23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN1993 CUMARTESİ 14 HABERLERIN DEVAMI Karunlıaziııesi içiıı iadepazarlığıMBtftarafil.Sayfada Nevv York Türk Başkonsolosluğu'- ndan bir yetkili "Mahkeme devam ediyor. Anıtlar ve Müzeler Genel Mü- dürü Prof. Engin Özgen New York'ta çeşıtli konularda lemaslar yapu. Bu arada Metropolitan'daki konuyu da görüştü. Kendisinin görüşmelerini biz iztemedik. Bize bir bilgi vermedi. Her şeyi K.ültür Bakanlığı'na iletti" dedi. Metropolıtan Müzesi'nin sözcüsü Harold Holzer, Leurs'un açıklamasma paralel olarak "tki tarafın beyeüeri arasında görüşmeler sürüyor" dedik- ten sonra "Mahkeme devam etligj için şu aşamada başkaca bir şey söylene- mez" dedi. Türk hükümcünın, New York Fe- deral Mahkemesi'nde açüğı davayı kaybedeceğini anlayan müzenin, som- nu mahkeme dışında çözme yolunda aldığı karan Ankara'ya resmen ilettiği ve iki taraf heyetleri arasında 'pa- zarlık' görüşlerinin sürdüğû anlaşıh- yor. Müzenin eski müdürû Thomas Ho- ving aracıhğı ile görüşlüğümüz MET'- in Başkaru Büyükelci Leurs, Cumhu- riyet'e yaptığı açıklamada "Türk hü- kümeti yetkilileri ile konuştuk. Görüş- meler sürüyor. Şu anda daha fazla bil- gi veremem" dedi. Buna karşıük müzeden bir başka kaynak, konu hakkında şu bilgiyi ver- di:' "Türk hükümeünin açüğı davanın kaybedileceği anlaşıldı önceTürk hü- kümeti ile bir arabulucu aracıhğı ile te- masa geçilmesi kararlaşünldı. Bu amaçla eski ABD Dışışlen Bakaru Cyrus Vance ile bir anlaşmaya vanldı. Vance'ın bakanlığı sırasında sekreter- liğıru yapan Leurs'un eşi bu konuda rol oynadı. Kaam ayinda Vance'ın Ankara'ya gidişi sırasında Türk basınında çıkan haberler ûzerine eski bakanın arabuluculuğu da askıya alındı. Bunun üzerine Leurs, müzenin mü- dürû Philip Montebello, Yunan- Roma Bölümü Yöneücisi Carlos Pi- con ve Hukuk Danışmanı Ashton Hawkins'ten oluşan yüksek düzeyde Karun Hazjnesfnden bir çift büezflc. bir heyet aralık ayında Ankara'ya gi- derek Türk hükümeti yetkilileri ile araasız olarak göriiştü." METteki kaynak üç ayı aşkın bir süredir yapılmakta olan görüşmeler hakkında aynca şunlan söylcdi: "Başlangıçla müze, Lidya eserleri- nin (Karun Hazinesi) Türk hükümeti ile yan yanya paylaşılmasını, escrlenn belirli aralıklarla New York'ta sergi- lenmesini ve bunun karşılığında Türk müzelerinc bazı maddi olanaklar sağ- lanmasını önermişü. Türk hükümetinin bu öneriyi red- detmesi üzerine müze, 'Hazinc'nin üçte birinin Nevv York'ta kalmasını, bazı yeni ek olanaklarla birlikte Türki- ye'ye önerdi. Bu öneri de Ankara la- rafından reddedildi. Ankara ve New York'ta sürdürûlen görüşmelerde müze, yaklaşık 275 eser- den oluşan 'Hazine'den daha önccki döneme ait 37 parçanın dışındakilerin hcpsini Federal Mahkeme'nin ka- ranru beklemeden Türkiye'ye gcri ver- mcyi önerdi. Şimdi bu konuda Anka- ra'nın karan bekleniyor. METteki kaynak, bir sorumuza yanıt olarak "Kendisinin 'Hazine'nin ancak bir bölümünü gördüğünü ve 37 eserin neler olduğunu bilmediğini" söyledi. Yetkili, "Eserlerin tarihi itibanyla mı yoksa müzeye giriş tarihine göre mi daha eski döneme ait olduğu" yolun- daki sorulanmızı da yanıtsız bırakü. Bununla birlikte yetkili şu noktaya da dikkati cekti: "önemli bölümü müzedeki kasalar- da korunan Lidya eserlcrinin tüniü, Federal Mahkeme'nin karanyla Türk hükümetinin oluşturduğu Türk-Ame- rikan uzmanlar heyeüne birkaç yıl öncc gösterilmişti. Bu 37 parçanın gerçekten Lidya eserleri denilen gruba ait olup ol- madığını herhalde yinc en iyi o heyct mcnsuplan bilir." New York Federal Mahkemesi'nin karanyla Türk hükümeti adına uz- marflardan oluşan bir heyet, önceki yıl müzede bu eserleri inceleyerek bir ra- por vermişü. Heyel, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akur- gal, Prof. Dr. Güven Bakir, Eski Eser- ler ve Müzeler Eski Genel Müdür Yanjımcısı ve arkeolog Burhaneftin Tezcan, Uşak Müze Müdürii Kazırn Akbıyıkoğhı, Elmalı Kazılan Hafıri Prof. Dr. Machteld Mellink, Sart Kaalan Heyet Başkanı Prof. Dr. Crawford H. Greenewalt Jr.'dan olu- şuyordu. Müzeler tehükede Türk hükümeti, Metropolitan Mü- zesi aleyhindc New York'ta dava aç- madan öncc sorunu banşçı yollardan çözmeyi önermiş, ancak müze bunu reddederek 'mahkeme yolunu' göster- mişli. Şimdi Metropolilan Mûzesi'nin bir- den fikir değiştirmesini ve mahkeme dışında çözüm öncrmesini New York'taki sanat çevreleri şöyle yorum- luyorlar "Birincisi, Türkiye,, bu davayı ka- zandığında larihsel ve kültürel miras kaldınlmış ülkelcrc örnek olacak ve bu hükümetler gerek Metropolitan ve gerek öteki Amerika müzeleri aleyhin- de dava açabilecektir. Böylece kapaklan acıldığında bir barajın suian birden boşaimış gibi Amerikan müzeleri de bu emsal karar- la boşalma tehlikesıyle karşı karşıya kalacakür. İkıncisi, Türkiye bu dava için Ame- rika'da tuttuğu avukatlık şirketine bir- kaç milyon dolar ödemiştir. Federal Mahkeme, gereğinde, bu avukatlık masrafını müzeye ödetebilecektir. Müze de bu yükten kurtulmayı amaç- lamışola bilir." 'Karun Hazinesi' 1965-68 yıllan arasında Uşak- Manisa yöresindeki bazı anıt-mezar- larda yapılan kaçak kazılarla Türki- ye'den kaçınlan ve 'Karun Hazinesi' denilen Lidya uygarlığına ait yaklaşık 255 parça New York Metropolitan Sanat Müzesi'nce satın alınmıştı. Müzenin depolanndaki çelik kasa- larda 18yılgizlenençoğunluğuhâlâsakh olan Hazme'yı Genel Yayın Yönetme- nimiz özgen Acar 16 yıibk bir izleme ve incclemcdcn sonra ortaya çıkarmışü. Türk hükümeti, Acar'm kanıt ve belgelerine dayanarak 1987 yılında New York Metropolitan Müzesi hakkında dava açmış ve mahkeme, müzenin itirazlannı reddederek 1990 yılında Türkiye lehinde bazı ara karar- lar vermişü. Müze, yaklaşık çeyrek yüzyıl önce 'Karun Hazinesi'ne 1.7 milyon dolar ödemişti. Bugün Hazine'nin birmüza- yedeye çıkması halinde 30 milyon do- lara (yaklaşık 300 milyar lira) müşteri bulabıleceği öne sürülüyor. 'Hazine'de çesitli değerli taşlarla süslenmiş ve altından yapılmış çeşiüi mücevher, dönemin en değerli usta- lannın alün kaplama, gümüş ve bakır ile tunçtan eserteri ile sfenks heykeller ve duvar resimleri yer alıyor. NaltcMuısvüiına sahrahastanesiKENAN BtLİZ KARS/1ĞDIR - Ermeni- Azeri çatışmalan sürerken, Türkiye Azarbaycan'dan gele- bilecek yaralılar için Nahcıvan sınınna yalun Çiftlik bölgesin- de bir sahra hastanesi kurma hazırlıklanna başladı. Kars- Iğdır arasındaki "askeri hare- ketlilik" ise bütün hızıyla de- vam ediyor. Türkiye Nahcıvan üzerinden gelebilecek Azeri yarahlar için Iğdır'da Nahcıvan sınınna yak- laşık 20 kilometre uzaklıktaki Çiftlik bölgesine bir sahra has- tanesi kurma çahşmalanna başladı. Bu amaçla Kızılay'dan Iğdır'a kan toplamak için bir ekip gönderildi. Aynca çok sa- yıda çadır ve battaniyenin böl- geye sevki yapıldı. Sahra hastanesi için Erzu- rum Sağlık Müdürlüğüne bağh sağlık ocaklan ve hastanelerde görevli sağlık tekniksiyeni, hemşire ve cerrahi doktor ]ğ- dır'a sevk ediliyor. 6 01ağan haP içîn 2 koşul• Haparafi 1. Sayfada uygulamasına gidilmesi dunı- munda ortaya çıkacak mali tablo konusunda çalışma yap- malan için Devlet Bakanı Tan- $u Çiller ile Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral'a talimat verdı. Başbakan Süleyman Demi- ıd, önceki gece Bakanlar Ku- rulu sonrasında gazetecilerin sorulannı yanıüarken, Güney- doğu'da "teslim ol" cağnsı ya- pılanlar için hükümetin "özel bir süre" öngördüğüne ılışkin olarak "Daha kesin bir şeyimiz yok" değerlendirmesıni yapar- ken, Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Akın Göoen, Pişrnanlık Yasası ya da af konulannda ye- ni bir düzenleme yapümasına ilişkin olarak"Onlar, kanun ha- kimiyeti yüzde 100 sağlandık- tan ve suçlular Türk adaletine teslim olduktan sonra yetkili organlarca düşünülecek konu- lar" değerlendirmesini yaptı. PKK liden AbdulUh öca- fam'ın 15 Nisan 1993 tarihine kadar ilan ettiği gecıa ateşkesin ardından bölgede devam eden sessizliğin sürmesi, haziran ayı- nda süresi bir kez daha dolacak olan olağanüstü hal uygu- lamasına son verilmesini gün- deme getirdi. Başbakan Demi- rel başkanlığında önceki gece toplanan Bakanlar Kurulu'- nda, 2 günlük Güneydoğu gezi- sinde edinilen izlenimler değer- lendırildı. Halkın gösterdıği il- giden duyduğu memnuniyeti, "Balkonlar bile gülüyordu" sözcüklenyle dile getiren Baş- bakan, devletin Günevdoğu'ya yeni iddialarla gitmek zorunda olduğunu vurguladı. Demirel bölgede en önemli sorunun "iş- sizlik" olduğuna dikkat çeke- rek, Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu bolgelerine yöneltilecek, "yoğun yatınm programı" için teknik bir heyetin yerinde ince- leme yapmasını istedi. ^ — ^ — * m v^ r n IM — — Güneydoğu halkı dflek ve şfltayederini Başbakan Demird'e küçük kağıtlara >anlı olarakflettiier.(Fotoğraf: RIZA EZER) 1ki koşul Dernirerin, terör bölgesinde asgari ücretin vergi dışı bırakıl- ması ve işsizlik sigortası uygula- masına gidilmesi durumunda ortaya çıkacak mali tablonun bütçeolanaklan açısından ince- lenmesi için Bakanlar Sümer Oral ile Tansu Çiller'e talimat verdiği toplantıda, haziran ayı- nda süresi bir kez daha dolacak olağanüstü hal uygulamasına son verihnesi için 2 koşul belir- lendi. Buna göre, terör böl- gesinde Nevruz öncesinden beri süren huzur orlamının devam etmesi ve bütün valiler ile kay- makamlara önemli yetkiler ta- nıyan idari reforma ilişkin tas- laklann haziran ayına kadar yasalaşması durumunda, ola- ğanüstü hal uygulamasına son venlecek. İl Jdaresi ve Jandar- ma Teşkılatı yasalannda deği- şiklik öngören yasa taslaklann- da, bütün vali ve kaymakamla- ra "süper yetkiler" verilmesi, jandarmanın sıcil aminnin ıller- de vali, ilcelerde kaymakam ol- I ması öngörülüyor. Devlet Ba- kanı ve hükümet sözcüsü Akm Göoen, son şekli verilen taslak- lanaTBMM'ye gönderileceği- Tazminatlar-Korucular Bakanlar Kurulu'nda beliren eğilimlere göre, olağanüstü hal yönetimine son verilmesi duru- munda bölgede kamu persone- line venlen "olağanüstü hal taz- minatlannın" ödenmesine de- vam edilecek. Olağanüstü hal yönetimi kaldınldıktan sonra koruculann da "kamuda ça- bşmalanm sürdürecek" bir dü- zenlemeye gidilmesi bekleni- yor. Demirerin izlenimleri Başbakan Süleyman Demi- rel, Güneydoğu gezisinden dö- nerken, ATA uçağında geziye katılan bir grup gazetecinin so- rulannı yanıtladı. Demirel, ge- zinin çok önemli olduğunu ve bölgeyle ilgili değerlendirmeler açısından çok yararlı geçüğini kaydetti.Gezide en küçük bir "münasebetsizlik" ile karşılaş- madığını ifade eden Demirel, bir ara yüreğinin ağzına geldiği- nı ifade ederck, bu olayı şöyle anlattı: "Batman'da meydanda baktım bir bayrak duruyor. Birden irkildim ne oluyor dıye. Hemen yanımdaki arkadaşlara sordum, 'O bayrak nedir?' diye. 'Azerbaycan bayrağı' dediler. Ben tanınm tabii Azerbaycan bayrağını, ama ay yıldızı yok üzerinde. Çok şükür o kadar meydan gezdik ne bir bayrak, ne bir renk , ne bir söz duyduk. Bu gcadc onbinlerce insan, devleüe kucaklaştı. En küçük bir münasebetsizlik olmadı. Bu, çok önemlidir" Demirel, bölgede koruculuk sisteminin devam edeccğini, bu kitlenin olağanüstü halin kalk- masının ardından da çabşmala- nm sürdüreceğini ifade ederek, " Bu insanlara İşiniz bitti' der- seniz, olmaz. Bunlar, terör kar- şısında elinizdeki hazır güç" diye konuştu. Bölgede yaraulacak kalkın- ma hamlesiyle dağdaki adam ile şehirler ve köylerdekinin irti- baünın kesilmesinin önemli ol- duğunu kaydeden Demirel, bölgede sosyal bütünlüğün ko- runmasının büyük önem taşıdı- ğını kaydeltı. Devlet meselesi Demirel, hükümetin güveno- yu almasının hemen ardından bölgeye geldiğini , bölgenin ve terörizmin Türkiye-'nin en önemli işi olduğunu vurgulaya- rak, "Biz, bu işi devlet meselesi yaptık" diye konuştu. Ordunun devletin en düzenli birimi olduğuna dikkat çeken Demirel, basının teröre karşı verdiği desteğin, sadece hükü- mete değil "ülkenın kahraman general ve subaylanna" oldu- ğunu da dile getirdi. Başbakan, askerlerle ilgili olarak şunlan ifade etli: "Bu adamlan zaman zaman siyasete ittiler. Fakat bırakmak lazım. Ordu, ilk kez Mustafa Muğlalı kompleksi içindc değil. Bunu, koalisyon sağlamışlır. Şimdi düğmeye bassak, ordu bu dağlan hallaç pamuğu gibi alar. Buna hazırlar. İşte şimdi dcvlet işliyor. Yoksa devlet, bu işin içindcn 8-9 yılda gelmez olur mu?" Demirel, Şırnak'ta halkın konuşmalan tepkisiz dinlediği- ne ilişkin soruyu yaruüarken, "Bizim son gezımizden bu yana 18 ay geçmiş. Bu zaman içınde hadıseler olmuş. Bu halkın tep- ki göstermesı yerine kucakla- ması önemli" dedi. Demirel, şöyle konuştu: "Şırnak'tan fevkalade mem- nunum. Ben kasketli adamın yüzünden anlanm. Dağ ahalisi sakındir, alkışlamayı ayıp sa- yar. Ona rağrnen mesajlanmı çok iyi aldı. Bu gezinin adı, hal- kın devleüe kucaklaşmasıdır. Size karşı itimadı yoksa, birşey istemez, 'Lanet oisun, hizmetini başına çalsın' der. Ama halkın hızmet istemeye başlamış olma- sı, bu kan dökülmesinden artik bir medet ummadığıdu." Bölgede gecen 10 yüın birik- tirdiği işsizlik ve hizinetsizliğin bulunduğunu belirten Dmirel, 10 ile 34 trilyonluk yatınm ol- duğunu, 5 yılda 26 ile 234 tril- yonluk yatınm düşündüklerini söyledi. Yatınm seferberliğine girişeceklerini aktaran Demi- rel, "Ben, Şırnak'a bir kalkın- ma heyeü kuracağun. Gelecek, Şırnak'ın nesi var, nesi yok be- Ürleyecek. Projelendirmeye gi- deceğiz. Şırnak'a kaç para la- zım, yapıp çıkacaksınız. İşte devlet" diye konuştu. Bir sıklet merkezi kurulacağı- nı da anlatan Demirel, "Birşe- yin üzerine tam varacakanız, bilecek, nemasıru alacaksınız" dedi. Demirel, artık işsizlik si- gortası uygulamasına yavaş ya- vaş geçme zamanının geldiğini de büdirdi. Hakkari ve Şırnak'ta geliş- meyı çok cabuk sağlayacaklan- nı, Mardin, Diyarbakır ve Bat- man için devletin güzel projeleri bulunduğunu dile getiren Baş- bakan, 2 ay zarfında bir kalkı- nma kervanının ayağa kalka- cağını söyledi. Başbakan, gezi- de bölgedeki askerlerı son dere- ce moralü bulduğunu da sözle- rine ekledi. İZLENİMLER 'Insanca yaşamak istiyoruz' mBaştarafi 1. Sayfada ruz", "Yol istiyoruz, su ıstıyo- ruz, okul istiyoruz", "Geçici iş- çilik kadrolanmn serbest bıra- kılmasını istiyoruz" pankartla- nyla, "Insanca yaşamak istiyo- ruz" sloganlanyla dile getirdi. Bölgenın insanlan, olağanüs- tü halin kaldınlması mesajının, kansız günlenn devamı konu- sunda önemli bir adım olduğu görüşünde. Bundan duyduklan memnuniyeti sık sık dile getir- dıler. Ancak asıl sorunun, dağ- daki insanlan aşağıya ındirmek ve bunlann bir daha dağa çık- masına olanak tanımamak ol- duğunu dile geüriyorlar. Bu ko- nuda Diyarbakır'da yıllardır poliüka ile uğraşan, ancak adı- nın açıklanmasını ıstemeyen bir kaynak, şu görüşleri dile getır- di "Dağdaki insanı aşağıya ın- dirmek için yeni düzenlemeler gerek. Onlar, bu yörenin insan- lan, bu insanlann çocuklan. Bunlann öldürûlmesi, yeni ya- ralar acar. Bunun için, af dahil herşeyi düşünmek gerek. Çün- kü, PKK'ya artık yöre halkı bundan bir yıl önceki gibi bak- mıyor. Hele Kuzey Irak hare- katının ardından kimse çocu- ğunu dağa göndeımek islemi- yor. Ancak, buradaki sorun ekonomiktir. Yörenin kültürü- ne saygı ve ekonomik açıdan yapılacak düzenlemeler sorunu çözer. Halk, artık kandan bıktı ve normal yaşama dönmek isti- yor. Diyarbakır Belediye Baş- kam'na sorun, kaç kişiyi işe ala- rak, açhktan kurtararak. dağa çıkmalannı engelledi. Genç, ge- üyor ve diyor ki,*Ya bana iş, ya dağa çıkacağım.' Adam oğ- lunun ye/ine geliyor, 'Yardım edin, iş verin, yoksa dağa çıka- cak.' Sorunun bu boyutunu görmeden, bu yükün altından kalkılamaz." Diyarbakır'da insanlar kan- sız günlerin verdiği güvenle ye- niden ekonomiye yönelmişler. Dicle Konut Kooperatifi, 2 bin kişi için tasarlanmış, ama üye sayısı 364 kişiyi aşamamış. Ateş kesin ardından metrekarcsı 20 bin lira olan kooperaüfe, ilgi birden arunış. Yer bulabilmek için melrekare fıyatını 40 bin b- radan ödemek isteyenler ol- muş. Yöre halkının bütun bu iyileşmeler arasında moralini bozan soru şu: "Kansız ortam sona erer mi?" Bu soruya, Başbakan ile Baş- bakan Yardımcısı'nın "'düzel- menin devam etmesi" koşuluy- la olağanüstü hal uygulamasını kaldıracaklannı söylemeleri ve pışmanlık yasasının yeniden düzenlencceğini açıklamalan, bir ölçüde yanıt verdi. Şimdi bu mesajlar karşısında, PKK ve Apo'nun takınacağı tutum mc- rak ediliyor. Yöre insanı, yıl- gınlığının PKK tarafından da bihndığini söylüyor. ArtıK si- lahlann susması gcrektiğini be- lırtıyor. Bölgenin kalkınması için ge- rcklı düzcnlcmelerin yapılması Bu arada sınır boyundaki as- keri hareketlilik de devam edi- yor. Sıvas'tan Erzurum'a 300 yük vagonu askeri amaçlı kul- lanım için gönderildi. Bölgedeki olağanüstü durum nedeniyle Devlet Demiryolla- nnda izinlcr iptal edildi. Diğer yandan 3. Ordu'ya bağiı Kars 154. Mekanize tuğayı tank bir-' liği Doğukapı sınır bölgesine kaydınldı. Yine 3. Ordu'ya bağlı Erzurum, Sankamış, Ka- ğızman, Tuzluca ve Erzincan'- daki secme birlikler bulunan çok sayıda tank, top ve arhb birliğin önceki gece trenlerle Iğ- dır, Aralık ve Arpaçay sınır böl- gelerine gönderildiği öğrenildi. Yol bayonca geçtiğimiz yer- lerde bulunan askeri birliklerde tank, top ve zırhlı araçlann ye- rinde obnadığını gözledik. Bu birliklerde adeta in cin top oy- nuyor. Askeri birliklerin sınıra kaydınlmalannınözellikle ak- şam saatlerinde başlaması .ve gündüz sevkiyat yapılmamasj dikkat çekiyor. Ozal Kazakistctn'da gerektiğini isteyen halk, olağa- nüstü hal bölge valilığinin silah- lı yüzü yerine ekonomik çehresı ile karşılaşmak istediğini vur- guluyor. Bu istek, bölge vaüliği- nin kaldınlmayarak, bir ekono- mik koordinasyon kurulu hali- ne dönüştürülmesini ve böl- genin kalkınması için çalışma- lara bir an önce başlanmasını içeriyor. Başbakan Demirerin yöre- nin kalkınması için yeni bir ekonomi idaresi oluşlurubnası- na ilişkin görüşlerini bu isteği dikkate alarak şekillendirmesi, hem olağanüstü hal valilığinin görüntüsünün değişmesi.hem de bölgeye yapılacak yaünmla- nn hızlanması açısından büyük önem taşıyor. 'Anadohtanayurt OrtaAsyaatayurt'ALMATl(AA) - Curahur- başkanı Turgut özd'ın Orta Asya cumhuriyetleri gezisinin 3. durağı Kazakistan'a resmi zi- yareti başladı. Kazakistan Par- lamentosu'nda bir konuşma yapan Özal'ı Almaü'da yaşa- yan Ahıska Türkleri gjttiğj her yerde takip ettiler. özal, Ahıska Türkleri'ne isteyenlerin Tür- kiye'ye alınacağmı söyledi. Kırgıastan'daki temaslannı tamamlayan Cumhurbaşkanı özal, dün Kazakistan'a geçti. özal, Almatı Havaalanı'nda Kazakistan Cumhurbaşkanı Nnrsultaıı Nazarbayev tarafın- dan resmı törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Özal, ha- vaalaru çıkışında kendisini bir grup Ahıska Türkü'nün bekle- diğitu gördü. Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile birlikte bu gru- bun yanına giden Özal, Ahıska Türklerinin sorunlannı bildik- lerini belirterek bu sorunlann peyder pey çözüleceğini kay- detti. özal, Ahıska Türklerinin Türkiye'ye alınacağıru bildirdi. Cumhurbaşkanı özal, daha sonra Kazakistan Cumhurbaş- kanı Nazarbayev ile birlikte Al- matı'daki cumhurbaşkanbğı sarayında bir süre baş başa gö- riiştü. özal ve Nazarbayev, gö- rüşmelerin lamamlanmasından sonra onak bir basın toplanüsı düzenlediler. Nazarbayev, basın toplantı- sında, ülkesınde bağımsızlıga kavuşulmasından bu yana ge- çen süre ıçensinde çok ışler ya- pıldığını belirterek Türkiye ile Kazakistan arasındaki ticaret hacminin bu dönemde 13 kat arttığını söyledi. 1 urkiye de 80'b yıllarda baş- latılan reformlan kendilerine örnek aJdıklarmı ifade eden Nazarbayev, Türkiye ile dış po- litika konusunda aynı doğrul- tuda olduklannı kaydetti. Cumhurbaşkanı Özal da söz- lerine, "Anadolu anayurdu- muz, buralar atayurdumuz" di- yerek başladı. Cumhurbaşkanı özal, halen iki ülke arasında imzalanmış bulunan 22 anlaş- ma olduğunu, Türkiye ile Ka- zakistan arasındaki bu ilişkile- rin ileriki dönemlerde daha da artacağını tahmin ettiğini be- lirtti. Özal, Türkiye, Pakistan ve İran'ın kurduğu, daha sonra Kazakistan'ın da üye olduğu ekonomik işbirliğj zirvesi top- lanüanın önümüzdeki temmuz ayında İstanbul'da yapılacağını haürlatü. Ermeni-Azeri ihtilafına deği- nen Özal, Türkiye'nin, Erme- nistan'ın Azerbaycan toprakla- nnın işgabne karşı olduğunu tekrarlayarak, bu durumun so- runlan çözmeyeceği gibi daha Taîabani'den Apo'ya çağn ANKARA (AAMrak Kür- distan Yurtsever Birhği Partisi (KYP) lideri Cetol Talabani, PKK'ya 15 Nisan'da sona ere- xk ateşkesi uzatma çagnsında bulundu. Talabani, dün AFFye verdi- ği demeçte, PKK lideri Abdul- btfı Öcalan'dan, "geri döndürü- lemez hale gelen banş sürecine devam etmesini isteyeceğini" bildirdi. Arabuluculuk yapmadığını kaydeden Talabani, Türk ka- muoyu ile diyaloğun, basın ara- cıbğıyla korunması gerektiğini söyledi. Ankara'da, TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı vekib Hü- samettin Cindomk, Başbakan Süleynuuı Demirel, Devlet Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı Enlai lnâaü larafından kabul edilen Talabani, bugün Suriye'- yegidecek. büyük boyutlara tırmandıraca- ğına dikkat çekti. Cumhurbaş- kanı Özal, bir soru üzerine Orta Asya işbirliği girişimlerinin kuvveüe desteklendiğıni ve bu ginşımin içınde yer aldığını söy- ledi. Bu arada, geziye katılan Türk işadamlan, cumhurbaş- kanlan başkanhğındaki top- lantıda Kazakistan'da karşılaş- tıklan sorunlan dile geürdiler. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, işadamlannın ba- zı yakınmalanna karşılık verir- ken Türkiye'nin petrol ve do- ğalgaz konusundaki gjrişimle- rine karşı obnadıklannı, ancak bu konuda ciddi bir tehdidin gelmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı özal, top- iantıdan sonra cuma namazını Almatı Camii'nde kıldı. özal, carru içerisindeki cemaate hita- ben yaptığı konuşmada, burayı daha önce kendisinin açtığını belirterek carrulerin Kazakıs- tan'da yaygınlaşması dikğinde bulundu. Ozal, "İnsan burada 70 yıl sonra tekrar yeşeriyor. Yalnız İslam orta yoldur. Her konuda olduğu gibi dinde de aşınlık olmamah. Ümit edenm Orta Asya'da İslam tekrar güç- lenir" dedi. OLAYLARDV ABDINDAKİ GERÇEK mBoftm-ofil. Sayfada kolay olmayacaktı. Ekonomik. durum, yolsuzluklar ve dış politika alanlarında ANAP'ır. ileri sürdüğü eleştiriler, bir ölçüde gerçekleri yansıtsa da gümbür gümbür bir muhale- feti vurgulamaktan çok uzak- takaldı. Ancak bu yüzden ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ı suçlamak da haksızlık olur. Yaşananlar, iktidar- muhalefet ilişkilerinin doğa- sından kaynaklanmaktadır. Eski ANAP'lı bakanlar 'Yüce Oivan'a sevk edilirken Sayın Yılmaz'm da koalisyon hükü- metıne yönelik yolsuzluk id- diaları beklenen etkiyi yara- tabilir miydi?.. Ustelik 1993 bahartnda top- lumu ilgilendiren birincil so- run terörde odaklanmakta- dır. Bu konuda koalisyon hükümeti başannın eşiğinde- dir; büyük bir hata yapılmaz- sa, toplumun özlediği huzura kavuşmanın koşulları yaraü- labilecek gibi görünüyor Ni- tekim Başbakan Demirel kimi yasalardaki değişiklikle- rin gerçekleşmesi durumun- da haziran ayında Güney- doğu'daki 'olağanüstü hal'in kaldırılacağmı söylemiştir. 500'üncü gün müjdesi mi- dir bu ya da gerçekleşmesi olanaksız bir niyet midir? ( Göstergeler terörün gerile- tildiğini ve özellikle Güney- doğu'da halkın huzuru özle- diğini vurguluyor. Halk, terör batağında bir yere ulaşıla- mayacağını anlamıştır. Bu elverişli ortamdan hüküme- tin yararlanmasında saymak- la bitmez yararlar var. Başbakan, 500'üncü gûnde 'olağanüstü hal'in kaldırılabi- leceğini söylemekle bir iyim- serlik ortamı yaratmışlar. Halk -hangi etnik kesimden olursa olsun- iç barışın oluş- ması konusunda sabırlı ve kararlı bir beklenti içindedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle