11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALJK1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kampanya sürüyor AIDS'e karşı eğitim seferberliği Haber Merkezi- l Aralık Dünya AIDS Günû nedeniyle çağın vebası olarak adlandın- lan hastalığa karşı mücadele konusunda yurt içinde ve dı- ştnda düzenlenen kampanyalar sürûyor. Sağlık Bakanı Kaznn Dinç Dûnya AIDS Gûnü dolayısıyla yayımladığı mesajında has- talığm bulaşma yollannın kısıtlı otmasının en büyük teselli oldu- ğunu söyledı. Dinç, aş» ile ko- runmas mûmkûn olmayan, te- davısi halen bulunmayan, ölûmcûl hastalık AIDS'in ülke- mizde 1985 yılından bu yana görülmeye başlandığını bıldir- di. Türkiye'de 204'ü taşıyıcı ol- mak ûzere toplam 321 AIDS vakası bulunduğunu kaydeden Dinç mesajında şöyle dedi: "Bugüne luMİar bttineıı üç bo- bşma yohından biri kan ve kan ârfinleri, diğeri hamüetikte anne- den çocuğa bulaşmadır. Ba- kanuğmızın süreldi ve etkin çauşmalanyla bu ülkemiz için tehliketi oinuktan çıkımştır. Ücfincü ve en sık görülen bulaş- ma yohı ise konmnıasız dnsel flişkidk. Bu bulaşma şekline karşı en etkin korunma, tophı- mun sağlık eğitimidir. Bu eğitiın, Sağlık Bakanhğı'mn öndeıüğin- dc kamu kunun ve kuruiuş- lannıa ünhersitelerin, gonüüü demeklerin \e basuun ortak çau- şmalan ik hedefıne ulaşabOir" 'Hastane personeü egitihneB' Sağlık kurumlannda AIDS bulaşma riskinin, bilinçli bir eğitimle önlenebüeceği belirti- Kyor. İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dah'- ndan Yard. Doç. Dr. Setaıa Erbaydar. ABD'de Hastalık Kontrol Merkezi tarafmdan sürdürülen çalışmalar sonun- da, HIV bulaşmış bir hastanın kanı ıle çalışılmış ve kesici ve delicı aleüerle oluşan tek bir kaza sonunda HFV enfeksiyo- nu akna riskinin yüzde 0.5'ten daha az olduğunun saptandı- ğını belirtiyor. Aynı koşullar- da Hepatıt B vırüsünün bulaş- ma olasılığının yüzde 20'lere çikuğını vurgulayan Doç. Dr. Selma Erbaydar şunlan söy ledi: "öncetikfe enfeksiyon kont- rotü ve önlemlerin alınmasının yolu sağiık personeünin eğiti- •ünden gecer. özeflikk de has- taneterin acil birimieri gftri iş yogtnfaığunun ve persooel dö- nüşünıünüjı fazla olduğu birim- lerde çalışan kişüerin mutlaka eğitflmeleri gerekir." Temel önlemler Sağlık kurumlannda HIV bulaşmasını engeüemek için uygulanması gereken temel önlemler şöyle sıralanıyor: -Personelde buhınan yarala- rn, deri yaralanmalanııın, göz kapaklannn îç yüzeyi ve diğer mukozalann (bazı organlann iç taraflanıu kapUyan ve ifra- zatı olan zar) kan ve vücut s ı » lanna karşı korunması. -Bulaşmaya veva kan Ue bu- laşmaya karşı dîzavn edilmiş. basit koruyucu önlemlerin uy- gulanması ve düzenli el yıkan- masuiı içeren temel hijyen kundlanna uyulması. -Üzerinde çahşdan yûzeyle- rin, kan ve vücut sıvüan bulaş- ması durumunda dezenfeksiyo- nu. -Kesici ve debci alet kullanı- mından mûmkün olan durum- larda kacaulmast, mutlaka gerekli ise bunlann kuDanımı ve atıhnası strasnda özel dik- kat gösterilmesi. -Bulaşan atıklarn uygun şe- kfldeyokedflmesi. KabUOkan Yuan-Gabriel Gitarİspanyol Restaurant Cafe - Bar 251 00 00 MUGLA DALYAN'da Imarlı, 600m2 VBLLA ARSASI İTEL: 0(324) 2376824 | Karun'ugetirmekle işbitmiyor Hazinenin sergilendiği Anadolu Medeniyetieri Müzesi'ne aynlan ödeneğin yetersizliği nedeniyle ASKİ, su faturalannı tahsil etmekte güçlük çekiyor. Ziyaretçiler, tuvaletierde ibrik kullanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Karun Hazinesi yurda döndüğünden beri hakkında söylenenler, verilen kokteyller, yapüan röportajlar hiç bitmedi. Hazinenin başmdakı kalabakğın dağılmaya başlamasıyla bırlıkte pırüülann ardında bir sûre içingörûnmez hak gelen sorunlar gûn yüzüne çıktı. Karun Hazinesi'nin sergiknmeye başlamasıyla ziyaretçi sayısındaki artışa ilişkin görüştüğümüz Anadolu Medeniyetieri Müzesi yetkilileri, sorulanmızı yanıtlamadan önce müzedeki su kesinülerinden ve cezalı su faturalanndan yakındılar. Müze Müdür Yardıması Vahap Kaya'dan aldığımız bilgilere göre, Anadolu Medeniyetieri Müzesi'nin suyu ASKİ tarafmdan temmuz ve ağustos aylannda ödenmeyen faturalar nedeniyle kesilmiş. Kendilerine aynlan ödeneklerin su faturalannı ödemeye yetmedığini belirten Kaya, "Turizmin padayacağı söyleniyor. Oysa turizmin en \ogun olduğu temmuz ve ağustos ay larında müzenin suyu kesiliyor. Gelen yabâncı a\ aretçfler tuvaletlerde suyu ibrikle kullanmak zorunda kabvor. Murat Karayalcın, birkac kez müzemize parasız su vereceğine ilişkin demec verdi fakat hala miKonlarcatirasu parası ödüyoruz" dedı Kaya, Karun Hazinesi'nin de başına da aynı olaylann gelıp gelmeyeceğine ilişkin sorumuzu, "Lmanz yeterli ödenek verilir Kral Kamn'nn suyu kesflmez" dıye yanıtladı. Gelen turist otobüsleri yuzünden mûzenin otoparkının yeterli olmaması nedeniyle trafiğın sık sık tıkandığını ve yaz aylannda sorunun daha da büyüdüğünü beÜrten Kaya, otopark yapımı projesinin bir yıldır ıhalede olduğunu, Anakent Belediyesi tmar Dairesi'nin soruna çözüm getırmekte gecıküğıru söyledi. Karun Hazinesi, Anadolu Medeniyetleri Mûzesı'nın müşteri sayısını iki katına çıkardı. Gelen izleyicılenn yüzde 99'dan fazlasını da öğrenciler oluşturuyor. Bunun okul yönetimleri tarafmdan düzenlenen zorunlu sınıfgezılerinden mi yoksa öğrencılere sunulan parasız giriş ayncahğından rra kaynaklândığı belli değil. Hazinenin ilk sergılendiş gün müzeyi sadece 12 yerli izleyıcınin para vererek gezmesine karşın, bıletli gezen yabancı sayısı 122. Hafta sonlan meraklılann akınına uğrayan Karun Hazinesi müze gelirini ikiye katlamış. Fakat müze yetkilileri hazinenin gördüğü ilgiyi yeterlı bulmuyor. Yetkililerin yorumuna göre taşra kentlerinden konuklan geten Ankaralılar, başkentin göriilebileoek çok fazla yeri olmadığı için gelenleri müzeye getiriyorlar. Kadın ziyaretcilerin hazinenin içerdiği takılara gösterdikleri ilgj gözardı edilir gibi değil. Hatta takılann resımlenni çizip "aynısmdan " yaptırma fıkrine kapılanlar da var. Mûze yetkililennin verdiği bilgilerden çıkan sonuç da Anadolu Medeniyetleri Müzesi"nin önüne konan ve gelenlen müze adından önce karşılayan Karun Hazinesi levhasının yarattığj büyük ilgjye karşın. halkın tarih bilincine yeterince ulaşamadığı. Aynca Karun Hazinesi'nin Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde "geçka" olarak sergilenecek olması, bir süre sonra bu müzenin yine eski yahuzhğına dönmesini de gündeme getiriyor. K(KUsvuui)kocanum luncahü'ısıtaccıktstanbul Haber Semsi -" Adfl duzend" Bahçelievler Beledi- yesi nın soğukta bıraktığı, Ko- casinan Çocukevi'ndeki 71 öğrenci için bağış kampanyası başlatıldı. Kalorifer vanaİan- run belediye tarafından kapatıl- masından sonra çocukevıne kat kaloriferi yapmak istediklerinı belırten Kadın Emeğini Değer- lendirme Vakfı Başkanı Şengül Akçar, bağışlann makbuz kar- şılığında çocukevine yapılabile- ceğını söyledi. Kadın Emeğini Değerlendir- me Vakfı Başkanı Şengül Ak- çar, Kocasinan Çocukevi'nı ısı- tan kalorifer kazanının Bahçe- lievler Belediyesi'ne ait Necip Fazıl Kısakürek Kültürevi bi- nasmın alünda bulunduğunu ve buradan gelen kalorifer bo- nılannın vanalannın belediye tarafından kapauldığını belirt- ti. Bağış kampanyası Çocuklann soğukta kalması- na belediye gibi seyirci kalma- yacaklanru belirten Şengül Akçar, kat kaloriferi yaptırmak için bağış kampanyası başlat- üklannı açıkladı. Şengül Ak- çar, Kocasinan Çocukevi ıle ilgilı gelişmeleri şöyle anlattı: "Bu yeri, Ekim 1992'de Ba- kırköy Belediyesi ile yapılan bir protokoüe kiraladık. Babçeiiev- ler, Balarköy'den ayrdıp ayn bir belediye okhı ve secimleri RFÜ Muzaffer Doğan kazandı. Se- çimlerin yapıldığı pazar günün- den sonraki çarşamba günü Muzaffer Doğan kalabalık bir ekiple çocukevine geuniş. Gez- miş dolaşnuşjar. Yakında cami olduğu için de Çok güzel; ço- cuklar burada ezan sesiyle bü- yüyecekler' demiş. Hatta çocu- kevinde namaz da kılmtşlar. Çriup gklerken de 'Biz burayı kapatacağız, bınaya ıhtıyacı- mız var' demiş. Seçileti daha üç gün olmanus; belcdiyenin nerede hangi binası var, daha doğru dü- rüst öğrenmeden çocukevine gel- miş, 'Buraya ıhtiyacım var' diyor. Daha sonra bizi telefonla aradı. 'Gelin görüşelim' dedi. Gittik görüşmeye. Bize, 'Ha- nımlar; sizin oradan çıkmanızı istiyorum. Aksi takdirde or- çıkmak istemezse, buraya ihti- yaçlan olduğunu söylerlerse çocukevıni mahkeme karanyla boşaliabılırsınız' dedik. Bunun üzerine başkan, Ben sızın eşya- nızı bir gecede attırayım, ondan sonra siz beni mahkemeye ve- rin. Ben mahkemelerle uğraşa- mam' dedi. Çocuklann velileri olaya büyük tepki gösterdi. Er- bakana dahi telgraf çektiler. Ama sonuç değişmedi. Eşyayı gerçekten bir gecede boşalttı oradan. Biz de bunun üzerine mahkemeye başyurduk. Mah- keme de yeri bize geri verdi. Ancak bu sefer de kaloriferin vanalannı kapattılar. Aslında bu yer, Bahçelievler Belediyesi'- ne daha geçmemiş. Bakırköy Beledıyesi'nden aynlan beledi- yeler arasında mal bölüşumü daha yapılmamış.'" Elimizdengeleni yapacağız Israrlan üzenneeşyanın bele- diye tarafından geri getinldiği- ni, ancak eşya arasında çok sayıda eksik olduğunu iddia eden Şengül Akçar, "Avukatla- nmız, eksik eşya konusunda be- lediye aleyhinde tazminat davası için mahkemeye basvunıda bu- Medi. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Başkanı Akçar, kalorifer vanalannın beledivc tarafmdan kapatılmasından sonra çocukevine kat kaloriferi yapmak istedikierini belirtti ve bağtşlann mak- buz karşdığmda çocukevine yapılabileceğiııi söyledi. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) man kanunu uygulayarak sizi çıkmaya hazn- olduğumuzu ve hatabınız biz değjliz; oradaki oradan çıkannm" dedi. Biz de orman kanunu uygulamalanna çocuklann velileridir. Onlar na- kendtsİDe, vaktf olarak buradan gerek ofanadığmı söyledik. 'Mu- sıl isterse öyle olur. Eğer onlar Çocuklann soğukta kaldığını gazete haberlerinden öğrenen magaza sahıbı Erdoğan Top- rak, ellerinden gelen maddi yar- dımı yapmak istedikierini söy- ledi. Geçen dönetn Bahçelievler Belediye BaşkanlığYna adaylı- ğını koyduğunu, seçim propa- ganda çahşmaian sırastnda sözkonusu çocukevıni de ziya- ret ettiğini belirten Erdoğan Toprak şunlan söyledi: "Seçim zamanı oy istemek için gittiğJmiz bir yere, özeltikle de kücücük çocuklann söz konu- su olması nedeniyle yardunda bulunmanın, bizim insanlık gö- revimiz olduğunu duşünüyorum. Bunu siyasi amaçlı olarak kesin- likle yapmıyorum. Zaten siyase- ti bıraküm, işünle ilgUeaiyonım. Eğer gerçekten belediye bu ço- cuklan soğukta bıraknuşsa 'adil düzen' utansın. Benim vicdanım bunu kabul etmiyor. Çocuklan soğuktan kurtannak için maddi yardm yapmaya hazuım." Öğretmen, eşiyle aymyerde görev yapacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atamalan, "eş durumu, sağlık, eğitim gi- bi nedenlerie yer değiştiremeyecekleri" koşulu ile > apıldığı için eşleri ıle ayn yer- lerde görev yapmak zorunda kalan öğ- retmenler, aynı ıllerde bırleştinlecek. Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, atama işlemleri, kendi bakanlığı döne- minden önce yapılan ve şartname uya- nnca "eş dunımu" gerekçesiyle tayin is- teyen öğretmenlere kolaylık getirecek bir uygulamayı yürürlüğe koydu. Edinilen bilgilere göre bu uygulama gereği, eşleri kamu görevlisi, SSK ya da Bağ-Kur üyesi olup farklı yerlerde gö- rev yapan öğretmenler, eşlerinin bulun- duklan illere atama isteminde buluna- bilecekler. BaşvTinılarda. "stajyerliğin kalkrntş olması ya da zorunlu hizmetin tamamlan- ması" koşullan aranmayacak. Durumlan uygun bulunarak eşleri- nin bulunduklan merkezlere atanan öğ- retmenlere, göreve başladıklan dönem- de aldıklan için, yeniden yolluk öden- meyecek. Atamaya kapalı iller Söz konusu uygulamanın öğretmen ailelenni bir araya getirme amacı taşıdı- ğını belirten yetkililer, öğretmen dağıb- mında dengesizliğe yol açmamak için atamalarda "kapalı U" kuralına uyula- cağını bildirdiler. Buna göre atama istenilen ilin, baş- vuruda bulunan öğretmenin branşına kapalı olması durumunda. görevlendir- me en yakın ile yapılacak. Bazı bölgelerdeki öğretmen açığını kapatmak amaayla çeşitli tarihlerde ya- pılan öğretmen atamalannda "eş duru- mu, sağlık, eğitim mazeretlerinin" dik- kate abnmadığıru arumsatan yetkililer; bu sınırlandırmanın kaldınlması ile do- ğacak açığırı önümüzdeki günlerde ya- pılacak yeni öğretmen atamalan ile ka- pat'lmasınm hedeflendığini bildirdiler. 'Primlerimi yatırdımz mı?' dedi namluyu burnunda gördü tstanbul Haber Servisi - Kapıcı Nevzat Şahin, 16 ay önce memle- ketinden tası tarağı toplayıp İstanbul'a geldiğinde, hakkını aradığı için silahlı saldınya uğra- yacağını aklına bile geürmemişti. Kann tokluğuna bulduğu işı, "hiç olmazsa başun sokacak bir dara" olduğu için kabul etmişti... Önce Yakacık'taki Atölyeler Sitesi'ne bekçı oldu. Ardından site yönetiminin isteği üzerine, bekçıliğin yanına, bahçıvanlık ve kapıcdık da eklendi. 1.5 milyon maaş, dört boğazuı beslenmesine karşüık geliyordu. Yönetim ken- disine bir de sigorta sözü vermiş- ti. Aradan bir yü geçtiğinde, aklı- na sigorta primlerinin yatınlıp- yatınlmadığını kontrol eünek geldi. Yol yordam öğrenmek için Emek-lş Sendikası'na başvurdu. Sendıkanın yaptığ araşurmayla Nevzat Şahin'in sigorta işlemle- rinin yapümadığı anlaşıldı. tşte, ne olduysa bundan sonra oldu. Sendika aracılığıyla müfet- tişler istendi ve site yönetimine ceza kesildi. Sonra devreye, Bele- diye-tş Sendikası'nda işyeri tem- silcisi olan ve aynı zamanda apartman yöneticilış yapan AtB- la Değirmenci girdi. tşçi Atilla Sendikacısı^ sandukacısı oluyordu Kapıcı Nevzat Şahin tam başını sokacak bir yuv a bulmuşken hak aramaya kalkar. Onun bu tavn yöneticinin pek hoşuna gitmez. Sonuçta kapıa Nevzat canını zor kurtanr ve çoluk çocuk sendikaya sığuunak zorunda kalır. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) Değirmenci, ışçı Nevzat Şahın'e "Hakkını niye aradın" dedi, apartmanın koridorunda. Ara- lannda çıkan tartışma sonucu, işçi Atilla Değirmenci, Nevzat Şahin'e sılah cekti ve ateş etti. Bi- rinci eli ıskaladıktan sonra Değir- menci'nin sılahı tutukluk yaptı. Bu arada apartmana giren yaşL bir kadın olaya müdahak etu. Kjzgınlığjnı gıderemeyen Atilla Değirmenci. Nevzat'la birlikte, yaşlı kadını da tabanca kabzasıy- la dövmeye başladı. Kavganın uzaması üzerine bu kez araya kapicının eşı Şûkran Şahin gırdi. O da Değirmenci'nin yumruk ve tekmelerinden nasıbıni aldı. So- nuç; üç hafif yarah... Olay polise intikal eder, Atılla Değirmenci serbest kahr ancak silahına da el konur. Kapıa Nev- zat, eşı ve iki çocuğu Emek-tş Sendikası'na sığınır. Sendika Ge- nel Başkanı Muzaffer Ünlü şaşkın. Bir ışçı temsılcisınin, bir başka işçiye, hakkını aradığı için silah çekmesini haşret verici bir gelişme olarak niteliyor Ünlü, daha sonra şunlan soylüyon"Da- vanm takipçisiyiz. Bu ar- kadaşmuzı gerek Bekdiye-lş Sen- dikası'na gerekse Törk-lş Genel Merkeri'ne şikayet edeceğiz. Hakkını aramanın karşdığı şiddet ouıuunaiı." ARAY1S TOKTAMIS ATES Bizim Askerlep. Bugünlerde bizim oralarda gene her gece düğün bay- ram. Çocuklar askere gidiyorlar. Bu konuda yazdığım bir yazı, çok mektup almama neden olmuştu. Askere gi- denlerin ve ailelerin morallerini bozan sorumsuz ka- lemlere çatmam da müthiş tepki çekmişti. Kendi gaze- tem dışında yazılanlara gülüp geçtim. Heimut Kohl'ün anladıgı şeyleri anlamakta zorluk çekenlere ne diye- yim... Kimi gazeteler "250.000 asker kaçağı olduğunu" ya- zarak insanların askere gitmekten korktuğunu vurgulu- yorlar. Elbette korkacaklar, kolay mı? Ama asker kaçağı her zaman olmuştur. Ve böylesine bir birikim, son üç- beş yıhn birikimi degildir. Gençliğimizde yedek subay düzeyinde böyle bir birikim daha olmuştu. Kısa dönemli yedeksubaytık diye bir şey icat ettiler. Uç-dört ay sözde eğitim yaptrarak salıverdiler insanları. Biz de hem kıs- kanmış hem de "Sizin yaptığınız şey izcilik" diye dalga geçmiştik. Elbette korkacak insanlar Kolay mı? Anneler, babalar da korkacaklar; sevgililer, nışanlılar da korkacaklar. Ama en çok, gidenler korkacaklar. Çoğunun, baba oca- ğından ilk ayrılışlar: bu. Sabahları kahvaltılarını hazırla- yacak, akşamları önlerine sıcak birçorba koyacak anne- leri de olmayacak başlarında. Hiç görmedikleri yerlerde ağır bir eğitim görecekler. Çogu, hiç alışık olmadıkları bir disiplin ortamı içinde; zaman zaman isyan da ede- cekler. Daha ilk günden itibaren "Gel tezkere gel" mav- rasına başlayacaklar. Ama gene de "güle oynaya" gidi- yorlar. Şarkılarla türkulerle halaylarla gidiyorlar. Kendi- lerini bekleyen tehlikelerin bilincinde olmaksızın değil, tam tersine bilincinde olarak gidiyorlar. Ama bu ülkeye karşı olan sorumluluklarının da bilincinde oldukları için gidiyorlar. Şarkılarla türkülerle halaylarla... Üşenmedim, Topkapı'ya gittim. Karanlık bir köseye çekilerek gidenleri ve onları uğurlayanları izledim. Ço- ğunu uzaksınır karakollarının soğuk, tehlikeli günleri ve gecelerı beklıyordu. Ama düğüne gider gibi gidiyorlardı. Şarkılarla türkülerle halaylarla... Ülkemizin Güneydoğusu'ndakanayanyarayı "savaş" olarak nitelendirmememi eleştiriyor, kimi dostlarım. "Bu şeyler kirli bir savaş değil de nedir" diye soruyor- lar. Elinde silah, sırtında üniforma ile giden ve karşısın- da kendini öldürebilecek silahlı insanlarla catışan insan elbette "savaş" içindedir. Benim itirazım silahsızköylü- lere, üç yaşında bebelere saldıranların yaptıkları şeye. Bunu savaş sayamazsımz. Savaşta, aralarında denge olmasa bile, her iki taraf da silahlı olmak zorundadır. Eğer silahlı taraflardan biri, si- lahsız insanları öldürüyor ve bunu "propaganda" ya da "yıldırma" ya da "psikolojik savaş"ya da bir başka saç- malıkla açıklamaya çalışıyorsa işte o zaman savaştan söz etmek mümkun degildir. Bugün Güneydoğu'da "savaş" ve "terör'iç içegirmiş durumdadır. Santyorum biraz da bu durum aldatıcı ol- maktadır. Ama silahsız köylüleri köy meydanında top- layarak makınelılerle taramak, dünyanın hiçbir dilınde, dünyanın hiçbir sözlüğünde "savaş" olarak tanımlana- maz. Bir ailenin "kökünü kurutmak" ilkelliği içinde, be- bekleri kurşunlamayı savaş olarak nitelendirmek müm- kün olmadığı gibi, böyle bir davranışı "insanhkla" bağ- daştırmak da mümkün degildir. Ve bizim oralarda her gece düğün-bayram var. Tüm bunları bilen insanlar çocuklarını, komşularını, arkadaş- larını, kardeşlerini, nişanlılarını, sevgililerini askere uğurlüyorlar. Şarkılarla türkülerle halaylarla... Fazla yüksek bir ihtimal olmamakla birlikte, gidenler- den bazılarının geri dönmeyeceğini de biliyorlar. Geriye dönenlerden bazılarının aylarca uyku uyumayacağını, uykudan sıçrayacak uyanacağını. sürekli bir korku du- yacağını, sivil yaşama uymaktazorlanacağını da biliyor- lar. Hiçbiri aptal ya da cahil değil. Kendilerini nelerin beklediğini biliyorlar. Ama ülkelerine olan borçlarını ödüyorlar. Değerler sistemi altüst olmuş bir toplumun, sahte ve palavracı kahramanları ve sözde demokratları olmak yerine; kendi güzel dünyalarının "yerini hak eden" ve bunun "bedelini ödemiş" insanları olmak için gidiyor- lar. Korkularını geri plana itiyor ve umutla ve sevgiyle coşarak gidiyorlar. Şarkılarla türkülerle halaylarla... Pastaneye TSE yeterilik belgesi •KAYSERİ (AA) - Kayseri'de ilk kez bir pastaneye TSE hizmet yeterlilık belgesi venldi. Türk Standartlan Enstitüsü'nün hizmet yeterlilık belgesinı alan Önem Pastanesi'nın sahibi Güner Önem, pastanelerinin, ımalattan sunus aşamasına kadar yeterliliğinın TSE tarafından onaylanarak belgelendirildiğıni söyledi. 1972 yılından beri hizmet veren işletmenin, Kayseri'deki ilk TSE belgeh pastane olduğunu kaydeden Güner önem, Türkiye'deki sayıli pastaneler arasına girdiklenru söyledi. GIMA-IBM işbirllği •tstanbul Haber Servisi - GİMA ile 1BM, işbirliği anlaşmaa imzaladı. GİMA Yönetim Kurulu Başkanı Sözerözel, Başkan Vekih Murat Dedeman, IBM Genel Müdürü Acar Bumın ile IBM Pazarlama DirektörüTamer Emreli'nin imzaladığı anlaşma protokolüne göre GİMA mağazalar zincirinde kurulacak sistemler 2 yılda tamamlanacak ve 6.5 milyon dolara (90 milyar lira) mal olacak. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) Liselilerin açlık grevi • tstanbul Haber Servisi - Bir grup lise öğrencisi, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Hasköy'de bir eve düzenlediği baskında iki öğrencirün öldürülrnelerini protesto etmek için açlık grevine başladı. Sosyalist İktidar Partisi'nin (SİP) Gaziosmanpaşa ilçe binasında dün başlayan ve üç gün sürecek olan açlık grevi, İstanbul Yüksek Öğrenim Dernekleri (IYO-DER) öğrerıcileri tarafından da destekJeniyor. İşten atılan Işçiler • İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Sekreteri ve Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Vekili Süleyman Çelebi, Çerkezköy'de kurulu Boyemteks Tekstil işyerinden 13, Çatalca'daki Yaşar TeksuTden de 7 işçinin, sendikal örgütlenmede öncülük yaptıklan gerekçesiyle işten aüldıklannı söyledi. DİSK Genel Merkezi'nde konuyla ilgiu bir basın toplantısı düzenleyen Çelebi, bu işyerlerinde örgütlenme çahşmalannı tamamlayıp işyeri barajını aşarak toplu iş sözleşmesi süreani başlattıklannı, ancak durum bu aşamaya gelmişken işverenin işçileri sendikadan istifaya zorladığını, uymayanlan ise işten çıkardığmı iddia etti. Cezaevi firarHeri yakalandı • YOZGAT (Cumhuriyet) - Akdağmağdeni cezaevinden firar eden iki hükümlü yakalandı. Akşam infaz memurlannın televizyon seyrettiği bir sırada cezaevi damına çıkarak fırar eden hükümlülerden Duran Güven, cezaevi yakınındaki terk edilmiş boş ahırda bulundu. Diğer fırari Recep Sayıli da Sıvas'ın Yıldızeli ilçesine bağh Çukurlu köyünde yakalandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle