Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUKİYE7 26MART1993CUMA
8 DIŞ HABERLER
Flistin lıeyefl
ABD/de
• AMV1AN(\A)-İşgal
topraklanndaki Filistinlileri
temsil eden bir heyet, ABD
Dışişleri Bakanı VVarren
Christopher ile banş süreci
konusunda görüşmek üzere
VVashington'agitti.
Ammandaki Filistin
kaynaklan. heyette,
Ortadoğu Banş
görüşmelerinekatılan
Filistin heyetinin
yönlendirme komıtesı
başkanı FaysaJ Hüseyni ile
heyet sözcüsü Hanan
Aşravi'nin yer aldığını
belirttiler. Hüseyni. daha
önce yaptığı açiklamada. bu
ziyaretin banşgöriişmeleri
önündekiengelleri
kaldırmak amacıyla
Christopher tarafından
yapilan resmi davete cevap
nıteliğinde olduğunu
söylemişti
K.Kore'den
ABD'ye tehüit
• TOKYO(AA)-Kuzey
Kore, ülkedekı nükleer
tesisleri incelemeye açmadığı
gerekçesiyle ABD'nin askeri
saldınva kalkışması halinde.
"savaşçıkacağı vesavaşın
tüm yanmada>a yayılacağı"
tehdıdinde bulundu. Kuzey
Kore hükümetinin resmi
yayın organı Rodong
Sinmun'da dün yayımlanan
biryorumda. K. Kore'nin
nükleer silahlann
yayılmasını önleme
anlaşmasından çekilmesinin,
••meşru müdafaa" olduğu
iddiaedıldı
Karabağ'da
çattşmalar
• MOSKOVA(AA)-
Azerbaycan'ın Karabağ
bölgesinde Ermenilerin
başlatüğı saldınlar üzerine
genişleyen çarpışmalann
devam ettiği bildiriliyor.
Interfaks Ajansı. Ermeni ve
Azeri kaynaklara dayanarak
verdiği haberlerde, Akdere
bölgesindeki çarpışmalarda
Ermenilerin bölgenin
merkezi olan Akdere
kasabasına iki kilometre
mesafedeki Azeri köylerine
kadar ilerlediklerini, ancak
Azeri kuvvetlerinin güçlü bir
direnişle Ermenilerin
ilerleyişini durdıırduklannı
bildirdi. Ajansın haberine
göre, bu bölgedeki
çarpışmalarda Ermenilerin
üç fankı ile bir zırhlı araa
tahripedildi.
Azerbaycan'öan
Rusya'yanota
• MOSKOVA(AA)-
Azerbaycan yönetimi,
ülkenin kuzey sirur komşusu
olan Rusya bünyesindeki
Dağıstan özerk
cumhuriyetinde yaşayan
Lezgjlerin, Azeri
topraklanndaki aynhkçı
eylemlerinden şikâyet etmek
amacıyla Rusya'ya nota
verdi. Azerbaycan Dışişleri
Bakanlığı tarafından
Bakü'deki Rusya
temsilciliğine iletilen notada,
Dağıstan'daki Lezgi
toplumunun kurduğu
"Savdal" adlı örgütün,
Azerbaycan'm kuzey
bölgelerindeki yerleşim
merkezlerinde düzenlediği
iziniz gösteri ve yürüyûşlerin
kamu düzenini ve toplumsal
huzuru bozduğu belirtildi.
Londra, kömür
1I LONDRA (AA) - îngjltere
hükümeti, kâretmeyen
kömûr ocaklannın
kapatılması karanna gelen
sert tepkilerin ardından
kömür üretimıne hükümetin
sübvansiyon ödeyerek 12
ocağjn kapatılmaktan
kurtanlacağıra açıkJandı.
Ticaret ve Sanayi Bakanı
Mkhael Heseltine tarafından
dün açıklanan plana göre,
hükümetin devlet kömür
işletmeleri "British Coal"
şirketinevereceği
sübvansiyon, vergi
mükellefîerine "birkaç yüz
milyon skterlin"e mal
olacak.
Rabbani'ye
suikast girisimi
• KABİL (AA) - Afganistan
Devlet Başkanı Burhaneddin
Rabbani'ye geçen pazartesi
günü birsuikast girişiminde
bulunulduğu, olayda
Rabbani'nin iki koruma
görevlisinin yaralandığı
bildirildi. Kabil radyosu
suikasta ilişkin olarak dün
verdiği haberinde, "Devlet
başkanını öldürme
girişiminde bulundular.
Allah'a şükür yara almadan
kurtuldu'"dedi.
Rabbani"nin, bir süre önce
Pakistan'da mücahit gruplar
arasında sağlanan anlaşma
gereği başbakan olarak
belirlenen eski rakibi Hizb-i
İslami'nin lideri Güibettin
Hikmetyar ile Kabil'in
doğusundaki biryerde
görüşmeye giderken saldınya
jğradığı kaydedildi.
Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides, zaman geçtikçe sorunun daha da çözülemez hale geldiğini söyledi:
Kıbrıs'taçözümTürkiye'yebağb
• 1963'te Denktaş'ın eşi ve çocuklannın uçakla
Ankara'ya gönderilmesine yardımcı oldum. Ben ve
Denktaş gibi iyi zamanlara şahit olmuş liderler,
sorunu çözemezsek yıllardır birbirleri ile hiçbir
ilişkileri olmayan gençler nasıl çözecek.
• Denktaş ile beraber avukathk yaptık. Her zaman
birbirimize karşı açık ve samimi olduk. Ben büyürken
annem bir yere gittiginde bizi komşumuz Türk
kadına teslim ederdi. O da bir yere gittiginde
çocuklannı anneme bırakırdı.
LONDRA (AA) - Güney Kıbns Rum yö-
netimi lideri Glafkos Klerides, KKTCCum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş'la 'bnbirlerinegü-
venen iki dost" olduklannı. ancak bu dost-
luğun çözüme yardımcı olması ıçin Tür-
kiye'nın Kıbns'ta federal esasa göre çözüm
zamanı geldığinc karar vermesı gerektiğinı
söyledi.
İngiltere Başbakanı John Major'la bir gö-
rüşme yapmak amacıyla geldiği Londra "da
Anadolu Ajansı'na özel bir dcmeç veren
Klerides. 1963 Noel"i sırasındakı olaylarda
Denktaşın kendisine güvenerek eşi ve ço-
cuklannın uçakla Ankara'yagönderilmesin-
de yardıma olmasmı istediğini, bunu seve-
rek yaptığını ve kendisinin de Denktaş'a gü-
vendiğini belirtti.
Klerides. "Türkıve. Kıbnsta federal esasa
göre çözüm zamanı geldiğine karar verirse
Rum tarafında, her zaman iki toplum ara-
sındaki sorunlann çözülmesi gereküğine
ınanmış ve savunmuş bir Klerides bulacak-
tır. Denktaş ile dostiuğumuz da o zaman işe
yarar. Ancak Türkıye, böyle bir çözüm için
zaman gelmedığine İcarar verirse Denktaş ve
ben birbirimizi ne kadar iyi tanırsak tanıya-
lım. ne kadar dost olursak olalım çözüm bu-
lamavız" dedi.
Denktaş ile aynı okula gittikleri yolunda
yanlış bılgiler bulunduğunu da kaydeden
Klerides. "Rauf (Denktaş) benden beş yaş
küçüktür. Onunla benım kuzenim Lefkos
Klerides aynı okula gittiler. Ancak Sayın
Denktaş ile beraber avukatlık yaptık. Her
zaman birbirimize karşı açık ve samimi ol-
duk. Benim avukatlık ofisimın müşterileri-
nin çoğu Türklerdi. Ben büyürken de annem
bir yere gittiginde bizi komşumuz Türk ka-
dına teslim ederdi. O da bir yere gittiginde
çocuklannı anneme bırakırdı" dedi.
Klerides. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben ve Denkıaş gibi iki toplum arasında
iyi zamanlara şahit olmuş liderler. sorunu
çözemezsek yıllardır birbirleri ile hiçbir iliş-
kileri olmayan gençler bu sorunu nasıl çöze-
cek. Zaman geçtikçe sorun daha da çözül-
mez hale gelıyor."
Federasyon
Klerides, Rum yönetimi liderliğine daha
önce seçilmiş olsa durumun bugün daha de-
ğişik ve sorunun çözümünün daha kolay
olacağını savundu.
Klerides, Kıbns Türk tarafı ile anlaşmaz-
lık konulannı sayarken de "Türk tarafı fede-
ral çözümü daha önce kabul etmesine rağ-
rrien çözüme dahil edilmesini talep ettiklen
bazı şeyler. bizi federasyondan çıkanp kon-
federasyona götürüyor. Örneğin Denktaş'ın
iki devletin ayn egemenlikleri olması ve iki
devletin ayn kendi geleceklerini tayın hakkı-
nın olması gibi talepleri federasyon değıl;
konfederasyonun özellikleridir" diye konuş-
tu.
Klerides, Türk tarafının harita konusun-
da da "yüzde 29 artı' ilkesini kabul etmesine
karşın Denktaş'ın BM'ye sunduğu haritala-
nn yüzde 30'un üzerinde olduğunu söyledi.
Klerides, Kıbns'ta yeni birmülteci sorunu
yaratılmasını istemediklerini. bu yüzden eski
Rum mültecilerin yoğun olarak yaşadıklan
bölgelerle ilgili hat yeniden çizilirken bu
mültecilerin mümkün olduğu kadar çoğu-
nun Rum tarafında kalmasının sağlanmaa
gerektığini kaydetti.
Aniaşmalar
Klerides, çözüm yolunun BM gözetıminde
müzakereler olduğunu ve çözüme esas teşkil
edecek metinlerin de 1977"de Makarios ve
Denktaş arasında üzerinde anlaşmaya van-
lan ve 1979 yılında Denktaş ile Spiros Kipri-
yamı arasında teyit edilen anlaşmalar olması
gerektığini belirtti. Klerides. Rum ve Türk
toplumlannın en üst düzey liderlerinin geç-
mişte üzennde anlaştıklan bu ilkelerde iki
kesimli. iki toplumlu, federal bir Kıbnscum-
huriyeti öngörüldüğünü kaydetti.
İNGİLTERE
Bölüıımüş
Kıbns
AT>
giremez
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA - Kıbns Rum yönetiminin,
AvTupa Topluluğu'na üyelik başvurusu
ömindeki en büyük etıgelin, adanın bölün-
müşlüğü olduğu \e buna da Yunanistan'ın
adaya yaptığı sivasi müdahaleierin >ol aç-
tığı belirtildi. "l luslararası Stratejik
Araştırmalar Fnstitüsü" tarafından ya-
yimlanan araştırma dergisiıtdeki bir ma-
kalede, Yunanlı ve Rıbrıslı Rumlann
'ENOSIS' planlannın tamamen su\a düş-
tüğü. ancak bu arada çok sayıda kıbrıslı
Rum'un ölümüne neden olduğu, ve adanın
1963 öncesindekine benzer biçimde yeni-
den buieştirilmesi şansını ortadan kaldırdı-
ğı da savunuidu.
Enstitümin dört ayda bir yavımladığı
"Survial" adlı bilimsel araştırma dergisin-
de "Etnik Bunalımlar \e L luslararası Gü-
venlik" başlığı altında inceknen sorunlar
arasmda yer alan Kıbns sorunu için "Ada-
nm birleşmesini, Kıbrıslı Rumlann çoğun-
luğu. ENOSIS'ten çok daha fazla tercih
ederdi. Adanın bölünmüşlüğü. yarattığı
birçok sıkıntımn yanı sıra Yunanistan >e
Kıbrıslı Rumlann emelierinden biri olan
AT üyeliğini de engellevecekhV* denildi.
Türkiye'nin müdahalesi
Makalede, Türkiye'nin, 1974 müdaha-
lesiyle adaya Vunanistan'm cl kovmasını
önleyerek, jeostratejik amacına ulaştiğı
belirtiliyor. Adadaki Türk toplumunun ko-
runmasmm ana hedef oldnğu kavdedilir-
ken şu gözleme yer >erili>or
"Makarios'a karşı darbe vapanların ni-
telikleri dikkate alındığında. Kıbrıslı
Türklerin güvenliğinin, Türkive'nin bir
mödahalesi olmaksızın nasıl korunabilecc-
ği belirsizdi. Türkiyeü >e kıbrıslı Türklerin
çoğu için adanın bölünmüş biçimde kalma-
sı, Türk toplumunun gmenliğini sağlamak
için tek gecerli yol olarak.görülüyor.'1
Makale, her ne kadar enstirünün resmi
görüşünü yansıtmıyorsa da yazan. yakın
zamana kadar İngiltere Dışişleri Bakanlı-
ğı Siyaset Planlama Dairesi Başkanı'.vdı.
Makalede dile getirilen görüşler hüküme-
tin değil, yazarın kişisel görüşleri oltnakla
birlikte, bu denli \iiksek düzeyde bir görev-
u'nin görüşleri ile İngiltere hükümetinin bu
konudaki turum ve göriişü arasındaki
"uyum ve karsıtlığm" derecesi. halen sa-
vurnna ve strateji çevrelerinde ortaya atı-
lan bir soru.
İngiltere hükümeti. Kıbns konusunda
sürekli olarak BM Genel Sekreteri'nin ca-
balannı desteklediğini. tekil bir Kıbns
Cumhuriyeti'nden v ana olduğunu açıkladı,
KKTC diye bir "devlet" tanımadığını sü-
rekli jineledi. .Ancak İngiltere'nin, belli
re'nıparda. Kıbns sanki bölünmemiş gibi
miş gıimayı seçtiği de göriilüyor.
DIŞ BASIN
Basinger'a
para
cezasıAmerikalı film yıldızı
Kim Basinger, bir şirket
1
ile yaptığı anlaşmayı
bozduğu için 8.9 milyon
milyon dolar (yaklaşık 85
milyarTL.) tazminat ödemeye
11
mahkûm oldu..
Günümüzün en önde
gelen "seks sembolü"
olarak anılan
Basinger'ın. bağımsız
Main Line Pictures
şirketiile"Boxing
Helena" adlı fılmde
başrol oynamak için
sözlü bir anlaşma yaptığı
ancak bu anlaşmaya
uymadığı belirtildi. Los
Angeles'teki mahkeme,
şirket avukatlannm
başvurusunu haklı
bularak Basinger'i 8.9
milyon dolar tazminat
ödemeye mahkum etti.
Basinger ise
savunmasında, şirket
ileöngörüşme
yaptığını ancak bir
anlaşmaya
varmadıklannı
söyledi. Şirketin
Basinger'a bu
film için 3
milyon dolar
önerdiği
bildirildi.
Alman ordusunda bazı birlikler en basit ateşli silahtan yoksım, subaylar askere çok katı
Doııaııım yetersiz, askerler moralsiz
DtLEKZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Alman ordusu bugün her-
hangi bir çatışmada aktif yer almakta
zorlanacak. Askerin moralinin çok bo-
zuk olduğu ve ordunun teçhizat bakı-
mından da büyük noksanlar içerdiği
saptandı. Alman parlamentosunun or-
dunun durumu hakkında hazırlattığı
raporda askerler arasında aşın sağ eği-
limlere de değinildi. Alman ordusunda
subaylann askere çok katı davrandığı
ve birçok vakada subaylar hakkında di-
siplin soruşturması açıldığı da basına
sızan bilgıler arasında.
Parlamentonun asken kuvvetler hak-
kında ınceleme yapmakla görevlendir-
diği "Ordu Sorumlusu" Alfred Biehle'-
nin raporu kamuoyunda büyük yankı
uyandırdı. Buna göre dünyanın en geliş-
kın ülkelerinden Almanya'da ordunun
donanımı yetersiz. Özellikle Doğu Al-
manya'da bazı birliklerde en basit ateşli
silahlann bile bulunmadığı belirtiliyor.
Rapora göre Alman askerinin morali
ülke tarihinin en düşük noktasında sey-
rediyor. İki Almanya birleşip Soğuk
Savaş sona erdikten sonra askerin moti-
vasyonunu yitirdiği ve orduda hangi iş-
leve sahip olunduğu konusunda büyük
bir belirsizliğin hâkim olduğu ortaya
çıktı. Asker politikaalann kendisine ye-
terince yön verememesinden şikâyet
ediyor. Doğu Alman ordusu dagıtıhp
bazı birlikler birleşik Alman ordusuna
satıldıktan sonra küçülen ordu içinde
atamalar ve rütbe değişikliklen konu-
sunda da belirsizlik hâkim.
Askerin motivasyonunu sıfıra indiren
olgulann başında. parlamentoda bir
türlü sonuçlandınlamayan "görev ala-
nı" tartışması geliyor. Bilindiği gibi
Almanya. anayasasının izin vermediği-
ni öne sürerek uluslararası operasyon-
larda aktif yer almıyor. Ordunun
NATO görev alanı dışında, "out of
area" operasyonlara katılımını sağla-
mak için anayasa değişikliği gerekli.
Koalisyon iktıdanndaki Hıristiyan De-
mokra'tlar "out of area" operasyonlara
katılmaktan yana. Ancak gerek diğer
koalisyon ortağı liberaller. gerekse mu-
halefetteki sosyal demokratlar buna
karşı. Sürekli anayasa tartışması ordu-
da geleceğe ilişkin motivasyon kaybına
yol açıyor.
Raporda vurgulanan konulan bir sü-
re önce Genelkurmay Başkanı da dile
geürmişti. Genelkurmay Başkanı, hü-
kümeti, "ordunun işlevini ve görevlerini
biran önce belirlemeye" çağırmıştı. Bu-
nun üzerine hükümet ve muhalefet,
Genelkurmay Başkanı'nı "politikaya
müdahale ettiği için" eleştirmişlerdi.
Alman toplumundaki aşın sağ eği-
limlere silahlı kuvvetler bünyesinde de
rastlanıyor. Geçen yıl 61 kişi hakkında
bu yüzden soruştunna açıldığı. erlerin
yanı sıra subaylann da dahil olduğu 13
kişinin ordudan atıldığı açıklandı. An-
cak gözlemciler. orduda aşın sağın çok
daha etkin olduğunu belirtiyor.
Almanya'daki sisteme göre parla-
mentonun silahlı kuvvetler sorumlı^u
ordudan şikâyetleralmak vebunlan Sa-
vunma Bakanlığı'na ilctmekle yetkili.
Görevliye geçen yıl ordunun çeşitli ka-
demelerinden 8 bini aşkın şikâyet geldi.
Bunlann beşte bıri subaylann tutumu-
nu eleştiren erlerden geliyordu. Olaylar-
dan birinde genç bir teğmen tatbikat
sırasında "düşman" saflanndaki birça-
vuşu tutuklattıktan sonra gözlerini bağ-
layarak bir binanın çatısına çıkarttı ve
bacaya bağlattıktan sonra saatlerce bu-
rada tuttu vedört metre uzaklıktan üze-
rine yalancı mermiyle atış dahi yaptırttı.
Teğmen hakkında soruşturma açıldı.
Başka bir olayda 42 kilometre yol katet-
meye zorlanan bir asker başına güneş
geçtiği halde yürümeye zorlandı, ölüm
tehlikesiyle hastaneye kaldınldı. Bir as-
kerin de uzun bir yürüyüşün ardından
bacağından amelıyatla doku ve kas par-
çalan ahndığı. askerin sakat kaldığı be-
lirlendi.
LE FIGARO
ABD-Avrupa çatışması
Hayale fazla kapılmamak
gerek: ABD Başkanı Bill
Clinton ile Avrupa arasındaki
"ticaret savaşı" önünde
sonunda patlayacak. Batı ile
ABD'nin bu konuda
çatışmasının zamanı geldi
çünkü. Clinton'm. seçim
kampanyası sırasındakı
vaatlerini tutmayışı
karşısında alaycı bir tavır
sergilemenin de bir anlarru
yok doğnısu. Kendisi
kampanya sırasında. "her
şeyden önce Amerika"
sloganını öyle sık tekrarlayıp
durdu kı onu iktidara
getirenleri "tehdit"eden
konularda en küçük bir ödün
bile verebilecek durumda
değil. Hatta.sözkonusu
çevrelerin. 1996"da kendisinı
^yeniden desteklemelerinin
hesabı içinde. Fakat. Avrupa
ile ABD arasında bir "ticaret
savaşının" çıkmayacağı
şeklinde yazılann basında yer
almasıiçın AT Komisyonu
Başkanı Jacques Ddors'un
VVashington'da Bill Clinton'ı
ziyaret etmesi yetti de arttı
bile. ABD Başkanı'nınetkili
müzakerecisi Mickey
Kantor'un söyledikleri de bu
izlenimi pekiştirdi. Hem de
öylesine ki mevcut bulutlar
mucızevi bir şekilde dağıldı
gıtti. Oysa bu "jest'in
beklenen boyut ve nitelikte
olmadığ], Avrupa firmalannı
kimı ABD kamu ihalelerinın
dışında tutan karann sadece
birkaç günlüğüne enelendiği
kaydedildi. Jacques Delors
yanılmamıştı demek ki. AT
komisyonu Başkanı
Brüksel'e. "kaygılı, hattaçok
kaygılı" döndü.
NVashington'a doğru yol
alırken zaten Clinton'm
görüşlerinden haberdardı.
Aynca blokaj noktalannın
sadece ABD'de değil. fakat
Avrupa'da ve özellikle
Fransa'da bulunduğunun
bilincindeydi. Delors bunlan
biliyor. "Ticaret savaşı" her
şeyden önce Avrupa içındeki
birçatışma. Yazık. Bill
Clinton'm işi kolay. Umabm
ki dünyanın çıkarlannı
dikkate ahp bu durumu
istısmar etmeye kalkışmaz.
(25 mart)
KOMJJNİZMLE
MÜCADELE
tÇİN
HARCAMAN
TRİLYONLAR Nedersın. şu
zavallıya
yardırn için
birkaç milyar
dolan gözden
akarsak mı?
Bilmem ki, bu
paravla iki
bombardıman
uçağı üretilir.
Intemanonal HeraM Tribune
EORÎ&EAJM
Batı yardımı ve Yeltsin
Rusya'daki bunalım. ABD
Dışişleri Bakanı'nın sözlçri ile
"Dönemimizin en önemli
stratejik sorunudur".
Kaybedilecek çok şey var.
Eğer reformcular ayakta
kalırlarsa, birserbest piyasa
ekonomisi yaratabilirlerse,
Doğu-Batı ilişkisi uzun süre
istikrarlı bir tabana oturur.
Ancak anarşi veya
diktatörlük. Rusya'yı, birbiri
ile savaşan eyaletlere
dönüştürecektir. Batı için
bunun anlamı, nükleer
zıtlaşmanın yeniden gündeme
gelmesi, ve ekonomik
istikrarsızhktır. Batılı liderler,
Boris Yeltsine hemen arka
çıktılar. Bunu hak ediyordu.
Yeltsin, demokrasiyi
savunuyor: 1991 darbesi
sırasında büyük kişisel cesaret
gösterdi. O zamandan beri de
Batı'ya, Irak ve Yugoslavya
konulannda hayatidestek
verdi. Ancak Yeltsin de bir
Rus lideri ile Batılı
hükümetler arasındaki çok
yakın ilişkinin tehlikelerinin
farkında. hele Batı, Yeltsin'in
kaderini etkileme konusunda
sadece marjinal etkiye
sahiptir. Çatışma,
M oskova'da çözülmek
zorunda. Ve bu. Batının
yapacağı dayanışma
gösterileri ile ya da yazacağı
çeklere bir kaç sıfır eklemekle
olmayacak. Ruslann,
Yeltsin'i Batının maşası gibi
görmemeleri gerek. Aslında
bir gerçek daha var.
Rusya'nın geleceği için
Yeltsin, Batı'nın kabul
edebileceği tek reçeteyi de
sunmuyor. Hatalan
olmuştur. Yenilmesinin, eski
tür komünizme geri dönüş
anlamına da eelmesi şart
değil. Baü, 1991 Darbesi'ne
başkaldıran Hasbulatov ya da
Rutskoy ile de iş yapabilir. Bu
nedenle Batılı liderier,
Rusya'ya yardımın, Yeltsin'in
iş başında kalmasına baglı
olmadığını belirtmelidirler.
Elbette desteğin çekilmesi
gereken durumlar vardır: Batı
aleyhtan eski tür komünist bir
yönetime Batı destek
veremez. Ancak bunun
dışında, siyasi koşullar öne
sürülmemeli. Rusya, eninde
sonunda demokrasi ile
bağdaşacaktır. Bu amaçla
yeni seçimlere gidilmeli. Hem
parlamento hem
cumhurbaşkanlığı için
yapılacak yeni seçimler, yeni
bir yönetime yetki verecektir.
(25 mart)