Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9EKİM1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Beton dev' içîn 30 milyar gerekli
Park Otel'in şimdi de yıkımı sorun olmaya başladı. Beyoğlu Belediyesi, yıkım için kendi olanaklannın yeterli
olmadığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Turizm, Bayındırlık ve Çevre bakanlıklannın maddi katkısını istiyor
TOKTAMIŞ ATEŞ
MEHMET DEMtRKAYA
Park Otel'in fazla katlannın yıkımı
için 30 milyar lira gerekiyor. Elmas
testerelerle bloklar halınde kesilmesi
düşünülen betonlann nakli, vinç kirası
ile kullanılacak elektrik ve su parası bu
bedelin dışında.
"Beton Dev" olarak da nitelendiri-
len Park Otel inşaatının durdurulması
sorununun ardmdan. şimdi de yıkımı
sorun olmaya başladı. Beyoğlu Beledi-
yesi, yıkım için kendi olanaklannın ye-
terli olmayacağını, bunun için İstan-
bul Büyükşehir Belediyesi, Turizm.
Bayındırhk ve Çevre bakanlıklannın
maddi katkıda bulunmasını istiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, da-
ha önce Beyoğlu Belediyesi'ne yazdığı
bir yaada, yetkinin kendilerine veril-
mesi halinde yıkımı yapabileceklerini
bildirmişti.
Yıkımın sürüncemede kalması üze-
rine CHP Genel Sekreteri Ertuğnıl
Günay, CHP İstanbul İl Merkezinde
Beyoğlu Beledıye Başkanı Hüseyin
Aslan ve diğer yetkililerden bilgj afdı.
CHP Genel Merkezi'nin konuyu ya-
kından takip ettiğini belirten Ertuğrul
Günay, yıkım konusuyla ilgili basında
çıkan haberlerin uyancı olduğunu
söyledi. Yetkililerden aldığı bilgiye gö-
re, yıkımın 30-50 milyar lira gerektir-
diğini söyleyen Günay şöyle dedi:
"Yetkililerk vapügımız toplantHİa.
yıkımm savsaklanmasına göz yumma-
yacağımızı söyledim. Önümüzdeki gûn-
lerde ilgililerle ortaklaşa bir çahşma dfi-
zenleyeceğiz. Üniversite çevTeleri, kûl-
tfir ve sanat çevreleri, çevreci kunıhış-
larla ortak yöotem oluşturmaya çalı-
şacağız."
Beyoğlu Belediye Başkan yardıma-
sı Nusret Avcı, yıkımın ne şekilde
yapılabileceği ve maliyetinin ne ola-
cağı konusunda bir hesap yapürdı-
klannı söyledi. Şimdiye kadar ellerin-
de böyle bir veri bulunmadığını belir-
ten Nusret Avcı, Hollanda'daki B +
BTEC fırmasına yaptırdıklan etüde
göre. yıkımın iki buçuk milyon dolar
karşüığı Türk Liraa'na yapılabileceği-
ni açıkladı. ParkOtelin A ve Bblok-
lanndaki 32 bin metrekarelik alanın
10 bin 900 parçaya kesilip aynlması-
nın hesaplandığını belirten Avcı,
yapılan yıkım etüdü ile ilgili şu bilgileri
verdi: "Yıkımı. 50 teknik adam, günde
12 saat çaltşma esasına göre 300 iş gü-
nünde gerçekleştirecek. 16 elmas teste-
re >e delici makine kullanılacak. İki bu-
çuk milyon dolara. yıkımdan çıkan
parçalann taşnnası, kullanılacak >indn
kirası. elektrik ve su parası dahil değil.
Büyükşehir Belediyesi, Turizm Bakan-
lığı, Bayırdırlı Bakaniığı ve Çevre Ba-
kanuğı'nın katkıda buluıunası gereki-
yor. Finans temini için çalışmalar de-
vam ediyor."
fstanbul Büyükşehir Belediyesi Ge-
nel Sekreteri Tuğrul Erkin, yıkım için
her türlü yardıma hazır olduklannı,
ancak işin doğru dürüst yapılmasını
arzuladıklannı söyledi. Beyoğlu Bele-
diyesi'nin istemesi halinde onlar adına
yıkımı kendilerinin yapabileceklerini
belirten Tuğrul Erkin. daha sonra şöy-
le dedi:
"Daha önce bu rûr yıkımlarda. ilçe
belediyesine \vıkın' di>e ihtarda bulunu-
yorduk. Yıkmadıkları zaman da, yö-
netmeliğin ilgili maddesine göre, onlar
adına biz yıkıyorduk. Ama Beyoğlu Be-
lediyesi, Danıştay'da da\a açarak yö-
rvetmeliğin o maddesini iptal ertirdi. Bi-
zim onlara baskı yapma gücümüz kal-
madı. İşin yaptlması için gereken
ha/ırlıkları yapsınlar, teklifte bulun-
sunlar, biz çözüm bulalun."
Yıkım sorumluluğunun Beyoğlu
Belediyesi'ne ait olduğunu söyleyen
Erkin, "Paramız olsa yıkanz, diyorlar.
Bunu da gazete haberlerinden öğreni-
yoruz, Bize yapümış yazılı bir başvunı
da yok" dedi.
Beyoğlu Belediye Başkan Yardım-
cısı Hıdır Kaya, Park Otel inşaatı ruh-
satlı olduğu için, yıkım parasının mü-
teahhitten alınmasının olanakb görül-
mediğini söyledi. Yıkımın bütün mas-
raflan ile birlikte 100 milyar liraya
yaklaşacağını belirten Hıdır Kaya.
"Yıkılacak olan kısun için, bugünkü
değerle 300 milyar lira harcanmış ol-
ması gerekir" dedi.
Biııbir suratMadonna kumpanyası
• Seks sembolünden,
18. yüzyıl asilzadesine,
hippi'den generale her
türlü 'imaja' girerek
orduyla, Amerika'yla,
erkeklerle, kendiyle ve
seyircilerle dalga geçti.
•'Yaşam bir fahişedir,
bazen yatınp becermek
istersin, bazen arkanı
dönüp kaçmak istersin'
diye özetledi, şarkılan,
gösterileri ve skeçleriyle
bize vermeye çahştığı
'yaşam felsefesini'
Madonna.
TUNA ERDEM
Sirk, çadır tiyatrosu, kum-
panya, Fransız revüsü, Broad-
way müzikali, kabare, pornog-
rafi, modern bale, güldürü....
Önceki gece Madonna'nın İnö-
nü Stadyumu'nda gerçekleştir-
diği 'Girlie Show' tüm bunlann
bileşimiydi. Binbir surat Ma-
donna ise seks sembolünden,
jl8>^«Szy»l asilzadesine, hippi'-
derr generale Her türlü imaja'
girerek orduyla, Amerika'yla.
erkeklerle, kendiyle ve seyirci-
lerle dalga geçti.
40 bini aşan seyirci kitlesi de
en az gösteri kadar renkliydi.
gençler, orta yaşlılar. erotizm
uğnına gclip sıkılmaya başla-
yınca sağa sola "sarkmay a' baş-
layanlar, çocuklanyla gelen ai-
leler, protokol için özel olarak
sahanın ortasma kurulan özel
platformda ANAP Genel Baş-
kanı Mesut Yılmaz'ın eşi Berna
Yıhnaz, Hıncal Uluç, Leyla
Umar, Mefamet Ali Birand. Cem
Uzan, bir milyona girilen VIP
(Çok Önemh Kişiler) tribünün-
de Mustafa-CaroUne Koç, Cem
Bovner, saha içinde, Madon-
na'mn tarzını kapmaya gelrruş
mankenler. şeref tribününde
zirvedeki mesîektaşmı görmeye
gelrruş Sezen Aksu- Sertap Ere-
ner, Levent Yüksel gibi şarkıcı-
lar. Gösterisıyle, dillere destan
Madonna'sıyla ve seyircisiyle
'postmodern bir kaos.'
Kırmızı perdelerin üzerinde
gidip gelen ışıklar ve bir sirkin
Madonna erotik gösterisinde dansçılarıyla sevişmeyi andıran pozisyonlara giriyor. Danslar sırasında kasılıp maske> e dönüşen
yüzû, konuşurkendoğaOaşıyor, gelişigüzel akan sdzcükleri sanki o an içinden geldiği gibi konuşuyormus izlenimini veriyor.
perdelerinin acmak üzere oldu-
ğu izlenimi yaratan bir müzik
ancak perdeler ağır ağır kalktı-
ğında ardından bir sirk değil.
erotik bir şov ortaya çıkıyor.
Sahnenin tavanından bir gü-
müş boruya tutunarak ağır ağır
kayan. kadının üzerinde ip gibi
bir bikini. alünda başka bırşey
yok.
O. akrobatik hareketlerle
inedursun, Madonna gözlerin-
de deri bir maske, elinde kırba-
cıyla beliriyor sahnenin üzerin-
de ve son albümüne adının ve-
ren'Erotica'yı söylemeye baş-
lıyor, kırbaanı kah şaklatarak
kah bacaklannın arasına soka-
rak.
Bu carpıcı giris aslında iki sa-
atlik şovun tek pomografik
sahnesini oluşturuyor.
'Erotika'nın ardından seslen-
dirdiği'Fever'(Ateş) şarkısında
sahneyi kaplayan alevier ara-
sında kaybolduktan sonra gös-
terinin yönü değişiyor. Madon-
na bundan sonra da dansçıla-
nyla sevişmeyi andıran pozis-
yonlara giriyor, ama bunlar ba-
şanh bir koreografı ağırlıklı
dans gösterileri oluyor artık.
Madonna'nın "Girlie Shovv"
dünya turnesi çerçevesinde git-
tiği her ülkede aynen tekrarla-
dığı şovu, teknolojinin imkan-
lanna yaslanan mega-star şpv-
lanndan değil. Daha çok eski
şaşaalı müzikalleri andınyor.
Lazer gösterileri, havai fişekler
gibi teknik olanaklardan çok.
renk renk tüller, bastonlar,
şemsiyeler, danslar ve akrobasi
numaralan gibi tüm eski müzi-
kal numaralan na yaslanıyor
şovu.
Tiyatro perdeleri. şarkı ara-
lanna serpiştirilen skeçler.
küçük aynnülarda anlammı
bulan göndermelerden oluşan
tiyatrovari gösteri, dev ekranla-
ra yansıyan detay çekimler ol-
masa stadyum boyutlannda
aslında kaybolup gitmeye yaz-
gıh.
Zaten. Madonna'nın gön-
lünde her zaman oyunculuk
yatıyor. Her seferinde başansız
olmasına karşın üsl üste fılm çe-
virmeyi sürdürüyor, hatta ne
cinsellik ne de güldürü öğesi
olan bir oyunda makyajsız bir
yüz ve kapalı bir tayyörden olu-
şan kostümüyle rol aldı. Broad-
vvay'de sahnelenen oyun öylesi-
ne kötü eleştiriler aldı ki; rekor
sayılacak bir sürede gösterim-
den kalktı. Madonna tiyatroda
değerinin anlaşılmadığına
inanmış olacak ki; konserlerine
bir tiyatro izlenimi katmaya uğ-
raşıyor.
Madonna bir'seks yıldızı'
olarak tanımlanıyor. Oysa seks
yıldızı olmaya aday bir fiziği
vok. Kash kollan ve bacaklan.
kısacık boyu, şarkı söylerken
çizgi çizgi olan yüzü ve boynuv-
la karizmatik olabilir, ama sek-
si değil. Zaten, ona seks sembo-
lü değil. seksin ve toplumun
seksle ilgili saplantılannın bir
karikatürü gözüyle bakmak ge-
rekiyor herhalde. Madonna'-
nın güzel, çekici ve 'kadınsı' ol-
mak gibi bir kaygı taşımadığı
ortada. komik peruklardan,
saçlannın sımsıkı örten bandı-
na. tümüyle erkeksi kıyafetler-
den. seksi bikinilerine kadar
tüm kıyafetler onu güzelleştir-
meyi değil. o an için seçtiği rolü
abârtarak karikatürleştirmeyi
amaçlıyor.
"Yaşam bir fahişedir, bazen
yatınp becermek istersin, bazen
arkanı dönüp kaçmak istersin"
diye özetledi, şarkılan, gösteri-
leri ve skeçleriyle bize vermeye
çahştığı 'yaşam felsefesini' Ma-
donna. Danslar sırasında kası-
lıp maskeye dönüşen yüzü, ko-
nuşurken doğallaşıyor, geli-
şigüzel akan sözcükleri sanki o
an içinden geldiği gibi konuşu-
yormuş izlenimini veriyordu.
Erkeklenn erotik şovlannı izle-
mek için konserlerine dolduğu-
na şüphe yok. ama kadınlann
neden Madonna hayranlığma
kendilerini kaptırdıklan da bu
konserde anlaşıldı: Madonna
hem erkeklikle dalga geçiyor.
hem de ezen erkekliğin intika-
mını temsili olarak tüm kadın-
lar yerine alıyor.
Rıılı, karizma ve zeka
• Ne var ki sahnedeki tüm görkeme karşın seks
imgeleri, zaman zaman çok plastik ve zorlama
görünüyor. Durmaksızın devam eden gösteride
Madonna'nın enerjisine hayran kalmamak, döktüğü
tere saygı duymamak elde değil.
BURAK ELDEM
Rengarenk spotlann üzerinde
dansettığı kırmızı kadife perde
yavaş yavaş yukan kalkarken, az
sonra neler izleyeceğirnize ilişkin
spekülasyonlar da zihinlenmizde
dolaşmaya başlıyor. "Girlie
Sl»w'*, on yıl öncesinin küçük
İtalyan göçmeni. bugünün me-
gastan Madonna Ciccone'nincin-
sel imgeleri faztasıyla yoğun ve
cüretkar kullandığı, göz boyayıa
bir şov olacak. Repertuvar "EJO-
tica" albümü üzerinde yoğun-
laşırken, ticari ölçüler uzantısı-
nda yaptığı kimi eski disko par-
çalannı da kalabahk dans grubu
eşliğinde seslendirecek Madon-
na. Hatta. belkı daha ilk yanm
saat dolmadan sıkıldığımızı his-
sedeceğiz.
"Giriie Show"un ilk dakika-
lan, bu düşüncelerimizi haklı
çıkanr nitelikte. Sahneye cinsel
cazibesini abartıh bıçimde ortaya
koyan giysileri ve çıplak göğüslü
dansçılanyla çıkan Madonna,
gösterisine "Erotica" ile başlıyor.
Sahne düzenı, ışıklar ve ses siste-
mi kusursuz. a.
Elli bine yaklaşan ızleyici kitle-
sinin tezahüratıyîa başlayan şov.
Madonna'nın son albümünde
yer verdiği başanlı bir 'cover ver-
sion' olan "Fe>er"la sürûyor.
Ardından "Vogue" ve "Express
Y'ourseir'le tempoyu koruyor
Madonna. Ne var ki sahnedeki
tüm görkeme karşın seks imgele-
ri, zaman zaman çok plastik ve
zorlama görünüyor. Yinede dur-
maksızın devam eden bu gösteri-
de Madonna'nın enerjisine hay-
ran kalmamak, döktüğü tere
saygı duymamak elde değil.
Ikinci bölümde şov biraz daha
renkleniyor. Madonna ve dans
grubu. "Çiçek Çocuklan' gıysile-
riyle sahnede altmışh yıllann son
dönemini carilandınyorlar. Işı-
klar ve koreografi kusursuz. Bu
bölüm, 'hippy" ruhuna uygun, et-
kileyici bir "org"la sona erdiğin-
de yavaş yavaş Maddy'nin şovu-
na ısındığımızı hissediyoruz. He-
men ardından, hızla değişen sah-
ne düzeniyle birlikte karşımızda
kırklı yıllardan canlı bir tablo be-
liriyor.
Silindir şapkası. siyah takım el-
bisesi ve bastonuyla Mariene Di-
etrich kılığında sahneye gelen
Madonna, yavaş yavaş bir kaba-
re atmosferi yaşatmaya başbyor
bize. Sesini ne denli geniş ve renk-
li kullanabildiğine. sahnenin her
santimetrekaresine ne denli ha-
kim olduğuna hayretle tanık olu-
yoruz. Bu kez Karayipler'de
sıcak ve hareketli bir lımandayız.
Enine çizgili denizci tişörtü ve
bluciniyle Madonna, yeni bir
imajla çıkıyor karşırnıza:
Ellıli yıllann müzikal fılmlerin-
deki "aptal sanşuTı oynuyor. Ses
tonundakı çocuksu saflık, yüzün-
deki sempatik tebessüm ve sa-
man altından su yürüten "çapkuı
kız" bakışlanyla, bir dönem Ma-
rilyn Monroe'yla özdeşleşmiş bir
resmi çiziyor. Karayip kokulannı
önce "I'm Breathless" albümün-
deki "1*111 Going Bananas"la ah-
yoruz. Hemen ardından. başanü
bir manevrayla "La Isla Booita"-
ya geçiyor. Yavaş yavaş Madon-
na'nın karşı konulması zor cazi-
besine ve karizmasına ka-
pıldığımızı hissediyoruz.
İzleyiciyle "Merhaba tstanbul"
diye başlayan diyaloğu, bölüm
arasında şırin esprilerle süslediği
"yaşam fefaefesi' dersleriyle sü-
rüyor. Ve ardından, şovun belki
de en güzel bölümlerinden biri
başlıyor.
Fonda bir Amerikan bayrağı,
önde Amerikan askerleri ve baş-
lannda bir komutan: Madonna.
Militarizmin ve ABD ordusunun
ipliğini pazara çıkardığı bu bö-
lümde yalnızca müzisyenliğine
değil, oyunculuğuna da şapka çı-
kanyoruz Madonna'nın. Final,
mistik bir atmosfer ve etkileyici
bır dekor eşliğinde "olay
1
" şarkısı
"Justify My Love"la başlayıp.
bis'e dek uzamyor.
Stadyumu terk ederken. bugü-
ne dek izlcdiğımiz en görkemli
şovu, sahnede iki saati aşkın bir
süre ter dökerek ve aldığı her ku-
ruşu hak ederek bize sunan
Maddy'ye teşekkür ediyoruz içi-
mizden.
İki hafta önce İnönü Stadı'nda
teknolojinin tüm olanaklannı
kullanarak parlak bir sirk göste-
risi sunan Mkhael Jackson'ın
Şovu. perşembe gecesinden sonra
iyice sönük kalıyor artık bellek-
lerde. İki megastar arasındakı
büyük farkın sırnysa üçsözcükle
özetlcnebilir: Ruh, karizma ve
zeka.
Sahneye cinsel cazibesini abartıh biçimdc ortaya koyan giysile-
ri ve çıplak göğüslü dansçılanyla çıkan Madonna, gösterisine
'Erotica'ile başlıyor. (Fotoğraf: HATİCE Tl NCER)
Notlar
Kırmızı
noktalı
statkonseri
• Madonna şarkı
aralannda kostüm
değiştiriyortabii. 'Her
şarkıya yeni bir kostüm"
biraz yanıltıcı, değişen
genellikle sutyen çünkü.
METtN HAKYERt
Şişhane'den başlayan. Tarla-
başı bulvanyla "meydana"
çıkan trafık, alışılmışın dışında
bir Madonna yüküyle yüklüy-
dü dün. Randevular AKM'ye
çıkıyor, Gümüşsuyu'ndan Mit-
hat Paşa'ya sarkıyordu. Stada
yaklaşıldıkca bellı belirsiz bir
"Pro-Madonna" sesi gittikçe
aşina. "bizden biri" havasını ve-
riyordu. Yonca Evcimik. Ma-
donna'nın alt grubu olarak. ilk
kez milb okıyor. Madonna de-
korundan •t
ea>ta»fek"-biraz-
dan kendısine terk edeceği sah-
nede "Abone" satıyordu.
Madonna uğruna yollara dö-
külenler. Elton John gibi. Bon
Jovi gibi standartlaşan bir yaş
grubunu oluşturmuyordu.
Cadde çocuklan jikslerden. ke-
nar mahalle gençliğine. çocuğu-
nu komşuya bırakamayan "ya-
nm kalmış hayat" annelerin-
den. Çiller gençliğine, "Abi bir
gören olur mu acaba?"cılardan
"Merak ettik geWik"çilere ka-
dar yayılan kozmopolit bir kitle
statta yerini almıştı.
Dünyanın her yerinde oldu-
ğu gibi İstanbul'da da Kıan
Gösterisi' (Girlie Shovv), ipten
sahneye sarkan yan nü (aççık
seççik) 'shovv girl'lerden biri-
nin, akrobatik-erotık inişiyle
başladı kırmızı noktalı stat
konseri... "Show'un ılerleyen
saatlerinde RTL'den uydu bağ-
lanüsız canlı yayın... Tutti
Frutti'nin penaltı noktası civa-
nnda örgütlenmiş durumu.
Şarkı aralanna serpiştirilmiş
erotik çağnşımlı video klip se-
naryolan. Biraz daha abartılsa
kışlada 'aç, aç' geceleri...
Madonna bir "gerçegin" üze-
rine parmak basıyor. "Hayat
bir fahişedir. Kimi kez onu şey
edersin. kimi kez umursamaz-
suı." Bu hayat dersine kitleden
yanıt. Yeaaah!... "Her şarkıya
yeni bir kostüm" biraz yanıltıcı.
değişen genellikle sutyen çün-
kü.
Her şeyi çılgın bir gece için
örgütleyen, maytaplan, fosfor-
lu çubuklan ve tabii biralan zu-
lalayan kitle. gjderek "evcilleşi-
yor". Öyle tahminleri haklı çı-
karacak bir çılgınlık yaşanmı-
yor. Kitle giderek yazlık bahçe
sineması sakinlerine dönüşü-
yor. Madonna'nın görece ağır
şarkılan başladığında saha içi-
ne yayılmış Madonnasever kit-
le ufak ufak tavsamaya. belli
belirsiz dağılmaya. kendi arala-
nnda. "Dün akşam Ayfer'i gör-
düm. Selamı var" muhabbetine,
saha içinde sonbahann son ılık
akşamı gezintisine, hatta esne-
meye, "Karşıya nasıl geçicen"
organizosyonuna başlıyor.
Nerde Bon Jovi'nin çılgın Çiller
gençliği, nerede Michael Jak-
sona feda edilen gırtlak efektle-
ri. Elton John'daki kıvrak dans
fıgürleri...
Kızın gösterisi erotizmdcn
ıbaret de değil. Marjinal ya da
alternatif hayal. cinsel özgürlük
ve şiddet... Ama itaat ve disip-
lin. Şarkının orta yerine 'şırak'
diye inen 50 yıldızlı dev Ameri-
kan bayrağı. Gezicı. Amcnkan
kültürünü yayma kumpanyası.
Amerikan bayrağına. önce
cılız protesto ıslıklar. Sonra ka-
nıksanan kabul...
Altıncı filonun Dolmabah-
ce'dc döküldüğü denizden.
Modonna çıktı dün.
Gerçekten Bıktım...
Bundan bir süre önce YÖK'le ilgili bir yazımın başlığı-
nı, "Bıktım bu YÖK'ten..."diye atmıştım. Aradan geçen
süre içinde 'bıkkınlığımı' arttıracak öylesine çok şey ol-
du ki; yazmaktan, konuşmaktan sıkıldım. Ama tepiki gel-
mediği zaman, işleryoluna g/rd/'sanıyorlar bazıları. Ve
bu nedenle hem bıkarak ve hem de 'bıktırdığımızı' bile-
rek, aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak zorunda kalıyo-
ruz.
Geçenlerde Hasan Yazıcı dostum da yazdı. İstanbul
Üniversitesi şimdiye kadar 58 kişiye 'onur üyeliği' ver-
miş. Bunlar arasında bence onura layık olanlar da var,
olmayanlarda. Neyse, sorunumuzo değil. Ancak Hasan
Yazıcı, benimdedikkatimiçeken ilginçbirtespityapmış.
Kurulduğu günden 1983e kadar 29 kişiye onur üyeliği
veren istanbul Üniversitesi, 1983ten 19893'e kadar 29
kişiye daha onur üyeliği vermiş. Anlaşılan ya üniversite-
mizin onuru ucuzladı ya da sokaktaki onurlu insan sayısı
arttı...
Ancak daha ilginç bir husus olarak, İstanbul Üniversi-
tesi'nin 540. kuruluş yıldönümü ve açılışı nedeniyle yapı-
lan torende Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel in yanı
sıra 9 kişiye daha onursal üyelik verilmiş.
Bunlardan biri de YOK sisteminin 'banisi'Sayın İhsan
Doğramacı. Diğerlerini öğrenemedim. Anlayamıyorum,
Sayın Demirel'le Sayın Doğramacı'ya aynı gün fahri
doktorluk vermek kimin aklına gelmiş. Ama kimin aklına
gelmişse, vallahi bravo. Sayın Demirel'in 1991 seçimleri
öncesinde "YÖK'ü yok edeceğiz" sloganının, bızim gibi
safların kandırılmasından başka bir boyutu olmadığını
bundan iyi anlatamazlardı.
Umarım akıllanırız.
ûğretim Üyeleri Derneği, bir basın toplantısı yaparak
bu tutum ve davranışları haklı olarak kınadı. 6 Ekim 1993
tarihinde bir basın bildirisi yayımladılar. Ama bu bildiri
rahmetli kebapçı Yafes'in gayrimeşru çocuğu ve anası
kadar bile basınımızın ilgisini çekmedi.
Bu bildiride sorunlar madde madde sıralandıktan
sonra aşağıdaki paragrafa yer verilmiş:
"Özelde İstanbul Üniversitesi'nin, genelde de Türk
üniversitesinin bilim haysiyetinin giderek aşındığını en-
dişe, esef ve üzüntüyle izlemekteyiz. Söz konusu onur-
sal doktoralardan sorumlu rektör ve senato üyelerinin
bugüne kadar olan ve kişiselçıkarlardan kaynaklandığı-
nı kuvvetle tahmin ettiğimiz karar ve uygulamalannı şid-
detle kınarız. Sorumsuz uygulamalardan aşınan bilim
haysiyeti, üniversitelehmizden de ote, tüm Türk ulusuna
aittir."
Bu bildirinin açıklandığı basın toplantısında 15-20 oğ-
retim üyesi ve bir dizi gazeteci varmış. Ve tam yedi sivil
polis. insana çok gülünç gelen trajik bir durumla karşı
karşıyayız. Bir grup öğretim üyesi bir basın toplantısı
yapıyor ve bu toplantıyı ızlemek üzere tam yedi memur
görevlendiriliyor. Acaba bu memurlar hocalan muhte-
mel birsaldırıdan korumak için mi gönderilmişlerdi?Ve
istanbul'un göbeğinde böyle bir manevi baskı uygulanı-
yorsa acaba Güneydoğu da neler yapılmaktadır?
Yaklaşık 300.000 nüfuslu Ümranıye de düzeni sağla-
makla görevli polis sayısı sadece 8. Öğretim Üyeleri
Derneği'nin basın toplantısını izlemeye gönderilen polis
sayısı 7. Gülelim mi, ağlayalım mı, bilemiyorum.
Bu konuda son bir hususa daha değinmek istiyorum.
istanbul Oniversitesi, kufuiuşunun 540. yılı ve Ateıfürk'ür?
üniversite reformunun 60. yılı dolayısıyla 5-10 Ekim 1993
tarihleri arasında bir kutlama prograrfıı düzenlemiş.
Sergiler, konferanslar, paneller, konserler ve spor mü-
sabakaları var. Kimbilir bunlardan bir kısmı için ne ka-
dar ciddi çalışmalar yapılmış, ne kadar yorulunmuştur.
Emeği geçenler sağolsun. Ama bunlar arasında iki gün
de Tav/a Şampiyonası' yapılıyor. Belki inanması zor
ama işte, bildiğimiz tavla.
Doğrusu tavlayı pek severim ve kimse bileğimi kolayı-
na bükemez, ama insaf edin. Bir üniversitenin 'kutlama
programında' piknikte de olsa, bahçede de olsa tavla
şampiyonasına yer verilir mi? llkokul müsameresi mi
bu? Ayrıca tavla şampiyonası koyuyorsanız, 'pişpirik'ln
günahı ne? Kaldı ki; madem böylesi bir şenlik düzenli-
yor 540 yıllık üniversitemiz, 'uzun eşek' gibi, 'kırlangıç
takla' gibi oyunları neden koymazlar? Haksızlık bu...
Hatta deve güreşi de konulabilir.
Inanın bıktım. Gerçekten bıktım. Bunları dile getirmek-
tenyoruldum. Amainsanlarsustukça, birileri iyibirşey-
ler yaptığını' sanıyor. Onun için yazıp duruyoruz. '
Nazıın Hikmere maliye engeli
• ANKARA(ANKA)-KültürBakanıFıknSağlar'ın
"Yasaklan yasaklayacağız" girişimi ile kitaplan depolardan
çıkanlarak kütüphaneleri süsleyen Nazım Hikmet'in yaşamım
konualan belgesel programı Maliye Bakanlığına takıldı.
Kültür Bakanlığı'nca projesi onaylanan vedesteklenmesi
öngörülen Nazım Hikmet belgeseli. 8 aydır Maliye
BakanlığYndan ödenek alamadı.
Ağarr
basın Han kurumunda
• ANKARA (ANKA) - Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar.
Basın İlan Kurumu'nda İçişleri Bakaniığı temsilcisi olarak
görev yapacak. Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de
yayımlanan karanyla Basın İlan Kurumu'nda İçişleri Bakaniığı
temsilcisi olarak görev yapan eski Emniyet Genel Müdürü
Yılmaz Ergun, bu görevinden alınarak yerine, kalan süreyi
tamamlamak üzere Mehmet Ağar getinldi.
Aydıniık ve Onbinler A.Ş.
• Haber Merkezi -Aydıniık gazetesinin ortaklanndan
Onbinler A.Ş., gazete ile ilişkilerini sürdürme konusunu
yeniden değerlendirme karan aldı. Aziz Nesin'in yaptığı
çağnyagöre, 16ekimde Bilar'da biraraya gelecek olan"
Onbinler A.Ş.'nin ortaklan. hem Aydıniık gazetesiyle
ilişkilerini görüşecek hem de şirketin geleceği konusunda karar
verecek. Aydıniık gazetesinin başyazan Aziz Nesin. bır iddiaya
göre İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçekin gazetede
günlük yazılar yazmaya başlaması üzerine, yazılanna ara
vermişti.
Lionsların dünya hizmet günü
• İstanbul Haber Senisi- 8 Ekim Dünya Lions Hizmet Günü.
İstanburdaçeşitlıetkinliklerlekutlandı. Bakırköy Belediyesi ve
Tüm Lions Kulübü üyelerinin işbirliğı ile Bakırköy Özgürlük
Meydanı'nda düzenlenen kan ve organ bağışı kampanyasında
konuşanTürk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk. Türkiye'de 13
yerde organ nakli merkezi bulunmasına karşın. yılda sadece
200civanndanakil_yapılabildiğini söyledi. Bakırköy Belediye
Başkanı Ali Talip Ozdemir ise konuşmasında, kan bağışı
konusuna dikkat çekti. Özdemir ile eşi Öznur Özdemir organ
bağışında bulundular. Aynca Piyerloti lionslan,
Gaziosmanpaşa 50. Yıl îlkokulu'nda yardıma muhtaç 30
çocuğu sünnet ettirdiler.
Ekmege zam
• İSTANBUL (AA>- İstanbul'da ekmek fıyatlanna 500 lira
zam yapıldığı bildinldi. Ekmek Sanayii İşverenleri
Scndikasrndan verilen bilgiye göre. sendika ile Fınncılar
Odasının dün yaptığı toplantıda. halen 2 bin 500 liraya satılan
32Ogram ekmeğin fıyatına 500 lira zam karan alındı. Zamb
fiyattan ekmek satışına bugünden itibaren başlanacağı
bclirtildi. Ekmek Sanayii İşverenler Sendikası Başkanı İsmail
Hakkı Keceli.ekmeğeyapılanzammıngirdi fiyatlanndaki
ariıştan kaynaklandığını söyledi.