Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 NiSAN 1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ŞİRKETLERDEN
HABERLER
• BAŞAK SİGORTA Genel
Müdürü MuzafTer Bılgılı
1992 yılında pazar payını
yüzdc 7.57'ye yükselttıklerini
büdirdi.
•GÜVEN SİGOR-
olağan genel kurul
toplantısında, 1992 yıb
kannın 16 milyar liraya
ulastıîanı büdirdi.
• GENERALI Sigorta AŞ
ldare Mechsi Başkanlığı ve
Murahhas Azabğına Haşim
Ekener; Genel Müdürlüğe ve
Murahhas Azabğına Peker
Çumralı atandı.
•TEBA, İzmir'deki
fabrikalannda tüketiciye
Zanussi bulaşık ve çamaşır
makinelerini tanıüyor.
• NETAŞ hisseleri 20 gün
içinde yüzde 57 değer
kazanarak 20 gün içinde 13
bin braya yükseldi.
•TAM SİGORTA Maü
Işlerden Sorumlu Genel
Müdür Yardımcılığına,
Sevgi Atay atandı.
• HACI ŞAKİR, otomatik
çamaşır makineleri için saf
granü! sabun imal etti.
• TETRAPAK, MilkWay'
adı verilen TlR'la getirttiği
mini süt ışleme ve paketleme
sıstemını FM Kültür
Merkezinde düzenlenen
'Çiftlik Gecesi'nde tanıttı.
• DESA,ilkbaharyaz
kreasyonunu Desa
Mağazalan'nda satışa
sundu.
•TÜR TANITIM, Mars-
plastikduvarboyasıiçin
haarlanan reklam
kampanyasına 'Marsha!
Plastik Show" adını verdi.
•BRISA, otomotiv sektö-
yönelik 'Toplam Kalite
Kontrol ve Uygulamalan"
konulu seminer ve konferans
düzenledi.
• IBM.dırect
talk ses işlem
teknolojisini
kullanan kuruluşlara, bu
teknolojideki gelışmeleri
anlatü.
•GENOTO, otomobil
pazadama ve hızmet
anlayışirfa yttıi bir fealk» - '
ekleyerek 'fılo otomobil
kiralama' sistemini genişletti.
•ERKSAN
HOLDİNG,
şirketlerinden
Deteks
Kimya'nın
30'uncu kuruluş
yıldönümünü kutladı.
• FABMATİKdeterjan,
değişen formülü ve yenilenen
ambalajıyla Arnetta marka
iç çarnaşın hediye ediyor.
•TÜRK NIPPON Sigorta,
restoranlar için
'restoran-lokanta paket
sigortası' uygulamasına
başladı.
•TOYOTASA,mart
ayında 1241 adetToyota
Tiarka araç satarak geçen
yıla oranla yüzde 137'ük bir
artış sağladı.
•TURYAĞ,
' formülüyle
haariadığı Yayla
Sofı'u tüketicilerine sunuyor.
• BRITISHAIRVVAYS,
Türkiye'de "Frequent Flyer'
programını başlatü.
• RENAULT,
Fainvay ve
v Brodway'i dış
görünüşlerini,
' motorlan ve iç
dizaynlannı
yenileyerek
hazırladı.
• ECZACIBAŞI, Bayer'in
Baygon, Lacumin, Delial ve
Ceox gibi ürünlerini
Türkiye\je pazarlayacak.
ICOMMER
lOALUNlON
Sigorta. kasko
sigortası
yapüranlara yüzde 75'e
varan hasarsızlık indirimi
için imkan sağlıyor.
• TELETAŞ'ınl992yıh
vergi öncesi kan 152.4 milyar
lira olup bu kardan 89.3
milyar lirayı vergj olarak
ödeyecek.
~~ BUNIVERSAL
kSİGORTA,
Jagorta
Dİiçelerindeki
' enflasyon riskini
ortadân kaldırmak amaayla
dövize endeksb yangın
sigorta poliçesini sundu.
• DELTA
AIRLINES,30
nisanda
Francisco ile 4 hazirandan
itibaren de Münih ve
Cincinnati servislerine
başlayacak.
• DYO reklam kampanyası
için çekilen fılmlerde Ajda
Pekkan ve Mazhar Fuat
Özkan_üçlüsü yer abyor.
• PANCOM,24iğneb
KJC-P1121 modeli yeni
yazıasını Türkiye'de
piyasaya sürdü.
Bu seferki acı reçete üç yılı kapsıyor ve 'tek haneli enflasyon' vaat ediyor
IMF'den vine avnı nakarat• Uluslararası Para
Fonu, koalisyon
hükümetine sunduğu
yeni gizli raporunda yine
kronik enflasyona karşı
'Ücretlerikısm'
uyansında bulundu.
IM F, Türk ekonomisine
*Yava§ iyileşiyor' teşhisi
koydu.
NLRSUN EREL
ANKARA - Uluslararası Para
Fonu'nun(IMF)hazırladığr"giz-
li" raporda, Türkiye'ye 3 yıl sü-
reyle "istikrar programı uygula-
ması" önerildi. Bu süre boyunca
taviz verilmeden uygulanacak
anıienflasyonist politikalar sonu-
cunda, "kronik" hale gelmiş bu-
lunan enflasyonun "tek haneli ra-
kam"a düşürülebileceği savunu-
lan raporda, hükümeün "ücret-
ler" konusunda çok dikkatli ol-
ması da istendi.
Türkiye ekonomisinin 1992
yılındakı performansı değerlen-
dirılırken "Çok kısıtlı birıyileşme
yaratılabıldi" görüşüne yer veri-
len raporda, hukümetin enflas-
yonist beklentileri kıramadığj,
sağlanan büyüme hızının ise bü-
yük ölçüde tüketim patlaması-
ndan kaynaklandığı savunuldu.
IMF ıcra dırekıörlerinden Van
Houten başkanbğındaki 6 kişilık
heyetin Türkiye'deki konsültas-
yon görûşmelerinin ardından
hazırladığı ve 27 Şubat 1993 tari-
hini taşıyan 20 sayfalık raporda
son I yıla ilişkin değerlendirmeler
özetle şöyle:
• Enflasyon: Kronik hale gel-
miş yüksck enflasyon, şu sırada
Türkiye ekonomisinin en ciddi
sorunudur. Yeni hükûmet bu so-
runun çözümünde bır fırsat ola-
rak gündeme gelmiş olsa da, enf-
lasyonla mücadelede çok kısıtlı
iyileşmeler sağlayabilmiştir.
Dolayısıyla enflasyon yüksek
seyretmiş ve kamuoyunun hü-
kümctin enflasyonu dûşûrüle-
bileceğine ilişkin beklentileri kay-
bolmuştur. Maü politikalarda
denge amacına yönelik tedbırlcr
kaçınılmaz hale gelmektedır.
•Böyöme: 1992 yılında büyü-
menin gerçek nedeni kamu ve
özel tüketim harcamalanndaki
patlamadır. Ücretlerde yapılan
anormal artışlann bir sonucu
olan bu durum, aynı zamanda
malı politikalardaki sapmalann
da bir göstergesidir.
•Yannmlar. Yatınmlann
hızlı artacağı yojundalri varsa.yı-;
mlar da gerçekçi değıl, çünkü fı-'
•nansman maliyetleri çok yuksek,
aynca uygulanacak mali politi-
•* ^ O&M&fc **•
IMF koaüsyona kavşıyıımuşcuh
Ekonomi Servisi - Koalisyon hükümetine
bundan önce "karanlık bir tablo" çizerek sert
uyarılarda bulunan l luslararası Para Fonu
(IMF), bu kez çözüm yolu gösterip, "Sözümü
dinlersen kurtulmak zor değiT mesajıy la umut
verdi. Üsteiik IMF, Başbakan Demirerin 500
gün için ortaya koyduğu nedeflerden daha
iddialılannı 1000 güne sığdırma \ aadinde de
bulundu. IMF geçen kasım a\ ında hazırladığı
raporda ise "> üksek ücrct artışı. Türk
LJrası'ndaııkaçış>e lürksanavinin rekabet
gücünü yitirmesi" konuiannda ekonominin
tehlike sinyalleri verdiğini sa> unmuş >e kesin
çözümden söz etmemişti. ^ ıilardır Türk
hükümetlerinin dış \ardım için kaptsında
bekleyip, "acı «9616** »e elcştiri aldığı
Lhıslararası Para Fonu, koalisyon hükümetine
de "nasihari" eksik etmedi. Ancak IMFnin
bükümetin ekonomik politikalarına yönelik
eleştirilerinde bu kez bir >umuşama hissedildi.
Geçen raporda birçok sektöriin teknoloji ve
maliyctler açısından uluslararası piv a.salarda
rekabct gücünü y itirmekte olduğunu ileri süren
IMF uzmanlan, bu kez T ürkive'nin başta
Ortadoğu olmak üzere, Körfez Kri/i sonrası
yitirtneye başladığı dış
pazarları tekrar kazandtğını müjdelediler.
Üsteiik bu seferki raporda, Türk ürünlerinin
sanayileşmiş ülkelerin mallany la da rekabet
edebilir seviyeye ulaştığı vurgulandı. IMPin
önceki raporunda "tehlikeli bir gelişme"
olarak nitelenen dövize yönelişveTL'den
kaçıştan bu raporda söz edilmemesi de dikkat
çekti. IMF > etkilileri bu kez Türki)e'nin dış
krediblitesinin \ ükscldiğini ve borç bulma
yolunda sıkıntısı olmadığını dile getirdiier.
"İ cret artışlannı frenlev in" uv arısı ise her iki
raporun da ortak ıı\ arısını oluşrurdu. Ancak bu
kez daha "v umuşak bir ifade tarzı" secildiği
dikkat çekti. Daha önce kamudaki personel
giderini kastederek, "\ eriınsi/ harcama
kalemlerindcn tasamıfa gidilmelidir" diyen
IMF, bu kez"*L'cret artışını gerçekleşen yüksek
enflasyona göre değil, hedeflenen v üksek
enflasyona göre y apuı" görüşünü sav undu.
IMF, son raponıv la üsrü kapalı biçimde
ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansu
Çiller'i deuyardı. l zmanlar. borçlanmayı
IVIerkez Bankası'nın kontrol altııida tutmasını
ve kunıluşun daha etkin hale geririlmesini
Ktcyerck Merkez Bankası Başkanı'na karşı
oluşturulan lobiv i elcştirmiş oldular.
kalara güvensizlikler var.
• Kamu maliyesi: Kamu kesi-
mi borçlanma gereğinin düşürül-
mesi mümkün olmamıştır. Âf ka-
nunu ile bir defaya mahsus bir ge-
lir yaratılabilmiştir, ama özellikle
Gelırler ve Kurumlar Vergisi için
reform gereğı ortada durmak-
tadır. Hazuianan yeni vergi pa-
ketinin ise 1994'ten önce etkileri
hissedilmeyecektir. KİT açıklan
sürmekte, prograralarda öngörü-
len fıskal ayarlamalann yapıla-
mayışı, Merkez Bankası üzerin-
deki baskılan arttırmakta, rezerv
parada artışa yol acılmaktadır.
•Dtş tkaret: Esnek kur siste-
minın sürdürülmesı sayesinde
ekonomideki sorunlann ihracata
yansıması önlenebılmektedir.
Türkiye ıhracatının hedefkre pa-
ralel arüşı sürmekte. özellikle sı-
nai ülkelerde Türk mamullerinin
rekabet gücü kazandığı görül-
mektedir. Ithalattakı artışta
otomobil gibi tüketim mallannın
itkısi olmakla birlikte. sanayıye
yönelik ara mallar da önemb ka-
İem oluşturmaktadır.
•Kredibilite: Körfez krizi sı-
rasında bir süre dış finans piyasa-
lanndan çekilen Türkiye'rün şu
sırada kredi bulma sorunu yok-
tur. Ancak faizferin baskı altına
abnması nedeniyle kısa vadeli
sermaye girişlerinin ters etkilen-
diği görülmektedir.
• LcreÜer: Konsolide bütçe-
nin yüzde 41 gibi çok büyük bir
harcama kalemini oluşturan üc-
retler konusuna hükümet çok ka-
ve
rarlı yaklaşmak durumundadır.
Bu hûsus'vapılan gönişmelerde
özellikle vurgulanmış ve bûtçede-dayandınlmaması
öngörülen rakamlann dışına ke- yer alıy or.
sinlikle çıkılmaması istenmiştirr.
Toplusözleşmelerde ücret ayarla-
malannda geçmiş enflasyonu
tazmin etmek değı». gelecek enf-
lasyona göre hedef belirlemek
esas alınmabd'.r.
•özelleştinne: Özelleştirme-
nin çok yavaş ılerlediğı ve hedef-
lerin gerisinde kaldığı görülmek-
tedir. Kamu mab'yesini olumsuz
etkileyen KİT açıklannın orta-
dan kaldınlması şarttır."
İstikrar paketi
Türkiye'nin 3 yıllık bir istikrar
programı uygulamasıru öngören
bu öneriler de özetle şöyle:
"Türkiye artık kısa vadeb çö-
zümlerden kaçınmabdu-. Yıllık
bazda degil, iyi dizayn edilmiş
orta vadeb bir paketİe sonınlar
büyük ölçüde kontrol alüna ah-
nabilir. IMF, Türk yetkiblere
mali dengelere yeniden kavuşul-
masını öngören 3 yıllık bir prog-
ram önermektedir. Paketin baş-
laülması aynı zamanda enflasyo-
nist beklentileri kıracak bir for-
müldür. Borç yöneü'minin mer-
kezi hale getirileceği ve Merkez
Bankası'nın daha ağırlıkk
katkısının sağlanacağı bir yön-
temle hem faizler geriletilebibr,
hem kamu kesimi borçlanma ge-
reği aşağılara çekilebıbr. Bütce-
nin harcamalar-gelirler faslının
yeniden gözden gecirilmesi ve
KİTIerin küçühülmesi de gerek-
mektedir. Kurumlar vegebr ver-
gılerinde kökten reform, vergi ta-
banının yaygınlaştınlması ve ıs-
tisnalara son verilmesi kacınıl-
mazdır. özellikle personel harca-
malan. teşvikler ve fonlann bütce
dışında kullanımına kısıtlamalar
getınlmesi de birer zorunluluk-
tur. Bu uygulamanın ilk iki
yılında büyüme duracaktır, ama
üçüncü yıl enflasyon tek haneli
rakama dönüşür, yatınm hamlesi
de yeniden başlar."
KİT'kr ktiçfiltûlmeli
IMF Raporunda KİT açıklan-
nın gıderilmesi ile ilgili tedbirler
sayılırken "Kuruluşiann parça-
lanması. bir bölümünün kapa-
tılması tekellerin yok edilmesi.
aşu ıstihdama çözüm olarak er-
ken emeklib'k sistemleri balalıl-
ması, KİT'lere bütçe transferle-
rinin durdurulması' gibi
Dünya Bankası tarafından da
önerilmiş düzenlemeler üzerin-
de duruluyor. Tarımda destek-
leme ve fiyat politikalanrun
gözden gecirilmesi de istenen
IMF raporunda, işsizbk sigor-
tasınm orta vadeye ertelenmesi
kesiriBkle"'âevleT fonlanna
görüşü de
Çiller, Saracoğlu'nun altın Borsası ve faiz operasyonuyla ilgili eleştirilerini yanıtladı
Kamuaçığımkapatmaya 3projeEkonomi Servisi- Devlet Bakanı
Tansu Çiller bu yıl içinde kısa vadeli
avans kullammı yerine. KİT arsalan ile
hazinenın tanm arazılcn ve bakanbk
binalannın satılmasıyla elde edilecek
gelirle kamu açıklannın azaltılacağını
açıkladı. Çiller. aynca gecekondulann
sahiplerine mal edilmesinden doğacak
rantın devlele aktanlması amaayla bir
plan hazırlanmakta olduğunu söyledi.
Çiller, birikrruş KİT zamlannın bazı
mallarda yüzde 5 ile 7 arasında olduğu-
nu ve bu zamlann KİT'ler tarafından
ürün fıyatlanna yansıülacağını belirtti.
Dün akşam İstanbul Ticaret Odası'-
nı ziyaret eden Tansu Çiller, hüküme-
tin 500. gününe yönelik eleştirileri ya-
nıtlayarak Merkez Bankası Başkanı
Rüştü Saracoğlu'nun faiz operasyonu
ve altın borsasına ilişkin çıkışına yanıt
verdi. İTO Başkanı Atalay Şahinoğlu -
nun faizlerin düşüşünün devam etmesi
için karşıhksız para basımının olup ol-
mayacağı ve birikmiş KİT zamlannın
üstüste gelmesiyle enflasyonun yeniden
çıkış eğilimine gelmesinden endişe et-
tiklerini belirtmesi üzenne Çiller. geçen
yıl olduğu gibi bir KİT zammı patla-
ması beklenmemesi gerektiğini söyledi.
Enflasyonun yüzde 78'den 58"e indiril-
diğine dikkat çeken Çiller "Cstelik bu
yüzde 5.9"luk büyüme ve hiperenflas-
yon beklentisinin olduğu bir dönemde
gerçekleşti. Özelleştirmeye hız verilebil-
seydik, bu oran daha da düşecekti.
Enflasyon büyümeden değil. dengesiz-
liklerden kaynaklanıyor" dedi. Yüzde
• Devlet Bakanı Tansu Çiller bu yıl kısa
vadeli avans kullammı yerine KİT
arsalan ve hazine arazileri satılmasıyla
kamu açığının giderileceğini söyledi.
Bunun için üç proje geliştirildiğini anlatan
Çiller,"Devletin elindeki arsalar elden
çıkanlacak, bakanlıklann
değerlendirilmeyen binalan satılacak,
gecekondulan sahiplerine satarak
doğacak rant devlete aktanlacak" dedi.
5.9'luk büyümenin tüketim artıVndan
kaynaklandığı yönündeki eleştirileri de
yanıtlayan Çiller "Talebe karşılık yüz-
de 5.9'luk üretim artışı da olmuştur.
Ama üretim artışı yaünmdan gelmcdi.
Kapasite kullanımının artışından geldi.
Kapasite kullanım oranlan devletin de
teşvikleriyle yüzde 71-79'a çıktı. Kapa-
site artışıyla üretimi arttırmak bir yıl
daha mümkündür. Tüketim artışı ol-
madan üretim artışı olmayacağını artık
anlayabm. Türkiye'in yapısı artık böy-
ledir." diye konuştu.
Tansu çiller, Hazinc'nin bugünc ka-
dar Merkez Bankası'ndan kullandığı
kısa vadeli avans miktannı 44 trilyon li-
rada bıraküğını ve avans mıkıannın
limitinin 58 trilyon lira olduğunu ayn-
ca 13 trilyon lira daha kullanabilecekle-
rini söyledi. Kısa vadeJi avans yerine
kamu açıklannı kapatmak için üç proje
geliştirdiklerini anlatan Çiller şöyle ko-
nuştu" Bunlann ilki devletin elindeki
arsalan satışa çıkartmaktır. Hazine'nin
elindeki tarla cinsi araziler üzerinde ça-
lışan köylülere kiralanmış, bunlan bu
yıl içinde kendilerine satıyoruz. Bakan-
lıklann clinde dcğerlcndirilemeycn bi-
nalar var. Bunlan açıkarttırmayla
hemen satacağız. Bu iki kaynaktan
13-20 trilyon bra gelir elde etmeyi bekli-
yoruz. Üçüncü etepta gecckondularla
ilgili çok önemli bir plan hazırlanıyor.
Gecekondulan oturanlanna mal edip
doğacak rantın devlete aktanlması sağ-
ianacak. Bu konuda planlama ve Milb
Emlak birbkte çabşıyor." İTO yetkili-
leri ise Çiller'in gccekondu projesini
açıklaması üzenne , gecekondulara ta-
pu vererek planlama yapılması halinde
en az 50 trilyonun üstünde gebr elde
edilebileceğini söylediler.
Bakanlğı'na Sümerbank'la ihgiü ola-
rak plot proje geliştirme görevi verildi-
ğini belirten Tansu Çiller. ilk önce
Sümerbank'ın arsalannın satılarak
bankalara olan 17 trilyon bralık borcu-
nun kapatılacağını anlattı. Çiller Sü-
merbank'ın Bakırköyde'ki arsasım,
alUn bankası da dahil, dünya ticaret
merkezinin de yer alacağı bir tinans ve
ticaret merkezi haline getinlmek üzere
bir bankalar konsorymuna satnıayı
düşündüklerini açıkladı.
Tansu Çiller. Hukümetin mab piya-
salarda yaptığı reformlan kamuoyuna
anlatamadığını vurgulayarak "Tür-
kiye'ye gerçek konvertibibte 1992'de
geldi. Çünkü, sermayedeki açıklık ve
dünya piyasalanndaki sermaye enstür-
manlan gctirildi. 32 sayıb kanun iki kez
değiştirilerek fınansal reform yapıldı."
Tansu Çiller. dövize kimsenin kan-
maması gerektiğini söyleyerek "Türki-
ye 17.1 mılyarla tarihinin en yüksek
döviz stokuna sahip. Bu durumda
Türk lirasının değerini korumak için
piyasadan lira çekıp. faizleri yükselt-
mek doğru değil. Dövız kurlan üzerin-
de baskı yaratıp faizleri yükseltmek
ihracat ve yatınmda darboğaz yaratır"
dedi.
Çiller altfn bankası ile ilgili olarak
bilgi vererek. Merkez Bankası Rüştü
Saracoğlu'nun "Altın bankasına kim-
senin yüksek miktarda altınını getirme-
sini beklemediği" şeklindeki açıkJama-
sını "Türkiye de 50 milyar dolara
yaklaşan bir altın stoku var. Şimdi ge-
tirdiğimiz sistemle, altınını getirene
onun karşıbğında sertifika verilecek,
üstüne faizde verilecek. Türk halkının
ufku geniştir. Ben Türk halkının ufku-
nun geniş olduğuna güveniyorum" di-
ye yanıtladı.
Kotalar doldurulamıyordu, geçen yıl yüzde 40'lık artış sağlandı
ABD'ye tekstil ihracab patladıEkoDomi Servisi-Türkiye'nin
ABD'ye geçen yıl yaptığı tekstii ve
konfeksryon ihracatBun, bir önce-
ki yıla göre yüzde 40 arttşfa 420
ma.voo dolara yükseMigi bOdirildi.
bteobul Tekstil ve Konfeksiyon
Ihracatçı BirMkteri (ÎTKtB) Genel
Sekreteriigi'nden yapılan açıkla-
mada, Körfez Savası'ndan sonra
ABD ile yapdan görüşmekrle
kota oranlanmn yüzde 100 oram-
nda arttınVüğı hadrtanMı.
Ancak bu kotalarm doMyruia-
madığuun beirlenmea üzerine ab-
nan tedbirierle, 1992 yılı ihra-
catuım bir önceki yıla oranla yüz-
de 40 artışla 420 milyon dolara
çtktığı kaydedilen açıklamada,
1991 yılmda burakamuı300 mU-
yoo doiar olduğu vurgulaJidı.
tTKİB Yönetim Kunıhı Baş-
kanı Okan Oguz da koouyia ilgili
olarak yaptığı açıklamada, bu
•Türk tekstil ve
konfeksiyon sanayicileri,
ABD'ye ihracatta Körfez
Krizi sonrası elde ettikleri
kota artışı avantajını geçen
yıl kullandılar.
otumlu getişmeye rağmen ABD'ye
yapılan Türk tekstil ve konfeksi-
yoo ihracnda son noktaya gelin-
mediğini söyledi.
ABD'nin tekstil ve konfeksiyon
d^ahmında Türkive'nin pavının
>üizde 1.2 oMugunn ve 20"nei sıra-
da yer aklığını hatırlatan Oğuz,
önümüzdeki yıllarda yapdacak
çausmalarla bu oranm arttın-
lacağmı kayderti.
Oğuz, Türk konfeksiyon ûrim-
lerinin ABD pazarmda böyle bir
ABD'ye ihracat artı$ı
Ihracat
TekrtH
Konfoksiyon
Tokstfl vfi konlsksiyon
1991
65.494
235J36
90İJ032
1992
89J81
329.373
419.054
Altş%
36.9
39J
39.2
yükseüş göstermesİBde, New
York'ta tTKİB tarafından kuru-
lan "tTKİB Shon Room^un da
önemli katkılan olduğunu sözleri-
neekkdi.
320 milyonu aşan nüfusu ve
yüksek alm gücü ile dünyamn en
büyük tekstil ve konfeksiyon pa-
zarlanndan biri olan ABD, bu
alanda uluslararası pazarlaruı en
büyük abcdarmdan biri konumun-
da. ABD ekonomisinin 1990 ydı
yaz aylamda icine düstüğü dıır-
gunhık eğiüminin ancak gecen
yıun son 3 aylık döneminde kın-
İmaya başladığı beurtinyor. Bu
yıun ilk böiümünde açddanan gös-
tergeler ise ABD ekonomisinin 2'-
nd Dünya Savaşı sonrası yaşadığı
en uzun süreii ekonomik durgunlu-
ğu adarhğı şeknnde yonmlam-
yor.
D^ ticaret rakamlarma
bakıldıiında, 3 yıla yakm bir süre-
dir devam eden ekonomik durgun-
luğun ABD tekstil ve konfeksiyon
sektörlerini dtgerieri kadar ynrat-
madığı, ülkenin d^alnılannda bü-
yök bir düşüş gözknmediği ortaya
çıkıyor. Tekstil ve koufeksiyon it-
halatmm 1991'de vnzde 4.1,
1992'de de yüzde 13^ artması da
ABD'de ba sektörierin ne denfi
canlı oMuğunun göstergesi kabui
edjüyor.
Türk tekstil ve konfeksiyoB ib-
racaünuı söz konusn dönemde bo
canhhktan yararianamaması ise
knr arDşnn enflasyoaun gerisinde
kabnası ve bu yüzden Türk örünk-
rinin ıduslararası piyasalardaki fi-
yat rekabetüûn yavasiamasıyla
açddanıyor. 1989-90 döneminde
enflasyon yüzde 60 oturken do-
lann yüzde 30 değer kazanmasmoı
Türk malanmn doUr cinsindeB 6-
yatiannı yükseHtiği ve (bssatmda
yaşanan sduntuıın buradan kay-
naklandığı ifade ediliyor.
İŞÇİNİN EVRENEVDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
DışlanmaBursa'da uluslararası düzenlenmış seminere katılmamış
olsam, kendi adıma, ilgili olduğum halde yurtdışında yaşayan
işçilerimiz için çok hızlı işleyen ve yeni olumsuz koşulları getı-
ren gelişmelerden haberli olmayacaktım.
örneğin Maastricht, Schengen anlaşmalannın itgili hü-
kümlerinin yürürlüğe girmesi ile işçilerimizin birçok ülkede
kazanmış oldukları ve yıllardır kullandıkları haklan yıtirecek-
lerıni bilmiyordum.
Yıllarla verilen çok zorlu uğraşlar sonunda çeşitli Avrupa
ülkelerinde yaşayan veçalışan işçilerimizin kazanmış olduk-
ları birtakım sıyasal haklar var. Yerel seçimlerde seçme ve
seçilme hakkını kullanabiliyorlar. Siyasal partıler içinde etkili
ve katılımcı olabiliyorlar. Maastricht Anlaşması'nın bütün Av-
rupa ülkelerinde eşit uygulama ilkesi yürürlüğe girdiğinde,
bu kazanılmış haklar geri alınacak Çünkü söz konusu haklar
bütün Avrupa ülkelerinde kazanılmış değil. Maastricht bir ül-
kenin tanımadığı bir hakkın diğer ülkede kullanılabilmesını
engelliyor.
Buna göre anlaşmanın siyasal hükümleri yürürlüğe girdi-
ğinde Almanya'ya birkaç ay önce gelmiş bir Yunanlı işçi AT
üyesi ülkeden geldiği için seçme ve seçilme haklannı kulla-
nabilecek. Orada 20-30 yıl yaşayan Türk işçi kullanamayacak.
Hollanda'da yıllardır bu haklan kullanabilen işçimiz de kul-
landığı haklannı yitirecek.
Yine yıllardır yurtdışında yaşayan işçilerimiz AT ülkeleri
içinde dolaşırken vize almak durumunda olacaklar. Aslında
sınırlarda kontrol olmadığı için normal geçişlerını yaparak
girdiklerı ülkede bir karakola başvuracaklar. Bunu yapmazla
ve herhangi bir biçimde vizesiz geldikleri ortaya çıkarsa, do-
laşım hakları iptal ediiecek. Hem de sadece o ülke içia deği
bütün AT ülkeleri için birden.
Vize olayı sadece yurtdışında yaşayan işçilerimizi deği
bizi de çok yakından ilgilendirip etkiliyor. Sözde bir tek Avru-
pa ülkesinden vize almakla işimız kolaytaşıyor. Ancak bir ül-
keye yapılan başvuruya herhangibir biçimde retyanıtı gelirse
ya da herhangi bir nedenle bir Avrupa ülkesinde vizemiz iptal
edilirse, iptal ya da vize alamama olayı bütün AT ülkeleri için
geçerli oluyor.
AT ülkelerinin bir de gündemindeki büyük işsizlik sorunu
ile bağlantlı olarak birleşme ile işçilerimiz için katlanılacak
olan sorunlar var. İşten çıkarmalarda işsiz kalan ve serbest
dolaşım, iş bulma haklan olmayan işçilerimizin, bu haklan
kullanacak AT üyesi ülkelerin işçileri karşısındakı eşitsiz ko-
numları. Yabancı düşmanlığı ile de beslenince hengi noktala-
ra ulaşacak? Türkiye'de 500 günü işleyen takvimi tartışıyoruz,
Maastricht, Schengen anlaşmalannın, tek pazarın işleyen
takvimini, getırdiği sonuçları hıç bilmiyoruz. Ya da daha kötü-
sü görmeztikien geliyor, ilgilenmiyoruz. Yüz yüze geldiğimiz-
de her zarnan yaptığımız gibi ağlayıp sızlanacağız
Uludağ Üniversitesi ile Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin
düzenlediği gündemdeki yurtdışı işçi sorunlarına ilişkin top-
lantıyı şöyle bir izlemek, Türkiye cephesinin kendi insanının
sorunlarını ne ölçüde boyutlu dışladığını görmeye yetiyor. Al-
manya Yabancılar Sorumlusu Dr. Cornelia Schmalz Jacob-
sen sadece tartışmacı olarak katılmakla yetinmeyip bütün kc-
nuşmacıları büyük bir dikkatle izleyip görüşlerı değerlendiri-
yor. Almanya'dan gelmiş Türkiye kökenliler, 2. ve 3 kuşağın
temsilcileri de büyük bir duyarlıhk içinde sorunlann ve tartı-
şmalann içindeler. Sorunlarla ilgili birkaç bilimci dışında Tür-
kiye cephesi dökülüyor. Ne konuları, ne sorunları bilen ne de
üzerinde düşünüp görüş üreten var. Hele siyasi parti temsilci-
lerinin durumu, ilgisiz ve bilgisızlikleri büyük bir ayıp. Bir de
önemli şöyler söylermiş gibi, bağırarak nutuk atmıyorlar mı?
Insan acı acı duşünüyor. Nereden bakarsanız bakın, küçük
Avrupa ülkelerinin kimsinin dörtte biri, kımisinin yarı nüfusu-
na varan sayılarda insanımız Avrupa topraklarında yaşıyor.
Aradan 5-10-20-30 yıllar geçmiş. Ikinci. üçüncü kuşaklar yetiş-
miş. Yaşamın her alanında o ülkelerin ınsanlarının haklan ile
kıyaslanmayacak bir geri konumdalar. Oysa koşullar onları
orada yerleşmeye zorluyor. Dönmeyı de düşünmüyorlar. Gi-
derek dozu artan bir yabancı düşmanlığının tehdıdi altında
yaşıyorlar. Biz bu büyük nüfus ve potansiyelle oralarda bir
güç oluşturma ve var olma sansına sahibiz insanlarımızın en
doğal haklannı korumakla yükümlüyüz. Adeta seyirci konu-
munda, hemen hemen hiçbir şey yapmıyor ya da çok az şey
yaptyoruz. AT içinde yaşayan insanlarımıza böylesıne sahip
çıkamaz, onların gücünden, varığından yararlanamazsak,
nasıl olur da AT üyeliğinı ağızlardan düşürmeyiz? Sorunlann
bir gözden gecirilmesi anlamında olan bu türden toplantı ve
platformlar, gereken duyarlıhk gösterildiğinde hem yapılabt-
lecekleri saptama hem de kamuoyu oluşturma anlamında
çokönemlidir. Bazen da sadece acıklı durumumuzu, vurdum-
duymazlığımızı sergilemeye yararlar.
Görülen o ki yurtdışında yaşayan insanlarımıza ne sıyaset-
çilerimizden, ne sendikacılanrnızdan hayır yok. Onlar kendi
başlarının çaresıne bakacaklar. Bugüne kadar çok bile geç
kaldılar. Neyse ki yurt dışında yaşayan ve çalışanlar geçmiş-
ten çok daha bilinçli olarak örgütlenmeye, sorunlarına sahip
çıkmaya, dışlanmışlığın açığını kapatmaya çaba gösteriyor.
HDTM'DEN AÇIKIAMA
Dış borç stoğunda
azalmaoldu
• Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
yetkililerince, 1992 yılının son 3 ayında dış borç
stoğunda ortaya çıkan düşüşün. yılın son
aylannda yoğunlaşan geri ödemeler, kur farkı ve
yeni borçlanma miktannın az olmasından
kaynaklandığı belirtildi.
ANK>\RA (Cumhuriyet Bö-
rosu) -1 ürkiye'nın dış borçlan
toplamı, 1992 yılı sonu itiba-
nyla 54 milyar 706 milyon
dolar oldu. Geçen yılın eylül
ayı itibanyla 56 milyar 75 mil-
yon dolara çıkan dış borç sto-
ğunda ortaya çıkan düşüşün.
yılın son aylannda yoğunla-
şan geri ödemeler, kur farkı ve
yeni borçlanma miktannın az
olmasından kaynaklandığı
belirtildi.
Cumhuriyet'in, Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı
(HDTM) yetkililerinden edin-
diği bilgilere göre, Türkiye'-
nin 1991 yılı sonunda 5 milyar
489 milyon dolar olan dış
borç stoğu, 1992 yılında top-
lam 4.2 milyar dolar artarak
54.7 milyar dolara ulaştı. Ge-
çici rakamlarla yapılan hesap-
lamalara göre. toplam dış
borçlann gayri safı milli hası-
laya (GSMH) oranı yüzde
46.5'ten yüzde 48.7'ye yüksel-
di.
HDTM yetkilileri. 1992 yı-
lının son 3 ayında dış borç sto-
ğunda ortaya çıkan azalma-
nın başlıca üç nedeni olduğu-
nu beîirterek özetle şunlan
söylediler:
'Bazı çevreler, eylülde 56
milyar dolan bulan dış bor-
cun, daha sonra yapılan borç-
lanmalarla 59-60 milyar dola-
n bulacağını düşünüyorlardı.
Ancak yıbn son 3 ayında geri
ödemelerin yoğunlaştığı ve
aynı dönemde yeni borçlan-
manın bu kadar canlı olmadı-
ğı dikkate alınırsa durumu
agklamak kolaylaşır. Aynca
dolann özellikle yılın son ay-
lannda değer kazanması ne-
deniyle, borçlanmızm diğer
döviz birimlerinin dolara çev-
rilmesi sırasında. miktarlann
azalmasına neden oldu. Bu
fark da. 1 Ocak-31 Aralık
1992 tarihleri arasında net
olarak 1.3 milyar dolar kadar-
dır"
1991 sonunda yüzde 179.6
olan toplam dış borçlann top-
lam döviz gelirlerine oranı
yüzde 185.9 olurken. Tür-
kiye'nin sahip olduğu ulusla-
rarası rezervîerin toplam dış
borçlara oranı da yüzde 24.3-
ten yüzde 28.5'e yükseldi.
Kısa vadeli
borçlarda artış
Kısa vadeli borç stoğu.
1991 yılına göre yüzde 38.8
oranında artarak 12 milyar
660 milyon dolara ulaşırkcn.
kısa vadeli borçlann toplam
borç içindeki yüzde 18.1'lık
payı da 1992de yüzde 23.1'c
yükseldi. Toplam borç oranı
1992'de yüzde 8.3 artarkcn.
orta ve uzun vadeli borçlarda-
ki artış yüzde 1.6 oranında
gerçek leşıı.