Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyettmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetmkava •Genel
Yayın Danışraanı. Orhan &inç •Yaa-işleri
Müdürleri: Aydın Engin (Sorumlu), Celal Başlangıç
• Haber Merkezi Müdürii: İpek Çakşlar
• Görsel Yönetmen: AK Acar •Düzenleme: tbrahim VıkJız
• İstanbul Habeıien Cevher Kantarcı • Dış Haberler Ergun Balcı
• Iş - Ekonomi Dinç Tavanç •Yurt Haberlen: Metımet Saraç
• Makaleler: Sami Kanören • Spor: Abdûlkadir Vücetaan
• Düzeltme. Abdullah \tata
Ankara Temsılcisı: MusUfa Balbay •Haber Müdüru: Doğan Akm AtaturkBulvan-
No:125. Kat: 4. Bakanhklar-Ankara Tel. 4193020 (7 Hat), Telex 42344, Fax
(4)4195027 •lzmırTemsilcisi:SerdarKızık,H.ZıyaBlv 1352S.2,3Tel 441 l220Telex
52359. F?x: 4419117 • Adana Temsilcia: Çetin Yiğenoğlu Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat
1, Tel: 3522550-3522601-3522492. Telex: 62155, Fax. 3522570
Mûessese Müdürü: Erol Erkut •Koordinatör
Ahmet Konıisan •Muhasebe Bülent Yener
• Idare HûseyinGürer •İşletme OnderÇelik
• Bilgi-tşlem: Nail lnal •Bılgisayar Sistcm:
Mürûvet Çiler •Reklam Reha Işıtman
Yıyml» tn »e Basıu: Yenı Gûn Haber Aıansı, Basın ve Yayıncılık A.Ş.
Türkoaa'fcCad 39 41 CafaloeluMJMİst.PK:246tstanbulTel-5120505Tete*: 22246, Fax: (1)5138595
6EK.İM 1993 lmsak 4 34 Guney5.58 Oele: 11.57 İkmdi: 15 10 Aksam: 17 46 Yatsı: 19.05
Düğmesi yoksa
yûreği var
• Haber Merkezi -
Avrupa'nın moda merkezi
Milano"da. hergün onlarca
defıle yapılır. Sonbahann
sürdüğü şu günlerde. Giorgio
Armani de gelecek yıhn
ilkbahar-yaz modellerini
sundu. Modaanın fotoğrafta
görülen veçeşıtli ülkelerden
çok sayıda sipariş alan keten
kıyafetinin yeleğinde ne
fermuar var. ne düğme.
Uygarhğın göbeğinde
yaşayan hanımlar için bile,
giymek.cesaretişi.
Ekran, kitabı
vurdu
• ERZURUM(AA)-
Erzurum İl Halk
Kütüpnaııesi Müdürü
Adnan Adlığ. görsel yayın
araçlannın artmasıyla okur
sayısının azaldığıru söyledi.
Adlığ. son yıllarda
kütüphanelere gelen okur
sayısında belirgin azalma
olduğunu kaydederek
"Televizyon. kitaba aynlan
zaman gasp etti. Özellikle
kanal sayısının artması. bu
olumsuz süreci pekiştirdi"
dedi.
Derskitaplan
çilesine son
• ANKARA (LBA)-
Öğrencı ve \elilerin okullann
açılmasından bu yana
yaşadıklan kıtap sıkıntısı
nihayetsonbuldu.
Önümüzdeki haftadan
itibaren artık öğrencilerin
bütün kitaplannın ellerine
ulaşacağı belirtildi. Milli
Eğitim Bakanhğı Yayımlar
Dairesi Başkanı Bekir
Turgut, şımdiye kadar
yaşanan sorunun giderilmesi
için hızlı bir çalışma
yürüttüklerini belirterek
"Önümüzdeki hafta
başından itibaren meslek
liselerinin dahi eksik kitabı
kalmayacak"dedi.
34 bin mezun
• ERZLRLM(AA)-
Atatürk Üniversitesi'nin
bugüne kadar 34 bin 282
mezun verdiği bildinldi.
Atatürk Üniversitesi Rektörü
Prof.Dr. Erol Oral. Atatürk
Üniversıtesi'nin Türkiye
üniversiteleri arasında ilk 10
arasında yer aldığmı söyledi.
Prof.Dr. Oral. üniversitede 12
fakülte. yüksekokul ve 6
enstitü ile eğitim verildiğini
belirtti. Ünıversitenin öğrenci
kapasitesinin arttığını
kaydeden Prof.Dr. Oral,
üniversitede bu öğretim
yıhnda, yaklaşık 20 bin
öğrenciye eğitim hizmeti
verildiğini sözlerine ekledi.
Kishalı, hukuk
fakültesi dekanı
• ERZİNCAN(AA)-
Erzincan Hukuk Fakültesi
DekanlığTna Atatürk
Üniversitesi Öğretim
üyelerinden Prof.Dr. Yunus
Kishalı getirildi. Görevine
başlayan Prof.Dr. Kishalı,
fakültenin daha ileri düzeye
getirilmesi için çalışacağını
belirterek "Erzincan Hukuk
Fakültesi. kısa sürede
Türkiye'nin seçkin
fakültelerinden birisi haline
gelecek" dedi.
Kitaptoplama
kampanyası
•SEYDİŞEHİR(AA)-
Kony a'ran Seydişehir
ilçesinde. belediye tarafından
başlatılan kıtap toplama
kampanyasına, çeşitli kamu
kuruluşlanndan 459 kitap
bağışlandı. Belediye Başkanı
Mevlüt Kıhnçoğlu.
kampanyada Adalet,
Orman, Kültür. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik. Çevre ve
Milli Eğitim bakanlıklan ile
Vakıflar Bankası, İş Bankası.
Diyanet İşleri Başkanlığı,
Cumhuriyet Üniversitesi,
Anadolu Üniversitesi,
İstanbul Teknik Üniversitesi,
Orta Doğu Teknik
Üniversitesi ve Ankara
Büyükşehir Belediyesi'nin
katkı sağladıklannı söyledi.
Üniversitelersıkıntdıaçdıyor• Yeni öğretim yılına dün başlayan İTÜ'nün açılış töreninde bir konuşma yapan Demirel • Cumhuriyet tarihinde öğretim üyeliğinin ilk kez belli bir sınıfın altına düştüğünü
"Ekmek arslanın ağzında. Gençlere ekmeği arslanın ağzından alacak beceri ve teknolojiyi vurgulayan Reşat Baykal "Temmuz 1993 döneminde yapılan ve zaten yetersiz olan
kazandırmak lazımdır" dedi. İTÜ Rektörü Reşat Baykal ise konuşmasında, üniversite öğretim zamlann, doçentlerdeki artış oranının diğer öğretim üyelerindeki artışın yansı kadar
elemanlannın mali güçlerinin ve saygınlıklannın azaldığı bir dönemde yetenekli gençlerin olmasının, teknik bir hatadan kaynaklandığı düşüncesi ile çok ivedi çözümlenmesini
üniversitede kalmalannın özendirici olmaktan çıktığını belirtti. bekliyoruz" dedi.
Haber Merkezi-Üniversiteler sorunlarla
açıhyor. Önceki gün 18 üniversitede yeni öğ-
retim yılının başlamasından sonra dün de
İstanbul Üniversitesi (İÜ). İstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ). Yıldız Üniversitesi ve
Dicle Üniversitesi (DÜ) törenlerle açıldı.
Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Başkanı
Mehmet Sağlam ve ITU Rektörü Reşat Bay-
kal. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın
de katıldığı açılış töreninde. ünıversite öğre-
tim üyelerinin ücret ve çalışma koşullannın
düzeltilmesi gerektiğini söylediler. Cumhur-
başkanı Demirel ise üniversite ile devletin.
halk ile üniversitenin karşı karşıya ol-
madığını belirterek "Üniversitelerin sorun-
lannı beraberce çözeriz" dedi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. dün
İstanbul Teknik Üniversitesi. İstanbul Üni-
versitesi ve Yıldız Üniversitesi'nde 1993-
1994 öğretim yılının başlaması nedenıyle dü-
zenlenen açılış törenlerine katıldı. Cumhur-
başkanı Demirel, ilk olarak sabah saat 10.
00'da İTÜ Maçka Maden Fakültesi G Am-
fisi'ndeki açılış törenine katıldı. Demirel.
İTÜ'dekı konuşmasında. eğitim ve öğreti-
mın ülke kalkınmasındaki önemine dikkat
çekti. Demirel. İTÜ'nün Türkiye'nin ge-
lişmesine büyük katkıda bulunduğunu
kaydettı. Yeni üniversitelerin açılmasının
eleştırildiğine dikkat çeken Demirel. ancak
"hala 100 gençten 85'inin duvann drşında
kaldığını" belirterek "Ekmek arslanın ağzı-
nda. Gençlere ekmeği arslanın ağzından ala-
cak beceri ve teknolojiyi kazandırmak iazım-
dır"dedi.
YÖK Başkanı Mehmet Sağlam'ın ve İTÜ
Rektörü Reşat Baykal'ın ücret politikalan
konusundakı eleştinlenni doğal bulduğunu
ifade eden Cumhurbaşkanı Demirel. "Bun-
ları konuşarak çözeriz. Üniversite ile devlet,
üniversite ile halk karşı karşıya değildir. Bun-
lann üzerinde bizzat bende duruyonım" dedi.
Konuşmasında. İTÜ'nün elinden alı-
nmak istenen Taşkışla binasının geri venldi-
ğine değınen Demirel, binanın tapusunun da
verilmesi için gerekli işlemlerin yapılacağını
söyleyince öğretim üyeleri kendisini alkı-
şladılar.
Devlet, halk. üniversite üçlüsünün uy-
garlık yanşında uyum içinde beraber olması
gerektiğini söyleyen Demirel. ünıversitelerin
dünya ve ülke meselelerinden kendilerini so-
yutlayamayacaklannı vurguladı. Cumhur-
başkanı şöyle konuştu:
"Bilim adamlarmın da Türkiye'nin her me-
selesi hakkında ilgili olması lazım. Bu üniversi-
teyi siyasete çekmek midir? Ülkenin meselele-
rini ortaya koymak için siy asi zemin şart değil-
dir. Bir kişi kim olursa olsun, ülkenin meselele-
riyle ilgilenmiyorsa vatandaşlık sorumlultığu-
na sahip değildir."
İTÜ Rektörü Reşat Baykal ise konuş-
masında. üniversite öğretim elemanlannın
malı güçlerinin ve toplumdakı saygınlı-
klannın azaldığı bır dönemde yetenekli ve
vasıflı gençlerin üniversitede kalmalannın
özendirici olmaktan çıktığını belirtti Bay-
kal. "Temmuz 1993 döneminde yapılan ve za-
ten vetersiz olan zamlann. doçentlerdeki artış
oranının diğer öğretim üyelerindeki artışın
\ansı kadar olmasının. teknik bir hatadan
kaynaklandığı düşüncesi ile çok ivedi çözüm-
Demirel, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Yıldız Üniversitesi'nde. 1993-1994 öğretim yılının başlaması nedeniyle düzenlenen açılış törenlerine katıldı.
Öğretimüyelerindeeylemhaztrhğı
lenmesini bekliyonız" dedi.
Törende daha sonra İTÜ'ye en yüksek
puanla giren Tolga Bahşi. Petek Yeğinlioğlu
ve Atilla Filizler'e ödüller verildi. Cumhur-
başkanı Demirel kendileriyle fotoğraf çekti-
ren başanlı öğrencilere "Benimle fotoğraf
çektirdiğiniz için teşekkür ederim. Bakarsınız
50 yıl sonra biri cumhurbaşkanı biri başbakan
olur. Bugün de öyle" dedi.
Demirel. daha sonra İstanbul Üniversite-
si'nin açılış törenine katılarak bir konuşma
yaptı. İÜ Fen Fakültesi Konferans Salonu'-
nda gerçekleştirilen açıhşta Demirel'e "fahri
doktorluk" unvanı venlerek cüppe giydirildi.
İ.Ü.'de daha sonra yapılan bir törende,
YÖK eski başkanı thsan Doğramacrnın da
aralannda bulunduğu dokuz profesöre de-
•'Fahri Doktorluk" unvanı verildi.
Dicle Üniversitesi açıldı
Dicle Üniversitesi de dün düzenlenen bir
törenle 1993-94 öğretim yılına başladı. Yeni
öğretim yılının açış konuşması yapan Rek-
tör Prof.Dr. Sedat Arıtürk, üniversitenin bi-
limsel, sosyal, kültürel, sportif ve benzeri et-
kinlikleri ve yöreye verdiği sağlık hizmetle-
nyle önemlı bır konumda olduğunu belirte-
rek. "'L niversitemiz Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nin sosyo-ekonomik ve kültürel ya-
şamının vazgeçihnez kurumudur" dedi.İnsan
Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Meh-
met Kahraman ile Adalet Bakanı Seyfi Ok-
tay dün yapılan Dicle Üniversitesi'nin açılış
törenine kauldılar. Mehmet Kahraman tö-
rende yaptığı konuşmada, "Üniversitelerin
bilim oİuşturan kurumlar olarak aynı zaman-
da insan hakları politikasının da oluştunılma-
sına katkıda bulunnıasının beklenmesi doğal-
dır" dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nin açılış töre-
nine de katılan Demirel'e Rektör Prof.Dr.
Turgut L'zel tarafından şükran plaketi veril-
di. Üniversitenin Mimarlık Tarihi bölümü
araştırma görevlilerinden Nur Lrfalıoğlu da
Cumhurbaşkanı Demirel'e Isparta'daki
doğduğu e\ hakkında yazdığı tezin kitapçı-
ğını verdi.
KEMAL YT RTERİ
ANK.4RA - Gazi Üniversite-
si öğretim üyelennin Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'i
protesto etmeleriyle tırmanan
üniversitelerdekı gerginlik sü-
rüyor. "Eğitimin kalitesizleşti-
riltnesi" ve "düşük ücretleri''
1
protesto eden öğretim üyelen.
gelecek hafta başında ders bı-
rakmaya hazırlanıyorlar.
Öğretim Üyeleri Derneği Ge-
nel Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Altintaş. hükümetin sorunlan-
na ilgisiz tavnnı sürdürmesi du-
rumunda pazartesi günü derse
gjrmeyeceklerinı söyledi.
ODTÜ Öğretim Üyeleri Der-
neği Başkanı Prof. Dr. Savaş
Alpay, hükümeti koalısyon pro-
tokolünde yer \erdikleri sözlen
tuımaya davet etti. Gazi Üniver-
sitesi Iktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Uluslararası llişkiler
Bölümü Başkanı Prof.Dr. Yük-
sei İnan, önümüzdeki hafta ders
yapmayacaklannı ve öğrencile-
re sadece üniversite sorunlannı
anlatacaklannı aktardı. İnan.
• Hükümeti sorunlanna ilgisiz kalmakla suçlayan Öğretim Üyeleri Derneği
Genel Başkanı Prof.Dr. Mustafa Altıntaş, pazartesi günü ders bırakma eylemi
yapacaklanm söyledi. Gazi Üniversitesi Iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Yüksel İnan da. Çiller'i, bir zamanlar
mensubu bulunduğu üniversite camiasını "dejenere" etmekle suçladı.
Başbakan Tansu Çiller'i bir za-
manlar mensubu bulunduğu
üniversıteyi "dejenere " etmekle
suçladı. İzmir Oğretim Üyelen
Derneği Başkanı Doç. Dr. Se-
vinç Köse. üniversitelerin so-
runlannın acılen giderilmesi ge-
rektiğini bildirdi.
Halka söz verdiler
Hükümetin ünıversite ve öğ-
retim üyelerinin sorunlanna il-
gisizliğini sürdürmesi, öğretim
üyelerini tavır almaya zorluyor.
Öğretim Üyeleri Derneği Genel
Başkanı Altıntaş. üniversitele-
rin sorun yumağı haline geldiği-
ni belirterek. "Cumhurbaşkanf-
na yapılan protesto da göster-
mektedir ki, bıçak artık kemiğe
dayanmıştır"dedi. Altıntaş. her
iki koalisyon protokolü ve hü-
kümet programmın üniversite-
lere ilişkın düzenlemeler içerdi-
ğini. ancak verilen sözlerinın
tutulmadığını savundu. Hükü-
meti. "içtensizliklc " suçlayan
Altıntaş. iktidar ortaklannın
YÖK'ün kaldınlacağına ılışkın
halka söz verdiklerini anımsa-
tarak, şöyle konuştu:
"Kaldırmak yerine yeni dü-
zenlemeye gitmeyi tercih ettiler.
Bu hükümetin en büyük çıkmaz-
larından biridir. İlk koalisyon
hükümeti ile kurduğumuz diya-
loglar sonucu umut vcrici geliş-
meler yaşandı. Ancak, DYP ve
SHP hükümeti şu sıralar prog-
ramlarına uygun davranış içinde
değildir. Bir içtensizlik var.
Bakın haberler çıkıyor, ilkokul-
da üniversite diye. Aynı şekilde
Mersin'de üniversite otel odası-
na sıktştırılmıştır, Denizli'de be-
lediye pasajlannda yaşamoıı
sürdürmektedir. Bu kavram-
lara baktığınızda bunlar bırakın
üniversıteyi, okul bile değildir. "
ODTÜ Öğretim Üyeleri
Derneği Başkanı Alpay, üni-
versitelerin sorunlany la hiç
kımsenin ilgilenmediğinı belir-
terek. ODTÜ Rektörü Süha
Sevük'ün Başbakan Çiller'den
üç kez randevu istemesıne kar-
şın görüşemediğini söyledi.
Daha sonra Ankara'da bulu-
nan üç üniversitenin rektörü-
nün de Çiller'den birlikte ran-
devu istediklerini. ancak görü-
şemedikleri bildiren Alpay, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakan bir türlü va-
kit ayıramadı. Şimdi serbest pi-
yasa koşullannın işletildiğinden
söz ediliyor. Fakat emeğin pa-
zarlanmasında da buna uvulma-
lıdır. Bugün bir doçent arkadaşı-
mız 8 milyon lira para alıyor. Bir
araştırma görevlisi de 4 milyon.
Piyasa ekonomisi nedense öğre-
tim üyelerinin aleyhine çalışma-
ya başladı."
Gazi Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Ulusla-
rarası İlişkiler Bölüm Başkanı
Yüksel İnan. bugünkü üniver-
site yasasını "çağdışı" olarak
niteledi. Üniversitelerin mali ve
idari özerkliğinin bulunmama-
sının vasayı çağdışı kılan birincı
etmen olduğunu ifade eden
İnan. önümüzdeki hafta ders
yapmayı düşünmediklerinı ve
bir hafta boyunca gırecekleri
derslerde öğrencilere üniversi-
tenin sorunlanndan söz ede-
ceklenni bildirdı. Demirel'in
katıldığı töreni "hak aramak ve
Türkiye'nin layık olduğu düzeye
gelmesi için uyarıda bulunmak"
amaayla protesto ettiklenni
belirtti. İzmir Öğretim Üyeleri
Derneği Başkanı Sevinç Köse
de. "öğretim üyelerinin ders yü-
kü> le boğulmuş bir durumda ol-
duklarını" belirtti.
29. ULUSAL PSİKÎYATRİ KONGRESİ
Sansürdoğumdanitibarenbaşkyor
ERDAL ATABEK
BLHSA - Dr Rabia Önen, 4
yıldır psikiyatri dalında. Anado-
lu Üniversitesi'nde çalışıyor.
Genç bir psıkiyatr olarak görüş-
lerini şöyle açıklıyor: "Bizûn top-
lırnıumuzda insanlann kendi ken-
dine sansür koymaları doguşian-
ndan itibaren başuyor. Aıuıe ve
baba eğitimiyle birlikte başlıyor.
Daha çok kontrol altında olmayı
da, çevreleriııi de daha çok kontrol
etmeyi öğreniyor. Hatta kadınlar
birbirlerini erkeklerden daha çok
kontrol altına alııiar. Üniversite
içindeki çalışmalar da bu kontrol
altında yaşama öğretisiyle otokra-
rik bir mekanizma içinde yürüyor.
En demokratik olması gereken bi-
rimlerde bile gerçek bir özgürlük
ortamı yaratılamıyor. Bu da so-
nuçta verimi düşürüyor. Hiç kim- -
se kendi asıl düşüncesini ortaya
koyamıyor, herkes çevresinin iste-
ğine göre çahşmaya önem veri-
yor."
Dr. Fikret Aldanmaz da bır
genç psikiyatr "İnsanlann
sağlıklı, özgür diişünebilmelcri
için kafalanndaki ana-babaları-
ndan kurtulmaları gerekiyor. Ben-
ce Türk toplumunda erişkinleri-
miz bile ana-babaları tarafından
kontrol ediliyor. Bir davranışan
geçeceğimiz zaman çoğunlukla
ana-babalanmız gibi davranıyo-
ruz, kendimiz gibi olamıyonız.
Onlar gibi davranınca ödülİendi-
riiiyoruz. Çocuğu yetiştirirken
suçlayarak. utandırarak. ceza-
landırarak onu kontrol altına alı-
yoruz. Ben de böyle yetişmiş birisi
olarak üniversitede çalışırken
'buna hocam ne der? Böyie ya-
parsam dekan ne der?" diye düsü-
nüyorum. Onlar da bir ana-baba."
Dr. Çınar Yeııilmez, Anadolu
Üniversitesi'nde çalışıyor:
"Aslında her şey bize öğretiB-
yor. Ana-babalardan başlayarak,
eğitim kunımlarında. kitle ilerişim
araçlannda her şev bize öğretili-
yor. Bu kabuğu kınp çıkmak ol-
dukça güç, veya zaman alıyor. Ço-
cukluk döneminde öğrenilen bu
davranışlar uzun yıllar boyunca
etikili oluyor. Bu dönemde yaşa-
yan travmalar (zedeleyıcı dav-
ranışlar) etkisini sürdüriiyor. Bi-
zim 130 hasta üzerinde vaptığımız
bir çalışma var. Bu nörotik hasta-
lar üzerinde çocukluk çağmdaki
fiziksel, ruhsal emosyonel travma-
laruı ne denli etkili olduğunu gör-
dük. Kişiler arası ilişkilerinde
arrmış bir duyaıiılık olduğunu. ki-
şisel ilişkilerinde depresyona ben-
zer davranışlar edindiğini gördük.
En ağır etkiler cinsel travmalar-
dan sonra gelişiyor. Fiziksel taciz
de çok etkili. (Dövme. vurma
gıbı). Emosyonel travmalar da,
doğaüstü güçlerle korkutma. ih-
maller daha az etkili."
Çocuklukta yaşanan ceşıtlı
travmalar sonradan pek anı-
msanmıyor ama insanın hayatını
etkıleyen önemli etkiler bırakabı-
liyor. Burada önemlı olan 'in-
sanımızın kendi özbenliğini gelişti-
rememesi" bilinen deyımıyle "bi-
rey olamaması", kendi özgür dü-
şuncelerinı gelıştırememesi, orta-
ya koyamaması. çevresindekile-
rin değer yargılanna göre yaşa-
mayı temel ilke olarak kabul et-
mesı oluyor. 80'li yıllarda yaşa-
nan baskıcı dönemın de önemli
etkıleri olduğu anlaşılıyor. İnsan-
larda güçlü bir "oto-sansürün
oluşması" kişılerin artık kendi ka-
buklanna çekilmesi. çevrenin
odül-ceza sistemine göre yaşa-
masıyla sonuçlanıyor.
Bu gerçeklerin çok daha fazla
incelenmesı zorunlu. Çünkü bi-
reylen birey olamayan, kafalan-
nda oto-sansür kurmuş insan-
lann oluşturduğu toplumsal ku-
rumlar da "demokratik" olamı-
yor. Üniversitelerin de bu top-
lumsal yapıdan aynlması çok güç.
Orada da güçlü bir hıyerarşik
yapı hükmünü sürüyor. böylece
"bilim ürehnesi" gereken üniver-
siteler de bu işlevden uzak bir
çalışma ortamı içinde toplumun
güncel sorunlannın dışında kalı-
yor. Bilim dünyası toplum üze-
rinde etkili olma görevinden bu
yapısal durum nedeniyle uzak-
laşıyor.
Kendi M Ç M I İ yapabilen
izgür birsyltr okudıkça...
Prof. Dr. Özcan Köknel'le göru-
şüyoruz. Ö. Köknel kaygılı. Özel-
likle ruh sağlığı alanında toplu-
mun bilim dışına kaydınldığı-
ndan yakınıyor. Türk Nöropisi-
kiyatri Derneği olarak bu konu-
da yayımladıklan bıldiri hıçbir
organda yer almamış. Oysa Prof.
Dr. Özcan Köknel medyanın çok
iyi tanıdığı bır ısim ama o bile et-
kili olamamış.
Yayımladıklan bildiride
şöyle denildi: Medyum, cinci,
şifacı vb" adlarla calı-
doğrudan yasalarca yasak-
lanmış. bilim dışı telkın. kandı-
rma ve oyalama gibi yollarlaetki-
levicı olur ve haksız çıkar sağla-
ma temel özelliğidir.
Demeğimiz üyelerinin meslek
alanlanna yöneltilmış bu tecavü-
ze, toplum ve bıreylerin ruh
sağlığına "kerameti kendinden
menkul" bu kışilerce vöneltilmiş
bu saldınya duyduğumuz tepki
aynı zamanda ınsan aklının sa-
vunmasıdır. Kendilerinde insa-
nüstü güçler bulunduğunu ilen
sürmek. bizim hastalanmızda sık
karşılaştığımız bir belırtidır. Bu
kişilerin "yeni bir din" y a da "pey-
gamberliklerini" ılan etmelen bi-
zim için şaşırtıcı olmayacaktır.
Ne var kı toplumda belirli işlev ya
da görevler üstlenmiş olanlann
da içinde olduğu birçok kışının
bu "bu bilim dışı. tıp dışı" şifa
dağıtıcılanna başvurduğu haber-
len bizlen büyük bir şaşkınlığa ve
üzüntüye sürüklemektedir.
Kimi basın kuruluşlannın, bu
tür kışileri ve faalıyet alanlannı "il-
ginç" olduğu gerekçesiyle medya
gündeminde tutmalan da başka
bir üzüntü nedenıdir Bu medya-
tik tutumun demokratik ol-
madığını çünkü "akli olan"a
karşı olduğunu düşünüyoruz.
Demokrasinin insan aklına ve bi-
limsel nesnelliğe dayalı bır top-
lum örgütlenmesi olduğuna
inanıyoruz Doğa ötesi düşünce-
lerin "üstün insan" düşüncesine
varacak kadar antıdemokratik
oldueu düşüncesındeyız."
Prof. Dr. O Köknel. temel
çözümün "kendi seçimini doğnı
yapabilecek özgür birey ycriştir-
mek" olduğunu söylüyor.
Nörtz yaratan etkea
olarak medya...
Aşağıdaki salondaü "psikiyat-
ri kongresi" çalışmalannı sürdü-
rürken yukandaki odama çıkıyo-
rum. Yoğun çalışma içinde dün-
yadan olup bitenleri öğrenebil-
mek için televizyonu açıyorum.
İnterStar. Hürriyet gazetesine
kavga açmış. ver yansın gidıyor.
"Toplumu aydınlatma görevini"
\apı\or. "alkolik ihtiyar", "Rum
çocuğu", "şok belge" başlıklan
ekranda. Hürriyet gazetesi de
İnterStar televızyonunun sahip-
lerini "kaçakçılık"la. "halkı al-
datmakla" suçluyor.
Ergun Göknel gündemden düş-
müş. "Temiz toplum yaratalım"
türünden sözler de bu toz duman
arasında bır yerlere kaçışmış ol-
mali. Moskova'da Yeltsin, parla-
mentoyu topa tutuyor. Amen-
kan Dolan değer kazanmış. Bor-
sa beklemeye geçmiş. CNN canlı
yayına başlamış. Kongre salo-
nunda Belçikalı profesör "panik
bozukluğu"nu anlatıyor.
Bu bozukluğun içindeki "kor-
kular"ı sıralarken ben de düşünü-
yorum. Medya da artık bir korku
nedeni değil mi?Örümcek korku-
su. uçak korkusu, asansör korku-
su. enjeksiyon korkusu. kanser
korkusu gibi "fobi"lerin içine
artık "medyanın saldınsına uğra-
mak korkusu" da girmiş olnıalı.
Teknolojinin kendi eliyle yaratıp
da sonunda kendisinin korktuğu
yenı bır canavar mı medya? Böy-
lesine güçlü organlar birbiriyle
başedemezken toplumun çaresiz
insanı kendini nasıl kurtaracak?
Belki de yeni bir kongreyi "gfinü-
müz dünyasının çaresiz insanı"
konusunda toplamak gerekiyor.