19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DÜNYADAN Arlonttn Vlenemın îkonomik mucizesine destek £t Manit B aşkan CarlosMenem'in partisi seçımlerden başanlı bir sonuç aldı. Temsilcikr Mecüsi'nin 257 temsücisinden 127'anin yenilenmesı içinyapılan seçimlerde, Menem'inperonist partisi oylann yûzde 42'sini elde etti. Buna karşılık ana muhalefet radikaller oylannyüzde 3l'ıni aldı. Radikallerindokuzsandalye alması bile peronistlerin anasaya değişiklıği için ihtiyacı olan üçte iki çoğunluğu sağlayamayacak. Bu durumda Menem, ikinci kez başkan olması için gereken bu anayasa değişıkliğinin yapılabilmesi için kasım ayındabir referandum dûzenlenmesini isteyecek. Ülke nüfusunun yüzde 40'ının oturduğu Buenos Aires çevresinde oylann yüzdeelhsinden fazlasını toplayan iktidardaki peronıstler en büyük sürprizi başkentte yapu. Yaklaşık 40 yıldır radikallerin en sağlam kaleşı olan başkentte peronistler tahminlerin çok üzerinde oy aldı. Menem'in "tarihi bir zafer" olarak nitelendirdiği bu şaşırtıcı sonuç, radikalizmin önde gelen tenorlanndan Fernando deU Ruanın başkanlık rüyalannın sonunun geldiği anlamına geliyor. Tahmini seçim sonuçlanna göre sol partileri ve aynhkçı peronistleri toplayan Büyük Cephe oylann yüzde 13'ünden fazla oy alarak başkentte üçüncü politik güç oldu. Peronistlerin başkentteki ve ülke çapındaki başansının temelinde ekonomik istikrar yatıyor. Geçtiğjmiz ağustos ayında enflasyonun sıfır ohnası ve Ekonomi Bakanı Domingo Cavallo'nun planının işlemesı peronist olmayan secmenkrin de peronistlere oy vermesini sağladı. 22 milyon seçmenin katüdıgı seçimlerde, 25 kentten 17'sinde peronistlerin adaylan seçildi. 1987-88yıllannda Raul Alfonsin hükümetine karşı iki asken ayaklanmayı yöneten Yarbay AHoRico nun uderhğindeki aşın sağcı paru, başkent dışında oylann yalnızca yüzde 5ini alabıldi. IMenem başkanhğı sürdürmek istiyor tkincikez başkanlık koltuğuna oturmak için Menem'in istediği anayasa değişıkliğinin yapılabilmesi için peronistlenn Temsilcıler Meclisi'nde üçte iki çoğunluğu olması gerekıyor. Ama bu seçimlerden sonra bu sağlanamadt. Eğer Menem taşra partilerinın temsilcilerinin ve bazı radikallerin desteğini sağlayamazsa referandum yaptnak zorundakalacak. Büyük olasıhkla Menem bu desteği elde etmek içinmuhalefete baskı yapacak. Menem diğerpartilerle dialogkurma girişimlerinebaşladı ve olası bir referandumun kasım ortasmda yapılabileceğini belirtti. Olaysızgeçen seçimlerin ertesi günü ortav a çıkan bir skandal Yüksek Mahkeme'yi sarsü. Merkez Bankası'nın avukatlara yaklaşık 2milyar dolar ödeme yapmasını içeren bir karann gizemli bir şekilde ortadan kaybolması sonrasında, Menem bunu, radikaller tarafından yapılmış bir manevra olarak değerlendirdi. Christine Legrand İnglltere Thatcher'a göre Major ikincisııif L ONDRA(AA)-Eski Başbakan Lady Margaret Thatcher'ın arulannda çırağı Başbakan JohnMajor'ı "İkinci sımfpolitikacı, dar görüşlü, sijasi olarak saf ve hafif sıklet aydın" olarak tanımlaması, Muhafazakar Partı'yi kanşürdı. Thatcher'ın yakında yayımlanacak olan "Downing Street Yılfan" adh kıtabından Major hakkında ahnülann Daily Mirror gazetesi tarafından yayımlanması, Blackpool kenündeyapılan Muhafazakar Parti kongresine gölge düşürdü. Daily Mirror'da bugün çıkan alıntılara göre Bayan Thatcher, Major'a dan güvenini daha Maliye Bakanı iken yitirdi. Ttıatcher.Major'ın Maliye Bakanı oiduğu sıralarda "Hüzgaraestiği >öoe savruMuğınu" belırterek, "•Majof'n Haane'degüç soranlarhbaşaçtkmaktarahatsız oknası beoşaşırtmıştr ıfadesini kullandı. ŞiliPinochetrgimini affetmedi îsetoJJorkSuncs D emokratikleşme sürecindeki Şiü, 1970'li yıllarda Pinochet diktatörlüğüne karşı çıkan 2000 kişinin ölümü ya da "yok ol- ması"yla sonuçlanan "Kirii Savaş"- ın yol açtığı nefreti yatışürma gay- retleri içinde. Cinayet. işkence, tecavüz suçlann- dan yargılanmakta olan 200 resmi görevlinin davalan, sivıl mahkeme- lerde gizli oturumlarda devam edi- yor. Sanıklann adlan ve mahkeme kayıtlan gizli tutuluyor. Şili'de sağ görüşlüler, Pinochet'den yönetimi dewalan Patrkio Ayhrin'- in uygulamalanndan esinlenerek Aylwin Yasası adını verdikleri bir genel af yasası çıkarmak istiyor. Ne var ki Pinochet rejimi kurbanlannı ve ailelerini temsil eden solcular. geçmişte işlenen anayetleri örtme gayretlerini engelleyerek mecliste kendı görüşlenni kabul ettirmeyi başardı. Böylece, Şili. 1970'lerin Kirli Savaşı'nın izlerinin çok kolay silinmeyeceğini dünyaya duyurmuş oldu. Arjantin, Brezilya ve Uruguay'ın yargı organlan geleneksel olarak Şi- li kadar bağımsız değil. Bu nedenle askeri ve siyasi liderler geçmişte işle- nen suçlann üzerine gitmeme kara- nnı zorluk çekmeden uyguluyor. Faşişt yönetim döneminde yakınla- nnı yitiren aileler, bugün eskiyi sor- gulama şansından yoksun. I Şili ölüleri için I ağlamayadevamedecek Şili bu konuda komşulanndan daha şansü. Hıristiyan Demokraük Parti Genel Sekreteri Genaro Ar- riagada geçmişte işlenen suçlann tümünün adalet önüne cıkartüması- nın olanaksız olduğunu, ancak ge- • Şili mahkemeleri Pinochet rejimi dönemindeki insan haklan ihlallerini araştırıyor. Pinochet'niniktidan devrederken kabul ettirdiği yasaya göre 1973-78yıllan arasında işlenen suçlar cezalandınlamıyor, ancakmahkemeler davalan sonuçlandırmakta kararh. nel bir affa karşı olduklannı belirte- rek sözlerine şöyle devam ediyor: u Bu yarayı zamanmdan önce iyileş- tirmek yerine açık bırakmak bence daha doğru. Şili halkı gelecek 20 yıl boyunca ölûleri için ağlamaya devam edecek." Şili mahkemeleri, 19701i vülarda meydana gelen insan haklan ihlalle- rini canlı tutmaya kararh. Soz ko- nusu davalan askeri mahkemeye devretmemekle ve yüksek rütbeli subaylan gerektiğinde mahkeme önüne çıkarünakla, karannda ne denli ısrarh olduğunu gösteriyor. 1973 ile 1990 yülan arasında işle- nen bütün suçlardan sorumsuz tu- tulan ordu yetkilileri, son gelişmele- ri kendilerine yöneltilen bir hakaret olarak algıhyor. Askerler, şu anda, mahkemeye çıkma sıralannı bekle- mekten başka bir şey yapmıyor; ga- zetecilerin ve kayıp kişilerin aileleri Şilili kadmlar, Pinochet rejimi döneminde tutuklandıktan sonra kaybolan yakınlarını çaresizce arıyor. tarafından sürekü soru yağmuruna tutulup köşeye sıkıştınlıyorlar. Fo- toğraflan gazetelerde boy. göster- dikçe huzursuzluklan arüyor. Şili Kongresi'nin Sosyalist üyesi Jaime Esteves bu girişimlerin sonu- cunda suçlulann yakalanıp hapse aülmayacagmı, ancak suçlulan hu- zursuz etmenin bile bir aşama oldu- ğunu söylüyor. Belki Esteves bu ko- nuda çok karamsar. Oysa, Şili'de geleneksel olarak toplumsal dûzen ve adalet kavramına büyük saygı duyuluyor. Birbirinin ardısıra gelen askeri darbelerle yönetılen Arjantin ve öteki Latin Amerika ülkelerinin aksine Şili. bu yüzytlın büyük bir bölümünde demokratik seçımlerle işbaşma gelen liderler tarafından yönetildi. Pinochel'den önce ışbaşı- nda bulunan Salvador Allende. açı- kca Marksist bir hükümet kurma eğıhmindeydi. Başkanlığına duyu- lan saygı, ekonomik önlemkrinin başansızhğı nedeniyle işçilerin evle- ri, fabrikalan ve tanm alanlannı iş- gal etmesine kadar sürdü. Toplum- sal karmaşa. orta sınıf halkın hoş- görüsünün azalmasma neden oldu. Askeri darbe halkın çoğunluğu tarafından olumlu karşüandı, ancak ardısıra gelen kan gölü desteklen- medi. Şimdi, düzene duyulan gele- neksel saygı. Pinochet rejiminin yargvlanması için çalışan yargı or- ganlanna gösteriliyor. Bugüne dek rafa kaidınlan dava- lar tek tek ortaya çıkartıhyor. Örne- ğin, Şili'de Birleşmiş Milletler için çalışan komünist Carmelo Soria'nm İ975'te öldürülmesi olaymın aydın- lanması çalışmalan gjbi. Orlando Letelier'in 1976da Was- hington'da arabasına konulan bombayla öldürülmesi, bu davala- nn içinde en önemlisı. Letelier, Al- lende'nin hükümetinde dışişlen ba- kanı olarak görev yapıyordu. Son- radan Washington"da Pinocheı yö- netimi aleyhine çalışmalar yapmaya başladı. 1982de ABD mahkemele- ri, Pinochefnin Gizli Poliş Şefı Ge- neral Mamıel Contreras'ı bomba olayını planlamaktan gıyabında tu- tuklama karan çıkartü. Suçlulann iadesi istendı, ama reddedildi. 1990 yılında sivil yöneume dönü- lünce, Yüksek Mahkeme davayı tekrar ele aldı. Davaya yakın avu- katlar karann yakında acıklanaca- ğını duyurdu. Letelier'in kızkardeşi ve insan haklan avukatı Fabiola Le- telier bu davanın insan haklanna ın- dirilmiş çok ağır bir darbe olduğunu önesürüyor. Fabiola Letelier "Lete- lier davası yıllar sonra ele alınıp hapis cezası verilerek sonuçlandırılacak ilk dava. Suçun büvüklüğü >e aradan ge- çen bunca yıl göz önüne alındığında bunun ne denli büyük bir başarı oldu- ğu anlaşdıyor" diyor. Ön plandakı davalar bir sonuca ulaşırken. geri kalanlarda hiçbir za- man bir sonuç ahnamayacak gibi gö- züküyor. Pinochet, iktidan terk etme- nin ön koşulu olarak 1973 ile 1978 yıllan arasında insan haklannı ıhlal etmış olan asker ve polis yetkilıkr için bir af çıkartmışü. Bununla birlikte, bu af kapsamı- nın dışına taşan davalar var. Letelier vakası bunlardan biri. Aylwin hü- kümeti, yasanın yetkilileri hapse göndermeyi engellediğini, ancak mahkemelerin vakalan araşurması- na bir engel olmadığını belirtiyor. Buna yarut olarak, ordu, hükü- metin af kapsamının Pinochet döne- minin sonuna kadar genişletilmesi için baskı yapıyor; uygulanan tak- tiklerden biri birliklerin harekete ge- çirilmesi ve ayaklanmalar olabile-1 ceğinin ortaya atılması. I Pinochet adamlannı I koruyor En tehlikede olanlar, Pinochet'ye çok yakın generaller. Ancak hâlâ ge- nelkurmay başkanı olan Pinochet, adamlanndan birinin hapse gir- mesine hiçbir zaman izin vermeye-; ceğini açıkladı. Ordu yetkilileri, bir komutan suç-', lu bulunduğu ya da özür dilemek zorunda bırakıldığı zaman, askerle- rinin saygısını yitireceğjni belirtiyor. Aynca. çok kötü bir durumda bir ekonomi ve kaos içinde bir ülke dev- raldıklannı belirterek işleri yoluna; koyduklannı söylüyorlar. ] insan haklan savunuculan ise bu-' na yanıt olarak hiçbir ekonomik r modelin yüzlerce kişiyi öldürmedi-' ğini, bu insanlann gömüldükleri yz-' rin yirmi yıl sonra bile yakınlan ta- * rafmdan bilinmedigini söylüyorlar. • NathanielC.Nash. Jordan, basketten yılda YeniDünya'yı avcunda tutanadamınerkenemeldilikkaran 432 milyar kazanıyordu OZANYALABIK ...Ve bir efsane daha sona erdi. Amerücan Profesyonel Basketbol Ligınin (NBA) ve Chicago Bulls'- un süper oyuncusu Michael Jor- dan, sah günü NBC Televızyonu'- na verdiği demeçte, basketbol sahalanna veda etügini açıkladı. 30 yaşında "«nıeklilik" karan alan ünlü oyuncu, basına yaptığı açıklamada, karan vermesinin çok zor olduğunu, ama arük basketbol için hiçbir heyecan hissetmediğini belirtti. Basketbol oyununun. ya- şarrurun akışını değişıirdiğmi ve bu denli şöhret olmasında çok önemlı rol oynadığmı belirten süperstar. "Basketbola çok şe> borçluyum. Bu nedenle ona ihanet «Jemem. Ar- tık sahada kautlayacak bir şeyim kabnadı ve veda etme zamanının geküğine inanıyorum" dedı. Birçok basın ve yayın kuruluşunun iddia ettiği gibi karannda babasırun öl- dürülmesinin önemli rol oynama- dığını da açıklayan Jordan, "Ba- bam, ilk kez NBA şampiyonu olduğumuzda, basketbolu bırakma- nu istemişti. ama ben içimdeki bas- ketbol isteğinin henüz bitmediğini hisjıfttiğim için sahalarda kalmayı tercih etmiştim. Şimdi zaman geldi. çünkü oyun artık bana heyecan ver- miyor ve benim için oyun bitti" de- dı. IBulls formasını giyiyordu 1983-84 sezonunda North Ca- rolina Üniversitesi'nde basketbol oynarken NBA yetkiülerinin dik- katini ceken Jordan, 84-85 sezonu- nuda Chicago Bulls kadrosuna katıldı ve profesyonel ligde yalnız- ca bu takımın formasını taşıdı. NBA'de oyTiadığı 9 sezon boyun- ca 3 kezChicago'yu şampiyonluğa taşıyan Jordan, son 7 sezonda üst üste sayı krallığını kazanan isim oldu. Dünyamn en çok kazanan sporcusu ünvanmı da elinde tutan Jordan. yalnızca basketboldan yıl- da 432 milyar kazanıyordu. lEniyiatlet |veoyuncu Chicago taraftan için kara gün- lerin başladığını öne süren Chica- go yerel gazeteleri, Jordan'ın yeri doldurulamayacak bir oyuncu ol- duğunu belirttiler. Karar karşısm- da şok yaşadıklannı belirten Chi- cago Bulls Kulübü Başkanı Jerry Reinsdorf, "Çok üzgünüm. çünkü şimdiye kadar gördüğüm en i> i atlet ve oyuncu oyunu bırakıyor. Onu çok arayacağu" dedi. 5 kasımda başlayacak olan lig için bu hafta kampa girecek Bulls takımı da, tüm Chicago taraftan gibi, büyük bir şaşkınhk içinde. ABD'de spor çevrelerinin ortak görüşü ise, Jordan'ın basketbol- dan sonra en büyük merakı olan golf ve beyzbol ile ilgıleneceği yö- nünde. Sporla yine iç içe olması beklenen Jordan. herşeye karşın. basketbol için büyük bir kayıp. Bizce de oyun onun için çok erken bitti. Mkhael Jordan'ın "Bu sporu çok seviyonım. Ona ihanet edemenT diye aldığı bekknmedik karar, Chicago Bulls yönetJcilerini ve sevenlerini şaşkına çevirdi. Ekonomiksavaşısonaerdiraıezamanıgeldi LEMONDE diploriıatigue T emmuz ayında Tokyo'da yapılan Zenginler Kulübü (G7) zirvesinin ardından or- tahğmyaüşmasına karşın, dost-düş- man-rakip ABD, Japonya ve AET arasmdaki hava yine de gergin. Bu "ûçlû" arasmda dünya liderli- ği için yapılacak ekonomik sâvaşı "La Maison Europe" adh kitabında anlatan Lester Thurowun savı, ço- ğu Amerikan sanayici ve politikaa- lannın görüşünü yansıtıyor. Fran- sa'da, saflığın artık geçerliliğini yi- tirdiğini belirten ve yaşamda kal- mak için ekonomik bir savaşa giren Avrupa'nın, ABD ve Japonya'ya karşı blok oluşturmasını isteyen ki- taplann sayısı artiyor. Aynı şekilde, Almanya'da çok okunan Konrad Seitz'in savunduğu tek şey, Alman sanayisinin Japonkra karşı rekabeti. Şimdilik kazançlı olan Japonlar, ABD ve Avrupa'daki üstünlükleri- ni sakin şekilde sürdürürken yangı- na körükle gitmiyor. Ancak Âmeri- kalılar ve Avrupalılar arasında da Asya'da varlıklannı ortaya koymak amaayla, öncelikli bir strateji sap- tanılması için sesler yükseliyor. Bu, Japonya'nın, ABD ve AT ile çatı- şmaya hazırlanması gerekiyor an- lamına geliyor; bu nedenle, Japon- ya'nın bölgedeki devletlerin etkin desteğini ya da tarafsızlığını kazan- mak için Asya'ya geri çekilerek sa- vunmaya geçecektir. Çevremizde, görünmez de olsa generaller, albaylar, askerler, füze- ler. bombardıman uçaklan. mitral- yözler olmadan, rekabetin kutsal ki- tabına tapınmayı, "yonga savaşlan'- 'ndan, "soya savaşı"ndan, "nydu sa- vaşı"ndan söz etmeyi sürdüremeyiz. I Ekonomik savaş I kabul edilemez Askeri olmadığından dolayı bir savaşın (ekonomik savaşın) kabul edilmesi doğru değildir. Ama Ja- pon, Amerikalı ve Avrupalı yetkili- ler, bunu bir oldu bitti olarak kabul ediyor ve bu savaştan galip çıkmak için halklanna da uyum sağlamala- nnı söylüyor. Dünyamn en güçlü üç büyük böl- gesindeki iktidar çevrelerindeki böyle kollektif bir düşüncesizlik na- sıl açıklanabilir? Son 25 ynlda, iki önemli yapısal nedenin belirleyici rol oynadığını söyleyebiliriz; birinci- si, ticari bir ekonomizmi meşrulaş- tırma ideolojisi olarak rekabet ge- rekliligi, ikincisiyse çok uluslu şir- ketlerin eylem ve stratejilenne bir akılalık veren ekonominin küresel- leşmesi. Ekonomiyi sınırsız pazarlan ele geçirme "oyunu"na indirgeyerek, piyasalara düşük fıyatta mal ve hiz- met vererek, her şeyi rekabete bağ- ladık: Böylece işgücü \erimlüiğt (ki- şinin pek önemi yoktur), insan kav- naklannın örgutlenmesi (aşınlıklan önlemek ve işgücünü esnek kılmak), doğal kaynaklann işletilmesi ve ekolojik gereklilikler. kamusal ikti- darlann rolü, üniversite-sanayi iş- birliği, görsel-işitsel programlar, kültürel sanayilerin geleceği vb. un- surlar ön plana çıktı. Rekabet, savaşı geüriyor ve bes- liyor. Dayanışma ve başkasının haklannı tanıma düşüncesiyle çeliş- kili değerlerden söz ederek kişiler, kentler, ülkeler ve halklar arasında işbirliği bağlan yaratılmıyor. . I Rekabet toplu I körleşmeye yol açıyor Rekabetin buyurganlığı egemen- lik ve dışlanma olgulannı yaratıyor, ulusal ya da kıtasal çerçevede olsun, sorumluluk kültürünün (pay sahip- leri dışında!), hatta grup dayanış- masının gclişmesine ızın vermiyor. Rekabetçi olmak için, bir Alman şirkeli, Avrupa ya da Amerika pa- zannda bir Alman ya da Fransız şir- ketini elemek amaayla Japon şirke- tiyle işbirliği yapması gerekıyorsa, bunu bugünkü sistemin mantığında hiç düşünmeden yapacaktır. Ekonominin küreselleşmesi de toplu körleşmede önemli bir rol oy- nadı. Yenı bilgi ve ileüşim teknoloji- si sayesinde, özellıkle malı pıyasalar alanında ilerieyişi çok hızlı oldu. Hı- zı, ekonomik ve politik aktörlerin onu yönetme ve yönlendirme kapa- sitesini azalttı. Ortaklaşa bejirlenen ve kabul edilen kurallara göre çah- şarak "sonmılu" bütün düzenleme • biçimlerinin dışında gelişti. Başta Amerikan şirketlerinin As- |ya(Kore.Ta>\an, Hong Kong. Sin- gapur, Filipinler). Latin Amerika ve Avrupa'ya yerleşmelenyle belirgin- leşen 50"li yıllann çok uluslu şirket- lerinin hareketlerinin aksine, bu- günkü küreselleşme, kâr ve piyasa- lann coğrafık olanaklannı değerlen- dirmek amaayla, dünyamn en geliş- miş ülkeleri arasında karşılıklı bü- tünleşme ve iç içe girmeyle kendisini gösteriyor. Fabrikalann yer değiş- tirmesi olayı devam ediyor, çünkü işgücünün düşük maliyeti yine de cekici bir öğe olarak etkili oluyor. İ Amaç mükemmellik yarışında birincilik Ancak önemli olan, en gelişmiş pazarlarda (yani en zengin pazarlar- da) ve en yüksek katma değerli pa- zarlarda (yani en cekici pazarlarda) mümkünse egemen olmaktır. Bu nedenle, bu pazarlara girmek ve ele geçirmek en zor. en pahalı iştir. Bu »nedenle rekabet ve savaş çok çekiş- melidir. En güçlü ülkeler ve şirketler arasmdaki savaş mantıği da bu tc- mel üzerine kuruludur. Ekonominin küreselleşmesi, şir- kelin mcşruluğunda da ıdcolojik bir rol üstlenir. Dünya düzeyinde lider- liği ele geçirmek için acımasız bir sa- vaşta yer alan çok uluslu şirketler. kamu yaran gerekçesiyle (dün>a nüfusunun ekonomik ve toplumsal refahı. sefalete karşı savaş, vb.) ege- menlik stratejilerini haklı göstere- mez. Ulusal kamu iktidarlan tara- fından tanınmalan konusuna gehnce, bu sınırlı \e kuşkuludur, çünkü bu tanınma yalnızca ulusal çıkarian sa- vunmak için verilir. Eylemlerini meşrulaştırmak için başka bir temel bulmalan gerekir. Bu mükemmellik yanşıdır; dünya çapında en iyilerin arasında en iyi olmak. bunun sonucunda. dünya- mn maddi ve gayri maddi kaynakla- nnın kullanımında iyi. önemli ve öncelikli olana karar verme hakkına sahip olmak. Mükemmellik somut olarak bir numara olmaklır ya da dünyamn en önemli on grubu arası- na girmekür. Madonna'nın son kompakt diskini basıp satmakla, X, Y, Z füzelerini üretmek arasında bir fark yoktur. Eskiden ekonomik savaşlar dahil olmak üzere savaşlar. bir tann (ço- ğu kez savaşanlara ortak). ülke ya da ulusal bağımsızhk adına haklı gösteriliyordu. Bugün savaş mü- kemmellik adına yürütülüyor. Ka- bul etmek gerekir ki bu konuda önemli bir ilerleme var! IÜniformaları çıkartma zamanı Ekonomiyi silahsızlandırmak ge- rekir. Girişimcilerin general ve al- bay üniformalannı terketmelerini istemenin zamanı geldi. tktisatçılar askeri stratejinin ceketlerini çıkart- mah. işletme okullan tatile çıkmalı, ulusal kamu güçleri bayrak taşıyıcı- lığını ya da artçı piyade rolünü bı- rakmalı. Ekonomi ve basını (özel- likle Financial Times, The Econo- mist. The Wall, Streeı Journal. For- tune) yıllardır kulaklanmızda ınle- yen müziği bir yana bırakmalı. An- cak bütün bunlar yetmeyecektir. Üçlü gruptan başlayarak evrensel ekonomik stlahsızlanmayı başlat- mak ve hızlandırmak için girişimler- de bulunulmalıdır. G-7 Grubu Napoli'de yapacağı toplantıda. üyelerden, 80'li yıllarda rekabet için oluşturulan birçok ku- rul ya da ulusal konseyin yerini ala- cak bir "evTensel ekonomik silah- sızlanma" için bir kurul kuracağını açıklamalıdır. Aynı düşünce çerçe- vesinde. Birleşmiş Milletler 1995'te kuruluşunun 50. yıh kutlamalan dolayısıyla 1994"ten itibaren iki giri- şimi üstlenmelidir: Ekonomik silah- lanmanın sınırlanmasıyla ilgili ola- rak evrensel karşılıklı görüşmelere başlamak ve evrensel ekonomik gü-' venlik konusunda bîr memorandu-' mu kabul ettirmek. IEkonomik rekabet değerini yitirmeli ' Bu girişimlerle bağlantıh olarak. • rekabet zorunluluğunu ve ekono-^ mik düşüncenin "abc"sini oluşturan"! (GSMH, büyüme hızı. işgücü ve-'' rimlilıği şirketlerin rekabet edebılir-^ liği vb.). ekonomik savaşı besleyen, birçok göstergeyı değersizleşlirmek-, le yarar vardır. Bunlann yerine.^ akademisyenler ve araştırmacılann' yardımıyla. Birleşmiş Milletler Kal-"T kınma Programı (PNUD) ve hükü-^ met dışı birçok örgütün çalışmalan-' nın eşliğinde ınsancıl \e toplumsali gelişmenin yeni göstergelerini geliş- \ tirmek gerekir. ' Yeniden gözden geçirilecek ve dü- ^ zenlenecek Dünya Bankası ve Ulus-fı lararası Para Fonu'nun katkısıyla, l işbirliği, ortak gelişmeve dayanışma ı amaçlanna yanıt veren şirket proje < ve eylemlerine neden Birleşmiş Mil- j letler bir "evrensel öncelik etiketi-1 (tüm mali avantajlanyla) vermesin? Bu etiket. ticaret ve sanayi odalan-*4 nın ya da ERASMUS ömeğinde ol- J duğu gibi değişik üniversitelerin-ş hazırladığı ortak eğitim programla- * nnın benzer girişimlerine de verile-î bilir. Üniversiteler 1995"ten itibaren - eğitim programlanna ekonomik si-4 lahsızlanma ile ilgili dersler koyup t evrensel bir kampanya başlatabilir.>f Bunlar birkaç örnek. Yapılacak gi-<! rişimlerin listesini tamamlamak iseb hepimize düşen bir görev! / Riccardo Petrella
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle