Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN1993 CUMARTESİ
12 DİZİYAZI
Mafyatalanıniçindehepvardı
Ç u ko birIi k
B İ R T A L A N I N
Ö Y K Ü S Ü
ÇETİN YİĞENOĞLU
cıkar çevreleri tam bir mafya
otaşturmuş* BunuAdana'daişçevreleri,
siyasipartiler, hattaemniyetdaMbitiyor. Biz
bukuruluşuyağmalatmayacağız."Bu
olaydan sonrada birkaç saldın olur. Son
olarak Sedat Doğan'ınkayınbiraderiLami
Aralpikikişimn silahh saldırısı sonucu ağır
yaralatur.
. artışmalardoruk noktasındayken
kulislerde konuşulan "ünlümafya1
'üderirü
Aktüeldergisiaçıklayıverdi. Bu, sonyıüarda
yılthzıparlayanişadanu Bölent
özülkü'ydü. Tambirgzperdesininardtnda
bulunan hem ANAP'b hem de SHP'li
Özülkü'nünyayınlanacakbir tekfotoğrafim
büebulmakgerçektenolanaksızdı.
S
edat Doğan, iş başına gelme-
siyle birîıkte yolsuzluklann
açıklamaya başlar ve bir maf-
yanın varlığından söz eder.
Dogan döneminde ortaya çı-
kanlan yolsuzluklardan en
önemlisi tuz ve teneke kutu vurgunudur.
Boya Basma Fabrikası'nın gırdiJennden
birideirituzdur. 1990-1991 yıllanarası-
nda fabrikaya girmediği halde 6.757.440
kilo tuzun hayaJi girişı yapılarak tam 1
milyar 100 mılyon liralık haksız kazanç
sağlanır. Vurgun, sahte kantarfişleridü-
zenlenerek hayaJi gırişlerle gerçekleştiri-
lır. Konya'dan gelmişgıbı göstenlen tuz-
lan geüren kamyonlann plakalan sahle-
dir. Kamyon plakası diye kaydettinlen
plakalann çoğu mobilet ya da özel oto-
mobil plakasıdır...
Çukobirük yolsuzluklan öyle tar-
tışmalar yaraür ki, belki de tanhinde ilk
kez bir bakan hakkında gensoru vcril-
mesine yol açar. ANAP'Iı Rüştü Kazım
Yücelen ve arkadaşlannca tanm saüş
kooperatifknndeki karşı suçlamalara
kaynaklık edcn yolsuzluk savlanyla Sa-
nayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse hak-
kında 1992 Kasjı.^ı'nda gensoru venür.
Tahir Köse'nin savunmasını yaparken
kürsüden gösterdiği "teneke kutu" ola-
yının aslı şöyledir: Köse'nin savına göre,
on yıldır Çukobirlik yağlannın ambala-
jını yapan MOSAŞ Şirketi'nce teneke
kutu üretmck amaayla Çukobirlik'len
alınan 0.30 milimelre kalınüğında 0.25
oranda kalay içeren saclar ihraç edilir.
Bunun yerine ucuz ve kalıtesız sac kulla-
nılır. Bu yolla sağlanan haksız kazanç 10
milyar lira dolayindadır. Kullanılan sac-
lar kanscrojen madde içermeleri nede-
niyle, TSE bu saclarla yapılan teneke ku-
tularla Çukobirlik yağlannın saüş ıznıni
iptaJ eder.
Mafya devrede
Sedat Doğan'ın yolsuzluklan acıkla-
ması ve mafyadan söz etmesi üzerine
Çukobirlik'te olaylar ürmanmaya baş-
lar. Daha önce bir bekçinin öldürüldü-
ğü, müdürlerin dövûldüğü Çukobırlik'-
te Sedat Doğan'ın göreve başlamasın-
dan bir ay sonra (Mayıs 1992) yöneticile-
re yönelik dövme, yaralama olaylan bir-
biri ardına meydana gelir. Bunlardan
biri de tkmal Müdürii Veli Karct'mn ka-
çınlmasıdır. Doğan, Kara olayı üzerine
şu açıklamayı yapan "Bunu göreve baş-
ladığımız gün ilan ettik. Şüpheli kışilerin
yerieriru değiştirmeye başladık. Tedirgin
oldular. Çıkar çevreleri tam bir mafya
oluşturmuş. Bunu Adana'da iş çevreleri,
siyasi parüler, hatta emniyet dahi bili-
yor. Biz bu kuruluşu yağmalatmayaca-
ğız." Bu olaydan sonra da birkaç saldın
olur. Son olarak Sedat Doğan'ın kayın-
biraderi Lami Aralp iki kişinin sılahlı
saldınsı sonucu ağır yaralanır. Bir sefe-
rinde eşi Gül Doğan'ın bulunduğu oto-
mobil. karanhk lipli kişılerin bulunduğu
otomobılle izlenir. İş şirazesinden çıkar.
Eve aruk gûnde birkaç kez tehdit tele-
fonları gelmeye başlar. Bunun üzerine
telefon edenlenn saptanması için Pi I -
ye başvurulur. Sedat Doğan tehditlen
anlaürken, "Telefonla tehdit öylesine il-
gmçti ki" diyor "Ben ve eşim korumala-
nmızın eşlığinde sabah ışımize giunek
üzere evden çıkar çıkmaz telefonlar gel-
meye başbyor. Evdeki yardımamıza
ölüm de dahil her türlü tehdidi savuru-
BİR GÖRÜS / CUMALİ DOĞRU
Adana Çiftçiler Birtiği Başkanı Cumati Doğnıda,
ÇukobirnVte sanayi bölumiyle kooperatifböKmmüıı
aynbnasmı istiyor. Sanayi kuruhtşlarmmı borçiarma
karşmeideıı çıkanimasım, kooperatiflerin üretkflere
tesmn edflmeshıi tsteyen Doğrn, borçlar mal varkğmı
geçmedea biroperasvon yapiınaa, kooperatifler
bankas kurubnasa veyönetimİBdevletin vesayetinden
kortanlarak deınotarikleştirujnesi gerektiğini söy»-
yor. Sorutannuz ve Doğnı'nun yanrtian şöyle:
-ÇakoUriikdeyinceneicrdnsönnyonnMZ?
DOĞRU-Çukobirlik, bölgemizde bmlerceortağı ve
yüzferce kooperatifİYİegercekteohayatiömem ta-
şmaktadır. Fakat Çukobirlik keudısinden beklenlejâ
gvumto kadar gerçelde^ireınemiştir.Aracıve
tefedylesavaşmda, içvedışsatanda sanayileşme re
deiDokratikleşınede yeterioceetkiü oüunanHştr.
ÇukobirMk sanayikştikçe kooperatifçüik flkderindea
U d k ü d ^ i B
dûzenkmeyleÇukobirlik ge nüdirle
Çukobirük yöaetim korahı başkanhğı statûsâ getiriML
Gend mödoradebakanbk tayinediyor. Böyteokmca
da olaym içine pootika giriyor.
- Evet, poh'tika ve Çukobirlik?
DOĞRU • Çukobiriikia pofitikaınn dymda obnaa
gerekir. Tüm kararlarm poütik değO,ekonomik çıkar
dûşûncesiyJe ahnması gerekir. Fakat bugün
Çnkobirfik'i poütikadaa ayn dûşnmnek mümkün değfl.
a ş ^ d g n e ^ ş t B u g k
haliyle koopermtiften çok KİT görnninıâıdedir.
ÇnVobirliklntemd sonnlarmfinananan,demokratik
yönrtm, etiundeoetinı
yoksuÂığu otarak ûç
noktadaözettenefc
mûmfcûndür
- Finanaıuuı kooBsonu
îrraz açar nusmız?
DOCRL-Eaönemli
sonnudv. Çüniüî gerek
öz sennaycanin, gerckse
kredi obnaUamun
yeterâzüği nedeniyle n-
oaiHiıaııgûçlûğüyle
karş^aşmaktedır.
üttetmzdebozuk kredi
düzeni ise koopcratiflerdea
çok, özd sektöre yöoeiflc-
tir.ZiraatBankası
Çukobiriik'e kredi verir,
ancak bir kooperatif
bankaa değiMir. Bu >üzden bir kooperatifbankaa
kurubnalıŞyonm. Bu banka Çtıkobiriikia
nnansman ve kredi sorununu çözeceği gibi yönetim
bağımsızlığıııa da kavuşturacakhr.
- Doiayb otarak vurguÜHİığBvz, yöaetimde
bağmidıktan neyi kastediyorsanuz?
DOĞRU - Çukobirlik'İB en öaemli sonmu
demokratik yönetimdir. Bugüycü devletgûdfimM
yÖBetimler ortaklanmn ihtiyaçlannı giderebilecek;
onian araa, tefed ve hotdiagtere karşı konıyabilecek
gnçtedeğadirfcr. Devlet, mevzuattaki \etkilerindende
yararianarak yilardır Çukobirlik âzerindesürdûrdfiğö
vesayeti kaMna yasal düzenleınelefi yapmah,
bütrâüyledanokratikbirkurumhalinegetirmeüdir.
YonetinıbiçiıniyleflgUidüşimceteriııizi açar msmız?
DOĞRU -EsMdeoyönetinortaklar tarafmdan se-
çffinB. Yönetim kuruhı başkanı da bunlar araandan
çıkardı. Bilahare 12 EyM'den sonra yasal
o iktidann atadığı genel mödöriktidar yanba
düşöaecek ve pofitika yapacakar
- Bir de etkin denetim yoksunkığundaıı söz
etnuştmiz?
DOĞRU • Bfldiğmıiz kadanyia Çukobirlikteetkfli
birdenetim maaksefyapthnamaktadr. Halbuki or-
taklann en biyûk guvencesi etkfli denetimüı ohnasKbr.
Çukobirlik in sagMlı bünyeye kavuştundnası ve
başaniı otabilmea için etkiü denetim şarttır.
- DenetimekakbğİBe işaretetmenz, ÇakobirKkteki
yobuzJuksöylentileriııden
i k k l ?
Çukobirlik
devletin
vesayetinden
kurtardsm
y y
mi kaynaklamyor?
DOĞRU- Evet Bea
tabüÇukobirtik'Bi
önceKklebirorUgryan.
OftÜBiligiBkO Ç g ş
olarak da çjftçflerin
temsfldsiyuıı. Bu nedenle
baaiojkaerimizrar.Her
devirdebirşeylerduyduk.
Okayupduyduklanouz ne
dereoedoğru bifenuyoruz.
-Çııkobirliklıı,gâçM
Mr kurum obnası için
nder yapamalıdr?
DOĞRU - öncefikle
bu ahmdan kalkriması gnç
bory ve faiz basktsından
kurtulmaltdv. Henfiz
vakH varken, borç mal varbğmı geçmeden sanayi
tesisferiyle kooperatifleri brbirinden aynp,
kooperatifler ortaklaradevredflmendir.
-Sanayi tesislerinde deborcuna karşı
degerlendiruecek bir operasyon yapumalnhr?
- Nasri bir operasyon?
DOĞRU • Çukobirlik çok borçlu. Çukobirlikiıı,
borcuna karsmk hersenemüyarlarca Kra ödemesi
gerekir. Çukobirlik'n bu kadar kar ettiğmi sanmıyo-
rum. Eğer bir kooperatifoknasa, yasa gereği Hlaa vey«
icrası mümkün oba Çukobirlik krayadüşer.
sebebiykKooperatifobnasıs yle yasalaıîa komauycr. Bu
borcım altından Çukobaük kalkamaz. Ortaklarolarak
bizi endişelendiren bu. Biz ortaklar bunu konusuyoruz.
Kooperatifler bizhnotsmı, sanayi teâsleride borcuna
makabfldeğerkndirilsyı. Hiase senedi mi çtkanhr.
Borcuna karşıhk ZJraat Bankası'na veya başka
bankalara devir mi edür bitanem.
yorlar. Tehdit edenlenn saptanması jçjn
PTTye başvurduk. Cumhuriyet savah-
ğına da durum anlaüklı. Çok özel bir as-
temle hangi telefonla arandığımıa sap-
tamak için çaJışma yaptık. Ancak nc-
dense hiçbirinden sonuç alamadık. Bizi
bir dostumuz arasa, onun telefonunu
birkaç dakika içinde saptayabiliyoruz,
ama bu tehdit telefoniannı edenleri bu-
lamıyoruz. PTT yetkilileri de doyurucu
yanıtlar veremiyorlar. Akiımıza kötü
İcötü şeyler geüyor. Evimizden çıktığımı-
zı anında bilecek kadar bizi ızleyen bir
mafyanın üstesinden gelmek Emniyet
mensuplannın yapacağı titiz calışmalara
bağlıdır." Böylece "Çukobirlik'te maf-
ya" tartışması sürüp gidiyordu. "Nam-
lunun ucundaki adam" esprisiyle Sedat
Doğan, gazetelerin manşetlennden, TV
programlanndan düşmüyordu. Peşinde,
içi silahlı koruma dolu birkaç otomobil-
le dolaşan Sedat Doğan, güvenlik önle-
mi alınmadan evinden dışan adım atmı-
yordu. Nasıl bir maiyaydı bu? Lideri
kimdi?
Mafya tartışması
Sedat Doğan hemen "her gün" bir
yolsuzluk açıkhyor,mafyanın "marifetle-
ri" ni sayıp dökuyordu. Ama hiçbir za-
man mafyayı, liderini açıklamıyordu.
Mafya hangi "aileden'"di, kimlerden
oluşuyordu, lideri kimdi, sorulan hava-
da kalıyordu. Bu sorulann yanıtı kulis-
lerdcn geliyordu. "Mafyanın lideri kim-
miş biliyor musun" tümcesıyle mafya li-
derinin ısmi kulislerdeaçıklanıyordu. Bu
arada Sedat Doğan ve yakın arkadasjan
hakkında karşı kampanya başlatılmışü.
Kulislerde afışe edilen "mafya lideri" ne
yakın olduğu savlanan baa yerel gazete-
ler de sürekli Sedat Doğan akyhinde
yayın yapıyorlardı. "Yeni yönetimin
yolsuzluklan" peşpeşe yayımlanırken
yapılan yonımlarda, yazılarda, kulisler-
de şu tema işleniyordu: "Mafya tarüş-
malanyla kamuoyunu meşgul edip, in-
sanlan bu konudaki lartışmalaıia psiko-
lojik doyuma ulaştınrken kendileri de
büyûk vurgunlar yapıyorlar." Gerek ye-
rel gazetelerde, gerekse fısıltı gazetesinde
Sedat Doğan ve ekibinin fıstık, yemek ve
tüpgaz ihalesiyle küspe satışında yolsuz-
luk yaparak müyarlarca lira hakaz ka-
zanç sağladıklan savlanıyordu. Savlar,
tüpgaz ve yemek ihaİesinde adam
kaynldığı, fıstıgın piyasa fiyatının altın-
da saüldıgı, küspenin ise bir özel fir-
manın büyük miktarda dışalım yaptığı
sırada küspe fiyatının arttınldığı, do-
layısıyla sözkonusu firmaya pazar şans
yaratılarak doiayb kazanç sağlandığı ve
Çukobirlik'in zarara ugralıldıgı yolun-
daydı Sedat Doğan ve Çukobirlik'in
yeni yönetimi hakkında ısrarla yayım
yapan, ancak şimdi yayımlanmayan
günlük yerel gazete Yeni Güney Haber
Gazetesi'ydı. Şirket ana sözkşmesinde
adı geçmemesine karşın gazetenin sahibi
Yüksek Kimya Mühendisi, İnşaat Mü-
teahhidi Bülent özülkü'ydü. Ancak im-
tiyaz sahibi olarak eski sinema oyuncu
Demir Karahan göriinüyordu. Kara-
han'la özülkü "arasında çıkan uyuş-
mazlık" nedeniyle bir süre sonra (Kasım
1992) gazetenin yayınına son verilecekti.
Çukobirlik taruşrnalannın yoğun ddu-
ğ\ı dönemde Yeni Güney Haber Gazete-
si tam yirmi gün süreyle sürmanşetten
"Sedat Doğan Dosyasın: Açjyoruz"
anonsunu yayımladı. Ancak bu dosya
açılmadı. Demır Karahan, dosyanın açıl-
mama gerekçesinı şöyle açıkladı: "Sedat
Doğan SHP'li. Ben de SHP'byîm. Bu
dosyanın acılması partiye zarar verir. Bu
nedenle şirndilik açıklamıyonız. İierde,
gerektiğinde açıklanmak üzere notere
teslim ediyoruz."
Perde arkasındaki
adam
Tartışmalar doruk noktasındayken
kulislerde konuşulan "ünlü mafya" lide-
rini Aktüel dergisi acıklayıverdi. Bu, son
yillarda yıldızı parlayan işadanu Bülent
Özülkü'ydü. Aktüel'in "Perde Arkasın-
daki Adam: Bülent özülkü" başlığıyla
yaptığı yayımda Bülent özülkü'yle ilgili
şunlar yazılnustı: "...
Bülent Özülkü: 1952 Ceyhan doğum-
lu, bir gazetenin ve onlarca şırketin sahi-
bi; eski solcu, 1985'te zengin oimuş; bem
ANAP'lı hem SHP'li. Herkesonu koru-
yor, bellı ki seviüyor, çok güclü adı tar-
tışmalann göbeğinde olmasına ragmen
şimdiye kadar ortaya çıkmadı.
Gerçek bir giz perdesinin ardında. Fo-
toğrafmı bile bulrnak olanaksız. fTÜ'-
den mezun bir kimya mühendisi, ama
üyesi olduğu Kimya Mühendisleri
Ödası'na biie fotoğraf vermemiş."
Çukobirlik mensuplanna yönelik
saldınlann nedenı konusunda kulislerde
çokça konuşulan savlarla ilgili olarak
Aktüel'de şu noktalann altı çiziu'yordu:
"... Peki, Bülent özülkü veçeyresindeki-
ler Çukobırlik'in yeni yönetiminden ne
isüyorlar?..
Anlatılanlardan çıkan sonuç şu: Sedat
Doğan Çukobirlik yönetimine geidiğin-
de, yürüyen düzeni bozunca çıkarlan ze-
dclencn kişıleri karşısında buldu. Bu
saptamada doğruluk payı var.
SÜRECEK
Kalaıı son ıııunılarıda ateşleyipgittin
O N B I N L E R
J
İCİN YAZDI
m m
Uğur Mumcu, anaydım, eği-
timciydim, laikim Atatürkçü-
>oim ama hayatin gaileleri ile bi-
raz gailet uykusundaydım.
Beni ve benim gibileri uyandın-
şın için ölmen gerekmezdi! Sen
yaşıyorsun seni ve Atatürk'ü
ölene kadar yaşatacağım. 3 oğ-
lumu bu amaç uğruna yetiştire-
ceğim yetıştiriyorum.
Nermin Palabryık
Seni görüyorum
Seni duyuyorum
Seni hissediyor ve anlıyorum
Senin varlığın veya yokluğun
Ne görmemi
ne duymamı
Ne de hissetmemi ve anlamanı
engelleyemez, bunu böyle bil-
sinler. Saygılanmla
KadriBuHit
Uğur Mumcu'ya saygı, Ata-
türkçülüğün, laikliğin ve daha
birçok meziyetinde bizierin sesi,
kulağı ve gözü oldun, şimdi bı-
raktığın yerdcn Atatürkçülük
ve laikliği sonuna kadar savu-
nacağız. Bizleri hiçbirşey ve hiç
kimse sustaramaz ve yıldıra-
maz. Seni ve Atatürkçülüğü, ü-
kelerimizi yaşatacağiz.
BdgmAhun
Sevgili Uğur Mumcu, sen her-
zaman haklıydın. Ölümün bu-
nu birkez daha kanıtladı. Her-
zaman, heryerde, seni destekle-
yeceğim.
Mimar Befein Ertu
Örnekür yaşantın
Yaşam onurlu yaşamaktır
Aynnülan axsesuarlanyla
Sen onurlu yaşadın
Bize örnektir.
ÇetinKaraca
Uğur Murncu'ya saygı, seni yü-
reğimize gömdük, ışığmda sön-
dürmeyip, yolunda yüriiyece-
ğiz. Başımız sağ olsun.
Omer Kerimoğlu
Saygılı Uğur Murncu'ya! Senin
fikirlerini ve ideallerinin savu-
nucusu olarak yaşamımı sürdü-
receğime söz venyorum. Ru-
hun şad olsun Sevgili Uğur.
CelalDuran
Emefcli öğretmen
Uğur ağebeye saygı, senin ide-
allerin, senin düşünceierin, dü-
şüncelerimizdir. Bayrağını yere
düşürmeden taşıyoruz sonuna
kadar da tanıyacağımıza söz
veriyoruz.
Rarnazan Gûmen
Bu oiup bitenler nedir
Soruyormuyuz kendimize
Çocuklanmızı kardeşlerimizi
Bu oldu bittiler nedir
Nevzat Karakış
Sevgili Uğur, acımız sonsuz, sa-
na, ılkelerine temsil ettiğin dü-
şüncelere inancımız tam. Son-
suza dek öyle olacak. Rahat
uyu.
Aziz Sabri Esen
Sayın Uğur ağabeyciğım, oku-
mayı düşünmeyi insanlığı, se-
ninle öğrendim. Ak gazetemiz
karanhk gösterilmek istendi;
fakat! ak ak beyazdı berrakü.
Çünkü onurlu insanlann emeğı
vardı. Güneşti balçıkla sıva-
mak istediler. Başaramadılar.
Başaramayacaklar da. Atatür-
kümüzün sözii aklıma geliyor.
Memleket içerisinde gailete
delalete düşmüş olanlar okur
diyor. Bu sözlerle belki de biz
suçlandık. Gaflete delalete dü-
şenler utanan. Ruhun şad ol-
sun. Bizlcr yaşadıkça sen ve ga-
zetemiz Cumhuriyet de yaşa-
yacak. Aziz ismin önünde say-
gıyla eâliyorum.
YavuzOzgüngördû
Öldüğünüze inanmak, kabul-
lenmek zor. Daha fazla birşey
yazmak içimden gelmiyor. Ha-
la kabullenemiyorum.
Meomet Yıldnm
Oğrend
Kalan son mumlan da ateşleyip
gittin. Uğur abi inan bu mum-
lar bir daha hiç sönmeyecek.
EkimNebir
öğrenci
Insanlık özgürlük mücadelesin-
de bir yiğit daha yitirdi. Ancak
bu kayıplanmız bizleri bu yol-
dan alıkoyamayacaktır. özgür-
lük mücadelesi Mumcu'lann
yaşaması ve ölmesiyle birlikte
sonsuza doğru akmaya devam
edecektir. Bu insanlara acımak-
tan başka birşey düşünemiyo-
rum. Yaşasın mücadelemiz.
BartşGalaa
Türkiye'nin yansı ölse, bu ka-
dar yanrnazdım.
Nazm Ümhan
Her zaman belleklenmizde ya-
şayacaksın.
FıgenAlümrt
SÜRECEK
POLITIKA VE OTESI
MEHMEDKEMAL
Feyyaz'ın Dizeleri...
Feyyaz Kayacan'ı (1919-1993) da yrtirdik. Her yaz so-
nu, bahar başı göçmen bir kuş gibi, Anadolu yakasının
küçük meyhanelerinde yarı sarhoş görünürdü. BBC'ler-
den kalkar, bu küçük içki evlerine gelirdi. Gelir içkili ar-
kadaşlarını koduk yerde bulurdu. Belki Londra'da da
böyle puplar vardı, oralarda buluşurdu. Son yıllarda en
yakın arkadaşlan Turhan Sadi Selen'le Behzat Ay'dı.
Sarhoş sarhoşu bulur derler, birbirlerini bulmuşlardı
(Turhan Sadi Selen de gitti).
Feyyaz'ın en son haberlerini Behzat'tan alırdım. Beh-
zat arkadaş canlısıdır. Çabuk dost olur. Feyyaz'la, onun
içkiciliğiyle hemen dost oluvermişti.
Yıllardan beri BBC'ninTürkçebolümündeçalışıyordu.
Burdan kopup gidenlerin hemen hepsine kucak açmış,
bir iş bulmuştu. Kimler mi? Soyleyeyim, hepsi de bildik
adlar: Izgan Baz, özcan Ergüder, Can Yücel, Tektaş
Ağaoğlu... Sonra gelen bir kuşak da: Hilmi Yavuz, Ah-
met Levendoğlu, Ragıp Duran, Edip Emil öymen... Kapı-
yı çalan, "Kim o?" sesini duyar duymaz, hemen içeri
girer bir köşeye kurulurdu.
Şükran Kurdakul'un sözlüğüne bakıyorum; iyice okur
yazarlarımızdanmış... Okuduğunu, oğrendiğini içine
sindirmiş, hiç belli etmezdi. Oykücûlüğünde, öykücü se-
rüveninde Dr. Fikret Ürgüp'e benzerdi. Bir sakaM şerif
gibi her şeyi kırk bohçaya sarmışb. Acaba resim de ya-
par mıydı?
Okullar Saint Joseph'ten oaşlıyor, Paris Ecole Libre
Des Sciences ve Ingiltere Durham Üniversitesi ekonomi
kurslarınadeğinuzanıyordu. Buzorlubirikim birkaçşiir,
birkaç öykü, birkaç romana sığışıyordu. Sanıyorum ça-
lışkanlığının ilk yıllarında her yıl bir kitap mı çıkarıyordu.
Koltuğunun altında bir tomar kitap eşedosta imzalarken
görürdüm. Bana imzaladıkları da vardı.
Ne yalan soyleyeyim, şöyle bir göz atar, doğru dürüst
okumazdım. Bana hevesli bir yazar gibi gelirdi. Ne söy-
leyecekti ki, ne okuyacaktm! Bir amatör yazar gibiydi.
Hani parasıyla kitap bastıran zengin çocukları var, on-
lardan... Sözlükteki kitaplarına bakıyorum az buz kitap
yayımlamamış. Geç kalmakla hem Feyyaz'a hem kendi-
me yazık etmişim.
Ikimiz de sakallıydık, benzetenler çoktu. Ama son yıl-
larda benzetenler rahatsız edecek kadar oldu.
Mehmet Ali'nin Hatay'ındaki görüşmelerimizde, "In-
sanlar, sen diye bana tebelleş oluyorlar, bunu nasıl ço-
zümleyeceâiz?"
"Bilmem."
"Ben sen olamam. Ne olsa biraz Ingilizliğim var."
Doğru söylüyordu, bir yanıyla Türk'se öte yanıyla Ingt-
lizdi. Halis kan bir Ingiliz hanımla evti, iki de çocugu var-
dı.
Ikimiz de hayii ihtiyarlamıştjk. Bakalım bu yıl geldigin-
de de benzetenler olacak mıydı? Biz gelmesini umarken
kendi değil ölüm haberi geldi. Yazı geçirmeye gelen bir
göçmen kuş gibi aramızda dolaşmasını, sakacıktan kıs
kıs gülmesini beklerken oldu mu ya? Kara haber çabuk
gelir. Bir gün önce çalışma odasında bir iskemlenin üs-
tünde, bir göçmen kuş gibi tünerken uyku bastnr gibi
ecel basbrıyor. Kimseye yük olmadan oraağayığılıp ka-
lıypr.
Türkçe şiirleri Ingilizceye çevirerek bulunmaz birOn-
toloji yaptığını işitiyorduk. Kimi dergilerde tek tük örnek-
leri de vardı. Şiirleri seçerken sevdiği dizeleri buluyor-
du. Ingilizcelerini bilmem ama, Türkceleri nice yitmiş,
unutulmuş, şuralarda buralarda gözden kaçmış dizeler-
le doluydu. İçimden Feyyaz bir seçme yapsa da şunları
topluca okusak diye geçerdi. İlk hrsatta bunu kendisine
soyleyeyim isterdim. Şimdi nasıl soyleyeyim? Söyle-
sem duyar mı?
Şiirin sesidir bu yitmez, saklıdır, belki iki kadeh içtik-
ten sonra kulağıma birileri fısıldayıverir... Olmaz mı?
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Necati Camalı'nın bir
tiyatroyapıü. 2/ Bayağı...
Şeker üretiminde bülur-
laşan şeker alındıktan
sonra kalan şekerli posa.
3/ Kapı, dolap gibi şeyle-
rin kanatlan kaparunca
kalan aralığı örtebilmek
için cakılan cıta... Cilt. 4/
AvTupa'da bir başkent...
Şöhret. 5/ Yön göster-
mek için belli yerlere ko-
nulan işaret... Antoloji.
6/ Türkiye'nin plaka işa-
reti... İlişkin, değgin... Bırçalgı. 7/
Ahenk... Ingiltere ve ABD'de kul-
lanılan arazi ölcüsü birimi. 8/
Türkçülüğün bir kolunun Türk-
ler'in Asya'daki eski yurduna ver-
diği ad... Ortadoğu'da bir göl. 9/
Üstü kapalı olarak anlatma...
Kansızlık.
YUKARIDAN AŞAĞ1YA
1/ Yrnnaz Gûney'in bir fılmi..."- - -
-i mucıze-gûyem nc desem lâf değil
/ Çerh ıle söykşemem âyinesi sâf
değil" (Nefi). 2/ Dinleme salonu. 3/ Sekiz kiloluk tahıl öfc
Sınır nişanı. 4/ Küçük mağara... Gözleri görmeyen. 5/ llaç...
Hatay ilinde bir ırmak... Olumsuzluk belirten bir önek. 6/ Ahi
kuruluşlanna gırenlerin törenle beUerine bağlanan kuşak... İs-
panya'da Bask bölgesinin bağımsızhğı için savaşım veren gizli
örgüt. 7/ Beddua... Güreşte biroyun.8/ Moğolistan'da, Baykal
Gölü'ne dökülen Orhon Irmağı'nın yukan çığınnda tarihi kent.
9/ İncc bulgur... Boru sesi.
SAHIR ERMAN
ŞİRKETUER
CEZA HÜKÜKÜ
KİTAPÇILARDA
XVI + 215 Sahıfe-100000. TL+KDV
tLAN
T.C.
BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
1992/328
Davaa Feride SagJambaldır vekili tarafındajı davalı Nevzat Sag-
lambaldır aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında;
Davalı Nevzat SağJambaldır'a çıkartılan tebligatlar bila ikmal iade
olunmakla ve yapılan tahkikatta adresinin semti meçbulde olduğu bil-
dirilmekle işbu davalıya ılanen teblıgat yapılmasma karar verilmiştir.
Davalı Nevzat Sağlambaldır'ın duruşma günil olan 18.5.1993 günü
saat 9.00'da Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde haar bulun-
ması veya bir vekil ile kcndisini temsil ettirmesi ve delillerini ibraz et-
mesi, aksi takdirde yokluğunda yargılama yapılacagı ve karar verile-
ceği işbu davalıya davetiye yerine kaim olmak üzat ilanen tebliğ olu-
nur. 17.2.1993
Basın: 47224