27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 23NISAN1993CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Okulüstüne aykın düşünceler MELİH CEVDET ANDAY T elefon çaldı, açtım karşımda Ganı Gırgın Ogleye doğruydu - Senı Çı<pk Pasajı nda beklıyorıım, dedı Kapattı telefonu Hep böyle yapar. ışı s<ığlama bağla- makıçın Olumsuz yanıtsevmez Çıçek Pasajı'nda ne anyor Ganı Gırgm9 Içmez değıldır. dost ahbap toplantı- sında bır ıkı kadeh atar, ama kendı başına meyhane>e gıttığj gorülmemış- tır \ e oldu bu çocuğa Kalktımgıttını Havagûzeldı Ganı açıkta oturmuş- tu.önündebırrahbardağ; vardı Beıu görunce, - Şışeyı getirtelım, dcdı Oturdum - \ e oldu sana Ganı'' dıye sordum - Bır şey olduğu yok Ne var bunda şaşacak' Sen meyhanevegıtmez mısın hıç7 - Ama sen gıtmezsın, hele boyle tek başına Ben de rakı aldım Kadeh vurduk Ganı Gırgın, - Hay>am'ın bır dönluğunü oku- dum bu sabah, dedı Sana bu dortlu- ğun son dızesını soyleyeyım Jçsen de öleceksin, içmesen de. Şaşkınlıkla yuzune baktırn - Ben de. dıye sürdurdu sozunu, Havyam ın sözune uyarak kalktım, buraya geldım - Evde bır tek aiamaz mıydın7 Tam bır cıddıyetle - Içkı meyhanede ıçılır dedı Sonra şu hıkâyeyı anlattı - Adam ışınden çıktıktan sonra meyhanesıne uğrar çakır keyıf olur evıne yollanırmış Bır akşam eşı derruş kı, 'Bev, evde ıçsen olmaz mı° Ben sa- na meyhanedekı mezelen de yapanm Aynı şey değıl mı9 " Adam raa olmuş ertesı akşam ışınden doğru eve gelmış bakmış kı çıhngır sofrası hazır Otu- rup ıçmeye başlamış Kansı da dıye- lım, cığer kızartıyor mutfakta Adam bıras sonra seslenmış "Hanım buraya gelsene1 ' demış Gelmış kadın 'Otur şöyle karşıma "' Kadın oturmuş "Bu- yurbey'" Adam, "Balkan Savaşı'nı anlatma- ya başla" demış Kadın. "Ne bıleyım ben Balkan Savaşı'nı1 " deyınce adam tepsıye tekmeyı atmış. "Meyhanede ıçerken Balkan Savaşı konuşuluyor" demış - Benı bunun ıçın çağjrdınsa. ben de bılmem Balkan Savaşı'nı, dedım - Hayır, senı, 23 Nısan Bayramı us- tune konuşmak ıçın çağırdım, dedı Ha şö>le, Ganı Gırgın çıksın ortaya' Şoyle surdürdu sozunü - Bıam evın yanında bır okul var çocuklar gunlerce 'rampet boru çala- rak hazırhk yapular Hep boyle olur bu bayramdan bayrama ızahk Ça- lışma seyrek olduğu ıçın de borulann sesı tam çıkamıyor falsolu notalar. u>durma bır ızcılık Sozünü kestım - Benı bura>a Balkan Savaşı'nı ko- nuşmak ıçın çağınnamış mıydın0 Duymazlıktan geldı bu sorumu, ra- kısından bır yudum alarak sürdurdu sozunu - Izcılık ne demektır, bıhr mısın'' Benım yanıtımı beklemeden cebın- den bır kagıt çıkardı, ordan okumaya başladı - 'Gençlenn ıyı ahlaklı bıreryurttaş ve durust naak. comert, dısıpîınlı ın- sanlar olarak yeüşmelennı, avnca çe- şıtlı acık alan etkmlıklennde becen ka- zanmalannı amaçlayan kuruluşlann yuruttuğu çahşmalar Kâğıdı katlayıp cebıne koydu - Bu guzel amaç, >ılda uç gun boru örtturmekle gerçekleşır mı hıç> Dahası var 1980'de otekı derneklerle bırlıkte Turkıye Izcılen Bırlığı de kapaülmış- tır Bundan habenn v ar mıy dı^ - Hayır, dedım Ganı Gırgın, bu>uk bır cıddıyetle, - Okullan neden kapatmıyorlar9 dı- >e sordu - Anlamadım, dedım - Okullan neden kapatmıyorlar dıye soruvorum Çünku bugünkü durumu ıle okul hıçbır ışe yaramamaktadır Daha doğrusu, çocuklarda kışılığı ez- mektedır 4 Bıze komşu olan okulda çocuklar her sabah her akşam asker gıbı sıraya gınyorlar, "haar ol', "dıkkat", "ra- hat" komutlan duyuluyor Kışla mı bu okul mu' Sonra hep bır ağızdan bır and ıçme başlı>or Ne oluyoruz yahu' Savaş mı çıktı9 Çocuklar askere mı gondenyoruz9 Bu asker dısıplını ıçınde demokratık ruh beslenebılır mı ruç9 Aranan ne9 Bırorneklık Çocuk- lar bırbınne benzesın Oysa bırörnek- hkten hıçbır şey kazanılmaz Bak. Bruegel'ın bır resmı vardır (*) bır köy alanında oyun oynayan çocuklan gos- tenr oyunlann hıçbın otekıne benze- mez, çocuklann gıysılen de başka baş- kadır Anlıyor musun. bırornekJığe karşı bır tavır Bıam geçmışımız ıse ın- sanlanmızı hep bırbınne benzer kılmıştır, böylece bırey oluşması ge- akmıştır Şu dıkmızden düşmeyen de- mokrası yok mu, süru ıçınde oluşa- maz - Ama sen demm okullan kapat- maktan soz edıyordun Şımdı soyle- dıklenn ıse başka bır konu. eğıtım bıçı- mını değışürmeye ılışkın bır konu - Dostum, dedı Ganı Gırgın, okul çağdışı bır kurumdur Tatıl geldığınde çocuklann sevınmesı sana bır şey soy- lemıyor mu9 Okul guzel, sevımlı, tatlı bır yer olsaydı boylesıne sevınırler mıydı7 - Tatıl her yerde sevındıncıdır Ganı Gırgın - Sana bır şey soracağun Sınıfta bı- rakmanın anlamı nedır9 Neden kor- kutuyoruz çocuklan9 Platon'un, Ans- toteles'ın okullannda sınıfta kalmak yoktu - Oğrenalen çalıştırmak ıçın bır ça- re - Anlamsız bır çare Kaldırahm sı- nıfta kalmayı, oğreünenın başanlı olup olmadığı o zaman ortaya çıkar Her şey dersı sevdıraıekle başlar Yok- sa okul ışkence olur çocuğa Bak, Or- son Welles, kızını okula göndermemış Ganı Gırgın cebınden bır gazete ke- sıü çıkanp okumaya başladı - Geçen hafta Istanbul a g^len Beat- nceVVellesSmıth şoyle dıyor "Babam okula ınanmıyordu, zaman kaybı ola- rak göruyordu Bır doktor ya da avukat olamaya- caksan okula gıtmerun ne anlamı var dıye duşunurdu Okumayı bılmek ye- terlıydı onca Bu dünyada yaşamayı öğrenmek daha onemlıydı Bu yûzden benı okula gondermek ıçın zorlamadı- lar" Kadehımı kaldtrdım - Bunlar yeru düşünceler değıl dos- tum Sen ılle sıvn olmak ıstersın her zaman - Toplumla bağdaşmak ağır bır has- talıkür, bır tür delılık (*) ChıMrcns games, 1560 Viyana Gûx) Sanatlar Muzcsı ARADABIR SACfT SOMEL Emeklielçi İran'la İlişkilerimiz... Uğur Mumcu nun oldürulmesının uzerınden uç aya yakın zaman geçtı Menfur cınayetın faıllerı hâlâ buluna- madı Cınayetın soruşturmasını İran'la bırlıkte yurute- cek olan Yüksek Güvenlık Komıtesı de Iran'ın erteleme- sı sonucu zamanındatoplanamadı Oysa Turk kamuoyu olayın ılk gunundekı duyarlılığını bugün de aynen koru- makta ve katıllerın bır an once bulunup adalete teslım edılmelerını beklemektedır Cumhurıyet gazetesınde her gun gorulen Uğur Mumcu ıçın yazılmıs uzuntulu şı- ırler, yıne Mumcu ıçın duzenlenen anma gecelerı bunu yeterınce kanıtlamaktadır Bılındığı gıbı Uğur Mumcu nun oldürulmesınden son- ra ulkemızde yakalanan ve bazı cınayetlerı kabullenen İslamı örgut uyelerının Iran da koruma altındakı bır as- kerı okulda eğıtıldıklerını ıtıraf etmelerı Turk hukumetı- nın ve kamuoyunun kuşkularını iran a yoneltmış bu da ıkı ulke arasındakı ılışkılerde ıstenmeyen bır gergınlık yaratnıştı Gerçı bugun İslamı orgut uyelerının ıtırafları dışında Iran aleyhıne ılerı surulebılecek hıçbır suç kanıtı yoktur Fakat son yıllarda Doğu ve Batı ulkelerınde ışle- nen cınayet ve teror eylemlerının arkasında hep Iranlı fedaılerın görulmesı, yıne dınsel nedenlerle fedaılere adam öldurtmenın Iran'da on bırıncı yuzyıla gıden bır Sabbahı' geleneğı olması bu kuskuları kuvvetlendır- mektedır 1090 yılında Iran'da Hasan Sabbah tarafından kurulan Sabbahı' mezhebının lıderlerı kendı dınsel du- şuncelerını paylaşmayan kımselerı fedaıler aracılığıyla oldurtmekte ıdıler Sabbahıler çevreye o denlı korku sal- mışlardı kı, cınayetlere aracılık ettırdıklen fedaıler, haş- haşla uyuşturuldukları ıçın 'Haşhaşın sozcuğu 'Katıl anlamında 'Assassın şeklını alarak F^ansızca'ya dahı gırmıştır Sabbahılerın bu suretle oldurduklerı pek çok devlet adamı arasında Buyuk Selçuklu Imparatorluğu - nun unlu vezırı Nızam-ul Mulkdebulunmaktadır Sabba- hıye mezhebı, 1255 yılında Cengız Han'ın torunu Hulagu tarafından ortadan kaldırılmısör Fakat Molla'ların iran - da yonetımı ele aldıklarından bu yana,islamı orgutler aracılığıyla gerçekleştırdıklen eylemler, Sabbahıye lı- derlerının yaptıklarını anımsatmaktadır Bugune dek "Şeytan Ayetlerı' yazarı Salman Ruşdu olume mahkûm edıimış anılan yapıtı başka dıllere çevırenlere suıkast duzenlenmıştır Aynı yıllarda eskı Iran Başbakanı Şah- pur Bahtıyar da Parıs'te surgun yaşamı yaşarken fedaı- ler tarafından oidurülmuştur Salman Rüşdu'nun olum fetvasının yerıne getırılmesı ıçın Londra ya gonderıldığı saptanan ıkı iranlı dıplomat ıle bır Iranlı oğrencı 1992 yı- lında Ingıltere'den sınırdışı edılmıştır (HeraldTrıbune 9 Şubat 1993) Bız bu benzerhğın yarattığı kaygıda haksız olmamızı dılıyoruz Iran hükumetı, İslamı Cıhat orgutlerının eylemlerın- den kendısını soyutlamakta ve Uğur Mumcu nun oldü- rulmesınden sonra Iran ıle memleketımız arasında meydana gelen gergınlıkten basınımızı sorumlu tutmak- tadır Onlara gore Turk basını aramızı bozmaya çalış- maktadır Oysa bugune kadar ıkı ulke arasındakı ılışkıyı bozmaya çalışanlar Turk basını değıl, sureklı olarak Ataturk e hakaret eden ve Turk hukumetıne saldırıda bulunan gudumlu iran basını ve radyo ıstasyonları ol- muştur Eğer Iran ıkı ulke arasındakı ılışkılerın bozulma- sından bızım duyduğumuz kadar endışe duymakta ıse basın ve radyolarındakı hakaret ve saldırıları hemen durdurmalı, başta Uğur Mumcu'nun katılı olmak uzere bugune kadarkı teror eylemlerının henuz bulunamayan faıllennın bulunup yakalanmalarına yardım etmelıdır Çunku ancak boyle bır hareket, Turk kamuoyunda iran a karşı duyulan kuskuları yok edıp ıkı ulkeyı bırbırlenne yaklaşttracaktır Iran, uygarlığa ve dunya kultur zengınlıklerıne katkıla- rı olan, parlak geçmışe sahıp bır Ortadoğu ulkesıdır Cumhurıyetımızın kuruluşundan ben de dostluğuna bu- yuk onem verdığımız, kendı lerıyle çeşıtl ı alanlarda ışbır- lığı anlaşmaları yapbğımız bır komsumuzdur Umudu- muz sorumluluklarının bılıncınde hareket etmesı ve ul- kelerımız arasındakı ozen gosterdığımız dostluğa golgeduşurmemesıdır OKÜRLARDAJV Solun birliği şarttır Soldarmadağın Sosyalıst sol da dcmokratık sol da Nedenı fikıraykınlıklan mı lıdersultası mı9 Belkı herıkısı de Sağdadağınıkalabıldığıne AmaheranRPdışındakıler bırleşebılır Sosyalıst solun da, demokratık solun da bırıeşmest ve sıyası yelpazede daha guçlu bır şekılde yerlennı alması gerek Aksı halde Turkıye uygulanan yağmd ekonomısındc lyıce yağmalanacak daha fakırlığe, sıyası veduşunselolarakda Ortaçağ karanlığına gomulecektır Av.Sadi Hasan Ayna İstanbul TARHŞMA Yaşam ve yasa... Y argısız İnfaz konuiu tarttşma programını. özelT\'lerden HBB'de 14 Nisan 1993 çarşamba gecesi izfedik. Içişleri Bakanı Savın İsmet Sezgın'in duşuncelerinı, "hukuk de>letı s atandası" olarak, k *uıpererek"öğrendık. Baro Başkanımız Sa> ın A\. Turgııt Kazan'ı da, yurekten destekleyerek dınledik. Anayasa. bir de\ letın temel kunıluşunu ve > atandaşlarm hak ve ozguriuklerin< duzenleyen temel y asadır. Turkıye Cumhuriyeti... adalet anlay ışı ıçinde, ınsan haklarına saygılı.. sosyalbir hukuk doletidır. (AN. madde 2). Hukuk devietınde v aşamak hak y aşatmak gore>dir. L lusal sınırianınız ıçınde, hangı gerekçe ıle olursa olsun "Sav aş Hukuku" kural \e vontemlerı uygulanamaz. FJerkes.. yaşama.. hakkına sahıptir (Anayasa madde 17). "Kmvetten yoksun adalet aciz, adaletten yoksun kuv>et zalimdır." Acız bır adalet, once hukuk devleti ve ınsan haklan için tehukedir. Guven duvulan ve kuşkudan arındırılmış güclü bir adalet sıstemi ıse yine once hukuk devleti ve insan haklan içınguvencedir. Adaletı guçlu kılmak arzu ve iradesı ıle de olsa, "sıv asal otontc"nin, insanı hedef alan eylem ve işlemleri, ancak "hukuk devletı" olabılmek koşullarıy la bağdaştığı oranda toplumsal kabul gorebılu- Bir demet çiçek B uyuk Turk Şaın Nazım Hıkmet Ran'ınolumünun 30 yıldonumunde, şaınnTurk vatandaşlığına yenıden alınması ve "vasıyetı" gereğ) mezannın Anadolu'ya taşmması ıçın başlaülan kampaı.yalar, buyuk katılımlarla desteklenmekte ve surmektedır Nazım Hıkmet herkesın bıldığı bır gerekçeyle, "vatana ıhanet" nedenıyle vatandaşhktan çıkanlmıştır Ganptır Nazım'ın vatandaşhktan çıkanlması ıçın, kararnameyı ımzalayan şahıslar, aynı gerekçelerle, yanı "vatana ıhanet" ıle suçlanmış, yargılanmış ve bır kısmı ıdam edıimış, bır kısmı da çeşıtlı hapıs cezalanna çarptınlmıştır Gerçek bır yurtsever olan Nazım'ı 'vatan haınhğı' ıle suçlayan zıhnıyet. ulkemızı ABD çıkarlanna peşkeş çeken Mhruyetür Nazım'ın v atandaşbğa alınması ıstemı, görecelı olmakla bırlıkte yenndedır Çunku Nazım, Turk ve Dunya halklannın kalbınde yaşayan en buyük Turk şaındır Ehveniser, şer'den daha körü ve tehlikeli olduğu için, hukuk bilincı gelişmış toplumlarda vatandaşlar, "şer/ehvenışer" (kotu/kötünün lyisi) seçimini yapmakzorunda bvakılamazlar. Polısın gorev ını y apması Ue gorevıni y aparken ızlediğı yol ve Nazım'ın vatandaşhktan çıkanlması ıçın duzenlenen karamameye ımza koy an sahıslara devlet, "ıade-1 ıtıbar" da bulunmuştur Nazım'ın ıtıban yenndedır Onedenle "ıade-ı ıtıbar" gıbı bır düzenlemeye kanımca gerek yoktur Ancak şeklendeolsa devlet, bu yanlış ugulamasıru duzelterek Nazım'a vatandaşlığını ıadeedıpondan ve sevenlennden ozur dılemelıdır O, yurdumuzun bınlerce kılometre otesınden yurt ozlemı ıle yanıp tutuşmuş, kalbı her zaman Turk halkı veyurdu ıçın yontem. birbırinden tümüy le ayn konulardır. Polis, "kanunun hukmünü icra" ya da "amınn etnrını ıfa" ederken. bağlı olduğu ast-ust ilişkısi ıçınde, sonuçta sıyasal otonteye (Içışlen Bakanı'na) karşı sorumludur. Sıv asal otontenın topluma karşı sorumluluğu ıse v alnızca yasalan uv gulamaktan ıbaret değildir. Yasaların. hukuk devletı ılkekrıne gore "'kuşkusuz adaletle" uvgulanmasını sağlavabılmek gerekır. Bu sorumluluk anlayışı, "hukuk devleh"nde"iktidar" olabılmenın "'olmazsa olmaz" koşuludur. " Yurttaşın devlete >e yasalara saygısı hukukun uygunluğuyla sağlanır. V aşam-y asa uyumunu sağlamışhukuk, gerçek hukuktur." (Sn. Y ekta Güngör Özdcn, Anayasa Vlabkemesı Başkanı "Hiıkuktm L stunluğune Savgı", Kasım *90, sayfa53). Toplum, 'insan haklarına saygılı devlet" kavramından "insan haklanna davanan devlet" kavramına ulaşma özlenıındedır.Bu ozlemı kavrav ıp pav laşamadan, Içişleri Bakanı olarak gorev yapabilmek zordur. Av.HULLSİVIETTN İstanbul çarpmış, ulusal kurtuluş savaşımız ıçın destansı nıtelıkte yazılmıs, en gorkemlı yapıtın sahıbıdır O, bu toprağın msanına çok uzaklardan, ozgurluk ve bağımsızlık ateşı ıle yoğurduğu sevgısını haykırmış, gerçek bıryurtseverdır Dıleğımız, bır gun, ona olan ınanç ve sevgımızı. ozgurluk ve bağımsızlık ateşının olanca sıcaklığı ıle ışlenmış, bır demet çıçekle, "Anadolu'da bır koyde Çınar altındakı mezara" sunabılmektır PENCERE Demirel ve Inönü'yeAçık Mektup S erbest pıyasa ekonomîsı uyguluyoruz dıyerek Iran'dan elma ıthalıne ızın verdınız Oylannı aldığınız uretıa, elmalannı satamadı Depolarda çurumeye terk ettı Şımdı güluyor, ama neden 9 Bu sorumun cevabını gülmece vazan Azız Nesın'ın Vıetnam "Edebıyat' gazetesı ıçın Vıetnamlı okurlanna yazdığı 7 Kasım 1982tanhlıbır' yazısında buldum Tamamı, yazann "An bız odlek aydınlar adlıkıtabında yayımlanan yazının bır bolümunu aktarmak ıstenm Vıetnam halkının gülmesının nedenı, tıpkı Turk halkının gülmesının neuenı gıbı kendını savunmaktır Bızler, yoksulluğumuzu ve Buyrun geneleve... G enelevler, bazı durumlar dışında pek söze. yazıya alınmıyorsa da genelevlenn, bır toplumun sosyal sevıyesmı gerçeğe en yakın bıçımde belırttığı, su gotürmez bırgerçektır Belkı de dunyanın hıçbır yennde "hayat kadınlan", bızım toplumumuzda olduğu kertede aşağılanmıy ordur Türk erkeğının yüzde seksenı, ılk deneyımını "hayat kadınlan"yla gerçekleştırmektedır Buna karşm, bu kadınlar toplumda hıçbır saygınlık gormezler Aılelennden, mahallelennden, dostlannın arasından dışlanırlar burokratık .şlemlerde, çocuklannı okutmakta zorlanırlar "Hayat kadınlan", satın alınan bıreşya durumunda gorûlur toplum yonünden Insanın tınsel yonuvle nesnel yonu bır bütundur Bunlan bırbınnden ayırdığıruzda ınsan, ınsanlıktan kopma çızgısıne gelır Duşununûz, bu kadınlar bu kopuşu her gun, her saat duyumsamaktadırlar Bu ınsanlann, bu konuma gelmelennın sorumlusu ve suçlusu toplumdur. ekonomık zorluklardır, kadının guvencesızlı|ıdır ve kadının bırkaç bın yıldır erkeğın egemenlığı altmda ıkıncı sınıf ınsan olarak nıtelenmesıdır İnsan varoldukça, hayat kadınlan ve genelevler de varolacaktır Şımdı değmmek ıstedıâm nokta "buyuk" adamlanmız ve yoksunluğumuzu, acılanmızı, dertlenmızı. uzunçlenmızı. gozyaşlanmızı, hatta umarsızlıklanmızı guluşlenmızın arkasına gızleyerek, kendımızı yaşamın sert ve katı koşullanna acımasızlığına, kıyıalığına karşı korur ve savunuruz, boylece yaşama gucu kazanınz Bızlere yaşama gucu verdığınden bızım ıçın gulmek, tıpkı besın gıbı, hava. su ve ışık sıyasaalanmızla ılgılı Bugune dek hıçbır tanınmış kışı genelev açılışı yapmamıştır Belkı de yaşamlan süresınce bır kez olsun geneleve gıdıp de "hayat kadınlan 'nın sorunlanru dınlememışlerdır Sosyal eşıthk soylevIen vermek, bazı sosyal kurumlarla yakından ılgılenmek gerçek sosyallığı belırtmez Genelevler, en duşuk soyal sevıyede olan yerlerdır ve yaşamın en ağır ezıcılığını yaşayan ınsanlar "hayat kadınlan"dır İmdı, ılk sosyal yaklaşım buralara olmalıdır Sıyasacılanmıza ve büyuk adamlanmıza onenyorum Bu yerlere gıdınız, desteğe en çok gereksınmesı olan bu kadınlara yardımcı olunuz Bu kadınlardan, çocuklan olanlar vardır Annelennın ı$ı gıbı bırgereksınmedır Gulmeden yapamayız Gulmek, yaşama gucumuzun kaynagıdır " Bu yaamı okumaya fırsat bulmuşsanız urnanm sız de fulmüşsunuzdür Sızın oylünuzun, sızın çıftçınızm ve sızın demokrasınıan halıne bakarak Saygılanmla A>.HazımMengi Bor vuzunden suçsuz çocuklann ezılmelennı engelleyınız Buyerlen kurumlaştırarak. bu ınsanlann sosyal haklardan yararlanabılmelennı saglayınız En yuksek vergıyı elde ettığınız yerlere "ocü" gıbı bakmayı bırakınız ve sosyal ennçle gıdıp buralann açılışlannı da yapınız Sıstemın baskı altında tuttuğu ansel eğıtımı, gençlere burası vermektedır İşte, insanı ve sosyal duşunceyı gerçekten savunanlara, bunu fostermenın en anlamlı yolu ivet beyefendıler, hanımefendıler Buyrun geneleve Varol Günaç Özgür Düşünce Gnıbu adına Aynadaki Muöuhık... StefanZvveıg 1924'te "mektup yazma sanatı artık kay- bolmaya yuz tutmuş gıbı' dıye yazıyor Neden9 Mektup temelde haberleşme aracı değıl mı' Gazete cıkınca bu gereksınım azaldı Yazı makınesı, el yazısını mektuptan kaldırarak bu sanata ıkıncı darbeyı vurdu Telefonun ıca- dı yıkıcı oldu Zvveıg bugunlerı gorse ne duşunurdu'' lletışım devrı- mı her şeyın ustune tuz bıber ektı Oysa mektup, edebı- yatın en guzel turlerınden bırıydı, unlulerın yaşamoyku- lerı de mektuplarıyla ete kemığe burunebılıyor • Raıner Marıa Rılkeçağının gereklerıne uyarak dostla- rına çok mektup yazmış bır şaır Prenses Marıe von Thurn und Taxıs-Hohenlohe'ye 21 Mart 1913 te yazıyor Sevgılı Prensesım, mektubunuz bana bır yaşam ıksı- n gıbı geldı o guzel mektubunuz ve verdığı tum lyı ha- berler ıçın teşekkur ederım Bu ara, her şey benı yavaş yavaş etkısıne almakta, mektubunuzu daha bırçok kez okuyacağım, şımdılık bırkaç kuçuk ıstısna dışında, çok ezık bır ruh halı ıçınde dolaşmaktayım ' (Seçme Mek- tuplar, Cem Yayınevı, çevıren Melahat Togar) öyle bır zaman ve yaşam kı bır mektup ' yaşam ıksırı' yerıne geçebılıyor Pekı, Rılke'nın mektuplaştığı prense- sın mektubunda ne var? Aylardan martayı llkyaz kapıyı vurmakta Prenses Marıe von Taxıs şaıre yazıyor 'Bakın ben bır kadınım Benım yaşımda bır kadın ay- naya bakmayagorsun, aklına hemen saçlarını teltelyol- mak ve elıne geçırdığı ıpı boynuna geçırıp kendını asmak gelır ( ) Boyleyken yıne de çıçekaçmış bırmey- ve ağacı, altın gıbı pırıldayan bır akşam guneşı benı zevkten çılgına donduruyor' Ama, kımbılır, belkı de sız boyle desperat (mutsuz-umutsuz) olmasaydınız boyle harıka şeyler yazamazdınız Madem oyle, ne yapalım, mutsuz olun, daha mutsuz, olabıldığınızce mutsuz " Pekı, mutsuzluk edebıyatın ıtıcı gucu mu' Huzun mu- dur sanatın kaynağı? Bu soruları bır yana bırakalım, ben prensesın şu satırlarına takıldım "Benım yaşımda bır kadın aynaya bakmayagorsun, aklına hemen saçlarını tel tel yolmak ve elıne geçırdığı ıpı boynuna geçırıp kendını asmak gelır " Zavallı prenses' Yaşlanmanın yarattığı duyguların ağırlığına katlan- mak kadına guç gelıyor Gunumuzde bu anlayış değıştı mı' Tersıne bır oluşum var Guzellık endustrısf, gençlığı korumak.ve yaşlanmayı gecıktırmek ıçın çalışıyor, ılaç ustune ılaç turetıyor, reklam ustüne reklam yapıyor Hepsı boşi Yıllar geçtıkçe ınsanın önünde ıkı seçenek ağır basar Ya yaşlanacaksın ya da oleceksıni Hangısını yeğlersın' Ama erkek uygarlığında kadının ılle de genç ve guzel olması uzerıne bır kultur benımsenmış Kadın- lar buna koşullanmış gıbıdır Goz kenarındakı her yenı kırışığın yarattığı mutsuzluğun baskısı altında yaşayan bır kadının da hayatı cehenneme donuşmez mı' Prenses Marıe von Thurn und Taxıs-Hohenlohe'nın şatoları var Dalmaçya dakı Duıno Şatosu'nda Rılke'yı konuk edıyor, prenaesın yedığı onunde, yemedığı arka- sında, ama, aynaya baktığı zaman kendısını asacak kadar mutsuz Acımaz mısınız prensese' Uygarlık 21 'ıncı yüzyıla yaklaşırken bıle yaşama sana- tının koşullarını akla uygun bıçımde saptayamadı, sıra- dan guzellık kavramıyla estetık arasındakı bağıntıları saydamlaştıracak bır külturun temellerını atamadı Gu- zel sanatlarda estetığı benımsemış nıce kışı, yaşamın kesıtlerınde kadına bakarken ılkel koşullanmanın kalıp- larını kırabılmış değıl Kadın ılle de genç ve guzel olma- nın zorunluğunu duyumsayarak yetıştırılıyor, Hollyvvood kalıplarına bağlamyor Yaşam boyu aynanın kolesıdır kadın, ıster hızmefçı ol- sun ıster prenses Gelecek yuzyıllarda bu ılkel koşul- lanma elbette aşılacak, ama, o günlere kadar mılyonlar- ca mutsuzluğu bırtırıne ekleyerek 1 Nıce kadın gerçek hayarta değıl, aynalarda yaşamak ıçın çırpınıp duracak Oysa aynada yaşanan mutluluk, bır ömur boyu düşu- nulduğunde, o kadar kısa kı BAŞSAĞUĞI Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Sayın TURGUT ÖZAÜın ani vefatından duyduğumuz tizüntü büyüktür. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diierim. AHMET NACİ AKGÜN Eminöntt Merkez tlçe Belediye Başkanı IKONONİK VK TARİH VAKFI V KUŞAKLAR BULUŞMASI TOPLANTI DİZİSİ 11 Vedat GÜNYOL 24 NİSAN 1993 CUMARTESİ SAAT 14.00 MARMARA BEL£DİYEL£R BİRLİĞİ KONFERANS SALONU İstanbul Tıcaret Odası Yanı, Zjndankapı, Değırmen Sok 15 34460 Emınönû, İSTANBUL Tel 513 52 35 Ansiklopedileriniz, romanlannız yerinizden alınır. 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle