Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Aloeular clerııekleşti: Alocular herkese 900'leri çevirtmek için bir dizi yenilik planlıyor. Kuruluşundan buyana ağır
. eleştirilere uğrayan Alo fırmalan'Audiotex Kuruluşlan Derneği' adı altmdabirleşti.
Magazm/TV Servisi- Faaliyete geç-
tikleri günden bu yana kamuoyunun
gündeminden düşmeyen ve ağır eleşti-
rilerle karşı karşıya kalan alo firmala-
n, 'Avıdiotex Kuruluşlan DemeğT
(AK.D) adı alünda birleşti.
Başkanhğını Halit Kaİuoç'ın yapüğı
demeğin 15 üyesi bulunuyor. Üyeler
arasında Murat Saygın (Alo Show),
Burcan Sabur (Tele-Mesaj), Nihat
Aydm (Inler-Mödya-Alo Market).
Ceylan Görgûn (Alo Flash), Meriç
Atuna (Alo Show), Hüdaverdi Akset
(kurucu üye), Nazmi Daga (Inter-
Medya) da var.
Halit Kakınç, demeğin kuruluş
amacını açıklarken şöyle konuştu:
"Audioiex, yani özel numarah vc ta-
rifeli telefon, bir danışma aracıdır. Di-
ğer bir deyişle, yazılı basın ile TV ve
radyodan sonra tûm dünyaca üçüncû
medya olarak kabul ediliyor."
Kakınç, kısaca 'akıllı anons maki-
neleri' şekünde özeüenen, hem data
hem işitsel bilgüere dayanarak gerçek-
leştıriİen audiolex sisleminin bazı çev-
reterce yalruzea eğlence amaçh algüan-
masını eleştirerek, "Oysa üplan spora
kadar her konuda bilgi aklanlan ser-
visler, kamuoyu araşürma veya yanş-
ma türü hizmetler, deyim yerindeyse,
telefon olayının yalnızca anonsudur"
diye konuştu.
Türk toplumunun yakın zamana
kadar eğlencesi olmayan, eğlenceye
susayan 'gri bir toplum' olduğunu be-
lirten Kakınç, kitleleri şu şekilde sınıf-
landırdı:
A talumı: Entel barlara gjdebilen ve
Fedon'u dinleyebilen insanlar. Ki
bunlar 30 bin ile 300 bin arasında de-
ğişmektedir. B takımı, hemen hemen
hiç yoktur. Kiüeler daha çok C w D
takımlarında kümelenmişlerdir. Bun-
lar McDonald's'a gjder, Marlboro
içer, Levi's giyer, eğlence olarak da el-
lerindeki tek olanaklan TV'dir."
Audiotex sektörünûn artık bu in-
sanlara bir ambalaj içerisinde bir tu-
tam eğlence sunduğunu belirten Ka-
kınç, bütün dünyadaki eğilime paralel
olarak, astrolojiden yanşmalara ka-
dar uzanan bir arz-talep dengesi ku-
rulduğunu söyledi.
Telefon numaralannın TV'lerde
ödüllü çekilişler için kullanılmasmı
'doğal' olarak değerlendiren Halit Ka-
kınç, Türkiye'nin tüketim toplumu
obna gereklerini henüz yeni yerine ge-
tirebildığini, oysa serbest piyasa eko-
nomisinin temel amaçlanndan birinin,
TV'lere katkıda bulunmak olduğunu
belirtti.
Audiotex şistemininin gündeminde-
ki yenilikler ise şöyle:
" "Teleshopping-telepazarlama, yani
tüketiciyi koruyarak mal ve hizmet sa-
tışı için çok daha ucuz ve kolay biçim-
de doğru iletişim kurma çalışmalan.
Yine tüketiciyi korumaya yönelik ola-
rak, arayana hiç bir bedel ödemeden
bilgi alabileceği, ücretin aranana akta-
nlacağı Toll Free uygulaması. Sesli
posta kutusu (Voice Mail); yani, tele
sekreterlerle mesajlann nakli.
Audiotex adı verilen sektörün olu-
Şabilmesi için temel olarak dörtlü bir
işbirliği gerekiyor.
Birincisi, kullanılacak teknolojiyi it-
hal ederek know-how'ı tasarruf eden
gjrişimcifirma.
İkincisi, sözkonusu ülkenin haber-
leşme merkezi durumundaki PTT.
Üçûncûsû, servisleri üretecek olan
kişi veya kuruluşlar (sanatçılar, dok-
torlar, futbol kulüpleri vb).
Dördüncüsü de telefon numara-
lannı kitlelere aktaracak yazılı veya
görüntûlü basın gibi medya kuruluş-
lan.
AKD Başkanı Halit Kakınç, aynca
PTTnin bu sektör sayesinde harcama
yapmadan bugûne kadarki en kazanç-
h bölüşürn ortaklığını gerçekleştirdiği-
ni sözlerine ekledi.
Gaziantep Cimento
Uzanlar, 61 işçiyi
sokağaath
• Uzan Ailesi'ne ait Rumeli Holding'e satılan
Gaziantep Çimento Fabrikası'ndan 46'sı işçi, 15'i
memur, 61 kişinin işine herhangi bir gerekçe
gösterilmeden son verildi.
GAZİANTEP (Cumhariyet
Göney Üleri Börosu) - Başba-
kanhk Kamu Ortakhğı İda-
resi'nce özelleştirilerek Uzan
Ailesi'ne ait Rumeli Holding'e
saülan Gaziantep Çimento
Fabrikası'ndan 46'sı işçi, 15'i
memur, 61 kişinin işine gerekçe
gösterilmeden son verildi. İşten
çıkanlanlar, Uzanlar'a kızgın-
lıklannı dile getirirken, "Bunlar
işçi düşmanı" dediler.
"Biz şimdi ne iş yapanz, ço-
cuklann geçımini nasıl sağla-
nz" diyen işçiler şu anda şok
durumdalar. 23 yıÜık işçi Meh-
met Öztûrk, "Böyle kapıya
konmayı nasıl anlatayım. Bu-
rada gençliğhniz gitti. Fabrika-
nın satışı yapılırken, bizlerin
hayatı güvence altma alınma-
lıydı. Biz de beraber saüşa çık-
tık" diyerek Uzanlar'a tepkisini
dile getirdi.
{şçilere kıdem tazminatlan,
"işlem muhasebede, hesaplanı-
yor" gerekçesiyle henüz öden-
medi. Türk-lş İl Temsilcisi Ha-
mit Taş, İnterstar'ın sahibi olan
Uzanlar'a seslenerek şunlan
söyledi:
"Her gün televizyonlannda
insan haklan hamisi kesilen In-
terstar sahipleri, kendi çıkarlan
söz konusu olduğunda insan
hakkı diye bir şey tanımıyorlar.
Interstar yorumculan bu duru-
mu nasıl yorumlayacaklar, me-
rak ediyoruz."
Çimse-lş Sendika Temsilcisi
Mehmet Demir ise tazminat
davası açmayı düşündüklerini
belirterek, "Çıkışlar gecen pa-
zartesi günü başladı. Farin üni-
tesinden 12arkadaşımızınçıkjşı
var. Bize göre işin içinde kötü
niyet var. Farin ünitesinden 12
işçi çıkarülıyor. çıkışa mütea-
kip başka ünitelerden 4 işçi ora-
ya devrediliyor. Bir yandan
adam çıkartıyorlar, diğer yan-
dan kapatüğımız bir ünitenin
adamını ocaya^. a^luyıyor. "
dedi. . --•-.!(• .o-< >'i>«
İzindeyken çıiuş kağıtiannı alan 550 Ülker işçisi, fabrika önünde oturma eykmi yaparak işvereni protesto ettL( MEHMET DEMİRKAYA)
Ülker'in önünde ailece oturma eykmi
İstanbol Haber Servisi - Izinc göndenl-
dikten sonra arkalanndan işten çıkış kağıt-
lan postalanan, Ülker'in tstanbul fabrika-
sından 550 işçi, dün eşleri ve çocuklan ile
fabrika önünde protesto gösterisi yapü.
"Ülker işimizi geri ver", "tşci kıyımına son"
şeklinde slogan atan işçiler ve aileleri, fabri-
ka önünde oturma eylemi yapü. Öz Gıda-lş
Genel Sekreteri Agah Kafkas, Ülker'deki
işten çıkarma olayının tamamen haksız ye
keyfı olduğunu söyledi. Kafkas şöyle dedi:
"Buraya neden geldığini, niçın geldifeni
bilmeyen şu küçük yavrulann önünde, Ul-
ker'i Ülker yapan işçilerin önünde haykın-
yorum: Mazlum ahı üzerine kurulan salta-
natlar bır gün mutlaka cökecektir."
Ü l k 1 T ü ^ i ; d k d ! ^
yada da ismi sayılır bir yer etmiş olduğunu
belirten Kafkas, bu başannın alünda Ulker
işcisinin ahn terinin yattıgını söyledi. Kaf-
kas, işçilerin geri alınması konusunda yakın
bir zamanda bir gelişme olmaması duru-
munda, bütün emekçilere Ülker ürünlerini
boykot etme çağnsında bulunacaklannı be-
lirtti.
Ülker'in servis arabasının gölgesinde
küçük kıa Büşra'yı uyutan Alaattin Yalı,
''Ben 12 yıldır bu fabrikada çalışıyordum.
Üç çocuğum var. En büyüğü 9 yaşmda. Ço-
cuklanm benim hep Ülker'de çalıştığımı bi-
lir" derken göz yaşlannı lutamadı.
Fabrika sahibi Sabri Ülker'in çok dindar
geçEodiğjni. bir ara Umre ziyaretint gıttiğinı
vefahnka hahçesjne.bir qarai yapürdığnı
anlatan işçiler şunlan söyledi:
"Gecen cuma caminin imamı sabır konu-
sunda vaaz verdı. Bu cuma biz camiye sen-
dikanın dağıtüğı şapkalarla girdik. lmam
bu scfer de hem sabır hem de kılık kıyafet
konusunda vaaz verdi. lmamın maaşını
Sabri Ülker veriyor. O da çok haksız bir şe-
kilde işten aülmamız karşısında bize sabır
telkiıı ediyor. Dini, patronunun çıkarlan
doğrultusunda kullanıyor."
"Topkapı'run taşına bak, gözlerimin ya-
şına bak. Ulker bizi işten aUruş, şu feleğin
işine bak" şekbnde sloganlar atan işçiler, işe
geri alınıncaya kadar mücadele edeceklenni
söyledi. tşçi çocuklan da, taşıdıklan döviz-
lerle babalannın işten ajülmalannı prot*to
* 'attı. ' " * * *
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Herkesin Bildiği
Yolsuzluklaria mücadelede koalisyon hükümetimiz
doğrusu biraz yaya kaldı. "Bu işi yapanlar zaten hükü-
metjn içinde de var" gibisinden yaklaşımlar bir yana, bu
mantıkla zaten ne dünkü yolsuzlukların ve yağmanın
hesabını sormak mümkündür ne de yarın olacakları en-
gellemek. Olsa olsa bazı "usulsüzlükler" ortaya konula-
bilir ki, bu da geçmişteki ve günümüzdeki "yağma dûze-
ni" içinde devede kulak kalır. Zaten yasalarda böylesine
"usulûyle çalma" olanaklan varken, bir de usulsüzlük
yapanlara çok şaşınyorum. Bu alanlarda ve konularda
yasaların sağladığı avantajları ve olanaklan anlatmak
"suça teşvik" olur mu bilemiyorum, ama ilerids bunlar-
dan bazıları üzerinde duracağım. Zaten ortada bir "ya-
sal suç" olamayacağına göre, sanırım suça teşvik de
söz konusu olamaz. Neyse, bunlar daha sonraki sorurv
lar.
Kamu kurumlanndaki rüşvetin yaygınlığı herkesin t>it-
diği bir şeydir. Hatta eski bir başbakanımız, "benim me-
murum işini bilir" diyerek, gönlünün, işini bilen memura
açık olduğunu da gostermişti. Zaten kendileri bir başka
vesile ile "ben zenginleri severim" itirafıyla, nasıl çağ-
daş bir kafaya ve derin bir vizyona sahip olduklarınt da
sergilemişlerdi. Ancak halkımız cahil olduğu için bu de-
rinliği ancak birkaç solcu eskisi kavrayabilmişti.
llgili kamu göreviilerinin desteği ya da gözyumması
olmadan hiçbir yolsuzluk ve suiistimal ya da haksız çı-
kar sağlanması mümkün değildir. En basit türüyle, kafa-
sına uyduruk bir kasket takan, kendini kâhya sayıyor ve
insanlardan cebren otopark ücreti alabiliyorsa; işporta-
cı, durmaması gereken yerdedurabiliyorsa; bunu, zabı-
tayı "gördüğü" için yapabilir. En ilerisinden ise, eğer bir
kamu bankası, babk olduğu peşinen bilinen avantajlı bir
krediyi verebiliyorsa ya da üç kuruşluk bir malı beş ku-
ruşa alıyorsa; bunun yasal olmayan bir paylaşımı var-
dır. Bunu da herkes bilir.
Usulüne uygun ya da usulsüz bir sürü "dümen döndü-
ğünü" herkes bilir, ama bunlan ortaya çıkartmak ve
kanıtiamak çok zordur. Zira tarafların karşılıklı çıkarlan
olduğu için, işler gizlilik çerçevesinde yürür. Hiç kimse
kendi kendine zarar verecek kadar aptal değildir. Hele
bu işleri yapanlar, özellikle aptal değildir.
Ancak her şey bir yana, bu işin çözümü vardır: "Ner-
den Buldun Yasası." Şu andaki durumu bilmiyorum,
ama bir zamanlar her kamu görevlisi işe girerken 'mal
beyanı' verirdi. Bu beyanda, kendine ve ailesine ait tüm
varlıkları bildirirdi. Ve bunu koymanın amacı yolsuzluk-
lara engel olmaktı.
Elde böyle bir beyan varken, bir de "memurlara sır-
daş hesap açmak yasaktır" diye kaçış yollarını kaparsa-
nız, yolsuzluklara en azından yan yarıya engel olmak
mümkündür.
Eğer kendisi dürüst çalışmak istiyorsa böyle önlemle-
re özel kesimin de ciddi itirazları olamaz. Zira bu işlem
ne "kutsal" mülkiyet hakkına karşı bir girişimdir ne de
piyasa ekonomisine karşı. Kaldı ki maliye memurları,
dünyanın "en baba" kapıtalist ülkelerinde herkese so-
rar bunu, "nerden buldun" diye. Bizde sermaye pek ür-
kek olduğu için, sadece kamu görevtilerine sorulmasını
öperiyorum.
Çağdaş Sülün Osman'lar da üzülmesin. Onlar nasıl
, otea.köp,rgyü satacak birini bul urlar. Ama böyteb\r yasal >
,j^ze,rılerne,hiç pu-nazsa devlet hazinesini ye deviejin,
^ l h â İ ^ ö J d k b i l i
Toplunı, kendi geleceğiııi önemsemiyor
ERDALATABEK
"Elbette önemüdir, kuşku mu varT'
diyeceklere, "Nerden belliT demek ge-
rekiyor. Sapanca'da toplanan "Çocuk
ve Ergen Psüriyatrisi Kongresi" ulusal
ölçekteki tek toplanü. Yılda bir kez yapı-
lıyor, bu yıl kendi alanlannda yıllarca
çahşmış uzmanlann, yurt i^nde ve dışın-
da çahşan öğreüm üyelerinin en yeni ça-
hşmalanyla kaülımı sağlanmış. Ama
böylesine önemh bir konuya ilgi duyan
tek bir eğiüm yetkilisinı göremiyorsu-
nuz.
Milü Eğıtim Bakanlığ'nın yelkılileri.
yöneticileri, temsıkaleri bu çalışmalar-
dan öylesine yararlanırdı ki. Cİysa haber-
lerinin bıle olmadığını sanıyorum.
Basının -benim dışımda- tek bır temsilci-
si görünmüyor. Chıun içinde kongreckn
haberleri olanlar sadece Cumhuriyet
okurlan. Kitle ıletişim araçlan olan rad-
yolann, televizyonlann mikrofonlan,
kameralan başka işlerle uğraşıyor olma-
h, ortada yoklar. Toplum bir anlamda
kendi geleceğıni önemsemiyor. Bu hafta
sonunda üniversite sınavının birinci ba-
samağı yapıhyor. Burada konuşulan ko-
nular da "çocuklann ve ergenlerin ruh
sağhğı." Haber kaynağı olarak yüzlerce
konu, bilgi alınabilecek birinci derece
yelkili uzmanlar. Ama toplum gene ha-
bersiz kalıyor, bilgtsiz kahyor.
Ses bantlanmda küçük bir kitaplık öl-
çûsünde bilgi birikmış. Buraya geldiği-
me çok seviniyorum. Aktarabildiklerim
elbetteçok küçük bir bölüm oluyor, ama
"bebekîerin daha dogar doğrnaz çevrele-
rinden büyük bir duyarlıhkla algılar al-
dığuıı" öğreniyoruz. Bebek konuşmu-
yor, ama çevresinde konuşulanlan dinli-
yor, sesleri algılıyor, sevgiyi ve öfkeyi
tanıyor. "O daha bebek canım, nerden
bilecek" düşüncesınin yanlış olduğu ka-
nıtlanıyor. "O daha çocuk, aklı ermez
ki..." sözterinin de geçersiz olduğu anla-
şılıyor. Çocuklar doğar doğmaz yaşama
güçleriyle hayata sanlıyorlar Kendi ki-
şiliklerini gelişürmeye çahşıyorlar. Bü-
yjjklerin dünyasmda, büyüiklerin ege-
menliğinde varolmaya çalışıyorlar. Göz-
leri yeni dünyalanna bakan iki kamera
Görüyor, algılıyor, ayınyor, değerlendi-
riyorlar.
Sevgiyi de nefreti de anhyorlar. Kendi
davranışlanyla karşılık veriyorlar. Sev-
giye yaklaşıyorlar, öfkeden kaçmaya ça-
hşıyorlar. Çevrelerine uyum sağlamaya
çahşıyorlar, kendilerini kamtlamaya ça-
lışıyorlar. Büyüklerin derdi başka. Bü-
yükler çocuklanna en iyi tulumlan gjy-
dirme peşinde. Bebek yataklan, bebek
arabalan, bebek bakım setleri küçük ser-
vetcikler karşılığında alınıyor, kullanılı-
yor, çevreye gösteriliyor. Ama onlann
nasıl geliştiği merak edilmiyor. Bakımla-
nna, giyımlerinc göstenlen ilgjnin bir
parçası bile "sağhklı ruhsal gelişme"
için, "doğru çocuk eğjümi" için gösterili-
yor mu acaba? Bu konularda ücreüi
kurslar acılsa bilmiyorum, anneler baba-
lar ilgi duyarlar mı? Giyime, bakıma ay-
nlan paralann çok küçük bir bölümü bu
konulara harcanmaya değer bulunur
mu? Daha da önemlisi, TRT gibi ulusal
bir kurum, bu konularda sürekli bir eği-
üm programıru uygulasa da bütün top-
lumun ilgisine sunsa, eğlence ve yanşma
programlanna ayıp mı olur?
Çocuklar çevrelerindeki her oluşum-
la, her değişimle sürekli iletişim kuran
bir "iletişim ağı." Onlann da süesleri
var, sıkınülan aşma çabalan var, kendi-
lerini savunma mekanizmalan var. Güç-
hîkleri yenip varolduklannı duymarun
mutluluğunu da, güçlükler karşısında
çaresiz kalıp depresyonun mutsuzlukla-
nnı da yaşıyorlar.
Çocuklanmıza, gençlerimize vereceğı-
miz bilinçli destek, belki de onlara vere-
bileceğimiz en iyi armağan. "Çocuklan-
mızın geleceği" için çalışmak, onlara bı-
rakılacak bir ev için didinip durmak ye-
rine, "çocuklanmızın bugünü"nü dü-
şünmek çok daha önemli. Onlann sağ-
lıkb birey olarak geb'şmesi, kendi kişilik-
lerini kazanması, kimliklerini sarsmüsız
bulması, kendi yetenekleriru gebştirmesi
çok ama çok önemli. Anne olarak, baba
olarak, öğretmen olarak en önemli gö-
revlenmiz, bunlann nasıl yapılacağını
bilmek, çocuklanmıza bilinçli bir destek
verebilmek.
Yannlann temelinde bugünlerin bu-
lunduğunu hiç unutmasak...
GÜNEYDOĞU
tthal doktor
isteımıiyor
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet) - Sağhk Bakanhğı tarafın-
dan haarlanan yeni sağhk tasa-
nsına göre Güneydoğu'daki
hekim açığının "ithal doktor"la
giderilmesinin planlanması
Güneydoğu Tabip Odaa'nca
tepkiyle karşılandı.
Oda Başkanı Dr. Mahmut
Ortakkaya, uygulamanın
yanlış olduğunu söyleyerek,
"Bölgede asıl sorun demokra-
tik ortamın sağlanamamasıdır.
Doktorlann bölgede görev
yapmak istememesinin tek ne-
deni Olağanüstü Hal yönetimi-
nin varhğıdır" dedi.
Türkiye'ye yurtdışından "he-
kim ithalTne karşı olduklannı
beürten Diyarbakır, Mardin,
Siirt, Şımak ve Batman Tabip
Odası Başkanı Dr. Mahmut
Ortakkaya, bölgedeki sorunla-
nn çözüm yolunun demokrasi-
den geçtiğini söyledi. Önümüz-
deki günlerde Meclis genel ku-
rulunda görüşülmesı beklenen
Ulusal Sağhk Reformu çer-
çevesinde "Sağhk Kanunu.
Tasan Taslağı"na göre terör
ve sosyal şarüann kötülüğü
gibi nedenlerle Türk doktor-
lann gitmek istemedikleri yöre-
lerde açığın "ithal hekimlerle
gideribnesi" planlanmasımn
yanlış olacağmı kaydeden Oda
Başkanı Ortakkaya, bakanlığın
bu konudaki tasan maddesini
kaldırmasını istediklerinı,
vurguladı.
ERMahmutOrtakkaya
kiye'de, Türk hekimlerini töh-
met alünda btrakmaya hiç kim-
senin hakkı yoktur" dedi.
göster
enetjati,
^geçdalgam
'Ye, iç, enerjun göster, dalgaıu geç' slogarumn benimsendiği defikdetı önce verilen kokteylde
çağnlüar; tavuk-pilavcı, dönerci, patlamış mısırcı, dondurmacı, midyed, köfted ile tam bir sokak
atmosferinin yaratıldığı Taxim Night Park'ta kann doyurdular.
Magaan/TVServisi-
Güfkknüz gençüğinin gözde
markalarmdan Kinetix,
1993tlkbahar-Yaz
sezonunu önceki gece Taxim
Night ParkDisko'da
düzenlediği sokak defilesyle
karştladı. 'Ye, iç, enerjini
göster, dalganıgec'
sloganmın benimsendiği
defileden önce verilen
kokteylde çağnlüar,
tavuk-pilavcı, dönerci,
patlanuşmısırcı,
dondunnacı, midyed,
köftedfletam bir sokak
atmosferinin y arabldığı
Taxün Night Park'ta kann
\ doyurdnlar. Rap danscüan,
akrobasi, body ve
ammasyon gösterileriyle
süslenen defilede daha sonra
NeşeErberklVlankeıüik
Ajansa'na bağlı mankenier,
Kinetix'in spor ayakkabt,
tenis, basketbol, salon
sporlan,jogging modeUerini
tanıttı.
Kendisini enerjik hisseden
genderin terdh edeceği
Kinetix'inl993
tlkbahar-Yaz
koleksi yonunda yeralan
eşofmanlar, sHeat-shirtTer,
bask ve polo yakalı
\t-shirderin, tüketkiye
rahatlık ve hareket
serbestliği kazandıracak
bicimde tasarlandığı
betirtfldi.
(Fotoğraflan
MUHARREM AYDIN)
Bağ-Kur'lu
zamfarkmı
alamıyor
Ankara (Cımhnriyet Börosu)
- Mali darboğaz içinde olan
Bağ-Kur, emeklilerinin ocak
zammı nedeniyle ortaya çıkan
maaş farklannı, bu ay da öde-
yemedi. Bağ-Kur Genel Mü-
dürü Rıdvan Selçuk, farklar ne-
deniyle emeklilere toplam 190
milyar lira borçlu durumda ol-
duklarmı bildirerek, "ödemeyi
ne zaman yapabileceğimiz be-
lirsiz" dedi. 727 bin Bağ-Kur
emeklisinin farklar nedeniyle
ortaya çıkan alacaklan, 236 bin
lirayla 1 milyon 415 bin lira ara-
sında değişiyor.
Bağ-Kur'un içinde bulundu-
ğu mali darboğazın aşılması-
nda önemli bir katkısı olacağı
ileri sürülen yasa tasansımn, 10
aya yakın bir zamandır TBMM
gündeminde obnasma karşm
henüz görüşühnemesinin
sıkıntısmı kurum emeklileri
yaşıyor. Bağ-Kur'dan aylık
alan yaklaşık 727 bin kişi, 1
ocak 1993 tarihi itibariyle ge-
çerü olan ücret artışlan nede-
niyle ortaya çıkan farklan hâlâ
alamadı.
Bağ-Kur Genel Müdürü Sel-
çuk, Cumhuriyet'in konuya
ib'şkin sorulannı yanıtlarken,
"Nisan aylıklannı bile, son
anda bulduğumuz kaynakla
ödedik. Farklan ödeyecek pa-
ramız yok" dedi. Yılbaşmdan
buyana aylıklann ödenebilmesi
için bankalardan ticari kredi
kullandıklannı anımsatan Sel-
çuk, "Toplamı 190 milyar lira
dolayında olan farklan ödeyc-
bibnemiz için kaynak sağlan-
ması gerekir" dedi.
Hacettepe'de boykot
•ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hacettepe Üniversite
Beytepe Kampüsü öğrencılen, kampüste bulunan kantinlerin
yiyecekleri pahab satüklanm ıleri sürerek boykot başlattılar.
Boykot bugün beşinci gününe girerken, öğrenciler ekonomik
mücadele verdıklerini, kanün işleünecisi de olayın siyasi
olduğunu savundu. Kampüs içinde bulunan 5 İcantı protesto
eden öğrenciler, dışandan getirdiklen tost, sandviç, kola ve
hamburgerleri kantinlerin önünde satmaya başladılar.
Protestocu öğrenciler, kantinlerin önlerine öğrencilerin
buradan ahşveriş etmemesi gerektiğini, mutfaklann pıs ve
fiyatlan yüksek olduğu belirtir ilanlar asarken. protestoy a
kaülımın yüzde 70'e yakın olduğu öğrenildi. Kantin işletmecisi
Feyzullah Can, rektörlük ile yapüğı anlaşma gereği fiyatlan
yüzde 20 oranında düşük tuttuğunu ve protestonun siyasi
amaçb olduğunu savundu.
Sosyal Hizmet Uzmanlan Derneği
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Hizmet Uzmanlan
Derneği Genel Merkezi 3. olağan genel kurulu dün saat
10.30'da Maltepe Nokta Durağı Çok Katlı Otopark altındaki
Çankaya Belediyesi'ne ait salonda yapıldı. Genel kurulda,
Devlet Bakam Türkan Akyol tarafından görevinden ahnan
kurumun 3 yöneticısi ile ilgili durum ele alındı. Yöneticilerin
tepki olarak yeniden aday olduklan kurulda, aynca tüzük
progratnı da tartışıldı.
23 lisan çocuk şenliği
•ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT tarafından
düzenlenen geleneksel 23 Nisan Uluslararası Çocuk
Şenliği'ne katılmak üzere Türkiye'ye gelen 37 ülkenin
çocuklan bugün " Şenlik yürüyüşü " düzenleyecek. TRT
tarafından belirlenen programa göre yürüvüş saat 14 30'da
Kuğulu Park önünden başlayacak ve TBMM ön
bahçesinde sona erecek. Şenlığe kaülan 37 değişik ülkenin
çocuklan, TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem
başkanbğında, TBMM'deki Atatürk Aruü'na çelenk
koyup, saygı duruşunda bulunduktan sonra, meclis tören
salonundaki kabul törenine kaülacaklar.
Sahtedolap
• REYHANLJ (AA) - Hatay'm Reyhanh İlçesi'nde piyasaya
sürülmek istenen, 299 adet sahte 50'Iik Amenkan Dolan ele
geçirildi. Bir ihban değerlendiren emniyet ekipleri Ahmet Sör
ve AbduTahman Odoncu'nun üzerinde yaptıklan aramada
sahtedolar buldular. Sanıklann ifadeleri üzerine Ah' Sür ve
Suat Balaban'ı da yakalayan ekipler, toplam 299 adet 50'lik
sahte dolan ele gecirdiler. Adüyeye sevk edilen 4 kişi, nöbetçi
mahkemece tutuklandı.
Gazetemizin 15 Nisan 1993 günlü nüshasında 5. sayfamızda ye-
ralan ve Hayali Ihracat Komisyonu'nun yapüğı incelemelere iliş-
kin bilgileri içeren "Dosya ÖnemU İsimlerle Dolu" başlıklı haber-
de yeralan "Akfa: (ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın annesi
şirketin ortaklan arasında). 150milyar bra haksız kazanç sağladı"
bilgisi yerabnışür. Yapüğımız araşürmalar sonucunda ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın annesinın şırket ile bir Uişkisinin
olmadığı, haberin bu kısmının yanbş bilgjlenmeden kaynaklandı-
ğı, doğpj olmayan bilgiler içerdiğıni öğrendık. Düzeltir, ilgililer-
den özür dileriz.
HALTTimizi
yitirdik.
Acısı yüreğimizde
Onu hep seveceğiz.
DOSTLARI
Haliı Özdemir'in cenazesi (17 Nisan Cumartesı) bugün öğle
namazından sonra, Yalova Mezarlığmda toprağa venleccktir.