23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM1993 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI "Yolsuzluk" diyene hemen saldmyor Semra Hanım "devr-i iktidannızda yok muydu?" Rüşvet de ne.. Yenir mi?!-7- Semra Hanım, Turgut-Korkut-Yusuf ıbşkı- lennde hâlâ yanıt bekkyen sorular olduğunu buV yordu Turgut Bey, Istanbul ıl başkanhğı ıçın canla başla çaüştığı gunlen anımsadı Bu pro- jesıne karşı çıkanlardan Hösnü Doğan'ı Keçc- çiler'ı, Çiçek'ı ve Aksu'yu hıç duşünmeden "Briîtüs" ılan eden Turgut Bey'ın, ret cephesı- nın asıl kuruculan olan Korkut ve Yusuf bey- len şıddetınden ayn tutmasını hıç anla- mamıştı Brütus beıizetmesı haııüığı anlatıyor- du ama. Turgut Bey Brutûs'lenn ancak Sezar'- lann olduğu yerlerde bulunduğunu ve Sezar'ın ünlu defne dalı tacının hâlâ Turkıye'de oldu- ğunu unutmuştu Yoksa ben de bır Sezar'ım mı demek ıstıyordu, anlaşılamamıştı Müsteşar Küçük Yusuf... Semra Hanım a gore Korkut Bey'ın yetış- mesınde emeğını boşa harcadığı tek ınsan, kûçuk bırader Yusuf tu Onu daha çok Turgut Bey kollarruşü ama, Yusuf bunu anlamamıştı Elınden tutup DPT musteşarhğına, oradan Meclıs'e ve hukumettekı bakan koltuğuna taşıyan Turgut Bey'dı ama, kıymetı bılınme- mıştı O Turgut Bey'den daha çok Korkut Bey'ı sevmıştı Yusuf Bey'ın Korkut Bey ıçın yapamayacağı şey yoktu örneğın, mesela, Korkut Bey 'ın tıcaret hayatında gerekh bılgıle- n ıçeren bır dosyayı gozunü bıle kırpmadan, ağabeyının hızmetıne sunmuştu Gunahı Ev- ren Paşa'nın boynunaydı ama, dosya bırgaze- tenın elınegeçmış. Turgut Bey'den çekındıklen ıçın yaalamamıştı Yusuf Bey, aılenın en küçuğû olması nede- ruyle, bıraz şımanktı Her ısteğının yenne getı- nlmesınde muthış ısrarlı ve ınatçıydı Üstelık ağabeyı Turgut Bey 'e "70 gün sûreyle" küsecek kadar da kustah Tuhaf bır çocuktu bu Yusuf Küçukluğunden ben neyı ne zaman soyleye- ceğmı hıçbır zaman oğrenememıştı Bazen "li- berallik dolmasını yutmayacağız" dıyecek ka- dar usta bır sıvasetçı gorunuyordu Bazen de, yengesının ıl başkanlığına karşı oluşuna ılışkın "Gerekirse adımı değitirir, bu işe engel olurum" dıyecek kadar acemı bır çaylaktı Tekne kazıntısı tüm çocuklarda gorulebıleceğı gıbı Yusuf Bey'de de bazı ganplıkler vardı DPT'de kadınlara kırmızı kazak gıymelennı yasaklayabıhyor ya da yengesının ıl başkanı olmasını destekleyen Leyla Yenıa> Hanım*m gırtlağına sanlıp, "Bunun hesabını sizden kötıi soracağmT dıye bas bas bağrabılıyordu Yusuf Özal'ın adı otekı Özallargıbı buyuk ışlere hıç kanşmadı ama, o yıne de, özallann genel sıyaset-tıcaret-tankat anlayışının bır temsılcısıydı fnsana ılk bakışta ganp gıbı gelıyordu ama, yolsuzluklar yenı değıldı Her zaman vardı Unu- tula unutula eskıyorlardı Turgut Bey'e gore de, değışımın, donûşumun gerekçesıydıİer Yolsuz- luk suclaması karşısında, söylcnecek ılk sözun "yeni d e p kL." demek olduğunu öğrenecekü Semra Hanım, önce Sonra da "Devr-i Ottidannı- zda yok muydu bejefendf'dıye dış göstenp, saldınyı genletmek gerekıy ordu Gazete ve dergı- lenn sayfalar dolusu ıddıalanrun görmezlıkten gebndığı doğruydu Semra Hanım bunlan bıh- yordu ama bu suçlamalar karşısında susmanın, sıyaset gereğı yapıldığına da ınanıyordu Bunca suçlama karşısında susabılmek buyuk değışım ve donuşumü gerçekleştırenlenn ağı- rbaşiılıkJannı anlatıyordu. belkı de Ya da değı- şım ve donuşüm denılen şeyın kendısını Ruşvet, yolsuzluk, usülsüz kredı, gûmruk yağ- ması, haksız vergı ıadesı. havalı ıhracat, hayaiı ıt- halat, batık banka kredılen, haraç mezat satılan karnu ıhalelen ve sudan ucuza kapaulan kamu mallanyla ılgılı yayımlanmış ama yalanlanmamış haberlen alt alta yazıp, matematığm ve akbn ılk ışlerru olan toplama>a başvurulduğunda, ortaya korkunç bır sonuç çıkıyordu Turgut Bey e gore, bunun önüne gecılmesı ıçın yapılacaklar vardı Topluma kolay para kazan- ma ıdeolojısının aşılandığı ve pompalandığı bır ortamda, rüşvetın yavgmlaşmasında şaşılacak bır şey yoktu Hemen hemen tum resmı kurum- larda. pek çok görevlı ruşvet alıyordu Ama gaze- telere yansıyanlarla yargıya gondenlen ruşvet olaylanyla, ruşvetın ulaştığı gerçek boyuüar arasında buyuk fark vardı Bınlerce ıddıa sı- ralanıyor, ancak bırkaç >uzü yargılanabıbyordu Demek kı, ış büyuk bır becenyle yapıhyordu Turgut Bey'in riskleri Semra Hanım'a gore kesın olan bır şey daha vardı, yeraltının değerlen zaman zaman yerus- tune galebe çahyordiı 1980'den hesaplanırsa, yo- netıme gehşlennın beşıncı, 1983'ten hesaplanırsa ıktıdarlannın ıkmcı yüıydı Devlet Bakanı tsmafl Özdağlar, bır "teyp marifetiyle" ruşvet alırken yakalanmışü Oysa daha oncelen ruşvet konu- sunda kaydedılen ılerlemenın "dikkati calip" ol- duğu "bizzat Cumhurbaşkanı Kenan Bey" tarafı- ndan Turgut Bev e so\ lenmıştı Özdağlar, Men- genecıoğlu"ndan "küçuk bir röşvet" ıstedığınde. UM Demzcıkk Naklıyat A Ş 'run patronu Lğur Mengenecioğlu'nun "kafasımn tası atmtş", soluğu Adnan Kahvecrnın yanında almış. "Partiye para verdik ya, bu ruş>et de neyin 11681" dıye sormuştu O günlerde ruşvet sorunu uzenne uzun uzadıya duşunen Semra Hanım, Ozdağlar'm aldığının rüşvet olduğunu kabul etmıştı de, partiye ven- lenm ne parası olduğunu bır turlu çıkaramamıştı Jeolojinin sürprizi... Sıvil hukumetın uçüncu yıh dolarken, o yıla kadar bakanlık koltuklanna oturan 42 ANAP'b mılletvekıbnden 17'sı hakkında yolsuzluk ve usulsûzlük savlan kolavlıkla, alt aJta yaaiabılı- yordu Genel-geçer deyımıvle "bal tntan par- mağım yalıyordu." Semra Hanım'ı, o zamanlar en çok Bayan Büyukbaş ın başına gelenler guldurmuştu Çunku Cemal Büyukbaş evlenn bodrum katı- nda petrol danıan bulacak olçude, şansb bır dev- let adamıydı âierjı ve Tabu Kaynaklar Bakanı olduktan sonra, petrol yataklannın kırlardan kentlere, evlenn bodrum katlanna doğru gelıp, gızlendıklennı bır çırpıda buluvermıştı Eskışe- hır'de, Büyukbaş'ın evının altından petrol fışkırması, yeraltının bır jeolojı surpnzı değıldı Yerustunde başka yerlerden fışkıran meşru ol- mayan kazançlann ortulmesı ıçın değışımın gu- cünü anlatan "zekice uydunıimuş" bır ovküydu Herkes ınansa, Semra Hanım ınanmazdı Allah, akıl v&zenginlik Semra Hanım a gore ANAP'ın en yeteneklı kışılennden, Çabşma ve Sosval Guvenbk Sağlık Sosyal ve Yardım ve de Içışlen Bakanlıklannda buiunan Mustafa Katemli, bunca hızmetıne wygunda, vurgunda,yolsuzlukta "sükût ikrardan" gelmiyordu. Böyle durumlardasusmak, yadsımak anlamuıdaydı. İddia sahipleri teker teker, susarak öldürülüyorlardı. Çünkü, beşikten mezara rüşvetle yoğrulmuş Türk toplumunun "hafızası zayıftı'' vezamanla herşeyi, ama herşeyi unuttuğu "tecrübeyle sabitti!" E R B İ L T U Ş A L P gırmeye yetmıy ordu, ınsanın gücü Bır ara, bütün bunlann değışım. donuşum, yenıden yapılanma gıbı yukselen yenı değerlenn ıyı anlaşılamama- sından kavnaklanan olumsuzluklar olduğunu, düşunmek ıstedı Beceremedı Bu ışlenn adı Sem- ra Hanım'a gore de düpeduz yolsuzluk ya da en azmdan usuküzluktü Hırsızbk, soygun, vurgun gıbı sözcükler kullanmaktan özenle çekınıyor, dı- lının ucuna geldığınde yutuyordu O günlen şımdı sankı dün gıbı anımsıyordu örneğın, kalkınmada öncebkb yorelere venlecek ışletme ve yannm kredılenyle ılgıb bır düzenleme yapıbyor, köşeyı dönmeyen kalmıyordu Parülı- ler, onlann ahbap ve yakınlan. herkes ama her- kes bır şeyler nasıplenıyordu Izkn Semra Hanım'ın belleğınde daha çok tazeydı Doğudakı yaünmlara venlecek kredılenn yüzde 20-25'ımn hıbe edıleceğını, faız oranlannın yüzde 35 ola- olsuzluk, rüşvet, 'hayalicilik'almışyürümüş, herkesibir 'köşedönücülük'hırsı bürümüştü. Semra Özal, işin içinden sıyrılmayı çabuk öğrendi; basındayayunlanan sayfalar dolusu —ve çoğudoğru olan— iddialargörmezdengelinecek veözelliklerüşvet iddiaları karşısında hemen dişlergösterilip Bunu biz mi icat ettik. Rüşvet her zaman yok muydu?''diye saldırıyageçilecekti... karşıbk, elbette dekore edılmış bır makam odası- nda oturmabydı Çabşma BakanlığYndakı odasının, o zamanm parasıyla 10 mılyon braya dekore edılmesı doğaldı Ödeme SSK'dan yapıla- caktı ama, yonetım kurulunun ıkı üyesı "u ıhh" dıyordu Oyleyse bu parayı Türkıye Sakatlan Koruma Mılb Koordınasyon Kurulu öderdı ödemışu de Semra Hanım da, Kalemb gıbı du- şunüyordu Bunca haksız kazanc, rûşvet varken Kalemb mn yaptığına, olsa olsa, usulsûzlük denı- lebıbrdı Ulaştırma ve Mabye Bakanlıklannda buiunan Hazıne Muşteşan Prof Ekrem Pakdemirli'nın. o kendını beğenmışlığıne çok sınır oluyordu Semra Hanım Onun ıçın soylenlen okumaya başladı İzmır'de Baltutanlar Kooperatıfi'nın Guzelbah- çe Koyu'na karşı 20 bın metrekarelık arazısını 12 5 mılyon braya kapatarak, serbest pıya- Rüşveti, haksız kazanç olarak tanunlamanın, bu saatten sonrabir anlamı olmadığını söylüyordu TurgutBey. Zaman zaman işı'Benim memurum işinibilir'e kadar vardırıyor, ekonomidekiyeni sektöre legalite kazandırıyordu. Adına köşedönücülük denilse de, en zahmetsiz türün ruşvet olduğu biliniyordu. sacıbğm kaymağıru yıyordu 200 mılyon brabk arazıyı 12 5 mılyona almak herkesın harcı değıl- dı Müsteşarbğı sırasında Pakdemırb'nın, ANAP'b Atffla Yurtço'nun IZDAŞ fırmasma 1 mılyar 380 mılyon bra kadar çıkar sağladığı da konuşuldu Ulaştırma Bakanlığı sırasında Pak- demırb, THYnın ABD'ye başlattığı seferlerle ıl- gıb olarak suçlanacaktı Mabye Bakanbğı sırası- nda ıse Pakdernırb, demır dışabmı yapan bazı fir- malara kıyak geçıyordu Pakdemıriı hoca "Allah, akıl ve zenginlik" konulannı ılışkılendırmede ıl- gınç teonler uretıvordu "Tıpkı Turgut Bey'in or- neğinde oiduğu gibi.. Allah akıl venyor, akıl para- ya dönüşüyoniıı". Fabrika mı, cezaevi mi?.. Sureç ıçınde. deneyımlen arttıkça. bır zaman- lar yolsuzluk usulsûzlük dıye anlatılan. yen ve za- manı geldığınde, ıktıdarlan sarsan olaylann u de- vede kulak" şeyler olduğunu anlayacaktı Semra Hanım Ne akılda tutmaya, ne de bılgısayarlara cağmı. gen ödeme süresının 3 yıb odemesız 6 yıl olduğunu duyduğunda ıçınde bır şeyler kıpır- damış. Turgut Bey'ın, asbnı ınkâreden riaramzade olmadığına, bır kez daha manmışü Korkmakta haklıydı... Devr-ı saadet dönemı ölumle noktakrup, tanf- sız aalar ıçınde, köşkü taşımaya koyulduğunda, adı bu tür olaylara kanşan dostlannı, arkadaş- lannı düşündu tek tek Semra Hanım Bır zaman- lar korkmaktan ne kadar hakb olduğunu, bır kez daha anladı Yorgun belleğınden fışkınp gözu- nun onunde uçuşanlar arasında kımler voktu Yf V ıldınm Akbulut"tan, Işın Çetebi'v e bnren Ay- kut'tan Mustafa Taşar'a Cengız Tuncer'den Er- cument Konukman'a, Mehmet Çevık'ten Cengiz Altınkaya'va Safa Giray'dan Halil Şrvgın'a Ad- nan Kahveci'dcn Husamettın Oruc'c Birsel Son- mez'e kadar herkesın ddının yanına bır şeyler yazıimış, herkes ıçın bır dosya açılmıştı İddıaiann baş koşesıne, her zaman olduğu gıbı, yıne Turgut Bey'ı oturtmuşlardı PTTnın açtığı TÜRKSAT uydu ıhalesı ıkı kez yapılmıştı Ve bu ışlerden anlayanlara parmak ısırtacak bıçım- de. ıkı ıhaleyı de Fransız fırması Aerospatıale ka- zanıyordu Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer ıle PTT Genel Müduru Emin Başer, 315 mılyon do- larhk bu ıhalede Turgut Bey'le "istişare" yapıldığını soyleverek kendılennı savunuyor- lardı Savunmalannı, ıhale dosyalanna murek- keplı kalemle yazıimış "ust makamlann öngordü- ğü çercevede.." notuna dayandınyorlardı Semra Hanım'a göre, zaman zaman Turgut Bey de ne soyledığını bılmez hale gelıyordu An- laşılan çok yoruluyordu veva o da değışıyor ve donüşüyordu Uç gun once 'Burokrasıye karar aldınrsanız elbette rüşvet artar", dedığını unutu- yor, yolsuzluk nedenıyie hakkında suç duyusu yapılan bır burokratı korumasına abyordu Ulkenın bır baştan bır başa otoyollarla örül- mesı cabası da anlaşılamamışü Turgut Bey'ın Otoyol ıhalelennde devletın 7 5 tnlyon bra zarara uğratıldığı ıddıa edıbyordu Sozümona Turgut Bey, muteahhıtlere dövız karşıbğı fiyat farkı ödenmesıne goz yummuştu Aynca 15 buyuk yol yapım ışınde, ıhale açılmamış, eşe dosta davetıye göndererek ış bağlanmışü Söylendığıne göre, devleUn bu ışten zaran 350 mılyardı Mesut 'erken seçün' demeseydi... Varbğını ulkeye, bolgeye değışıme, dönuşume adayan Turgut Bey'den ne ıstedıklennı, bır turlu anlayamıyordu Semra Hanım Özel uçağımn Amenkah pılotuna venlen 46 mılyonluk maaşı bıle yolsuzluk, usulsûzlük olarak değerlendın- yorlairdı Evet, o pılota 46 mılyon bra maaş venhyordu ama, bır de tunstık tesıs yapmak ıçın arsa tahsıs edılmışü Böylece devletın verdığı paralar üUcede kalacak. bır taşla ıkı kuş vurulmuş olacaktı Semra Hanım a göre ortalığı toza dumana bu- layan gelışmeler Mesut V ılmaz'ın erken seçım ıs- temesıyle başladı O, seçım demeseydi, muhalefet yolsuzluklardan hesap sormayı dıbne dolamazdı Dıle dolananlar arasında kımlenn adı yoktu kı9 Bır zamanlar kızı gıbı sevdıgı Imren Ay kut, soy le- nenler doğruysa Emlakbank'ın Ataköy'dekı 500 mılyonluk daırelennden bınnı 50 mıtyona ka- patmıştı Ankara Oran da mılyarbk şaıbelı bır daıre tşı daha vardı Çalışma Bakanı ıken kurdu- ğu vakıflann hesaplan ıçın de çok şeyler soylenı- yormuş Özel gıderlennı devlet kasasından odet- Oğıne ıbşKin belgeler elden ele dolaşıyormuş Insanın manası gelmıvor ama. Yalova fermal'- dekı 12 mılyonluk, ozel ındınme tabı hesabın Etı- bank ça ödendığı belgelenmıştı Yalnız fmren mıydı sankı yıvip ıçıp hesabı devlete odeten İbrahim Özdemır, Işın Çelebı Turban Çeşme ve HalU Şıvgın'ın Turban faturalan parmak ısırttıracak olçüdeydı Hükümet üyesı bır bakan olarak asbnda çok buyuk ındınmden yararlanan bu ınsanlann, devletın kesesınden yiyıp ıçıp, eğle- nıp dınlenmelen Semra Hanım'ı gerçekten çok uzüyordu Tüm otel avılan birleşse... Öğle yemeklennı posta gıderlenni, çıçek para- lannı devlete odetenler bıle vardı Türkıye'nın yolsuzluk tanhme Bursa Göçmen Evlen ıhalesın- dekı 140 mılyarbk dalaverelerle geçen Mehmet Çevik, Devlet Bakanbğı dönemınde 12 mılyon 407 bın lırabk yemek ve çıçeğı. afiyetle yemış ve koklamıştı Yemek yeme konusunda rekor, yıne bır Devlet Bakanı olan Mustafa Taşar'ındı Önce Hacı Anf Bey Lokantası'ndan 2 mılyar brabk ke- bap faturası aldığı ve bunu bır kamu kuruluşu olan Türkıye Gubre Sanayıı Anonım Şırketı'ne ödcttırdığı söylendı Semra Hanım'a göre, dün- yadakı tüm 'otel aytlan' bırleşse bu kadar kebabı yemelen olanaksızdı Bakanlık müfettışlen gün- lerce çabşıp devlet kesesınden yenılen kebap mık- tannın 2 mılyar değıl 39 mılyon olduğunu sap- tamışlar Taşar mektup yazmayı da, kebap ye- mek kadar sevıyor olmalıydı Bakanbğı döne- mınde 273 mılyon brabk pul, 40 mılyon hralık zarf gıderlen de devlet kesesınden ödenmıştı Semra Hanım'ın hıc haben obnamıstı ama, Istanbul İl Kongresı'nın "iaşe ibadete harca- malarmın" faturalarnı Gubre Sanayunce ödenecektı Husnü Doğan'ın Nakşıbendı tankaö ıle ılışkıle- nnı bılmeyen yoktu ama, Nakşılenn önemlı ku- ruluşlanndan bın olan Bırbk Vakfı nın ışlennı ta- kıp ettığını bılen pek yoktu Ustebk bu ışlen bır 'milli savunına bakanı' olarak yapıyordu Kececiler'ın dosy asında ıse "önemsenecek dere- eede fanatık bir tankatçı" yargısının altı çızılmışü Onun da Bırbk Vakfı ıle ılışkısı vardı Partılı bır tankatçıya Bulganstan'da benzın ıstasyonu açma ımtıyazı koparmıştı Keçecıier dosyasının eklen arasında, 12 Eylul öncesı ünlu Konya mı- üngınde çekılen çok ılgınç bır fotoğraf vardı Unlu bır Türkeş sempatızanı olan Cenul Çi- çek'ın, avukatbk yaptığı donemde kaybettığı bır mıras davasında. karan üst mahkemeye götur- meme karşıbğında, karşı taraftan para aldığı sav- lanıyordu Demır Çebk Işletmelen nden sorumlu bakan olduğu gûnlerdekı grevde, bırçok ışadamı- na bılgı sızdırarak çıkar sağladığı da söylenıyor- du Bırlık Vakfı ıle elbette onun da ılgısı vardı Abdulkadir Aksu ıçın ortaya atılan ıddıalar korkunçtu Aksu, gerek emnıyet müdürlüğu yardımcıbğı sırasında gerekse daha once, Özel Harp Daıresı'nde çabşmışu 1978'lerde Malatya Beledıye Başkanı Hamit Fendoğlu'nu ölduren bombab paketten, Kahramanmaraş'ın Pazarctk ılçesı PTT'sınde patlayan bombalı zarftan, Adı- yaman'da patlamadan etkısız hale getınlen bom- balardan bır ınsanın nasıl haben olabıbrdı 9 Turgut Beyın, "suikaste ıığradığı 1988 kongre- smden beri bunlann ıhanet ıçınde olduğunu'" soy- lerken ne kadar hakb olduğunu. Semra Hanım buyük aalarla. şımdı yenıden düşunüyordu Dolar yiyen fareler... Semra Hanım bazı çebşkılen aşamadığını, algı- layamadığını kabul edıyordu Örneğın, onun Istanbul İl Başkanlığı ıçın can- sıperane çabşanlanndan bın de Halil Şıvgm'dı tl başkanlığına karşı gelenlenn başında gelenlerden bın ıse, Ekrem Pakdemırli'vdı tkısı de sıyasete merakb, ıkısı de sıyasette başanlı partıblerdı Ayn dünyalann, ayn ınançlann ınsanıydılar Bınnm yelkenlen Asya'dan, ötekınınkı Amenka'dan do- lardı Semra Hanım bınnı çok severdı, ötekını hıç sevmezdı Ama ış yolsuzluk ve usulsüzluklere gel- dığınde ıkısı ıçın de aynı duygulara kapıbyordu Semra Hanım, sıyaset dışında olup da adı bu tür olaylara kanşan dost ve arkadaşlannd da çok ûzulüyordu Şımdı onu geçmışın nostaljık duygu- lanyla dolduran onundekı dosyalann arasında kımler kımler yoktu kı 0 Bülcnt Şemiler, Nurettin Kocak, Vavu? Çizmeci, İhsan Dİnğramacı, Setim Edes, Ahmet Özgüneş, Mehmet \afb Gunal, Can Cangır \e daha nıtelen YARIN: Ba^kanın bütün adamlan POLİTİKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL Geçmiş Göntertn NL. Can Yücelle ömer Uluç, Beykoz'da bır lokantada otu- ruyorlar ikt yıl var kı bırbırlerını görmemışler Ikısı de özlemle dolu Ömer Uluç, Parıs'ten falan çıkıp gelmış, Can Yucel hangı mahmurluğun sabahında kendını an- yor Karşı masada bır oğlan çocuğu (haza pıç kurusu) onları dıkızlıyor Bıraz sonra yerınden kalkıp onların ya- nına gelıyor "Sız", dıyor "nıye konuşmuyorsunuz da, hep boyle guluyorsunuz?"^ Gerçekten, ömer Uluç'un patlattığı kah- kahalar ortalığı çınlatıyor Anlaşılan oğlan çocuk ıyı bır gozlemcı Yalnız gülme- nın de bır konuşma bıçımı olduğunu bılmıyor Gulme, ıyı kutlanılırsaçok geçerlı bır sılahtır Can'ın (nekırlı çıkıdır) anlatüğına gore Capon devrımcılerı 1950'lerde yakala- dıkları faşıstlerın çevresınde halka olurlar, kahkahalar atarlar, saatlerce donerlenmış, faşıstlerden sağ kalan olmazmış, çoğu çatlarmış 1 Bunlan bır karıkatur vurgunu olan Turgut Çevfker'ın çıkardığı Guldıken" dergısının ıkıncı sayısında oku- dum Sadeyazılar değıl çızgılerde benı epeyceoyaladı HeleOhannesŞaşkalın "CemalNadtr'denyolaçıka- rak karıkaturumuzde anıştırma' uzenne genel duşun- celer" başlıklı yazısı çok duşundurucu Ben Cemal Nadır Guler'ın karıkatürlermı ta Akşam gazetesınden ben ızlerdım Daha 15-16 yaşlarında bır çocuktum, bılırdım Tek kare karıkaturler yaptğı gıbı Amca Bey Ak'la Kara dıye bantları vardı Tombul Teyze sı, ın baldırları, kocaman goğüslerıyle erotık sayı- lırdı Kışlalarda, hapısanelerde görenler ah çekerler- mış Cemal Nadır Akşam'dan ayrıldı Cumhurıyet'e geçtı Neden gazetesını değıştırmıştı, bılmıyordum Yıllar son- ra bır gün Nadır Bey (rahmetlıye bız oyle derdık, belkı böyle denmesını kendı de ısterdı) şoyle anlatmıştı " Karşıdakı bınada Pembe Koşk'te oturuyordum, Cemal Nadır çıka geldı Akşam'dan aynldığını, Cumhu- rıyet'te çalışmak ıstedığını soyledı Nıçın aynldığını sor- madım, başlayın' dedım Cumhunyete gelışı boyle oldu " Ohannes Şaşkal, guncel de sayılabılecek bır kareye şunları sığdırır "Bak, dayısı bak' Bak da olağanustu bır ınsan gorsun gozlenn' ' "Maşallah ." "Daha yalan nedır, vurgun nedır, ruşvet nedır, ışret nedır, ıhtıkar nedır, bılmıyor " Mızah kankaturse, mızahı sevmek gereklı Bızı karı- katurde etkıleyen Cemal Nadır Gulerolmuştur Çocuklu- ğumun sıslı gunlerıne doğru uzanıyorum, hep Cemal Nadır var (nadır guler) Az guler Bıraz da Ramiz goru- nur uzaklardan Haftalık mızah dergılerı Akbaba eve pek gırmezdı Yusuf Ziya Ortaç'ın buyuk bır tıtızlıkle çı- kardığı Akbaba'yı berberde okurduk Babalarımız sakal tıraşına her gun (ya da her hafta) berbere gıttıklennden okurlardı Ama gazete oyle değıl, Akşam ya da Cumhu- rıyet'te Cemal Nadır ın karıkatürlermı her gun gormek vardı Amca Bey oğut verırdı Soyler soyler, bandın so- nuna gelınce konuyu tatlıya bağlardı Ferruh Doğan, Guldıken'ın ıkıncı sayısında, çocuk de- necek yaşta karıkaturculuğe nasıl başladığını anlatıyor Taksım Lısesı'nde bır oğrencı, gazetelerde de çızdıklerı var Ben Cemal Nadır'ı 1950'lerden sonra da yaşadı sa- nıyordum Oysa 1947 de olmuş Ferruh'u 1950'lerden sonra Ankara'da askerlığını yaparken tanımıştım Karı- katurun bır zeka ışı olduğunu ondan öğrendım Babası Süleyman Bey'le de dost olduk Degustasyonun dılı ol- sa da anlatsa BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/Korkmaktan duyulan korku 2/Banndıraıa Muğla'nın bır ılçesı 3/ Yalnız ıkı geruş yûzu tes- o tere ıle duzeltılmış tahta Tekke edebıyaü şur tûrle- nnden bın 4/Erden ca- vuşa kadar olan askerlere venlen ad Eskıden ho- 6 calann gıydıklen bır çeşıt ustluk 5/IstanbuJ'un by semü Vılayet 6/ Nışan Temızlenmış ar- payı sütle pışırerek yapı- İan Polonya ve Rus yemeğı Kuran'da bır sure Gebr Ova Mezopotamya'da 1 2 3 4 7/ 8/ kurul- muş en büyuk sıtelerden bın 9/ Ünlü kışılenn skandal yaratacak fotoğraflannı çekmeyı ış edınmış gazetecılere venlen ad YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Kan ve lenf serumunda buiunan albumınb bır madde 2/Gereğın- den çok yemek yıyen Işık 3/Çau kınşı olarak kullanılan ve kıremıt- lenn aluna doşenen ınce tahta Bır aracı tutmaya yarayan bo- lum 4/Bılgısız, kultürsüz kımse Azarlama, serzemş 5/Dene- ye ve tarutlamalara dayanan bılımlenn genel adı Su Şarkı, turku 6/Okullarda kâğıt, mukavva, tahta gıbı şeylerle yapün- lan çalışmalar 7/Yılanbalığına benzer. etı lezzetlı bır balık Dıvan şunnın olçûsu 8/Mesaj Sunma 9/Yaada ya da sözde bayağı sözcuk ve deyım bulunmaması durumu ÎLAN CEYHAN1. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1990 265 Davacı Ilhan DuraJ vs vekılı tarafmdan davalılar Bıcan Türkınen- dağ vs aleyhıne açılan ferağa ıcbar davasının yapılan duruşması so- nunda Mahkememızce 29 3 1993 gün ve 1990/265 esas, 1993 115 sayıb kararla Cevhan Jçesı Değırmendere koyu kutuğünde kayıtiı 503 parselde Paydaş Mehmet Tuncel Lutfi (Zülfi) Tuncel ve Hüsne Sap- bk'a aıt 15'2400 payın ıptab ıle 315 16800 pay ıtıbar edılerek l]han km Sevgı Türknıendağ (Dural) adına tapuya tescılıne, mahkeme masraflan olarak 687 700 TL'nın de davalılardan tahsılıne karar ve- nbnış olup, Yukandakı ılamın davablar Mehmet Tuncel ve Lütfi Tuncel tara- fmdan 15 gürr ıçınde temvız edıbnesı. aksı takdırde karann kesınleşe- ceğı ılanen teblığolunur 23 9 1993 Basm 51469 İLAN MALATYA 1. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas 992 125 Davacı Velı Demırcı tarafmdan davalı Gülcan Demırcı akyhıne açılan şıddctlı geçımsızlık nedenıyie boşamna davası sonucu "Do- ğanşehır ılçesı Polat koyu alt 030 01 sayfa 52. kutük 12'denüfusa kayıtlı Mahmut oglu 1963 D *lu Velı Demırcı ıle Halil kıa 1956 D "hı Gukan Demırcı'nın boşanmalanna müşterek çocuklan 1983 D 'lu Engın, 1984 D 'lu Sebn 1991 D 'lu Eren'ın velayetlennın davacı ba- bava venbnesıne, bebrülen vasal sureler ıçın davab anne ıleçocukla- nn goruşmelennde muhtanyeüne 250 000 - TL tedbır nafakasının 28 2 1992 Unhınden ıtıbaren aybk olarak davacıdan abnarak davalı- ya venlmesme daır mahkememızden venlen 14 9 1993 gun ve 992/ 125-993 359 sayılı karar adresıtespıtedılemeyendavalıya,kararteb- lığı yenne kaım olmalc ve temyız süresının neşır tanhınden 15 gün sonra başlamak kaydıyla ılanen telığ olunur Basın 51526
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle