21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN1993 PAZARTESİ HABERLER DYP kongresi pazartesi •ÇORbU (Cumhuriyet) - DYP ilçe kongresi pazartesi günü yapüacak. Kongreye işadamı veTrakya Kağıl Sanayi sahiplennden Yavuz Uncuoğhıileeski ANAP'lı Bclediye Başkanı Seyfettin Menç katılıyor. Kongrcylc îlgili olarak Yavuz Uncuoğlu rakibinı,DYPye yakışmayan delege oyunlarına girmekle suçladı. Bu arada Tekirdağ Milletvekıli Hasan Peker'in kongre kulisıne gırmeyerek ailesıyle birlikte Sıngapur'da talilde oiduğu öğrenıldi. Türkeş'e göre MHPbüyüyor •ANKARA (ANKA)- Milliyetçi Hareket Partısi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, M H P'nin programı, hedefleri ve idealisl kadrolan ile her geçen gün biraz daha güçlendiginı ve büyüdüğünü savundu. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, partisinin merkez karar kurulu toplantısı açış konuşmasında,4il, 146ilçe. 204 beldede yeni örgütlerini kurduklannı söyledi. Partisinin Batı ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında yapürmış oiduğu kamuoyu araştırmasında, MHP'nin oy oranının yüzde 14.8 dolaylanna yükscldiğini önc süren Türkeş. MHFnin 1994 yilında yapılacak belediye başkaniıklan seçimınde büyük bir başan elde edeceğini ve ilk genel seçimde de TBM M 'de çok sayıda millctvckili ılc temsil edileceğiru savundu. Kerim Aydın Erdem'e suçlama I ANKARA (ANKA)- ANAP Genel Başkan Danışmanı YaşarOkuyan, TRT Genel M udürü Kerim Aydın Erdem ıçın "Bugün iktidarda biz de olsak genel müdürü görevden almazdık" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın danışmanı Yaşar Okuyan, "Biz de iktidarda olsak Sayın Genel Müdürü görevden almazdık. Çünkiondan daha iyisini, daha güzelinibulamazdık" dedi. TRT Genel Müdürü Erdem'in görevden alınması ileilgıli olarak ANAP Genel Başkan Danışmanı Okuyan, "Erdem'i görevden almadığınıza pişman mısınız" şeklindeki soruya yanıt verirken Genel Müdür Erdem'i "iküdarne isterse yerine getirmekle" suçladı. Refah'tan hökümete gensoru • ANKARA (IJBA)- Refah Partisi, DYP-SHP koalisyon hükümetini 'gensoru yağmuru'na tutmaya hazırlanıyor. RP'nin hızlı muhalcfeti, başkent siyasi kulislerinde "RP, ana muhalefet partisi ANAP'tan daha hızlı muhalefet yapmaya başladı" yorumlanna neden oldu. RP lideri Necmettin Erfoakan'ın talimatı üzerine RP kurmaylan, bakanlar hakkında birbiri ardı sıra gensoru vererek koalisyon hükümetini yıpratacaklar. RP'nin radyo-TV yayınlanru yasaklama konusundaki tutumlan nedeniyle Başbakan Süleyman Demirel ile Ülaşürma Bakanı Yaşar Topçu hakkında verdiği gensorulan önümüzdeki günlerde yenilerini izleyecek. Buna göre RP, devlet bakanlan Türkan Akyol ile Mehmet Ali Yılmaz ve Sağhk Bakanı Yıldırmı Aktuna hakkında da gensoru hazırhğı içinde bulunuyor. Başbakanlık için suç duyurusu •ANKARA (ANKA)- Ankara Bölge Çahşma Müdürlüğü. Başbakanlık Basımevi'nde 'grevdeki işyerindememur çahşünldığı' iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. İşyennde örgütlü Basın-İş Sendikası'nın şikayetlerini değerlendiren Ankara Bölge Çahşma Müdürlüğü, iş müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda haarladığı raporda, Basımevi'nde grevin başlamasının ardından Resmi Gazete'nin baskı ve dagıüm işinin bir başka şirkete verildiğini belirtti. Işçilerin grev nedeniyle çalışrnamalan üzerine yerlerine işyerinin mernur statüsündeki personelin görevlendirildiğine işaret edilen raporda, işverenin bu tavnnın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavl Kanunu'na aykın oiduğu belinildi. Demirel, DYP Gençlik Kurultayı'nda ANAP lideri Yılmaz'a yüklendi: SeııiııpisliğiııidüzeltiyoııızANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DYP Gcnç- lık Kurultayı'nda konuşan Başbakan Süleyman Demirel, 500. gün sa- vunusu yaptı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a yük- lendi. Demirel, "Ortalıklarda, biz düzelıiriz, diyenler neyi dü- zeltecekler? Senin pislettiğini biz düzeltmeye çalışıyoruz. Kı- nk döküğü toplamakla meşgu- lüz. O kadar çok kınp. dök- müşleT ki, lopla topla bilmi- yor" dedi. DYP Gençlik Komisyonlan 3. Büyük Genel Kurulu, dün Atatürk Spor Salonu'nda top- landı. Binîerce kişinin doldur- duğu salonda, sıcaktan ve kala- bahktan zaman zaman fenala- • Başbakan Demirel DYP Gençlik Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, 500 günün savunmasını yaptı. DYP lideri," O kadar çok kırmış dökmüler ki, topla topla bir türlü bitmiyor"dedi. şanlar. bayılanlar oldu. Düzen- sizlik ve karmaşa, basın men- suplannın çalışmasını engelle- di. Salonun balonlar ve "Demi- rel andımızı tutacağız, seni tck başına iktıdar yapacağız", "10 yıl bekledik konuşan Türkiye için, 500 gün ne ki", "Gençler, Demirerc vc demokrasiye abo- ne" pankanlan ile donaulması dikkali çekti. Salon girişinde davul zurnalar çalındı. Başba- kan Süleyman Demirel, salona "Babamız gelıyor", "Demirel nerede, gençlik orada" slogan- lan arasında girdi. Gençler adı- na konuşan Ayla Çağjroğlu, •'Hedcfimiz doğru yoldur, yo- lumuz doğrudur" dedi. Demi- rel kürsüye çıkarken de sevgi gösterileri yapıldı. "Demirel ne- rede, gençlik orada" sloganlan aüldı ve gençler "Haddini bil" şarkısmı söyledi Dövüşerek olmaz Demirel konuşmasının ba- şında, salondaki manzarayı, "DYP'ye gönül vermiş olanla- nn; AP'yc, DP'ye, demokrasiye gönül vermiş olanlann, Tür- kiye'nin birliğine bütünlüğüne gönül vermiş olanlann mullu- luk duyacağı bir olay" olarak niteledi. Demirel, gençlere şöyle seslendi: "Türk gençliğinin ebediyete kadar Türkiye'ye sahip olacağı- nı, hukukun üstünlüğüne, ülke- nin birliğine bülünlüğüne sahip olacağını bu tabloyla dünyaya haykınyorsunuz. Kansız, hile- siz hurdasız, sadecemilletin hür iradcsine dayanan demokrat Türkiyc'yi yapmak için. ma- mur Türkiye'yi yapmak için uğraşıyoruz. Gördük ki, TC Dcvleti'nc, demokrasiye sada- kallc bağlısınız. Sevgili gençler, bızeinananlarhiçbır zaman ka- Demirel, Kurultay'daki konuşmasında içerde ve dışarda dövüşerek bir yere vanlamayacağmı söyledi (Fotoğraf: FARUK ALTINTAŞ) ba kuvvet gösterisi yapmadı, kırmadı, dökmedi. İçeride de dışanda da dövüşcrck bir ycrc varmak mümkün değil." Demire) daha sonra, 500. gün nedeniyle kendilerine yö- neltilen eleştirilere dikkat çekti. Demirel, bu konuda da şunlan söyledi: "Anadolu'da bir laf vardır. Taş at, kollann açılsın. Yoru- luncaya kadar bırakın taş atsın- lar. Ama ben vatandaşıma şunu söylüyorum; elinizi vicda- nınıza koyun. Bugün ülkede 'ış- leyen bir demokrasi yoktur' di- yebilen var mı? Devletin kapı- lan ardına kadar valandaşa açık değil mi? Bugün ülkede parlamento, basın hür değil mi, sokak hür değil mi? Her şey Türk vatandaşının gözü önün- de cereyan etmiyor mu? Biz kı- nk döküğü toplamakla meşgu- lüz. O kadar çok kınp dökmüş- ler ki, topla topla bitmiyor. Ge- çen yıllara bakın. Hizmetlerde Kırat'ian başka hangi damga var? Bugün Türkiye'nin 1. par- tisiyiz, 1994'te de 1. olacağız." ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a da çatan Demirel, "Ortalıklarda 'Biz düzeltinz' diyenler, neyi düzeltecekler? Se- nin pislettiğini biz düzeltemeye çalışıyoruz. Scnin bıraktığında, bizim kötüleştirdiğimiz hiçbir şey yoktur. Adama sorarlar, adın mülayim, sert olsan ne ya- pacaksın? Başımız bulutlara değecek kadar diktir. Bize ina- nanlan, önüne baktırmadık" dedi. Demirel, gençlerede, "Ge- lin Türkiye'nin bÖlünmez bü- tünlüğüne, demokratik hak ve hüniyeüere, din ve vicdan hür- riyetine, söz hürriyetine hep be- raber sahip çıkalım. DYP Gençlik Komisyonlan 000 bin üyesi ile demokrasinin bekçisi- dir, öylc değil mi?" diye seslen- di. Demirel sözlcrini, "Sevgili gençler, yolumuz doğrudur, da- vamız doğrudur, hedefımiz doğrudur. Değil mi? Yolunuz açık, bahtınız yaver olsun. Al- lah, memlckcle, millete, zulme maruz kardeşlerimizin tümüne yardıma olsun" diye noktaladı. BIZBIZE ERDAL ATABEK ANAP lideri, hükümete verdikleri sürenin dolduğunu söyledi ve örgütünden sert muhalefet istedi 500. gün seferberliğibaşlatbANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yrimaz, hükümete tanıdıklan 500 günlük sürenin dolduğunu belirterek hüküme- te karşı muhalefet yapmalan için bütün ii örgütlerine "sefer- berlik" ilan ettiğini açıkladı. Hükürnetin ŞOOgünde vaatleri- nin hiçbirini yerine getireme- memin sinirliliğı içinde olduğu- nu söyleyen Yılmaz, "Cenabı Allah, ayağını dolaşlıracağı in- sanın önce dilini dolaşlınrmış. Bunlann hem ağızlan bozuldu, hem de akıllan başlanndan git- ti. Bunlar gidici" diye konuştu. ANAP lideri Mesut Yılmaz, Ankara İl Örgütü Genel Ku- • Türkiye'nin geleceğinin ANAP olduğunu ve yapılacak ilk seçimlerde iktidara geleceklerini önesüren Yılmaz, hükümetin ipliğini pazara çıkarmak için Türkiye'nin bütün meydanlannı dolaşacağım. Bunlar gidici" diye konuştu. rulu'na kauldı. Yılmaz, partisi- bunlann beceriksizliğindendir. kümetin vapuğı hiçbir şey ol- Bundan sonraki muhalefeti- miz, bambaşka bir muhalefet olacak. Scsımiz çok daha gür çıkacak" dedi. nin dün yaklaşık 40 yerde yapı- lan kongrelerinde telefonla yapUğı konuşmalardan sonra katıldığı kongrede, hükümete tanıdıklan 500 günlük sürenin dolduğunu belirterek, örgütü- nü hükümete karşı muhalefet seferberliğine çağırdı. Hükü- mete tanıdıklan süre boyunca, iktidariannda oiduğu gibi fark- lı bir muhalefet yaptıklannı bc- lirlen Yılmaz, "Bize muhalefet- te yok olurlar diyenler mahcup oldu. Bugün Türkiye'nin cn bü- yük partisiyiz. Bu bizim muha- lefctteki başanmızdan değil. Övünülen tablo Muhalefet seferberliğiylc, meydan meydan gezcceğini be- lirtcn Yılmaz, "Bu hükümelin ipliğini pazara çıkarmak için Türkiye'nin bütün mcydan- lannı dolaşacağım. Ülkenin her köşesine gideceğiz" dedi. Şimdi övünülen tablonun ANAP'ın escri olduğunu vc hû- madığını belirten Yılmaz, bu- günkü hükümetin 500 gün için- de başlanmış hiçbir lcsisi olma- dığını öne sürdü. 1989 seçimle- rinden sonra arkasında yüzde 22'lik bir halk desleği bulundu- ğu bilc Lariışılır hale gelen hü- kümelin başan sağlayamaya- cağını düşünerek erken seçime gittiğini halırlatan Yılmaz, şöy- lc konuştu:"Ama bir Türkiyc'- yi böyle bir 500 güne mahkum etmemek için erkem seçim ka- ran aldık. Seçimlerde karşıma bir baba çıktı,]ki anahtar, yeşıl kart, onlan söylemiyorum. On- lar şakaydı. Hayali vaatlerle ye- tinmeyip, her türlü çamuru üzerimize atü. Yolsuzluk suçla- ması yaptı, elimde 'Koskotas' dosyalan var." dedi. 500 günde hiçbir şey yapa- madığını öne sürdügü hüküme- tin bunun sinirliliği içinde oldu- ğunu söyleyen Yılmaz, "Eski defterleri kanştırmaya başladı- lar. Bize oyun hazırlanıyor. ANAP olarak bu oyunu boz- malıyız. Eğer ANAP içinde bir lck hırsız varsa, bunlar devletin belgeleri clindeyken ortaya çı- karamıyorlarsa, hepsini yalancı ve namert ilan ediyorum. Daha sonra yapılan oylama- da ANAP Ankara İl Baskan- hğı'na, Nejat Arseven yeniden seçildi. TSK, Genelkurmay Başkanı'nın yaş haddi nedeniyle emekli olmasını istemiyor: Org, Güreş'ingörevsüresiuzatılsm EVREN DEĞER ANKARA - Yüksek Askeri Şura'run (YAŞ) ağustos ayında yapılacak toplantısma henüz 4 ay olmasına karşın, Silahlı Kuvvetler'de yeni komuta ka- demesi ile ilgili planlamalar yapılıyor. Ağustostaki YAŞ toplanüsında Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetlcri Komutanlığı için önemli karar- lar alınacak. TSK kaynaklanndan alınan bilgiye göre, Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Doğan Gûreş (1947-2), yaş haddi nedeniyle bu yıl emekli olacak. Ancak kaynaklar, 15.2.1926doğumlu olan Orgeneral Güreş'in 67 ya- şını doldurması nedeniyle emekliye sevk edilmesinin bazı konularda zafiyet yaratabilcce- ğini bildırdiler. Özellikle PKK'- ya karşı verilen mücadelcde atı- lan önemli adımlar ve son smır operasyonu ile TSK'daki yeni- den yapılanma sürecinin baş- langıcında Orgeneral Güreş'in emekli olmasının sakıncalı ola- cağını kaydeden kaynaklar, Orgeneral Güreş'in görev süre- sinin Bakanlar Kurulu karan ile bir yıl uzatılmasından yana olduklannı söylediler. Org.Fisunoğlu aday Askeri kaynaklar, Orgenera] Güreş'in emekli olması halinde, Genelkurmay BaşkanlığVnın en güçlü adayının Kara Kuv- vetleri Komutanı Orgeneral Muhittin Fişunoğlu (1948-3) olduğunu bildirdiler. Ancak Orgeneral Fişunoğlu Genel- kurmay Başkanlığı'na geliril- mesi halinde bile, bu görevi an- • PKK'ya karşı verilen mücadele sonuçlanmadan ve TSK'daki yeniden yapılanma süreci devam ederken Orgeneral Güreş'in emekli olmasının sakıncalı olacağını ifade eden kaynaklar, Bakanlar Kurulu karan ile bu sürenin bir yıl uzatılmasını istiyorlar. cak 2 yıl sürcylc yapabilecck. 1928 doğumlu olan Orgeneral Fişunoğlu, 1995yılmınağuslos ayında yine yaş haddi nedeniyle emekli olacak. Askeri kaynaklar, Genelkur- may eski başkanlanndan Orge- neral Necip Torumtay'ın kör- fez savaşı döneminde yürütülen poliükayı, "devlet anlayışı ile bağdaşüramaması" sonrasında istifa ctmesinin ardından, Ge- nelkurmay Başkanlığı gibi önemli bir göreve, peş peşe iki- şer yıllık sürelerle atama yapıl- masının sakıncalı olabilcccğini kaydelliler. Bilindiği gjbi Ge- nelkurmay Başkanlığı'nın nor- mal görev süresi 4 yıl. Orgeneral Güreş'in yaş haddi nedeniyle emekli olması ve Ge- nelkurmay Başkanlığı'na Orge- neral Fisunoğlu'nun getirilmesi halinde isc Fisunoğlu'ndan bo- şalan Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'nın en güçlü adaylan 1989 yılında orgcneralliğe nas- 'A teşkeskaran, Kürtsorununa çözüm için önemliadım' IHD'denayrtmsızgenelafçağnsı ANKARA (AA)-İnsan Haklan Demeği (IHD), PKK Iidcnnin tek taraflı olarak ilan etüği ateşkes karannı "Kürt sorununundemokralik yoldan çözümü için atılmış olumlu bir adım" olarak nitelendirdi ve ateşkesin sürekliliğinin şağlanması gereküğini bildirdi. İH D "aynmsız bir genel af" çıkanlması çağnsında bulundu. İHD Genel Yöneüm Kurulu, yaptığı toplantıda PKK liderinin Akın Birdal aleşkes karan vc Nevruz Bayramı ile başlayan süreci değerlendirdi. İHD Genel Başkanı Akm Birdal imzasıyla dernek adına yapılan yazılı açıklamada, toplanlıda somutlaşan görüşler kamuoyuna duyuruldu. Açıklamada, ateşkes karan önemli birdemokratikleşmeadımı olarak nitclenirken, bunun 15 nisandan sonraki dönemlcrde de sürmesi için gerckli çabaların sarfedilmesi istendi. Açıklamada, Kürtsorunununçözümünde büyük önem taşıyan demokratikleşme önlcmleri konusundaki dernek görüşlcri yinelendi. Dcmokralik bir anayasanın hızla hazırlanması. ayrımcı, baskıa vc anti-demokratik yasalann ortadan kaldınlması, olağanüslü hal.özel tim ve koruculuk sistemine son verilmesi görüşlen dile getirildi. Kürt tanh ve küllürü ile Kürtçenin konuşma, yazrna vecğitimdili olarak kullanılmasının üzerindeki yasal vc fiili engellerin kaldınlması, adı değiştirilen köy ve mezralann eski adlannı alabilmesi. yurttaşlannçocuklanna Kürtçead koyabilmeleri, göçettirilen, evieri ve tarlalan yakılanlann zararlannın devlet larafından tazmin edilmesi istendi. "Yaralılan şiddcl orlamının" biran önce yerini özgürlük ortamına bırakması istenen açıklamada "Yaşanılan aalann dinmesı için aynmsız genel af çıkanlmalıdır" dcnildi. Bu önlemlerin Türkiye'de "Banş vc kardeşlik ortamf'nın şağlanması için gerckli oiduğu vurgulanarak, lüm kişi ve kuruluşlar, banş ortamını güçlendirmeye çağnldı. bedilen 1. Ordu Komutanı Or- general İsmail Hakkı Karadayı (1951-67) ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Fikrel Kü- peli (1952-16). Kaynaklar 1932 doğumlu her iki orgeneralden. daha şanslı olanın ise resım nas- bı ile önde olan Orgeneral Ka- radayı olduğunu bildirirken, YAŞ toplanlısındaki olası ata- malar konusunda şu ihtimaller üzerinde durdular: - Orgeneral Güreş'in görev sürcsi bir yıl uzaülır, bu durum- da Orgeneral Fişunoğlu emek- liye scvk edilir ve Kara Kuvvet- leri Komutanlığı'na Orgeneral Karadayı getirilir. Orgeneral Karadayı'nın da emekliye sevk edilmesi halinde OrgeneraJ Kü- peli Kara Kuvvetleri Komutanı olur vc önümüzdeki yıl Genel- kurmay Başkanlığı'na getirilir. - Orgeneral Güreş'in görev süresi uzatılmaz ve emekliye sevk edilir. Kara Kuvvelleri Komulanı Orgeneral Fişunoğlu Genel- kurmay Başkanı olur, boşalan kuvvet komutanlığına da ya Orgeneral Karadayı ya da Or- general Küpeli atanır. - Orgeneral Güreş yaş haddi nedeniyle emekliye sevk edilir- ken, Orgeneral Fişunoğlu da yaş haddi nedeniyle ancak 2 yıl süreyle Genelkurmay Başkanlı- ğı yapabileceği gözönüne alına- rak emekli olur. Bu durumda Orgeneral Karadayı kısa bir sü- re için Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na atanır, daha sonra da Genelkurmay Başkanlığı'na getirilir. Orgeneral Küpeli de Orgeneral Karadayı'nın Genel- kurmay Başkanı olmasının ar- dından Kara Kuvvetleri Ko- mutanlığı'na getırilir. Oskar'ı Bu Yıl da KaçnfelL. 'Oskar Ödülleri' törenini izlerken Sağmalcılar Cezae- vi'nin koğuşu aklıma geliverdi. 1 Mayıs'lara yaklaşan günlerde TRT ekranlarında çok önemli bir belgesel gös- terilirdi: '12 Eylül'e Nasıl Geldik?'. Bu önemli belgesel, Çin zindanlarında Türklere nasıt işkence yapıldığıyla başlar, 12 Eylül öncesinin tahancalı, kurşun sesli olay- larının görüntüleriyle sürerdi. Derken, ekrana 1 Mayıs görüntüleri getirilirdi. Bu görüntülerde de yürüyenler, büyük boy sosyalist lider posterleri, flamalar anarşi ve terörün kaynaklan' çağnşımıyla ekrana aktarılırdı. Böy- lece de anarşi ve terör' sol kesimle, DlSK'le, sendi- kalarla, gençlerle özdeşleştirilmek istenirdi. Bu filmde benim de bir rolüm vardı. 1 Mayıs yürüyüşünün bir ye- rinde ben görünürdüm. Şöyle birkaç adım atarken, sağ elim de havaya kalkmış olarak ekrana gelirdim. 1 Mayıs yürüyüşüne katılan Türk Tabipleri Birliği'nin önünde yü- rürken çekilmiş bir film olmalıydı, ama birliğin flaması görünmediği için öyle kendi başına yürüyen bir militan görüntüsü içinde verilirdim. Bu montaj da olsa olsa 'siz bakmaym onların masum göründüğüne, aslmdafesatın başında olan onlardır' yargısını oluşturmak için seçilmiş bir fragmandı. Sağ elimin kalkışı da aslında yumruk fa- lan değildi, tribündeki yöneticileri selamlamak içindi, ama olsun, sağ el havadaydı ya, siz ona bakın. içerde kaldığımız yıllar boyunca bu filmi izledik. Işte bu filmi iz- lerken eski sinematekçilerden Hüseyin Baş, bana sesle- nirdi: 'Doktor, Oskar'a gidiyorsun.' Heptmiz kahkahalar- la gülerdik. Acı kahkahalar olmalıydı bunlar. Biz acılığını o günlerde algılamıyorduk. Aslında şimdi her şey daha acı geliyor. Şimdilerde bu filmin gösterilmemesine al- danmayalım, birilerinin bildiği raflarda durmaktadtr. Bertce Başbakan Demirel'le, Başbakan Yardımcısı Inö- nü'ye özel bir gösterim yapmalılar. Sinemadan çok söz edilen günlerdeyiz de. Al Pacino'nun 'emekli albay Slade' kompozisyonunu çok sevdim. Bildiği doğruları söylemekten çekinmeyen, bu yüzden de başı beladan kurtulmayan albay, çevre- sinde oluşan yainızlıktan sıkılıp da parlak bir finalle ha- yatını bitirmeye karar verdiği sırada, beklemediği biriyle karşılaşır. Gözleri görmediği için kendisine yardımcı ol- maya gelen kolej öğrencisi, yaşadığı sorunlarla albayı yeniden yaşamaya çağırır. Oğrencinin uğradığını gör- düğü haksızlığa karşı savaş açan albay Slade, öğrenci amfîsinde o unutulmaz dürüstlük dersini verirken bütün dünyaya seslenmektedir. Al Pacino, bana göre de hiaklı bir Oskar aldı Dün (1 Nisan 1993) Pertevniyal Lisesi'ndeydim. öğ- rencilerden gelen sorukâğıtlarınınsayısı1200'übuluyor- du. Ancak bırkaçını konuşabildik. Sonra da öğrenciler sorular sordular. Aynı hafta içinde STFA Meslek Lisesi'- nde toplantımız vardı. Liseler, lıseler, üniversiteler, üni- versiteler, gençler, gençler... En çok karşılaştığım iki soru var: 'Toplum, gençliğine neden güvenmiyor?', 'Bu koşullarda kişilik sahibi, bağımsız, özgür düşünceli in- san nasıl yetişir?' ..'Bu iki soru da aslında topluma yö- neltilmiş iki büyük eleştiridir. Ikisi de haklı eleştiri. 'Toplum, gençliğine neden güvenmiyor?' Bu soruya d»n, "Toplum, kendisine güvenmiyor da ondan" diye kı- sa bir yanıt verdim. Biz, kendine de güvenmeyen bir top- lumuz. Sosyal değerlerini yitirmiş, hangı değere, kime, kimlere güveneceğini şaşırmış bir toplum kendine de güvenmez, gençlerine de. Gençlere gü\tensizliği sis- \ 'temreştiren, pekiştiren de 12 Eylül ideolöjlstoir. Toplurna bugün de egemen olan 12 Eylül ideolojisi. Gençleri "po- tansiyel tehlike' sayan, onlan 'potansiyel suçlu' kabul eden ideoloji budur. "Bu koşullarda, kişilik sahibi, bağımsız, özgür düşün- celi insan nasıl yetişir?" Bu sorunun yanıtı da "bu koşul- ları aşarak, bu koşulları değiştirerek, yeni bir toplum ya- ratarak" olacaktır. Otokrasinin yerine demokrasiyi koyarak, bağnaz düşüncenin yerine özgür düşünceyi koyarak, zorbaltğtn yerine hoşgörüyü koyarak yeni bir toplum yaratmamız gerekiyor. Affedilmeyen' filmini henüz göremedim. 'Bir Kaç lyi Adam'ı da. Ama en özgün senaryo' ödülünü alan 'Ağla- tan Oyun'u gördüm. IRA militanlarının yaşadığı olayla- rın içinde insan duygulannın bilinmeyen sarmallarını anlatan bu film de önemli. Sinema sanatı da özgür ortamların içinde gelişebilir. Özgür düşünen, düşünmekten korkmayan, düşündükle- rini söylediği için başına bir iş geleceğinden korkmayan insanları yaşatan bir ortamda gelişebilir sanat. Böyle bir ortamı yaratamazsak sanatçı ne yapsın, sanat ne yap- sın? Bize de kala kala bizim 'ağlatan oyunlarımız'la bi- zim 'Oskar şakalarımız' kalır... Güzerden500günbombordmıanı .. 'Huzureşkıyanın lütfünabıraküdı'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Koalisyon hükümetinin 500. gününün hangi tarihe rastladığına ilişkin çelişkili açı- klamalar sürerken, muhalefet partilerinin 500. gün eleştiri bombardımanı sürüyor. Yeni- den Doğuş Partisi Genel Baş- kanı Hasan Ceial Güzel, "500 gün değil, bu eskımiş, yıpran- mış kadroya 5 mılyon gün de yetmez" dedi. Enflasyonun dörtnala de- vam ettiğini kaydeden Güzel, koalisyon hükümetinin 500 günlük döneminde enflasyon oranının 89.9 olduğunu, ANAP döneminin son 500 günlük icraatında ise bu ora- nın yüzde 102 düzeyinde ger- çekleştiğini söyledi.Güzel,"Va- tandaşlanmıza soruyorum, kırk katır mı, kırk saür mıT" diye konuştu. 500 gün endişesi nedeniyle başta akaryakıt ol- mak üzcre yapılması gereken zamlann 3 aydır geciktirildiği- ne dikkat çeken Güzel, 1 -2 haf- ta içerisinde "zam sağa- nağının" başlayacağını, son- baharda ise Türk ekonomisi- nin iflasın eşiğine geleceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın Çankaya'dan indirilmesi yolundaki vaatlerin de unutulduğuna dikkat çeken Gûzel.işunlan söyledi: "Çünkü, Sayın Demirel'in oraya çıkma hevesi vardır. An- cak şu an için koşullar oluşma- mıştır. Yani Sayın Ozal'ın Çankaya Köşkü'nden erken indirilmesi işine yaramayacak- ür. Sonuçta iş, by-pass yasalan ile politik şantaja dönüştürül- müş, devlet ve hukuk sistemi Baba'nın oyuncağı haline geti- rilmiştir." TahirAktaşve arkadaşlan işçi vurdu İstanbul Haber Senisi - Emi- nönü Belediyesi'nin eski baş- kanlanndan Tahir Aktaş ve arkadaşlan bir pansiyon işçisi- ni tabanca ile vaırdu. Cankurtaran'da bulunan Erol Taş'a ait kahvehanenin bahçesinde oturan Tahir Ak- taş ve arkadaşlan, saat 22.00 sıralanrtda. belirlenemeyen bir nedenle silahlannı çekerek ge- lişigüzel ateş edince, kahvede oturmakta olan Yaşar Kendir adındaki işçi ağır yaralandı. Bir pansiyonda temizlik işçı- si olarak çalışüğı belirtilen 1963 doğumlu Yaşar KLendir Samatya'daki SSK Hasta- nesi'ne kaldınlarak tedavi altı- na ahndı. Görgü tanıklan, "Tahir Aktaş ve aynı masada oturan üç kişi silahlannı çeke- rek ateş etmeye başladı. Yaşar Kendir'in kimin silahından çı- kan kurşunla vurulduğunu bi- lemiyoruz" dedi. Tahir Aktaş ve arkadaşlan 34 T 1233 plakah Mercedes otomobil ile kaçarlarken emni- yet yetkililen olay yerinde yap- tıklan incelemede beş adet boş kovan buldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle