Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23NİSAN1993CUMA
12 DIZIYAZI
'Gnayetihesaplayarakişlediıır
TALAT
OAVAS
PAŞA
Dilek
Zaptçıoğlu
X V atil Tehleryan itirafta
bulunuyor. "Alrnanya'ya Talat
Paşa'yı öldürmek için geldim.
Onun öldüğünüduyan • •
vatandaşlarım rahat bir nefes
alacak ve bu başanmdan ötürü
benimle ifiihar edeceklerdir.
Cinayeti sadece bu
duyguyu tatmak için işledim".
hiç vicdan azabı duymuyordu:
"Kiıle katili Talat Paşa'nın öldüğünü
duyan vatandaşlanm rahat bir nefes ala-
cak ve bu başanmdan ötürü tynimle ifti-
har edeceklerdir. Bunu düşününce sevi-
niyorum. Cinayeti sadece bu duyguyu
tatmak için işiedim."
Cinayeti kasten işlediğıni hiç saklamı-
yordu:
"Bu cinayeti soğukkanhlıkla. önceden
hesaplayarak, hazırlanarak işlediğimi
itiraf ediyorum. Sorumluluğu vicdan ra-
hatlığıyla taşıyorum."
öte yandan Alman topraklannda ışlen-
miş önemli bir siyasi cinayet var.
Savaştan sonra Almanya'da monarşi
yıkılmış, Weimar Cumhuriyeti kurul-
muş. Demokratik güçler, monarşinin
kalıntılanyla ve dünyayı felakete sürük-
leyen Kayzer rejimiyle hesaplaşmakta.
Tehleryan'ın cinayeti işlediğj görgü
tanıkJanyla sabit. Kasten adam öldür-
menin cezası ölüm.
Tehleryan ölüm değilse bile. hafifletici
nedenlerle uzun bir hapis cezasına
çarptınlacak olursa, yalnız Alman ka-
Karakolda ifadesi alman Tehleryan muoyu değil, Londra'da, Paris'te Talat
TM sn\r\ tf""KQr1r\ttj»nhııı-a \daht-*»m*»ci*r»*» ür.~~*.,. **C™.,»_»; i,~*i: !„ ! „ _ 1..*»
T
arihe "Talat Paşa Davası"
olarak geçen duruşma 2
Haziran 192!'de Berlin'de
başladığında Adalet Ba-
kanlığı'nın çekmecesinde.
hükümelin "Davayı bir an
önce. ortalığı ayağa kaldırmadan sonuç-
landınn" yolundaki direktıfi bulunuyor-
du.
Bu da\a ve jünnin karan, Batı dün-
yasında bugüne kadar "Talat Paşa'nın
suçunun kanıtı" sayılmıştır. Almanya'-
daki daya, yıllardır "Soykınm Mah-
keme Önünde" başlığjyla kitaplara
konu olmuştur.
Şimdi dava tutanaklannı açıp
biriikte okumadan önce, Talat
Paşa suikasuru Alman basının-
dan izleyelim.
15 Man 1921 salı günü Talal
Paşa öğle saatlerinde oturduğu
sokakta yürürken vuruldu. Ci-
nayetten hemen sonra çeşitli
yanlı^anlaşılmalar meydana gel-
di. Üzerinde kımlik bulun-
madığından (ki "Mehmet Sai"
adına pasaport çıkartmıştı) ce-
bindeki kartvizitlere bakıldı ve
Talat Paşa'nın Berlin'de yaşayan
"Ali Sali Bey" adlı birTürk efen-
disi olduğu zannedildi.
Vurulduğunda kaldınmda tek
başına, yavaş adımlarla yü-
rümekteydi. Cinayet sırasında
tesadüfen Talat Paşa'yla aynı hi-
zada yürüyen bir kadının ba-
yılması; "kansıyla yûrûrken vu-
nılduğu ve kansının ağır ya-
ralandığı" yolunda yanlış haber-
lere yol açmış. Anadolu Ajansı
İstanbul'a ilk haberini böyle geç-
mışti
Sokak ortasında
cinayet
15 Mart 1921 salı günkii ak-
şam baskısında Berliner Tageb-
Latt gazetesi "Sokak ortasında ci-
nayet" başlıgıyla haberi şöyle du-
yuruyordu:
"İlk söylentiler doğrulanırsa
siyasi suikast niteüğı taşıyan bir
cinayet bugün öğlende Charlot-
tenburg'da. Hardenberg sokağı-
nda iştendı. Yoldan geçenler, bir
erkekle kadının arkasında genç
17 numaralı evin önünde, yaşlıca bir bey Şimdi takvimi 16 Mart 1921 carşamba
aynı gün Charlottenburg Mahkemesi'ne
cinayet zannıyla tuluklanmak üzere çı-
kartıtdı.
Cinayeti aydınlatmayı üstlenen Emni-
yabancı uyruklu birerkek "tarafından ar- gününe çeviriyoruz. Tehleryan karaköl- >e t
Mudürlüğü siyasi şubesinin herhalde
kadan vurularak öldürülmüştür. Katil da. Tercüman aracıhğıyla sorgulanıyor. aklınagelenılksoru."Katilınsuçortak-
tabancasını hemen atıp kaçmaya yelten-
mıştir. Ama halk tarafindan yakalanıp
Mommsen Karakolu'na getirilmiştir.
Burada çok az Almanca bilen ve bir ter-
cüman talep eden katilin kimliğı, İran'ın
Salmas kenti doğumlu 24 yaşındaki tale-
be Salomon Teilirian olarak tesbıt edıl-
miştir. Hardenberg sokağmda oturan
Teilirian'm cinayeti kıskançhk yüzün-
den işlediği sanılmaktadır. Üstünün
aranması neticesinde cüzdanında 12 bin
mark nakıt para bulunmuştur. Mak-
Başmda bir bastonun yol açtığı 20 santi-
metre uzunluğunda derin bir yara var.
Halk neredeyse linç edecekmiş. Kan
kaybetmiş, bütün gece ateşler ıçinde kıv-
ranmış. sayıklamış. Şimdi rahat. Tercü-
man ona çukulata, şeker getirmiş. Omu-
zunu sıvazlayıp "Seninle ilıihar ediyo-
ruz" diyor.
Tehleryan itirafta bulunuyor:
"Almanya "ya sadece Talat Paşa'yı öl-
dürmek için geldim."
"Ailem Ermeni tehcirinde öldü, ben
lan var mı?" olmalıydı.
Berliner Tagebliatt gazetesi, bu soru-
yu sorup cevabı bazı önemli görgü tanık-
Paşa'yı "Ermeni katliamlanndan sucju'
gösteren üikeler de ayağa kalkacak.
Batıh ülkelerin kamuoylan Talat Paşa'yı
ve Türkiye'yi zaten roahkum etmiş. Olû-
münden sonra Almanya dahil olmak
üzere Batılı ülkelerin gazetelerinde çıkan
yonımlarda Talat Paşa, "elfcrini kana
buladığı için sonunda cezasını Ermeni
bir intikamcı tarafından bulan Jöntürk"
lannın verdiğini yazryordu. Bu görgü olarak tarihin karanüklanna atılmış.
tanıklan karakola gjdip. "Cinayetten
hemen sonra hayvanat bahçesi istasyo-
nunun önünde bazı Şark upli adamlar
arabayla, hızla kaçarcasma uzaklaşıp
gittiler" demişti. Adamlann şüpheli tavı-
rlan. görgü tanıkJannın dikkatini çek-
mişti.
Tehleryan da Talat Paşa'yı öldürdük-
Hay vanat Bahçesi Istasyonu. Soromon Tchlen an Talat Paşa'yı öldürdükten sonra bu binanın önünde > akalanck. Görgü tamVlap
katİHnyakaiaııd^aıüarda^arktipU'şüpheUşahıslaıinbıiradanbfirarabfl)1aRıdalızak " "'""~ "
Soromon Tehteryan. siyah ve şık bir
takım elbiseyle sanık sandaJyesinde.
Başı dik oturuyor. Zayıf, esmer, kısa
boylu bir delikanlı. Siyah gözleriyle kar-
şısındakini delip geçercesine bakıyor.
Alman gazeteciler şöyle yazıyor. "Sanık-
ta tam bir fanatik tipi var." Tehleryan
tercümamn Almanca'dan Ermenice'ye
çevirdiğı sorulara alçak sesle, ya-
vaş, cevap veriyor. Ne zaman
konu "katliamlara" gelse sesi
yükseliyor, coşuyor, bağınyor.
Uyandırdığı izlenim, "geçirdiği
dehşet verici olaylardan sonra
akli dengesini bulamamış genç
bir adam."
Hakim sorguya başlıyor. Teh-
leryan sorulan yarutlıyor
"2 Nisan 1897'de Pakariş'te
doğdum. Babam tüccardı. iki
veya üç yaşındayken Erzincan'a
taşmdık. Jki erkek ve üç kızkar-
deşim vardı. Evli olan bir ab-
larrun dışında hepimiz Erzincan'-
da, aılemle otururduk. Erzin-
can'da sekiz-dokuz sene okula
gittim. Başanlı bir öğrenciydim.
Ailem çok varlıklıydı. Savaşta iş-
ler durgunlaşmıştı, ama duru-
murauz katliamlarla kötüleşti.
Ortanca ağabeyim askerdi. Cep-
heye gitmemiş, Erzincan'ın gü-
neyinde kalmıştı. Erzıncan Tür-
kiye'nin Asya topraklannda,
Ermenistan'dadır. Asker olan
ağabeyim 1915'teizinliçıkmıştı,
katliamlar sırasında cvdeydi."
HAKİM: Erancan'da katli-
amlara hazıriıksız mı yakalan-
dınız, yoksa önceden bazı işaretier
almış mıydımz?
SANIK: Devamlı insanlann
öldürüldüğünü işittiğimiz için
katliam olmasını bckliyorduk.
HAKİM: KarliamlariattgiHne
tür görüşler öw sürülüyordu? Ne
deoiyordu? Katliamlann sebebi
bir
adamın yürüdüğûnü gördüler. Çifte 17
numaralı evin önünde yetişen adam, 50
yaşlanndaki beyin omuzuna dokundu
ve berikı şaşkınlıkla arkasını dönünce
başma bir kurşun siktı. Vuruian adam
öldü ve yere yığıldı. fkinci bir kurşunla
kadını ağır yaraladı. Sonra silahı cesedin
yanına attı ve kaçmaya başladı. Halk
adama yetişti, onu dövdü ve polise tes-
lim etti. Mommsen karakolu ile Hayva-
nat Bahçesi İstasyonu'ndan gelen yetki-
liter heyecanb kitleyi yatıştınp trafiğın
normal akışını sağladılar ve olay yerin-
deki gcrekli önlcmleri aldılar. Katil.
Hardenbere sokağında ikamet eden 24
yaşındaki îranlı talebe Salomon Teiliri-
an olarak teşhis edildi. Başka kaynakla-
ra göre Îranlı değil Ermeni olduğu iddia
ediliyor. Yanında 12 bin mark nakit
para bulundu. Çok az Almanca konuşu-
yordu. Vuruian adamın cescdi cinayet
masası memurlan gelene kadar sokakta
kaldı."
Berlin polisi. cinayet günü öğteden
sonra basına şu açıklamayı yapıyordu:
"Bugün saat onbir buçuğa doğru
Charlottenburg Hardenberg sokağında
tulün. üstünde bulunan kartvizitlere
göre Türk vatandaşı Ali Sali Bey olduğu
sanılmaktadır.'"
Polisin elindeki ilk hatalı bılgiler bir-
kaç saat zarfında düzeltildı. Berliner Ta-
geblatt gazetesi, 16 Mart 1921 tarihli er-
tesi günkü nushasında manşetinı şöyle
atıyordu:
"Tala Paşa Berlin'de öldürüldü."
Tehleryan. cinayetın ertesi sabahı
Charlottenburg Cinayet Masası'ndan
müfettiş von Manteuffel tarafından bir
tercüman aracılığıyla sorgulandı. Bu
arada Talat Paşa'nın cesedi tam iki saat
yerde kaldıktan sonra morga
kaldınlmış, otopsiye alınmıştı. Otopsidc
kurşunun enseden girip beyni delip geç-
tiği ve alnından çıktığı saptandı.
Tageblatt gazetesi şöyle yazıyordu:
"Cinayetin üzerinden sis perdesınin
hala kalkmamasına karşın polis, bunun
önce tahmin edildiğı gibi kıskançhk yü-
zünden değil, salt siyasi nedenlerle işlen-
miş bir suikast olduğu görüşünde."
Nitekim suikastla Berlin Emniyet
Mudürlüğü siyasi şubesi ilgılenecekti.
tesadüf esen ölümden döndüm. Daha o
zaman Talat Paşa'yı öldürmeye ant iç-
tim."
Tehleryan bu sözlerini mahkemede
yalanlayacak ve "Böyle bir şey dediğimı
hatırlamıyorum" dıyecektir.
Karakoldaki sorgusunda şöyle an-
laur:
"Ermeni asıllı bazı vatandaşlar bana
Talat Paşa'yı öldürmem için para verdi.
Epeydir Berlin'deyim. Çeşitli pansiyon-
larda kaldım. Birkaç hafta evvel Talat
Paşa'nın Hardenberg Sokağı 4 numaralı
evin ikinci katında oturduğunu öğren-
dim. Onu rahatça izlemek ve alışkanhk-
lannı ezberlemek için tam karşısındaki
binada oda tuttum."
Tehleryan cinayet sabahı Talat Paşa'-
nın evinden çıktığını görünce peşine
takılmıştı. Onu iki hafta boyunca adım
adım takip ettiği ve ne yaptığmı ilk elden
izlediği, şu sözlerinden de bellıydi:
"Talat Paşa her sabah saat 9'a doğru
hayvanat bahçesi civannda oturan bir
akrabasını ziyaret etmek ve sabah ga-
zetelerini okumak için evden çıkardı. O
gün evden saat II 'ı geçerken çıktı."
Tehleryan. işlediği cinayetten ötürü
ten sonra Hayvanat Bahçesi îstasyonu'-
na doğru kaçmıştı.
İstasyondan hızla uzaklaşan bu "Şark
tipli", esmer adamlar Tehleryan'ı araba-
ya almak için beklemiş: katil halk tara-
fından derdest edilince, gazlayıp kaçmış
olamazlar mıydı?
Ne yazık ki 70 yıl önceki olayın görgü
tanıklan artık hayatta değil. Ne de on-
lan sorgulayan polis memurlan. Bu
tanıklar mahkemeye çağnlmadıklan
için. tutanaklarda ifadeleri yok.
Şimdi tekrar 2 Hazıran 1921'e, cina-
yetten iki buçuk ay sonra başlayan dava-
ya dönüyoruz.
Tam birfanatikyapı
Dinleyici sıralan tıklım uküm dolu.
Berlin'de yaşayan Türkler ve Ermeniler
duruşmayı yerinde izliyor. Dünyanın
dört bir yanından; özelükle Ingiltere ve
Fransa'dan gelen basın mensuplan ku-
laklannı dört açmış dinliyorlar. Talat
Paşa davası başlı başına olay. Tehler-
yan'ın akıbetı merak konusu.
Bir yandan Almanya. 1915'teki Erme-
ni tehcirinin miman olmakla. en aandan
tehcire sesini gkartmamakla suçlanıyor.
yi
SANIK: Baştan beri katliam
vardı. Daha ben doğarken ve ailemJe Er-
zincan'a taşındıktan sonra da. Ailem
katliamlar yapıldığmı anlatırdı.
HAKİM: Eskiden de mi? Bu eski katB-
amlann tarihi neymiş?
SANIK. 1894te de burada (Erzin-
can'da) katliam olmuştu.
HAKİM. 1915 katJiamlanna önceden
rşaret eden bir vaka yaşandı mı? Katti-
amın niçin yapddıgı biliniyor muvdu?
SANIK: (Anlamıyor) Ben o zaman
daha doğmamıştım.
HAKİM: 1915*tedoğmamışmı>dına?
SANIK: Hep katliam yapılacağından
korkardık; nedenini bilmezdik
HAKİM: Peki ailenizin sohbetferinden
de mi katliamlann sebebini öğrenememiş-
tiniz?
SANIK: Yeni Türk hükümetinin bize
karşı önlemler alacağı söylenıyordu.
HAKİM: Türk hükümeti btına gerekçe
oiarak askeri zonuıluluklan gösterroemiş
miydi? Bu konuda ne deniyordu?
SANIK' Ben o zaman çok küçüktüm.
HAKİM: Ne de ofcsa 18 yasındaydınız.
SANIK: Bunun dini ve siyasi sebepleri
olduğu söyleniyordu.
YABHV: Sorga s&rüyo>T
Denıokıasi cephesinde silkiııişiııbombasıydı
O N B I N L E R
İCİN YAZDI
Uğur abi. Bir eğitimci olarak
bundan böyle daha büyük
aziınle, daha bir coşkuyla ve
daha da inanarak Atatürkçü-
lüğü dcmokrasıyi ve laiklığı
savunacağıma ve çocuklanma
bu düşünceleri yaymak için ça-
lışacağıma söz veriyorum.
Toprağın bol olsun.
HasanÖ.
Sevgili Uğur! Yaşamında bir
"Mum'dun. Şimdi ise bir meşa-
le!... Demokrasi savaşını bırak-
lıgın yerden devam ettireceğiz.
Rahat uyu.
Aliye Sürer
Uğur amca, ölümünün 1. haf-
tasında scni uğurlamaya gel-
dim.
Ferzan Süzer
Sevgili ağbeyimiz. Bugün ölü-
münün 8.günü. Tam sekiz gön-
dür ölümünün ardından cum-
huriyete ve laikliğe bağlı genç-
ler, işçiler, memurlar ve tüm
halk sokaklan, meydanlan ve
salonlan dolduruyor. Seni vu-
ran insanlık ve bilim düş.manı
gericiler sanki yeni hedeflerini
vermek için karanlığa gizlen-
mişler. Ama biz buna izin ver-
meyeceğiz. Rahat uyu.
Zckeriya Meri
Sevgili Uğur Mumcu, seni kay-
bettik. Ama her zaman içimiz-
de yaşayacaksın. Senden sonra-
da daha çok Mumcular yetışe-
cektir.
Mustafa Çaprazlı
Sevgili Uğur Mumcu insanlık
adına büyük kayıpsın seni anı-
yorum.
ZeyncpÖzer
Senin yaktığın ışık bize bir me-
şale oldu. Bu mcşalenin ışığında
bizde senin yanında savaş vere-
ceğiz. Cumhuriyet, laiklik ve
demokrasi adına rahat uyu
Uğur ağabey.
Zülfıye Adıgüzel,
İsmail Mercan
TC demokrasinin cn büyük şe-
hitlerindcn birini daha vermiş-
tir. O cumhuriyette her gün
okurlar ile buluşurdu. Ülkemi-
zin gittikçe yozlaştığı günlerde
bile o aydın ışığın saçmaktaydı.
Her gün kalemiyle verdiği sa-
vaştaki düşmanlar tarafından
katledildi. Onun galibiyeti biz-
lerinde onun izinden yüreme-
sıyle oluşacaktır. O ölümünde
bile bize ışık tuttu. Halkın seni
unutmayacaktır Mumcu.
H.Tonguç Ö.
Demokrasinin savunuculan.
laikliğın. koruyuculan güzel in-
sanlan yok etmelerinle izin ver-
meyeceğiz sizlede vanz. Sizlerle
olacağız. Alçaklara yol vcrmc-
yeceğiz sizleri çok seviyoruz.
Ölümsüz insanlan sevgiyle
öpüyorum.
LJlviye Dikmen
Sevgili Uğur abi, bugün bir haf-
ta oldu. Seni katledişlerinin 7.
günü. Sana kırmızı karanfıl ge-
tirdim. Anın önünde bir kez
daha saygjyla eğiliyorum. Nur
içinde yat! Seni yaşatacağız.
Fevzi Ertemun
Ölümünle uyandırdın kitleleri.
Rahat uyu.
Dr. Y.Koç
En büyük Türk, seni kaybettik
yıkıldık, ama yılmadık.
Ayşe Özkan
Susturmayı, yıldırmayı, amaç-
layan saldın, emek ve demok-
rasi cephesinde silkinişin. hay-
kınşın bombasını patlatmış
oldu. Uğur Mumcu'nun anısı
mücadelemize ışık tutacak.
Anısı önünde saygıyla eğiliyo-
rum.
Turhan Aygün
Büyük demokrasi şehidi, biz
cahil gençlerin uyanması ve
cumhuriyete sahip çıkması için
senin ölmen gerekmiyordu.
B.E.
Sevgili Mumcu, seni acımasızca
katleden eller aslmda düşünce
bombasının fitilini ateşledikle-
rinin bilincinde değiUerdi. Biz
Türk gençliği olarak daima
Atatürk'ün ve senin canın pa-
hasına korumaya çalıştığın il-
keleri daima koruyacağız. Sen
bir bayrak getirdin, şimdiye
dek sürdürdüğün yanşı daima
geriden izlediysek de bundan
sonra biz de yanz, biz Türk
gençbği laik Türkiye'yi daima
koruyacağız. ruhun şad olsun.
Nimet Karademir
Büyük Türk taşıdığın meşaleyi
sonsuza dek sürdüreceğimize,
Atatürk ve laik Türk cumhuri-
yetine sahip çıkacağımıza bize
bıraktığı Türkiye'yi yüceltece-
ğimize Türk gençliği olarak söz
veririm. 'Ne mutlu Türküm di-
yene.' Ruhun şad olsun.
Yasemin Karakurt
Sevgili Mumcu, yiğit birinsan-
dın. Ancak kahpece sana saldı-
rabildiler. Rahat uyu.
Gülten, Hüseyin Yavvzoğlu
Hepimiz susarken, sen susma-
dm. Seni koruyamadığımız için
hepimize yazıklar olsun. An-
cak bundan sonra senin fıkirle-
rini yaşatarak kendimızi affet-
tirmeye çalışacağız.
Nilgün Aşkın, Sinan Aşkın
Sevgili Mumcu varlığında ışık-
tınş, ölümünle meşale oldun.
Mücadelen mücadelemiz ola-
cak. Nur içinde yat.
Öner Demir
Ölümlerin ve kirlenmenin ka-
ranlıklığı dünyada aşağılık
pianlara gerçck tepkiyi göstere-
bilmek üzere Uğur Mumcu ve
benzerleri insanlara saygıyla.
Levent VaJçm
SÜRECEK
ANKARA^AIVKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Özal'ın hoşgöpüsü
Ben Cumhuriyet kızıyım, Atatürk'ü, devrimleri yaşa-
mımda hissettim tepeden tırnağa. Kurtuluş Savaşı'nı
başaran, özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamanın mut-
luluğunu, çağdaş uygarlığa ulaşmanın umudunu yaşa-
dım yıllar boyunca. Atatürk'ü saygıyla, hayranlıkla, in-
san olmanın, erkeğe eşit haklar ve özgürlüklere ulaşan
bir kadın olmanın teşekkürü ve bilinciyle hissettim her
zaman. Devrimler giderek boyutlandı düşüncemde.
Tarihinyargısıdeğişmiyor, 1920lerden ikibin'lereyö-
nelen dünyamızda insanlık tarihindeki yerini, önemini
hala koruyor Atatürk. Yolundan sapanlar, devrimlerini
yozlaştıran, ilkelerini çarpıtan çabalar çağa ters düşü-
yor, çağdışılığı sergiliyor ancak.
örneklerini her alanda yaşıyoruz. Hatta bir ölünün ar-
kasmda! Uygar çizgiler yerine, arabesk çizgiler oluşu-
yor, çelişkilersergileniyor, moda deyimiyle postmodern
bir toplum örneği veriliyor!
Sayın Semra özal da nasıl şaşırdı kimbilir! Kimi dav-
ranışları, sözleri nasıl yorumladı? Kulağına inanamıyor
insan, sahnede rol değıştirir gibi kişilik değiştirenler
var. Bizans türü oyunlara soyunuyorlar. Üstelik hayli üst
düzeylerde!
Olüm bir uyarı bence. Sayın Ozal'ın ölümü de yeni bir
uyarı hepimize. Iç politikada da. dış politikada da! Dü-
şünmek, değerlendirmek, sözlerle gerçekleri yörünge-
sine oturtmak gerekir.
Sayın özal ile kimi gazeteci ve yazarlar gibi yakınlı-
ğım yok. Ortak anılarımız da yok. Olmasına da özen
göstermedim doğrusu. Ama başkentte yaşayan bir ga-
zeteciyim ben. özal'ın çizgisini yakından izledim; zeka-
sı. bilgisi, yetenekleri. değişik görevlerinin birikimiyle
ilginç tırmanışı var. Kimi olaylan biriikte yaşadık, bir ba-
sın toplanhsmda, Devlet Konukevi'nde bir yemekte,
CSO'da bir konserde, Çankaya Köşkü'nde bir resmi ka-
bulde, bir resim sergisinde tanık olduğum özellikleriyle
belli gözlemlerim var. Bu kösede ya da Cumhuriyet
Dergi'nin sayfalarında da yazdım izlenimlerimi. Bir gün
daha ayrıntıh yazarım belki. örneğin Cumhurbaşkanlı-
ğına seçildikten sonra bir cuma akşamı CSO salonurta
geldi özal'lar. Her zamanki gibi el ele, gülümseyerek.
Ama salonda büyük sessizlik, hiç alkış yok. Oysa orkest-
ra şefi sevgi gösterileri ve coşkuyla alkışlandı biraz son-
ra. Özal'ları inceledim uzaktan, serinkanlı hatta gülüm-
seyerek oturdular koltuklarında, konseri dinlediler,
alkışladılar, arada çekip gideceklerini düşünenler yanıl-
dı, sonuna dek izlediler konseri, sanatçıları kutladılar.
"Sessizliğin Müziği" diye bir yazı yazdım o zaman. Ye-
niden karşılaşmamızda gülümseyerek selamladılar
beni. Kuşkusuz hoşgörü örneği. Sessiz bir protestoya
sessiz kaldılar. Hoşgörü örnekleri çoğalabilir. Sayın
Özal'ın çarpıcı kişiliği var; kararları, çok önemli konular-
da sesli düşünür gibi açıklamaları, ürettiği seçeneklerle
ülkemizin gündemini o saptadı her zaman. Gazeteler
onun dogrultusunda başlıklarla yaymlandı, politika üre-
tenler Özal edebiyatı üretti ancak. Ülkemizin gündemin-
deki gerçek sorunlâr da askıya alında ama zekası da,
üretkenligi de tartışılamaz doğrusu. Ekonomiden, çok
anlamıyorum ben, dehasını ölçecek durumda değilim
ama ülkemizde dikeysel bir kalkınma olduğu yadsına-
maz. Yeni ufukların genişliğini yatay gelişmeler, yaygın
bir kalkınma kanıtlayabilir ancak.
Belki de hayli uzun yaşadığım için değer yargılarının
genişzaman içindeverilmesinisağlıklı bülüyb'rum ben.
Yaşayarak öğrendiğim bir gerçek bu. Kimi yanılgrlar ya
dadüşkırıklığı ileacı birikimler varyüreğimde. Mesleği-
mizde de örnekleri çok, belli bir donemde savaşan bir
kalem yoruluyor, kırılıyor birden! Parlak bir yıldız sönü-
yor, yüregine güvendiğiniz bir kişinin soluğu tükeniyor,
umut soluyor, umudu yeşertenler öfke ve kin yeşertiyor
çok geçmeden.
Inançları, eylemleri ve soluklarıyla zamana direnen-
ler ayakta kalıyor ancak. Doğrular ve yanlışlar zaman
içinde yerine oturuyor.
Sayın özal'ın gerçek portresini de zamanın fırçası çi-
zecek bence. Onu çok övenler ya da eleştirenler de o
portre karşısında gerçek yerini alacak 0 zaman. Kimileri
ilkeferi dogrultusunda. kimileri ilkesizliğin çaprazları
içinde.
Yazımın başındadabelirttim, ben Cumhuriyetkızıyım.
Başta laiklik. Cumhuhyetimizin ilkelerineduyarlığımı yi-
tirmeden yaşamaktan mutluluk duyuyorum. Bu ilkeleri
zedeleyen politikalan eleştirmeyi de mesleğimin doğal
görevı sayıyorum. Sayın Özal'ı eleştirmekten de geri
kalmadım hiç. Demokrasiye, düşünce özgürlüğüne ina-
nan bir kişi olarak beni hoşgörüyfe karşılayacağını dü-
şündüm. Haksız da değilim.
Çankaya'da bir akşamı anımsıyorum. Cumhurbaşkanı
Özal ile son karşılaşmamızı. Azerbaycan Cumhurbaş-
kanı Elçibey onuruna verilen bir yemek. Sayın özal,
konuğuyla ön salona geliyor, konuklarını selamlıyor. Eli-
mi sıkarken durdu:
- Siz gerçekten bir hanımefendisiniz, dedi bana...
Şaşırdım birden ve sordum:
^Sayın Cumhurbaşkanı, bu sözleri neden hak etüm
acaba?
Yanıtı çok kısa, ama beni hala düşündürüyor.
- Üslubunuz nedeniyle.
ölümünden beri sık sık kulağımda çınlıyor bu söz. Çok
sert, ağır eleştirileri de hoşgörüyle karşılardı her za-
man. Ben de az eleştirmedim ama üslubumu hiç değiş-
tirmeden. Bunu farketmişti demek!
Yaşasaydı, ardından konuşanların üslubundaki deği-
şikliği nasıl yorumlardı acaba?
BULMACA
1 2 3SOLDANSAĞA:
1/ Victor Hugo'nun ünlü
romanı. 2/ Yazarlar,
edipler... Kesintilerden
sonra kalan miktar. 3/
Kekemelik. pepemelik.
4/ Rütbesiz asker... Man-
tar kaunaru çok gelişen
bir tür meşe. 5/ Aritme-
tikte bir kuvvetin derece-
sini veren sayı... Kızgın.
öfkeü anlamında yerel
sözcük. 6/ Kutsal ışık...
Mehil.7/Üstün..."---ile
zeri kendine kat kat siper
ettin /' Merk okunu geçmez mi sa-
nırsın siperinden" (Bağdatlı Ru-
hi). 8/ Toprağın nemi... Çalgıç. 9/
tahıl yığını... Türk müziğinde yö-
rük özellik taşıyan oyun havası.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Refik Halit Karay'ın bir roma-
nı... İntikam. 2/ Büyük erkek kar-
deş... Sahnedeki oyunculara, izle-
yicilere duyurmadan unutulmuş
bir sözü ya da tümceyi anımsatma.
3/ Adana'nın bir ilçesi... Eski Mı-
sır'da güneş tannsı. 4/ Bir an/atımı oluşturan sözcük ya da
tümcelerin topu... Kahn bükülmüş skim. 5/ Cila ve yaldız işle-
rinde kullanılan bir cins zamk... Sakat kimse. 6) tlham... Japon
Iirik dramı. 7/ İlgi çekici. 8/ Bir nota... Kilime benzer, renkli ve
motifli uzun yolluk. 9/ Tiyatro ve sinemada teknik ustahkla ya-
pılan hile... Madencilikle ilgili bir kuruluşumuzun kısa yazılışı.