Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18ARALIK1993 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 11
ŞİRKETLERDEN
HABERLER
•ANADOLU
HAYAT
Sigorta, genel
müdürlüğünü
Jumbo
firmasının Maslak'taki
binasına taşıdı.
• GÜNEŞ SİGORTA,
TÜPRAŞm İzmit'teki
hidro-kraker ünitesi
projesine 3 trilyon lirahk
montaj allriskteminatı verdi.
HRAY
»ŞIGORTA
İzmırbölge
müdür
yardımcılığına
Lale Erkızan atandı.
• PFIZERİlaçlan,yüzeyel
maniar enfeksiyonu
tedavisinde haftada tek doz
kullanılan "Flucan Dermal"i
piyasaya sürdü.
•COMMER
CIALUNION
Sigorta,
endüstriyel
yangın
sigortasını smai ve ticari
kuruluşlann hizmeü'ne
sundu.
• DÎKTAS AŞ, Altın Başak
dantel iplikleri kullanıalan
arasında düzenlediği cekilişte
1 tane 94 model Toyota
Corolla XL. 20çamaşır
makinesi, 50 televizyon. 100
mûzikseti. lOOmıksertakımı
verdi.
DONALD'S26
Karayolu
üzerinde Mc Drive "arabaya
servis" hİ2meti vermeye
başbyor.
• REKLAMYAZARLARI
DERNEĞİ tarafından
düzenlenen "Beyin Fırünası
'93" yanşması 19 aralık
tarihinde The Marmara
Oteli'nde yapılacak.
• SESLt
SEüJVAMTSlSrEMLERJ L E R İ ,
dünya
ülkelerinde seçim
kampanyalannda kullanılan
telefonla tanıtım sistemini,
yerel seçimlerde partilerin
İcullanımına sunacak.
• EKİNCİLER
HOLDtNG'e bağb Ekinciler
Demir Çelik Fabrikası'nda
1994 martında uygulamaya
abnacak olan yeni üretim
teknolojisi Fransa'da
düzenlenen bir
[>zyurnda ele ahndı. '•
• EMEK
HAYAT
SİGORTA
genel müdür
yardımcılığına
"tele sigorta" departmanının
kurucusu Engin Güven
getirildi.
• BEZEHalklathşkilerile
Bib Tanıtım ve Danışmanbk
Limited Şirketi sendikal PR
veendüstriyel ilişkilerde
danışmanhk hizmetleri
verecek.
IMER-
SIGORTA
MOKEZ SİGORTA Diyarbakır
F16 tesıslerini 210 milyar lira
bedelle bütünrisklerekarşı
sigortaladı.
• REJOICEkuru,boyalı,
permalı ve yıpranmış saçlar
için "Yeni Extra Kremti
Rejoice Wash"ı üretti.
= <^^= •IBMparalel
X j = j ^ ışlem stratejisine
bağlı olarak
hem MVS hem de Unix
tabanlı bilgisayarlann
performans yeteneklerini
arttırdı.
• IVnCROSOFT Boğaziçi
Üniversitesi İşletme Kulübü
tarafından düzenlenen " 1.
Softvvare Günleri"ne katıldı.
• GÖNPA
ELEKTRONÎK
Sanayii.NBS
firmasının
Türkiye
distribütörlüğünü alarak,
plastik bir kart üzerine iogo.
nümerik ve alfa nümerik bilgi
ile barkod basabilmesinin
yanı sıra çok renkli fotoğraf
da basabilecek.
• EGE SİGORTA
Etilerdeki The
Gallery-Brave'yi güvence
altına aldı.
• ETİ
Pazarlama
ve Sanayi
çeşitli
hayvan
fıgiirlerinden oluşan "Eti
Bumbo" adındaki kakaolu
bisküviyi 2 bin liradan
piyasaya sürdü.
• AKKÖK ŞİRKETLER
Topluluğu, Tekfen Holding
ve Istikbal AŞ ortaklığında
alışvenş merkezi olarak
kumlan Akmerkez'in açılışı
yapıldı.
• EVTEGRA
YAZILIM
AŞ'nin Türkiye
distribütörlüğü-
nü yürüttüğü
Sybase. 1993yılındageçen
yıla göre yüzde 56 oranında
büyüme gösterdi.
• BtLGIMAT,
Graphisoft'un ürettiği
ArchiCADWindows
versiyonunu aralık ayında
satışaçıkardı.
Halk Bankası Genel Müdürü Sezgin Taşkıran'dan itiraflar:
Siunerbaıık'ın yükü 8 trilyonNURSUN EREL
ANKARA - Halk
Bankası Genel Müdü-
rü Sezgü Taşkıran,
özelleştirilmesi önce-
sinde Sümerbank he-
saplannı devralmanın kendilerine 8 tril-
yon lirahk maliyet yüklediğini belirte-
rek. "Ben hükümetin yerinde otsam,
bedavaya da olsa, bir an önce Sümer-
bank'ı devrederim" dedi.
Taşkıran, 8 trilyon lirahk ek mali yü-
kün, 4 trilyon lirasının Hazine tara-
fından karşılandığını, kalan 4 trilyon li-
ranın da yakında aktanlacağı vaadini
aldıklannı belırterek. "Bankanın beda-
vaya da olsa verilnıesi" yoluyla devletin
hem bir KİT'in sorumluluğundan hem
de 800 personelden kurtulacağını sa-
vundu.
Taşkıran Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlarken Merkez Bankası Başkanı
Bülent Gültekin'e de "şapkasını önûne
koyup düşüıunesi" çağnsında bulunarak
şunlan söyledi: "Türk Lirası'ndan ve
mevduattan kaçış ileri bovutlara ulaştı.
Merkez Bankası'nm. şapkasmı önüne
koyup dûşünmesi zaraanı gelmiştir. Mev-
duatla ilgili cazibenin yeniden yaratıla-
bilmesi için Merkez Bankası'nm ve Hazi-
ne'nin yapabilecekterinin bir an önce
1
SEZGİN TAŞKIRAN'DAN
• Ben hükümetin yerinde
olsam Sümerbank ı
bedavaya bile veririm.
Sümerbank'ın hesaplannı
devralmak bize 8 trilyon
liraya mal oldu.
• Devlet, hem bir KİT'ten
hem de personelden kurtu-
lur.
• Bülent Bey şapkasını
önüne koyup düşünmeli.
TL'den vemevduattan
kaçış ileri boyutlara vanyor
yapdntasında yarar var. Tasamıf eğiti-
mini kıran bir ortam kime yarayacak?
Vatandaş da. bankaiar da mevduat yeri-
ne başka kaynaklara yönelivor. Repo,
fon, VDMK gibi araçlar ekonomik fayda
bakımından Türk Lirası'nın yerini ruta-
maz. Bankaiann, Merkez Bankası'na
aktanJacak karşılıklar nedenivle yüzde
50'sini değertendireınediği Türk Lirası
mevduatından kacmalan doğaldır. Ya bu
karşüıklar düşüriilsün ya da mevduat fai-
zinden yapılan stopaj azaltılsın."
Taşkıran. kamu bankalannın. eko-
nomiden sorumlu Devlet Bakanlığı dö-
neminde Tansu Çiller başkanlığında
toplanarak belırledikleri faiz oranlannı
hala uygulamakta olduklannı da kay-
dederek. "Saym ÇilJer'e o gün verdiği-
miz sözü hala tutuyoruz, ama şartiar de-
ğişti. Keşke Osman Ünsaruıdediği vapı-
labilse. mevduat stopajları düşüriilebtlse"
diye konuştu.
Taşkıran. Hazine kökenli kredilerde
"bürokratik sorunlar" nedeniyle aktan-
mlann yavaş ilerlediğini, Çiller'in baş-
lattiğı "ev hanımlanna yüzde 10 faizli
kredi" dağıtımında sadece 60 kişiye 4
milyar lira tutannda aktanm yapılabil-
diğını bildirdi.
Kadın ve genç girişimcilere kredi
Halk Bankası'nm 4 ekimde başlattığı
"kadın ve genç girişimcilere kredi" uygu-
lamasında ise çok hızlı yol ahndığını bil-
diren Taşkıran, 55 günde 516 kişiye 60
milyar 117 milyon lirahk kredi ak-
tanldığını söyledi. Taşkıran 117'si
kadın olan girişimcilerin. dokuma ve
trikotaj ağırüklı başvuruda bulunduk-
lannı. gençlerde ise doktor ve mühendis
olanlann kendi işyerleri ile ilgili başvu-
rulannçoğunluğualdığınıifadeetti.
Halk Bankası Genel Müdürü Taş-
kıran, kendi bankalannın özelleştiril-
mesine yönelik bakış açısını ise şöyle or-
taya koydu: "Ben buna 'Keşke olsa' diye
bakarım, ama bizim Halk Bankası ola-
rak üstlenmiş olduğumuz sosval görevler
var. ÖzeUeştirilmeınfr gündeme gelirse,
bu sosyal sorumlulukları verine getire-
meyiz. Bu nedenle, şu aşamada Halk
Bankası, özelleştirme gündeminde yer al-
mamalı."
GATT'tan bîze fayda yok
MÜRAT ARJN
ANKARA - Tanhin en kap-
samlı ticaret anlaşması imzalandı
ve 7 yıl süren "Unıguay Raundu"
tamamlandı. 117 ülkenin taraf
olduğu, tanm, tekstil ve hizmet
sektörünü ilk kez GATT şemsi-
yesi altına alan Uruguay Raun-
du, sonuç olarak gelişmiş ülkele-
rin. başta ABD ile Avrupa Birli-
ğTnin (AB) yaptığı çok sıkı pa-
zarüklar sonucunda son biçimini
alırken, gelişmekte olan ülkelerin
çıkarlan ikınci planda kaldı. Ge-
lecek dönemde, bu anlaşmaya
bağlı olarak ticarette beklenen
genişleme ve refah artışında aslan
payını yine gelişmiş ülkeler ala-
cak.
Uruguay Raundu sonunda 7.6
trilyon dolar düzeyinde olan
dünya ticareti 2005 yılına kadar
yüzde 10 oranında genişleyecek.
Aocak bu süreçte asıl payı geliş-
miş ülkeler alacak. Türkiye'nin
dünya ticareti ıçindeki payı binde
2-3 düzeyinde. ömeğin on yıllık
bir dönem içinde ihracat gelirleri-
mizin 1-2 milyar dolar artması
kovduğumuz hedeflerin çok geri-
sinde kalıyor.
Kapsam genişletiliyor
Dünya tıcaretindeki bu geniş-
leme. gelişmiş ülkeler arasında
paylaşılacak. Bunlann başında
ise dünyadakı zengınliğin (top-
lam gayri safı milli hasılanın)
dörtte üçünü temsil eden ABD.
Avrupa Topluluğu ve Japonya
geliyor. Türkiye'nin 1992yıhnda-
ki toplam ihracatı 15 milyar do-
lar düzeyinde gerçekleşti. Oysa Japonya,
aynı dönemde her ay ortalama 10 milyar do-
lar ihracat fazlası verdi.
Uruguay Raundu'nda sanayide gümrük
tarifelerinde indirim gerçekleştirilirken, bu-
güne kadar GATT dışında kalan tanm. teks-
til, hizmet sektörü, patent ve telif haklan bu
görüşmeler sonucunda GATT kapsamına
abndı.
Uruguay Roundu sonucunda, tanm ve
tekstilin GATT kapsamına ahnmasıyla
kotalar ve bunun uzantısı olan geniş kotaya
sahip ayncalıklı ülkeler kalkıyor. Uruguay
Raundu, tekstilde MFA'nın (Multi-Fiber
Arrangement: Çok-Elyaflılar Düzenlemesı)
yürürlükten kaldınlmasını on yıllık bir za-
man diümine yayıyor.
Bu, Türkiye için olumlu bir gelişme olarak
gözüküyor. Ancak anlaşmaya göre. ılk 6
yıllık süre içinde tekstilde hiçbir gelişme ol-
GATT korumacılığın tanımmıyapıyor
GATT, özünde yalnızca serbest ticareti
getiren biranlaşma değil. GATT'ı
imzalayan ülkeler gümrük duvarlannı
kaldırarak serbest ticareti benimseyebilirler
ya da çok koyu bir korumaalık
izleyebiürler. GATT, korumacılığın hangi
çerçeve içinde yapılacağıru belirliyor.
GATT, ithalatta sayisal sınırlama
getirmeye, ulusal sanayiyi desteklemeye,
ithal edilecek ürünlerde asgari fıyat
belirlemeye, ayncalıklı ülke konumuna izin
vermiyor. Ancak taraf ülke, ulusal şirketleri
rekabet karşısında korumak için gümrük
tarifelerinde arttınma gidebiliyor, anti
damping yasalannı çalıştırabiliyor.
Bir ülkenin herhangi bir ülkeye tanıdığı
ticari haklan GATTı imzalayan tüm ülke-
lere tanıması gerekiyor, ancak yine
GATT'ın esnekliği. Avrupa Birliği, Kuzey
Amerika Serbest Ticaret Bölgesi gibi dı-
şanya kapılan sıkı sıkı kapalı bloklann
oluşmasına olanak tanıyor.
Uruguay Raundu'nun başarıvla noktalanmasıyla 2005'e kadar dünya ticareti yüzde 10 büyüye-
cek, ancak bu genişlemeden aslan payını gelişmiş ülkeler alacak.
mayacak. Bundan sonraki dönemde ise baş-
ta Türkiye, Hindistan, Güney Kore. Tayvan
gibi tekstilde iddialı ülkelerin karşısına yeni
sûrprizler çıkarülabilir.
Sektörierin durumu
Dile getirilen olasılıklar arasında. 6 yıl so-
nunda anti dampingin gündeme getinlmesi.
üretimin çevreyi hiçe sayan süreçler sonunda
gerçekleştirildiği öne sürülerek kısıtlamalar
yapıbnası da yer alıyor. GATT aslında o ka-
dar esnek bir anlaşma ki, bir yanda ülkeler
arasında eşitlik ilkesini savunurken, diğer
yandan bir ülkeye, belirli bazı şirketlere kısı-
tlama getirme olanağı tanıyor.
Tekstildeki bu olumsuz tabloyu üç ikti-
satçı, Trien Nguyen. Cario Perroni ve Randall
VV'igfeın "Uruguay'ın Başansınuı Değeri"
adlı kitaplannda ortaya koyuyor.
Uruguay Raundu sonrasında, başan en
alt düzeyde gerçekleşirse, tekstildeki sınırla-
malar ikiye katlanıyor.
Uruguay Raundu'nun zaman içinde çok
başanlı sonuçlar vermesi ya da başannın en
alt düzeyde gerçekleşmesini temel alan çalı-
şmalanna göre, Uruguay Raundu çok ba-
şanlı sonuçlar verdiği zaman tanmda koru-
maalık yüzde 70 oranında azalıyor, tekstilde
kotayla getinlen sınırlamalar kalkıyor, diğer
sanayi ürünlerinde gümriik tarifelen yüzde
50 oranında azalıyor. hizmet sektörünün
önündeki engellerde ise yüzde 20'lik bir iyi-
leşme oluyor.
Buna karşın. Uruguay Raundu'nda başan
smırlı kalırsa tanmdaki serbestleşme yüzde
30 düzeyinde kalıyor. tekstilde korumacılık
bugünküne göre ikiye katlanıyor. öteki sana-
yi ürünlerinde gümrük tarifelerinde yine 50
oranında azalma sağlanıyor ve hizmet sektö-
ründe ise hiçbir iyileşme olmuyor.
Almanya
ekonomik
yardımı
arttınyor
ANKARA (ANKA) - Al-
manya. uzun bir süreden beri
Türkiye'ye yaptığı mali ve
teknik yardımda artış yapa-
cak. Pazartesi günü Bonn'da
başlayacak Türk-Alman gö-
rüşmelerinde mali ve teknik
yardımın toplam tutannın
155 milyon marka yükseltil-
mesi İcarara bağlanacak.
Yardım paketinde ilk kez
Türki cumhuriyetlerine yöne-
lik ikili işbirliğine yer verili-
yor.
1993 yılma ilişkin mali ve
teknik yardımın kesinleştirile-
ceği görüşmeler 20-22 aralık
tarihlerinde Bonn'da yapıla-
cak. Görüşmeler, Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış
Ekonomik İlişkileri Genel
Müdürü Bülent Özgün ve Al-
manya Dış Ekonomik Ba-
kanlığı Avrupa ve Ortadoğu
İşleri Genel Müdürü Fuchs
tarafından yürütülecek.
Bonn toplantısına ilişkin
hazırlıklar kasım ayında An-
kara'da yapılmıştı. Ankara'-
daki görüşmelerde taraflar,
yardım tutannın arttınbnası
ve yardımdan yararlanacak
projeler ûzerinde durmuşlar-
dı.
10 milyon mark
Bonn'daki görüşmelerde
1993 yılına ilişkin mali yardı-
mın 130 milyon marka, tek-
nik yardımın ise 25 milyon
marka yükseltilmesi öngörü-
lüyor. Böylece. 1992 yıhna
göre mali ve teknik yardımda
10'ar milyon mark artış sağ-
lanmış olacak.
Konuya yakın kaynaklar.
Alman yardımında öngörü-
len artışın iki ülkenin Türki
cumhuriyetlere yönelik ola-
rak yapmayı kararlaştırdı-
klan işbirliğinin fınansmanı
amaayla yapılacağını belirti-
yorlar.
Alman yardımıyla Tür-
kiye'de finanse edilen projele-
rin önemli bölümünün çevre
ile ilgili projeler olduğu da
kaydedildi.
IŞÇMNEVREINIINDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Faşistler Moskova'ya
Iskandinav işçi sendikalarının yöneticileri ile 1989
sonbaharında Antalya'da Ağaç-lş'in seminerinde idik.
iki Almanya'nın birleşmesinin ilk önemli işareti olabile-
cek bir haber geldi. Sevineceklerini düşünerek haberi
sendikacı konuklara aktardım. Hep bir ağızdan ""Ey-
vah" anlamında tepkiler geldi. Geçmişte aksine savun-
malarını bildiğim için şaşırmıştım. "Siz bunu istemiyor
muyudunuz" sorusunu yönelttim. "Evet, ama bu kadar
hızlı değil. Biz bu kadar hızlı birdeğişime hazırlıklı deği-
liz" yanıtı geldi.
Sendikal haklarda, sosyal devlet uygulamasında dün-
yanın en ileri ülkelerinin sendikacılık hareketinin liderle-
rinin neden bu kadar kaygılandıklarını o zamanlar pek
kavrayamamıştım. Ankara'nın siyaset kulislerinde "Ko-
münistler Moskova 'ya " sloganının yerini, Faşistler Mos-
kova'ya"nm aldığını görünce korkmakta ne kadar haklı
olduklannı daha iyi algıladım.
Siyasi partiler, sendikalar, demokratik örgütlenme-
lerin dünyanın değişiminde çıkan sorunlara yanıt ver-
mede hazırlıksız yakalanmaları insanlığa çok pahalıya
mal oldu. Dünya düzeyinde, tabii az gelişmiş ülkelerde
çok daha ağırı olmak üzere genel bir sosyal damping
yaşanıyor. Çoğunluk hızla yoksullaşıp bilgi birikiminin
nimetlerinden uzaklaştırılırken, azınlık paştadan daha
da büyük pay alıyor. Çokuluslu şirketlerin çıkarlan doğ-
ruttusunda işleyen çarkta, dünya düzenine ilişkin karar-
lar, sadece dini imanı olmayan paranın kurallarına göre
veriliyor. İdeolojık boşlukta ınsanın ilkel güdüleri kamçı-
lanıp ırkçılık ve dincilik hortlarken, insan haklan, demok-
rasi uygulamaları çok büyük yaralar alıyor. Dünyada irili
ufaklı devam eden savaşlann sayısı Kızılhaç kayıtlarına
göre 90'ı bulurken, insanlık için utanç tablosu canavarlı-
klar, acılar yaşanıyor.
Olanlar kötü, ancak "Komünistler Moskova'ya" slo-
ganının yerini "Faşistler Moskova'ya"nm almasınm se-
vindirici bir yanı var. Bu slogan sadece siyasal ya-
şamımızda değil, sendikal yaşamımızda da çok fazla,
sıkça kullanılırdı. Türk-lş'in genişletilmiş yöneticiler top-
lantısında, TGS'nin genel eğitim sekreteri olarak
yaptığım bir konuşmada, sağda bilınen bazı sendika yo-
neticilerinin bu sloganla beni susturmaya çalıştıklannı
gülerek anımsıyorum. Sendikalizmin kötü yolda olduğu-
nu söylemeye kalkışan herkes aynı suçlama ve tehdide
hedef olurdu. Hiç değilse Moskova'ya gönderilmekten
kurtulduk. Şimdi bakıyorum da bazıları "Faşistler Mos-
kova'ya" denmesini beklemeden, turistik seferlerde
Moskova yolunu tutmuşlar bile. Alışveriş, Nataşaların
çekimi öylesine güçlü ki, bazı sendikalarımız seminerle-
rini, başkanlar kurullarını Moskova'da yapmaya baş-
ladılar. Nasılsa harcanan işçinin parası, hesabını da so-
ran yok. Hovardalık da erkekliğin şanından.
Ister Moskova'da ister Istanbul'da bir Nataşayı kolu-
na takabilecek kadar parayı bulan bu değişimden çok
hoşnut. Yeni dünya düzeninin ideologları bu görüntüyü
haklılıklarınm, zaferlerinin belgesi olarak sunuyorlar.
Halinden daha çok ibret alınması gereken, daha acına-
cak durumda olanı Nataşa mı, yoksa onu koluna takıp
böbürleneni ya da bu tabloyu yeni dünya düzeninin
övünç belgesi olarak göstermeye kalkışanı mı? Birlikte
izleyip göreceğiz.
Gerçek şu ki siyahın beyaza karıştığı, gerçeklerin
tersyüz edildiği bir dönem yaşıyoruz. Köprülerin altında
daha çok su akacak. Ancak bu düzen böyle sürüp gide-
meyecek. Çünkü bu düzen böyle sürüp gittiğinde in-
sanlık kendi kendini yoketmiş olacak. İnsan aklı, insanın
sağduyusu, yaşama içgüdüsü ile ters bir gelişim, öyle
sürüp gidemez.
Biz onların yaptığım yapmayacağız. "Faşistler Mos-
kova'ya " demeyeceğiz. Moskova dünyanın en önemli,
en güzel kültür merkezlerinden biri. Her insanın oraya
gitmek, görmek hakkı olmalı. Ancak işçinin parası ile alı-
şveriş, Nataşalar için gitmeye kalkışanlara da "dur" de-
meyi, hesap sormayı öğrenmek zorundayız değil mi?
Şirket kuruluşları
tamgaz
ANKARA (ANKA) - Türkiye'de günde ortalama 119 şirket
kuruluyor. Yıbn on bir ayındaki şirket kuruluşlan 40 bine yak-
laştı.
Ocak-kasım döneminde 39 bin 685 şirket kuruldu. Bu şirket-
lerin toplam sermayesi de 14 trilyon 909.1 miKar lira düzeyinde
bulunuyor. Buna göre on bir ayda gün başına düşen şirket ku-
ruluşu 119 adet, şirket başına ortalama sermaye de 375.7 mil-
yon lira oldu.
Yeni şirketlerin 13 bin 316'sı toptan ve perakende ticaret.
oteller ve lokantaabk sektöründe bulunuyor. Bu şirketlerin
toplam sermayesi de 3 trilyon 664 milyar lira olarak belirlendi.
Sektör. şirket kuruluşlannda sermaye büyüklüğü açısından da
ilksırada yer aldı.
Söz konusu dönemde, imalat sanayiinde 8 bin 962. inşaat ve
bayındırlık alanında 8 bin 248. malı kuruluşlar ve sigortalar
alanında 4 bin 70, toplum hizmetleri. sosyal ve kişisel hizmetler
alanında 2 bin 270. ulaştırma ve depolamada bin 859. tanm ve
ormancılıkta 609. madencilikte 325. elektrik, gaz ve su sektö-
ründe de 26 şirket kuruldu.
Konuk
Ycızar
Vergi reformu ve mali müşavirlik
MUSTAFA ÖZYÜREK (*)
Uzun zamandır vergi sistemimizin eski-
diği, adaletsiz, verimsiz ve karmaşık bir
yapıda olduğu konusunda. hem vergiyi alan
devlette hem de vergiyi ödeyen mükellefler-
de görüş birliği oluştu.
Devlet. sistemdeki kayıp ve kaçakJar ne-
deniyle vergilemeden optimal hasılayı sağla-
yamamaktan şikayetçidir. Yeterli vergi tah-
sil edilemedigi için 1993 yılı devlet bütçesi
120 trilyon civannda açık verecektir. 1994
yilı bütçesi hazırlanırken 192 trilyon açık ön-
görülmüştür. 1994 sonunda fıili açığın
250-300 trilyona ulaşması kaçırulmaz görü-
nüyor. Tüm kamunun fınansman ihtiyaç-
Iannın GSMH'ye oranı 1993'te % 16.3'e ula-
şacaktır.
Devlet bu açıklannı karşılayabilmek için
bir yandan borçlanmakta, diğer yandan
daha çok para basmaktadır. Nitekim devlet
şu anda 59.4 milyon dolar dış borç, 287.8
trilyon lira ıç borç yükü altındadır. Borç fa-
izlerinin bütçeye yükü ve emisyon hacmin-
deki artışlar, kaçırulmaz olarak, enflasyonu
körüklemekte ve böylece ekonomik istikrar
bozulmaktadır.
İşte, enflasyonu düşürmek, ekonomik is-
tikran korumak isteyen hükümetler, ka-
munun finansman ihtiyaanı vergi ile kar-
şılamak isterler. Vergi, sadece kamunun fi-
nansmanını karşılayan tek sağlam kaynak
değil, aynı zamanda gelir dağılımında adale-
ti sağlayan, büyümeyi teşvık eden sosyal ve
ekonomik bir araçtır.
Dürüst mükellefler. yani vergiyi ödeyen-
ler, vergi sistemindeki adaletsizlikten, kendi-
si vergisini öderken başkalannın kaçırması-
ndan şikayetçidirler. Gelir Vergisi'nin %56'-
sını ücretlilerin
ödediği, minibüs
plakası almak için
1.5-2 milyar veren
bir götürü mükel-
lefin yılda 3-5 mil-
yon civannda ver-
gi ödediği, hayat
standardı esasının
adaletsiz uygulan-
ması sonucu bir
kelle vergisine dö-
nüştüğü, bir köşe
yazan aldığı kitap-
lann bedelini ücre-
tinden indiremezken bazı işadamlanrun yat-
lannm, lüks arabalannın masraflannı ka-
zançlardan düştüğü gibi vergi sistemindeki
haksızbklar dikkate abnınca, şikayetleri do-
ğal karsılamak gerekir.
Devletin finansman ihtiyacı ve dürüst mü-
kelleflerin kamuoyuna mal olan şikayetleri
sonucu vergi sisteminde iyüeştirme zorunlu
hale gelmiştir. Hükümet. vergi sistemindeki
bazı eksiklikleri düzeltmek , üniter yapıyı
tekrar kurmak, vergi kaçakçılanna daha
ağır cezalar vermek. vergisini ödemeyenleri
teşhir etmek. bazı mallardan özel tüketim
vergisi almak amacıyla hazırladığı tasanyı
TBMM'ye sunmuştur.
Vergi yasalannın uygulanmasında. maü
Gelişmiş ülkelerde,
vergi uyguiarnası geniş ölçüde ^rbest muhasebedîik, serbest
muhasebeci maü müşavirlik veyemînli mali müşavirlik
müessesesiııe dayanmaktadır. Türkiye'de de bu müesseseyi
vergi uygoîamasmda etkm şekiide devreye sokmanın zamanı
gelmiştir. Vergi sistemimiziiî bu eksiğinin tamamlanması ve
meslek mensuplanna yetki verilmesi halindegerçek aıılamda
bir "reform" yapılmış olacaktır.
idarenin eleman, ücret, eğitim, araç-gereç
bakımdan güçlendiribnesi son derece önem-
lidir. Şu anda mab idarede çabşanlann özel-
Iikle ücret yönünden son derece güç şartiar
içinde bulunduğu, 20 trilyon lira vergi topla-
yan bir vergi dairesi müdürünün 7-8 milyon
lira ücret aldığı bilinıyor. TBMM'nin son
vergi tasansının görüşülmesi sırasında vergi
idaresinde çabşanlann bu sorununa bir çö-
züm getiribnesini bekliyoruz.
Vergi sisteminin iyi işlemesinde en temel
kurumlardan biri de Hazine ile mükellef
arasında köprü görevi yapan serbest ıtıu-
hasebecibk, serbest muhasebeci mali müşa-
virbk ve yeminli mali müşavirlik mesleğidir.
1989 yıbnda 3568 sayıb meslek yasası ile iş-
letmelerin faali-
yetlerinin mev-
zuata uygun, gü-
venilir bir şekiide
muhasebeleştiril-
mesini. beyanna-
melerin düzenlen-
mesıni, denetlen-
mesıni ve tasdiki-
ni gerçekleştirmek
üzere "serbest
muhasebecilik
r
\
"serbest muhase-
beci mali müşavir-
lik" ve "yeminli
mali müşavirlik" meslek leri ve hizmetlen
oluşturulmuştur. Anılan yasa ile bu meslek-
ler odalar ve odalar birliği şeklinde örgütlen-
miştir. Sayılan 40 bini aşan bu meslek men-
suplan, Türkiye'nin her tarafında, mükellef-
lerin defterlerini tutmakta. beyannamelerini
düzenlemekte, denetim ve tasdiklerini yap-
maktadırlar. Ancak çok önemli görevler üst-
lenen bu meslek mensuplanna yeterli yasal
yetki verilmemiştır.
Son vergi tasansında bu meslek mcnsup-
lanna %ergi bevannamelcrinin ön denetimi
ve imzası yetkisi venlmiş ve bu yetkiye para-
lel olarak sorumluluk getirilmiştir. Aynca
yeminli mali müşavirlerin 3568 sayüı yasada
yer alan beyanname tasdik yetkılerini pekiş-
tiren hükümler öngörülmüşıür. Öngörülen
yetkilerin kullanılmasının Maliye Ba-
kanlığı'nın takdirlerine bırakılması ve yetki-
lerle birlikte getirilen sorumluluklann çok
ağır olması gibi tasandaki sakıncalann
TBMM tarafından düzeltilmesi, müessese-
nin sağlıklı işlemesine yardımcı olacaktır.
Gelişmiş ülkelerde, vergi uygulaması geniş
ölçüde serbest muhasebecilik, serbest muha-
sebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşa-
virlik müessesesine dayanmaktadır. Türki-
ye'de de bu müesseseyi vergi uygulamasında
etkin şekiide devreye sokmanın zamanı gel-
miştir. Vergi sistemimizin bu eksiğinin ta-
mamlanması ve meslek mensuplanna yetki
verilmesi halinde gerçek anlamda bir "re-
form" yapılmış olacaktır. Kırk bini aşan
meslek mensuplan vergi uygulaması ile de-
netiminde ve tasdikinde etkin görevler üstle-
necek durumdadırlar.
(* ı Türkive Serbest Muhasebeci Mali Mü-
savirjer re Yeminli Müsavirler Odaları Birliği
( TÜRMOB) Genel Başkanı.