Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27ŞUBAT1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Dûnya Satranç
şampiyonası
•LONDRA (AA) -Dûnya
Satranç Şampiyonu Garry
Kasparov ve şampiyon adayı
Ingiliz yanşmaa Nigd Short,
Dünya Satranç Şampiyonası
finaJınin Manchester
kentınde yapılmasını
reddettiler. Her iki yanşmaa,
dün bir bildiri yayınlayarak,
"nallerin yapılacağı kenti
^clirlemek amacıyla yeni bir
profesyonel Satranç
Komisyonu
oluşturacaklannı açıkladılar.
Bildınde, Kasparov ve Short,
uluslararası Satranç
Federasyonu'nun (Fide) 24
oyundan oluşan finalin
ağustos ayında Manchester
kentinde yapılmasına ilişkin
23 şubatta aldıklan karar
öncea kendılenne
daruşılmadığıru belirttiler.
Bu arada FIDE sekretaryası
da karşı bir açıklamayla her
iki yanşmacıyla
görüşüldüğünü iddia etti.
Ancak bu iddiayı Kasparov
ve Short yalanladı.
'Ferhangi
Şeyler'
Avustralya'da
• Kültûr Servisi- 7 Mart
1987'den bu yana aralıksız
sahnelenen Ferhan
Şensoy'un tek kişilik gösterisi
"Ferhangi Şeyler", 26
şubat-6 mart tarihleri
arasında Avustralya'da
Sydney ve Melboume'de
sahnelenecek.
Ortaoyuncular bu tarihler
arasında İstanbul'daki
gösterilerine ara verecekler.
Topluluk daha sonra 10 mart
.arihinden itibaren Ferhan
Şensoy'un "Güle Güle
Godot", "Köhne Bizans
Operası" ve "Ferhangi
Şeyler" adlı oyunlannı
dönüşümlü olarak
sahnelemeye başlayacak
Munzur'un
karikatüp
sepgisi
• Kültür Servisi- Karikatür
sanatçısı Sait Munzur'un
siyah-beyaz ye renkli 42
kârikatüründen oluşan
sergisi Çankaya Belediyesi
Sanat Galensi'nde sürüyor.
1959 yılmda doğan Sait
Munzur'un ilk karikatûrü
1973'te Gırgır dergisinde
yayunlandı. 1982'de
"Güldük Yine de" adını
verdiği karikatür albümünü,
1983-1984 yıllan arasında da
"Sıfır" mizah dergisini
yayımladı. Değişik
yanşmalarda aldığj 23 ödülü
olan sanatçının çizgileri pek
çok dergi ve gazetede
yayımlandı. Sergj 4 marta
dek açıkkalacak.
İstanbul, BeNin
Fnn'nia
•tSTANBUL(AA)
-Turistik Otelciler Birligi
(TUROB), dünyanın büyûk
ve sezonun en son
uluslararası fuan olan ITB
(Uhıslararası Turizm
Borsası) Berlin Turizm
Fuan'na 30'a yakın üyesi ile
kaulacak. 6-15 mart tarihleri
arasında Berlin'de yapüacak
fuara üçüncü kez katılacak
olanTUROB'un, İstanbul'u
tanıücı nitelikte basın
toplantılan ve kokteylkr
'Dosya'
Gaziantep'te
• GAZİANTEP(AA)-
Ankara Halk Tiyatrosu
oynnculan Tuncer
Cücenoğlu'nun "Dosya"
adL oyununu Gaziantep'te
sahneleyecekler. Bahadır
Tocnak'ın yönettiği oyunun
îjiasistanlığını Simgem
Baykara, mûzikJenni
DevTİmTokmak,
kcKtûmlerini Sevtap
Düdarer, ışık ve efektlerini
ise Turan Tekin yapıyor.
Ojyun 3 martta An
Sireması'nda iki kez
serşlenecek.
YAZDIĞI
YURTTAŞUK
BİLGİLERİ
Yayına hazırlayan
Nuran Tezcan
20.000 lira(KDVİçinde)
Çafdaş Yaymlan Türkocağı
tad, 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeli gönderUmez.
Miroslav Vitous, Peter Erskine, Jan Garbarek üçlüsünün konserlerinin ardından
Cazuı az telılikeli sıılamıda
CEM YEGÜL
Best of Sisley Konserlen Caz Sensi'-
nin ılk etkinliği olan Vitous/Garbarek/
Erskine konserlen üzerine yazacak bir
şeyler bulmakta zorlandığınıı itiraf et-
meliyim. Konser beni kanşık duygula-
ra sürükledi. Konserden çok, konser
salonunun önünde yaşanan izdiham
üzerine yazmanın daha doğru
olacağını düşündüm bir an. An-
cak konsere değinmeden geç-
mek haksızlık olurdu.
Jan Garbarek"i izlemek üzere
Cemal Reşit Rey Kortser Sa-
lonu'na yaklaşanlar. kapının
önünde kümelenmiş bir insan
yığınıyla karşılaştılar. Biletsız
olmalanna ve karaborsa bilet-
lerin bile tükendiği yolundakı
söylentılere rağmen yüzlerce bı-
letsiz cazsever salonun dışmda
şanslannı yokluyorlardı. Jan
Garbarek hayranlan, biletleri,
satışa sunumunu takibeden bir
saat içinde tüketmişlerdi. Kapı-
nın önündekı kalabalık, konser-
ler başladıktan uzun bir süre
sonra bile içeriye girebilme
umutlannı koruyup kapılan
yumruklamaya başlayınca Ce-
mal Reşit Rey'in güvenlik bi-
rimleri çareyi polis çağırmakta
buldu. Evet, turnesinin sıkışık-
lığı nedeniyle Jan Garbarek, İs-
tanbullu cazseverlenn ve hay-
ranlanrun karşısına yalnız iki
kezçıkabildi. Cemal Reşit Rey'-
in kapılannda yaşanan iz-
dihamın nedeni olmakla birlik-
te gençliğınde Johnny Hodges,
Ornette Coleman ve John Coltrane
den çok etkılenen Jan Garbarek,
İstanbul konserlennin yıldızı değildi
aslında. Her biri kendi enstrümanlan-
nda birer virtüöz olan üçlünün ortak
projesiydi bu turne. Projenin mıman
ise basçı Miroslav Vitous tu.
Miroslav Vitous 1971'de Joe Zawi-
nul ve VVayne Shorter ile VV eather Re-
port 'u kurduğunda doğaçlama müzı-
ğe farklı bir yaklaşım getirdiklerinin
farkındaydı. Ancak Weather Report'-
un, en etkin jazz-rock topluluğu ola-
rak anılacağını beklemiyordu herhal-
de. İstanbul konserlerinde, kısa bir
süre önce başlayan birlikteliklerinin
ürünü olan repertuarlanna hariiyen
sadık kalmalanna rağmen Vitous, bir
nefesliyi andıran bas cümleleriyle do-
ğaçlama melodileri derinlemesine ir-
deleyebilen etkin bir müzisyen ol-
duğunu gösterdi. Vitous sahnedeki
tuttu. Ara sıra müziği boğduğu da olu- den yoksun olduğunu belirtmekte de bir araya gelme fırsatını yakalaması.
yordu ama, genelde temiz bir perfor-
mans sergiledi. Ancak sololan olduk-
ça tatsızdı kanımca. Kariyeri boyun-
ca, Joni Mitchell, Jaco Pastorius,
Freddk Hubbard. Joe Henderson,
Gary Peacock, Maynard Ferguson,
Stan Kenton, Michel Brecker, Rickie
Lee Jones, Michael Kranks, Eliane Eli-
yarar var. Garbarek'in sesinde folk
müziği, Amerikan müziği ve Avrupa
Sanat Müziği'nin sentea olan bir ses
bulmak pek o kadar da zor olmadı se-
>irci için kanımca. Daha önce de
söylediğim gibi Jan Garbarek, Johnny
Hodges ve dolayısıyla John Coltrane
ve Ornette Coleman ve Albert Ayler ve
müziğini bir başka boyuta taşımasına
yardımcı oldu. Etkilcndiğı bir başka
isim de George Russeil'dı. Russelî'ın
tüm sesleri kategorize eden yak-
laşımını çok benimsedi ve derinlemesi-
ne ıncelendi. Afrika ve Hint müzığiyle ılk
tanışması da George Russeli ile birlik-
te gecirdıği 7, 8 yıl içinde oldu. Daha
Garbarek(solda)herkesi büyüledi, Erskine (ortada) genelde temiz bir performans ,Vitos da etkin bir müzisyen olduğunu gösterdi. (HAYRETTÎN SAGANAK)
sonralan Garbarek. bu müzikleri ken-
di müziğine ustaca entegre etti.
müzısyenler arasında en sofıstike me-
lodik duyarhlığı gösterendi. Yaka-
ladığı ritmik dokular ve Jan Garbarek
ve Peter Erskine ile kurduğu duyarh
müzıkal diyalog, bir zamanlar isminin
neden Paul Chambers ve Scott La-
Faro gibi caz tanhinin efsane basçı-
lanyla bir arada anıldığını açıklar gı-
biydi. Üçlünün en sempatik müzisyeni
Peter Erskine'e gelince, o da VVeather
Report ile en uzun süre calan
Grammy'lr bir davulcu olduğundan.
konser boyunca profesyonelce ntm
as ve daha pek çok büyük isme eşlik
eden ve aslında bir stüdvo davulcusu
Archie Shepp ve Pharoah Sanders'ten
çok etkilenmışti kariyeri boyunca.
olan Peter Erskine. bu üçlünün ye- Ancak bu müzısyenleri taklit etmeye Konseri bir bütün olarak irdeleye-
raldığı pek çok projeden biri olduğu de pek kalkışmadı. Özellikle Coltra- cek olursak. müziğin seyirciyi hiçbir
hissini verdi konser boyunca.
Herkesin sevgilisı ve favorisi Jan
Garbarek, etkilenimlerini pek ele ver-
meyen kendine has tonuyla herkesi,
özellikle de kadın seyircileri büyüledi.
Cümleleri zaman zaman çok kısa ve
temizdi. Tonu yumuşak. dıngin ve es-
rarlıydı. Aynı zamanda biraz soğuk,
fazlasıyla akademik ve oldukça ifade-
ne'de onu ilgilendiren saksofonunun
tonu ve derinliği değil. müzikal kon-
septleriydi. Norveçli oluşu da müzikal
zaman tam anlamıyla zorlamadığını.
sorgulamadığjnı rahatlıkla söyleye-
biliriz. Kanımca Vitous 'Garbarek/
eğitimınin kuvvetli olmasını sağladı.. Erskine üçlüsünün konserleri, cazın
İskandinav ülkelerinı mesken tutan
pek çok Amerikalı müzisyenle sıkı iliş-
kilere girdi ve onlann tecrübelerinden
yararlandı. Örneğin Dexter Gordon.
kopenhag'da yaşarken sık sık onunla
daha tehlıkeli sulannda dolaşmak is-
teyenler için bir hazırlık niteliğindeydi.
Her iki konserin sonunda da seyirci
üçlüyü uzun süre ayakta alkışlayarak
memnuniyetini dile getirdi.
Çernobiri hatırlayın
'Bize bir
şey olmaz'
Küitür Senisi- "Gündemlerin
şimşek hnıyla değiştiği Tür-
kiye'de "Şu Çernobil meselesi
konusunda.." dediğimizde, her-
kes "O yıllar önceydi di mi?" tfi-
ründen bir tepki gösterdi. Oysa
bahsettiğimiz, altı yıl öncesinöen
kopup gelen >e bir ay kadar
önce, dönenıin sorumlu (! ) ba-
kanı Cahit AraJ'ın bir vicdani de-
meciyle yeniden güncellik kaza-
nan Çernobil meselesiydi.
Kitle örgütkri ayağa kalkmtş,
sorumlulann cezalandırılmasını
isteven yüriiyüşler ve benzeri e>-
kmkr y apmışlar, haber gfinlerce
manşetlerde kalmıştı
Ama, pek çok insan, İşte bu
kez..' diyordu. 'Bu kez hesap su-
rulacak'. Oysa hafıza konusun-
da asın derecede kanaaatkar bir
millet oktuğumuzu unutmuştuk
işte. Bir büyük ola> bir başka bü-
yük olayı ortadan sitdi. L'ğur
Mumcu'nun olümü bir kara bu-
lut gibi gelip oturdu yüreğimize.
Ve insanlar kafalarını elkrinin
arasına alıp düşünmeye başlar-
keo bile bizim tereddütlü bekle-
yişimiz süniyordu: "Bakalun bu
gündemi ne değiştirecek?..
1
*
Az buz çaba sarfedilmedi güo-
demin değişmesi için. kamhi'ye
saldınlar, Hande Şevkat Mıım-
cıı'nun kinünk evleneceği haber-
leri ve daimi gündem: Bosna.
Yine unutulacaktır. Ama bi-
zûn işle»imi/ hatırlatmak. Bu iş-
levi yerine getirmek için de se-
simızi çok sesli bir hale getirmek
isJedik."
Bu sözler. Karikahırctfer
Derneği üyelerinin, "Bize Birşey
Olmaz - Çernobil Karikatürleri
Sergisi" öncesinde "gerek duyu-
lan bir natırlatma" niteliğinde
iletiliyor. Sergûıin, bugün saat
16.00'da, Karikatür ve Mizah
Müzesi'nde gerçekkşecek olan
açüışında "Paldır Kültâr Ti-
yatrosu''' ve "Anadolu Meydan
Sahnesi" ortaklaşa bir oyun ser-
gileyecek. Nejat Yavaşoğullan,
Ayşe Tütöncü v e Timuçin Gürer,
Sumru Balıkçıoğlu ve Muam-
mer Ketencioğlu da açılışa,
şarkrianyla kardacaklar.
Türkuaz'la iki yapıtı sahnelenecek olan İngiliz koregraf Ashley Page:
Dans, müzikle deviııiıııiıı estetiğidir
ANIL'ÂL ' "'• ";r
,u"',h
.^
Türkuaz Modern Dans Top-
luluğu mart ayında sahneleme-
ye başlayacağı yeni repertuva-
nnda ünlü İngiliz dansçı-koreg-
raf Ashley Page"in"Bisocosis
Populi" adlı bir perdelik yapıtı-
nı ve "2011" adlı düetini suna-
cak. Aynca İngiliz Kraliyet Ba-
lesi'nin baş dansçılanndan
uluslararası üne sahip Lesley
Collier ile konuk koregraf Pa-
ge. topluluğun ilk üç temsilinde
sanatçının kendisi ve Collier
için yarattığı bir düette dans
edecekler.
"2011" adh düeti ve Collier
ile kendisi için gerçekleştirdiği
düeti dünyada ilk kez Türkiye'-
de sahnelenecek olan Ashley
Page. 1976'da Kraliyet Balesi'-
ne girdi ve kısa zamanda toplu-
luğun baş dansçılanndan biri
oldu Bintley, Balanchine, Tu-
dor, Richard Aiston, Tetley gibi
dünya çapında koregraflann
özellikle kendisi için yarattıkla-
n yapıtlarda rol alan sanatçı
ünlü Rambert Dans Topluluğu
ile birçok çalışma yaptı.
Çok hoş bir sürpriz
Geçen sezon da Devlet Ope-
ra ve Balesi için bir yapıünı sah-
neleyen Page, ilk kez birçoğu
aym zamanda devlet balesi nde
dans eden topluluk elemanlan
ile bu çalışmalar sırasında
tanışmış. Page, provalarda
topluluğun ilgisini çektiğini
söylüyor: "Gösterilerini izle-
mem için davet edildim. Doğ-
rusu benim için çok hoş bir
sürpriz oldu. Şaşırmıştım;
klasik bale yapıtımda rol ver-
meyi düşünmediğim dansçılar
modern dansta çok daha iyi gö-
züküyorlardı. Farklı bir dans
Ashley Page, '2011' adlı düetini dünyada ilk kez Türkiye'de Türkuaz'la sahneleyecek.
dilinde ve bale pabuçlannın
üzerinde olmayan dansçılar
birdenbire çok farkb sanatçıla-
ra dönüşrnüşlerdi. Bu benim
için çok heyecan verici bir şey-
di.
Bir modern dans topluluğu
olarak Türkuaz'ın varlığı, bu
kadar ileri bir düşünce beni çok
şaşırtı. Topluluk klasik bale
topluluğuyla karşılaşünldığı-
nda çok ileri, gelişmiş bir çizgi-
ye sahip. Türkiye'de böyle bir
şeyle karşılaşmayı açıkçası hiç
beklemiyordum".
Gösteri sırasında özellikle iki
kadın danscı dikkaüni çek-
miş Page'in.Ve Olcay Karahan
ve Zeynep Arkök için Tür-
Kuaz'a hediye olarak bir düet
yapmaya karar vermiş. Toplu-
luğun genel sanat yönetmeni
Aysun Arslan da sahneye koya-
cağı düette sanatcıya 'dans
ctme' önerisinde de bulunmuş.
Türkuaz'ın Amerika'da ve
İngiltere'deki modern dans
topluluklannın çahşmalann-
dan farklı olduğu görüşünde:
Özeldansdili
"Bunun koşullarla ve özel bir
dans dilinin kullanılması ile ilgi-
si var. Modern dans Amerika'-
da ve İngıltere'de sürekli değişi-
yor. Ama hep değişmeden sabit
tistik bir çizgi çizmemey»MMÇ-
lıyor...
Çünkü bir elin parmaklan
kadar az olan koregraflann ya-
pıtlannı kullanmak zorunda-
lar. Oysa her koregrafın kendi-
ne özgü çahşmalannı yapabile-
ceği bir topluluğu olması gerek.
Böylelıkle dansçılar da bu ko-
regraflann dillennde uzman-
laşırlar ve koregrafın söylemek
ıstedıklerini, düşüncelerim olaa
en mükemmel şekilde söylerler.
-Yapıtlaruuzda ortak bir tema
varmı?
Bütün yapıtlanmın ana te-
ması sanıyorum, özel bir dans
dilinin geliştirilmesidir. Keşfet-
mek değil, ama geliştirmek. Her
yapıtımda dilimın biraz daha
zengınleştığini söylemek istedi-
ğimı daha az dolambaçlı yollar-
dan, daha yalın ve yetkin söyle-
diğimi umuyorum.
- Burada sahneye koyacağımz
yapıtlardan söz edebilir misiniz
biraz? Bir öyküleri var mı?
Bir öykülen yok. Lesley ile
benim rol aldığımız düet için tü-
müyle klasik diyebılirim. Diğe-
rinde. sözcükler var ve rock
müziği kullanıkyor. Ama bu
sözcükler bir şey anlatmıyorlar.
B iki dü d k dğiik
kalan bir şeyler var. Bu da her
topluluğun gehşen ama değiş- Bu iki düet arasında çok değişik
meyen kendine özgü çizgisidir. bir ilişki var. Kızkardeş gibiler
Türkuaz kimliğini henüz bul-
maya başlayan, çok genç bir
topluluk." Page, bir koregraf ve
izleyicinin bir üyesi olarak
klasik ile modern arasındaki
farklılıklardan çok benzerlikle-
rin ilgıye değer olduğunu düşü-
nüyor. Klasik olanın çağdaş bir
yapıtta bile ele alınıp geliştirile-
bileceği görüşüyle, her ikisının
de kimliklerinden kaybetme-
den bir arada olabileceklerini
belirtiyor.
- Ama Türkuaz kendini sanat-
sal olarak smırlamamayı ve ar-
ş ş g
ve sanki bırbirleriyle konuşu-
yorlar. Her ikisinin de havasın-
da cinsel bir şeyler var. Kesin-
likle pornografık değil ama bir
bakıma erotikler. Çünkü çok
zevkli bir fıziksel deneyim öne-
riyorlar.
Ashley Page, "soyut' çalışma-
lannda bir şeyler anlatmayı
amaçlamıyor. Onun için önem-
li olan: sadece biçimler, hare-
ketler ve müzik. Ve 'herşey tü-
müyle müziğin ve hareketin öz-
deşleşen birlikteliğine. esteti-
ğine bağlı."
'İstanbul Üzerine Beklentiler ve Ütopyalar' sempozyumu bugün başlıyor
Bir Hitopya' mı Istaııl>vJ\ı kurtarmak?Kültür Servisi •
Istanbul'da yaşayan
aydınlar, bugün ve
yann tstanbul üzeri-
ne beklentilerini ve
"ütopyalannı" dile
getirecekler.
Tarih Vakfı'nın
düzenlediği "İstan-
bul Üzerine Beklen-
tiler ve Ütopyalar"
sempozyumu, bu-
gün saat 10.00'da
Tank Zafer Tunaya . . . ™
Kültür Merkezi'nde MeteTapan
(eski Beyoğlu Evlendirme Dairesi)
başlıyor. Mete Taoan'ın açış konuş-
masıyla, "İstanbul Üzerine Beklentiler"
çerçevesinde başlayacak olan şempoz-
yum. yann "tstanbul Üzerine Ütopya-
lar"la sürüyor.
Tarih Vakfı'nın İstanbul üzerine oian
entelektüel çalışmalann daha çok geç-
mişe dönük olduğu ve geleceğe ilişkin
nda Belirleyici
Unsur Olarak
Tarihsel ve Do-
ğal Mirasm Ko-
runması" ve
"2000 Olimpi-
yatlan İstan-
bul'a Neler Ge-
tirebilir" gibi
konulann irde-
leneceği bu bö-
lümde aynca
Sema Köksal da
Doğan Kuban
öneri ve altematıfler üretmekten uzak
bulunduğu saptamasından yola çıkarak
çeşitli alternatifler üretmek amacıyla
düzenlediği sempozyum, 1993 İstanbul
Yılı etkinliklerinin ilk halkasını oluştu-
ruyor. "İstanbul'un geleceği üzerine
beklentiler" konusunun tartışılacağı
bugünkü oturum, Mete Tapan'ın açış
konuşmasından sonra Ferhundeözbay,
Murat Belge
Murat Diren. Murat Güvenç, Hande Sü-
her ve Atilla Aksoy'un "İstanbul'u nasıl
bir gelecek bekliyor?" sorusunu çeşitli
açılardan tartışmaya açacak. "İstanbul
Nüfusunun Gelecekteki Gelişrnesi".
"Globalleşme ve 2010 Yılında İstan-
bul". "Azman Bir Sanayi Kenti Olarak
İstanbul'un Bugünü ve Geleceği".
"İstanbul'un Gelecek İçin Planlanması-
Gruplann Yerleşme Stratejileri ve Kü-
resel Eğilimlere Üyumu" başbklı bir ko-
nuşma yapacak. Yann saat 10.00'da
Murat Belge"nin açış konuşmasıyla baş-
layacak olan "İstanbul Üzerine Ütop-
yalar" bölümünde ise Belge'nin ardı-
ndan Emre Kongar, Doğan Kuban, Ne-
zih Neyzi, Uğur Tanyeli, Aydm Uğur ve
Erhan Acar. ütopyalannı sunacaklar.
PSD'den yanşmaya katılmama çağnsı
BakanJık, çelişkili
duruma son vermeliKültür Servisi - Plastik Sa-
natiar Derneği, Kültür Ba-
kanhğı'nın düzenlediği "De-
mokrasi","Laiklik","Demok-
rasi Şehitleri" ve "Sehit Gaze-
teciler" başlıklı anıt yanşma-
lannı, uzmanlann görüşleri
alınmadan hazırlanrruş "key-
fi" bir uygulama olarak nite-
lendirerek, "Bu tür anıtlann
demokratik hayatımızı sem-
bolleştirmesine gerek vardır.
Fakat bu gereği yerine getirir-
ken ilkeli davranmak gerekir"
açıklamasında bulundu.
Yanşmanın şartnamesine
tepki gösteren Plastik Sanatlar
Derneği'nin, Kültür Bakan-
lığı'nm böyle bir uygulamayla
sanatçı haklannı hiçe saydığıru
vurguladığı açıklamasında,
"Yanşmanın şartnameleri, jü-
rinin oluşturulması, sanatçı
haklan, yanşma süresi ve me-
kanlann saptanması konula-
nndaki tutarsızlıklan ve çe-
lişkileri ile geleneksel keyfıligin
ve sansürcülüğün yeni bir ör-
neğidir. Bu şartnameler uz-
manlann görüşleri alınmadan
haarlanmış keyfı ve aceleci
meünlerdir, onun için 22 kişi-
lik emsali görülmemiş sayıda
bir jüri oluşturuyor. Bu jüride
4 uzmana yer veriyor, bir bu-
çuk aylık çok dar bir süreyi
yanşma için yeterli buluyor,
anıtlann yer alacaklan nokta-
lan yanşma açıldıktan sonra
saptamayı uygun görüyor.
Aynca yanşma sonuçlanru uy-
gulamama keyfıyetini Kültür
Bakanlığı'na teslim ediyor"
denildi.
Plastik Sanatlar Derneği. sa-
natcılann bu yanşmaya katıl-
mamalannı istedi. "Sanat tari-
himize, sansürcülük. keyfılik
ve antidemokratik nıyet ve eği-
limlenn bir belgesi olarak kala-
cak olan bu şartnamenin ko-
şullan yaşama gecirilememeli-
dir.
Sansüre, antidemokratik
uygulamalara karşı mücadele
verdiği iddıasında olan ve telif
haklan yasasını çağdaş bir dü-
zeye çıkarmaya uğraşan bir
Bakanlık, düştüğü bu çelişkili
duruma son vermelidır" görü-
şündeki dernek üyelen, Kültür
Bakanhğı'nın bu oluşumu ye-
niden değerlendirmesi gerekti-
ğini söyledi.
Kültür Bakanı Fikri Sağlaı
ise, Ankara'da düzenlenen
"2000'li Yıllarda Çağdaş Sa-
nat" başlıklı sempozyumda
önceki gün yapuğı konuşma-
da, Bakanlık olarak açtıklan
anıt yanşmalanna sanat çevre-
lerinin tepki göstermesini ve
sanatçılann yanşmaya katı-
lmamayaçağnlmasını "düşün-
meden ahnmış bir karar" ola-
rak nitelendirdi.
Yanşma için TBMM Baş-
kanlığı'ndan Anayasa Mahke-
mesi'ne dek 22 kunımdan olu-
şan bir jüri oluşturduklannı
anlatan Sağlar, şöyle konuştu:
"Amacımız, laikliği ve de-
mokrasiyi yaşatacak sembolle-
ri en geniş katılımla oluştur-
maktı.
Katılımı sağlamaya çalıştık,
bu yanlış mı? Sanat temsilcileri
de olacaktır. O sanat temsilci-
leri kendilerini temsil etmiyor-
sa, yapılması gereken harekete
engel olma gibi bir çaba
yanlıştır. Onlann bu yanlış-
lannı yanyana gelerek çözebi-
leceğimize inanıyorum."
Rezervasyon formlan bugün alınabilecek
Festivaliçjn geri
sayım başladıKültür Servisi - Bu yıl 3-18 nisan tarihleri arasında düzenlenen
12. Uluslararası İstanbul Fılm Festivali'nin program broşürü ve
rezervasyon formlan bugün saat 12.00'den itibaren Atatürk Kül-
tür Merkezi ile Beyoğlu Emek, Beyoğlu Sinepop, Beyoğlu Atlas,
Beyoğlu Beyoğlu, Şişîi Kent ve Kadıköy Reks süiemalanndan alı-
nabilecek. Doldunılan rezervasyon formlannın ise 6 mart cumar-
tesi sabahından 8 mart pazartesi günü akşamna dek Atatürk
Kültür Merkezi ön fuayesindeki görevlilere teslim edibnesi gere-
kivor.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği festivalin bu
yiki ilginç bölümlerinden biri, "Türki Cuınhuriyetlerinden İnsan
Manzaralan". Alma Ata, Aşkabad, Taşkent, Buhara, Semer-
kand, Bişkek ve Bakü'den görüntüter ve yaşam kesitleri izleyece-
ğuniz bu bölürn, Kırgızistan, Türkmemstan, özbekistan ve Azer-
baycan sinemalannı daha yakında tanuna fn-satı veriyor.
Festivalde Azerbaycan'dan EMar Kuliyev'in "Nizami"si, Ka-
zakistan'dan Yedigüe Bolisbayev'in "Ultugan"ı ve Derecan
Omerbayev'in "Kayrat''^ Kırg'ızistan'dan Toiomuş Okoyev'in
"Çocukluğumuzun Gökyüzü"sü ve Bolot Şamsiyev'in "Fujiya-
ma'ya Çıkış"ı, özbekistan'dan AU Hamrayev'in "Seni Hatırh-
yorum"u ve Cihangir Feyziyev'in "Siz Kimsinizr'i, Türkmenis-
tan'dan Hocakuli Narlıyev'in "Mahdum Kulu" ve Bülbül Mame-
dov'un "Genclik Destânı" "Türki Cumhuriyetlerinden İnsan
Manzaralan" bölüınünde yer alan filnuer.