Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SftYFA CUMHURIYET 26 NISAN1993 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Başbakan Cumhurbaşkanı Olmamah
1982 Anayasası. 1909'da başlayan bırgeleneğe uyarak,
parlamenterdızgeyı benımsemıştır Bu dızgenın mantığına bağlı
Kahnacaksa. dnayasanın cumhurbaşkanına tanıdığı yetkılen ıkıye
ayırmak gerekır Cumhurba^kanının devlet başkanı olarak sahıp
olduğu yetkıler gerçek. yurutmenın başı olarak sahıp olduğu
yetkıîer ıse sımgeseldır
Prof.Dr.CEM EROĞUL SBFAnatüze ÖğretimÜyesı
bunda Cemal Gursel, gelışmelenn baş
sorumlusu olarak başbakanı değıl
cumhurbaşkanını gormuş ve gorevını
bırakmasını ıstemıştır
27 Mayıs'tan sonrakı ılk ıkı cum-
hurbaşkanı, Cemal Gursel ıle Cevdet
Sunay ıse, olağandışı koşullann uru-
nüdürler Bu kışılenn seçımlennı ola-
ğan bır çok partılı yaşamla bağdaştır-
mak olanaksızdır 1980 darbesınden
sonra devlet başkanı olan Kenan Ev-
ren'ın durumu da aynıdır Bu uç cum-
hurbaşkanı, çok partıfı parlamenter
dızgenın gereğı olan uzlaşmalann de-
ğjl. zorlamalann urunudürler 1945-
ten bugune, bır tek Fahn Korutürk,
duzenın mantığına uygun bır bıçımde,
parlamentodakı ıkı buyük partının
anlaşması sonucunda seçılmıştır
zamankı
I iönü nun
Ç
ok partılı duzene geçtığı-
mız 1945 yıhndan ben,
cumhurbaşkanlığı Tur-
kı>e de hep tartışma
konusu olmuştur Bu
tartışmavı başlatan. o
Cumhurbdşkanı Ismet
tutumudur Demokrat
Partı muhalefetteyken hep cumhur-
bdşkanlığı ıle partı başkanhğının aynl-
masını ıstemıştır Ne yazık kı, Ismet
Inonu bu haklı ısteğı gen çevırmış
cumhurbaşkanlığından aynlıncaya
dek CHP başkanlığını elınde tutmuş-
tur
1950'de cumhurbaşkanı olan Celal
Bavar gerçı bıçımsel olarak DP'den
aynlmjştır Ancak on yıllık görevı sü-
resmde. hep DP'nın doğal onden gıbı
davranmıştır Celal Bayar sıyasal
ola\lara ovlesme bulaşmıştır kı, 1960
Mavıs başında, kara kuvvetlen komu-
tanlığından ıznc avntırken mıliı sa-
vunma bakanına yazdığı uyan mektu-
Bugûnküsonın
Devleün elındekı guçlenn en onem-
Iısı, hıç kuşkusuz yürutme gucudur
Onun ıçındır kj tanhte de gunumuz-
de de, devletı demokrdtıkleştırmenın
ozu, yurutme gucunu halkın denetımı-
ne bağlamaktır Bunu sağlamanın yo-
lu da, yurütme gucunu kulldnacakîan
halka seçtırmektır Bu seçımı halk. sı-
>asal partılenn kendısıne gösterdığı
adaylar arasindan yapar
Çağdaş demokrasıler bu temel ku-
ralı ışletmek ıçın, başlıca ıkı çozum
gelıştırmışlerdır Bunlardan bın, baş-
kanlık dızgesı, otekı ıse, parlamenter
dızgedır (Fransa'nın benımsedığı
yan-başkanlık dızgesı, sıyasal çoğun-
luğa bağlı olarak uygulamadd bunla-
nn ya bırıncısıne, >a da ıkıncısıne
benzer)
1982 Anayasası, 1909'da başkvan
bır geleneğe u>arak parlamenter chz-
ge>ı benımsemıştır Bu dızgenın man-
tığına bağlı kahnacaksa anayasanın
cumhurbaşkanına tanıdığı yetkılen
ıkıye ayırmak gerekır Cumhurbaşka-
nının devlet başkanı olarak sahıp ol-
duğu yetkıler gerçek vurutmenın başı
olarak sahıp olduğu yetkıler ıse sımge-
seldır Aksı bır yorum cumhurbaşka-
nını yurutmenın gerçek başı durumu-
na getınr Parlamenter dızge çerçeve-
sınde. boyle bır vorum demokrasıyle
bağdaşmaz
Gorulduğu gıbı, parlamenter dızge-
de devlet başkanı ıle başbakan. yurüt-
me açısından ıkı karşıt kutup oluştu-
rurlar Devlet başkanı, partı adamı
değıldır devletı ve ulusun bırlığını
temsıl eder Yansız olması, en temel
özellığıdır Başbakan ıse, tam aksıne.
bır partı adamı olmak zorundadır Sı-
>aset belırleme ve bunu uvgulama
demek olan yürutme, sureklı olarak
tercıh yapılmdbinı \ an tutulmasını ge-
rektınr
Işte bu nedenle gunluk sıyasete bu-
laşmış bır cumhurbaşkanı, parlamen-
ter dızgevle, dolayısıyla da. demokra-
ük düzenle bağdaşmaz Bellı bır par-
tıyle. yanı tarafla ozdeşleşmış bır
cumhurbaşkam, üyelıkten aynlmış ol-
sa da, ıkı açıdan buyuk sorun yaratır
Boyle bır kışı, devlet başkanı olarak
kendısıne tanınan yetkılen, orneğın
yuksek mahkemelere uye secme yetkı-
sını, sıcağı sıcağına geldığı sıyasal çe-
kışme ortamından sovutîanarak kul-
lanamaz Öte yandan, yıne yakın
geçmışın etkısıyle. hükumet ışlenne
kanşmaktan kendını alamaz Bu ıkı
tutum da, hem devletın duzenını, hem
de demokrasıyı sarsar Bunun acı or-
neklennı. son cumhurbaşkanı Turgut
Özal zamamnda bol bol yaşadık
Ne yazık kı, bu bıze ders olacağına,
şımdı de Süleyman Demırel'ın cum-
hurbaşkanlığından sozedıbyor Özal'-
ın yaptığı yanlış. bıze bır daha yaşaul-
mak ıstenıyor Açıktır kı bır ınsan,
üyehk kımhğını gen vermekle, sıyasal
kımlığını bır gecede değıştıremez De-
mırel, DYP'den çekılse de, bu partının
doğal onden olarak kalacaktır Bunun
boyle olması kaçmılmazdır Konu,
Süleyman Demırel'ın Kışılığınden ba-
ğımsızdır Doğrudan doğruya başba-
kanlık ve partı başkanlığından gelece-
ğıne. bu gorevlerden avnldıktan bır-
kaç yıl sonra deneyımlı bır partılı
mılletvekılı olarak cıunhurbaşkanlığı-
na aday olsaydı, hıçbır sorun doğmaz-
dı
Sıyasetın hırguru ıçınde bellı bır sı-
yasal çoğunluğun önden kımlığıyle,
ayağında başbakanlığın tozuyla Çan-
kaya'ya çıkmaya kalkışmak, 1982
Anayasasfnın benımsedığı parlamen-
ter dızgenın mantığıyla hıçbır bıçımde
bağdaşmaz Kaldı kı, bu yolun alış-
kanlık halıne getınlmesı, her cumhur-
başkanı seçımının bır hükumet buna-
lımıyla bırlıkte duşunulmesını gerektı-
nr
Her sefennde hükumet başkanı-
nın, dolayısıvla da çoğunluk partısı
başkanının değışmesını gerektıren bır
yolun uygunsuzluğu ortadadır Süley-
man Demırel, Turgut Özal'ın açtığı
kapıdan gırerse, hem ülkeye, hem de
kendısıne yaaketmışolur Görevdekı
başbakanlar cumhurbaşkanı olmayı
kendılenne hak olarak gormeye baş-
larlarsa, cumhurbaşkanlannın da baş-
bakan gıbı davranmasına katlanmak
zorunda kalırlar
ARADABIR
MÜBECCEL ERTEM
İstanbul Barosu A vukatlanndan
Dar bölge seçîm sistemi
Dar bolge seçım sıstemınde ulke her bınnden tek mıl-
letvekılı çıkarılabılecek kuçuk seçım çevrelerıne bolün-
mektedır Her seçım çevresı ıçın partıler bırer aday gos-
termektedırler Ilk turda adaylardan bırısı oyların yarısı-
ndan fazlasını aldığı takdırde seçılmış sayılır Bu ger-
çekleşmezse ıkıncı tura geçılır ve en fazla oy alan aday
seçılmış sayılır
Bu sıstemın besıgı Ingıltere dır Fransa ve Pakıstan da
da bu sıstem uygulanmaktadır Almanya da mılletvekıl-
lerının yarısı nısbı temsıle gore obur yarısı ıse dar bolge
sıstemıyle secılmektedır Ingıltere de ıkı tur yapılma-
makta ılk turda en çok oyu alan kışı mılletvekılı olmakta-
dır Bu sıstemın kullanılabılır olduğu ulkelerde sağ ve
sol dengelerın bolgesel olarak ayrışmıs olduğunu goru-
yoruz Sanayıleşmesını tamamlamış ulkelerde sınıfsal
yapıya dayalı sıyasal tercıhler gelışmış ve değışık bol-
gelerde yogunlaşmıştır Bu ozellık sayesınde sağ ve so-
lun doğal gucu dar bölge sıstemıne karşın doğal boyut-
larıyla parlamentoya yansımaktadır ingıltere yı ele alı-
rsak, sanayı ışçısının yoğun olduğu kuzeyde sola, ust
gefır duzeyr ve emeklılerın yoğuntaştığı guneyde sağa
oy verıtmektedır Buna gore kuzeyde sol ıdeolojılı partı-
ler mılletvekıl1
cıkarırkerr, guneyde de sağ ıdeolojflı par-
tıler mılletvekılı çıkarmaKiadır
Dar bolge seçım sıstemı koalısyonlan ortadan kaldı-
nrken ulke genelınde en fazla oya sahıp ıkı partının
ayakta kalmasını sağlamakta, yanı çıft partı sıstemıne
yol açmaktadır Azınlıkta kalan partıler sılınmemek ıçın
kendılenne yakın egılımdekı partılerle bırleşmektedır-
ler Nısbı temsıl sıstemınde ıse bellı sayıda oy sağlamış
her partı, oyuyla orantılı olarak parlamentoda temsıl
edılmekte cok sayıda kuçuk partı sıyasal yasamı boluş-
tugu ıçın sonuçta koalısyonlar ortaya çıkmaktadır Bura-
da onemlı olan toplumda azınlıkta olan, ancak ozunde
dınamık ve devrımcı dusuncelerın parlamentoda sesını
duyurabılmesıdır
Turkıye ye geldığımızde sağ ve solun gelenekselle-
sıp kokleştığı sıyasal olarak sağa ya da sola aıt ıl ve yo-
reler olmadığını goruyoruz Partılenn oy oranına bağlı
sıyasal tercıh her ıl ve bolgede kendısmı tekrarlamakta-
dır Bu durumda 1991 yılı secırn sonuçları doğrultusun-
da her ılde sağ partıler %65 lık ve sol partıler de %35'lık
oy oranmı yaklaşık olarak koruyacaklardır Bu durumda
her seçım bolgesınde kendısmı tekrarlayan %35 sol oy,
seçılme oranı olan %50'nın ustuneçıkamayacağı ıçın ılk
turda sonuç vermeyecek, ıkıncı turda ıse sağın bırleşe-
rek tek aday çıkarması ıhtımalı karşısında yenık duşe-
cektır Mılletvekılı sayısı da bugunku gıbı 100'un uzerın-
de değıl 20 cıvarında olacaktır Sağ ıse %65'lık oy
oranıyla parlamentonun %95'ıne sahıp olacaktır Sol
partılenn bırleşmesı dahı ıstenılen oy oranmı sağlama-
yacaktır
Turkıye açısından sıstemın başka sakıncalarına gelın-
ce Kucuk secım bolgelerınde yerel guçlere dayanarak
seçılecek olan mılletvekıllerı, kendılerını partılerıne kar-
şı daha bağımsız duyumsayacaklarından partı dısıplını
aksayacaktır Parasal gucu olanlar feodal nıtelıklı kışı-
ler futbolcular artıstler unlu kışıler dın ve rnezhep te-
melıne dayalı kısıler ayrıcalıklı ve oncelıklı olacağından,
Meclıs ın nıtelığı dusecek ve polıtıkayla hıçbır ılışkısı ol-
mayan mılletvekıllerınden oluşan bır Meclıs ortaya çıka-
caktır Mahallesını gezerek oy ısteyecek mılletvekılı
adayı seçıldığınde kendısmı daha çok yerel sorunları
çozmekle yukumlu duyumsayacaktır Bızdekı gıbı böl-
gesel nufus kaymalarının yoğun olduğu yerlerde, bolge
belırlemesınde yapılacak kuçuk değışıklıkler büyuk
haksızlıklara yol açacaktır
Secmenlerın toplumdakı çeşıtlı çevrelerce etkı altında
bırakıldığı ulkemızde kullanılan oylar vatandaşın oz ter-
cıhını yansıtmayacaktır Toplumu bu hatalı tercıhlerın et-
kısınden kurtarmak ıçın sadece eğıtım eksıklığının gı-
derılmesı de yetmemektedır Kalkınma koşulu vardır
Sadece okur-yazarhk ve ortalama gelır duzeyının yuk-
seltı'mesı yeterlı değıldır Uretım yapı ve teknığını, ure-
tımdekı kurumsal temellerı ve dış bağlantıları da değış-
tırmek gerekmektedır Ulkebukonumagelınceyedeğm
dar bolge seçım sıstemınm uygulanması yarardan çok
zarar getırecektır
OKURLARDAN
AtatüPk'ün heykeli
Ataturk un bırheykelı vakılmış. bınçopluğealılmış,
bınsının uzenne pıshk dokulmuş, en son olarak da bır
lısedekı heykeli vıktlmıs Bunlan gazetelerdeokuyoruz
Nıçın. nıçın
0
Mılletımızı, memleketımızı ve djnımızı müstevlılerden
kurtardığı ıçın mı9
Zaptedılen Anadolu'nun bıze bırakılacak
bır köşesınde surum surum yaşamaktan ve dını
vecıbelenmızı bıle yapdmamaktan bızı kurtardığı ıçın mı"'
Borç batağına duşmuş Osmanlı devlctınm hazınesıne el
koyanlan memleketımı/den kovarak bm utant vencı
durumdan kurtardığı ıçın mı'Butundunvanınsj>gıvld
onundeeâldığı buvük adamın bızı çağdaş u>garlık duzeyıne
ulaştırdığTıcın mı-> Nıçın mçın1
» \hmet Mİthat Okan
TARHŞMA
Yeni otoyollar yanş parkuru değildir!
9
Nısan 1993akşamı
21 30sulannda
Sahrayicedıt
kavşağındasan
ışıkta geçtım ve
nobettekıtrafikekıbı
hemen durdurarak 120bınlıra
cezaıstcdı İtırazsızparayı
vermeye hazırlanırken ekıp
otusunun ıçınde cezamı
yazmakta olan memur beye
Keşke yenı otoyollanmızda
160ılegıdenotomobıllende
boyle cevırsenız" dedım
Kırlaşmış saçlı trafık memuru
hıç bekleyemedığım şekılde
•'Artık4şentiıTEM
otojolumuzvar, kendısıne
guvenen 160da > apar. 200 de
Ben 25 yıllık şoförum,
ayağımın altındakı frene
guvenıyorsam gaza basanm'
dıyecevapverdı
Şaşkınlıktan kanımı donduran
bu cevaba karşılık memur beye
TEM otoyolununçok buyuk
bolumünun sadece 2 şentlı
olduğunu ve eğer TC sırurlan
ıçındeyse. hız sınırlamalannın
da uygulanması gerektığını.
kendısıne ve arabasına guven"
kav ramının son derece oznel
olduğunu, bazı ınsanlann
bdgısızlık nedenıyleemnıyetsız
koşullarda da kendıne
güveneccğını bunun dadığer
ınsanlann >aşam hakkını
tehlıkeye sokacağını söyledım
Hatla Turkıye'nın en ıvı
suruculerınden rahmetlı Renç
Koçıbey ın hayatına mal olan
andan hemen önce mutlaka
kendısıne guvenmekte
olduğunu veya Akhısar
duzluğundeyanşırken park
vapmış kamyonaçarparak kaç
kışıy ı olduren otobus
surucüsunun de o anda kendıne
guvenmekte olacağını, trafık
yasalanmn ınsanlann
'kendılenne güvenıp"
başkalannı ve kendılennı
tehlıkeye atmamalan ıçın
konduğunu söyledım
Eğer trafık kurallan kendıne
güvenmeye bağlı ıse şımdı 120
bın lıramı gen ısüyorum'
Çünku ben kendımeoylesıne
guvenıy orum kı sanda da
geçsem. kırmızıda da gecsem.
gerekırse zınk dıye dururum,
kımseye çarpmam. bu nedenle
de bu trafik kuralının bana
uygulanmamasını talep
edıyorum'
Bızım ıçın "dunkuçocuk" olan
TEM otoyolundan çok daha
kalıtelı otoyollar ve hızlı otolar
Batı'da yıllardır kullanılır,
hıçbınnde de hız sınırsız
değıldır ABD"de55
mıî saat = 88 km saat,
Ingıltere de70mıl= 112
km saat ItalvaveFransa'dada
100-1 lOkm saatsırun vardırve
uvgulamr Çunku Batılılar,
y ukselen otoyol kalıtcsını
gıttığınızveredahaçabuk
v armdktan başka konforlu
volculuk vevaşamgüvenlığını
arttırmak ıçın olduğunu
bılmektedırler Bızdekı gıbı
uzunlan yakıp sol şendı
bırakmadan gıdenlen kımseye
zarar vermemelen ıçın ceza
puam sıstemı ıle trafıkten
ayıklarlar Trafik polıslennıde
bu kurallan uygulayacak bılgı
veekıpmanla donatırlar
TEM otoyolu, yoğun trafiklı
olan İstanbul'dan çıkış
bolgelennde 3 şenüı, 30 km
dışında doğudaGebze'den
sonra batıda da Hadımköy
sapağjndan sonra 2 şende
duşmektedır Sağdakışent
seyır, dığen de soUama şendı
olduğuna göre 80 km ıle
gıtmekte olan bır kamyonu 120
km ıle sollayacağınız sıra'da
arkanızdan 160 ıle bır araba ve
onun da arkasında 200 km ıle
bır başka araba gelırse. kım
kıme vol verecek0
Bır sınır
olmazsa hangı hızda gıden
haklı olacak9
90 km hız sının, Turkjy e'nın
artan otomobıl standartlan ve
TEM otoyolu ıçın duşük
kalmış olabılır Ancak değışık
hızlarda seyreden arabalar,
otobusler ve kamyonlar ıçın
ayn şentler tahsıs
edılemedığınegore bır hız sının
konması ve uygulanması acılen
gerekmektedır Aksıhalde
Turkıye, trafik kazalan
açısından dunvadah bınnalık
sırasını koruyacakür
HasanGürtay
Bilgi toplumundaeğitimkurumlan
O
Okullar. ınsanlık
tanhının en
önemlı sosyal
kurumlan
olarak toplumsal
" ^ • ^ gelışmenınıtıcı
gucu olmuşlardır Tanhsel
gelışmelen başh başına bır
ınceleme konusu olan
okullann, hemen herçağda
değışık toplumsal beklenülerle
karşı karşıya olduklan
soylenebılır Okullann
değışmeyen temel özelhklennın
başında, mevcut bılgı
bınkımının aktanlması
sayılabılır
Yuzyıllara sığma> acak
gelışmelenn çok kısa surelerde
gerçekleşmesı ve bılgı
bınkımının büyuk bır hızla
gelısmesı, gunümuzde bılgı
bınkımını aktarma sürecınde
hangı turden olursa olsun
eğıtım kurumlannı yenı
arayışlara yoneltmıştır Bu
durum. bılgı toplumunda
eğıtımın amacı, eğıüm
vonetımı, eğıtım-oğretım
kadrosu oğretım programlan
ve yeüşkınlenn eğıtımı surecıne
Yanşak...VPveSHP
koalısyon
hukumetı 1
Nısangunu
vatandaşlanna
şakamaka
demeden tum ozcl radyolan
kapattı Okuduğumagoreozel
TV ıstasyonlannı da
kapalacakmış Amaçaççıkvc
seççık belırgın Bızlen 'yanşak*
TRT vemahkûi" uımek
Ana>asa babayasa bunlann
hepbi laf-ı guzaf yanı avarcmu
so/lcr Avarcmusozlerdeyınce
aklıma Devlet Bakanı Cavıt
(, aglar ın eskı başbakanlardan
-okullann katkısı gıbı.
eğıtım-oğretımın tum
bıleşenlennın yenıden gozden
geçınlmesı ıhtryacını
doğurmuştur
Gunümuzde ınsanlann
yetıştınlmesı ve
bılgılendınlmesı temel
amaanın yanında, gereklı
bılgının aktanlması ve bılgının
üretılmesı, eğıtımın en onemlı
amaçlan arasında yer
almaktadır Öte yandan
oğretımde, yeüşkınlenn
çocuklara "bılgı verme"sı
yenne, oğrencılenn ılgı
duyduklan konularda "bılgı
alma"sı olgusu, ön plana
geçmektedır Boylece
eğıtım-oğretımde oğrenanın
kendı hedeflennı ıçeren bıreysel
oğretım egemen olacaktır
Toplumsal gelışmenm en
onemlı ıtıcı gucu okullar ıse,
okullann gelışmfsınde de
öğretmenlenn en onemlı ıtıcı
gucü oluşturduklan
unutulmamalıdır Bu açıdan
bılgı toplumunun
oluşturulmasında oğretmenlere
buyuk gorev ler duşmektedır
ANAP Genel Bd^kdnı Mesut
Yılma? n,ın geçenlcrde
kullandığı bırsozgeldı AN^P
Genel Başkanı Mesul V ılmaz
ıçın Dcv leı Bakdnı Ca\ ıt
Çağlar vavşak tabınnı
kullandı Interstarhaber
spıkerlcnnden Gulgun
Fevman'ın dedığıne gore
"yavşak dıyebıtedenırmışve
bırdczıpırınsanldradenırmış
Benım 1968modelı Mevdan
Larousse un vazdığına gore
yavşak" aynı zamanda tıfıl yanı
çocuk dnlamına da gelıvormuş
Şımdı bukoahsvon
hukumetınınıklıdarolniddan
Her şeyden önce oğretmenın,
gehşmeye açık olması, kendını
gebştırme çabası ıçınde olması
gereklıdır Eğitim-öğretim
kadrosunun, sadece
öğrencılennı değıl, tum
çevresını aydınlatabılecek
asgan bılgı potansıyehne sahıp
olması ve bu potansıyelı
koruyarak geüştırmesı gerekh.
hattazorunludur
Bılgı toplumunda okul, sadece
cev redekı oğrencılenn değıl,
çevredekı yetışkınlenn de okulu
olmalıdır 20O0'lı yıllann en
onemlı ıhüv açlan arasında yer
alması beklenen yetışkın
eğıtıını ıhtıyaçlannın
karşılanmasında okullar aktıf
rol oynamava hazırlanmalıdır
Okul, kendı oğrencılennın
velılen veçevredekı başka
yeüşkınlere yönelık çeşıtlı
eğıtım programları kurslar,
bılgılendırme toplantılan
duzenlevebılmeudır Bu
etkınlıkıenn bır kısmı, belırlı bır
ucret karşılığında
yapılabılmelîdır Okul,
çocuğunun önemh bır sorunu
ya da başansızüğı olduğunda
oncesevımalanlannda bızlere
vapmış olan vddtlennı bır
gozden geçırelım 500 gun
ıçınde enflasvon langırt kov
sandığına gıdecektı ^00 gun
geçlı şımdı bu hükumet bız
bovleşey demedık bunldnn
hepsıdoğrude&ıldır dıyor
Kopru utrctı olan 10 000 TL
çoktur bugeçıjucretıSOOOTL
olmalıdır ıktıdarageldığımız
zaman kopru utretını
ındıreccğızdcmıştı Hdlbukı
şımdıkı hukumetın Lldştırmd
Bakanı ^e bız SHPolarak
boyle bır şcyvaaietmcdık bu
sozlerı soyleyen DYP'lılerdır
vehnın, kaygı ıle gıttığı bır
kurum değıl, boş zamanlarda
gıdılen, kütuphanesmden
yararlanılan, hafta sonu >a da
akşam kurslanna gıdılen,
semıner-konferansgıbı başka
sosyal ve kulturel etkınlıklen
ıçın gıdılen bır kurum
olmalıdır Böyleceokul,
bulunduğu çevrenın bılgı
deposu olmalıdır
Sonuçolarak, sosyal ve
teknolpjık yenılıkJere açık,
modern sanavı ve y uksek
teknolojıye ulaşmış bır
toplumun, kısaca bılgı
toplumunun oluşturulmasında
ılgılı tepe vönetıcılenn yanında,
oîcullara, eğıtımle ılgılı
yonetıcılere, yerel yönetımlere
toplumsal kurum ve
kuruluşlara ve toplumun uyesı
olan her bıreye gorev ler
duştüğü unutulmamalıdır
Ulke olarak bılgı toplumlan
arasındakı yenmızı
alabılmemız, özellıkle eğıtım
kurumlannın gelışünlmesı ıle
yakından ılgıiıdır
Dhami Fındıkçı
dı\or\earkasından uzun
zamandırzam vapmadım her
anbırzameelebıhr bılcsınız
dı>or
Turkçesıne vdnşak'fboş
konuşan palavracOdenır
Ermcnısıandeleklnk
vermeveceğız dcrsın sonra
zuladanelektnk venrsın
Yalağan Termık Santralı na
bacatakdCdğızdersın ama
V atagan da oturan ınsanlann
ustuncradyoakiıv kullen,
dumanı wlmavd devam
edersın
Mete Apak
PENCERE
Soylenceye gore Padışah Delı fbrahım, sakalına ıncı
dızdırıp saray havuzundakı balıklara yem yenne mucev-
her serpermış, uçkuruna da çok duşkunmuş akıl hoca-
ları demışler kı
- Padışahım bır kadın ne kadar ın ve şışman olursa
erkeğe o olçude zevk verır
Sultan, İstanbul a munadıler çıkarmış, aramış tara-
mış, dev gıbı bır Ermenı dudu bulmuş bır dedığını ıkı
etmıyormuş kadının, ısteğı uzerıne sarayın duvarlarını
kürkle kaplatmaya kalkmış, bu nedenle 'samurvergısı'
salmış
Delı ibrahım üzerıne soylentı çoktur Dördüncü Murat
donemınde Topkapı Sarayı ndakı daıresınde her gun
cellat bekleyen genç padışahın sınırlerı bozulmuş, uç
ağabeyı gozlerı onunde boğdurulmuş, paçayı zor kurta-
ran ibrahım tahta gectıkten sonra şehzadelerden hıçbı-
rını oldurtmemış, vur patlasın çal oynasınla gununu gun
etmış
17 ncı yüzyılda yaşanıyor bu hayat demek kı o do-
nemde ' çağdaş yaşam ' boyleymış
Ya şımdı nasıl?
Gunümuzde Delı İbrahım e özenen zıpırlar yok mu'
Kapıtahzmın uçuk kralları, dunyanın her yanında, yaşa-
manın tadını çıkarmak ıçın akla gelmedık yollara başvu-
ruyorlar çoğu zaman bu yaşam bıçımlerı halktan uzakta
ve kuytularda suruyor; ama, dalga dalga haberlerı soy-
lentılerı, dedıkoduları başında yankılanıyor
Padışah Delı İbrahım de çağında yalnız değıldı, kımbı-
lır o gunlerde kaç paşa konağında nasıl yaşanıyordu'?
"Lale Devrı' nın unu gunumuze kadar gelmedı mı'
21'ıncı yuzyıla yaklaşırken bılınçsız çılgınlığı yaşam
bıçemı olarak benımseyen pek çok unlu kışı var, bılım-
sel-teknolojık devrımın olanaklarını da kullanıyorlar, at-
la ozel uçağına bırkaç saatte uzak bır Okyanusya cen-
netınde ozel mekânına ınıver, çevrenı hurıler sardı mı
Padışah Delı İbrahım etaş çıkartırsın
Pekı, 21 ıncı yuzyıla 7 kala çağdaş yaşam bu mu?
Eğer buysa, Ortadoğu'dakı petrol şeyhının hayat bıçe-
mı en çağdaş yaşamdır
•
Çağdaş yaşam, zıpırfık, gorgusüzluk, savurganlık, yü-
zeysellık uçukluk değıl
Çağdaş yaşam kadını mal gıbı sergılemek değıl, çıp-
laklığı porno ıçın kullanmak değıl, savurganlığı erdem
gıbı tanıtma değıl bayağılıgı allayıppullayıpmarıfetgıbı
sunmak değıl, cafcafın havuzunda kulaç atmak değıl, er-
keğın zamparalığını kahramanlık sanmak değıl, zengın-
lığı yaşamın olçusü saymak değıl, koşe donuculuğü
dunya goruşu gıbı benımsemek değıl, sıyasal ıktıdarın
verdığı olanakları Lale Devn'nı taklıt ıçın kullanmak de-
ğıl, yoksul halkın gozlerı onunde şatafat gosterısı yap-
mak değıl zengınlerı sevmek fakırlerı dışlamak değıl,
allı pullu pıyasada kadın pazarlaması yapmak değıl, kı-
zını kara çarşafın zındanına sokup Ortaçağ karanlığına
hapsetmek değıl kadını eve kapatıp gece kulubunde
cumbuş yapmak değıl
Somurunun dortnala kalktığı, ırtıca ıle köşe donücülü-
ğun bırlıkte kol gezdığı, servetle sefaletın sarmallaştığı,
vurgunculuğun alkışlandığı, fuhuşla kumarın kucaklaştı-
ğıf parasal egemenlığm butun ahlak değerlerını çığne-
yıp ezdığı, açıkça ınsan pazarlarının kurulduğu arabesk
toplumda çağdaş yaşam nasıl gerçekleşebılır?
•
Pekı, ıncelık artık unutuldu mu' - *v »'..ı.«. i -.
Ya alçakgonüllûluk?
Gorgu-? ' * ! t H
Ancak ınsanın ınsan gıbı yıyıp ıçtığı oynayıp eğlendı-
ğı, goğsunu gerıp alnını yukselttığı, kadınla erkeğın ın-
sanlıkta buluştuğu bır ortamda çağdaş yaşamın bıçemı
gelışıp guzelleşebılır Bayağılıgı ve gorgusuzluğu çağ-
daş yaşam dıye yutturmak ısteyenler bu topluma kotu-
lük edıyorlar
Bizim Tiyatro
A T A T U R K
K U L T U R
M E R K E Z I
AKM Konser Saloou
26 Nısan 1993
PjeaSaal2030
50
EDEBIYAT YILI
Ö^gurct Gırebılınınt*
50 Edebıyat Yılında
ŞÜKRAN KURDAKUL
1 Bölum (Sunucu Candan Sabuncu)
Açılış Konuşması
Prof. Dr Emre Kongar
Konuşmacılar
IlhanSelçuk/YaşarKernal
Kemal Nebıoğlu / Atılla Özkınmlı
Soyleşen Öner Yağcı
2 Bölûm
Çağdaş Bale Topluluğu
Ezgının Günlüğû
Metike Demirağ
Şnrler Candan Sabuncu / Nazan Dıper
Zafer Dıper
ŞEBNEM DEMİR
ıle
MUSTAFA ŞAHÎN
evlendıler
Muğla, 24 Nısan 1993
SATILIK
Maslak Gazetecıler Kooperatıfı'nde devren satılık
daıre
512 47 37
ÇL BÜK KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
968 220
Çubuk ılçesının Kargın Köyu ne aıt 542 parsel sayılı ev yennın
daxalılar Velı mırasçılan ve \ usuf mırasçılan adlanna tespıtme, \h
Koç un ıtırazı üzenne vapılan duruşması sonunda
Nızalı parselın tespıt gıbı davalılar Velı mırasçılan \e Yusuf mıras-
glan adlanna lespıtıne daır 1 9 1969 tanh ve 969 247 sayılı mahke-
memız karan davalılar Velı mırasçılan \e Yusuf mırasçılannın ad-
reslen zabıtaca tespıt olunamadığından mahkememız karan tebLğ
edıiememış olup hukum ozetının Basın Ilan Kurumu kanalı üe Çu-
buk ta tevzı olunan gazetelerden bınnde ılanen tebbğıne karar venl-
dıgınden 7201 id>ılı kanunun 28 ve müteakıp maddelen ve H U M
K nun 4^2 maddesı geregmce adı geçenlere ılanen teblığıne ve ılaru
tarıhındcn 1 î gun sonra ılgılılere teblıg edılmış sayılacağı ve suresı ıçe
ır>ınde tcm> ız > oluna başv urmadıklan takdırde karann kesmleşeceğı
teblıg \cnne kaım olmak uzere ılan olunur
Baj,ın 27717
ÇUBUK KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
954 627
Çubuk ılçesının Hacılar Kcyü ne aıt 2048 parsel sayılı tarlamn
davalı üuUum Aktepe adına tespıune, Çubuk Orman Bölge Şeflığı'-
nın ıtırazı üzenne yapılan duruşması sonunda
Nızalı parselın tespıün ıptalı ıle orman olarak tescılıne daır 25 11
1967 tanh ve 967 ^90 sayılı mahkememız karan davalı Gulsum Akte-
pe mırasçılannın adreslen zabıtaca tespıt olunamadığından. mahke-
memız karan teblıg edıiememış olup hukum ozeunın Basın Ilan
Kurumu kanalı ıle Çubuk ta tevzı olunan gazetelerden binnde ılanen
teblığıne karar venldığmden 7201 savilı kanunun 28 se müteakıp
maddelen v e H U M K nun 432 maddesı gereğınce adı geçene ıla-
nen teblığıne ve ılanı tanhınden 15 gun sonra ılgılılere tebhğ edılmış
savıldcağı \e suresı ıçensınde temyızyoluna başvurmadıklan takdır-
de karann kesınleşeceğı teblıg yenne kaım olmak üzere ılan olunur
Basın 27719