Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM1993 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Umudu araştırmak
MELİH CEVDET ANDAY
Y
ahya Kemal Beyatlı, bir
konuşmasında "Dinsi-
zim, ama bir Allah inan-
cım vardır" demıştı
Toplumumuzda din ıle
ttarı bırbınne tumden
kanştınldığı ıçın bu soz uyancı sayılsa
yendır Demek bır dınsıan tann ınan-
cı olabıhyor Ama bunun tersı doğru-
lanamaz. şoyle kı, tann ınancı olmaya-
ron bır dıne bağlılığı duşunulemez Bu,
ozellıkle bu>uk dınler ıçın böyledır
Musa, tann ıle konuşmuştu, Isa, tann-
dan "babam" dıye sözedıyordu, Mu-
hamıned'e Kur'an tanndan ındınlmış-
tı Bunun yarunda. Budha dınınde
tann'run adı geçmez. dahası, Budızm
ıçın "din'' demek bıle zordur
Tann'yı yadsımak. materyalıstler-
den sonra yaygınlaşmış \e ılencı olma-
nm vazgeçılmez koşulu olmuştur, oyle
kı, üencıhkte one geçmek ısteyenler,
bılmeden elbet. tannya sovup sayma-
ya dek vardırmışlardır ışı "Bilmeden
elbet" dedım, çunku tann'ya sovmek,
tann ınancını gerektınr ve ıçenr Çun-
kü olmayan bır varlığa sovmek. man-
tığaaykınduşerdı
Bunun gıbı, yannımızın bugünkun-
den daha ıyı olacağına ılışkın guçlü
umutlar besleyenler de, bılmeden el-
bet, tann ınancına ıçtenbkle bağlıdır-
lar Umut ancak tann ınancmdan
doğar Uygarlığımızın baştacı olan
eşıtlık, kardeşhk, ozgürluk ülkülennı
doğa ıle de, tanh ıle de açıklayamayız
Doğa kor bır gıdış ıçındedır, tanh ıse
ınsan amaçlı bırdevınım ıçındeolma-
mıştır hıçbır zaman Uygarhğa yone-
bk bır tanhsel gıdış anlayışı, bunun
nedenıru araşürmağa zorlar bızı Bu
amaa kım, ne zaman yerleştırdı tan-
hın ıçıne9
Ama bız Yahva Kemal Beyatlfnın
sözune donersek, o zaman da karşımı-
za kımı sorulann dıkıldığını goreceğız
Çunuk tann ınananm da değışık bı-
çımlen vardır Bunlan aşağıda gozden
geçıreceğız. şımdılık şuncasını soyle-
mekle yetıneyım Din adamlan ıle bır-
hkte kımı bıüm adamını da kavrayan
ortak anlayış, bılımın "Niçin?" soru-
suna karşılık veremedığı anlayışıdır
Gerçekten de. dıyelım gezegenlenn nı-
çın yaratıldığı konusunda bılımden
yanıt bekleyemeyız
Denm kı, bundan oturû bılımı ku-
çumsemek yersız olurdu Çunku bılım
"niçin"len araştırmaz Onun ışı değıl-
dır bu Üzulmeyelım ve yanılmayalım
Yukarda tann ınancının değışık bı-
çımlennden soz ettım Bu değışık
ınançlann ortak yanı Evrensel Amaç
ınancıdır Evnm var olduğuna göre.
demek doğa da, toplum da ahlak açı-
sından daha ıyıye doğru gıtmektedır
Kım belırledı bu amacı7
Elbette tann
Bertrand Russell, şoyle dıyor
"öğrenmin uç bıçımi vardır: Birinci-
ye tanrıcı (theıst), ikinche kamutanrıcı
(pantheist), ûcüncuye de 'açığa »urma'
(emergent) adını verebUiriz."
Tanncı, uzun bır sure sonunda ıvı
bır şeyın orta>a çıkacağını onceden
goren tannnın evrem yaratmış, doğa
yasalannı da buna gore koymuş oldu-
ğuna ınanır Yaratra, yarattığı şeyle-
nn dışındadır ama olacaklan bılır
Kamutanncının ınancına gore ıse.
tann evrenın dışında değıldır evrenın
ta kendısıdır Bundan oturu de bır ya-
ratma eylemı sozkonusu olamaz. ev-
rende yaratıcı bır guç vardır. vannın
nasıl olacağını o bılır
Bertrand Russell'ın "açığa vurma"
dedığı oğretıye gelınce, hıç kımse ola-
caklan onceden bılemez, evrende kor
bır gelışım vardır. o çızer geleceğı
"Açığa vurmacı")ara göre, bu sınırsız
ev rende uygar ınsanın ortaya çıkması-
nı hazırlamış olan apaçık bır gelışme
vardır, evren bır duşunce yonetımı al-
tındadır. ınsanın yaradılışı bır Evren-
sel Amacın sonucudur. ınsan toresel
ve ruhsal yetılen ıle bu amacın gerçek-
leşmesınde kendıne duşen gorevı ust-
lenmıştır
Tann. evrenın ta kendısı ıse (kamu-
tanncılık) evrendekı kotulukler tann-
dada vardır Russell şoyle surdurüyor
sozlennı
"Amaç kavramı, bir insana uygula-
nabilecek özeüiktedir. Bir e> isteven
kimsenio, Binbir Gece Masallan'ndan
başka hiç bir yerde, bu dileğine hemen
kavuşuverdiği görülmez: bu ısteğın ger-
cekleşmesi için zaman ile emek gerekli-
dir. 4ma ner şeye >eterti tann bovle
sınırlar tanımaz. Tanrı insan soyunun
ıyı oiacağını duşunmuşse -bana gore tu-
tar yanı olmayan bir varsayun- neden
Oluş'ta görüldüğü gibi, insanı birden
> aratıvermiş olmasın?"
Oyle ya. kuduz mıkrobu neden ya-
ratıldı, ne gerek vardı ona'
Burava değın kısaca gozden gecırdı-
ğımız bu uç oğretının manüğımıza
uymadığı ortaya çıkıyor ama bızım
yanna ılışkın havallenmız (umutlan-
mız) de, az ya da çok. bu oğretılenn
etkısınde oluşmuştur Butun sorun,
donup dolaşıp, yannı bılme, geleceğı
şımdıden gorme ısteğımızde toplanı-
yor Umut başka nasıl beslenebılır7
Tanhsel gelışıme bakarsak ıyımser
olmak daha az guç değıldır, doğadakı
kargaşayı, tanhte de goruyoruz Bır
kör dovuşudür gıdıyor Ünlu roma-
nında Tolsto>, bu kargaşayı savaşta
gostenr bıze, orada hıç bır savaşın pla-
na uygun yurumedığı ortaya çıkar
Le Fıgoro Magazine'ın son sayısın-
da, bu konu ıle ılgılı gerçekten duşun-
dürucu bır konuşma vardı Konuşu-
lan kışı Edgar Morin, yazının başhğı
"Le future esten crise". Edgar Monn,
Fransız solcu entellektuellenn sımgesı
sayılan bırduşunur. felsefe ve toplum-
bılım uzenne kırk kadar kıtap yazmış.
ama gelecek konusunda çok kuşkulu
Konuşmasının başında Monn,
1914 Savaşı'nın patlayacağını ve dört
MI sureceğını kımsenın onceden kestı-
remedığını soyluyor. "Lenin, 1917 baş-
larında. Komünıst de>rimınin Rusya'da
olanaksız bulunduğunu söylemişti*' dı-
vor ve 1930"larda atomun yapısı ıle
uğraşan fızıkçılerden hıçbınnın atom
bombası ve nükleer enerjı gıbı, gezege-
nımızı kokten etkıleyecek bır olasılığı
bılmedıklennı eklıyor
Şu duşunceler de onundur
— Uerlemenın uç motörü de belır-
sızhğı vurguluyor Bulguladıklanmız
hep ıkılıdır, orneğın fızıkte, enerjının
egemen gucu yanında yıkıa olan tehlı-
kesı de var
— Sanayı üretıyor, ama kırletıyor
da, bu yuzden çevre bunalımını ortaya
çıkanyor
— Demokrası ıse, yırmıncı yuzyılın
dıktatorlennı ve delılennı yaraüvor
Monn, "Gelecekten kuşkulu isek,
bize ne kalıyor?" sorusuna ıse, "Şinıdi-
ki zaman ve geçmiş" yanıtını vermek-
tedır
Ben bu yanıttan "geçmiş''ı çıkanp
atmak ıstıyorum, çunku geçmışı bıl-
mıyoruz, tanh bılımı yeru yenı kurul-
maktadır, eskı tanhçıler ıse bır tür
masalcıydılar
Pekı, sadece şımdıkı zamanla yetın-
mek zorundaysam, yaşadığımdan
kuşkulanınm, çunkü günumûz daha
anlamını kazanmamıştır, ılerde yo-
rumlanacaktır o
Ne dıyorum ben, neler anlaüyo-
rum° Donup dolaşıp umutsuzluğun
kapısına mı geldım dayandım9
Umutsuzluğun bır kotuluğü yoktur
ama. gene de yannımızın bugunkün-
den ıyı olmasını ıstıyorum
Doğrusu. bu konuyu her açışımda,
bakıyorum kı. ıçınden çıkamamışım
Araştırma, boş yere umutlu olmak-
tan daha uygun gelıyor bana Belkı de
umudu araştınyorum
ARADABIR
GÜLTEKİN ZARAKOLU
Ankara Barosu Avukatlarından
Haksn Saldırılar
Turkıyemız ıçın değerlı kuruluşlar ve kışıler, sıstemlı
bıçımde yıpratılıyor Bakıyorum, şerıatçı, eskı Marksıst,
Ermenı yanlısı, Kurtçuluk yapan ve terore karşı çıkma-
yan kımılerı, değışık nedenlı boluculer, Anayasa Mahke-
memızın Sayın Başkanı ıle mahkemeye çatıyorlar Yıl-
lardan ben yakından ızledığım Cumhurıyet gazetesının
de ılkelerı olan Atatörk ılkelerını ıçtenlıklı ve yureklı bı-
çımde savunan, 1982 Anayasası daha taslak durumun-
da ıken ona karşı yazılar yazıp konuşmalar yapan, sonra
da değıştırılmesını ıstedığı halde dengelı, mantıklı ve
yansız bır hukukçu olarak yururluktekı kurallara uyan bır
kımse haksız yere kotulenıyor Mahkemenın kararlan
ona mal edıiıyor Ancak bır oyu var Sonra, hukukçu ol-
mayan kımı uyelerın karşı oyları haklıymış gıbı, mahke-
me çoğunluğunun yasama organını bıle bağlayan kararı
gozardı edılıp karara çatılıp karşı oylar ovuluyor Boyle
şey olmaz Cumhurıyet'te Başkan'ın yazısı yayımlanın-
ca bırçok hukukçunun ve yurttaşın gonlune su serpılmış-
U. Nıtekım emeklı bır ağabeyımızın yazısı da benı doğru-
luyor Ancak ertesı gun, bır tartışma yazısı, sankıYekta
Bey'ı tekzıp etmek ıçın ya da onun yazısını yayımlamak-
tan pışmanlık duyularak konulmuş gıbı geldı pek çok
okura Bunu asla yakıştıramadık Bu avukat arkadaşı-
mız oncelerı boyle bır ıkı yazı daha yazmıştı Onlar da
yanlıştı Kısaca anlatacağım
1- Son on yıldır bu mahkemenın yaptıklarını lutfen ha-
tjrlayalım Bu mahkeme olmasa, Meclıs'te bellı bır partı-
nın çoğunluğu olsa anayasaya aykırı yasalar çıkarsa
ıdı, ne olurduk' Demokrası çoğunluk dıktası mıdır'
2- Insan hakları ozgurlukler egemenlıkler konusun-
da yuzlerce kararı var Bunlan okumakyeter Koruduğu
değer ve varlıklar, ulkemızı ayakta tutan ulusal daya-
naklar değıl mı^ Bıreyler bu kapsamda guvence altında-
lar Bu konuda şımdıye kadar hangı kuruluş daha etkılı
oldu"? Hangı başkan Sayın Yekta Gungor ûzden kadar
çekmmeden konuşup haksızlıklara karşı çıktı, Ataturk ıl-
kelerını savundu? Saldırganlara ve ozellıkle yazılı saldı-
rılarla çırkın TV saldırılarına karşı savunulması gerekır-
ken, haksız eleştırılere uğruyor Anayasa yargısını
kösteklemeyelım Anayasa yururlukteyse ona uyulur
Ama değıştırılmesı ıstenır özden ın yazı ve sozlerı ana-
yasa eleştırılerıyle doludur O da geçıcı 15 maddeye
karşıdır Başka maddelerınedekarşıdır Ama bır hukuk-
çu ağırbaşlılığı ve anlayışıyla değışınceye kadar uyar
Tersı durumda kımsenın çığneyeceğı bır şey kalmaz
Eğer mahkeme bu kuralı dıkkate almazsa, o zaman
obur kuralları da dıkkate almayabılır Bu, dunyanın ne-
resınde gorulmuştur' Terslık aykırılık ne zamandan
ben ılerıcılık ve demokratlık olmuştur? Anayasa Mahke-
mesının 18 ağustosta Resmı Gazetede yayımlanan
kararı okununca gerekçede her şey gorulür Bunların
cevapları da var Anayasa Mahkemesı eleştırı yapanla-
rı da koruyor Devletın teklığını, ulkenın tumluğunu, ulu-
sun bırlığını etnık, dınsel, hangı kokenden olunursa
olunsun bunu soylemenın serbest, amaTurkıye Cumhu-
rıyetı vatandaşlığı kapsamında bırleşıldığını laıklığı, te-
rore karsıtlığı, Anayasa Mahkemesı'nden once vedaha
etkın kım soyledı9
Kım karşı çıktı' Ulkeyı bolmek, ulusu
parçalamak ısteyenler, terore destek verenler, yolsuz-
İuk yapanlar mı daha kıymetlı9
Sıyasal ve demokratık
çozum nedır'' Hangı vatandaş, oburunden daha az ya da
fazla hak sahıbıdır? Kıme, etnık kokenı nedenıyle ayrı ış-
lem yapılmıştır? Bunlar kararda vardır
3- Anayasa Mahkemesı, Işıklar'ın uyelığını duşurme-
dı Anayasanın 84 maddesının son fıkrası gereğınce
kararın TBMM'ye teblığıyle kendılığınden sona erdı
Tartışmacı bır eleştırmen, bunu bıle ıyı ıncelememış
Duşmek ayrı, sona ermek ayrı Bu yasama karsıtlığı de-
ğıl, anayasal gerek Bu durumda çok açık olan anayasa-
yı savunmak, uygulamak mı demokratlık, tersıne ve
mantık dışı zorlamalarla sıyasal tercıh yeğlenerek ışle-
me kalkışmak mı7
Lutfen daha dıkkatlı, daha ınsaflı ve
hakşınas olalım
TARTIŞMA
tLAN
T.C.
ORDU1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESI
HÂKİMLİĞÎ'NDEN
DosyaNo 1993 206
Davaa Ismet Çakmak tarafındandavali Akpınar Yayınevı Kuş
Dıb Cad 30 Ağustos Sok No 1 1 Kadıkoy Istanbul adresınde ıka-
met ettığı bıldınlen Ömer oğlu Adıl CebecTye belırtılen bu adresınde
bulunamadığjndan bahısle teblıgat yapılamadığı ve tahkıkat sonucu
adresınm tespıt edılemedığı anlaşılmakla, davali Ömer oğlu Adıl Ce-
becı aleyhıne açılan itıraan ıptalı davasının (Ordu 2 Icra Md 'luğu-
nun 1992 335esassayılıdosyasınaıstınaden)duruşmasının 1 12 1993
gunu saat 09 00 a bırakıldığından, belırtılen gün ve saatte bızzat du-
ruşmaya gelmesı veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, duruşma-
>a gelmedığı veya vekıl gondermedığı takdırde davaya yokluğunda
devarn edılıp karar venlebıleceğı hususu da\a dılekçesı ve duruşma
günu tcblığı venne kaım olmak uzerc ılan olunur
Basın 51372
Aygaz, îpragaz, patates, soğan
1
992yılındaAygaz.
1993'te îpragaz.
Totalgaz şırketlennın
tupdağıtım
araçlannda
başlattıklan melodılı
sırenlen. çevrevevaydıklan
gurultu ıle başta fstanbul olmak
uzere bütun şehırlen
dayanılmaz bırcehennem
uğultusuna boğmuşlardır
Bunlar toplumun başına.
eskıden de varolan ve
bağırtılan ıle toplumu çıleden
çıkaran seyyar saüalardan
yuzbınlercedaha buyuk bır
bela açmışlardır
Aynı sesın gunde joızlerce kez
dınletılmesı yoluyla venlen
gurultunun ınsan ruhsal
yapısında meydana getırdığı
yıkıntı, yuzlerce farklı
gucultunun aynı zaman
dılımınde dınletılmesının
verdığı zarardan kat kat
fazladır
lşkencecılerdebunu
keşfetmışler kı bütun dunyada
kurbanlanna aynı muzığı
gunde yuzlerce kez dınletırler
Konunun hukuksal vanı nedır
0
2872 sayıiı Çevre Kanunu'nun
14 maddesı. "Kişilerin sukun ve
huzıınınu, beden ve ruh sağlığını
bozacak şekilde güriiltu
çıianlmasını" \ asaklamıştır
11 12 1986tan'hındeyururluğe
gıren Gürültu Kontrol
Yönetmeliği'nın 19 maddesı ıle,
yetkılı kurumlarla belırlenerek
gostenlen yerler dışında,
meskun mahal ya da tıcaret
alanlannda yuksek sesle
haykırarak, ses yukseltıcı
vasıtalar kullanarak satış
yapmakyasaklanmıştır TCK
546 maddesı aynı eylemlen suç
savmıştır
" Y uksek sesle bağırarak ve ses
yükseltici araçla ve) a durarak
satış, reklam. ilan y apmak ve
bağırmak çağırmak yasaktır."
Istanbul BeledıyeZabıta
Yonetmelığı nın 1 maddesı (C)
bendıbovleyazar Bu
yonetmelık Istanbul
Buyukşehır Beledıye
Mechsrnın 30 Ocak 1987 gun
\e 1987 65 sayıiı karan ıle
kabul edılmış, İstanbul
Vahhğı'nce27Şubat 1987 gunu
onavlanmıştır
İstanbul İ\ Umumi Hıfzssıhha
Medisi'nın29 4 1992tanhlı
toplantısında. hoparlor ve
dığer muzık aletlen ıle meydana
getınlen gurültuler ıle müzıklı
ses düzeneğı olan dığer gûrultu
kaynaklannın beledıyelerce
engellenmesı ve gurultü
ka> nağı olan aletlere el
konulması karar altına
alınmıştır
Yasalann ve mevzuatın.
ınsanlann sağlıgı pahasına
seyyar satıcılar ve buyuk
holdınglerce ıhlal edıldığı
ortada Yasalan uygulayacak
olanlarneredevene
yapıyorlar
9
Valılık. Aygaz ve
îpragaz şırketlenne, \ asalan
hatırlatan uyan yazısı
gonden> or Bu şırketler "Böyle
gürültıileri biz çıkarmıyonız,
kendini bilmez küçuk bayiler
kendi kendilerine böy le çıkarmtş
olabilirler" dıyor YıneVablık
makamı kaymakamlıklara,
kaymakamlıklar beledıye
başkanlanna, ışlenen suçun
SHP kurultayı sonrası
S
HPkurultayı
sonucunda genel
başkanlığa Murat
Karayalçın'ın
seçılmesı, solunve
Türksıyasal
yaşamındakı yapısal
donüşumlenn çok anlamlı bır
ışareudır Seksenb yıllara
değın, sıyaset denklemının,
ışlev ve konumlan tanımlanmış
oğelen varhkfannı çeşıtlı
görunüm, ev lem, ad ve
orgutlenmeler altında
surdurduler, ıktıdar
kullanımjnın meşruıyetını
sağlayan sıyasal
mekanızmalar,
anlık koşullann ozgulluklen
dışında köklu dönuşumler
geçırmek zorunda
kalmamışlardı. çünku ne
uretım ılışkılenne > on veren
ekonomı polıtığın Culusal ve
evrensel) temellen koklu bır
donuşümu gereklı kılmakta, ne
de -doğal olarak- bunlardan
tureyen değerler sıstemı cıddı
bır bıçımde sorgulanmaktaydı
Seksenlı yıllann dünyaya ve
Tûrkiye'ye getırdığı budur.
bugune dek yalnızca revıze
edılen uretım ılışkılen vedeğer
sıstemlen. "global" bır yapılar
ve değerler atomızasy onu
surecınde uzlaşmaz gıbı
gorunenlen bır araya
getırebılmekte, yenı sıyasal
soylemlerle de yenı sıyasal
oluşumlar ortaya
çıkarmaktadır
Bu gelışmeye
bır zengınleşme ve "değişinı''
olarak bakılabılır Ancak
gozardı edılmemesi gereken
onemlıbırdeğışken Turkıye'de
serma>enın hızla buyumesı,
bundan da ote,
kurumsallaşması ve
orgutlenmesıdır (Ozellıkle son
ıkısı Turkıye gundemınde
belırleyıcı olma yolundadır)
Bu olgunun sonucundan
olarak örgutlu sermaye
(doğrudan polıüze sermaye),
sıyaset denklemının ıçındekı
belırleyıalık katsaynsı arttıkça,
dığer değışkenlenn kendısıne
"endeksleme"sı nı
da>atmaktadır
Uluslararası konjonktûrdekı
lıberalleşmeye
koşut olarak, Turkıye'dekı
sıyasal veekonomık ortamda
görelı, "Türkiye koşullarına
uygun" bır lıberal demokrası
arayışına gırmıştır, ancak
yapısal azgelışmışlığın doğal
sonucu olarak boylesı bır
lıberalızm ıçın gereklı tanhsel
bınkım ve toplumsal boy utta
demokrası donanımının
eksıklığı, mevcut aksamalann
başhca nedenlennden bınnı
oluşturmaktadır Ancak
orgutlü sermayenm cıddı bır
sıyasal muhalefetle
karşılaşmadan orta>a koyduğu
sıyasal temsıl ve daha çok
ıktıdar talebı, bu yapısal
aksamalara karşın
şıddetlenmektedır
"Stabilize" bır ekonomı,
evalleştınlmışmuhalıflerleçok
daha kolay gerçekleştınlır,
serma>e de bunun ıçın
kurumsal ışleyışten hukukı
dayanaklara. kulturel üretımın
> oneltılmesınden "yükselen
değerier" sıstemı yaratmaya
uzanan değışık açılımlar
gelıştırebılır bu, sağın sağlıkh
bır "organizma" gıbı
davrandığını gostenr Ganp
olan, solun. altematıf olmayı.
sağa "endeskir bır "değişim"
geçırmekte gormesıdır, solun
hedefledığj sıyasal amaç,
oluşmakta olan lıberdlıst
sı>asal ortama ıdeolojık
temellen sağlam kurulmuş.
ancak ongorduğu uygulamalar
da bır o denlı ınandıncı
pohiıkalar ureterek gerçek bır
alternaüf halıne donuşme
değıldır
Zaten evrensel olçekte.
hem mevcut uygulamalann
çokuşu hem ıdeolojık
meşruıyet zemınlennın kaybı
ıle denn yara almış olan sol
duşunce, "değişinü yakalamak"
adma varoluş ılkelennı
suçlamaktadır Boylesı bır
ortamda da keskınlıklen
torpulenmış bır sol ımajı,
"değişinı"arzulayanlarıçın bır
sıyasal alternatıf olarak
algılanabılmektedır Oysa
"değişim" denılen sureçten
beklenen, sola taze kan
getırmek olarak duşunulse bıle,
sonuçta ortaya çıkan sıy asal
oluşum, artık solda
tanımlanamayacak derecede
toplumsal oncelıklennı pıyasa
kurallanna yeğleyen bır
gorunum arz etmektedır
Bu koşullar altında, ekonomık
rasyonalıte, kamu yarannın
oncelığı ılkesıne terah
edılmekte. taban genışletme
ısteğı solun temsıl etmesı
gereken asıl kıtlelen ıkına
planaıtmektedır
Bu ıse, emek
gelınyle geçınen kıtlelenn farklı
sıyasal tercıhlere (orneğın
dınsel kodlara >aslanan soylem
gelıştırenlere) yonelmelen
sonucunu doğurabılecektır
Pıyasa kurallanna koşut olarak
"değişen" sol ıçınde artık
kuram ve pratığm ayn ayn
eğılımler olarak
belırebıldıklenne tanık
olmaktavız
Sosyal Demokrat
Halkçı Parti başkan
adaylannın, somut ıcraatı ıle
ekonomık rasyonalıte ıçınde
çozum uretmış olanlarla
(Çakmur, Karayalçın).
söy lemlennde daha ıdeolojık
bırçızgıyı ve ıdealızmı
durdurulması, sözü edılen
yasalann uygulanması
konusunda yazılar
gondenyorlar Ancak nebır
bağırtı aygıtı sokulüyornede
yasalann ongorduğu para
cezalan uygulanıyor Bu
konuda şıkayet dılekçelenne
venlen yanıtlar da ılgınç
Gazetecı Atilla Akar'ın şıkayet
dılekçesıne Bahçelıevler
Beledıve Başkan Yardıması,
"Aygaz ve tpragaz kamu görevi
) apmaktadır" şekhnde yazılı
yanıtvenyor Kadıkoy
Kaymakamlığı,24 09 1993
gunu bu konuyla ılgılı olarak
kendılenne yazılı başvuran
oğretım elemanı Sayın
Gulbahar Güi'un dılekçesıae
"bçe Merkez Sağlık Ocağı
Tabipüğine" kaşesı basarak ve
ımzalayarak ıade edıyor
Çevre Bakanlığı'nı, valılıklen
ve beledıye başkanhklannı
yasalanvemevzuatı
uygulamaya çağıran dılekçe
kampanyamıza bugune kadar
İstanbul düzeyınde ıkı bın
kusur ınsan. ılgılı makamlara
kendı adlanna bırer bırer
yazdıkJan dılekçelerle
katılmışlardır Kampanya
basın toplantılan, paneller ve
benzen eylemlerle yasalar
uygulanıncaya kadar devam
edecekür
Duyum veteneğını ve ruh
sağîığını kaybetmek ıstemeyen
herkesı kampanyaya katılmaya
çağınyorum
YunusEr
İstanbul
benımseyenler (Gürkan,
Yaıman) olarak
farklılaşabıldıklenne tanık
olduk Oysa.kuramvepratık
karşıt değı1 tamamlayıcı
olmalıdırlar
Ancak bugün
solun vaşamakta olduğu
"kimlik bunalımı" boylesı
yapa> a> nmlann ortaya
çıkmasına olanak vermektedır
Ozetle, sol bır yandan asal
ışlevlennı yenne getıncı
ıdeolojık temellennden
uzaklaşırken bır yandan yapay
bolunmeleremaruz
kalmaktadır Bır
ıdealızm pragmatızm
karşıtlığına ındırgenmeye
başlanan sol, toplumsal
dınamıklen donuşturucü
olamayacağı gıbı, sıyasal
ortamda da cıddı bıralternatıf
olmaktan uzaklaşmaktadır
Oysa bugûn solun gereksındığı,
ekonomık rasyonalıtenın
pragmatızmınden mulhem
"değişiırt''ler değıl, ıdeolojık
temellen sağlam kurulmuş
alternatıf polıtıkalar uretme
yolunda toplumsal tabanına
tam teması sağlayacak bır
koklu dönüşumdun ve yıne,
vapay bolunmelennbatağına
saplanmak değıl, butunsel
polıtıkalar ureterek tûm sosyal
demokrat >onelimleri
birleştırmektir. Turkıye'de
sosyal demokrasının
'kurtuluşu', pragmatızmın taze
kan olacağına ınanarak
"değişim" onermek
olmamalıdır. onu "çağı
yakalayan" sağ partıler zaten
çok daha ıyı yapıyorlar
AliErgur
Marmara Üniversitesi
Kamu Vönetimi Bölümü
Araştırma Görevlisi
PENCERE
İkipciklenme IHevshıinde
Karar Zamanıdır...
Istanbul'un ıkı bayramı var
29 Mayıs Fetıh Bayramı
6 Ekım Kurtuluş Bayramı
•
Fetıh nedır?
Sozluktekı anlamıyla bır kentı ya da ulkeyı sılah zoruy-
laelegeçırmeye "fetıh' denır Eskıçağlardafetıhmeşru
sayılırdı, gunumuzundevletlerhukukunda yasaktır, gay-
rı meşrudur, onaylanamaz.
Istanbul, bızım eskı başkentımızdır, yurdumuzun bır
parçasıdır, "7453'fefe<r)ed//c//"dıyegunumüzdebayram
yapmak kadar çarpık bır mantık olamaz Fransız, Parıs'ı,
Rus, Moskova yı, Isveçlı, Stockholm'u ele geçırdığı ıçın
bayram yapar mı'
Ösmanlı da yurt yoktu, mulk vardı, 3 uncu bınyıla 7 ka-
la neo-Osmanlı kafasıyla duşunenler vatan kavramın-
dan uzaklaştıkları ıçın şımdı ağlaşıyorlar
- Azerbaycan'ıyıtırdık
Azerbaycan mulkumuz müydu'' Her yıl mehter mar-
şıyla kutianan Istanbul'un Fetıh Bayramı'ndan vazgeçe-
lım
Çunku Istanbul yurdumuzdur
•
Nıtekım 16 Mart 1920'de Istanbul'u Ingılızler ışgal
edınce Anadolu ağlamıştı
Ingılız istanbul u fethetmemıştı
Işgal etmıştı
6 Ekım 1923 te Istanbul'u kurtardık
Neo Osmanlı çağdışına duşmuş kavramlarla duşu-
nur, Turan'a bakış açısı da çarpıktır
Bu yıl 6 Ekım Istanbul un Kurtuluş Bayramı'ydı, ama,
medyada es geçıldı, oysa bağımsızlık bılıncının bayram-
laşması islam'da ve Osmanlı da dınsel ıçerık taşıyan
fetıh çarpıklığını duzeltecek bır aydınlıktır
Mustafa Kemal, fatıh değıl kurtarıcıydı
•
Mustafa Ekmekçl ' Balkan Gazetecılerı Konfederas-
yonu" ıçın Selanık e gıttı geldı, anlattı
" - Bıze duşmanca bakıyorlar, Istanbul onlar ıçın
Kostantınopol "
öyledır
Dış dunyada azımsanmayacak guçlerın kafasındakı
Anadolu uçe bolunur, Yunanıstan, Ermenıstan, Kurdıs-
tan davası surer gıder 2000'e doğru bu tasarım tazelenı-
yor, "Rusyada komunızm yıkıldı" dıye sevınenler,
Moskova'dakı rejım çarlığa donuşunce gerçeklerı daha
ıyı anlayacaklar, dış dunyadakı gıdışat Turkıye'nın par-
çalanması uzenne pazarlanıyor
Istanbul'da payıtaht kurulmuş, Ankara'dakı başkente
hukmedıyor, Dıyarbakır ı gozden çıkarmış
Vatan kavramını Anadolu yla algılayan kuşakların ye-
rıne ' fetıh"ıle 'ummet 'ıongorenleryetıştırılıyor,gözler
Turan'a çevrılırken Anadolu da ılan edılmemış bır sava-
şın surduğu unutuluyor, her gun onlarca ınsan oldurulû-
yor, ama, hıçbır ölünun Istanbul Menkul Kıymetler Bor-
sası'nda pazarlanan en ucuz kâğıt kadar değerı yok
•
Lızbon'dakı Sosyalıst Enternasyonal toplantısında
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın a sormuşlar.
"'- Kurdıstan da ışler nasıP '
Karayalçın:
" - Oranın adı Kurdistan değıl" demış, "Turkiyş
f
pfn^
Gunöydoğu Anadolu bölgesı "
Anâdolu'nun kuzeydoğusu Ermenıstan mı' Guneydo-
ğusu Kurdıstan m ı ' Ege bolgesı Yunanıstan mı' Kara-
denız bolgesı Pontus mu' Yoksa Anadolu, Turkıye mı'
Bızım yurdumuz m u ' Bu toprakların ustunde yaşayao
lann mı'
Neo-Osmanlı'nın, tatlısu entelının ve Kurtçu'nun bu
konuda ıkırcıklenme mevsımıdır
Ama, herkesın bır karara vanp, yerını ona gore sapta-
ması ve seçımını yapması zamanı gelmıştır
DUYURU
Onbinler'e katılım payı ödemiş
arkadaşlan 16 Ekim saat 17'de Ankara
BİLAR'da, Onbinler hakkmda kesin
karar almak üzere toplantıya
çağınyorum.
AZİZNESİN
ÖLÜM VE BAŞSAĞLIĞI
Derneğımızın kurucu uyesı, buyuk sanayıa, bılım
adamı ve seçkın ınsan
Dr. NEJAT F.
ECZAaBAŞI'nın
vefatını denn bır uzuntu ıçınde oğrenıruş
bulunuyonız
Kendısıne Tanndan rahmet, tum Eczacıbaşı aılesine
ıçten başsağlığı dılenz
TÜRK FARMAKOLOjt DERNEĞİ
Canımız Ağabeyimiz,
seni kaybedeli
10 yıl oldu.
Herşeyinle
yüreğimizdesin.
Kardeşlerin
İDAMGECESİANILARI
HalitÇelenk'ın bu eserının 10. basısı çıktı.
TEKİNYAYINLARI
Sahibinden
satıbk duvar
piyanosu
2510000
Eskınin ve yenının
güzellıklennden
sentez oluşturan
Restaurant Çatı
Beyoğlu
2510000