23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9EKİM1993CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 ZiraatBankası'nda Deillİiel Çİller'İ UVardl fihıı gîbi soygun KEMAL YURTERİ ANKARA - Amerikan film- lerinde yaşanan türden bir ban- ka soygunu. geçen günlerde Türkiye'de yaşandı. Uyanıkbir bilgisayar teknisyeninin Ziraat Bankasf nı bankamatikler ara- alığıyla soymaya çalışması, banka yetkılilennin durumu zamanında farketmeleri sonu- cu en heyecanh yerinde "happy emTlenoktalandı. Bankayı 170 milyon lira dolandırmayı başa- ran uyanık teknisyen. parayı geri vermesine karşın. 2 yıl ha- pis cezası almaktan kurtulama- dı. "Fflm gibi" soygun. mahkeme tutanaklanna şöyle yansıdı: Koç-Unisys şirketinde bilgi- sayar teknisyeni olarak çalışan Murat Turgay Hacıoğlu. Ziraat Bankasrnın bilgisayar sistemi- nin kurulması sırasında banka sistemini inceleyerek. nasıl ça- lıştığını en ince aynntısına ka- dar öğrendi. Ayru şirkeün Kara- deniz bölge sorumlusu Gürsel Akdağ ile anlaşan Hacıoğlu. Kemal Şimşek ve kardeşı Ha- kan Hacıoğlu ile ortaklaşa bir soygun planı oluşturdu. Kemal Şimşek, plan gereğı sahte kim- likler kullanarak. değişık kişile- rin adlanna Ziraat Bankası'nda beş değişik hesap açtırdı ve beş bankamatik kartı aldı. Hakan Hacıoğlu. kendisı de sahte kim- likler kullanarak 26 kışi adına hesap açtırdı ve 26 bankamatik kartı daha aldı. Hacıoğlu. bu sı- rada sabırla Ziraat Bankası'nın şubelerinden birinin taşınması- nı beklemeye başladı. Bu sırada Karadenız bölae sorumlusu Gürsel Akdağ. Samsun'un Baf- ra ilçesinde bulunan şubenin bir başka caddeye taşınacağı habe- rini Hacıoğlu"na ulaştırdı. An- cak Gürsel Akdağ. Haaoğlu'na yardım etmek istemedi. Hemen Bafra'ya giden Hacıoğlu, taşın- ma sırasında banka bilgisayar- lanrun eski binada kalmasını fırsat bilerek. bankanın on-line hattıyla açtıklan 31 hesaba. her hesaba 100 milyon lira olmak üzere 3 milyar liralık havale çı- kardı. Hacıoğlu. daha sonra Akdağ'a baskı yaparak havale işlemlerinin kayıtlanru şubenin bilgisayar disketlerinden sildir- di. Hacıoğlu, bunu da başar- dıktan sonra bankamatik ma- kinelerinden 174 milyon lira para çekti. Ancak, Ziraat Ban- kası Bilgi İşlem Merkezi görev- lileri. bu arada durumun farkı- na vardı. Bafra ilçesinden deği- şik hesaplara 3 milyar lira hava- le yapılmasından şüphelenen bilgi işlem merkezleri durumu araştırdılar. Havale işlemle- rinin şubenin kayıtlanndan ol- mamasına rağmen. ana bilgi- sayarda görünmesi üzerine. pa- ralann havale edildiğı hesaplar incelemeyeahndı. Bu sırada, yetkililerin. perso- ncli böyle bir işlemin nasıl ola- bileceği konusunda sorgulması sırasında, birgörevli Hacıoğlu'- nu ihbaretti. Murat Turgay Hacıoğlu, çı- kanldığı mahkemede suçunu kabul etti ve 174 milyonu geri verdi. Mahkeme, parayı geri vermesini göz önünde bulun- dururak Hacıoğlu'nu I yıl 8 ay hapis. 4 milyon 160 bın İıra pa- ra cezasına çarptırdı. Mahke- me. sanıklardan Gürsel Ak- dağ"ı 3 milyon 500 bin lira para cezasına mahkum ederken Ha- kan Hacıoğlu ve Kemal Şim- şek'e de 2 ay 20 gün hapis cezası verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Sûley- raan Demirel. Çankaya Köş- kü'nde yapılan ekonomi brifin- ginde, Başbakan Tansu Çiller'i. dış ticarette yaşanan 'darbo- ğazm" tehlikeleri konusunda uyararak ihracatm arttınlması icin önlem alınmasmı istedi. Çiller. bazı bakanlar ve eko- nomi kurmaylannın katıldığı önceki gün yapılan toplantı. Türk ekonomisindeki tehlike sinyailerinin' açıklandığı bir platforma dönüştü. Demirel'in, sunuşlann tamamlanmasından sonra özellikle ihracattaki du- raklamadan kaynaklanan dış ticaret darboğazının taşıdığı tehlikelere dikkat çektiği bildi- riliyor. Ekonomi kurmaylannın, 1993 yıhnın ilk 7 ayında 16.1 milyar dolan bulan ithalata karşılık ihracatın 8.3 milyar do- lara ulaşabildiğini ve ilk 7 ayda 7.8 milyar dolarhk dış ticaret Harran Universitesi'nin doktora unvanına tepki ŞANLILRFA (Cumhuriyet) - Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin Nur tarikatının önde gelenlerinden Abdülkadir Fadıllı ve Şanlıurfa eski müftü- sü Haül Göneç'e fahri doktora unvanı verilmesine. bir grup öğretim üyesi ve araştırma gö- revlisi gazetemızı arayarak tep- -kilerini dile getirdiler • Harran Cniversitesi'nin •amScı - dışında kullanıkiıpnı öne süren öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri. fakültele- •rin siyasi kadrolaşmada kul- lanıldığını. Saidı Nursi'nin ha- yatı ile ilgıli üç ciltlik kitap ya- zan Abdülkadir Fadıllı ve Ha- seki eğitim merkezinde fıkıh ve hadis dersleri veren Urfa eski müftüsü Halil Göneç'e doktora unvanı verilmesini tarafsız bi- lim anlayışına uygun bulmadı- klannı söylediler. Öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri daha sonra şu görüş- leri dile getirdiler: "Bastan beri sistemli ve planlı olarak belli bir düşüncenin kad- rolaşma merkezi haline dönüştü- riilen Harran L niversitesi'nde bunu ispatlarcasma Nurculuk faaliyeti gösterenlere doktora payeleri \ererek kadrolaşmayı adeta pekiştirmektedir. Fakülte- lerde bu uygulamalara karşı ge- lenler sindirilmekte. demokrat insanlar sınavda elenmektedir. Fadıllı ve Göneç'in bilime sağla- dıkları katkı tarafsızlık açısın- dan tartışmalıdır. Olayı protesto edivoruz." Kaıııkol, köy baskını I Baştarafi l.Sayfada tahrip ettiler. Kent merkezine elektrik verilemiyor. Bir grup PKK militanı dün gece saat 22.00 sıralannda Övecik ve Kıyıcak köyleri yakınlannda pu- su kurarak Büyükağaç Jandar- ma Karakolu mevzilenne roket •ve uzun menzilli silahlarla saldır- dı. Açılan ilk ateş sırasında kara- kolda görevli 8 er ile 4 korucu şehıt oldu. Şehit olan erler ile ko- nıculann isimleri şöyle: Erler: Yücel Kaya, Deniz .41i Erdeniz (Konya). Yahya Şahin (Amasya). Ahmet Güreş (Mani- •sa). Necdet Fidan (Bolu). Hüseyin özdilek (Gaziantep), Halil Çelik (Burdur). Ejder Secküı (Tokat). Korucular:Tahir Köklü, Mehmet flbak. Ebuzit Moho ve Hasan Okan. Kıyıcak Köyü'nde Fatma Esin adh bir kadın da hayatını kaybet- Diyarbakır'ın Çüngüş iıçesi vakınlannda Mırgan yaylasında İbrahim .\kmeşe'nin evine önceki akşam gelen bir grup. evden yiye- cek aldıktan sonra Akmeşe ve iki oğlunu dışan çıkardı. Saldırgan- lar. İbrahim Akmeşe ve oğullan Necmi ve Saim'i öldürdüler. Öte yandan UBA'nın haberine göre Elazığ'ın Maden ilçesinde Ziya Gökalp Caddesi üzerinde bulunan bir kahvehaneye dün akşam 19.00 sıralannda el bom- bası atıldı. Olayda 9'u ağır 16 kişi yaralanırken PKK militanlan, gece karanlığından yararlanarak kaçtılar. Mardin'in Midyat ilçesi- ne bağlı Yayvantepe Köyü ya- kınlanndaki yol yapım şantiyesi- ni basan bir grup PKK militanı. 3 adet ağır iş makinesiyle bir oto- mobili yaktılar. OLAYLARIN ARDıNDAKİ GERÇ3EK • Baştarafi l.Sayfada min dünya boyutlarında bu- günkü durumu dikkate alı- nırsa, bu kez PASOK'un aşırı milliyetçi kimliğinin ağır ba- sacağını söyleyebiliriz. PASOK'un lideri Andreas Papandreu, (tıpkı babası Yorgu Papandreu gibi) Tür- kiye'ye dönük yüzünde sal- dırgandır; Yunan şovenliğini gıcıklayıcı bir siyaseti gütme- yi, daha önceki iktidarında açıktan sürdürmüştü. Bu kez Balkanlar'daki bunalım rüz- gârlarının ortasında Mosko- va ile Ortodoks eksenini be- nimsemesı kimseyi şaşırt- mamalıdır. 1981 ile 1989 arasında, Pa- pandreu iktidarı, Türkiyeyi dünya kamuoyuna saldırgan olarak tanıtmak için elinden geleni ardına koymadı. "Tür- kiye'den kaynaklanan savaş tehlikesi' üzerine sürekli propaganda yaptı; bu politi- kasında da 'başarılı olmadı' denemez. Içeride Yunan ka- muoyuna 'Türkiye ile ancak ben başedebilirim" havasını basarken 'uzlaşmaz Türkiye' imajını da dünya kamuoyu önünde işledi: sırası geldi- ğinde ve işine yaradığında, Ege Denizi'nde barış ipini bir gerdi, biryumuşattı; Ankara- ya dönük yüzünde güvenilirli- ğini büyük ölçüde yitirdi. Yeni Demokrasi Partisi li- deri Mitsotakis ise daha gü- ven verici bir kimlikte görün- dü; zaman zaman yumuşak- lık politikasını izledi; ancak bu değişkenlik içinde, Atina, uluslararası forumlarda Tür- kiye'nin hep karşısında ol- mak siyasetini terk etmedi, Papandreu dönemindeki yöntemlerden vazgeçmedi. Bütün bunlardan çıkan so- nuç, Türkiye için ehven-i şer'in Yeni Demokrasi Partisi olduğu izlenimini bırakabilir; ama, yukarıda vurguladığı- mız gibi Ege de, Akdeniz'de ve Batı Trakyada Atina'nın siyaseti çoktan beri birdevlet politikasına dönüşmüştür. Balkanlar'daki kaynaşmasü- recinde bu tutumu pekiştire- ceklerine kuşku duymak için bir neden yoktur. Her yandan sorunlarla ku- şatılmış bulunan ülkemiz. Yu- nanit'an'ı da -ne yazık ki- gü- venli bir komşu sayamıyor. * * • açığı verildiğini açıkladıklan öğrenildi. Cumhurbaşkanı Demirel'in. "Ekonomide bütün problemlerin aşılması yolu vardır, ancak dış ticaretteki dengenin kaybedil- mesi zincirleme meseleler ya- ratır. Tfirkiye ihracatının gerile- mesine yol açan nedenler neyse bir an önce bunlan tespit edip, çözümü icin gereken tedbirleri almak gerekir" dediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı'na genel ekonomik tablo aktanlı- rken kamu açıklannın 1993 yılında milli gelir içindeki payının yüzde 2.5 olarak hedef- lenmesine karşılık. şımdiden yüzde 4'leri bulduğu ifade edildi. Cumhuriyet'in edindiği bilgi- ye göre Köşk'te saat 15.00'te başlayan ve 3.5 saat süren ekonomik brifinge Başbakan Tansu Çiller. Maliye ve Güm- riik Bakanı İsmet Atilla, Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse'- nin yanında, Merkez Bankası Başkan Bülent Gültekin, DPT Müsteşan Necati Özfırat, Ma- liye Bakanlığı Müsteşan Kemal Kabataş, Hazine Müsteşar Ve- kili Osman Ünsal, Savunma Sanayii Müsteşan Yalçın Bur- çak. AT'la ilişkileri yürüten Başbakanlık Başdanışmanı Ali Tigrel. özelleştirmeden sorum- lu Başbakanlık Başdanışmanı Özer Ertuna. Gelırler Genel Müdürü Murat Semercigil katıldılar. Kamu açıkian Brifingin başlangıanda, eko- nominin genel durumu, makro hedeflerdeki gerçekleşmeler, bütçe dengesi, KİT dengesi ile dış ticaretteki gelişmeler üzerin- de durulduğu ve kamu borçlan- ma gereksiniminin tartışıldığı kaydedildi. Kamu açıkian ele alınırken 1993 yılında açıklann milli gelire oranının yüzde 2.5 hedeflenmesine karşın bu oranın şimdiden yüzde 4'ü bul- duğu anlatıidı. KİT'lerde faız ödemelerinden kaynaklanan açıklann giderek kabarmasının hedefte sapmaya yol açtığı da kaydedildi. Demirel'e bütçe gerçekleşmeleri üzerinde bilgi verilırken 150 trilyon liralık bir açığı gündeme getiren gelişmeler yaşandığı aktanldı. Dış ve iç borç faizlerinin büt- çeyi ağır bir harcama yüküne soktuğu. gelirlerin giderleri özellikle transfer harcamalan nedeniyle karşılamaktan uzak noktaya geldiği büdirildi. Cumhurbaşkanı Demirel'e 1994 yılına ilişkin makro den- geler. bütçe ve plan çalışmalan üzerinde de ana hatlan ile bilgi verildiği, bu konulann 11-12 Ekim tarihleri arasında Başba- kan Çiller başkanlığında yapı- lacak Yüksek Planlama Kuru- lu toplantılannda kesinlik ka- zanacağı büdirildi. Teröre karşı 20 helikopter alınıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - PKK terörü karşısında daha etkin olabilmek amaayla. 20 helikopter daha alınıyor. Fransızlann Aerospatziale ve Alman MBB fırmalannın or- takhğı ile kurulan Eurocopter fîrmasından. 20 adet AS 532 Cougar tipi genel maksat heli- kopteri alınmasına ilişkin söz- leşme. dün imzalandı. Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz. Güneydoğu Anadolu'da ege- men kılınmak istenen terör atmosferinin, savunma konu- suna her zamankınden daha fazla ağırlık ve öncelik verilme- sıni gerektırdiğini söyledi. Teröre karşı daha etkili ola- bilmek amaayla, 20 yeni heli- kopter alımına ilişkin sözleşme. dün Savunma Sanayii Müste- şarlığı'nda imzalandı. İmza tö- renınde konuşan Milli Savun- ma Bakanı Ayaz. bölgesel geliş- melerin. özellikle son ikı yıldır hükümetin çalışmalannın ön- celikli ilgi alanını oluşturduğu- na işaret ederek şöyle konuştu: "Bölgesel düzeyde cereyan eden ve Türkiye'mizin giivcnliği- ni yakından ilgilendircn, askeri ve politik gelişmelerin yanı sıra Güneydoğu Anadolu'muzda egemen kılınmak istenen terör atmosferi, savunma konusuna, her zamankınden daha fazla ağırlık ve öncelik verilmesini ge- rektirmiştir. A>rupa'da güunlik konusunda son derece olumlu adımlar atılmış ve uzun yıllar sü- ren gerginliğin sonu getirilmiş- ken, Türkiye'mizin böylesine çok yönlü bir tehdit ortamının merkezinde kalmış bulunması tabii ki kaygı ve üzüntü vericidir. Çevremizde süregelen sıcak ca- ttşmalar \e bazı ülkelerin savun- ma ihriv açlarının üzerinde silah- lanma çabalan. hükümctimizi de bu yönde bazı tedbirler alma- ya yöneltti." Yapılan anlaşma çerçevesin- de, Eurocopter fîrmasından 20 adet AS 532 Cougar helikopter alımı. kullanıcı eğitimi, 3 yıllık lojistik destek ve bakım-onan- mı içın 253 milyon dolar ödene- cek. Helikopterlerin teslimatı- na. kontratın yürürlüğe girme- sinden itibaren. 13. ayda başlanacak. 4 aylık kullanıcı ve bakımcı eğitim faaliyetıni taki- ben 17. aydan itibaren helikop- terler, Türk Silahlı Kuvvetleri"- ne teslim edilmeye başlanacak. Helikopterlerin teslimı 27. ayda lamamlanacak. Proje kapsa- mında aynca Eurocopler fir- ması ile 94.5 milyon dolarlık dolaylı. 67.5 milyon dolarlık da doğrudan off-set anlaşması da yapıldı. helikopterler, top- lam 25 komando askeri taşıya- biliyor. 19 metre uzunluğunda. 5 metre yükseliğınde olan heli- kopterler, saatte 283 kilometre hız yapabiliyor. 2 adet Turbo- meca Makila IAI motoru bu- lunan Cougar'lann, maksi- mum kalkış ağırlığı ise 9 bin 350 kilogram. Helikopterler. kabi- ne yakıt almadan. 7 saat bo- yunca havada kalabiliyorlar. »KKVakarşı • Kuzey Irak'ta Hakkurk çevresinde Türkiye'ye sızmak üzere toplandığı belirlenen PKK militanlanna operasyonda büyük zayiat verdiriîdiği büdirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Türk Silahlı Kuvvetleri. Kuzey Irakta Hakkurk çevre- sinde banndığı saptanan 200 kışilik-PKK militanına karşı ye- nı bir sırur ötesi operasyon baş- lattı. Halen devam ettıği bildıri- len operasyona toplam 2 bin komando katılıyor. Genelkurmay Başkanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre sınır ötesi operasyon önce- ki gün sabaha karşı başladı. Kuzey Irak'ta Hakkurk çevre- sinde Türkiye'ye sızmak üzere toplandığı belirlenen 200 kişilik PKK militanına karşı ilk ola- rak hava harekâtı yapıldı. RF-4 keşif uçaklannın tespit ettiği bölgelere F-4 ve F-104 uçakla- nnın yıımuşatma harekâtı pe- şinden Hakkari Dağ ve Ko- mando Tugayı'ndan 2 bin kişi- lik bir kuvvet sının geçti. Askeri kaynaklar. operasyon sırasında örgüte büyük zayiat verdirildi- ğini ve operasyonun halen de- vam ettiğini bildirdiler. taki Sinat ve Hakkurk bölgesi- Bilinği gibi hafta başında Tür ne iki ayn sınır ötesi harekât Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak'- daha gerçekleştirmişti. Çıldırtan trafîk Başkent Ankara'da süren metro çalışmaları. kent içi trafiği olumsuz yönde etkiliyor. Vİetro çalışmalan ne deniyle özellikle akşam ve sabah saatlerinde hemen hemen her kavşakta uzun araç kuynıklan oluşuyor. Kavşakta duran araçlann arasında kalan bir vatandaş, "Ne zaman bitecek bu rrafik çilesi" diyerek tepkisini dile getiriyor. Sıvas davalan birleşiyor Yunanlıların AT sevînci ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - 37 kişinin yaşamını yitir- diği Sıvas olaylan ile ilgili dos- yalar, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) birleş- tiriliyor. Ankara 19. Asliye Ce- za Mahkemesi. Sıvas olaylan nedeniyle açılan 124 sanıklı da- vada görevsizlik karan vererek dosyayı dün DGM'ye gönder- di. Mahkeme görevsizlik kara- nnı, sanıklann eyleminin, laık düzeni yıkarak şeriat düzeni kurmaya yönelik olmasına da- yandırdı. Aralannda RP'li Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçak- mak'ın da bulunduğu 124 sa- nıklı Sıvas davasıyla ilgili ilk incelemesini tamamlayan ceza mahkemesi, savcılığın görüşü- nü de dikkate alarak suçun DGM kapsamına girdiğine ka- rar verdi. Takipsizîık karan ve- ren mahkemenin gerekçeli karannda. olaylar sırasında, sa- nıklarca "Müslüman kamuoyu- na " başlıklı bildırilerin dağıtıl- ması ve İslami içeriklı sloganla- nn atılmasına dikkat çekılerek olaym "örgütlü ve organize " bir şekilde başladığı belirtildi. Ge- rekçeli kararda aynca. "Yaşa- sın Hizbullah. zafer İslamın - AUahu Ekber - Şeytan vali istifa - Şeytan Aziz, Sıvas sana mezar olacak - Laiklik gidecek, şeriat gelecek - MüsJüman Türkiye, la- ikliğe son " şeklindeki sloganla- nn Türkiye Cumhuriyeti'nın temel ilkelerinden olan laik dü- zeni yıkıp. şeriat düzeni kurma- ya yönelik olduğu büdirildi. Belirtilen suçun TCK'nın 146. maddesinin birinci fıkrası- na uyduğunu ifade eden Anka- ra Asliye Ceza Mahkemesi. görevsizlik karan vererek. dos- yalan DGM'ye gönderdi. HALUK GERAY ATİNA / ANKARA - Avru- pa Topluluğu'nun (AT), "Kıb- ns Cumhuriyeti"nin tam üyelik başvurusunun görüşülmesi do ; ultusunda aldığı karar. Yunanıstan'da memnuniyetle karşüandı. Ankara. karara kar- şı sert çıkmakla birlikte. kara- nn "KKTC'nin dünya tarafın- dan tanınmasına karşılık, Rumların AT'ye kabulü" şeklin- de bir pazarlığa yol açıp açma- yacağını değerlendiriyor. Yunan yetküiler, fıilen Rum- lann yönetiminde olan "Kıbns Cumhuriyeti"nin AT'ye alın- ması doğrultusundaki karann. Türkiye ve Kıbnslı Türklere. "çözüm için bir baskı ve ATnin bu konudaki kararlılığım" vur- gulayan bir mesaj olduğunu belirtiyorlar. Aynca. ATye üyeliği bir dış politika önceliği olarak gören Rumlann da, bu yönde önemli bir başan sağla- mış olduğu yorumu yapılıyor. Yunanlı yetkililere göre, Kıb- ns'ın AT'ye girişiyle Kıbnslı Müslüman Türkler de ilk kez topluluğa girmeye hak kazan- mış olacaklar ve bu gelişme. Türkiye'nin AT üveliğinin de yolunu açacak. Ankara ise önceki gün yaptı- ğı sert bir açıklamav la AT'nin 4 ekimde aldığı karann. Kıbns görüşmelerine Türkıye'nin ver- diğı desteği güçleştirdığini vur- guladı ve Rumlann yaptığı "tek taraflı müracaatın'" kabul edil- mesinieleştirdi. Ankara'da karara ilişkin ya- pılan değerlendirmelerden biri de bu karann. Kıbns'ta iki top- lumun bir arada \aşamasına dayanan 'iki topiumlu, iki ke- simli federasyon" tezi için "belki de sonun başlangKi" olduğu. Kara tenlî kadınlann sesi: Morrison• Baştarafi l.Sayfada bir Afro-Amerikan olarak. Amerika'vı temsil etmekten gu- rur duyuyorum." Yazann redaktörlüğünü yaptığı. ABD'nin en eski ve ünlü yayınevlerinden Random House'ın genel müdürü Alberto Vitelli de aynı görüşte. Frank- furt Kitap Fuan'na katılan Vi- telli, haberi ABD büyükelçisiy- le öğle yemeği yerken öğrendi. Derhal standının başına koşan Vitelli bir soru üzerine. karann politik bakımdan biraz fazla uygun olduğu görüşüne katı- lmadığını belirtcrek şöyle ko- nuştu: "Toni Morrison, politik bir yazar değil, edebiyatçı. Nobel'i kazandıysa, yalnızca siyahlar için değil, bütün Amerika için kazandı." Tonı Morrison. İsvcçli okur- lar tarafından çok iyı tanınıyor. Altı romanından bcşı ve bir ıic neme kitabı. İsveççeye çevril- miştı. Bu kıtaplann bin dışında tümü, Trevi adlı yayınevindcn. İşın en ilginç yanı. bu kiiaplar- dan "Jazz" ile dencmc seçkısı- nin. Nobel'ın açıklanmasından bir gün önce piyasaya çıkanlmış olması. Trcvi'nin sa- hiplen de haberi. Frankfurt'ta aldılar. Stockholm'de ise >avı- nevinin pazarlama sorumlusu. ödülün Morrison'a vcrilcceğini önceden öğrcnmediklennı söy- lüyor. ama "her olasılığı gözö- niine alarak buzdolabında şam- panya bulundurmalarının" ödü- lün açıklandığı perşembe günü- nün sabahı kendilerine söylen- diğini kabul ediyor. Sture Allen (İsveç Akademısi Daimı Sckrcten. Nobcl Komı- tcsi Başkanı): "Çok canlı bir anlalım tckniğınc sahip. An- latım bıçımini, romandan ro- mana nclis bir şckıldc değiştırı- yor." Miguel Garcia Posada (İspanya'nın El Pais gazetesı- nin eleştirmcni): '"Gcnel olarak güzcl bir seçim. Morrison'un 5 romanını okudum: ırkçılıkla sevgi gibi gcniş konulan işleyişi bende çok olumlu izlenim bıraktı: James VV'ood (The Guardian'- ın edebiyat eleştirmeni): "Biraz şiişırdım. çünkü tam anlamıyla başanlı bir kitabı var; o da "Be- loved"; ötekilcr. ycr yer başanlı bölümleri olan. ama bir bütün olarak vasatın üzerine çıkma- yan kıtaplar. Nc var ki hiç kuş- kusuz. en iyi Afro-Amerikan yazar. Jean-Louis Ezine (lıansı/ Nouvel Observateur'un eleştir- mcni) "Morrison Fransızcaya çcv- rıkli: ama az tanınıyor Scçim lartışına götiirmc/. ama ahlak- sal vc politik bakımdan ÜCI, kalındı; cılcbi açıdan da fa/la eski. Nobel Odülü'nü eleştir- miyorum.amaartık. biryazara verilen edebi ödül olmaktan çıktı. bir kültürün temsilcisine verilir halegeldi." Henry Louis Gates (Harvard Üniversitesi. Afro-Amerika bölümü profesörü): "Bu gün. bütün Afro-Ame- nkan halkı içın büyük bir gün! Morrison: Faulkner. Ellington ve Maria Callas'ın iyi vanlannı bir araya getiriyor. Gerald Eariy (ABD'nin en önde gelen genç cleştirmenle- rinden): "Ne güzel bir sürpriz! Morrison'un hakkı bu ödül. ama daha önce bu ödülü almış olması gcrckcn bazı ya/arlan ınsan düşünmeden edcmiyor: örncğin. James BakİHİn'i." Aida Donald (Morrısonun Amcrikalı vayıncısı): "Hanku- lade! Toni bu ödülü haketıi. Onun cn büvük kaikısı. edcbi- sala yeni bir bomba katmaM oldu: Afro-Amerik.ı bombasi." Anayasa Mahkemesi'nden anayasadersi I Baştarafi l.Sayfada latunla, eğer Anayasa Mahke- mesi yetki yasasmı anayasal sınııiar içinde bulmazsa, artık yasama organının aynı biçim ve icerikte Yetki Yasası çıkarma- ması gerekir." Gerekçede, Yetki Yasası'nın "anlam belirsizliği" taşıdığına da dikkat çekildi. Bakanlar Ku- rulu'na, emeklilik. kamu taşın- mazlan, sosyal güvenlik. ban- kacılık ve sigortacılık gibi çeşıtlı konularda çok geniş yetki veril- diği ifade edilen kararda. özel- leştirme konusunda çıkanlan KHK'nın amaç ve kapsammın saptanmadığ] ifade edilerek. •"belirsizliğin sonucta, amaç ve kapsam sınırsızlığına kadar var- dığı, böylece TBMM'nin yürüt- me organına. yasama yetkisini sınırsız bir biçimde kullanma olanağı sağladığı" kaydedildi. Gerekçenin son bölümünde, Yetki Yasası'nın bir yetki yasa- sında bulunması gereken un- surlan içennediği için de anaya- saya aykın düştüğüne dikkat çekilerek. şu görüş ifade edildi: "Yasama organmın yetki ve görev alanına girilmekten özenle kaçınüması, yasama işlemine saygının belirrisidir. Yetki yasa- ları, ancak birbirleriyk hizroet ve illiyet (nedensellik) ilişkisi bu- lunan konularda ve bu tür bağ- lantılı sorunlann çözümüne yö- nelik ve onlarla sınırlı kalırsa, a\Tik yetki, genel yetkiyle bağ- daşmış olur. Anayasal ölcütler, temel ve genel nitelikleriyle bağ- layıcıdır. İcerik ve teknik yön- den uygunluk, yetki yasasının amacını da kapsar. Bilimsel ko- şullarla, hukuksal-anayasal öğe- lerin sözcük olarak varlığı yeter- li sayılmaz." Geriye yürümüyor Anayasa Mahkemesi karar- lan. genye yürümüyor. Anayasa Mahkemesi, ANAP'ın başvurusu üzerine, hükümelin Yetki Yasası'na da- yanarak çıkardığı 8 kanun hük- münde kararnameyi de iptal et- mişti . PTT'nin T'sinin özelleştiril- mesını düzenleyen KHK'nın iptali için SHP.' RP. CHP ve ANAP'h 93 milletvekilinin yaptığı başvuru. "yüriitmenin durdurulması" istemini de ıçer- mesı nedeniyle henüz sonuç- landınlmadı. Sözen, klor için ifade verdi • Baştarafi l.Sayfada Sözen'in de tutuksuz olarak yargılanacağını belirtti. Nurettin Sözen, dün sabah saaı 09.00'da kardeşi avukat Ali Sözen'le birlikte Fatih Adli- yesi'ne geldi. Sözen'in adlıyeye, makam otosuyla gelmemesi dikkat çekerken korumalan. gazetecilerin fotoğraf çekmele: rine engel olmaya çalıştı. İSKİ şoruşturmasını yürüten Savcı Selim Llaş'ın odasına yalnızgi- ren Nurettin Sözen, yaklaşık bir saat ifade verdi. Nurettin Sözen. ifade verdik- ten sonra kendisini bekleyen SHP'lüerin alkışlanyla odadan çıktı. Korumalannın engelle- mesıne karşın gazeteciler tara- soruşturma yasalarımızda gizli- dir. Bu nedenle söyleyecek bir şeyim yok" dedi. Fatih Cumhuriyet Savcısı Se- lim Ulaş da gazetecilerin soru- lan üzerine. Nurettin Sözen'in yüksek fiyatla klor satın alın- ması olayıyla ilgili olarak ifade verdiğini bildirdi Ulaş. Sözen'- in ifadesinin alınmasıyla soruş- turma dosyasının tamamlandı- ğını. hazırlık dosyasının en kısa sürede mahkemeye gönderile- ceğinı belirtti. L'iaş. Nurettin Sözen'in de diğer zanlılar gibi tutuksuz olarak yargılanacağı- nı ve yargılamanın TCK'nın 205. maddesıne göre yürütüle- ceğinı kaydettı. Buna göre sa; nıklar Nurettin Sözen. İSKİ eski Genel Müdürü ErgunGöt- fından kuşatüan Sözen, sorular nel işadamı Halil Bezmen. İSKİ karşısında söyleyecek bir şeyi Ticaret Dairesi Başkanı Haluk olmadığını ifade etti. Yasa ve Berksoy. Satınalma Müdürü kurallann takipçisi olduğunu. İlknur Âkşehirli veyönetım ku- İSKİ olayı nedeniyle ifade ver- rulu üyeleri Turgut Balıkçıoğlu, diğini kaydeden Sözen"De- İbrahim Akdoğan ve Metin Ka- mokrasilerde böyle şeyler olur. İSKİ olayı nedeniyle ifade ver- dim. Büyükşehir Belediye Baş- kanı olarak düşündüklerimi, bel- geleri sundum. Biliyorsunuz ilk vuk haklannda 10 yıldan az ol- mamak üzere ağır hapis cezası istenecek. Sanıklar. suçlu bu- lunursa İSKÎ'nin uğradığı za- rar ortaklaşa ödettirilecek. Çiller'den Avrupa 9 ya • Baştarafi l.Sayfada re, komünızmın çökmesinın demokrasıyi tam olarak yerleş- tirmediğini belirterek etnik ça- tışmalar, ırkçılık ve dini hoşgö- rüsüzlükten yakındı. Avrupa Konseyi'nin demokratik değer- leri korumakla yükümlü oldu- ğuna parmak basan Çiller. Konsey'in bu geleneksel rolüne ek olarak banş ve güvenlik açı- sından bir diyalog forumu oluş- turduğuna işaret etti. Avrupa'da yeni duvarlara ih- tiyaç olmadığmı vurguiayan Başbakan Tansu Çiller. 32 Av- rupa ülkesinin devlet ve hükü- met başkanı tarafından dinle- nen konuşmasında. teşkilaün demokratik değerler ve insan haklan açısından başh başına bır tehdit teşkil eden terorizm konusuyla da ilgili olmasını is- tedi. Çiller, konuşmasında dünya- nın teröristler için sığınılacak bir yer olmaması gerektiğjni de ifade etti. Tansu Çiller. Viyana'daki zirvede bir çok yabanci basın ve yayın kuruluşunun ilgi odağı haline geldi ve uzun süre fotoğ- raf makineleri ve kameralara poz vermek zorunda kaldı. Çil- ler. Kıbnslı bir Rum kadın ga- zetecinin sorusu üzerine adada- ki iki toplumun ayn yaşamak istediklerine dikkat çekti. Çiller. başka bir soru üzerine Almanya Başbakanı Helmut Kohl'dcn. buradaki Türk işçile- rin sorunlannı Alman parla- menlosuna göıunme sozü aldı- ğını belirtti. Düzenlenen öğle yemeği sıra- sında Fransa Başbakanı Mitte- rand ile görüşen Çiller. dün avnca Arnavutluk Cumhur- başkanı Sali Berişa ile bir araya geldi. Çiller. Arnavutluk'un ye- niden yapılanmasında Tür- kiye'nin her türlü çabayı göste- receğini belirtti. Çıller-Berişa görüşmesinde Rusya'daki siya- si durumun da ele alındığı öğre- nildi. Türkiye'nin alfabetik sırala- ma yüzünden İsvicre ile yan yana düşmesi üzerine Alman Başbakanı Kohl. iki ülke lideri arasındaki soğukluğu gıdeıme- ye çalıştı. İsviçre Başbakanı Ogı'nin elinden tutan Kohl. iki liderin el sıkışmasını sağladı. Avrupa Konseyi zırvesinin dünkü bölümünde 32 ülke lide- ri tarafından imzalanan bir deklarasyonda Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'e ve bu ülkedeki reformlann devamına dönük bir destek mesajı yer al- dı. Moskova'daki kanlı eylem- lerden duyulan üzüntünün de dile getiriîdiği deklarasyonda. olaylann reform aleyhtarlan- nın provokasyonu ile başlamış olduğu belirtildi. İki gün sürecek Avrupa Kon- seyi zirvesinde Türkiye'yi Çiller ile birlikte Dışişleri Bakanı Hik- met Çetin temsil ediyor. AA'nın habenne göre Avus- turya'nın dönem başkanlığı do- layısıyla Vivana'da yapılan do- rukta liderİer. AP'nin değişen Avrupa'ya ayak uydurabiîmek amacıyla bir dizi önlem almaya çalışıyor. Bu çerçevede insan haklan alanında 195l'den beri ctkinlik göstcren Avrııpa İn>an Hakları Komisyonu'nun lağve- dilerck bırey^cl şıkaycı kijvu- rulannın doğrudan İnsan Hak- lan Mahkemesi'ne yapılması düşüniilüyor. AVRUPA'DAN EDİPEMİLÖYMEN • Baştarafi 4- Sayfada Rum yönetimini Kıbrıs ın tek meşru yönetimi saydığını. bu başvuruyu ele alarak gösterdi. Türkiye, acaba şu noktaları Kıbrıs konusunda ulusla- rarası düzeyde bir propaganda saldmsı başlatmak için kullanabilecek esneklik ve kıvraklıkta mı? 1 Ocak 1995e kadar Kıbrıs sorunu sürüncemede kalır- sa, AT, bu durumda sadece Kıbrıs Rum yönetimi ile gö- rüşecek. Bu, KKTCnin varlığmı oldu-bittiyle (de facto) kabul anlamına gelmez mi? Eğer 1960 anayasası hala meşruysa, Kıbrıs'ın AT üyeliği, ancak Türkiye ve Yuna- nistan'ın evet'iyle olmaz mı? Avrupa Komisyonu, Kıb- rısın çetrefil hukuki durumu hakkında Avrupa Adalet Divanından fikir soracak mı? Divan, hukukun üstunlüğü- ne mi bakacak, yoksa Yunanistan'ın diretmesine mi? Hukuk derse, başvuruyu reddetmesi gerek çünkü. Kıbns sorununu sadece vatan-millet-sakarya edebi- yatı, Denktaş-Eroğlu çekişmesi, Ver kurtul' kolaycılığı. sıkı sıkıya sarıl' takıntısı çerçevesinde görmekten çok- taaan vazgeçmiş olmamız gerekirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle