22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ŞUBAT1993PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 Çini Müzesi • KÜTAHYA(AA)- Kütahya'da Kültür Bakanhğı'nın katkılanyla bir 'çinı müzesi' açılacak. Yapıian açıklamaya göre 1440 yıhnda yaptınlan 2. Yakup Imavet Mescidı restore edilerek çini müzesi haline dönüştürülecek. Yakın bır zamanda restorasyon çalışmalanna başlanacak olan tarihi yapırun elektnk donanımı, iç dizaynı yenıienecek ve kubbe kurşunlandeğiştirilecek. Bu arada Kütahya'nın en eski çini ustalanndan biri olan RıfatÇini'yeaitbir koleksiyonun da müzeye bağışlanacağı veçinicihğin Kütahya'da geçırdıği aşamalann konu edildiği sergilerin açılacağı da bildınldı. SimaviKarikatöP Sergisi•ANTALYA(AA)-10. Uluslararası Simavi Karikatür Yanşması sergisi Antalya FalezOteli'nde sürüyor. Antalya Valisi Saım Çotur tarafından açılan sergide 60 ülkeden 436 sanatçnın 650 yapıü yer' alıyor. Sergi 28 şubata kadar gezilebilecek. 10. Simavi Kankatür Yanşması sergisi Antalya'dan önce Ankara, Bursa ve Eskişehir'de de açılmıştı. Yanşmada bu yıl Romen sanatçı Pavel Otezatu birincı, Rusya Federasyonu'ndan Sergey Tunin ikinci. Ukrayna Cumhunyeti'nden Victor Kudın ise üçüncü olmuştu. 'Barış ve Kitap' •STRASBOURG (AA> Avnıpa Konseyi sosyal etkinükleri çerçevesinde bu yü başlaülacak kitap okuma kampanyasında. ünlü sanatçı Turhan Selçuk'un 'Banşve Kitap'adh karikatürü kullanılacak. Avrupa Konseyi. Turhan Selçuk'un bu yapıtmın kampanya boyunca basılacak bütün afış ve dokumanlarla logo olarak kullanılmasını kararlaştırdı. Tiyatro Şenliği • ANKARA (AA) -Ankara Büyükşehır Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Okullararası Tiyatro Şenliği • ulusal egemenlik haftasında gerçekleştirilecek. Büyükşehır Belediyesi'nden yapıian açıklamada. Ankara merkezmdeki ilk, ortaokul ve liseler arasında yapılacak şenliğe kaühm için okullara çağn mektuplannın gönderilmeye başlandığı bildirildi. Açıklamaya göre iki bölümden oluşacak şenliğin ilk bölümüne ilkokullar katılabilecek. Ön elemeyi kazanan ilkokullar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında oyunlannı sergileyecekler. Orta dereceli okullann kaüldığı ikinci kısmın ön elemelerinden sonra da bu daldaki yanşmalı bölüm 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençük ve Spor Bayramı haftasında gerçekleşurilecek. Safa Büte resim sergisi • ISPARTA (AA) -Ressam Safa Büte'nin 8. kişisel sergisi Isparta Akbank Sanat Galerisi'ndeaçıldı. 32 yağhboya tablonun yer alacağı sergi 5 mart tarihine kadar sanatseverler tarafından gezilebilecek. 1958 yıhnda doğan ressam Safa Büte, halen İncirük Hava Üssü'nde görev • yapıyor. Eastwood Costner'ın peşinde •Kütür Senisi -Sinemanın iki devı Clint Eastwood ve Kevin Costner "A Perfect World" (Mükemmel Bir Dünya) filminde birbirlerine karşı amansız bir mücadeleye girişecekler. Eastvvood'un hem yönetip hem oynayacağı ve Baltimore' Warner Bros fırması adına yapılacak fılmin çekimlerine önümüzdeki nisan başlanacak. Piyano resitali • ANKARA (UBA)- Çahşmalannı ABD'de sürdüren Hüsnü Onaran, bugün Alman Kültür Merkezi'nde piyano resitali yerecek. Haydn, Schubert, İlhan Mimaroğlu ve Schumann'n yapıtlannı seslendirecek olan Onaran İstanbul'da doğdu. Müzik eğitimini Boston konservatuvannda yapan sanatçı, Katja Andy sınıfını bitirdikten sonra Fransa ve Avusturya'da ünlü müzisyenlerle çalışü. Nezihe Araz'm 'Savaş Yorgunu Kadmlar' adlı oyunu îstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Savasın kurbanları sadece kadınlar mı? ANILAL Savaşta teca\ r üzün suç olma- dığını savunan Sırp devlet adamlannın güdümündekı as- kerlerin uyguladığı vahşetin kurbanı bınlerce Saraybosnah kadının dramını anlatan "Sa- vaş Yorgunu Kadınlar" İstan- bul Devlet Tiyatrosu'nda sah- neleniyor. Nezihe Araz'ın yazdığı, Mus- tafa Avkıran'ın sahneye koydu- ğu oyunda Bosna'da bır hasta- nede savaşta tecavüze uğramış, doğurmak zorunda kalan ka- dınlann isyanlan ve başkaldın- lannın acı gerçeğinde ; 'Te- cavüz hangi noktada suçtur, hangi noktada değildir? Anne- hk nedir? Toplumun dayatüğı gibi kadının kışilik haklannın ötesine geçen kutsal bır kavram mıdır, bir kadın istemeyerek doğurduğu bir çocuğa her şeye karşın bakmah mıdır? Yoksa kadın kendi vücudunun tek sa- hibi midir? Tüm suçsuzluklan- na karşın toplum tarafından horlanan savaş piçı olarak ad- landınlan çocuklara kim baka- cak?' gibi sorulara yanıt aranı- yor. Beş yıüık ön hazırlık Nezihe Araz'ın önce Bosna- Hersek kadınlanna ağıt olarak düşündüğü sonra konunun ev- renselliğıni göz önüne alarak bütün dünya kadınlanna ada- dığı oyunu. beş yılhk bir ön ha- arlığın üriinü. Bu süre içinde gazetelerde kendisini çok ılgi- Yönetmen Mustafa Avkıran, oyunda kkaJ tiyatronun bir örneğini gerçekJeştirmeyi başardıkiannı beürtiyor. lendiren aynı zamanda inciten tecavüz konusundaki haberleri topladığını söyleyen yazar, "Dört ay önce Alman radyo- sunda. Saraybosna'da bir has- tanede tecavüze uğramış bir grup kadının doğuracaklan ço- cuklan kesinlikle kabul etmeye- ceklerini anlatan bır haberi duyduğumda elimdeki birikmiş malzeme ile yapmak istedi- ğimin ne olduğunu anladım. Savaş yorgunu kadınlar böyle doğdu" diyor. Modern tiyatro anlayışına paralel olarak gerçek metin üzennde bazı değişıklikler yap- tığını behrtıyor Avkıran: Savaş çok acımasız "Finalde bir çözüm önerisi vardı. 'Umutsuz yaşanmaz' di- yen Nezihe Hanım kadınlar ıçin umut istiyordu. Bensedaha karamsanm ve çözüm önensinı kabul etmiyorum. En küçük bir Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği sinema konulu eleştiri ,w araştırma kitabı yanşması sonuçlandı Akçura ve Tankut birinci ümit olsaydı savaş olmazdı za- ten, savaşta tecavüze uğrayan kadınlann öyküsü olmazdı." Oyun boyunca sürekli'teca- vüz ne zaman suçtur. ne zaman değildir' sorusu tartışıbyor ve yann aranıyor. Yönetmen Avkıran. erkeklerin ' savaş başhğı' altında tecavüz konu- sunda çok da suçlu olmadıklan görüşünde: "çünkü aslında tecavüzcüler diye nitelendirdi- ğimiz insanlar da ölüyorlar, ölecekler savaşta. Savaş çok acımasız. " Yıne çözümsüz, yanıtsız ka- lan sorulardan biri de 'bir anne bir kadın her şeye karşın hiç is- temedıği sevmediği, doğurmak zorunda kaldıgı çocuğa bak- mak zorunda mıdır' sorusu. "Oyunun en önemli sorula- nnda biri de bu. Savaşın dışında bır şey. Burada iki dü- şünce oyun boyunca çarpışıyor. Kadınlardan bir tanesi diyor kı 'Hayır ona bakmayacagım. Biz yalnızca o çocuğa dokuz ay ki- racılık yaptık. O benim ıçin bü- tün bir rezilliği, çirkinliği ha- tırlatacak bir ürün. Geldiği gibi gider'. Diğen de çıkıp diyor ki 'Anayız biz. memelerim ağn- yor. Önu emzdnneliyım,'. Son- ra öyle bir yer geliyor kı bebek- ler ağlamaya başlıyor." Aynı şiddetin kurbanları Tecavüz sahnelerini çalışır- ken çok zorlandıklannı, ama şiddeti sahnede gerçeğe en ya- kın olarak aktarmaya çalıştık- lannı söyleyen Avkıran, tiyat- ronun toplumsal bir sanat ol- duğunu vurguluyor: "Daha çağıyla banşık. çağını yakala- mış bir tiyatro yapmak çok önemli benim için. Kim gelirse gelsin çok şey, kendilerinden çok şey bulacaklar bu oyunda." Cnlü tngiliz Feminist yazar LynneSegai, radikal feministle- nn erkek şiddetinin devlet elin- de olduğu iddıalannın aksine 'devlet şiddetinin erkeklerin elinde olduğunu' savunur. Dev- let şiddetinin en açık olarak or- ganize edildiği savaşta. kimliği en uç olarak tecavüz olgusunda ortaya çıkan erkek şiddetini konu alan oyun, şiddeti daha çok 'erkekliğin' içinde örgüt- lendiği toplum biçimlerine yer- leştiriyor. Mustafa Avkıran'ın dediği gibi 'kadınlar çok açık kurbanlar". Ama erkekler de savaşta ölecekler. Erkekler ve kadınlar aynı bölünmez şidde- tin kurbanlan. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Ba- kanlığı'nca düzenlenen "Sinema eleştirisi" ve "Sinema araştırma, inceleme, değerlendirme kı- tabı" yanşması sonuçlandı. Yanşmada. Gökhan Akçura'nın "Aile Boyu Sinema" adlı araştır- ması ile Tülin Tınaz Tankut'un "A. Ay ve öldü- ren Cazibenın Cazibesı" adlı eleştirileri birincili- ğe değer görüldü Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardıması Gül- şen Karakadıoğlu başkanlığında toplanan ve Si- nema Telif Haklan Genel Müdürü Gürbüz Mut- lu, Prof.Dr. Sami Şekeroğlu, Prof.Dr. Ünsal Oz- kay, Yrd.Doc.Dr. Şefîk Güngör, Doc.Dr. Haluk Gürgen. Engın Ayça, Mahmut Tali Ongören ve Refik Erduran'dan oluşan secici kurul. 6 kitap ve 3 sinema yazısını ödüle değer buldu. Buna göre, sinema eleştirisi dahnda Tülin Tınaz Tankut'un yapıtı birinci olurken. Gökhan Erkdıç, "Bası- nımızın Sinemaya Yaklaşımı" ile ikinciliğe, Gül- seren Güçhsm "Christian Mertz'in Göstergebi- bmsel Psıkanalitik Yaklaşımı ile Bir Film Çö- zümlemesi" adlı yazısıyla üçüncü oldu. Sinema araştırma, inceleme. değerlendirme kitabı dahn- da, Gökhan Akçura birinciliği alırken. Oğuz Adanır'ın u Kûltör-Potitika ve Sinema" adlı yapıtı ikinci, Gülseren Güçhan'ın "Toplumsal Değişme veTürk Sineması" adh çalışması üçün- cü. Sabri Kalıç'ın "Deaeysel Sinemanın Kısa Tarihi" dördüncülüğü alırken. Oğuz Makal'ın "İzmir Sinemalan" ıîe Bilal Kırfoaş'ın "Türk Si- nemasında İç Göç ile Bir Fılm Çözümlemesi" de beşinciligi paylaşü. OyunYazma YanşmasıKültür Senisi- Bernd Bauer Verlag ve Ahnanya Uluslarara- sı Tiyatro Enstitüsü (ITI)'nın işbirliğiyle 'Avrupa Tiyatro Oyun Yazımı Yanşması' dü- zenlendi. Yeni kuşak Türk yazarlanna açık yanşmaya her yazar yal- nızca bir eserle katılabilecek. Konunun yanşmacının ülke- sindeki sosyal gerçekJere uy- gun, güncel, kişisel, sosyal ko- medi >a da trajedi türünde ol- ması gerekiyor. Yazarlar oyun- lannı 31 Mart 1993 çarşamba günü saat 16.00'ya kadar Ulus- lararası Tiyatro Enstitüsü (ITI) Türkiye Merkezı'ne elden ya da posta aracıhğıyla teshm edebi- lecekler. Avrupa tiyatro oyun yazım yanşmasına kaülan başarüı üç oyun, ITI Türkiye Merkezfnin iki üyesi tarafından seçilip son değerlendirme için Bernd Bau- er Verlag'a ulaştınlacak. Ulus- lararası Tiyatro Enstitüsü Tür- kiye Merkezı üyeleri Prof.Dr. Sevda Şener ve Prof Raik Al- nıaçık iki jüri üyesinı oluştu- ruyor. Yanşmanın sonunda toplam 45 bin mark değerinde 5 ödül venlecek. Ani Çelik Arevyan'ın sergisi Kadın Eserleri Kitapbğı'nda Çıplaklığuı gizemi MEHMETBAYHAN Eyüp'e doğm giderken yol üzerinde "Kadın Eserleri Kitaphğı". İsmini yadırgasaruzda. içi ve dışı biblo gibi bir yapı. Eski bir manastır. Kırmıa haçh tuğla duvarlan ile içinizi ısıtan, kültüre kazandınlması sevinç veren. Bir profes- yonel fotoğrafçı Ani Çelik Arevyan'ın, mesleği gereği yoğun geçen günlerin içerisinden sıynlıp çekıverdiğı fotoğraflar burada sergilenmekte. Fotoğraf çok boyut- lu bir araç, hangi amaçla kullanırsaruz o dili aktanyor. Sanat yapmak isteyene de olanaklar tanıyan bir plastik malzeme olabi- liyor. Arevyan, stüd- yosunda içli dışh oldu- ğu nesneieri düzenleye- rek aktarmayı yeğli- yor. Maket insan, ku- maş, çiçek ve yaprak- lar ve bir çıplak. Arada vurucu öğe yoksa veya bir anlaüm öne çık- mıyorsa bu tür çekim- ler bana oyunu başla- mamış tiyatro dekoru gibi geliyor, Bir kaç saat sonra konser veri- lecek salonda çemba- lonun tınılannı önce- den duyarak oturup konuşuyoruz. "Her şeyden önce reklam fotoğrafçısı- yım. Birtakım estetikı ıkaygılanm var.- tabii. Sürekü birlikte yaşadığım. beğendi- ğim, görmekten ve tutmaktan hoşlandığım nes- neieri kendi görüşümle aktarmak istedim. Mes- lekte belki ama, sanat çabasında bir takım fo- toğraf oyunlanna karşıyım. Beğendiğim şeyleri kendi gözümle olduğu gibi aktarmak ıstiyorum. Tiyatro dekoru deyişinize de kaülmıyorum. Işte şu maket ınsanın bir ayağını kaldırmış dunışu, bir anhk olay. Çicekler, kadın vücutlan da öyle. Gün içerisınde gördüğüm şe>leri tam istediğım gibi, ışık yorumu ile aktarmak, fotoğraf bu.; ." "Fotoğraf tamamen görsel bir olaydır. Özel bir sey anlatmak istiyorsanız oturur yanına bir de metin yazarsanız. Yüklemek istediğjm an- lamın sezilmemesi beni rahatsız etmez. Sanata sizin bakışınız geliştirilmiş düşünce yapısı, haykınlan bir cümle ve malzemenin iyi kul- lanılışı olabihr. B*n kendi ile banşık bir insanım. Yaşamda uçurumlanm, kaygılanm yok. Çok mutlu bir yaşantım var. Sadece görsel bir hoşluk yakalamak çabasındayım ve bu yetiyor." Ah, mutlu olabibnek ne güzel. Olan biten... Bir takım insanlar var güçleri ile bir şeyleri düzene koymaya, iyi- leştirmeye çahşırken birilennin de yıkmaya çabalaması. Hemen herşeyin ehmızın altın- dan kayıp bozul- maya, maddenin dü- zenli dizilişi terkedip düzensızhğe, yeniden kaosa yönelmesi. (Re- simlerin kararması, ki- taplann parçalanması, demirin paslanması, elektronik kayıtlann silinmesi, o güzelim mavi- yeşil dünyanın çölleşmesi...) Bilim, kültür, sanat derken yıkıhş, yok oluş bütün ağırlığ ile mi geliyor. YürekJer, beyinler en- dişe ile titreşmiyor mu... "Çok yoğun geçen günlerin içinde toplam beş günümü aldı bu serginin çekimleri. Dü- şündüğüm ilk şey ışıkür. Bunu çözünce o anda çiçek mi gelmiş, biri bir şey mi gönder- miş, bu tür nesneieri kullanmayı seviyorum. Kadın ücutlannda da güzel bir çıplakhk bir gi- zem var. Bilemiyorum sız ne kadar görebihyor- sunuz ama, şurada ışığın devam etmesi gibi özel- hkler hoşuma giden şeyler." Bir başka kadın fotoğrafçımız Emine Ceylan bir düşünce attı ortaya: Acaba fotoğraf yeteri kadar güçlü bir malzeme değil mi..."Yoo, hem de çok güçlü, çünkü ışığı var. Temeli ışık oluştu- ruyor." Işığı yakalayabilenlere ya da görebilenlere ne mutlu. Tannça Kibele'ninAknanya turnesi Költfir Servisi- Güngör Dilmetı'in "Ben Ana- doJu" adlı oyuou 27 ocak- 9 şubat tarihleri arasında Almanya'nın on kentinde Almanca olarak sahneiendi. Oyumı Şebnem Bahadır ve Dilek Dizdar Almanca'ja çevirerek, donüşümlü olarak oynadüar. Turne, YVuppertal Tiyatro- su'nun organizas>ODU ve Kültür Bakanltğı'nuı katkılamla Köln, \Vuppertal, Münster, Rbemscheid, Krefeld. Duisburg, Stuttgart, Mü- nih >e Geislingen kentlerinde gerçekleştirildi. Tek kişilik oyunun kahramanı Anadotu kadını. Tannça Kibele, Hitit'lerin tanncası, boUuğu, doğurganlığı, bereket ve mutlııiuğun simgesi, bir başka deyişle toprak ana. Tannça Kibele'yle başlavan oyunda kişiler tannça Kibe- le'nin zaman içinde ya çocuklan >a da değişik görününtleri ohıvor. Hititlerden başlayarak, Lidyaiılar, Troyalı'lardan, Bizans'a kadar uzanıyor. Bizans'tan Osmanlı'ya. Osmanlı'dan Kurtuiuş savasıyla sona erivor. Tüm Anadolu uy- gariıklarına değinerek günümtize kadar gelen bir %atro oyunu 'Ben Anadolu'. Daha önce V ıldız Kenter'in hem Türkçe hem de Talat Halman'ın tngilizcesiyle yıllarca oynadığı o\un. daha sonra Nergis An tarafından İngilizce olarak Singapur'- da sahnelenmiştL Türk sanatçılar Hollanda'da Kültür Senisi - "Türkiye- Hollanda Çağdaş Sanat Ser- gisi" Hollanda'da, Stedelijk Müzesi'nde açıldı. "Yabancı, Bir Gezgindir" başlığını taşı- yan sergi, Türkiye ve Hollan- da'dan 11 sanatçının yapıtlan yer ahyor. "Yabana, Bir Gezgindir" sergisi, 3. Uluslararası İstan- bul Bienalı sırasında Hollan- da ile Türkiye arasındaki sa- natsal ilışkilerin geliştirilmesı için yapıian bir tekhf sonucu gerçekleşmiş. Türkiye bölü- münün düzenlemesini Vasıf Kortun ile Pieter Tjabbes, Hollanda bölümünün düzen- lemesini ise Paul Donker Duyyis'in yaptığı sergiye, Türkiye'den Hüseyin Alpte- kin-Michael Morris, Vahap Avşar, Bedri Baykam, Meh- met İleri, Gülsün Karamusta- fa ve Hale Tenger, Hollanda'- dan Seymour Lıkely, Sonja Oudendijk, Joseph Semah ve Willem Sanders katılıyor. Kültür Bakanlığı, Hollan- da Başkonsolosluğu ve Stede- lijk Müzesi'nin katkılanyla düzenlenen sergi süresince, Türk ve Hollandalı sanatçı- lann ortak toplantılan \e Türkiye'de çağdaş sanat üze- rine çeşıtli konferanslar da gerçekleştirilecek. BabaLynch'e rakipçiktı Kültür Senisi - "Mavi Kadife", "Dune" gibi fılmlerle ve "İkiz Tepeler" adlı TV dizi- sivk adını duyuran yönetmen David Lynch'in kızı Jennifer Lynch de sinema dünyasmda babasının izinden yola çıktı. Jennifer Lynch, yazıp yö- nettiği ve en az babasının fılm- i kadar sürrealist ve çarpıcı *Bo\ing Helena" filnüyle, HollyHood tarihinin en genç kadın yönetmeni unvanmı da eMeetti. önce Madonna'nın, ardm- dan da Kim Basinger'in fîbnin lünü kabul edip ardmdan da vazgecmeleriyle dünyanın ilgisini çekeo, üç yü süren çalış- Iiudar ve yasalaıia boğuşma- l'ardan sonra gösterime giren fllmde ^Helena" rolünö Sherlyn Fenn oymıyor. Bir trafik kazası'ndan sonra bacakları, daha sonra da kol- lan kesilen seks sembolü "He- lena" ile Helena'vı evinde alı- koyan ruh hastası bir dokto- run anlatıkhğı filmde " l cuk" doktor, genç kadına çdgınca tutuhıyor. Doğa üstünde yaşayanresimler ANKARA (AA> Viyana'- da yaşayan ressam ve hey- keltraş Şinası Bozath'nın re- sim ve heykelleri, Galeri Mi- Ge'de sergjleniyor. Sa- natçının 38 aknlik ve taş çalı- şasından oluşan sergisi. 7 mart tarihine dek açık kala- cak. 1984 yıhnda Gazi Üniversi- tesi Resim Bölümü'nden me- zun olan Bozath, 1984 yıhndan bu yana sürdürdüğü sanat yaşamı ve çahşmalan hakkmda bilgi verirken, sa- nat anlayışmı, "Yapıtlanm doğaüstü değil. Aksine, bu doğa üstünde yaşayan resimler" şeklinde özethyor. Sanatın politik araç olarak kullanılmasına karşj olduğunu ancak politik geliş- melerden etkilenmesinin de kaçınılmaz olduğunu vurgu- luyor. Bozath, Türkiye'de resim sanatının gelişme göstermesi- ne karşın bu gelişmenin yeter- li düzeyde olmamasında re- sim eğitimi veren okullarda kaliteli öğretmenlerin bulun- mamasının, sanatla ilgilenen kişilerin ise ilgilerinin gerçek- te yüzeysel bir ilgiden öteye geçmemesinden kaynak- landığını ıfadeetti. Bakanın görevden aldığı Kültür Müdürü açtığı davayı kazandı Eski görevîni 48 saat yürütebildi • Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın 9 ay önce görevden aldığı İçel Kültür Müdürü Musta- fa Yüksel Gürek, Danıştay'da açtığı davayı kazandı. Eski görevine döndürülen Gürek, 48 saat sonra bakanlık emrine alındı. ın 1992 yılı mayıs ayında ekip arkadaşı Y'usuf Ziya Ak'ı göre- ve başlatmak amacıyla İçel Kültür Müdürlüğü görevın- den ahp Yozgat Kültür Mü- dürlüğü Şube Müdürlüğü'ne atadığı Mustafa Yüksel Gü- rek, Danıştay'da açtığı davada haklı çıktı. Danıştay, Kültür Bakanlığı'nın "idan tasarruf adı altında gerçekleştirdiği işle- UFUKTEKİN ADANA - Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın dokuz ay önce görevden aldığı İçel Kültür Müdürü Mustafa Yüksel Gü- rek, Danıştay'da açtığı davayı kazandı. Danıştay tarafından eski görevine döndürülen Gü- rek, Kültür Müdürlüğü koltu- ğunda 48 saat oturduktan son- ra bu kez Bakanlık emrine alındı. Kükür Bakanı Fikri Saglar'- min hukuka uygun olmadığı- na, derecesi ve maaşı düşürü- len eski müdür Gürek'in İçel Kültür Müdürlüğü görevine yeniden atanması gerektiğine karar verdi. Danıştayca 23 Eylül 1992'de venlen karar. hükmün uygu- lanması için verilen 60 günlük sürenin son gününde hayata geçirildi. Kültür Bakanhğı'nın "tenzil-i rütbe" anlamına da gelen karannın yargı karanyla değiştirilmesinden sonra eski görevine başlayan İçel Kültür Müdürü Mustafa Yüksel Gü- rek, koltuğunda ancak 48 saat oturabildi. Yasa gereği öngö- rülen iki günlük göreve başla- ma süresinin dolmasının ardın- dan rapor alan İçel Kültür Müdürü Müdürü Gürek, bu kez Kültür Bakanlığı emrinde çahştınlmak üzere Ankara'da görevlendirildi. Bu atama ile birlikte görevinden 48 saat sü- reyle uzaklaşmak zorunda ka- lan Yusuf Ziya Ak ise, yeniden İçel Kültür Müdürlüğü görevi- ne atandı. Mustafa Yüksel Gürek ise şunlan söyledi: "Bakanlıkla diyalog ha- lindeyim. 657'ye göre herhangi bir soruşturma geçirmemiş kişi olarak, aleyhime yapıian işlem hukuka uygun bulunmadı. Ba- kanhğımız olaya iyi niyetle yaklaşıyor. Bundan böyle yapılacak atamada incitici ol- mayacak. Bakanımızla da gö- riiştüm, sıcak yaklaşım gör- düm. Geçtiğinıiz günlerde Kültür Bakanlığı Araştırma Planlama Koordinasyon biri- mine uzman olarak atandım. Daha sonra uygun bir görev alacağımı umuyorum."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle