19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SSK'nın alacağı12trilyoııSSK varlık içindeyokluk çekiyor. SSK'yaprim borcu bulunanlararasındaresmi kurumlar, KITler ve belediyelerbaşı çekiyor. SSK alacağınınhemen hemen yansını özel sektörünprim borçlan oluşturuyor. GÜNEŞ GÜRSON ANKARA - Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), varlık içinde yokluk çekmeye devam ediyor. Kurumun sigorta prim alacaklannın tutan, gecikmezamlanyla biriikte 12 trilyon lirayı aştı. SSK'ya prim borcu bujunanlar arasında resmi kurumlar, Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) ve belediyeler başı çekiyor. Resmi kurumlann 10.5 trilyon lira tutannda- ki prim borcunun silinmesine karşın, SSK'nın sigorta primi ve gecikme cezası alacaklan. artarak tırmanmaya devam ediyor. Ağustos ayı verilerine göre kurumun topîam 12 trilyon 173 milyar lira tutannda sigorta primi ve gecikme cezası alacağı bulunuyor. özel sektörün sigorta prim borcu 3.5 trilyon lira tutarken gecikme zammıyla bu borç 6 trilyon 413 milyar liraya yükseliyor. Kamu s sektörûnün SSK'ya olan prim borcu 3.9 trilyon lira tutuyor. Bu borç, gecikme zammıyla hesaplandığında 5 trilyon 760 milyar liraya ulaşıyor. Kamu seİctöründe, 4 trilyon 111 milyar lirayla SSK'ya borçlu olan kurumlann başındayeralanbelediyeien. I trilyon 492 milyar lira borçla KİTler izliyor. Diğer kamu kurumlannın SSK'ya prim borcu tutan 155 milyar lirayı buluyor. En çok borcu olan KİTler - Taşkömürii Kurumu (T.T.K)467 milyar 118 milyon - Devlet Detniryollan 405 milyar 017 milyon - Sümerbank 210 milyar 595 milyon - Demir Çeük Fabrikalan 198 milyar 221 milyon - Aksantaş 43 milyar 24 milyon - Gemi Sanayü 29 milyar 943 milyon - Et Balık Kurumu 23 milyar 234 milyon -MKE 22mılyarl81miiyon - Orman Ürünleri Sanayü 17 milyar 398 milyon - Testas. 13 milyar 562 milyon - Pamuklu Mensucat (Sümerbank) 12 milyar 36 milyon - Denizcilik İşJetmeleri 9 milyar 503 milyon -Seka 9 milyar 111 milyon - Vem Sanayü AŞ 8 milyar469 milyon - Bergama Pamuk İpiik 7 milyar 564 milyon lira. Eczaolar SSK'lıya ilaçsatmıyor • Türkiye Eczacılar Birliği, SSK'nın eczanelerle yapacağı sözleşmeyi "tek tarafh" haarladığı gerekçesiyle SSK'hlara ilaç satışlannı durdurdu. SSK'blar. ancak diğer müşterilergibi. peşin parayla ilaç alabilecekler. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ile Türk Eczacılan Birliği (TEB) arasındaki "tek taraflı söz- leşme" anlaşmazlığının faturası hastalara çıktı. TEB, SSK'nın ec- zanelerle yapacağı sözleşmeyi "tek taraflı" hazırladığı gerekçe- siyle SSK'lılara ilaç satışlannı durdurdu. SSK'lılann, ancak di- ğer müşteriler gibi, peşin parayla 3aç alabilecekleri bildiriliyor TEB Genel Başkanı Ahmet Uras, SSK'nın ilaçta sağlık hiz- meti satın alınması için hazırladı- ğı ve eczanelere ilettiği sözleşme metninin "tek taraflı" hazırlan- masını, "bukuka aykırT olarak nitelendirdi. SSK'nın eczacılann görüşünü almadan hazırladığı sözleşme metnini, "Antidemokratik emir- •aıne" olarak niteleyen TEB. yeni bir sözleşme hazırlanmasını istedi. TEB Baskanı Uras, SSK tarafından hazırlanan sözleşme- nin, eczaaya gereksiz bürokratik hizmetler yüklediğjne dikkat çe- kerek "Sözkşme hazırlanırken sadece kunım çıkarlan gözetil- miştir" dedi. Uras, hastalara pi- yasada buJunan eşdeğer ilaçlann en ucuzunun verilmesine ilışkin "belirsiz" bir maddenin de sözleş- medo.btibinma.sina dikkat çektı. SSK'lı hastalara bu sözleşme çerçevesinde ilaç satışlannı dur- durduklanm belirten Uras Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada. şunlan söyledi: "Biz hizmette cşitlik ilkesini be- nimsiyoruz. Türk eczacısı, SSK'- ya bağlı işçilerimize anayasamuan emreltjği gibi herkese uygulanabi- lecek eşit haklar içerisiode hizmet vermektcn yanadır. Ancak bu da Türk Eczacılan Birliği ile SSK arasında karşılıklı hazırlanacak protoko) ile mümkün oJacakrır" dedi. Sözleşmede yer alan "eşde- ğer ilaçlann en ucuzu" ifadesinin belirsiz olduğunu kaydeden Uras, aynı ıçerikli ilaçlann farklı fiyatla satılmasını eleştirdi. Uras, "EczacKİan hiiviyet tespiti y apma- sını istemek, asli görevi dtşında SSK'nın kendi işlevini yerine geti- rebilmesi için ek bürokratik istek- lerdir" diye konuştu. SSK Genel Müdürû Kemal Kı- lıçdaroğlu. "İlk başlarda TEB'den göriiş alınmadan sözleşme hazır- landL Ama şimdi, telafi ediyonız. Veni bir sözleşme metni hazırlıyo- nız. Buna Istanbul. tzmir ve Bursa'daki eczacı odalarından ye- ni öneriler geWİ. Yeni sözleşmeye ilişkin çal^jnalarımız, başladı. L ygulamadaki aksaklıkiar düzeJ- titecek" dedi. Burhan Özbey gazetelere yazı yazdığı için görevinden alınmıştı Haksızlığa karşı 'hukuk savaşı' AHMET KURT İZMİT - Ulusal ve yerel ga- zetelere makale yazdığı gerek- çesiyle SEKA Teftiş Kurulu Baş- kanlığı görevinden alınan Burhan Özbey hakkındaki karar. yoğun tepkiye neden oldu. SHP Kocaeli İl Başkanı Av. Ömer Türkçakal başkanlığında 20 avukatın, Burhan özbey'in görevı- ne iadesi için "hu- kuk savaşı" başla- tacaklan bildiril- di. Harb-îş Sendi- kası Kocaeli Şu- besi Başkanı Be- kir Yurdagül, alı- nan karara tepki için siyasi partiler, sendikalar ve de- mokratik kitle örgûtlerini tepki göstermeye, SEKA çahşanlannı ise duyarü olmaya çağırdı. Koca- eli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Adnan Fifiz. alınan karan üzün- tüyle karşıladığını. her zaman Burhan Özbey'in yanında ve des- tekçisi olacaklannı söyledi. Yaklaşık 10 yılı aşkm süredir çeşitli gazetelere özellikle gaze- temiz Cumhuriyet'e makaleler yazan SEKA Teftiş Kurulu Baş- kanı Burhan Özbey için Sanayi Bakanlığı tarafından bir süre önce soruşturma başlatılmıştı. Sanayi Bakanlığı Müfettişi Zeki Can. hazırladığı raporda, yazı- lannda düzeni eleştirdiği için Öz- bey'in görevden alınması gerekti- ğını belirtmişti. Burhan Özbey'in görevden alındığına dair haberin ga- zetelerde yer almasından sonra tepkiler yoğunlaştı. tlk olarak SHP Kocaeli fl.Baş- kanı Av. Ömer Türkçakal ön- derliğinde 20 ŞHP'li avukat, Özbey'in gö- reve iadesi için dava açarak hukuk savaşı başlatacak- lannı duyur- dular. Türk-İş'e bağlı Harb-fş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Bekir Yurdagül, alınan karan ûl- kemiz ve demokrasimiz açı- sından kaygı verici ve talihsız bir gelişme olarak gördüğûnü ve kınadığını açıkladı. Kocaeli Ga- zeteciler Cemiyeti Başkanı Ad- nan Filiz. "Bir düşünce adamuııo görevden alınmasını, bugün Türki- ye'nin ulaştığı noktanın gerisinde buluyor ve üzüntüyle karşıüvo- rum. BLder Burhan Özbeylerin yanında olacajpz" dedi. Hoş bir 'AmerikaJı'• Amerikan yaşam biçimini "ti"ye alan Şerif Gören'in "Amerikalı"filminingalası Hollywood'u Beyoğlu'na taşıdı. Ancak duvarlarda asılı "Popcorn tuzlu, Coca Cola buzlıT sloganlanyla Amerikanlaşma'yla dalga mı geçiliyordu yoksa Amerikan tarzı tüketim mi körükleniyordu? TUNA ERDEM Beyoğlu önceki gece tam an- lamıyla Amerikanvari bir gala- ya tanık oldu. Şerif Gören'in yeni fılmi "Amerikalı"nın Emek Sineması'ndaki galası, si- nemanın sokağından bile taşıp İstiklal Caddesi'ne yayılan eö- zalıcı bir gösteriye dönüştü. is- tiklal Caddesi'ne kurulan ek- randa, şimdiden "düUere dolan- maya" aday "Amerikair şarkısının klibini seyretmek üzere biriken kalabalık, nicedir beklenen bir filme yakışan 'iz- diham efekti"ni yaratıyordu. Sokak boyunca sinemanın ka- pısına dek serilmiş kırmızı halı üzerinden, bir bir "arzı endam" eden ünlüler, kırmızı halının yanına kurulmuş barikatlann ardında şaşkm gözlerle bakan Beyoğlu müdavimleri, davetü kalabalığı arasında kimseleri gözden kaçırmamaya çalışan gazeteci yıgını... Her şeyiyle adeta bir Hollywood galası ya da bir Cannes Film Festivali tablosu. Yine de "sokağın de- mirbaş koyununun'' kendinı halının ûzerine aunasını engel- leme çabası, Türkiye'de oldu- ğumuzu anımsatıyordu. Tüm bu tantananın nedeni Şener Şen ile Lale Mansur'un başrollerini paylaştığı Türkiye'- deki Amerikanlaşma özentisini ve Holl^ood fılmlerini "ti"ye alan Amerikalı filminin ilk gös- terimiydi. "Amerikan rüyasr kırmızı halılarla sınırlı dcğildi elbette. AMERİKALI - Filmin baş aktörü Şener Şen altı kot, üstii smokin olan bir giysiyle Amerikan arabeskini sırtına gecirmişti. "Popcorn tuzlu, Coca Cola buzlu" İceri kendini zor atan davetli- ler kola, patlamış mısır, sand- viçten oluşan Amerikan işi bir menüyle ağırlanıyorlardı. Du- varlarda asılı "Popcorn tuzlu, Coca Cola buzlu'"' sloganlanyla Amerikanlaşma'yla dalga mı geçiliyordu yoksa Amerikan tarzı tüketim mi körükleniyor- du? Pek anlaşılmadı. Hınca hınç dolu salonda kimler yoktu kimler; Sezen Aksu, Sertap Erener Levent Yüksel üçlüsü. Nükhet Duru, Şevket Altuğ, Melike Demirağ, Sinan Çetin, Canan Gerede, Hibni Yavuz, Orhan Çağman, Gökset Kortay, Deniz Türkali, Derya Köroğlu, Tolga Aşkıner ve izdiham yüzünden gözden kaçan daha niceleri... Elbette gecenin yıldızlan Şerif Gören. Lale Mansur ve Şener Şen de oradaydı. Yanında eşi Serntin Hürmeriç ile gelen Şen. altı kot, üstü smokin Amerikan arabes- ki kıyafetiyle son gelenler arası- ndaydı. Saat 21.00'de artık salonda ne adım atacak ne nefes alacak yer kaldığı için film hemen baş- latıldı. Birçoklan fılmi ayakta izledi. ama bir o kadar davetli de dışarda kalınca, film biter • Filmde lüks arabalar denize uçtu, helikopterler havada yandı. Sakarhklar ve seks sahnelerinde jargon Hollywood damgasını taşıyordu. Hollywood fılmleriyle dalga geçilmişti. Ancak ortaya bir gerçek çıktı ki o da Hollywood'la dalgasını en iyi geçecek olan yine de Hollywood'du. Hollywood fılmleriyle dalgasını geçmeye başladı "Amerikau." Bunu yaparken de havada pat- layan helikopterlerden, denize düşen limuzinlere, kovalamaca sahnelerinden zengin mekanla- ra, sakarlıklardan, seks sahne- lerine kadar tüm Holl^ood jargonu kullanıldı. Ancak bunlar Yeşilcam'ın Hollywood'u "tefe ko>Tnası" ya da ondan "intikam alması" değildi, çünkü iki sokak ötede oynamakta olan "Hot Shots" ve iki vakte kadar vizyona gire- cck olan "Loaded Weapon"gibi Hollywood yapımlan çoktan kendi kendiyle dalga geçmenin de para ettiğini öğrenmişti. Hollywood'la dalga geçilecekse bunu da yine Hollyvvood ya- pardı. "Amerikalı", Türk sineması- nın teknik açıdan "hatırı sayı- ür" biciminde ilerlediğini kanıt- lasa da doğru dürüst "kovala- maca" çekemediğimizi gösteri- yor, dahası arabalar, uçaklar konusunda hiçbir masraftan kaçınılmazken "figürasyon"- eksikliğinden sınıfta kalıyordu. "Temel İçgüdü" filmindeki dis- ko sahnesiyle dalga gecilirken Andromeda'daki bomboş dis- ko sahnesi. "adam parayı bastı- np kapatmış" bahanesinin ar- .kasına sığınmak zorunda ka- lıyordu. Yine de ilk kez aynntılara bu kadar önem verilen. addiye alınmış bir komedi örneği sun- du Türk sineması. Şener Şen "Türk" tllmlerinde olduğu gibi "Amerikalı"da da usta bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Lale Mansur ise fahişelere bale- rin edası katmaktaki ısrannı sürdürüyordu. ama bu kez o kadar göze batmıyordu. Sonuç olarak film. hep Hollyvvood fılmleri için söylendiği gibi "boş, ama hoş"üstelik iyi iş ya- pacak bir film gibi gözüküyor. Ne dediler? KOYUNUN DERDİ-"Sokağın demirbaş koyunu" kırmızı halıya dayanamadı. Koyunun kendini halının üzerine atmasını engelletne çabası, Türkiye'de oiduğumuzu anımsatıyordu. bitmez ikinci birgösterim yapıl- dı. Gösterilecek sinema bulama- yan. tenha salonlarda en fazla bir hafta gösterilen Türk filmle- n arasında "Amerikalı"ya gös- teriien bu ilgi patlaması sadece adından ötürü olamazdı. Ame- rikan fılmleri bile. bu kadar ka- labalık birizleyici kitlesi görme- mişti bugüne kadar. Film. Amerikan bayrağının yildızlannı andıran ışıltılarla dolu bir gökyüzünde kayarak geçen yazıyla başladı. Yazıda "sinema, seks ve elbette Ameri- ka keşfedildi" olarak özetleni- yordu dünya tarihi. Sonra "Te- mel İçgüdü", "Evde Tek Bas> na", "Tbelma ve Louise" gibi • Lale Mansur: "Amerikair- nın konusu basına yansıdığı gibi değil. Çok daha önemli bir şey anlatıyor. Amerikan kültü- rünün nasıl hegamonyası altına girdiğimizi. yaşama tarayla fast foodlanyla. Valla ben ne yaptığıma bakmaktan pek bir şey göremedim. Daha ivi olabi- lirdi kendi adıma. Deney mese- lesi. yavaş yavaş öğreneceğim ınşallah. • Atilla Dorsay: Çok eğlen- dim, çok sevimli buldum. Çok iş yapacağına inanıyorum. •Şener Şen: Değişik bir şey yaptık, ama bilmiyorum tabiî ki karar seyircinin. • Melike Demirağ: Oldukça iyi buldum. • Canan Gerede: Böyle bir şeyi meslektaşa sormak doğru değil. Gayet iyi başanlı değişik bir tılmdı. Daha yeni çıktım dü- şünmeye vakit olmadı. Fraııkfiut'ta 100 biııkitapgörücüyeçıkıyor DtLEK ZAPTÇTOĞLU BERLİN - Dünya kitap ticaretinın yüzde 80'inin döndüğü Frankfurt Kitap Fuan dün akşam AT Komjsyonu Başkanı Jacques Delors'un konuşma- sıyla açıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da fuarda yüz bini aşkın yeni kitap tanıUlacak; aralannda Türkiye'- tvin de olduğu 95 ülkeye ait 8 bın 400 standda telif haklan satılacak, yazarlar kitaplannı imzalayacak ve kendilerine yayına arayacaklar. Türkiye, bu yıl da Kültür Bakanbğı'nın açtığı bir »tandla temsil ediliyor. Ancak Türkiye standında yer alan kitaplar bu yıl 45'incisi düzenlenen fuarda /abancı yayıncı pek bulamıyor ve daha çok Frank- "urt'a gelen yayıncılann ve okurlann buluşmasına ^esileoluyor. Türkiye fuarda "satıcı" değil, telif ajanslan ve lizzat yayınalar araalığıyla yabana kitaplara 'altcı." Geçen yıl Almanya'da yaşayan oyuncu Emine Jevgi Özdamar'ın Almanca yazdığı "Hayat Bir Cervansaray" kitabı ilk kez tanıtılmış. "Türkiye" >u bağlamda biraz olsun sohbetlere gırmışu. Bu yıl fuarda yine bir kitapla Türkiye adından söz ettiri- yor: Yaşar Kemalin tnce Memed romanlannın üçüncüsünün Zürih'teki yayınevi Unlonsverlag ta- rafından basılarak fuara yetiştırildi. "Das Reich der Vierzig Augen" - "Kırk Ğöz ENyan" başlığıyla ya- yımlanan kitabı yine Hamburg'da yaşayan usta çe- virmen ComeUus Bischoff, Almanca'ya kazan- dırdı. Frankfurt'ta bu yıl ağırhk konusunu "Hollao- da" oluşturuyor. Hollanda Kültür Bakanlığı. ede- biyatının tanıtımına gereken 5 milyon marklık mali yükü tek başına omuzlamak istemediği ve Bel- çika'nın Flaman bölgesinde de aynı dil konuşuldu- ğu için Belçıkalılar'la ortak bir düzenlemeye gitti. Böylecc ilk kez Frankfurt'ta, sınırlan aşan yöresel bir ortakhk gerçekleşmiş oldu. Hollanda, şu sıralar Almanya'da "best seller" listelerindeki iki yazan Harry MuHsch ve Cees No- teboom'un yaygın tanıtımını hedefliyor. Bu arada Frankfurt'taki Schirn Sanat Galerisi'nde Remb- randt'tan Vermeer'e 17. yüzyıl Hollanda ressam- lannın "kitap" konulu eserlerini kapsayan şahane bir sergide açıldı. Frankfurt Kitap Fuan'hm bu yılki en büyük ye- niliğini. elektronik medyalara aynlan geniş bölüm oluşturuyor. "Ekctronik PubHshing / "Elektronik Yayuncıfık" başlığı altında 250 standda vıdeo, CD. CD-Rom, dısket ve bilgisayar programlan üzerin- den farklı bir "yayıncdık" sergilenmekte. "Yayıncı- lıkta Gutenberg'in matbaayı keşfinden sonraki en büyük devTİm" olarak nitelenen elektronik medya- lara geçiş. büyük sermaye ve branşlararasıişbirliği gerektirenbirolay. "Okuma kültûrii"nde devrim Bu yüzden, ancak Almanya'nın Bertelsmann gibi dev yayın tröstleri bu işe kalkışabildi, şimdiye kadar. Kulaklığı takıp dinlenebilecek. ya da bilgi- sayar veya TV ekranmdan okunabilecek eserler şimdilik edebiyattançok "bflgT'yı kapsıyor. Ansık- lopedilerde, sözlüklerde aranan maddeler daha ça- buk ve kolay bulunuyor: elektronik medyada kayıtlı eserler arasında yemek kitaplan. seyahat rehberleri. herçeşit okul ve başvuru kitabı var. Al- man Yayıncılar Birliği'nden branşı iyi fanıyan uz- manlar. 1995'e kadar elektronik ürünlerin kitap pi- yasasında yüzde 18 ile 25 arasında değişen bir pay alacağını tahmin ediyorlar. Böylece vıllardır kay- bolduğundan yakınılan "okuma külturü" de elekt- ronik çağına ayak uydurma zorunluluğunu kabul- lenen şırketler aracılığıyla bir "devrim" yaşıyor. Geçen yıllarda belirginlesen bir eğilim, bu yıl fu- arda iyice ön plana çıktı: Avrupa ve Amerika'da küçük, seçkin kitabevleri müşteri yokluğu ve yük- sek giderler yüzünden azalırken bunlann yerini compoct diskten video banda, kasetten plağa ve bu arada da çok satan popüler kitaplara kadar çok geniş bir yelpaze bulunduran dev "aıedya sarayla- n"alıyor. Kitabevleri bu dunımda ayakta kalabilmek için belli konularda: örneğin feminist literatürde, politi- kada. çevrc kitaplannda, çizgi romanlarda uzman- laşmak zorunda. Siyaset. fuarda elbette konuşuluyor. Gözler Moskova'ya çevrildiğinden eski SSCB'den yayı- nevleri farklı bir ilgi görüyor bu yıl. Fuarda yasaklı bir ülke ise hala İran. Fuar yetkililen. fran'ın Sal- man Rüşdü hakkında fetva kaldınlana vcgerck ya- zann gereksedünyanın dört bir yanındaki yayıncı- lanyla çevirmenlerinin hayatı güvenceye kavuşana dek fran'ı fuar kapısından sokmamaya kararlı Çanakkate'ye Uğur Mumcu anıü • ÇANAKKALE- Demokrasi düşmanlan tarafından24 ocakta katledilen gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun anıü Çanakkale'yedikilecek. Belediye Başkanı İsmail Özay, anıün Mumcu'nun ölüm yıldönümü olan 24 ocakta törenle açılacağını bildirdi. Özav, anıtın Uğur Mumcu Parkı'na dikileceğini belirterek "Demokrasinin ve özgür basının düşmanlan tarafından katledilen Mumcu'nun anısını yılllarca yaşatacağız. Eli kanlı katiller Mumcu'yu vedüşüncelerini öldüremediklerini bir kez daha göreceklerdir" dedi. Mumcu'nun ölüm yıldönümü olan 24 ocakta Çanakkale'de çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi için çalışmalann şimdiden başlauldığı bıldirildi. Emeklilerin farkları hattaya ödeıriyor •ANKARA (AA) - Emekli Sandıgı'ndan aylık alan emekli, dul ve yetimlerin katsayı artışından doğan aylık farklan, 12 ekim salı gününden itibaren ödenecek. 865 bin civanndaki emekli. dul ve yetimlerden birinci gruba girenlere bir aylık. ikinci gruba girenlere iki aylık, üçüncü gruba girenlere ise üç aylık farklan verilecek. Aybk fark ödemeleri toplamının 572 milyar lira olduğunu belirten Maliye yetkililen. hak sahiplerinin 12 ekim salı gününden itibaren Ziraat Bankası şubelerine başvurarak aylık farklanru alabileceklerini belirttiler. Köpfez'de denetlemeler İZMİT (AA) -Izmit Körfezi'nde denizin kirletilmesini önleme amacıyla sürdürülen denetleme çalışmalan etkili oluyor. Deniz, iki yıl öncesine oranla daha temiz bir görünüm aldı. Su Ürünleri Müdürlüğü yetkilileri, bundan böyle Izmit Körfezi'nde kirlilik yaşanmaması için, gerek vatandaşlara. gerek sanayi kuruluşlanna büyük görevlerdüştüğünü belirttiler. DİSK'in Dikerdem açıklaması •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- DİSK Sosyal-lş Sendikası Genel Başkanı Özcan Kesgeç, Mahmut Dikerdem'inölümü nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. Kesgeç, mesajmda Dikerdem'in ölümü nedeniyle büyük acı duyduklannı belirterek "Diplomat kimliğiru, geleneksel hariciyeci yapısından çıkartıp. çağdaş bir kimlik ile ülkesinin ve emekci sınıfın çıkarlannın savunuculuğuna dönüştüren bu değerli insanı anılanmızda ve mücadelemizde yaşatırken, onu genç kuşaklara tanıtma görevimUâ de unutmayaCağız" dedi! | T ) ' 9 1 ! İşkazası > • İSTANBUL (AA) - Gaziosmanpasa'da meydana gelen iş kazalanndaiki kişiöldü. Bolluca Köyü'nde Sabri Akın'aaittaş ocağında dozer operatörü olarak çalışan Mustafa Zayim, anzalanan aracı tamir etmek istedi. Zayim, aniden hareket eden dozerin altında kalarak öldü. Bogazköy'de ise Mehmet Keskin'e ait parke fabrikasmın elektrik tesisatını yapan Serkan Kuşçu, inşaat halindeki binanın ikinci kat yakınından geçen yüksek gerilim hattına değmesi sonucu cereyana kapılarak yaşamıru yitirdi. Schiffer, îşten kovuldu • FRANKFLRT(AA) - Dünyanın en pahab mankenlerinden Oaudia Schiffer. işten kovuldu. Almanya'da yayımlanan "Bild" gazetesi, ünlü Italyan moda kralı Valentino'nun defıleye çıkarmak istediği Schifier'i, "yüksek ücret istediği için kovduğunu" yazdı. Gazete, Alman mankenin 50 bin mark (350 milyon lira) istedigini, ancak modacının bunu çok fazla bulduğunu bildirdi. Hileli iflas davası • İstanbul (A.\) - ESKA Holding ortaklanndan Sabit Selim Edeş ile Kemal Ayyıldız'ın şirket hisselerini. kurduklan paravan Ayyıldızlar Ticaret A.Ş'ye devrederek. haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle tutuksuz olarak yargılanmasına devam edildi. Duruşmada dinlenen tanıklar, Kemal Ayyıldız'ın ESK A'nın yabana şirketlerle ortakhk kurmasını istememesi nedeniyle, çocuklannın paylanyla biriikte bu holdingten aynldığını söylediler. Holdingten aynlma sonrasında Kemal Ayyıldız'ın eşi ve çocuklan tarafından Ayyıldızlar Ticaret A.Ş'nin kurulduğunu belirten tanıklar. ÂyyıldızlarŞirketi'nin noylon şirket olmadığını. geçtiğimiz 1992 senesinde de faaliyetleri sonucunda 258 milyon lıra vergi ödediğini açıkladılar. Gazeteci Çınar öldü I İSTANBUL (AA) - Gazeteci Bedirhan Çınar. dün vefat etti. 1919yılında Isparta'da doğan Çınar, mesleğe 1942yıhnda Tasvir gazetesinde başladı. Son Telgraf, Son Posta, Tanin. Milliyet ve Son Havadis gazetelennde muhabir, röportaj yazan ve istihbarat şefi olarak görev yapan Çınar, basın şeref kartı sahibiydi. Kara tren değil, "kültürlü" tren • ANKARA (AA)- Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı. Cumhuriyet'in 70. yıl kutlamalanna değişik bir etkinlikle katılıyon "Kültür treni..." "Cumhuriyet'in 70. yılında kültür treni" adını taşıyan proje, kutlama kuruluna sunuldu. Türk edebıvatının ünlü isimleriyle biriikte orta ve yüksek öğrenim gençliğinin 4 gün süreyle bir arada yaşayarak. tartışarak. okuyarak GAP'a kadar "Kültüryüklü tren yolculuğu" yapmalannın amaçlandığı seyahate, projenin olumlukarşıIanmasıdurumunda28ekirrîdeAnkara'dan başlanacak. Ankara'da bulunan lise ve y üksek okul öğrenci .emsilcilerinin katılacağı yolculukta, 30 yazar, 5 ressam. 5 karikatürist ıle 2 muzık topluluğu buiunâcak. I renın diğer bir vagonu da karikatüristler için hazırlanacak. 5 profesyonel sanatçının ürettikleri veyol boyunca üretecekleri eserlerin yanı sıra bu sanat dalına ilgi duyan öğrencilerin katılımı sağlanarak ürünleri islasyonlarda halka sunulacak. Çevre mahkemeleri kurulacak • İZMİR (ANKA)- Birinci Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi Izmir'de başladı. Çevre Bakanı Rıza Akçalı,dünyada 70bin kimyasal maddenin denetim dışı kullanıldığını ve her gün üç canlı türünün yok olduğunu sö\ledi. Akçalı. "çevre mahkemeleri' kurulacağını da açıkladı. Çevre Bakanı Akçalı kongreyi açarken yaptığı konuşmada. insanlannçevreyi giderek tükettiğinı veson 15-20 yılda. dünyada 30 binbitki türünün yok edildiğini kaydetti. Rıza Akçalı. bu trendin sürmesi halinde 2000yılında bitki türlerinin yüzde 20'sinin ortadan kalkacagına işaret ederek dünyada yine 70 bın kimyasal maddenin denetimsiz şckilde kullanıldığını. bunlar denetim altma alınmadığı sürece çevre için yapılacak mücadclenin etkisiz kalacağını savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle