyheter
(liberal) "Görevden
kacmayın!" başlıklı
başyazısında, ülkenin büyük
bir bunalım içinde olduğu ve
ahnacak kararlann ertelenip
durmasının hiçbir işe
yaramadığı görüşü belirtildi.
Yazıda, seçmenierin
parlamenterlere, çıkış yollannı
kapamalan için değil, yeni çıkış
yollan bulmalan için görev
verdikleri yer alıyor.
Hafta sonunda Yeni
Demokrasi Partisi bir kez daha
jokerliğini yaptı ve hükümeti,
işsizlik sigortası ödentilerinin
kısıntıya uğraölması
konusunda desteklediğini
açıkladı. Böylelikle,
parlamento aritmetiğine göre
bir kez daha bir bükümet
önergesi. "sirk partisi"
sayesinde geçmiş oluyor. Bu da
bundan sonrası için hiçbir şeyin
değişmediğini gösteriyor Ya
işler, bu anahtarparti nin
onayıyla yürüyecek ya da
saplanıp İcalındığı için erken
seçımegidilecek. Hükümet
"yılana daha ne kadar süre
sanlacak" bu belli değil, ama
halkın, düştüğü denizden. daha
güvenilir bir yöntemle
kurtulmak istediği açık!
PERDE ARALIGINDAN
Nadir Nadi
4. bası 25.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan TOrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeii göadcrilmez.