Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 NİSAN1993 PAZARTESİ * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GLNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
MBaşlarafi I. Sayfada
törü çıkarıldığı zaman, DYP bence ikbali olmayan bir
partı" diyor. Demirel'siz DYP'nin "b/teced/rw" söylüyor.
Açıkça vurgulamasa bıle, DYP'yi boş alanda, hatta ka-
ranlıkbirsokaktayakalamış,kaçınılmazgördüğü"b/rfe$-
menin tabii ANAP çatısı altında'' olacağı sanısıyla elleri-
ni ovuşturuyor.
Üstelik,ötedenberikimıçevrelerdetezgâhlanan"AA/A-
VO/."planını, SHP üzerinde bir tehdit gibi kullanıyor. Or-
neğin, Hüsamettin Cindoruk a bağladıkları kimi uydur-
ma irdelemeler, sözler...
Cindoruk genel başkanlığa gelirse, tek görevinin sağı
birleştirmek olduğunu yayıyorlar. Tabii SHP'yi ürküt-
mek, koalisyonun geçersizliğini kimi SHP'lilere sindire-
biltnek için. Güya Cindoruk, Demirel'den sonra "DYP'-
nin bittiğini, Aydın Menderes dahil bütün sağ kökenlileri
birleştirme misyonunu üstleneceğini" söylüyormuş.
TBMM Başkanı ise bu spekülasyonları hayretle karşı-
lıyor, "Partiyl başkalanna teslim edeceksem niçin genel
başkan olayım?" diye yanıtlıyor. Ayrıca kesin bir yargısı
da var. Bundan sonra "eşit koşullarda DYP ile ANAP
arasında bir çekişme olacağını", bu nedenle çıkarılan
söylentileri yalanlamak amacıyla söylüyor Cindoruk.
Demirel'in seçilmemesi için ne gerekiyorsa bunları
da yapmaya hazır Mesut Yılmaz; dünden başlayarak
önce CHP, sonra öteki muhalefet partileriyle bir "karşı
blok" kurmaya yönelen görüşmelere girişiyor.
SHP içinden oy firesi, Demirel'in beklediği 226 oyu
sağlayamaması halinde genel seçimın oldu bittiye gele-
ceğini bilen Yılmaz, öteki partileri de seçime sürüklüyor.
örnegin, -bir ANAP yetkilisinin sözlerine bakılırsa- CHP
seçime hazır değil, tir tir titriyor.
Cumhurbaşkanının seçilemeyişi İle gelecek tufanı bü-
yükbir istekle, heyjecanla bekleyen ve nasıl olsa iktidara
gelecegi kesin olan tek parti varmış, anlattıklarına göre
ANAP!
Zayrfblrolasılık
Genel başkana yakınlığı tartışılmayan bir ANAP'lı; sa-
dece muhaleiet partileriyle degil, tabii "içini bozmak"
amacıyla SHP'ye de "bazı şeyleri anlatmaya" çalışa-
caklarını söylüyor. ANAP'ın amacı, olanağı ölçüsünde
SHP'yi Demirel'den uzaklaştırmak.
ANAP'ın, SHP'ye anlatmaya başlayacağı olası plan
şu: Demirel'in seçilmesiyle DYP'nin eline "icracı iki ma-
kam" geçecekmiş. Demirel, anayasaya karşın "icrayı
çatır çatır kullanacak", hükümetse Çankaya ile uyum
içinde çalışarak DYP oylarmı yükseltecek ve.. SHP'yi
eritecekmiş.
Bütün bunlar SHP'nin -eger yetkili parti organlan ka-
rar verirse- hem koalisyonun devamı hem de Demirel'e
destegi yoztaştırmaya yönelik çabalar.
Bir başbakanm aday olduktan sonra sık sık secimden
söz açması, bir yerde elbette aba altından sopa göster-
diği yorumlarına yol açar. Ne var kı tehcVıt, işin özünde
anayasadan geliyor. 1980deneyimlerinden sonra parla-
mentoyu cumhurbaşkanı seçmeye zorlamak için dört
turdan sonuç çıkmazsa seçim koşulu getirilmiş.
Şu günler DYP grubu Demirel'in seçileceği hesabına
yatrnış, genel seçimi aklından geçirmiyor. Oysa, öyle bir
an gelir ki, hele son tur öncesi, Demirel'in 226'yı da top-
layamayacağı anlaşılır. tşte o zaman, hodri meydan
çağrılanna yanıt veremeyecek durumda olan DYP gru-
bunun yeni bir aday aramaya kalkışması zayıf bir olası-
lık mıdır?
Zayıf da olsa böyle bir olasılığın gerçekleşmesmden
sonra seyreyleyin gümbürtüyü.
Olaylann heyecanlı aşamalara giripçıktığı saatlerde,
örnegin dün sabah Inönü. gazeteleri okumuş, Anayasa
Mahkemesi'ndeki törene gidecek. Demirel'e dört koşui
öne sürdüğünü içeren haberiere hayretle bakıyor. Ge-
nel bir değerlendirme isteklerini, "Biz yeni yeni konuş-
maya başlıyoruz" diye geri çeviriyor.
Bugün parti meclisinde kısa bir degerlendirme yapa-
cak. "DYP grubunun Demirel'in adaylığını önermesln-
den başka ortada bir şey olmadığını, irdelemelerde
adım adım ilerlendiğini" söylemekle yetiniyor.
Gazeteleri değerlendirmesi şöyle: "Basın, hiç bu ka-
dar gerçeğin uzağına duşmemişti."
Bu yargıyla Inönü, sakınmadan bir kez daha gerçegi
yansıtmıyor mu?
Her gün yeni bir gelişmeye, yeni bir olaya gebe
TÜRKİYEDE
Meteorotoji Genel Mudurluğü'nden alınan brigıye gön. yurdun guney ve
doğu kesırrı en parçalı çok bulütlü. Doğu ve GuneydoQu Anadolu botgele-
rın«n doğusu yer yer mevzı sağanak yağış'ı öteki vertef parçalı ve az bu-
lutiugeçecek Hava sıcaklığında onemlı bir değışıklık olmayacak Ruzgar
kuzey ve do§u yönlerden haW. ara sıra orta kuvvette esecek Demzlerı-
rrazderozgar Doğu Karadenız ıJe Baü Akdenız de yıldız ve karayel Doğu
Akdenız de gundoğusu ve keşjşleme. dığer denızterımızde yıldız ve poy-
razdan 3-5. yer yer 6 kjvvetınde saane 10-21 denız mılı hızla esecek Van
Gölü'nde hava, çok bulutlu ve sağanak yağışlı geçecek
Adans
Aiyon
A$n
AJikara
Antalya
Aydın
Bufsa
Çanakkaie
Dıyarbakır
Edirne
Erzurum
Eskışehır
Islanbul
Izmif
Kars
Konya
5amsun
Trabzon
Zonouldak
B2B-
B W
Y 13-
B23'
B26'
B 25 '
B 17"
B 17-
Y 2 0 '
B 20'
Y 15'
B22-
B 1 5 '
B23"
Y 12"
B23"
B 15"
B I 5
-
B 14
-
1 5 '
4"
3 '
7 '
12"
11 '
4 '
B"
9 '
4"
3"
4"
8 '
io'
3
5"
4"
6 '
7 '
Petersburg
• Moskovâ"
DUNYADA
Afnsterdam
Amman
Atına
Bağdat
Bonn
* Bruksel
Cenevre
£ezayıf
frankturt
Veftoşa
/ Petersburg
|: Londra
^ Madrıd
M<ıano
Moskova
Munıh
Osto
Pars
Prafl
Rıyad
Rotna
Vıyana
Y 18'
Y 35"
B25'
Y25-
B 23'
Y 20"
Y 20'
Y 21 •
B23"
B 24"
B15'
Y 15'
Y 12"
B 20'
8 16'
B24'
B W
Y 12"
B24'
B3$-
B 19
-
823'
Yağmurlu ı Bulutlu Sislı Guneşlı Karlı
DemirePe cephe
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK
• Bojtarafi 1. Sayfada
Ote yandan Erivan'da 500
bin kişinin katılımıyla düzen-
lenen mitingde Levon Ter
Petrosyan'ın Türkiye'ye ya-
kınlaşması kınanmış ve 1915
sözde soykırımı anımsatıl-
mıştır; Erivan, Dağlık Kara-
bag'daki Ermeni saldırılarını
bir "ulusal kurtuluş savaşı"
gereği olarak değerlendiri-
yor.
Olayların neresinden ba-
karsanız bakın, aynı kapıya
çıkıyorsunuz.
Erivan'ın temel politikaları
bellidir, hiç değişmiyor; deği-
şen strateji ya da taktikler
olabilir Ermenistan, Dağlık
Karabağ'ı kendi toprağı sayı-
yor; bu bölge fiilen Ermenis-
tan'la birleştirildikten sonra
iş bitmiş olacaktır; masa ba-
şındaki görüşmelerin fiili du-
rum karşısındanedeğertaşı-
yacağı bir soru işaretidir; atı
alan Üsküdar'ı geçtikten son-
ra müzakere uzar gider.
Azerbaycan, kendi toprak-
lan içinde bulunan Dağlık
Karabağa egemen olmak
zorundadır. Eğer bu gücü
gösteremiyorsa, nedenlerini
araştırmalıdır. Altı milyonluk
Azerbaycan'ın askeri alanda
örgütlenip donanımını ger-
çekleştirmesi için önünde ne
gibi engeller vardır? Iç politi-
kanın bitip tükenmeyen tar-
tışmaları, çekişmeleri, çatış-
maları elbet Azerbaycan'ın
kendisini toparlaması için en-
geller oluşturuyor; ama, bu
gerekçe yeterli midir? Azer-
baycan, kendi kendisini yö-
netebilecek ve topraklarını
Ermenilere karşı savunabile-
cek bir devlet olduğunu kanıt-
lamak zorundadır.
Yoksa dünya kamuoyunda
çok güçlü destekleri bulunan
Erivan'ın karşısında, hakları-
nı savunması zorlaşabilir.
Türkiye'nin Azerbaycanm
yardımına ancak diplomasi
alanında koşabileceği anla-
şılıyor. Erivan; Amerika'yı,
Fransa'yı, Rusya'yı kendi ya-
nına çekebilecek gücü göste-
rebilir mi? Şimdiye kadar
yaşananların ortaya koyduğu
gerçeklerin ışığında Batı'nın
kimden yana olduğunu bil-
mekkehanet değil...
Ahıııet Özal: Babamın
siyasi mirasını bırakmam
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye'nin 8. Cumhur-
başkanı Turgut özal'ın oğlu
Ahmet özal, annesi Semra
özal'ın "kesinlikle politikaya
girmeyeceğini" açıkladı. Ah-
met Özal, kendisinin ise, istek-
ler yoğun olursa, politikaya gj-
rebileceğini söyiedi.
Bu akşam SHOW TV'de ya-
yınlanacak olan 32. Gün prog-
ramının konuğu olan Ahmet
özal, siyasete girme konusu-
nun henüz "erken olduğunu"
belirterek, "Ancak ıslekler yo-
ğun olursa, politikaya girmeyi
düşünürüm" dedi.
Babasının mirasını kimseye
bırakmayacağını da kaydeden
özal, "Ancak, Mesut Yılmazlı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan SüleyTnan
Demirel'in Cumhurbaşkanı
adaylığı kesinlik kazanırken,
ana muhalefet partisi ANAP,
CHP ve DSP ile ortak tavır al-
maya hazırlaruyor. ANAP
lideri Mesut Yılmaz, dün CHP
lideri Deniz Baykal ve DSP li-
deri Bülent Ecevit'le ayn ayn
görüştü. Yılmaz, Baykal ve
Ecevit'e ortak aday belırlenme-
si, aday olursa Cindoruk'un
desteklenmesi, ortak aday ol-
mazsa ortak tavır konulması
önerilerini götürdü. Her iki ge-
nel başkanın da Yılmaz'ın
önerilerine sıcak baktıgı ancak
net bir karşılık vermediği öğre-
nildi. Yılmaz bu hafta içinde
RP lideri Necmettin Erbakan
ve BBP lideri Muhsin Yaaaoğ-
lu ile de görüşecek. ANAP'ın
Demirel'e karşı başka bir aday
çıkarmaya hazırlandığı
ögrenildi. -ANAP'ın bu aday
belirlerken diğer muhalefet par-
tilerinin de oylanru alabilecek
bir isim araştırdığı belirtildi.
ANAP kulislerinde DemireVin
adaylığından rahatsız olan
SHP'lilerin de göz ardı edilme-
mesi görüşü ağırlık kazandı.
Yıtnaz, dün Baykal'ı
TBMM'deki çalışma odasında
ziyaret etti. ANAP Grup Baş-
kan Vekili Mustafa Kalemli ile
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Ismail Cem'ın de bulunduğu
görüşmede Cumhurbaşkanı se-
çiminde izlenecek ortak zemin
araştınldı. Toplanüya girişte
Yılmaz gazetecilerin sorusu
üzerine şunlan söyiedi:
"Bize göre Cumhurbaşkanlı-
ğı kurumu rejimin en önemli
kurumlanndan birisidir. Tür-
kiye'de geçmiş dönemin ıecrü-
besi göstermiştir ki bu makama
gelecek kişinin saygınlığı birleş-
tirici olma özelliği geniş ölçüde
bu makama seçiliş biçımiyle
bağlantılıdır. O açıdan bir
Cumhuraşkanı ve Cumhurbaş-
kanbğı sorunu yaşadığımız bu
günlerde olabilecek bir takım
yanlışbklan önlemeyi bu konu-
da ılgihlerc uyanda bulunmayı.
bu sürece olumlu katkı sağla-
mayı kendi görevimiz sayıyo-
ruz. Bize göre Meclis"te en
büyük gruba sahip olan DYP.
diğer partilerle herhangi bir uz-
laşma arayışına girmeden kendi
genel başkanını bu makama
aday göstermek suretiyle hata
yapmıştır. Koalisyon ortağına
dahi danışmamak suretiyle onu
hafıfe aldığını ortaya koymuş-
tur."'
Yılmaz, cumhurbaşkanı se-
çilmiş gibi DYP kongre tarihi-
nin belirlenmesinin de Meclise
saygısızlık olduğunu belirterek,
'Bu kadar kısa zamana sığdın-
lan bu kadar yanlışlıklar bızı
cumhurbaşkanlığı sorununun
çözümü konusunda endiseve
sevk etmektedir. Bu endişeleri-
mi paylaşmak fıkir teatisinde
bulunmak ve eğer mümkün ise
bu konuda ortak bir tutum sap-
tamak amaayla CHP Genel
Başkanından randevu istedtm"
dedi.
Baykal da toplanüya girer-
ken, gazetecilere, henüz takvim
işlemeye başlamadan cumhur-
başkanı seçilmiş görüntüsü
yaratıldığıru belirterek , "Tür-
kiye'de bir çok demokratik
kurumda olduğu gibi cumhur-
başkanlığı seçiminde de rejim
kökleştirilemedi. Cumhurbaş-
kanlığı seçimi bu konuda
büyük bir firsattı. Bunun ger-
cekleşmemesini üzüntüyle
karşılıyoruz. Bu aşamadan
sonra konu gerçek çerçevesinin
içine nasıl çekilebilir onu görü-
şeceğiz." diye konuştu.
Görüşme yaklaşık bir saat
sürdü. Yılmaz görüşmeden
sonra gazetecilerin sorulannı
yanıtlamadan doğrudan Ece-
vit'le görüşmeye gitti.
Baykal ise görüşmenin olum-
lu geçtiğini belirterek Yılmaz'la
ortak rahatsızlıkları bulundu-
ğunu söyiedi. Baykal. görüşme-
lerin önümüzdeki günlerde
tekrarlanabileceğini vurguladı.
Baykal, "Ortak bir aday belir-
leıımesi söz konusu mu?" soru-
suna, şu karşılığı verdi:
"Hepinizin arzuladığı Cum-
hurbaşkanının ortak bir aday
olarak parlamento tarafından
geliştirilmesi ve öyle bir adayın
Cumhurbaşkanlığına secilmesi.
ihtiyaç budur. gereken budur.
Bu noktaya kadar artan sıkıntı
bunun denenmemiş olmasıdır.
Bu yönde bir arayışa katkı yap-
maya hazınz. ANAP da hazır.
Ama iki partiyi aşan. parla-
mentodaki bütün partileri
bütün milletvekillerini ilglilen-
diren bir olaydır bu. Böyle bir
arayışın olabildiğince genişletil-
mesinde yarar var."
Baykal, "Bundan sonra De-
mirel uzlaştna arayışına gjrerse
tavnnız ne olur?" sorusuna ise
"Bir uzlaşma arayışının nasıl
bir sonuç vereceği hangi kişinin
adaylığına konuyu taşıyacagı
tehdit söz konusu değildir. Di-
ğer liderler de bu tehdide boyun
eğmeyeceklerini söylediler"
şeklinde konuştu.
Demirerin koalisyon ortağı
SHP'ye danışmayarak dışladı-
ğını, SHP'nin "erken seçim
tehdidini içine sindirerek, des-
teklemesi halinde sonucuna
katlanacağını" ifade eden
ANAP lideri SHP'nin ise şim-
diye kadar tavnnı net olarak
belirlemedigini konuyu yetkili
kurullannda görüşüp belirle-
mesinden sonra muhalefetin
ortak bir tavır takınacağını bil-
dirdi.
Görüşrneleri sırasında bir
isim üzerinde değil. "ilkeler"
üzerinde durduklannı anlatan
Yılmaz, Demirel'in bu nokta-
dan sonra uzlaşma arayaşına
gjrmesi halinde tavırlannın ne
olacağı şeklindeki soruya şu ya-
nıtı verdi:
"Cumhurbaşkanlığı konusu-
nu pazarlık konusu yapmayız.
temsil eden değil, yüzde 27 oy
almış DYP'nin cumhurbaşkanı
olmak ıstediğini vurgulayan
Ecevit, "Kendisinin bu durum-
da diğer partilerden oy isteme
hakkı yoktur" dedi.
Ecevit, şöyle devam etti:
"Bu aşamada ortak bir aday
çıkarmanın pratik bir yaran
yok. SHP'nin tavn belli olma-
dan başka seçenekler aranma-
malı. SHP şimdiki görünümüy-
le yanm ağızla güvence veriyor.
DYP'nin oylanna MHPnin,
belki de HEP'in oylan eklene-
cek. Ama SHP farklı bir davra-
nış içine girerse verilen güvence-
nin altında dayanak olmadığını
görürse başka aday şanslı duru-
ma gelebilir. Ben bu aşamada
muhalefetin ortak aday göster-
mesinin zor olduğunu düşünü-
yorum."
Ecevit, ideal cumhurbaşkanı
adayının Cindoruk olduğunu,
kendisinin yansızlığını ve etkin-
liğinı TBMM Başkdnlığfnda
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Başbakan Sükyman DemireTe karşı tomr ahnmaa için dün
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal te DSP lideri Bülent EcevhTe görüştü. Yılmaz ve Ecevit cumhur-
başkanlığına ada> hğnı ko>maâ halinde Cindotuk'u destekleyeceklerini befirttfler.(Fotoğ raf: A.A)
Uzlaşma şansmı kaybetti. Bu kanıtladığını söyiedi.
noktadan sonra yapılacak giri- ANAP içinde Demirel'in
şim uzlaşma değil, pazarlık
olur. Böyle bir pazarlığa da gi-
rişmeyiz"
;
—: r
-^ Yılmaz, SHP'nin tavn belli
Ydmaz-Ecevit görüşmesi olmadan İnönü ile görüşmeyi
düşünmediğini bildirirken.
önceden söylenemez. Uzlaşma
arayışının temel gereği herhan-
gi bir kişıyi dikte ettirmeye
dönük olmamasıdır" karşılığını
verdi.
Baykal'la görüşmesini 15.
25'te tamamlayan Yılmaz, 15.
3O'da Ecevit'in TBMM'deki
rnakamına geldi. Kapıda Ece-
vit tarafından karşılanan
Yılmaz. gazetecilerin sorusu
üzerine. "Sayın Demirel'in
Cumhurbaşkanı seçimi konu-
sunda ortaya koyduğu ve
Meclis'e de empoze etmeye ça-
lıştığı oldu- bittiye karşı oldu-
ğunu açıklayan bütün parti
liderleriye görüşme talebinde
bulundum. Sayın Demirel'in
Cumhurbaşkanlığı seçimi için
Yüce Meclis'e karşı bir nevi
tehdit unsuru olarak ortaya at-
tığı erken seçim meselesi bizim
de arzuladığımız şeydir. Onun
için bu tehdidin bizim için her-
hangi bir geçerliliği yoktur.
Sayın Ecevit'le görüş teatisi
yapmak mümkünse ortak bir
tavır belirlemek amacıyla gö-
rüşme talebinde bulundum."-
dedi.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal ve DSP lideri Bü-
lent Ecevit ile görüşmesinden
sonra yaptığı açıklamada. b-
derlere üç ayn öneri götürdü-
ğünü bildirdi. Bunlan,"ortak
bir aday bebrleyelım", "eğer
kendisi isterse Cindoruk'u des-
tekleyelim", "aday gösterme-
sek dahi ortak tavır sergiüye-
lim" şeklinde özetleyen Yıbnaz.
Demirel'in Cumhurbaşkanlığı
konusunun oldubittiye getir-
mesinden üç partinin de rahat-
sız olduğunu ve Demireri
desteklemeyecekleri sonucunu
çıkardığını anlatü. Yılmaz, De-
mirel'in CumhurbaşkanlığT-
nda "erken seçimi" tehdit
unsuru olarak kullandığını be-
lirtirken "Bizim için böyle bir
Cindoruk'un istemesi duru-
munda kendisi ile her zaman
görüşmeye açık olduğunu açık-
ladı. Demirel'in uzlaşmaya
gidilmeden secilmesi halinde de
Cumhurbaşkanlığı için "meş-
ruiyet tartışması" açmayacak-
lannı belirten Yılmaz, "Kendisi
hukuken meşru. siyaseten eksik
seçilmiş olur. Bu da Cumhur-
başkanlığı makamı üzerindeki
tartışmalann sürüp gitmesi an-
lamına gelir. Seçilmesiyle
doğan zaafiyete ilaveten anaya-
saya aykın tavırlar sergilerse
gereklı tepkiyi gösteririz." diye
konuştu
Yılmaz, "muhalefetle ortak
hareket arayışlan" çerçevesin-
de yann da RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan ve BBP
Genel Başkanı Muhsin Yazıcı-
oğlu ile görüşecek.
Demirel, yüzde
27'ninadayı
Ecevit, Yılmaz ile yaptığı gö-
rüşmeden sonra gazetecilerin
sorulannı yanıtladı. Demirel'in
"tehditle" cumhurbaşkaru ol-
mak ıstediğini vurgulayan Ece-
vit şöyle dedi:
"Cumhurbaşkanhğına uzlaş-
ma ile değil. pazarlık ve erken
seçim tehdidiyle çıkmak istiyor.
Eğer Demirel, böyle bir tehditle
ortaya çıkmamış olsaydı ben
kendisine oy vermeyi şahsen
duşünebilirdim. Ancak tehdit
karşısında oy vermek adetim
değildir."
1973 cumhurbaşkanbğı seçi-
minde Faruk Gürler olayını
örnek gösteren Ecevit, Demi-
rerin tehdit üslubunun hazme-
dilmez boyutlara ulaştığını söy-
iedi. Demirel'in ulusal birliği
Cumhurbaşkanlığı adaylığına
her türlü yolu deneyerek karşı
çıkılması benimsenirken,
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. öteki muhalefet parti-
leri ile ortak cephe oluşturma
harekâtı başlattı. ANAP'lılar.
Yılmaz'ın muhalefet liderleriyle
temasının yanısıra. özellikle
SHP içinde kulis çalışmalan
başlatacaklar. SHP'nin Demi-
rel'in adaylığına karşı olan
milletvekillerinin oylannı kendi
çıkartnayı düşündükleri adaya
yönlendirmeyi amaçlayan
ANAP'hlar SHP'ye bir ortak
aday çıkarmayı da teklif edi-
yorlar.
ANAP içinde ANAYOL
formülüne karşı olanlann da
sayısı giderek artıyor. ANAP
Genel başkan yardımcısı Vehbi
Dinçerler ANAYOL formülü-
nün ANAP'ı DYFleştirecece-
ğini ileri sürerek "Ben kesin
olarak buna karşıyım" dedi.
Dinçerler ANAP'ın çoksesli ve
dinamik bir parti olduğunu
DYP'nin ise tek sesli olduğunu
savunarak, bu formülün
ANAP'ın aleyhine işleyeceğini
dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı konusun-
da ANAP 'ın Demirel'e karşı
bir aday çıkarma isteği de ke-
sinlik kazandı. Bu konuda
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın muhalefet ile temas-
lannın etkıli olacağı ve bundan
sonra bir ad konusunda tartış-
malann başlayabileceği dile
getiriliyor. ANAP'ta Cumhur-
başkanlığı konusunda Demirel
karşıtı tutumun benımsenme-
sinde Genel Başkan Yılmaz'ın,
DYP tabanına yönelik hesapla-
nnın etkili olduğu kaydedili-
yor. Yılmaz'ın yerel seçiınlerin
ardından Cumhurbaşkanlığı
konusunda yaralanan bir
DYP'nin tabanda ve milletve-
killeri arasında ANAP'a daha
çabuk kayacağı düşüncesinde
olduğu dile getiriliyor.
Cindoruk tam destek
ANAP'dan aynlan milletvekil-
lerinden Halil Şıvgın ve kalaba-
bk bir heyetle çekime gelen
özal, Başbakan Demirel'e
ilişkin görüşlerini dile getirir-
ken de, "Sayın Başbakan'la iliş-
kilerim gayet iyidir ve kendisine
son derece saygj duyanm, zaten
beyefendiyi de küçüklüğümden
ben lanınm" dedi.
Sigara sağlığa zararhdır.
• Baştarafi 1. Sayfada
ama çok iştahlı değıiim" dedi.
DYP Genel BaşkanlığVna aday
olması için parti teşkilatının ba-
zı şartlannı kabul etmesi gerek-
tiğini vurgulayan Cindoruk, bu
şartlan "anayasal, siyasal ve
ekonomik reformlar için tam
destek" olarak sıraladı.
Cindoruk dün, Shovv TV'de
bu akşam yayımlanacak olan
32. Gün programının çekimle-
rine katıldı. DYP i! örgütleri
arasında yapılan ve katılanlara
"Başbakan kim olsun" sonısu-
nun yöneltildiği anketten yüzde
60 oranında 'Cindoruk' yanıtı-
nın çıktığırun belirtilmesi üzeri-
ne sonuçtan 'onur duyduğunu'
ifade eden Cindoruk, "Teşkilat
sizi istiyor. Ne yapacaksınız"
şeklindeki soruya ise "Düşüne-
ceğim, ancak DYP başkanlığı-
na aday olmam için partinin
önce benim bazı şartlanmı ka-
bul etmesi gerekir. Bu şartlar da
anayasal, siyasal ve ekonomik
reform için tam destektir" yanı-
ünı verdi.
"DYP, Demirerin partisi
olmayacak"
Demirel'in Çankaya'ya çık-
masıyla, Türkiye'de yepyeni bir
dönemin başlayacağını vurgu-
layan Cindoruk, bu dönemde
cumhurbaşkanının, tam taraf-
sız, yetkileriyle görevlerinin
sının dahilinde hükümete kan-
şan bir tutum izlemesi gerekti-
ğini söyiedi. "Bir başbakana
tavsiyeleriniz ne olur" sorusu-
na, "Cumhurbaşkanına saygj
duy, ama emri alüna girme de-
rim" yanıtını veren Cindoruk,
daha sonra şunlan söyiedi:
"Sayın Demirel de yıllardır
bunlan söylüyor. Hatta cum-
hurbaşkanının halk tarafından
secilmesi gerektiğini de söyiedi.
Ancak şimdi şartlar buna im-
kan vermiyor. Sayın Demirerin
oraya çıktığında bu düşüncele-
rinden vazgeçeceğini sanmıyo-
rum."
Cindoruk. "Demirel'den
GOZLEM
UĞUR MUMCU
mBaştaraft 1. Sayfada
murların, işçiler gibi toplusözlesme ve grev hakkı gibi
hakları yoktur. Memurların sendika kurma hakları da
yoktur. Kamu kesiminde çalışanlara 27 Mayıs Anayasa-
sı ile tanınan sendika kurma hakkı, 12 Mart balyozu ile
geri alınmıştır.
Anlayacağınız, memurlar, devletin "üvey evlatları"-
dırlar. Devlete karşı pazarlık gücü olmayan memurlar,
"devlet baba katsayıya iki ilave yapsın " diye beklentiler-
le ömür törpülemektedirler.
Işçi, devlet denilen işvereni karşısına güçlü sendikaia-
nyla çıkıp her türlü hakkını söke söke almaktadır. Me-
murun böyle bir hakkı, böyle bir silahı yoktur.
işçilerin toplusözleşmelerle ücretterini arttırmaları.
buna karşılık memurların hiçbir pazarlık gücüne sahip
olmamaları, iki emekçi kesim olan işçilerle memurlar
arasında yapay celişkilere yol açmaktadır.
Bunu sezen emek düşmanları, bu yapay çelişkiyi de-
rinleştirmek için ellerinden geleni arkalarına koymuyor-
lar:
- Bakın, işçiler sizlerden çok daha fazla para alıyor...
Çevresinde olup biten olayı günlük sıktntıların kısır
döngüleri içinde görmeye alışık olanlar, bu çelişkinin ö(-
kesine kapılmaktan kendilerini alamıyorlar
- Bir memur, bir çöpçü kadar para alamıyor...
Kamu kesiminde çalısanlar arasındaki işçi-memur
ayrımı dışında memurlar arasında ücret yönünden ayrı-
calıklar yaratan özel birimler ve düzenlemeler vardır
örnegin üniversite ögretim üyeleri, yargıç ve savcılar ile
bu sınrftan sayılanlar, hastanelerde çalışan doktor, ec-
zacı, dişçi, hemşire ve teknisyenler, öteki memurlardan
çok daha fazla aylık almaktadırlar. Yapılan hizmetin ni-
teliğine göre, şu sayılan meslek sahiplerinin bir kısmı-
nın yüksek ücret almalan doğaldır. Ancak kamu kesi-
minde çalısanların hepsini biriikte kapsayacak tek bir
personel düzeni getirilmediği için, zaman zaman aynı
işi yapanlar arasında çarpıklıklara ve adaletsizliklere
yol açılıyor.
İçinde bulunduğumuz başdöndürücü enflasyonda iş-
çilere "sizin toplumsal anlaşmanız var. Ücretlerinizi art-
tırmayın"demekkadar, memurlara dönüp "neyapalım,
gücümüz bu kadar. Şimdilik katsayınızı arttırmayaca-
ğız" demek, devlet eliyle ücret dondurmak, yasal deyiş-
le "tahakküm kurmak" değil de nedir?
Peki ne olacak bu işin sonu?
Bu enflasyondan en kazançlı çıkanlar, işverenler; gün
geçtikçe zarar gören ve görecek olanlar, "sabit gelirli"
dediğimiz işçiler ve memurlardır.
Bu koşullarda "işçiler, memurlardan fazla alıyor", ya
da "şu memur ötekinden fazla alıyor" gibi, bu düzensiz-
liğin sonucu olan eşitsizliklerden çok, düzenin temelini
oluşturan "emefc-sermaye" çelişkisi üzerinde yoğun-
laşmak gerekir. Bu düzende neden işveren en yüksek
düzeyde kazanç sağlıyor, neden hep işçiler ve memur-
lar eziliyor?
Memurlar, işçiler gibi, toplusözlesme ve grev hakkına
sahip olmadıkça bu işçi-memur ayrımları ve ayrıcalıkla-
n da sürecektir. Ûcretli kölelikten kurtulmanın yolların-
dan biri, işverenle' toplusözlesme masalannda söke
söke pazarlık yapmaktan geçer.
Ocretli kölelikten büsbütün kurtulmanın yolu, emekçi
sınıf ve tabakaların devlet yönetiminde ağırlıklarını du-
yurmalarıyla açılabilir.
Işçiyi memura, merrturu işçrye kırdırmak isteyen dü-
zen kendi işini çok iyi biliyor...
Inönü ihtiyatlı
• Boftttrofi 1. Sayfada
"Savın Başbakan'ın da ifade
ettiği ve acıkçabilinen şekilde,
koalisyon protokolünde "cum-
hurbaşkanlığı boşalırsa partiler
nasıl davranacak" diye herhan-
gi bir kayıt yok. Dolayısıyla,
partiler bu konuda kendi prog-
ramlan ve anlayışlan doğrultu-
sunda davranmakta özgür.
Böyle bir davranış, hiçbir şekil-
de 'protokole aykın' diye
yorumlanamaz. Dolayısıyla,
herhangi bir kırgınlık yarat-
maz."
Cumhurbaşkanlığı seçimi
konusunda her partinin kendi-
sinin karar vereceğini vurgula-
yan İnönü. bir gazetecinin
"Görüşmede, koalisyonun de-
vamı konusu ele alındı mı"
sorusuna şu yanıtı verdi:
"Koalisyonun başanh oldu-
ğunu Başbakan da ben de
söylüyoruz. Koalisyonun deva-
mı, istenen bir şey. Ancak,
cumhurbaşkanı seçilecek, on-
dan sonraki gelişmeler bunu
belirleyecek. O noktada bir şey
söylenemez. Bunlan görece-
ğiz."
Demirel'in cumhurbaşkanı
secilmesi durumunda, kendisi-
nin DYP kongresine kadar
başbakanlığa vekalet edeceği
konusunun görüşmede günde-
me gelmediğini belirten Inönü,
"Başbakan SHP grubundan
destek istedi mi" sorusunu da
"Sayın Başbakan, henüz daha
adaylığını tam anlamıyla açık-
lamış değil. O açıdan destek
ıstediğini tam söyleyemem.
Ama böyle bir destek verilirse.
elbet memnun olacaktır. Sonra
seçim gızli oyla yapılacağı için
zaten bir parti desteği de pek
söz konusu olamaz. Herkes
(milletvekilleri) kendisi karar
verecek" diye yanıtladı.
İnönü, basında cumhurbaş-
kanlığı seçimine ilişkin kendisi-
ne atfen çıkan haberlerin yanbş
olduğunu behrterek Demirel'in
cumhurbaşkanlığına adaylığı-
na yaklaşımına ilişkin sorulan
da "Daha sürecin başındayız"
diyerek yanıtladı.
Başbakan Demirel de konut-
sonra DYP'nın dağılacağı"
varsayımlanna ilişkin görüşler
hakkında ise şunlan dile getir-
di:
"AP'nin DYP'ye iltihak et-
mesi ve Demirerin Çankaya'ya
çıkmasıyla DYP iki önemli re-
feranstan mahrum kalmışür.
Yeni genel başkan. mutlaka
partiye yeni bir yol çizmebdir.
Parti artık Demirel'in partisi ol-
mayacaktır. Halkın karşısına
bunu düşünerek yeni politika-
larlaçıkılmalıdır."
tan aynlırken gazetecilerin
sorulannı yanıtladı. Demirel,
milletvekillerinin partiler ara-
sındaki dağılımını özetleyerek
"Parlamentodaki tablo çok ka-
nşık" dedi. Cumhurbaşkanlığı
seçimi sorununu kastederek
"Mesele ne benim, ne Sayın
İnönü'nün sorunudur;
TBMM'nin sorunudur"' diye
konuşan Demirel, anayasa ge-
reği partilenn cumhurbaşkanlı-
ğı seçimine ibşkın grup karan
alamayacaklannı vurguladı.
Bütün parti liderleriyle ve
Cumhurbaşkanı Vekıb Cindo-
ruk'la görüşmeler yapacağım
dile getiren Demirel. "Kimse-
nin kaygılanmamasını. her
şeyin anaya^aya ve prosedüre
uygun olarak çözıileceğirıi"
söyiedi. Demirel. Cindoruk ile
prosedürü görüşeceğini bildirc-
rek "• Benim Sayın İnönü de
dahil herkese söyleyeceğim şey
bize destek verilmesini istemek-
tir, şayet aday olarak ortava
çıkarsam. Ben henüz adaylıgı-
mı koymuş degilim ki" dedi.
Demirel, kendisinin cumhur-
başkanlığı adaybğına ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz"-
ın destek vermeyeceğinin
anımsatılması üzerine, "Gayet
doğal. "Vereceğiz" demesini
bekleyemem ki. Siyaset bu" di-
ye konuştu. Demirel sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Benim Sayın İnönü'ye söy-
lediğim şey, koalisyon protoko-
lünde cumhurbaşkanhğı
seçimine ilişkin bir kayıt yok-
tur. Zaten partiler grup karan
alamayacağma göre partilere
mensup üyeler kararlannı öz-
gürce vereceklerdir. Onun
içinder ki. hiç kimse. "Efendım.
falan parti destekledı. fılan par-
ti desteklemedi" gibi birtakım
şeyler çıkarmasın ortava. Partı
değildir söz konusu olan. Söz
konusu olan üvedir. Yani
TBMM üyeleridir. Gizli oyla-
ma yapıbr, hiç kimse kımsenin
vicdanına tesir edemez. Niha-
yet sempatisi olur. işte o kadar-
dır."
İnönü, Demirel'le yaptıklan
görüşmeden sonra bazı bakan-
lan ve parti ilen gelenleri ile bir
degerlendirme toplantısı yaptı.
İnönü'nün evindeki loplantıya
ilk gelen Baytndırlık ve İskân
Bakanı Onur Kumbaraabaşı
oldu. Daha sonra Genel Sekre-
ter Cevdel Selvi. Başbakanhk
Başdanışmanı Güneş Gürseler,
Kültür Bakanı Fikri Sağlar.
Grup Başkanvekili Aydın Gü-
ven Gürkan, Devlet Bakanı
Mehmet Kahraman, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Tahir Köse ve
Adalet Bakant Scyfi Oktay gel-
dı. Toplantıya Bakanlardan
yalnız Fikri Sağlar makam ara-
basıyla gelirken. dığerlerinin
özel araçlanyla gelmeleri dik-
kat cekti