25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28KASIM1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Atldar Nü'ide yok ediyor Mısır'ın Kafr el-Uv ilkoku- lundaki çocuklar hiç dur- mamacasına öksürmeye başladıklannda. eve yollanırlar. Yaralan azmaya, iltihaplanmaya, sınıfta bayılmaya, saçlan tutam tutam dökülmeye, gözleri kitap- lan okuyamayacak kadar yanma- ya başladığında da erkenden bı- rakılırlar. Çocuklar, Portland Helvan Çi- mento Fabrikası'nın altından ge- çerken, ağaçlann, evlerin, ürünle- rüı ve toprağın üstünü örten süt rengi tozda ayak izlerini bırakır. Kerpiç duvarlı evlerinin pencerele- ri, yanmamış kalsiyum ya da çi- mento girmesin diye gazete ya da bezle örtülmüştür. Hali vakti yerinde olan aileler ço- cuklanru "tedavi" için uzaktaki eş dostlara gönderir. Kalanlar, iyile- şene kadar evde dört duvar arası- na hapsedilir. 63 yaşındaki çıftçı Mansur Sa- tim Muhanuned, "Yavaş yavaş her şey ölüyor" diyor ve eklıyor: "Eki- nin dörtte ûçü kunıdu. Hayvanlann iştahı kesüdi, geçen yıl yedi ineğim- den dördü öMü. Sulamada. kmnı- zımtırak, kahverengi, san renkli buiaııık bir su kullanıyoruz, leş gibi kokuyor. Bazen gözlerim öyle yanı- yor ki, hiçbir şey göremiyonun." Endüstrileşme yolunda öyle pal- dır küldür ilerleyen, gelişmekte olan pek çok ülke gibi Mısır da, dev devlet fabrikalannın yol açtığı ekolojik hasarla yüz yüze. Helvan gibi sanayi bölgelerindeki bu fab- rikalar havayı kirletiyor, kimyasal atıklanru suya kanştınyor. Çevre, kısa yoldan sanayileşmeye çalışan Üçüncü Dünya ülkelerinin en büyük sorunu. Antma tesisi yatınmlanndan kaçınan devlete ait fabrikalarhalk sağlığını ciddi biçimde tehdit ediyor. Ancak ağır sanayii devletin elin- de ve hükümet çevreye verilen za- rann önüne geçmek yerine, üreti- min artünimasına. iş olanaklan- nın açılmasına kafa yoruyor. Dünya Bankasf nda işletme mü- dûrü olarak çalışmış olan ve geçen yıl bağımsız bır araştırma örgûtü kuran Said Naggar, "Dünyanm en fazla kirienmiş ülkelerinin. sosya- lişt ûlkeler oiması tesadüf değil," diyor. Naggar sözlerini şöyle sür- dûrüyor: "Bir zamanlar. kış aybn- nı geçirebileceginiz, dünyadaki en güzel bölgelerden biri olan Helvan ve çevresi, şimdi dcmir, çeük ve çi- mento fabrikalan yüzünden kirien- miş durumda. Devlete ait olan bu fabrikalar antma tesisleri kurmayı reddediyor." Kahire ve çevresınde havayı. sağlığa zararlı san bir toz bulutu kaplamış. Fabrikalar atıklannı, ülkenin su gereksinimlerinin yüz- de 95'ini karşılayan Nıl'e boşaltı- yor. 58 milyonluk Mısır nüfusu- nun çoğu, özellikle de kentlerde yaşayanlar yoğun düzeylerde kur- şun soluyor, karaciğer solunum yolu rahatsızlıklanyla boğuşuyor. Pamuk tarlalannda çahşanlar, ilaçlar yûzünden zehirleniyor, ta- baklama endüstrisinde çalışanlar derinın ışlenmesinde kullanılan kimyasal maddelere maruz kalı- yor. Mısır Çevre Sorunlan Demeğı başkanı Salah Hafız, "Mevcut ya- salan uygulamaya kalksak, Nil'e atık boşaltan biitün fabrikalann kapatılması gerekiyor" diyor. Konuyla ilgıli kımseler, hükü- metin, Helvan endüstri kuşağın- daki fabrikalann bacalanna filtre takılmasını sağlayabilecek çevrey- le ilgili yükümlüîükleri yerine ge- tirmekle görevli birimlcnnin bü- rokratik kavgalar, yozlaşma ve be- ceriksizlık arasında sıkışıp kal- dığını söylüyor. ChrisHedges TheNewYorkTimes İngiliz hükümeti Kilise'ninrolünümüüsüencü?Major hükümetinin sosyal yardımlarda yapacağı kısıntı yalnız anne-babalan kızdınrken, toplumbilimcileri hükümetin yeni bir "Victoria Çağı"yaratmak peşinde mi olduğu sorusunu sormaya yöneltti. İ ngiliz hükümeti tarafından yalnız annelere verilmekte olan sosyal yardıma kısıtlama- lar getirilmesi düşünülüyor. Jngiliz İçişleri Bakanı Michael Howard, bu yılki Muhafazakâr Parti Kongresi'n- de kabınedeki diğer baa üyelerle biraraya gelerek yalnız annelerle il- gili konulan gündeme getirdi. Bakanlar tarafından ortaya atılan iddialann arasında. yalnız annelere ödenmekte olan yüksek devlet yar- dımının bazı kadınlan,"devletle ev- lenerek" çocuk yapma yolunu seç- meye teşvik etmesi; yalnız anne- babalann çocuklannın suça eğilimli olduğu: ve bazı yalnız kadınlann devletin konut sahibi yapma liste- sinde ön sıralara geçmek içın evlen- meden çocuk yapmaya kalkışması bulunuyor. Öne sürülen bu görüş- ler, herhangi bir dayanaklan buhın- madığı gerekçesiyle tepkilere yolaç- ü. Ancak bu ayın başmda, yine ka- bine tarafından hazırlanmış olan ve konuyla ilgili istatistiklere ve objek- tif görüşlere yer veren 48 sayfahk bir araştırmanın basına sızdınlmasıyla kamuoyunda büyük tartışmalar doğdu. Kabinenin elinde tüm bu bilgiler varken bakanın gene de ne- redeyse tamamen önyargılara yer veren bir konuşma yapmış oiması şaşkınlık yarattı. Raporda bazı bakanlann iddia ettiğinin aksine kadınlann devlet yardımı almak amacıyla hamile kal- madığı ve yalnız anne-babalann ço- cuklannın suça eğilimli olmalannm İngiliz hükümetinin karanndan etkilenen y alnız annelerden biri. Tracey YValton 4 a\ lık kızı Chelsea ile BirminghanTdaki evinde. nedeninin ise yoksulluk içinde yetiş- meleri olduğu ortaya seriliyor. Araştırmalann yalnız annelere karşı toplumda ve hükümette varolan ön- yargılan desteklemediğı bildirilıyor. İngıltere'de I979yıbndanbuyana 400 bin artarak l milyon 300 bin olan yalnız annelerin sayısmın 2000 yılına kadar 1 milyon 700 bin oiması bekleniyor. Devlet yardımı alarak yaşamlannı sürdürenlerin sayısı ise 1979'dakinin üç katı. yani 1 milyon. Bu sayılar, hükümeti yalnız anneler konusunda bir önlem almaya zorlu- yor. Diğer Avrupa ülkelerindekine göre Ingiltere'deki evlenmemiş an- nelenn sayısı daha yüksek. yaşlan daha küçük. aralannda iş sahibi olanlannın ise sayısı daha az. Bu du- rumla yüzyüze kalan başbakanlık dairesi. bakanlara sunulmak üzere bir denge paketi hazırladı. Sunulan bu paketin içinde aile planlamasında verimli olabilecek yeni yollann yanı sıra diğer ülkeler- deki yalnız annelen çalışmaya teşvik etmekte başan kazanmış yöntemler bulunuyor. Öte yandan, ülkedeki yasakoyucular da reşit olma yaşını 13'eindirerek löyaşınınalündakile- rin de doğum kontrol araçlan ve servislennden yararlanmalannı sağ- lamak ıçın uğraşıyorlar. Ancak ba- kanlıklar bu konuya itiraz ediyor. Üst düzey hükümet görevlilerinin konuyla ilgili hazırladıklan kabine raporunda. alınması planlanan bu kararlann birinci hedefınin yalnız anne ya da babalann devlete verdik- leri yükü azaltmak olduğu belirtili- yor. Basına sızdınlan bu araştırma- nın Sosyal Güvenlik Bakanı Peter Lilley'nin geçtiğimiz temmuz ayın- da yalnız anneler konusunu kabine- de gündeme getirmesinden sonra hazırlandığı bildiriliyor. I Kabine üyeleri anneleri suçluyor Raporda konuyla ilgili alınabıle- cek bazı önlemlere yer veriliyor: Yalnız bir anne olmaya ya da öyle kalmaya teşvik edici koşullan orta- dan kaldırmak. iş bularak ya da ço- cuk desteğinden yararlanarak ge- çimlerini sağlamaİc yönünde onlan teşvik etmek. yalnız bır anne ya da babanın kendi ebevcvnlerinin so- Araştırmalar babasız çocuklann daha sakin olduğunu ortaya koyuyor. Asıl sorun babalar: 'Erkeldik' hastalığı şiddeteyol açıyor E rkekler "suçlular"ın yüzde 90'nıru oluşturuyor. Cezaev- lerinde 60 erkek mahkuma bır kadın düşüyor. Kadınlann er- kekler ile aynı koşullan paylaşması- na karşın. erkekler kadar suç işleme- mesi çeşitli araştırmalara konu olu- yor. Kadınlann yetiştirilme tarzına bir göz atıldığında, yakın çevre- siyle büyük bir uyum içinde olduğu görülür. Kız çocuk- lar kadınlar tarafından bü- yütülür; çevTeleri kadınlarla sanlı olduğundan onlann günlük uğraşlanna daha yakındır. Kendilerini yedi- ren, temizleyen. kısaca ba- kan büyük bir olasılıkla kadın olduğundan, kız ço- cuklar oyun kurarken kadınsı uğraşlara öykünür. Küçük kızlar daha üç yaşındayken büyüyünce anne olacaklannı, ev ışlerinı üstleneceklerini öğrenir. Üç yaşın getirdiği bibnç düzeyi ile en önemli işlevlerinin an- nelik olduğunu düşünür. Erkek çocuk için durum oldukça farklıdır. Kendisiy- le çok az sayıda erkek ilgi- lendiğınden. erkek dünya- sıru kısa beraberiiklerden. kaçamak deneyimlerden, resimlerden ve filmlerden öğrenebi- lir. Erkekliği görerek, bakarak de- ğil, dolaylı yöntemler ile kazanır. Bu olgu yalnızca babası olmayan erkek çocuklar için geçerli değil, babası, işi gereğı çok meşgul olan çocuklar da benzer sorunlarla karşılaşır. Yuvada bırlikte oyun oynayan çocuklar izlendiğinde bu olgunun ne denli doğru olduğu görülür. Kız çocuklann hemen hemen hepsi ka- dın kişiliğine bürünüp. yetişkin ka- dın davranışlanna öykünürken. er- kek çocuklarda bir belırsizlik sezüir. Erkek çocuk öyküneceği bir kişinin eksikliği karşısında ne yapacağını şaşınr. Eğer annesi gibi davranırsa, diğer kızlar tarafından fazla kadınımsı olmakla suçlanır. Eğer ağlayıp eve dönmek isterse erkekle- cuklardan daha saldırgan oiması kaçınılmaz. Erkek çocuk için erkek- lik yalnızca kız gibi olmamakür. Dolayısıyla erkek çocuk. erkek dünyasını kendi kafasında yaratma- ya başlar. Bu işlem olumlu bir şekil- de benzetme yoluyla değil. karşıt kavramlar yaratarak gerçekleştiri- lir. Örneğin erkek olmak, anneye. Erkekliği öğretecek saygın bir kay- nağın eksikliği. çocuğu yaşıtlanna iter. 7 yaşına geldiklerinde erkekhk kavramı kafalannda oluşmuştur ve bu kavrama uymayanlan insafsızca saf dışı etmeye hazır hale gelirler Erkek çocuk kafasında geliştırdi- ği erkeklik kavramını evde babasıy - la veya büyük babasıyla karşılaştı- rin bu şekılde davranmaması gerek- tiği hatu-latılır. Erkek çocuğun karşısında öykü- neceği saygın bir kişilik olmayınca, öykü kahramanlanna yönelir. Bat- man veya Kaptan Spock olmak hiç de kötü bir seçenek gibi görünme- meğe başlar. Sabahlan babalar ka- pıyı çekip nereye gider? Baba gün boyunca ne yapar? Bu bilinmeyen- ler karçısında erkek çocuğun. kız ço- çevredeki kız arkadaşlara, kadın öğ- retmene benzememekten geçer. Er- kek çocuk kızlar tarafından kadı- nımsı olmakla suçlanıp alay edilirse, yaşamının ilk onur kına deneyimini tadar. Bu durumda çocuğun erkek olmayı öğrenmekten başka çıkar yolu kalmaz. Yapacağı tek şey kız- lardan farklı olarak yalnızca erkek- lerden oluşan bir dünyanın sınırlan içinde kendini güvenceye almaktır. nr. Eğer arada bir benzerlik bulursa doğru yolda olduğunu düşünür. Ör- neğin saldırgan oyunlara fazlaca yer veren erkek çocuk. eve geldiğinde babası kendisiyle güreşiyorsa mutlu olur ve saldınlanna devam eder. Öte yandan bazı babalar çocukla- nna kavga etmenin yanlış olduğunu öğretir. Bu durumda çocuk kendini bir ikilem içinde bulur. Okuldaki ar- kadaşlan mı, yoksa babası mı haklı? Hangisi gerçek erkek? Çocuk eğer evinde sevgi ve güvence buluyorsa. okulda arkadaşlannın beklentılen- ne uykun bır kişilik sergilerken. e\inde daha sevecen ve yumuşak bir kişiliğe bürünür. Dolayısıyla erkek- liğin tek boyutlu bir kavram olma- dığını öğrenir. Okulda dersleri iyi olmayan. evde anne babası kavga eden, ilgı- siz büyüyen. büyükleri tarafı- ndan şiddete maruz kalan er- kek çocuklar sorunlu olmaya her zaman adaydır. Kız ço- cuklar da benzer koşullardan etkilenmekle birlikte, mutsuz- luk ve bunalımlannı yasaya ters davranışlarda bulunarak göstermekten kaçınır. 5 ile 10 yaşlan arasında er- kek çocuklar şiddetli bır erkek tanımı gereksinimi duyar. Bu konuda kavram karmaşası içine düşerse, toplum tarafı- ndan kabul edilmeme tehlike- siyle karşı karşıya kalır. Orta okul çağında bu uyumsuz ço- cuklar, a/ınlıkta kaldıklan- ndan yaşıtlan tarafından bü- yük bir olasılıkla dışlanır. Do- İayısıyla bu çocuklar ilgi çek- mek için "ne kadar erkek" ol- duklannı kanıtlamak ister. Kimisi zekası ve yetenekleriy- le erkekliğini kanıtlarken kimi de şiddete başvurur. İyi eğitim gören bir erkek. erkekliğini iş hayatında yükselmek için kullanırken. eğıtim- sizler sokaklarda güç kazanmaya çalışır. Sağlıklı bir toplum için her sabah kapıyı çekip giden babalann, sorumluluklannın bilincine vanp çocuklanna daha fazla zaman ayı- rmalan ve ilgi göstermeleri gerekır Angela Phillips THEGUARDIAN Alman birliği eski casus şefinin başını yakü D MarkusWolfeski etkinlikleri nedeniyle yeni dönemde yargılanmasmı protesto ediyor. oğu Alman Casusluk Şe- bekesi'nin eski yöneticisi Markus Wolf, yedi aydır sürmekte olan devlete ihanet da- vasmı Alman yetkililer tarafindan tezgahlanmış politik bir oyun ol- makla suçladı. 70 yaşındaki casuslar kralı Wolf, davasının sonucunda yargıçlara ve davayı izleyenlere "Bu mahkeme beni suçlu bulacak" dedi. Mah- kemenin sonucu 6 aralıkta bildire- cek olmasma rağmen VVolf, kendi- sine ceza verileceğinden emin. Tek merak ettiği bu cezanın ne kadar olacağı. Davaya bakan savcılar, 1990 yı- Imda Moskova'ya kaçan ancak 1991 yılında yargılanmak üzere ül- keye geri dönen Wolfa yedi yıl ha- pis cezası verilmesini talep ettiler. Tüm duruşma boyunca sadece iki kez söz alan VVolf, bunknn ikinci- sinde "Ne kadar ceza verilirse verfl- sin, bu politik bir hüküm olacak" dedi. Wolf, ilk konuşmasını ise geç- tiğimiz mayıs ayında duruşmarun başladığı gün yaptı ve Doğu Al- man Haberalma Servisi'ni 1953 yılından 1986 yıhna kadar yönetti- ğini itiraf etti. Mahkeme, kendısini delil aramak zahmetinden kurtara- bilirdı, VVolf suçlamalan kabul et- mişti. Ancak onun tek merak ettiği. kendi ülkesi dağılana kadar vatan- daşı olmadığı bir ülkeye ihanetten nasıl suçlanabildiğjydi. Wolf. geçtiğimiz çarşamba günü, "Anayasanın ve Demokrarik Al- manya'nın yasalan çerçevesinde be- nim emrimde çalışmış olanlann tüm sonımluluğnnu kabul ettiğimi yeni- den belirtiyorum" dedi. Ancak bu- nun "yasasız bir rejime" ve onun üst düzey yöneticisine karşı bir gös- ten duruşması sergilemeyi planla- yan Alman savalanna yeterli gel- mediğini belirtti. VVolf, "Anlaşılan, sosyal adaletin bulunduğu. siddetin, lekelenmiş bir milliyetçiliğin ya da dolar gücünün bulunmadığı bir Almany a Lsteyen bir insanın başını dik tutarak dolaş- masına izin verilmiyor" dedi. VVolf un 1930'larda ve 40'larda Moskova"da büyümüş ohnasının izlerini, inandığı komünist ülke tanımlamasında da görmek müm- kün Bu ülke, Sovyet birliklerinin hükümete karşı çıkanlan vurmak- tan vazgeçtikleri an çöken, vatan- daşlannın Batı Almanya'ya kaç- malanru önlemek için 1961'de bir duvar inşa etmek zorunda kalan bir yer. VVolfun davasının görül- düğü mahkemenin başyargıa olan Klaus VVagner. 120'den fazla casu- sun davasına başkanlık etmiş. VVolfun duruşması sırasında onun aktif ve etkili bir lider olduğu yo- lunda tanıklık etmeleri için pek çok Batı ve Doğu Alman ajanı mahke- menin sürdüğü Bonn'a getirildi. Tanıkbklanna baş\ urulan ajan- lann tümü yaptıklanndan dolayı pişmanlık duymadıklan, herhangi bir tehdit ya da şantaja maruz kala- rak çalışmadıklannı açıkça belırt- melerine rağmen VVolf, "Bu mah- keme salonunda en küçük bir piş- manlık hissettivscm bile bu, yasalar öniinde değil de hazır bulunan insan- laruı önünde olmuştur ancak " dedi. Savcılar. casuslara aynntılı bilgi- ler ve para veren. onlann elde ettik- leri askeri ve ekonomik sırlan Mos- kova'ya ileten VVolfun yalnızca ca- susluktan değil rüşvet ve ihanetten dolayı da suçlandığmı belirtiyorlar. VVolfun a\Tikatlan savalar tarafı- ndan iddia edildiği gibi doğnıdan bır yolsuzluk ya da ihanet suçu iş- lenmemış olduğunu kamtlamaya calıştılar. Ülkesinın sınırlan 1990 yılında paramparça edilmemiş ol- saydı müvekkillerinin asla devlete ihanet suçundan yargılanmaya- cağını belırterek, yargılamanın Al- man anayasasını ihlal sayılması ge- rektiğini söylediler. 1991 yılında Berlın'deki bir yüksek mahkeme. aynı casusluk şebekesinden başka bir yöneticinin yargılanamayacağı- na karar verdi. Craig R. VVhitney rumluluklannı artürarak çocuklan- na destek vermelerini sağlamak. Bu tasannın kapsamı ıçensinde çocu- ğun babasının ailcsinin de "çocuğun gecimini sağlama projesine" katkıda bulunmasının şart koşulabileceği belırtiliyor. Gözden geçirilmekte olan diğer önerilerin arasında. boşanmış çiftle- rin ıki ayn yardım ödeneğj almasını önlemek ve yalnız annelerin aldıkla- n sosyal yardımın miktannı artır- mak amacıyla başka çocuk yapma- lannın önüne geçilmesi de bulunu- yor. Yazıda aynca yerel otoritelerin yalnız annelere konut sağlamada öncelik tanınması yerine örneğin bir yurtta geçici yerleşim olanağı sağla- malannın daha masraflı olabileceği belirtiliyor. Yalnız annelik çoğu ge- lişmiş ülkede gıttikçc artmakta ol- masına rağmen İngiltere'de bu sayı- nın ortalamanın çok üzerinde oi- ması endişe yaratıyor. Yardım öde- neğı alan tek anne-babalann kendi- lerini ışsız olarak kaydettirmeleri ge- rekmediğinden iş ve işçi bulma ku- rumlanyla hiçbir ilişkileri bulunma- yabiliyor. Bu durumun değişmesi için bu kişilere mevcut işlerle ilgili bilgiler gönderilmesi, gönüllü danı- şmanhk hizmetleri sağlanması, ço- cuk 5 yaşına geldikten sonra altı ayda bır görüşmeye gıtmeleri ve ço- cuk 14 yaşına basüktan sonra anne ya da babanın işsiz sayılması gibi se- çenekler sunulması öneriliyor. İşçi Partisi milletvekillerinden Hi- lar> Armstrong, raporda yer alan, hükümetin ucuz çocuk bakımı sağ- layarak yalnız anne ya da babalan yardım ödeneğine bağımlıbk tuza- ğından kurtarması gerektiği yolun- daki görüşün İşçi Partisi'nin bu ko- nuyla ilgili görüşlerini destekler ni- telikte olduğunu belirtti. İşçi Par- tisi'nin çocuk bakım siyasetinin ge- liştirilmesine yardımcı olan Armst- rong, "Yalnız anne-babalann bakan- lardan gelecek yeni söylevlere ihti- yaçları yok. Onlann ihtiyaç duyduk- İan esas şey, çocuklarmı en iyi şekil- de yetiştirmelerini sağlayacak işe ya- rar destek." dıyor. Günümüz ailelerinin yüzde 25'ini oluşturduklannı gösteren istatistiklere rağmen tek anneler kendilerini toplum dışı hissediyorlar. Sağlık Bakanlığı'nın cınsel eğkimi daha etkili hale getirmek için çaba gösterilmesini istediği bildiriliyor. Ancak. reşit olma yaşının yenıden belirlenerek 16 yaşının altındakilere doğum kontrolü sağlanmasına Sağbk Bakanı cevap olarak"Bu ül- kede böyle bir admın kabul edilebU- mesi çok zor. Bu karar, çocuklara yönelik ciıtsel tacize uy gulanan y aptı- nmlann hafıflemesine bile neden ola- büir " dedi. IYalnız anneler seslerini yükseltiyor Yapılması planlanan değışıklikle- nn kamuoyunda neden olduğu tar- tışmalar büyük ölçüde basına da yansıyor. Yalnız anneler, gazetelere yolladıklan mektuplarla olayı birde kendi açılanndan dile getirmeye ça- lışıyorlar. Anneler, çocuklannın babalan tarafından umursanmamanın yanı sıra artık hükümet tarafından da ait bır sınıfa sokulmaya çalışıldıklannı belirtiyorlar. İstekleri dışında çocuk sahibi olmuş annelerin birçoğu, başta çocuklannın babalan olmak üzere tüm toplum tarafından zaten suçlanmakta olduklannı söylüyor- lar. Günümüz ailelerinin yüzde 25'- ini oluşturduklannı gösteren istatis- tiklere rağmen, tek anneler kendile- rini toplum dışına itılmış hissediyor. Yeni elbiseler almak. makyaj yap- mak, kendılennı yeniden iyi hisset- mek istemelen çoğu ınsana gereksiz gözüküyor. Toplum. "kendilerini içine düşürdükleri" durumdan dola- yı cezalandınrmışcasına bu kadın- lardan gereksinimlerini en aza indir- melerini bekliyor. Hamile kaldığuıda sadece 14 ya- şmda olan Tracy VV alton, "Ev sahibi olabilmek için hamile kalırtadım. Aşık olduğum için ve doğum kontrolü hakkında çok az şey bildiğim için ha- mile kaldım. Tanıdığım benim duru- mumdaki kızların hiçbiri e\ sahibi ol- mak için hamile kalmadı. Hepimiz hala ailekrimizle birlikte yaşıyonız " dedi. Yoksul Çocuklara Yardım Grubu sözcüsü. "Hükümetin yalnız anneleri kurban rolüne sokmaya devam etme- si ve onlara >erilen yardımı kesmeye kararlı oluşu bi/.i çok sinirlendirdi. Bu kişilerin çocukları zaten anne >e babalarıyla birlikte yaşayan çocuk- lardan çok daha kötü koşuüarda va- şıyoriar " dedi. İngiltere'de disiplin ve sorum- luluk gibi değerlerle kendi kendini idare etmesi beklenen yeni bir toplu- mun ortaya çıkanlması amaçlanı- yor. Ancak bakanlann bu konuda güvenilir yol göstericiler olmadıklan biliniyor. İngiliz gazetelerinde çıkan yorum yaalannda, bir bakanın ya- şamının bir toplumsal sınıfın ahlak- sal değerlendirmesini yapıp yaşantı- lannı yeniden yapılandırmaya kalkışmasına izin vermeyecek bi- çimde ahlaksal değerlerden yoksun olduğu belirtiliyor. İngiliz gazetelerinden derleyen: Aze Marşan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle