Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23ŞUBAT1993SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Resim sergisi
TEKİRDAĞ (AA) - Ressam
İsmet Çavuşoğiu, 27. Kışisel
Resim Sergısi'ni Tekirdağ'da
açtı. Tekirdağ Valisı Şenol
Engin tarafından yapılan
sergide Çavuşoğlu'nun
yağbboya, suîuboya ve
karakalem çalışmalanndan
oluşan 57 vapıt yer abyor.
Tekirdağ Eğitim Araçlan
Merkezi'nde açılan sergi
cuma gününe kadar açık
kalacak.
Fellini
Kiiltür Servisi - Ünlü İtalyan
yönetmen Federico Fellini,
iki yılı aşkın bır aradan sonra
yeniden kamera karşısında.
Bu yıl kendisıne "Özel Oscar
Ödülü' verilecek olan
yönetmen, ilkbaharda
" Actor's Job" adlı filmi
çekecek. İkı yıldıryapmak
için uğraştığı filme.
yönetmenin 1990'daçektiği
" Voice of the Moon"
filmi ndeoynay an
aktör-yönetmen Paolo
Villaggio da eşlik edecek.
Fotoğraf sergisi
SAMSUN (Cumhuri>et) -
Fotoğraf sanatçısı Fefami
Türker'in "Samsun Eski
Evleri ve Sokaklan" konulu
fotoğraf sergisi Samsun'da
açıldı. Samsun Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Tıp
Fakültesi Sergi Salonu'nda
açılan sergide sanatçırun
sıyah-beyaz ve renkli çok
sayıda fotoğrafı bulunuyor.
Sergi lOgünsüreyle
gezilebilir.
Çekirgelep
MELBOURNE(AA)-
Dünyaca ünlü İngjlLz pop
sanatçısı FJton John, bütün
direnmesine rağmen sahneyi
çekirgelere terk etmek
zorundakaldı.
Avustralya'nın başkenti
Melboume'deki Ulusal
Tenis Merkezi'nde bir konser
veren Elton John, sahneyi
çekırgelerin istıla etmesi
üzenne gösteriye son verdi.
Çekirgelerin, saçlannda ve
üstünde aplamalanna
karşın, konserine iki saat
devam eden Elton John'un
bir sonraki konseri için tenis
merkezi ilaçlanacak.
Yaglıboya
sergisi
ADANA(AA)-Ressam
r
Mustafa Düzgün. 11. kişisel
sergisıni Adana Akbank
Sanat Galensi'nde açü.
Yağlıboyadan yapılmış 25
tablonunyeraldığı
"Anadolu'dan Esintiler" adlı
sergi, 12 marta kadar
gezilebilir.
İFSAK ödüllepi
dagıtıldı
• Kültür Servisi - İstanbul
Fotoğraf ve Sinema
Amatörleri Derneği
(İFSAK) tarafından
düzenlenen 14. Ulusal Kısa
Film Yanşması'nda dereceye
girenlere ödüllen törenle
dagıtıldı. Fransız Kültür
Merkezi'ndeki törende,
sinemafilmidabnda en iyi
film ödülünü "Parktaki Işık"
ve "Buradan Uzağa" adlı
filmleriyle Nur Akalın'a,
videofilmidabnda en iyi film
ödülü de "Rüyamı Çektim ve
Müzik Ekledım" adb filmıyle
Füsun Kaya'ya verildi.
Yanşmada. video filmi
dabndakı başan ödülünü
"Tangele Food" ile Duran
Dolu, özendirme ödülünü ise
"Aynnü" ıle Meryem Bayar
ve "Uyuyan Adam" ile Uğur
Aydemir aldılar. Bu yılki
İFSAK Sinema Ödülü de
yönetmen Aytekin
Çakmakh'ya verildi.
Ulusal fotoğraf
yarışması
• GAZİANTEP(AA)-
Gazıantep Şahınbey
Belediyesi, Gaziantep
Amatör Fotoğraf Sanatçılan
Derneği ile birbkte, kültür
etkinlikleri çerçevesinde
"Gençbk 93" konulu bir
ulusal fotoğraf yanşması
düzenledi. Sıyah-beyaz ve
renkb baskı dallannda
düzenlenen yanşmada. her
dal için ayn olmak üzere
birinciye üç. ikınciye iki
üçüncüye de bır milyon bra
para ödülü verilecek.
Yanşma için son başvuru
tarihi ise 19 nisan. GAFSAD
Başkaru Özalp Dündar,
Yıldız Üniversitesi öğretim
görevbsi Doç. Dr. Mehmet
Bayhan, Şahinbey Belediye
Başkan Yardımcıs Coşkun
özdil, Ankara Fotoğraf ve
Sinema Amatörleri Derneği
(AFSAD) Başkaru Mehmet
Baltacı, fotoğraf sanatçılan
Mustafa Özgün, Tuğrul
Çakar ve Hüsnü Gürsel'in
seçici kurulunu oluşturduğu
yanşmada. mansiyon ve ödül
kazanan fotoğraflann 15
mayısta Büyükşehir
Belediyesi Kültür
Müdürlüğü fuayesinde
sergileneceğ i bildirildi.
Güçlü bir konuyu ele alan 'Savaş Yorgunu Kadınlar' bir sahne yapıtına dönüşemiyor
Keşke lıiç yazdmasaydıGÖKHAN AKÇURA
İstanbul Devlet Tiyatrosu,
Oda Tiyatrosu'nda yeni bir
oyun sergilemeye başladı. Nezi-
be Araz'ın 'Savaş Yorgunu
Kadınlar'ını Mustafa Avkıran
sahnelemiş. Oyun, güçlü ve
önemli bir konuyu ele abyor:
Bosna Hersek'te savaş sırasın-
da tecavüze uğrayan kadınlann
trajedisi. Büyük bir ümit ve me-
rakla gittim. Ama ne yazık ki
sadece daha büyük bir hayal kı-
nklığı ile yetinmek zorunda
kaldım. Neydi bu hüsranın ne-
deni? Sahnede oyuna omuz ver-
mış bütün öğelerin başansızb-
ğının (ya da nafile çabalannın)
temebnde esas olarak tek bir ol-
gu yatıyordu: Nezihe Araz'ın
oyun olamamış metnı.
Savaş ve tecavüz
Öncelikle şunu söylemek ge-
rekli: Bosna Hersek'teki kadın-
lann durumuna üzülmek ve
yapılanlara karşı çıkmak gerek-
lidir. Bunun için çeşitli eylemler
yapabüirsiniz. İmza toplayabi-
lirsiniz, gidip röportaj yaparsı-
nız, miting düzenlersiniz. Ve el-
bette oyun da yazabilirsiniz.
Ama bir konunun oyun olabil-
mesi için çeşitb önkoşullar var-
dır. Olayın dehşeti, bir şey söy-
lemenin gerekbliği, o konuyu
oyunlaştırmaya yetmez. Soru-
na ne derece ışık tuttuğu tartışı-
labilir sözcükleri, oyun karak-
terlerinin ağzından diyalog
(hatta bazen monolog) olarak
duyurmanız da yeterb değıldir.
Oyunun ele aldığı konunun,
durumun; belh bir dramaturgi
içinde verilmesi gerekir. Bu dra-
maturgi, yani oyunun vapısı,
tek bir biçımle de sırurb değildir
elbette. Verib ya da sizın oluştu-
racağınız herhangi bir drama-
tik yapıdan söz ediyorum. Yani
ele aldığınız olay, bir dramatur-
jik çaba sonucunda sahne yapı-
tına. oyuna dönüşmelidir.
'Savaş Yorgunu Kadınlar'-
da, tecavüze uğrayıp tanıma-
dıklan erkeklerden çocuk do-
ğurmak zorunda kalmış bir
grup kadınla karşılaşıyoruz.
Bunlar toplum tarafından dış-
landıklan için bir hastane oda-
sında yaşamaktadırlar. Yan
odada da emzirmeyi reddettik-
leri çocuklan vardır. Oyunun
bir saati aşkın bir bölümünde,
söz konusu kadınlann içine
düştükleri durumdan yakınma-
lannı dinliyoruz. Sonra sıra ile
'Savaş Yorgunu Kadınlar'. savaş-tecavüz-kadın olmak kavramları üzerine düşündürmek istiyor.
kendilerine nasıl tecavüz edıldi-
ğini anlatıyorlar. Sırf yazar ıste-
diği için anlatılan bu tecavüz
sahneleri de sahnede bırer fiash
back olarak canlandınbyorlar.
Belb ki bizi dehşete düşürmek,
savaş-tecavüz-kadın olmak gjbi
kavramlar üzerine düşündür-
mek istiyor oyun. Evet, konu
da bunu yapmak için olanak
sağlıyor. Ama oyun tersine, gi-
Şimşek, 4 yeni CD hazırlıyor
RuslarlaortakCD
veTVkübi
NİLGÜN TOPTAŞ
"Eskiden beri gayem kon-
servatuvarlar arasında değişim
programlan yapmaktı. Kon-
servatuvardan mezun olur ol-
maz, İstanbul Belediye Kon-
servatuvan'ndan on kişiyi da-
vet ettik Ankara'ya. Birbkte
konserler yaptık. Ancak çeşitli
nedenlerle onlar bizı davet
edemediler. Bunu ancak şimdi
gerçekleştirebiliyoruz." Kon-
servatuvardan 1953'te mezun
olan Hikmet Şimşek'in düşü
oldukça geç gerçekleşti. 11 şu-
bat perşembe günü, Hacettepe
Üniversitesi Konseryatuvan
Orkestrası, İstanbul Üniversi-
tesi Devlet Konservatuvan
Orkestrası'nın çağnhsı olarak,
şef Hikmet Şimşek yönetimin-
de bir konser verdı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
da binlerce konser gerçekleş-
tirmiş olan Hikmet Şimşek,
artık yeni orkestralar ve koro-
lar kurmak amacında. Bundan
bırkaç sene evvel kurulmasına
önderbk ettiğim Ankara Dev-
let Çoksesli Korosu bugün çok
iyi bir gelişme içinde. İzmir
Devlet Senfoni Orkestrası'nın
kurulmasında da katkılanm
oldu. Şimdi Karadeniz ve Van
orkestralannın kurulması için
uğraş vermekteyim."
Türkiye'de çoksesli müziğin
ilk konser plağmı. CD'sini ve
TV programını gerçekleştiren
Hikmet Şimşek. plak ve CDça-
bşmalannın da bulunduğunu
belirtiyor:
"Şu anda 4 yeni CD'nin
hazırbğı içindeyim. Bır tanesi,
Macaristan'da çok yakında çı-
kacak. Ulvi Cemal Erkin'ın pı-
yano konçertosu, Verda Er-
• Hikmet Şim-
şek'in Rus şefle
birlikte hazırladığı
CD'nin TVkliple-
ri Türk ve dünya
televizyonlannda
gösterilecek.
Orkestrası'nın 34 yılbk şefı
Hikmet Şimşek, Türkiye'de
cok seslı müziğin yaygın ol-
madığını, az sayıdakı kunı-
mun da birbirinden kopuk ol-
duğunu söylüyor. Ankara ve
İstanbul arasında başlayan bu
değişim programını sürdürme-
yi istediğini belirten Şimşek
şöyle konuşuyor:
"Ben istiyorum ki Mimar Si-
nan Üniversitesi Devlet Kon-
servatuvan'yla da aynı prog-
ramı uygulayabm. Eskişehir ve
Çukurova konservatuvarlan
çok yeni ve henüz orkestralan
yok.'
Şimdi İzmır Konservatu-
van'yla da değişim programını
gerçekleştirmeyi istiyoruz. Bir-
birimizi tanımamız, güçbirbği
yapmamız lazım daha geniş bir
kitleye ulaşmak için. Asbnda
benim istediğım bir 'konserva-
tuvarlar bayramı' düzenleye-
rek tüm konservatuvarlan bır
araya getirmek."
Bu güne dek yurtiçi ve dışın-
man solist. Bir tanesi, Mosko-
va Radyosu Büyük Senfoni
Orkestrasfnın seslendırdiği
"Türk Beşleri"nin eserlerinden
oluşturulan CD, bu da yakı-
nda çıkacak. Başka bır ça-
bşma, Türk Cumhunyetleriyle
ortak hazırladığım bir CD.
Her cumhuriyetten, kendi halk
müziklerine dayanan birer eser
seçtik.
Bu CD müziksel akrabab-
ğımızı simgeleyen çok ilginç
bir çalışma olacak. Son CD de
Türk-Rus ilişkilerinin 500. yıb
dolayısıyla hazırladığımız bır
ortak yapım. Bunun yansını
ben, yansını da bir Rus şef ha-
zırlıyor. Aynca bunlanr TV
kliplerini de hazırlıyoruz, Türk
ve dünya TV'lerinde gösteril-
mek üzere."
Hikmet Şimşek'in, 8 yıldır
her pazar sunduğu "Pazar
Konseri", TRT Avrupa-
Avrasya kanabnda her onbeş
günde bir "Pazar Konseri"
yayımlanacak.
derek bızi bu kendiliğinden
güçlü olaydan uzaklaştınyor.
Bir zamanlar ajit-prop adıyla
ortaya çıkan slogan tiyatrolan-
nı hatırladım. Bunlar belki sı-
cak siyasi mekanlarda birer
güncel araç olarak hoş görüle-
bılırdı. Ama üyalra saiınesi ns-
tünde, dramatik yapı kurula-
madan, estetik anlamda özgül
ağjrlık kazanmamış sözcüklerle
savaş yorgunu kadınlann traje-
dısini izletmek, ne çare ki pek
mümkün bir şey değil.
Oyıınun son yanm saatine gi-
rerken, birden ilginç bir gelişme
oluyor. Hastanenin başhekimi
gelerek, kadınlardan artık bir
karar vermeterini isüyor. Ya
çocuklannı emzirmeyi kabul
edeceklerdir ya da ertesi sabah,
çocuklannı bir daha hiç görme-
meyı kabul edereK hastaneyi
terk edeceklerdır. Bence ya-
şamdaki anlamından farklı ola-
rak, tıyatro metninde bulunma-
sı gereken dramaük durum da
burada başlıyor. Oyun bu nok-
tadan başlasaydı belki biraz
daha başanlı olabilirdi. O za-
man kahramanlann genel öy-
külennden farkb olarak, oyun
içindeki özel öyküleri de ilgimi-
zı çekebılir ve tiyatrodan haz
duyarak çıkabilirdik. Bu haz
sayesinde, oyunda ele alınan
yaşam gerçekbği bizı daha çok
etkıler, üzerine düşünür, birçok
kavramı yargılayabilirdik.
Geçen yıl 'Oresteia Üçte-
mesi'nde başanlı bir reji çabş-
masını ızlediğımiz Mustafa
Avkıran'ın bu olmamış metin-
le, görev verildiği için zorunlu
olarak uğraştığıru düşünüyor-
dum. Ama çeşitli yayın organ-
lanna verdiği demeçlerden du-
rumun hiç de öyle olmadığı or-
taya çıkıyor. Bu yaalara göre
Avkıran metni benimsiyor ve
beğeniyor. Hatta oyunun bir
ölçüde sahne üstünde oluştuğu-
nu da söylüyor. Bunlar zorunlu
ve iyi niyetli açıklamalar değil-
se, oyunun başansız oluşunda
kanımca onun da sonımluluğu
var. Bır yönetmen, ne kadar ça-
balarsa çabalasın olumlu bir
sonuç çıkmayacak oyunlan
sahnelemek zorunda değildir.
Sahnelediğı zaman da başan-
sızbğın sorumluluğunu paylaş-
mak durum unda kahr.
Oyunculann eforu
Sahnede büyük bır eforla
oyunu ayakta tutmaya çalışan
ve gerçekten yorgun düşen
oyunculara ise ne dıyebilirim
ki? Bazen ağacın bütününü tar-
tışmaktan. daha doğrusu onun
ağaç olup olmadığı üzefinde
konuşmaktan ne dallann göğe
yüksebşine ne de yapraklannın
yeşillenıp yeşillenmediğine de-
ğinebibrsiniz. Sonuç olarak ne
yazjk ki şunu demek zorunda-
yım: Nezihe Araz, keşke gaze-
telerden kestiğı Bosna Hersek
kadınlannın trajedisi ile ılgıli
kupürleri, özenle yapıştırdığı
dosyasında bıraksaymış. Keşke
Devlet Tiyatrosu sanatçılan,
bu insankk dışı durumu. antik
bir metnı ele alarak aktarmaya
çabşsalardı. Örneğin, yıllar ön-
ce Ankara Devlet Tiyatrosu'nda
seyrettiğim 'Troyalı Kadmlar',
savaşın yaratüğı aalar üzerine
o kadar şey düşünmemi sağla-
mışüki...
Her sokak köşesinde, çiçek gibi çocuk saçıyor.
Dört Fransız sanatçının sergisi
Yabana gözüyle
Istanbul'u keşfetmek
Kühür Servisi - "İstanbuFda yaşayan bir yabana gözüyle
İstanbul'u yansıtmayı" amaçlayan dört Fransız fotoğ-
rafçısırun yapıtlanndan oluşan "İstanbul'a bakış" adlı serpı.
Fransız Kültür Merkezi'nde yer alıyor. Henry Bergeron, Ni-
coias Bourcier, tsabeüe Güard-Jouineau ve Vincent Haute-
ville, İstanbul'u fotoğraf makınalannın ardından tekrar "keş-
fetmek ve keşfettirmek" istediklerini belirtiyorlar.
Aynı kentte yaşayanlann bile bılmedikleri, atladıklan gö-
rüntüleri sunmayı amaçlıyçrlar:
"Göstermek istediğimiz İstanbul'da hala yaşayan bu tarihi
miras. Fotoğraflanmızda genel olarak sokak görüntüleri var.
Çünkü bize göre İstanbul, spkaklardır. Tıcaret yapan saücılar,
çocuk sesleri, canblık. eskı İstanbul'u yaşayan evler, yükselen
camilerden duyulan ezan sesleri, eski zanaatlar, eski bınalar.
kırsal sahneler, sokakta oynayan çocuklar... Bütün bunlann
yanında İstanbul'un diğer yüzü, bize huzur veren manzara-
lan. İşte biz de bu yüzden çahşmalanmızı iki yönde gebştır-
dik; "çizgiler ve bakışlar". Modern bir şehrin göbeğinde. bir-
likte yaşamaya alışmış kontrastlar ki, zaten bu şehrin cazibe-
sini yaratan da bunlar. Sonuçta, bizim yakajamak istediğimiz
dünü ve bugünüyle yaşayan bir şehirdî. geleceğin İstanbul'-
una bakış değıldi. Bu da daha çok modern şehirlerin zaten
birbirlerine benzer olmalanndan kaynaklandı."
Cihat Aral'ın son çalışmalan AKM Sergi Salonu'nda sergileniyor
Zaıııaıııııııı gerçek taııığıa ^ M ^ ^ i ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ çabştım"^Cıhat
CANAN SONUK
Cihat Aral'ın Atatürk Kültür
Merkezi Sergi Salonu'nda
açtığı dördüncü kişisel sergisi.
insanlann yaşadığı eziyetlerin
'resmedildiğı' figürlerden olu-
şuyor. Sanatçı, en son 1975 yı-
lında gerçekleştirdiği üçüncü
kişisel sergisinden bu yana ge-
çen uzun zamanda oluşturduğu
eserlerini, galerilere bağb kal-
madan sergjleyebilmek için
AKM'yi seçmış.
Bir sanatçı duyarbbğı ile top-
lumsal gözlemleri, içsel serü-
venleri, düşünsel plandaki ça-
tısmalan, psikolojik çözümle-
meleri ve subjeküf değerleri bir
enerji tükeümi sonrası resımle-
rinde ortaya çıkaran sanatçı.
insanın insana zulmedışıni, zo-
runlu olarak çekilen ezıyetleri,
yaşadığı ve herkesin yaşayabi-
leceği olaylann tanığı olarak in-
san onuruna yakışan bir arzuy-
la gelecek kuşaklara aktanyor.
İnsan tragedyası
Biçıme dayab ya da hikayeye
yönelik yabn bır aktanm tehb-
kesine düşmeden resim çabş-
malannı yaptığmı söyleyen sa-
natçı, gözlemlerle takip ettiği
olaylann önce düşünsel planda
gelışip olgunlaşüğını. düşünce-
nin desene dönüştüğünü ve ye-
terb olduğuna inandığı bu de-
senlerin, tuval, boya ve iç he-
saplaşmayla birleşerek resimle-
rini pluşturduğunu belirtiyor.
'Öğrencilik yıllanmda şiirsel.
farkb, düşsel bir bakışa sahip
olan Gova, Nabi ve Bonnard et-
Aral, herkesin yaşayabfleceği olaylan geleceğe aktanyor.
kısınde olan resimlerim, geo-
metrik kurguyla yapılmış kom-
pozisyonlardı. 1970'lerdekipo-
îitik ortamın sıcaklığında, bu şi-
irsellik gerçekliğe dönüşmeye
başladı. 1971'lerde ise figürle-
rim netleşti".
Sanatçı, 80'b yıllarda yaşa-
nan depobtizasyon ortamının
sancılı dönemınde, kendisinin
de bizzat yaşadığı ınsan traged-
yasını, yabn fıgürlerle gerçek
bir dile ulaştırarak, bu dönemin
dramatik yapısını, düşünsel ve
plastik kaygılann odağında
tekrar yakalamaya çabşmış.
"1983'te fıkirlerimden dolayı
tutuklandım. Cezaevi koşulla-
nndaki (mutlaka dışandakiler
de baskı içindeydiler) fıgürlerin.
yaşamdan kopmayan, içindeki
direnci tutan yanmı ve dışanyla
kurduğu bağı, hem teknik hem
de estetik olarak resmetmeye
çş Aral ,'Göz
Altında Temizlik' adlı resmi
için "Göz ucu ile gördüğüm bir
olaydı. Genç bir kız hücresin-
den çıkanlarak küçük bir lava-
boda temızlik işini yapıyordu.
Karanlık bır odanın içindeki
yabn bir beyazkkü. İnsanlann
kendilerine olan saygısı, kendi-
ne karşı duyduğu sorumluluk.
kapalı yerdeki o dışanyla bağ-
lantı beni çok etkiledi. Bu tür
duygular resmın oluşmasında
subjektıf değerlerdir ve benim
ıçın de önemlidır." diyor.
Yalın bir anlatım
İnsanı bütünüyle kaplayan
toplumsal yapının görsel bir di-
le ulaşüğı 1990 yıllarda 'daha
çok fıgür ama yabn bir anlatım-
la' resimlerini yaptığmı söylü-
yor :
"Bir sanatçı hem resmin ge-
leneğini hem de yaşadığı çağın
gerçeklerini bibneli. Bunun
yanında bir eleştirmen de res-
min geleneğini bilmeb, sa-
natçıyı yaşadığı çağın içerisine
oturtmabdır. Türkiye'de eleşü-
riler her zaman olumlu oluyor.
Eleştirmenin görevi sanatçıyı
sarsmakür. Sarsmak derken sa-
nat adına, gelişmesı adına, top-
luma olan sonımluluğu adına
sarsmaktır. Her şeyin iyi gittiğı
bir ortamda ürün veremezsiniz.
Bu bize bağımhhğı ve küskün-
lüğu getiriyor".
'Kendisinin', 'kendisi gibi
olanlann' ve 'başka türlü olan-
lann' yaşadıklannı "bunlan ya-
şamayabm" dercesine, estetik
bir duyarlıhkla aktanyor Cihat
Aral.
Tarih Vakfı'nm düzenlediği 'Kuşaklar Buluşması'nın konuğu
Mualla Eyüboğhı AıılıeggerKühür Servisi - Türkiye Ekonomik ve
ToplumsalTarihVakfı'nın düzenlediği "Ku-
şaklar Buluşması" başbkb konferans dizisı-
nin onuncusu cumartesi günü yapılacak.
Marmara Beledıyeler Bırliğı'nin konferans
salonunda gerçekleşecek toplantmın ko-
nuşmacılan Mimar Mualla Eyüboğlu An-
hegger ile Türkolog ve araştırmaa Robert
Anhegger.
1911 Viyana doğumlu Robert Anheg-
ger. Zünh, Viyana ve Berlin Üniversitele-
rinde hukuk. îslam bilimleri, Türk dib ve
iktisat tarihi eğitimı gördü. 1940'ta İstan-
bul'a yerleşen Anhegger bir süre İstanbul'-
daki - Alman Arkeolojı Enstitüsü'nde
çahştı.
1956'da kurulmasına öncülük ettiği, İs-
tanbul Alman Derneği, 1957'de Türk-
Alman Kültür Merkezi adını aldı. Birçok
Türk şairinin Rotterdam Festivali'nde
tanıtımmı sağlayan Robert Anhegger,
1977'de Münih Uluslararası Çocuk ve
Gençbk Enstitüsü'nde ilk Türkiye Çocuk
ve Gençbk Kitaplan Sergisini gerçekleştir-
di. Çeşitli dergilerde Divan Şiiri, Osmanlı
Tarihi ve Türk Sanat Tarihi'ne ilişkin yazı-
lan çıktı.
Son zamanlarda özellikle "Türkçe ko-
nuşan Ortodoks Karamanblar"la ilgilenen
Anhegger'in "Seyreyle Dünyayı" adlı bir
kitabı bulunuyor.
Mualla Eyüboğlu Anhegger ise 1919 Si-
vas doğumlu. Güzel Sanatlar Akademisi
mezunu olan Eyüboğlu, 1947 yılına kadar
"Köy Enstitüleri"nde mimar ve yapı kolu
öğretmenliği yaptı. Birçok Köy Enstitüsü-
nün projelenni hazırladı. 1952-1983 arası-
nda Milli Eğitim bakanhğı Eski Eserler ve
Müzeler Genel Müdürlüğü emnnde resto-
ratör mimar olarak görev yapan Eyüboğ-
lu'nun "Topkapı Sarayı'nda Padişah Evi"
adb bir kitabı da yayınlandı.
Türkiye'nin kültür yaşamına büyük
katkılarda bulunmuş olan Robert Anheg-
ger ile Mualla Eyüboğlu Anhegger cumar-
tesi günü 14.00'te yapılacak olan toplanü-
da, yeni kuşaklar için yaşam öykülerini ak-
taracaklar.
Türk rock'ı
tarüşılacak
Kühür Servisi - İstanbul Bö-
yükşehir Belediyesi Atatürk Ki-
taplığı mart ayında İstanbullu-
lar'a yine yüklü bir kültür-sanat
programı sunuyor.
Atatürk Kitaplığı'mia 8-31
mart arasında "Aym Yeni Ki-
taplan" sergisi açdacak. 15
raart-15 nisan arasında
"Atatürk Ritaplığı Kartpostal
Koleksiyanu
n
ndan secmeten
Dervişler" ve 16 mart-13 nisan
arasında da Alparslan Baloglu'-
nun "Enstalasyon: Yansı/ma
ReflectH»" sergisi düzenlcne-
cek.
3 mart çarsamba günü başte-
yıp ay sonuna dek sürecek söy-
leşfler bölümünde ise, divan ede-
biyatL kadın harekeri, Türk
rock müziği, dün>adaki yeniden
yapdanma ve Türkiye, 701i
yıUaruı öğrenci hareketleıi,
TKP ve CHP ilişkisi ve nar-
sizm gibi konular ele almacak.
Aynca her zaman olduğu gibi
ayın kitabı, plastik sanadarda
bu hafta, konuştukça, yeni vay>-
ıdar, canlı ekştiri, dobra dobra
gibi bölümlerde ilginç konuk-
lar yer alacak.
TJzay
Ozanı'na
iki ödül
LONDRA(AA)- Yazın
dünyasında "Uzay Ozanı"
olarak tanınan Kibnslı Türk
ozan Osman Türkay a sanat
yaşamında 50. yıbnı doldur-
ması nedeniyle ikı ödül veril-
di.
Londra'da yaşayan Osman
Türkay'a uluslararası iki bü-
yük Şiir Ödülü'nü, ABD'deki
Albert Einstein Akademi
Vakfı ile Amerika Biyografi
Enstitüsü gönderdi.
Albert Einstein Akademi
Vakfı, Kibnslı Türk ozan
Türkay'ı "Cross of Merit" li-
yakat nişanı, Amerika'da Bi-
yografi Enstitüsü de "Seçkin
«Yazmada Üstün Başan"
altın madalyasıyla ödüllendi-
nldı.
Gönderilen belgelerdeTür-
kay'ın "Süper-Evrensel" ye-
tenekte bir ozan olduğu
vurgulandı.
Bu arada Osman Türkay'-
ın Rusçaya çevirilerini ünlü
tatar ozanı ve dıl bibmci Prof.
Ravil Bukharev'in yaptığı bir
şiir kitabı Moskova'da piya-
saya çıktı.