Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30MART1993SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Atatürk-İnönü , '\Voyzeck' Müge Gürman'ın yönetimiyle
w
izlenmeye ve tartışmaya değer' bir yapıma dönüşüyor
fotoğraf sergisi
• Kültür Senisi- Atatürk'ün
foıoğrafçısıCemal IşıkseTin
ailesi tarafından İnönü
Vakfı'na armağan edılen
Atatürk ve İnönü'nün
fotoğraflanndan oluşan
sergı. 31 Mart Çarşamba
günü Beyoğlu Devlet Gıizel
Sanatlar Galerisi'nde
açılacak. 1925yılından
itibaren Ataıürk'ü \e İsmet
İnönü'yü yakından izlemiş
olan ve binlerce fotoğraf
çeken FoioCemal Işıksel'in
II. İnönü Zaferi'nin
yıldönümü nedeniyle
düzenlenen bu sergısinde,
günümüze kadar hiç
sergılenmemiş fotoğraflar da
yer alacak. Sergi bir hafta
açık kalacak
D sergisi uzatıldı
• Kültür Servisi- Maçka
Sanat Galerisi'nde devam
etmekteolan D sergisi iki
hafta uzatıldı. Daha önceleri
A.K.M. salonlannda
ge'rçekleştinlen A. B. C
sergilerinden farklı bir
anlayış benimsenerek
gerçekleştinlen sergide 10
sanatçının eserleri yer alıyor.
Mekânolarak bir sanat
galerisi ve iki çağdaş mobılya
mağazasının tercih edıldiği
sergide Osman, Selim
Birscl,Yeit Stratmann. Serhat
Kiraz, İsmail Sara>, Füsun
Onur, Ayşe Erkmen. John
Latham, Cenan Beykal ve
Henri Basmadjian ın eserleri
bulunuyor. Bu
aradaFrançois MoreUet'nin
Maçka Sanat Galerisi'nde 23
martta açılacağı duyuruJan
sergisi sanatçının
rahatsızlanması üzerine
ertelendi.
Aktunç'un
Şarkıları
• KültürServisi- Atatürk
Kitaplığı'nda bugün "Canlı
Eleştiri" bölümünde Hulki
AkhınçWŞarkılar"kıtabı
ele alınacak. Saat 16.00'daki
toplantıy a eleştirmenler
Oriian Alkaya ve Güven
Turankatılacak.
Keribar'ın dia
gösterisi
• Kültür Servisi-
Fotoğraf sanatçısı Izzet
Keribar. bugün saat 18.00 ve
19.00'da Istanbul Fransız
Kültür Merkezi'nde
Havvai'nin Oahu Adaşı.'nd.a,,
çektiği dialann yer aiacağı bir
gösteri gerçekJeştirecek.
Pekineller'in
konseri iptal
•(A.A)- İstanbul Senfoni
Orkestrası'nın hafta sonu
konserleri kapsamında, 2-3
nisan tarihlerinde
Güher-SüherPekinel
ikilisinin solist olarak
katılacağı konserler iptal
edildi. İDSCTdan yapılan
açılclamada. konserlerin
GüherPekinel'in
hastalanması üzenne iptal
edildiği ve biletlerin iade
edileceği belirtildi.
İstanbul
Üniversitesi
Sinema Günlerî
• Kültür Senisi-İstanbul
Üniversitesi Sinema Kulübü
tarafından düzenlenen
Sinema Günleri kapsarrunda
bugün Fransız yönetmen
Jactjues Demy'nin "Tath
Günler'Tılmi. yann Claude
Saute'nin "'Sen ve Ben"'adh
filmi, 1 Nisan'da François
Truffaut'nun "Jules ve
Jim'adlı filmi ve 2 Nisan'da
Ingmar Bergman'ın
"Sessizlik"filmigösterilecek.
Deep Purple
gecesi
• Kûltür Servisi - Beyoğlu
Atlas Pasajf ndaki
Sefahathane'de çarşamba
akşamı saat 21.30'da Deep
Purple gecesi
gerçekleştirilecek. Imagine
Rock Centre işbirliğiyle
düzenlenen gecede, 1968'den
1991'edek Deep Purple
imzalı 26 şarkı dinlenecek.
'Küçük adam'ın ürkütüeü seraveni
AYŞEGÜL YÜKSEL
Tiyairo döncminin başından bu
yana siınduğu ycnı yapımlarda ortala-
manın üstünde bir vuruculuğa ulaşa-
ma>an Ankara De\let Tiyatrosu'nun
ıkincı tur oyunlarda yenilıkçi dene-
meler içındc olduğu görülüyor. 'VVoy-
zeck'te Müge Gürman'ın "Uyarca'da
Şakir Gürzumar'ın. 'Yeniden Yarat-
ma'da Tamcr Levent'in oyun metnını
sahneye akıarmanın ötesine giden bir
sahneleme anlayışını benimseyen
özenli çalışmalan 'sahnc ola> lan'nı bir
kezdaha başkentin tartışma gündemi-
ne getiriyor.
Müge Gürman'ın "Cadılann Mac-
beth'ı'. "Köprüdeki Adam' ve "Mat-
mazel Julie'yi izleyen dördüncü yapım
çalışması olan 'VV'oyzcck". yönetmenin
varlığını baştan sona hissettiren bir
sahne olayı. Yapım. seyirci üstünde
hem vurucu hem de bunalııcı bir etki
yapan. "olumlu" ya da "olumsuz" bir
doluözellik içerivor
Bıçak sırtı inceliğindeki çLzgi ~
Olumlu özellıklenn başında. 19.
yüzyılın ilk yansında dünyaya ve insa-
na 20. yüzyılın gözlükleriyle bakabil-
miş Alman oyun yazan Georg Büch-
ner'in duyarlılığını yansıtma yolunda
çok yoğun bir zihinsel ve sanalsal çaba
harcanmış olması geliyor. Gürman,
insanın insan olmaözelliğinigıtgideyi-
tirdiği. çığnndan çıkmış. adaletsız ve
acımasız -bclki de tannsız- bir dünya-
da "insan' olmanın anlamını çözmeye
çalışan 'küçük adam'ın ürkütüeü serü-
venini dile getirirken iki yönlü bir an-
latıma başvuruyor. Ahlak ve bilim gibi
üstyapısal kasramlann "insancıhk'la
olan ilintısını koparrruşlığjnı. "söz'ün
bir iletışim aracı olmakıan çıkıp bir
"baskı" aracına dönüştüğünü gösteren
"mekanik' ve 'yüksek sesli" bir konuş-
ma düzeni ıçınde yansıürkcn insanın
yalnızhğını \e dayanıksızlığını yavaş
tempolu bir konuşma düzcniyle "pes"
seslerlc aktanyor. Ancak her iki ko-
nuşma düzeninde de seslerin -anlaşı-
lmayan bir nedenlc- aşın düzeyde çı-
'NVoyzeck'. yönetmenin varlığını baştan sona hissettiren bir sahne olavu 'olumlu' ya da 'olumsuz' özellikler içeriyor.
nlaması sonucunda "söz" çoğu zaman uzak düşüren 'yalnızlığYnı ve 'ya-
anlaşılmaz oluyor. Bu sorunun üste- bancılaşmışlığı'nı 'sessizliğin sesi'yle
sinden gelinmesi gerekli, çünkü zaman daha bir vurgulayarak baş oyun kişi-
zaman yabancı dilde oynanan bir sini 'sıradışı' kılıyor. Woyzeck yoksul
duygusuna kapılı- ve eğitimsiz olmanın boyun eğmişliği-
ni oyun boyunca doğal bir çaresizlik
oyunun sonlanna doğru duyulan heli-
kopter seslerinin gerçek mi yoksa
oyun gereği mı olduğunu sormaya
başlıyorsunuz kendinıze. Yapımın te-
mel sorunu da böylece belirginleşiyor:
Her bir sahneyi vurucu kılma, her bir
sahnenin belirleyici plastiğjni yaratma
adına dramaturjiden oyunculuğa dek
çok özenli çabalar harcamış olan
Gürman, "parçalar'ı sahne uzamı için-
de bütünleştirmede zorluk çekmiş, bir
başka deyişle 'bütün'e ulaşmada ge-
rekli ritm ve tempo tutturulamamış.
Seyircinin naba oyunla birlikte değil.
kendi bildiğince atıyor bu durumda.
Görsel- işitsel çarpıcılık
Kalabalık ve gürültülü sahnelerde
kusursuz bir takım oyunculuğu izleni-
yor. Bu sahnelerde Ümit Arlan, Aclan
Büyüktürkoğlu ve Rengin Samurçay,
Gürman'ın sahne biçemine gösterdik-
leri yatkınlıkla öne çıkıyorlar. Erdal
Küçükkömürcü, sanki yaşamı bo-
yunca Woyzeck'i oynamaya susamış-
çasına başanlı. Yönetmenin du-
yarlığını soluk soluğa paylaştığı. son
derece dingin. yine de görsel-işitscl
çarpıalığı olan bir oyunculuk çizgısi
içinde Woyzeck'i baştan sona inandı-
ncı kılıyor. Oysa Fatma Öney. Ma-
rie'yi içenden değil dışandan ovnuyor
sanki, Marie olmuyor. Marie'ymiş
&**
v a
P
l v o r
-
Yüzbaşı da Cemil Özbayer. doktor-
d B k S ü öldiklri
oyun ızliyormuş
yorsunuz.
Gürman, eğitim görmüş 'üst sınıf ın
tavuskuşu edasıyla sergilediği 'çok bil-
mişliğin' ardındaki kofluğu. abartmalı
bir görüntü ve eylem biçimi içindc bol
ışık altında gözler önüne sererken oku-
mamış 'alt sınıfın, toplum baskıa ve
doğal dürtüleri arasında bocalamasıru
yalın bir hareket düzeni içinde. loş ışık
altında dile getiriyor. Sahteliklerle ger-
çekliklerin iç içe geçtiği toplu sahneler-
de ise görsel- işitsel düzeyde alabildi-
ğince renkli ve çarpıcı bir anlatım ko-
taran Gürman. bu sahnelerde Woy-
zeck'in kendi sınıfından insanlanna da
içinde yaşamayı sürdürüyor. Okumuş
sınıfın süreklı yargılamalanna hedei"
olan, üçbeşkuruş daha çok kazanabil-
mek için üstünde laboratuvar deneyle-
ri yapılmasına katlanan. üstelik sevdi-
ği kadın tarafından da ihanete uğra-
yan bu duyarlı küçük adamın baş-
kaldınsı yaşamla ölümü ayıran bıçak
sırtı inceliğindeki çizgide belirleniyor.
İkibuçuk saatlik tutsaklık
Gürman. VVoyzeck'in karabasana
dönüşmüş dünyasında iki buçuk saat
tutsak ediyor sizı. Bu tutsakhğınız sı-
rasında, özellikle de duyarlığınız Gür-
man'ın kotardığı görseİ-işitsel zengin-
liklere alıştıktan sonra alabildığince
genişletilmiş sahne uzamının yeterince da da Burak Sergen, -tüm söyledikleri
venmli biçimde kullanılmadığını algı- anlaşılmasa da- etkili birer yorum su-
lamaya başlıyorsunuz. VVoyzeck'in gi- nuyorlar. Ali İpin, rolü daha çok ha-
zemli sesler duyduğu sazlığın neden rek'ct vemimiğedayalı BandoÇavuşu-yğ ğ ğ y Ç ş
sahnenin bir köşesine sıkışünldığını, nun üstesinden rahatça geliyor. Nur
Marie'nin evinin neden seyirciierin Üzmen'in giysiieri ve Ekrem Kara-
neredeyse üçte birinin rahatça izle- dağ'ın ışık düzeni Gürman'm yak-
yemeyeceği bir noktaya yerleştirildiği- laşımını desteklerken Ceml Köroğlu'-
ni, böylece Woyzeck ve Marie arası- nun çevre tasanmını çarpıcı kılmadakı
nda geçen sahnelerin uzam acısından katkısının "küvet" ve 'laboratuvar
neden ikincil düzeyde değerlendirildi- aygıtlan' gibi tasanmlarla sınırlı oldu-
ğjni, seyirci uzamına taşan iki platfor- ğu görülüyor. 'Woyzeck' sahnelenme-
mun üç dört sahne dışında neden de- si zor bir oyun. Müge Gürman bu zor-
ğerlendirilrnediğjni, panayır sahnesin- luğu dürüstçe ve yüreklilikle göğüslc-
de seyirdnin çok yakınında duran sfe- yerek 'izlenmeye ve tartışılmaya değer'
vimli midillinın seyirciyi tedirgin ede- bir yapımla ortaya çıkıyor. Kutlan-
rek dikkatini dağıtıp dağıtmadığını. masıgereken bir çaba...
Ünlü İtalyan orkestra şefı Claudio Abbado, Telleas et Melisandel yönetecek
Dııygıısallığuı doruk noktasındaKültür Servisi - Ünlü İtalyan yapmaktansa. bırakıp gitmeyi
orkestra şefı Claudio Abbado. yeğledi. Kimilerine göre. kalıp
şu sıralar Londra'da, Kraliyet savaşmalıydı ama doğrusu. bu
Operası'nda Debussy'nin "Pel- da onun tarzı değildi. Pis bir
leas eı Meü'sande"" adh'yapıtıru~ oyun oynarnaktansa, hiç oyna-
yörietmeye ' n'azırlahı'yör. AV 'marnâyf yeğledi üftlü bfkestrâ
bado'nun kısa bir süre önce çı- şefi.
Peki şimdi eski görevinin mü-
zik dünyasında getirdiği o gücü
özlemiyor mu? "Hayır, kesin-
likle. Aksine" diye yanıtlıyor.
"Freelance" çalışmaktan
kardığı aynı adlı albümü gözö-
nüne alınırsa. "Pelleas et Meli-
sande", Abbado'nun yoru-
muyla puslu kuzey ışığından
çok. sıcaak Akdeniz renklerine
bürünmüş olarak gelecek sah-
neye. Abbado'ya göre, De-
bussy'nin bu yapıtı. "Son dere-
ce romantik: bütün mesele du>-
gusallığın doruk noktasını ya-
kalamakta..."
Müzik dünyasının önemli
ödüllcrinden Koussevitzky ilc
Mitropoulos'u alan, La Scala
ve Viyana Fılarmonı'den sonra
uzun yıllar Londra Filarmoni
Orkestrası'nı da vöneten Abba-
ş son
derece hoşnut. Şu sıralar müzik
dunyasına ilk "Fidelio"sunu
s'unmaya hazırlanıyor. 1968-
1986 yillan arasında müzik yö-
netmenliğini yaptığı La Scala'-
ya döneceği yolundaki söylenti-
lerin de asılsız olduğunu söylü-
yor. Abbado ıle onun yerine ge-
îen Riccardo Viuti arasındaki
iJişkiIer de nedense hala sık sık
basının malzemesı olmayı sür-
dürüvor.
Fotoğraf fırtınası
•
Insanal'ın
'Kültür
Hareketi'
Kültür Servisi- Aylık kültür
sanat dergisı İnsancıl'ın 'Kül-
tür Harckcti" fotoğraf fırtınası
ile sürüyor.
Açış konuşmasını Cengiz
Gündoğdu'nun yapacagı et-
kinlikler 29 mart-3 nisan tarih-
lcn arasında y apılacak.
Etkinlikler kapsamında
Cengiz Özakıncı, dün "Görsel
Kültür ve Fotoğraf konulu
birsemıner vcrdi.
İsa Çelik'in "Son Çalışma-
lar" adlı saydam gösterisi 30
mart sah günü saat 18.00'de,
Kamil Fırat'ın "Kırkpınar
Yağlı Gürcşleri" konulu say-
dam gösterisi 31 mart çarşam-
ba günü saat 18.00'de. Sedat
TosunoğJu'nun "Demiryolu
ve İnsan. Cumalıkızık" adh
saydam gösterisi 1 nisan per-
şcmbe günü saat 18.00'de izle-
nebilecek.
"Belgesel Fotoğraf Üzerine
bir Değerlcndirme" konulu 2
nisan cuma günü saat 18.00'de
başlayacak tartışmaya Ahmet
Öncr Sczgin. Hatıcc Tunccr,
Erdal Yazıcı ve İbrahim Ak-
yürek katılacak.
"Madenci Fotoğraflan"
konulu bir fotoğraf sergisinin
dc dıızcnlendıği etkinliklcrin
son gününde "Fotoğ-
rafçılığımız Üzerine Üç So-
run-Üç Öncelik" konulu bir
tartışma vapılacak.
Alberto Modiano, Aramis
Kalay, Cengiz Özakıncı. İbra-
him Akyürek, Kamil Fırat ve
Sevil İj'zrek'm katılacağı tartı-
şma <>aat 15.00'te başlayacak.
(Yer: İnsancıl Okuma Ti-
yatrosu Salonu. Tel: 513 93
99)
Devlet Tiyatrolan yasası
bir an önce çıkmalı
• Claudio Abbado/freelance' çalışıyor ama bu
arada Berlin Filarmoni Orkestrasf nda Karajan'ın
yolunda 'baş' şef olarak görevini sürdürüyor.
do. Londra'da bir anlamda anı-
lannı tazeliyor. Ama İngiltere'-
nin konser salonlan konusunda
son derece umutsuz: "Cardiff
ve Birmıngham fena değil.
Ama Londra'ya çok daha iyı
konser salonlan yakışırdı" di-
yor.
Abbado'yu şu sıralar en çok
hoşnut kılan. artık işin "yöneti-
cilik" yanını bırakıp yalnızca
müziğiyle ilgileniyor olması...
Sanatçı. 1991 yılında Viyana
Devlet Operası'ndaki yönetici-
lik görevinden istifa etti. İstifası
"sağlık koşullan" nedeniyle
açıklansa da Abbado'nun Vi-
yana'yı terketmesinin gerçek
nedeni. aslmda ötekı yöneüci-
lerden Ioin Holender ile ters
düşmesiydi. Holender, büyük
yıldızlar istiyordu, büyük kon-
serler, hızlı başanlar-işın "kay-
mağınr' hemen yemek istiyor-
du bir anlamda; bunun için Ab-
bado'nun en çok önem verdiği
projeierini engellemeyi bfie ba-
şardı...Abbado ise, mısilleme
Abbado bu arada Berlin Fi-
larmoni Orkestrası'nda, Her-
bert von Karajan'ın yolunda.
"baş" şef olarak görevini
sürdürüyor. Yöneticiliğin so-
runlanndan çok uzakta. yalnı-
zca "müzik volu"nda sağlam
adımlar atıyor. Ama başanlan-
ndan konu açılınca. son derece
utangaç davranıyor! "Müzik
eleştirmenlerini genelde oku-
muyorum. Ama dinleyici çok
sıcak davranıyor" diyor.
Berlin'den çok hoşnut: "Sa-
natsal gelişim acısından, Ber-
lin'in sağladığı olanaklar hiçbir
Avrupa şehrinde yok."Claudio
Abbado'nun büyük zevklerin-
den biri de genç orkestralarla
çahşmak. Bunu, "Her türlü
yeni düşünceyeaçık olağanüstü
müzisyenlerle çahşmak" olarak
niteliyor. Bu genç orkestralar-
dan biri de Avrupa Tophıiuğu
Genclik Orkestrası. Abbado.
yakında Londra'da çok emek
verdiği gençlerden kurulu bu
orkestrayı da yönetecek.
YILMAZONAY
t)iinya Tiyatrolar Günü. tiv at-
ro sorunlanmızı en ciddi biçimde
irdelemimize vesile olmalı diye
düşüntiyonım. Gündemdeki Dev-
let tivatrolan vasası ber+ıaldeönde
gelen konulardan biri. Yasa ta-
sansı bepimizin özlemierini bire-
bir karşılamav abilir. Ama tek tek
görüşlerimiz de birbirini pek tut-
muvor doğrusu. Çünkü tivatn)>-
la iîgili derneklerimizin. kuruluş-
lanmızm, tiyatro yasasına ilişkin
bir toplu hazıriığı, çalışması ol-
mamış. Devlet Tiyatrolan >a-
sasını bile öncelikle Kültür Ba-
kaıdığı'nm ve Devlet Tiyatro-
lan'ndan sanatçı insivarifjerinin
(TOBA\ dahil) ele almış olması
ibret verickiir.
kentlerin, o ülkelerin sanatçılan
aptal mı ya da " tiyatro sanatıntn
doğası"nı bizden az mı biliyoriar
Hele. elindeki yetkilerin - di-
veliır. bir bölümünü- özerk ya-
pılara bırakmayı hedefleven bir
vasa için bizzat şu andaki Ba-
kanlık ve şu andaki Genef Müdür
çaba sarfedivorken, "en iyT'yi
arama gerekçesiyle bile olsa bu
çabavı desteklemekten kaçı-
nmayı iyive yormak mümkün de-
ğil. Çünkü şu durumda "en iyf\
"i> i"nin düşmanı olmakta.
Örneğin. ister özerklik adma,
ister demokratiklik adına, her
kunıl inesini. ner yöoeticiyi ve
vönetmeni Devlet Tiyatrosu sa-
natçılarının secmesi tarzındaki
bir romantik talep, şu soru ile
• Mevcut statüden rahatsız isek, aynntıda
farklı görüş ve isteklerde olsak bile gündem-
deki yasa değişikliğini ilke olarak destekle-
meliyiz, hatta biran önce yasallaşması için
özel çaba sarfetmeyiliz.
Orkestra şefi Claudio Abbado'nun büyük zevkkrinden biri de genç orkestralarla çaltşmak.
GSF 11. Tiyatro Haftası
'Kültür kirliliği ve tiyatro'İZMİR (AA) - Dokuz Eylül
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakûltesi tarafından her yıl
düzenlenen tiyatro haftası dün
başkdı. EtkinlikJer. 3 nisana
dek ȟrecek.
Dokuz Eylül Üniversitesi
Giizd Sanatlar Fakültesi Sah-
ne v« Görüntü Sanatlan Bölü-
mü cğrencileri ileöğretim üye-
lerinn katkısıyla hazırlanan
tiyat-o haftası, Hılton Oteli'-
nde iün Ankara Üniversitesi
öğreim üyesi Prof. Dr. Seıda
Senff'in ka'eme aldığı "32.
Dün<a Tıvatrolar Günü"
bıldiısınin okunmasıyla baş-
ladı.Buarada l992SuatTaşcr
Kısa Oyun YanşmaM'nda de-
rece}e gırcn ovunlar da belir-
lendi. Bu yılın ödül kazanan
oyunlan "Dünyalılar", "İhti-
yarlar Baladı", "Sokak
Kapısı" ve "Sabaha Çok
Var", tiyatro haftası çercevc-
sinde fakültenın Suat Taşer
Tiyatro Salonu'nda hafta bo-
yunca sahnelenecek.
11. Tiyatro Haftası'nda
aynca "Dekor-Eskız-Maket"
sergisi de açıldı. Sokak Tiyat-
rosu da İzmir'in çeşılli semtle-
rindeki alanlarda oyunlannı
halka ücretsı/ olarak sahnele-
yecek.
Tiyatro haftası sürcsıncc
Atatürk Kültür Merkezi'ndc
liyatro uzerine çok ^ayıda
konfcrans da gcrçckleşiirıle-
cek. Pnıl. Dr. Ö/dcmir Nutku.
"Türk Tiyatrosunda Şiddetin
Konumu", Doç. Dr. IVfurat
Tunçay "Kültür Kirliliği ve Ti-
yatro". Yard. Doç. Dr. Efdal
Sevinçii "Müslüman Türk
Kadınının Sahnc Sanatlan
Özgürlüğü 70 Yaşında",
Yard. Doç. Dr. Hülya Nutku
"Sanatçı Adayı", öğretim gö-
revlisi Didem Uslu "Çağdaş
Amerikan Tiyatrosunda Va-
roluşçu Tcmaiar" ve öğretim
görevlisi Deniz Mutlu "Çocuk
Tiyatrosunda Dckor" konula-
nnda bırer konfcrans vcrccek.
Hafta kapsamında tiyatro sa-
nutçılun Haşim Hekimoğlu ve
Çetin Köroğlu da "Tiyatro 1le
Geçen Yıllar" konusundasöy-
Devlet Halk Ozanlan Topluluğu kuruluyor
Halk Ozanlan güvenceye kavuşacak
• Kültür Bakanı Sağlar. Kültür Bakanlığı olarak Aşık
Veysel ve diğer tüm halk ozanlannı çağdaş ve bilimsel
bir yaklaşımla değerlendirmek için çalışmalar yaptı-
klannı söyledi.
ANKARA (AA) - Kültür Bakanı
Fikri Sağlar, halk ozanlan geleneği-
nûı etkin bir biçimde sürdürülmesine
katkıda bulunmak amacıyla. "Dev-
let Halk Ozanlan Topfuluğu" kura-
caklannı açıkladı.
Kültür Bakanı Sağlar, Kültür Ba-
kanlığı olarak Aşık Veysel ve diğer
tüm halk ozanlarını çadas «e bilim-
sel bir yaklaşımla dcğerlendirmck
için çalışmalar > aptıklarını kay detti.
Bakan Sağlar, bu çerçevede "Devlet
Halk Ozanlan Topluluğu" oluştura-
caklannı ve bu konudaki çalış-
malanmn son aşamaya geMiğini açı-
kladı.
Sağlar, halk ozanı geleneğinin ya-
şatıunası ve geliştirilmesi için 1993
yılı biıtçesinden ilk kez ödenek ay-
nldığını da bildirdi. Kültür Bakanı.
yavınlanmakta olan "Halk Ozan-
larının Sesi"
1
dergisi ve "Yaşayan
Halk Ozanlan Antolojisi" ile halk
ozanlannın üriinlerinin geniş kitlele-
re tanıtılmasının sağlandığını ifade
etti.
Halk ozanlannın anılarmı canlı
tutmak amacıyla anıt-mezar proje-
leri başlattıklannı anunsatan Sağ-
lar, bu kapsamda Niğde'nin Bor il-
cesinde Aşık Tahiri. Tokat'ın Nik-
sar ilçesinde Erzurumlu Emrah,
Yozgat'ta Yozgatlı Hüzni ve Erzu-
rum'un Narman ilçesinde Aşık Süm-
mani adına anıt mezar yaptırdı-
klannı ve birçok halk ozamnın da
anıtlannı dikmeyi sürdüreceklerini
anlattı.
Sağlar, halk ozanlannın sosyal
güvencelerinin sağlanmaM amacıvla
da çalışnıalar yaptıklannı kayde-
derck "1992 vılı içinde mağdur du-
rumda olan halk ozanlanmız ile va-
şamını yitiren halk ozanlanmızın ai-
lelerine müzik ve sinema sanatmı
destekleme fonundan karşılıksız ola-
rak verilen maddi yardım bu yıl da
artarak sürmeRtedir" dcdi.
Ödenekli tiyatrolann çağdtşı
merkezi yaptstna yöneiik açık bir
rahatsı/lık bugüne dek gereği gibi
dile geririlmemis.se. şimdi varılan
noktada. aman durun iyice bir dü-
şünelim demek. biraz da mevcut
statüde diretmek anlamına geli-
yor. Öyle ki. yalnızca oyunlara
bakarak Devlet Tiyatrolan'nı si-
lip armak bile içtenİikü bir karşı
çıkış değildir.
Dolayisıyla diyonım ki, mev-
cut statüden rahatsız isek, ay-
nnttda farklı görüş ve isteklerde
olsak bile. gündemdeki yasa de-
ğişikliğini ilke olarak destekle-
meliyiz, hatta biran önce \ asalaş-
ması için özel çaba sarfetmeliyiz.
Süreç içinde daha iyiye vanlır.
Şunda anlaşıyor muyuz: Tüm ül-
kedeki devlet tiyatro birimlerinin
her bakımdan tek bir genel müdür
buyruğunda olmasını isteyen ve
bakan j a da genel müdür atamalı
bir sansür kurulu niteliğindeki
edebi kunıl içeren mevcut yasa.
ülkemizin eriştiği sanat potansi-
yeli acısından akd almaz derece-
de çağdışıdır. Hatta, rüm ülke bir
vana, örneğin yalnızca Beriin'-
deki, Londra'daki, Paris'teki
ödenekli tiyatrolann- ister devlet,
ister belediye- hepsinin tek bir sa-
nat yönetmenin buvruğunda ol-
masını bile aklınız alıyor mu? O
karşılaşabilir : O zaman niçin
v alnız kurum sanatçılan? Tiyat-
ro sanatı tüm toplum kesimlerini
ilgilendirivor. Yani seçimi abart-
manın sonu gelmez. Aynca de-
mokratiklik yalnızca iç yapıda
değil. asıl üreten sanatın içer^ğin-
de. işlevindedir.
Öte yandan, bu iyi niyetli
abartmava karstiık, "tiyatro dik-
tatoryayla yönetflir" savıyla
mevcut statüyü savunanlara da
benim bir sorum var : O zamaıı
niçin > alnız devlet tiyatrolan? Ti-
v arronun "doğası" diktatorya
aerekririvorsa. devlet. belediye,
ö/el ülkedeki tüm profesyonel ti-
vatroların başına tek bir diktatör
isteyiniz!
Elbet iki uç da yanıhyor. Esas
olan, repertuvar seçim ve uygo-
lamasında bağımsı z birimler (en-
semle'ler). onların başına belli sû-
relerle gelen bağımsız ve iç işle-
vişte tam y etkili birim sanat yö-
netmenleri. bütçe dağıltnunda
özerk kunıl ve hedef olarak çok
sayıda birimin ülke içinde ve
dışında özgürce sanat yartstna
girmesinin sağlanmasıdır. Dün-
yadaki uygulamanın temeli bu.
Öfcsi, her ülkeye göre değişen
aynntı. Bu süreci başlatalım, bir
an önce lütfen ! Bu şans bir daha
ele geçmez.
Özel Boğaziçi Lisesi'nin
Kitap ve şiir günleri
Kültür Servisi- Özel Boğazi- da Pınar Yılmazer ve Buket
çi Lisesi Kitap ve Şiir Günleri'- Uzuner saat ] 2.00-15.00 arası.
nde Gülten Dayıoğlu, Tank Erdal Atabek ve Nennin Bez-
Dursun K., Buket Uzuner gibi men saat 10.30-15.00 arası, 7
ünlü yazarlann da katılacağı nisanda Tank Dursun K. ve
etkinlikler kapsamında kitap Güiten Dayıoğlu saat 11.00-
sergisi açılacak, söyleşi veimza 15.00 arası kitapiannı imza-
günleri vapılacak. layacak, okurlanyia söylcşe-
Jale Sancak bugün saat 13. cekler.
00-15.00 arası. 31 martta Kür- Konferans salonunda dü-
şat Başar ve Mario Levi saat zenlenen şiir günleri kapsa-
10.30-13.00 arası. Salim A. mında ise 8 nisanda saat 13 30-
Kırkpınar saat 13.30-15.00 15 00 arası Orhan Veli şiirleriy-
arası. 1 martta Osman Şahin le amlacak. Sunay Akın ve Ak-
ve Öner Yağcı saat 11.00-13.00 gün Akova 9 nisan günü saat
arası. I nisanda Duygu Ascna 13.00-15.00 arası düzenlenen
saat 10.30-12.30 arası. 5 nisan- toplantının konuğu olacaklar.