25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NİSAN1993 PAZARTESİ * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GLNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK MBaşlarafi I. Sayfada törü çıkarıldığı zaman, DYP bence ikbali olmayan bir partı" diyor. Demirel'siz DYP'nin "b/teced/rw" söylüyor. Açıkça vurgulamasa bıle, DYP'yi boş alanda, hatta ka- ranlıkbirsokaktayakalamış,kaçınılmazgördüğü"b/rfe$- menin tabii ANAP çatısı altında'' olacağı sanısıyla elleri- ni ovuşturuyor. Üstelik,ötedenberikimıçevrelerdetezgâhlanan"AA/A- VO/."planını, SHP üzerinde bir tehdit gibi kullanıyor. Or- neğin, Hüsamettin Cindoruk a bağladıkları kimi uydur- ma irdelemeler, sözler... Cindoruk genel başkanlığa gelirse, tek görevinin sağı birleştirmek olduğunu yayıyorlar. Tabii SHP'yi ürküt- mek, koalisyonun geçersizliğini kimi SHP'lilere sindire- biltnek için. Güya Cindoruk, Demirel'den sonra "DYP'- nin bittiğini, Aydın Menderes dahil bütün sağ kökenlileri birleştirme misyonunu üstleneceğini" söylüyormuş. TBMM Başkanı ise bu spekülasyonları hayretle karşı- lıyor, "Partiyl başkalanna teslim edeceksem niçin genel başkan olayım?" diye yanıtlıyor. Ayrıca kesin bir yargısı da var. Bundan sonra "eşit koşullarda DYP ile ANAP arasında bir çekişme olacağını", bu nedenle çıkarılan söylentileri yalanlamak amacıyla söylüyor Cindoruk. Demirel'in seçilmemesi için ne gerekiyorsa bunları da yapmaya hazır Mesut Yılmaz; dünden başlayarak önce CHP, sonra öteki muhalefet partileriyle bir "karşı blok" kurmaya yönelen görüşmelere girişiyor. SHP içinden oy firesi, Demirel'in beklediği 226 oyu sağlayamaması halinde genel seçimın oldu bittiye gele- ceğini bilen Yılmaz, öteki partileri de seçime sürüklüyor. örnegin, -bir ANAP yetkilisinin sözlerine bakılırsa- CHP seçime hazır değil, tir tir titriyor. Cumhurbaşkanının seçilemeyişi İle gelecek tufanı bü- yükbir istekle, heyjecanla bekleyen ve nasıl olsa iktidara gelecegi kesin olan tek parti varmış, anlattıklarına göre ANAP! Zayrfblrolasılık Genel başkana yakınlığı tartışılmayan bir ANAP'lı; sa- dece muhaleiet partileriyle degil, tabii "içini bozmak" amacıyla SHP'ye de "bazı şeyleri anlatmaya" çalışa- caklarını söylüyor. ANAP'ın amacı, olanağı ölçüsünde SHP'yi Demirel'den uzaklaştırmak. ANAP'ın, SHP'ye anlatmaya başlayacağı olası plan şu: Demirel'in seçilmesiyle DYP'nin eline "icracı iki ma- kam" geçecekmiş. Demirel, anayasaya karşın "icrayı çatır çatır kullanacak", hükümetse Çankaya ile uyum içinde çalışarak DYP oylarmı yükseltecek ve.. SHP'yi eritecekmiş. Bütün bunlar SHP'nin -eger yetkili parti organlan ka- rar verirse- hem koalisyonun devamı hem de Demirel'e destegi yoztaştırmaya yönelik çabalar. Bir başbakanm aday olduktan sonra sık sık secimden söz açması, bir yerde elbette aba altından sopa göster- diği yorumlarına yol açar. Ne var kı tehcVıt, işin özünde anayasadan geliyor. 1980deneyimlerinden sonra parla- mentoyu cumhurbaşkanı seçmeye zorlamak için dört turdan sonuç çıkmazsa seçim koşulu getirilmiş. Şu günler DYP grubu Demirel'in seçileceği hesabına yatrnış, genel seçimi aklından geçirmiyor. Oysa, öyle bir an gelir ki, hele son tur öncesi, Demirel'in 226'yı da top- layamayacağı anlaşılır. tşte o zaman, hodri meydan çağrılanna yanıt veremeyecek durumda olan DYP gru- bunun yeni bir aday aramaya kalkışması zayıf bir olası- lık mıdır? Zayıf da olsa böyle bir olasılığın gerçekleşmesmden sonra seyreyleyin gümbürtüyü. Olaylann heyecanlı aşamalara giripçıktığı saatlerde, örnegin dün sabah Inönü. gazeteleri okumuş, Anayasa Mahkemesi'ndeki törene gidecek. Demirel'e dört koşui öne sürdüğünü içeren haberiere hayretle bakıyor. Ge- nel bir değerlendirme isteklerini, "Biz yeni yeni konuş- maya başlıyoruz" diye geri çeviriyor. Bugün parti meclisinde kısa bir degerlendirme yapa- cak. "DYP grubunun Demirel'in adaylığını önermesln- den başka ortada bir şey olmadığını, irdelemelerde adım adım ilerlendiğini" söylemekle yetiniyor. Gazeteleri değerlendirmesi şöyle: "Basın, hiç bu ka- dar gerçeğin uzağına duşmemişti." Bu yargıyla Inönü, sakınmadan bir kez daha gerçegi yansıtmıyor mu? Her gün yeni bir gelişmeye, yeni bir olaya gebe TÜRKİYEDE Meteorotoji Genel Mudurluğü'nden alınan brigıye gön. yurdun guney ve doğu kesırrı en parçalı çok bulütlü. Doğu ve GuneydoQu Anadolu botgele- rın«n doğusu yer yer mevzı sağanak yağış'ı öteki vertef parçalı ve az bu- lutiugeçecek Hava sıcaklığında onemlı bir değışıklık olmayacak Ruzgar kuzey ve do§u yönlerden haW. ara sıra orta kuvvette esecek Demzlerı- rrazderozgar Doğu Karadenız ıJe Baü Akdenız de yıldız ve karayel Doğu Akdenız de gundoğusu ve keşjşleme. dığer denızterımızde yıldız ve poy- razdan 3-5. yer yer 6 kjvvetınde saane 10-21 denız mılı hızla esecek Van Gölü'nde hava, çok bulutlu ve sağanak yağışlı geçecek Adans Aiyon A$n AJikara Antalya Aydın Bufsa Çanakkaie Dıyarbakır Edirne Erzurum Eskışehır Islanbul Izmif Kars Konya 5amsun Trabzon Zonouldak B2B- B W Y 13- B23' B26' B 25 ' B 17" B 17- Y 2 0 ' B 20' Y 15' B22- B 1 5 ' B23" Y 12" B23" B 15" B I 5 - B 14 - 1 5 ' 4" 3 ' 7 ' 12" 11 ' 4 ' B" 9 ' 4" 3" 4" 8 ' io' 3 5" 4" 6 ' 7 ' Petersburg • Moskovâ" DUNYADA Afnsterdam Amman Atına Bağdat Bonn * Bruksel Cenevre £ezayıf frankturt Veftoşa / Petersburg |: Londra ^ Madrıd M<ıano Moskova Munıh Osto Pars Prafl Rıyad Rotna Vıyana Y 18' Y 35" B25' Y25- B 23' Y 20" Y 20' Y 21 • B23" B 24" B15' Y 15' Y 12" B 20' 8 16' B24' B W Y 12" B24' B3$- B 19 - 823' Yağmurlu ı Bulutlu Sislı Guneşlı Karlı DemirePe cephe OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK • Bojtarafi 1. Sayfada Ote yandan Erivan'da 500 bin kişinin katılımıyla düzen- lenen mitingde Levon Ter Petrosyan'ın Türkiye'ye ya- kınlaşması kınanmış ve 1915 sözde soykırımı anımsatıl- mıştır; Erivan, Dağlık Kara- bag'daki Ermeni saldırılarını bir "ulusal kurtuluş savaşı" gereği olarak değerlendiri- yor. Olayların neresinden ba- karsanız bakın, aynı kapıya çıkıyorsunuz. Erivan'ın temel politikaları bellidir, hiç değişmiyor; deği- şen strateji ya da taktikler olabilir Ermenistan, Dağlık Karabağ'ı kendi toprağı sayı- yor; bu bölge fiilen Ermenis- tan'la birleştirildikten sonra iş bitmiş olacaktır; masa ba- şındaki görüşmelerin fiili du- rum karşısındanedeğertaşı- yacağı bir soru işaretidir; atı alan Üsküdar'ı geçtikten son- ra müzakere uzar gider. Azerbaycan, kendi toprak- lan içinde bulunan Dağlık Karabağa egemen olmak zorundadır. Eğer bu gücü gösteremiyorsa, nedenlerini araştırmalıdır. Altı milyonluk Azerbaycan'ın askeri alanda örgütlenip donanımını ger- çekleştirmesi için önünde ne gibi engeller vardır? Iç politi- kanın bitip tükenmeyen tar- tışmaları, çekişmeleri, çatış- maları elbet Azerbaycan'ın kendisini toparlaması için en- geller oluşturuyor; ama, bu gerekçe yeterli midir? Azer- baycan, kendi kendisini yö- netebilecek ve topraklarını Ermenilere karşı savunabile- cek bir devlet olduğunu kanıt- lamak zorundadır. Yoksa dünya kamuoyunda çok güçlü destekleri bulunan Erivan'ın karşısında, hakları- nı savunması zorlaşabilir. Türkiye'nin Azerbaycanm yardımına ancak diplomasi alanında koşabileceği anla- şılıyor. Erivan; Amerika'yı, Fransa'yı, Rusya'yı kendi ya- nına çekebilecek gücü göste- rebilir mi? Şimdiye kadar yaşananların ortaya koyduğu gerçeklerin ışığında Batı'nın kimden yana olduğunu bil- mekkehanet değil... Ahıııet Özal: Babamın siyasi mirasını bırakmam ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye'nin 8. Cumhur- başkanı Turgut özal'ın oğlu Ahmet özal, annesi Semra özal'ın "kesinlikle politikaya girmeyeceğini" açıkladı. Ah- met Özal, kendisinin ise, istek- ler yoğun olursa, politikaya gj- rebileceğini söyiedi. Bu akşam SHOW TV'de ya- yınlanacak olan 32. Gün prog- ramının konuğu olan Ahmet özal, siyasete girme konusu- nun henüz "erken olduğunu" belirterek, "Ancak ıslekler yo- ğun olursa, politikaya girmeyi düşünürüm" dedi. Babasının mirasını kimseye bırakmayacağını da kaydeden özal, "Ancak, Mesut Yılmazlı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan SüleyTnan Demirel'in Cumhurbaşkanı adaylığı kesinlik kazanırken, ana muhalefet partisi ANAP, CHP ve DSP ile ortak tavır al- maya hazırlaruyor. ANAP lideri Mesut Yılmaz, dün CHP lideri Deniz Baykal ve DSP li- deri Bülent Ecevit'le ayn ayn görüştü. Yılmaz, Baykal ve Ecevit'e ortak aday belırlenme- si, aday olursa Cindoruk'un desteklenmesi, ortak aday ol- mazsa ortak tavır konulması önerilerini götürdü. Her iki ge- nel başkanın da Yılmaz'ın önerilerine sıcak baktıgı ancak net bir karşılık vermediği öğre- nildi. Yılmaz bu hafta içinde RP lideri Necmettin Erbakan ve BBP lideri Muhsin Yaaaoğ- lu ile de görüşecek. ANAP'ın Demirel'e karşı başka bir aday çıkarmaya hazırlandığı ögrenildi. -ANAP'ın bu aday belirlerken diğer muhalefet par- tilerinin de oylanru alabilecek bir isim araştırdığı belirtildi. ANAP kulislerinde DemireVin adaylığından rahatsız olan SHP'lilerin de göz ardı edilme- mesi görüşü ağırlık kazandı. Yıtnaz, dün Baykal'ı TBMM'deki çalışma odasında ziyaret etti. ANAP Grup Baş- kan Vekili Mustafa Kalemli ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Ismail Cem'ın de bulunduğu görüşmede Cumhurbaşkanı se- çiminde izlenecek ortak zemin araştınldı. Toplanüya girişte Yılmaz gazetecilerin sorusu üzerine şunlan söyiedi: "Bize göre Cumhurbaşkanlı- ğı kurumu rejimin en önemli kurumlanndan birisidir. Tür- kiye'de geçmiş dönemin ıecrü- besi göstermiştir ki bu makama gelecek kişinin saygınlığı birleş- tirici olma özelliği geniş ölçüde bu makama seçiliş biçımiyle bağlantılıdır. O açıdan bir Cumhuraşkanı ve Cumhurbaş- kanbğı sorunu yaşadığımız bu günlerde olabilecek bir takım yanlışbklan önlemeyi bu konu- da ılgihlerc uyanda bulunmayı. bu sürece olumlu katkı sağla- mayı kendi görevimiz sayıyo- ruz. Bize göre Meclis"te en büyük gruba sahip olan DYP. diğer partilerle herhangi bir uz- laşma arayışına girmeden kendi genel başkanını bu makama aday göstermek suretiyle hata yapmıştır. Koalisyon ortağına dahi danışmamak suretiyle onu hafıfe aldığını ortaya koymuş- tur."' Yılmaz, cumhurbaşkanı se- çilmiş gibi DYP kongre tarihi- nin belirlenmesinin de Meclise saygısızlık olduğunu belirterek, 'Bu kadar kısa zamana sığdın- lan bu kadar yanlışlıklar bızı cumhurbaşkanlığı sorununun çözümü konusunda endiseve sevk etmektedir. Bu endişeleri- mi paylaşmak fıkir teatisinde bulunmak ve eğer mümkün ise bu konuda ortak bir tutum sap- tamak amaayla CHP Genel Başkanından randevu istedtm" dedi. Baykal da toplanüya girer- ken, gazetecilere, henüz takvim işlemeye başlamadan cumhur- başkanı seçilmiş görüntüsü yaratıldığıru belirterek , "Tür- kiye'de bir çok demokratik kurumda olduğu gibi cumhur- başkanlığı seçiminde de rejim kökleştirilemedi. Cumhurbaş- kanlığı seçimi bu konuda büyük bir firsattı. Bunun ger- cekleşmemesini üzüntüyle karşılıyoruz. Bu aşamadan sonra konu gerçek çerçevesinin içine nasıl çekilebilir onu görü- şeceğiz." diye konuştu. Görüşme yaklaşık bir saat sürdü. Yılmaz görüşmeden sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlamadan doğrudan Ece- vit'le görüşmeye gitti. Baykal ise görüşmenin olum- lu geçtiğini belirterek Yılmaz'la ortak rahatsızlıkları bulundu- ğunu söyiedi. Baykal. görüşme- lerin önümüzdeki günlerde tekrarlanabileceğini vurguladı. Baykal, "Ortak bir aday belir- leıımesi söz konusu mu?" soru- suna, şu karşılığı verdi: "Hepinizin arzuladığı Cum- hurbaşkanının ortak bir aday olarak parlamento tarafından geliştirilmesi ve öyle bir adayın Cumhurbaşkanlığına secilmesi. ihtiyaç budur. gereken budur. Bu noktaya kadar artan sıkıntı bunun denenmemiş olmasıdır. Bu yönde bir arayışa katkı yap- maya hazınz. ANAP da hazır. Ama iki partiyi aşan. parla- mentodaki bütün partileri bütün milletvekillerini ilglilen- diren bir olaydır bu. Böyle bir arayışın olabildiğince genişletil- mesinde yarar var." Baykal, "Bundan sonra De- mirel uzlaştna arayışına gjrerse tavnnız ne olur?" sorusuna ise "Bir uzlaşma arayışının nasıl bir sonuç vereceği hangi kişinin adaylığına konuyu taşıyacagı tehdit söz konusu değildir. Di- ğer liderler de bu tehdide boyun eğmeyeceklerini söylediler" şeklinde konuştu. Demirerin koalisyon ortağı SHP'ye danışmayarak dışladı- ğını, SHP'nin "erken seçim tehdidini içine sindirerek, des- teklemesi halinde sonucuna katlanacağını" ifade eden ANAP lideri SHP'nin ise şim- diye kadar tavnnı net olarak belirlemedigini konuyu yetkili kurullannda görüşüp belirle- mesinden sonra muhalefetin ortak bir tavır takınacağını bil- dirdi. Görüşrneleri sırasında bir isim üzerinde değil. "ilkeler" üzerinde durduklannı anlatan Yılmaz, Demirel'in bu nokta- dan sonra uzlaşma arayaşına gjrmesi halinde tavırlannın ne olacağı şeklindeki soruya şu ya- nıtı verdi: "Cumhurbaşkanlığı konusu- nu pazarlık konusu yapmayız. temsil eden değil, yüzde 27 oy almış DYP'nin cumhurbaşkanı olmak ıstediğini vurgulayan Ecevit, "Kendisinin bu durum- da diğer partilerden oy isteme hakkı yoktur" dedi. Ecevit, şöyle devam etti: "Bu aşamada ortak bir aday çıkarmanın pratik bir yaran yok. SHP'nin tavn belli olma- dan başka seçenekler aranma- malı. SHP şimdiki görünümüy- le yanm ağızla güvence veriyor. DYP'nin oylanna MHPnin, belki de HEP'in oylan eklene- cek. Ama SHP farklı bir davra- nış içine girerse verilen güvence- nin altında dayanak olmadığını görürse başka aday şanslı duru- ma gelebilir. Ben bu aşamada muhalefetin ortak aday göster- mesinin zor olduğunu düşünü- yorum." Ecevit, ideal cumhurbaşkanı adayının Cindoruk olduğunu, kendisinin yansızlığını ve etkin- liğinı TBMM Başkdnlığfnda ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Başbakan Sükyman DemireTe karşı tomr ahnmaa için dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal te DSP lideri Bülent EcevhTe görüştü. Yılmaz ve Ecevit cumhur- başkanlığına ada> hğnı ko>maâ halinde Cindotuk'u destekleyeceklerini befirttfler.(Fotoğ raf: A.A) Uzlaşma şansmı kaybetti. Bu kanıtladığını söyiedi. noktadan sonra yapılacak giri- ANAP içinde Demirel'in şim uzlaşma değil, pazarlık olur. Böyle bir pazarlığa da gi- rişmeyiz" ; —: r -^ Yılmaz, SHP'nin tavn belli Ydmaz-Ecevit görüşmesi olmadan İnönü ile görüşmeyi düşünmediğini bildirirken. önceden söylenemez. Uzlaşma arayışının temel gereği herhan- gi bir kişıyi dikte ettirmeye dönük olmamasıdır" karşılığını verdi. Baykal'la görüşmesini 15. 25'te tamamlayan Yılmaz, 15. 3O'da Ecevit'in TBMM'deki rnakamına geldi. Kapıda Ece- vit tarafından karşılanan Yılmaz. gazetecilerin sorusu üzerine. "Sayın Demirel'in Cumhurbaşkanı seçimi konu- sunda ortaya koyduğu ve Meclis'e de empoze etmeye ça- lıştığı oldu- bittiye karşı oldu- ğunu açıklayan bütün parti liderleriye görüşme talebinde bulundum. Sayın Demirel'in Cumhurbaşkanlığı seçimi için Yüce Meclis'e karşı bir nevi tehdit unsuru olarak ortaya at- tığı erken seçim meselesi bizim de arzuladığımız şeydir. Onun için bu tehdidin bizim için her- hangi bir geçerliliği yoktur. Sayın Ecevit'le görüş teatisi yapmak mümkünse ortak bir tavır belirlemek amacıyla gö- rüşme talebinde bulundum."- dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve DSP lideri Bü- lent Ecevit ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada. b- derlere üç ayn öneri götürdü- ğünü bildirdi. Bunlan,"ortak bir aday bebrleyelım", "eğer kendisi isterse Cindoruk'u des- tekleyelim", "aday gösterme- sek dahi ortak tavır sergiüye- lim" şeklinde özetleyen Yıbnaz. Demirel'in Cumhurbaşkanlığı konusunun oldubittiye getir- mesinden üç partinin de rahat- sız olduğunu ve Demireri desteklemeyecekleri sonucunu çıkardığını anlatü. Yılmaz, De- mirel'in CumhurbaşkanlığT- nda "erken seçimi" tehdit unsuru olarak kullandığını be- lirtirken "Bizim için böyle bir Cindoruk'un istemesi duru- munda kendisi ile her zaman görüşmeye açık olduğunu açık- ladı. Demirel'in uzlaşmaya gidilmeden secilmesi halinde de Cumhurbaşkanlığı için "meş- ruiyet tartışması" açmayacak- lannı belirten Yılmaz, "Kendisi hukuken meşru. siyaseten eksik seçilmiş olur. Bu da Cumhur- başkanlığı makamı üzerindeki tartışmalann sürüp gitmesi an- lamına gelir. Seçilmesiyle doğan zaafiyete ilaveten anaya- saya aykın tavırlar sergilerse gereklı tepkiyi gösteririz." diye konuştu Yılmaz, "muhalefetle ortak hareket arayışlan" çerçevesin- de yann da RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcı- oğlu ile görüşecek. Demirel, yüzde 27'ninadayı Ecevit, Yılmaz ile yaptığı gö- rüşmeden sonra gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Demirel'in "tehditle" cumhurbaşkaru ol- mak ıstediğini vurgulayan Ece- vit şöyle dedi: "Cumhurbaşkanhğına uzlaş- ma ile değil. pazarlık ve erken seçim tehdidiyle çıkmak istiyor. Eğer Demirel, böyle bir tehditle ortaya çıkmamış olsaydı ben kendisine oy vermeyi şahsen duşünebilirdim. Ancak tehdit karşısında oy vermek adetim değildir." 1973 cumhurbaşkanbğı seçi- minde Faruk Gürler olayını örnek gösteren Ecevit, Demi- rerin tehdit üslubunun hazme- dilmez boyutlara ulaştığını söy- iedi. Demirel'in ulusal birliği Cumhurbaşkanlığı adaylığına her türlü yolu deneyerek karşı çıkılması benimsenirken, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. öteki muhalefet parti- leri ile ortak cephe oluşturma harekâtı başlattı. ANAP'lılar. Yılmaz'ın muhalefet liderleriyle temasının yanısıra. özellikle SHP içinde kulis çalışmalan başlatacaklar. SHP'nin Demi- rel'in adaylığına karşı olan milletvekillerinin oylannı kendi çıkartnayı düşündükleri adaya yönlendirmeyi amaçlayan ANAP'hlar SHP'ye bir ortak aday çıkarmayı da teklif edi- yorlar. ANAP içinde ANAYOL formülüne karşı olanlann da sayısı giderek artıyor. ANAP Genel başkan yardımcısı Vehbi Dinçerler ANAYOL formülü- nün ANAP'ı DYFleştirecece- ğini ileri sürerek "Ben kesin olarak buna karşıyım" dedi. Dinçerler ANAP'ın çoksesli ve dinamik bir parti olduğunu DYP'nin ise tek sesli olduğunu savunarak, bu formülün ANAP'ın aleyhine işleyeceğini dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı konusun- da ANAP 'ın Demirel'e karşı bir aday çıkarma isteği de ke- sinlik kazandı. Bu konuda ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın muhalefet ile temas- lannın etkıli olacağı ve bundan sonra bir ad konusunda tartış- malann başlayabileceği dile getiriliyor. ANAP'ta Cumhur- başkanlığı konusunda Demirel karşıtı tutumun benımsenme- sinde Genel Başkan Yılmaz'ın, DYP tabanına yönelik hesapla- nnın etkili olduğu kaydedili- yor. Yılmaz'ın yerel seçiınlerin ardından Cumhurbaşkanlığı konusunda yaralanan bir DYP'nin tabanda ve milletve- killeri arasında ANAP'a daha çabuk kayacağı düşüncesinde olduğu dile getiriliyor. Cindoruk tam destek ANAP'dan aynlan milletvekil- lerinden Halil Şıvgın ve kalaba- bk bir heyetle çekime gelen özal, Başbakan Demirel'e ilişkin görüşlerini dile getirir- ken de, "Sayın Başbakan'la iliş- kilerim gayet iyidir ve kendisine son derece saygj duyanm, zaten beyefendiyi de küçüklüğümden ben lanınm" dedi. Sigara sağlığa zararhdır. • Baştarafi 1. Sayfada ama çok iştahlı değıiim" dedi. DYP Genel BaşkanlığVna aday olması için parti teşkilatının ba- zı şartlannı kabul etmesi gerek- tiğini vurgulayan Cindoruk, bu şartlan "anayasal, siyasal ve ekonomik reformlar için tam destek" olarak sıraladı. Cindoruk dün, Shovv TV'de bu akşam yayımlanacak olan 32. Gün programının çekimle- rine katıldı. DYP i! örgütleri arasında yapılan ve katılanlara "Başbakan kim olsun" sonısu- nun yöneltildiği anketten yüzde 60 oranında 'Cindoruk' yanıtı- nın çıktığırun belirtilmesi üzeri- ne sonuçtan 'onur duyduğunu' ifade eden Cindoruk, "Teşkilat sizi istiyor. Ne yapacaksınız" şeklindeki soruya ise "Düşüne- ceğim, ancak DYP başkanlığı- na aday olmam için partinin önce benim bazı şartlanmı ka- bul etmesi gerekir. Bu şartlar da anayasal, siyasal ve ekonomik reform için tam destektir" yanı- ünı verdi. "DYP, Demirerin partisi olmayacak" Demirel'in Çankaya'ya çık- masıyla, Türkiye'de yepyeni bir dönemin başlayacağını vurgu- layan Cindoruk, bu dönemde cumhurbaşkanının, tam taraf- sız, yetkileriyle görevlerinin sının dahilinde hükümete kan- şan bir tutum izlemesi gerekti- ğini söyiedi. "Bir başbakana tavsiyeleriniz ne olur" sorusu- na, "Cumhurbaşkanına saygj duy, ama emri alüna girme de- rim" yanıtını veren Cindoruk, daha sonra şunlan söyiedi: "Sayın Demirel de yıllardır bunlan söylüyor. Hatta cum- hurbaşkanının halk tarafından secilmesi gerektiğini de söyiedi. Ancak şimdi şartlar buna im- kan vermiyor. Sayın Demirerin oraya çıktığında bu düşüncele- rinden vazgeçeceğini sanmıyo- rum." Cindoruk. "Demirel'den GOZLEM UĞUR MUMCU mBaştaraft 1. Sayfada murların, işçiler gibi toplusözlesme ve grev hakkı gibi hakları yoktur. Memurların sendika kurma hakları da yoktur. Kamu kesiminde çalışanlara 27 Mayıs Anayasa- sı ile tanınan sendika kurma hakkı, 12 Mart balyozu ile geri alınmıştır. Anlayacağınız, memurlar, devletin "üvey evlatları"- dırlar. Devlete karşı pazarlık gücü olmayan memurlar, "devlet baba katsayıya iki ilave yapsın " diye beklentiler- le ömür törpülemektedirler. Işçi, devlet denilen işvereni karşısına güçlü sendikaia- nyla çıkıp her türlü hakkını söke söke almaktadır. Me- murun böyle bir hakkı, böyle bir silahı yoktur. işçilerin toplusözleşmelerle ücretterini arttırmaları. buna karşılık memurların hiçbir pazarlık gücüne sahip olmamaları, iki emekçi kesim olan işçilerle memurlar arasında yapay celişkilere yol açmaktadır. Bunu sezen emek düşmanları, bu yapay çelişkiyi de- rinleştirmek için ellerinden geleni arkalarına koymuyor- lar: - Bakın, işçiler sizlerden çok daha fazla para alıyor... Çevresinde olup biten olayı günlük sıktntıların kısır döngüleri içinde görmeye alışık olanlar, bu çelişkinin ö(- kesine kapılmaktan kendilerini alamıyorlar - Bir memur, bir çöpçü kadar para alamıyor... Kamu kesiminde çalısanlar arasındaki işçi-memur ayrımı dışında memurlar arasında ücret yönünden ayrı- calıklar yaratan özel birimler ve düzenlemeler vardır örnegin üniversite ögretim üyeleri, yargıç ve savcılar ile bu sınrftan sayılanlar, hastanelerde çalışan doktor, ec- zacı, dişçi, hemşire ve teknisyenler, öteki memurlardan çok daha fazla aylık almaktadırlar. Yapılan hizmetin ni- teliğine göre, şu sayılan meslek sahiplerinin bir kısmı- nın yüksek ücret almalan doğaldır. Ancak kamu kesi- minde çalısanların hepsini biriikte kapsayacak tek bir personel düzeni getirilmediği için, zaman zaman aynı işi yapanlar arasında çarpıklıklara ve adaletsizliklere yol açılıyor. İçinde bulunduğumuz başdöndürücü enflasyonda iş- çilere "sizin toplumsal anlaşmanız var. Ücretlerinizi art- tırmayın"demekkadar, memurlara dönüp "neyapalım, gücümüz bu kadar. Şimdilik katsayınızı arttırmayaca- ğız" demek, devlet eliyle ücret dondurmak, yasal deyiş- le "tahakküm kurmak" değil de nedir? Peki ne olacak bu işin sonu? Bu enflasyondan en kazançlı çıkanlar, işverenler; gün geçtikçe zarar gören ve görecek olanlar, "sabit gelirli" dediğimiz işçiler ve memurlardır. Bu koşullarda "işçiler, memurlardan fazla alıyor", ya da "şu memur ötekinden fazla alıyor" gibi, bu düzensiz- liğin sonucu olan eşitsizliklerden çok, düzenin temelini oluşturan "emefc-sermaye" çelişkisi üzerinde yoğun- laşmak gerekir. Bu düzende neden işveren en yüksek düzeyde kazanç sağlıyor, neden hep işçiler ve memur- lar eziliyor? Memurlar, işçiler gibi, toplusözlesme ve grev hakkına sahip olmadıkça bu işçi-memur ayrımları ve ayrıcalıkla- n da sürecektir. Ûcretli kölelikten kurtulmanın yolların- dan biri, işverenle' toplusözlesme masalannda söke söke pazarlık yapmaktan geçer. Ocretli kölelikten büsbütün kurtulmanın yolu, emekçi sınıf ve tabakaların devlet yönetiminde ağırlıklarını du- yurmalarıyla açılabilir. Işçiyi memura, merrturu işçrye kırdırmak isteyen dü- zen kendi işini çok iyi biliyor... Inönü ihtiyatlı • Boftttrofi 1. Sayfada "Savın Başbakan'ın da ifade ettiği ve acıkçabilinen şekilde, koalisyon protokolünde "cum- hurbaşkanlığı boşalırsa partiler nasıl davranacak" diye herhan- gi bir kayıt yok. Dolayısıyla, partiler bu konuda kendi prog- ramlan ve anlayışlan doğrultu- sunda davranmakta özgür. Böyle bir davranış, hiçbir şekil- de 'protokole aykın' diye yorumlanamaz. Dolayısıyla, herhangi bir kırgınlık yarat- maz." Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda her partinin kendi- sinin karar vereceğini vurgula- yan İnönü. bir gazetecinin "Görüşmede, koalisyonun de- vamı konusu ele alındı mı" sorusuna şu yanıtı verdi: "Koalisyonun başanh oldu- ğunu Başbakan da ben de söylüyoruz. Koalisyonun deva- mı, istenen bir şey. Ancak, cumhurbaşkanı seçilecek, on- dan sonraki gelişmeler bunu belirleyecek. O noktada bir şey söylenemez. Bunlan görece- ğiz." Demirel'in cumhurbaşkanı secilmesi durumunda, kendisi- nin DYP kongresine kadar başbakanlığa vekalet edeceği konusunun görüşmede günde- me gelmediğini belirten Inönü, "Başbakan SHP grubundan destek istedi mi" sorusunu da "Sayın Başbakan, henüz daha adaylığını tam anlamıyla açık- lamış değil. O açıdan destek ıstediğini tam söyleyemem. Ama böyle bir destek verilirse. elbet memnun olacaktır. Sonra seçim gızli oyla yapılacağı için zaten bir parti desteği de pek söz konusu olamaz. Herkes (milletvekilleri) kendisi karar verecek" diye yanıtladı. İnönü, basında cumhurbaş- kanlığı seçimine ilişkin kendisi- ne atfen çıkan haberlerin yanbş olduğunu behrterek Demirel'in cumhurbaşkanlığına adaylığı- na yaklaşımına ilişkin sorulan da "Daha sürecin başındayız" diyerek yanıtladı. Başbakan Demirel de konut- sonra DYP'nın dağılacağı" varsayımlanna ilişkin görüşler hakkında ise şunlan dile getir- di: "AP'nin DYP'ye iltihak et- mesi ve Demirerin Çankaya'ya çıkmasıyla DYP iki önemli re- feranstan mahrum kalmışür. Yeni genel başkan. mutlaka partiye yeni bir yol çizmebdir. Parti artık Demirel'in partisi ol- mayacaktır. Halkın karşısına bunu düşünerek yeni politika- larlaçıkılmalıdır." tan aynlırken gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Demirel, milletvekillerinin partiler ara- sındaki dağılımını özetleyerek "Parlamentodaki tablo çok ka- nşık" dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimi sorununu kastederek "Mesele ne benim, ne Sayın İnönü'nün sorunudur; TBMM'nin sorunudur"' diye konuşan Demirel, anayasa ge- reği partilenn cumhurbaşkanlı- ğı seçimine ibşkın grup karan alamayacaklannı vurguladı. Bütün parti liderleriyle ve Cumhurbaşkanı Vekıb Cindo- ruk'la görüşmeler yapacağım dile getiren Demirel. "Kimse- nin kaygılanmamasını. her şeyin anaya^aya ve prosedüre uygun olarak çözıileceğirıi" söyiedi. Demirel. Cindoruk ile prosedürü görüşeceğini bildirc- rek "• Benim Sayın İnönü de dahil herkese söyleyeceğim şey bize destek verilmesini istemek- tir, şayet aday olarak ortava çıkarsam. Ben henüz adaylıgı- mı koymuş degilim ki" dedi. Demirel, kendisinin cumhur- başkanlığı adaybğına ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz"- ın destek vermeyeceğinin anımsatılması üzerine, "Gayet doğal. "Vereceğiz" demesini bekleyemem ki. Siyaset bu" di- ye konuştu. Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim Sayın İnönü'ye söy- lediğim şey, koalisyon protoko- lünde cumhurbaşkanhğı seçimine ilişkin bir kayıt yok- tur. Zaten partiler grup karan alamayacağma göre partilere mensup üyeler kararlannı öz- gürce vereceklerdir. Onun içinder ki. hiç kimse. "Efendım. falan parti destekledı. fılan par- ti desteklemedi" gibi birtakım şeyler çıkarmasın ortava. Partı değildir söz konusu olan. Söz konusu olan üvedir. Yani TBMM üyeleridir. Gizli oyla- ma yapıbr, hiç kimse kımsenin vicdanına tesir edemez. Niha- yet sempatisi olur. işte o kadar- dır." İnönü, Demirel'le yaptıklan görüşmeden sonra bazı bakan- lan ve parti ilen gelenleri ile bir degerlendirme toplantısı yaptı. İnönü'nün evindeki loplantıya ilk gelen Baytndırlık ve İskân Bakanı Onur Kumbaraabaşı oldu. Daha sonra Genel Sekre- ter Cevdel Selvi. Başbakanhk Başdanışmanı Güneş Gürseler, Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Grup Başkanvekili Aydın Gü- ven Gürkan, Devlet Bakanı Mehmet Kahraman, Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse ve Adalet Bakant Scyfi Oktay gel- dı. Toplantıya Bakanlardan yalnız Fikri Sağlar makam ara- basıyla gelirken. dığerlerinin özel araçlanyla gelmeleri dik- kat cekti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle