23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26ŞUBAT1993CUMA* CUMHURİYET HABERLERIN DEVAMI SAYFA 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baftarafi I. Sayfada meyi öngörüyorlar. (c)- Lıderler zirvesi ikinci bir sonuç daha veriyor. Se- çim sistemi arayışlannda ilk kez yeni bir adım atılıyor. Sistemi 'bütün partilerin katılımıyla' düzenleme fikri, ge- netde uygun bulunuyor. Türk si/asal yaşamındaki bu gelişmeler, anayasa ge- reği birleştirici olma savındaki Çankaya tarafından 'hi- kâye' diye nitelendıriliyor. Ecevit'in dediği gibi, "adil bir seçim sistemi hazırlan- ması" için daha vakıt var. Bu, aslında değerlendirilecek birfırsat. Seçim sistemini Meclis'te yeterli sayıyı bula- cak iki partinin insafına bırakmak yerine, birlikte çalışa- rak bütün partilerin onayı ile çıkarmak, hem siyasal mantığa hem de siyasal sağduyuya uygun düşüyor. Ûstelik yıllarca sürecek tartışmalara kapılar kapanı- yor. Saptırma üderler zirvesinin son günü, böyle bir anlayış beliri- yor. Ne çare, koalisyonu şuradan buradan didikleyerek yıkmayı amaçlayanlar, ortaklar arasına yeni anlaşmaz- lık tohumları atmaya çabalıyor, zirvede söylenen kimi sözleri çarpıtarak bu görevlerini yerine getirmeye çalı- şıyorlar. Haberlerde DYP lideri Demirel'in SHP'nin karşı çık- masına rağmen 'dar bölge sisteminde ısrar' ettiği öne sürülüyor Oysa, son toplantıda seçim sisteminin hazır- lığı ıçin böyle bir zirve isteyen Ecevit'e yanıt veren Demi- rel, "12 Eylül öncesinde seçim sistemlerinde partilerin uzlaştığını, bu yolun yine denenebileceğini", böyle bir durumda dar bölge sisteminin tartışılabileceğini söylü- yor. Ecevit, dar bölgenin sakıncalarını sıralayınca, Demi- rel, "ille de dar bölge sistemi yönünde bir ısrarı olmadt- ğını, ama tartışılabileceğinı" vurguluyor. Ertesi günü kapı aralığındaki ayaküstü bir söyleşide "seçimden sonra istikrar aranıyorsa " dar bölgenin Tür- kiye'ye uygun olabileceğini yineleyen bir görüş bildiri- yor. Fakat Demirel, gazetecinin sorulanndan tehlikeyi sez- miş olacak ki, "Şimdi bir şey yok. Hemen üzerine atla- ma" diye uyanda bulunuyor. Ne fayda! Başbakan, dar bölgeyi Türkiye'ye istikrar getirecek sistemlerden biri diye savununca, SHP'den karşı çıkan demeçleralınıp, "ortağa atılankazık" yargısı manşetlere geçiyor. Ne seçim sistemi komisyonu ya da bu konuda liderler zirvesi kararlaşnrılmış, ne de ortada sistem arayışlarırtı içeren taslaklar hazırlanmış. Her şey olup bitmiş gibi, manşetlerde doğmamış ço- cuğa don biçiliyor. HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA Mul»oroto)i Gene< Mudûrtüjû'nden slman bilgtyegöre butün bölgeterımız çok bulutlu. DoQu vc Guneydoğu Anadolu rnjn doğusu dışında tüm yurt ya>şlı geçscafc Yafi^tar eenetlîlde yağrmr ve eağanak yurdun «; tacmlannda yüksek yerierte karla kanşrt yajmur. y » yw kar şetü.nde olaeak. H n a u- cakhimöa önamiı txr deflışJkl* ottnayacak Ruzgar. günay va l>ak y<SrHwdırı ortt kuvveoe. yer yer kımvHKt olartk esecefc. Van Gölü nde hev» parçalı bulutlu 0Bçecsfc Yağmurlu ı Bulutlu Sislı Agca, Türkiye'ye dönnıek istiyor • Baftarafi 1. Sayfada Papa'nın "af' karannı açıkla- ması, bu olayın Türkiye ile Vatikan arasmda artık bir so- run olmaması gerektiği anlamı- na geldiği biçiminde yorumlan- mışü. Ağca'nm avukatlan, Türkiye ile Italya arasındaki anlaşma gereğince geri kalan cezasını Türkiye'de çekmeyi arzuladığı- nı Tûrk Büyükelçiliği'ne bildir- düer. Ağca, Roma'daki cezaevınde "iyi davranış" gösterdiğinden dolayı cezasında indirim yapıl- mış. aynca İtalyan hûkümeti "yasal af uygulamasmdan" kendisini yararlandırmış ve bu- nun sonucunda geriye yaklaşık 3 yıllık bir cezası kalmışu. Ağca'nm bu üç yıllık sürenin bitiminde ya da daha önce Tür- kiye'ye dönmek istediği ve bu amaçla sondaj niteliğinde giri- şimde bulunduğu, buradakı Türk ve italyan yetkililerince Cumhuriyet'e doğrulandı. Türkiye, "Ağca'nın idam ce- zasını infaz etmeyeceğine ilişkin güvenceyi İtalyan hükümetine (Vatikan'a değil) bildirdıği tak- dirde Ağca, kendi isteğiyle geri kalan cezasını çekmek üzere Türkiye'ye dönebilecek. Daha önce Türkiye ile Al- manya arasında uygulanan bu yöntem, Türkiye ile İtalya ara- sında ilk Ağca'ya uygulanabile- cek. Bu olayın gerçekleşmesi ha- linde, örnek olması amaayla Ağca'dan önce ya da hemen sonra İtalya'da bulunan yakla- şık 20 uyuşturucu madde ka- çakçısı Türkün de bu uygula- madan yararlanacağı anlaşılı- yor. Bu arada Ağca'nın İtalyan yasalanna göre Türkiye'deki yakınlanyla cezaevinden sık sık telefon görüşmesi yaptığı da açıklandı. Ağca gelirse ne olur? Mehmet Ali Ağca'nın iadesi daha önce de İtalyan hüküme- tinden resmen talep edilmişti. Ancak İtalyan hûkümeti, Tür- kiye'de idam cezası oldugu için Ağca'yı iade etmemişti. 12 Ni- san 1991 tarih ve 3713 sayılı İn- faz Yasası, daha önce verilen idam kararlannı ömür boyu hapis cezasına cevirince Ağca'- nın iadesi önündeki engel kalk- mış oldu. Eğer Türk ve İtalyan Adalet Bakanlıklan arasındaki görüşmeler sonunda Ağca Tür- kiye'ye gelirse ıki ihtimalli bir sonuç ortaya çıkacak. Birincı ihtimale göre, "suçlann ve ceza- lann içtimaı" olarak bilinen birleştirme ilkesi uygulanacak. Yani, İtalya'da verilen ömür- boyu hapis cezası ile Türkiye'de ömürboyu hapis cezasına dö- nüşen idam cezası, ömürboyu Ankara'dan Bosna için diplomatik atak mBaftarafi l. Sayfada gey e ^ ^ kaçmın ulaşabileceği Dışişleri BakanlığYndan edi- konusunda değerlendirme ya- nilen bilgiye göre, ABD ile yü- pılacağını ifade ediyorlar. Bayrampaşa cezaevi Firarlannardından yasaklar geldi rütülen temaslarda insani yar- dımın içeriğinin belirlenmesine çalışıhyor. Dışişleri kaynakla- nnca, ABD'nin Ankara Büyü- kelçisi Richard Barkley ile ge- rek Dışişleri Bakanı Hikmet Çetın, gerekse de Dışişleri Ba- ..... T _, kanlığı Müsteşan özdem San- dan kaynaklanan "soğukluğa" berk'in yaptığı görüşmelerde, ve bir askeri çatışma ihtimali- Ankara'nın siyasi olarak hava- Dışışleri çevreleri. Fransa ve İngiltere'nin "biam kara asker- lerimiz var" diyerek, havadan yardım operasyonunafiilenka- tılmamalânnın, AT'nin çöze- mediği bir Avrıtpa konusunu ABD'nin çözmeye kalkmasın- İstanbul Haber Senisj • Bay- rampaşa Cezaevi'nde gectiği- miz hafta meydana gelen fırar olayından sonra Adalet Bakao- hğı'nın gönderdıği genelgeyle tutuklu ve hükümlülerin füli ki- mi haklan kısıtlandı. Cezaevin- deki kadınlar koğuşunun da başka bir cezaevine nakledil- mesi gündeme geldi. Cezaevindeki tutuklu ve hü- kümlü temsılcilerinden dolaylı olarak ulaşan bilgilere göre, ye- di kişinin firan gecen hafta Salı günü gerçekleşti. Cezaevi tem- silcilerinin açıklamak isteme- dikleri yöntem ikinci kez Cuma günü denendi ve bu kez bir ast- subay tarafından farkedilen hükümlüler, bir grup asker ta- rafından cezaevinin dış kapısı- nın önünde yakalandılar. Cezaevinden ulaşan bilgilere göre kaçışı deneyen beş kişi gar- diyan elbısesini kaçışın hiç bir aşamasında kullanmadılar. Kaçış amacıyla dışandan veya cezaevi içinde hiç kimseden gar- diyan elbisesi i t d i lenne gönderilen bir genelgede, cezaevleri yönetmeliklerinin aynen uygulanması talebinde bulunuldu. Yönetmelik üzeri- ne, Bayrampaşa Cezaevfnde bazı uygulamalara başlandı. Örneğin daha önce tutuklu ve hükümlüler diğer koğuşlar ara- sında dolaşabilırken, 22 Şubat Pazartesi gününden bu yana koğuş kapılannın kilitlenmesi- ne başlandı. Artık sadece dört tutuklu ve hükümlü temsilcisi koğuşlar arasında dolaşabili- yor. Cezaevindeki yeni bir uygulama ise, görüşe çıkan tu- tuklu ve hükümlülerin üstleri- nin aranması olarak devreye sokuldu. Cezaevindeki tutuklu ve hü- kümlü temsılcilerinden dolaylı olarak gelen haberlere göre son üç gündür yönetimın, "Kadın- lar koğuşu başka bir cezaevine taşınacak" sözlenni kullanma- sı, tutuklu ve hükümlüler ara- sında gergınlık yarattı. Bazı cezaevi yöneticileri, bu karann dan insani yardım operasyonu- nu memnuniyetle karşıladığı belirtildi. Barkley"e, Ankara'- nın istenen her konuda "he- men" katkıda bulunmaya hazır oldugu vurgulandı. Dışişleri kaynaklan, Tür- kiye'nin bu yaklaşımından son- ra, artık ABD'den gelecek olan talebin beklendiğini belirtiyor- lar. Aynı kaynaklar, ABD'nin söz konusu operasyonu yürüte- bilmek için yeteri kadar askeri araca sahip olduğunu vurgu- layarak, Türkiye'den savaş uçağı istenmesinin güçlü bir olasılık olmadığı yorumunu ya- pıyorlar. Ankara'nın, daha çok yardım malzemelerinin toplan- ması konusunda önemli işlevler yüklenebileceği bildırihyor. Kaynaklar, ABD'nin Bosnaya havadan yardım ope- rasyonuna Somali ve Kuzey Irak'taki uygulama gibi ulusla- rarası bir operasyon havası ver- mek istediğini, bu nedenle diğer ülkelerden sembolik askeri araç isteyebileceğini vurguluyorlar. Dışişlen yetkilileri, henüz ha- vadan yardım planmın aynntı- dıyan elbısesı ıstenmedı. gerekçesi soruldugunda tutuk- lannın Ankara'ya ulaşmadığı- Bu olaylann ardından. Ada- ı uv e hükümlülere, "Kadınlar m, esas değerlendirilen konu- let Bakanlığı tarafından cezaev- koridora çıkıyor, bu yüzden er- nun, yardım malzemesi taşıyan kekler de çıkıyor. Sonra da paraşütkrin ne kadar yüksek- çirkin ıddialar ortaya atıhyor."' ten atılacağı ve amaçlanan böl- ş nin getireceği sonuçlar konu- sundaki kaygılanna bağlıyor- Iar. Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tin. dün Conrad Otel'de düzen- lenen "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ülkeleri Meclis Baş- kanton Toptenttsı'ndan sonra gazetecilerin sorulannı yanıtla- dı.Çetin,ABD'nin Bosna-Her- sek'e havadan yardım harekâu gerçekleştirme karannı olumlu bir adım olarak gördüklerini ve desteklediklerini söyleyerek "Desteklemenin yanı sıra da is- tenebilecek her türlü yardımı yapmaya hazınz. Türkiye çözü- me yönelik planlar ortaya koy- muştur. Bunlardan bir tanesi askeri müdaheleye gerek olma- dan eylem planıdır. Bu planda gerektiğinde sılahlı bir müdahe- leye gerek görülen bir kısım da vardır. Ahnan kararlar ABD'- nin almış oldugu kararlardır. ABD daha önceki BM kararla- nnın kendisine bu hakkı verdi- ğini söyledi. ABD insani yar- dım konusunda BM Güvenlık Konseyi karanna gerek duy- madan böyle bir karan aldı. Havadan ilaç ve gıda yardımı i i k mam karanna ilişkin yaptığı değerlendirmede ise, "İngil- tere'nin tavnnı ben belirliye- mem. Onu İngiltere'ye sormak lazım. Her ülke kendine göre bir tavır belirliyor. Zaten Bosna Hersek'te 2 bin kadar banş gü- cü askeri görev yapıyor.Kendi- sinin tavır kendisine aittir Biz geri adım atmayız. N ATO toplanttsı Çetın, Brüksel'de yapılacak olan NATO toplanüsında gö- rüşülecek konular hakkında şu bilgileri verdi: "NATO toplantısı olağanüs- tü bir toplantı. ABD'nin yeni yöaetinunin istediği bir toplan- tı. Esas amacı NATO'nun yeni dünya koşullan karşısında ge- leceğinı göriişmek ve NATO'- nun yeni dünya üzerindeki bazı olayîarda daha aktif rol alması- nın gerekliliği konuşulacak. Bunun içerisinde Bosna-Her- sek konusunda NATO'nun önümüzdeki günlerde alacağı rol de var. Sanınm ABD'nin havadan yapılacak yardım ka- ranna NATO'nun nasıl bir kat- kıda bulanabilecegi, NATO araçlannın veya silahlannın na- sıl kullanılacağı konuşulabilir. NATO amaçlı hava alanlannın kullanılması da gündeme gele- bilir. Tabii bu bir başlangıç ola- caktır." hapis cezası olarak infaz edile- cek. Buna göre Ağca'nın 40 yıl yatması gerekecek. İnfaz yasa- sma göre ise bu süre sekiz yıla düşecek. Ağca'nın 1981 yılın- dan bu yana hapiste oldugu hesap edilecek ve Ağca serbest kalacak. Halen yürürlükteki in- faz hukuku bunu emrediyor. Eğer ikinci ihtimal uygulanırsa şu durum ortaya çıkacak: Tür- kiye'ye iade edilen Ağca'yı tes- lim alan adli makamlar, Ağca'- nın yurtdışında suç işlediğini gözönüne alarak bunu yargıla- mak isteyecekler. \ltı ay içinde dava açılacak ve yargılama Ağca'nın gelışınden itibaren ikı yıl içinde tamamlanacak. Ağca bu iki yıl içinde hapis yatacak. Sonuç olarak yine en ağır ceza idam olacak ve müebbede çev- rilecek. Daha önce verilen ka- rarla bu karar birleştirilecek ve daha önce yattığı süreler gözö- nüne alınarak Ağca lahliye edi- lecek. verdi. Hatta Bosna-Hersek'te kan dökmeye müsaade etmeye- ceklerini söyledıler. Şimdi bu programlannı adım adım. he- nüz o noktaya gelmemekle bir- likte adım adım uygulamaya koydular. Bu bir paket anlaşıl- dığı kadanyla. Dışişlen Bakanı Çetin, NA- TO toplanüsında Dağlık Kara- bağ konusunun da gündeme gelebileceğinı söyledi. Çetın, Ermenistan'a yardım konusun- da ise, "Türkiye'nin kapılannı kapayamayacağını" belirtti. Kış '93 Tatbikatı nedeniyle dün Ağn Orduevi'nde verilen kokteyle katılan Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş ve Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, gazetecilerin Bosna-Her- sek'e havadan yardım auiması konusundaki sorulanna karşı- bk, Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi karan çerçevesinde Bosna-Hersek'e olası her türlü müdahale için eskiden beri ha- zır oldugu yanıtını verdiler. Güreş, gazetecilerin sorulan- nı, "Burada politikaalar var" diyerek yanında bulunan Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz'a devredcrken, Ayaz da şöyle konuştu: "Bız, ABD'nin bize yapmış olduklan başvuru ya da bilgi verme ile bizirn göriişümüzü al- ma yönündeki hareketleri kar- şısında bizım her türlü desteği vereceğinıizi ifade ettik. Türki- ye olarak biz bu operasyona her yönü ile katılmaya hazır ol- duğumuzu bildirdik Havadan vardımın sakınca- OLAYLARIN GERÇEK • Baftarafi 1. Sayfada Eğer yanlış anlamadıksa Sa- yın Erbakan örtülü bir tehdidi gündeme getirmektedir Din düsmanhğı bir yana btrakıbnah, anayasadan Udktik çtkartimah- dur. İslam radikaUerini durdur- mak için Refah Partisi'nin cam çıkıyor. Yoksa bu iş silahla çö- zûmtenecektir. Doğrusu ilginç bir yaklaşım sergüeniyor. Ülkemtin hangi aşamaya geldiğini ve hangi nok- taya itüdiğini göstermesi bakı- mmdan Erbakan'ın açıklaması önemli bir belge saydmalukr. Türkiye, açık-seçik, İran ve Arabistan kaynaklı seriatçı akmilarm, din devleti kurmayo- lımdaki siyaset ihracmın açık kapısma dönüştürülmüştür. Toplumun bütün demokratik kesimlerinin laiklik ilkesine sım- sıkı bağlanmasında saymakla bitmez yararlar bıdunmaktadır. Atatürk 'ün kurduğu laik cumhu- riyetin çağdaşlık ve uygarlık ol- duğunu artık halkın büyük ço- ğunluğu anlanuştır. Sayın Erbakan'm ve onun gibi düşü- nenlerin demokratik yollardan laik anayasayı değiştirmeleri olanaksız gibidir. Pekiya "silahlı İslam radika- Szmi"devreye girerse ne olacak? Bu sorunun ardmdaki göster- geler, Türkiye 'de bugünkü terö- rün yapısında belirginleşmekte- dir, ama İslamcı terörle şeriat devleti kurmak da Anadolu'da kolay değil... Ancak bu konu -öyle görünü- vor ki- önümüzdeki günlerde ZÜndemden düşmeyecek... * • • Üniversite Özerk oluyor • Baftarafi /. Sayfada lera- kurula bağlı "üniversilelcrarası rası Kurul'a bırakılarak, aka- değerlendirme ve yürülme ku- demik özgürlüğe dışandan rulu" kurulması öngörülüyor. müdahale cdilmcsi önlcniyor. Üniversitelerarası kurulun yet- Taşlak, YÖK Gcncl Kurulu'na kilerine eklenen maddelcr şöy- scçilcn üyelcrin niteliğıne ilişkin le: yeni düzcnlcmcyi öngörüyo r . "Yükscköğrelim kurumla- Buna görc, Cumhurbaşkanı la- nnda, eğıtim öğretim program- rafından secılen üye sayısı 8'den lannın asgari ders saatlerini vc 3'e indirilirken, Üniversıtelcra- sürelerini, öğrcncilerin yalay vc rası Kurul'un seçliği üyc sayısı dikey gccişleri ile yüksekokul Özal-Clinton görüynesi Bosna -Hersek'e ABD'nin yardım karan almasından Ozal-Clinton görüşmesinin et- • •. -, . kili olup olmadığı yönündeki . •-. — -••• yapmanın yenı bir karar gerek- ^ son ^li ççfa °L ya n ı t l v e r lan oldugu yolundakı yorumla- ürmediği için ABD böyle bir ( ü ; " A B D ^ n y e n i yönetimi ra &&n soruyu ise Örgeneral hareket karan aldı d a h a mu halefetteyken Bosna- G û r e ş, yanıtladı: "Bu bir pren- Hersek konusunda daha aktif »P- " S i z b İ 2 e y a r d ı m edeT m i s ı " politika izleyecekleri izlenimi " ^ ^yte bir şey olursa bir varsayım. Hükümet de herhal- de verir. Tabii bizimle görüşür. Hava Kuvvetleri Komutanı- caklar."Bumaddenin,"anaya- " ^ I ^ m h a z ı r d l k c s k i d e n Çetin, İngiltere'nin ABD'nin yardım harekâtına kaülma- mak. Eğilim öğrclımi kısmen veya lamamen yabancı dildc yapılan üniversilc vc yüksck lcknolojı cnsülülcrindc uygula- nacak yabancı dil ha/ırlık eği- lim vc öğrclimi ılc yelerlik sı- navlanna ilişkin esaslan belirlc- mck. Rcklör, dckan, cnslitü müdürü. yüksekokul müdürü vc bölüm başkanlannın sccim- lcri vc kurullar ıçin yapılacak beri. Ama ne olacak. belli değil. Havadan atma mı. o da belli değil. Havadan burayı mı kul- lanacak, o da belli değil. Bızden örtü için muharebe uçağı mı is- tiyor, o da belli değil. Onlar bir meydana çıksın. yukandan at- manın teknik mahsurlan varsa hepsinin mahsuru vardır. Mah- ıa)i ı\uıuı uıı 3^yu^ı ujrv sayısi vi»ıvwj ^\^yifıvı ı ııv juK^cıvvnuı ıvı • *v ıvuıuııaı tyııı ja^ııavor yUrUnUgC gl111lCSlnüCıl SOll" X, \% 'A "1" " da 1 l'cçıkanlıyor. Taslak yasa- mczunlannın bir üsl düzcydc, seçilmlcr ile ilgili usul vc csasla-ra,YÖK Başkanı'mn görevinin a a s ı Ç°*sa matısur gıcıeniır laşlığı takdirde, gctirilçn gecici öğrcnim yapmalanna vc lisans ra ilişkin yönelmcliklcri hazır- dc sona ereccği belirlilirken, T ^ î » » « r * m maddc ile ğuandaki YÖK Baş- öğrcnimini tamamlayamayan- Iamak." —ut«- ™..~ı™_;«—:ı ıvııııv^ Bakanlığın ilk laslağinda ycr , y sa dcğışıklığı gerek tıreccgı' savıyla korunduğu öğrenildi. Taslağa koyulan ck maddc ile "öğrena konseyleri" kurul- ması öngörülürken, öğrencile- rin dcmek kurmak için rcktör- lüklcn izin almalan zorunlulu- ğu da kaldınhyor. Taslağm gcçici 2. maddesinc göre, yasa- kanı vc YÖK üyclcnnin görev- lerisonaerecck. Yasanın en lartışmalı mad- delcrindcn olan rektör seçimlc- rine dc yeni düzenleme gclirili- yor. Seçim yöntcminı belirleme yetkisi. üniversite senalolanna bırakılmasına karşın, atama- larda, YÖK lamamen dcvre dışı bırakılamıyor. Taslağın reklörlük scçimlerini düzcnlc- ycn 13. maddcsı şöyle: "Rektör, üniversite ve yük- sek teknoloji cnsütüsünün kad- rolu öğretim üycleri ve bunlann beşte biri oranında diğer öğrc- tim elemanlan ile öğrenci kon- scylerincc her fakültcden belir- lcnccek bir öğrcncı larafından seçilecek 3 profesör adaydan, Yükseköğrelim Kurulu'nca oııerııccc'K / sı arasmüaıi j yıl için Cumhurbaşkanrnca aîa- nır. Rcktör secimi ile ilgili usul veesaslarla seçime katılacak di- ğer öğretim elemanlannın les- bitı, senatoca çıkanlacak bir yönclmelikle belirlenir. Sürcsi sona eren rektör, aynı yöntemle ycnidcn secilip atanabilirler, ancak 2 dönemdcn fazla rek- lörlük yapılamaz. " Taslakıa, üniversitelerarası kurulun yclkilcri artınlırkcn, lann lisans diploması alabilmc- lerine ilişkin esaslan, üniversilc vc yüksck tcknoloji cnslilülcri- nin de görüşlerini alarak tcsbit clmek. Doçent adaylannın merkezi dil sınavlannı düzenlc- mck." Kurulun bu maddclcr dışın- daki görevleri, eski yasada ol- dugu gibi aynen korunuyor. Üniversite scnatolannın görcv alanı genişlctilirken, scnatoya katılacak öğrelim üye sayisı her fakülte için I 'den 2'yc, senalo- nun toplantı sayısı da ikisi eği- tim öğretim yan yılı başı vc sonunda olmak üzere olağan olarak 4'e çıkanlıyor. Yasaya cklcnmcsi öngörülen yeni dü- zenleme şöyle: "İçinde, bölüm, anabilim vc anasanat dallan ile uygulama ve araştırma merkezi açtlması, birleşlirilmesi veya kjpalılması, haarlık okulu vcy.i birimleri kurulması hakkında karar ver- mek veYÖK'ün onayına sun- mak. Üniversite veya yüksck teknoloji cnstıtüsü çalışmalan- nın en vcrimli düzcydc sürdürü- lcbilmesi için büyümcnın sınır- lannı tesbit elmek, yaz öğretimı ve ikili öğretim gibi ledbirlcr al- mak ve YÖK'ün onayına «ıın- alan YÖK ve üniversite yöne- lim kurulunda, mcslck odalan, vali, bclcdiyc başkanı tcmsilci- lcrinin bulunmasını öngörcn maddc kaldınlarak, üniversilc yönctım kurulunun, üniversilc vc yüksck tcknoloji cnstıtülcn- ni lemsil edcbilccek ve senatoca scçilccck 3 profesör üyc diğer öğrelim clcmanlannı tcmsil edccck I üyc ile I öğrcnci lcm- silcisindcn oluşması öngörülü- yor. Bunun yanısıra, üniversite ve fakülte danışma kurullan oluşturuluyor. Bu kurulda, va- lı. bclcdiyc başkanı. meslck bir- liklcn, öğrcnci temsilcilcri. il vc ilçc milli eğilim müdürlcrinin lemsilcilcrinin bulunmasi hük- mc bağlanıyor. Bakanlığın daha önceki las- lağında, ünivcrsile öğrctim üyc- leri ve öğrcncilerc siyasete gjr- mc yasağı kaldınlırkcn, yeni laslakla bu hüküm mevcut ya- sadaki gibi korunuyor. Buna görc, •"Yükscköğrclim kurum- lanndaki öğrelim elemanlan ile her düzeydeki öğrcnciler siyasi partilerc ve buhlann her türlü yan kuruluşlanna üyc olama- yacaklar vc bir parti hesabma siyasi faaliyetlc bulunamaya- rcktör scçimlcrinin ycnilcnmc- yeceği esasını da gctiriyor. Tas- lağın gecici I vc 2. maddeleri şöyle: "Bu kanun hükümlerine gö- rc öngörülen yükscköğretım üsl kuruluşlan başkanlan ve üyelcri ile seçimlc atananlar dı- şındaki rcktör, dckan, müdür vc bölüm başkanlannın secim- lcri, bu kanunun yürurlüğc gir- mcsini izleycn ay içinde gcrçck- lcştirilir vc scçilcnler alanmala- nnı izlcyen ay sonunda görevc başlar. Bu kanunun yayımı larihin- dc görcv başında bulunan yük- scköğrclim üsl kuruluşlan başkanlan vc üycleri ile seçimlc atananlar dışındaki rektör. dc- kan, müdür vc bölüm başkan- lannın görcvlcri yeni seçim vc atamalan ızlcycn ayın sona crcr." Yeni düzcnlemeye görc, kad- rosunda 10 profesör ve doçcnl bulunmayan ünivcrsilelcrlc ye- ni kurulacak üniversilc vc yük- sck leknoloji cnstıtülcnndc rcklörlcr Milli Eğilim Bakanı vc Başbakamn öncrcccği 2 kişi arasından aianacak. Yeni ku- rulan ünivcrsilclcrdc dckan, ilk 3 yıllık döncmdc hcrhangi bir ünivcrsilcdcn atanabilccck. • Baftarafi I. Sayfada yaya 'Türkiye tümü ile libcral bir ekonomik sislem uygulu- yor' mcsajını vcrmcklc olan Sayın Çiller, son operasyon sı- rasında bankalara uygulaya- caklan faiz oranlannı diktc ct- tirme çclişkisıni dc üstlcnmiş- tir." Bankaalık cevrclcri, "faiz ope- rasyonu"nun kalıa olabilmesi için Merkez Bankası'nın mcv- duat munzam karşılıklan ile disponibilite oranlannı da ycni- den belirlemesi gerektığinc dik- kati çekerek, şöyle diyorlar: "Ancak bu takdirde sonuca ulaşılabilecek, krcdi faizlcrindc de kalıa bir gerileme sağlanabi- leccklir. Tabii opcrasyonun ka- hcılığmın ilk şartı cnflasyonla mücadelede de kalıcı başan sağlamaktır. Banka scklörünün, şu sırada sıkıntısını duyduğu diğer bir gc- lişme ise, döyiz levdiat hcsapla- n ile ilgilidir. GÖZLEM UĞUR MUMCU 15Martl9H3 • Baftarafi I. Sayfada lıkduzeyıne ulaşmak"değil mıydı? Hayır, çağdaş uygarlık duzeyıne' ulaşamadık; bu yet- mezmiş gibi kanlı iç çatışmaların içine itildik Çağdaşlığın birçok ölçütu, koşulu var etbette Bunları bilmezsek, ayırt etmezsek ya da bu koşullan görmezlik- ten gelirsek, çağdaş uygarlığa' nasıl ulaşabiliriz? Aynı Ziya Paşa şu satırları da yazıyor Bulundum ben dahi Daruşşifa-yı Babıâli'de Felatunu beğenmez anda çok dıvaneler gordum. BabıâH' Ziya Paşa'nın yaşadığı günlerde, devlet yö- netiminin günlük dildeki adlanndan biridir. Ziya Paşa, bir çeşit tımarhaneye benzettiği Babıâli'de, Yunan filo- zofu Platon'u beğenmeyen delıler gördüğünü söyleye- rek, bunları kınıyor Hukuk Fakültesi'ndeki Kamu Hukuku hocamız Prof Dr Sayın Münci Kapani'nin 'Kamu Hürriyetleri' kitabında okumuştum 1796 yılında padişaha Reisülküttap Ahmet Efendi, Fransız Ihtilali için "Voltaire ve Rousseau denen zındıklar ve onlar gibi maddiyatçılar, uzun zaman pey- gamberlerı ve hükumdarları kuçuk duşüren, dinsızliği kışkırtan, eşitlik ve cumhuhyeti ballandıran fikirler yay- mışlar." diye rapor yazmış. Atıf Efendi, "Halk ve vicdan korkusunu silen bu adamların insan haklan adı verdikle- ri" bildirileri dağıttıklarını padişaha işte böyle rapor etmektedir. Aslına bakarsanız Batı uygarlığı birçelişkileryumağı- dır. Batı, bugünkü teknolojik düzeye, sömürgecilik siya- seti ile ulaşmtştır. Batı'nın bugünkü uygarlık düzeyinin ardında, acımasızca sömürülen Asya ve Afrika halkları- nm alm terleri ve kanları yatmaktadır. Bu, Batı'nın çirkin ve bağışlanmaz yüzüdür. Batı'nın öteki yüzü, uygarlık ve özgürlük kavgaları ile biçimlenmiştir Burjuva devrimlerinden, iç savaşlardan, sosyal çalkantılardan sonra ulaşılan düzey, çoğulcu de- mokrasinin sağlam kurumları ile cerçevelenmiştir. Bu da Batı'nın örnek alınacak, övülecek yanıdır. İşte bu noktada, hangi düşüncede olurlarsa olsunlar, ülkenin aydınları, düşünen insanları, bu uygarlıkta, bu uygarlık düzeyinde büyük pay sahibi olmuşlardır. Oüşü- nürünü, sanatçısını, yazarını çizerini yadsıyan anlayış, öncelikle kendi öz değerleri ile karşı karşıya gelmiş de- mektir Batı uygarlığının ulaştığı ilk hoşgörü sığınağı da budur belki. Şair Mehmet Emin Yurdakul da öyle söytemez mi? Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet Sevenleri toprak olmuş Ö/TSÜZ çocuk gibidir. Uygarlık, yalnızca teknolojik düzey değildir. Uygarlık, teknolojik düzeyden önce düşünce ile felsefe ile sanat ile oluşur. Türkiye, bu bakımdan hiç çorak bir ülke değil- dir. Her alanda yetişmış ınsan gücümüz var. Bunlar, ül- kemizin en büyük hazineleridir. Bu hazineler, gözlerimi- zin önünde duruyor Yeter ki, onlara saygı göstermeyi, yeter ki onlarla güç- lenmeyi ve aydınlarımızı "sağcı, solcu" demeden, onla- n siyasal düşüncelerine, felsefi inançlarına göre ayır- madan bir araya getirelim; onlara yazma, konuşma, araştırma yapma olanakları tanıyalım!. Yoksa, Atatürk'ün, bizlere hedef gösterdiği "çağdaş uygarlık düzeyine" başka türlü nasıl ulaşırız? By-pass yasa tasansı TBIVIMdı kahııl edildiANKARA (AA) - Kamuo- yunda "by-pass" diye adlandı- nlan ve bazı kamu personelinin atanmasında cumhurbaşkanını devre dışı bırakan yasa tasansı TBMM Genel Kurulunda ka- bul edildi. Yasa, müsteşarlann, Merkez Bankası Başkanı'mn. Başba- kanlığa bağlı kuruluşlann başkanlannın, müsteşar yar- dımalannın, genel müdürlerin, ilgili bakanın teklifı ve başba- kamn onayı ile atanmasını öngörüyor. Yasa, valiler, büyükelçiler, daimi temsilci, daimi delegeler, Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı'mn Bakanlar Kurulu karanyla, Milli Güven- lık Kurulu Genel Sekreteri ve Başbakanhk Yüksek Denetle- me Kurulu Başkanı'mn ise müşterek kararname ile (ilgili bakan. başbakan ve cumhur- başkanının imzasıyla) atanma- sını hükme bağhyor. Yasaya göre Dışişleri bakanı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde. başbakan ve cumhur- başkanının şıt'ahi iznini almak kaydıyla. büyükelçi, daimi tem- silci ve daimi delegeleri dış teşkilattan merkeze, merkez- den dış teşkilata veya dış teşki- latta bir ülkeden diğer bir ülkeye daimi görevle göndere- bilecek. Yasa, TRTdeki bazı üst gö- revler ile Türk Silahlı Kuvvetle- n, Milli Savunma Bakanlığı, yargı organlan, yükseköğretim kurumlan ve mahallı idareler- deki atamalan ise kapsam dışı tutarak, buralarda halen uygu- lanmakta olan atama usuUeri- nin devam edeceğini hüküm alüna alıyor. Devlet Bakanı Ekrem Cey- hun ise, anayasanın cumhur- başkanının yetkilerini belirledi- ğini, getırdikleri bu yasayla cumhurbaşkanın yetkilerine dokunmadıklannı söyledi. Ceyhun, "Getirdiğiniz yasa, yürütme organını tam sorum- luluk alüna sokan bir yasadır" diye konuştu. Yasanın 5. maddesınin görü- şülmesi sırasında bazı bağımsız milletvekillen ile RP'li bazı üye- ler bakanlığa bir önerge vererek yoklama istediler. Yapılan oy- lama sonunda salonda gerekli çoğunluğun bulunduğu anlaşıl- dı ve görüşmelere devam edildi. Denıirel, Ozal'ı karşılamadı EVRENDEĞER Nüfuscüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. HAÜMGÜRSOY AĞRI - Cumhurbaşkanı Turgut özal ve Başbakan Sü- leyman Demirel, Kış-93 Tatbi- katı'nı izlemek üzere geldikleri Ağn'da birbirlerinden uzak durmalan ve konuşmamalan ile dikkat çektiler. Başbakan Demirel, Cumhurbaşkanı özal'ı karşılamadığı gibi. tatbi- kata katılan birliklerin deneti- mi sırasmda da otomobilinden inmedi. Kış-93 Tatbikaü'nı izlemek üzere dün ilk olarak Başbakan Süleyman Demirel, saat 12.10'- da Ağn'ya geldi. Demirel'den yaklaşık 20 dakika kadar sonra Cumhurbaşkanı Turgut özal, Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Doğan Güreş'le birlikte Ağn'ya ulaştı. Devlet Bakanı Carit Ç«ğJar, Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, kuvvet komutanlan, Başbakanhk Baş Güvenlik Da- nışmanı Nezihi Çakar, Ağn Milletvekilleri Mikail Aydemir ve Cenül Erhan ile Erzurum Milletvekillen İsmail Köse ile IVfelik Fırat da tatbikatı izlemek üzere dün Ağn'ya geldi. Cumhurbaşkanı özal ve be- raberindekiler Ağn'ya gelirken konvoyda kaza oldu. Erzurum- Ağn karayolunun Horasan- Pasınler kesiminde meydana gelen kazada bir astsubayla bır er yaralandı. Erzurum Araştırma Hasta- nesı'ne kaldınlan yaralılardan astsubayın durumunun agır ol- duğu bildirildi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Süleyman Demirel, öğleden sonra Kış-93 Tatbikaü'nı izlemek üzere Ağn'nın yaklaşık 15 km dışın- daki Tellisırt mevkiine gectiler. Burada kar mağaralannı, avcı boy çukurunu, makinelitüfek mevziini, tugay cephanesini, mutfak yerini ve fınnı gezen özal ve Demirel'in birbirleriyle konuşmamaya özen gösterdik- leri dikkati çekti. özal. komuta merkezini gezerken, Başbakan Demirel'in araanda oturmayı yeglediği görüldü. Demirel. araçta, cep sobası ile ellerini ısıt- ü. Tatbikaü izleyen diğer ilgili- ler askeri şapka giyerken Baş- bakan Demirel kalpak giydi. Ağn'nın Hamur boğaa Za- do Dağı mevkiinde, yaklaşık 320 kilometrekarelik bir alanda gercekleştirilen tatbikata, 3. Ordu, 8. Kolordu'ya bağh 12 ve 34. mekanize tugaylann yanı sı- ra 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanhğı'na bağlı ucaklar katıldı. Tanklar, arhlı personel taşı- yıalan, toplar, havanlar, Tow ve Milan silahlannın kullanıldı- ğı tatbikatta, hakikı mermilerle atışlar yapıldı. 3. Ordu Komu- tanı Örgeneral Doğan Bayazn'- ın sevk veidare ettiği tatbikatta, kırmıa ve mavi oiarak iki gru- ba aynlan ve bırbırlennın plan- lanndan haben olmayan bırlik- ler arasında •tesadüfı muhare- be " gerçekleştırildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle