Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9KASIM1993SAU CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
NATO kapılannı açmakta zorlanıyor
£t
S
ovyeder Biriiği'nin ve Demir
Perde'nin çökrnesinden son-
ra kurulan Doğu Avrupa
devletleri NATO'ya girmek istiyor.
Üyelik için baş\r
uran ülkelerin sayısı
gûn geçtikçe artarken NATO bu ül-
kelere yanıt vermekte zorlanıyor.
Bunun ana nedeni başvuru sahibi
ülkelerin NATO'ya uyum sağlayıp
sağlayamayacaklannın araşünlmas-
nın gerekmesi ve bu uyumun sağ-
lanması için gerekli haarlıklann
yapılmasmın zorluğu.
Bu ülkeler eninde sonunda NA-
TO'da veya bir başka örgût çatısı
altında birleşecek. Bu bilinç içinde,
bu ülkelere olumsuz yanıt veril-
, memeli ve onlan soğutmamah. Baş-
vuru sahiplerine olumlu yanıt veri-
lip ortamın düzelmesi ve katıhm ko-
şullanna uyum sağlanabilmesi için
her iki tarafa (NATO'ya ve başvuru
sahibi ülkelere) da zaman tanınmalı.
Üyelik işlemi aşamalı olarak gerçek-
leştirilirse olası birçok sorun zaman
içinde çözümlenebilir.
Ona Avrupa ülkelerinin yönetici-
leri için bu sorun Sovyet imparator-
luğunun çökmesinden ve Varşova
Paktı'nın yok obnasından sonra or-
taya çıktı. Eski sistemin yok olma-
sından sonra ortaya çıkan Doğu
Avrupa'daki karmaşa ve yeni dev-
letler NATO için olduğu kadar Av-
rupa Birlıği için de sorun yaraüyor.
Karmaşanın ve sorunun temelinde
bugünkü Avrupa'nın güvenüğinin
tehlikeye girmesi, politik ve coğrafi
özelliklerinin her an değişebilmesi
yatıyor.
I Avruga'dagüvenHk
I boşlugu dogdu
Doğu Avrupa ülkeleri arasında
diğerlerine oranla pazar ekonomisi
ve demokrasi yolunda daha ileride
bulunan Macaristan'dan. Polonya'-
dan, Çek Cumhuriyeti ve Slovak-
ya'dan oluşan Visegrad grubu, NA-
TO'nun güvenlik garantisinin kendi
sınırlanna kadar yayılması ve NA-
TO'ya üyelik önerisinde bulundu.
Sovyet ordusunun yarattığı tehli-
ke ortadan kalkmasına karşın
1990'da Avnıpa'da bir güvenlik
boşlugu oluştu. Bu boşluk gelecekte
tehlikenin ortaya çıkması için cesa-
Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından NATO yeni
rolünü belirlemekte ve yeni üyelerin katılımıyla
genişlemekte kararsız kalıyor. Doğu Avrupa
ülkelerinin NATO'ya alınması, Avrupa'da güvenlik
boşlugu doğması nedeniyle ortaya çıkacak
çatışmalan önleyebilir.
yol açmaktan çekinilmesi; ikincisi.
başvuru sahibi ülkelerin bir bölü-
münü kabul edip. diğerlerini kabul
etmeyip Avrupa içinde bir bölünme
yaratmaktan korkulması.
INATO'nun sınırı
nereden çizilmeü?
retlendiriri bir durum yaratabilir.
Örneğin komünizmden önce de va-
rolan Rus emperyalizmi ileride so-
run yaratabiür. Rus ordusunun
Kafkaslar'daki veya Orta Asya'-
daki etkinliği. Ukrayna'yla olan
antlaşmazlık, Rusya sınırlan dışın-
da yaşayan 25 milyon Rusun ko-
runması görevi ve Beyaz Ev saldın-
sından sonra generallerin politik
ağjrlığjnın düzeyi. Moskova'nın
emperyalist politikasının bir yana
aülmaması gerekliliğini gösteriyor.
Bu ülkelerin Avrupa Birliği'ne ve/
veya NATO'ya katılması Avrupa'-
nın ortasında. her an çıkabilecek et-
nik çatışmalan önleyebilir. Türkiye
ve Yunanistan örneği aynı birliğe
bağlı olmanın, olası bir savaşı engel-
lediğini ortaya koyuyor. Avrupa'-
nın istikran eski Sovyetler Birliğj'-
nden gelen sarsıntıyı durdurmanın
ve Batı Avrupa"nın güvenliğine kat-
kıda bulunmanın en iyi yolunu oluş-
turabilir.
I Genisleme yeni
I sorurilar genrir mi?
Avrupablararası kurumlar çalış-
malannı sürdürüyor Avrupa Kon-
seyi azınlıklarla ilgileniyor, AGİK
bugün 53 ülkeyi toplamış durumda.
Diğer kurumlar da yoğun bir katı-
lımla çalışıyor. Çek Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Vaclav Havel sade-
ce kendi güvenliklerini güvence altı-
na almak için değil. diğer ülkelerin
güvenliklerine katkıda bulunmak
için de aynı değerleri paylaştıklan
NATO'ya katılmak istedıklerini be-
lirtirken, Çek Cumhuriyeti Başba-
kanı Vaclav Klaus ortaya çıkan her
sorun karşısında yeni bir forum
oluşturan gırişimler karşısındaki
kuşkulannı saklamıyor.
Batılılar. eski Yugoslavya'daki
kötü deneyimlerinden sonra. kendı-
lerini umulmadık derecede pohpoh-
layan Orta Avrupa ülkelerinin NA-
TO'ya girmesi konusunda ilke ola-
rak bir itiraz olmadığını belirtiyor.
Ama adaylann kabul edilmesinin
öne alınmasıyla ilgili açıkça veya
üstü kapalı olarak belirtilen konuş-
malar iki ana konu üzerinde yoğun-
laşıyor: Birincisi; etnik çatışmalara
Eğer NATO doğuya doğru geniş-
leyecekse sınır nerede çizilmeli?
Moskova'yı izole etme riskine kar-
şın tüm Orta ve Doğu Avrupa'ya
açıbnmab mı? Henry Kissingcr'ın
"Tüm dün\ a birbiriyle müttefik olur-
sa, kimse kimseyle müttefik değiklir"
sözünü unutmadan. Rusya'yı NA-
TO'ya almalı mı? Almanya Savun-
ma Bakanı bu soruva bir vanıt geti-
riyor: NATO Avrupa Birliği'ni be-
nimseme eğiliminde olan ve Sovyet-
ler Biriiği'nin bir parçası olmayan
(her şeyden önce Ukrayna ve Baltık
ülkeleri dışındaki) tüm ülkeleri ka-
bul etmeli.
NATO'nun sınır sorununun bir
diğer adı da Rusya sorunu. Batılılar
bunu nasıl oözümleyeceklerini bil-
miyor. Çünkü ne Rusya'nın iç gele-
ceğiyle, ne de diplomasisinin yöneli-
miyle ilgili bir yanıt veremiyorlar.
Saraydan mı
geldi,
uzaydan mı?
Güney Londra Toplu Konut
Projesi sakinlerine göre
pencereden gördükleri,
uzaydan gelmiş bir adam bile ola-
biürdi. Gecen ay -bir sabah beton
avluda şık, gri takım elbiseler için-
de Londrab bir grup üst düzey işa-
damını gezdirirken gördükleri işte
oydu: Galler Prensi Charles.
Prens, bir kraliyet misyonunu
yerine geüriyordu. İngiliz işadam-
lannı şirketlerinin yetenek ve kay-
naklannı şehrin çürümekte olan
mahallelerini kurtarmak için kul-
lanmaya ikna etmeye çalışıyordu.
İşadamlan etrafına toplanmışken
Prens, mahalle sakinlerinin yanına
gidip ellerini sıkarak ve ısürap ve-
rici kibarbğıyla onlara sorular yö-
nelterek hepsini iyice şaşkınlığa
düşürdü: İş var mı? Yerel kamu
ulaşım araçlannı yeterli buluyor
musunuz? Çöpleriniz her hâfta
toplanıyor mu?
Yolun kenannda duran üç ka-
dın "Merhaba Charlie" çığhklany-
la dikkatini çekmeyi başannca
yanlanna giderek onlara avluya
bakan modern, ancak fazlasıyla
harap olmuş gökdelende mi yaşa-
dıklannı sordu. Kadınlardan biri
"BunJan yıktıramaz mıyız?" dedi.
Prens. iç karartıcı binaya doğru
tasvip etmeyen bir bakış fırlatır-
ken, "Ben de tam bunu düşunüyor-
dum" diye yanıtladı.
Bu ay 45 yaşına basacak olan
Prens için bu aralar günler böyle
geçiyor. O ve Galler Prensea Dia-
na'nın aynlmalannın üstünden bir
yıh geçtikten ve olaylan uzun bir
skandal dönerrü izledikten sonra
t Prens, nihayet tüm bu olaylardan,
arkadaşlannın yeni bir kendine
güven. ingiliz bulvar gazetelerinin
ise onanlmış bir imaj adını verdik-
len bir görüntüyle sıynldı.
Prens Charles, son on gündür
her yerde ortaya çıkıp, hemen her
konu hakkında konuşuyor. Geçti-
ğimiz hafta Glasgovv'da toplu ko-
nut yerleşim bölgelerindeki çocuk-
lann karşı karşıya olduğu umut-
suzluktan söz ettiği bir konujma
yaptı. Ertesi gün ise Oxford Oni-
versitesı'nin Islam Araştırmalan
Merkezi'nde yaptığı konuşmada
ise Saddam Hüseyin'i güneydoğu
Irak'takı Şiilere yönelik insanhk-
tan uzak baskılar nedeniyle suçla-
dı. Toplu konut projesi bölgesini
ziyaret ettiği gün ise bir Londra
pop müzik radyo istasyonunun
sunucusuna en sevdigı şarkıcının
Tina Tumer olduğunu açıkladı.
Geçtiğimiz Cuma günü bir hükü-
met bakanıyla iş eğitimi ve gençler
arasında görülen işsizlik konulan-
nda bir görüşme yaptı.
Buckingham Sarayı'nın. yapı-
lan anket sonuçlanna göre ayn ya-
şadığı eşi Diana'dan popülerlik
açısından hayli geride olduğu göz-
lenen Galler Prensi'ni yeniden pa-
ketleyip sevimli hale getirmeye
çabşıp çabşmadığı merak edibyor.
Prens'in özel sekreteri olan Ric-
hard Aylard "Elimi kalbime koyup
söylüyonım. bu kesinlikle doğru de-
ğil. Kısa yoldan popülerlik kazan-
ma çabasına girmenin bir anlamı
yok, çünkü geleceğin kralı, Galler
Prensi, uzun dönemli sonuçlar için
çabşıyor" diyor.
Prens. >ıllarca annesi Kraliçe n.
EKzabeth'in tahtı bırakıp kendisi-
nin kraJ olucağı güne değin mi-
marbk. bahçe düzenlemesi gjbi ho-
bilerle vaktini geçirmeye çalışan
biri olarak görülüp fazla ciddiye
alınmadı. Ülkedeki monarşi de bu
arada eleştirilerden payını ahyor-
du. Özellikle skandallarla geçen
bir yıldan sonra İngiliz halkı krab-
yet yaşam tarzını desteklemek için
vergi vermekten bıkmaya başîa-
mışü. Kraliçe. gelir vergisi verme-
ye ve yanan Windsor Kalesi'nin
onanmı için gereken parayı sağla-
uaak için Buckingham Sarayı'nı
turistlere açmaya karar verdi.
VVilliam E. Schmidt
The New York Tünes
Savaşın suçsuzkurbanı çoculdar-2- ki yıldır eski Yugoslavya'da sü-
I ren iç savaş. çocuklar üzerinde
A derin psikolojik yaralar açıyor.
Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu'-
nda psikolojik yardım sağlayan bö-
lümün başkanı Rune Sruvland. eski
Yugoslavya cumhuriyetlerinde et-
nik temizlik ve şiddetin hedefinin sık
sık çocuklar olduğunu belirtiyor.
Çocuk Fonu'nun 17 aydır kuşat-
ma alündaki Saraybosna'da çocuk-
lar üzerinde yaptığı araştırmada, he-
men tümünün en az bir kere ölüm
tehlikesi yaşadığı ortaya çıktı.
Çocuklann yüzde 81 'inden fazlası
mutlaka bir şekilde öldürülecekleri-
ne inanıyor. Yandan fazlası birinin
öldürülmesine tanık olduğunu söy-
lerken, dörtte bin tarudıklan birinin
öldürülüşünü gördü. Çocuklann
beşte biri ise bir katbama tanık ol-
duklannı bebrtti. Stuvland. felç ol-
muş küçük bir çocuğun videoya
abnmış konuşmasını da izlettirdi:
"Top oynanıaya çıkmışrım, sonra
kırmızı bir şey gördüm. Sonra artık
ayaklanm olınadığımı düşündüm."
Stuvland, "Son birkaç haftada ku-
şatma arttı ve burası kesinlikle an-
lamsız bir yere dönüştü. Çocuklann
nasıl koşacaklarmı, nasıl korunacak-
lannı öğrenmeleri gerekiyor" diyor.
500 bin evsiz insanın ve sığınmacı-
nın yaşadığı Hırvatistan'da, BM
programı çerçevesinde okul psiko-
loglan çocuklara nasıl yardım ede-
bilecekleri konusunda eğjtiliyor.
Stuvland, okul psikologlannm ço-
cuklar üzerinde olumlu etkileri ol-
duğunu söylüyor.
Bu çocuklar arasında en büyük
zorluğu sığınmacılann çocuklan ya-
şıyor.
The New York Times
Boris Yehsin Varşova'ya yaptığı ge-
zi sırasında Polonya'nın NATO'ya
katıhnasına karşı çıkmayacaklann
belirtü. Böylebkle ülkesine döner
dönmez Fransız, Alman, Amerikan
ve İngiliz yöneticilere NATOnun
doğuya doğru genişlemesinin Mos-
kova tarafından düşmanca bir tavır
ve 2 artı 4 kararlanna (1990'da Al-
manya'nın birleşmesini sağlayan
kararlar) karşı gelmek olarak algıla-
nacağını bebrtme ve Orta Avrupa
ülkelerine, Rusya ve NATO'nun or-
tak güvenlik garantisi vermesini
önerme olanağını buldu.
Genişlemeye karşı olanlar bu
uyanyı ciddiye alıp Orta Avrupa'-
nın istikrannı, ortak bir güvenlik
sistemi içinde garanti altına almak
için AGÎK modeli üzerinde çalışı-
yor. Kaflcaslar'da yatıştırma rolü
üstlenen AGİK, elinde çatışmalan
durduracak yeterli olanaklar bulun-
madığından başanlı olamamıştı.
AGİK. Rus politikası üzerinde ye-
terince ağırlığa sahip değil. Bunun
da en önemli nedeni Batı'nın Mos-
kova'yı kendi sınırlan içinde olduğu
gibi bırakmayı tercih etmesi.
Bu sınırlar Polonya'nın doğu sını-
nna kadar ulaşacak mı? İşte Batılı
yöneticilerin bugün kaçındıklan so-
nı bu. Bu soru aynı zamanda Batı
Avrupa'nın ve Orta Avrupa'nın ka-
derinin birbirine bağb olduğu dü-
şüncesindeki NATO'nun genişle-
mesinden yana olanlan zorluyor.
Onlar için sınırlann belirlenmesi
yanlış sorulmuş bir soru şekli. Çün-
kü sınırlann şekli her ne olursa ol-
sun, yine de sorun olarak ortaya çı-
kacak. Onlara göre, Batılılar 11 saat
dilimine yayilmış. kapalı kalmaktan
korkmak için hiçbir nedeni olma-
yan Rusya'yı ikna etmeye uymak ve
onunla normal iüşkilerini sürdür-
mek zorunda. Ertelemeler hiçbir işe
yararruyor. Çünkü zaman geçtikçe
Moskova'dan, NATO'nun genişle-
mesi iznini almak zorlaşıyor.
INasıl bir NATO
sorusu yanıtlanmalı?
İlkeler konusundaki tartışmala-
nn dışında yanıt bulamayan iki soru
daha var. Birincisi Orta Avrupa üJ-
kelenyle ilgili: Hangi tür birleşme is-
teniyor? Yabancı ordulann toprak-
lan üzerinde konuşlandınbnasını.
hatta nükleer silahlann varlığını
kapsayan eksiksiz ve tam bir birleş-
me mi? Ya da NATO'ya üye olan,
ama yabancı ordulan banndırma-
yan Doğu Almanya'nın statüsü
mü?
İkincisi örgütün 16 üyesini ilgilen-
diriyor: Nasıl bir NATO isteniyor?
1949'da, zamanın genel sekreteri
NATO'nun üç işlevini şöyle sırala-
mıştı: Amerikablar içeri, Ruslar dı-
şan ve Almanlar aşağı. Bugün Rus-
lar bastınldı, Almanlar birleşti ve
Amerikablar hâlâ Avrupa'da. Bu-
gün bu işlevler, Amerikablann geri
çekilmesi ve Batıhlann birleşme yo-
lundaki istekleri göz önüne abnarak
yeniden belirlenmeli. Belki de Baüjı-
lann kiminle ne yapmak istedikleri-
ni belirlemeden önce, ne yapmak is-
tediklerini üzerinde uzlaşmalan
daha ıyi olacak.
Daniel Vernet
Vietnam, kaçanlann dönüşüyle canlanıyor
JJork eimcs
B
undan yedi yıl önce. başka
bir yerde daha iyi bir yaşam
kurma umuduyla Vietnam'-
dan kaçan Minh Le, geçtiğimiz gün-
lerde bir şişe parfüm, bir şişe şam-
panya ve 2 bin dolar nakit parayla
ülkesine geri döndü. Bugün, 30 yaşı-
nda olan Le'nin 1986 >ilında Kam-
boçya sınınndan kaçarken geride
bıraktığı yaşb anne babası için hedi-
yelerdi bunlar. Kamboçya'dan der-
me çatma bir tekneye atlayarak
Tayland'a geçen Le, nihayet ABD'-
deki akrabalanyla bağlantı kurarak
oraya yerleşmeyi başanr. Le, bugün
ABD'de henüz geüşmekte olan bir
bilgisayar şirketinin sahibi.
Ustündeki Havvaii tarzı gömlekle
Vietnam'm Ho Chi Minh kenti so-
kaklannda dikkatleri üzerine çeken
Minh Le. "Ayrıldığımda N iotnam'da
hiçbir şey yoktu. Bugün ise insanların
parası var. Her yerde iş kurmak için
Vietnam'a geri dönen Vietnamlı
Amerikalılan göriiyonım. Toprak,
ev \e iş satın alıyorlar. Bir gün ben de
geri dönüp burada iş yapmak istiyo-
rum1
" di\or.
Halkının büyük çoğunluğunun
Saygon demekten vazgeçmediği
Güney Vietnam kenti Ho Chi
Minh, bir zamanlar buradan aynl-
mak için ümitsizce çırpınan ınsanlar
tarafından yeniden canlandınbyor.
Komünizm vö yoksulluktan İcaç-
mak için bundan yirmi yıl önce ya-
şamlan pahasına kaçan. tekne in-
sanlan adı verilen bu göçmenler, ge-
ride bıraküklan ailelerine yardım et-
mek ve Güneydoğu Asya'nın en
ümit verici ekonomilerinden birinde
yatınm yapmak isteğiyle geri dönü-
yor. Vietnam hükümeti, dönen Vi-
etnamblan başta kuşkuyla baksa
da, bugün Vietnam asılb ABD'U zi-
yaretçileri ve dolarlannı memnuni-
yetle karşılıyor. ABD dolarlan, Vi-
etnam'da beUi başb tüm iş kolla-
nnda kullanıbyor.
VVashington'da ve California'da
yerleşmiş kuzenleri olan Vietnamlı
bir diplomat "Viet kieulara (Viet-
nam asıllı ABD'liler) kötü davran-
mamız çok zor, çünkü onlann çoğu
bizim akrabamız. Biz son derece pra-
tik insanlaru. Ülkemizi yeniden kur-
mak için y atirımlara ihtiyacunız > ar"
diyor.
Orada harcayabileceklen parayı
kısıtlamaya devam etmesine karşın,
ABD, vatandaşlannın turist olarak
Vietnam'a gitmesine yıllardır izin
verivor. Ho Chi Minh kentindeki
Tan Son Nhut Havaalanı her gün
düzinelerce Viet kieunun gözyaşlan
içinde aileleriyle kucaklaşmasma
sahne oluyor. California'dan gel-
miş, zengin görünümlü bir Viet-
namlı-ABDli işadamı "Artık Ame-
rikalı'ynn. ABD'de çok başarılı bir
dükkanım var ve bundan dolayı da
gurur duyuyorum. Şimdi ailem için
bir şe> ler yapma\ a döndiim. kimbilir
belki kendim için de birşeyler yapa-
nm" diyor. Kendisiyle aynı uçakta
gelmiş bir başka yolcuya elindeki
evrak çantasını açarak içindeki 100
dolarbk para destelerini gösterirken
"Herkes böyle yapıyor" diye ekli-
yor.
Vietnam hükümetinin ekono-
mistleri, 1980'lerin sonlannda baş-
latılan serbest pazar reformlanndan
yararlanan Vietmanb-ABD'lüerin,
son yıllarda anavatanlanna yüz mil-
yonlarca dolar değerinde yatınm
yapmış olabileceklerini belirtiyor.
Ancak hiç kimse tam olarak kaç ta-
ne Vietnamb-ABD'li yatınmcının
ülkeye geldiğini ve yanlannda tam
olarak kaç para getirmiş olabilecek-
lerini bilmiyor. Bunun nedeni yapı-
lan yatınmın büyük kısmının yasa-
dışı olması ve ABD'nin Vietnam'a
uyguladığı 18 yıllık ticaret ambar-
gosunun ihlal edilmesiyle gerçekleş-
tirilmesi.
ABD federal yasalan uyannca,
Vietnamb-ABD'Uler Vietnam'daki
ailelerine "insani yardım" adı altın-
da yardımda bulunabiliyorlar. An-
cak yapılan yatınmlann çoğu açık-
ça bu sınırlan aşıyor. Bu makale için
görüşleri abnan kişiler isimlerinin ya
da fotoğraflannın kullanılmasına
izin vermedi.
Cab'fornia'da yayımlanmakta
Büro şefleri,
memurlannı
gözetliyor
FRANKFURT (AA) - Almanya'da
büro çalışanlan arasında yaygın bir
spor olan hırsızbğa karşı önlem
alan büro şeflerinin, gizli kameralar
ile rnemurlanru gözetledikleri
bildirildi. Bild Am Sonntag
gazetesinde yer alan bir haberde.
memurlann koleksiyon merakını
ve iş saatlerindeki eylemlerini tespit
etmek amacıyla büro şeflerinin
çeşitb yöntemlere başvurduklan
bebrtildi. Bu yöntemler arasında
evrak dosyalannın arasına ve
aynalar, duvar saatlerinin arkasına
mini kamera yerleştirmek gibi
uygulamalara başvurulduğu
kaydedildi. Bürolardaki
akti\iteleri gözetlemek amacıyla
çok sayıda firmanın faaüyet
gösterdiğini yazan gazete, iki
mibmetre çapındakı mini
kameralarla istenilen her yerin
kontrol edilebildiğini belirtti.
olan "Vietnamblar" (Nguoi Viet)
gazetesinin yayıncısı ve başyazan
olan Yen Do, "Başta, Vietnamlı-
ABD'liler için Viernam'da en ümit
vaat eden sektör ga>Timenkuldü.
Sonra bazılan dö\iz bozma hizmeti
vermcye başladı. En son patlama ise
Güney Çin'den gerirtilmiş kullanıl-
mış arabaları satma işinde görüldü"
dedı.
Son zamanlara kadar Vietnamlı-
ABD'lilerin değil ülkede yatınm
yaptıklannı açıklamalan, Viet-
nam'a gittiklerini söylemeleri bile
Vietnamh-ABD'li komşulannın
saldırgan anti-komünistliğı nede-
niyle son derece tehbkeü sonuçlara
varabibyordu. Yen Do, "Bugün her-
kes Vietnam'a girip çıkıyor. Artık
saklamanıza ünkan yok, çünkü Say-
gon sokaklarında her an Califomia'-
daki komşularmıza rastlama olasılığı
var" dedi.
Ho Minh kentinde dönen dediko-
dulara göre Vietnamlı-ABD'bler ai-
le üyelerinin ardına saklanarak ken-
tin büyük bölümünü satın aldı. Ta-
pular, akrabalann adına düzenleni-
yor. Kentin önde gelen özel otel-
lerinden ikisi. çok sayıda restoran.
turizm acentalan ve elektronik ma-
ğazalannın gizlice Viet kieulann eb-
ne geçtiği söyleniyor. Kentin en po-
püler restoranlanndan biri olan
Thanh Tra'nın yöneticilerinden biri
"Buranın sahjpteri ABDli değil, Vi-
etnamlı. Ancak yemeklerimizi tat-
mak için gelen pek çok Viet kieu var"
diye belirtıyor. Neon ışıklan ve çok
sayıdaki video ekranıyla bir resto-
randan çok bir diskoyu andıran me-
kanda, Vietnamlı-ABD'üler. aileleri
ve yeni Vietnamb iş ortaklan için
büyük ziyafetler düzenb'yor. Video
ekranlannın birinin altında oturan
bir Viet kieu yaklaşık iki yıldır Viet-
nam'da iş yaptığını anlatıyor. Yeni
iş anlaşmalannı kutlamak için res-
toranda sık sık kullanılan pahab it-
hal viskiden bir kadeh daha abrken
gülerek "Ambargo bence çok işe
yanyor. Rekabeti uzak tutuyor" de-
di.
Philip Shenon