Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 26MART1993CUMA
HABERLER
HEPateşkesi
değerlendirecek
•ANKARA (ANKA)-HEP
13 milletvekili ve 8 parti
meclisi üyesinden oluşan
Nevruzgözlemci heyeünin
haarlayacağı raporu iç \ e dış
kamuoyuna ulaştırarak.
"Kürt sorununun banşçı
çözümüne katkıda
bulunmayı" amaçlıyor.
Güneydoğu'dakı Nevruz
kutlamalannı ızlemek üzere
gözlemci olarak göndenlen
HEPmilletvekillerivePM
üyelen Ankara'ya gelme>e
başladılar. Önümüzdeki
günlerde 13'ü milletvekili
olmak üzere 21 gözlemcı
Ankara'da Genel Başkan
Ahmet Türk'ün
başkanlığında bir Nevruz
raporu haarlayacaklar.
Törkeş'ten çağm
• ANKARA (ANKA)-
Mılhyetçi Hareket Panisi
lideri Alpaslan Türkeş mılli
ülkülen olan dünya
Türklerinin birleşmesi için az
birzamankaldığını
bebrterek," Bu birleşme bir
başka ülkenin düşmanlığı ve
zaran ıçın değil. dünya banşı
için olmabdır. Antalya
kurultayında Sibirya daki
Saka Türklerinden Bosna
Türküne kadar herkes vardı.
Anıalya kuruhayının devamım
geürelım' dcdı. Alpaslan
Türkeş. Ramazan Bayramı
nedenıyle parti genel
merkezinde düzenlenen
bayramlaşma töreninde
partililerle bayramlaşü.
MHPGenel Başkan
Yardımcısı Rıza Müftüoğlu,
Faruk Demirtola ve Genel
Sekreter Yaşar Erbaz ile
Kayseri Milletvekili Osman
Deveüoğlu'nun da hazır
bulunduğu bayramlaşmada
bir konuşma yapan Alpaslan
Türkeş, 30 yılda bir Nevruz
ile Kadir gecesmın aynı güne
tesadüf ettiğini hatırlatarak,
"Dünya banşı için bizde bu
birliği dünya Türkleri
arasında oluşturmahyız"
dedi.
Gönen'den 500.
gün hesabı
• ANKARA (UBA) - Devlet
Bakanı vehükümet sözcüsü
Akın Gönen, "Hükümet
vaatlerinın üçte ikisını
yapmadı" eleştirilerine.
"Çalışma süremizin dörtte
birinde vaatlerin üçte biri
yapılmışsa daha ne olsun"
yanıtmı verdi. Bakan Gönen,
ÜBA muhabırinin
"Muhalefeun 500 güne
yönelik" eleştınlenni
anımsatması üzenne. 500.
gün raporlannın
haarlandığını söyledi.
Ozalcıların parti
ppogramı hazır
• ANKARA (UBA)-
Cumhurbaşkanı Özal'ın
konuşmalannda özellıkle
kurulacak olan yeni partinin
programında yer alan
"konulan" kamuoyuna
anlattığı belırtihrken, parti
programının yazılmasının
tamamlandığı ve nisan
sonunda da parti için resmi
başvurunun yapılacağı
kaydedildi. Parti
programında özellikle
eğıtim, hastane. PTT,
havaalanı gibı alanlann
derhal özelleştınlmesı ve
devletin sadece koordine.
kontrol ve güvenlikten
sorumlu bir yapıya
kavuşturulması esas alınıyor.
SHP'li Korkmaz
kazada öldü
• Istanbul Haber Servisi -
Csküdar Belediyesi SHFli
meclis üyesi Mete Korkmaz
önceki gün geçırdiği bir trafık
kazası sonucu öldü. Şile
yolunda kaza geçiren
arabada bulunan SHP'li
meclis üyeleri Tank Polat ve
Ferhan Keskin yarab olarak
Haydarpaşa Numune
Hastanesine kaldmldılar.
Haydarpaşa Numune
Hastanesi Beyin Cerrahı
Servisı'nde tedavısi süren
Keskin'in durumunun
ciddiyetinı koruduğu
bildirildi. Korkmaz için
bugün saat 11.30da beledıye
başkanlık bınasında bir tören
düzenlenecek. Korkmaz'ın
cenazesi Üsküdar
Yenicamı'de kılınacak öğle
namazından sonra
Karacaahmet MezarlığYnda
toprağa verilecek.
Hukukçular, insan haklanna dayalı, özgürlükçü bir anayasa istiyor
Darbelerekarşıbir anayasa
AYŞE VILDIRIM
Anayasa değişikliği çalışma-
lan sürerken. hukukçular ana-
yasanın "insan haklanna daya-
lı. demokratik bir anayasa" ol-
ması görüşünde birleşiyorlar.
Prof. Bülent Tanör. klasik par-
lamenter mekanizmanm "saflı-
ğma" dönmek gerektiğini savu-
nurken. Prof Bakır Çağlar ön-
celıkle sivil toplum güçleriyle si-
yabi partıler arasında organık
bağın kurulması gerektiğini be-
lirtu.
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindonık'un "yeni bir anaya-
sa" fikrini kabul ettirmek isteğı-
ni vurgulayan Prof Bülent Ta-
nör, " Yani sıfır noktasından
bir anayasa. demokratik bir
ana>asa. Başlangıcı yepyeni bir
anayasa. orduva meşruluk ver-
meyen bir anayasa. darbeleri
meşru gösterme>en bir anaya-
sa. Bu fikır çok önemli" dedi.
Tanör. Meclis'in yeni yapacağı
anayasanın 1982 Anayasası"-
ndan daha otoriter olmayaca-
ğını belirterek, sözlerini şöyle
sürdürdü'
"1982 Anayasası çok özel
koşullarda yapıldı. Seçılmiş bir
Meclis tarafından yapılmadı.
Mılletın temsilcıleri tarafından
yapılmadı Asken gölge düştü
anayasaya cıddı bir şekılde. Ye-
ni bir anayasa ne şekilde olursa
olsun, içeriği itibanyle. kesin-
• Yeni anayasa değişikliği
çalışmalannı değerlendiren
Prof. Bülent Tanör, klasik
parlamentermekanizmanm
"saflığına" dönmek gerektiğini
savunurken, Prof. Bakır Çağlar
da öncelikle sivil toplum
güçleriyle siyasi partiler arasında
organik bağın kurulması
gerektiğini belirtti.
likle bence daha demokratik
olacaktır. Bütün meseler
parla-
menter rejim, klasik çerçevesiy-
le mi olacaktır. 61'de olduğu
gibi. Yoksa 82'de olduğu gibı
Çumhurbaşkanı'na baa önem-
li yetkiler tanınacak mıdır
0
Hassas nokta budur. Benim ar-
zu ettiğim şey, klasik parlamen-
ter mekanizmanm saflığına,
berraklığına dönmekür."
Yeni anayasanın. demokra-
tik hak ve özgürlüklerin bir bel-
gesi olması gerektiğini vurgula-
yan Tanör, "Bir yasakname ol-
mamalıdır. Sanınm. bu konuda
liderler arasında da bir ortak
görüş az çok belirgin" diye ko-
nuştu.
Anayasada devletin resmi
ideolojisini çok sınırlı tutmak
gerektiğini de belirten Tanör.
şunlan söyledi:
"Demokrasi, bundan ibaret.
Bunun dışında, bütün partilere,
bütün görüşlere yanşma imka-
nı sağlamak lazım. Partilerle il-
gilı akıl almaz uzunlukta yasak-
layıa hükümleri, çıkartmak
lazım. Bu ve buna benzer konu-
larda anayasayı hafifletmek la-
zım. Bunîar yapıldığı taktirde
anayasa bugün olduğu gibı bir
tüzük, bir nizamname, bir ya-
sakname olmaktan çıkar, daha
genel çerçeveli bir metin haline
gelebilir."
Demokratik bir anayasa
İstanbul Üniverşitesi Siyasal
Bilgıler Fakültesi Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Bakır Çağlar 'ise
şimdıye kadar Türkiye'de. hat-
ta Osmanlı Türk Anayasal sis-
teminde, anayasalann hep ola-
ğanüstü hal teklifleriyle yazıldı-
ğına dikkat çekerek, "Bunlann
hepsi sezaryen doğumlu anaya-
salar" dedi.
Çağlar, 10 siyasi partinin
anayasa değişikliği konusunda
görüşbirliğinde olmalan ve ça-
lışmalar yapılması sonucu ilk
defa Türk anayasal sistemi içer-
sinde "demokratik bir anaya-
sa" yapma şansının ortaya çık-
tığını vurguladı.
Anayasa da öncelikle, sivil
toplum güçleriyle siyasi partiler
arasında organik bağlann ku-
rulmasıru sağlamak gerektiğini
söyleyen Çağlar. sözlerini şöyle
sürdürdü:
"İkincisi, bugün Türkiye, İn-
san Haklan Avrupa Sözleşme-
sine onun getirmiş olduğu yar-
gısal denetime taraf bir ülkedir.
Onun için, ordaki hak ve hürri-
yetler anlayışını yeni anayasaya
katmak gerekiyor. Şu anda
Türkiye'de gündemde olan
anayasa tartışmalan çerçevesi
içinde kurum^ar planında ger-
çekleştirilmek istenen de klasik
parlamenter sisteme geri dö-
nüştür. Yani Cumhurbaşkanı-
nın yetkilerini kısıtlamak."
Çağlar, Türkiye'de yeni bir
anayasa arayışma şu krizlerini
yol açtıgına dikkat çekiyor:
"Bunun üç nedeni var. Birin-
cisi, Başbakan'la Cumhurbaş-
kanı arasında birlikte yaşanırli-
lığın şu anda gerçekleştirileme-
miş olması. Bu sorunu çözmek
lazım.
İkincisi, Türkiye'de şu anda
şiddet olaylan yaşanıyor, de-
mokrasi çerçevesi içinde henüz
bir çözüme bağlanamayan. Bu-
na bir çözüm getirilmesı gerek.
Bunun için de sanınm, hem
devlet yapısında hem hak ve
hürriyetler rejiminde yeni bir
yapılanma gerekiyor.
Son kriz ise 1982 Anayasası
ideolojisi ya da felsefesi bugün
toplumda tartışılmaya başlan-
dı. Genel kabul görmüyor. O
da bir temel ideolojik ya da ha-
kim ideoloji konusunda ortaya
çıkan bır krian adı."
Bu üç krizin sadece yeni bir
anayasa ile çözülebileceğıni be-
lirten Çağlar, "Yeni anayasada
bu krizi çözmek için özellikle
hak ve hürriyetler rejimini yeni-
lemek ve herkesin üzerinde as-
gari de olsa bir uzlaşmaya vara-
cağı yeni bir hak ve hürriyetler
rejimi getirmek gerekir" dedi.
Bayrampaşa y
da bayram
Kapımnarababam
Ben çocuğum. Sokaklan, misketleri, güneşi se\erim. Zaman ne
demek bilmem, sabrermeyi de. Şimdi beni bu demirkapının
önünde bekletiy orlar. O kapının ardında babam \ ar, onun için
"içerde" diy orlar. Nasü bir y er içerisi? Babam neden orada?
Soruyonım anneme, "AnlaLsanı da anlamazsın" diyor. Hem
biliyor musunuz şimdi bay ram. Dün de bayramdı. Babamı gelir
diye bekledim ama içerde bayram olmuyor galiba. Yoksa içerde
başka çocukları mı var onun, başka bay ramlan mı yaşıyor
onlarla? İlk kez y ılbaşında gördüm babamı içerde. Bizim
evlerimizc bizim sokaklarımıza benzemivor yaşadığı y erler.
Sokaklar yok, toprak da. Her yer beton >e demir. Babamla
annem pencerelerin arkasından konuştular. Ben pencerenin
öbür y anını da gördüm. Omuzunda birşeyler asılı bir adam
götürdü beni oray a. Babam kucakladı beni. Baktım ağlıy ordu
da. Şimdi yine oray a mı gideceğiz? Anneme de birşey
sorulmuyor, kızıyor,
u
Sus şimdi'" Birazdan babamı göreceğiz.
Bu kez gükr herhalde. İnsanlar bay ramda ağlamaz değil
mi?(Fotoğraf: HAYRETTİN SAĞANAK)
25 tutuklu ve hükümlü, cezaevlerindeki baskılan için başlattığı açlık grevine son verdi
Buca'daıı sonra Aydın'da da eylenıbitti
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu>- Aydın E Tıpi cezaevınde
dönüşümlü açlık grevi yapan
25 tutuklu ve hükümlü de ey-
lemlerine dün son verdiler. Aç-
lık grevi yapan mahkumlar,
Devnmcı Sol, TDKP, TKP
ML davalanndan yargılanan
55 mahkumun Buca Cezaevi'-
ndeki baskılan protesto için sü-
resiz gerçekleştirdikleri eylemi
destekliyorlardı.
Buca Çezaevi'nde PKK da-
valanndan yargılanan 11 kadın
65 tutuklu ve hükümlünün dö-
nüşümlü olarak başlattıklan
açlık grevi ise 3. gününe girdi.
Aydın E Tipi cezaevindekı
müvekkilleriyle görüşen İzmir
Barosu Avuİcatlanndan Hülya
Üçpınar, Şennur Akkaya ve
Sevgi Binbir, "Müvekkillerimiz
Buca Cezaevi'ndeki arkadaşla-
nnın eylemlerini desteklemek
amaay la dönüşümlü olarak aç-
lık grevine gitmişlerdi. Şimdi
Buca'da açlık grevi bittiğine gö-
re onlar da eylemlerine son ver-
diklerini söylediler" diye ko-
nuştular.
PKK davalanndan yargıla-
nan tutuklu ve hükümlülenn
cezaevi yönetiminin katı tutu-
munu protesto amacıyla dönü-
şümlü olarak guruplar halinde
açlık grevi yaptıklannı söyleyen
İzmir Barosu Avukatlanndan,
Hülya Önerge. Veysel Akay.
"Müvekkillerimiz cezaevi yö-
neümi havalandırma süresinin
kısaltıldığını söylediler. Üst
aramalannın insanlık onuru ile
bağdaşmayacak şekilde yapıl-
dığmı, ailelerin dışardan getir-
YenibunabnıTRT yüzündençıkacak
ANKARA (ANKA) - TRT Genel Müdü-
rü Kerim Aydın Erdem'in 10 temmuz tari-
hinde görev süresinin dolmasının ve yeni
atanacak genel müdür konusunda hükü-
met ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal ara-
sında yeni bir kriz çıkacağı belirüliyor.
TRTnin yeni genel müdürii için 3 aday be-
lirleyecek olan Radyo Televizyon Yüksek
Kurulu'nda 'mutlak" bir Özal egemenüği-
nin bulunduğu ifade edilirken, Özal'ın yeni
adayı bekletmeden atayacağj ve hüküme-
tin gerçekleştirmeyi planladığı yeni yasal
düzenlemesine kadar TRT'de egemenliğini
sürdüreceği ileri sürülüyor.
TRT ve Radyo Televizyon Yüksek Ku-
rulu (RTYK) kaynaklanndan edındığı bil-
gileregöre 10 temmuz tanhindegörev süre-
sı dolacak olan TRT Genel Müdurü'nün
yeniden yasa gereğı RTYK'nin 3 aday be-
lirleyerek cumhurbaşkanına sunması gere-
kiyor. Cumhurbaşkanfnın da bu adaylar
arasından bir kişiyi 4 yıllığına ataması gere-
kiyor.
ANKA muhabirine bilgi veren kay-
naklar RTYK'nin, hükümet tarafından
özellikle yayıncılıkla ilgilı yasal ve anayasal
çalışmalar sırasında dışlandığı ve ilk calı-
şmalann kendılennı tasfıyeye yönelik ol-
duğu savıyla kırgın bulunduğunu dıle ge-
tirdiler.
dikleri yiyeceklerin içeri alın-
madığını belirttiler. Bu uygula-
malar son buluncaya dek mah-
kumlann eylemlerine devam
edeceklerini söyleyen avukat-
lar, "Eylemin sona ermesi için
bayram sonrası girişimlerimizi
sürdüreceğiz" dediler.
Açlık grevinin 33. gününe
girdiğini söyleyen Avukat Hül-
ya Önerge, son olarak 11 'i ba-
yan 65 tutuklu ve hükümlünün
açlık grevine başladığını, bu tu-
tuklu ve hükümlülenn açlık
grevinin 3. gününe girdiklerini
vurgulayarak, "Cezaevi yöneti-
minin katı tutumunun devam
etmesi halinde müvekkillerim
dönüşümlü açlık grevini süresiz
açlık grevine dönüştürecekleri-
ni söylediler. Şu anda açlık gre-
vinde bulunanlann sağlık du-
rumlan iyi, açlık grevini bıra-
kanlara da mektup ve görüş ya-
sağı cezası venldiğini öğren-
dim" dedi.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Fransız Seçimleri Ustüne...
Fransız seçimlerinin sonuçlarını bilıyorsunuz.
Fransa'da Millet Meclisi için, geçtiğimiz pazar günü
yapılan oylamanın sonucunda, 1981 yılında görkemli bi-
çimde iktidara gelmiş olan Sosyalist Parti, korkunç bir
yenilgiye uğradı: Oyların % 20'sinden azını alıp, 1988
seçimlerine oranla dört milyon dolayında oy yitirdi; sos-
yalist yöneticilerin çoğunun durumu da sallantıda.
Sosyalistlerin erıyişine karşın, sağ, ezicı bir çoğunluk
sağlamış durumda Mecliste. Bu 'sağ'ın başını çeken de
iki büyük parti: Bırı, Cumhuriyet İçin Toplaşma adını taşı-
yor bunlann, öteki de Fransız Demokrasisi İçin Birlik.
Her ikisi de, oyların % 40'a yakınmı sağlamış durumda
Ulusal Cephe adını taşıyan dupedüz yabancı düşmanı
ve ırkçı, sizin anlayacağınız faşist parti, % 12'yi biraz
aşan oylarıyla varlığmı sürdürüyor.
Çeyreciler'\n oyları % 8'ın altında, Fransız Komünist
Partisi ise, % 9'u biraz aşan bir oy sağlamış halde. Birin-
cisi için, geçmişin o parlak başarılı yılları bir düş; ikinci-
si, 1988 yılındakine oranla daha da geriye savrulmuş
durumda.
Millet Meclisi seçimleri "ikı turlu'dur Fransa'da. Bu
söylediklerimiz, ilk turun sonucları; önümüzdeki pazar
günü yapılacak ikinci turun soz konusu bu tabloyu kö-
künden değiştirmesı söz konusu değil; ya sağ'ın zaferi-
ni daha da pekiştırecek ya da bir iki noktada tozunu
alacak sivriliklerin.
Özetle. 'sağın iri dalgaları her şeyi yıkıp devirmiş bu-
lunuyor; sol için söylenecek olansa, Villon'un ünlü Ka-
dınlarBaladı ndakı o tanınmış nakarattır.
Nerde bıldır yağan kar şimdi?
Fransa'da Sosyalist Partinin uğradığı "tanhsel"diye-
bileceğimiz bu yenılginin altında büyük nedenler var
elbette. Seçimlerde "çoğunluk" sistemi, bunlardan biri.
Fransa, terazinin kefelerini dengede tutmak ne kelime,
teraziyi olduğu gibi kırıp parçalayan bır seçim sistemini
sürdüren tek demokrasi Batı'da. Gerçı ingiltere'de, çok
daha sert bir sistem yürürlüktedir; öyle de olsa, orada,
"muhalefet" adına layık bir topluluk, parlamento sırala-
nnda varlığmı sürdürüyor, sürdürebiliyor seçimlerin
sonucunda..
Işin bu yanına bakıp ders almalı!..
öteki nedenleri mi soruyorsunuz?
Başta, sosyalist iktidarın, "işsizlik " sorununa köklü bir
çare bulamayışı geliyor; ve, üçü bilinen, ikisi gizli beş
milyonu aşan bir işsiz yığını var Fransa'da.
On iki yıllık iktidarın mirası bu!
İkinci olarak, Brüksel'in ve Genel Ticaret ve Gümrük
Anlaşması içinde Anglosaksonların dayattıkları Ortak
Tarım Siyaseti'nin sertlıği karşısındaki edılgenliğı söyle-
meli.
Üçüncü olarak, kimi çevreler, dışarıdan içeriye göçu
yüreklendirmedeki sorumsuz siyaseti ekliyorlar bunla-
ra; bu siyasettir ki, deniyor, işsizliği gitgide daha vahim
hale getırmekte, "banliyölerinçığrındançıkması"r\ayo\
açmakta, güvensizliği arttırmakta, ulusal kimliği tehlike-
yesokmaktadır.
Siz, şu yaşadığırrrtz yıllarda, dünyada sol ve sosyalist
parti ve hareketler için esen muhalif ruzgârları da ekle-
yiniz bunlara. Sozünu ettiğimiz sorunlar ise, Fransızın
-üetelik "suyuna tirit"-sosyalizminin üstesinden gelece-
ği sorunlar değildi; dun değildi, yarın da olmayacak. Hiç
kuşkunuz olmasın: Gerçek bir sosyalizm çozecek top-
lumlarınveinsanlığın temel sorunlarını; insanın insanca
yaşayacağı bır dünyayı o kuracak.
Bu aranış bitmedi, sürüyor, sürecek...
Söz, sağ'ındır Fransa'da şimdi.
Dağarcığında ne varsa dökecek ortaya. Yüzyıllık de-
neyimlere sahiptir bu konuda; eskı söylediklerine yeni-
leri de katarak, allayıp pullayarak. bilinçleri saptırarak
iktidarını sürdürebildığı kadar sürdürecektir. Ote yan-
dan. Fransız 'sol'u. sosyalisti, komünisti, çevrecisi ile,
olan-bitenden dersler çıkararak, silahların» temizleyip
duracaktır yeni bir ıktidar mucadelesinde
Fransa'da bir dönem kapanmış, bır yenisi açılmışnr.
Avrupa'nın bu güngörmüş ülkesinde olanlar ve ola-
caklar, yalnız kendisini ilgilendirmiyor; bütün uygar
dünyanın yaşamsal çıkarları vardır orada olup bitenler-
de
Gelecek neler getirecek, göreceğiz...
ÇHD
îdanı, çağdaş ceza
politikasınaaykırı
• ÇHD tarafından hazırlanan raporda, ölüm ce-
zasmın 'hukuk sisteminde eski çağlann vahşetinin
uzantısf olarak nitelendirilerek, insanı ortadan
kaldırma amacının hukuka ve toplumun kuruluş
amacına aykm olduğu belirtildi.
İSTANBUL (ANKA) - Çağ-
daş Hukukçular Dernea
(ÇHD) İstanbul Şubesl,
'Amaç insanı ortadan kaldır-
mak değil insanın mutluluğu-
dur' başlığıyla hazırladığı ra-
porla, ölüm cezasına bayrak
açtı. 'Eski çağlann vahşetinin
uzantısf olarak nitekndirilen
ölüm cezasının, bugünkü ceza
politikasına tamamen tersdüş-
tüğü belirtilen raporda, yargı-
lamanın insanı öldürme ama-
ana yönelmemesi istendi.
ÇHD İstanbul Şubesi Baş-
kanı Av. Ali Rıza Dizdar ile
Prof. Dr. Köksal Bayraktar ta-
rafından hazırlanan raporda.
hukuk düzeninin artık "insanı
ortadan kaldırma' amacını
sürdürmemesı gerektiğıne de-
gnildi. Ölüm cezasının 'hukuk
sisteminde eski çağlann vahşe-
tinin uzantısf olarak nitelendi-
rildiği raporda, insanı ortadan
kaldırma amacının hukuka ve
toplumun kuruluş amacına
aykm olduğu belirtildi.
"Amaç insan değil midir?
İnsanın mutluluğu değil mi-
dir?" diye sorulan raporda.
yargılamanın insanı öldürme
amacına yönelmemesi istendi.
Raporda, ölüm cezasının. ceza
hukukunun 'suçluyu topluma
kazandırma' amacına ters düş-
tüğüne işaret edilerek şu görüş-
lere yer verildi:
"Suçlu, öldürülerek toplu-
ma nasıl kazandınlacak. nasıl
düzeltileceku'r? Bu ceza, "suç-
lunun sosyalize edilmesi, top-
luma uyabilen bir kişi duru-
muna getirilmesı' amacına ta-
mamen ters düşmektedir. Bu-
günkü ceza siyaseti, uygarlığın
bize getirdığj verilerden yarar-
lanarak. suçlunun toplumla
uyuşma içinde tekrar yaşaya-
bilmesini sağlayan bir amaca
yönelmiştir.
Bu açıdan ölüm cezası ile
bugünkü ceza politikası ters
yöndedirler. Bu cezanın uygu-
lanması ile suçlunun topluma
yararlı bir birey olması tama-
men önlendiği gibi, suçun ne-
denlerine de hiç egüinmemek-
tedir.
Uygarlık 'insanın aslanlara
parçalatürümasını" gecmişte
kalmış ilkel davranışlar olarak
değerlendirmektedir. Asıla-
rak, elektrikli^coltuğa bağlatı-
larak. kurşuna dizilerek öldür-
menin bunlardan ne farkı
vardır? Bugün bunlan yaşaya-
rak eski çağlara gitmeyelim, il-
kel insanın vahşetinden
uzaklaşalım."
CUMHURtYET YOLUNDA
Çağıio
Yunus Nadi
20.000 lira (KDV içinde)
Yaymiarı Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.