Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DÜNYADAN
Arlonttn
Vlenemın
îkonomik
mucizesine
destek
£t Manit
B
aşkan CarlosMenem'in
partisi seçımlerden başanlı
bir sonuç aldı. Temsilcikr
Mecüsi'nin 257 temsücisinden
127'anin yenilenmesı içinyapılan
seçimlerde, Menem'inperonist
partisi oylann yûzde 42'sini elde
etti. Buna karşılık ana muhalefet
radikaller oylannyüzde 3l'ıni
aldı. Radikallerindokuzsandalye
alması bile peronistlerin anasaya
değişiklıği için ihtiyacı olan üçte iki
çoğunluğu sağlayamayacak. Bu
durumda Menem, ikinci kez
başkan olması için gereken bu
anayasa değişıkliğinin
yapılabilmesi için kasım ayındabir
referandum dûzenlenmesini
isteyecek. Ülke nüfusunun yüzde
40'ının oturduğu Buenos Aires
çevresinde oylann yüzdeelhsinden
fazlasını toplayan iktidardaki
peronıstler en büyük sürprizi
başkentte yapu. Yaklaşık 40 yıldır
radikallerin en sağlam kaleşı olan
başkentte peronistler tahminlerin
çok üzerinde oy aldı. Menem'in
"tarihi bir zafer" olarak
nitelendirdiği bu şaşırtıcı sonuç,
radikalizmin önde gelen
tenorlanndan Fernando deU
Ruanın başkanlık rüyalannın
sonunun geldiği anlamına geliyor.
Tahmini seçim sonuçlanna göre
sol partileri ve aynhkçı peronistleri
toplayan Büyük Cephe oylann
yüzde 13'ünden fazla oy alarak
başkentte üçüncü politik güç oldu.
Peronistlerin başkentteki ve ülke
çapındaki başansının temelinde
ekonomik istikrar yatıyor.
Geçtiğjmiz ağustos ayında
enflasyonun sıfır ohnası ve
Ekonomi Bakanı Domingo
Cavallo'nun planının işlemesı
peronist olmayan secmenkrin de
peronistlere oy vermesini sağladı.
22 milyon seçmenin katüdıgı
seçimlerde, 25 kentten 17'sinde
peronistlerin adaylan seçildi.
1987-88yıllannda Raul Alfonsin
hükümetine karşı iki asken
ayaklanmayı yöneten Yarbay
AHoRico nun uderhğindeki aşın
sağcı paru, başkent dışında
oylann yalnızca yüzde 5ini
alabıldi.
IMenem başkanhğı
sürdürmek istiyor
tkincikez başkanlık koltuğuna
oturmak için Menem'in istediği
anayasa değişıkliğinin
yapılabilmesi için peronistlenn
Temsilcıler Meclisi'nde üçte iki
çoğunluğu olması gerekıyor. Ama
bu seçimlerden sonra bu
sağlanamadt. Eğer Menem taşra
partilerinın temsilcilerinin ve bazı
radikallerin desteğini
sağlayamazsa referandum
yaptnak zorundakalacak. Büyük
olasıhkla Menem bu desteği elde
etmek içinmuhalefete baskı
yapacak. Menem diğerpartilerle
dialogkurma girişimlerinebaşladı
ve olası bir referandumun kasım
ortasmda yapılabileceğini belirtti.
Olaysızgeçen seçimlerin ertesi
günü ortav a çıkan bir skandal
Yüksek Mahkeme'yi sarsü.
Merkez Bankası'nın avukatlara
yaklaşık 2milyar dolar ödeme
yapmasını içeren bir karann
gizemli bir şekilde ortadan
kaybolması sonrasında, Menem
bunu, radikaller tarafından
yapılmış bir manevra olarak
değerlendirdi.
Christine Legrand
İnglltere
Thatcher'a
göre Major
ikincisııif
L
ONDRA(AA)-Eski
Başbakan Lady Margaret
Thatcher'ın arulannda
çırağı Başbakan JohnMajor'ı
"İkinci sımfpolitikacı, dar görüşlü,
sijasi olarak saf ve hafif sıklet
aydın" olarak tanımlaması,
Muhafazakar Partı'yi kanşürdı.
Thatcher'ın yakında
yayımlanacak olan "Downing
Street Yılfan" adh kıtabından
Major hakkında ahnülann Daily
Mirror gazetesi tarafından
yayımlanması, Blackpool
kenündeyapılan Muhafazakar
Parti kongresine gölge düşürdü.
Daily Mirror'da bugün çıkan
alıntılara göre Bayan Thatcher,
Major'a dan güvenini daha
Maliye Bakanı iken yitirdi.
Ttıatcher.Major'ın Maliye
Bakanı oiduğu sıralarda
"Hüzgaraestiği >öoe
savruMuğınu" belırterek,
"•Majof'n Haane'degüç
soranlarhbaşaçtkmaktarahatsız
oknası beoşaşırtmıştr ıfadesini
kullandı.
ŞiliPinochetrgimini affetmedi
îsetoJJorkSuncs
D
emokratikleşme sürecindeki
Şiü, 1970'li yıllarda Pinochet
diktatörlüğüne karşı çıkan
2000 kişinin ölümü ya da "yok ol-
ması"yla sonuçlanan "Kirii Savaş"-
ın yol açtığı nefreti yatışürma gay-
retleri içinde.
Cinayet. işkence, tecavüz suçlann-
dan yargılanmakta olan 200 resmi
görevlinin davalan, sivıl mahkeme-
lerde gizli oturumlarda devam edi-
yor. Sanıklann adlan ve mahkeme
kayıtlan gizli tutuluyor.
Şili'de sağ görüşlüler, Pinochet'den
yönetimi dewalan Patrkio Ayhrin'-
in uygulamalanndan esinlenerek
Aylwin Yasası adını verdikleri bir
genel af yasası çıkarmak istiyor. Ne
var ki Pinochet rejimi kurbanlannı
ve ailelerini temsil eden solcular.
geçmişte işlenen anayetleri örtme
gayretlerini engelleyerek mecliste
kendı görüşlenni kabul ettirmeyi
başardı. Böylece, Şili. 1970'lerin
Kirli Savaşı'nın izlerinin çok kolay
silinmeyeceğini dünyaya duyurmuş
oldu.
Arjantin, Brezilya ve Uruguay'ın
yargı organlan geleneksel olarak Şi-
li kadar bağımsız değil. Bu nedenle
askeri ve siyasi liderler geçmişte işle-
nen suçlann üzerine gitmeme kara-
nnı zorluk çekmeden uyguluyor.
Faşişt yönetim döneminde yakınla-
nnı yitiren aileler, bugün eskiyi sor-
gulama şansından yoksun.
I Şili ölüleri için
I ağlamayadevamedecek
Şili bu konuda komşulanndan
daha şansü. Hıristiyan Demokraük
Parti Genel Sekreteri Genaro Ar-
riagada geçmişte işlenen suçlann
tümünün adalet önüne cıkartüması-
nın olanaksız olduğunu, ancak ge-
• Şili mahkemeleri
Pinochet rejimi
dönemindeki insan
haklan ihlallerini
araştırıyor.
Pinochet'niniktidan
devrederken kabul
ettirdiği yasaya göre
1973-78yıllan
arasında işlenen
suçlar
cezalandınlamıyor,
ancakmahkemeler
davalan
sonuçlandırmakta
kararh.
nel bir affa karşı olduklannı belirte-
rek sözlerine şöyle devam ediyor:
u
Bu yarayı zamanmdan önce iyileş-
tirmek yerine açık bırakmak bence
daha doğru. Şili halkı gelecek 20 yıl
boyunca ölûleri için ağlamaya devam
edecek."
Şili mahkemeleri, 19701i vülarda
meydana gelen insan haklan ihlalle-
rini canlı tutmaya kararh. Soz ko-
nusu davalan askeri mahkemeye
devretmemekle ve yüksek rütbeli
subaylan gerektiğinde mahkeme
önüne çıkarünakla, karannda ne
denli ısrarh olduğunu gösteriyor.
1973 ile 1990 yülan arasında işle-
nen bütün suçlardan sorumsuz tu-
tulan ordu yetkilileri, son gelişmele-
ri kendilerine yöneltilen bir hakaret
olarak algıhyor. Askerler, şu anda,
mahkemeye çıkma sıralannı bekle-
mekten başka bir şey yapmıyor; ga-
zetecilerin ve kayıp kişilerin aileleri
Şilili kadmlar, Pinochet rejimi döneminde tutuklandıktan sonra kaybolan yakınlarını çaresizce arıyor.
tarafından sürekü soru yağmuruna
tutulup köşeye sıkıştınlıyorlar. Fo-
toğraflan gazetelerde boy. göster-
dikçe huzursuzluklan arüyor.
Şili Kongresi'nin Sosyalist üyesi
Jaime Esteves bu girişimlerin sonu-
cunda suçlulann yakalanıp hapse
aülmayacagmı, ancak suçlulan hu-
zursuz etmenin bile bir aşama oldu-
ğunu söylüyor. Belki Esteves bu ko-
nuda çok karamsar. Oysa, Şili'de
geleneksel olarak toplumsal dûzen
ve adalet kavramına büyük saygı
duyuluyor. Birbirinin ardısıra gelen
askeri darbelerle yönetılen Arjantin
ve öteki Latin Amerika ülkelerinin
aksine Şili. bu yüzytlın büyük bir
bölümünde demokratik seçımlerle
işbaşma gelen liderler tarafından
yönetildi. Pinochel'den önce ışbaşı-
nda bulunan Salvador Allende. açı-
kca Marksist bir hükümet kurma
eğıhmindeydi. Başkanlığına duyu-
lan saygı, ekonomik önlemkrinin
başansızhğı nedeniyle işçilerin evle-
ri, fabrikalan ve tanm alanlannı iş-
gal etmesine kadar sürdü. Toplum-
sal karmaşa. orta sınıf halkın hoş-
görüsünün azalmasma neden oldu.
Askeri darbe halkın çoğunluğu
tarafından olumlu karşüandı, ancak
ardısıra gelen kan gölü desteklen-
medi. Şimdi, düzene duyulan gele-
neksel saygı. Pinochet rejiminin
yargvlanması için çalışan yargı or-
ganlanna gösteriliyor.
Bugüne dek rafa kaidınlan dava-
lar tek tek ortaya çıkartıhyor. Örne-
ğin, Şili'de Birleşmiş Milletler için
çalışan komünist Carmelo Soria'nm
İ975'te öldürülmesi olaymın aydın-
lanması çalışmalan gjbi.
Orlando Letelier'in 1976da Was-
hington'da arabasına konulan
bombayla öldürülmesi, bu davala-
nn içinde en önemlisı. Letelier, Al-
lende'nin hükümetinde dışişlen ba-
kanı olarak görev yapıyordu. Son-
radan Washington"da Pinocheı yö-
netimi aleyhine çalışmalar yapmaya
başladı. 1982de ABD mahkemele-
ri, Pinochefnin Gizli Poliş Şefı Ge-
neral Mamıel Contreras'ı bomba
olayını planlamaktan gıyabında tu-
tuklama karan çıkartü. Suçlulann
iadesi istendı, ama reddedildi.
1990 yılında sivil yöneume dönü-
lünce, Yüksek Mahkeme davayı
tekrar ele aldı. Davaya yakın avu-
katlar karann yakında acıklanaca-
ğını duyurdu. Letelier'in kızkardeşi
ve insan haklan avukatı Fabiola Le-
telier bu davanın insan haklanna ın-
dirilmiş çok ağır bir darbe olduğunu
önesürüyor. Fabiola Letelier "Lete-
lier davası yıllar sonra ele alınıp hapis
cezası verilerek sonuçlandırılacak ilk
dava. Suçun büvüklüğü >e aradan ge-
çen bunca yıl göz önüne alındığında
bunun ne denli büyük bir başarı oldu-
ğu anlaşdıyor" diyor.
Ön plandakı davalar bir sonuca
ulaşırken. geri kalanlarda hiçbir za-
man bir sonuç ahnamayacak gibi gö-
züküyor. Pinochet, iktidan terk etme-
nin ön koşulu olarak 1973 ile 1978
yıllan arasında insan haklannı ıhlal
etmış olan asker ve polis yetkilıkr
için bir af çıkartmışü.
Bununla birlikte, bu af kapsamı-
nın dışına taşan davalar var. Letelier
vakası bunlardan biri. Aylwin hü-
kümeti, yasanın yetkilileri hapse
göndermeyi engellediğini, ancak
mahkemelerin vakalan araşurması-
na bir engel olmadığını belirtiyor.
Buna yarut olarak, ordu, hükü-
metin af kapsamının Pinochet döne-
minin sonuna kadar genişletilmesi
için baskı yapıyor; uygulanan tak-
tiklerden biri birliklerin harekete ge-
çirilmesi ve ayaklanmalar olabile-1
ceğinin ortaya atılması.
I Pinochet adamlannı
I koruyor
En tehlikede olanlar, Pinochet'ye
çok yakın generaller. Ancak hâlâ ge-
nelkurmay başkanı olan Pinochet,
adamlanndan birinin hapse gir-
mesine hiçbir zaman izin vermeye-;
ceğini açıkladı.
Ordu yetkilileri, bir komutan suç-',
lu bulunduğu ya da özür dilemek
zorunda bırakıldığı zaman, askerle-
rinin saygısını yitireceğjni belirtiyor.
Aynca. çok kötü bir durumda bir
ekonomi ve kaos içinde bir ülke dev-
raldıklannı belirterek işleri yoluna;
koyduklannı söylüyorlar. ]
insan haklan savunuculan ise bu-'
na yanıt olarak hiçbir ekonomik r
modelin yüzlerce kişiyi öldürmedi-'
ğini, bu insanlann gömüldükleri yz-'
rin yirmi yıl sonra bile yakınlan ta- *
rafmdan bilinmedigini söylüyorlar. •
NathanielC.Nash.
Jordan, basketten yılda
YeniDünya'yı avcunda
tutanadamınerkenemeldilikkaran
432 milyar kazanıyordu
OZANYALABIK
...Ve bir efsane daha sona erdi.
Amerücan Profesyonel Basketbol
Ligınin (NBA) ve Chicago Bulls'-
un süper oyuncusu Michael Jor-
dan, sah günü NBC Televızyonu'-
na verdiği demeçte, basketbol
sahalanna veda etügini açıkladı.
30 yaşında "«nıeklilik" karan
alan ünlü oyuncu, basına yaptığı
açıklamada, karan vermesinin çok
zor olduğunu, ama arük basketbol
için hiçbir heyecan hissetmediğini
belirtti. Basketbol oyununun. ya-
şarrurun akışını değişıirdiğmi ve bu
denli şöhret olmasında çok önemlı
rol oynadığmı belirten süperstar.
"Basketbola çok şe> borçluyum.
Bu nedenle ona ihanet «Jemem. Ar-
tık sahada kautlayacak bir şeyim
kabnadı ve veda etme zamanının
geküğine inanıyorum" dedı. Birçok
basın ve yayın kuruluşunun iddia
ettiği gibi karannda babasırun öl-
dürülmesinin önemli rol oynama-
dığını da açıklayan Jordan, "Ba-
bam, ilk kez NBA şampiyonu
olduğumuzda, basketbolu bırakma-
nu istemişti. ama ben içimdeki bas-
ketbol isteğinin henüz bitmediğini
hisjıfttiğim için sahalarda kalmayı
tercih etmiştim. Şimdi zaman geldi.
çünkü oyun artık bana heyecan ver-
miyor ve benim için oyun bitti" de-
dı.
IBulls formasını
giyiyordu
1983-84 sezonunda North Ca-
rolina Üniversitesi'nde basketbol
oynarken NBA yetkiülerinin dik-
katini ceken Jordan, 84-85 sezonu-
nuda Chicago Bulls kadrosuna
katıldı ve profesyonel ligde yalnız-
ca bu takımın formasını taşıdı.
NBA'de oyTiadığı 9 sezon boyun-
ca 3 kezChicago'yu şampiyonluğa
taşıyan Jordan, son 7 sezonda üst
üste sayı krallığını kazanan isim
oldu. Dünyamn en çok kazanan
sporcusu ünvanmı da elinde tutan
Jordan. yalnızca basketboldan yıl-
da 432 milyar kazanıyordu.
lEniyiatlet
|veoyuncu
Chicago taraftan için kara gün-
lerin başladığını öne süren Chica-
go yerel gazeteleri, Jordan'ın yeri
doldurulamayacak bir oyuncu ol-
duğunu belirttiler. Karar karşısm-
da şok yaşadıklannı belirten Chi-
cago Bulls Kulübü Başkanı Jerry
Reinsdorf, "Çok üzgünüm. çünkü
şimdiye kadar gördüğüm en i> i atlet
ve oyuncu oyunu bırakıyor. Onu
çok arayacağu" dedi. 5 kasımda
başlayacak olan lig için bu hafta
kampa girecek Bulls takımı da,
tüm Chicago taraftan gibi, büyük
bir şaşkınhk içinde.
ABD'de spor çevrelerinin ortak
görüşü ise, Jordan'ın basketbol-
dan sonra en büyük merakı olan
golf ve beyzbol ile ilgıleneceği yö-
nünde. Sporla yine iç içe olması
beklenen Jordan. herşeye karşın.
basketbol için büyük bir kayıp.
Bizce de oyun onun için çok erken
bitti.
Mkhael Jordan'ın "Bu sporu çok seviyonım. Ona ihanet edemenT diye aldığı
bekknmedik karar, Chicago Bulls yönetJcilerini ve sevenlerini şaşkına çevirdi.
Ekonomiksavaşısonaerdiraıezamanıgeldi
LEMONDE
diploriıatigue
T
emmuz ayında Tokyo'da
yapılan Zenginler Kulübü
(G7) zirvesinin ardından or-
tahğmyaüşmasına karşın, dost-düş-
man-rakip ABD, Japonya ve AET
arasmdaki hava yine de gergin.
Bu "ûçlû" arasmda dünya liderli-
ği için yapılacak ekonomik sâvaşı
"La Maison Europe" adh kitabında
anlatan Lester Thurowun savı, ço-
ğu Amerikan sanayici ve politikaa-
lannın görüşünü yansıtıyor. Fran-
sa'da, saflığın artık geçerliliğini yi-
tirdiğini belirten ve yaşamda kal-
mak için ekonomik bir savaşa giren
Avrupa'nın, ABD ve Japonya'ya
karşı blok oluşturmasını isteyen ki-
taplann sayısı artiyor. Aynı şekilde,
Almanya'da çok okunan Konrad
Seitz'in savunduğu tek şey, Alman
sanayisinin Japonkra karşı rekabeti.
Şimdilik kazançlı olan Japonlar,
ABD ve Avrupa'daki üstünlükleri-
ni sakin şekilde sürdürürken yangı-
na körükle gitmiyor. Ancak Âmeri-
kalılar ve Avrupalılar arasında da
Asya'da varlıklannı ortaya koymak
amaayla, öncelikli bir strateji sap-
tanılması için sesler yükseliyor. Bu,
Japonya'nın, ABD ve AT ile çatı-
şmaya hazırlanması gerekiyor an-
lamına geliyor; bu nedenle, Japon-
ya'nın bölgedeki devletlerin etkin
desteğini ya da tarafsızlığını kazan-
mak için Asya'ya geri çekilerek sa-
vunmaya geçecektir.
Çevremizde, görünmez de olsa
generaller, albaylar, askerler, füze-
ler. bombardıman uçaklan. mitral-
yözler olmadan, rekabetin kutsal ki-
tabına tapınmayı, "yonga savaşlan'-
'ndan, "soya savaşı"ndan, "nydu sa-
vaşı"ndan söz etmeyi sürdüremeyiz.
I Ekonomik savaş
I kabul edilemez
Askeri olmadığından dolayı bir
savaşın (ekonomik savaşın) kabul
edilmesi doğru değildir. Ama Ja-
pon, Amerikalı ve Avrupalı yetkili-
ler, bunu bir oldu bitti olarak kabul
ediyor ve bu savaştan galip çıkmak
için halklanna da uyum sağlamala-
nnı söylüyor.
Dünyamn en güçlü üç büyük böl-
gesindeki iktidar çevrelerindeki
böyle kollektif bir düşüncesizlik na-
sıl açıklanabilir? Son 25 ynlda, iki
önemli yapısal nedenin belirleyici
rol oynadığını söyleyebiliriz; birinci-
si, ticari bir ekonomizmi meşrulaş-
tırma ideolojisi olarak rekabet ge-
rekliligi, ikincisiyse çok uluslu şir-
ketlerin eylem ve stratejilenne bir
akılalık veren ekonominin küresel-
leşmesi.
Ekonomiyi sınırsız pazarlan ele
geçirme "oyunu"na indirgeyerek,
piyasalara düşük fıyatta mal ve hiz-
met vererek, her şeyi rekabete bağ-
ladık: Böylece işgücü \erimlüiğt (ki-
şinin pek önemi yoktur), insan kav-
naklannın örgutlenmesi (aşınlıklan
önlemek ve işgücünü esnek kılmak),
doğal kaynaklann işletilmesi ve
ekolojik gereklilikler. kamusal ikti-
darlann rolü, üniversite-sanayi iş-
birliği, görsel-işitsel programlar,
kültürel sanayilerin geleceği vb. un-
surlar ön plana çıktı.
Rekabet, savaşı geüriyor ve bes-
liyor. Dayanışma ve başkasının
haklannı tanıma düşüncesiyle çeliş-
kili değerlerden söz ederek kişiler,
kentler, ülkeler ve halklar arasında
işbirliği bağlan yaratılmıyor. .
I Rekabet toplu
I körleşmeye yol açıyor
Rekabetin buyurganlığı egemen-
lik ve dışlanma olgulannı yaratıyor,
ulusal ya da kıtasal çerçevede olsun,
sorumluluk kültürünün (pay sahip-
leri dışında!), hatta grup dayanış-
masının gclişmesine ızın vermiyor.
Rekabetçi olmak için, bir Alman
şirkeli, Avrupa ya da Amerika pa-
zannda bir Alman ya da Fransız şir-
ketini elemek amaayla Japon şirke-
tiyle işbirliği yapması gerekıyorsa,
bunu bugünkü sistemin mantığında
hiç düşünmeden yapacaktır.
Ekonominin küreselleşmesi de
toplu körleşmede önemli bir rol oy-
nadı. Yenı bilgi ve ileüşim teknoloji-
si sayesinde, özellıkle malı pıyasalar
alanında ilerieyişi çok hızlı oldu. Hı-
zı, ekonomik ve politik aktörlerin
onu yönetme ve yönlendirme kapa-
sitesini azalttı. Ortaklaşa bejirlenen
ve kabul edilen kurallara göre çah-
şarak "sonmılu" bütün düzenleme
• biçimlerinin dışında gelişti.
Başta Amerikan şirketlerinin As-
|ya(Kore.Ta>\an, Hong Kong. Sin-
gapur, Filipinler). Latin Amerika ve
Avrupa'ya yerleşmelenyle belirgin-
leşen 50"li yıllann çok uluslu şirket-
lerinin hareketlerinin aksine, bu-
günkü küreselleşme, kâr ve piyasa-
lann coğrafık olanaklannı değerlen-
dirmek amaayla, dünyamn en geliş-
miş ülkeleri arasında karşılıklı bü-
tünleşme ve iç içe girmeyle kendisini
gösteriyor. Fabrikalann yer değiş-
tirmesi olayı devam ediyor, çünkü
işgücünün düşük maliyeti yine de
cekici bir öğe olarak etkili oluyor.
İ
Amaç mükemmellik
yarışında birincilik
Ancak önemli olan, en gelişmiş
pazarlarda (yani en zengin pazarlar-
da) ve en yüksek katma değerli pa-
zarlarda (yani en cekici pazarlarda)
mümkünse egemen olmaktır. Bu
nedenle, bu pazarlara girmek ve ele
geçirmek en zor. en pahalı iştir. Bu
»nedenle rekabet ve savaş çok çekiş-
melidir. En güçlü ülkeler ve şirketler
arasmdaki savaş mantıği da bu tc-
mel üzerine kuruludur.
Ekonominin küreselleşmesi, şir-
kelin mcşruluğunda da ıdcolojik bir
rol üstlenir. Dünya düzeyinde lider-
liği ele geçirmek için acımasız bir sa-
vaşta yer alan çok uluslu şirketler.
kamu yaran gerekçesiyle (dün>a
nüfusunun ekonomik ve toplumsal
refahı. sefalete karşı savaş, vb.) ege-
menlik stratejilerini haklı göstere-
mez. Ulusal kamu iktidarlan tara-
fından tanınmalan konusuna gehnce,
bu sınırlı \e kuşkuludur, çünkü bu
tanınma yalnızca ulusal çıkarian sa-
vunmak için verilir. Eylemlerini
meşrulaştırmak için başka bir temel
bulmalan gerekir.
Bu mükemmellik yanşıdır; dünya
çapında en iyilerin arasında en iyi
olmak. bunun sonucunda. dünya-
mn maddi ve gayri maddi kaynakla-
nnın kullanımında iyi. önemli ve
öncelikli olana karar verme hakkına
sahip olmak. Mükemmellik somut
olarak bir numara olmaklır ya da
dünyamn en önemli on grubu arası-
na girmekür. Madonna'nın son
kompakt diskini basıp satmakla, X,
Y, Z füzelerini üretmek arasında bir
fark yoktur.
Eskiden ekonomik savaşlar dahil
olmak üzere savaşlar. bir tann (ço-
ğu kez savaşanlara ortak). ülke ya
da ulusal bağımsızhk adına haklı
gösteriliyordu. Bugün savaş mü-
kemmellik adına yürütülüyor. Ka-
bul etmek gerekir ki bu konuda
önemli bir ilerleme var!
IÜniformaları
çıkartma zamanı
Ekonomiyi silahsızlandırmak ge-
rekir. Girişimcilerin general ve al-
bay üniformalannı terketmelerini
istemenin zamanı geldi. tktisatçılar
askeri stratejinin ceketlerini çıkart-
mah. işletme okullan tatile çıkmalı,
ulusal kamu güçleri bayrak taşıyıcı-
lığını ya da artçı piyade rolünü bı-
rakmalı. Ekonomi ve basını (özel-
likle Financial Times, The Econo-
mist. The Wall, Streeı Journal. For-
tune) yıllardır kulaklanmızda ınle-
yen müziği bir yana bırakmalı. An-
cak bütün bunlar yetmeyecektir.
Üçlü gruptan başlayarak evrensel
ekonomik stlahsızlanmayı başlat-
mak ve hızlandırmak için girişimler-
de bulunulmalıdır.
G-7 Grubu Napoli'de yapacağı
toplantıda. üyelerden, 80'li yıllarda
rekabet için oluşturulan birçok ku-
rul ya da ulusal konseyin yerini ala-
cak bir "evTensel ekonomik silah-
sızlanma" için bir kurul kuracağını
açıklamalıdır. Aynı düşünce çerçe-
vesinde. Birleşmiş Milletler 1995'te
kuruluşunun 50. yıh kutlamalan
dolayısıyla 1994"ten itibaren iki giri-
şimi üstlenmelidir: Ekonomik silah-
lanmanın sınırlanmasıyla ilgili ola-
rak evrensel karşılıklı görüşmelere
başlamak ve evrensel ekonomik gü-'
venlik konusunda bîr memorandu-'
mu kabul ettirmek.
IEkonomik rekabet
değerini yitirmeli '
Bu girişimlerle bağlantıh olarak. •
rekabet zorunluluğunu ve ekono-^
mik düşüncenin "abc"sini oluşturan"!
(GSMH, büyüme hızı. işgücü ve-''
rimlilıği şirketlerin rekabet edebılir-^
liği vb.). ekonomik savaşı besleyen,
birçok göstergeyı değersizleşlirmek-,
le yarar vardır. Bunlann yerine.^
akademisyenler ve araştırmacılann'
yardımıyla. Birleşmiş Milletler Kal-"T
kınma Programı (PNUD) ve hükü-^
met dışı birçok örgütün çalışmalan-'
nın eşliğinde ınsancıl \e toplumsali
gelişmenin yeni göstergelerini geliş- \
tirmek gerekir. '
Yeniden gözden geçirilecek ve dü- ^
zenlenecek Dünya Bankası ve Ulus-fı
lararası Para Fonu'nun katkısıyla, l
işbirliği, ortak gelişmeve dayanışma ı
amaçlanna yanıt veren şirket proje <
ve eylemlerine neden Birleşmiş Mil- j
letler bir "evrensel öncelik etiketi-1
(tüm mali avantajlanyla) vermesin?
Bu etiket. ticaret ve sanayi odalan-*4
nın ya da ERASMUS ömeğinde ol-
J
duğu gibi değişik üniversitelerin-ş
hazırladığı ortak eğitim programla- *
nnın benzer girişimlerine de verile-î
bilir. Üniversiteler 1995"ten itibaren -
eğitim programlanna ekonomik si-4
lahsızlanma ile ilgili dersler koyup t
evrensel bir kampanya başlatabilir.>f
Bunlar birkaç örnek. Yapılacak gi-<!
rişimlerin listesini tamamlamak iseb
hepimize düşen bir görev! /
Riccardo Petrella