25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7EKİM1993PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Tofaş ûrünlepinezam • Ekonomi Servisi - Tofaş, ürünlerine yüzde 2.48 ile yüzde 4.44 arasında değışen oranlarda zam yaptı. 1 Ekim 1993 tarihinden itibaren geçerli olan zamdan sonra uygulamaya konulan KDV dahil yenifiyatlaragöre, 107 milyon 880 bin liraya saülan Şahinler, 111 milyon 792 bin liraya yükseldi. 152 milyon 802 bin lira olan Kartal SLX'in fiyatı, yûzde 3.65 oranında artarak 158 milyon 378 bin lira, 143 milyon 892 bin lira olan Doğan SLX'in fiyatı da yüzde 2.96 artarak 148 milyon 146 bin lira oldu. Tofaş'tan açıklanan yeni fiyatlarla 148 milyon 752 bine satılan Tempra S, 155 milyon 352 bin lira, 241 milyon 182 bin lira olan Tempra 2.0 da, 247 milyon 158 bin lıradan satılmaya başladı. Rusiar TMO'yu aldamiar • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - Toprak MahsiılJeri Ofısi (TMO). 400 mılyara yakın alacağını tahsil edebilmek için sonucunu merakla beklediği gûbre ihalesinde yarulüldı. TMO'nun, alacağını tahsil etmek için büyük çaba göstererek ihaleye gjrmesini sağladığı Rus fırmaa teklifini sundu, ancak teminat mektubu vermedi. Teminat mektubu olmayan fırmanın önerisi de geçersiz sayüdı. TMO Genel Müdürii Tinnıçin Turan. fırmanın gübre ihalesine girdiğini, ancak teminat mektubu sunmadığı için teklif zarflannın açılmasına bile gerek görülmediğini söyledi. Onup Aip, Airbus bipincisi Haber Merkezi -Onur Air, dünyada Airbus-320 kullanan ve charter uçuşlan yapan 35 havayolu arasında birinci oldu. Charter uçuşlanna fabrika çıkışb sıfır uçaklarla bir yıl önce başlayan Onur Air, 1992 sezonunda servisteki iki ucağıyla yedi ayda 150 bin yolcu taşıdı. Britsh Ainvays, Air France, Lufthansa, American West Airline ve tspanyol Iberia havayollan da olmak üzere 35 firma arasında yapılan değerlendirme sonucu 100 puan ûzerinden 100 alarak birinci oldu. Bono faizi döştü • ANKARA (ANKA)- Hazine, bono faizini iki puan daha düşürdü. 6 ay vadeli Hazine bonosu ihalesinde 10 trilyonluk teklifin 1.9 trilyonu karşılandı. İhalede en düşük faiz yüzde 66.67, en yüksek faiz yüzde 69.98. ağrlıklı ortalama faiz ise yüzde 69.88 oldu. Hazine, bundan önceki 6 ay vadeli bono ihalesinde ortalama yüzde 71.0 faizle yine 1.9 trilyon lirahk saüş yapmıştı. Jurrasic Park fılmi, Türkiye'de şimdiden 50 milyar lirahk pazar yarattı Dinolar altm yıuıııuthıyor DENİZ ŞAHtN • Dünya'da 8.5 trilyon lirası gösterim geliri olmak üzere 20 trilyon lirahk ciro yapan Steven Spielberg'in dinozorlan Türkiye'de ilk 17 "Dahi çocuk" Steven Spiej- berg, 65 milyon yılı bulan muci- zeyi gerçekleştirip dinozorlarla insanlan buluşturunca, dünya "Jurassic Park"ın hediyelik eş- ya dükkânına döndü. Daha . gösterime girmeden çorabın- günde 11 mılyar lirahk gışe gelın, 40 mılyar dan saatlerine kadar her tür li- i:r «i,ı, A» \\<i r,ns A, ÜWin apliri vararti sansh ürünü piyasaya çıkmaya uraıiK aa ıısansıı urun geıırı yarauı. hazır hale gelen Jurassic Park fılminin sadece bilet satışlann- dan elde edilen 100 günlük dün- ya hasılatı 700 milyon dolan (yaklaşık 8.5 trilyon lira) buldu. Spielberg'in dinozorlannın boy gösterdiği ürünlerin yarattığı piyasa ise 1 milyar dolarla (12 trilyon 735 milyon lira) ifade edüiyor. Film, Türkiye'de gösterime girdiğinde de benzer bir ilgiyle karşılaşu ve ilk 17 günde 299 bin 468 kişi tarafından izlenip 10 milyar 881 milyon lira hası- lat bıraktı. Birçok firma Juras- sic Park'ın logosunu kullanma hakkını saün alarak kampan-yalara başladılar. Filmin Tür- kiye'deki bilet saüşı dışında ya- ratüğı lisansb üriin piyasasının hacmi 40 milyar lira oldu. Bu ticari başan Türkiye'den bakınca her ne kadar ınanılmaz gibi gözüküyorsa da dünya böyle bir filme çoktan haardı. Avrupa ve Amerika'da dino- zorlar büyük bir merak konusu olmuş, kitaplan, posterleri her yerde satılır hale gelmişti. Bu merak, Steven Spielberg'in ha- yal gücü ve Amerikan sinema endüstrisinin teknolojik üstün- lüğüyle körüklenince ortaya, ti- cari başansı tartışılmaz bir film çıkü. Tabii bu arada filmin tanıtımı için su gibi para har- candı. Öyle ki reklam için hat- Jurassic Park sweat-shirtleri 299 bin liradan satışa sunuMu. McDonakTs bir menii alana bir Jurassic Park bardağı hediye ederken Arçelik, sinema girişlerinde kuponla 200 bin lira indirimli televizj on kampan> asına başladı. canan paralar filmin maliyetini tere"de daha gösterime girme- bin liraya satıldı. Bir süre sonra den, önceden ayırtılan biletlerlegeride bırakü. 60 milyon dolara (742 milyar 500 milyon lira) mal olan Jurassic Park fılminin 68 milyon dolarbk (841 milyar 500 milyon lira) rcklamı yapıl- dı. Artık ticari başan için her şey haardı. Steven Spielberg'in 25 yıl boyunca dünya TV'lerine verilmeyeceğini açıkladığı Ju- rassic Park filmi, 11 haziranda Amerika Birleşik Devletleri'- nde gösterime girdi. ABD ve Kanada'da ilk on günde 25 mil- yon kişi tarafından izlenerek gi- şelere 120 milyon dolar(l.5 tril- yon lira) bıraktı. Film İngil- 400 bin sterlinlik (7.5 milyar li- ra) hasılat yaptı. Gala sabahın- da tutulan satış raporlanna göre 3 milyon sterlinlik (56 mil- yar 190 milyon lira) üzerinde Jurassic Park dinozorlannın boy gösterdiği (beslenmeçanta- sı, pasta. saat, tişört, dinozor modeli gibi) ürün satışı yapıl- mıştı. Jurassic Park, Italya ve Dani- marka'yla birlikte 17 eylülde Türkiye'de de gösterime girdi. ilk günlerde sinema kapılann- da kuyruklar oluştu ve 50 bin li- rahk biletler karaborsada 75 İstanbul'da yedi, Ankara'da da iki sinemada birden gösterilen filme ilgi devam etmekle birlik- te, karaborsa ortadan kalktı. Filme gösterilen ilginin. Ju- rassic Park logosunu taşıyan ürünlere de yansıyacağını he- saplayan fırmalar, lisans anlaş- malan yaparak dinozorlan ürünlerinin üzerinde gösterme hakkmı satın aldı. Jurassic Park sweat-shirtleri 299 bin liradan satışa sunuldu. McDonald's bir menii alana bir Jurassic Park bardağı hediye etmeye başlar- ken Arçelik, sinema girişlerinde dağıtlığı kuponlarla filmi izle- yen seyircilere 200 bin lira indi- rimli televizyon satmak ve 10 talihlı çifti çekimlerin yapıldığı Kauai Adası'na götürmek üze- re kampanyaya başladı. Uzay Gıda ve Kent Gıda, Jurassic Park dinozorlannın resimleri- nin yer aldığı çeşitli gıda ürünle- rini piyasaya sundu. Jurassic Park dinozorlan 900'lü hatlardan da seslerini duyuracaklar. Alo Bilgj fir- ması. Jurassic Park oyunu için lisansör firmayla anlaşma im- zaladı. Kahramanlann lisans haklannın kullanıldığı ürünle- rin Türkiye'de oluşturduğu iş- lem hacmi 40 milyar lira. Mali Şube, İstanbul'da çok miktarda taklit çay, içki, deterjan ele geçirdi 6 Taklîtlerindensakınınız'İSTANBUL (AA) - İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Ekipleri'nce kentin çeşitli semt- lerinde yapılan denetimlerde, ünlü markalann etiketleri ya da adlanru taşıyan çok miktarda taklit çay, içki, deterjan ve ça- maşır suyu ele geçirildi. Ölayla ilgili olarak çok sayı- da kişırrin yakaiandığım betir- ten polis yetkilileri, taklit amba- lajlarla piyasaya sürülen ürün- lerin halkın sağlığını olumsuz etkileyebileceği gibi ünlü fırma- larla haksız rekabete yol açtığını söylediler. Tûketiciler, dikkat! Tüketicilerin alışveriş sırasın- da bu tip ürünlere karşı dikkatb' olmalan gerektiğini vurgula- yan yetkibler, "Vatandaşlar, özeDikle ünlü markalan satın Ozel fabrikalardan atılan atık çaylar topianıp, Çay-Kur'un ambalajlanyla piyasaya sürülüyor. alırken dikkatli obnalılar. Seyyar el tez- gâhlannda satılan ürünlerin çoğunun sahte olduğu bilinmeli" şeklinde konuştular. Takhtçilik olayından en çok zarar gören kuruluşlann başında yer alan Çay-Kur'un Genel Müdürii Tuncer Ergüven, yaptığı açıklamada. çok sıkı denetim yapmalanna karşın taklitçiliğin önüne geçemediklerini bildirdi. Bazı kişilerin, özel fabrikalardan atılan atık çaylan, toplayıp, Çay-Kur'un amba- lajlanyla piyasaya sürdüklerini belirledik- lerini ifade eden Ergüven. "Sadece bizim tespitterimizle 500 bin paket taklit çay ya- kalandı" dedı. Çay sektöründe 311 özel işletmeden 150'sinin vergiye tabi olduğunu anlatan Ergüven, sağlıİcsız üretimin engellenmesi için bu kuruluşlann sıkı bir şekilde denet- lenmesi ve çalışmalannın izlenmesi gerek- tieini sövledi. ENERJİ 2000'li yıllaralö yeni santral ANKARA (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı, Türkiye'nin önümüzdeki yıllar- da doğabilecek enerji açığını karşılamak amacıyla yeni sant- rallann yapımma hız verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı yetkilileri. 2000 yıhna kadar 13 hidroelektrik santra! (HES) ve üç doğalgaz santralı- nın aşarnalı olarak işletmeye ahnacağını bildirdiler. Bakanhk yetkililerinin verdi- ği bilgiye göre toplam kurulu gücü 14 bin 800 megavat olan 15 santraldan, tüm ünıtelennın işletmeye geçmesi halinde yılda 15 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi elde edilecek. Söz konusu hidroelektrik santrallannın yapımı, "Yap- tşlet-Devret M modeli ile gerçek- leştirilirken, yıllık enerji üretim miktan 7 milyar 200 milyon ki- lovatsaat olan Marmara Ereg- lısi doğalgaz santrallan ise sağ- lanacak dış kredilerden fınanse edilecek. Müfettiş Yardımcılığı için sınava hazır mısınız? Teftiş Kurulu'muza, çevresiyle uyumlu, ekip çahşmasına yatkın ve insan ilişkilerinde başarılı Müfettiş Yardımcıları alınacaktır. Sınavla alınacak adaylann, • Eğitim süresi en az 4 yıl olan Hukuk, Siyasal Bilgiler, lktisat, Işletme, lş tdaresi, Maliye, Çalışma Ekonomisi, Endüstri tlişkileri, Kamu Yönetimi, Uluslararası llişkiler bölümleri veya bunlara eşdeğerliği resmen onaylanmış yabancı bir yûksekokuldan mezun, • 27 yaşını aşmamış ve - erkek adaylar için - askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş olmalan gerekmektedir. 6-7.11.1993 tarihlerinde Ankara, İstanbul, lzmir'de yapüacak yabancı dil ve mesleki konularla ilgili sınava katüabilmek için 28.10.1993 akşamma kadar başvurmanız gerekmektedir. Aday formları, başvuru adresi ve katılma koşullarını içeren broşürü aşağıda yazılı birimlerden temin edebilirsiniz. Teftiş Kurulu Başkanlığı Beyoglu - İstanbul Tel: 251 69 45 - 251 34 34 (20 hat) Bölge Mudurtuklerimiz: Ankara, İzmir. Adaoa, Çoriu, Bursa, Aydın, Ordu, Anlalya, Kayseri. Şube MüdürlükJerimiz: Denizli, Diyarbakır, Erzunım, Eskişehir, Samsun, Trabzon, Edime, Konya, Manisa, Baükesir, Mersin, Elazıg, Gazıantep, Izmic, Van, Zonguldak. GARANTI GEÇMİŞLE GELECEK Sabahattin Kudret Aksal 2bası3O0OO(KDVİ«? inde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İsianbul ödemeli gönderilmez CAZ GUNLERI J C'est la vie! V z z S*x 'fahsın Ünuvar - S.ık\jfon uc\ Hıv^almaz - I).ı\aıl Sclını Benha - Svnl Rczenruyon : 333 01 77 - 343 02 81 Kuzguncuk Iskele Y«m No: 1S1 A Z z KONUK YAZAR BURHAN ŞENATALAR İSKİ'den Sisteme # SKİ'deki yolsuzlukla ilgili çok şey / yazıldı, söylendı. Birçok kişi haklı ola- rak bu konudakı duyarlı tepkinin İSKİ ile sınırlı kalmaması ve çok daha ge- niş bir irdelemenin başlangıcını oluş- turması gerektiğini belirtti. Ancak bu- güne kadar bu konuda umut verici bir gelişme görülmedi. Medya önce olayın aşk ve intikam boyutunu tüketti, sonra stra "fırsattan istifade" ile SHP'yı ve solu hırpalamaya geldi. SHP, so- runun kararlı ve kapsamlı bir biçimde üstüne gitmek yerine ürkek ve yetersiz bir savunma- ya geçerken, DYP profilini düşürdü, ANAP da ikiHiç polemıkle birkaç puan alma çabasına girişti. Toplum olarak birçok sorunda yaptığımız gibi bu sorunu da yüzeysel konuş- malar ve polemiklerle geçiştireceğimız az çok belli oldu. Belediyelerin çoğurtda -İSKİ çapında olmasa da- berv- zer olaylar yaşanmıyor mu? İrtaleler ve bağışlar konusun- da hangi parti tertemiz oldu- ğunu ıddia edebilir? Benzer yolsuzluklar merkezi yöneti- mi birçok alanında görülmü- yor mu? Konuyu biraz daha kapsamlı, biraz daha ciddi ele alsak, daha yararlı olmaz mı? İSKİ, İLKSAN vb.'nintekilve istisnai sorunlar olmadığını hepimiz biliyoruz. Ayrıca ço- ğumuz son yıllarda yolsuzluk olaylarının hem sayıca arttığı, hem de ekonomik değer olarak önemlı ölçüde büyüdüğü kanısındayız. O za- man sistemin işleyişini masaya yatırmanız gerekli. Medya gerçekten olumlu bir iş yap- mak istiyorsa, buna önayak olmalı. Partilere yakın vakıflar, üniversitelerin sosyal bilim bö- lümleri, yerel yönetim birlikleri vb. sorunun ve önlemlerin tüm boyutlarıyla incelenmesine ve tartışılmasına olanak sağlamalı. Böyle bir yaklaşımla ihale ve teşvik rejimleri, imar ruh- satları, sermaye sermaye-politika ilişkisi ve sermaye-medya ilişkisi de ciddi biçimde irde- lenmeli. Canavarlara karşı savaştıklarını iddia eden bılcümle TV'cıler de kahramanlıklarını bu konuda kanıtlamalı. özelde yolsuzluk, genelde her türlü suçlu- luk son dönemde birçok Batı ülkesinde de artş gösterdi. Örneğin İngiltere ve Galler'de kayda geçen suç sayısı 1980-90 arasında %76, 1990-92 arasında da %27 arttı. Yeraltı ekonomisi de denen kayıtdışı ekonominin payının bugün birçok Baö ülkesinde 1960'lara göre daha geniş olduğu saptanmış durumda. Batı dünyasında bu sorunlara hem sosyal bi- limlerin, hem de kamu görevlilerınin gösterdi- ği ilgi son yıllarda sürekli arttı. "Uluslararası Kamu Maliyesi Enstitüsü" ko- nusu da "Kamu Maliyesi ve Düzen Dışı Etkin- likler"idi. 35 ülkeden gelen250yeyakın aka- demisyen yeraltı ekonomisi, vergi kaçakçılığı, yolsuzluk, kriminal etkinlikler konularındakı tebliğleri tartıştı. Bu alandaki araştırmalar, ya- kalanma olasılığının düşüklüğü ile cezaların hafıfliğınin suç oranlarını yükselttiğinı ortaya koyuyor. Ayrıca özellikle yol- suzlukların artışında politıka yapmanın gıderek pahalılaş- ması, yerel yönetimlerin poli- tik gücünün artışı, devlete ve politik kurumlara karşı duyu- lan güvensizliğin güçlenme- si, gelir dağılımının bozul- ması, işsizlik ve güvencesiz- liğin artışı, değer yargılarının zayıflaması gibi etkenler rol oynuyor. Türkiye'de de öncelikle so- runun boyutlarını ve kaynak- larını aydınlatmak gerekli. Yolsuzluk olarak adlandırdığımız eylem ka- musal gücün özel çıkar sağlamak amacıyla yasal olmayan biçimde kullanılmasıdır ve başlıca üç alanda karşımıza çıkmaktadır: 1) Devletin mal ve hızmet alımı, 2) Devletın mal ve hizmet sunması ve/veya satışı, 3) Devletin kural koyucu, düzenleyıci, denetleyıci işlevıni yürütmesi (ruhsat verme, teşvik verme, vergi denetimi, vb.). Görüldüğü gibi yolsuzluğun yeşerebileceği toprak hayli genıştir. Dolayı- sıyla ne İSKİ sorumlularının en ağır biçimde cezalandırılması, ne SHP'nin yıpratlması, ne de KİT'lerin bir bölümünün özelleştirilmesi sorunu çözmeye yetmeyecektir. Konu daha kapsamlı ve daha derine inen bir çaba gerek- tiriyor. Bu çabanın gösterılmesinde partiler- den medyaya, üniversitelerden kitle örgütleri- ne kadar tüm kesimlere sorumluluk düşüyor. Yolsuzluk olarak adlandırdığımız eylem kamusal gücün özel çıkar sağlamak amacıyla yasalolmayan biçimde kullanılmasıdır IŞÇININ EVRENEVDEN ŞÜKRANKETENCİ Bedel Babıâli nın ilk büyük ücretli gazeteci transferini yaşa- dığımız günü anımsadım. Aramızda başka bir şey konu- şulmuyordu. Rakamın bugünkülerle karşılaştırdığımız- da anlamsız kalan büyüklüğüne şaşırıp kalmış, nasıl yo- rumlayabileceğimizi bilemiyorduk. Hiç ilgisi yokken ünlü bir işadamı, hatır sormak adına telefon etti. Olaya tepkimizi. yorumumuzu öğrenmek için aradığını anla- dım. Önce davranıp aynen şu soruyu yönelttim: "Siz patronsunuz. Boşuna para yatırmazsınız. Sizin için işçi, gazeteci de olsa bir maldır. Değerinin üstünde para vermezsiniz. Babıâli'de gazetecinin geçerli en üst fiyatı var. Onun birkaç katı üstünde neden ücret ödeyesi- niz? Sonuç olarak o arkadaşın yaratabileceği daha üst bir değer olmayacak. Yazılanna kuş konduramayacak? Bir patron durup dururken neden bu kadar çok ücreti verir." Gülerek verdiği yanıtı hiç unutamadım: "Çok haklısın. Ben de dün gece, yakın arkadaşım olan gazetenin sahibine aynı soruyu sordum. 'Ben o parayı gazeteciliği, yazacağı yazılar için vermiyorum ki. Ben o parayı. ihalelerimin önündeki yolu açsın diye veriyo- rum' cevabını aldım..." 12 Eylül sürecinde, askeri ihalelerde yoğunlaşmış ve gazete patronluğuna geçmiş kişinin Babıâlide ilk çarpı- cı ücretle gazeteci transferinden payını alan meslektaşı- mız köşe yazarı, konsey başkanına olan yakınlığı ve övgü dolu yazıları ile ünlüydü. Patronunun askeri ihlale- lerine ne kadar katkıda bulundu, aldığı ücreti hak etti mi? Hiç öğrenemedim. Ancak sonra giderek sayısı artan bu türden insanlarla birlikte birçok transferini ve bu kez özal'a olan tutkunluğu. yakınlığı ile yükselişini izledim. O zamanki patronu ise Babıâlide kökleşemedi, ancak zenginleşmesini ve askeri ihlalelerdeki payını sürdür- düğü gibi, politikada da yol aldı durdu. • • • Rusya'da yaşanan krizde, süper güçlerin çıkarlan, onların elindeki medyanın gücü ile, dünya, kitleler üze- rinde oynanan iki yüzlü oyun bir kez daha açığa çıktı. Ancak oyun bozulmadı. Demokrasinin bekçisi geçinen ülkeler, Beyaz Saray'dan işaret verilince, parlamento- nun üzerine askeri güçleri gönderen, cinayetlere neden olan, sembolik parlamento binasını yaktıran, bal gibi diktatör olmayı seçen, demokrasi ilkelerini katleden, Yeltsin'in yanında yer aldılar. Bizde kendilerinin deyimi ile, birbirinin aynı konumda; turnusol kâğıdı ile birbirinin altnmış kopyası haline gel- miş; gazeteleri, televizyon kanalları ve bankaları ile bü- tünleşmiş Babıâli tekellerinin patronlan çıkar çatışması- na düşünce ne olabilirdi ki? Kalemleri satın alınmış ga- zeteciler, patronlarının çıkarlarına hizmet etmek üzere yarışmaya girmekten öte ne yapabilirdi ki? Yine de bu çıkar çatışması çok yararlı oldu. Bilinen çok önemli yol- suzluklar, haksızlıklar, vurgunlar belgelenmiş oldu. Bundan sonra ne kadar örtbas edilmeye çalışılırsa çalı- şılsın, kirli çamaşırlar kamuya mal oldu. Suçluiarın ce- zalandırılması için yasaların işletilmesi zorunluluğu gündeme geldi. Sonunda cezadan kurtulmanın bir yolu- nu bulsalar bile önemli bir kısım haksız çıkarlarının yolu bir ölçüde kesilmiş oldu. • • • Bu satırları düzenli okuyanlar, televizyon kanalları, yükselen değerlerin sahibi yorumcuları kullanılarak Çu- kurova'nın, çimentofabrikalarının özelleştirmede ucuza kapatılması iddialarını birçok kez okumaktan sıkılmış olabilirler. Ne yazık ki aradan geçen aytar ve yıllar için- de, bu tabloda değişen bir şey olmadı. Hesap soran çık- madı. Şimdi dev çıkarlar çatıştığında, bizim sürekli attını çiz- meye çalıştığımız, belleklere yerleştirmek üzere sık sık yinelediğimiz bu pislikler daha fazla örtbas edilebilecek mi? Henüz "örtbas edilemez" diyemiyorum. Ancak ko- lay kolay kapatılamayacak bir boyut kazandığı da kesin. Babıâli patronlarının çıkar çatışması, yarışı bilinen pis- likleri öylesine su( yüzüne çıkarttırdı, öylesine belgelen- dirdi ki şimdi çıkarlar adına hepsi birden kapatmak için işbirliğine girseler dahi, bunu başarmaları çok kolay ol- mayacak. Demokrasimiz, halkımız için sevinilmesi ge- reken bir nokta bu. Haksız kazançlara alışmış sermayemizin, kirlenen politikacımız, sendikacımızın ayıklanması öyle kolay ba- şanlabilecek bir iş değil. Yine de yozlaşmanın, yükselen değerlerin sarsılmaya başladığını görmenin sevinci, te- mizliğin başlayabileceği umudu içindeyiz. Sevgili hocamız ENDER SALİHOGLU'nu yitirdik. Acımız sonsuzdur. TRT1991DÖNEMİ PRODÜKTÖRLERİ ADALET ÖZKAN, AHMET BÜYÜKÇULHAa, A.FALİH AKICI, A.FU AT GÜLMEZ, AYŞE YtRÜK. CELALETTtV DURUOĞLU, GÜRSEL KAYA, HATİCE BÜLBÜL, HASAN ÖZÇAKMAK, HASAN UĞURLU, MURAT AKSOY, M.KEMAL BENDEŞ, MUSTAFA BÜYİJKIŞIK, RICA ECE, ŞÜKRC ÖZGEN, UĞIJR PmPIR Gönül Borcu 27 Eylül 1993 Pazartesi günü aramızdan aynlan; ailemizin büyüğü, emekli onursal Yargıtay üyesi, dürüst yargıç, inanmış insan HALİTZİYA EKMEKÇİOĞLU'nun Ankara'da Yargıtay önünde yapılan cenaze törenine katılan, topraga verilmek üzere götürüldüğü Hadim ilçesine bizlerle birlikte gelen. cenazesini kaldıran tüm yakınlanmızla dostlanmıza; Halit Ziya Ekmekçioğlu'nu sevenlere; evimize dek gelerek ya da telgraf, telefon, mektupla, başsağlığı dileyenlere gönül borcumuz sonsuzdur. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle