Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 NİSAN1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Son çalışmalantu Istanbul, Izmir ve Ankara Vakko Sanat Galerileri'nde sergileyen Hanefi Yeter:
Aknanya'nın birleşmesi birmasal gibi
GÜNERYÜREKLtK
1972'de İstanbul Güzel Sa-
natlar Akademisi'nde, Eyüboğ-
kı'nun yanında öğrenımini ta-
mamladıktan sonra Berlin'e
gelen Hanefi Yeter, bir ömür-
boyu bu kentte kalacağını dü-
şünüyor muydu acaba? Kuşku-
suz hemen hepımiz gibi o da za-
manın bu denli çabuk geçece-
ğıni ve bir gûn 'Berlinli ressam'
oluvereceğini usunun ucundan
bile geçirmiyordu.
1973-1978 arası Berlin Güzel
Sanatiar Yüksekokulu, ardın-
dan Berlin ıle başlayıp llm, Zü-
rich, Rotterdam, Viyana, Brük-
sel ve daha nice kentı dolaşan
onca kişisel-karma sergiyle bu-
gün artik o lam anJamıyla bir
'Berlinli ressam.' Çok kûllürlü
Berlin toplumunun kök salmış,
kopmaz bir parçası Hanefi Ye-
ter.
Uç ayn kentte üç sergi
Berlin'in kültür-sanat doğur-
ganlığında onun da. adı var.
Türkiye'ye ise ycni yeni ayak
basiyor yapıtlanyla. İlk kez
1978"de uğramıştı. Sonra 90-91
vc 92 yıllannda konuk oldu ül-
kemize. Şimdi üç ayn kentte, üç
değişik konuda sergileniyor re-
sımleri. Gönül, hepsi bir yerde,
bir bütünlük içinde sergılensın
isterdi. Ama Türkiye'de tümü-
nü bir arada sergileyebileceği
büyüklükte bir galen bula-
madı. Mecbur kaldı, son üç
yılın içinde yaptığı resimlerini
bölmeye. Bir süre önce Berlin'-
de, bir fabrikayı andırır gör-
kemli 'tamamen-busch' galeri-
sinde hepsı bir arada sergilen-
mişti.
manya ve Abnanlar üzerine
söylediklerine yer verdım. Tüm
bu resimlerde ince şeritler var-
dır. Bu şeritler üzerinde de Al-
manya'nın birleşme olayını re-
simledim. Şeritler, Berlin duva-
nnı sembolize edıyor aynı za-
manda. Beni bu resimlen yap-
maya iten de Berlin duvannın
yıkıüşı ve insanlann tekrar bir-
birlerine kavuşmalanydı as-
lında. Yani birleşme olayıydı
beni etkileyen. Ben de bunu Al-
manya tarihiyle birlikte bütün
tablolanmda ise şerit halınde
yansnmaya calıştım.
- Bu sözünü ettiğin şerit büyük
boy tablolannda soldan sağa
uzanıyor ve arkada Almanya'-
nm tarttıi yer alıvor. Böylece Al-
manya'nın geçmişi ile bugünü
arasında bir bağlanö kurmuş
A
amlerinde masalmısı bir anlatım
bicimi vardır. Son üç yıl içinde
yaptığın resimlerde de aynı an-
latım biçimini göriiyoruz. Zaten
bu resimierine de 'Bir Varmrş
Bir Yokmuş Almanya' gibi bir
masal sözö secmişsin, Almanya
tarihini aniatan resimkrinde
>ine bir renk zenginliği, ubio-
îann her yerini kapsayan bir
canlılık, dolgunluk görüyoruz.
Bunu bira/ açar mısın?
- Almanya üzerine yapüğun
resımler dıkkat edersen bir kita-
bın acılmış iki sayfası gibi iki
bölümden oluşuyor. Burada da
anlatıcılık bir biçim olarak kar-
şımıza çıkıyor. Açılmış bir ki-
tap sayfası gibi düşündüm re-
simlenmi ve öyle yaptım. Geç-
mişi resimle anlatmaya ça-
hşüm. Bu resimlerimde yeni
kamplannda tutuklulan gnıp-
lara ayırmışlar. Her grubun ta-
şıdığı renklı bir üçgen var. O
renklı üçgenleri aldım, tablola-
nma yerleştirdım, haritalann
üzerine monte ettim. Bu neden-
lerk kolaj zenginliği oldu. Bir
de tablolanmda kolaj olarak
kullandığım eski haritalann
kcndi renk zenginliği var. Bu
haritalann üzerine dağlar, baş-
lar çizilmiş ufak yazılar yazıl-
mış. Bunlar rcsımscl öğeler taşı-
yor. Ben bunlann üstüne yakıl-
mış, yıkılmış kentleri resimle-
dım ve olayı biraz kırdım. tab-
lolara resımsel değerjer ka-
zandırmaya calıştım. Üzerleri-
ne sözünü etuğimız ince şerit de
gelınce. Almanya"nın dünü ve
bugünü cözümlenmış oldu
- Bir de bu kez tabiolann çok
landım. Çünkü bir insan elmayı
yedıği zaman cennetten kovu-
luyordu. Günümüzde de insan
olmanın yapısını bozuyor. Ya-
kında dünyadan kovulacak de-
mektir bu. Bu resimlerimde
bunu vurgulamak istedim. İn-
sanın cennetten kovuluşunu
sembolize eden elmayı, şimdi
dünyadan kovuluşuna neden
olacak simgc olarak kullandım.
Bu bölümde ilk kez heykellere
de yer verdim. Aslında seramik
heykeller. ağaçtan yontmalar
vapıyordum, ama şimdiye dek
bunlan hiç sergilememiştim.
Çünkü heykel konusunda ken-
dimi yeterli bulmuyordum. Fa-
kat bu kez objelerle resimler ya-
parken onlara paralel. ağaç
heykeller de yaptım. Bu heykel-
ler cle aldığım konulan destek-
.lmanya'nın
birleşmesi, dünya
politikasında
büyük bir
değişimdi. Bu
birleşmeyi
Almanya tarihiyle
birlikte şerit
halinde
yansıtmaya
çahştım.
Sanatçı bu resimlerinde, bir-
leşen Almanya'nın. Berlin'in
çok kültürlü yaşamına renk ka-
tan manav tezgahlannı ve çev-
reyi konu ediniyor. Ve ilk kez
yıne çevreyle ilgili heykellerini
de sergiliyor. Fakat tüm bu re-
sim ve heykellennin ağırlığru,
hiç kuşkusuz Almanya'nın bir-
leşmesını irdeleyen büyük boy-
da tablolan oluşturuyor.
Kolajla zamanı anlattım
'Bir Varmış Bir Yokmuş Al-
manya' adını verdıği bu resim-
lerini sanatçı. şöyle tanıtıyor:
- Bızde masallar "Bir Varmış
Bir Yokmuş' diye başlar. Aslın-
da Almanya'nın birleşmesi de
bir masal gibi. Ya da bir uzun
hıkaye. 40 yıl önce aynlmış, do-
ğu ve batı gibi iki Almanya çık-
mış ortaya. Ben bunun neden-
lerini irdelemeye çahştım. Aca-
ba Almanya niçin ikıye bölün-
müştü, şimdi neden birleşti? Al-
manya üzerine yaptığım resim-
lerin arka fonunda bu hikaye
anlaülır. Hikayeyi anlatmaya
1870-80 yıllanndan başladım.
Yani endüstri devrimiyle birlik-
te. Kolaj yaparak o zamanı an-
latan fotoğraflar kullandım.
Sonra Hitler dönemini ele
aldım. O dönemin ne denli faşi-
zan olduğunu verebilmek için
tuvale yine kolaj halinde kur-
şun askerler, yanan kıtaplar,
tanklar işledım. Hitler vahşeti
ve düşünceye yapılan baskıydı
göstermek istediğim Bir diğer
tablomda Hitler Almanyası'nın
yayılmacılığını konu edindim.
Burada kolaj olarak eski hari-
talardan yararlandım. Bir baş-
ka resmimde de sanatçılann Al-
kadar bütün Almanya midesıni
dış dünyalardan dolduruyor.
Dolayısıyla da yabancı düş-
manlığının yoğun olduğu bir
memlekette şu soruyu sordur-
mak istedim. Siz düşmanlık
yapıyorsunuz, ama bu meyve-
ler gelmese ne olacak? Sizin mi-
denizi dolduran, düşman oldu-
ğunuz insanlar demek istedim.
Onun için de meyve kasalannın
arasına insan portreleri koy-
dum. Yani bu işin arkasında in-
san olduğu, bu meyvelerin. seb-
zelerin kendiliğjnden gelmedi-
ğim, insanlar vasıtasıyla gönde-
nldiğıni anlatmaya calıştım.
Belli bir zevkin ûriinü
İkincisi. Biçimsel olarak re-
simdekı anlatım değişiklığiydi.
Endüstri şehırlennde ve Ber-
lin'de doğadan bize kalan ikı-
üç şey var. Bir sokağın kenann-
daki bir ağaç, bir gökyüzü ve
bir de manav dükkanlanndaki
sebze ve meyveler. Beton
yığmlan arasında yaşıyonız.
Bu meyve kasalan doğadan bir
hediye gibi geliyor bize. Her
gördüğüm manav dükkanı bir
çiçekçi dükkanı gibidir. Renga-
renk. Ben bunu kendi biçimiyle
tuvale aktarmadan, kendi için-
de taşıdığı estetik değerlerle ver-
mek istedim.
Çünkü o rengarenk tezgahı
hazırlarkcn manavın içinden
gelen estetik bir kaygusu var.
Bu belli bir zevkin ürünü. O
zevk hazır. Ben meyve kasasını
aldım ve bunu üzerine resim ya-
parak anlatımı yakalamaya
çalışüm. Bu da tuval resminin
dışına çıkıp kendi içinde yeni
bir anlatım boyutu kazandı.
İstanbul'a gjttiğim zaman he-
men gözüme kıpkırmızı.tablo-
lanyla balıkçı tezgahlan çar-
par.
İstanbula duyulan özlem
Bu balıkçı tablolanndan
satın aldım, aym kırmızı ile
üzerlerinc balık resimlen
yaptım. Bu bir anlamda tstan-
bul'un nostaljik yapısına uygun
oldu. tstanbul'a karşı duyulan
özlemi de vurgulyor.
Hanefi Yeter ile birleşrnenin
tüm sanatçılara getirdıği güç-
lüklerini de konuştuk. Berlin'in
merkezi haline gekm ve kira fi-
yatlan ^aMrcnoDnk' Takamlara
ulaşan Kreuzberg'deki büyük
atölyesini yakında terk etmek,
daha dar olanaklar içinde bir
Hanefi Yeter, son üç yüda gercekkştirdiği çahşmaianndan oluşan 'Bir Varmış Bir Yokmuş'' ve "Sırya Saygı
1
başlıklı sergfle-
rinde Almanya'nın birleşmesini irdeiiyor veBerlin'in çok kültürlü yaşamına renk katan manav tezgahlannı konu ediniyor.
oluyorsun.
- Evet, tuvallerin üstündeki
ince şerit, arkadaki gecmişle
bağlantı kuruyor ve ilginç çağ-
nşım yaptınyor. Bu resimlen
yapmamın nedeni ise şuydu:
Almanya'run birleşmesi, sadece
Almanİarla ilgili bir olay değil.
Dünya polilikasındakı büyük
bir değişimdi bu. Öte yandan
Almanlann bize bir bakış açısı
van TürkJer, Türkler üzerine
sanat yaparlar' gibi bir düşün-
ceye sahipler. Bu kuşkusuz
doğnı değil. Ben eğer Berlin'de
yaşayan bir sanatçıysam, ko-
nuk Türk işçileri üzerine oldu-
ğu gibi yıkılan Berlin duvan,
Almanya tarihi üzerine de re-
simler yapabilirim. Bu da bu re-
simleri yapmamda belli bir rol
oynadı bıhnçaltımda. Burada
yaşayan insanlarla, yam Al-
manlarla duygu ve düşünceleri-
mi paylaşmak istedim.
- Haneifi senin öteden beri re-
olan öğeler de var. Kolajı çok
kullandım ilk kez. Resimlerim-
deki kolajlarda metalden
kücük askerler, kitaplar, fotoğ-
raflar, eski haritalar var. Eski
haritalann üzerine Almanya'-
nın yayılmacılığını resimledim.
- Boyle bir kolaj zenginligine
neden gerek duydun?
- Kolaj zengınliğine şundan
gerek duydum: Orneğin Al-
manya'nın yayılmacılığını nasıl
anlatabilirdim? Bunu bir tuval
üzerinde anlaımak zorunday-
dım. Film yapmıyordum. Re-
simli roman da yazmıyordum.
Tek bir resim yapmam gereki-
yordu. Uzun araştırmalar
yaptım. Baktım bizim okudu-
ğumuztarih kitaplannda Hitler
yayılmacıhğı hariıalarla ve ok-
larla gösteriliyor. Ben de bu ob-
jeleri kullandım, bu anlatım bi-
çimini denedim. Bir de o dö-
nemde geçen sembolleri kullan-
dım. O zamanki toplama
büyük ebatlarda. Bunun nede-
nini söyler misin?
- Böyle bir konuya girdiğim
zaman nasıl yapayım diye dü-
şündüm. İki yıldan fazla zama-
nımı aldı bu resimler. Bu konu
küçük tuvallerde anlatılacak gi-
bi değil dedım ve izleyici koca-
man büyük tuvaller üzennde
Almanya'nın tarihini 'okusun-
lar' istedim.
- Bu Almanya'nn gecmişini ve
bugününü irdeleyen 'Bir N'armış
Bir Yokmuş Almanya' adı altt-
nda bir aray a getirdiği tablolarn
Ankara'da Vakko Sanat Galeri-
st'nde sergüenecek. Ardından
tzmir'de açılacak serginde
•Suya Saygı' adlı çe>reyi konu
edinen resimlerinle sanatseverle-
rin karşısına çıkacaksın. Bu re-
simlerini biraz anlatır mısın?
- Bunlar çevre kirlenmesıyle
ilgili olarak yaptığım resımler.
Bu dizi resimler için Almanya'-
da 'Elma Çürüdü' başlığını İcul-
T
icdi.
- tzmir'den sonra tstanbuTda
da manav tezgahlannı, balıkçı
taUolanm konu edinen bir ser-
gin açılacak. 'Tazesi Burda'
adını verdiğin bu sergini aniatır
nustn biraz?
- Almanya'nın bırleşmesiyle
ilgili rcsimlcri yaparken bir de
bunun paralclinde yürüttüğüm
bir başka çalışma vardı. O da
ilk kez obje olayı resmime gin-
yordu benim. Ve bunlar meyve
kasalannı yaptığım resimlerdi.
Yani şehir natürmortlan diye-
hm bunlara. Neden meyve İca-
salanna resim yaptım? Böyle
bir sergi hazırladım? Bunun
birkaç nedeni var.
Birinci nedeni Alman toplu-
luğu. eksport ve import toplu-
luğu. Endüstn ihraç ettiği ka-
dar bütün dünyadan zıraat
ürünleri ithal ediyor. Kahvesin-
den. çayından, muzundan tu-
tun. domatesinden, salataüğına
.ürkiye'de
sergiaçmak
kişisel çabalarla
çok zor. Kültür
Bakanlığının
desteğinin
olması
şart.Ulaşım
sorunu
çözümlenseçok
rahatlayacağız.
başka yerde çalışmak zorunda.
Sonra birleşmeyle birlikte eko-
nomısı daralan Almanya'da re-
sim satmak artık eskısı kadar
kolay olmuyor.
Böylesine güç koşullar altında
bir de Türkive'de sergi açmak
hiç de kolay değil Hanefi Yeter
için...
- Türkiye'de böyle bir sergi
açmak kişisel çabalarla çok
güç. Bu tür sanatsal etkinlikler-
dc Kültür BakanhğYnın deste-
ğinin olması şart.
Bu tür sergilenn açılmasını
ne Almanlar. ne de Türkler
karşıhyor. Büyük bir yük altı-
ndayız. Sergilerin en azından
transport sorunu karşılansa
çok büyük bir rahatlığa kavu-
şacağız.
Almanya'da bir kültür ataşe-
lıği yok. 20 yıldır burada yaşı-
yorum daha bir Türk kültür
ataşesi ile karşılaşmadım. Bu
kimin ayıbıdır bilemiyorum.
I d.ŞÜ.1 Vy^cliil l C b l l I l S C l ğ l b l
• KÜTAHYA (AA) - Ressam Yaşar Çallı, Kütahya
Belediye Kültür SarayTndaTesım sergisi açtı Kütahya
Valiliğı ile İl Kültür Madürlüğü'nün, 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalan çerçevesinde
düzenledıklen sergide, sanatçının insan ve doğa konulu 35
yağlıboya tablosuyeraüyor. Tabiolann 12 milyon lira ile
37 milyon lira arasmd^saüşa sunulduğu sergi 30 nisana dek
gezilebilecek.
Samsun'da reskn sergisi
•ŞAMSUN (AA) -Ressam Güngör Arıbal, 27. kişisel
resim sergısıni Samsun'da açtu Akbank Samsun Sanat
Galerisi'nde açılan sergi 21 mayısa kadar gezilebilecek.
1979-91 yıllan arasında Ressamlar Derneği başkanlığı
yapan Güngör Anbal.bugünekadsr açtığı 26 kişısel resun
sergjsinin yani sira, lOO'ü aşkın karma sergıye katıldı.
Sanatçının, yurtiçi veyurtdışmda birçokresmi ve özel
koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor.
Halkoyunlan yanşması
•ŞANLIURFA(AA)-Şanlıurfa'dadüzenlenen gençlik
merkczlen halkoyunlan yarişmasında, Adjyaman ve
Bingöl ekipleri birinci oldu. Şanüurfa Kapalı Spor
Salonu'nda yapılan yanşmaya. Adıyaman, Adana, Hatay,
Gaziantep, Bıtlis, Bingöl,Siırt, Mardın halk oyunlan
ekipleri katıldı. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nce
düzenlenen ve iki kategoride gerçekleştınlen yanşmada
derece alan ekiplere ödüUerini Vali Ziyacddin Akbulut ile
Belediye Başkanı Uğur Esat Akgöl vcrdi. Yanşmada
birinci olan Adıyaman ve Bingöl halkoyunlan ekipleri. 30
Mayıs 1993 tarihindeKonya'dayapılacakTürkiye
Şampiyonası'na katılacak.
Alman sanatçının sergisi •'':%
• ANKARA (UBA)-Alman sanatçı Jochen Prohl Berlin'de
yaptığı suluboya çalışmalannı Ankara'da Alman K ültür
Merkezi'nde sergıleyecek. Çalışmalannı, 'Kazı' adıyla
sergilcyecek olan Prohl, 1958"de Lubeckt'te doğdu.
1967-74 yıllan arasında İstanbul'da yaşadı, 1978-80'de
Berlin Teknik Üniversitesı'nde Alman Dili ve Edebıyaü
Bölümü'nde okudu. 1982-88 arasında da Berlin Güzel
SanatlarYüksekokulu'ndacğitıminedcvametti. Halen
Berlin'de yaşayan ve çalışmalannı sürdüren Prohl. ilk
kişisel sergisini 1990'da Galeri Scanart'ta açtı. Bunu
199l'de Sovyet Bilim ve Kültür Merkezi. 1992'de Efes
Müzesı, 1993te Galeri Fantom'daki kişisel sergiler izledi.
Sanatçı, 1984-93'te Berlinli Sanatçılar Sergisi'ne, 1984'te
Kunstquartier Berlin, 1986'daQuergaJen Berlin. 1991'de
Wesbadenn Sanat Evı, Kleistpark Sanat Evi Kornerpark
Galerisi ve 1992'dc Galen Scanart'taki karma sergilere de
katıldı. Prohl'un eserleri 5-22 mayis arasında Alman
Kültür Merkezi'nde sergilenecek.,
Trabzon'da üç fılm, üç oyun
• TRABZON (AA) -Trabzonlu sanatseverler, bu hafta üç
fılm ve üç tıyatro oyununu izleyebilecekler. Trabzon Devlet
Tiyatrosu Büyük Sahne'de bugün YıimazOnay'ın yazdığı
ve Seda Yıldız'ın yönettığı 'Şarkılanmız Ölmesin' adlı
çocuk oyununu. 29-30 nısanda ise Sean O'Casey'in yazdığı
ve Kartal Tibet'in yönetmenlığıni yaptığı Sılahşörün
Gölgesi' adh oy unu sahneleyecek. Hüseyin Kazaz Oda
Tiyatrosu Sahnesi'nde ise 27-28 nisan tanhlerinde Athol
Fngard'ın *Ada' adb oyunu izlenebilecek. Oyunun
yönetmenliğjni A.Erskı Yener yapıyor. Trabzon
Belediyesi'nin düzenlediği Sınema Günleri'nde. bugünden
1 mayısa dek 'Tendeki Tuz' adlı fılm gösterime gırecek.
Filmin başrollenni Greta Scacchi ile Vincent D'Onafrio
paylaşıyor.
Arcata Stuttgart Oda Orkestrası
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alman Hükümeti,
Sevda Cenap And Müzik Vakfı ve Gazi Üniversitesi'nin
katkılanyia " Arcata Stuttgart Oda Orkestrası",
Uluslararası Ankara M üzik Festivali çerçevesinde iki
konser verecek. Konserlerden ilki bugün saat 20.30' Milli
Eğitim Bakanhğı Şura Salonu'nda ikincisi ise, yann saat
16.00'da Gazi Konser Salonu'nda düzenlenecek. Orkestra
bu konserinde, A. Darmar, S. Prokofiev ve P.İ.
Çaykovski'nin eserlerini seslendirecek. Yayh calgılarçalan
19 gençten oluşan Arcata Stu ttgart Oda Orkestrası 1984
yıhndakuruldu. Kurubnasımnaojlından turnelereçıkan
grup Almanya içi konserlerinin yanısıra, Portekiz, Isveç,
Ispanya, Amerika Afrika ve Avusturya'da verdiği
konserlerinde büyük beğenı topladı. Orkestrayı oluşturan
genç müzisyenlerin, oda müzığinin inceliklerini orkestra
bünyesinde uygulamayı amaçladıklan ve çok özel bir
anlatım biçimi geliştirerek ün yaptıklan belirtiliyor.
Patrick Strup'un yönetiminde çalışmalannı sürdüren
orkestrada, Tuncay Yılmaz adında bir Türk müzisyeni de
solist olarak çahşıyor. 1966 yılında tzmir'de doğan Yılmaz,
Ankara Devlet Konservatuvan'ndan mezun olduktan
sonra. Alman Hükümeti'nin "DAAD" bursuyla
Almanya'ya gitti. Burada ünlü hocalar ile çalışma olanağı
bulan Yılmaz, solistlik dalındaki eğitimini'" üstün başan "
ödülü alarak tamamladı ve " yoromculuk" sınıfma kabul
edildi.
Ali İsmail Türemen'in resim sergisi 5 mayısa dek Nadya Sanat Galerisi'nde
Mavi bir penceredenbakıyor yaşama
Ali İsmail Türemen,figüreçok önern veriyor, "İnsansız bir resim düşiincmiyorum" diyor.
FERİHA BÜ\tfKÜNAL
"tnsanstz bir resim düşüne-
miyorum. Bir doğa resmi y a da fo-
toğrafuu bile insansız düşunemem.
Mutlaka birfigûrübir yerc yerleş-
tirnıek tstiyonım " diyerek 1970'-
den günümüze açtığı tüm sergfle-
rinde fıgûrle içiçedir AK İsmail
Türemen'in resimlen.
Yesjlköy'deki Nadya Sanat
Galerisi, sahiplerimn özenle koru-
duğu ikinci derece tarihi ahsap
yapmın iki kat için mekanınuı tümü
sergilere aynlmış Türemen'in tu-
val re özgün baskı resimlerinin
önünde durup sanatçı tarafından
oluştunaniuş eylemi düşiinüyo
nım!
İlk sergilerinde mezar taşlanna
lı olarak gerçekleşen izlenim-
ler, taşiann gölgekrinde resimsel
olaylan çözdû ve giderek figûrleş-
ti. Yüzeyde yeni yüzeyler var etti.
Tuval ya da nıtkuyla bağlı oMuğu
gravürlerinde koyduğu her çizginin,
her rengin, her noktanm besabmı
»erircesine titizlendi.
Zengin dokular ekfc etti. Konu
renk otanca da ısrarla sanki ya-
şama mavi bir pencereden bakı-
yormuşcasHuı "mavi^i seçti. Ge-
rek buiunduğo kentlerde, gerek
doğada, insanda, ağaçta, taşta ya-
kaladığı misttsizmin sembolü o(du
mavi. Ancak rengin çekiciliğine
deseni katarak resmin temei ku-
railarını da bir araya getirdi. Mito-
lojik tanrılan aramsataıı flgürie-
rin, desenden renklere döoüşmüş
çok sayıda resmini yaptı. Kompo-
ab>yon içinde giiç >e hacün duygu-
lanm önemsediğifigüriiçeşitfi açı-
lardan çizdi, boyadı.
Türemen'in kurduğu resunsel
kompozisyonlara dikkatie
baktiğımda kendi koyduğu kural-
lardan ödün >eımediğini de gör-
düm. Ana tema daima fîgür ya da
onun bölümlerini içerir. iki koca-
man ayağm iri parmaklanndan,
büyük ellerin bedenle kaynaşması-
ndan ve bu göranümlerde ritizlikle
konman renk skalasmdan etkile-
nhim. Tannsal fîgârü resimde ta-
mamlayan çizgilerin zaman za-
man düz ve diagonal kare bicimk-
rini sanatçıdan figüre düşünsel
göndennelermiş diye de düşünü-
rüm. Aslında soyut bir anlatunın
izleykisini düşündürmesi de ge-
rekiniyor mu? Ben de TûrenKttln
yeni resimlerini bu düşünceierle iz-
tiyorum. Düş gibi...
"Gökkrde midir? Aralık kalan
yağmunımla" diye adlandırdığı
gravüründe güçlü ftgürön üzerin-
den sıcak renklerden oluşan kare-
ler figürün içtne girerek şiirsel bir
bütünlük yaratıyor. Adı "İnilir bir
dizinin geleceğine", bu kez ufak
kareler binbir renk skalasında
mavi bedenin aynnhsı ûzerini
kapby-orlar. ^ ine bir diş gibi... BR-
mavi avuç, sağlam, sert, dinamik;
yanında yine Türemen'in kareieri.
..bedeni tamamlayan renk, biçim
ve armoni içinde.
Özgün baskı tckmkleri sanat-
çmın ozveriK çaltşmalanyla mal-
zemeyi zorlayan tadlara ulaşır.
Zenghı doku ve renk coşkusunu A.
İsmail Türemen'in sanat unlayışı
içinde kuilandığınL, ısrarla işiediği
tenMİarmda görüriiz. Tuval üzeri-
ne akrflik son çaltşmasında ise bu-
güne değin vazgeçemediği paletin-
de yeni bir rengi, siyahın hakim ol-
duğu koyu lekeyi figürie tamamu-