Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18ŞUBAT1993PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
Çini Müzesi
• KÜTAHYA(AA)-
Kütahya'da Kültür
Bakanhğı'nın katkılanyla bir
'çinı müzesi' açılacak.
Yapıian açıklamaya göre
1440 yıhnda yaptınlan 2.
Yakup Imavet Mescidı
restore edilerek çini müzesi
haline dönüştürülecek.
Yakın bır zamanda
restorasyon çalışmalanna
başlanacak olan tarihi
yapırun elektnk donanımı, iç
dizaynı yenıienecek ve kubbe
kurşunlandeğiştirilecek. Bu
arada Kütahya'nın en eski
çini ustalanndan biri olan
RıfatÇini'yeaitbir
koleksiyonun da müzeye
bağışlanacağı veçinicihğin
Kütahya'da geçırdıği
aşamalann konu edildiği
sergilerin açılacağı da
bildınldı.
SimaviKarikatöP
Sergisi•ANTALYA(AA)-10.
Uluslararası Simavi
Karikatür Yanşması sergisi
Antalya FalezOteli'nde
sürüyor. Antalya Valisi Saım
Çotur tarafından açılan
sergide 60 ülkeden 436
sanatçnın 650 yapıü yer'
alıyor. Sergi 28 şubata kadar
gezilebilecek. 10. Simavi
Kankatür Yanşması sergisi
Antalya'dan önce Ankara,
Bursa ve Eskişehir'de de
açılmıştı. Yanşmada bu yıl
Romen sanatçı Pavel
Otezatu birincı, Rusya
Federasyonu'ndan Sergey
Tunin ikinci. Ukrayna
Cumhunyeti'nden Victor
Kudın ise üçüncü olmuştu.
'Barış ve Kitap'
•STRASBOURG (AA>
Avnıpa Konseyi sosyal
etkinükleri çerçevesinde bu
yü başlaülacak kitap okuma
kampanyasında. ünlü
sanatçı Turhan Selçuk'un
'Banşve Kitap'adh
karikatürü kullanılacak.
Avrupa Konseyi. Turhan
Selçuk'un bu yapıtmın
kampanya boyunca
basılacak bütün afış ve
dokumanlarla logo olarak
kullanılmasını kararlaştırdı.
Tiyatro Şenliği
• ANKARA (AA) -Ankara
Büyükşehır Belediyesi
tarafından düzenlenen 2.
Okullararası Tiyatro Şenliği •
ulusal egemenlik haftasında
gerçekleştirilecek.
Büyükşehır Belediyesi'nden
yapıian açıklamada. Ankara
merkezmdeki ilk, ortaokul ve
liseler arasında yapılacak
şenliğe kaühm için okullara
çağn mektuplannın
gönderilmeye başlandığı
bildirildi. Açıklamaya göre
iki bölümden oluşacak
şenliğin ilk bölümüne
ilkokullar katılabilecek. Ön
elemeyi kazanan ilkokullar
23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı
haftasında oyunlannı
sergileyecekler. Orta dereceli
okullann kaüldığı ikinci
kısmın ön elemelerinden
sonra da bu daldaki
yanşmalı bölüm 19 Mayıs
Atatürk'ü Anma Gençük ve
Spor Bayramı haftasında
gerçekleşurilecek.
Safa Büte resim
sergisi
• ISPARTA (AA) -Ressam
Safa Büte'nin 8. kişisel sergisi
Isparta Akbank Sanat
Galerisi'ndeaçıldı. 32
yağhboya tablonun yer
alacağı sergi 5 mart tarihine
kadar sanatseverler
tarafından gezilebilecek.
1958 yıhnda doğan ressam
Safa Büte, halen İncirük
Hava Üssü'nde görev
• yapıyor.
Eastwood
Costner'ın
peşinde
•Kütür Senisi -Sinemanın
iki devı Clint Eastwood ve
Kevin Costner "A Perfect
World" (Mükemmel Bir
Dünya) filminde birbirlerine
karşı amansız bir mücadeleye
girişecekler. Eastvvood'un
hem yönetip hem oynayacağı
ve Baltimore' Warner Bros
fırması adına yapılacak
fılmin çekimlerine
önümüzdeki nisan
başlanacak.
Piyano
resitali
• ANKARA (UBA)-
Çahşmalannı ABD'de
sürdüren Hüsnü Onaran,
bugün Alman Kültür
Merkezi'nde piyano resitali
yerecek. Haydn, Schubert,
İlhan Mimaroğlu ve
Schumann'n yapıtlannı
seslendirecek olan Onaran
İstanbul'da doğdu. Müzik
eğitimini Boston
konservatuvannda yapan
sanatçı, Katja Andy sınıfını
bitirdikten sonra Fransa ve
Avusturya'da ünlü
müzisyenlerle çalışü.
Nezihe Araz'm 'Savaş Yorgunu Kadmlar' adlı oyunu îstanbul Devlet Tiyatrosu'nda
Savasın kurbanları sadece kadınlar mı?
ANILAL
Savaşta teca\
r
üzün suç olma-
dığını savunan Sırp devlet
adamlannın güdümündekı as-
kerlerin uyguladığı vahşetin
kurbanı bınlerce Saraybosnah
kadının dramını anlatan "Sa-
vaş Yorgunu Kadınlar" İstan-
bul Devlet Tiyatrosu'nda sah-
neleniyor.
Nezihe Araz'ın yazdığı, Mus-
tafa Avkıran'ın sahneye koydu-
ğu oyunda Bosna'da bır hasta-
nede savaşta tecavüze uğramış,
doğurmak zorunda kalan ka-
dınlann isyanlan ve başkaldın-
lannın acı gerçeğinde ; 'Te-
cavüz hangi noktada suçtur,
hangi noktada değildir? Anne-
hk nedir? Toplumun dayatüğı
gibi kadının kışilik haklannın
ötesine geçen kutsal bır kavram
mıdır, bir kadın istemeyerek
doğurduğu bir çocuğa her şeye
karşın bakmah mıdır? Yoksa
kadın kendi vücudunun tek sa-
hibi midir? Tüm suçsuzluklan-
na karşın toplum tarafından
horlanan savaş piçı olarak ad-
landınlan çocuklara kim baka-
cak?' gibi sorulara yanıt aranı-
yor.
Beş yıüık ön hazırlık
Nezihe Araz'ın önce Bosna-
Hersek kadınlanna ağıt olarak
düşündüğü sonra konunun ev-
renselliğıni göz önüne alarak
bütün dünya kadınlanna ada-
dığı oyunu. beş yılhk bir ön ha-
arlığın üriinü. Bu süre içinde
gazetelerde kendisini çok ılgi-
Yönetmen Mustafa Avkıran, oyunda kkaJ tiyatronun bir örneğini gerçekJeştirmeyi başardıkiannı beürtiyor.
lendiren aynı zamanda inciten
tecavüz konusundaki haberleri
topladığını söyleyen yazar,
"Dört ay önce Alman radyo-
sunda. Saraybosna'da bir has-
tanede tecavüze uğramış bir
grup kadının doğuracaklan ço-
cuklan kesinlikle kabul etmeye-
ceklerini anlatan bır haberi
duyduğumda elimdeki birikmiş
malzeme ile yapmak istedi-
ğimin ne olduğunu anladım.
Savaş yorgunu kadınlar böyle
doğdu" diyor.
Modern tiyatro anlayışına
paralel olarak gerçek metin
üzennde bazı değişıklikler yap-
tığını behrtıyor Avkıran:
Savaş çok acımasız
"Finalde bir çözüm önerisi
vardı. 'Umutsuz yaşanmaz' di-
yen Nezihe Hanım kadınlar
ıçin umut istiyordu. Bensedaha
karamsanm ve çözüm önensinı
kabul etmiyorum. En küçük bir
Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği sinema konulu eleştiri ,w
araştırma kitabı yanşması sonuçlandı
Akçura ve Tankut birinci
ümit olsaydı savaş olmazdı za-
ten, savaşta tecavüze uğrayan
kadınlann öyküsü olmazdı."
Oyun boyunca sürekli'teca-
vüz ne zaman suçtur. ne zaman
değildir' sorusu tartışıbyor ve
yann aranıyor. Yönetmen
Avkıran. erkeklerin ' savaş
başhğı' altında tecavüz konu-
sunda çok da suçlu olmadıklan
görüşünde: "çünkü aslında
tecavüzcüler diye nitelendirdi-
ğimiz insanlar da ölüyorlar,
ölecekler savaşta. Savaş çok
acımasız. "
Yıne çözümsüz, yanıtsız ka-
lan sorulardan biri de 'bir anne
bir kadın her şeye karşın hiç is-
temedıği sevmediği, doğurmak
zorunda kaldıgı çocuğa bak-
mak zorunda mıdır' sorusu.
"Oyunun en önemli sorula-
nnda biri de bu. Savaşın
dışında bır şey. Burada iki dü-
şünce oyun boyunca çarpışıyor.
Kadınlardan bir tanesi diyor kı
'Hayır ona bakmayacagım. Biz
yalnızca o çocuğa dokuz ay ki-
racılık yaptık. O benim ıçin bü-
tün bir rezilliği, çirkinliği ha-
tırlatacak bir ürün. Geldiği gibi
gider'. Diğen de çıkıp diyor ki
'Anayız biz. memelerim ağn-
yor. Önu emzdnneliyım,'. Son-
ra öyle bir yer geliyor kı bebek-
ler ağlamaya başlıyor."
Aynı şiddetin kurbanları
Tecavüz sahnelerini çalışır-
ken çok zorlandıklannı, ama
şiddeti sahnede gerçeğe en ya-
kın olarak aktarmaya çalıştık-
lannı söyleyen Avkıran, tiyat-
ronun toplumsal bir sanat ol-
duğunu vurguluyor: "Daha
çağıyla banşık. çağını yakala-
mış bir tiyatro yapmak çok
önemli benim için. Kim gelirse
gelsin çok şey, kendilerinden
çok şey bulacaklar bu oyunda."
Cnlü tngiliz Feminist yazar
LynneSegai, radikal feministle-
nn erkek şiddetinin devlet elin-
de olduğu iddıalannın aksine
'devlet şiddetinin erkeklerin
elinde olduğunu' savunur. Dev-
let şiddetinin en açık olarak or-
ganize edildiği savaşta. kimliği
en uç olarak tecavüz olgusunda
ortaya çıkan erkek şiddetini
konu alan oyun, şiddeti daha
çok 'erkekliğin' içinde örgüt-
lendiği toplum biçimlerine yer-
leştiriyor. Mustafa Avkıran'ın
dediği gibi 'kadınlar çok açık
kurbanlar". Ama erkekler de
savaşta ölecekler. Erkekler ve
kadınlar aynı bölünmez şidde-
tin kurbanlan.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Ba-
kanlığı'nca düzenlenen "Sinema eleştirisi" ve
"Sinema araştırma, inceleme, değerlendirme kı-
tabı" yanşması sonuçlandı. Yanşmada. Gökhan
Akçura'nın "Aile Boyu Sinema" adlı araştır-
ması ile Tülin Tınaz Tankut'un "A. Ay ve öldü-
ren Cazibenın Cazibesı" adlı eleştirileri birincili-
ğe değer görüldü
Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardıması Gül-
şen Karakadıoğlu başkanlığında toplanan ve Si-
nema Telif Haklan Genel Müdürü Gürbüz Mut-
lu, Prof.Dr. Sami Şekeroğlu, Prof.Dr. Ünsal Oz-
kay, Yrd.Doc.Dr. Şefîk Güngör, Doc.Dr. Haluk
Gürgen. Engın Ayça, Mahmut Tali Ongören ve
Refik Erduran'dan oluşan secici kurul. 6 kitap ve
3 sinema yazısını ödüle değer buldu. Buna göre,
sinema eleştirisi dahnda Tülin Tınaz Tankut'un
yapıtı birinci olurken. Gökhan Erkdıç, "Bası-
nımızın Sinemaya Yaklaşımı" ile ikinciliğe, Gül-
seren Güçhsm "Christian Mertz'in Göstergebi-
bmsel Psıkanalitik Yaklaşımı ile Bir Film Çö-
zümlemesi" adlı yazısıyla üçüncü oldu. Sinema
araştırma, inceleme. değerlendirme kitabı dahn-
da, Gökhan Akçura birinciliği alırken. Oğuz
Adanır'ın u
Kûltör-Potitika ve Sinema" adlı
yapıtı ikinci, Gülseren Güçhan'ın "Toplumsal
Değişme veTürk Sineması" adh çalışması üçün-
cü. Sabri Kalıç'ın "Deaeysel Sinemanın Kısa
Tarihi" dördüncülüğü alırken. Oğuz Makal'ın
"İzmir Sinemalan" ıîe Bilal Kırfoaş'ın "Türk Si-
nemasında İç Göç ile Bir Fılm Çözümlemesi" de
beşinciligi paylaşü.
OyunYazma YanşmasıKültür Senisi- Bernd Bauer
Verlag ve Ahnanya Uluslarara-
sı Tiyatro Enstitüsü (ITI)'nın
işbirliğiyle 'Avrupa Tiyatro
Oyun Yazımı Yanşması' dü-
zenlendi.
Yeni kuşak Türk yazarlanna
açık yanşmaya her yazar yal-
nızca bir eserle katılabilecek.
Konunun yanşmacının ülke-
sindeki sosyal gerçekJere uy-
gun, güncel, kişisel, sosyal ko-
medi >a da trajedi türünde ol-
ması gerekiyor. Yazarlar oyun-
lannı 31 Mart 1993 çarşamba
günü saat 16.00'ya kadar Ulus-
lararası Tiyatro Enstitüsü (ITI)
Türkiye Merkezı'ne elden ya da
posta aracıhğıyla teshm edebi-
lecekler.
Avrupa tiyatro oyun yazım
yanşmasına kaülan başarüı üç
oyun, ITI Türkiye Merkezfnin
iki üyesi tarafından seçilip son
değerlendirme için Bernd Bau-
er Verlag'a ulaştınlacak. Ulus-
lararası Tiyatro Enstitüsü Tür-
kiye Merkezı üyeleri Prof.Dr.
Sevda Şener ve Prof Raik Al-
nıaçık iki jüri üyesinı oluştu-
ruyor. Yanşmanın sonunda
toplam 45 bin mark değerinde 5
ödül venlecek.
Ani Çelik Arevyan'ın sergisi Kadın Eserleri Kitapbğı'nda
Çıplaklığuı gizemi
MEHMETBAYHAN
Eyüp'e doğm giderken yol üzerinde "Kadın
Eserleri Kitaphğı". İsmini yadırgasaruzda. içi ve
dışı biblo gibi bir yapı. Eski bir manastır.
Kırmıa haçh tuğla duvarlan ile içinizi ısıtan,
kültüre kazandınlması sevinç veren. Bir profes-
yonel fotoğrafçı Ani Çelik Arevyan'ın, mesleği
gereği yoğun geçen günlerin içerisinden sıynlıp
çekıverdiğı fotoğraflar
burada sergilenmekte.
Fotoğraf çok boyut-
lu bir araç, hangi
amaçla kullanırsaruz o
dili aktanyor. Sanat
yapmak isteyene de
olanaklar tanıyan bir
plastik malzeme olabi-
liyor. Arevyan, stüd-
yosunda içli dışh oldu-
ğu nesneieri düzenleye-
rek aktarmayı yeğli-
yor. Maket insan, ku-
maş, çiçek ve yaprak-
lar ve bir çıplak. Arada
vurucu öğe yoksa veya
bir anlaüm öne çık-
mıyorsa bu tür çekim-
ler bana oyunu başla-
mamış tiyatro dekoru
gibi geliyor, Bir kaç
saat sonra konser veri-
lecek salonda çemba-
lonun tınılannı önce-
den duyarak oturup
konuşuyoruz.
"Her şeyden önce
reklam fotoğrafçısı-
yım. Birtakım estetikı
ıkaygılanm var.-
tabii. Sürekü birlikte
yaşadığım. beğendi-
ğim, görmekten ve tutmaktan hoşlandığım nes-
neieri kendi görüşümle aktarmak istedim. Mes-
lekte belki ama, sanat çabasında bir takım fo-
toğraf oyunlanna karşıyım. Beğendiğim şeyleri
kendi gözümle olduğu gibi aktarmak ıstiyorum.
Tiyatro dekoru deyişinize de kaülmıyorum. Işte
şu maket ınsanın bir ayağını kaldırmış dunışu,
bir anhk olay. Çicekler, kadın vücutlan da öyle.
Gün içerisınde gördüğüm şe>leri tam istediğım
gibi, ışık yorumu ile aktarmak, fotoğraf bu.;
."
"Fotoğraf tamamen görsel bir olaydır. Özel
bir sey anlatmak istiyorsanız oturur yanına bir
de metin yazarsanız. Yüklemek istediğjm an-
lamın sezilmemesi beni rahatsız etmez. Sanata
sizin bakışınız geliştirilmiş düşünce yapısı,
haykınlan bir cümle ve malzemenin iyi kul-
lanılışı olabihr. B*n kendi ile banşık bir insanım.
Yaşamda uçurumlanm, kaygılanm yok. Çok
mutlu bir yaşantım var. Sadece görsel bir hoşluk
yakalamak çabasındayım ve bu yetiyor."
Ah, mutlu olabibnek ne güzel. Olan biten...
Bir takım insanlar var
güçleri ile bir şeyleri
düzene koymaya, iyi-
leştirmeye çahşırken
birilennin de yıkmaya
çabalaması. Hemen
herşeyin ehmızın altın-
dan kayıp bozul-
maya, maddenin dü-
zenli dizilişi terkedip
düzensızhğe, yeniden
kaosa yönelmesi. (Re-
simlerin kararması, ki-
taplann parçalanması,
demirin paslanması,
elektronik kayıtlann
silinmesi, o güzelim
mavi- yeşil dünyanın
çölleşmesi...) Bilim,
kültür, sanat derken
yıkıhş, yok oluş bütün
ağırlığ ile mi geliyor.
YürekJer, beyinler en-
dişe ile titreşmiyor
mu...
"Çok yoğun geçen
günlerin içinde toplam
beş günümü aldı bu
serginin çekimleri. Dü-
şündüğüm ilk şey
ışıkür. Bunu çözünce o
anda çiçek mi gelmiş,
biri bir şey mi gönder-
miş, bu tür nesneieri kullanmayı seviyorum.
Kadın ücutlannda da güzel bir çıplakhk bir gi-
zem var. Bilemiyorum sız ne kadar görebihyor-
sunuz ama, şurada ışığın devam etmesi gibi özel-
hkler hoşuma giden şeyler."
Bir başka kadın fotoğrafçımız Emine Ceylan
bir düşünce attı ortaya: Acaba fotoğraf yeteri
kadar güçlü bir malzeme değil mi..."Yoo, hem
de çok güçlü, çünkü ışığı var. Temeli ışık oluştu-
ruyor."
Işığı yakalayabilenlere ya da görebilenlere ne
mutlu.
Tannça Kibele'ninAknanya turnesi
Költfir Servisi- Güngör Dilmetı'in "Ben Ana-
doJu" adlı oyuou 27 ocak- 9 şubat tarihleri
arasında Almanya'nın on kentinde Almanca
olarak sahneiendi. Oyumı Şebnem Bahadır ve
Dilek Dizdar Almanca'ja çevirerek, donüşümlü
olarak oynadüar. Turne, YVuppertal Tiyatro-
su'nun organizas>ODU ve Kültür Bakanltğı'nuı
katkılamla Köln, \Vuppertal, Münster,
Rbemscheid, Krefeld. Duisburg, Stuttgart, Mü-
nih >e Geislingen kentlerinde gerçekleştirildi.
Tek kişilik oyunun kahramanı Anadotu
kadını. Tannça Kibele, Hitit'lerin tanncası,
boUuğu, doğurganlığı, bereket ve mutlııiuğun
simgesi, bir başka deyişle toprak ana. Tannça
Kibele'yle başlavan oyunda kişiler tannça Kibe-
le'nin zaman içinde ya çocuklan >a da değişik
görününtleri ohıvor. Hititlerden başlayarak,
Lidyaiılar, Troyalı'lardan, Bizans'a kadar
uzanıyor. Bizans'tan Osmanlı'ya. Osmanlı'dan
Kurtuiuş savasıyla sona erivor. Tüm Anadolu uy-
gariıklarına değinerek günümtize kadar gelen bir
%atro oyunu 'Ben Anadolu'. Daha önce V ıldız
Kenter'in hem Türkçe hem de Talat Halman'ın
tngilizcesiyle yıllarca oynadığı o\un. daha sonra
Nergis An tarafından İngilizce olarak Singapur'-
da sahnelenmiştL
Türk
sanatçılar
Hollanda'da
Kültür Senisi - "Türkiye-
Hollanda Çağdaş Sanat Ser-
gisi" Hollanda'da, Stedelijk
Müzesi'nde açıldı. "Yabancı,
Bir Gezgindir" başlığını taşı-
yan sergi, Türkiye ve Hollan-
da'dan 11 sanatçının yapıtlan
yer ahyor.
"Yabana, Bir Gezgindir"
sergisi, 3. Uluslararası İstan-
bul Bienalı sırasında Hollan-
da ile Türkiye arasındaki sa-
natsal ilışkilerin geliştirilmesı
için yapıian bir tekhf sonucu
gerçekleşmiş. Türkiye bölü-
münün düzenlemesini Vasıf
Kortun ile Pieter Tjabbes,
Hollanda bölümünün düzen-
lemesini ise Paul Donker
Duyyis'in yaptığı sergiye,
Türkiye'den Hüseyin Alpte-
kin-Michael Morris, Vahap
Avşar, Bedri Baykam, Meh-
met İleri, Gülsün Karamusta-
fa ve Hale Tenger, Hollanda'-
dan Seymour Lıkely, Sonja
Oudendijk, Joseph Semah ve
Willem Sanders katılıyor.
Kültür Bakanlığı, Hollan-
da Başkonsolosluğu ve Stede-
lijk Müzesi'nin katkılanyla
düzenlenen sergi süresince,
Türk ve Hollandalı sanatçı-
lann ortak toplantılan \e
Türkiye'de çağdaş sanat üze-
rine çeşıtli konferanslar da
gerçekleştirilecek.
BabaLynch'e
rakipçiktı
Kültür Senisi - "Mavi
Kadife", "Dune" gibi fılmlerle
ve "İkiz Tepeler" adlı TV dizi-
sivk adını duyuran yönetmen
David Lynch'in kızı Jennifer
Lynch de sinema dünyasmda
babasının izinden yola çıktı.
Jennifer Lynch, yazıp yö-
nettiği ve en az babasının fılm-
i kadar sürrealist ve çarpıcı
*Bo\ing Helena" filnüyle,
HollyHood tarihinin en genç
kadın yönetmeni unvanmı da
eMeetti.
önce Madonna'nın, ardm-
dan da Kim Basinger'in fîbnin
lünü kabul edip ardmdan
da vazgecmeleriyle dünyanın
ilgisini çekeo, üç yü süren çalış-
Iiudar ve yasalaıia boğuşma-
l'ardan sonra gösterime giren
fllmde ^Helena" rolünö
Sherlyn Fenn oymıyor.
Bir trafik kazası'ndan sonra
bacakları, daha sonra da kol-
lan kesilen seks sembolü "He-
lena" ile Helena'vı evinde alı-
koyan ruh hastası bir dokto-
run anlatıkhğı filmde " l cuk"
doktor, genç kadına çdgınca
tutuhıyor.
Doğa üstünde
yaşayanresimler
ANKARA (AA> Viyana'-
da yaşayan ressam ve hey-
keltraş Şinası Bozath'nın re-
sim ve heykelleri, Galeri Mi-
Ge'de sergjleniyor. Sa-
natçının 38 aknlik ve taş çalı-
şasından oluşan sergisi. 7
mart tarihine dek açık kala-
cak.
1984 yıhnda Gazi Üniversi-
tesi Resim Bölümü'nden me-
zun olan Bozath, 1984
yıhndan bu yana sürdürdüğü
sanat yaşamı ve çahşmalan
hakkmda bilgi verirken, sa-
nat anlayışmı, "Yapıtlanm
doğaüstü değil.
Aksine, bu doğa üstünde
yaşayan resimler" şeklinde
özethyor. Sanatın politik araç
olarak kullanılmasına karşj
olduğunu ancak politik geliş-
melerden etkilenmesinin de
kaçınılmaz olduğunu vurgu-
luyor.
Bozath, Türkiye'de resim
sanatının gelişme göstermesi-
ne karşın bu gelişmenin yeter-
li düzeyde olmamasında re-
sim eğitimi veren okullarda
kaliteli öğretmenlerin bulun-
mamasının, sanatla ilgilenen
kişilerin ise ilgilerinin gerçek-
te yüzeysel bir ilgiden öteye
geçmemesinden kaynak-
landığını ıfadeetti.
Bakanın görevden aldığı Kültür Müdürü açtığı davayı kazandı
Eski görevîni 48 saat yürütebildi
• Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın 9 ay önce
görevden aldığı İçel Kültür Müdürü Musta-
fa Yüksel Gürek, Danıştay'da açtığı davayı
kazandı. Eski görevine döndürülen Gürek,
48 saat sonra bakanlık emrine alındı.
ın 1992 yılı mayıs ayında ekip
arkadaşı Y'usuf Ziya Ak'ı göre-
ve başlatmak amacıyla İçel
Kültür Müdürlüğü görevın-
den ahp Yozgat Kültür Mü-
dürlüğü Şube Müdürlüğü'ne
atadığı Mustafa Yüksel Gü-
rek, Danıştay'da açtığı davada
haklı çıktı. Danıştay, Kültür
Bakanlığı'nın "idan tasarruf
adı altında gerçekleştirdiği işle-
UFUKTEKİN
ADANA - Kültür Bakanı
Fikri Sağlar'ın dokuz ay önce
görevden aldığı İçel Kültür
Müdürü Mustafa Yüksel Gü-
rek, Danıştay'da açtığı davayı
kazandı. Danıştay tarafından
eski görevine döndürülen Gü-
rek, Kültür Müdürlüğü koltu-
ğunda 48 saat oturduktan son-
ra bu kez Bakanlık emrine
alındı.
Kükür Bakanı Fikri Saglar'-
min hukuka uygun olmadığı-
na, derecesi ve maaşı düşürü-
len eski müdür Gürek'in İçel
Kültür Müdürlüğü görevine
yeniden atanması gerektiğine
karar verdi.
Danıştayca 23 Eylül 1992'de
venlen karar. hükmün uygu-
lanması için verilen 60 günlük
sürenin son gününde hayata
geçirildi. Kültür Bakanhğı'nın
"tenzil-i rütbe" anlamına da
gelen karannın yargı karanyla
değiştirilmesinden sonra eski
görevine başlayan İçel Kültür
Müdürü Mustafa Yüksel Gü-
rek, koltuğunda ancak 48 saat
oturabildi. Yasa gereği öngö-
rülen iki günlük göreve başla-
ma süresinin dolmasının ardın-
dan rapor alan İçel Kültür
Müdürü Müdürü Gürek, bu
kez Kültür Bakanlığı emrinde
çahştınlmak üzere Ankara'da
görevlendirildi. Bu atama ile
birlikte görevinden 48 saat sü-
reyle uzaklaşmak zorunda ka-
lan Yusuf Ziya Ak ise, yeniden
İçel Kültür Müdürlüğü görevi-
ne atandı.
Mustafa Yüksel Gürek ise
şunlan söyledi:
"Bakanlıkla diyalog ha-
lindeyim. 657'ye göre herhangi
bir soruşturma geçirmemiş kişi
olarak, aleyhime yapıian işlem
hukuka uygun bulunmadı. Ba-
kanhğımız olaya iyi niyetle
yaklaşıyor. Bundan böyle
yapılacak atamada incitici ol-
mayacak. Bakanımızla da gö-
riiştüm, sıcak yaklaşım gör-
düm. Geçtiğinıiz günlerde
Kültür Bakanlığı Araştırma
Planlama Koordinasyon biri-
mine uzman olarak atandım.
Daha sonra uygun bir görev
alacağımı umuyorum."