Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ARALJK1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kampanya sürüyor
AIDS'e
karşı
eğitim
seferberliği
Haber Merkezi- l Aralık
Dünya AIDS Günû nedeniyle
çağın vebası olarak adlandın-
lan hastalığa karşı mücadele
konusunda yurt içinde ve dı-
ştnda düzenlenen kampanyalar
sürûyor.
Sağlık Bakanı Kaznn Dinç
Dûnya AIDS Gûnü dolayısıyla
yayımladığı mesajında has-
talığm bulaşma yollannın kısıtlı
otmasının en büyük teselli oldu-
ğunu söyledı. Dinç, aş» ile ko-
runmas mûmkûn olmayan, te-
davısi halen bulunmayan,
ölûmcûl hastalık AIDS'in ülke-
mizde 1985 yılından bu yana
görülmeye başlandığını bıldir-
di. Türkiye'de 204'ü taşıyıcı ol-
mak ûzere toplam 321 AIDS
vakası bulunduğunu kaydeden
Dinç mesajında şöyle dedi:
"Bugüne luMİar bttineıı üç bo-
bşma yohından biri kan ve kan
ârfinleri, diğeri hamüetikte anne-
den çocuğa bulaşmadır. Ba-
kanuğmızın süreldi ve etkin
çauşmalanyla bu ülkemiz için
tehliketi oinuktan çıkımştır.
Ücfincü ve en sık görülen bulaş-
ma yohı ise konmnıasız dnsel
flişkidk. Bu bulaşma şekline
karşı en etkin korunma, tophı-
mun sağlık eğitimidir. Bu eğitiın,
Sağlık Bakanhğı'mn öndeıüğin-
dc kamu kunun ve kuruiuş-
lannıa ünhersitelerin, gonüüü
demeklerin \e basuun ortak çau-
şmalan ik hedefıne ulaşabOir"
'Hastane personeü
egitihneB'
Sağlık kurumlannda AIDS
bulaşma riskinin, bilinçli bir
eğitimle önlenebüeceği belirti-
Kyor.
İstanbul Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dah'-
ndan Yard. Doç. Dr. Setaıa
Erbaydar. ABD'de Hastalık
Kontrol Merkezi tarafmdan
sürdürülen çalışmalar sonun-
da, HIV bulaşmış bir hastanın
kanı ıle çalışılmış ve kesici ve
delicı aleüerle oluşan tek bir
kaza sonunda HFV enfeksiyo-
nu akna riskinin yüzde 0.5'ten
daha az olduğunun saptandı-
ğını belirtiyor. Aynı koşullar-
da Hepatıt B vırüsünün bulaş-
ma olasılığının yüzde 20'lere
çikuğını vurgulayan Doç. Dr.
Selma Erbaydar şunlan söy
ledi:
"öncetikfe enfeksiyon kont-
rotü ve önlemlerin alınmasının
yolu sağiık personeünin eğiti-
•ünden gecer. özeflikk de has-
taneterin acil birimieri gftri iş
yogtnfaığunun ve persooel dö-
nüşünıünüjı fazla olduğu birim-
lerde çalışan kişüerin mutlaka
eğitflmeleri gerekir."
Temel önlemler
Sağlık kurumlannda HIV
bulaşmasını engeüemek için
uygulanması gereken temel
önlemler şöyle sıralanıyor:
-Personelde buhınan yarala-
rn, deri yaralanmalanııın, göz
kapaklannn îç yüzeyi ve diğer
mukozalann (bazı organlann
iç taraflanıu kapUyan ve ifra-
zatı olan zar) kan ve vücut s ı »
lanna karşı korunması.
-Bulaşmaya veva kan Ue bu-
laşmaya karşı dîzavn edilmiş.
basit koruyucu önlemlerin uy-
gulanması ve düzenli el yıkan-
masuiı içeren temel hijyen
kundlanna uyulması.
-Üzerinde çahşdan yûzeyle-
rin, kan ve vücut sıvüan bulaş-
ması durumunda dezenfeksiyo-
nu.
-Kesici ve debci alet kullanı-
mından mûmkün olan durum-
larda kacaulmast, mutlaka
gerekli ise bunlann kuDanımı
ve atıhnası strasnda özel dik-
kat gösterilmesi.
-Bulaşan atıklarn uygun şe-
kfldeyokedflmesi.
KabUOkan
Yuan-Gabriel
Gitarİspanyol
Restaurant
Cafe - Bar
251 00 00
MUGLA
DALYAN'da
Imarlı, 600m2
VBLLA ARSASI
İTEL: 0(324) 2376824 |
Karun'ugetirmekle işbitmiyor
Hazinenin sergilendiği Anadolu Medeniyetieri Müzesi'ne aynlan ödeneğin yetersizliği nedeniyle
ASKİ, su faturalannı tahsil etmekte güçlük çekiyor. Ziyaretçiler, tuvaletierde ibrik kullanıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Karun
Hazinesi yurda döndüğünden beri
hakkında söylenenler, verilen kokteyller,
yapüan röportajlar hiç bitmedi.
Hazinenin başmdakı kalabakğın
dağılmaya başlamasıyla bırlıkte
pırüülann ardında bir sûre içingörûnmez
hak gelen sorunlar gûn yüzüne çıktı.
Karun Hazinesi'nin sergiknmeye
başlamasıyla ziyaretçi sayısındaki artışa
ilişkin görüştüğümüz Anadolu
Medeniyetieri Müzesi yetkilileri,
sorulanmızı yanıtlamadan önce müzedeki
su kesinülerinden ve cezalı su
faturalanndan yakındılar.
Müze Müdür Yardıması Vahap
Kaya'dan aldığımız bilgilere göre,
Anadolu Medeniyetieri Müzesi'nin suyu
ASKİ tarafmdan temmuz ve ağustos
aylannda ödenmeyen faturalar nedeniyle
kesilmiş. Kendilerine aynlan ödeneklerin
su faturalannı ödemeye yetmedığini
belirten Kaya, "Turizmin padayacağı
söyleniyor. Oysa turizmin en \ogun olduğu
temmuz ve ağustos ay larında müzenin suyu
kesiliyor. Gelen yabâncı a\ aretçfler
tuvaletlerde suyu ibrikle kullanmak
zorunda kabvor. Murat Karayalcın, birkac
kez müzemize parasız su vereceğine ilişkin
demec verdi fakat hala miKonlarcatirasu
parası ödüyoruz" dedı Kaya, Karun
Hazinesi'nin de başına da aynı olaylann
gelıp gelmeyeceğine ilişkin sorumuzu,
"Lmanz yeterli ödenek verilir Kral
Kamn'nn suyu kesflmez" dıye yanıtladı.
Gelen turist otobüsleri yuzünden mûzenin
otoparkının yeterli olmaması nedeniyle
trafiğın sık sık tıkandığını ve yaz aylannda
sorunun daha da büyüdüğünü beÜrten
Kaya, otopark yapımı projesinin bir yıldır
ıhalede olduğunu, Anakent Belediyesi
tmar Dairesi'nin soruna çözüm
getırmekte gecıküğıru söyledi.
Karun Hazinesi, Anadolu Medeniyetleri
Mûzesı'nın müşteri sayısını iki katına
çıkardı. Gelen izleyicılenn yüzde 99'dan
fazlasını da öğrenciler oluşturuyor.
Bunun okul yönetimleri tarafmdan
düzenlenen zorunlu sınıfgezılerinden mi
yoksa öğrencılere sunulan parasız giriş
ayncahğından rra kaynaklândığı belli
değil. Hazinenin ilk sergılendiş gün
müzeyi sadece 12 yerli izleyıcınin para
vererek gezmesine karşın, bıletli gezen
yabancı sayısı 122. Hafta sonlan
meraklılann akınına uğrayan Karun
Hazinesi müze gelirini ikiye katlamış.
Fakat müze yetkilileri hazinenin gördüğü
ilgiyi yeterlı bulmuyor.
Yetkililerin yorumuna göre taşra
kentlerinden konuklan geten Ankaralılar,
başkentin göriilebileoek çok fazla yeri
olmadığı için gelenleri müzeye
getiriyorlar.
Kadın ziyaretcilerin hazinenin içerdiği
takılara gösterdikleri ilgj gözardı edilir
gibi değil. Hatta takılann resımlenni çizip
"aynısmdan " yaptırma fıkrine kapılanlar
da var. Mûze yetkililennin verdiği
bilgilerden çıkan sonuç da Anadolu
Medeniyetleri Müzesi"nin önüne konan
ve gelenlen müze adından önce karşılayan
Karun Hazinesi levhasının yarattığj
büyük ilgjye karşın. halkın tarih bilincine
yeterince ulaşamadığı. Aynca Karun
Hazinesi'nin Anadolu Medeniyetleri
Müzesi'nde "geçka" olarak sergilenecek
olması, bir süre sonra bu müzenin yine
eski yahuzhğına dönmesini de gündeme
getiriyor.
K(KUsvuui)kocanum luncahü'ısıtaccıktstanbul Haber Semsi -" Adfl
duzend" Bahçelievler Beledi-
yesi nın soğukta bıraktığı, Ko-
casinan Çocukevi'ndeki 71
öğrenci için bağış kampanyası
başlatıldı. Kalorifer vanaİan-
run belediye tarafından kapatıl-
masından sonra çocukevıne kat
kaloriferi yapmak istediklerinı
belırten Kadın Emeğini Değer-
lendirme Vakfı Başkanı Şengül
Akçar, bağışlann makbuz kar-
şılığında çocukevine yapılabile-
ceğını söyledi.
Kadın Emeğini Değerlendir-
me Vakfı Başkanı Şengül Ak-
çar, Kocasinan Çocukevi'nı ısı-
tan kalorifer kazanının Bahçe-
lievler Belediyesi'ne ait Necip
Fazıl Kısakürek Kültürevi bi-
nasmın alünda bulunduğunu
ve buradan gelen kalorifer bo-
nılannın vanalannın belediye
tarafından kapauldığını belirt-
ti.
Bağış kampanyası
Çocuklann soğukta kalması-
na belediye gibi seyirci kalma-
yacaklanru belirten Şengül
Akçar, kat kaloriferi yaptırmak
için bağış kampanyası başlat-
üklannı açıkladı. Şengül Ak-
çar, Kocasinan Çocukevi ıle
ilgilı gelişmeleri şöyle anlattı:
"Bu yeri, Ekim 1992'de Ba-
kırköy Belediyesi ile yapılan bir
protokoüe kiraladık. Babçeiiev-
ler, Balarköy'den ayrdıp ayn bir
belediye okhı ve secimleri RFÜ
Muzaffer Doğan kazandı. Se-
çimlerin yapıldığı pazar günün-
den sonraki çarşamba günü
Muzaffer Doğan kalabalık bir
ekiple çocukevine geuniş. Gez-
miş dolaşnuşjar. Yakında cami
olduğu için de Çok güzel; ço-
cuklar burada ezan sesiyle bü-
yüyecekler' demiş. Hatta çocu-
kevinde namaz da kılmtşlar.
Çriup gklerken de 'Biz burayı
kapatacağız, bınaya ıhtıyacı-
mız var' demiş. Seçileti daha üç
gün olmanus; belcdiyenin nerede
hangi binası var, daha doğru dü-
rüst öğrenmeden çocukevine gel-
miş, 'Buraya ıhtiyacım var'
diyor. Daha sonra bizi telefonla
aradı. 'Gelin görüşelim' dedi.
Gittik görüşmeye. Bize, 'Ha-
nımlar; sizin oradan çıkmanızı
istiyorum. Aksi takdirde or-
çıkmak istemezse, buraya ihti-
yaçlan olduğunu söylerlerse
çocukevıni mahkeme karanyla
boşaliabılırsınız' dedik. Bunun
üzerine başkan, Ben sızın eşya-
nızı bir gecede attırayım, ondan
sonra siz beni mahkemeye ve-
rin. Ben mahkemelerle uğraşa-
mam' dedi. Çocuklann velileri
olaya büyük tepki gösterdi. Er-
bakana dahi telgraf çektiler.
Ama sonuç değişmedi. Eşyayı
gerçekten bir gecede boşalttı
oradan. Biz de bunun üzerine
mahkemeye başyurduk. Mah-
keme de yeri bize geri verdi.
Ancak bu sefer de kaloriferin
vanalannı kapattılar. Aslında
bu yer, Bahçelievler Belediyesi'-
ne daha geçmemiş. Bakırköy
Beledıyesi'nden aynlan beledi-
yeler arasında mal bölüşumü
daha yapılmamış.'"
Elimizdengeleni
yapacağız
Israrlan üzenneeşyanın bele-
diye tarafından geri getinldiği-
ni, ancak eşya arasında çok
sayıda eksik olduğunu iddia
eden Şengül Akçar, "Avukatla-
nmız, eksik eşya konusunda be-
lediye aleyhinde tazminat davası
için mahkemeye basvunıda bu-
Medi.
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Başkanı Akçar, kalorifer vanalannın beledivc tarafmdan
kapatılmasından sonra çocukevine kat kaloriferi yapmak istedikierini belirtti ve bağtşlann mak-
buz karşdığmda çocukevine yapılabileceğiııi söyledi. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
man kanunu uygulayarak sizi çıkmaya hazn- olduğumuzu ve hatabınız biz değjliz; oradaki
oradan çıkannm" dedi. Biz de orman kanunu uygulamalanna çocuklann velileridir. Onlar na-
kendtsİDe, vaktf olarak buradan gerek ofanadığmı söyledik. 'Mu- sıl isterse öyle olur. Eğer onlar
Çocuklann soğukta kaldığını
gazete haberlerinden öğrenen
magaza sahıbı Erdoğan Top-
rak, ellerinden gelen maddi yar-
dımı yapmak istedikierini söy-
ledi. Geçen dönetn Bahçelievler
Belediye BaşkanlığYna adaylı-
ğını koyduğunu, seçim propa-
ganda çahşmaian sırastnda
sözkonusu çocukevıni de ziya-
ret ettiğini belirten Erdoğan
Toprak şunlan söyledi:
"Seçim zamanı oy istemek
için gittiğJmiz bir yere, özeltikle
de kücücük çocuklann söz konu-
su olması nedeniyle yardunda
bulunmanın, bizim insanlık gö-
revimiz olduğunu duşünüyorum.
Bunu siyasi amaçlı olarak kesin-
likle yapmıyorum. Zaten siyase-
ti bıraküm, işünle ilgUeaiyonım.
Eğer gerçekten belediye bu ço-
cuklan soğukta bıraknuşsa 'adil
düzen' utansın. Benim vicdanım
bunu kabul etmiyor. Çocuklan
soğuktan kurtannak için maddi
yardm yapmaya hazuım."
Öğretmen, eşiyle aymyerde görev yapacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Atamalan, "eş durumu, sağlık, eğitim gi-
bi nedenlerie yer değiştiremeyecekleri"
koşulu ile > apıldığı için eşleri ıle ayn yer-
lerde görev yapmak zorunda kalan öğ-
retmenler, aynı ıllerde bırleştinlecek.
Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz,
atama işlemleri, kendi bakanlığı döne-
minden önce yapılan ve şartname uya-
nnca "eş dunımu" gerekçesiyle tayin is-
teyen öğretmenlere kolaylık getirecek
bir uygulamayı yürürlüğe koydu.
Edinilen bilgilere göre bu uygulama
gereği, eşleri kamu görevlisi, SSK ya da
Bağ-Kur üyesi olup farklı yerlerde gö-
rev yapan öğretmenler, eşlerinin bulun-
duklan illere atama isteminde buluna-
bilecekler.
BaşvTinılarda. "stajyerliğin kalkrntş
olması ya da zorunlu hizmetin tamamlan-
ması" koşullan aranmayacak.
Durumlan uygun bulunarak eşleri-
nin bulunduklan merkezlere atanan öğ-
retmenlere, göreve başladıklan dönem-
de aldıklan için, yeniden yolluk öden-
meyecek.
Atamaya kapalı iller
Söz konusu uygulamanın öğretmen
ailelenni bir araya getirme amacı taşıdı-
ğını belirten yetkililer, öğretmen dağıb-
mında dengesizliğe yol açmamak için
atamalarda "kapalı U" kuralına uyula-
cağını bildirdiler.
Buna göre atama istenilen ilin, baş-
vuruda bulunan öğretmenin branşına
kapalı olması durumunda. görevlendir-
me en yakın ile yapılacak.
Bazı bölgelerdeki öğretmen açığını
kapatmak amaayla çeşitli tarihlerde ya-
pılan öğretmen atamalannda "eş duru-
mu, sağlık, eğitim mazeretlerinin" dik-
kate abnmadığıru arumsatan yetkililer;
bu sınırlandırmanın kaldınlması ile do-
ğacak açığırı önümüzdeki günlerde ya-
pılacak yeni öğretmen atamalan ile ka-
pat'lmasınm hedeflendığini bildirdiler.
'Primlerimi yatırdımz mı?' dedi
namluyu burnunda gördü
tstanbul Haber Servisi - Kapıcı
Nevzat Şahin, 16 ay önce memle-
ketinden tası tarağı toplayıp
İstanbul'a geldiğinde, hakkını
aradığı için silahlı saldınya uğra-
yacağını aklına bile geürmemişti.
Kann tokluğuna bulduğu işı,
"hiç olmazsa başun sokacak bir
dara" olduğu için kabul etmişti...
Önce Yakacık'taki Atölyeler
Sitesi'ne bekçı oldu. Ardından
site yönetiminin isteği üzerine,
bekçıliğin yanına, bahçıvanlık ve
kapıcdık da eklendi. 1.5 milyon
maaş, dört boğazuı beslenmesine
karşüık geliyordu. Yönetim ken-
disine bir de sigorta sözü vermiş-
ti. Aradan bir yü geçtiğinde, aklı-
na sigorta primlerinin yatınlıp-
yatınlmadığını kontrol eünek
geldi. Yol yordam öğrenmek için
Emek-lş Sendikası'na başvurdu.
Sendıkanın yaptığ araşurmayla
Nevzat Şahin'in sigorta işlemle-
rinin yapümadığı anlaşıldı.
tşte, ne olduysa bundan sonra
oldu. Sendika aracılığıyla müfet-
tişler istendi ve site yönetimine
ceza kesildi. Sonra devreye, Bele-
diye-tş Sendikası'nda işyeri tem-
silcisi olan ve aynı zamanda
apartman yöneticilış yapan AtB-
la Değirmenci girdi. tşçi Atilla
Sendikacısı^ sandukacısı oluyordu
Kapıcı Nevzat Şahin tam başını sokacak bir yuv a bulmuşken hak aramaya kalkar. Onun bu tavn yöneticinin pek hoşuna gitmez.
Sonuçta kapıa Nevzat canını zor kurtanr ve çoluk çocuk sendikaya sığuunak zorunda kalır. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
Değirmenci, ışçı Nevzat Şahın'e
"Hakkını niye aradın" dedi,
apartmanın koridorunda. Ara-
lannda çıkan tartışma sonucu,
işçi Atilla Değirmenci, Nevzat
Şahin'e sılah cekti ve ateş etti. Bi-
rinci eli ıskaladıktan sonra Değir-
menci'nin sılahı tutukluk yaptı.
Bu arada apartmana giren yaşL
bir kadın olaya müdahak etu.
Kjzgınlığjnı gıderemeyen Atilla
Değirmenci. Nevzat'la birlikte,
yaşlı kadını da tabanca kabzasıy-
la dövmeye başladı. Kavganın
uzaması üzerine bu kez araya
kapicının eşı Şûkran Şahin gırdi.
O da Değirmenci'nin yumruk ve
tekmelerinden nasıbıni aldı. So-
nuç; üç hafif yarah...
Olay polise intikal eder, Atılla
Değirmenci serbest kahr ancak
silahına da el konur. Kapıa Nev-
zat, eşı ve iki çocuğu Emek-tş
Sendikası'na sığınır. Sendika Ge-
nel Başkanı Muzaffer Ünlü
şaşkın. Bir ışçı temsılcisınin, bir
başka işçiye, hakkını aradığı için
silah çekmesini haşret verici bir
gelişme olarak niteliyor Ünlü,
daha sonra şunlan soylüyon"Da-
vanm takipçisiyiz. Bu ar-
kadaşmuzı gerek Bekdiye-lş Sen-
dikası'na gerekse Törk-lş Genel
Merkeri'ne şikayet edeceğiz.
Hakkını aramanın karşdığı şiddet
ouıuunaiı."
ARAY1S
TOKTAMIS ATES
Bizim Askerlep.
Bugünlerde bizim oralarda gene her gece düğün bay-
ram. Çocuklar askere gidiyorlar. Bu konuda yazdığım
bir yazı, çok mektup almama neden olmuştu. Askere gi-
denlerin ve ailelerin morallerini bozan sorumsuz ka-
lemlere çatmam da müthiş tepki çekmişti. Kendi gaze-
tem dışında yazılanlara gülüp geçtim. Heimut Kohl'ün
anladıgı şeyleri anlamakta zorluk çekenlere ne diye-
yim...
Kimi gazeteler "250.000 asker kaçağı olduğunu" ya-
zarak insanların askere gitmekten korktuğunu vurgulu-
yorlar. Elbette korkacaklar, kolay mı? Ama asker kaçağı
her zaman olmuştur. Ve böylesine bir birikim, son üç-
beş yıhn birikimi degildir. Gençliğimizde yedek subay
düzeyinde böyle bir birikim daha olmuştu. Kısa dönemli
yedeksubaytık diye bir şey icat ettiler. Uç-dört ay sözde
eğitim yaptrarak salıverdiler insanları. Biz de hem kıs-
kanmış hem de "Sizin yaptığınız şey izcilik" diye dalga
geçmiştik.
Elbette korkacak insanlar Kolay mı? Anneler, babalar
da korkacaklar; sevgililer, nışanlılar da korkacaklar.
Ama en çok, gidenler korkacaklar. Çoğunun, baba oca-
ğından ilk ayrılışlar: bu. Sabahları kahvaltılarını hazırla-
yacak, akşamları önlerine sıcak birçorba koyacak anne-
leri de olmayacak başlarında. Hiç görmedikleri yerlerde
ağır bir eğitim görecekler. Çogu, hiç alışık olmadıkları
bir disiplin ortamı içinde; zaman zaman isyan da ede-
cekler. Daha ilk günden itibaren "Gel tezkere gel" mav-
rasına başlayacaklar. Ama gene de "güle oynaya" gidi-
yorlar. Şarkılarla türkulerle halaylarla gidiyorlar. Kendi-
lerini bekleyen tehlikelerin bilincinde olmaksızın değil,
tam tersine bilincinde olarak gidiyorlar. Ama bu ülkeye
karşı olan sorumluluklarının da bilincinde oldukları için
gidiyorlar. Şarkılarla türkülerle halaylarla...
Üşenmedim, Topkapı'ya gittim. Karanlık bir köseye
çekilerek gidenleri ve onları uğurlayanları izledim. Ço-
ğunu uzaksınır karakollarının soğuk, tehlikeli günleri ve
gecelerı beklıyordu. Ama düğüne gider gibi gidiyorlardı.
Şarkılarla türkülerle halaylarla...
Ülkemizin Güneydoğusu'ndakanayanyarayı "savaş"
olarak nitelendirmememi eleştiriyor, kimi dostlarım.
"Bu şeyler kirli bir savaş değil de nedir" diye soruyor-
lar. Elinde silah, sırtında üniforma ile giden ve karşısın-
da kendini öldürebilecek silahlı insanlarla catışan insan
elbette "savaş" içindedir. Benim itirazım silahsızköylü-
lere, üç yaşında bebelere saldıranların yaptıkları şeye.
Bunu savaş sayamazsımz.
Savaşta, aralarında denge olmasa bile, her iki taraf da
silahlı olmak zorundadır. Eğer silahlı taraflardan biri, si-
lahsız insanları öldürüyor ve bunu "propaganda" ya da
"yıldırma" ya da "psikolojik savaş"ya da bir başka saç-
malıkla açıklamaya çalışıyorsa işte o zaman savaştan
söz etmek mümkun degildir.
Bugün Güneydoğu'da "savaş" ve "terör'iç içegirmiş
durumdadır. Santyorum biraz da bu durum aldatıcı ol-
maktadır. Ama silahsız köylüleri köy meydanında top-
layarak makınelılerle taramak, dünyanın hiçbir dilınde,
dünyanın hiçbir sözlüğünde "savaş" olarak tanımlana-
maz. Bir ailenin "kökünü kurutmak" ilkelliği içinde, be-
bekleri kurşunlamayı savaş olarak nitelendirmek müm-
kün olmadığı gibi, böyle bir davranışı "insanhkla" bağ-
daştırmak da mümkün degildir.
Ve bizim oralarda her gece düğün-bayram var. Tüm
bunları bilen insanlar çocuklarını, komşularını, arkadaş-
larını, kardeşlerini, nişanlılarını, sevgililerini askere
uğurlüyorlar. Şarkılarla türkülerle halaylarla...
Fazla yüksek bir ihtimal olmamakla birlikte, gidenler-
den bazılarının geri dönmeyeceğini de biliyorlar. Geriye
dönenlerden bazılarının aylarca uyku uyumayacağını,
uykudan sıçrayacak uyanacağını. sürekli bir korku du-
yacağını, sivil yaşama uymaktazorlanacağını da biliyor-
lar. Hiçbiri aptal ya da cahil değil. Kendilerini nelerin
beklediğini biliyorlar. Ama ülkelerine olan borçlarını
ödüyorlar.
Değerler sistemi altüst olmuş bir toplumun, sahte ve
palavracı kahramanları ve sözde demokratları olmak
yerine; kendi güzel dünyalarının "yerini hak eden" ve
bunun "bedelini ödemiş" insanları olmak için gidiyor-
lar. Korkularını geri plana itiyor ve umutla ve sevgiyle
coşarak gidiyorlar. Şarkılarla türkülerle halaylarla...
Pastaneye TSE yeterilik belgesi
•KAYSERİ (AA) - Kayseri'de ilk kez bir pastaneye TSE
hizmet yeterlilık belgesi venldi. Türk Standartlan
Enstitüsü'nün hizmet yeterlilık belgesinı alan Önem
Pastanesi'nın sahibi Güner Önem, pastanelerinin, ımalattan
sunus aşamasına kadar yeterliliğinın TSE tarafından
onaylanarak belgelendirildiğıni söyledi. 1972 yılından beri
hizmet veren işletmenin, Kayseri'deki ilk TSE belgeh pastane
olduğunu kaydeden Güner önem, Türkiye'deki sayıli
pastaneler arasına girdiklenru söyledi.
GIMA-IBM işbirllği
•tstanbul Haber Servisi - GİMA ile 1BM, işbirliği anlaşmaa
imzaladı. GİMA Yönetim Kurulu Başkanı Sözerözel, Başkan
Vekih Murat Dedeman, IBM Genel Müdürü Acar Bumın ile
IBM Pazarlama DirektörüTamer Emreli'nin imzaladığı
anlaşma protokolüne göre GİMA mağazalar zincirinde
kurulacak sistemler 2 yılda tamamlanacak ve 6.5 milyon dolara
(90 milyar lira) mal olacak. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN)
Liselilerin açlık grevi
• tstanbul Haber Servisi - Bir grup lise öğrencisi, İstanbul
Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Hasköy'de bir eve
düzenlediği baskında iki öğrencirün öldürülrnelerini protesto
etmek için açlık grevine başladı. Sosyalist İktidar Partisi'nin
(SİP) Gaziosmanpaşa ilçe binasında dün başlayan ve üç gün
sürecek olan açlık grevi, İstanbul Yüksek Öğrenim Dernekleri
(IYO-DER) öğrerıcileri tarafından da destekJeniyor.
İşten atılan Işçiler
• İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Sekreteri ve Tekstil
İşçileri Sendikası Genel Başkan Vekili Süleyman Çelebi,
Çerkezköy'de kurulu Boyemteks Tekstil işyerinden 13,
Çatalca'daki Yaşar TeksuTden de 7 işçinin, sendikal
örgütlenmede öncülük yaptıklan gerekçesiyle işten aüldıklannı
söyledi. DİSK Genel Merkezi'nde konuyla ilgiu bir basın
toplantısı düzenleyen Çelebi, bu işyerlerinde örgütlenme
çahşmalannı tamamlayıp işyeri barajını aşarak toplu iş
sözleşmesi süreani başlattıklannı, ancak durum bu aşamaya
gelmişken işverenin işçileri sendikadan istifaya zorladığını,
uymayanlan ise işten çıkardığmı iddia etti.
Cezaevi firarHeri yakalandı
• YOZGAT (Cumhuriyet) - Akdağmağdeni cezaevinden firar
eden iki hükümlü yakalandı. Akşam infaz memurlannın
televizyon seyrettiği bir sırada cezaevi damına çıkarak fırar
eden hükümlülerden Duran Güven, cezaevi yakınındaki terk
edilmiş boş ahırda bulundu. Diğer fırari Recep Sayıli da
Sıvas'ın Yıldızeli ilçesine bağh Çukurlu köyünde yakalandı.