19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ARALIK1993 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA EKONOM 11 ŞİRKETLERDEN HABERLER •ANADOLU HAYAT Sigorta, genel müdürlüğünü Jumbo firmasının Maslak'taki binasına taşıdı. • GÜNEŞ SİGORTA, TÜPRAŞm İzmit'teki hidro-kraker ünitesi projesine 3 trilyon lirahk montaj allriskteminatı verdi. HRAY »ŞIGORTA İzmırbölge müdür yardımcılığına Lale Erkızan atandı. • PFIZERİlaçlan,yüzeyel maniar enfeksiyonu tedavisinde haftada tek doz kullanılan "Flucan Dermal"i piyasaya sürdü. •COMMER CIALUNION Sigorta, endüstriyel yangın sigortasını smai ve ticari kuruluşlann hizmeü'ne sundu. • DÎKTAS AŞ, Altın Başak dantel iplikleri kullanıalan arasında düzenlediği cekilişte 1 tane 94 model Toyota Corolla XL. 20çamaşır makinesi, 50 televizyon. 100 mûzikseti. lOOmıksertakımı verdi. DONALD'S26 Karayolu üzerinde Mc Drive "arabaya servis" hİ2meti vermeye başbyor. • REKLAMYAZARLARI DERNEĞİ tarafından düzenlenen "Beyin Fırünası '93" yanşması 19 aralık tarihinde The Marmara Oteli'nde yapılacak. • SESLt SEüJVAMTSlSrEMLERJ L E R İ , dünya ülkelerinde seçim kampanyalannda kullanılan telefonla tanıtım sistemini, yerel seçimlerde partilerin İcullanımına sunacak. • EKİNCİLER HOLDtNG'e bağb Ekinciler Demir Çelik Fabrikası'nda 1994 martında uygulamaya abnacak olan yeni üretim teknolojisi Fransa'da düzenlenen bir [>zyurnda ele ahndı. '• • EMEK HAYAT SİGORTA genel müdür yardımcılığına "tele sigorta" departmanının kurucusu Engin Güven getirildi. • BEZEHalklathşkilerile Bib Tanıtım ve Danışmanbk Limited Şirketi sendikal PR veendüstriyel ilişkilerde danışmanhk hizmetleri verecek. IMER- SIGORTA MOKEZ SİGORTA Diyarbakır F16 tesıslerini 210 milyar lira bedelle bütünrisklerekarşı sigortaladı. • REJOICEkuru,boyalı, permalı ve yıpranmış saçlar için "Yeni Extra Kremti Rejoice Wash"ı üretti. = <^^= •IBMparalel X j = j ^ ışlem stratejisine bağlı olarak hem MVS hem de Unix tabanlı bilgisayarlann performans yeteneklerini arttırdı. • IVnCROSOFT Boğaziçi Üniversitesi İşletme Kulübü tarafından düzenlenen " 1. Softvvare Günleri"ne katıldı. • GÖNPA ELEKTRONÎK Sanayii.NBS firmasının Türkiye distribütörlüğünü alarak, plastik bir kart üzerine iogo. nümerik ve alfa nümerik bilgi ile barkod basabilmesinin yanı sıra çok renkli fotoğraf da basabilecek. • EGE SİGORTA Etilerdeki The Gallery-Brave'yi güvence altına aldı. • ETİ Pazarlama ve Sanayi çeşitli hayvan fıgiirlerinden oluşan "Eti Bumbo" adındaki kakaolu bisküviyi 2 bin liradan piyasaya sürdü. • AKKÖK ŞİRKETLER Topluluğu, Tekfen Holding ve Istikbal AŞ ortaklığında alışvenş merkezi olarak kumlan Akmerkez'in açılışı yapıldı. • EVTEGRA YAZILIM AŞ'nin Türkiye distribütörlüğü- nü yürüttüğü Sybase. 1993yılındageçen yıla göre yüzde 56 oranında büyüme gösterdi. • BtLGIMAT, Graphisoft'un ürettiği ArchiCADWindows versiyonunu aralık ayında satışaçıkardı. Halk Bankası Genel Müdürü Sezgin Taşkıran'dan itiraflar: Siunerbaıık'ın yükü 8 trilyonNURSUN EREL ANKARA - Halk Bankası Genel Müdü- rü Sezgü Taşkıran, özelleştirilmesi önce- sinde Sümerbank he- saplannı devralmanın kendilerine 8 tril- yon lirahk maliyet yüklediğini belirte- rek. "Ben hükümetin yerinde otsam, bedavaya da olsa, bir an önce Sümer- bank'ı devrederim" dedi. Taşkıran, 8 trilyon lirahk ek mali yü- kün, 4 trilyon lirasının Hazine tara- fından karşılandığını, kalan 4 trilyon li- ranın da yakında aktanlacağı vaadini aldıklannı belırterek. "Bankanın beda- vaya da olsa verilnıesi" yoluyla devletin hem bir KİT'in sorumluluğundan hem de 800 personelden kurtulacağını sa- vundu. Taşkıran Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken Merkez Bankası Başkanı Bülent Gültekin'e de "şapkasını önûne koyup düşüıunesi" çağnsında bulunarak şunlan söyledi: "Türk Lirası'ndan ve mevduattan kaçış ileri bovutlara ulaştı. Merkez Bankası'nm. şapkasmı önüne koyup dûşünmesi zaraanı gelmiştir. Mev- duatla ilgili cazibenin yeniden yaratıla- bilmesi için Merkez Bankası'nm ve Hazi- ne'nin yapabilecekterinin bir an önce 1 SEZGİN TAŞKIRAN'DAN • Ben hükümetin yerinde olsam Sümerbank ı bedavaya bile veririm. Sümerbank'ın hesaplannı devralmak bize 8 trilyon liraya mal oldu. • Devlet, hem bir KİT'ten hem de personelden kurtu- lur. • Bülent Bey şapkasını önüne koyup düşünmeli. TL'den vemevduattan kaçış ileri boyutlara vanyor yapdntasında yarar var. Tasamıf eğiti- mini kıran bir ortam kime yarayacak? Vatandaş da. bankaiar da mevduat yeri- ne başka kaynaklara yönelivor. Repo, fon, VDMK gibi araçlar ekonomik fayda bakımından Türk Lirası'nın yerini ruta- maz. Bankaiann, Merkez Bankası'na aktanJacak karşılıklar nedenivle yüzde 50'sini değertendireınediği Türk Lirası mevduatından kacmalan doğaldır. Ya bu karşüıklar düşüriilsün ya da mevduat fai- zinden yapılan stopaj azaltılsın." Taşkıran. kamu bankalannın. eko- nomiden sorumlu Devlet Bakanlığı dö- neminde Tansu Çiller başkanlığında toplanarak belırledikleri faiz oranlannı hala uygulamakta olduklannı da kay- dederek. "Saym ÇilJer'e o gün verdiği- miz sözü hala tutuyoruz, ama şartiar de- ğişti. Keşke Osman Ünsaruıdediği vapı- labilse. mevduat stopajları düşüriilebtlse" diye konuştu. Taşkıran. Hazine kökenli kredilerde "bürokratik sorunlar" nedeniyle aktan- mlann yavaş ilerlediğini, Çiller'in baş- lattiğı "ev hanımlanna yüzde 10 faizli kredi" dağıtımında sadece 60 kişiye 4 milyar lira tutannda aktanm yapılabil- diğını bildirdi. Kadın ve genç girişimcilere kredi Halk Bankası'nm 4 ekimde başlattığı "kadın ve genç girişimcilere kredi" uygu- lamasında ise çok hızlı yol ahndığını bil- diren Taşkıran, 55 günde 516 kişiye 60 milyar 117 milyon lirahk kredi ak- tanldığını söyledi. Taşkıran 117'si kadın olan girişimcilerin. dokuma ve trikotaj ağırüklı başvuruda bulunduk- lannı. gençlerde ise doktor ve mühendis olanlann kendi işyerleri ile ilgili başvu- rulannçoğunluğualdığınıifadeetti. Halk Bankası Genel Müdürü Taş- kıran, kendi bankalannın özelleştiril- mesine yönelik bakış açısını ise şöyle or- taya koydu: "Ben buna 'Keşke olsa' diye bakarım, ama bizim Halk Bankası ola- rak üstlenmiş olduğumuz sosval görevler var. ÖzeUeştirilmeınfr gündeme gelirse, bu sosyal sorumlulukları verine getire- meyiz. Bu nedenle, şu aşamada Halk Bankası, özelleştirme gündeminde yer al- mamalı." GATT'tan bîze fayda yok MÜRAT ARJN ANKARA - Tanhin en kap- samlı ticaret anlaşması imzalandı ve 7 yıl süren "Unıguay Raundu" tamamlandı. 117 ülkenin taraf olduğu, tanm, tekstil ve hizmet sektörünü ilk kez GATT şemsi- yesi altına alan Uruguay Raun- du, sonuç olarak gelişmiş ülkele- rin. başta ABD ile Avrupa Birli- ğTnin (AB) yaptığı çok sıkı pa- zarüklar sonucunda son biçimini alırken, gelişmekte olan ülkelerin çıkarlan ikınci planda kaldı. Ge- lecek dönemde, bu anlaşmaya bağlı olarak ticarette beklenen genişleme ve refah artışında aslan payını yine gelişmiş ülkeler ala- cak. Uruguay Raundu sonunda 7.6 trilyon dolar düzeyinde olan dünya ticareti 2005 yılına kadar yüzde 10 oranında genişleyecek. Aocak bu süreçte asıl payı geliş- miş ülkeler alacak. Türkiye'nin dünya ticareti ıçindeki payı binde 2-3 düzeyinde. ömeğin on yıllık bir dönem içinde ihracat gelirleri- mizin 1-2 milyar dolar artması kovduğumuz hedeflerin çok geri- sinde kalıyor. Kapsam genişletiliyor Dünya tıcaretindeki bu geniş- leme. gelişmiş ülkeler arasında paylaşılacak. Bunlann başında ise dünyadakı zengınliğin (top- lam gayri safı milli hasılanın) dörtte üçünü temsil eden ABD. Avrupa Topluluğu ve Japonya geliyor. Türkiye'nin 1992yıhnda- ki toplam ihracatı 15 milyar do- lar düzeyinde gerçekleşti. Oysa Japonya, aynı dönemde her ay ortalama 10 milyar do- lar ihracat fazlası verdi. Uruguay Raundu'nda sanayide gümrük tarifelerinde indirim gerçekleştirilirken, bu- güne kadar GATT dışında kalan tanm. teks- til, hizmet sektörü, patent ve telif haklan bu görüşmeler sonucunda GATT kapsamına abndı. Uruguay Roundu sonucunda, tanm ve tekstilin GATT kapsamına ahnmasıyla kotalar ve bunun uzantısı olan geniş kotaya sahip ayncalıklı ülkeler kalkıyor. Uruguay Raundu, tekstilde MFA'nın (Multi-Fiber Arrangement: Çok-Elyaflılar Düzenlemesı) yürürlükten kaldınlmasını on yıllık bir za- man diümine yayıyor. Bu, Türkiye için olumlu bir gelişme olarak gözüküyor. Ancak anlaşmaya göre. ılk 6 yıllık süre içinde tekstilde hiçbir gelişme ol- GATT korumacılığın tanımmıyapıyor GATT, özünde yalnızca serbest ticareti getiren biranlaşma değil. GATT'ı imzalayan ülkeler gümrük duvarlannı kaldırarak serbest ticareti benimseyebilirler ya da çok koyu bir korumaalık izleyebiürler. GATT, korumacılığın hangi çerçeve içinde yapılacağıru belirliyor. GATT, ithalatta sayisal sınırlama getirmeye, ulusal sanayiyi desteklemeye, ithal edilecek ürünlerde asgari fıyat belirlemeye, ayncalıklı ülke konumuna izin vermiyor. Ancak taraf ülke, ulusal şirketleri rekabet karşısında korumak için gümrük tarifelerinde arttınma gidebiliyor, anti damping yasalannı çalıştırabiliyor. Bir ülkenin herhangi bir ülkeye tanıdığı ticari haklan GATTı imzalayan tüm ülke- lere tanıması gerekiyor, ancak yine GATT'ın esnekliği. Avrupa Birliği, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi gibi dı- şanya kapılan sıkı sıkı kapalı bloklann oluşmasına olanak tanıyor. Uruguay Raundu'nun başarıvla noktalanmasıyla 2005'e kadar dünya ticareti yüzde 10 büyüye- cek, ancak bu genişlemeden aslan payını gelişmiş ülkeler alacak. mayacak. Bundan sonraki dönemde ise baş- ta Türkiye, Hindistan, Güney Kore. Tayvan gibi tekstilde iddialı ülkelerin karşısına yeni sûrprizler çıkarülabilir. Sektörierin durumu Dile getirilen olasılıklar arasında. 6 yıl so- nunda anti dampingin gündeme getinlmesi. üretimin çevreyi hiçe sayan süreçler sonunda gerçekleştirildiği öne sürülerek kısıtlamalar yapıbnası da yer alıyor. GATT aslında o ka- dar esnek bir anlaşma ki, bir yanda ülkeler arasında eşitlik ilkesini savunurken, diğer yandan bir ülkeye, belirli bazı şirketlere kısı- tlama getirme olanağı tanıyor. Tekstildeki bu olumsuz tabloyu üç ikti- satçı, Trien Nguyen. Cario Perroni ve Randall VV'igfeın "Uruguay'ın Başansınuı Değeri" adlı kitaplannda ortaya koyuyor. Uruguay Raundu sonrasında, başan en alt düzeyde gerçekleşirse, tekstildeki sınırla- malar ikiye katlanıyor. Uruguay Raundu'nun zaman içinde çok başanlı sonuçlar vermesi ya da başannın en alt düzeyde gerçekleşmesini temel alan çalı- şmalanna göre, Uruguay Raundu çok ba- şanlı sonuçlar verdiği zaman tanmda koru- maalık yüzde 70 oranında azalıyor, tekstilde kotayla getinlen sınırlamalar kalkıyor, diğer sanayi ürünlerinde gümriik tarifelen yüzde 50 oranında azalıyor. hizmet sektörünün önündeki engellerde ise yüzde 20'lik bir iyi- leşme oluyor. Buna karşın. Uruguay Raundu'nda başan smırlı kalırsa tanmdaki serbestleşme yüzde 30 düzeyinde kalıyor. tekstilde korumacılık bugünküne göre ikiye katlanıyor. öteki sana- yi ürünlerinde gümrük tarifelerinde yine 50 oranında azalma sağlanıyor ve hizmet sektö- ründe ise hiçbir iyileşme olmuyor. Almanya ekonomik yardımı arttınyor ANKARA (ANKA) - Al- manya. uzun bir süreden beri Türkiye'ye yaptığı mali ve teknik yardımda artış yapa- cak. Pazartesi günü Bonn'da başlayacak Türk-Alman gö- rüşmelerinde mali ve teknik yardımın toplam tutannın 155 milyon marka yükseltil- mesi İcarara bağlanacak. Yardım paketinde ilk kez Türki cumhuriyetlerine yöne- lik ikili işbirliğine yer verili- yor. 1993 yılma ilişkin mali ve teknik yardımın kesinleştirile- ceği görüşmeler 20-22 aralık tarihlerinde Bonn'da yapıla- cak. Görüşmeler, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkileri Genel Müdürü Bülent Özgün ve Al- manya Dış Ekonomik Ba- kanlığı Avrupa ve Ortadoğu İşleri Genel Müdürü Fuchs tarafından yürütülecek. Bonn toplantısına ilişkin hazırlıklar kasım ayında An- kara'da yapılmıştı. Ankara'- daki görüşmelerde taraflar, yardım tutannın arttınbnası ve yardımdan yararlanacak projeler ûzerinde durmuşlar- dı. 10 milyon mark Bonn'daki görüşmelerde 1993 yılına ilişkin mali yardı- mın 130 milyon marka, tek- nik yardımın ise 25 milyon marka yükseltilmesi öngörü- lüyor. Böylece. 1992 yıhna göre mali ve teknik yardımda 10'ar milyon mark artış sağ- lanmış olacak. Konuya yakın kaynaklar. Alman yardımında öngörü- len artışın iki ülkenin Türki cumhuriyetlere yönelik ola- rak yapmayı kararlaştırdı- klan işbirliğinin fınansmanı amaayla yapılacağını belirti- yorlar. Alman yardımıyla Tür- kiye'de finanse edilen projele- rin önemli bölümünün çevre ile ilgili projeler olduğu da kaydedildi. IŞÇMNEVREINIINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Faşistler Moskova'ya Iskandinav işçi sendikalarının yöneticileri ile 1989 sonbaharında Antalya'da Ağaç-lş'in seminerinde idik. iki Almanya'nın birleşmesinin ilk önemli işareti olabile- cek bir haber geldi. Sevineceklerini düşünerek haberi sendikacı konuklara aktardım. Hep bir ağızdan ""Ey- vah" anlamında tepkiler geldi. Geçmişte aksine savun- malarını bildiğim için şaşırmıştım. "Siz bunu istemiyor muyudunuz" sorusunu yönelttim. "Evet, ama bu kadar hızlı değil. Biz bu kadar hızlı birdeğişime hazırlıklı deği- liz" yanıtı geldi. Sendikal haklarda, sosyal devlet uygulamasında dün- yanın en ileri ülkelerinin sendikacılık hareketinin liderle- rinin neden bu kadar kaygılandıklarını o zamanlar pek kavrayamamıştım. Ankara'nın siyaset kulislerinde "Ko- münistler Moskova 'ya " sloganının yerini, Faşistler Mos- kova'ya"nm aldığını görünce korkmakta ne kadar haklı olduklannı daha iyi algıladım. Siyasi partiler, sendikalar, demokratik örgütlenme- lerin dünyanın değişiminde çıkan sorunlara yanıt ver- mede hazırlıksız yakalanmaları insanlığa çok pahalıya mal oldu. Dünya düzeyinde, tabii az gelişmiş ülkelerde çok daha ağırı olmak üzere genel bir sosyal damping yaşanıyor. Çoğunluk hızla yoksullaşıp bilgi birikiminin nimetlerinden uzaklaştırılırken, azınlık paştadan daha da büyük pay alıyor. Çokuluslu şirketlerin çıkarlan doğ- ruttusunda işleyen çarkta, dünya düzenine ilişkin karar- lar, sadece dini imanı olmayan paranın kurallarına göre veriliyor. İdeolojık boşlukta ınsanın ilkel güdüleri kamçı- lanıp ırkçılık ve dincilik hortlarken, insan haklan, demok- rasi uygulamaları çok büyük yaralar alıyor. Dünyada irili ufaklı devam eden savaşlann sayısı Kızılhaç kayıtlarına göre 90'ı bulurken, insanlık için utanç tablosu canavarlı- klar, acılar yaşanıyor. Olanlar kötü, ancak "Komünistler Moskova'ya" slo- ganının yerini "Faşistler Moskova'ya"nm almasınm se- vindirici bir yanı var. Bu slogan sadece siyasal ya- şamımızda değil, sendikal yaşamımızda da çok fazla, sıkça kullanılırdı. Türk-lş'in genişletilmiş yöneticiler top- lantısında, TGS'nin genel eğitim sekreteri olarak yaptığım bir konuşmada, sağda bilınen bazı sendika yo- neticilerinin bu sloganla beni susturmaya çalıştıklannı gülerek anımsıyorum. Sendikalizmin kötü yolda olduğu- nu söylemeye kalkışan herkes aynı suçlama ve tehdide hedef olurdu. Hiç değilse Moskova'ya gönderilmekten kurtulduk. Şimdi bakıyorum da bazıları "Faşistler Mos- kova'ya" denmesini beklemeden, turistik seferlerde Moskova yolunu tutmuşlar bile. Alışveriş, Nataşaların çekimi öylesine güçlü ki, bazı sendikalarımız seminerle- rini, başkanlar kurullarını Moskova'da yapmaya baş- ladılar. Nasılsa harcanan işçinin parası, hesabını da so- ran yok. Hovardalık da erkekliğin şanından. Ister Moskova'da ister Istanbul'da bir Nataşayı kolu- na takabilecek kadar parayı bulan bu değişimden çok hoşnut. Yeni dünya düzeninin ideologları bu görüntüyü haklılıklarınm, zaferlerinin belgesi olarak sunuyorlar. Halinden daha çok ibret alınması gereken, daha acına- cak durumda olanı Nataşa mı, yoksa onu koluna takıp böbürleneni ya da bu tabloyu yeni dünya düzeninin övünç belgesi olarak göstermeye kalkışanı mı? Birlikte izleyip göreceğiz. Gerçek şu ki siyahın beyaza karıştığı, gerçeklerin tersyüz edildiği bir dönem yaşıyoruz. Köprülerin altında daha çok su akacak. Ancak bu düzen böyle sürüp gide- meyecek. Çünkü bu düzen böyle sürüp gittiğinde in- sanlık kendi kendini yoketmiş olacak. İnsan aklı, insanın sağduyusu, yaşama içgüdüsü ile ters bir gelişim, öyle sürüp gidemez. Biz onların yaptığım yapmayacağız. "Faşistler Mos- kova'ya " demeyeceğiz. Moskova dünyanın en önemli, en güzel kültür merkezlerinden biri. Her insanın oraya gitmek, görmek hakkı olmalı. Ancak işçinin parası ile alı- şveriş, Nataşalar için gitmeye kalkışanlara da "dur" de- meyi, hesap sormayı öğrenmek zorundayız değil mi? Şirket kuruluşları tamgaz ANKARA (ANKA) - Türkiye'de günde ortalama 119 şirket kuruluyor. Yıbn on bir ayındaki şirket kuruluşlan 40 bine yak- laştı. Ocak-kasım döneminde 39 bin 685 şirket kuruldu. Bu şirket- lerin toplam sermayesi de 14 trilyon 909.1 miKar lira düzeyinde bulunuyor. Buna göre on bir ayda gün başına düşen şirket ku- ruluşu 119 adet, şirket başına ortalama sermaye de 375.7 mil- yon lira oldu. Yeni şirketlerin 13 bin 316'sı toptan ve perakende ticaret. oteller ve lokantaabk sektöründe bulunuyor. Bu şirketlerin toplam sermayesi de 3 trilyon 664 milyar lira olarak belirlendi. Sektör. şirket kuruluşlannda sermaye büyüklüğü açısından da ilksırada yer aldı. Söz konusu dönemde, imalat sanayiinde 8 bin 962. inşaat ve bayındırlık alanında 8 bin 248. malı kuruluşlar ve sigortalar alanında 4 bin 70, toplum hizmetleri. sosyal ve kişisel hizmetler alanında 2 bin 270. ulaştırma ve depolamada bin 859. tanm ve ormancılıkta 609. madencilikte 325. elektrik, gaz ve su sektö- ründe de 26 şirket kuruldu. Konuk Ycızar Vergi reformu ve mali müşavirlik MUSTAFA ÖZYÜREK (*) Uzun zamandır vergi sistemimizin eski- diği, adaletsiz, verimsiz ve karmaşık bir yapıda olduğu konusunda. hem vergiyi alan devlette hem de vergiyi ödeyen mükellefler- de görüş birliği oluştu. Devlet. sistemdeki kayıp ve kaçakJar ne- deniyle vergilemeden optimal hasılayı sağla- yamamaktan şikayetçidir. Yeterli vergi tah- sil edilemedigi için 1993 yılı devlet bütçesi 120 trilyon civannda açık verecektir. 1994 yilı bütçesi hazırlanırken 192 trilyon açık ön- görülmüştür. 1994 sonunda fıili açığın 250-300 trilyona ulaşması kaçırulmaz görü- nüyor. Tüm kamunun fınansman ihtiyaç- Iannın GSMH'ye oranı 1993'te % 16.3'e ula- şacaktır. Devlet bu açıklannı karşılayabilmek için bir yandan borçlanmakta, diğer yandan daha çok para basmaktadır. Nitekim devlet şu anda 59.4 milyon dolar dış borç, 287.8 trilyon lira ıç borç yükü altındadır. Borç fa- izlerinin bütçeye yükü ve emisyon hacmin- deki artışlar, kaçırulmaz olarak, enflasyonu körüklemekte ve böylece ekonomik istikrar bozulmaktadır. İşte, enflasyonu düşürmek, ekonomik is- tikran korumak isteyen hükümetler, ka- munun finansman ihtiyaanı vergi ile kar- şılamak isterler. Vergi, sadece kamunun fi- nansmanını karşılayan tek sağlam kaynak değil, aynı zamanda gelir dağılımında adale- ti sağlayan, büyümeyi teşvık eden sosyal ve ekonomik bir araçtır. Dürüst mükellefler. yani vergiyi ödeyen- ler, vergi sistemindeki adaletsizlikten, kendi- si vergisini öderken başkalannın kaçırması- ndan şikayetçidirler. Gelir Vergisi'nin %56'- sını ücretlilerin ödediği, minibüs plakası almak için 1.5-2 milyar veren bir götürü mükel- lefin yılda 3-5 mil- yon civannda ver- gi ödediği, hayat standardı esasının adaletsiz uygulan- ması sonucu bir kelle vergisine dö- nüştüğü, bir köşe yazan aldığı kitap- lann bedelini ücre- tinden indiremezken bazı işadamlanrun yat- lannm, lüks arabalannın masraflannı ka- zançlardan düştüğü gibi vergi sistemindeki haksızbklar dikkate abnınca, şikayetleri do- ğal karsılamak gerekir. Devletin finansman ihtiyacı ve dürüst mü- kelleflerin kamuoyuna mal olan şikayetleri sonucu vergi sisteminde iyüeştirme zorunlu hale gelmiştir. Hükümet. vergi sistemindeki bazı eksiklikleri düzeltmek , üniter yapıyı tekrar kurmak, vergi kaçakçılanna daha ağır cezalar vermek. vergisini ödemeyenleri teşhir etmek. bazı mallardan özel tüketim vergisi almak amacıyla hazırladığı tasanyı TBMM'ye sunmuştur. Vergi yasalannın uygulanmasında. maü Gelişmiş ülkelerde, vergi uyguiarnası geniş ölçüde ^rbest muhasebedîik, serbest muhasebeci maü müşavirlik veyemînli mali müşavirlik müessesesiııe dayanmaktadır. Türkiye'de de bu müesseseyi vergi uygoîamasmda etkm şekiide devreye sokmanın zamanı gelmiştir. Vergi sistemimiziiî bu eksiğinin tamamlanması ve meslek mensuplanna yetki verilmesi halindegerçek aıılamda bir "reform" yapılmış olacaktır. idarenin eleman, ücret, eğitim, araç-gereç bakımdan güçlendiribnesi son derece önem- lidir. Şu anda mab idarede çabşanlann özel- Iikle ücret yönünden son derece güç şartiar içinde bulunduğu, 20 trilyon lira vergi topla- yan bir vergi dairesi müdürünün 7-8 milyon lira ücret aldığı bilinıyor. TBMM'nin son vergi tasansının görüşülmesi sırasında vergi idaresinde çabşanlann bu sorununa bir çö- züm getiribnesini bekliyoruz. Vergi sisteminin iyi işlemesinde en temel kurumlardan biri de Hazine ile mükellef arasında köprü görevi yapan serbest ıtıu- hasebecibk, serbest muhasebeci mali müşa- virbk ve yeminli mali müşavirlik mesleğidir. 1989 yıbnda 3568 sayıb meslek yasası ile iş- letmelerin faali- yetlerinin mev- zuata uygun, gü- venilir bir şekiide muhasebeleştiril- mesini. beyanna- melerin düzenlen- mesıni, denetlen- mesıni ve tasdiki- ni gerçekleştirmek üzere "serbest muhasebecilik r \ "serbest muhase- beci mali müşavir- lik" ve "yeminli mali müşavirlik" meslek leri ve hizmetlen oluşturulmuştur. Anılan yasa ile bu meslek- ler odalar ve odalar birliği şeklinde örgütlen- miştir. Sayılan 40 bini aşan bu meslek men- suplan, Türkiye'nin her tarafında, mükellef- lerin defterlerini tutmakta. beyannamelerini düzenlemekte, denetim ve tasdiklerini yap- maktadırlar. Ancak çok önemli görevler üst- lenen bu meslek mensuplanna yeterli yasal yetki verilmemiştır. Son vergi tasansında bu meslek mcnsup- lanna %ergi bevannamelcrinin ön denetimi ve imzası yetkisi venlmiş ve bu yetkiye para- lel olarak sorumluluk getirilmiştir. Aynca yeminli mali müşavirlerin 3568 sayüı yasada yer alan beyanname tasdik yetkılerini pekiş- tiren hükümler öngörülmüşıür. Öngörülen yetkilerin kullanılmasının Maliye Ba- kanlığı'nın takdirlerine bırakılması ve yetki- lerle birlikte getirilen sorumluluklann çok ağır olması gibi tasandaki sakıncalann TBMM tarafından düzeltilmesi, müessese- nin sağlıklı işlemesine yardımcı olacaktır. Gelişmiş ülkelerde, vergi uygulaması geniş ölçüde serbest muhasebecilik, serbest muha- sebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşa- virlik müessesesine dayanmaktadır. Türki- ye'de de bu müesseseyi vergi uygulamasında etkin şekiide devreye sokmanın zamanı gel- miştir. Vergi sistemimizin bu eksiğinin ta- mamlanması ve meslek mensuplanna yetki verilmesi halinde gerçek anlamda bir "re- form" yapılmış olacaktır. Kırk bini aşan meslek mensuplan vergi uygulaması ile de- netiminde ve tasdikinde etkin görevler üstle- necek durumdadırlar. (* ı Türkive Serbest Muhasebeci Mali Mü- savirjer re Yeminli Müsavirler Odaları Birliği ( TÜRMOB) Genel Başkanı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle