Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN1993 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Hindistanparalanna ne oldu?
B,üyük Taarruz öneesitule Milli
Savunma Bakam Kazım Özalp ve
Matiye Bakam Hasan Fehnü A taç 'ın
önerileriyle ve Mustafa Kemal
Paşa 'nın emriyleçekildi, geçiciolarak
Matiye Bakanhğı 'na devredildi. Paşa
bir bölümünü Yunan 'ın Ege 'de yaktığı
köylere dağıttı. Harcanan ktsmt
zaferden sonra iade edildi Osmanh
Bankası 'ndaki bir hesapta korundu.
koşulu da "bilginin kaynağVdır. "Hin-
distan'dan gelen paralar" konasundaki
iddia, Malıye Bakanhğı Bütçe ve Mali
Kontrol Genel Müdür eski Yardımcısı
Alptekin Möderrisoğhı'nun. Cumhuri-
yet'in 50. yıldonümu dolayısıyla 1974'te
yazdığı "Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kay-
naklan" adlı kitabmda var. Müderrisoğ-
lu bu iddiayı aktanrken iki kaynaktan
yararlanmış. Biri Lord Kinross"un
"Atatürk" adlı yapıunın 298. sayfası;
öteki de dönemin Milli Savunma Bakam
Kazım Özalp'in "Milli Mücadele" kita-
bı. Lord Kinross'un kitabırun 298. say-
fasında bö> le bir bilgi yok. Dipnot yanlış
düşülmüş olabilir düşüncesiyle 198. 398,
498, 598 ve 698. sayfalara bakıldığmda
i Mûski-
rat Yasası
tarüşması
da uzun
süre gün-
demde
Mec-
lis, yasanm uygulanması konu-
sunda ülke düzeyinde başan
sağlıyor, ışgal alundaki Istan-
bul'a söz geçiremıyordu. Ya-
sanın • yürürlükte kalmasına
karşı çıkan Lazistan Milletve-
kilı Osman Özgen söz aldı ve
şöyle dedı:
"... Bukonudalehvealeyhte
bir karar vermeyelim. +Iükü-
met bunu araştırsın, yoklasın;
on-on beş gün sonra Meclis'e
gçlsin. Hep bırlikte düşûnelim
ki, hükümeti ve yüce Meclis'i
zor durumda bırakmayalım.
Çünkü herhangi bir durum be-
lirebılir. Biz yasanın uygulan-
masını isiersek, kuşkusuz on-
lar da bu karara uyacaklardır
Eğer kabul etmeyecek olurlar-
sa savaş ilan etmemiz gerekir.
Efendim ben. Lazistan
halkının vekili sıfatıyla üç ka-
Birinci TBMM'de en çok tartışılan komdardan biri de Kurtuluş Savaşımıza destek oimak amacıyla Ruslar'm gönderdiği altmlardı.hk döoetn
milletvekillefi MecuVûı bahçesinde.
deh rakı için savaşa girmeye karar ve-
receklerden değilim."
Yeni Maliye Bakam Hasan Fehmi
Ataç'ın içki yasağının Istanbul'da bir sü-
re için kaldınlması önerisi, Meclis'i ka-
nştırdı Olaya karşı çıkanlann başında
den bağırarak vineliyorlardı. Ulaş, altı-
nlann büyük bölümünün Doğu Cephe-
si'nde kaybolduğunu iddia edıyordu.
Maliye Bakam Saka, açıklamalarda
bulundu. Rusya'dan yola çıkanlan altı
milyon lira değerindeki 616 bin altının
Burdur Milletvekili (şair) Mehroet Akif 400 bini Doğu Cephesine gelmış, 165
Ersoyla Lazistan Milletvekili Necati bini Ankarayaçekilmişti. Gerisidebek-
Memişoğlu yer aldı. Milletvekillerinin
önergclcn kabul edildi ama, tstanbul'da
içki ıçılmoini kimse önleyemedi.
Rııs altınları
Birinci TBMM'de en çok tartışılan
konulardan biri de Kurtuluş Savaşımıza
destek olmak amacıyla Ruslar'm gön-
derdiği altınlardı.
Mustafa Kemal Paşa, Sıvas Kongresi
sonrasında. "yardım olanaklannı araş-
tırmak" için Hatil Paşa'yı Sovyetler Bır-
liği'ne gönderdi. Yiiz bin lıra tutanndakı
ilk Rus altınıyla 1920 temmuzunda
Moskova'dan aynlan Halil Paşa, iki ül-
ke arasında karayolu olmadığı için, bü-
yük güçlük çekerek ve Ermeniler'le sava-
şarak Nahcıvan'a ulaşabildi (1). Külçe
altınlan Karaköse'de Tümen Kamutanı
CavitBey'eteslimetti (2).8 Eylül 1920-
de Erzurum'a getirilen alünlar, hastane
kantannda tartılarak teslim alındı. Yak-
laşık 200 kilosu Doğu Ordusu'na aynldı,
kalanı Ankara'ya gönderildi (3). Mos-
kova Antlaşmasfmn imzalanması ve
İkinci tnönü Savaşı'run kazanılması üze-
rine göndenlen 30 bin altını da Sovyet-
ler'in Ankara Büyükelçisı Mdivani.
Mustafa Kemal Paşa'ya sundu (4). Da-
lenmekteydi.
Yeşiloğlu. ele gcçmeycn allınlann İs-
tanbul'a göıürüldüğünü, paraya çev-
rildığini öne sürdü. Bakan bu görüşe
katılmadı ama,
ülkede altın ka-
çakçılığı olduğu-
nu doğruladı.
Çünkü Ankara'-
da 540-550 kunış
eden altın. Isian-
bul'da 650-700
kuruştu. Millet-
vekili, hükümetin
kaçakçılığa ortak
okiuğunu iddia
etti. tddıayı
reddeden bakan,
kaçakçılann ya-
kalanıp tstiklal
Mahkemelerine Hüseyin Avni Ulaş
verikliklerini açı- (Erzurum)
klayınca. salonda
"bravo" ve alkış sesleri duyuldu.
Bau imalar
konusunda tek sözcük yok!..
Neden acaba?..
Devlet kuran, bir ülke ve ulus için kel-
lcsını koltuğunun altına alıp yola çıkan,
bu uğurda genç denecek >aşta canını ve-
ren bir insanı suçlamadan önce. iki ko-
nuya dikkat etmek gerekir ki. araştırma-
nın ilk koşulu da budur! Binncısi; Mus-
tafa Kemal Paşa neden zımmetine para
geçirsin! Çocuğu yoktu, ailesi geniş de-
ğildi; bir tek kız kardeşi vardı. Ona bir cv
bıraktı. Gene kardeşiyle manevi kızian.
Kazım Özalp
(Karesi)
Teokratik kesim sözcüleri, günümüz-
de bir şarkı tutturmuşlar, "ilk Meclis'e
Hindistan'dan gelen paralar ne oldu" dı-
ha sonra kuzey komşumuza gideıî İkti- ye şakıyıpduruyorlar. Dokundurma yo-
sat Bakam Yusuf Kemal TengirşeııkTe luyla da Mustafa Kemal Paşa'yı bu pa-
" "" ' " ralan zimmetine geçirrnekle suçluyorlar.
23 Nisan 1920'de başlayıp 25Ekim
1934'te sona eren görüşmeleri kapsayan
Sinop Milletvekili Rıza Nur da dört mil-
yon ruble tutannda altın getirdıler.
Meclıs'in gizli oturumlannda Erzu-
rum milletvekilleri Mehmet Salflı Yeşi-
loğiu'yla Hüseyin Avni Ulaş, "Rusya'dan
gelen altınlar ne oldu" diye soruyorlar,
dört ciltlik ve toplam 3271 sayfalık Gizli
Oturum Tutanaklan'nda "Rusya'dan
gelen altınlar" tartışmasına yeı yer rast-
kürsüye çıkamazlarsa, soruyu yerlerin- lanırken, "Hindistan'dan gelen paralar"
Türk Tarih ve Dil Kurumlan'na. tş Ban-
kası'ndaki paylanndan gclecek faizin
belirli oranlarda böluştürülmesini vasi-
yet etti. Tüm mal varlığını CHP'ye bağı-
şladı; fsmet Paşa'nın çocuklannın öğre-
nim giderlerinin karjilanmasını istcdi
(5). Millete 18 yıl babalık. önderlik etti.
Bir kez bile yurtdışına çıkmadı. Ülke so-
runlannın tartışıldığı. edebiyat söyleşile-
rinin yapıldığı akşam sofralanndan baş-
ka hiçbir lüksü olmadı. O. parayı ne ya-
pacaktı? Vahdettin gibi düşmana sığınıp
kaçmayı mı düşünüyordu ki zimmetine
para geçirsin?
Araştırma yönteminin ikinci önemli
da bu bilgiyi görmek olanaksız!
1880 doğumlu Kazım özalp Paşa
1968de 88 yaşında öldü. Oğju Profesör
Teoman özalp, anılan iki ciltlik kitabı
babasmın vasiyeti üzerine 1970'te yeni-
den düzenledi. Ve "Milli Mücadele" adlı
yapıt. 1971'de Türk Tarih Kurumu'nca
basıldı. Kilapta "Hindistan Parolası"
dıye bir anlatı yok. Sadecc "Taarruz Ha-
zırlıklan" başlıklı bölümde 233. sayfada
şu bılgi var: "...Mustafa Kemal Paşa,
Bakanlar Kurulu'nda taarruz görüşleri-
mızı açıkladı.
Fevzi Paşa ile ben
geniş bilgi verdik.
Mustafa Kemal
Paşa durumu bir
kere daha özetle-
dikten sonra, ba-
kanlann göriişle-
rinin ne olduğu-
nu anlamak iste-
di. Hemen bütün
bakanlar verilen
bilgiye göre taar-
ruz etmek gerek-
tiğini bildirdiler.
Son hazırlık için
600 bin liraya
ihtiyaç vardı.
Maliye Bakanı
Hasan Fehmi Bey'e başvurdurn. Görü-
nürde ödenek vardı, fakat maliyenın ka-
sasında para yoktu. Çok zor durumda
kalmıştık. Maliye Bakanı bir çare bula-
mayacağını anlayınca kesin olarak be-
lirtti. Mustafa Kemal Paşa'dan, Os-
manlı Bankası'nda adına korunan para-
dan 600 bin lira verilmesi için izin iste-
dim. Bankaya emir verdi, parayı aldım.
Son eksiklıklerimız de giderildi.
(...) Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa
ve îsmet Paşa ile yaptığımız görüşmeden
sonra 26 ağustos tarihinde büyük taar-
ruza başlanmasını kararlaştırdık." (6)
Müderrisoğlu. "Hindistan'dan geîen
paralar"la sonucıma iu'şkin bilgileri kita-
bında özetle şöyle anlaüytjr:
"Osmanh fmparatorluğu 1. Dünya
Savaşı'na gjrince. padişah ve Halife
Mehmet Reşat, 13 Kasım 1914'tedünya
Müslümanlanndan yardım istedi. Çok
sayıda Müslüman Arap ülkesi İngıliz-
ler'le işbirliği yaptı, Arap yanmadasın-
daki Türk bırliklerini arkadan vurdu.
"Dünya Müslümanlan içinde halifeye
bağlılığıru bildirenlenn başında Jngiliz
sömürgesi Hindistan geliyordu. Merkezi
Bombay'da bulunan Hindistan Hilafet
Komitesi'nin (Indian Commitee of the
Caliphate) açtığı yardım kampanyası,
Hint Müslümanlan arasında -özelh'kle
fakir ve orta sınıf- büyük ügiyle karşılan-
dı. 125 bin fngiliz Lirası An-
kara'ya gönderildi. Para, Ma-
liye Bakanlığı ve Hazine kayı-
tlanna girmedi. Mustafa Ke-
mal Paşa'nın emrinde durdu
ve Osmanh Bankası'nda ko-
rundu. Kurtuluş Savaşı'ndan
önceki mali sıkıntıya karşın
paraya el sürülmedi."
"Büyük Taarruz öncesinde
Milli Savunma Bakanı Kazım
özalp ve Maliye Bakanı Ha-
san Fehmi Ataç'ın önerileriyle
ve Mustafa Kemal Paşa'nın
emriyle bankadan çekildi. geçi-
ci olarak Maliye BakanlığYna
devredildi. Paşa bir bölümünü
Yunan'ın Ege'de yakıp yıktığı
köylere dağıttı (cephe komu-
tanlığı aracılığıyla). Paranın
harcanan kısmı büyük zafer-
den sonra iade edildi ve Os-
manlı Bankası'ndaki bir he-
sapta topluca korundu."
"Hint Müslürnanlannın
gönderdiği para, Hıristiyan or-
dulannın yakıp yıktığı yerler-
deki Türk Müslümanlan için
kullanıldı."
"Mustafa Kemal Paşa'nın,
halifeliği kaldıracağı zaman
Müslümanlannın gönderdikleri
Mehmet SalMı Yeşfloğlu
(Erzumm)
Hint
paralann amaç dışında kullanıldığı yo-
lunda ileri sürebilecekleri ıtirazlan hesa-
ba katarak. ihtiyatb davranmak istediğı
anlaşılmaktadır Büyük zaferden sonra
gönderilen paradan harcanan kısım Ma-
liye Bakanhğı taraftndan iade edllerek,
paranın tümünün bir hesapta toplan-
ması da ihtiyatlı davranışın son halkası
olmaktadır."
Iş Bankası
"Bu durum, Mustafa Kemal Paşa'nın
Hindistan Hilafet Komitesi'nin gönder-
diği paralan gerektiğinde geri yollamayı
düşündüğünü ortaya koymaktadır."
"Söz konusu para bir süre sonra, Tür-
kiye'nin ekonomik hayatında büyük
hizmetleri ve katkılan görülecek olan
Türkiye Iş Bankası'nın kuruluş serma-
yesi olarak kullanılmıştır."
Atatürk'ün anılan bankadaki payı
%27'ydi. Bankaran kurucusu ve ilk ge-
nel müdürü Celal Bayar'dı Bayar, 27
Ağustos 1984'te genel müdürlüğünü zi-
yaret ettiği bankanın nasıl kurulduğunu
anlattı. fakat nedense "'Hindistan'dan
gelen paralar"dan hiç sözetmedi! Oysa o
da dönemin iktisat bakanlanndandı.
Yarın: Meclis'in rfvri
dlllileri
MYNAKÇA:
(1): tstiklal Harbi'nde BotşenkkrTe
seİtiz tty • ünûvar, Veysel
(2): Atatürk Aaadohı'da - Bıyıkoğbt,
Tevfik
(3): Istiklal Harbimiz - Karabekir,
Kazvn
(4): Türk Kurtuluş Savaşı Kronohjist
• Jaesechke, Gottand'tan aktaran Müder-
risoğlu, Alptekin - "Kurtuhtf Savap'mn
MaB Kaynaklan"
(5): Meydan Laromse - cüt: 1.
(6): "MUB Mücadele"
- özalp, Kazım.
Ânchmız, karanlığa yer yok
O N B I N L E R
İÇİN YA2Pİ
Korktular, korkuttuk onlan...
Kustuklan kin, nefret, pislik
batağında çırpınıp duruyorlar
hâlâ. Oysa boğuklular, boğulu-
yorlar kendi batakhklannda.
Bunun farkında değiller... Işte
böyle... Sen Gazi Paşa'dan ve
diğer kuvayı milliyecilerden
oluşan toplulukta eminim yin-
he biz aydınlatmanın yoUannı
anyorsundur. Biz de senın yok-
luğunu gün geçtikçe daha bir
duyumsayarak, acımız tapteze,
yaşamaya devam ediyoruz...
Sevgiler sana ve ordakilere...
B.AIİ
Gözümüz, kulağımız seninley-
di. Ne kadar doğru ve güzel dü-
şündüğünü, dürüst olduğunu
bilirdik. Severdik,çok severdik,
çok güvenirdik. Ama bu kadar
çok sevenin olduğunu öğren-
memiz için aramızdan ay-
nlmam mı gerekiyordu? Bizler
yaşadıkça, ilkelerin ve sen ya-
şayacaksın.
RO.
Senin şahsında tüm insanhk
sana karşı yapılmış insanhk
suçlanru lanetliyor.
Ayşe Yıkhran
Kardeşim, içimdesin. Seni müzı-
ğimle yaşatacağım.
Mehmet Ateş
Sen ölmedin bizim bevinleri-
mizde kalplerimizde yaşıyor-
sun seni öldürenler veya öldür-
tenler gün olacak kendilerinden
korkacaklar. Ama (sen) ve se-
nin gibilerinin bu vatana ve bu
millete, mumlanmıza ihtiyacı
var...
M.Erydmaz
L'tanıyorum.
A.Muirat Oörter
Demokrasi ve laiklik mücade-
len geleceğin Türkiyesi'nde de-
vam edecek. Sana ve bütün
devrim şehitlerine sözüm olsun.
Bu ülkede karanlık böcekleri
emellerine ulaşamayacaklar.
Türkiye çağdaş dünyada yerini
alacak. Biz Pir Sultan Abdal
Kültür ve Tanıtma Derneği
plarak Demokrasi ve laiklik
mücadelesinde. mücadeleni
yükselteceğiz. Örümcek kafab-
lar tarihin karanlığına. Yaşasın
Demokrasi.
Gazi Aslan
Onurlu bir şekilde yaşadın. Al-
çakça katledildin!... Son yolcu-
luğunda. son görevini de en iyi
şekilde yaptın. Silkindik!.. Keş-
ke bedeli bu kadar ağır olma-
saydı ya da keşke görebilseydin
ya da keşke biz bu denli ağır be-
deller karşısında sağduyusu.
uyanan bir ulus olmasaydık.
Çok üzgünüm.
Buket Güreli
Sevgili Uğur abimize, laikliğe
ve cumhuriyeti koruyan bu in-
sanlar ölmedi ve öldürülmeye-
cek. Bu olayı şiddetle kınıyo-
rum. Katillerin bulunup en iyi
şekilde cezalandınlmasını isti-
yorum.
Emine Sözen
SÜRECEK
Ortlar toz bile değil Atatürk 'üm birer satıbntş,
Birer ayrüc otu, bin türlü hıyanetle yalan
Birer kara diken, sıtmah çirkefte kamış.
Biz vaktığın meşaleviz nygarıık yolıtnaa
Uçâcağız şirnşek gibi ülkunü duyaraktan
Andımız, yer yokkaranlığa Anadolu 'da.
Bölemevecek bizi hiç kimse, hiç bir kuvvet
Kara sâkal, kara takke, boşluğa inanan.
Sen vatansın Atatürk'üm,senhürrivet!...
Hattm Yağcnğlu
ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL
"İşyeri Iflas Ederse"
S 1- 1986 yılmdan bu yana bir işyerinde sigortalı olarak
çalışmaktayım. tşe girdiğhnden bugûne kadar işveren aylık \e dört
a\lık bildirge >e bordrolan Sosval Sigortalar Kunımu'na
dfizenli olarak vermektedir. Ancak 1989 yılı ekim ayı-
ndan bu yana bildintiği prim tutariannı ödememektedir.
Bu durum emekliliğiıni etkiler mi?
2- Böyle bir işyeri iflas ederse, aylık bfldirgeler ve dört
aylık bordrolar verilmiş oba da, prim borçlannın ödenme-
miş oiması çaltşan sigortalmın emekliliğini olumsuz yön-
de etkiler mi?
3- Emekli aylığnun hesabında şu anda uygulanan ölçü
nedir? Son beş yılın ortalaması mı, yoksa bütün sigorta
,. primi ödenmiş toplam sürelerin ortalaması mı?
4- Askerlik görevimi 1968'de bitirdim. İlk sigortalılı-
ğım 1969 yıiında başladı. Bu durumda askerlik borçlan-
masmın bana bir yaran ohır mu?
Ş.T.
YANIT: I- Sosyal Sigortalar Yasası ile Sosyal Sigortalar Işlemle-
ri Yönetmeu'ği'nin öngördüğü bildirge ve bordrolan kuruma ve-
rip sigorta primlerini geç ödeyen ya da hiç ödemeyen işverenlerin
faturası sigortalıya çıkanlmaz.
Primlerin ödenmemesi durumunda Sosyal Sigortalar Kurumu
işverene, "Amrae Alacaklannın Tahsili Usulü Hakkmda Ka-
nun" hükümlerine göre işlem yapar.
Prim bildirge ve bordrolann veriüp primlerin ödenmemesi,
emekliliğinizi etkilemez. Kaldı ki,"Yönetmelikle tespit edilen bel-
geleri işveren tarafmdan verilmeyen veya çabşüklan kurumca
tespit edilemeyen sigortahlar, cahştıklannı hizmetlerinin geçtiği
yıhn sonundan başlayarak 10 yıl ıçerisinde mahkemeye başvura-
rak alacaklan ilam ile ispatlayabilirlerse, bunlann mahkeme ka-
rannda belırtılen aylık kazanç toplamlan ile prim ödeme gün
sayılan nazara alınır."
2- İşyerinin iflası durumunda prim bildirge ve bordrolanrun
usulüne uygun venlmesi koşuluyla sigortalının haklan geçerlidir.
3- 22 Mart 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3869 sayı-
lı yasa ile yaşlılık aylığı bağlanması için esas alınan kazanç ortala-
masının son 10 takvim yıhna göre ve kademeli olarak uygulan-
ması öngörülmüştür.
Bu uygulama 1993 yıiında bağlanacak ayhklann hesaplanma-
sında son 5 yıl, 1994 yıiında son 6 yıl, 1995 yıiında son 7 yıl, 19%
yıiında son 8 yıl, 1997 yıhnda son 9 yıl ve 1998 yıiında ise son 10
yıhn prime esas kazanç ortalaması esas ahnacaktır.
4- Askerlik borçlanmalannda "borçlandınlan sürenin karşıhğı
olan gün sayısı sigortahnın prim ödeme süresine katılır. Ve "sigor-
tahlığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandmlma
halinde sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandınlan gün sayısı
kadar geriye götürülür."
Askerlik borçlanması sigortalılık başlangıanı (askerlik süreniz
iki yıl ise) 2 yıl geriye götürecek ve sigorta başlangıcınız, 1966 yılı
olacakür. Aynca 2 yıM (720 gün) süre bağlanacak yaşlılık aylığı
oranını en az yüzde 3 oranında arturacaktır.
AMCARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Riyad Mahluf'la Söyleşi (3)
Sllahımız Bilgiydi...
Tunuslu Riyad Mahluf'la ilgili söyleşiyi yazarken, Mül-
kiyeliler Birliği Başkanı Prof. Alpaslan Işıklı aradı, özetle
şöyle dedi:
- Tunuslu Riyad Mahluf'la ilgili olarak, "biz ne yapabi-
liriz?" diye düşündük. Üyelerimiz bize soruyorlar; bu
olayla ilgitenmemizı istiyorlar...
Alpaslan Işıklı, Birleşmiş Milletler Türk Derneği Baş-
kanı Prof. Cahit Talas'la konuşacağını söyledi. BM Türk
Derneği Başkanı Cahit Talas'ı ben de aradım, arkadaş-
larıyla toplantı yapacağını, konunun üzerine eğilecekle-
rini bildirdi.
Türkiye'de şimdi herkes, Cumhurbaşkanlığı kulisle-
riyle mi uğraşıyor? Süleyman Bey, Çankaya'yatrmana-
cak mı, sonra ne olacak? Gazeteler, radyolar, televiz-
yonlar buna çalışıyor. Tunus'ta demokrasi savaşımı
veren bir demokrat genç, Riyad Mahluf da, Kırklareli
Cezaevi'nde tutuklu bekliyor! Kendisinin niye cezaevine
konduğuna şasarak. Riyad Mahluf, Türkiye'den sığınma
hakkı istedi, kabul edilmedi. Bunun üzerine, Birleşmiş
MillerJer'in Türkiye'deki bürosuna başvurarak, kendisl-
nin demokrat bir ülkeye gönderilmesini istedi. Ülkelerin-
de demokrasi savaşımı verenler, başları derde girdiğin-
de, Avrupa'nın demokrat ülkelerine gidebilmişler,
orada ülkelerindeki faşizmin sona ermesini beklemiş-
lerdir. Türkiye'den nice aydın, 12 Eylül faşizmi dönemin-
de, Avrupa'larda barınıp, yasamını sürdürmedi mi?
Tunus'ta şimdi Zeynel Abidin Bin Ali yönetimi var. Ri-
yad Mahluf da, Türkiye'yi bir Avrupa ülkesi sandığı için
buraya gelmiş, Tunus'un isteği üzerine cezaevine kon-
muştur. Riyad Mahluf'la konuşurken, ülkesinin bir de-
mokrat aydını ile konuştuğunuzu anlıyordunuz. Karade-
niz'den gitmiş, bilmem kaçıncı göbek bir dedenin toru-
nu. Oral Çalışlar'la birlikte, onu yakından tanıma
amacıyla, Kırklareli Cezaevi'negitmiştik. Elimizde, Ada-
let Bakanhğı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Zeki
Güngör'ün imzasını taşıyan "görüşme izin belgesi" var.
Adalet Bakanı Seyfi Oktay, olayın üzerinde titizlikle dur-
makta. Bunu biliyorum.
Riyad Mahluf, okullan bitirip elektroteknik mühendisi
olduktan sonra, Suudi Arabistan'da, Mekke'de üç yıl ça-
lıştığını anlatıyor. Burada soruyorum:
- Hacı mı oldunuz?
- Yooo, çalıştım mühendis olarak. 1983'te döndüm.
Suudi Arabistan'dan materyaller aldım.
- Nasıl materyaller?
- Benim uğraşım elektroteknik. Video film gibi mater-
yaller aldım. Tunus'ta bir video kulübü kurdum. Bu bü-
yüdü. Çok adam çalışıyordu. Bu video kulübünü bırak-
tım. Bir dükkan aldım; çocuk mağazası, çocuk giysileri,
araba.. Her şey çocuk için. Çalıştım, daha iyi bir dükkan
aldım, şimdi mühüriü.
- Fransa 'da okudun mu?
- Bilgisayar öğrenimi gördüm orada. Sonra, Tunus'a
dönerek okulu bitirdim.
- Evli misin, çocuMann var mı?
- Evliydim, ama boşandım. Eşimi orada rahatsız etti-
ler. Bir kizım var, adı Şeyma.
t Senin durumun, Türkiye 'de, hükümette konuşuluyor.
Hükümetten ne bekliyorsun?
- Hükümetten çok çabuk karar vermemesini bekliyo-
rum. Acele bir karar veriyorlar, yanlış bir karar veriyor-
lar ve bir hayat gkJiyor!
- Ivedi işe şeytan mı karışır?
- Anlamadım. (Gülüşmeler, sonra sözüm Arapçaya
çevriliyor) Yani bu işi biraz incelemek gerek. Çünkü,
eğer acele davranırlarsa...
- Yine burada, Türk mahkemelerinde yargılanmak is-
tiyor musun?
- Tabii, öyle olmalı. Bir kişinin suçu varsa, mahkeme-
ye çıkmalı!
Oral Çalışlar alıyor sözü:
- Sen siyasi olduğunu iddia ediyor musun?
-Tabii.
- Siyasisin ama, örgütünü açıklamıyorsun!
- Avukatım Burhan Apaydın açıklarsa açıklar. Çünkü
o, sizin hukukunuzu daha iyi biliyor. Benim yasamım yö-
nünden bir sakıncası yok. Ama, ben bir kişi değilim.
Başka insanlara kötülük edebilirler. Eğer ben Tunus'a
dönersem çok kötü olacak...
Sözü ben alıyorum, soruyu yani:
- Tunus ta demokrasi yok?
- Hiç yok. Eğer demokrasi olsa, bu dosya burada olur
muydu? Tunus'ta siz benimle bu konuşmayı yapsanız,
gazeteniz kapanır!
- Biz de yaşadık, Türkiye de o dönemleri. Sizin örgütü-
nüz ne yapıyor? Ne yaptı?
- Demokrasi için çok, çok şey yapt.
- Şimdi yapıyor mu?
- Şimdi durduk. Çünkü, bütün materyalleri aldılar. Bi-
raz önce söyledim: Suudi Arabistan'dan geurdiğimiz
materyallerte (video, kaset) gerçekleri banda alıp, halka
göstermek, yaymak işini yapıyorduk. Silahımız bilgiydi.
Başka bir şey yapmıyorduk. Broşür, doküman, kaset
Çok güzel bilgisayarlarımızı aldılar, Fransa'dan getir-
miştik, her şeye el koydular. Benim kendi malıma el
koydular...
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/ Necati Cumalı'nın bir
tiyatroyapıtı. 2/Gereğin-
den çok yemek yiyen...
Ankara'mn bir ilçesi. 3/
Tabut... Evrensel alıcı
olan kan grubu.. Kenar
süsü. 4/ tnce bir halatın
ucuna kurşun parçası
baglanarak yapılan bir
çeşit kırbaç. 5/ Noneçli
kâşif Thor Heyerdahl'ın,
eski Mısırlılann Ame-
rika'ya gittiğini kanıtla-
mak için papirüsten yap-
tığı ve ikinci seferinde başanya
ulaştığı teknenin adı... Engel. 6/
Avrupa'da bir başkent... Şaşma
behrten bir ünlem. 7/ Eylerrueri
olumsuz yapmakta kullanılan ek..
Kuzgunkılıcı da denilcn, sivri yap-
raklı bir süs bitkisi. 8/ Bir tartı biri-
mi... Sıkınü verme, üzme. 9/ Çö-
zümlemeli.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Joseph Conrad'ın, dılimize de
çevrilmiş ünlü bir romanı. 2/ Yün-
den dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş... Ergenekon'dan
çıkışlannda Göktürklere yol gösteren dişi kurt. 3/ Uzun tüylü
bir süs köpeği... Kalayın simgesi. 4/ Şarkı, türkü... Genellikle
büyük yerleşim merkezlerinin üzerinde toplanan kirli hava. 5/
Soyundan gelinen kimse... Dili tutulmuş, konuşamaz hale gel-
miş. 6/ Yapımı tamamlanmış bir eşyarun üzerindeki deri kın-
şıklıklanru gidermeye yarayan ve ısıtılarak kullanılan araç. 7/
Bir zaman birimi... "Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi/
Hainlere amma ki — yeni çıkü" (Ziya Paşa). 8/ Eski boyalan.
ve paslan çıkannakta kullanılan çehİc araç...Dinyeper Irmağı'-
nın Karadeniz'e döküldüğü noktada Osrnanhlar tarafından
yapılan eski Türk kalesi. 9/ Işın... Haberci.