Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26ŞUBAT1993CUMA* CUMHURİYET
HABERLERIN DEVAMI
SAYFA
17
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baftarafi I. Sayfada
meyi öngörüyorlar.
(c)- Lıderler zirvesi ikinci bir sonuç daha veriyor. Se-
çim sistemi arayışlannda ilk kez yeni bir adım atılıyor.
Sistemi 'bütün partilerin katılımıyla' düzenleme fikri, ge-
netde uygun bulunuyor.
Türk si/asal yaşamındaki bu gelişmeler, anayasa ge-
reği birleştirici olma savındaki Çankaya tarafından 'hi-
kâye' diye nitelendıriliyor.
Ecevit'in dediği gibi, "adil bir seçim sistemi hazırlan-
ması" için daha vakıt var. Bu, aslında değerlendirilecek
birfırsat. Seçim sistemini Meclis'te yeterli sayıyı bula-
cak iki partinin insafına bırakmak yerine, birlikte çalışa-
rak bütün partilerin onayı ile çıkarmak, hem siyasal
mantığa hem de siyasal sağduyuya uygun düşüyor.
Ûstelik yıllarca sürecek tartışmalara kapılar kapanı-
yor.
Saptırma
üderler zirvesinin son günü, böyle bir anlayış beliri-
yor. Ne çare, koalisyonu şuradan buradan didikleyerek
yıkmayı amaçlayanlar, ortaklar arasına yeni anlaşmaz-
lık tohumları atmaya çabalıyor, zirvede söylenen kimi
sözleri çarpıtarak bu görevlerini yerine getirmeye çalı-
şıyorlar.
Haberlerde DYP lideri Demirel'in SHP'nin karşı çık-
masına rağmen 'dar bölge sisteminde ısrar' ettiği öne
sürülüyor Oysa, son toplantıda seçim sisteminin hazır-
lığı ıçin böyle bir zirve isteyen Ecevit'e yanıt veren Demi-
rel, "12 Eylül öncesinde seçim sistemlerinde partilerin
uzlaştığını, bu yolun yine denenebileceğini", böyle bir
durumda dar bölge sisteminin tartışılabileceğini söylü-
yor.
Ecevit, dar bölgenin sakıncalarını sıralayınca, Demi-
rel, "ille de dar bölge sistemi yönünde bir ısrarı olmadt-
ğını, ama tartışılabileceğinı" vurguluyor.
Ertesi günü kapı aralığındaki ayaküstü bir söyleşide
"seçimden sonra istikrar aranıyorsa " dar bölgenin Tür-
kiye'ye uygun olabileceğini yineleyen bir görüş bildiri-
yor.
Fakat Demirel, gazetecinin sorulanndan tehlikeyi sez-
miş olacak ki, "Şimdi bir şey yok. Hemen üzerine atla-
ma" diye uyanda bulunuyor.
Ne fayda! Başbakan, dar bölgeyi Türkiye'ye istikrar
getirecek sistemlerden biri diye savununca, SHP'den
karşı çıkan demeçleralınıp, "ortağa atılankazık" yargısı
manşetlere geçiyor.
Ne seçim sistemi komisyonu ya da bu konuda liderler
zirvesi kararlaşnrılmış, ne de ortada sistem arayışlarırtı
içeren taslaklar hazırlanmış.
Her şey olup bitmiş gibi, manşetlerde doğmamış ço-
cuğa don biçiliyor.
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA
Mul»oroto)i Gene< Mudûrtüjû'nden slman bilgtyegöre butün bölgeterımız çok
bulutlu. DoQu vc Guneydoğu Anadolu rnjn doğusu dışında tüm yurt ya>şlı
geçscafc Yafi^tar eenetlîlde yağrmr ve eağanak yurdun «; tacmlannda
yüksek yerierte karla kanşrt yajmur. y » yw kar şetü.nde olaeak. H n a u-
cakhimöa önamiı txr deflışJkl* ottnayacak Ruzgar. günay va l>ak y<SrHwdırı
ortt kuvveoe. yer yer kımvHKt olartk esecefc. Van Gölü nde hev» parçalı
bulutlu 0Bçecsfc
Yağmurlu ı Bulutlu Sislı
Agca, Türkiye'ye dönnıek istiyor
• Baftarafi 1. Sayfada
Papa'nın "af' karannı açıkla-
ması, bu olayın Türkiye ile
Vatikan arasmda artık bir so-
run olmaması gerektiği anlamı-
na geldiği biçiminde yorumlan-
mışü.
Ağca'nm avukatlan, Türkiye
ile Italya arasındaki anlaşma
gereğince geri kalan cezasını
Türkiye'de çekmeyi arzuladığı-
nı Tûrk Büyükelçiliği'ne bildir-
düer.
Ağca, Roma'daki cezaevınde
"iyi davranış" gösterdiğinden
dolayı cezasında indirim yapıl-
mış. aynca İtalyan hûkümeti
"yasal af uygulamasmdan"
kendisini yararlandırmış ve bu-
nun sonucunda geriye yaklaşık
3 yıllık bir cezası kalmışu.
Ağca'nm bu üç yıllık sürenin
bitiminde ya da daha önce Tür-
kiye'ye dönmek istediği ve bu
amaçla sondaj niteliğinde giri-
şimde bulunduğu, buradakı
Türk ve italyan yetkililerince
Cumhuriyet'e doğrulandı.
Türkiye, "Ağca'nın idam ce-
zasını infaz etmeyeceğine ilişkin
güvenceyi İtalyan hükümetine
(Vatikan'a değil) bildirdıği tak-
dirde Ağca, kendi isteğiyle geri
kalan cezasını çekmek üzere
Türkiye'ye dönebilecek.
Daha önce Türkiye ile Al-
manya arasında uygulanan bu
yöntem, Türkiye ile İtalya ara-
sında ilk Ağca'ya uygulanabile-
cek.
Bu olayın gerçekleşmesi ha-
linde, örnek olması amaayla
Ağca'dan önce ya da hemen
sonra İtalya'da bulunan yakla-
şık 20 uyuşturucu madde ka-
çakçısı Türkün de bu uygula-
madan yararlanacağı anlaşılı-
yor.
Bu arada Ağca'nın İtalyan
yasalanna göre Türkiye'deki
yakınlanyla cezaevinden sık sık
telefon görüşmesi yaptığı da
açıklandı.
Ağca gelirse ne olur?
Mehmet Ali Ağca'nın iadesi
daha önce de İtalyan hüküme-
tinden resmen talep edilmişti.
Ancak İtalyan hûkümeti, Tür-
kiye'de idam cezası oldugu için
Ağca'yı iade etmemişti. 12 Ni-
san 1991 tarih ve 3713 sayılı İn-
faz Yasası, daha önce verilen
idam kararlannı ömür boyu
hapis cezasına cevirince Ağca'-
nın iadesi önündeki engel kalk-
mış oldu. Eğer Türk ve İtalyan
Adalet Bakanlıklan arasındaki
görüşmeler sonunda Ağca Tür-
kiye'ye gelirse ıki ihtimalli bir
sonuç ortaya çıkacak. Birincı
ihtimale göre, "suçlann ve ceza-
lann içtimaı" olarak bilinen
birleştirme ilkesi uygulanacak.
Yani, İtalya'da verilen ömür-
boyu hapis cezası ile Türkiye'de
ömürboyu hapis cezasına dö-
nüşen idam cezası, ömürboyu
Ankara'dan Bosna için diplomatik atak
mBaftarafi l. Sayfada gey e
^ ^ kaçmın ulaşabileceği
Dışişleri BakanlığYndan edi- konusunda değerlendirme ya-
nilen bilgiye göre, ABD ile yü- pılacağını ifade ediyorlar.
Bayrampaşa cezaevi
Firarlannardından
yasaklar geldi
rütülen temaslarda insani yar-
dımın içeriğinin belirlenmesine
çalışıhyor. Dışişleri kaynakla-
nnca, ABD'nin Ankara Büyü-
kelçisi Richard Barkley ile ge-
rek Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetın, gerekse de Dışişleri Ba- ..... T
_,
kanlığı Müsteşan özdem San- dan kaynaklanan "soğukluğa"
berk'in yaptığı görüşmelerde, ve bir askeri çatışma ihtimali-
Ankara'nın siyasi olarak hava-
Dışışleri çevreleri. Fransa ve
İngiltere'nin "biam kara asker-
lerimiz var" diyerek, havadan
yardım operasyonunafiilenka-
tılmamalânnın, AT'nin çöze-
mediği bir Avrıtpa konusunu
ABD'nin çözmeye kalkmasın-
İstanbul Haber Senisj • Bay-
rampaşa Cezaevi'nde gectiği-
miz hafta meydana gelen fırar
olayından sonra Adalet Bakao-
hğı'nın gönderdıği genelgeyle
tutuklu ve hükümlülerin füli ki-
mi haklan kısıtlandı. Cezaevin-
deki kadınlar koğuşunun da
başka bir cezaevine nakledil-
mesi gündeme geldi.
Cezaevindeki tutuklu ve hü-
kümlü temsılcilerinden dolaylı
olarak ulaşan bilgilere göre, ye-
di kişinin firan gecen hafta Salı
günü gerçekleşti. Cezaevi tem-
silcilerinin açıklamak isteme-
dikleri yöntem ikinci kez Cuma
günü denendi ve bu kez bir ast-
subay tarafından farkedilen
hükümlüler, bir grup asker ta-
rafından cezaevinin dış kapısı-
nın önünde yakalandılar.
Cezaevinden ulaşan bilgilere
göre kaçışı deneyen beş kişi gar-
diyan elbısesini kaçışın hiç bir
aşamasında kullanmadılar.
Kaçış amacıyla dışandan veya
cezaevi içinde hiç kimseden gar-
diyan elbisesi i t d i
lenne gönderilen bir genelgede,
cezaevleri yönetmeliklerinin
aynen uygulanması talebinde
bulunuldu. Yönetmelik üzeri-
ne, Bayrampaşa Cezaevfnde
bazı uygulamalara başlandı.
Örneğin daha önce tutuklu ve
hükümlüler diğer koğuşlar ara-
sında dolaşabilırken, 22 Şubat
Pazartesi gününden bu yana
koğuş kapılannın kilitlenmesi-
ne başlandı. Artık sadece dört
tutuklu ve hükümlü temsilcisi
koğuşlar arasında dolaşabili-
yor. Cezaevindeki yeni bir
uygulama ise, görüşe çıkan tu-
tuklu ve hükümlülerin üstleri-
nin aranması olarak devreye
sokuldu.
Cezaevindeki tutuklu ve hü-
kümlü temsılcilerinden dolaylı
olarak gelen haberlere göre son
üç gündür yönetimın, "Kadın-
lar koğuşu başka bir cezaevine
taşınacak" sözlenni kullanma-
sı, tutuklu ve hükümlüler ara-
sında gergınlık yarattı. Bazı
cezaevi yöneticileri, bu karann
dan insani yardım operasyonu-
nu memnuniyetle karşıladığı
belirtildi. Barkley"e, Ankara'-
nın istenen her konuda "he-
men" katkıda bulunmaya hazır
oldugu vurgulandı.
Dışişleri kaynaklan, Tür-
kiye'nin bu yaklaşımından son-
ra, artık ABD'den gelecek olan
talebin beklendiğini belirtiyor-
lar. Aynı kaynaklar, ABD'nin
söz konusu operasyonu yürüte-
bilmek için yeteri kadar askeri
araca sahip olduğunu vurgu-
layarak, Türkiye'den savaş
uçağı istenmesinin güçlü bir
olasılık olmadığı yorumunu ya-
pıyorlar. Ankara'nın, daha çok
yardım malzemelerinin toplan-
ması konusunda önemli işlevler
yüklenebileceği bildırihyor.
Kaynaklar, ABD'nin
Bosnaya havadan yardım ope-
rasyonuna Somali ve Kuzey
Irak'taki uygulama gibi ulusla-
rarası bir operasyon havası ver-
mek istediğini, bu nedenle diğer
ülkelerden sembolik askeri araç
isteyebileceğini vurguluyorlar.
Dışişlen yetkilileri, henüz ha-
vadan yardım planmın aynntı-
dıyan elbısesı ıstenmedı. gerekçesi soruldugunda tutuk- lannın Ankara'ya ulaşmadığı-
Bu olaylann ardından. Ada- ı uv e
hükümlülere, "Kadınlar m, esas değerlendirilen konu-
let Bakanlığı tarafından cezaev- koridora çıkıyor, bu yüzden er- nun, yardım malzemesi taşıyan
kekler de çıkıyor. Sonra da paraşütkrin ne kadar yüksek-
çirkin ıddialar ortaya atıhyor."' ten atılacağı ve amaçlanan böl-
ş
nin getireceği sonuçlar konu-
sundaki kaygılanna bağlıyor-
Iar.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
tin. dün Conrad Otel'de düzen-
lenen "Karadeniz Ekonomik
İşbirliği Ülkeleri Meclis Baş-
kanton Toptenttsı'ndan sonra
gazetecilerin sorulannı yanıtla-
dı.Çetin,ABD'nin Bosna-Her-
sek'e havadan yardım harekâu
gerçekleştirme karannı olumlu
bir adım olarak gördüklerini ve
desteklediklerini söyleyerek
"Desteklemenin yanı sıra da is-
tenebilecek her türlü yardımı
yapmaya hazınz. Türkiye çözü-
me yönelik planlar ortaya koy-
muştur. Bunlardan bir tanesi
askeri müdaheleye gerek olma-
dan eylem planıdır. Bu planda
gerektiğinde sılahlı bir müdahe-
leye gerek görülen bir kısım da
vardır. Ahnan kararlar ABD'-
nin almış oldugu kararlardır.
ABD daha önceki BM kararla-
nnın kendisine bu hakkı verdi-
ğini söyledi. ABD insani yar-
dım konusunda BM Güvenlık
Konseyi karanna gerek duy-
madan böyle bir karan aldı.
Havadan ilaç ve gıda yardımı
i i k
mam karanna ilişkin yaptığı
değerlendirmede ise, "İngil-
tere'nin tavnnı ben belirliye-
mem. Onu İngiltere'ye sormak
lazım. Her ülke kendine göre
bir tavır belirliyor. Zaten Bosna
Hersek'te 2 bin kadar banş gü-
cü askeri görev yapıyor.Kendi-
sinin tavır kendisine aittir Biz
geri adım atmayız.
N ATO toplanttsı
Çetın, Brüksel'de yapılacak
olan NATO toplanüsında gö-
rüşülecek konular hakkında şu
bilgileri verdi:
"NATO toplantısı olağanüs-
tü bir toplantı. ABD'nin yeni
yöaetinunin istediği bir toplan-
tı. Esas amacı NATO'nun yeni
dünya koşullan karşısında ge-
leceğinı göriişmek ve NATO'-
nun yeni dünya üzerindeki bazı
olayîarda daha aktif rol alması-
nın gerekliliği konuşulacak.
Bunun içerisinde Bosna-Her-
sek konusunda NATO'nun
önümüzdeki günlerde alacağı
rol de var. Sanınm ABD'nin
havadan yapılacak yardım ka-
ranna NATO'nun nasıl bir kat-
kıda bulanabilecegi, NATO
araçlannın veya silahlannın na-
sıl kullanılacağı konuşulabilir.
NATO amaçlı hava alanlannın
kullanılması da gündeme gele-
bilir. Tabii bu bir başlangıç ola-
caktır."
hapis cezası olarak infaz edile-
cek. Buna göre Ağca'nın 40 yıl
yatması gerekecek. İnfaz yasa-
sma göre ise bu süre sekiz yıla
düşecek. Ağca'nın 1981 yılın-
dan bu yana hapiste oldugu
hesap edilecek ve Ağca serbest
kalacak. Halen yürürlükteki in-
faz hukuku bunu emrediyor.
Eğer ikinci ihtimal uygulanırsa
şu durum ortaya çıkacak: Tür-
kiye'ye iade edilen Ağca'yı tes-
lim alan adli makamlar, Ağca'-
nın yurtdışında suç işlediğini
gözönüne alarak bunu yargıla-
mak isteyecekler. \ltı ay içinde
dava açılacak ve yargılama
Ağca'nın gelışınden itibaren ikı
yıl içinde tamamlanacak. Ağca
bu iki yıl içinde hapis yatacak.
Sonuç olarak yine en ağır ceza
idam olacak ve müebbede çev-
rilecek. Daha önce verilen ka-
rarla bu karar birleştirilecek ve
daha önce yattığı süreler gözö-
nüne alınarak Ağca lahliye edi-
lecek.
verdi. Hatta Bosna-Hersek'te
kan dökmeye müsaade etmeye-
ceklerini söyledıler. Şimdi bu
programlannı adım adım. he-
nüz o noktaya gelmemekle bir-
likte adım adım uygulamaya
koydular. Bu bir paket anlaşıl-
dığı kadanyla.
Dışişlen Bakanı Çetin, NA-
TO toplanüsında Dağlık Kara-
bağ konusunun da gündeme
gelebileceğinı söyledi. Çetın,
Ermenistan'a yardım konusun-
da ise, "Türkiye'nin kapılannı
kapayamayacağını" belirtti.
Kış '93 Tatbikatı nedeniyle
dün Ağn Orduevi'nde verilen
kokteyle katılan Genelkurmay
Başkanı Org. Doğan Güreş ve
Milli Savunma Bakanı Nevzat
Ayaz, gazetecilerin Bosna-Her-
sek'e havadan yardım auiması
konusundaki sorulanna karşı-
bk, Türkiye'nin, BM Güvenlik
Konseyi karan çerçevesinde
Bosna-Hersek'e olası her türlü
müdahale için eskiden beri ha-
zır oldugu yanıtını verdiler.
Güreş, gazetecilerin sorulan-
nı, "Burada politikaalar var"
diyerek yanında bulunan Milli
Savunma Bakanı Nevzat
Ayaz'a devredcrken, Ayaz da
şöyle konuştu:
"Bız, ABD'nin bize yapmış
olduklan başvuru ya da bilgi
verme ile bizirn göriişümüzü al-
ma yönündeki hareketleri kar-
şısında bizım her türlü desteği
vereceğinıizi ifade ettik. Türki-
ye olarak biz bu operasyona
her yönü ile katılmaya hazır ol-
duğumuzu bildirdik
Havadan vardımın sakınca-
OLAYLARIN
GERÇEK
• Baftarafi 1. Sayfada
Eğer yanlış anlamadıksa Sa-
yın Erbakan örtülü bir tehdidi
gündeme getirmektedir Din
düsmanhğı bir yana btrakıbnah,
anayasadan Udktik çtkartimah-
dur. İslam radikaUerini durdur-
mak için Refah Partisi'nin cam
çıkıyor. Yoksa bu iş silahla çö-
zûmtenecektir.
Doğrusu ilginç bir yaklaşım
sergüeniyor. Ülkemtin hangi
aşamaya geldiğini ve hangi nok-
taya itüdiğini göstermesi bakı-
mmdan Erbakan'ın açıklaması
önemli bir belge saydmalukr.
Türkiye, açık-seçik, İran ve
Arabistan kaynaklı seriatçı
akmilarm, din devleti kurmayo-
lımdaki siyaset ihracmın açık
kapısma dönüştürülmüştür.
Toplumun bütün demokratik
kesimlerinin laiklik ilkesine sım-
sıkı bağlanmasında saymakla
bitmez yararlar bıdunmaktadır.
Atatürk 'ün kurduğu laik cumhu-
riyetin çağdaşlık ve uygarlık ol-
duğunu artık halkın büyük ço-
ğunluğu anlanuştır. Sayın
Erbakan'm ve onun gibi düşü-
nenlerin demokratik yollardan
laik anayasayı değiştirmeleri
olanaksız gibidir.
Pekiya "silahlı İslam radika-
Szmi"devreye girerse ne olacak?
Bu sorunun ardmdaki göster-
geler, Türkiye 'de bugünkü terö-
rün yapısında belirginleşmekte-
dir, ama İslamcı terörle şeriat
devleti kurmak da Anadolu'da
kolay değil...
Ancak bu konu -öyle görünü-
vor ki- önümüzdeki günlerde
ZÜndemden düşmeyecek...
* • •
Üniversite Özerk oluyor
• Baftarafi /. Sayfada lera- kurula bağlı "üniversilelcrarası
rası Kurul'a bırakılarak, aka- değerlendirme ve yürülme ku-
demik özgürlüğe dışandan rulu" kurulması öngörülüyor.
müdahale cdilmcsi önlcniyor. Üniversitelerarası kurulun yet-
Taşlak, YÖK Gcncl Kurulu'na kilerine eklenen maddelcr şöy-
scçilcn üyelcrin niteliğıne ilişkin le:
yeni düzcnlcmcyi öngörüyo
r
. "Yükscköğrelim kurumla-
Buna görc, Cumhurbaşkanı la- nnda, eğıtim öğretim program-
rafından secılen üye sayısı 8'den lannın asgari ders saatlerini vc
3'e indirilirken, Üniversıtelcra- sürelerini, öğrcncilerin yalay vc
rası Kurul'un seçliği üyc sayısı dikey gccişleri ile yüksekokul
Özal-Clinton görüynesi
Bosna -Hersek'e ABD'nin
yardım karan almasından
Ozal-Clinton görüşmesinin et-
• •. -, . kili olup olmadığı yönündeki . •-. — -•••
yapmanın yenı bir karar gerek- ^ son
^li
ççfa °L ya n ı t l v e r
lan oldugu yolundakı yorumla-
ürmediği için ABD böyle bir ( ü ;
" A B D
^ n y e n
i yönetimi
ra
&&n soruyu ise Örgeneral
hareket karan aldı d a h a mu
halefetteyken Bosna-
G û r e
ş, yanıtladı: "Bu bir pren-
Hersek konusunda daha aktif »P- "
S i z b İ 2 e
y
a r d ı m edeT m i s ı
"
politika izleyecekleri izlenimi " ^ ^yte bir şey olursa bir
varsayım. Hükümet de herhal-
de verir. Tabii bizimle görüşür.
Hava Kuvvetleri Komutanı-
caklar."Bumaddenin,"anaya- " ^
I
^
m h a z ı r d l k c s k i d e n
Çetin, İngiltere'nin ABD'nin
yardım harekâtına kaülma-
mak. Eğilim öğrclımi kısmen
veya lamamen yabancı dildc
yapılan üniversilc vc yüksck
lcknolojı cnsülülcrindc uygula-
nacak yabancı dil ha/ırlık eği-
lim vc öğrclimi ılc yelerlik sı-
navlanna ilişkin esaslan belirlc-
mck. Rcklör, dckan, cnslitü
müdürü. yüksekokul müdürü
vc bölüm başkanlannın sccim-
lcri vc kurullar ıçin yapılacak
beri. Ama ne olacak. belli değil.
Havadan atma mı. o da belli
değil. Havadan burayı mı kul-
lanacak, o da belli değil. Bızden
örtü için muharebe uçağı mı is-
tiyor, o da belli değil. Onlar bir
meydana çıksın. yukandan at-
manın teknik mahsurlan varsa
hepsinin mahsuru vardır. Mah-
ıa)i ı\uıuı uıı 3^yu^ı ujrv sayısi vi»ıvwj ^\^yifıvı ı ııv juK^cıvvnuı ıvı • *v ıvuıuııaı tyııı ja^ııavor yUrUnUgC gl111lCSlnüCıl SOll" X, \% 'A "1" "
da 1 l'cçıkanlıyor. Taslak yasa- mczunlannın bir üsl düzcydc, seçilmlcr ile ilgili usul vc csasla-ra,YÖK Başkanı'mn görevinin
a a s ı
Ç°*sa matısur gıcıeniır
laşlığı takdirde, gctirilçn gecici öğrcnim yapmalanna vc lisans ra ilişkin yönelmcliklcri hazır- dc sona ereccği belirlilirken, T ^ î » » « r * m
maddc ile ğuandaki YÖK Baş- öğrcnimini tamamlayamayan- Iamak." —ut«- ™..~ı™_;«—:ı ıvııııv^
Bakanlığın ilk laslağinda ycr
, y
sa dcğışıklığı gerek tıreccgı'
savıyla korunduğu öğrenildi.
Taslağa koyulan ck maddc
ile "öğrena konseyleri" kurul-
ması öngörülürken, öğrencile-
rin dcmek kurmak için rcktör-
lüklcn izin almalan zorunlulu-
ğu da kaldınhyor. Taslağm
gcçici 2. maddesinc göre, yasa-
kanı vc YÖK üyclcnnin görev-
lerisonaerecck.
Yasanın en lartışmalı mad-
delcrindcn olan rektör seçimlc-
rine dc yeni düzenleme gclirili-
yor. Seçim yöntcminı belirleme
yetkisi. üniversite senalolanna
bırakılmasına karşın, atama-
larda, YÖK lamamen dcvre
dışı bırakılamıyor. Taslağın
reklörlük scçimlerini düzcnlc-
ycn 13. maddcsı şöyle:
"Rektör, üniversite ve yük-
sek teknoloji cnsütüsünün kad-
rolu öğretim üycleri ve bunlann
beşte biri oranında diğer öğrc-
tim elemanlan ile öğrenci kon-
scylerincc her fakültcden belir-
lcnccek bir öğrcncı larafından
seçilecek 3 profesör adaydan,
Yükseköğrelim Kurulu'nca
oııerııccc'K / sı arasmüaıi j yıl
için Cumhurbaşkanrnca aîa-
nır. Rcktör secimi ile ilgili usul
veesaslarla seçime katılacak di-
ğer öğretim elemanlannın les-
bitı, senatoca çıkanlacak bir
yönclmelikle belirlenir. Sürcsi
sona eren rektör, aynı yöntemle
ycnidcn secilip atanabilirler,
ancak 2 dönemdcn fazla rek-
lörlük yapılamaz. "
Taslakıa, üniversitelerarası
kurulun yclkilcri artınlırkcn,
lann lisans diploması alabilmc-
lerine ilişkin esaslan, üniversilc
vc yüksck tcknoloji cnslilülcri-
nin de görüşlerini alarak tcsbit
clmek. Doçent adaylannın
merkezi dil sınavlannı düzenlc-
mck."
Kurulun bu maddclcr dışın-
daki görevleri, eski yasada ol-
dugu gibi aynen korunuyor.
Üniversite scnatolannın görcv
alanı genişlctilirken, scnatoya
katılacak öğrelim üye sayisı her
fakülte için I 'den 2'yc, senalo-
nun toplantı sayısı da ikisi eği-
tim öğretim yan yılı başı vc
sonunda olmak üzere olağan
olarak 4'e çıkanlıyor. Yasaya
cklcnmcsi öngörülen yeni dü-
zenleme şöyle:
"İçinde, bölüm, anabilim vc
anasanat dallan ile uygulama
ve araştırma merkezi açtlması,
birleşlirilmesi veya kjpalılması,
haarlık okulu vcy.i birimleri
kurulması hakkında karar ver-
mek veYÖK'ün onayına sun-
mak. Üniversite veya yüksck
teknoloji cnstıtüsü çalışmalan-
nın en vcrimli düzcydc sürdürü-
lcbilmesi için büyümcnın sınır-
lannı tesbit elmek, yaz öğretimı
ve ikili öğretim gibi ledbirlcr al-
mak ve YÖK'ün onayına «ıın-
alan YÖK ve üniversite yöne-
lim kurulunda, mcslck odalan,
vali, bclcdiyc başkanı tcmsilci-
lcrinin bulunmasını öngörcn
maddc kaldınlarak, üniversilc
yönctım kurulunun, üniversilc
vc yüksck tcknoloji cnstıtülcn-
ni lemsil edcbilccek ve senatoca
scçilccck 3 profesör üyc diğer
öğrelim clcmanlannı tcmsil
edccck I üyc ile I öğrcnci lcm-
silcisindcn oluşması öngörülü-
yor. Bunun yanısıra, üniversite
ve fakülte danışma kurullan
oluşturuluyor. Bu kurulda, va-
lı. bclcdiyc başkanı. meslck bir-
liklcn, öğrcnci temsilcilcri. il vc
ilçc milli eğilim müdürlcrinin
lemsilcilcrinin bulunmasi hük-
mc bağlanıyor.
Bakanlığın daha önceki las-
lağında, ünivcrsile öğrctim üyc-
leri ve öğrcncilerc siyasete gjr-
mc yasağı kaldınlırkcn, yeni
laslakla bu hüküm mevcut ya-
sadaki gibi korunuyor. Buna
görc, •"Yükscköğrclim kurum-
lanndaki öğrelim elemanlan ile
her düzeydeki öğrcnciler siyasi
partilerc ve buhlann her türlü
yan kuruluşlanna üyc olama-
yacaklar vc bir parti hesabma
siyasi faaliyetlc bulunamaya-
rcktör scçimlcrinin ycnilcnmc-
yeceği esasını da gctiriyor. Tas-
lağın gecici I vc 2. maddeleri
şöyle:
"Bu kanun hükümlerine gö-
rc öngörülen yükscköğretım
üsl kuruluşlan başkanlan ve
üyelcri ile seçimlc atananlar dı-
şındaki rcktör, dckan, müdür
vc bölüm başkanlannın secim-
lcri, bu kanunun yürurlüğc gir-
mcsini izleycn ay içinde gcrçck-
lcştirilir vc scçilcnler alanmala-
nnı izlcyen ay sonunda görevc
başlar.
Bu kanunun yayımı larihin-
dc görcv başında bulunan yük-
scköğrclim üsl kuruluşlan
başkanlan vc üycleri ile seçimlc
atananlar dışındaki rektör. dc-
kan, müdür vc bölüm başkan-
lannın görcvlcri yeni seçim vc
atamalan ızlcycn ayın sona
crcr."
Yeni düzcnlemeye görc, kad-
rosunda 10 profesör ve doçcnl
bulunmayan ünivcrsilelcrlc ye-
ni kurulacak üniversilc vc yük-
sck leknoloji cnstıtülcnndc
rcklörlcr Milli Eğilim Bakanı
vc Başbakamn öncrcccği 2 kişi
arasından aianacak. Yeni ku-
rulan ünivcrsilclcrdc dckan, ilk
3 yıllık döncmdc hcrhangi bir
ünivcrsilcdcn atanabilccck.
• Baftarafi I. Sayfada
yaya 'Türkiye tümü ile libcral
bir ekonomik sislem uygulu-
yor' mcsajını vcrmcklc olan
Sayın Çiller, son operasyon sı-
rasında bankalara uygulaya-
caklan faiz oranlannı diktc ct-
tirme çclişkisıni dc üstlcnmiş-
tir."
Bankaalık cevrclcri, "faiz ope-
rasyonu"nun kalıa olabilmesi
için Merkez Bankası'nın mcv-
duat munzam karşılıklan ile
disponibilite oranlannı da ycni-
den belirlemesi gerektığinc dik-
kati çekerek, şöyle diyorlar:
"Ancak bu takdirde sonuca
ulaşılabilecek, krcdi faizlcrindc
de kalıa bir gerileme sağlanabi-
leccklir. Tabii opcrasyonun ka-
hcılığmın ilk şartı cnflasyonla
mücadelede de kalıcı başan
sağlamaktır.
Banka scklörünün, şu sırada
sıkıntısını duyduğu diğer bir gc-
lişme ise, döyiz levdiat hcsapla-
n ile ilgilidir.
GÖZLEM
UĞUR MUMCU 15Martl9H3
• Baftarafi I. Sayfada
lıkduzeyıne ulaşmak"değil mıydı?
Hayır, çağdaş uygarlık duzeyıne' ulaşamadık; bu yet-
mezmiş gibi kanlı iç çatışmaların içine itildik
Çağdaşlığın birçok ölçütu, koşulu var etbette Bunları
bilmezsek, ayırt etmezsek ya da bu koşullan görmezlik-
ten gelirsek, çağdaş uygarlığa' nasıl ulaşabiliriz?
Aynı Ziya Paşa şu satırları da yazıyor
Bulundum ben dahi Daruşşifa-yı Babıâli'de
Felatunu beğenmez anda çok dıvaneler gordum.
BabıâH' Ziya Paşa'nın yaşadığı günlerde, devlet yö-
netiminin günlük dildeki adlanndan biridir. Ziya Paşa,
bir çeşit tımarhaneye benzettiği Babıâli'de, Yunan filo-
zofu Platon'u beğenmeyen delıler gördüğünü söyleye-
rek, bunları kınıyor
Hukuk Fakültesi'ndeki Kamu Hukuku hocamız Prof Dr
Sayın Münci Kapani'nin 'Kamu Hürriyetleri' kitabında
okumuştum 1796 yılında padişaha Reisülküttap Ahmet
Efendi, Fransız Ihtilali için "Voltaire ve Rousseau denen
zındıklar ve onlar gibi maddiyatçılar, uzun zaman pey-
gamberlerı ve hükumdarları kuçuk duşüren, dinsızliği
kışkırtan, eşitlik ve cumhuhyeti ballandıran fikirler yay-
mışlar." diye rapor yazmış. Atıf Efendi, "Halk ve vicdan
korkusunu silen bu adamların insan haklan adı verdikle-
ri" bildirileri dağıttıklarını padişaha işte böyle rapor
etmektedir.
Aslına bakarsanız Batı uygarlığı birçelişkileryumağı-
dır. Batı, bugünkü teknolojik düzeye, sömürgecilik siya-
seti ile ulaşmtştır. Batı'nın bugünkü uygarlık düzeyinin
ardında, acımasızca sömürülen Asya ve Afrika halkları-
nm alm terleri ve kanları yatmaktadır. Bu, Batı'nın çirkin
ve bağışlanmaz yüzüdür.
Batı'nın öteki yüzü, uygarlık ve özgürlük kavgaları ile
biçimlenmiştir Burjuva devrimlerinden, iç savaşlardan,
sosyal çalkantılardan sonra ulaşılan düzey, çoğulcu de-
mokrasinin sağlam kurumları ile cerçevelenmiştir. Bu
da Batı'nın örnek alınacak, övülecek yanıdır.
İşte bu noktada, hangi düşüncede olurlarsa olsunlar,
ülkenin aydınları, düşünen insanları, bu uygarlıkta, bu
uygarlık düzeyinde büyük pay sahibi olmuşlardır. Oüşü-
nürünü, sanatçısını, yazarını çizerini yadsıyan anlayış,
öncelikle kendi öz değerleri ile karşı karşıya gelmiş de-
mektir Batı uygarlığının ulaştığı ilk hoşgörü sığınağı da
budur belki.
Şair Mehmet Emin Yurdakul da öyle söytemez mi?
Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet
Sevenleri toprak olmuş Ö/TSÜZ çocuk gibidir.
Uygarlık, yalnızca teknolojik düzey değildir. Uygarlık,
teknolojik düzeyden önce düşünce ile felsefe ile sanat
ile oluşur. Türkiye, bu bakımdan hiç çorak bir ülke değil-
dir. Her alanda yetişmış ınsan gücümüz var. Bunlar, ül-
kemizin en büyük hazineleridir. Bu hazineler, gözlerimi-
zin önünde duruyor
Yeter ki, onlara saygı göstermeyi, yeter ki onlarla güç-
lenmeyi ve aydınlarımızı "sağcı, solcu" demeden, onla-
n siyasal düşüncelerine, felsefi inançlarına göre ayır-
madan bir araya getirelim; onlara yazma, konuşma,
araştırma yapma olanakları tanıyalım!.
Yoksa, Atatürk'ün, bizlere hedef gösterdiği "çağdaş
uygarlık düzeyine" başka türlü nasıl ulaşırız?
By-pass yasa tasansı
TBIVIMdı kahııl edildiANKARA (AA) - Kamuo-
yunda "by-pass" diye adlandı-
nlan ve bazı kamu personelinin
atanmasında cumhurbaşkanını
devre dışı bırakan yasa tasansı
TBMM Genel Kurulunda ka-
bul edildi.
Yasa, müsteşarlann, Merkez
Bankası Başkanı'mn. Başba-
kanlığa bağlı kuruluşlann
başkanlannın, müsteşar yar-
dımalannın, genel müdürlerin,
ilgili bakanın teklifı ve başba-
kamn onayı ile atanmasını
öngörüyor.
Yasa, valiler, büyükelçiler,
daimi temsilci, daimi delegeler,
Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk
Kültür Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Başkanı'mn Bakanlar
Kurulu karanyla, Milli Güven-
lık Kurulu Genel Sekreteri ve
Başbakanhk Yüksek Denetle-
me Kurulu Başkanı'mn ise
müşterek kararname ile (ilgili
bakan. başbakan ve cumhur-
başkanının imzasıyla) atanma-
sını hükme bağhyor.
Yasaya göre Dışişleri bakanı,
gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde. başbakan ve cumhur-
başkanının şıt'ahi iznini almak
kaydıyla. büyükelçi, daimi tem-
silci ve daimi delegeleri dış
teşkilattan merkeze, merkez-
den dış teşkilata veya dış teşki-
latta bir ülkeden diğer bir
ülkeye daimi görevle göndere-
bilecek.
Yasa, TRTdeki bazı üst gö-
revler ile Türk Silahlı Kuvvetle-
n, Milli Savunma Bakanlığı,
yargı organlan, yükseköğretim
kurumlan ve mahallı idareler-
deki atamalan ise kapsam dışı
tutarak, buralarda halen uygu-
lanmakta olan atama usuUeri-
nin devam edeceğini hüküm
alüna alıyor.
Devlet Bakanı Ekrem Cey-
hun ise, anayasanın cumhur-
başkanının yetkilerini belirledi-
ğini, getırdikleri bu yasayla
cumhurbaşkanın yetkilerine
dokunmadıklannı söyledi.
Ceyhun, "Getirdiğiniz yasa,
yürütme organını tam sorum-
luluk alüna sokan bir yasadır"
diye konuştu.
Yasanın 5. maddesınin görü-
şülmesi sırasında bazı bağımsız
milletvekillen ile RP'li bazı üye-
ler bakanlığa bir önerge vererek
yoklama istediler. Yapılan oy-
lama sonunda salonda gerekli
çoğunluğun bulunduğu anlaşıl-
dı ve görüşmelere devam edildi.
Denıirel, Ozal'ı karşılamadı
EVRENDEĞER
Nüfuscüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
HAÜMGÜRSOY
AĞRI - Cumhurbaşkanı
Turgut özal ve Başbakan Sü-
leyman Demirel, Kış-93 Tatbi-
katı'nı izlemek üzere geldikleri
Ağn'da birbirlerinden uzak
durmalan ve konuşmamalan
ile dikkat çektiler. Başbakan
Demirel, Cumhurbaşkanı
özal'ı karşılamadığı gibi. tatbi-
kata katılan birliklerin deneti-
mi sırasmda da otomobilinden
inmedi.
Kış-93 Tatbikaü'nı izlemek
üzere dün ilk olarak Başbakan
Süleyman Demirel, saat 12.10'-
da Ağn'ya geldi. Demirel'den
yaklaşık 20 dakika kadar sonra
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral Doğan Güreş'le birlikte
Ağn'ya ulaştı.
Devlet Bakanı Carit Ç«ğJar,
Milli Savunma Bakanı Nevzat
Ayaz, kuvvet komutanlan,
Başbakanhk Baş Güvenlik Da-
nışmanı Nezihi Çakar, Ağn
Milletvekilleri Mikail Aydemir
ve Cenül Erhan ile Erzurum
Milletvekillen İsmail Köse ile
IVfelik Fırat da tatbikatı izlemek
üzere dün Ağn'ya geldi.
Cumhurbaşkanı özal ve be-
raberindekiler Ağn'ya gelirken
konvoyda kaza oldu. Erzurum-
Ağn karayolunun Horasan-
Pasınler kesiminde meydana
gelen kazada bir astsubayla bır
er yaralandı.
Erzurum Araştırma Hasta-
nesı'ne kaldınlan yaralılardan
astsubayın durumunun agır ol-
duğu bildirildi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ve Başbakan Süleyman
Demirel, öğleden sonra Kış-93
Tatbikaü'nı izlemek üzere
Ağn'nın yaklaşık 15 km dışın-
daki Tellisırt mevkiine gectiler.
Burada kar mağaralannı, avcı
boy çukurunu, makinelitüfek
mevziini, tugay cephanesini,
mutfak yerini ve fınnı gezen
özal ve Demirel'in birbirleriyle
konuşmamaya özen gösterdik-
leri dikkati çekti. özal. komuta
merkezini gezerken, Başbakan
Demirel'in araanda oturmayı
yeglediği görüldü. Demirel.
araçta, cep sobası ile ellerini ısıt-
ü. Tatbikaü izleyen diğer ilgili-
ler askeri şapka giyerken Baş-
bakan Demirel kalpak giydi.
Ağn'nın Hamur boğaa Za-
do Dağı mevkiinde, yaklaşık
320 kilometrekarelik bir alanda
gercekleştirilen tatbikata, 3.
Ordu, 8. Kolordu'ya bağh 12 ve
34. mekanize tugaylann yanı sı-
ra 2. Taktik Hava Kuvvet
Komutanhğı'na bağlı ucaklar
katıldı.
Tanklar, arhlı personel taşı-
yıalan, toplar, havanlar, Tow
ve Milan silahlannın kullanıldı-
ğı tatbikatta, hakikı mermilerle
atışlar yapıldı. 3. Ordu Komu-
tanı Örgeneral Doğan Bayazn'-
ın sevk veidare ettiği tatbikatta,
kırmıa ve mavi oiarak iki gru-
ba aynlan ve bırbırlennın plan-
lanndan haben olmayan bırlik-
ler arasında •tesadüfı muhare-
be " gerçekleştırildı.