Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20NİSAN1993SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Emekliden
raralı
vitamin'e
protesto
• Devletin, bazı vitamin ve
ağn kesicilere
sübvansiyonu kaldırması
emeklileri kızdırdı.
Emekliler uygulamanrn
anayasanın eşitlik ilkesine
aykın olduğunu
savundular.
ÜMtTOTAN
İZMİR - Memur ve cmcklılcri-
ne baa ilaçücretlennin tümünün
ödetılmesine tepkiler sürerken,
Emeklıler Derneği Başkanı Irfan
özay, uygulamanın Anayasa'nın
eşitlik ilkesine aykın olduğunu
söyledı. Bazı eczaalar da memur
ve emekli protestolannı haklı bu-
larak, emeklikrin ödemesi gere-
ken yüzde 10'luk tutan almıyor.
Maliyc veGütnrük BakanlığY-
nın 9 Mart 1993 tarihli Rcsmi
Gazete'de yayımlanan 6 nolu
tebliğjyle memur ve emekhlerine
baa ilaç ücretlerinin ödenmemesi
uygulamasına kamu çalışanlan
platformunun ardından emeklı-
ler de sen tepki göstcrdıler. Teb-
liğden önce memurlann yüzde
20. emeklılenn de yüzde 10'unu
ödeyerek aldıklan bazı ilaçlar
içın artık ödeme yapılmayacak.
Kısıtlamanm Anayasa'nın eşitlik
ilkesine aykın olduğunu uygula-
manın yüriirlükten kaldınlması
gerektığinı savunan Emekliler
Derneği Başkanı İrfan Özay, bazı
ağn kcsıcılerin de yasak kapsa-
mında olmasını "ıbret verici"
olarak niteleyerek şunlan söyle-
ti:
"Emekli dedığiniz 55-60 yaşla-
nndaki insanlardır Birkaç vita-
minle ağn kesicinın parası mı
devlete çok geldi0
Öncelıkle uy-
guiama Anayasa'nın eşitlik ilke-
sine aykındır. öncelikle emekli-
nın ilaona göz dıkılmesı uzücü-
dür."
Yasaklanan ilaçlar
Resmı Gazete'de yayımla-
nan tebliğin 4. maddesinin L
bendine göre yapılan değişikhk
ve kapsadığj ilaçlar şunlar
Polivilamınler, E Vitamini,
Polivitamin, mineral veya poli-
mineral. Efervesen ve poşe;
içindeki analjezıkler, C Vitami-
ni, mineral veya orinend koru*
b i b
Rakılı, yıımıırtalı ayin
yç
Yeni tebliğe göre bazı ilaçüc-
retleri de hastanın hastanede
yaiması ya da tedavinin klinik
koşullarda yapılması koşuluyla
ödenecek. Bu ilaçlardan bazıla-
n da şunlar:
Her türlü oral beslenme so-
lüsyonlan, Dopamin, Doputa-
min, Vankomisin, Nöromus-
kuler kavşak bioke edici ilaçlar,
Streptopal. Paranteral, Eritro-
poietin.
Hastanede
Tdmyönetir'
kavgası
0- Doktorlar ve başhekimkr,
hastanelerin profesyonel
yöneticilik eğitimi almış
kişiler arasından seçilen genel
direktörler tarafından
yönetilmesini öngören sağlık
yasa tasansma karşı çıktılar.
ANKARA (ANKA) - Sağlık
Bakanlığı'nın düzenlediği 2.
Ulusal Sağlık KongTesi'nde,
bakanlık tarafından hazırlı-
klan son aşamaya geürilen
sağlık yasa tasanlanyla ilgili
görûşlen sorulan çalışma grup-
lan arasında bulunan 'hastane
yönelimi grubu". hastaneleri ki-
min yönetmesi gerektiğı konu-
sunda görüş birliğjne vara-
madı.
Grupta bulunan doktorlar
ve başhekımler. hastanelerin
profesyonel yöneticilik eğitimi
almış kişiler arasından seçilen
geneî direktörler tarafından yö-
netilmesini öngören sağlık yasa
tasansmm ilgili maddelerine
karşı çıktılar.
Hastanelerin doktor kökenli
olmayan kişiler larafından yö-
netilmesi halinde ortaya çıkabi-
lecek sorunlara dikkat çeken
doktor ve başhekimlerden olu-
şan grup. söz konusu madde-
nin kaldınlması konusunda da
görüş bırliğine varamadı. Tartı-
şmalannı, 5 gün boyunca sürcn
çalışmalannda daha çok "Has-
taneler genel direktörler tarafı-
ndan mı yöneülmeli. eskiden
olduğu gibi doktor kökenli baş-
hekimler tarafından mı yöneül-
meli" sorusu üzerinde yoğun-
laşüran 20 grup üyesi, hazı-
riadıklan raporda grupta savu-
nulan her iki görüşe de yer ver-
diler. Çalışma raporunda grup-
ta bulunan bütün başhekim ve
doktorlann taslakta öngörülen
profesyonel yöneticileri benim-
sedikleri belirüldi.
Sağlık yasa tasansının 35.
maddesi, hastanelerin bütün
faalıyetlerden sorumlu bır ge-
nel direktör ve genel direktöre
karşı sorumlu klinik hizmetle-
rin dırektörü olan bir başhekim
ve bakım hizmetlerinin direktö-
rii olan bır başhemşire, işletme
direktörü ve baş eczacı tarafın-
dan yönetilmesini öngörüyor.
• Çarmıha gerili İsa'nın
yeniden can bulmasının
1993.yıldönümü
Samandağ'da ayn bir
coşku ile kutlanıyor.
Hıristiyan îbrahim,
Sünni Fatma, Ermeni
Fanus ve Alevi Rasim,
bir arada içli köfteli,
humuslu, paskalya
çörekli, yumurtalı, çiğ
köfteli bayram
sofrasının keyfini
sürüyorlar...
BERATGÜNÇIKAN
Önce çan sesi yıkıyor scssizlı-
ğj. Ardmdan, St. Ilyas Kilisesi'n-
den yüksclcn şarkı Samandağ'ın
üzerine çöküyor:
"Mcsih Isa ölülenn arasından
dirildi
Ve mezardaki hayalı ve ölü-
müölümleyendi..."
Paskalya, diğer adryla yumur-
ta bayramının son günü. Çarmı-
ha gerili lsa'nın yeniden can bul-
masının 1993. yıldönümü bu. Si-
yah şalh kadınlar, bayramhk
giysileriyle erkekler, on beşli yaş-
lann coşkusunu gülüşlcnne dö-
kcn kızlar, yumurta torbalannı
arkalanna gizleyen çocuklar ya-
vaş yavaş St. tlyas'ın bahçesinde
toplanıyor.
Hmstiyan tbrahım. Sünni
Fatma, Ermeni Fanus ve Alevi
Rasim, bir arada burada. Avi-
nın başlamasını bekliyorlar. fçli
köfteli, humuslu. paskalya çö-
rekli, yumurtalı, çiğ köfteli bay-
ram sofrasının keyfi hala üzer-
lerinde. Içimine smır konmamış
rakı. kanda yeni yeni duruluyor
*İyi bayramlar". "afiyel gülba-
har olsun" dılektenyle
kaldınlmış bardaklann, yüzler-
ce yıldır birlikte yaşamışlığın
verdiği çekincesiz sohbcllenn
demindeler.
Ayini Hıristiyan cemiyeıinın
de yöneticilerinden Jbrahim Gü-
lenay başlatıyor. Önce o gün
ölen Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ıçin bir dakikalık saygı du-
ruşuna çağınyor herkesi.
Papaz Yusuf Diker, ayıni sür-
düniyor. Zangoç Dimyan'ın
elindeki tülsü kabından yayılan
günlük kokusu. açık k'apıdan
geçıp bahçede bekleşenlere
ulaşıyor. Kalabalık. yavaş yavaş
gruplara aynlıyor. Orta yaşın bı-
raz üstündeki erkekler bır
çırpıda kuruyoriar çilingJT soî-
J
ra1annı. önce ddntatcsler; yu-
Pasktrya'nın en eğlenceli zamanı "yutnurta tokuşturma". Soğan kabuğu ile çieek boyasında kaynatılmiş, Mesih İsa'nın diriltşi-
tıi, hayatı ve ferahlığı sâmgeleyen kırmızı yumurtalar torbalardan çıkanlryor. Çığlıklarla yumurtalarmı birbirine vunıyor.
murtalar, paskalya çörcklcri bir Savaşı'na. Aylarca
uzunluğundakigazetc sayfası
masada yerini alıyor. Ardından
incir rakılanyla viskiler çıkanlı-
yor. Şişe kapaklanna dolduru-
îan içkiler elden ele dolaştınlı-
yor. Kadınlann ayaküstü soh-
betleri koyulaşmakta. Şimdi. ço-
cuklar ve gençler için "yumurta
tokuşturma" zamanı. Soğan ka-
buğu ile çiçek boyasında kay-
natılmış, Mesih İsa'nın dirilişini,
hayatı ve ferahlığı simgeleyen
kırmızı yumurtalar lorbalardan
çıkanlıyor.
Baş başa veren gençler, uzun
soluklu "bımş" çığlıklanyla yu-
murtalannı birbirine vuruyor.
Bu çığlık bır meydan okuma.
Kim daha fazla yumurta kırarsa
zaferonun.
Şişe kapağından içilsc dc rakı
vuruyor. Kahkahalar vc "bır-
nç" çığlıklan artıyor. Ama bu,
ayine engel dcğil. Papaz Diker,
Mesih Isa'yı cismi ve ruhuyla
anlatmayı ardlıksız sürdürüyor.
'Eski Paskalya'lar anımsaııh-
yor. Çuvaldan dikilmiş bir adam
maketinm kurşun yağmuruna
tutulması, göçc yakalanmış
dostlann sıcaklığı kalabalıklar.
sabahkı bayjam ziyaretleri unu-
tulrnuyor bir lürlü.
, Circi Gülcnay. ycmcklc, gcç-
rtıişe dönüyor Birinci Dûnya
savaşan,
gözlcrini yitircn dcdcsı Hanna'-
dan dem vuruyor. Gazze ccp-
hesınin gazisi Hanna gcri dön-
düğünde sürgüne yakalanıyor
Sahilde kurulu evler. dağlara ılı-
lıyor. "Olur da Ingilizlcrc muh-
birlik yapar bu Hırisiyanlar"
diye. O zamanlar Şamandağ
hala bir liman kenli. İpek boce-
ği, sebze-mcyvc ıhraç cdıliyor.
Musa dağında Ermenilcr Türk-
lerle çalışmakta. Yaşanan kop-
koyü bir korku. On bir biri Er-
meni. elli dört hane Rum OT-
todoks kendılerinı başka ülkc-
lcre vuruyor Şımdı, hangı aileyc
bakarsanızbir'fıresi" var.
Ertcsı gün bu kez Aniakya'da
kuılanıyor "Paskalya Ba>-
ramı." Bu ke* kutlayan Katolik-
ler. Ayin Türkçe Gıtarlarçahnı-
yor, alkışlar arasında söylcnıyor
ilahi. "Isa dirildi. İsa dınldı hal-
leluya... Halleluya..." Katolik
Kilisesi Ruhanı Reisi Padrc Do-
mcnıco Bcrtogli, altmış kışi ka-
dar kalmış cemaatınin bay-
ramını kulluyor İçlı köftenin
soğanmm kokusu dolaştyor so-
kaklarda.
Bu uzak Brezilya mahallcsm-
dc kırk bin Antakyalı yaşıvor.
Yine rakılar açılıyor. özlcnmış
vc yitiriîmiş topraklann. cvlcrin
şcrcfinc...
ARAYIŞ
Paskalya ayinini Hıristi>an «miyetintn yöneticilerinden tbrahim
Gülcnay başlatıyor. Zangoç Dimyan'ın elindeki tütsö kabmdan
yayılan günlük kokusu, açık kaptdan gecip insanlaraulaşıyor.
Bekârkadına evlat edinmelıakkı
• Koruyucu aileye bir çocuk bakımı karşılığında 2.5 milyon lirakatkı sağlanacak
ANKARA (Cumhnriyet Bürostı) - Ko-
ruımaya muhtaç çocuklar sıcak ynvalara
ka>>
uşabilecek, 30 yaşından büyfik bekar
kadınlarla çocuk sahibi ailelere evlat edin-
me olanağı getirilecek. 0-5 y aş grubundaki
konınma>a muhtaç çocuklar, 'koruyucu
aileier tarafından bakılacak. Koruyucu
aileye, bir çocuk bakımı karşılığında ayda
2.5 milyon lira mali katkı yapılacak.
De\lîet Bakam Türkan Âkyol. Türkiye'-
de konınmaya muhtaç çocuk sayısmm
kesin olarak biHnemediğini. anca'» 1 mil-
yon dolayında olduğumın tahmin edildiğini
belirterek "Çocuklann kapalı devlet ku-
rumlan dışında ailc içinde yetiştirilmesi
öngörülöyor" dedi. 0-5 yaşma kadar olan
çocuklann Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Ktırumu dışmda 'koruyucu aile
sistemi" içinde bakılması yöminde çaltştna-
larm sürdürüldüğümi kaydeden Akyol, 5
yıl içinde kurumda 0-5 yaş grubunda ço-
cuk kahnayacağmı söykili.
Çocuk İstismamıın ve İhmalinin önlen-
mcsi 1. Balkanlar. Kafkasya ve Ortadoğu
Konferansı'nm açıltşında konuşan Akyol,
küçfik ve koranmaya muhtaç çocuklann
'veli ve yuva" sıcaklığma gereksinhn duy-
duklannı da vurgulayarak şöyle konuştu:
"0-5 yaş grubu için 'koruyucu aile siste-
mi' geliştirilecek. Alt ya da orta gelir düzc-
yindeki ailelere bir veya birden fazla çocuk
verilecek. Devletin mali desteği sağlana-
cak. \maç. çocuklann aile ortamı içinde
yetışmcsini sağlamak. 19601ı yıllarda uy-
gulanması öngörülen bu sisteme işlerlik
kazandınlacak. Kurumda bir çocuğun bes-
lenmesi ve bakımı, ayda 2.5 milyon lira
tuhıyor. 4-5 milyon lira, 2'şer çocuğunbes-
lenmesi için koruyucu aileye maddi katkı
olarak sunulacak. De>let gözetimi ve mali
katkeı altında çocuklar bu kunım dışmda
aile içinde bakılacak."
Akyol. evlat etlinme konusundaki yasal
dÜ7enlcmelerde değişiklik yapılacağmı da
aktararak şunlan söyiedi:
"Evlat edinme kurumıı rahatlatılacak.
Sosyal y aşam standardı ve statüsü iyi olan,
evknmemiş. 30 yaşından bü>ük genç ka-
dınlara, çocuk evlat edinme hakkı verile-
cek. Aileler. kendi çocuklarma rağmen bir
ya da birden fazla çocuk evlat edinebfle-
cekler. Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme
Kunımu, aile > aptsına dönüştürülecek. Ev
niteliğinde depo gibi değil. 8-10 çocuğun
bir arada olacağı bir yapı oluşrurulacak.
Çocuklar burada konıyucu anne ve baba
nezaretinde bakılacak."
Adalet Bakam Seyfı Oktay da çocukla-
nn suç işlemesinin ekonomik, psikotojik.
sosyal nedenleri olduğuau ve suçhı çocuk-
lann iyileştirilmey e muhtaç oMuğumı söy-
ledi. Oktay, bu nedenle bakanlık olarak
yaptiklan yeni yasal düzenleraelerle çocuk
suçlulan korumayı amaçladıkiarını belir-
terek suçlu çocuklaria ilgfli yeni yasal dfi-
zentemeteri şöyle özetledi:
• Hakkında tutuklama karan vcril-
mcyen çocuklar, kabul merkezlerine yer-
leşurilecek.
• Çocuklara kelepçe lakılması yasak-
lanacak.
• Hükümlü çocuklar için çocuk cezae-
vi açılmayacak. Hükümlü çocuklar, ço-
cuk eğitim merkezlerinde kalacak.
Çocuk Istısmannın ve İhmalinin ön-
lenmesi I. Balkanlar, Kafkasya ve Orta-
doğu Konfcransı, Büyük Anİcara Oteli'-
nde bugün ve yann da sürecek.
Ankara Bü> ûkşehir Belediyesa ile Lludararası Çalışma örgötü (İLO) tarafından geliştirilen pilot projeye göre Ankara sokak-
larında çalışan çocuklar, eğitim, sağlık ve yiyecek ihtiyaclannı karşılayabilccekleri bir merkeze kavuşacak.
Sokakta çahşan çocuğa sıcak bir tebessüm
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
kent sokaklannda simıt satan, ayakkabı
boyayan, hamallık yapan küçük çocuklar,
artık bir aile çatısına kavuşacaklar. Ankara
Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Ça-
lışma Orgütü (İLO) tarafından geliştirilen
pilot projeye göre Ankara sokaklannda ça-
lışan çocuklar, eğitim. sağlık vc yiyecek ihti-
yaçlannı karşılayabilecckleri bir merkeze
kavuşacak.
Uzun vadedc çocuk işçiliğini önlcmcyi
amaçlayan proje. sokakta çalışan çocuk-
lann karşılaşlıklan ıhmal ve suiisUmalleri
önlcmcyi hedcfliyor.
Belediye bünyesinde kurulan 'Çocuk tşçi
Binmi' tarafından yürülülecek olan proje
için ilk olarak Sıhhıyc Çok Katlı Otoparkf-
nda sokak çocuklan için bır mcrkcz oluştu-
rulacak. Sosyal hizmet uzmanı Murat Berk-
sun'un verdiği bilgiye göre bu merkezde ço-
cuklara yiyecek temin etmcnin yanı sıra kü-
tüphane, oyun ve ctül salonlan, doklor,
hemşire ile psikologlar bulunacak.
Çalışan çocuğun işi dışındaki zamanlan-
nda uğrayacağı mcrkczdc, sorunlannın ço-
zümündc psikolojik yardım vcnlccck, ayn-
ca çocuğu okula ya da mesleki eğitime yön-
lcndirmc çalışması yapılacak. 1994 yılının
nisan aynna kadar 200, ileriki aşamada da
Ankara'dakı 10 bin civannda sokakla çalı-
^an çocuğa hı/jnct vcrecck olan merkezde,
sokakta çalışan çocuklann calışırkcn karşı-
laştıklan fızikscl, duygusal, cinsel islismar
vc kamu görcvlilennin çocuklara yönelik
tulumlandagidenlmcycçahşılacak.
Bu amaçla orncğin belediye zabıialannın
çocuklara 'daha yumuşak' davranması sağ-
lanacak Çocuklara doyurucu, güvcnli ve
surckh iş olanaklan geliştirilecek.
Genç Radyo
yaymını
sürdürüyor
Magazin/TV Servisi- "Türkçe
katih spikerlerimi? Esra, Yavuz,
Afşın ve bcn Gülnaz. habcr kay-
naklannı açıklamayan Süley-
man, yayını balımibya çalışan
Giray, tcpemızdc bi«lcn yayın
bekleyen masum seülaylçımız,
yurtdışında kırasını ödcmckle
zorluk çekıiğirniz mütevazi stüd-
yomuz, uydu ile sıüdyo arasında
link görcvi gören Bcrkant vc Sa-
fa'yla bıriiklc, sürcmiz ızin vcr-
dikçc sizlerle olacağız..."
Yukandaki anons, 1 Nisan'da
kapılanna ansızın kilit vurulan
özcl radyolardan Gcnç Radyo'-
nun, 'Yasaklı Dönem-İ' adlı ka-
sctindcn bir alıntı. Genç Radyo-
cular, kapalıldiklan bu dönemde
hazırladıklan kasel çalışmalany-
la seslcnni. cldcn clc dolaştırarak
duyurmaya çalışıyorlar.
Genç Radyocular, binlercc
kopya hazırlauıklan kasellerini,
yayın alanlanna gircn Istanbul.
Ankara, İzmir, Eskişehir, Ada-
pazan, İzmit ve Antakya'nm belli
merkezlennde parasız dağılıyor-
lar.
Grup Vitamin'in, Demirel'i
hicveden "Baba" parçasıyla baş-
layan kasctte, radyoculann sus-
turulmalanna tcpki olarak ycrgi-
ler. yakmmalar ve cleştiriler ak-
lanlıyor. Genç Radyocular, Baş-
bakan Sülcyman Dcmircl başta
olmak üzcrc Başbakan
Yardımcısı Erdal tnönü. Ülaştır-
ma Bakam Yaşar Topçu, TRT
Genel Müdürü Kerim Aydın Er-
dem vc birçok parl\ Udcrinc scslc-
nerck "açık" şckildc tcşckkur cdc-
miyorlar. Çünkü onlar artık 'ka-
palı'.
TOKTAMIS ATES
Ben Çin'de Yaşamışım...
8. Cumhurbaşkanımız Turgut özal, perşembe günü
toprağa verilecek. Allah taksiratını affetsin ve rahmet
eylesin. ölüm karşısında ürpermemek ve titrememek
elde değil Ve elberte, Sayın özal'ın bu beklenmeyen
ölümüne çok fazlasıyla üzüldüm. Allah sevenlerine ve
yakınlarına sabır versin. Fakat bu acı ölümün ardından,
çogunluğu solcu-eskisi olan kimileri öyte şeyler söyledi-
ler ki üzüntümün yanı sıra derin bir şaşkınlığın şokuna
girdim. "Acaba" dedim, "ben son on yılımı, Türkiye'den
hiç haber almadan Çin'de mi geçirdim?" Çünkü bu ölü-
mün ardından duyduklarımla görüp yaşadıklarım bam-
başka şeyler.
Birisi Ozal'ı "tarihin en büyük devrimcilerinden biri"
olarak ilan etti, bir başkası "Atatürk'ten sonra gelen en
büyük insan " olarak nitelendirdi, bir diğeri "en özgür-
lükçü ve demokrat devlet adamı" olarak selamladı, biri
de "çağının ötesinde" olduğunu duyurdu. Hele uzun bo-
yunu resmi ve korsan tüm kanallarda gösteren biri, "kaş
yapayım derken göz çıkararak" özal'ın erdemlerinin
yanı sıra "ufak tefek " bazı hatalarını sıraladı ki her biri
bir siyaset adamının, siyaset sahnesini terk nedeni ol-
malıydı.
Aslında cumartesi günü Kartal Belediyesi'nin düzen-
lemiş olduğu bir Köy Enstitüleri paneline katılmam ge-
rekiyordu. Ancak hava koşulları nedeniyle deniz otobüs-
leri aksayınca eve dönmüş ve televizyon karşısında Be-
şiktaş'm maçını bekliyordum ki acı haberi duydum. Ve
daha sonra kanaldan kanala atlayarak yapılan tüm
programları ızlemeye çalıştım. Ve derin üzüntüm yerini,
büyük bir şaşkınltğa bıraktı
Sayın özal, 12 Eylül'ün baş mimarlarından biriydi.
Devlet yönetimiyle şirket yönetimini birbirine karıştırmış
ve kötü bir şirket yöneticisinin ciddiyetsizlik ve firhjrsuz-
luğuyla devleti yönetmeye kalkmış ve yönetmişti.
Kimi konuşmacılar, partisiyle iki kez üst üste seçim
kazanmasını övdüler. Kazandı, ama hangi koşullarda?
Birinde DYP, SHP ve RP seçimlere sokulmadığı için se-
çim kazandı, öbüründe sakat bir seçim yasası ve devlet
olanaklarını elinde tutmakla. Çok partili yaşama geçtiği-
mızden beri, iktidarda olanlar, devlet olanaklarını se-
çimlerde kullanagelmişlerdir. Fakat bunlardan hiçbiri,
"Ne olmuş yani, hizmet vaat ediyor, oy istiyoruz" deme-
mişti.
Rahmetli özal'ın kimi ufak tefek sevecen jestlerine
bakıp onu demokrat sanmak ne kadar yanlış. Kendi par-
tisi ANAP'ta bile demokrasinin "kırıntısı" yoktu. Aday
listelerini de kendi behrlerdi, yöneticileri de. Çankaya-
ya çıkarken parti grubuna on beş isim vererek tercth so-
ran ve sonra da alay eder gibi on altıncı bir ısmi sectiren
kimdi? ANAP'ın değışik düzeydeki kongrelerindeki tavrı
ne çabuk unutuldu? Turkıye'de çok partili yaşama geçi-
şin en sancılı dönemlerinde, 1946-1960 arasında bile;
hiçbir cumhurbaşkanı ve başbakan, rahmetli özal kadar
çok qazete ve gazeteciyi mahkemeye vermemişti.
Ceza Kanunu'nun 141, 142. ve 163. maddelerinde ya-
pılan göstermelik değişiklik dışında, Türkiye'deki anti-
demokratik yasaların ve yasa hükümlerinin hangisi de-
ğişti? Kaldı ki bu değişen maddelerin yerini tutabilecek
bir kıyamet yasa var.
Ekonomik yaşamda özal döneminde elbette birçok
şey yapıldı. Fakat Türkiye ekonomisinin 1970-1960 ara-
sındaki büyûme, ıhracat artışı, tasarruf, yetınm, işsizlik,
enflasyon vb gibi göstergeleri, 1980-1990 arasındaki dö-
nemle karşıtaştırılırsa; bu ikinci dönemde (biraz şaşırftcı
olsa bile) ihracat artışı hızı ve büyümenin daha düşük,
tasarruf ve yatırımın daha az, işsizük ve enflasyon oranı-
nın daha yuksek olduğunu görürüz. Hem de 1970-1960
arasındaki petrol şoku, Kıbnsçıkarması. ABD ambargo-
su, dış kredilerın durması ve engellenemeyen teröre
rağmen. Temelleri 1983 öncesinde atılmış olan iletişim
hamlesi ve Türk Parasını Koruma Kanunu'nun mantık-
sız kimi maddelerini değiştirmiş olmak, yaklaşık on yıllık
bir dönemin ekonomik politikasını kurtarmaya yetmez.
Hele gelirler arasında ortaya çıkan uçurumlar düsünü-
lürse.
özal, "tarihimizin en büyük devrimcisi'ymiş. Vallahl
pes .. Eğer Nakşibendi tarikatı üyesi olmak devrimcilik-
se, özal'a gelene kadar sırada çok kişi vardır. "Kıç üstü
oturttuk", "Onlar küçük Turgut'la oynasınlar" vb gibi iia-
deler ise devrimciliği değil, olsa olsa bir türlü alışamadı-
ğımız bir ciddiyetsizliği gösterir.
Aynı hazin görüntü, dönemin dış politikasında da var-
dır. Kesinleştirilmeyen randevularlayabancı başkentJe-
re gidip "özel gezi" mantıği ardına sığınmak, ilk kez bu
dönemde görülmüştü. Bulgaristan, soydaşlanmıza in-
sanlık dışı bir baskı uygularken "Ümüklerine basarım,
Jivkovda gelsin " diye meydanlarda nutuklaratıp üçgün
sonra sınırı kapatarak insanları perişan etmenin utancı-
nı da bu dönemde yaşamıştır Türkiye. Körfez krizinde
"Bir koyup üç alacağız" diye yolaçıkılmış ve kraldan çok
kralcı bir politikaya rağmen ekonomik zararlarımız bir
yana Kuveyt, kuru bir teşekkürü bile çok görmüştür.
PKK'nın Eruh baskınını Marmaris'te umursamazlıkla
karşılayan da Sayın Özal idi, Talabani'yi muhatap alarak
bir ölçüde meşrulaştıran da, Türkiye'de bir federasyon
"tartışmasına" ilk kez yeşil ışık yakan da. Sevenleri,
dostları ve ailesi böylesi acılar tçindeyken bunlan yaz-
mak asiında hoş bir şey değil. Onların acı ve üzüntüleri-
ni içtenlikle paylaşıyorum. Ama her ne olursa olsun, bu
yazdıklanmı unutmak, 12 Eylül ve sonrasının acı ve sı-
kıntılarını, işkencelerini, zulmünü de unutmak demektir
Bunları asla unutamayız, unutmamalıyız. Unutmamalı-
yız ki bir daha öyle şeyler yaşamayalım.
Annesini öMûrdû, kansm yaraladı
• NEVŞEH î R (AA) - Nevşchir'de cinnet geçırcn işsiz bir genç,
annesmı öldürdü, kansını ağır yaraladı. Uzun sürcdir işsiz
olduğu için ruhi bunalıma gircn Yakup Kaya (25) dün gece
Mehmct Akıf Ersoy mahallcsındekı evlerinde cinnet geçirdi.
Bıçakla annesi Emine Kaya vc cşi Necla Kaya'ya saldıran genç,
her ikisini de ağır yaraladı. Annc Eminc Kaya (55) kaldınldığj
Erciycs Ünivcrsılesi Tıp Fakültesı Hastanesi'nde
kurtanlamadı. Necla Kaya'nın (23) ise sağlık durumunun
ciddiyclıni koruduğu belirüldi.
Erozyon bûyük soran
• KONYA (AA) - Orman Bakanhğı Ağaçlandırma vc Erozyon
Gcncl Müdürü İsmail Özkahraman. Türkiyc için crozyonun en
büyük sorun oiduğunu söyledi Özkahraman, "Erozyon milli
bir sorundur. Sadece bızım sekıörümüzün sorumluluğunda
olması sözkonusu değiidir" dcdi. özkahraman. Türkiye'nin 78
milyon hckıarlık yüzölçüme sahip bulunduğunu, bunun 56
milyon heklarlık bölümünün erozyon tehlikesıyteiçiçe
olduğunu bclirtti.
Alternatif enerji
• GAZİANTEP (AA) - Türkiye'de güneş, rüzgar, jeotermal ve
hidrolik enctjinin daha fazla kullanımının leşvik edilmesi
gcrcktiği bildirildi. Fırat Üniversitcsi öğretim üyesi Doç. Dr.
Asaf Varol, "clektrik enerjisinin durumu"na ilişkin
araşlırmasında, Türkiye'deki enerji tesıslennin kurulu gücûnün
18 bin 752 mw olduğunu. bunun 10bin 363 mw'lik bölümünün
lcrmik, 8 bin 389 mvv'lik bölümünün de hıdrohk santrallardan
sağlandığınıkaydctli.
DÜZELTME"
Gazeicmizin di'nkü sayısının I. sayfasındakı fotografın alün-
daki ım/a bir vanhşhk sonucu ycralmıştır. Fotograf Anadolu
Ajansı'ndan alınmışlır. Düzcltir, özür dilcriz.