23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7EKİM1993PERŞEMBE OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yargı karannın uygulanması Mahkemenin "işlevi" yargısal gerçeği saptamakla sona erer. Bunun uygulanması ise mahkemenin yargı işlevine dahil değildir. AYDINAYBAY şanma ilâmını değil, nüfus kayıt örne- ğini getirmesini isteyen evlendinne memuru da mahkeme karanna aykın harekette bulunmuş olmaz. Her iki görevli de, mevzuatın buyruklanna uyarak görevlerini yerine getirmekte- dırler. 3) Boşanma ile ilgilı bu "uç örnefT, boşanma karan hukukta "yenilik do- ğuran karar" olarak nitelendıği ve bu yanıyla, miUetvekilliğine son veren Anayasa Mahkemesı karanna benze- diği için verdim. Bu "uç örnek"tekı durum. yargının "hukuki durumu" saptayan bütün ötekı kararlannın uy- gulanmasında (yaşama geçirilmesin- de) vardır. Yaru. "yenilik doğuranlar" (inşai kararlar) da dahil olmak ûzere "adli gerçeği" saptayan yargısal karar- Iann. evlemsel sonuclannı sağlayacak "ek süreçter"den geçilmesi zorunlu- dur. Bu süreçte, karan uygulayacak olanın inceleme yetkisinin sınırlannı aşması, görevini yapmaması veya hata işlemesi de mümkündür. Ama bu, "uygulama işktniniıT yasalara göre "görevli ve yetkili" merci ya da kişi ta- rafından yapılması zorunluğunu orta- dan kaldırmaz. O mera ya da kişiler, karan uygulamamaktan ya da yanlış uygulamadan dolayı sorumlu olabılir- ler. Bu başka bir sorundur. Yoksa, örneğin, karan veren yargıç, boşanma karannı nüfus kütüğüne geçirmeyen nüfus müdürünün ya da taşınmaz üze- rindeki mülkiveti saptayan karannı A nkara DGM Savcısı aklını Fehmi Işıklar a takmış, ısrarla "huzur-ı âlisine" gelip ifade ver- mesini istiyor. Gazete- cilere söylediğine göre, Anayasa Mahkemesı'nin HEP karan ile Işıklar'ın milletvekilliği "düşmüş"; düşme işleminin, karar TBMM'ye tebliğ edilince "tamamlandığınr belir- tiyor. "Başka işlem vapılmasına gerek yokmuş"; polise de emır verecekmış; kendikğınden gelmezse "Derdest edin, getirin" diyesiymiş. Bu zat savcı olduğuna göre. hukuk mesleği mensubu olması gerek; ama bu davranışı, kendisinin durumu, hu- kuk uygulaması açısından tam olarak algılayamadığı izlenimıni veriyor. Bu nedenle konuyla ügıli kimi bılgileri kendisine arumsatmak yararlı olabilir: 1) Mahkeme kararlan. hukuksal durumu sadece "saptayan" tasarruf- lardır. Bu kararlann "saptama" işlevi, kesinleşme denilen durumu yaratan iş- lemle tamamlanır. Bu da. çoklukla, bir bitdirim (tebligat) bıçıminde olur. Böy- lece, mahkemenin karar verdiği konu- da "yargısal gerçek" oluşur. 2) Mahkemenin "işlevi'* bu gerçeğı saptamakla sona erer. Bunun "uygu- lanması" (infazı. ıcrası) ise mahkeme- nin yargı işlevine dahil değildir "Ka- rarlann gereğini yerine getirmek"le görevli başka resmi mercıler, organlar vardır; bunlara ait usuller, inceleme kurallan ve bu kurallartian çı- kan kimi yetkıler vardır örne- ğin, mahkeme "Ayşe ile Ah- met'i boşadun" demişse. bu karan eline alan Ahmet. sellü- müsselam evlendirme mernuru- na gidıp. memura. "Şimdi beni Fatma'yla evlendir" dıyemez. önce bu karann nufus müdür- lüğüne vansıtılarak. Ahmet'i kütükte "dul-bekâr" olarak gösteren bir yazımın gerçekleş- tirilmesi gerekır. Nüfus müdü- rii ilâm gelince bu yazımı yap- mak içın -kendı kurallanna göre yetkili olduğu- ıncelemele- ri yapmaya mecburdur Bu in- celemelen sonucunda, boşan- ma karannı yetkili olmayan bir merci, örneğin, bir ıdare mah- kemesi vermışse, kavıt yapmayı reddeder. Kararda boşanan eşin adının Ayşe olduğu yazı- yor, kütükte ise Ahmet'in Sü- heyla ileevlı olduğu kavdı bulu- huyBrâi, tifffûs müdürfi yine boşanmayı kütüğe geçirmez; yanı "ilâmı infaz etmez". Mü-- düriin bu davranışında "mah- keme karanna uymamak" ya da "yerine getirilmesini geciktir- mek" (Anayasa m 138) eylemı söz konusu ./.. değildir. Evlen- me ışlemine başlamak için Ahmet'ten. kendisine, bo- tapuya kaydetmeyen tapu müdürü- nün dairesine gıdip, onun "yerine ge- çerek" bu işlemleri bizzat yapmaya kalkışmaz. Bu işkri başkası da (örne- ğin, vali, kaymakam ya da Bay Savcı da) yapama2. 4) İşte, Bay Savanın, F. Işıklar'ın milletvekilliği sıfatının Anayasa Mah- kemesi karanrun TBMM Başkanlığı'- na tebliği ile "düştüğu" ve "başka işlem yapilmasına gerek olmadığı" yolunda- ki açıklaması. bu nedenle doğru değil- dir. Karar TBMM Başkanlığı'na ge- lince, Başkan, en azından, saymanlığa, zat işlerine, yazı ışlenne, hatta belki MecKs lokantasına ya da berberine bu karann "icras" ile ilgili birtakım buy- ruklar verecektir (Millet Meclisi İçtü- züğü m. 14 8). Bunun içın de karan uygulama yönünden mutlaka incele- mesı ve Mechs'ın iç işleri ile ilgili dü- zenlemelere uygunluk bakımından da denetlemesi şarttır. Tekrar belirtelim: Bu inceleme işleminde yanhşlıklar ola- bilir; yelki sınınnı aşan uygulama buy- ruklan verilebilir. Bunlann hepsı baş- ka konulardır; kendi kurallanna göre sorumluluklar doğurabilecek eylemler ve kararlardır. Ama bunlan, milletve- kilinin Meclıs'tekı "kaydmı sihnekle" yetkili ve görevli olan Meclıs Başkanlı- ğı yapacaktır. Anayasa Mahkemesi Başkanı ya da Bay DGM Savcısı TBMM'ye gelerek. karan kendı ey- lemleriyle "bizzat infaz" edemezler. Infaza ılişkin TBMM işlemi tamam- lanmadıkça da. mahkeme karan ne olursa olsun, F. Işıklar'ın milletvekıli sıfatı devam eder. Bunun için de, Bay Savanın "başka işlem gerekmez" be- yaru yanlış olduğu gibı, milletvekıli sı- fatını taşıyan kişiyı polis eliyle savcılı- ğa "ihzan' ginşimi de a â r sorumluluk doğurabilecek hatalı bir eylemdir. Bu arada kimilerinin Anayasa Mahkemesı kararlannın tanişdnnziı- ğmı ileri sürerek, savcının bu tutumu- nu onayladıklan gözlemlenmektedir. Bu yaklaşım da iki yönden yanlıştır. Birincisi, mahkeme kararlannın "ttr- tışilmazlığı" diye bir ilke yoktur. Her "beşeri" karar gibi, yargı karan da, çe- şitli açılardan tartışılabilir, eleştirilebı- lir; belli ölçütlere göre değerlendirile- rek bir karann doğru ya da yanlış olduğu ileri sürülebilir. Orneğin ben, gecmişte bir anayasa kuralını bile ana- yasaya (daha doğrusu hukuka) aykın görerek ıptal eden Anayasa Mahke- mesı'nin, hukukun bireye tanıdığı te- mel haklardan biri olan "savunma hakkını" gözardı eden bir anayasa ku- ralını (m. 84) "hukukun temel ilketerine aykın" saymamasının yanlış bir çö- züm olduğunu söyleyebilinm, eleşü're- bilirim. Sıradan yasalann kurallan gibi, anayasamn içerdiği bazı kurallar da "doğru hukuk" olmayabilir. 1982 Anayasasfnın içerdiği birçok kural açısından bu değerlendirme özellikle geçerlidir. Anayasa Mahkemesi'nin görevini ve işlevini "anayasa normlan- nı korumak" değil, "anayasa hukuku- nu korumak" olarak algılarsak. -kı bence doğrusu budur- bu sonuca van- nz. "Summum jus summa üıjuria" de- yıminde anlatılan da bu tür " a ş n kural-severliğin" doğuracağı "mazar- rat"tır Yargıçlar yasakoyucu tarafın- dan programlanacak, eli-kolu bağlı ">asa otomatlan" değil, "hukukun hü- nietkârlan"dır. Bu nitelik, özellikle Anayasa Mahkemesi yargıçlan için geçerlidir. fkinci yanıigı ise şudur: Bir yargı karan uygulamaya konulurken, bu uveulamavı vapma görevi kendisi- ne tanınmış olan kişi (kurum, organ), karann içeriği ile ilgilenmeksizin, ön- ce, "biçim denetiemesi" diyebileceği- mız bir inceleme yapmakla yûkümlü- dür. Yukanda degindiğimiz boşanma karan örneginde nüfus memurunun yaptığı inceleme, işte budur. Kütükten karar uyannca evlilik kaydının silin- mesi istendiğinde, memur bu istemi, önce kendi kayıtlanna bakarak değer- lendirmek zorundadır. Burada, kara- nn doğru mu yanlış mı olduğuna de- ğil, uygulanma koşuUannı taşıyıp taşımadığına bakılmaktadır. Bu ise karann "tardşdması" va da "eleştiriJ- mesi" demek değildir. içeriği ne kadar doğru ve ısabetli olursa olsun, uygula- ma koşullanna uymayan karar, uygu- layıcı mevkiinde olan kişi istese de, "ic- ra edilemez". tşte, TBMM Başkanı- nın yapılmasını gerekli gördüğü ince- leme, sanınm aslında budur. Başkanın konuyu, evvelemirde, anayasamn (o noktalı virgüllü kesinti ileanlatımı bo- zuk) 84. maddesinin birinci fıkrasın- daki hüküm açısından değerlendirme- yi gerekli görmüş olduğu anlaşılmak- tadır. Bunun yanlış bir usuli işlem olduğu söylense bile, mahkeme kara- nnın içerikçe tartışılması ya da eleştiri- si sayılması doğru değildir. Bu incele- me, eski deyımle karann "tatbik kabi- liyeti"ni taşıyıp taşımadığını sapta- mak amacıyla yapılacakür. Başka bir makamın (Anayasa Mahkemesi Baş- kanı'nın, Başbakan'ın, Adalet Ba- kanı'nın, hele DGM Savcıa'nın) buna kanşmaya, bunun yerine geçecek yo- rumlarda bulunmaya yetkisı yoktur. Bu sürecın sonucunu beklemeden, kendi yorumuna göre, "tş bhmisrjr, ben ona göre işlem yaptyorum" demek ise açıkça yetki gasbı gjrişimidır. OKURLARDAN İstanbui Obnpiyadı t/vet, İstanbui Olimpiyadı. "Olimpiyatlan" değil. Bu noktaya bir yıl önce Cumhuriyet'te dıkkat çekmiştım, ama bir yıl boyunca bütün gazetelerle dergıleraynı yaniışı yineledi durdu. Siyasetçiler de. 2000 Olimpiyadı Sydney'de düzenlenecek. Tek olimpiyat. Lütfen Sydney Olimpiyadı'ndan söz edilsin, "Sydney Olimpiyatları'ndan" değil. "Olympiad" sözcüğünün Türkçe yazımı (imlası) olimpiyat. Son hece ek alırken >aımuşayarak "-dı" olur. Ya da Olimpiyat'ı. İstanbui Olimpiyadı için ter dökmek ıyı>di. Ama kendi dilimizde olaym adını doğru yazamayışımız neyin göstergesı acaba? Tarık Günersel İLAN PINARBAŞIKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1991/9 Davaa Erdal Karademir'- in, davalılar Duran Yağan ve arkadaşlan aleyhine mahke- memıze açtığı k'adastro tespi- tine itiraz davasırun yapılan duruşmasında verilen ara ka- ran gereğince; Bütün aramalara rağmen adreslen tespit edilemeyen Ze- ki Karademır. Pembe Kara- demir ve Nebi Karademir'ın mahkememızde halen yargıla- ması devam eden Pınarbaşı ilçesi Kazancık Köyü Yukan Çayır mevkiinde ve Aşajb Ça- yır mevkiılerinde bulunan gayrimenkulün yargılaması- nın mahkememizde devam ettiği, duruşmasının 4.11.1993 günü saat 09.40'a bırakıldığı anlaşıldığından yukanda ismı geçen adresleri tespit edileme- yen davaülann, bu yerde hak iddia etüklerinde mahkeme- mizde duruşma gün ve saaün- de haar bulunmalan. aksı halde yokluklannda karar ve- rileceği hususu dava dilekçesı yenne kaim olmak üzere ıla- nen tebliğ olunur. Basm: 51446 TEMIZLIGIN YENI GUCU ARÇELİK MITE-BUSTER r!Br Mite'lar... Çcğvmuz, vartrklartnd&n Hab«r«i • Oy«a, gözU gârülm«y*n bu d«v*tsiz mis J*r. AlUrji, kasın|ı, nef«» darlığı yop •loy I Ormt»n Arfvlik, şimdi bu »oruri» k*könd«n * Y«ni Arf«lilc MK*-B4s»eıV 1300 «yett'a ulaşan yüksak emil gOeOyl* h«f^h«r y0B«yi Mrt«miz 1 " yapcı hfm d« gdsfc gâfûim«y«n mit«1arı f*k*r v« Cş*l bölmetind* yok * d ^ . 960' d4n«M*n horhımu, h«r yCx|y ifin öz*l ak««suariaftyta rOm «vinteml«B$in*y«tw. f s Ûctvlik, (ok kuNamAdırl ild«n kwmand« 6z«(Hg^y{« m«ye g«r«k bmkAiHİon kuHon^ir. İşlnİ blHriıtc*, t i s duvar Y*rl . TMnizligJn y # n i flicûl PENCERE Baa UygarfeğHMi İkiYûziL. 2O'nci yüzyılda iki dünyasavaşı çıktı, ikisini de "Uygar Batılı" başlattı. Neden? Çünkü ikisi de "paylaşım savaşı"dır; Batılılar, dünyayı paylaşmak için kapıştılar; Ingiltere'nin harbe girmesi, Hindistan'ı ya da Yeni Zelanda'yı da işin içine katıyor; Avrupa'daki savaş, dünya ölçeğine, sömürgecilik ve emperyalizm boyutlarıyla oturuyordu. Birinci Dünya Savaşı'nda 9, ikincisinde yaklaşık 40 milyon insan öldürüldü. Çıkarları yüzünden gözü dönmesin bir kez, "Uygar Batı" dünyayı kana boyar. Japonya'nın üstüne atılan atom bombası neydi? Hangi insan kılıklı canavar, çoluk çocuk yüzbinlerce sivil insanı yok etmek karannı verdi?.. Truman, değil miL Ancak Truman'ın adı, tarihlere "insan kasabı" diye yazılmadı. • Günümüzde deniyor ki: - Bilimsel teknolojik devrim uygar dünyada her şeyi değiştirdi; artık işçiye gerek yok; kol gücü tarihe karıştı; robotlar her şeyi yapıyor; insansız fabrikalar kuruluyor; Batı kapitalizminin ulaştığı aşama 'Üçüncü Sanayi Dev- rimi'dir; üretimde hammaddeye de gerek kalmamıştır; çünkü sentetik maddeler icat edildi; Batı kendi kendine yeterli oldu; somürgecilik çoktan ortadan kalkmıştı; em- peryalizm de silindi; artık dünya bir serbest pazardır; küreselleşme yaşanıyor. 3'üncü binyıla yaklaşan insanlığın 21'inci yüzyılda bir başka dünyada yaşayacağını söylemek, bir dogruyu di- le getirmektir. Hangi yüzyıl bir öncekine benzemiş ki... Sürekli değişim, tarihin yasasıdır. Ancak geleceğın koşullarıyla bugünkü gerçekleri bir- birine karıştırmak, bir yanılsamaya yol açar; emperya- lizmin Ortadoğu'ya yerleşıp Mekke'nin yamacına karar- gâhını kurduğunu unutabılıriz; petrol savaşlarının tüm sıcakhğıyla sürdüğü bir çağda yaşadığımızı anlamak için televizyon seyretmek bile yeterlidir. Savaşlar, iç savaşlar, kırımlar sürüp gkjiyor; emper- yalizm dünden bugüne çok ustalaştı, inceldi, yöntemle- rini geliştirdi ve güçlendi; Irak'ta sergilediği olağanüstü yetenekleriyle dünyayı avucunun içinde tutuyor. • Borts YeltsJn, Rusya'nın yeni çarı olmaya mı özeni- yor?.. Bir devlet başkanı, parlamentoyu topa tırtarsa, muhalefet liderlerini zincire vurursa, gazeteleri kapatıp karşıtlarını tanklarla ezip geçerse, Batı uygarlığının des- teğini nasıl sağlayabilir? Hayır... Yeltsin, Batı uygarlığının desteğini sağlamadı; Batı'da uygarlığı devlet güçleri, hükümetler, siyasal ıktidarlar, partilerin başındaki liderler oluşturmuyorlar; bunlann dışında bir Batı var ki uygarlığı yüceltir, insanlığı gelişti- rir, bilimi ve sanatı üretir Ancak kapitalizmin tekelciliğini simgeleyen Batı'nın, Doğu Avrupa'dan Sibirya'ya kadar açılan coğrafyayı, kazançlı bir yatırım aianı, kârlı bir alışveriş pazarı, kay- nakları uçsuz bucaksız bir doğa parçası gibi gördüğüne kuşkuyok... Batı kapitalizmi, Rusya Federasyonu'na milyarlarca dolaryatırmış... Boris YeKsin'in bir eski zaman çarı ya da bir Latttc Amerika diktatörü gibi davranmasımn hiçbir"önefw' yok!.. Amerika'nın ve Avrupa'nın acımasız kapitalizmin- de gerçek suratlar böyle zamanlarda ortaya çıkarlar, gözler kısılır, dişler sıkılır; çıkar hırsı saptayıcıdır, belir- leyicidir, gaddardır. • Onlar, işlerini elbette biliyorlar; ama, biz kendimizi bi- liyor muyuz? "YeniDünya Düzeni" kavramını insanlık ve uygarlıkla özdeşleştirmek aptallığından kaçınmakta saymakla bit- mez yararlar vardır. *J* ANMA "Arkadaşlann dördûncu sınıfa başladı Acın, soğudukça büyüyen hançer yarası" Güzel gözlû OZAN EMRAH'unız lkı yıl once En doğal. kutsal ve evrensel > aşama hakkın EUnuzden alındı.. Yanlış sanı. yanlış tam Teşhıs ve tedavide gecıkme fpbı Doktor hatalannın neden olduğu Çocuk ölümlenne ne zaman dur denılecek! Annen F.ENDER Baban M.ALİ Ağabevin 1.EMREER TEŞEKKÜR Oğlum BEBEK ÇİL'i başanb bir ameliyatla sağlığına kavuşturan Marmara Cniversitesi Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü'nden Doç. Dr. Opr. TOLGA DAĞU ile yardımcılan Dr.GÜRSUKIYAR ve ÇİĞDEM ULUKAYA'ya, ameliyat sonrası bakımında ılgilerini esirgemeyen Dr.MELİHTUGAY, Dr. ENDER PEHLt\ANOĞLU ve Başhemşire ÖZLEM BİRKAN ile hemşireler HATİCE ERGÜN ve NERİMAN SARI'ya, hastalığın tarusını büyük bir başan ile koyan Dr.SEZERASAL'a teşekkürlerimizi sunanz. NtŞANÇİL k«r k4f*y» uhlfir. TERASBAR/ YAZARLARINEVİ Pazar, pazartesi hariç her gün 23.3O'danO3.OO'e kadar ÖZDEMÎR ERDOCAN, 22.00'den itibaren canlı müzik. Rez: 25767 87188 YAZARLARIN EVİ/KURUÇEŞME Balığı en taze ve en ucuz bizde yiyebilirsıniz. Rez-257 67 87188 (Gününfiyatlannı lütfen sorunuz.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle