Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ARALJK1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ŞIRKETLERDEN
HABERLER
• KEMPER
LLLSLARARASI
YÖNETİM Danışmanlık
Merkezınin İstanbul'da
açtığı yeni ofisin
çahşmalannı. Can Bi ve Orly
Toledo ortaklığı
gerçekleştirecek.
•INTERPRO
YAZILIM ın
I992>ıhithal
| yazılım pazan
araşürması
sonuçlanna göre 97 bin adet
PC satılırken işletim
sistemleri dışında 30 bin adet
ithal yazıbm satıldı.
•ORIFLAME
KOZMETÎK bayram ve tatil
günlerinde de müşterilenne
hizmet verebilmek ıçın
'"Oriphone" hattını devreye
sokıu.
• EKİNCtLER YATIRIM
VE MENKUL DEĞERLER
Izmir'deaçtığıyeni
şubesinde. hazine bonosu.
devlet tahvili satışlan. repo
işlemlcn. vadeli ışlem
piyasalan. portföy yönetimi.
yatınm danışmanlığı ve
kurumsal finansman
hizmetleri verecek.
•SLZLKI
Çatalca Deli
Yunus'ta
kurulan "Çekül
7Ağaç"
ormanından 40
dönümyer
alarak müşterilerini
araçlanyla beraber ağaç
dikim aününedavetetti.
• UNfx SİSTEMLERİ
KLLLA.MCILAR1
DERNEĞİ "Açık Sistem 94'"
Unix Sempozyumu'nu 23-25
şubat tarihleri arasında Svviss
Otel'de düzenleyecek.
• LEVER yeni tekonlojiyle
üretilen Ornomatik Mikro
Plus ve Omomatik Mikro
Color'u piyasaya sürdü.
• KWIKCOPY
PRINTTNG25yildır8ayn
ülkede sunduğu "hızJı basım"
hizmet ağma Türkiye'yi de
kattı.
•SELECT
Reklam Ajansı
geçen ay Cen Ajans Grey'den
aynlanCemTopçuoğluile
Sungurlar Reklamcılık
ortaklan Levent Kavuzlu ve
Serim Sunguroğlu
tarafından kuruldu.
• CANKOR OTOMOTİV
Sanayi ve Ticaret"e Otomotiv
Sanayi Derneği tarafından
"1993 YılıBaşanh Yan
Sanayi Ödülü" verildi.
•TÂMSİGORTAIocak
-30 kasım tanhleri arasında
40.5 milyar liralık hasan
karşılarken, son üç ayda
1.884dosyayal9.2mılyar
lira hasar ödemesi yaptı.
K
BEVİEK
SİGORTA
geçen yıla
oranla üretimini
yüzde 140
oranında artırarak 152
milyar liraya ulaştırdı.
• ÎZİBELLİ MENKUL
DEĞERLER 1 milyar 450
mılyondeğerindeki Göltaş
Göİler Bölgesi Çimento
Sanayi veTicaret A.Ş'ye ait
hisse senetlerinı 13-15arahk
tarihleri arasında satışa
sunaçak.
•DÜNYAGCBRE
ÜRETICILERI DERNEĞI
62'nci kongresini 9-12 mayıs
tarihleri arasında İstanbul'da
düzenleyecek.
A
BMITSLBIS-
Hlinsan,
otomobil ve
cevre arasındaki
MITSUBISHI dengeyi
korumak için "birlikte
yaratalım" sloganını
benimseyerek çalışmalanna
bu yönde ağırlık verdi.
• KARBOSAN ZIMPARA
TAŞI Sanayi. Ankara satış
bürosunu Ötel Merit
Altınel'dedÜLzenlenen bir
kokteylden sonra açtı.
• HYLNDAI
Motor
Company.
Hyundai Excel
marka otomobil satışlannda
2.5 milyon adede ulaştı.
• POLINMağazalar
zincirine İstanbul Akmerkez
ile Alsancak İzmir şubeleri
eklendi.
•BAROCCO
Florya-Beşyol'da "Büro
Dünyası" adıyla yeni
mağazasını hizmete açtı.
•SEIKOsaatleri
distribütörü Aydın Saat
İthalat ve Ticaret AŞ
kullarucılannı "Japonya
tatili"şansııle
ödüllendiriyor.
BHALK
YAŞAM
SİGORTA
primlerini
I I ödeyemeyen
sigortahlanna uygun
şartlarda ödeme yapma
imkanı tanıyor.
BTOPRAK HOLDİNG e
bağlı Toprak Enerji'ye ISO
9002KaIiteGüvericesi
Belaesi verildi.
BEGESERAMİKdüzenli
aralıklarla düzenlediği
bılgilendirme ve dayanışma
amaçlı "müteahhit
toplantılarf'nın
sonuncusunu İzmir'de
gerçekleştırdi.
50ıııilyoıılııkotomobilkapıda
Lada'nın Rusya'da Samaranın yan fıyatına sattığı OKA modelini Çelik Motor Türkiye'ye getirecek
BÜLENT KIZANLIK
Türkiye'de 50 milyon lira civa-
nnda fıyatla satışa çıkanlacak bır
otomobilin büyük bir pazarşansı
bulunduğu kuşkusuz. Ancak en
ucuz sıfır kilometre otomobille-
rin yan fiyatına satılma olanağı
bulunan bu otomobillerin Türk
tüketicisine ulaşması. ne kadar il-
gınçtir ki Rusya'daki özelleştir-
me ve modernizasyon çalışmala-
nnın başansına bağlı.
Bu yıl 23 bin adede ulaşması
beklenen satışıyla Türkiye'deki
ithal otomobiller arasında ilk sı-
rada bulunan Lada, OKA adlı
"goir' benzeri modelini, Rusya'-
da ıhraç modeli olan Samaranın
yan fiyatına satı>or. Fakat Lada
yöneticileri. yılda 10 bin adet üre-
tebildiklen bu ekonomik otomo
bili daha çok kendi işçilerinin
oluşturduğu iç pazara dağıtmayı
tercih ediyorlar. Büyük talebe
rağmen yurt dışına OKA gönder-
meye yanaşmıyorlar.
Yılda 700 bin otomobıllik üre-
timle Rusya'da adeta "dört teker-
kğin simgesi" haline gelen Lada.
dev fabrikasının da bulunduğu
merkez üssünün kapılannı Türk
basmına ilk kez açtı. Bunun içın
Togliati ve Moskova'ya bir gezı
düzenleyen Lada'nın Türİciye
distnbutorü Çelik Motor"un yö-
neticileri ise yaptıklan ikili göriiş-
mclerde Rus firmasından yine
bugüne kadar ithal edilemeyen
OKA'lardan ıstediler.
Çelik Motor'un Genel Müdü-
rü Metin Ecevit, ziyaret sırasında
yaptıklan özel görüşmelerde bu
modele yönelik taleplerini yeni-
den ilettiklerini söyledi. Ecevit. 2
silindir ve 850 cc'lilc motora sahip
Lada başkanı Boris ile Çelik Motor murahhas a/ası Ecevit
(yukarıda). ikili görüşmelerde OKA (aşağıda) ithalini konuştular.
Lada yılbaşında J ^ . attığı özelleştirme
operasyonu çerçevesinde yüzde 27.5
hissesini General Motors'a satmak için
görüşmeleri sürdürüyor. Şirketin yüzde 50
hissesi de 100 bini a^an fabrika işçisine
dağıtılıyor.
OKA'lann Türkiye'deönenılı bır
pazara enşebileceğinı kaydetti.
Samaralar 10 bin dolar civannda
fiyatlarla satılırken OKA'lann
Rusya'da 4 bin dolar dolayında
fiyatlarla Rus tüketicisine sunul-
duğunu anlatan Ecevit. fabnka-
nın ucuz otomobıii şu anda ağır-
lıklı olarak kendı işçilerine sat-
mayı tercih ettiğinı belirtti.
Metin Ecevit, rejim yıkıldıktan
sonra ekonomik sıkıntılan daha
da belirginleşen ülkede dev oto-
motıv kuruluşuolan Lada'nın da
kapasite arttınmı ve tcknoloji ve-
nileme çabasında olduğunu, bu
konudadaadımlaratıldığını vur-
guladı. Metin Ecevit, zamanının
henüz belli olmadığını. ancak bu
gelişmelere paralel olarak OKA'-
lan da Türkiye'ye getirebılecekle-
rını sövledı.
Duvarlann yıkılmasından son-
ra iki süper rakıpdevlet arasında-
ki yakınlaşma otomotiv sektörü-
ne de Ruslann devı Lada'nın.
ABD'nin devi General Motors
(GM) tarafından desteklenmesi
şeklinde yansımaya başladı.
Türk gazetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Lada'nın başkanı Sergei
Boris, yılbaşında başlattıklan
özelleştirme operasyonu çerçeve-
Ladiuunyeni modeli 1995'tepiyasada
Ekonomi Senisi - Lada klasık
çızgısinın dışına çıkarak. Opel
Vectra ve Huyndai ıle bıraz da
Fiat Tempra'lan çağnştıra;
modern dizayna sahıp yeni mo-
deli 2110'lan 1995 başı'ndan ıtı-
baren piyasaya sunmayı plan-
lıyor.
Sedan, hatck-back ve station
olarak 3 versiyon halinde üretı-
lecek Lada 2İ10'lar. 2106'lan
üretımine son verilmesini sonuç-
layacak. Deneme üretim] 1994
sonunda başlayacak 2110'lann
1500 cc'lik 8 ve 16 supaplı olmak
üzere iki motor tipt olacak. Her
ikisinin de enjeksiyonlu ve kar-
büratörlü modellen bulunacak.
Yakıt tüketimi Samaralardan
yüzde 10 az olacak.
Lada Niva modelini de yenili-
yor. Yıl sonunda üretimine baş-
İanacak yeni Nıva 21213'lerde
oc yer verilerek, hava kirliliği
agsından USA 83 uluslararası
vvvre standardına uygun hale
getırilecek. Aynca iç görünüm
full değişecek ses yalıtımı sağla-
nacak.
Çift kapılı Nıva üretimmin ise
1998 yılında gerçekleşiirilmesi
için hazırlıklann sürdürüldüğü
\;lirtiliyor. Bu model arazi tipi
.ımobıl olarak geliştiriliyor.
Lada GM ile işbirliği yapa-
rak. Samaralar'ın da enjeksi-
yonlu modelini yıl sonunda
üretmeyc başlayacak.-
motor hacmi 1600 cc'den 1700 Böylece ha\a kirliliği kanun-
cc'ye yükselecek. karbüratörlü lanna uyum sağlanacak. L'reti-
modelin yanısıra enjeksiyonlu minbaşındaGM'ninmalzemele-
ve katalitik konvertörlü modele ri kullanılacak.
Otomobil üreticileri süre istedi
Otomotivcilerden
AT alarmı
Ekonomi Senisi - Avrupa
Topluluğu ıle gümrük bırlığınc
gıderken 3-4 yillık geçiş süresi is-
teyen otomobil sanayicileri, güm-
rük vergilenni birdenbire düşür-
menin iç pıyasayı durduracağını
savundular.
Mülkiyeliler Birliği İstanbul
Şubesı tarafından düzenlenen
"AT ile Gümrük Birliği'nin Ge-
tireceği Olanaklar ve Taşıdığı
Riskler" sempozyumunda ko-
nuşan Otomobil Üretıcıleri Der-
neği Başkanı İhsan İlkbahar
gümrük birlığinde öngörülen 22
yıllık geçiş süresinin 20 yılında
hiçbır şey yapılmadığını, son 2 se-
nesinde de gerekli tedbirlerin alı-
nmadığım belirterek "Geçiş dö-
nemini 1993 gjbi heba edersek bu
sektörün rekabet gücü kırdır"
dedi. İlkbahar " 1 9 9 5 ^ sonra,
3-5 senelik geçiş döneminden son-
ra büyük bir rekabet gücü kazana-
bileceğimize eminin" dedi.
Arupa ülkelerinde otomobil-
den alınan vergi yüzde 16 iken
Türkiye'de bu oranın yüzde
41-50 seviyesinde olduğunu,-yeni
vergi tasansıyla vergi oranının
yüzde 70'e çıkacağını belirten
îlkbahar "Türkiye'de hiçbir üriin-
de bu seviyede >ergi \ok. Eğer bu
oran yüzde 70 olarak sıirecek ise
şu andaki üretimi bile unutmak
lazun" dı_ye konuştu.
İhsan flkbahar, 2000yılına ka-
dar Türkıye'nin toplam otomobil
ve ticari vasıtadaki artışmın 6
milyon adet, bunun karşılığının
ise 60 milyar dolar olduğunu söy-
ledi. Avrupa'nın Türkiye'yi çok
büyük bir pazar olarak gördüğü-
nü vurgulayan İlkbahar, gümrük
birliğinin olası risklerini şöyle sı-
raladı: "Gümrük vergilerinin düş-
mesi, ithal araç beklentisi iç piya-
sanın durmasına neden olabilir.
Kullanılmış araç ithalinde patla-
ma olabilir. AT dış) ithalatı kont-
rol edemeyebiliriz."
İlkbahar, gümrük birliğinin re-
kabete açık piyasa ekonomisinin
avantajlannın yanı sıra Avrupa
Topluluğu'ndan ithalat artsa bile
Uzakdoğu ülkelerine uygulana-
cak kota nedeniyle toplam itha-
latı azaltabileceğini ve üretim
maliyetleri ile fiyatlan düşürebi-
leceğini söyledi.
Volvoile Renaultevlenemedi
MÎŞEL PERLMAN
PARİS - İsveç'in. büyük bir prestije sahip
ünlü kuruluşu Volvo ile Fransa'nın otomobil
sanayii devlerinden ve kamu sektörünün güçlü
fırmalanndan Renault arasında kararlaş-
tınlmış bırleşmenın Stockholm tarafından ipta-
linin açıklanması. Fransa'nın ilgili çevrelerınde
önceki akşam "bomba" etkısi yarattı.
Buradaki uzmanlar. bırleşme halinde. Rena-
ult-Volvo kuruluşlannın birlikte dünyadaki sa-
nayi gruplan icinde 19. sıraya ulaşabileceğini
vurguladıktan sonra, Fransız firmasının öngö-
rülmüş özellcştirilmesinin. meydana gelen du-
rum üzerine, gerçekleştirilip gerçekleştirile-
meyeceğı sorusunu da ortaya atmış bulunuyor.
Bu konuda İsveç Başbakanı'nın geçen 22
kasım tarihinde. Fransız muhatabı Edouard
Balladur'dan bir mektup aldığını açıklayarak.
bunda. Renault'nun özelleştirilmesinın "1994*-
ün ilk 6 ayı içinde gerçekleştirilebileceğini" ifade
cdildiğini kaydettiğine dikkat çckiliyor.
Ekonomi uzmanlan. Volvo'nun yönetim dü-
zeyinde genel müdürü Sören Gyll'in başında
bulunduğu bır grubun gerçekleştirdiği "komp-
lo"nun. gerek İsveç şirketi. gerekse Fransız ku-
ruluşu ıçın "pahalıya mal olacağı" değcrlendir-
mesini yaptı. Bu görüş iki nedene dayanıyor
l)Renault ile Volvo arasındaki oldukça ilerle-
miş durumdaki işbirlıği. 2)İki grubun sevk ve
yönetimiyle gelişmesinin tüm alanlarda olduk-
ça ilerlemiş bir aşamaya varmış olması. Uz-
manlar bu görüşten hareketle bir "sil baştan"
durumunun zorluğu üstünde duruyor. Öte
yandan, önceki akşamki son gelışme üzenne.
"Fransız hükümetinin zor dunımda kaldığını"
yazan günlük ekonomi gazetesı La Tnbune
Desfosses. bundan böyle Renault'nun özellcşti-
rilmesinin "başka şekilde değerlendirilmesi ge-
reğini" öne sürdü. Bu görüşün gerekçeleri de
iki kuruluşun çapraz katılımlara sahip olması
ve karşılıklı mecburiyetlerle birbirlerine bağlı
olmalan.
Yine aynı kaynağa göre son ana değin,
Fransız hükümetinin savunduğu politika.
Renault-Volvo birleşmesi olmadan, Renault'-
nun özelleştirilmesine gidilmeyeceği şeklındey-
dı. İsveçli kuruluşun birleşmeden vazgeçmesi.
Renault'nun özelleştirilmesinin iptaline yol
açacak mı° Perşembe akşamı Stockholm'de de
patlayan "bombV'dan sonra, Fransız ekonomi
ve sanayi bakanlan sıcağı sıcağına bir açıkla-
mada bulunmadı.
Renault-Volvo birleşmesi. geçen 6 Eylül
1993 tarihinde. Pans'te resmen açıklanmış ve
adı "Renault-Voho RVA"adını alacak kurulu-
şun hissclcrinin yüzde 65"inin Fransa'ya, 35"-
inin de Volvo'ya aıt olacağı belirtilmişli.
Geçen perşcmbe akşamı. Pehr Gyllenhaınmer
Volvo Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden
aynlırken kendisıni. aralannda Renault'nun
cskı "patron"lanndan Raymond Levy ile diğcr 3
kişinin izlediği de öğrenildi. Bu arada. Gyllen-
hammer'in "20 yılı aşan bir stire boyunca
tanıdığnn Vol\o'yu artık tanıyamıyorum" dedıği
de aktanldı. Stockholm'de rneydana gelen "dar-
be"konusunddçcşitlispekülasyonlaryapılırken,
Renault ile Volvo'nun, yine de yıllardan beri su-
ren işbirliğine devam edeceği de söy leniyor.
sinde kuruluşun hısselerinın yüz-
de 27,5'ıni GM'ye satmak için
görüşmeleri sürdurdüklerinı açı-
kladı.
100 binı üretımde olmak üzcre
yan sanayi ıle birlikte Lada bün-
yesinde 270 bin kişinin çalıştığını
anlatan Sergei Boris, ocakayında
anonim şırket olan kuruluşun
yüzde 50 hissesini çalışanlara
devretmek içın ilk aşamada onla-
ra 10 bin ruble nominal değerli
özelleştirme kuponu dağıttıklan-
nı söyledi. Yüzde 22.5 hissenin de
küçük yerli ve yabancı yatınmcı-
lara satılacağını, bunun ıçin de
Rat ve Honda gibi uluslararası
kuruluşlann yanında yabancı
brokerlarla da görüştüklerinı
kaydedcn Lada'nın başkanı. fab-
rikanın genişlemek ve yenılen-
mek zorunda olduğuna işaret
etti. Sergei Boris. yeni bır modeli
6 yılda üretime hazır hale gctır-
diklerini ancak buna üretim ban-
tı açmanın 2.5 milyar dolar yatı-
nm gerektirdiğini vurguladı.
Lada'nın üreticisi olan Auto-
Vaz'ın geçen yılı yüzde 17 karla
kapattığını ve 700 binlik ürelimin
400 bıninın 120 ayn ülkeye ihraç
edildiğirji de kaydeden Lada Baş-
kanı Boris. iki Almanya'nın bir-
leştikten sonra bu yıl 26 bin adete
ulaşacak satışla en büyük dış pa-
zarlannı oluşturduğunu, onu
Türkiye'nin izlediğini ifade etti.
IgÇMIN EVREMNDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Acele ve Gizli Özelleştirme
Özelleştırmede acele ve ne pahasına olursa olsun hız-
la yol almak isteyen Başbakan Tansu Çiller, Anayasa
Mahkemesi'nin anayasaya aykırı olduğu içın kanun hük-
münde kararnamelerini iptal etmesı karşısında yeni bir
yol keşfetmiş. Koalisyon ortağı ile sorun yaratan özelleş-
tirmeler konusunda, muhalefet partilerini de atlatacak
"gizli özelleştirme" formülünü bulmuş KİT'ler hisse se-
nedine dönüşebılir tahvillerle önce borçlandırılıp sonra
satılacak.
SHP ve diğer bütün muhalefet partilerine rağmen MHP
milletvekilleri ile ittifak yapılarak Plan ve Bütçe Komis-
yonu'ndan geçirilen özelleştirme formülü tabıi ki anaya-
saya aykırı Ancak Amerika dönüşü PTT'nin T'sı dahil
özelleştirmeyi mutlaka gerçekleştireceğini ilan eden ve
yasal gereksinmeye gerek duyulmayan yöntemler bul-
duklarını söyleyen Başbakan Çiller bu işte göze kara gidi-
yor. "Saydam özelleştirme" ilkesini de çiğniyor. Acele
özelleştirme çalışmalanna bir de gizli özelleştirme ilkesi-
ni ekliyor.
öte yandan da TÜSİAD Başkanı Halis Komili terör yü-
zünden özelleştirmenin gündemden düşmesi konusunda
Başbakan Tansu Çiller'i uyarmış. Özelleştirmede za-
manlamanın önemine değinerek, yabancı uzmanların
kendilerine birtakım uyarılarda bulunduklarını söylemiş.
Hiçbir şeyin bugünkü yerinde durmayacağına işaret et-
miş.
işveren cephesi, sermaye ve Başbakan'ın bu telaş ve
aceleleri neden? Neden kamunun malını bir an önce, ne
pahasına olursa olsun satmak istiyorlar böyle? Sayın Ko-
mili acelelerinı "Kriz kapıyı çalmadan mucadeleye de-
vam edecek mecalimiz kalmayabilir..'' gibi gerekçelerle
açıklamak istemiş. Bizım bildiğimiz, malı almak zordur
da satmak çok kolay bir iş. Acaba Sayın Komili, "mucade-
leye devam edecek mecallerinın kalmayabileceğinden"
söz ederken aklından neler geçirdi?
Bize göre sermaye cephesinin. işverenler ve Çiller'in
bu acelesinde. yangından mal kaçırır gibi kamu mallannı
satmak istemelerinde çok başka önemli nedenler yatıyor.
2 aralık günu gazetemizin ekonomi sayfasmda yayımla-
nan Prof. Oıtıan Şener*ın "Meksika ozelleştirmesi'ne iliş
kin yazısını atladınızsa lütfen bir okuyun Hani şu özelleş-
tirme ile mucizeler yaratıldığı söylenen Meksika'da neler
olup bittiğine bir göz atın.
Babanızın yıllarla, alınteri dökerek size bıraktığı bir mi-
rası hovardaca sattığınız ilk günlerde, elinizde bol para
vardır. Acısı sonradan çıkar Düşünün ki Meksika kamu
kuruluşlannın %80'ıni satmış veya kapatmış. Elde ettiğı
21 milyar doların tamamını dış borç ödemelerinde kullan-
mış. Alınan bir dizi diğer önlemle de enflasyon oranını ilk
aşamada%150'lerden %10larakadardüşürmüş Ancak
aradan çok az bir zaman geçtiği halde, bu işin acısı çok
erken çıkmaya başlamış. Özelleştirme nedeni ile işsız
sayısında 400 bin kışilik bir artış olmuş. Rekabet ortamın-
da beklenen verimlilik artışı olmamış. Ozelleştirilen ka-
mu kuruluşlarının mülkiyeti öne sürüidüğü gibi oyle hal-
kın eline değil birkaç zenginın elıne geçmiş Meksikalı
sadece 13 aile özelleştirmelerden mültimilyarder olmuş.
Tüketicilerin ve işçilerin sorunlarına duyarsız kalınmış.
Yabancılara yapılan satışlar başarısızlıkla sonuçlanmış.
Kapatılan işletmelerin sayısı satılanların sayısını geçmiş.
Sosyoekonomik sorunlar giderek artmış. Telefon tşlet-
melerinin özelleştirilmesi sonucu hizmetler aksamış, te-
lefon bağlanabilmesı içın bekleme sürelerı bir yılı aşmış.
Ozelleştirilen kamu bankaları kredı faizlerinı anormal de-
recede yükseltmişler Enflasyonun düşürülmesının de
özelleştirme ile değıl, alınan diğer önlemlerle ilgili olduğu
ortaya çıkmış..
Meksika mucizesi böyle de gelişmiş ekonomisi olan In-
giltere'deki özelleştirmelerin sonu ne olmuş? Özelleştir-
meyi şiddetle isteyen sermaye cephesinin uzmanlan,
TUSIAD toplantısında konuşan Ingiliz özelleştirmesinin
mimarları bile satır aralannda çok fazla ıtıraflarda bulu-
nuyorlar. Telekomünikasyonun özelleştirme çalışmala-
rında önemli düşkırıklıkları yaşamışlar. Haberleşmenin
stratejik önemini gözeterek. hisse senetlerinin tümünün
yabancıların ellerine geçmesini önlemek uzere, yabancı
hisse senedi oranını %15 ile sınırlı tutmuşlar. Üniversite-
ler ve sağcı entelektüellerin işbirliğinde. afiş ve televiz-
yon reklamları ile özelleştirmenin halka benimsetilmesi-
ne karşın, 1974te başlatılan özelleştirme uzun yıllar
almış.
Bir de Ingiliz özelleştirme mimarlarının bu toplantıda
dile getirmedikleri, bu özelleştirmelerin Ingiltere'deki so-
nuçları var Londra'nın sımgelerı arasında olan tarihi
metrosunun en önemli hatt
1
, gerekli onarım ve bakım ya-
pılmadığı içın şu anda işlemez bır konumda. Şimdi ayakta
tutulabilmesi için kamu desteğinin yolları araştırılıyor.
Metronun kurtarılması kampanyaları açılıyor. Özelleştir-
me ile bağlantılı ek işsızlerin sayısı ise her geçen gun artı-
yor.
Evet. yeni dünya düzeninde, çokuluslu şirketlerın, dürv
ya finans kuruluşlarının çıkarlan için, özellikleaz gelişmiş
ülkelerde hızla özelleştirme isteniyor. Ucuz işçilik için, bu
ülkelerin açık pazar yapılabılmesi için isteniyor. Acele, ne
pahasına olursa olsun, hızla yapıimak istenmesinin en
önemli nedeni ise özelleştirmenin yapıldığı ülkelerde çı-
kacak ve hızla artmakta olan olumsuz sonuçların görul-
memesi. Sayın Komili çok haklt, şimdi. çok acele, gizli
yapamazlarsa, sonra yapabilmek içın mecalleri kalma-
yacak. Halk uyanacak. Ülkenin açık pazar yapılması, hal-
kın daha fazla sömürülmesi, yoksullaştırılması işsiz kal-
ması anlamına gelen özelleştirmeye şiddetle karşı du-
racak.
Konuk
Yazar Meksika'da özelleştirmenin geliridışborcagitti
Prof. Dr. ORHAN ŞENER
Marnmra L'niversitesi
- Meksika uygulaması. özelleştirme gelır-
lerinin tamamına yakın bir bölümünün dış
borçların geri ödenmesinde kullanıldığını
göstermektedir. Bu nedenle. Türkiye'de
özellıkle 1980'li yıllarda başlatılan ve günü-
müze kadar en az 3 kat arttırılan dış borçla-
rın toplum refahını azaltıcı etkilerinin önemi
göz önünde bulundurulmalıdır. Genellikle
gösterişli politik yatırımlara harcanan dış
borçların vergi yerine kullanılmasının alter-
natif sosyal maliyeti oldukça yüksektır. Söz
konusu malıyet, Türkiye'nin dış borç yükü-
nün reel anlamda oldukça yüksek olmasın-
dan kaynaklanır. Bilındiğı gibi, aşırı borç
yükü (excess burden) de denilen bu toplum-
sal refah kaybı, alınan borçların sağladığı
prodüktıvitenın borç içın ödenıten faızin al-
tında gerçekleşmesı dolayısıyla ortaya çık-
maktadır. Ulkemizde-borçlanma ilefinanse
edılen örneğin telekomünikasyon hizmetle-
rinin, gelir durumu temel alındığında, fiyatı-
nın Batı ülkelerine göre çok yüksek olduğu
görülür. Bu örneğimiz, ülkemızdeki aşırı
borç yükünün yüksekliğine bağlı olarak,
alacaklı ülkelere yapılan kaynak transferı
de artmaktadır. Bu açıklanan nedenlerle,
bır an'önce aşırı borç yükünü düşercek ön-
lemlerin alınması gerekmektedır.
- Özelleştirmeyle ılgılı olarak, düşük enf-
lasyon oranı ve yüksek düzeyde işsızlık
arasında seçım yapılırken ışsızlığın artma-
sına yol açan politikalara karşı önlemler alı-
nmalıdır Meksika'da olduğu gibi, özelleş-
tirmenin başarısı uğruna işsızlığin artması-
na göz yumulması önemli sosyal sorunlar
yaratır. Özelleştirme programları uygula-
maya koyanlar, prodüktivıte artışı ile işsızlı-
ğin uzun dönemde ortadan kalkacağını ıleri
sürerler. Ancak Meksika uygulamasından
açıkça görüldüğü gibi olumlu rekabet ko-
şullarını yaratmadan. prodüktivıte artışını
sağlama olanağı da yoktur. Bu nedenle,
özelleştirme uygulamasının yol açtığı reka-
bet yetersizliğinin prodüktivıteyi azaltıcı et-
kısi ile kamu kuruluşlarında fazladan istih-
dam edilen işçilerin prodüktivite üzerindeki
olumsuz etkileri karşılaştırılmalıdır. Eğer,
ıkisı arasında eşitlik durumu varsa, mevcut
durum özelleştirmeye tercih edılmelidir.
Çünkü kamudaki fazla istihdam bir tür geltr*
dağılımı bıçimı ya da transfer olarak değer-
lendırılebılır. Ancak kamu işletmesinin ka-
patılması nedeniyle işsiz kalan kimselere
yapılan ödemeler birçok ışçı tarafından gu-
rur kırıcı (pride swallowıng) olarak kabul
edilmektedir. Bu durumdaki çalışanların ış
başında eğıtıme tabi tutularak başka alan-
lara kanalize edılmelerinin sosyal barışı
sağlama yönünden daha yararlı olacağı-
nı söyleyebiliriz.
- Hızlı ve büyük çapta yapılacak özelleş-
tirmelerin yaratacağı sosyoekonomik so-
runların da oldukça cıddi boyutlara ulaşa-
cağı, dünya uygulamasından alınacak baş-
ka bir derse konu olmaktadır. Böyle bir
özelleştirmeye gidılmeden önce, piyasa ve
kamu sektörünün yeniden yapılanması ıçın
gerekli ortam sağlanmalıdır. Örneğin, anti
tröst ve kartel yasaları uygulamaya konul-
madan önce özelleşmeyegıdilmesi sonucu
olarak, ulkemizde çimento ve elektrık alan-
larında olduğu gibi monopol kurulmasına
yol açacaktır. Çünkü, kamu kuruluşları ta-
rafından üretilen mal ve hizmetlerin geli-
rinin talep elastıkiyeti oldukça sert olduğun-
dan. bu tür hızmetlen üreten firmalar doğal
olarak tekelleşme eğilimındedirler. Meksi-
ka özelleştirme uygulamaları da aynı sonu-
cu vermiştir.
- Türkiye'de özel sektör firmalarının da
verimli çalışmadığı görüşü bizce oldukça
geçerlıdir. Örneğin araba ureten firmalar
ölçek ekonomılerinın öngördüğü miktarda
ve fiyata göre üretim yerine, az sayıda ve
yüksek fıyatla satmaya olanak veren tekelci
üretim biçımlerinı tercih ederler. öte yan-
dan, özel sektor en az 30 yıldan beri dünya-
da eşi görülmemiş vergisel teşvik önlemle-
rinden ve vergisel avantajlardan yararlan-
dığı halde, uluslararası rekabet koşulları
yönünden lyi durumda değıldir. Bizce en az
kamu sektöründeki savurganlık kadar, özel
sektörde de vergi harcamaları savurganlığı
vardır.
- Meksika uygulamalarından çıkanlacak
başka bir ders ise bu ülkenin özelleştirme
mımannın geçen ay TÜSİAD tarafından or-
ganize edılen uluslararası konferansta kı-
saca vurguladığı gibi, Meksika'nın kamu
hizmetlerınin üretimine özel sektörün aşırı
bır bıçımde gırişı ile ilgili bulunmaktadır.
özelleştirmenin özel bir uygulama bıçimı
olan serbestleştırme (deregulation) olgu-
sunun Meksika'da aşırılığa kaçtığı ve son
derece ciddı sosyal sorunlar yarattığı aynı
konuşmacı tarafından vurgulanmıştır. An-
cak bu sorunların neler olduğuna ılişkın so-
rumuza. doyurucu bir yanıt vermekten
kaçınmıştır. Bizce yanıt oldukça basit olup;
eğıtım, sağlık ve taşımacılık hızmetlerınde-
ki üretim ve kalıte düzeyinın oldukça duştü-
ğü biçımindedır. Bu nedenle. Türkıyedede
aşırı serbestleştırme olgusunun ele alına-
rak gerekli düzenlemelerın yapılması gere-
kir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Yukarı-
daki açıklamalarımızın ortaya koyduğu gi-
bi, Türkiyenın kapsamlı ve acil bir özelleş-
tirme programını uygulamaya koymasının
sosyal maliyetleri son derece yüksektır.
Gerçekten, IMF ve Dunya Bankası'nın gö-
rüşlerini yansıtan, Finance and Develop-
ment Dergisi'nin haziran sayısında da vur-
gulandığı gibi, dünya uygulamasının başa-
rısızlığı ve ozelleşmeden beklenenlerin
gerçekleşmediği ayrıntılı olarak açıklan-
maktadır.
Bu nedenle Türkiye'nin özelleştirme giri-
şimıni daha soğukkanlı bir biçımde ele ala-
rak, önce piyasanın ve kamu sektörünün
yeniden yapılandırılmasını sağlaması ge-
rekir. Böylece yeniden yapılanma olgusu
içinde özelleştirme olayı da kendılığinden
gerçekleşecektir Bunun ıçin ise kamu har-
camalarında ve kamu gelirlerınde yapıla-
cak reformlara öncelık verılmesi gerek-
mektedır.